text
stringlengths 148
186k
|
---|
# Fransa'da Kovid-19 vaka sayısı en yüksek seviyede
## Özet
Fransa'da yeni tip koronavirüs vaka sayısı, son 24 saatte 16 bin 96 yeni vaka ile salgının başından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Başbakanı Castex, salgınının daha da kötüleşmesi halinde sokağa çıkma kısıtlaması getirilebileceğini açıkladı.
## İçerik
#### Fransa'da yeni tip koronavirüs vaka sayısı, son 24 saatte 16 bin 96 yeni vaka ile salgının başından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Başbakanı Castex, salgınının daha da kötüleşmesi halinde sokağa çıkma kısıtlaması getirilebileceğini açıkladı.
###### Paris
**KORONAVİRÜS HABERLERİ**
- A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ:
**Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - KORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ:
**Bulaşma riskini artıran ortamlar** - RAKAMLARLA:
**Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ:
**Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu**
**Fransa ** Halk Sağlığı Kurumundan yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 52 kişinin daha **yeni tip koronavirüs** (**Kovid-19**) nedeniyle yaşamını yitirmesiyle can kaybı 31 bin 511'e ulaştı.
Ülkede virüs bulaşan kişi sayısı son 24 saatte 16 bin 96 artışla 497 bin 237'ye yükseldi. Bu rakam, salgının başından bu yana kaydedilen en yüksek günlük vaka sayısı oldu.
Hastanelerde 1048'i yoğun bakımda olmak üzere 6 bin 31 kişinin tedavisi sürerken, iyileşenlerin sayısı ise 431 artışla 94 bin 413'e yükseldi. Kovid-19 testlerinin pozitif çıkma oranı ise yüzde 6,5'e çıktı.
Ülkede yoğun bakımdaki hasta sayısında yaşanan artışla salgının seyri kötüleşmeye devam ediyor.
Diğer yandan, Paris Hastaneler Grubundan yapılan açıklamada, başkentte bu hafta sonundan itibaren ameliyatların yüzde 20'sinin erteleneceği belirtildi.
### Castex: Sokağa çıkma kısıtlaması gelebilir
Fransa Başbakanı Jean Castex ise "France 2" kanalına yaptığı açıklamada, ülkede Kovid-19'la mücadele kapsamında hastanelerin martta olduğu gibi altyapısının yetersiz kalmaması için alınacak önlemler üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Hastanelere sağlık personeli istihdam etme konusunda zorluk yaşadıklarını ifade eden Castex, ülke genelinde ve özellikle büyük kentlerde salgının durumunun endişe verici olduğunu söyledi.
Fransızların tedbirlere uyması ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Castex, ülkede salgının durumunun daha da kötüleşmesi halinde sokağa çıkma kısıtlaması getirilebileceğini bildirdi.
Castex, salgının seyrine ilişkin değerlendirmede en önemli kriterin yoğun bakımda bulunanların sayısının olduğunu ve bu rakamın yükseldiğini aktardı.
Kafelerde Kovid-19'a yakalanma ihtimalinin mağazalardan 3 kat daha yüksek olduğunu ifade eden Castex, ülkede kapalı yüzme havuzlarının salgın nedeniyle kapatılacağının belirtti.
Castex, bu yaz Kovid-19 tedbirlerini uygulama konusunda gevşemenin söz konusu olduğunu söyledi.
Başbakan Castex, Adalet Bakanlığının gelecek yılki bütçesinin yüzde 8 artırılacağının bilgisini de paylaştı.
Fransa'da son olarak 19 Eylül'de 13 bin 498 vakayla salgının başlangıcından bu yana en yüksek günlük vaka sayısına ulaşılmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Libya anlaşması ile bizi karaya hapsetme oyununu bozduk
## Özet
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Libya'yla olan anlaşma ile bizi karaya hapsetme oyununu bozduk." dedi.
## İçerik
**Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay** , Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
1920'de kurulan Anadolu Ajansı'nın bu yıl 100. kuruluş yıl dönümü olduğunu anımsatan Oktay, "1920'den 2020'ye 100 yıllık bir serüven. 100 yılda çok şey başardınız." dedi. Fuat Oktay, Genel Müdür Şenol Kazancı'nın şahsında tüm AA çalışanlarını tebrik etti.
Geride kalan 2019 yılına ilişkin değerlendirmesi sorulan Oktay, birçok mücadelenin olduğu bölgede Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunlara da bakıldığında ülkenin bunlardan farklı şekilde ayrışarak çıktığını söyledi.
15 Temmuz süreciyle başlayan, sonrasında 2018 Ağustos ayındaki ekonomik saldırılarla devam eden süreci anımsatan Oktay, Türkiye'nin, terör saldırıları ve ekonomik saldırılarla sıkıştırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Mülteci sorunu ve yaptırım söylemlerini de hatırlatan Oktay, "2019'un sonunu düşünün.. 'Şöyle olacak, böyle olacak' senaryolarının yazıldığı bir Türkiye, bütün bunları yırtarak 2019'dan 2020'ye girmiştir." diye konuştu.
Ekonomide yaşananlara değinen Oktay, 2019'un ciddi bir mücadele yılı olacağını ancak bu mücadeleden başarıyla çıkacaklarını söylediklerini belirterek, "Türkiye, 'şunu çok iyi öğrendi' demiştik, kendisine karşı oynanmak istenen her oyuna ve kendisiyle ilgili oluşturulmak istenen her krizden ders alarak, güçlenerek çıkan bir ülke vardır. 'Türkiye'ye ne yapılmak istenirse istensin buradan da güçlenerek çıkan bir Türkiye'yi göreceksiniz' demiştik. Bugün bu oldu." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de verdiği dinamizmle, çok hızlı şekilde ekonomik saldırıların tamamen üstesinden gelindiğini, fırlayan enflasyon rakamları, faiz oranlarının tamamen aşağı çekildiğini vurgulayan Oktay, artık tek haneli enflasyon rakamlarının konuşulmaya başlandığının altını çizdi.
Geride kalan yılda büyümeyi negatif tamamlamayacaklarını söylediklerini anımsatan Oktay, "Pozitif bir büyüme beklentisine dönüşen bir Türkiye, kısmet olursa da bu yılı 0,5 büyümeyle tamamlayacağız inşallah." dedi.
Ekonomi boyutuna bakıldığında Türkiye'nin tamamen dengelenmeyi ve disiplini sağladığını aktaran Oktay, "Değişim diye ifade ettiğimiz, 2020'de bizim kendi içimizde ifade ettiğimiz boyut, artık yeniden bir şahlanış dönemine geçmek durumundayız ve bunu yapacağız. Cumhurbaşkanımızın da bize, her birimize, kabine üyeleri olarak da kendi kabinesinin her bir üyesine talimatı budur. 2020 bizim şahlanış yılımız olacaktır." diye konuştu.
Siyasi gelişmeleri de değerlendiren Oktay, Suriye ve Irak'taki belirsizliğe işaret ederek, Türkiye'nin sınır boyunca güvenli bölgeler dışında tehdit alan bir ülke haline geldiğini, neredeyse bir terör devletinin kurulması aşamasına gelindiğini söyledi. Fuat Oktay, şöyle devam etti:
"Türkiye 2019'da, 'Ne işiniz var Suriye'de' diyenlerin kulaklarını çınlatmak için söylüyorum, kendisine hazırlanan bu planı da yırtarak çıkmıştır oradan. Barış Pınarı Harekatı'yla sadece bölgedeki terör devletiyle ilgili oluşturulan hattı yırtmayla kalmamış, onun ötesinde buralardaki haklılığını gerek Rusya ile gerek ABD ile de aynı masada oturarak ve aynı zamanda karşılıklı oturarak, oradaki haklılığını teyit etmiştir. Yapılan anlaşmalara uymuşlardır, uymamışlardır, bu başka bir konu. Biz şunu söylüyoruz, Türkiye olarak bir şeyin altına imza attıysak, biz büyük devletiz, binlerce yıllık bir devletiz, biz buna uyarız. Dolayısıyla bu tüm konularda böyle olmuştur. Burada da biz yaptığımız anlaşmalara uyduk."
Rusya ve ABD ile yapılan mutabakatları hatırlatan Oktay, "Orada da kendisine karşı yapılan çok farklı bir planı yırtarak çıkan bir Türkiye var." dedi.
Suriye ve dünyanın diğer yerlerindeki olaylarla ilgilenirken, bir taraftan Doğu Akdeniz'de aşama aşama etrafı sarılan bir Türkiye görüldüğünü anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunu görüyorduk, buna göre de tedbirlerimizi alıyorduk zaten. Buradan da özellikle son dönemde Libya ile yapılan bu Münhasır Ekonomik İşbirliği Anlaşması ile birlikte burayı da yırtarak devam ettik. Buradan da yırtarak çıktık. İki şekilde yırtarak çıktık. Bir, Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs'ın gerek karşıdaki kıyı komşu ülkelerle yaptıkları anlaşmalar...Mısır'dır, daha önceden yapılan Lübnan, İsrail ile yapılan anlaşmalar, o çerçevede bölgedeki hidrokarbon kaynaklarını tamamen kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve oradaki Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan Türk toplumunu tamamen dışlaması ve Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs'ın çıkarlarını yok sayacak şekildeki harekatını biz orada Fatih ve Yavuz'u göndererek, Barbaros'u göndererek, hem sismik ama onun ötesinde sondajlara girerek bir o planı yırttık. Ama bunu yaparken de şunu söylüyoruz, 'Bunun riskleri varsa biz bunun risklerini alırız.' "
Bunun için de çok eleştirildiklerini belirten Oktay, "Ne işiniz var orada" diye sorulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ayaklarımızı suya sokamayacak bir konudan bahsediyoruz" dediğini ifade eden Oktay, şunları kaydetti:
"(Libya'da ne işimiz var), 'Kıbrıs'ta ne işimiz var' diye soranlara sesleniyorum, biz ayaklarını suya atamayacak bir şekilde veya olta atamayacak şekilde, bize karşı oynanan oyunlar var, bunları yırtmak üzere oradayız. Bu oyunları bozmak üzere oradayız. Bence kamuoyunun da -bazılarının bu konuyu pek anlayabileceğini zannetmiyorum ama Meclis'te de gördük, durumlarını da performanslarını da gördük ne yazık ki- orada ne olduğunu, Cumhurbaşkanımızın ne demek istediğini biraz daha irdelemesi gerekiyor sanırım. Buradan sizlere de özellikle ifade etmek isterim. Bir Doğu Akdeniz'de bunu yırttık, bu oyunu bozduk, iki, Libya'yla olan anlaşma ile bizi karasularımıza hapsetme, sularımız da değil karaya hapsetme oyununu bozduk. Yunanistan'ın son zamanlarda gündeme getirdiği bir harita var. Adım adım... Türkiye, zannediyorlar ki sadece içeride, Türkiye içeride değil hem içeride hem dışarıda hem komşularıyla gelişmeleri anbean takip eden bir ülkedir. Dolayısıyla gelişmeleri çok dikkatle takip ettik, ediyoruz. Bunlara da müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik. Ama bunu ifade ederken de şunu söyledik, sonucu ne olursa olsun. Biz tarihte de bunu yaşadık. Risk varsa alırız, gereği neyse yaparız."
Türkiye'nin yaptırımlarla tehdit edildiğini dile getiren Oktay, Barış Pınarı Harekatı'nda bütün dünyanın Türkiye'nin karşısına dikildiğini söyledi.
Türkiye'nin Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatlarında olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı'nda da PKK/PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirten Oktay, "Peki terörle mücadele eden devletler, hangi saikle hepsi birden karşımıza dikilir? Bir tanesi, iki tanesi, hadi 3-5'i dikilir karşımıza. Barış Pınarı Harekatı'nda bambaşka bir şeyi gördük, hep birlikte gördük bunu, bütün dünya karşımızdaydı. Peki içerideki muhalefet buna ne dedi? 'Görmüyor musunuz kardeşim bütün dünya karşınızda, yanlış yaptığınızı görmüyor musunuz?' Biz tam tersine ne kadar doğru yaptığımızı gördük burada. Bu terör örgütlerinin arkasında kim var ve bu terör örgütü devletini burada kim tasarlıyor, kim kuruyor dediğinizde adeta bize karşı çıkanlar el kaldırdılar, 'biz buradayız' diye." değerlendirmesinde bulundu.
"Yani bunun kasıtlı, bilinçli olarak, herhangi bir bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşünmüyorsunuz, bu taraf tutmanın." sorusu üzerine Oktay, "Kesinlikle değil." karşılığını verdi.
"Muhataplarınızla o masalarda neler konuştunuz?" sorusuna Oktay, şu cevabı verdi:
"Bütün her şeyi biz açıklığıyla konuştuk. Yani Cumhurbaşkanımızın herhangi bir masada dışarıda söylediği hiçbir şeyden eksik söylediği bir konu yoktur. Bütün açıklığıyla, bütün çıplaklığıyla muhatabına ifade eder. Biz de kendi görüşmelerimizde bütün açıklığıyla bunu konuşuruz. Ve masada bize yanlış olduğumuzu anlatan hiç kimseyi görmedik. Ama masadan kalktığımızda sahaya bakıyorsunuz aynı şeyler devam ediyor."
Oktay, Türkiye'nin ekonomik saldırılarda oyunu bozduğunu vurgulayarak, risk primlerinde ciddi bir düşüşle yeniden 300'ün altına inildiğini, bunun 2020'de daha da düşerek devam edeceğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye'de ve Libya ile anlaşarak Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de oyunu bozduğunu yineleyen Oktay, "Bu, diğer alanlarda da devam edecek zaten. Türkiye'ye oyun kurmak isteyen her kim varsa bilsin ki bölgede Türkiye'ye karşı kurulan oyunlar başarılı olamaz. İki, bölgede her kim varsa bölgeye karşı bir niyeti varsa, kusura bakmasın. Türkiye, kendi çıkarları aleyhine herhangi bir faaliyete müsaade etmez. Türkiye'siz herhangi bir planın başarılı olma şansı asla ve asla yoktur. Kim olursa olsun. Bunu açıkça da söylüyoruz." dedi.
Yaptırımlara da değinen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçende bir yerde davetliydim, orada da sordular. 'Senatoya ne vermeyi düşünüyorsunuz' gibi çok ilginç bir soru vardı. Anlamadık, ne demek, senatoya ne vermemiz gerekiyor? 'İşte yani biliyorsunuz, Trump Türkiye tezlerini destekliyor, Trump'ın elini güçlendirmek için senatoya ne vermeyi düşünüyorsunuz?' Senatoya niye biz bir şey verelim anlamadık. Bizim senatomuz, bizim parlamentomuz yok mu? Siz bizim parlamentoya ne vermeyi düşünüyorsunuz? Siz bizim Cumhurbaşkanımıza ne vermeyi düşünüyorsunuz? Hiç bir ilişki tek yönlü değildir. Türkiye'yi ve Türk insanını iyi tanımak gerekiyor. Eğer ki bir şeyi yaptırmak istiyorsanız tehdit edin, bu kadar basit. Tehditlere boyun eğmeyen bir milletiz biz. Yaptırım koyacaklarmış, bilmem A, B, C şahsına, malvarlığına el koyacaklarmış... Orada zaten o listede olmadığımız zaman üzülen insanlarız, 'biz niye o listede yokuz' anlamında. Olduğumuz zaman da sevinen insanlarız. Aynı şeyi AB yapmak istedi. Kıbrıs'ta yapmak istedi ve bugün de bir karar geçirdi. Aynı şeyi söyledik, buyurun istediğinizi yapabilirsiniz. Sakın ola ki bizi tehdit etmeyin, Türkiye ile ilişki kurmanın yolu tehdit değildir."
Bir taraftan bunlar olurken, diğer taraftan da Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Rusya ile hem de Amerika ile liderler seviyesinde, aynı zamanda İngiltere, Fransa, Almanya dahil ve Avrupa Birliği dahil en rahat görüşen, en sık görüşen, en kritik konularda ortak payda olduğunu belirten Oktay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birkaç gün sonra Türkiye'ye geleceğini, telefon görüşmelerinin diplomasi boyutunda sürekli devam ettiğini aktardı.
### "Sessiz sedasız bir çok devrim"
Ekonomik boyutta sessiz sedasız birçok devrimin yaşandığını dile getiren Oktay, 27 Aralık'ta Türkiye'nin otomobili tanıtımını anımsattı.
Hiçbir çalışmanın durmadığını vurgulayan ve Devrim otomobilleriyle başlayan sürecin durdurulmamış olması halinde bugün bambaşka bir yerde olunacağına dikkati çeken Oktay, TANAP Projesi'ni hatırlatarak, "Aslında bu sadece bir enerji koridoru değil, bir barış koridorudur." ifadesini kullandı.
Yapımı süren projelere ilişkin bilgi veren Oktay, Türkiye'nin kendi uydularını ve fırlatma sistemlerini yapma anlamındaki çalışmaların da tüm gücüyle devam ettiğinin altını çizdi.
Savunma sanayindeki gelişmelere de değinen Oktay, şöyle devam etti:
"S-400 krizi yaşadık ve orada da aynı şeyi söyledik 'bizi tehdit etmeyin, bakın biz bir söz verdikse, imza attıksa bunun arkasında dururuz. Ama F-35? Ne alakası var F-35 ile S-400'ün? F-35 İsrail'de uçtuğu zaman bölgeden teknolojisi çalınmıyor da Türkiye'de uçtuğu zaman mı bölgeden teknolojisi çalınıyor? S-300'ler Yunanistan'da ve Güney Kıbrıs'ta konuşlandığı zaman teknoloji çalınmıyor da Türkiye'de S-400 konuşlandığı zaman mı teknolojiyi çalıyor? Orada da izah ettik durumu."
Bu konunun başka saiklerle gündeme getirilen bir konu olmadığını, Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bir konu olduğunu vurgulayan Fuat Oktay, şunları söyledi:
"S-400'lerle ilgili Patriotlarla vermediniz buradaydık, bugün F-35'lerle ilgili yaptığınız şey hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Hiçbir devletin bırakın büyük devlet olmayı, devletin, hatta şahsın bile yürütebileceği bir süreç değildir. Attığınız imzaya, çıkacaksınız her türlü taahhüdünüzü yerine getireceksiniz ülke olarak, ödemesini yapacaksınız, ondan sonra uçaklar çıkacak, dördü teslim edilecek, dördü teslim edilmiş durumda şu anda Amerika'da. Şu anda ikisi Türkiye'ye gelmiş olması gerekiyordu. Ondan sonra diyeceksiniz ki 'pardon biz sizi çıkarıyoruz'. Niye? 'S-400'le alakalı'. Ne alakası var kardeşim? Konuları birbirinden ayırabilecek kadar da tecrübeli olmanız gerekiyor büyük devletseniz."
Türkiye'nin Rusya ile birçok alanda iş birliği yaptığını ancak birçok alanda da hemfikir olmadığı konuların bulunduğunu anımsatan Fuat Oktay, "Libya gibi veya Suriye'de de birçok konuda. Ama iş birliği yapabiliyoruz, Amerika ile de öyleyiz, iş birliği yaptığımız birçok alan var aslında ama sorunlu olduğumuz alanlar da... Bunları ayırmasını bilecek kadar tecrübesi olan bir millet ve devletiz." dedi.
"Yaptırımları yapabilirsiniz ama biz geri adım atmayacağız." dediklerini aktaran ve "F-35'leri şimdi getirdiler, en son kendi bütçeleri ile ilgili bir yasadan yaptırımları geçirdiler." ifadesini kullanan Oktay, konunun Türkiye'yi nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Etkileyecek bizi. Bizi kendi savaş uçağımızı bir an önce yapmamız konusunda çok ciddi şekilde kamçılamış durumda bu. Biz böyle bir milletiz. Fazla rahatı da pek sevmeyen, özellikle böyle teknolojik konularda, ekonomik konularda falan hafif tehditvari bir şey gelince, yani 10 günde yapacaksak 5 gün de yaparız, 5 günde yapacaksak 3 gün de yaparız. Şimdi bizi çok ciddi kamçılamış durumda. Aynen İHA'larda ve SİHA'larda olduğu gibi. Yarın Türkiye savaş uçağını da yapacak. Şu anda da hamdolsun programı da oldukça iyi gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da konuyu çok yakinen takip ediyorlar. Bunu da yapacağız hem insanlısını hem insansızını hem de F-35 veya ötesindeki bir özellikle bunu yapıyor olacağız. Yaptırımlar gelecekmiş, 1915 olaylarıyla ilgili yaptırım gelecekmiş... Getirebilirsin kardeşim, o da siyasi yaptırım, bağlayıcılığı yok."
Tüm bunların Türkiye'yi kamçılayan olaylar olduğunu vurgulayan Oktay, "2019'da savunma sanayinde de savunma bu S-400 uzun menzilli ama kısa menzilli alanda da ciddi başarı sağladığımız bir dönem oldu. Orta menzilli savunma sistemleri ile ilgili çalışmalarımız ve uzun menzilli başlamış oldu. O da bizi kamçılamış oldu. Şu an onlar da başladı, onları da elde edeceğiz." diye konuştu.
Akıllı mühimmatlar konusunda da benzer bir durum olduğunu, sonrasında Türkiye'nin bunu kendisinin ürettiğini anlatan Oktay, Türkiye'nin yıl içerisinde kendi motorunu da yaptığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2019'un birçok alanda ciddi ilerlemelerin olduğu bir yıl olduğunu kaydederek, "Eğer biz negatif bakıyor olsaydık 27 Aralık'taki yerli otomobili çıkaramazdık, biz hiçbir şeye negatif bakmıyoruz. Olan her krize biz fırsat olarak bakarız. Ne öğreniriz, bunun üstesinden geçip, gelip Türkiye'nin çıkarlarına bunu nasıl dönüştürebiliriz? Hamdolsun ikisini de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde de yapabilecek güçte ve kabiliyette bir Türkiye var." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin genel değerlendirmesi ve her 100 günde bir bakanlık performanslarıyla ilgili olacağı söylenen raporlamalara ilişkin çalışmaların durumunun sorulması üzerine Oktay, mükemmel olan, eksiği olmayan hiçbir sistemin bulunmadığını söyledi.
Oktay, 2019'u tüm olumsuzluklara ve kırılganlıklara rağmen artıyla tamamlamalarının arkasında son derece hızlı ve esnek karar alabilen, bunu aynı hızla uygulayabilen bir sistem olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde erkler ayrılığı olduğuna dikkati çeken Oktay, "Erkler ayrılığı önceki parlamenter sisteme göre çok daha keskindir burada. Biz eski sistem mantalitesi ile yeni sistemi değerlendirdiğimizde sıkıntı çekiyoruz. Halbuki eski sistem diye bir şey yok artık. Şu anda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeyiz. Yani Meclis'in onay verdiği, onlarca yıl tartışılan, sonrasında milletin onay verdiği bir sistemde yolumuza devam ediyoruz." dedi.
"Erkler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılmış durumda olması demek." ifadesini kullanan Oktay, "Evet, hepsi Cumhurbaşkanının nezdinde temsil ediliyor ama aşağıya geldiğinizde yürütme ve yasamanın rolleri tamamen ayrılmış durumda. Yürütmede olan birisi yasamada, yasamada olan birisi yürütmede olamaz." diye konuştu.
Oktay, yeni sistemde TBMM'yi güçlendirdiklerini dile getirerek, "Meclis'i güçlendirmek ne demek? Kanun koyucudur Meclis ve denetleyicidir. Koyduğu kanunların uygulanmasıyla alakalı. Burada eskiden Bakanlar Kurulu aracılığıyla gönderdiğiniz taslakları gönderme yetkiniz yok, şansınız yok. İhtiyacınızı ifade edebilirsiniz, 'şöyle bir ihtiyacım var.' diyebilirsiniz ama 'bunu çıkar.' 'bunu gündemine al.' deme şansınız yok." ifadelerini kullandı.
Yürütme boyutuna bakıldığında ise çok esnek ve hızlı karar alabilen bir yapı olduğunu belirten Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin siyasi istikrarın da olduğu bir yapı olduğunu vurguladı.
Yerel seçim döneminde de bunu gördüklerini söyleyen Oktay, "Hiçbir şey sanki seçim yokmuş gibi devam etti. İstikrar zerre etkilenmedi. Zaten bunu kastediyoruz biz. Yeni sistemle de bunu kastediyoruz." dedi.
Oktay, yeni sisteme ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, tüm paydaşların görüş ve fikirlerini alarak çalışma yaptıklarını ve bunu Erdoğan'a rapor olarak da sunduklarını belirterek, "Sorunların yüzde 98'lik bölümünün uygulamadan kaynaklanan sorunlar olduğunu gördük, sistemden değil. Hatta o kalan yüzde 2'lik kısım da bizim zorlamamızla sistem diye ifade edebildiğimiz şeylerdi." diye konuştu.
Hükümetin 100 günlük eylem planlarına değinen Oktay, şöyle devam etti:
"100 günlükle başladık. Sonrasında 100'er günlük olduğunda bakanlıklarda ve kamuoyunda bir bıkkınlık oluşturmaması için 180 gün yapalım dedik. Kendi içimizde aynı sıklıkla takibini yapalım, kamuoyu açıklamasını daha uzun periyotlarda yapalım diye düşündük. 180 günle yılı tamamladık. Şimdi 2020'nin 180 günü de planlanmış durumda. Son derece başarılı. Birinci 100 günde yüzde 98-99 oranında bir gerçekleşme oldu. Bakanlıklar bu konuda kendi içlerinde yarış halindeler. Bakanlıkların, birçok konuda 'ya yetiştiremesek' kaygısıyla eylem planına koymadığı projeler oluyor. Bunlar hayata geçirilince de sürpriz oluyor."
### "Devrim otomobili için de 'bunu yapamazsınız' diyenler oldu"
Türkiye'nin Otomobili ile ilgili yüzde "100 yerli olmadığı", "halka hitap etmediği", "fiyatının yüksek olabileceği" şeklindeki eleştirilerle ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Oktay, şunları söyledi:
"İstemezük. Bunu Devrim otomobillerinde de gördünüz. Oraya gidince insanın içi sızlıyor. O gün bütün milletin yaşadığı o heyecanı düşünün, bunu bu milet Devrim otomobili çıktığında da yaşadı. Biz 1920'lerde, 1930'larda, 1940'larda uçak imal eden, Silahlı Kuvvetlerinin envanterine alan ve onun ötesinde ihraç eden bir ülkeyiz. 'İstemezük' anlayışla, yani kendi kapasitesini anlayamayacak kadar kendisini aciz gören bir anlayışla bu milletin önü 100 yıldır kesiliyor. Ama diğer taraftan da yine 100 yıldır 'hayır bunu yaparız' diyen, öz güveni olan bir millet var. Dolayısıyla bütün engellemelere rağmen 'ben ileriye yürüyeceğim' diyen bir irade var. Bu iradenin netleştiği dönemlerde ülkenin şahlanışını görüyoruz. Aynı zamanda da 1940'larda Vecihi Hürkuş'u, Nuri Demirağ'ı yok eden bir zihniyeti düşünün. Dönemin Sanayi Bakanı, buna 'olmaz' diyor. Daha sonra aynı zihniyet dışardan gelen otomobillerin dağıtımı işini kolaylaştırıyor. Devrim otomobili için de 'bunu yapamazsınız' diyenler oldu. Dolayısıyla kimin ne dediği önemli değil. Biz bunlarla ilgilenmiyoruz. Bunlarla ilgilenirsek hiçbir şey yapamayız. Bizim ilgilendiğimiz şey biz ne yapabiliriz."
### "Ne Ford yüzde 100 yerlidir ne Toyota"
Oktay, otomotiv sanayisinin içinden gelen biri olarak Türkiye'nin otomobiline duygusal da baktığını dile getirdi. Oktay, şunları kaydetti:
"Ben sektörün içinden gelen biriyim. Ne Ford yüzde 100 yerlidir ne Toyota yüzde 100 yerlidir. Böyle bir şey yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur. Dolayısıyla bizim ilk etapta yüzde 50 ve üzeri hedefimiz var. Savunma sanayisinde yola çıktığımız dönemi düşünün. 'Zaten yüzde 15-20'lerdeyiz, mümkün değil' falan deniyordu. Bugün yüzde 70'lerdeyiz. Şimdi burada yerlilik konusunda minimum yüzde 50, yüzde 51 ile başlıyoruz. Bambaşka bir şeyle başlıyoruz. Yani teknolojisi eskimiş, pazarı domine edilmiş, hareket etme şansının olmadığı bir alandan bahsetmiyoruz. Öyle bir zamanlamadan bahsediyoruz ki yüzde 100 elektrikli araçların piyasaya girdiği, piyasada bir boşluğun olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Bugün elektrikli araçların toplam otomotiv sektöründeki yeri yüzde 1'dir. 15 yıl sonrasında beklenti yüzde 40. Zamanlama öyle bir zamanlama ki şimdi girdiniz girdiniz, 5 yıl sonra girdiğinizde geçmiş olsun. Bugün dalgayı yakalıyoruz. Bugün klasik motor teknolojisine sahip bir otomobille çıksaydık bir anlamı yoktu. Otomobil ürettik diye bu kadar heyecanlanmazdık, havalara da girmezdik ama farklı bir teknolojiyle ve doğru zamanlamayla bir pazara giriyoruz. Bizi heyecanlandıran, milletimizi heyecanlandıran taraf da bu. Bunu bazıları anlamıyorsa ne yapalım. Zaten onlar anlasın diye beklersek biz hiçbir şey yapamayız."
Türkiye'nin otomobiliyle doğru bir teknoloji ve doğru zamanlamayla pazara girdiklerini, kendilerinin ve Türk milletinin heyecanlandığını aktaran Oktay, bazılarının heyecanlanmadığını, konuyu anlayamadığını söyledi.
Fuat Oktay, "Adamlar 100 yıldır heyecanlanmamış, biz ne yapalım yani. 100 yıl bekleyecek halimiz yok. Arkadan gelirler. Bugün itiraz edenler, yarın o araçlara ilk binenler olacaktır. Aynen köprülerden memnun olmayanlar gibi. Kanal İstanbul'da da aynısı. 'İlk önce biz buralardan nasıl faydalanırız' diyenler onlar olacaktır." ifadesini kullandı.
Oktay, savunma sanayi gibi tek bir sektörle Türkiye'nin yoluna devam edemeyeceğini, ikinci hatta üçüncü bir sektörü canlandırmaları gerektiğini aktardı.
### "Uçan taşıtlar"
Yerli otomobil ile ikinci bir sektör olan bilişim sektörünü hareketlendirdiklerini anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savunma sanayinde olduğu gibi keyifle bilişim sektöründe de aynı şeyleri konuşacağız. Akıllı bir araçtan bahsediyoruz, sıradan bir araç değil. Aracınızda oturacaksınız, evinizdeki, iş yerinizdeki her türlü akıllı aletlerle irtibat kuran bir araçtan bahsediyoruz. Otonom sürüşü olacak bir platform. Otonom sürüşün olması için de yolların ona göre yapılması lazım. Biliyorsunuz o yolların ilk testleri 2020'de tamamlanmış olacak. Diğer tarafta sürekli enerji açığı ile boğuşan bir ülkesiniz. Tırnaklarımızla kazıyoruz. Burada farklı bir teknolojiyi yerlileştirip, millileştirebilirsek burada cari açık anlamında ciddi bir açığı kapatacağız. Bursa, Gebze, Kocaeli, İstanbul bir üçgen. Bu üçgeni birleştiren Bilişim Vadisi'ni tesadüfen kurmadık oraya. Orada yepyeni bir sektör oluştu.
Yüksek teknolojili bir alanda ikinci ayağı başlatıyoruz. Sadece otomotivden bahsetmiyoruz. Bakın uçan taşıtların piyasaki yerlerini almaya başlaması çok uzun bir gelecek değil. 15-20 yıl maksimum. Devrim araçlarıyla kaçırdığımız bir fırsatı, şimdi elektrikli ve akıllı araçlarla yakalamış durumdayız. Yerli otomobile zamanında girdik, uçan taşıtlara önden gireceğiz. Bu çalışmalar başlamış durumda."
Oktay, bütün güçleriyle sağlık sektörü üzerinde çalışmaya başladıklarını, şehir hastaneleri ile muhteşem bir altyapı kurduklarını dile getirdi.
Sağlık teknolojisinde ithal ürünler kullandıklarına dikkati çeken Oktay, kullanılan teknolojiyi yerlileştirmek ve ilaç sektörüne adlarını yazdırmak istediklerini vurguladı.
Şehir hastanelerine yönelik, "Ne yapacaksınız bu kadar büyük hastaneyi?" eleştirilerine cevap veren Oktay, "Senin anladığın, hastaneden bir kişinin gidip muayene olmasıyla alakalı. Öyle bir anlatıyor ki 2000 öncesinin hastaneleri mükemmel gibi anlatıyor. O hastanelerin, senin başkan olduğun dönemdeki hastanelerin ne olduğunu biliyoruz. Yani, Türkiye'yi oraya mı götürelim. Bu hastaneler de aynen otomotivde olduğu gibi başka bir sistemin altyapısı. Buralarda Ar-Ge çalışmaları başlamış durumda. Sağlık turizmi için çok önemli. Cumhurbaşkanımızın arzu ettiği, ısrarla üzerine gittiği bir konu bu." diye konuştu.
### Kanal İstanbul
Oktay, "Kanal İstanbul Projesi"ne yönelik eleştirilere ilişkin soru üzerine, İstanbul Boğazı'nın Türkiye için çok önemli bir konumu olduğuna değindi.
Montrö Anlaşması ile Boğaz'ın kurallarının belirlendiğini anımsatan Oktay, şunları kaydetti:
"Öyle bir noktaya gelmişiz ki yaklaşık 45-50 bin civarında geminin geçtiği, dünyadaki ticaretin de gelişmesiyle sürekli artan bir trafik, ağır tonajlı gemiler... Kazalara hep birlikte şahit oluyoruz. Çevre boyutunda şikayet edenlerin tam tersi. Independenta'ın haftalarca, aylarca denize akıttığı petrolü düşünün, nasıl kirlettiğini düşünün. Bir taraftan 'inci' diyeceksiniz bir taraftan da tehlikede tutacaksınız. Artan trafiğe rağmen 'Ben buradan geçeceğim' diye ısrar edeceksiniz. Kanal İstanbul ile ikinci bir alternatif oluşturuyoruz. Bu oluştuğunda çevreye zarar verebilecek, ağır tonajlı her türlü yük taşımacılığını opsiyonel olarak buraya alıyorsunuz. Bunun özelliği iç su yolu olması.
Tamamen kendi kanunlarımıza göre oluşturduğumuz bir alternatiftir. Buranın daha avantajlı olduğunu herkes görecek. Sadece gemiler için değil kendi vatandaşlarımız için de avantajından bahsetmiyoruz. Boğaz'da yaşayanlar için de avantajlı olduğu görülecek. Bunun projeleri yıllardır yapıldı. Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu için 55 kurumdan alıyorsunuz. 55 kurum kılı kırk yararak bunun üzerinde çalışıyor, işin ilginci. Çevre ve Şehircilik Bakanımız da açıkladı; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de projeye ilişkin olumlu görüşü var. Dolayısıyla biz bu çalışmayı sonlandıracağız. Kesinlikle tereddütümüz yok. Türkiye'nin çıkarına olan bir projedir. Bunu da göreceğiz. Şimdiden 'Ya olur mu" diyenlerin yarın gördüklerinde mutlu ve gururlu olduklarını göreceğiz."
"Kanal İstanbul Projesi konusunda kamuoyunu yeterince aydınlattığınızı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Oktay, bu konuda ciddi bir çalışmanın devam ettiğini söyledi.
"Yerel Yönetimler Yasasının görüşüleceği, AK Parti, MHP ve CHP'den büyükşehir belediye başkanları ve bakanların yer alacağı, sizin de başkanlığını yapacağız bir komisyonun oluşturulacağı basında yer almıştı. Komisyon ne zaman toplanacak ve çalışma yöntemi ne olacak? " sorusuna cevap veren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararları alırken çok katılımcı hareket ettiğini, sonuç alana kadar da takibini yürüttüğünü kaydetti.
Tüm siyasi partilerden büyükşehir belediye başkanlarının Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplandığını anımsatan Oktay, her belediye başkanının burada sorunlarını ve ihtiyaçlarını ilettiğini aktardı.
Bundan sonuç alınması için bir komisyon oluşturulduğunu ve görüşler istendiğini anlatan Oktay, Yerel Yönetimler Yasası ile ilgili de "Genelde gelir artırıcı önlemlerle ilgili talep olduğunu görüyoruz. Belediyelerde şöyle bir şikayet var, 'Bazı belediyeler merkezden aldıkları gelirlerde diğerlerine göre ciddi dezavantajlı konumdalar, bunun düzeltilmesi lazım.' Bunun için de bir yasal düzenleme ihtiyacı var." diye konuştu.
Fuat Oktay, belediyelerin, yerel yönetimlerin yapması gereken altyapı yatırımlarıyla alakalı merkezi yönetimle iş birliği, büyükşehirler ve ilçe belediyelerinin yetki kargaşası olduğu alanlarda düzenleme, sosyal konularda yapılan çalışmalarda daha fazla yetkilendirmeyle alakalı taleplerinin olduğunu dile getirerek, kısa süre içinde yeniden belediye başkanlarıyla bir araya gelip bu konulara bakacakları bilgisini verdi.
### "Türkiye her türlü riski hesapladı"
"Libya'ya asker gönderme tezkeresi yarın TBMM'de görüşülecek. Tezkerenin geçmesi durumunda Türk askerinin Libya'ya gidişi konusunda takvim belirlendi mi? Libya'da görev alacak Türk askerinin rolü ne olacak? Türkiye'nin askeri desteği sahadaki dengeleri nasıl etkileyecek?" sorusu üzerine Oktay, "Kısmet olursa tezkere yarın 14.00'te Meclis'te görüşülecek ve oylanacak. Ümit ediyoruz onay alarak çıkacaktır." cevabını verdi.
Oktay, Türkiye'nin kendi anakarasında hapsedilmek istendiğine dikkati çekerek, "Biz bu oyunu gördük. Dolayısıyla daha fazla gecikemeyeceğimizi, hem bugünkü Türkiye hem de gelecek nesiller için bu oyunu bozmak zorunda olduğumuzu gördük." değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamda, Libya'nın Birleşmiş Milletler nezdinde tanınan resmi temsilcisi olan Serrac hükümeti ile bir anlaşma yapıldığını anımsatan Oktay, bununla Türkiye'nin ekonomik münhasır bölgesinin netleştirildiğini, iki ülke arasındaki deniz sularında kaynakların kullanılmasının sağlandığını ifade etti.
Türkiye'nin her türlü riski hesapladığını, anlaşmanın hem Türkiye'nin hem de Libya'nın çıkarları doğrultusunda gerçekleştiğini vurgulayan Oktay, "Bölgenin de çıkarına olan bir şey bu. Bu bir barış projesidir. Türkiye'yi anakaraya hapsettiğiniz bir ortamda bir barış söz konusu olamaz. Dünyaya diyoruz ki 'bu barışın devam etmesini istiyorsanız burası Türkiye'nin hareket sahasıdır, bununla ilgili aklınıza bir şey getirmeyin.' Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bu böyle olacaktır." şeklinde konuştu.
### "Tezkerenin siyasi bir mesajı da var"
Trablus'un çok farklı ülkeler tarafından desteklenen Hafter'in saldırısı altında olduğunu, anlaşmadan sonra bunun daha da hızlandığını dile getiren Oktay, "Bizim duruşumuz nettir. Burada hem Türkiye'nin hem Libya'nın hem de bölgesel barışın korunmasıyla alakalı ortak çıkarlar vardır. Burada daha fazla istikrarsızlığın oluşturulmasına müsaade edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Oktay, "Tezkere çıktığında ne kadarlık bir süreçte Türk askeri Libya'ya gider?" sorusunu şu şekilde cevapladı:
"Bu tamamen oradaki durumla alakalı. Biz hazırız. Silahlı Kuvvetlerimiz de Milli Savunma Bakanlığı da hazırdır. Tezkerenin Meclis'ten geçmesinin siyasi bir mesajı da vardır. Tezkere geçtikten sonra diğer tarafta farklı bir duruş olur, 'tamam çekiliyoruz, saldırıdan vazgeçtik' diye, uygundur, niye gidelim o zaman? Ama devam ettiği takdirde, burada davet vardır, bu davete icabetle ilgili Cumhurbaşkanımızın net açıklaması vardır. Burada gün söylemenin bir anlamı yok. Risk bugünse bugündür, yarınsa yarındır, 3 gün sonraysa 3 gün sonradır, 10 gün sonraysa 10 gün sonradır. Dolayısıyla tezkere bir yıl için geçerlidir, ihtiyaç ne zamansa gerektiği şekilde gerektiği miktarda gönderilir. Mecliste şunu arzu ederiz ki muhalefet de Türkiye üzerindeki bu riski görsün. Yani sadece klasik kısır döngü bir muhalefet anlayışıyla devam etmeyi bıraksın. Türkiye'nin çıkarları bunu gerektiriyor."
### "Türkiye en çok yardım eden ülke"
"İtalya'da yapılan 'Libya toplantısını' Türkiye'nin dışlanması üzerine terk ettiniz. Hafter'in kazanması durumunda Libya ile yapılan anlaşmaların rafa kaldırılması riski söz konusu olur mu?" sorusu üzerine Oktay, İtalya'da kimsenin haberi olmadan Hafter'in konferansa getirildiği bilgisini verdi.
Türkiye'nin bilgisi dışında, resmi bir hükümet varken farklı bir girişimin asla kabul edilemeyeceğinin altını çizen Oktay, buna karşı tavırlarını net bir şekilde ortaya koyduklarını hatırlattı.
Oktay, olayın ardından hükümet değişikliği sonrası gittiği İtalya'da eski Dışişleri Bakanının kendisine "tepkiniz haklıydı" dediğini aktardı.
Türkiye'nin hiçkimsenin toprağında, kaynağında gözünün olmadığına işaret eden Oktay, mültecilere dünyada en fazla yardım eden ülkenin Türkiye olduğunu ve insani yardımların karşılıksız yapıldığını dile getirdi.
"Türkiye'nin Libya'ya göndereceği muharip güç mü olacak, yoksa insani ve teknik yardım mı?" sorusuna Oktay, "Libya tezkeresinin içeriğine baktığınızda tezkere, insani yardımdan askeri katkıya kadarki aralıkta her şeye müsaade ediyor. Biz, insani yardımda zaten bulunuyoruz. İçeriğini muhatabımızın talepleri ve bölgedeki gelişmeler belirler." yanıtını verdi.
### "Türkiye duruşunu muhataplarıyla paylaşıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin "davet edildiğimiz yere icabet ederiz" sözünü hatırlatan Oktay, tarafların bu mesajı doğru anlamasını ve müdahaleye gerek kalmamasını ümit ettiklerini vurguladı.
Oktay, aksi durumda Türkiye'nin çıkarları ve muhatabının daveti doğrultusunda gerekenleri yapmakta tereddüt etmeyeceğini bildirdi.
"Türkiye'yi, Libya'ya asker göndermesi konusunda uluslararası toplumda destekleyen ülkeler var mı?" şeklindeki soru üzerine Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, bu konudaki duruşunu en üst düzeyde muhataplarıyla paylaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın Putin, gerek Sayın Trump ile görüşmeleri, aynı şekilde 'dörtlü zirve' diye ifade ettiğimiz gerek Sayın Johnson, gerek Merkel ve Macron ile en üst düzeyde yürüyen şeyler var. Bir de devam eden Berlin süreci var. Orada da Şansölye Merkel'in, belki şubat gibi toplanmayla alakalı gayretleri var. Türkiye her platformda Libya ile ilgili görüşlerini paylaşmaya devam ediyor."
### "Çalışmalar ciddiyetle devam edecek"
Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Tunus'a yaptığı ziyarette Libya konusunu da içeren bölgedeki gelişmelere ilişkin görüşmeler yapıldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu çalışmalar bütün ciddiyetiyle devam edecek. Türkiye tezlerini uluslararası alanda anlatmaya devam edecek ama 'tezlerimiz doğru anlaşılırsa, ondan sonra hareket ederiz' gibi bir yaklaşımımız yok. Eğer öyle olsaydı bugün Suriye'nin kuzeyinde, yani Türkiye'nin güneyinde bambaşka bir şeyi konuşuyor olurduk. Türkiye bütün dünya karşısına geçecek olsa bile haklı olduğunu bildiği konularda tereddüt etmez. Zaten sonrasında bu anlaşılıyor, muhataplarımız tarafından da anlaşılıyor.
Bütün dünyanın karşımızda olduğu Suriye'deki Barış Pınarı Harekatı'nı düşünün. Senatodan hangi kararı geçirmeye çalışırsa çalışsınlar, masaya oturduğumuzda yaptığımız anlaşmalara, mutabakatlara baktığınızda bizi anlayan bir muhatap görüyorsunuz. Sahaya farklı şekilde yansımalarını görebiliyoruz ama karşılıklı masaya oturduğumuzda bizim haklılığımızı teyit ettiklerini görüyoruz. Bu iletişim kanallarını hiçbir zaman kapatmayız."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Karadeniz'deki 6 metreye ulaşan dalgalar Kastamonu sahilinde hasar oluşturdu
## Özet
Kastamonu'nun Abana ve İnebolu ilçelerinde fırtına nedeniyle oluşan 6 metrelik dalgalar sahilde hasara yol açtı.
## İçerik
#### Kastamonu'nun Abana ve İnebolu ilçelerinde fırtına nedeniyle oluşan 6 metrelik dalgalar sahilde hasara yol açtı.
###### Kastamonu
Kastamonu'da saatteki **hızı 100 kilometreye ulaşan rüzgar** yaşamı olumsuz etkiledi. **Karadeniz'de yer yer 6 metreyi bulan dalgalar,** Abana ilçesinde festival meydanı ile Harmason mevkisi arasındaki kıyı şeridini tahrip etti.
Sahildeki altyapı hattı zarar gördü, kıyı şeridindeki yol güzergahı dalgaların getirdiği taş ve çöplerle doldu.
Dalgalar, Şehit Ömer Şenel Balıkçı Barınağı'nın mendirek duvarlarını aştı, deniz kenarındaki kafe ve restoranlara da zarar verdi.
Liman bölgesindeki bir işletmenin yan tarafında bulunan çeşme ve ağaç dalgalar nedeniyle denize devrildi.
Yan tarafındaki işletmenin deniz tarafındaki beton kısmı ise dalgaların şiddeti nedeniyle çatladı.
İnebolu'da da fırtınanın etkisiyle denizde 5 metreyi geçen dalgalar oluştu.
Sahil yolu güzergahındaki İsmetpaşa Caddesi'ne ulaşan dalgalar nedeniyle kara ulaşımında aksama yaşandı. Cadde ve çevresi dalgaların taşıdığı moloz ve ağaç parçalarıyla doldu.
Karayolları ekipleri, tek şeritten ulaşım sağlanan caddeyi temizlemek için çalışma başlattı.
Sabah saatlerinden itibaren etkili olan fırtına nedeniyle deniz ulaşımı da aksadı. İnebolu Limanı'nda bekleyen yük gemileri ve balıkçılar denize açılamadı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Citroen'e yeni yılda yeni ödül
## Özet
Citroen Türkiye Genel Müdürü Selen Alkım: "Ticari araç segmentinde yakaladığımız başarı çıtasını daha da yükseltmeye devam edeceğiz"
## İçerik
Citroen'den yapılan açıklamaya göre, İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü araştırması baz alınarak düzenlenen etkinlik; bu yıl 70’e yakın kategoride gerçekleştirildi.
The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nde yıl içinde itibarını en çok artıran markalar ve iş ortakları, 12 ilde toplam 1.200 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda belirlendi. Citroën, The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri kapsamında halk jürisi tarafından “Yılın En İtibarlı Ticari Otomotiv Markası” seçildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Citroen Türkiye Genel Müdürü Selen Alkım, Citroen olarak yükselişe geçen bir yılı daha geride bıraktıklarını belirterek, 'Halk oylamasıyla layık görüldüğümüz bu ödül bizi son derece onurlandırdı. Bu kapsamda Marketing Türkiye ekibine, pazar araştırmaları şirketi Akademetre’ye, bize destek veren ajanslarımıza ve bizi bu ödüle oylarıyla layık gören herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Ticari araç segmentinde yakaladığımız başarı çıtasını daha da yükseltmeye devam edeceğiz. Berlingo gibi segmentini domine eden modellere sahip olan bir marka olarak, hafif ticari araç pazarında elde ettiğimiz konumumuzu daha da güçlendireceğiz.” açıklamasında bulundu. |
# Özbekistan'ın Hive şehri 2020 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildi
## Özet
Özbekistan'ın Hive şehri, TÜRKSOY Kültür Bakanları Daimi Konseyi 37. Dönem Toplantısı'nda "2020 Türk Dünyası Kültür Başkenti" seçildi.
## İçerik
#### Özbekistan'ın Hive şehri, TÜRKSOY Kültür Bakanları Daimi Konseyi 37. Dönem Toplantısı'nda "2020 Türk Dünyası Kültür Başkenti" seçildi.
###### Kırgızistan
Türk dünyasının 2019 Kültür Başkenti **Kırgızistan'ın** **Oş** şehrinde düzenlenen ** TÜRKSOY Kültür Bakanları Daimi Konseyi 37. Dönem Toplantısı **sona erdi.
**Kırgızistan Kültür, Enformasyon ve Turizm Bakanı Azamat Camankulov,** toplantının kapanış oturumunda, Özbekistan'ın Hive şehrinin oy birliği ile "2020 Türk Dünyası Kültür Başkenti" seçildiğini duyurdu.
Camankulov'un ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Azerbaycan Kültür Bakan Yardımcısı Rafig Bayramov, Kazakistan Kültür Bakan Yardımcısı Nurkisa Dayeşov, Özbekistan Kültür Bakan Yardımcısı Kamola Akilova, Türkiye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Türkmenistan Kültür Bakan Yardımcısı Gurbanmurad Mıradaliyev ve gözlemci ülke sıfatıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu katıldı.
### Kadim şehir Hive
Hive şehriyle ilgili tanıtım filminin gösterildiği toplantıda, Özbekistan Kültür Bakan Yardımcısı Akilova, şehirle ilgili sunum yaptı.
Özbekistan'ın kadim Hive şehrinin Orta Çağ mimarisinin eşsiz ve görkemli örneklerinden biri olduğunu vurgulayan Akilova, Büyük İpek Yolu'nda yerleşen şehrin birçok din ve medeniyetlere ev sahipliğini yaptığını ve 17. yüzyılda şehirleştiğini belirtti.
Akilova, Hive şehrinin 12 Aralık 1990'da UNESCO Dünya Miras Alanı Listesi'ne girdiğini hatırlattı.
Şehirdeki "İçan Kale" açık hava müzesinin Özbekistan'ın en eski müzelerinden biri olduğunu ifade eden Akilova, "İçan Kale'de 54 tarihi mimari yapı, 360 ev mevcut ve kalede 2 bin 600 kişi yaşamaktadır. Kalede, Harezm'in 3 bin yıllık tarihinin maddi ve manevi kültürünü yansıtan yaklaşık 40 bin nadir yapı bulunmaktadır." bilgisini verdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Adalet ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında cezaevlerindeki çocuklar için iş birliği protokolü imzalandı
## Özet
Ceza infaz kurumlarında annelerinin yanında kalan çocuklar ile 18 yaş altındaki hükümlü, tutuklu ve denetimli serbestlik yükümlüsü çocukların psiko-sosyal gelişimlerine destek olmak amacıyla iş birliği protokolü imzalandı.
## İçerik
#### Ceza infaz kurumlarında annelerinin yanında kalan çocuklar ile 18 yaş altındaki hükümlü, tutuklu ve denetimli serbestlik yükümlüsü çocukların psiko-sosyal gelişimlerine destek olmak amacıyla iş birliği protokolü imzalandı.
###### Ankara
Adalet Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakanlık ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumundan Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında 2002'de iş birliği protokolü imzalandı, yeni protokolle de çocukların eğitim, barınma ve ayni ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan ortak çalışmaların kapsamı genişletildi.
Yeni protokolle, iki bakanlığın taşra teşkilatları arasında yapılacak işlemler standart hale getirildi, annesinin yanında kalan 0-6 yaş grubu çocukların özel kreş ve gündüz bakımevi hizmetinden ve kurum dışında yapılacak sosyal kültürel faaliyetlerden yararlandırılması da daha sistemli şekilde düzenlendi.
Protokole göre, salıverilme sonrasında, ailesine veya bakım verecek bir yakınına teslim edilemeyeceği değerlendirilen 12-18 yaş arası çocuk tutuklu ve hükümlülerin, uygun sosyal hizmet modellerinden yararlanmalarına imkan sağlanacak.
Denetimli serbestlik kapsamında bulunan yükümlü çocuklar ise ihtiyaçları doğrultusunda uygun sosyal hizmet modellerinden yararlanacak.
Ebeveynlerinden bir ya da ikisi Ceza İnfaz Kurumunda bulunan, kendilerine bir yakınları tarafından bakılan çocuklar da bu protokol kapsamındaki faaliyet ve hizmetlerden yararlanacak. Bu kapsamda ebeveyn eksikliği, sosyal çevrenin değişmesi gibi sorunlarla karşılaşan çocukların ihtiyaçları, ebeveynlerle yapılan görüşmeler çerçevesinde giderilmeye çalışılacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Borsa güne rekorla başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,45 artışla tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 1.348,47 puandan başladı.
## İçerik
**Borsa ** İstanbul'da **BIST 100 endeksi** , güne yüzde 0,45 artışla tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 1.348,47 puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 5,97 puan ve yüzde 0,45 değer kazanarak 1.348,47 puanla rekor seviyeye yükseldi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,71 ve holding endeksi yüzde 0,29 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,36 ile bilişim, en çok gerileyen ise yüzde 0,43 ile turizm oldu.
Dün gün içinde 1.343,93 puanla en yüksek seviyesini gören BIST 100 endeksi, bir önceki kapanışa göre yüzde 1,28 değer kazanarak, kapanış rekorunu da 1.342,49 puana taşıdı.
Analistler, son haftalarda atılan piyasa dostu adımlar ve sağlanan güvenle Türk lirası varlıklara talebin arttığını kaydederek, bugün de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), dün Para Politikası Kurulu toplantı özetinde yönlendirmesini yaptığı zorunlu karşılık düzenlemesini gerçekleştirdiğini ifade etti.
Parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini artırmak amacıyla sade bir zorunlu karşılık sistemine geçilmesine karar veren TCMB, reel kredi büyümesine göre farklılaşan zorunlu karşılık ve faiz oranları uygulamasını yürürlükten kaldırırken, ayrıca Türk lirası ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarını da artırdı.
TCMB'nin sadeleşme adımlarının devam ettiğini kaydeden analistler, bunun da yatırımcılarının Türk lirası varlıklara güvenini artırdığını bildirdi.
Analistler, bugün yurt içinde ekonomik güven endeksi, yurt dışında ise Avro Bölgesinde tüketici güven verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.360 puanın direnç, 1.320 puanın destek konumunda bulunduğunu söyledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# İran'da artan Kovid-19 vakaları kısıtlamaları geri getirdi
## Özet
İran genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakaları ve bu salgın kaynaklı ölümlerin artması üzerine hükümet kısıtlamaları yeniden hayata geçirdi ve yüksek riskli şehirlerde iş yerlerinin 10 gün süreyle kapatılmasına karar verdi.
## İçerik
#### İran genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakaları ve bu salgın kaynaklı ölümlerin artması üzerine hükümet kısıtlamaları yeniden hayata geçirdi ve yüksek riskli şehirlerde iş yerlerinin 10 gün süreyle kapatılmasına karar verdi.
###### Tahran
**İran** 'da 21 Mart'ta kutlanan **Nevruz Bayramı** 'ndan önce 20 Mart'ta 7 bin 540 olan vaka sayısı bugün 19 bin 666 olarak kaydedilirken 75'e düşen can kaybı da 193'e çıktı.
Nevruz Bayramı'ndan önce ülke genelinde yüksek riskli olarak belirlenen "kırmızı" kategorideki şehirlerin sayısı 9 iken dün 257'ye yükseldi ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ülkesinde salgının 4. dalgasının başladığını resmen duyurdu.
Bugünden itibaren yüksek riskli olarak belirlenen kırmızı kategorideki şehirlerde uygulanacak kısıtlamalar çerçevesinde fırın, market, kasap, hastane, eczane ve zaruri olan işletmeler dışındaki iş yerleri 10 gün boyunca kapalı olacak. Bu süre içinde restoranlar paket servis hizmeti verebilecek.
Kısıtlamalar çerçevesinde kırmızı kategorideki şehirlere giriş-çıkışlar yasak olacak. Araçların trafik plakalarının bağlı bulunduğu şehirden kırmızı kategorideki bir şehre gitmeleri halinde para cezası kesilecek.
Öte yandan akşam 22.00 ile sabah 04.00 saatleri arasındaki araçların trafiğe çıkış yasağı da sürecek. Yasak ihlali yapan araçlara yine 1 milyon tümen (300 Türk lirası) para cezası verilecek.
Kısıtlamaların ilk gününde başkentteki ticaretin can damarlarından Tahran Büyük Pazar'daki dükkanların kapalı olduğu görüldü. Büyük Pazar'ın yanı sıra başkentteki diğer çarşı pazarlarda da esnaf kepenk kapatırken, caddelerdeki trafiğin de normal zamanlara göre azaldığı dikkatleri çekti.
### Esnaf kısıtlamaların Nevruz Bayramı'ndan önce uygulanmamasına tepkili
Sağlık Bakanı Said Nemeki, Nevruz Bayramı'ndaki seyahatler ve ucuz tavuk almak için uzun kuyruklar oluşturan vatandaşların vaka artışlarına neden olduğunu belirtirken, Tahran esnafı kısıtlamaların Nevruz Bayramı'ndan önce alınmamasına tepkili.
Tahran Büyük Pazar'da esnaflık yapan Selim Haydari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, esnafın zor durumda olduğunu, kiralarını ödeyemedikleri için dükkan sahipleriyle karşı karşıya geldiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Bayramda serbest bıraktılar, halk seyahatlere çıktı. Bir sorun olmadı. Şimdi yeniden kısıtlamaları getiriyorlar. Bayramda seyahatleri neden engellemediler? 'Cumhurbaşkanı serbestsiniz gidebilirsiniz' dedi. Vatandaşlar da seyahate çıktı ve tüm şehirlerde yoğunluk oldu."
Hükümetin kısıtlamaları daha önce hayata geçirmesi gerektiğini savunan Haydari, "Kısıtlamalar hükümetin programı çerçevesinde uygulanıyor, halk ile bir ilgisi olmuyor. Vakaları kontrol altına almak isteseydiler bunu bayramda yapmaları gerekirdi, şimdi değil. Tabiat Günü yaptıkları gibi Nevruz Bayramı'nda da yasak getireceklerdi." ifadelerini kullandı.
Bir diğer esnaf Mesud Peyman da kısıtlamaların zamanında hayata geçirilmediği ve devlet kurumlarını kapsamadığı eleştirisinde bulunarak, görüşlerini şöyle dile getirdi:
"Kısıtlamalar sadece halka uygulanıyor. Halkın ticaret yapmasını engelliyorlar sadece. Bankalar açık fakat alışveriş kapalı. Devlete bağlı tüm kurumlar açık. Ağır yük çarşı-pazarda ticaret yapan esnafın omuzuna bindiriliyor. Kısıtlamalar uygulanıyor fakat ülkede et, tavuk ve yağ kuyrukları oluyor. Devlete gelir sağlayan kurumlar açık, normal halkın gelir kapısı kapalı sadece."
İran'da bugün 19 bin 666 yeni vaka tespit edildi ve toplam vaka sayısı 2 milyon 49 bin 78'e çıktı. Can kaybı da 193 artarak 64 bin 232 oldu.
Kovid-19'a yakalanan hastalardan 4 bin 329'u yoğun bakım ünitelerinde tedavi görürken salgının başlangıcından bu yana iyileşenlerin sayısı ise 1 milyon 702 bin 62'ye ulaştı.
Yaklaşık 83 milyon nüfusa sahip ülkede yapılan toplam test sayısı da 13 milyon 577 bin 57'ye yükseldi.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# CHP'li büyükşehir belediye başkanları toplanacak
## Özet
CHP'li büyükşehir belediye başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacak toplantı öncesi Genel Merkez'de bir araya gelecek.
## İçerik
#### CHP'li büyükşehir belediye başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacak toplantı öncesi Genel Merkez'de bir araya gelecek.
###### Ankara
**CHP'li büyükşehir belediye başkanları** yarın **Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan** 'ın kabulü öncesinde **CHP Genel Merkezi** 'nde bir araya gelecek.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 büyükşehir belediye başkanını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne davetine katılacağı açıklanan CHP'li büyükşehir belediye başkanları Ankara'ya gelmeye başladı.
CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanının yarın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gitmeden önce CHP Genel Merkezinde bir araya gelecekleri öğrenildi.
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile bir toplantı yapacağı belirtilen belediye başkanlarının, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp görüşmeyecekleri ise henüz netlik kazanmadı.
Yarın saat 11.00'de yapılacak toplantıda, davete ilişkin görüş alışverişinde bulunulacağı belirtildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Enuygun'dan ekstrem sporları sevenlere tatil önerileri
## Özet
Enuygun.com, Türkiye'nin güzelliklerini eğlenceli ve adrenalin dolu aktivitelerle keşfetmek isteyenler için Türkiye'de ekstrem sporlara uygun seyahat noktalarını derledi
## İçerik
Enuygun'dan yapılan açıklamada, popüler tatil destinasyonlarının, aynı zamanda eğlenceli aktiviteler de yapılabilecek yerler olarak dikkati çektiği belirtildi.
Türkiye'de yamaç paraşütü yapılabilecek en güzel yerin Fethiye olduğu aktarılan açıklamada, 'Yamaç paraşütü yaparken dünyadaki en güzel plajlardan biri olan Ölüdeniz Plajı'nın masmavi manzarasına yukarıdan bakıyorsunuz. Yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki Babadağ'a tırmanıp sertifikalı pilotlar eşliğinde kendini havaya bırakıyorsunuz. Uçuş yaklaşık yarım saat kadar sürüyor, o harika manzara ayaklarınızın altından kayıp gidiyor. Uçuşun sonunda Belcekız Plajı'na iniş yapılıyor. Fethiye otelleri konukları için özel yamaç paraşütü aktiviteleri düzenleyebiliyor. Fethiye dışında Kaş Asas Tepesi, Erzincan Munzur Dağları, Denizli Dinamit Tepesi ve Adıyaman Nemrut Dağı'nda da yamaç paraşütü yapabilirsiniz.' ifadeleri kullanıldı.
Özellikle Fırtına Deresi ile özdeşleşmiş raftingin, Türkiye'de yapılabilecek en eğlenceli aktiveler arasında yer aldığı belirtilen açıklamada, Türkiye'de rafting yapılabilecek birçok yer olduğu bildirildi.
Dünyadaki nehirler arasında debisi en yüksek olanlardan Çoruh Nehri'nin, Türkiye'nin en güzel rafting noktalarından biri olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Kaçkar Dağları'ndan eriyen karın inmesiyle oluşan nehirde farklı zorluklarda hem amatörler hem de profesyoneller için 4 farklı etap mevcut. Yaklaşık 169 kilometrelik rafting parkuru, uluslararası yarışmalara bile ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin bir diğer popüler rafting noktası ise Antalya Manavgat'ta bulunan Köprülü Kanyon. Toros Dağları'ndan inen suyun oluşturduğu Köprüçay Nehri, özellikle Antalya'ya gelen turistlerin her yaz rafting adrenalinini yaşamak için tercih ettiği nokta. Yaklaşık 12 kilometre uzunluğundaki rafting parkuru, Selge Antik Kenti'nden 11 kilometre aşağıda. Bu yaz Köprüçay'ın hızlı akan sularında rafting yapmak bir Antalya uçak bileti uzaklığında… Bu heyecanı Rize Fırtına Deresi ve İkizdere Nehri, Muğla Dalaman Çayı, Tunceli Munzur Çayı, Denizli Bekili Deresi, Kayseri Zamantı Irmağı ve Artvin Barhal Çayı'nda da yaşayabilirsiniz.'
- 'Alaçatı, dünyada da rüzgar sörfü için en iyi yerlerden biri'
Açıklamada, Alaçatı'nın, sadece Türkiye'de değil, dünyada da rüzgar sörfü için en iyi yerlerden biri olarak görülduğu aktarılarak, 'Yıllardır rüzgar sörfü severleri ağırlayan Alaçatı'nın en güzel özelliği sığ ve kumlu suları. Yaklaşık 700 metre boyunca derinleşmeyen su ve dibindeki kumlar sayesinde rüzgar sörfü eğitimi için elverişli. Bu yüzden burada birçok sörf okulu bulunuyor. Eğer bu spor için eğitim alacaksanız mutlaka Alaçatı'ya gitmelisiniz. Alaçatı dışında Datça, Bodrum Bitez, Saroz Körfezi İstanbul Gümüşdere Plajı ve Büyükçekmece Gölü'nde de rüzgar sörfü yapabilirsiniz.' denildi.
- 'Gökova bölgesi, kitesurf tutkunlarının en sevdiği adres'
Muğla'da bulunan Gökova bölgesinin, kitesurf tutkunlarının en sevdiği adres olduğu belirtilen açıklamada, 'Gökova'da Azmak Çayı'nın tam denizle buluştuğu nokta körfezde akım oluşturuyor. Bu akımlarla da kitesurf için gereken termik rüzgar ortaya çıkıyor. Aynı zamanda uzun ve sığ bir plaja sahip olduğu için kitesurf eğitimlerine de çok uygun bir yer. Sezon mayısın sonundan başlayıp ekim sonuna kadar devam ediyor. Alaçatı, Datça, Gökçeada, Kilyos, Sarıgerme, Gelibolu ve Bodrum'da da kitesurf yapabilirsiniz.' ifadeleri kullanıldı.
- Skydive ve dağ tırmanışı
Türkiye'de skydive yapmak için en güzel noktanin Efes Antik Kenti olduğu vurgulanan açıklamada, 'Daha önce eğitim almamış olsanız da buradaki eğitim merkezlerine başvurabilirsin ama tandem atlayış yapmak için eğitime ihtiyacınız yok. Birlikte atlayacağınız uzman sana gerekli bilgileri yaklaşık 15-20 dakikalık kısa bir eğitimle anlatıyor, sonra 4.000 metre yükseklikten kendinizi aşağıya bırakıyorsunuz. Efes Antik Kenti'nin harika manzarasını yukarıdan görmek gerçekten unutulmaz bir deneyim. Fethiye, İstanbul, Eskişehir ve Antalya'da da skydive yapabilirsiniz.' denildi.
Ağrı Dağı'nın zirvesine tırmanmanın çok büyük bir macera olduğu belirtilen açıklamada, genelde dağ tırmanışının en güzel Kaçkar Dağları'nda yapıldığı, Süphan Dağı, Antalya Geyiklibayırı, İzmir Kaynaklar Tırmanış Bahçesi, Kocaeli Ballıkayalar Kanyonu ve Kaz Dağları'nda da dağ tırmanışı yapılabileceğini bildirildi.
- Dalış ve jet boat
Açıklamada, zengin bir su altı çeşitliliğine sahip olan Kaş'ta en popüler dalış noktasının, su altında gemi ve uçak batıklarının olduğu Flying Fish noktası olduğu aktarılarak, şunlar kaydedildi:
'Kaş'taki dalış noktalarında akıntı görüldüğü için daha çok profesyoneller tarafından tercih ediliyor. Kalkan'da da akıntı ve sert rüzgar hakim. Yine profesyonellere uygun bir dalış noktası ama buradaki Mavi Mağara, Frank Duvarı, Fırnaz Koyu, Dolphine Reef en gözde dalış yerleri arasında. Bodrum Büyük Resif, Fethiye Afkule, Ayvalık Deli Mehmet, Çanakkale Bebek ve Minnoş kayalıkları, Gökova Kocadağ, Datça Hisarönü ve İstanbul Sivriada da dalış yapabileceğiniz diğer yerler arasında.'
Türkiye'de Düden Çayı'nda yapılan jet boat'ın, adrenalin dolu bir aktivite olduğuna işaret edilen açıklamada, 'Güçlü motorlara sahip olan jet boat adı verilen botlar, saatte 80 kilometrelik hızla gidiyor. Jet boat'ı kullanan uzman bir sporcu, o hızda giderken ani manevralar, anlık frenler ve 360 derecelik anlık dönüşler yapıyor.' denildi. |
# 'Mavi Vatan'ın yılmaz bekçileri bayramda da görevde
## Özet
TSK'nin denizlerdeki caydırıcı gücü Türk donanmasının kahraman askerleri Ramazan Bayramı'nı da nöbet başında karşıladı.
## İçerik
#### TSK'nin denizlerdeki caydırıcı gücü Türk donanmasının kahraman askerleri Ramazan Bayramı'nı da nöbet başında karşıladı.
###### İzmir
**Deniz Kuvvetleri Komutanlığı**na bağlı yerli ve milli çıkarma gemisi
**TCG Bayraktar** 'da görevli personel ile gemideki amfibi deniz piyadeleri
**Ramazan Bayramı** 'na
**vatan nöbeti** tutarak giriyor.
Türkiye'nin göz bebeklerinden olan, 2017'de yüzde 71 yerli sanayi desteğiyle üretilen TCG Bayraktar, nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılar için tam personel korumasına sahip bulunuyor.
Boyu 139, eni 19,60 metre olan ve deplasmanı 7 bin 254 ton şeklinde dizayn edilen gemi, 2 metreden sığ sulara kapak atabiliyor, bin 200 ton yük veya çeşitli tank, zırhlı araç ve diğer araçları taşıyabiliyor.
İkmal yapmadan 30 gün denizde kalabilen, 5 bin deniz milinden fazla yol alabilen TCG Bayraktar, geniş muhabere ve elektronik imkanlarıyla komuta kontrol, harekat ve lojistik görev fonksiyonlarına katkı sağlamanın yanında, gerektiğinde doğal afetlerde insani yardım ulaştırmada da kullanılabiliyor.
Gemideki görevlerini bayramda da aynı hassasiyetle sürdüren bahriyeliler ile TSK'nin hem karada hem de denizde harekat icra edebilen gücü amfibi deniz piyadeleri, yakınlarından uzakta bayram geçirmenin burukluğuna rağmen "Mavi Vatan"da görev yapmanın gururunu yaşıyor.
Ramazan Bayramı'nda Foça Limanı'nda demirli bulunan TCG Bayraktar'da görevli Mehmetçik, milletin huzur ve güvenliği için karada olduğu gibi denizde de eller tetikte bekliyor.
Vatan nöbetinin bir an olsun aksatılmadığı gemideki askerler kendi aralarında bayramlaşırken Ege'deki hareketliliği de dakika dakika izliyor.
TCG Bayraktar'da Kovid-19 tedbirleri kapsamında düzenlenen bayramlaşma töreninde de maske takıp sosyal mesafeye dikkat eden askerler, tokalaşmadan komutan ve arkadaşlarının bayramını kutladı.
### "Daima hazır olarak, görevimizin başındayız"
TCG Bayraktar Komutanı'nın personele hitabında ise TCG Bayraktar ailesi olarak birlik ve beraberliğin güçlendiği çok özel günlerden biri olan Ramazan Bayramı'nı, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığı personeli ile kutlamanın mutluluğuna vurgu yapıldı.
Bayramların toplumu birleştiren, güçlü aile bağlarını pekiştiren, kardeşliği sağlamlaştıran atmosferine dikkati çeken Gemi Komutanı, personeline hitabında şunları kaydetti:
"Biz denizciler, bugün, yuvamız olarak kabul ettiğimiz gemimizde, ailelerimizin ve ulusumuzun tüm fertlerinin destek ve sevgisini yanımızda hissederek Türkiye'nin Mavi Vatan ve dünya denizlerindeki hak ve menfaatlerini korumak üzere verilecek her görevi, her zaman ve her şartta, başarıyla yerine getirmek için daima hazır olarak görevimizin başındayız. Bu duygu ve düşüncelerle cennet vatanımızda birlik ve beraberlik içerisinde kutladığımız bu güzel bayram günü vesilesiyle başta Ulu Önderimiz ve Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere aziz şehitlerimizi saygıyla anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum. Bize emanet ettikleri vatanımızın yılmaz bekçileri olacağımızı ifade ediyor, siz değerli personelimin ve ailelerimizin, Ramazan Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum."
AA muhabirine gemiyle ilgili bilgi veren Silah Subayı Yardımcısı ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığının amfibi harekat icra edebilen en büyük tank çıkarma gemisi olan TCG Bayraktar'ın 22 Nisan 2017'de hizmete girdiğini söyledi.
Gemi hakkında bilgi veren Silah Subayı Yardımcısı, "Bayraktar sınıfı tank çıkarma gemileri, yerli ve milli komuta kontrol sistemleri, gelişmiş sensör ve silahları, bünyesinde bulundurduğu süratli çıkarma araçları, helikopter harekatı icra edebilme yeteneği ile amfibi harekatlarda, afet ve acil durumlarda insani yardım görevlerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkan ve kabiliyettedir." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# "Türkiye'nin Gastronomi Haritasını çıkarıyoruz"
## Özet
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, "Bir üniversitemizle birlikte Türkiye'nin Gastronomi Haritasını çıkarıyoruz ve yolunu çiziyoruz. Bunlarla ilgili turlar hazırlıyoruz" dedi
## İçerik
Bağlıkaya, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk oldu.
İstanbul Yeni Havalimanı’nın turizme katkısına ilişkin sorusu üzerine Bağlıkaya, İstanbul'un 2025 yılında 200 milyon kapasiteye sahip bir havalimanına kavuşacağını belirterek, fiziki yapı olarak Atatürk Havalimanı'nın yetersiz olduğunu kaydetti.
Bağlıkaya, kolay ulaşım turizm için önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
'Şu anda İstanbul için potansiyel olabilecek Çin gibi pazarlarda uçuş bekleyen hava yolları var. Avrupa'dan da var. Bize kadar gelip rica edenler de var. Yeni havalimanı açılır açılmaz zaten bekleyen potansiyelin devreye girmesini sağlayacak. Gelişmiş potansiyelimizi göstermesi açısından da önemli bir yapı. İstanbul'da ciddi bir turist artışına vesile olacaktır. Transfer yolcularına, bir gün konaklayacaklar için yardımcı olacağız. Yeni Havalimanı'nda seyahat acentaları bölümü var. Dolayısıyla acentalarımız orada konumlanıyor. Transfer yolcularının İstanbul'u tanımaları için günlük turlar organize edilecek. Onların gelmeleri için çaba sarfedeceğiz.'
2017 yılında Almanya'da satılan seyahat sayısı 80 milyon, bunun önemli bölümü yaz seyahati olarak satıldığını, böyle bakıldığında Türkiye'nin bunun yüzde 10-15'ler civarında, İngiltere'de bu oranın yüzde 6'larda olduğuna işaret eden Bağlıkaya, Avrupa'da hakedilen payın henüz alınmadığını ve dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.
- 'Dünya ile rekabete Türkiye'de en hazır sektör turizm'
Bağlıkaya, turizm sektörünün dinamik olduğunu belirterek, 'Dünya ile rekabete Türkiye'de en hazır sektör turizmdir. Türkiye'de dünya ile rekabet edemeyecek bir turizm ürünü gösterebilir misiniz? Tarihi, kültürü, mutfağı, turistik tesisleri ve insanıyla hiçbir ülke bizimle rekabet edebilecek düzeyde değil. İçimizdeki potansiyel sürekli öne çıkıyor. 2016'da sıfır oluyoruz, 2018'de rekor kırıyoruz. Burası hazır. İçi içine sığmayan bir sektör, sektör örgütü ve sektör bütünlüğü var. 100 milyon turist, 100 milyar dolar gelir hedefini önümüze koymalıyız. Seneyi tartışırız ama bu hedefi önümüze koymalıyız. Türkiye bunu yapabilecek potansiyele sahip.' diye konuştu.
Türkiye'ye ortalama 500 dolar da 5 bin dolar da harcayan turistin geleceği bir platform olduğunu ifade eden Bağlıkaya, her segmente hizmet verebileceklerini dile getirdi.
Bağlıkaya, Göbeklitepe'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesinin önemini vurgulayarak, bunun mümkün olduğundan daha yaygın bir şekilde tanıtılması gerektiğini, Şanlıurfa'da gastronomi açısından önemli potansiyelin bulunduğunu söyledi.
- 'Türkiye'nin Gastronomi Haritasını çıkarıyoruz, turlar hazırlıyoruz'
Bağlıkaya, göreve gelir gelmez gastronomi ile ilgili bir proje üzerine çalışmaya başladıklarını anlatarak, 'Bir üniversitemizle birlikte Türkiye'nin Gastronomi Haritasını çıkarıyoruz. Bu var mıydı? Aslında vardı. Değişik bölgelerde yörelerde yapılmış çalışmalar vardı. Biz daha derli toplu vaziyette, Türkiye'de nerede, ne yenir? Her yer ayrı bir cevher. Türkiye'nin Gastronomi Haritasını çıkarıyoruz ve yolunu çiziyoruz. Bunlarla ilgili turlar hazırlıyoruz. Fuar sezonu kışın, kışa tanıtım için yetiştireceğiz.' dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un turizm sektöründe her konuya vakıf olmasının önemine değinen Bağlıkaya, bakanlığa sektörden bir ismin getirilmesinin zaman kaybını önlediğini ve etkin kararların alınmasında pozitif katkı sağlayacağını belirtti.
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı'na geldikten sonra yapılan çalışmalara işaret eden Bağlıkaya, yapısal düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını, yönetmelik çıkardıklarını, iç yapılanma sürecini tamamladıklarını, bölge temsilci seçimlerinin yapıldığını, sahte sitelerle ilgili dijital denetleme sistemini devreye soktuklarını anlattı.
Dijital denetleme sistemi hakkında bilgi veren Bağlıkaya, 'Seyahat acentalarının web sitelerine girildiğinde TÜRSAB'ın logosu olacak. O logoya tıklandığı zaman acentanın gerçek olup olmadığı bizim sitemize bağlanarak gözükecek. Bunu kopyalama imkanı şu an yok. Çok önemli bir aşamaya geçtik. Vatandaşları mağdur eden bir durum vardı. Bayramdan önce çok şikayetler oldu. Bunun önüne geçtik. Bundan sonra dijital denetleme sistemiyle acentanın yasal olup olmadığıyla ilgili bilgi sahibi olunabilecek.' diye konuştu.
- '(Booking.com) Türk'e Türk ürünü satıyorsun, biraz kurallarına da uy'
Bağlıkaya, Booking.com'a ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
'Booking.com kapatılmadı, faaliyette, kapatılan hizmetleri var. Türkiye'nin içinde Türk vatandaşlarına ürün satıyor. Bununla ilgili bir haksız rekabet var. Türkiye'deki x acentası Antalya'da bir otel satıyor, Booking.com da aynı oteli Türk vatandaşına satıyor. En düşük fiyattan satıyorum diyor. Bununla ilgili bir haksız rekabet var. Kapatılmasının temelinde bu var. Bir de vergi vermeyerek seyahat acentalarıyla rekabet ediyor. O da ayrı konu. Türk vatandaşı yurt dışına Booking.com'dan rezervasyon yapıp gidebiliyor. Yurt dışından da Booking.com'dan rezervasyon yapıp gelinebiliyor. 'Dünyanın en önemli global sitesini Türkiye kapatmış' algısı yaratılıyor. Türk kökenli sitelerin hepsi bu hizmeti veriyor. Türkiye'nin kurallarına uyulmasını istemesi haksız bir şey değil. Türk'e Türk ürünü satıyorsun, biraz kurallarına da uy. En azından bu segmentte uy.'
Booking.com ile aynı durumda olan 20'ye yakın internet sitesiyle ilgili kendi aralarında komisyon oluşturduklarını ve haksız rekabete ilişkin rapor hazırladıklarını aktaran Bağlıkaya, 'Tüketicinin mağdur olmasına yol açacak bir şey yapmayız, yapmak istemeyiz. İnsanların da şuna saygı duyması lazım; bizim görevimiz seyahat acentalarının hak ve menfaatlerini korumak. Türk acentaları bu rekabete tabii ki hazır. Türkiye'de Booking.com tarzı hizmet veren onlarca site var.' yorumunu yaptı.
Bağlıkaya, Booking.com gibi tüm sitelerin Türkiye'de büroları ve personelleri bulunduğuna işaret ederek, 'Otellerle kontratlar imzalıyorlar. Faturayı Türkiye'den kesse sıkıntı kalmayacak. Sistemin içine girecek. Fiyat avantajı yine kalacak. En ucuza alıyorsa yine en ucuza alacak. Adamlar global diye onları korumak zorunda değilim. Dünya tanıyor diye, boyun eğmek zorunda değiliz.' dedi.
- 'Bu milletin azim ve kararlılığı burada duruyor'
Firuz Bağlıkaya, muhafazar kesimin alternatif turizme ilgisinin artmasına ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti:
'Bu tür tesislerin sayısı az, fakat bu tür tesislerin bir takım fiziki özellikleri var. Yan yana olan tesislerden böyle bir tesis üretmek mümkün değil. Kendine has, kendi koyu olan, dışarıdaki temasa kapalı, bir takım özel yerlerde yapılabilecek bir iş olduğu için daha kısıtlı imkanlara sahip. Ancak sayısı her geçen gün artıyor. Arz-talep dengesinden dolayı fiyatı yüksek. Diğer otellerden istediğiniz kadar bulabilirken, daha mutaassıp, özel bir segmente sahip, hassas hizmet isteyen kitle için tesis sayısı az. Yalnız yurt içi değil, yurt dışından da talep başladı. Bizim Türk kardeşimizin kurduğu bir site var. İnanılmaz artışları var. Dünyanın her yerinden Türkiye'ye bu tür turist geliyor. Tesis sayısı arttıkça çok ciddi gelir söz konusu. Yakın bir gelecekte böyle bir sıkıntımız olmayacak.'
Turizmin topyekûn bir bütün olduğunu vurgulayan Bağlıkaya, 'TÜRSAB olarak biz bu işin pazarlama ayağındayız. Toplu olarak bir turizm seferberliği başlatmak durumundayız. Taksicisinden havaalanında valiz taşıyan kişisine herkesin bu bilinçte yaklaşması lazım. Turizm çok önemli. Ülkemiz için çok önemli. Cari açığı kapatmak için ilaç olabilecek bir sektör. Havaalanlarında seyahat acentaları transfer yapamıyorlar. Biraz daha dikkatli ve kucaklayıcı davranılması gerektiğini düşünüyorum. Bizim petrolümüz de turizm. Biraz daha turizm gözlüğüyle bakarak yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.' şeklinde konuştu.
Bağlıkaya, Türkiye'ye yapılan spekülatif atak ile ilgili herkes gibi canlarının sıkıldığını belirterek, 'Böyle durumlarda siyasilerin yükünü millet alır. İktidar kim olursa olsun millet politikacısına, siyasetçisine sahip çıkar. Bu operasyonlar gayet net. Sabahın şafağında küçültücü tweetler atacaksın. Böyle şeylere kimse prim vermez. Gün varım deme günüdür. Ne kadar varsın? Olduğumuz kadar varız, vücudumuzla varız. Sel geldiği zaman hepimiz ıslanırız.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi sadece istatistiki raporlardan takip edenlerin tepkilerinin yanlış olduğuna işaret eden Bağlıkaya, 'Burada bunlara prim verecek bir halk yok. İçinde bulunduğumuz ahval ve şeraitten ancak milletin azim ve kararlılığıyla kurtuluruz. Bu milletin azim ve kararlılığı da burada duruyor.' diyerek sözlerini tamamladı.
(Bitti) |
# Ülker'den sürdürülebilirlikte uluslararası başarı
## Özet
Ülker CEO'su Mete Buyurgan, "S&P Global'in The Sustainability Yearbook 2021 listesinde gıda ürünleri kategorisindeki 20 global şirket arasında ilk ve tek Türk şirketi olarak bulunmaktan büyük mutluluk duyduk" dedi
## İçerik
Ülker'den yapılan açıklamaya göre, S&P Global'in hazırladığı, 61 sektörden 7 bin şirket içinde çevre, sosyal ve yönetişim parametrelerine göre performansları en iyi olanların bulunduğu listede Ülker, ilk 631 şirket arasında yer aldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mete Buyurgan, listenin gıda ürünleri kategorisindeki 20 global şirket arasında ilk ve tek Türk şirketi olarak bulunmaktan büyük mutluluk duyduklarını aktararak, şunları kaydetti:
'Ülker'de israfsız şirket modeliyle hem gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek hem de işimizin sürdürülebilirliğini sağlamak için aralıksız çalışıyoruz. 2014 yılında belirlediğimiz uzun vadeli hedeflerle sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi yürütürken, 2015 yılından bu yana Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi'nde, 2016 yılından bu yana da küresel sürdürülebilirlik endeksi FTSE4Good Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi'nde yer alıyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda karşılık görmesi, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.'
Sürdürülebilirlik çalışmalarının, topraktan başlayarak üreticiler, tedarikçiler, iş ortakları ve tüketiciler dahil olmak üzere tüm paydaşları içine alarak şekillendiğini belirten Buyurgan 'Su ve enerji tasarrufu, atıkların azaltılması, gıdanın korunması, insan kaynağı, sürdürülebilir ham madde tedariki ve üretim kalitesi başta olmak üzere hedeflerimiz doğrultusunda projeler geliştiriyoruz. Birleşmiş Milletler'in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nı temel alıyoruz. Faaliyetlerimizin her adımında kaynakları israf etmeden sürdürülebilir büyüme hedefliyoruz. Diğer yandan bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üretimimizle, yatırımlarımızla, istihdamımızla, ihracatımızla, ülkemize katma değer sağlamaya devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı. |
# Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amerika F-35 konusunda maalesef dürüst davranmadı
## Özet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin F-35 konusundaki tutumuna ilişkin, "Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, duruşumuz dürüsttür ama Amerika maalesef dürüst davranmadı, davranmıyor." dedi.
## İçerik
#### Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin F-35 konusundaki tutumuna ilişkin, "Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, duruşumuz dürüsttür ama Amerika maalesef dürüst davranmadı, davranmıyor." dedi.
###### Ankara
Cumhurbaşkanı **Recep Tayyip Erdoğan** , ABD ile hasmane değil dostane ilişki sürdürme temennisinde olduklarını belirterek "Ama iki **NATO** ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (**BM** ) 76'ncı Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere bulunduğu ABD'nin New York kentindeki **Türkevi** 'nde değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BM Genel Kurul toplantılarının bu yıl ilk kez karma bir formatta gerçekleştiğini ve üye ülkelerin neredeyse üçte ikisinin, devlet ya da hükümet başkanı veya bakan düzeyinde fiziken katılım sağladığını anımsatan Erdoğan, önceki yıllardan farklı şekilde etkinliklerin bir bölümünün çevrim içi olarak icra edildiğini söyledi.
Bu kapsamda, BM Gıda Sistemleri Zirvesi'ne ve BM Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu Toplantısı'na video konferansla katıldıklarını dile getiren Erdoğan, Amerika'daki temasları kapsamında ilk olarak, 19 Eylül Pazar günü Türk-Amerikan ve Amerika Müslüman toplumu temsilcileriyle bir araya geldiklerini hatırlattı.
Erdoğan, bu toplantıda hem ABD'de yaşayan vatandaşlarla ve Müslümanlarla kucaklaştıklarını hem de daha adil bir dünya özlemini bir kez daha vurguladıklarını ifade etti.
Yeni Türkevi binasının resmi açılışını 20 Eylül'de yaptıklarını söyleyen Erdoğan, açılışta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, çok sayıda devlet ve hükümet başkanı ile dışişleri bakanıyla üst düzey yerli ve yabancı misafirin kendilerine eşlik ettiğini bildirdi. Erdoğan, "New York'un siluetine kazandırdığımız bu yeni başyapıtın Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan vatandaşlarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum." dedi.
Ziyareti kapsamında, pazartesi günü Dış Politika Derneği ve SETA DC tarafından düzenlenen etkinliğe katıldıklarını hatırlatan Erdoğan, bu toplantıda, dış politika alanındaki değerlendirmelerini Amerika Birleşik Devletleri'nde düşünce dünyasının önde gelen temsilcileriyle paylaştıklarını, ayrıca çeşitli Amerikan basın yayın kuruluşlarının temsilcilerine de mülakat verdiklerini söyledi.
Erdoğan, ekonomi alanındaki temasları çerçevesinde, Türk-Amerikan İş Konseyi tarafından düzenlenen 11. Türkiye Yatırım Konferansı'na katıldıklarını, bu toplantıda da Amerikan iş dünyasının önde gelen temsilcileriyle Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkileri değerlendirdiklerini anlattı.
### "İş birliği ve dayanışmanın önemini tekrar hatırlattık"
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun açılış oturumundaki konuşmasına da değinen Erdoğan, uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerini açık yüreklilikle ortaya koyduklarını belirtti ve "Daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu, bunun için uluslararası topluma ne gibi sorumluluklar düştüğünü Genel Kurul kürsüsünden dile getirdik. İnsanlığın, salgın tehdidi ve tabii felaketler ile bunların ağır sonuçlarının cenderesi altında bunaldığı bir dönemde, iş birliği ve dayanışmanın önemini tekrar hatırlattık. Afganistan'daki son gelişmeler başta olmak üzere Suriye'den Libya'ya, Kudüs ve Filistin meselesinden Kafkasya'ya, Türkistan'dan Kıbrıs'a kadar geniş bir alanda ülkemizin yaklaşımlarını ifade ettik." diye konuştu.
BM Genel Kurul kürsüsünden, Paris İklim Anlaşması'nın onay sürecini tamamlayacakları müjdesini dünyayla ve Türkiye kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyamızın bu hale gelmesinde en çok payı olanların, iklim değişikliğinin yol açtığı sorunların çözümünde de en çok katkı sağlaması gerektiği görüşümüzü açıkça muhataplarımıza söyledik. Orman varlığını artıran, nispeten modern teknolojik altyapısı sayesinde oldukça düşük karbon salımı değerlerine sahip bir ülke olarak bu konuda da üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Ülkemize söz verilen desteklerin sağlanmasıyla birlikte ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde, Paris İklim Anlaşması'nda belirtilen hususlara uygun adımlarımızı atacağız. Karbon nötr hedefini, 2053 vizyonumuzun ilk ve en önemli hedeflerinden biri olarak milletimize armağan ediyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum için gereken eylem planını da devreye almış bir ülke olarak, bu süreci başarıyla yürüteceğimize yürekten inanıyoruz."
### İkili görüşmeler
Erdoğan, ziyareti kapsamında pek çok devlet, hükümet, uluslararası kurum ve sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle görüşmeler yaptığını, bu çerçevede, BM Genel Sekreteri'nin yanı sıra Hırvatistan, Slovenya, Gine Bissau, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Burundi ve Irak cumhurbaşkanları, Birleşik Krallık, Gürcistan ve Arnavutluk başbakanları, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ve FIFA Başkanı ile görüştüğünü hatırlattı. Erdoğan, "Bir başka ifadeyle, Amerika'da bulunduğumuz süre zarfında toplam 14 ikili görüşmemiz oldu. Bu görüşmelerin, Genel Kurul'a hitabımın hemen ardından gerçekleşen biri hariç tamamına, Türkevi binamız ev sahipliği yaptı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin ve temaslarının, güncel meselelere dair tutum ve önceliklerinin, uluslararası camianın dikkatine getirilmesi bakımdan son derece verimli olduğuna inandığını belirtti.
### Afganistan
Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Türkiye'nin Afganistan'daki rolü ve stratejisinin ne olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Burada önceki gün Amerika'nın önemli bir yayın organıyla yaptığımız mülakatta da söyledim; 20 yıl önce Amerika Afganistan'a niçin girdi? Afganistan'da ne işi vardı ve şimdi Afganistan'dan niye çıkıyor? Herhalde bunun bir bedelinin olması lazım? Ve bunca mülteci şu anda nereye gidecek? Türkiye'nin kapıları açması ve bunları kabul etmesi düşünülemez. Burası bizim için bir açık hava koridoru değil." dedi.
Böyle bir şeyi kabullenmenin kolay olmadığını, bunun bir maliyeti ve bedelinin olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika burada 'Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye'ye girsin' diyemez. Nitekim böyle bir şeye biz, açık da değiliz, müsaade de etmeyiz. Afgan halkı bizim için kardeş halktır. Tarihe dayalı bir geçmişimiz var fakat bu kuru kuruya bir kardeşlik olmuyor. Aynı şeyi biz Suriye'de de yaptık. Aynı durum Irak'ta oldu. Bunları böyle toparladığımız zaman, geçmişten alırsak girip çıkanla neredeyse 10 milyona varan bir sayı söz konusu. Şu anda bunun 5 milyonu Türkiye'de kaldı. Burada bu bedeli ödemesi gereken Amerika'dır. Amerika'nın bununla ilgili adımlar atması lazım. Fakat şu ana kadar böyle bir hava görünmüyor. Amerika'nın bu noktada kapıları açmak gibi bir derdi şu anda yok gibi. Fakat kapsayıcı, kuşatıcı bir yönetim Afganistan'da oluşursa, bu yönetimle bazı görüşmelerimiz olabilirse ve gerçekten sağlıklı bir iletişim kurabilirsek, bundan sonra ne olabileceğinin adımlarını bu görüşmelerden sonra atabiliriz."
Türkiye'nin Afganistan'da altyapı ve üstyapı yatırımlarının olduğunu ve bu yatırımlardan rahatsız olmadıklarını, bundan sonraki süreçte de bu tür adımları atabileceklerini söyleyen Erdoğan, "Ama Taliban'ın şu andaki yaklaşım tarzına bakıldığında kucaklayıcı, kuşatıcı bir yönetim maalesef oluşmadı. Şu anda sadece bazı sinyaller geliyor; bazı değişikliklerin olabileceği, yönetimde bazı kuşatıcı, kapsayıcı bir havanın oluşacağı istikametinde. Bunu tabii daha henüz görmüş değiliz. Eğer böyle bir adım atılabilirse o zaman birlikte neler yapabileceğimizi kendileriyle görüşme, konuşma noktasına gidebiliriz. Kaldı ki kendi içlerinde de şu anda bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bu sıkıntıları aşabilirlerse ve ondan sonra Türkiye ile bazı görüşmeler olursa, adımlar atılabilirse bunları nasıl gerçekleştiririz, nasıl bir yol haritası belirleriz, ona bakar, ona göre de Afganistan'la böyle bir adımı gerçekleştirmiş oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
### BM'de reform önerisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" isimli kitabında BM'nin, özellikle de Güvenlik Konseyi'nin kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduğu yönündeki görüşünü dile getirdiği hatırlatılarak, "Bu konuda umutlu musunuz?" sorusu üzerine, "Tabii umutsuz bu işler olmaz. Yola çıkarken bir umutla yola çıkıyorsunuz ve tüm dünyaya, tüm insanlığa bir sinyal veriyorsunuz." karşılığını verdi.
"Nedir bu sinyal?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye şöyle bakıyor; artık dünya Birinci Dünya Savaşı'nın şartlarında değil, İkinci Dünya Savaşı'nın şartlarında da değil. Öyleyse biz insanlığa bir sinyal verelim. 194 ülke hep birlikte bir dayanışma içerisinde olabilirsek, bu işin şartlarını zorlayabilirsek, tüm medya dünyası, STK'larla hep birlikte bu şartları zorlarsak o zaman yeniden bu daimi üyeler kendilerini kontrol etmek zorundadır. Bu 5 daimi üyenin iki dudağı arasında bir dünya düşünebilir miyiz, böyle bir şey olabilir mi? 10 geçici üye, 5 daimi üye, 15 kişi bir araya gelsinler, dünyayı istedikleri gibi yönlendirsinler; böyle bir şey olmaz! Zaten bundan, bu 10 geçici üye de şikayetçi. Çünkü onlara 'Kaldır elini, indir elini' diyorlar. Nasıl isterlerse öyle… Böyle bir şey olabilir mi? Zaten oradaki 10 geçici üye de vitrin süsü olduğunu biliyor. Artık onlar da herhalde vitrin süsü olmaktan nedamet getirmektedir. O zaman öyle bir adım atalım ki, bu adımı atmakla bir defa daimi üyeleri zorlamamız lazım. Türkiye olarak biz zorlayacağız ve zorluyoruz."
Bütün uluslararası toplantılarda da bunu dile getirdiklerini ve buna devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Geçici üyelere de diyoruz ki, 'Siz de zorlayın.' Afrika'ya sesleniyoruz; '**Afrika** sen hep böyle mi gideceksin? Geçici üye olarak Birleşmiş Milletlerde bulunmak suretiyle ne yapıyorsunuz? Yapabildiğiniz bir şey var mı? Herhangi bir şeyi, oyunu değiştirebiliyor musunuz?' Yok. Öyleyse bu oyunu değiştirebilmek için biz diyoruz ki 'Gelin hepinizin daimi üye olma şansınız olsun.' Yani bunların hiç umursamadığı herhangi bir Afrika ülkesi bile BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üye olma şansına sahip olmalı. Bunu başarabildiğimiz zaman dünyadaki tüm devletlere gerçekten bir hak teslim edilmiş olur. Aksi takdirde, böyle bir dünya, yaşanılır bir dünya değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, reformun, öncelikli olarak Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisinin kaldırılmasından başlaması gerektiğini önerdiği hatırlatılarak, "Diğer üyeleri bir araya getirip bu yönde bir uzlaşı sağlamak için siz bir adım atacak mısınız?" şeklindeki soru üzerine, "O radikal adımı zaten orada söylüyorum. Nedir o radikal adım? Bu konuda, 5 daimi üye dışındaki 189 ülkenin tamamı eğer kararlı adım atacak olursa o zaman biz bu daimi üyeleri köşeye sıkıştıracağız. Bu daimi üyeleri köşeye sıkıştırmak için bunun bir yol haritası var. Bu yol haritası nedir? Bu konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna yazılı dayatmalarla ve dünyada yoğun bir kovalamacayla, icabında olağanüstü genel kurul toplamak suretiyle bazı adımları atma şansını yakalayabiliriz." yanıtını verdi.
### Türkiye-ABD ilişkileri
Afganistan ve Suriye bağlamında Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini nasıl gördüğünün sorulması üzerine ise Erdoğan, "Türk-Amerikan ilişkilerinde sağlıklı bir sürecin işlediğini doğrusu söyleyemem. Niye? Bakın biz F-35'leri aldık, 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve bu F-35'ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli. Bize S-400 konusunu bahane edip **F-35**'leri vermemek, her şeyden önce bir defa devletler arası ilişkilerde ne diplomasi noktasında ne de münasebetler noktasında bir kimlik ortaya koymaktır. Amerika'nın önce bunu bir defa düzeltmesi lazım." dedi.
Erdoğan, uluslararası hukuka dayalı olarak ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayarak, "Bize sürekli S-400'ü dayatmalarını bir defa bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bizim için S-400 işi bitmiştir. Buradan geri adım atmamız da mümkün değil. Amerika'nın bunu uluslararası diplomaside, ilişkilerde doğru bir yere oturtması gerekir. Ama şu ana kadar bunu oturtamadılar. Biz Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, duruşumuz dürüsttür ama Amerika maalesef dürüst davranmadı, davranmıyor." diye konuştu.
### "Sayın Biden ile iyi başladık diyemem"
Türkiye ile Amerika arasında 20 milyar dolar civarında ticaret hacmi bulunduğunu ve bunun artmasını arzu ettiklerini belirten Erdoğan, savunma sanayisine yönelik adımlar attıklarını ve atmaya da devam edeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şunu da bilmeleri gerekir ki artık eski Türkiye de yok. Bu Türkiye başka bir Türkiye. Savunma sanayisinde de biz her geçen gün daha ileri gidiyoruz, daha ileri gideceğiz. Ama yarın 'Niçin F-35'i almıyorsun?' diyemezler. Vermezsen almayız. O zaman biz daha başka kapılara da müracaat ederiz. Burada CBS ile yaptığım röportajda onlara da onu söyledim. 'Yani başka yerlerden almayı mı düşünüyorsunuz?' diye sordu. 'Gerekirse alırız' dedim. Sen bana şimdi Patriot vermeyeceksin, ondan sonra biz S-400'ü aldığımızda 'Niye S-400'ü aldın?' diyeceksin. Türkiye, kendi savunmasına yönelik ne gerekiyorsa onu alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Zaten şu anda başladık. Bundan sonra bunu daha da ileri safhalara taşıyacağız. İnşallah kendi insansız savaş uçaklarımızı da üreteceğiz. Bunu da görecekler. Bu adımları da inşallah atıyoruz. Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimize hasmane değil, dostane davranalım. Ama iki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil. Benim Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak yaklaşık 19 yıllık yöneticilik hayatımda Amerika ile olan münasebetlerimde geldiğimiz nokta maalesef iyi bir nokta değil. Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, sayın Obama ile iyi çalıştım, sayın Trump ile iyi çalıştım ama sayın Biden ile iyi başladık diyemem."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı ülkelerin Afganistan, Suriye ve düzensiz göç gibi konularda sorumluluktan kaçtığı belirtilerek, "Özellikle ABD yönetimi her ne kadar görünürde diplomasi vurgusu yapsa da adeta 'benden sonrası tufan' havasında. Mevcut resmi nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Tabii kendisi 'Benden sonrası tufan' dediyse, aynı şeyi ona da söylerler. Amerika şu anda eğer Afganistan'da bir şekillendirme yapamadıysa burada düşünmek lazım. Şu anda Afganistan'da Amerika'nın bir yönlendirme veya bir şekillendirme durumu olmuştur diyebilir miyiz? Hayır. İşte her şeyi bıraktı, gidiyor. Ama şimdi bir bedel çıkacak ortaya. Bu bedel nedir? Şu anda Taliban'ın elindeki silahlara baktığınız zaman, bu silahlar Amerika'nın silahları. Dolayısıyla bu bedeli de ödemek durumunda kalacaktır. Buradan bir yere daha geliyorum. Sayın Trump döneminde binlerce tır silah, mühimmat terör örgütlerine verildi. Bunları ben sayın Trump'a defalarca ifade ettim, anlattım. Şimdi aynı durum Biden döneminde de var. Yine Biden terör örgütlerine silah, mühimmat, araç gereç taşımaya başladı. Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz. Dikkatle takip ediyoruz. Vakti, saati geldiğinde de söylenmesi gereken neyse onu da kendilerine söyleriz."
**Paris İklim Anlaşması** 'nın Meclis onayına sunulacağına yönelik açıklamaları ile Türkiye'nin bu konuda çekinceleri bulunduğu hatırlatılarak, "Türkiye çekincelerinden vaz mı geçti? Yoksa karşı tarafta bir tutum değişikliği mi oldu? Yoksa bu süreci zorlayacak yeni bir sürecin başlangıcından mı bahsediyoruz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Biz bu tutumdan vazgeçmiş değiliz. Böyle bir şey yok." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü konferans yaptıklarını anımsatarak şunları söyledi:
"Bu üçlü konferansta da biz dedik ki 'Türkiye gelişmiş ülkeyse ayrı değerlendirmek lazım. Eğer gelişmekte olan ülkeler kategorisindeyse ayrı değerlendirmemiz lazım. Her şeyden önce bunun kararını vermeniz lazım. Bu karara göre de bize yapmanız gereken ödemeyi de yapmanız lazım.' Tabii o zaman bunlar bu ödemeyi yapacaklarını söylüyorlardı ama bu olmadı. Şu anda geldiğimiz noktada ise tabii bütün incelemeleri ilgili arkadaşlar yapacaklar ve Meclisin açılmasıyla birlikte de biz bunu Meclise taşıyacağız. Meclise taşıyarak bu süreci özellikle Glasgow'da gündeme getireceğiz ve Türkiye olarak iklim değişikliği noktasında düşüncemizi Glasgow'da vereceğimiz mesajlarla da ortaya koyacağız."
### Putin ile görüşme
Erdoğan, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde son dönemdeki saldırılar ve 29 Eylül'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceği hatırlatılarak, "Bu konuda nasıl mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz? Bu zirveden herhangi bir sonuç bekliyor muyuz?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Putin ile yapacakları ikili görüşmenin önem arz ettiğini bildirdi.
Heyetler arası görüşmenin olmayacağını yalnızca Putin'le ikili görüşme yapacaklarını belirten Erdoğan, "Bu tabii sadece İdlib'i içeren bir görüşme olmayacak. Aynı zamanda Türkiye-Rusya ikili ilişkilerini ve Suriye'deki durumu masaya yatıracağız. Suriye'de nereye geldiğimizi, bundan sonraki süreçte de nereye geleceğimizi kendileriyle konuşacağız. Kimseyi üçüncü bir şahıs olarak yanımıza almadan bu görüşmeyi yaparken orada tabii Türkiye-Rusya ilişkilerinde önemli bir karara da varacağız." dedi.
Türkiye ve Rusya'nın bölgede önemli iki ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Önemli iki ülke derken bir şeyi daha ifade etmem lazım; biz Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. Ticaret hacmine baktığımız zaman iyi bir konumdayız ve sürekli ilerleyen bir ticaret hacmi var. Suriye'deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da gerek şahsım gerek Savunma Bakanı'm, gerek Dışişleri Bakanı'm, attığımız adımlarla hemen telafi edebiliyoruz. Örneğin sayın Putin, Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını tam manasıyla ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan'dan bu şekilde çıkılmazdı. Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduğu için Azerbaycan'dan çok çok olumlu bir şekilde çıkma şansını yakaladık." değerlendirmesinde bulundu.
### "Iğdır'dan Azerbaycan'a yolu inşallah yapacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'da yoğun bir çalışmanın devam ettiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin sayın İlham Aliyev istediği anda istediği gibi rahatlıkla sayın Putin’le görüşüyor, konuşuyor. Ben, hakeza öyle… Çok kısa sürelerde irtibatlarımızı kurup görüşmelerimizi yapabiliyoruz. Tabii, çok daha önemlisi, şu anda attığımız adımlarla biz Iğdır'dan Azerbaycan'a yolu inşallah yapacağız. Buna demir yolu da dahil. Bu yolun yapımı çok çok önemli bir adım olacak. Bizim 5'li veya 6'lı platform dediğimiz olay vardı. Şu anda bu konuyla ilgili de Paşinyan'dan olumlu sinyaller geliyor. Şimdi bu olumlu sinyallerle beraber bu konuda da bazı adımları atacağız. Yani bölgeyi barış noktasında da iyi bir konuma taşıma fırsatını inşallah yakalamış olacağız. Ay sonunda sayın Putin'le yapacağımız görüşmede bunlar da tabii konunun içinde yer alacak. Böylece Türkiye-Rusya ilişkilerinde inşallah çok daha güçlü, çok daha farklı bir döneme girmiş olacağız."
### Almanya'daki seçim
Erdoğan, Almanya'da pazar günü seçimlerin yapılacağı belirtilerek Başbakan Merkel'in Avrupa'da en uzun görev yapan liderlerden biri olduğunun söylenmesi üzerine, "Benim kadar olmadı…" karşılığını verdi.
Merkel’in Türkiye ve Avrupa üzerindeki ilişkilerdeki etkisini nasıl değerlendirdiğine yönelik bir soru üzerine Erdoğan şöyle devam etti:
"Şunu açık ve net söylemem lazım; bizim Merkel'le, Schröder'den sonra olumlu bir sürecimiz oldu ama Alman şansölyeleri içerisinde en başarılı yönetim tarzı Schröder'le oldu. Schröder'le bizim münasebetlerimiz gerçekten çok çok farklıydı. Tabii Schröder'den sonra Şansölye Merkel ile münasebetlerimizde de ilişkilerimiz fena değildi. Sık sık arar, sık sık ararım. O şekilde bu süreci işlettik, çalıştırdık. Tabii şu anda, yani Armin Laschet alır almaz bilemiyorum ama Armin Laschet ile de ikili münasebetlerimiz iyiydi.
Temennim odur ki gerçekten gerek Almanya'da yaşayan Türk vatandaşları ile alakalı gerekse Türkiye-Almanya ilişkilerindeki bundan sonraki süreci zengin kılacak bir iktidar iş başına gelsin. Çünkü bizim orada çok ciddi sayıda bir insan potansiyelimiz var ve bu insanlar orada çile çekmesinler. Böylece yeni bir süreci Türkiye-Almanya ilişkilerinde inşallah güçlü kılacak bir iktidarla devam ettirelim. Bu konuda da kim olursa biz onunla her zaman ilişkilerimizi, geleceğe çok çok güçlü şekilde sürdürmüş oluruz. Mesela attığımız bazı adımlar vardı. Savunma sanayisine yönelik Almanya'yla ilişkilerimiz vardı. Daha da önemlisi şu anda denizaltı gemilerinin makinelerinin aksamıyla alakalı attığımız adımlar vardı. Şimdi bu adımların başarılı bir şekilde sürmesi ve savunma sanayisinde de bunlarla beraber bizim güçlü yürümemiz, Türkiye-Almanya ilişkilerinde çok farklı bir yere isabet edecektir diye düşünüyorum. 'Her iki ülke için hayırlı olan iktidar hangisi ise o iş başına gelsin.' diyorum."
### Sosyal medya düzenlemesi
Sosyal medya düzenlemesine yönelik çalışmanın hangi aşamada olduğu ve hangi adımların atılmasının planlandığına ilişkin soru üzerine Erdoğan, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü, Meclisin açılmasıyla birlikte de TBMM'ye sunulacağını bildirdi.
Erdoğan, "Böylece sosyal medya konusundaki atacağımız adımların ülkemiz için, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Çünkü sosyal medyanın maalesef tahribatı çok açık ve net ortada. Bu tahribatın artık bitmesinden yanayım. Artık bu tahribatı bitirmenin vaktinin geldiğine inanıyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli 'Kürt sorununda çözümün adresi İmralı'dır.' açıklaması yaptı. Selahattin Demirtaş'ın da bir açıklaması oldu, o da HDP'yi işaret etti. Sayın Kılıçdaroğlu da bu yönde bir açıklama yaptı; 'Kürt sorununu HDP çözer.' dedi. Seçimlerin yaklaşmasına yakın bir dönemde bu tür ittifaklar, bu tür açıklamalar nasıl değerlendirilir? Bir de HDP kendi arasında ikiye mi bölünüyor?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Hayırlı olsun. Bu konuyla eğer biz meşgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu şekilde yola devam etsinler; yani HDP midir, şu mudur, bu mudur… Biz diyoruz ki bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır ve Cumhur İttifakı olarak da biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim şu anda kitabımızda birlik var, beraberlik var, kardeşlik var ve bununla da bu yolda devam ediyoruz. 'Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur…' Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim."
Muhalefetin KHK'liler ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile ilgili açıklamaları hatırlatılarak, "Muhalefetin bu tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"Bir defa KHK ile ilgili 'Ben bu işi çözeceğim.' diyen kim? Ana muhalefetin başındaki zat. Sen ne zamandan beri yargı oldun? Bu yargının konusu. Bununla ilgili adımı yargı atar. Sana ne oluyor? Kim sana bu yetkiyi verdi? Velev ki iktidar olsan -böyle bir şansın var mı, yok mu o da ayrı- yargının yetkilerini elinden sen nasıl alıyorsun? Öyle bir şey var mı? Şu anda bunlar tamamen yargının kontrolü altında olan, yargının iradesinde olan bir konu. Adam öyle atıyor ki bazıları da buna inanıyor. Bunu kabullenmek asla mümkün değil. KHK ile ilgili konularda zaten zaman zaman yargıda bu gelişmeleri takip eden, kontrol eden bazı kararları da kesinlikle görüyoruz.
Ali Erbaş hocamızla ilgili konuya gelince... Bir defa ana muhalefetin Ali Erbaş hocamıza, Diyanet İşleri Başkanı'mıza bu denli hakaret etmeye ne hakkı ne yetkisi vardır. Bu densizliktir, terbiyesizliktir. Zaten CHP'nin cemaziyelevveli de hep bizim din adamlarımıza hakaretle geçmiştir. Şimdi de aynısını Diyanet İşleri Başkanı'mıza hakaretle yürütüyorlar. Ama şunu bilsinler ki Diyanet İşleri Başkanı'mız yalnız değildir. Diyanet İşleri Başkanı'mız CHP’nin bu kendini bilmez tiplerinin hiçbir zaman muhatabı da olmamıştır, olmayacaktır. Diyanet İşleri Başkanı'mızı bu noktada biz asla yalnız bırakmayız. O makam önemli bir makamdır. Dolayısıyla bu makama hakaret edenler, bu ülkede dinini, diyanetini bilenlere hakaret etmiş olurlar. Yeni ortaya çıkmış olan birisi daha var; o da böyle sallayıp sallayıp duruyor. Dur bakalım; daha parti olduğun bile değil. Ana muhalefetle beraber bir şeyler yapıyorlar."
### "Zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizzat ilgileneceğini söylediği fahiş fiyat konusundaki problem başlıkları ve izlenecek yol haritasına ilişkin soruya, "Bu konuda kısmen özellikle bu zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var. Bu sınırsız uygulamalar karşısında biz de Ticaret Bakanlığı olarak bunların üzerine üzerine gideceğiz. Zincir marketlerin bu uygulamalarıyla mücadelede Ticaret Bakanlığımız gerekli olan her türlü tedbiri alıyor, alacak ve bunlara da gerekli operasyonları yapacaktır." yanıtını verdi.
"Tek problem zincir marketler mi?" ifadesi üzerine ise Erdoğan, "Ağırlıklı olarak iş orada toplanıyor. Bütün üreticiden tüketiciye olan yerde zincir marketlerin buradaki yoğun ürünleri toparlaması… Bu da 5 tane zincir market. Bunlar bütün o ürünü toparlıyor. Bu 5 tane zincir marketin topladığı ürünle piyasalar altüst oluyor. Bunlar eğer bu noktada daha adil davranırlarsa hem vatandaş uygun fiyatla ürün alabilecektir hem de üretici şu an itibarıyla kazanımını, parasını zamanında alma şansına ulaşacaktır." dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Türkiye genelinde yılın 7 ayında yaklaşık 1,5 milyon gayrimenkul satış işlemi yapıldı
## Özet
Ülke genelinde Ocak-Temmuz döneminde 1 milyon 494 bin 165 gayrimenkul satış işlemi yapılarak, 10 milyar 221 milyon 875 bin 369 lira tapu harcı geliri elde edildi.
## İçerik
#### Ülke genelinde Ocak-Temmuz döneminde 1 milyon 494 bin 165 gayrimenkul satış işlemi yapılarak, 10 milyar 221 milyon 875 bin 369 lira tapu harcı geliri elde edildi.
###### Ankara
AA muhabirinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinden edindiği bilgiye göre, temmuz ayında 231 bin 317 gayrimenkul satıldı. Haziran ayındaki 282 bin 318 gayrimenkul satış işlemi ile gayrimenkul satış işlemleri sayısında, temmuzda bir önceki aya göre yüzde 18 azalma görüldü.
Bu satış işlemlerinden temmuz ayında 1 milyar 585 milyon 277 bin 853 lira tapu harcı geliri sağlandı.
Ülke genelinde, ocak-temmuz döneminde 1 milyon 494 bin 165 gayrimenkul satış işlemi yapıldı. Bu işlemlerden 10 milyar 221 milyon 875 bin 369 lira tapu harcı gelir elde edildi.
Bu satış işlemlerinden 639 bin 646'sını konut, 267 bin 714'ünü arsa, 409 bin 959'unu tarla, 67 bin 710'unu iş yeri, geri kalanını ise diğer taşınmaz cinsleri oluşturdu.
En çok gayrimenkul satış işlemi yapılan iller arasında 189 bin 256 satışla İstanbul ilk sırada yer aldı.
İstanbul'u 99 bin 857 ile Ankara, 69 bin 705 ile İzmir, 55 bin 959 ile Antalya, 51 bin 756 ile Bursa, 49 bin 974 ile Konya takip etti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Garanti Bankası'ndan enflasyona endeksli üç yeni ürün
## Özet
Garanti Bankası, enflasyona endeksli Uzun Vadeli Mevduat, Ara Faiz Ödemeli Mevduat ve Faiz Korumalı Mevduat ürünlerini müşterilerinin hizmetine sundu
## İçerik
Garanti'den yapılan açıklamaya göre banka, enflasyona karşı Türk lirasının değerini koruyan, tasarruf tabanını genişletmeye katkı sunan enflasyona endeksli üç yeni ürün geliştirdi.
Mayıs ayı itibarıyla müşterilerinin kullanımına sunduğu Enflasyona Endeksli; "Uzun Vadeli Mevduat", "Ara Faiz Ödemeli Mevduat" ve "Faiz Korumalı Mevduat" ürünleri ile enflasyonun üzerinde faiz getirisi taahhüdü veriyor.
Garanti'nin Enflasyon Endeksli Uzun Vadeli Mevduat ürünü, 367-400 gün vade süresinde açılabiliyor ve stopaj oranı uygulanmıyor. Vade sonunda ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan en güncel "TÜFE endeksi yıllık değişim oranı ve ürün özelinde belirlenen ek faiz" üzerinden faiz sunuyor.
Minimum 92 gün vade üzerinden açılan Enflasyona Endeksli Faiz Korumalı Mevduat’ta ise, müşterilere hesap açılış sırasında sabit bir faiz oranı taahhüt ediliyor. Vade sonunda, hesap açılışında belirlenmiş olan “sabit faiz oranı” ile "TÜFE endeksi yıllık değişim oranı ve ürün özelinde belirlenen fark faizi" karşılaştırılıyor, hangi faiz oranı daha yüksekse, yüksek olan faiz oranı uygulanıyor.
Enflasyona Endeksli Ara Faiz Ödemeli Mevduat ürününde de Faiz Korumalı Mevduat ürünündeki gibi faiz uygulanmakta olup, ürün 367-400 gün arası vadelerle açılabiliyor ve müşterilere hesap açılışında belirlenmiş sabit faiz oranı üzerinden aylık, üç aylık ya da altı aylık dönemlerle faiz geliri alma imkânı sunuyor.
- "3 yeni ürünümüzle, müşterilerimizin hayatına değer katmaya devam edeceğiz"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Akten, Garanti olarak müşterilerin istek ve beklentilerine en uygun ürünleri en doğru zamanda geliştirmenin her zaman öncelikleri olduğunu belirtti.
Enflasyon endeksli mevduat ürünlerini geliştirerek ülke ekonomisini destekleyen çalışmalara her geçen gün yenisini eklemekten mutluluk duyduklarını ifade eden Akten, "Müşterilerimiz bu ürünlerimizden birini açtığında, hem enflasyon oranı üzerinde yüksek getiri elde edecek hem de güvenle birikim yapabilecek. Uzun Vadeli, Ara Faiz Ödemeli ve Faiz Korumalı gibi farklı vade ve faiz seçenekleri sunan 3 yeni ürünümüzle, müşterilerimizin hayatına değer katmaya devam edeceğiz." açıklamasını yaptı. |
# Otonom kontrollü kalp masajı cihazı, beyin cerrahlarına ödül getirdi
## Özet
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi beyin ve sinir cerrahi uzmanlarının yerli kaynaklarla tasarladıkları otonom kontrollü kalp masajı (CPR) cihazı üçüncülük ödülü aldı.
## İçerik
#### Karabük Üniversitesi (KBÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi beyin ve sinir cerrahi uzmanlarının yerli kaynaklarla tasarladıkları otonom kontrollü kalp masajı (CPR) cihazı üçüncülük ödülü aldı.
###### Karabük
KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Kliniğinde uzman doktor Aydın Sinan Apaydın ile üniversiteden bir süre önce ayrılan Dr. Öğretim Üyesi Cevat Akıncı, fizyoterapist ve mekatronik mühendisinin desteğiyle daha ergonomik ve teknolojik bir CPR cihazı tasarlamak amacıyla çalışma başlattı.
19 ulusal, bir uluslararası patent ve faydalı model başvurusu olup birçok alanda daha önce ödül alan ekip, kalp masajını başlatıp durdurabilen cihaz geliştirdi.
ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğunun TÜBİTAK'ta düzenlediği Investart etkinliğine katılan ekip, CPR cihazı projesiyle üçüncü oldu.
Aydın Sinan Apaydın, AA muhabirine, hastane yönetimine ve Başhekim Nihat Yılmaz ile KBÜ Tıp Fakültesi yönetimine desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Medikal teknolojileri üzerine AR-GE çalışmalarına devam edeceklerini belirten Apaydın, "Otonom kontrollü kalp masajı cihazımızın prototipi çıktı. Sertifikasyon sürecinde. İnşallah en kısa zamanda da testlerden olumlu sonuçları alıp seri üretime geçmeyi planlamaktayız. Ülkemiz için yerli ve milli özellikle AR-GE teknolojilerine sahip medikal alanda çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Nihat Yılmaz da hastane ve KBÜ Tıp Fakültesi olarak AR-GE çalışması yapan tüm doktorları desteklediklerini söyledi.
Doktorların Karabük'te kalarak çalışma yapmaları için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Yılmaz, "Eğitim ve araştırma hastanesi ve üniversitemiz bünyesinde yapmış oldukları çalışmalarla böyle bir gururu yaşattıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz." dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Borsa güne yükselişle başladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,51 değer kazancıyla 95.676,89 puandan başladı.
## İçerik
**Borsa** İstanbul'da **BIST 100** endeksi, güne yüzde 0,51 değer kazancıyla 95.676,89 puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi, 485,21 puan ve yüzde 0,51 artışla 95.676,89 seviyesine çıktı. Bankacılık endeksi yüzde 0,83, holding endeksi yüzde 0,49 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran bankacılık, en çok gerileyen ise yüzde 0,59 ile iletişim oldu.
Dün banka hisselerinde yoğunlaşan alımlarla 96.531,39 puana kadar yükselen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, bu seviyede etkisini artıran satışlarla düşüşe geçerek günü önceki kapanışa göre 0,82 azalışla 95.191,67 puandan tamamladı.
Analistler, bugün yurt içinde sanayi üretimi endeksi, yurt dışında ise ABD'de sanayi üretimi ve Almanya'da ZEW endekslerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 95.000 ve 93.500 seviyelerinin destek, 96.400 ve 97.500'ün direnç konumunda olduğunu söyledi.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, arındırılmamış sanayi üretim endeksinin şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 azalmasını bekliyor.
Ekonomistler, şubatta takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin yıllık bazda yüzde 5,4 azalacağı, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin ise aylık bazda yüzde 2 yükseleceği tahmin ediliyor.
Ocakta arındırılmamış sanayi üretim endeksi ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi yıllık bazda yüzde 7,3 azalırken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise aylık bazda yüzde 1 artış göstermişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Şanlıurfa'da yetiştirilen 10 milyon balık yavrusu baraj göletlerindeki avcılığa katkı sunacak
## Özet
Devlet Su İşleri 15. Bölge Müdürlüğünce Atatürk Barajı'nda yetiştirilen 10 milyon yavru balık, Güneydoğu ile Akdeniz Bölgesindeki bazı baraj göletlerine salınacak.
## İçerik
#### Devlet Su İşleri 15. Bölge Müdürlüğünce Atatürk Barajı'nda yetiştirilen 10 milyon yavru balık, Güneydoğu ile Akdeniz Bölgesindeki bazı baraj göletlerine salınacak.
###### Şanlıurfa
Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarından **Güneydoğu Anadolu Projesi** 'ne (**GAP** ) hayat veren ve gövde dolgu hacmi bakımından Türkiye'de birinci, dünyada altıncı sırada yer alan Atatürk Barajı, tarımsal sulama ve elektrik üretimine ve ekonomiye alternatif katkı sunuyor.
Bozova ilçesindeki Devlet Su İşleri (DSİ) 15. Bölge Müdürlüğü Su Ürünleri Tesisi'nde üretilerek baraj göletlerine bırakılan sazan ve Fırat havzasının endemik türlerinden şabut yöre halkının da alternatif geçim kaynağı oluyor.
134 hektar üzerinde kurulu olan tesis, 1100 metrekare kapalı alana sahip kuluçka binası, 10 beton havuzu ve 22 toprak havuzu ile Türkiye'nin en büyük tatlı su balığı üretim tesisi konumunda bulunuyor.
### "Türkiye'nin en büyük balık üretimi tesislerinden biri"
DSİ 15. Bölge Müdürü Ahmet Ersin Gökçe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atatürk Barajı Su Ürünleri Başmühendisliği koordinesinde balık üretimi yapılarak, bölgede balıkçılık yapan kişilere ek gelir noktasında katkı sağlandığını belirtti.
Yıllık olarak 10 milyon civarında balık üretimi yapıldığını ifade eden Gökçe, şunları söyledi:
"Genel olarak sazan ile Fırat'ın endemik türlerinden şabut balığını üretiyoruz. Bu üretilen yavru balıklar daha sonra bölgemizdeki ve diğer bölge müdürlüklerimizdeki baraj rezervuarlarına atılıyor. Büyüyen balıklar, oralarda balıkçılık yapan kişilere gelir oluyor. Böylelikle balık eti üretimine de önemli bir katkı sunmuş oluyorlar. Türkiye'de en büyük balık üretimi tesislerinden bir tanesiyiz."
### "Balıkçılıkla uğraşan insanlara da katkıda bulunmuş oluyoruz"
Su Ürünleri Başmühendis Vekili Coşkun Esen ise her yıl olduğu gibi bu yıl da sazan ve şabut üretimi yaptıklarını söyledi.
Dünya genelinde etkili olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle bu yıl bazı zorluklarla karşılaşmalarına rağmen üretimden vazgeçmediklerini aktaran Esen, "Bu yıl koronavirüs sürecine rağmen balık üretimine başladık. Amacımız geçen yıl olduğu gibi bu yılda 10 milyon balık hedefini tutturmaktır. Üretilen balıklar özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Akdeniz bölgesinin bazı bölgelerindeki baraj göletlerine bırakılıyor. Üretim sayesinde bölgede balıkçılıkla uğraşan insanlara da katkıda bulunmuş oluyoruz." dedi.
Esen, uzun ve zahmetli bir sürecin ardından balıkların istenilen büyüklüğe ulaşmasının ardından baraj göletlerine bırakıldığını aktararak, şunları kaydetti:
"Gölette yakaladığımız anaç balıkları merkezimize getirip belli aşamalardan geçirip yavru alıyoruz ve sonra da bu yavrular çıktıktan bir süre sonra havuzlara bırakıyoruz. Burada gelişimini tamamlayan balıkları ağustos ve eylül ayı gibi göllere bırakıyoruz. Bu balıklar sayesinde hem balıkçılık gelişiyor, hem de ekonomiye katkı sağlanmış oluyor."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Hitit, yolcu hizmetlerinden sonra kargo çözümü ile de Türkmenistan'da
## Özet
Hitit ile uzun yıllara dayalı iş birliğini çeşitlendiren Türkmenistan Havayolları, tüm kargo süreçleri için Hitit Crane CGO çözümünü kullanacak
## İçerik
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Hitit, ödüllü yolcu hizmet sistemleri, operasyonel hizmetler ve muhasebe çözümleri gibi temel havacılık bilgi teknolojileri çözümlerinin yanı sıra kargo çözümleri ile de büyümeye devam ediyor.
Dünya genelinde 57 farklı hava yolu ve seyahat sektörü şirketine hizmet veren şirketin Crane CGO ürünü, Türkmenistan Havayolları tarafından kullanılmaya başlandı. Türkmenistan'ın ulusal havayolu şirketi olan Türkmenistan Havayolları, 2016 yılından bu yana yolcu hizmet sistemleri alanında Hitit ile çalışıyordu. Hitit ile uzun yıllara dayalı iş birliğini çeşitlendiren hava yolu, tüm kargo süreçleri için Hitit Crane CGO çözümünü kullanacak.
Crane CGO, tedarik zincirindeki tüm ekosistemin rahatlıkla kullanabileceği bir çözüm olarak öne çıkıyor.
- 'Hava kargo operasyonları için en kapsamlı ve eksiksiz çözümü sektöre sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz'
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Hitit Ulaştırma Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Atilla Lise şunları kaydetti:
'Crane CGO yazılım ürünümüz ile hava kargo operasyonları için en kapsamlı ve eksiksiz çözümü sektöre sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hava kargonun önemi ve operasyonları özellikle pandemi döneminde oldukça arttı. Hava yolları için kargo ürünü artık ikincil ürün olmaktan çıkıp yolcu ürünü kadar önemli bir ürün olarak kabul görmeye başladı. Zira kargo, hava yolu şirketleri için özellikle kırılgan ve zor dönemlerde çok önemli gelir sağlayıcı bir kalem olarak öne çıkıyor.
Kargo çözümleri çatımız içindeki diğer ürünümüz olan Yerel Kargo Hizmetleri (Crane DOM) çözümümüz de bu dönemde oldukça rağbet gördü. Benzer ilgi Crane CGO ürünümüzün için de post-pandemi sonrasında artarak devam ediyor. Havacılık endüstrisi için bir turnusol görevi gören Kovid-19 sonrası artık hava yolu şirketlerinin karşılaşılabilecek risklere karşı hizmet yelpazesini genişletme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Hava yolu şirketlerinin en hızlı şekilde adapte olabilecekleri ve süreçlerine entegre edebilecekleri yeni alanların başında hava kargo geliyor. Bu nedenle Hitit'in son teknoloji ile üretilmiş ve hava kargo süreçlerine yılların verdiği tecrübe ile hakim uzman ekibinin geliştirdiği ürünlerin satışının önümüzdeki dönemlerde artmasını bekliyoruz.' |
# TBMM Başkanı Şentop'tan göç sorunuyla ilgili tüm ülkelere iş birliği çağrısı
## Özet
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki ülkeler bir araya gelip göç konusuyla ilgili bir yol haritası belirlemeli ve sorumluluğun belli ülkelerin omuzlarında kalmasına müsaade etmemeli." dedi.
## İçerik
#### TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki ülkeler bir araya gelip göç konusuyla ilgili bir yol haritası belirlemeli ve sorumluluğun belli ülkelerin omuzlarında kalmasına müsaade etmemeli." dedi.
###### Varşova
Şentop, Polonya ziyaretiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Polonya ziyaretinin verimli geçtiğini dile getiren Şentop, Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin çok iyi bir düzeyde olduğunu daha da gelişmesi için gayret gösterdiklerini ifade etti.
En son Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye geldiğini anımsatan Şentop, "Geniş kapsamlı anlaşmalar yapıldı. Ekonomi, ticaret, eğitim, kültür, savunma sanayine kadar birçok alanda önemli iş birlikleri içerisindeyiz." diye konuştu.
Salgın dönemine rağmen ticaret hacminin önemli bir artış gösterdiğini, 8 milyar dolara yaklaştığını belirten Şentop, hedefin 10 milyar dolar olduğunu, salgın şartları hafiflediği zaman, belki gelecek sene bu rakamı aşacak noktaya gelineceğini söyledi.
Türkiye'nin, Polonya’nın turizm bakımından birinci destinasyonu olduğunu, 2019 yılında 880 binin üzerinde Polonyalının Türkiye'ye geldiğini hatırlatan TBMM Başkanı Şentop, salgın olmasa bu rakamın aşılacağını ancak salgına rağmen bu sene 600 bine yakın turist geldiğini kaydetti.
İki ülke arasındaki bu ilişkileri parlamento boyutuyla da geliştirmek için adımlar attıklarını dile getiren Şentop, Polonya Meclis Başkanı Elzbieta Witek'i Türkiye'ye davet ettiğini aktardı.
Şentop, "Türkiye ve Polonya çok tarihi temelleri olan, dostluk ve müttefiklik ilişkilerine sahip iki ülke. Bugün bulunduğumuz coğrafyalar itibari ile de bu ittifakın, müttefikliğin, dostluğun geliştirilmesinde çok büyük fayda var. Onun için bu ziyaretin Türkiye-Polonya ilişkilerine katkılar sunacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
### "Göç, küresel bir sorun"
Şentop, Polonya-Belarus sınırında yaşanan göçmen kriziyle ilgili soru üzerine, bu konunun iki boyutlu olduğunu ifade etti.
Göç meselesinin dünyada önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Şentop, "Göç, küresel bir sorun. Türkiye zaten 10 yıldır 5 milyon civarında göçmeni misafir ediyor. Türkiye, dünyada, düzensiz göç ile ilgili en büyük sıkıntı yaşayan ülkedir. Ama bu konunun, sadece belli ülkeleri, sadece göç güzergahındaki, sadece göç kaynağı olan komşu ülkeleri değil bütün dünyayı ilgilendiren küresel bir sorun olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Herkesin bu konuyla ilgili üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine işaret eden Şentop, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız başta olmak üzere bütün bunları uluslararası toplantılarda dile getirdik. Bununla ilgili birtakım çözümler üretmek üzere bir araya gelmekte fayda var. Yıllardır Türkiye’deki sorun bugün, yarın başka ülkelerin gündemine bir şekilde gelecek." dedi. Şentop, şunları kaydetti:
"Bir başka mesele insani boyutu. Sonuç olarak kendi topraklarında şu veya bu şekilde yaşayamaz hale geldikleri için göç etmeye mecbur kalan insanların asgari insan haklarını muhafaza edecek bir yaklaşım içerisinde olmak lazım. Kış şartlarında çoluk çocuğu, kadınları insani muameleye tabi tutmak lazım. Şunu da doğru bulmuyoruz: Ülkelerin kendi aralarındaki sorunları göçmenleri araç olarak kullanmak suretiyle gündemde tutmaları, bir şekilde bunları halletmeye çalışmaları da yanlıştır. Bu nedenle biz Polonya'ya destek verdik. Bu göçmenlerin transferi ile ilgili Türkiye’den bazı havaalanlarının, bu plan dahilinde kullanıldığını öğrendiğimiz anda gerekli tedbirleri alındı. Türkiye olarak biz böyle bir plana alet olmayı reddettik. Gerekli her tedbiri adım adım aldık. Bununla ilgili hem Polonya makamlarının bilgisi var hem de yetkililer Türkiye'ye geldikçe buna şahit oldular.
Bu nedenle hem Meclis Başkanı hem diğer muhataplarımız Türkiye'ye teşekkürlerini ilettiler. Dolayısıyla Türkiye bu konuda dostlarına, müttefiklerine müzahirdir. Onların yanında yer alıyor. Ama bu konu bugün, yarın bu şekildedir, öbür gün başka şekilde bir mahiyet alacaktır. Başka bir ülkede bir sıkıntı haline gelecektir. Dolayısıyla Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki ülkeler bir araya gelip göç konusuyla ilgili bir yol haritası belirlemeli ve sorumluluğun belli ülkelerin omuzlarında kalmasına müsaade etmemelidir. Bütün dünya bundan sorumludur hatta bazı ülkeler daha fazla sorumludur; çünkü o ülkeleri yaşanmaz hale getiren, bazı büyük ülkelerin politikalarıdır. Dolayısıyla çıkardıkları sorunun sorumluluğunu üstlenmek zorundadırlar. Aksi halde bütün dünyayı sıkıntıya sokacak daha ciddi sorunlarla önümüzdeki yıllarda karşılaşabiliriz."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Türk mobilyacılar Çin'e çıkarma yaptı
## Özet
İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Güleç, "Bu yıl 43'üncü kez düzenlenen Guangzhou Mobilya Fuarı'na 34 Türk mobilya markasıyla çıkarma yaptık." dedi.
## İçerik
#### İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Güleç, "Bu yıl 43'üncü kez düzenlenen Guangzhou Mobilya Fuarı'na 34 Türk mobilya markasıyla çıkarma yaptık." dedi.
###### İstanbul
**İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç,**, yaptığı yazılı açıklamada, birliğin, Türk mobilya sektörünün Uzak Doğu pazarındaki payını arttırmak için Çin'in en büyük kenti Guangzhou'da düzenlenen mobilya fuarına katıldığını, bu yıl 43'üncü kez kapılarını açan fuara götürülen 34 firmanın 3 bin 284 metrekare alanda ziyaretçilerini ağırladığını aktardı.
Fuara 34 Türk mobilya markasıyla çıkarma yaptıklarını belirten Güleç, Çin pazarını oldukça önemsediklerini, fuar özelinde 10 yıldır milli katılım organizasyonu düzenlediklerini kaydetti.
Güleç, Türk mobilya sektörünün bu alanda dünyanın en büyük ihracatçısı durumundaki Çin'in ithalatından pay aldığını aktararak, "Türk mobilya sektörü, bu yıl milli katılımla geniş hacimde üretim kapasitesine sahip Çin pazarında var olduğunu ve yerini giderek sağlamlaştırdığını bir kez daha kanıtladı. Çin üst gelir grubu, Türk mobilyasını tercih ediyor. Modern, klasik ve lüks mobilyalar bu noktada öncelikleri arasında geliyor. Gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmeler neticesinde Çinliler, Türkiye'ye gelip yüklü alım yapacaklarını ifade ediyor. Yoğun iş toplantıları sonucunda iki ülkenin sektör temsilcileri olarak önemli kararlar aldık." ifadelerini kullandı.
### Türk mobilyalarına yoğun ilgi
Ahmet Güleç, Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen ve Ticaret Ataşesi Serdar Afşar'ın kendileri ile yakından ilgilendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kendileri ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda, sektörün gelişimi ve Çin'e 2023 yılı hedefimiz olan 1 milyar dolara ulaşmak için yapmamız gereken konuları çok boyutlu masaya yatırdık. Sürdürülebilir ihracat için ve halihazırda var olan iş birliklerimizi nasıl daha da güçlendirebiliriz noktasında da bir strateji ortaya koyduk. Öte yandan, Türkiye milli katılımı ile adeta bir Türk holü haline gelen 5.1 numaralı hol, sektör profesyonellerinin yoğun ilgisini çekti. Türk mobilyası ürünleri, Guangzhou sokaklarına kadar taştı."
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Kayseri'de teleferiğe bindi
## Özet
Kayseri'de temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile teleferiğe ve gondola bindi.
## İçerik
Kayseri'deki temasları çerçevesinde Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi'ni ziyaret eden Gül, buradaki bir kafeteryada kahvaltı yaptı. Gül, Erciyes Master Planı hakkında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'den bilgi aldı.
Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra eşi Hayrünnisa Gül ile teleferiğe ve gondola bindi. Gül çiftine Özhaseki çifti de eşlik etti.
Gül, 13. yüzyıl Selçuklu eseri olan tarihi camideki namazın ardından 5 kişinin cenaze namazına da katıldı.
Camiden yürüyerek ayrılan Gül, yol üzerindeki bazı dükkanları ziyaret etti. Gül, esnafın ikram ettiği pastırma ve lokumlardan tattı.
Esnafla sohbet eden, kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşları selamlayan Gül, Kazancılar Çarşısı'na geçti. Çarşıdaki bazı dükkanlara da giren Gül'e esnaf, çay ve kahve ikram etti.
**Gül, dönüşüm projesi kapsamındaki binaları gezdi **
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Sümer Kampüsü'ndeki yemekli bilgilendirme toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Gül, ismini taşıyan Abdullah Gül Üniversitesi'nin sadece Kayseri için bütün Orta Anadolu ve bütün Türkiye için büyük bir kazanım olacağını söyledi.
Konuşmaların ve yemeğin ardından Cumhurbaşkanı Gül kampüs içinde eskiden fabrika olan binaları gezdi ve dönüşüm projesiyle ilgili bilgi aldı.
**Hayrünnisa Gül, iki konak gezdi**
Hayrünnisa Gül, Talas ilçesinde restore ettirilen iki konağı gezdi.
Mülkiyeti Talas Belediyesi'ne ait olan, geçen yılın sonunda hizmete açılan yaklaşık 200 yıllık konağı inceleyen Gül, görevlilerden bilgi aldı. Çıkışta vatandaşlarla sohbet eden Gül, daha sonra, restore ettirilen Feyzioğlu Konağı'nı da gezdi.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Şehit Eren'den yakınlarına: "Ben de şehit olacağım"
## Özet
Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında dün bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit olan 16 yaşındaki Eren Bülbül’ün, şehit haberleri izlediğinde yakınlarına "ben de şehit olacağım" dediği öğrenildi.
## İçerik
#### Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında dün bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit olan 16 yaşındaki Eren Bülbül’ün, şehit haberleri izlediğinde yakınlarına "ben de şehit olacağım" dediği öğrenildi.
###### Trabzon
TRABZON
**Trabzon** 'un Maçka ilçesi kırsalında dün bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit olan 16 yaşındaki **Eren Bülbül** ’ün, şehit haberleri izlediğinde yakınlarına "ben de şehit olacağım" dediği öğrenildi.
Bülbül’ün cenazesi ailesi tarafından, vefat ettiği Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi morgundan alınarak, ilçesindeki Maçka Ömer Burhanoğlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi morguna getirildi.
— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) 12 Ağustos 2017
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, hastaneye gelerek Bülbül’ün burada bulunan yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu.
Bülbül’ün cenazesi buradan alınarak, Sukenarı Mahallesi'ndeki akrabasına ait eve getirildi.
Işık, buraya da gelerek anne Ayşe Bülbül ve diğer aile fertlerine taziyelerini iletti.
Bülbül’ün cenazesi daha sonra Türk bayrağı asılan Trabzon Büyükşehir Belediyesi cenaze nakil aracına konularak yeniden Maçka Ömer Burhanoğlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi morguna getirildi.
Şehidin naaşı, polisler tarafından morga taşındı. Bülbül’ün ailesine bu sırada Trabzon Valisi Yücel Yavuz da eşlik etti.
**Bülbül** 'ün ağabeyi Arif Bülbül, burada vatandaşların taziyelerini kabul etti.
Ağabey Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terörü lanetleyerek, "Ne diyeyim, bu durumda ne denir ki. Allah teröristlerin belasını versin." ifadelerini kullandı.
Büyük bir acı yaşadıklarını ifade eden Bülbül, "İnanılacak gibi değil. Eren televizyonda çatışma haberlerini izlediğinde, şehit olduğunda çok üzülür ve kızardı, 'ben de askere gideceğim ve şehit olacağım.' derdi. Gerçekten de oldu." diye konuştu.
Bülbül, Eren'in futbolu çok sevdiğini ve okul takımında oynadığını vurgulayarak, "Eren 4, 5 yaşından beri fanatik Trabzonspor taraftarıydı. Futbola çok düşkündü." dedi.
Amca Murat Bülbül de "Eren, güvenlik güçlerimize yardımcı olmak istemiş. Görmüş teröristleri ve ‘burdalar’ demiş. O halde bile 'komutanım yere yatın' demiş ama maalesef kaybettik." diye konuştu.
Bülbül’ün cenazesi, Maçka Merkez Camisi'nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından Köprüyanı Mahallesi'ndeki aile kabristanlığında toprağa verilecek.
Muhabir: Tuğba Yardımcı
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Yapı Kredi'ye "Proje Üretiminde En Başarılı Banka" ödülü
## Özet
Yapı Kredi, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından yönetilen Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF) kapsamında "Proje Üretiminde En Başarılı Banka" ödülüne layık görüldü.
## İçerik
Bankadan yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi, ticari segment ve KOBİ müşterilerinin enerji verimliliğini artırmak üzere finans sağlamayı hedefleyen program kapsamında 740'tan fazla proje üreterek söz konusu ödülü almaya hak kazandı.
TurSEFF programı kapsamında Yapı Kredi'nin finansman sağladığı ticari segment projeleri de ödüle layık görüldü. Saydam Tekstil, enerji harcamalarını en aza indirerek "Üretimde Otomasyonu En İyi Kullanan Proje" ödülünü kazandı. Kılıç Holding ise kurduğu güneş enerji sistemi ile "Kırsalı Elektrikle En İyi Buluşturan Proje" ödülünün sahibi oldu. |
# Türkiye genelinde sokağa çıkma kısıtlaması sona erdi
## Özet
Yeni tip koronavirüsle mücadele tedbirleri kapsamında Türkiye genelinde saat 20.00'de başlayan sokağa çıkma kısıtlaması sona erdi.
## İçerik
**KORONAVİRÜS HABERLERİ**
- A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ:
**Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - KORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ:
**Bulaşma riskini artıran ortamlar** - RAKAMLARLA:
**Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ:
**Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu**
**İçişleri Bakanlığı** nın genelgesiyle, yeni karar alınıncaya kadar** yeni tip koronavirüs** le (**Kovid-19**) mücadele tedbirleri kapsamında hafta sonları 10.00-20.00 saatleri dışında **sokağa çıkma kısıtlaması ** uygulanacak. Üretim, imalat ve tedarik zincirleri, bu kısıtlamadan muaf tutulacak.
Bu doğrultuda saat 20.00'de başlayan kısıtlama, saat 10.00'da sona erdi.
Bu akşam saat 20.00'den 30 Kasım Pazartesi günü saat 05.00'e kadar yeniden sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
Bu tarihlerden sonraki hafta sonlarında da uygulama, yeni karar alınıncaya kadar belirtildiği şekilde devam edecek.
Ayrıca tüm illerde 65 yaş ve üzeri kişiler gün içinde 10.00-13.00 saatlerinde, 1 Ocak 2001 ve sonrasında doğan 20 yaş altı bireyler ise gün içinde 13.00-16.00 saatlerinde sokağa çıkabilecek.
İş yerleri ile illiyetlerini gösteren çalışma, SGK kaydı gibi belgeleri ibraz eden çalışanlar, bu uygulamadan muaf tutulacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Hepsiburada, mayıs ayı tüketici eğilimlerini açıkladı
## Özet
Kozmetik kategorisinde en çok sipariş verilen ürün, güneş koruma kremleri oldu
## İçerik
Hepsiburada'dan yapılan açıklamaya göre, verilere göre, mayıs ayında kozmetik kategorisinde en çok sipariş verilen ürün, güneş koruma kremleri oldu.
En çok sipariş verilen ürün çeşidinin güneş koruyucuları olduğu kategoride, bu ürünleri yüz bakım ve vücut bakım ürünleri takip etti. En fazla +50 SPF korumalı güneş koruyucuların ilgi gördüğü kategoride, nemlendiriciler de mayıs ayında talep gören ürünler arasında yer aldı. En çok güneş koruyucu siparişi verilen şehirler ise İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa olarak sıralandı.
Yazın yaklaşmasıyla formunu korumak ve sağlıklı beslenmek isteyenler organik ve doğal gıda ürünlerine de ilgi de gösterdi. Sırasıyla bitki çayları, şekersiz fındık kremaları, keçiboynuzu pekmezi, yulaf ezmesi ve Hindistan cevizi yağının ilgi gördüğü kategoride siparişler en çok İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli ve Bursa'dan verildi.
Doğal ürünlere olan ilgi artışı kozmetik kategorisinde de etkisini gösteriyor. Nine&Mine marka doğal at kılı selülit fırçaları, Gayettabi doğal kozmetik katı şampuan, Adalin yüzde 100 saf katkısız niaouli uçucu yağ, Bhava Cosmetics doğal gül sabunu gibi ürünler en çok sipariş verilen kozmetik ürünleri arasında yer alıyor. |
# CarrefourSA'dan yerli malına destek
## Özet
CarrefourSA, bu yıl yerli tohumlardan üretilen yaş sebze -meyveden yüzde 100 yerli besi etlere ve Tarım Kredi Birlik üretimi yerli bakliyat ürünlerine kadar birçok yerli ürünü yüzde 20’ye varan indirimle reyonlarına taşıyor
## İçerik
CarrefourSA'dan yapılan açıklamaya göre, Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, her yıl 12-18 Aralık'ta kutlanan Yerli Malı Haftası'nı bu yıl yerli üretime verdiği destekle reyonlarına taşıyarak müşterileriyle buluşturduğu yerli ürünlerle kutluyor.
Yerli Malı Haftası kapsamında CarrefourSA, bu yıl yerli tohumlardan üretilen yaş sebze -meyveden yüzde 100 yerli besi etlere ve Tarım Kredi Birlik üretimi yerli bakliyat ürünlerine kadar birçok yerli ürünü yüzde 20’ye varan indirimle reyonlarına taşıyor. Yerli Malı Haftası kapsamında bilgi edinmek amacıyla ilkokul öğrencileri, CarrefourSA’nın hipermarketlerini ziyaret ederek ürünler hakkında bilgi aldılar. Öğrenciler, hipermarketlerdeki reyonlar arasında gezerek yerli üretim ürünler hakkında uzmanlarından bilgi sahibi oldular.
Açıklamada görüşlerine yer verilen CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, 'Üzerine yaşadığımız topraklardan çıkan ya da bu topraklarda üretilen her şeyin, hem ekonomiye can kattığı hem de gelecek nesillere miras bırakılması gerektiği bilinciyle hareket ediyor, yerli mallarını önemsiyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
CarrefourSA olarak müşterilere çeşidi bol, taze ve uygun fiyatlı sebze-meyve sunabilmek amacıyla Tarım Kredi Kooperatifi ile başlattıkları 'Yerli tohum-Taze Mahsul' projesini devam ettirdiklerini belirten Kartallıoğlu, bu iş birliğini bakliyat ve süt ürünleri ile geliştirerek müşterilere gıda dendiğinde akla gelen birçok ürünün yerlisini sunmaktan büyük gurur duyuklarını kaydetti.
Kartallıoğlu, taze gıdanın bir diğer kolu kırmızı ette kaynağı belli yüzde 100 yerli besi et ürünlerini reyonlardan müşterilere buluşturduklarını ifade ederek, CarrefourSA olarak yerli mallarına her hafta reyonlarda yer vererek sahip oldukları mirası gelecek nesillere aktarmak için çabaladıklarını bildirdi. |
# Schneider Electric'in, Konya Karatay Şehir Hastanesi çözüm ortaklığı
## Özet
Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, "Ülkemize ekonomik ve toplumsal değer sunan bu tür projelere katkıda bulunmak ve bir parçası olmak bize gurur veriyor" dedi
## İçerik
Şirketten yapılan açıklamaya göre, enerji yönetimi ve otomasyon alanında dünya genelinde uzmanlığa sahip olan Schneider Electric, kamu-özel sektör iş birliği kapsamında YDA Group iştiraki olan ATM Sağlık Konya Yatırım ve İşletme AŞ tarafından Konya’da inşa edilen Karatay Şehir Hastanesi’nin çözüm ortaklığını üstleniyor.
İşletme sürecinde, elektrik altyapısı ile ilgili saha servis ve bakım hizmetlerinin Schneider Electric tarafından verileceği Konya Karatay Şehir Hastanesi, 256 yoğun bakım, 108 acil ve 30 diyaliz yatağı olmak üzere toplamda 1.250 yatakla hizmet verecek. 380 poliklinik ve 49 ameliyathanesi olan hastane hem Konya hem de çevre illerin sağlık hizmetlerine de katkı sağlayacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, projenin kullanılan yeni nesil teknolojilerle öne çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
“Schneider Electric olarak hem ülkemizde hem de dünya genelindeki hastaneler özelinde büyük bir tecrübeye sahibiz. Şehir hastaneleri ülkemizdeki sağlık hizmetleri açısından büyük önem taşıyor. Ülkemize ekonomik ve toplumsal değer sunan bu tür projelere katkıda bulunmak ve bir parçası olmak bize gurur veriyor. OG hücre altyapısı ve enerji yönetimi alanında mühendislik desteği verdiğimiz proje kapsamında yaptığımız bakım anlaşmasıyla hastaneye beş yıl boyunca bakım ve servis hizmeti sunacağız.”
Otomasyon başta olmak üzere alçak gerilim, orta gerilim, yapısal kablolama, anahtar priz gibi ürün gruplarında projeye özel çözümler oluşturulmaya odaklanılıyor. Bu kapsamda orta gerilim hücrelerinin imalatı, enerji otomasyon sistemi, OG hücrelerinin devreye alınması ve öncesinde kontrolleri, OG hücrelerine enerji verme işlemleri, röle koordinasyonu ve kısa devre mühendislik çalışmaları, röle selektivite ayarları, enerji senaryo testleri, geçici kabul testleri, hastane entegre sistem testleri, saha servis hizmetleri ve işletme personeline yönelik kullanıcı eğitimleri de sağlanmış oluyor.
Projede, yeni nesil Power Monitoring Expert ve Power Scada Operations yazılımlarına ek olarak Ecostruxure mimarisinin en üst katmanında bulunan Power Advisor yazılımı da kullanılıyor. Bulut tabanlı bu yazılım, enerji kalitesi ve verimliliği ile ilgili aksiyonları önleyici bakım bildirim ve raporlamaları sunuyor. Tüm bu çözümler sayesinde projede yüzde 30’a varan enerji tasarrufu ve yüzde 20’nin üzerinde operasyonel maliyet tasarrufuna ulaşılması hedefleniyor.
Schneider Electric’in sağlayacağı servis ve bakım hizmetleri ile hastanenin sürdürülebilir, güvenilir ve verimli bir hizmet sunması sağlanıyor.
Hastanede kullanılan yenilikçi çözümler ve Schneider Electric’in sunduğu hizmetlerle sağlanacak enerji ve operasyonel verimlilik sayesinde yapılan yatırımların geri dönüşlerinin kısa sürede alınması hedefleniyor. |
# CLK Boğaziçi Elektrik'ten "Enerjini Avrupa'da Harca" kampanyası
## Özet
## İçerik
Kampanya doğrultusunda, CLK Boğaziçi Elektrik'ten enerji alan serbest tüketiciler tüketim aralıklarına göre Amsterdam, Budapeşte, Brüksel, Paris, Londra, Viyana, Berlin, Roma, Atina, Milano ve Münih şehirlerinden birine çift kişilik ya da tek kişilik gidiş-dönüş uçuş bileti kazanıyor.
Kampanyadan 24 aylık enerji kullanım taahhüdü veren ilk 2 bin ticarethane tarifesi abonesi faydalanıyor. Seçilen Avrupa şehirlerine yapılacak uçuşlar, Star Alliance üyesi şirketlerce gerçekleştirilecek.
'Enerjini Avrupa'da Harca' kampanyasından faydalanmak için abonelerin serbest tüketici olup, ticarethane tarifesinde son 12 aylık elektrik tüketimlerinin 4 bin kWh'ın altına (aylık yaklaşık 150 TL'lik elektrik tüketimi) düşmemesi gerekiyor. Bu aboneler 24 ay taahhütleri karşılığında kampanyaya başvuruda bulunabiliyor.
Kampanya kapsamında geçmiş 12 aylık tüketime göre yıllık ortalama tüketimi 4-10 bin kWh (aylık yaklaşık 150-350 TL) olanlar gidiş-dönüş tek kişilik uçak bileti, 10 bin kWh ve üzeri olanlar ise tek kişilik uçak bileti ile birlikte yüzde 2 indirim veya çift kişilik uçak bileti alternatiflerinden birini kazanacak. Kampanyaya ilişkin geniş bilgiye 'www.enerjiniavrupadaharca.com' internet adresinden ulaşılabiliyor.
-'Uygulama, limitlerin düşmesiyle daha geniş kitlelere ulaşacak'
Açıklamada görüşlerine yer verilen CLK Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü, kampanyanın enerji sektöründe bir ilk olduğuna işaret ederek, bu tür fayda uygulamalarına devam edeceklerini bildirdi.
Gümüşlü, şunları kaydetti:
'Türkiye'deki her elektrik abonesinin kendi enerji şirketini seçebileceği serbest tüketici uygulaması, gelecekte limitlerin düşmesiyle daha geniş kitlelere ulaşacak. Bu durum, fiyat ve fayda kampanyalarıyla tüketicinin lehine bir durum oluşturacak.
Serbest tüketici uygulamasında şirket olarak fiyat indirimlerinin yanı sıra her sektörde müşteriye değer yaratacak fayda kampanyalarımız ile öne çıkıyoruz. Şu anda birçok farklı sektörden 51 şirket ile abonelerimize yönelik fayda iş birlikleri düzenliyoruz. Tüketicilere hayatlarının her anında kullandıkları elektrik enerjisi için hizmet verip, diğer yandan da farklı sektörlerdeki ihtiyaçlarını karşılayarak onlara faydalar yaratıyoruz. Serbest tüketicide piyasa açıklığı tamamına ulaştığında bu faydalardaki sayılarımızı artıracağız.' |
# Turkcell,şirketlerin dijital dönüşümü için 2 bin 300 projeye imza attı
## Özet
Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, "Bundan sonraki dönemde de eğitimden sağlığa, üretimden perakendeye kadar pek çok sektörde kurumların dijital dönüşüm ihtiyaçlarını tek noktadan karşılamaya devam edeceğiz" dedi
## İçerik
Turkcell'in açıklamasına göre, kurumlara tek noktadan uçtan uca teknolojik çözümler sunan Dijital İş Servisleri, ikinci yılını geride bıraktı.
Kısa zamanda kurumların teknoloji ortağı haline gelen Dijital İş Servisleri, salgınla geçen 2020'de 1 milyar TL kontrat bedeline sahip, 2 bin 300'den fazla projeye imza attı. Müşterilere özel terzi usulü tasarlanmış 420 projeyle de şirketlere uçtan uca çözüm sunuldu.
Şirketlerin 2020'de tercih ettiği projeler arasında uzaktan çalışmayla birlikte daha da önem kazanan veri merkezi, bulut ve siber güvenlik çözümlerinin yanı sıra çağrı merkezi ve şube çalışanlarının uzaktan çalışmaya geçebilmesi için kullanılan Flex VPN, Kanal Çağrı Yönetimi ve Tek Ofis ürünleri öne çıktı.
Finans, perakende, üretim, enerji, sağlık gibi pek çok sektörde yenilikçi projelere imza atan Turkcell Dijital İş Servisleri, her sektörün kendi ihtiyaçlarına hitap edecek çözümler tasarlayarak dijital dönüşüm projeleri hayata geçiriyor.
Dijital İş Servisleri, şehir hastaneleri projelerinde, teknolojik olarak ihtiyaç duyulan tüm çözümleri sağlayan ve işleten bir şirket olarak şehir hastanelerinin lider altyapı sağlayıcısı konumunda bulunuyor. Halihazırda Yozgat, Adana, Eskişehir, Elazığ, Bursa, Başakşehir, Tekirdağ olmak üzere 7 şehir hastanesinin teknolojik altyapısını yönetmeye devam ediyor.
- 'Birçok kurumun dijital dönüşümünde büyük rol oynadık'
Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, Türkiye'deki birçok kurumun dijital dönüşümünde büyük rol oynadıklarını belirtti.
Kurumlara uçtan uca çözümler sunmak için iki yıl önce kurdukları Dijital İş Servisleri şirketiyle kısa zamanda hizmet verdikleri birçok kurumun dijital dönüşümüne destek olduklarını aktaran Özata, şunları kaydetti:
'Salgınla birlikte dijitalleşmenin önemi bir kez daha ortaya çıkarken uzaktan çalışma hayatımızda geniş bir yer edindi. Biz de Dijital İş Servisleri ile şirketlerimizin işlerini uzaktan yönetebilmesini sağlayacak çözümlerimizle yanlarında olduk. KOBİ'lerden büyük ölçekli şirketlere kadar sunduğumuz ürün ve çözümlerle sadece 2020'de 1 milyar TL kontrat değerine sahip 2 bin 300'den fazla projeye imza attık. Bundan sonraki dönemde de eğitimden sağlığa, üretimden perakendeye kadar pek çok sektörde kurumların dijital dönüşüm ihtiyaçlarını tek noktadan karşılamaya devam edeceğiz.' |
# Casper, operasyonel iş yeri sürecine dijital hizmet çözümleri sunuyor
## Özet
Casper, laptop, tablet, masaüstü bilgisayar ve sunucu gibi ürünleriyle farklı sektörlerin tüm ihtiyaçlarına karşılık verebiliyor
## İçerik
Şirket açıklamasına göre, rutin iş operasyonlarına dahil etmek üzere teknolojik uyum fırsatları arayan sektör sayısı artıyor. Hayatın her alanı dijitalleşirken, işletmeler çalışma alışkanlıklarına teknolojik yardımcılar arıyor.
Teknoloji dünyası farklı sorunlara yeni çözümler üretmek için rekabet ediyor. Kafe restoran gibi küçük ve orta büyüklükte olan işletmelerin yanı sıra hastane, banka gibi kurumsallaşmış büyük şirketleri içinde barındıran hizmet sektörleri de çalışma hayatının teknolojiyle entegrasyonundan etkileniyor. İş hayatında beklenmedik anlarda oluşabilen sorunlara yanıt verme ihtiyacı mobil olmayı gerektirirken, iş takibinin doğru ve verimli bir şekilde yapılması da hem çalışanlar hem işverenler için önemini koruyor. Oluşan dijital altyapı ihtiyacını yüksek performanslı ürünleriyle karşılamayı amaçlayan Casper da Türkiye'nin dijital dönüşümüne desteğini farklı işletmelerin farklı ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği kurumsal çözümlerle sağlıyor.
İş takibinin hayati olduğu sağlık sektöründe, dijital asistanlar ön plana çıkıyor. Sağlık çalışanları hastanelerde tedavi gören hastaların tüm verilerine tabletler ve akıllı telefonlar yoluyla ulaşabilirken yeni veri girişi de yapabiliyor. Bu teknolojik uyum hasta verilerinin sorunsuz kaydını ve takibini sağlıyor. Bankacılık sektöründe de sıcak satış yapmak üzere saha görevinde olan banka personelinin ihtiyacı başta olmak üzere gişe personelinden satış birimine kadar iletişimi ve iş takibini kolaylaştıran tablet ve bilgisayarlar da artık sektörün vazgeçilmezi olarak görülüyor. Müşterileri yoğun kafe ve restoranlarda ise dijital çözümler, bu işletmelerin misafirlerine hizmet sağlarken iş operasyonlarının aksamaması konusunda destek sağlıyor.
- Her sektörün ihtiyacına uygun çözümler
Hızlı servis ağı, sınırsız konfigürasyon seçeneği ve kolay entegre sistemleri ile Casper farklı sektörlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçlü ve yerli teknolojik çözümlerini sunuyor. İş hayatında faaliyetlerin devamlılığı için gerekli olan dijital altyapı ve çözümlere sahip Casper, laptop, tablet, masaüstü bilgisayar ve sunucu gibi ürünleriyle farklı sektörlerin tüm ihtiyaçlarına karşılık verebiliyor. Sağlık sektöründen bankacılığa, kafe ve restoranları kapsayan hizmet sektörüne kadar operasyonel ihtiyaçlar için hizmet çözümleri geliştiren Casper, işletmelere verimliliğini artırarak iş takip yükünü azaltma imkanı sağlıyor.
VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC'lere kadar uzanan geniş ürün gamına sahip Casper’ın kurumsal ürünlerine 'https://www.casper.com.tr/kurumsal-cozumler' adresinden ulaşılabiliyor. |
# Ayasofya'daki "yeni keşifler" bilim dünyasıyla paylaşılacak
## Özet
Ayasofya'yı yapımından bu yana geçen 1483 yıldır havalandırarak ayakta tutan yer altı menfezlerinin 3 boyutlu görüntülenmesi projesinde elde edilen veriler, Uluslararası Ayasofya Sempozyumu'nda bilim dünyasıyla paylaşılacak
## İçerik
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nden (FSMVÜ) yapılan açıklamaya göre, üniversite ve Ayasofya Müzesi iş birliğiyle Ayasofya’nın müze olarak kullanıldığı dönemde başlayan Ayasofya Yeraltı Yapılarının 3 Boyutlu Görüntülenmesi ve Belgelenmesi Projesi ile Ayasofya'yı havalandırarak rutubetten koruyan yaklaşık 900 metrelik yer altı menfezleri ve yapılarının 3 boyutlu taraması yapıldı.
Daha önce girilemeyen yerlere girilerek yeni yer altı mekanlarının keşfedildiği projenin sonuçları sempozyum ile bilim dünyasına sunulacak.
İnşasından bu yana mistik bir yapı olarak hayranlık ve cazibe sembolü olan Ayasofya, Osmanlı ve Bizans mirasının tek bir büyük kubbe altında gözlemlenebildiği, çağlar boyunca sahip olduğu farklı kimliklerle pek çok amaca hizmet eden bir dünya mirası.
Ayasofya'nın sosyal, ekonomik ve politik koşullar nedeniyle yapılı çevresiyle birlikte geçirdiği değişikliklere odaklanan Uluslararası Ayasofya Sempozyumu, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından 24-25 Eylül 2020’de çevrimiçi olarak düzenlenecek. Sempozyum YouTube’da Uluslararası Ayasofya Sempozyum hesabından takip edilebilecek.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Hasan Fırat Diker, Doç. Dr. Mine Esmer, Dr. Öğr. Üyesi Alidost Ertuğrul ve İTÜ Güzel Sanatlar Bölümü Öğr. Gör. Arkeolog Ali Hakan Eğilmez yürütücülüğünde 29 Haziran-16 Temmuz 2020 tarihlerinde gerçekleştirilen Ayasofya Yeraltı Yapılarının 3 Boyutlu Görüntülenmesi ve Belgelenmesi Projesi kapsamında elde edilen veriler sempozyumda katılımcılarla paylaşılacak.
Ayasofya’nın daha önce keşfedilmemiş yeraltı yapılarında hava sirkülasyonunu engelleyen moloz ve çamur birikintilerinin giderilmesine yönelik gerçekleşen proje ile yapının sürdürülebilir korunmasına katkı sağlamak amaçlanıyor.
Açılış konuşmalarını Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ve FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. M. Fatih Andı’nın yapacağı sempozyum 7 oturumda gerçekleşecek.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Ayasofya Müzesi, Kindai Üniversitesi, Tohoku Sanat ve Tasarım Üniversitesi, Kyoto Üniversitesi ve Calabria Üniversitesi ortaklığında gerçekleşecek Uluslararası Ayasofya Sempozyumu, Almanya, ABD, Japonya, İsviçre, İtalya ve İspanya'nın da aralarında olduğu birçok ülkeden akademisyen, araştırmacı ve uzmanı bir araya getiriyor. |
# Crohn hastalığının semptomlarına ilişkin uyarı
## Özet
Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Yıldız Crohn hastalığı ilişkin değerlendirmelerde bulundu
## İçerik
Medicana’dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Yıldız, crohn hastalığının fokal ve transmural seyrettiğini, tutulan bölgede barsağın tüm katmanlarının etkilendiğini ve bu durumun etkilenen bölgelerde darlık, fistül ve apse oluşumuna uygun zemin hazırladığını aktardı.
Yıldız, hasta bölgeler arasında sağlam alanların da mevcut olduğuna işaret ederek, “Buna benzerliğinden dolayı kaldırım taşı manzarası denilmektedir. Crohn hastalığı cerrahi rezeksiyonlardan sonra da tekrarlama eğilimindedir. Hastalığın etyolojisinde otoimmun, viral, diyet, çevresel faktörler ileri sürülmüşse de etyolojisi kesin olarak bilinmemektedir.” ifadelerini kullandı.
Crohn hastalığında 3 tip tutulmanın olduğunu anımsatan Yıldız, şunları kaydetti:
'İnce barsak, kalın barsak, ince ve kalın barsak olmak üzere her ikisinin de tutulduğu durum. Hastalığın en önemli semptomları karın ağrısı, ve ateştir. Hastalığın lokalize olduğu barsak bölgesine göre diare şekli değişebilir, az veya çok olabilir. Diarenin sebebi barsaklardaki emilimin bozulması ve bakteri çoğalmasıdır. Ağrı karın sağ alt bölgede hissedilir. Akut apandisit ile karışabilir.
Beslenme bozukluğuna bağlı kilo kaybı gelişir. Crohn hastalığı sıklıkla gastrointestinal komplikasyonlara sebep olur. Barsaklarda darlık, apse, fistül gelişebilir. Apse geliştiğinde ağrı, ateş ve lökositoz vardır. Darlık bölgesinde barsak tıkanıklıkları gelişebilir. Bulantı ve kusma gelişebilir. Hastalığın seyrinde göz, eklem, cilt belirtileri görülebilir.'
- 'Kesin tanı kolonoskopi ile konulur'
Kemal Yıldız, Crohn hastalığında tanın klinik, laboratuar, radyolojik ve endoskopik tetkikler ile yapıldığını ve kesin tanının kolonoskopi ile konulduğuna işaret ederek, endoskopik tetkikte barsaklarda aftöz ülserlerin görüldüğünü ifade eti.
Hasta bölgeler arasında sağlam alanların olduğu kaldırım taşı manzarasının olduğunu hatırlatan Yıldız, “Hastalığın klinik şiddetini belirlemek için çoğunlukla Crohn Hastalığı Aktivite İndeksi (CDAI) kullanılır. Anemi, kronik hastalıktan, kan kaybından, demir, folat ve B12 eksikliğinden ileri gelebilir. Emilim bozukluğuna bağlı elektrolit dengesizlikleri görülebilir.” yorumunda bulundu.
Yıldız, crohn hastalığında tedavinin amacının remisyonun sağlanması ve sürdürülmesi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Komplikasyonların önlenmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir. Cerrahi tedavi ihtiyacının minimuma indirilmesidir. Crohn hastalığının alevlenmesinde bakterilerin rolü olabileceğinden tedavide antibiyotikler sıklıkla kullanılmaktadır. Orta ve şiddetli derecede aktif Crohn hastalığı tedavisinde kortikosteroidler ve immunomodülatör ilaçlar kullanılır.
Kortikosteroidlere ve immunomodülatörlere cevap alınamayan orta ve şiddetli aktif Crohn hastalarında TNF-a blokerleri (Infliximab, adalumimab ) ile tedaviye geçilmelidir. Barsaklarda darlık, apse gibi komplikasyon gelişme durumlarında hastaneye yatırılarak Ultrasonografi, Bilgisayarlı Tomografi, Magnetik Rezonans vs tetkikler yapılır. Hastalığın şiddetine göre uygulanan standart tedaviye ilave olarak antibiyotik tedavisi ve cerrahi tedaviler uygulanabilir.' |
# Almanya Başbakanı Merkel: Libya için kapsamlı bir plan konusunda anlaştık
## Özet
Almanya Başbakanı Merkel, Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Berlin'de düzenlenen konferansa ilişkin, "Libya Konferansı BM'nin Libya'daki barış çabalarına katkı sundu. Kapsamlı bir plan konusunda anlaştık." dedi.
## İçerik
#### Almanya Başbakanı Merkel, Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Berlin'de düzenlenen konferansa ilişkin, "Libya Konferansı BM'nin Libya'daki barış çabalarına katkı sundu. Kapsamlı bir plan konusunda anlaştık." dedi.
###### Berlin
**Libya** 'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya'nın başkenti **Berlin** 'de düzenlenen** konferans** sona erdi.
**Libya Konferansı Sonuç Bildirgesi yayımlandı**** BM Genel Sekreteri Guterres: Libyalı taraflardan oluşan askeri komite Cenevre'de toplanacak**
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in davetiyle yapılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı konferans 4 saatten fazla sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konferans sırasında ayrı bir odada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Almanya Başbakanı Merkel ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile ayrı ayrı görüştüğü öğrenildi.
### Merkel: Kapsamlı bir plan konusunda anlaştık
Zirvenin ardından Merkel, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve BM'nin Libya Temsilcisi Ghassan Salame basın toplantısı düzenledi.
— AA Canlı (@AACanli) January 19, 2020
Berlin’de çok yoğun ve ciddi görüşmelerin yapıldığını ifade eden Merkel, Libya ihtilafındaki çabalara yeni bir siyasi ivme kazandırmak istediklerini kaydetti.
"Libya Konferansı BM'nin Libya'daki barış çabalarına katkı sundu" diyen Merkel, tüm katılımcıların ihtilafın çözümünde siyasi bir yola ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikir olduğunu ifade etti.
Özellikle son günlerde askeri çözümün bir şansı olmadığının ortaya çıktığına işaret eden Merkel, askeri çözümün insanların acılarını artıracağını belirtti.
Merkel, bundan sonraki sürece ilişkin, "Kapsamlı bir plan konusunda anlaştık." dedi.
### "Bugün Libya’da tüm sorunları çözemeyeceğimizi biliyorduk"
Tüm katılımcıların çok yapıcı bir çalışma sergilediklerini anlatan Merkel, "Silah ambargosuna saygı göstermek istediğimiz ve bu silah ambargosunun daha fazla kontrol edilmesi konusunda hepimizin fikir birliği içinde oluğu tespitinde bulunabiliriz." şeklinde konuştu.
Merkel, bugün imzalanan metinlerin BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilmesi gerektiğini ve böylelikle uluslararası resmiyet kazandırılması konusunda mutabık kalındığını kaydetti.
"Bugün Libya’da tüm sorunları çözemeyeceğimizi biliyorduk" ifadesini kullanan Merkel, "5 artı 5 kişilik askeri bir komitenin oluşması için isimler verilmesi önemliydi." dedi.
Tüm katılımcıların, 5 artı 5 toplantısının yapılmasına kadar ihtilafın taraflarına destek vermeyeceklerini taahhüt ettiklerini ifade eden Merkel, bugün bu ihtilafın çözümünde yeni adımların atılabileceğini kaydetti.
Merkel, şimdi bir toplantı için davet yapılabileceğini ve gelecek hafta davetlerin gönderilebileceğini belirterek, bu toplantıda ateşkesin kalıcı olmasının sağlanabileceğini dile getirdi.
### Almanya Dışişleri Bakanı Maas: Libya ihtilafını çözecek anahtarı aldık
Konferansın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan **Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas,** atılan imzaların yeterli olmadığını, İzleme Komitesi kurup alınan kararların takibinin yapılmasını istediklerini söyledi.
Konferansa katılmayan ülkelerin Libya konusunda askeri, politik, ekonomik ve insani konularda da katkı sunabileceğini ifade eden Maas, "Önümüzde zor bir yol var. Asıl çalışma bu andan itibaren başlıyor." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Maas, iç savaşı siyasi bir çözüme kavuşturmak için tarafları bir araya getirmenin başarılması gerektiğini kaydetti.
### İtalya Başbakanı Conte: İleriye dönük adımlar atıldı
İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Libya temalı Berlin Konferansı'nın sonuçlarından, "her durumda ileriye dönük adımlar atıldığı için" memnun olduklarını söyledi.
Conte ve Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Berlin'de düzenlenen uluslararası konferansın ardından, İtalyan basınına değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Conte, "Konferans biraz önce bitti. Sonuçlarından memnun olduğumuzu söyleyebiliriz çünkü her durumda ileriye doğru adımlar attık. Üzerinde anlaşılan 55 madde var. Bunlar arasında ateşkes, silah ambargosu, iyi tanımlanmış bir siyasi süreç, aynı şekilde ortak askeri komite üyeleri de belirlendi ki ateşkese uyulup uyulmadığını gözlemleyecekler. Kaydettiğimiz önemli adımlar var." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ve Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in konferansta masaya oturmadığını, dolayısıyla söz konusu 55 maddeye resmen katılmadıklarını belirten Conte, "Ama sürekli olarak bilgilendiriliyorlar. Onların da ateşkese devam edeceklerine eminiz." dedi.
Conte, konferansta ülkesinin, Libya'da barışın korunması hususunda ilk sırada görev alabileceğini de resmen açıkladığını, bunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden geçmesi durumunda görev tanımını yapabileceklerini de söyledi.
İtalya’nın bugünkü sonuca ulaşmak için çok çalıştığını belirten Başbakan Conte, 55 noktanın ileriye dönük adımlar öngördüğünü ve halen yoğun biçimde çalışılması gereken şeyler olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Di Maio da "Bugün ulaşılan sonuç önemlidir. Bugün masaya oturanların hepsinin Libya’da büyük nüfuzu var. Eğer herkes bu 55 madde üzerinde mutabıksa ki öyle görünüyor, o zaman bu, Libya halkının ve tüm Akdeniz’in geleceğine yönelik iyi bir şey." değerlendirmesinde bulundu.
Diğer yandan, konferansın bitiminin hemen ardından Conte, Twitter hesabından "Nihayet Libya için ortak askeri komisyon üyeleri belirlendi. Böyle devam." şeklinde paylaşımda bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Yunan hücumbotunun tacizi görüntülendi
## Özet
Denizkurdu-2019 Tatbikatı'na katılan TCG Burgazada korveti, uluslararası sularda Yunan hücumbotu tarafından taciz edildi.
## İçerik
**Denizkurdu-2019 Tatbikatı**'na katılan **TCG Burgazada korveti** uluslararası sularda **Yunan hücum botu** tarafından ** taciz** edildi. Yapılan ikazların ardından bölgeden ayrılmak zorunda kalan Yunan hücum botunun uluslararası kurallara aykırı hareketi ve seyir emniyetini tehlikeye soktuğu anlar kameralar tarafından da görüntülendi.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Denizkurdu-2019 Tatbikatı'nda görevli TCG Burgazada korveti, **Ege Denizi** 'nin güneyinde uluslararası sularda tatbikatla ilgili görevini icra sırasında Yunanistan'a ait Kristalidis hücumbotu tarafından taciz edildi.
TCG Burgazada korvetine 200 metre mesafeden iskele (sol) tarafından yaklaşan Yunan hücum botu, daha sonra TCG Burgazada korvetinin ilerleme istikametinde çok yakın mesafede manevra yaparak, seyir emniyetini tehlikeye düşürdü.
### Yunan hücum botu yapılan ikazlar sonucunda bölgeden ayrılmak zorunda kaldı
Gemi personelinin soğukkanlılığı ve profesyonelliği sayesinde istenmeyen sonuçların engellendiği olayda, Yunan hücum botu yapılan ikazlar sonucunda bölgeden ayrılmak zorunda kaldı.
Yunan hücum botunun Türk korvetini tacize yönelik bu manevrasının, Uluslararası Denizde Çatışma Önleme Tüzüğü'ne de aykırılık teşkil ettiği öğrenildi.
Öte yandan güvenlik kaynakları, "mavi vatan"da Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin korunmasındaki kararlılığına yönelik çalışmaların bir parçasını oluşturan Denizkurdu-2019 Tatbikatı'nın Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de eş zamanlı olarak başarılı şekilde devam ettiğini belirtti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Kronik kalp hastalarına salgın sürecinde ilaç kullanımı ve egzersiz uyarısı
## Özet
Doç. Dr. Ahmet Karagöz, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde kronik kalp rahatsızlığı bulunanlara ilaçlarını aksatmamaları ve her gün evlerinde yarım saat egzersiz yapmaları tavsiyesinde bulundu.
## İçerik
#### Doç. Dr. Ahmet Karagöz, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde kronik kalp rahatsızlığı bulunanlara ilaçlarını aksatmamaları ve her gün evlerinde yarım saat egzersiz yapmaları tavsiyesinde bulundu.
###### Giresun
**Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Karagöz**, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) kronik kalp hastalığı, kontrolsüz hipertansiyonu olan ve bağışıklığı nispeten zayıf, yaşlı bireylerde ağır seyrettiğini belirtti.
Bu tür hastalarının salgın sürecinde kendilerini daha özenle korumaları gerektiğini ifade eden Karagöz, salgın döneminde tedavinin aksamasının farklı şikayetlerin ortaya çıkmasına yol açtığına dikkati çekti.
Karagöz, hipertansiyon hastalarında kan basıncı değerlerinin yükselmesine bağlı baş ağrısı, yorgunluk ve halsizliğin önde gelen şikayetlerden olduğunu kaydederek, "Koroner arter hastalarında ilk ve en önemli uyarıcı semptom genellikle göğüs ağrısı olmaktadır. Ayrıca nefes darlığı bu hastalarda yine önemli bir bulgudur. Kalp yetmezliği hastalarında tedaviye uyumsuzluk, tek yastıkla uyuyamama, özellikle geceleri belirginleşen nefes darlığı ile ayaklarda ve bacaklarda ödem şeklinde sonuçlar doğmasına neden olur." dedi.
Karagöz, atriyal fibrilasyon hastalarında kullandıkları kan sulandırıcı ilaçların bir gün, hatta bir doz atlanmasının bile felç riskini belirgin ölçüde artırdığına dikkati çekti.
Hastaların her gün evlerinde 30 dakika koşu bantları veya koridorlarda yürüyüş egzersizleri yapmalarının sağlıkları açısından önemli olduğunu dile getiren Karagöz, "İlaç tedavisine de kesintisiz devam edildiği takdirde bu sürecin hem virüsten korunmak hem de kronik kalp hastalıklarının kontrolünün sağlanması adına sorunsuz atlatılabileceği konusunda hastalarımızın hiçbir şüphesi olmamalı." diye konuştu.
### Haftada bir gün dışarı çıkan hastalara güneş uyarısı
Haftada bir gün dışarı çıkmak üzere serbestlik sağlanan hastaları, güneşin zararlı ışınlarına karşı tedbirli olmaları konusunda da uyaran Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vücudumuzda güneş ışığının etkisi ile sentez edilen D vitamininin eksikliği birçok kalp hastalığının kötüleşmesine neden olmaktadır. Yaz ayına girdiğimiz için bunu sağlarken güneşin zararlı etkilerinden korunmak da çok önemli. Güneş kremi kullanmak kısıtlı sürede güneş ışığının yararlı etkilerinden en üst düzeyde faydalanmak adına uygulanabilir bir yöntem olabilir."
Karagöz, uzun süre evde kalmak zorunda kalan bu hastalarda kas-iskelet sistemi sorunlarının da ortaya çıktığını gözlemlediklerini belirterek, "Hatta dışarı çıktığında düşme atakları yaşayan hastalarımız mevcut. Bu bağlamda temponun giderek artırılması daha uygun olacaktır." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Türkiye'nin en büyük ara buluculuk merkezi açıldı
## Özet
Ara bulucuların, avukatların ve hukuki uyuşmazlıklarını çözüme kavuşturmak isteyenlerin ihtiyaçlarına yönelik hazırlanan Türkiye'nin en büyük ara buluculuk merkezi TAM Çözüm Merkezi devreye alındı
## İçerik
Yeni nesil paylaşımlı ofis ortamında ara bulucularla tarafları buluşturacak merkezde, ofis, sanal ofis ve toplantı salonu kiralama hizmetleriyle eğitim ve seminerler verilecek.
TURYAP Yönetim Kurulu Başkanı Azmi Sarıbay, TAM Çözüm Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Çağlayan Adliyesi'ne 2 kilometre mesafede, bin 600 metrekarelik alanda devreye aldıkları TAM Çözüm Merkezi'nin, ara buluculara konforlu, ekonomik ve güvenli görüşme odaları ile ofisler sunacağını, aynı zamanda değerleme, tahkim, tapu, eğitim-araştırma, müzayede gibi destek hizmetleri de vereceğini anlattı.
Sarıbay, Türkiye'de aileler ve ortaklar arasında mal paylaşımı ile ilgili çok sayıda sorun yaşandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Mirasın paylaşılamaması, boşanma sonrası malın mülkün paylaşılamaması, ortaklık sonrası paylaşım sorunları ve nihayetinde bankaların borçlunun borcundan dolayı malı paraya çevirme süreçlerinde ne kadar sıkıntıların yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bunların başında hırgür olan aile bireyleri, mirasçılar, 3-5 senenin sonunda düşman haline geliyor ve bu süreçte mal murdar oluyor. Para kazanılamıyor ya da boşanan aile bireyleri, birbirlerini son derece hırpalıyor ve sonuçta paylaşacak mal kalmıyor. Bankaların borçlunun borcunu ödememe sürecinde de benzeri sıkıntılar çıkıyor. Mal murdar oluyor.
Biz dedik ki '34 yıllık birikimimizle bu sorunun çözümüne ne katkı sağlayabiliriz?' Bir konu yanlış anlaşılmasın. Biz asla ara buluculuk yapmıyoruz. Biz ara buluculara ortam sağlıyoruz. Ara bulucu tarafları konuşturarak anlaşıldığında altına atılan imzalar ile bu, mahkemenin verdiği karar yerine geçiyor. Bu çok önemli bir şey... Biz de 'bu önemli çağdaş çözüme, bu kurumlara mekansal destek sağlayalım' dedik."
- "Gayrimenkul, TURYAP tarafından açık artırma yoluyla satılacak"
Azmi Sarıbay, yasal sistem içinde, mal paylaşımının yargıda çok uzun yıllar karara bağlanamadığını belirterek, ara buluculuk çözümünün önemine işaret etti.
Sarıbay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gördük ki bilirkişilik müessesesi çok zaman kaybettiriyor. Birinci bilirkişi raporu, ardından itiraz... Sonra 2. rapor ve itiraz... Derken 3. bilirkişi raporu... Aşağı yukarı 1,5 yıl kayboluyor. Biz diyoruz ki, '9 günde tamamlıyoruz bunu...' 9 gün içinde 3 tane nitelikli değerleme şirketine rapor hazırlatıyoruz. Yani 9 gün... Devlet düzeninde 1,5 yıl. Sonra diyoruz ki bu ara bulucu tarafları barıştırarak, anlaşmalarını sağladığımız zaman altına imza atılan o belge, Yargıtay sürecini de tamamlamış bir mahkeme hükmü yerine geçiyor. Böylece tarafları anlaşmaya vardırdıktan sonra hızlı bir şekilde diyoruz ki 'o gayrimenkul de TURYAP müzayede şirketi tarafından açık artırma yoluyla satılacak.'
TURYAP olarak 2001'den bu yana kendimizi çok geliştirdik. Hem online hem de salonda müzayedede oldukça iyi bir noktadayız. Herkes müzayedelerimizi cep telefonundan izleyebilecek hale geldi."
- "Bir bakıyorsunuz ki paylaşılacak para kalmamış"
TURYAP Yönetim Kurulu Başkanı Sarıbay, mevcut durumda yargı sürecine taşınarak satılan ihtilaflı bir gayrimenkulün, eder fiyatının yaklaşık yüzde 50'sine satıldığını bildirdi. Bu tutarın bir kısmının da tahsilat harcı, damga vergisi, tellaliye bedeli gibi çeşitli başlıklarla vergilere gittiğini anlatan Sarıbay, daha sonra avukatların bu paradan hizmet bedelleri tahsil etmesiyle mal sahiplerine çok küçük rakamların kaldığını söyledi.
Sarıbay, şunları kaydetti:
"Yargı süreci bittikten sonra bir bakıyorsunuz ki mal murdar olmuş, sahipsiz kalmış. Paylaşılacak para kalmamış, kırgınlar düşman olmuş. Borçlananlar, birbirlerinin her şeyini maalesef ortaya dökmüşler, rezil olmuşlar. Ortaklar birbirlerini yemişler, banka alacağını alamamış, borçlu borcunu ödeyememiş. Bu modelde süre 3 sene, 5 sene... Bizde 90 gün... Devlet yüzde 50'sine satıyor, bizde tüm yaptığımız müzayedelerde yüzde 40 artıyor. Yani 100'se bizde 140'a satılıyor. Bizde maliyet yüzde 3 sadece. Devlette yüzde 30-40... Bizde hızlı, gizli."
Sarıbay, TAM Çözüm Merkezi'nin ilkini İstanbul'da açtıklarını belirterek, yakında bunu Türkiye genelinde yaygınlaştıracaklarını ifade etti.
TAM Çözüm Merkezi İcra Kurulu Üyesi Pınar Massena da TAM Çözüm Merkezi'ni; bin 600 metrekare alanda, 16 toplantı salonu ve hazır ofis, 3 eğitim salonu, bir seminer salonu, 10 adet hazır ofis ile 70 kişilik açık alanlar olmak üzere toplam 300 kişiye hizmet verecek bir merkez olarak kurduklarını anlattı.
- Ara buluculuk eğitimi de verilecek
Verilen bilgiye göre, alanda hizmet veren hukukçuların en büyük ihtiyacı olan toplantı odaları, eş zamanlı kullanıma uygun olarak tahsis edilecek.
TAM Çözüm Merkezi; ara bulucu olmak isteyenler için eğitimler de verecek. En az 5 yıllık kıdeme sahip hukukçular, aldıkları eğitimden sonra girdikleri sınavı başarıyla geçmeleri halinde ara bulucu olabilecek. Ayrıca, mevcut ara buluculara ihtisas seminerleri verilecek.
Ara bulucu olarak görev yapan hukukçuların ihtiyaçlarına göre tasarlanan ofislerde güvenlik, kayıt, sekretarya, ofis ve bilgi teknolojileri hizmetleri, karşılama, ikram, posta adresi, kurye/posta teslimi ve ulaştırılması, otopark, seminer, konferans gibi hizmetler de sunulacak. |
# Kontrolsüz ve aşırı ağrı kesici kullanımı böbrek hastalığı riskini artırıyor
## Özet
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, kontrolsüz, aşırı ağrı kesici ilaç tüketiminin kronik böbrek hastalığına yakalanma riskini artırdığını söyledi.
## İçerik
#### Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, kontrolsüz, aşırı ağrı kesici ilaç tüketiminin kronik böbrek hastalığına yakalanma riskini artırdığını söyledi.
###### Edirne
Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, böbrek hastalığının giderek yaygınlaştığını ve Türkiye'de erişkin yaş gruplarında en hafif evreden en yoğun evreye kadar her 6 kişiden birinin böbrek rahatsızlığı çektiğini ifade etti.
Böbrek hastalığının diyabet, obezite, aşırı tuz kullanımı, sigara gibi birçok nedenden kaynaklandığını anlatan Üstündağ, kontrolsüz ilaç kullanımının da böbreklere büyük zarar verdiğine dikkati çekti.
Kontrolsüz, aşırı ilaç tüketiminin böbrek hastalığı riski oluşturduğunu dile getiren Üstündağ, "Özellikle 30-70 yaş arası kadın hastalarda ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı kronik böbrek hastalığının önemli bir nedeni. Vatandaşlarımızın şunu bilmesi lazım, basit bir ağrı kesici diye aldığı ilaçların toplamı, yaşamı boyunca 1 kilogramı aşarsa o kişinin böbreğini etkilememesi mümkün değildir. 2-3 kilograma ulaştığı zaman diyaliz ya da nakil gerektirecek kadar ağır böbrek hastalığına uğramanız söz konusu olacaktır." dedi.
### "Ben günde 1 tane kullanıyorum demek riski azaltmıyor"
Prof. Dr. Üstündağ, doktor tavsiyesi ve kontrolü dışında sürekli ilaç kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Gramajı az görünen ilaçların, yıllar içindeki sürekli kullanımıyla böbreğe zarar verici boyutlara ulaştığını vurgulayan Üstündağ, şunları kaydetti:
"Bu ağrı kesiciler genelde 500 miligramdır, günde 2 tane kullansanız 1 gram eder ve bir senede 365 gram eder. 3 sene böyle sürekli kullanıldığında zaten 1 kilograma ulaşmış oluyor. Artık böbrek hastalığınız başlamış demektir. Böbrek hastalığı bir kere başladığında da çok sıkı önlemler alınmazsa genellikle ilerleyicidir ve diyalize kadar götürür. O ilaçları 6-7 sene kontrolsüz şekilde kullandığınızda artık son dönem böbrek hastalığına uğrama ihtimaliniz çok fazla artmıştır. 'Ben günde 1 tane kullanıyorum' demek riski azaltmıyor."
Hekimin onayı olmadan, "diz ağrıma ya da baş ağrıma iyi geldi" diye bu ilaçların uzun süre kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Üstündağ, "Bunu yaparsak bir derdimize çok büyük bir dert eklemiş olabiliriz. Başınız ağrıyorsa tansiyon hastası olabilirsiniz, bunu tansiyon düzenleyici tedaviyle giderebilirsiniz, ağrı kesiciyle gidermek başka bir soruna kapı açabiliyor." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# İlke Özyüksel, Uluslararası Modern Pentatlon Birliği Dünya Kupası'nda finale yükseldi
## Özet
Milli pentatlet İlke Özyüksel, toplamda 1052 puan alarak ön eleme müsabakalarını 7'nci sırada bitirdi ve yarın yapılacak finalde yarışmaya hak kazandı.
## İçerik
Milli sporcu İlke Özyüksel, Macaristan'da düzenlenen Uluslararası Modern Pentatlon Birliği (UIPM) Dünya Kupası'nda finale yükseldi.
Türkiye Modern Pentatlon Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, başkent Budapeşte'de gerçekleştirilen ve Tokyo Olimpiyatları'na puan veren 2021 yılının ilk Dünya Kupası'nda kadın sporcuların ön eleme müsabakaları tamamlandı.
Milli pentatlet İlke Özyüksel, toplamda 1052 puan alarak ön eleme müsabakalarını 7'nci sırada bitirdi ve yarın yapılacak finalde yarışmaya hak kazandı.
Ay-yıldızlı sporculardan İpek Akşin topladığı 1011 puanla 13'üncü, Sıdal Aslan 984 puanla 21'inci, Yaren Nur Polat ise 937 puanla 24'üncü sırayı elde etti.
Erkeklerde ise milli sporcular Arda Selçuk, Buğra Ünal, Dora Nusretoğlu ve Yunus Çalışkan, bugün elemelerde finale yükselme mücadelesi verecek.
Organizasyon, 28 Mart Pazar günü katılımcı ülkelerin kadın ve erkek takımlarından oluşan "Karışık Bayrak Yarışları" ile sona erecek.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Oxfam: Salgın küresel ekonomik dengesizliği artırdı
## Özet
Londra merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, Kovid-19 salgınının dünyadaki ekonomik dengesizliği artırdığını, en zengin 10 iş insanının servetinin 18 Mart-31 Aralık 2020 tarihleri arasında 540 milyar dolar arttığını bildirdi.
## İçerik
#### Londra merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, Kovid-19 salgınının dünyadaki ekonomik dengesizliği artırdığını, en zengin 10 iş insanının servetinin 18 Mart-31 Aralık 2020 tarihleri arasında 540 milyar dolar arttığını bildirdi.
###### Londra
**KORONAVİRÜS HABERLERİ**
- A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ:
**Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - KORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ:
**Bulaşma riskini artıran ortamlar** - RAKAMLARLA:
**Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ:
**Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu**
Londra merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam'ın yayınladığı "**Eşitsizlik Virüsü** " başlıklı raporda, aralarında Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, Tesla’nın kurucusu Elon Musk ve Facebook’ın kurucusu Mark Zuckerberg’in de bulunduğu dünyanın en 10 en büyük zengininin servetlerinin, 2020 yılının 18 Mart ve 31 Aralık tarihleri arasında toplamda 540 milyar dolar arttığı belirtildi.
Raporda, yeni tip koronavirüs (**Kovid-19**) salgını sürecince elde edilen bu servet artışının tek başına dünyadaki tüm insanlara Kovid-19 aşısı yapılmasını sağlayabilecek seviyede olduğu belirtildi.
Raporda küresel çapta insani yardım programlarına verilen katkının azaldığı, öte yandan dünyadaki milyarderlerin toplam servetinin ise 2020 yılının 18 Mart ve 31 Aralık tarihleri arasında 3,9 trilyon dolar artarak toplam 11,95 trilyon dolara ulaştığı, bunun da G-20 ülkelerini salgınla mücadele amacıyla yaptığı toplam harcamaya eşit olduğu kaydedildi.
Oxfam’ın raporunda 2020 yılında en çok gelir elde eden 32 küresel şirketin karlarına geçici olarak vergi uygulanması halinde toplam 104 milyar dolarlık gelir elde edilebileceği belirtildi.
79 ülkeden 300 iktisatçının görüşüne başvurarak hazırladığı raporda, ”Bu meblağ, tüm düşük ve orta gelirli ülkelerdeki bütün yaşlı ve çocukların, bütün işsizlerin maddi yardım alması için yeterli olurdu.” İfadesine yer verildi.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Oxfam İngiltere Üst Yöneticisi Danny Sriskandarajah, “Salgın başladığından beri milyarlarca insan sınırda yaşıyor; bu sert fırtınayı atlatabilecek kaynakları ve destekleri yok. Aynı zamanda, çok az sayıda kişi, 9 ay içerisinde hayatları boyunca harcayamayacakları kadar parayı ceplerine indirdi.” İfadelerini kullandı.
Sriskandarajah, "Bu gerçekler utanç verici. Hükümetler harekete geçmeli. En zengin insanların adil bir şekilde vergilendirilmesi küresel iyileşmeye yardımcı olur, yoksullukla mücadele edilmesi, daha adil bir toplumun inşa edilmesi için kaynak oluşturur." İfadelerini kullandı.
Oxfam İcra Direktörü Gabriela Bucher raporla ilgili olarak, "Kayıt tutulmaya başlanmasından bu yana eşitsizlikteki en büyük artışa tanık oluyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi: Sağlık spordan önce gelir
## Özet
Beşiktaş Kulübü Başkanı Çebi, "Sağlık, spordan önce gelir. Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak, virüsle mücadele konusunda tüm sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz." dedi.
## İçerik
**Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, y**eni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerini söyledi.
**KORONAVİRÜS HABERLERİ**
- KORONAVİRÜS NEDİR:
**Bir bakışta koronavirüs salgını** - NE YAPMALIYIZ:
**Koronavirüsten nasıl korunuruz** - BİLMENİZ GEREKENLER:
**Koronavirüs hakkında Sağlık Bakanlığının bilgilendirmeleri** - A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ:
**Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - SON DURUM NE:
**Anlık koronavirüs yayılma haritası** - RAKAMLARLA:
**Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ:
**Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu** - DÜNYADA ANLIK DURUM:
**Dünya haritası üzerinde son veriler** - ŞÜPHELERİNİZ Mİ VAR:
**Sağlık Bakanlığı online koronavirüs kontrol uygulaması**
Çebi, Beşiktaş dergisinin nisan ayı sayısında yer alan yazısında, koronavirüs nedeniyle tüm dünyada hayatın durma noktasına geldiğini ve tüm spor müsabakalarının da askıya alındığını belirterek, "Ne yazık ki ne spordan ne de çalışmalarımızdan dem vurabileceğimiz büyük bir krizle karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.
Salgın nedeniyle yaşanan zor süreci en az zararla atlatmak için doğru adımlarla ilerlenmesi gerektiğini anlatan Çebi, şunları kaydetti:
"Bunun için de vatandaşlarımızın sorumluluk alarak yetkililerin çağrılarına kulak vermesi gerek. Unutmayın ki sadece kendimizden değil, çevremizde bulunan insanlardan da sorumluyuz. Sağlık, spordan önce gelir. Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak, virüsle mücadele konusunda tüm sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Çalışanlarımıza ve sporcularımıza evlerinde kalmalarını, sporcularımıza kendilerine verilen sportif programları uygulamalarını ilettik. Devletimizin almış olduğu kararlara uygun davranmalıyız. Yaşlı vatandaşlarımızın herhangi bir temas sonucu virüse yakalanmamaları için evlerinde kalması gerek. Onları önemsiyoruz ve üzerimize düşen yardımları da yapmak için görev halindeyiz."
Ahmet Nur Çebi, liglerin geleceği konusunda herhangi bir netlik olmadığını vurgulayarak, "Futbolda, Kulüpler Birliği nezdinde kulüp başkanları ile yaptığımız telekonferansta bu dönemde uzlaşının, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğu üzerine konuştuk. Ülke olarak süreci sağlıklı şekilde atlattığımızda tüm bu konuların daha doğru şekilde konuşulacağını düşünüyorum. Kovid-19 sebebiyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Tedavi gören hastalarımıza da acil şifalar diliyorum. Salgın ile mücadelemizde taraftarlarımızı, elzem durumlar haricinde evde kalmaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Peugeot yeni logosunu tanıttı
## Özet
Peugeot markasının küresel tasarım stüdyosu Peugeot Design Lab tarafından tasarlanan daha akıcı, daha kaliteli ve daha zarif 11'inci versiyon yeni logosu tanıtıldı
## İçerik
Peugeot'tan yapılan açıklamaya göre, dünyanın en eski otomotiv markası Peugeot yeni bir logo ile kişiliğini ve karakterini yeniden tanımlıyor ve tarihinde yeni bir sayfa açıyor.
Peugeot'un 1850 yılından bu yana, hepsi de aslan amblemini taşıyan 10 farklı logoya sahip oldu. Bugün ise Peugeot markasının küresel tasarım stüdyosu Peugeot Design Lab tarafından tasarlanan 11'inci versiyon tanıtıldı.
Son 10 yılda modellerini tamamen elden geçirerek ürün gamını yenileyen Peugeot, yeni ve modern ürünlerini tamamlamak için logosunu yeniden tasarladı. Logo üzerindeki amblem, aslan, aynı zamanda güçlü ve içgüdüsel bir marka olmayı yansıtıyor. Yeni logo, Peugeot'nun dün ne anlama geldiğini, Peugeot'nun bugün ne anlama geldiğini ve Peugeot'nun yarın ne anlama geleceğini somutlaştırıyor.
Marka, son 10 yılda, tüm ürün gamı yenilendi ve sınıf atladı. Bunun yansıması olarak 2021 yılında Peugeot e-Expert ve 2019 yılında Partner ile 'Yılın Uluslararası Ticari Aracı' ve üç kere 'Yılın Otomobili' (2014 yılında Peugeot 308, 2017 yılında Peugeot SUV 3008 ve 2020 yılında Peugeot 208) seçilerek başarısını perçinledi. Peugeot, hem binek otomobiller hem de hafif ticari araçlarıyla elektrikli bir ürün gamı oluşturdu. |
# Ankara'daki saldırıda 300 kilogramlık patlayıcı kullanılmış
## Özet
Ankara'daki terör saldırısında kullanılan araçta TNT, RDX, amonyum nitrat ve balmumu karışımı 300 kilogramlık patlayıcı düzeneğinin bulunduğu tespit edildi.
## İçerik
Ankara'daki terör saldırısında kullanılan araçta TNT, RDX, amonyum nitrat ve balmumu karışımı 300 kilogramlık patlayıcı düzeneğinin bulunduğu tespit edildi.
AA muhabirinin emniyet yetkililerden aldığı bilgiye göre, 13 Mart Pazar günü Kızılay Güvenpark yakınlarında gerçekleştirilen terör saldırısının ardından başlatılan soruşturmada, kullanılan patlayıcı türü ve miktarı belirlendi.
Patlamanın ardından olay yerinde, sonrasında saldırıda kullanılan araçta Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede, ilk tespitlere göre, saldırıda TNT, RDX, amonyum nitrat ve balmumu karışımı 300 kilogramlık patlayıcı düzeneği kullanıldığı tespit edildi.
Araç içerisinde patlatılacak şekilde hazırlanan düzeneğin olay anında araç içerisindeki kadın terörist tarafından harekete geçirildiği belirlendi.
Öte yandan başlatılan soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 12 kişinin sorgularının devam ettiği, şüphelilerden V.C'nin, Şanlıurfa Viranşehir ilçesi Belediye Başkanının kardeşi olduğu kaydedildi.
Muhabir: Sertaç Bulur |
# THY, 2018'de 75,2 milyon yolcu taşıdı
## Özet
THY'nin yolcu sayısı 2018'de önceki yıla göre yaklaşık yüzde 10 artarak 75,2 milyona ulaştı
## İçerik
THY'den yapılan açıklamada, şirketin Ocak-Aralık 2018 Trafik Sonuçları Değerlendirmesi yer aldı. Buna göre, 2018'de önceki yıla göre talepte ve yolcu sayısında yaklaşık yüzde 10 artış sağlandı ve yolcu sayısı 75,2 milyona yükseldi.
Toplam yolcu doluluk oranı, ocak-aralık döneminde 3 puanlık artışla yüzde 82 olarak gerçekleşti. Yurt dışı yolcu doluluğu 3 puan artarak yüzde 81 seviyesine, yurt içi yolcu doluluğu ise yaklaşık 1 puan artarak yüzde 85 seviyesine ulaştı.
Dıştan dışa transfer yolcu (transit yolcu) hariç tutulduğunda yurt dışı yolcu sayısında yaklaşık yüzde 12'lik önemli bir artış yaşandı. 2018'de toplam taşınan kargo ve posta, 2017'ye göre yüzde 25 artarak 1,4 milyon tona ulaştı.
- Aralıkta doluluk yüzde 80,2 oldu
Açıklamada, THY'nin 2018 Aralık ayına ilişkin yolcu ve kargo trafik sonuçları da yer aldı. Buna göre, THY'nin aralık ayında doluluk oranı yüzde 80,2'ye yükseldi. Yolcu sayısı, ücretli yolcu kilometre ve doluluklardaki yükseliş, Türkiye'ye ve şirkete olan talep artışının yıl sonunda da devam ettiğini gösterdi.
Aralık ayında taşınan yolcu sayısı 2017'nin aynı dönemine göre yüzde 1'lik artış göstererek 5,5 milyona ulaştı. Bu ayda toplam doluluk 0,5 puan yükseldi. Dış hat doluluk 0,5 puanlık artışla yüzde 80 olarak gerçekleşirken, iç hat uçuşlarda ise yüzde 84 doluluk oranına ulaşıldı.
Dıştan dışa transfer yolcu sayısında yaklaşık yüzde 3'lük bir artış yaşandı. Dıştan dışa transfer yolcu hariç yurt dışı yolcu sayısında ise yüzde 8'lik bir yükseliş görüldü.
- Kargo ve posta hacminde çift haneli artış sürdü
Kargo ve posta hacmi, önceki aylardaki çift haneli büyüme trendine devam ederek, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttı. Kargodaki bu büyümeye yüzde 33 ile Kuzey Amerika ile Afrika, yüzde 17 ile Uzak Doğu ve Avrupa katkı sağladı.
Aralık ayında geçen yılın aynı dönemine göre yolcu doluluk oranında Afrika'da yaklaşık 2,5 puan, Kuzey Amerika, Uzak Doğu ve Orta Doğu'da ise birer puanlık artış gerçekleşti. |
# Kovid-19'dan önce ve sonra
## Özet
Geçtiğimiz yıllarda pek çok insanın ziyaret ettiği tarihi, turistik ve kültürel alanlar, meydanlar, toplantı merkezleri ile toplu taşıma araçları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalığının yaygınlaşmasıyla birlikte boşaldı.
## İçerik
#### Geçtiğimiz yıllarda pek çok insanın ziyaret ettiği tarihi, turistik ve kültürel alanlar, meydanlar, toplantı merkezleri ile toplu taşıma araçları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalığının yaygınlaşmasıyla birlikte boşaldı.
**Times Meydanı - New York**
** Times Meydanı - New York**
** Times Meydanı - New York**
** The Grand Central - New York**
** Kızıl Meydan - Moskova**
** Aziz Petrus Meydanı - Vatikan**
** Fontana Di Trevi - Roma**
** Plaza Mayor Meydanı - Madrid**
**Madrid **
** Avrupa Parlamentosu - Belçika**
** Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# İran'da seçimler yapılsa da son sözü, rejimin lideri söylüyor
## Özet
İran'da reformist adayların veto edilmesi ve birçok seçim bölgesinde muhafazakarların yarışa rakipsiz girmeleri, rejimin lideri Ali Hamaney'in belirleyici rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.
## İçerik
#### İran'da reformist adayların veto edilmesi ve birçok seçim bölgesinde muhafazakarların yarışa rakipsiz girmeleri, rejimin lideri Ali Hamaney'in belirleyici rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.
###### Tahran
**İran** 'da **seçim ** süreci, çoğunlukla **reformist adaylar** ın elenmesi nedeniyle, katılımın az olacağı tartışmalarıyla geçerken, dikkatler bir kez daha Lider **Ali Hamaney** 'in belirleyici rolüne çevrildi.
İran'da 21 Şubat'ta yapılacak **11. Dönem Meclis Seçimleri**nde reformist adayların karşı karşıya kaldığı veto engeli, ülkedeki seçim sistemini yeniden gündeme getirdi.
Reformistler, **Ali Mutahhari** , **Mahmud Sadıki** , **İlyas Hazreti** , **Gulamrıza Haydari** , **Fatma Saidi **ve ** Tayyibe Siyavuş** gibi önemli isimlerinin yanı sıra adaylarının çoğunluğu veto edildiği için seçimlere blok olarak girmiyor. Reformistlerin 30 partisinden sadece 9 tanesi seçimlerde yer alıyor.
Anayasayı Koruyucular Konseyi Sözcüsü **Abbas Ali Kedhudayi** , İran Meclisi'ndeki 247 milletvekilinden 90'ının genel seçim aday adaylıklarının reddedildiğini açıkladı. Kedhudayi, ön elemede başvuruların yüzde 34'ünün reddedildiğini belirterek, 5 binden fazla kişinin başvurusunun ise kabul edildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, elemeler sürecinde Anayasa Koruma Konseyi'ne çağrıda bulunarak seçimlerin rekabet içinde geçmesi için adaylar arasında taraf tutmamasını ve tüm kesimlerin sandığa gitmesini sağlamasını istedi. Konsey'in vetoları üzerine sert eleştirilerde bulunan Ruhani, bu hafta yaptığı açıklamalarda eleştirilerinin dozunu düşürerek seçimlere katılım çağrısı yaptı.
İran'da atanmışların ağırlıkta olduğu sistem, seçimlerle işbaşına gelen yetkililere çok dar bir alanda hareket imkanı veriyor. Bu durum her sene tartışmaları beraberinde getiriyor ve bu sene reformistlerin önemli isimlerinden Mustafa Taczade, seçim sisteminin değişmesi ve ülke lideri Ali Hamaney'in yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Taczade, seçimlerin daha özgür bir ortamda gerçekleşmesi, rehberlik ile cumhurbaşkanlığı makamlarının birleştirilmesi gibi bir dizi öneriyi gündeme getirdi.
Ülke lideri Hamaney, rejimin en üst makamı olan "Velayet-i Fakih" kurumunu temsil ediyor ve ülkeyi "Veliyy-i Fakih" ünvanıyla yönetiyor. Fıkıh alimlerinin yönetimini anlamına gelen Velayet-i Fakih, İran İslam Cumhuriyeti'nin anayasasının esasını oluşturuyor.
### Rehber (Lider) Hamaney, devlet kuvvetlerinin işleyişine müdahale edebiliyor
Veliyy-i Fakih, "Mehdi'nin yeryüzündeki vekili olan Şii din adamları" anlamına geliyor. Veliyy-i Fakih, "Mehdi"nin yeniden ortaya çıkışına kadar İslam ümmetinin yöneticisi olarak görülüyor.
Şii mezhebinde Hazreti Muhammed'in 12'nci kuşaktan torunu "Mehdi"nin bir gün dünyaya dönerek yeryüzündeki gerçek adaleti sağlayacağına inanılıyor.
Veliyy-i Fakih kavramı, 1989'daki vefatına kadar ülkeyi yöneten devrim lideri Ayetullah Humeyni'nin "İslam'da Hükümet" kitabında teorize edilmişti. Bu teori, anayasaya da yerleştirilmişti.
Anayasada, devletin temel organları yasama, yürütme, yargı olarak tanımlanıyor. Ancak, "Rehber" sıfatını da taşıyan lider, bu organların işleyişlerine müdahale edebiliyor.
Yürütmenin başında cumhurbaşkanı olsa da iç ve dış politikada önceliklerin belirlenmesi, savaş ve barış kararı, liderin yetkisinde. Silahlı kuvvetler ve emniyet güçleri de lidere bağlı. Tüm yargı kurumları da lider tarafından kontrol ediliyor.
### Meclis seçimleri de liderin otoritesinin gölgesinde
Rejimin en kritik kurumlarından biri olan Anayasa Koruma Konseyi’nin 12 üyesinden 6'sı doğrudan lider Hamaney tarafından atanıyor.
Ülkede meclis ve Uzmanlar Meclisi seçimlerinde aday olabilmek için, lidere bağlı Anayasayı Koruma Konseyi'den onay almak gerekiyor. Adaylar, liderin seçilmesini istediği kişilerden oluşuyor. Halk sadece önüne getirilen isimler arasından seçim yapabiliyor. Bu durum, halkın iradesinin seçimlerde yansımasına engel oluyor. Dolayısıyla liderin şekillendirdiği Anayasa Koruma Konseyi, halkın oy kullandığı seçimlerde adayları belirlediği için gerek milletvekilleri gerek Uzmanlar Meclisindeki din adamları son yıllarda büyük ölçüde muhafazakarlardan oluşuyor.
Anayasa Koruma Konseyi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adayları eleme yetkisine sahip.
Yasama organı "İslami Şura Meclisi", 4 yılda bir seçimle işbaşına gelen 290 milletvekilinden oluşuyor. Meclisten kabul edilen yasa tasarıları, "Anayasa Koruma Konseyi"nin onayı olmadan yasalaşamıyor.
### Otoritesi sorgulanmıyor
Lider Hamaney, aynı zamanda "Başkomutan" olup, üst düzey komuta kademesi doğrudan kendisi tarafından belirleniyor.
Liderin vefatı halinde halefi, Uzmanlar Meclisi tarafından belirleniyor. Meclis, lideri denetleme hakkında da sahip olsa da, fiiliyatta otoritesi sorgulanmıyor. Ayrıca meclisin seçimleri için başvuru yapan adaylar, üyelerinin yarısı lider Hamaney tarafından atanan, kalanı da yine lider Hamaney'in etkisi altındaki yargı erki tarafından seçilen Anayasa Koruma Konseyi tarafından belirleniyor.
Liderin tüm kamu kurumları ve özerk kurum ve kurullarda temsilcisi bulunuyor. Bazı kamu kurumların yöneticilerini bizzat atayan liderin yöneticinin altında görev yapan kurullarda da temsilcisi oluyor.
Liderin illerde tayin ettiği cuma namazı imamları, aynı zamanda ilin yönetim kurulu üyesi sayılıyor.
Devlet radyo ve televizyonunun üye ve yöneticileri de lider Hamaney tarafından atanıyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# 'Türkiye her platformda Kuzey Makedonya'nın yanında durdu'
## Özet
Kuzey Makedonya Devlet Bakanı Hasan, "Türk Silahlı Kuvvetleri ile aynı çatı kuruluşunun altında bulunmak, Kuzey Makedonya'da yaşayan Türk toplumu için de gurur verici." dedi.
## İçerik
#### Kuzey Makedonya Devlet Bakanı Hasan, "Türk Silahlı Kuvvetleri ile aynı çatı kuruluşunun altında bulunmak, Kuzey Makedonya'da yaşayan Türk toplumu için de gurur verici." dedi.
###### Üsküp
Kuzey Makedonya'nın Dış Yatırımlardan Sorumlu Devlet Bakanı **Elvin Hasan** , Türkiye'nin NATO üyeliği noktasında Kuzey Makedonya'ya verdiği desteğe dikkati çekerek, "Türkiye her platformda Kuzey Makedonya'nın yanında durdu." dedi.
Hasan, ülkesindeki son gelişmeler, Türkiye ziyaretleri, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele ve ülkesinin NATO'ya üyeliği hakkında değerlendirmede bulundu.
Kuzey Makedonya'da yatırımlara mali destek yasasında yapılan son değişikliklerle dış ve yerel yatırımcılar için farklı imkanlar sunulduğunu aktaran Hasan, Kuzey Makedonya'nın ilk defa teşvikler için 55 milyon avro civarında bütçe ayırdığına dikkati çekti.
Hükümetin attığı adımlar doğrultusunda yabancı yatırımcılarda artış olduğunu dile getiren Hasan, geçen yıl içinde 34 yeni yabancı yatırımcı ile sözleşme imzalandığını bildirdi.
Son iki yılda 54 bin yeni istihdam sağlandığını anlatan Hasan, Kuzey Makedonya'nın bağımsızlığından bugüne kadarki veriler göz önüne alındığında bunun bir rekor olduğunu vurguladı.
### "Kuzey Makedonya'daki Türk toplumunun refah seviyesi yükselecektir"
Kasım ayında Kocaeli, Sakarya ve Bursa'ya ziyaretlerde bulunduğunu anımsatan Hasan, Türkiye'nin önemli sanayi merkezlerinde çeşitli temaslar yaptığını söyledi.
Görüşmelerde Kuzey Makedonya'daki yatırım imkanlarını sunma fırsatı bulduğunu belirten Hasan, Türk yatırımcılara Kuzey Makedonya'da yatırım yapmaları noktasında çağrıda da bulunduğunu ifade etti.
Başkent Üsküp'teki serbest bölgede iki Türk yatırımcı bulunduğunu ve bunların Kocaeli'den geldiğini kaydeden Hasan, ülkede yatırım yapmak isteyen Türk yatırımcılara Türk bir bakan olarak her türlü yardımı vermeye çalıştığını dile getirdi.
Kasımda Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen Boğaziçi Zirvesi'ne de katıldığını hatırlatan Hasan, Kuzey Makedonya'nın bu zirvede ilk defa temsil edildiğine işaret etti.
Kuzey Makedonya'da son dönemlerde özellikle insan hakları ve özgürlük açısından önemli adımlar atıldığına dikkati çeken Hasan, "Soydaşımız artık sorunlarını dile getirmekten, konuşmaktan, kamuoyuna taşımaktan korkmuyor." dedi.
Yerel yönetimlerin çalışmalarını da değerlendiren Hasan, birçok belediyenin Kuzey Makedonya Türklerinin yaşadığı bölgelerde birçok alanda yatırımlar yaptığını söyledi. Hasan, "Türk toplumu önümüzdeki yıllarda hem refah seviyesi yükseltecektir, hem de daha iyi şartlarda yaşayacaktır." diye konuştu.
### "Türkiye'nin talep ettiklerine yetkili organlar gerekli cevabı verecektir"
Kuzey Makedonya'da FETÖ ile mücadele konusuna da değinen Hasan, FETÖ'nün buradaki yayın organının basılı versiyonun kapandığını, bunlara daha önce yapılan desteğe karşı açık bir tavır aldıklarını hatırlattı.
FETÖ üyesi 15 kişinin Türkiye'ye iadesine ilişkin Hasan, şu değerlendirmede bulundu:
"İnanıyoruz ki önümüzdeki dönemde yetkili makamlar Türkiye'nin beklentileri doğrultusunda adımları atacak. Biz görüşmelerimizi devam ettiriyoruz, ancak uluslararası hukuk çerçevesinde yetkili makamların da gerekeni yapacağını düşünüyorum. Biz devamlı bu anlamda, özellikle bu tür bazı STK'ler olsun, basılı yayın organlarına yapılan teşviklerde titizlikle ve dikkatli davranmaktayız. Yetkili bakan arkadaşlarımızı uyarmaktayım ki önceki dönemde düşülen yanlışa tekrar düşmeyelim. Türkiye'nin talep ettiklerine yetkili organlar gerekli cevabı verecektir en yakın zamanda."
### "Türkiye her platformda Kuzey Makedonya'nın yanında durdu"
Bugüne kadar İspanya dışında 28 üye ülkenin Kuzey Makedonya'nın NATO'ya katılım protokolünü onayladığını aktaran Hasan, yakın zaman İspanya parlamentosunun da protokolü onaylayacağı inandığını söyledi.
Kuzey Makedonya'nın yakında dünyanın en güçlü kuruluşu NATO'nun bir parçası olacağını belirten Hasan, "Türkiye tabii ki desteğini esirgemedi. TBMM'de NATO protokolü onaylandı. Türkiye her platformda Kuzey Makedonya'nın yanında durdu." dedi.
NATO'nun güvenlik anlamına geldiğinin altını çizen Hasan, şu ifadeleri kullandı:
"Kuzey Makedonya'nın artık stabil ve güvenilir ülke olmasını istiyoruz. Ülkemizin çatışmalardan, iç karışıklıklardan uzak durması bizim için önemli. Özellikle etnik bazda yaşanan bazı çatışmalar çok olumsuz etkilemiştir. NATO'yla bu artık garanti ve güvence altına alınmıştır. Ekonominin sağlam ayaklar üzerinde gelişmesi için bizlere fırsat sunulmuştur. Tabii ki NATO bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetleri de bulunmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri ile aynı çatı kuruluşunun altında bulunmak, Kuzey Makedonya'da yaşayan Türk toplumu için de gurur verici."
Kuzey Makedonya'da her yıl 21 Aralık'ta kutlanan Türkçe Eğitim Bayramı hakkında da değerlendirmede bulunan Hasan, Türkçe eğitimin büyüklerinden kendilerine özel bir ilgi alanı olarak kaldığını kaydetti.
Türkçe eğitimin yakından değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Hasan, Türkçe eğitim sorunlarının çözümü ve Türkçe eğitiminin gelişmesi için neler yapılabileceğini değerlendirip bir yol haritası çizmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# TürkTraktör'den otomatik dümenleme sistemine sahip ilk yerli traktör
## Özet
TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner, "Tarlam Cepte, tarladaki verimliliğin artması ve çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerine katma değer sağlama hedefiyle tarım ile ilgilenen herkesin hayatını kolaylaştırma misyonu taşıyor" dedi
## İçerik
Özüner, ilk kez yerli üretimi yapılan uydu destekli otomatik otomatik dümenleme sistemine sahip New Holland ve Case IH markalı traktörlerin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada TürkTraktör'ün, çalışmalarının merkezine tarımı daha ileri taşımayı ve ülke ekonomisine katkıda bulunmayı koyduğunu söyledi.
Hayata geçirdikleri yeni teknolojiyi New Holland MasterDriveTM ve Case IH ProGuideTM modelleri olarak her iki markalarında pazara sunduklarını belirten Özüner, "2019’da çiftçilerimizin hayatını kolaylaştıracak bir yeniliği daha onların beğenisine sunuyoruz. Uydu destekli otomatik dümenleme sistemine sahip traktörlerin ilk yerli üretimini gerçekleştirerek, tarımsal faaliyetlerde kullanılan tohum, ilaç ve gübreden yakıta kadar tarımsal girdilerin gerektiği kadar kullanılmasına, toplam maliyetin düşürülmesine ve bununla beraber verimlilik artışına olanak sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Özüner, bu teknolojinin, yerli üretim olarak fabrika çıkışlı sunulmasının, parça fiyatı ve bakım avantajı sunarken aynı zamanda traktöre entegre olduğu için çok uygun faiz oranlarına sahip sübvansiyonlu mekanizasyon kredisine de imkân tanıdığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aynı özelliğe sahip ithal traktörlere ya da dışarıdan ayrıca alınarak kullanılan sistemlere göre fiyat avantajı sağlayarak ülkemizde her çiftçinin teknolojiye kolayca ulaşmasını ve kullanımın yaygınlaşmasını hedefliyoruz. Bu amacımıza yönelik bir diğer adımımız ise pazara sunduğumuz bu traktörlerimizin Türkiye’de en çok kullanılan 90-110 beygir gücüne sahip modeller olmasıdır.”
- "Akıllı tarım çözümlerini hayata geçiriyoruz"
Her sektörde sağlanmaya çalışılan verimlilik artışının tarımda çok daha önemli olduğunu, bu nedenle 2019 yılında da ‘dijital tarım’a uyum için yaptıkları öncü çalışmalara, geliştirdikleri ürün, çözüm ve hizmetlere ağırlık vermeye devam ettiklerini vurgulayan Aykut Özüner, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Özellikle hassas tarım ve akıllı tarım çözümleriyle, Türkiye’deki tarım alanlarından daha fazla verim elde edilmesini amaçlıyoruz. Verimli tarım yapabilmek ve değişen iklim koşullarına uyum sağlayabilmek adına biz de bu alana büyük bir motivasyon ile eğiliyoruz. Bu kapsamda TürkTraktör olarak, uydudan alınan sinyallerle tarımsal faaliyetlerde hata payını en aza indirerek mevcut koşullarda maksimum ürün yetiştirilmesine imkan tanıyan “Hassas Tarım Uygulamaları Sistemleri’ni tüm satış ve satış sonrası kanalımız ile tanıtıyoruz.
Bugün burada lansmanını yaptığımız Otomatik Dümenleme Sistemine Sahip ilk yerli traktörlerimiz, piyasaya çıkmadan önce yapılan saha demo aktivitelerinde çiftçilerimiz tarafından beğeni toplayarak, ürünün ihtiyaca yönelik geliştirildiğinin bir kanıtı oldu. TürkTraktör Teknoloji Tanıtım Günü etkinliğimizde bunlarla sınırlı kalmayıp, yılın ilk yarısında çiftçilerimize dijital karar alma desteği sağlamak üzere hizmete sunduğumuz Tarlam Cepte mobil uygulamasını da gösterme imkanı bulduk. Tarlam Cepte, tarladaki verimliliğin artması, geçmişte zarara yol açan hataların tekrarlanmaması ve çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerine katma değer sağlama hedefiyle tarım ile ilgilenen herkesin hayatını kolaylaştırma misyonu taşıyor. Sonuç olarak aralıksız Ar-Ge ve ürün yatırımı yaparak, bugün de her kesimden ve ölçekten çiftçinin ulaşabileceği teknolojik ürün gamını sunmaktan mutluyuz.” |
# YÖK Üstün Başarı Ödülleri başvuruları başladı
## Özet
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üstün Başarı Ödülleri'ne bugünden itibaren 3 Mayıs'a kadar başvuru yapılabilecek.
## İçerik
**YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç**, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Yeni YÖK olarak hayata geçirdiğimiz YÖK Üstün Başarı Ödülleri'nin 2021 yılı başvurularının alınma süreci bugün itibarıyla başlamış olup 3 Mayıs 2021 tarihinde sona erecektir. YÖK Üstün Başarı Ödülleri, 'Bireysel' ve 'Kurumsal' olmak üzere iki kategoride verilmektedir. Başvuru şartları ile ilgili bilgiler **http://odul.yok.gov.tr **adresinde mevcuttur." bilgisini paylaştı.
YÖK Üstün Başarı Ödülleri kapsamında, "Bireysel Ödüller" başlığı altında, "fen ve mühendislik bilimleri", "sağlık bilimleri" ve "sosyal ve beşeri bilimler" olmak üzere üç farklı alanda "Yılın Doktora Tezi Ödülü" veriliyor.
"Kurumsal Ödüller" kapsamında ise "topluma hizmet ödülü", "uluslararası iş birliği ödülü", "üniversite-sanayi iş birliği ödülü" ve "yerel kalkınmaya katkı ödülü" olmak üzere dört ayrı kategori bulunuyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# 'Açlık grevindeki Savçenko'nun sağlık durumu kötüye gidiyor'
## Özet
Rus mahkemesinin hakkında verdiği 22 yıl hapis cezası kararının ardından açlık grevini sürdüren Ukraynalı pilot ve milletvekili Savçenko’nun sağlık durumunun kötüye gittiği bildirildi.
## İçerik
Rus mahkemesinin hakkında verdiği 22 yıl hapis cezası kararının ardından **açlık grevi**ne devam eden **Ukrayna**lı pilot ve milletvekili **Nadejda Savçenko** ’nun avukatı Nikolay Polozov, Ukrayna'da 5. Kanal’a yaptığı açıklamada, müvekkilinin bünyesinin içtiği suyu kabul etmez hale geldiğini söyledi.
Savçenko'nun, açlık grevine sadece su içerek devam ettiğini hatırlatan Polozov, "Savçenko’nun sağlığı daha da kötüye gitmeye başladı, içtiği suyu bünyesi kabul etmez oldu. Şimdi o **sağlık** durumunu sabit tutabilmek için mineralli su içebiliyor. Yine de günde 400-500 gram kaybediyor. Şu anda ağırlığı 65 kilogram." dedi.
Ukrayna’nın doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçılara yönelik operasyonlara gönüllü katılan, Ukrayna ordusunun tek kadın pilotu Üsteğmen Nadejda Savçenko, 2014’te sözde Lugansk Halk Cumhuriyeti ayrılıkçılarınca rehin alınarak Rusya’ya kaçırılmıştı. Ukrayna’nın doğusundaki Rus gazetecileri öldürmekle suçlanan Savçenko, Rus Mahkemesi tarafından 22 yıl hapis ve Rusya sınırını yasa dışı geçmekten de 30 bin ruble para cezasına mahkum etmişti.
Muhabir: Ali Cura |
# FETÖ'nün 'hakim ve savcı çalışma evleri'ne operasyon: 15 gözaltı
## Özet
Tokat'ta yürütülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen hakim ve savcılar ile avukatlardan oluşan 15 şüpheli gözaltına alındı.
## İçerik
#### Tokat'ta yürütülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen hakim ve savcılar ile avukatlardan oluşan 15 şüpheli gözaltına alındı.
###### Tokat
TOKAT
**Tokat'**ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (**FETÖ/PDY**) "**hakim ve savcı çalışma evleri** "ne yönelik** operasyon**da 15 şüpheli **gözaltı** na alındı.
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen hakim ve savcılar ile avukatlardan oluşan 15 zanlı hakkında gözaltı kararı verildi.
Bunun üzerine bazı illerde belirlenen adreslere yönelik operasyon düzenlendi.
Operasyonda gözaltına alınan 15 zanlı kente getirildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Logo Yazılım, MarCom Awards’tan 5 ödülle döndü
## Özet
Türkiye’nin en büyük halka açık yazılım kuruluşu olan Logo Yazılım, dünyanın en geniş katılımlı yaratıcılık yarışması olarak nitelendirilen MarCom Awards’tan 5 ödül aldı
## İçerik
Logo Yazılım'dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin en değerli bilişim markalarından Logo Yazılım, dünyanın en geniş katılımlı yaratıcılık yarışması olarak nitelendirilen MarCom Ödülleri’nden 5’inin sahibi oldu.
Türkiye’den 7 proje ödül alırken, ödüllerin 5’ine Logo Yazılım layık görüldü. Logo Yazılım 36. yıl filmi ile Kurumsal İmaj, Dijital Pazarlama, Animasyon, e-Posta İletişimi kategorilerinde ve Anneler Günü-M.O.M 2084 filmi ile Animasyon kategorisinde Platin Ödül kazandı.
Logo Yazılım’ın 36. yıl filmi Koff Animasyon Ajansı ve kişiselleştirilmiş video üretme teknolojisi geliştiren Becloud firması ile hayata geçerken, M.O.M 2084 filmi ise Mürekkep Reklam Ajansı ile yapıldı.
Merkezi ABD’nin Dallas kentinde bulunan ve Pazarlama İletişimi Profesyonelleri Derneği-AMCP tarafından 2004 yılından bu yana düzenlenen MarCom Awards, iletişim ve pazarlama alanında mükemmelliği ödüllendirirken, sektör profesyonellerinin yaratıcılık, yoğun çalışma ve büyüklüğünü de değerlendiriyor. |
# Avrupa'nın 5 büyük liginde görünüm
## Özet
Premier Lig'de Liverpool, La Liga'da Barcelona, Serie A'da Inter, Bundesliga'da Borussia Mönchengladbach, Ligue 1'de ise Paris Saint-Germain, puan tablosunun zirvesinde yer aldı.
## İçerik
Avrupa'nın en büyük 5 futbol ligi kabul edilen İngiltere (**Premier Lig** ), İspanya (**La Liga** ), İtalya (**Serie A** ), Almanya (**Bundesliga** ) ve Fransa'daki (**Ligue 1** ) karşılaşmalara, hafta sonu devam edildi.
İngiltere'de Liverpool, İspanya'da Barcelona, İtalya'da Inter, Almanya'da Borussia Mönchengladbach, Fransa'da ise Paris Saint-Germain (PSG), puan tablosunun zirvesinde yer aldı.
### Premier Lig
Puan tablosunun zirvesindeki Liverpool, ağırladığı Brighton'ı 2-1 yenerek ligdeki yenilmezlik serisini 31 karşılaşmaya çıkardı.
Çağlar Söyüncü'nün forma giydiği Leicester City, Everton'ı 90+4'üncü dakikada bulduğu golle 2-1 mağlup etti.
Manchester City ve Chelsea, haftayı puan kayıplarıyla kapattı. Manchester City, Newcastle United deplasmanından 2-2 beraberlikle ayrıldı. Chelsea de konuk ettiği West Ham United'a 1-0 yenildi.
Teknik direktörlüğe Jose Mourinho'nun getirilmesinin ardından çıkışa geçen Tottenham ise seyircisi önünde oynadığı Bournemouth maçını 3-2 kazandı.
Premier Lig'in 14. haftasının ardından 40 puana ulaşan Liverpool, 32 puanlı Leicester City, 29 puanlı Manchester City ve 26 puanlı Chelsea'nin önünde zirvedeki yerini korudu.
### La Liga
Lider Barcelona, şiddetli yağış altında oynanan karşılaşmada, konuk olduğu Atletico Madrid'i 1-0 yendi.
Haftaya Barcelona ile aynı puanla başlayan Real Madrid de Alaves deplasmanından 3 puanı 2-1'lik skorla aldı.
Sevilla evinde oynadığı Leganes mücadelesini 1-0 kazanarak zirve takibini sürdürdü.
Real Sociedad, Eibar'ı 4-1, Athletic Bilbao ise Granada'yı 2-0 yendi.
La Liga'nın 15. haftası sonunda puanını 31'e çıkaran Barcelona, kendisi gibi maç eksiği bulunan Real Madrid'in averajla önünde liderliğini sürdürdü. Bu iki ekibi, Sevilla 1, Real Sociedad ve Athletic Bilbao 5 puan geriden takip etti.
### Serie A
Haftaya ilk sırada başlayan Juventus, seyircisi önünde çıktığı Sassuolo maçından 2-2 beraberlikle ayrıldı. Evinde SPAL'ı 2-1 yenen Inter, böylece liderliğe yükseldi.
Lazio, sahasında Udinese'yi 3-0 mağlup ederek peş peşe 6. maçını kazandı.
Medipol Başakşehir'in UEFA Avrupa Ligi'ndeki rakiplerinden Roma ise Verona deplasmanından 3-1 galip döndü.
Serie A'nın 14. haftasını 37 puanla geçen Inter'i, 36 puanlı Juventus, 30 puanlı Lazio ve 28 puanlı Roma izledi.
### Bundesliga
Medipol Başakşehir ile UEFA Avrupa Ligi’nde aynı grupta yer alan Borussia Mönchengladbach, sahasında oynadığı Freiburg maçını 4-2 kazandı.
Leipzig, deplasmanda Paderborn'u 3-2, milli futbolcu Ozan Kabak'ın forma giydiği Schalke 04 de evinde Union Berlin'i 2-1 yendi. Schalke 04'e galibiyeti getiren golü, Türk asıllı Alman oyuncu Suat Serdar attı.
Ligin iddialı takımları arasındaki mücadelede Bayer Leverkusen, konuk olduğu Bayern Münih'i 2-1 mağlup etti.
Borussia Dortmund ise Hertha Berlin deplasmanından 2-1 galip ayrıldı.
Bundesliga'nın 13. haftası sonunda 28 puan toplayan Borussia Mönchengladbach'ı, 27 puanlı Leipzig, 25 puanlı Schalke 04, 24 puanlı Bayern Münih ve 23 puanlı Borussia Dortmund takip etti.
### Ligue 1
Monaco ile lider PSG arasında oynanması planlanan karşılaşma, olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelendi.
Olympique Marsilya, sahasında Brest'i 2-1 yenerek galibiyet serisini 4 maça çıkardı.
Deplasmanda oynadığı Nice mücadelesini 3-1 kaybeden Angers ise haftayı puansız bitirdi.
PSG, Ligue 1'in 15. haftasını maçsız geçmesine karşın 33 puanla liderliğini sürdürdü. Olympique Marsilya 28, Angers 24 puanla Paris ekibinin arkasında yer aldı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# FETÖ sanığı eski kaymakama hapis cezası
## Özet
Hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan eski Osmaniye Hasanbeyli Kaymakamı Fahrettin Demir'e, 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
## İçerik
#### Hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan eski Osmaniye Hasanbeyli Kaymakamı Fahrettin Demir'e, 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
ADANA
Adana'da **Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması**'na (FETÖ/PDY) yönelik davada "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanan **Osmaniye'nin Hasanbeyli ilçesinin eski kaymakamı Fahrettin Demir**, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Fahrettin Demir ile avukatı katıldı.
Duruşmada ilk olarak esas hakkındaki mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, sanığın örgüt tarafından düzenlenen "sohbet" adı altındaki toplantılara katılması, "himmet" adı altında yardımda bulunması, Hasanbeyli ilçesinde kaymakam olarak göreve başladığı 2015 yılının mayıs ayından sonra da yapıyla irtibatını koparmayarak "sohbet" toplantılarına katılması ve örgütle organik bağ kurarak FETÖ'nün mülkiye yapılanması içerisinde olduğunun anlaşılması dikkate alınarak "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan cezalandırılması yönünde görüş bildirdi.
Sanık Demir ise savunmasında, silahlı terör örgütüne üye olmadığını ve mütalaadaki hususları kabul etmediğini belirterek beraatine karar verilmesini istedi.
Son sözü sorulan Demir, "Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Beraatimi talep ederim." dedi.
Mahkeme heyeti, sanık Fahrettin Demir'i "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.
Muhabir: Abdulkerim Satuk Buğrahan Topaloğlu
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# ABD, Çin'in bazı ürünlerine ilave vergileri erteledi
## Özet
ABD yönetimi, Çin'den gelen başta bilişim-teknoloji ürünleri olmak üzere spesifik bazı ürünlere ilave yüzde 10 gümrük vergisi uygulamasını erteledi.
## İçerik
#### ABD yönetimi, Çin'den gelen başta bilişim-teknoloji ürünleri olmak üzere spesifik bazı ürünlere ilave yüzde 10 gümrük vergisi uygulamasını erteledi.
###### Washington
**ABD yönetimi** , Çin'e getirdiği yüzde 10'luk ilave gümrük vergisi uygulamasını, bazı bilişim-teknoloji ürünleri için 15 Aralık tarihine kadar ertelediğini açıkladı.
ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, ABD ile Çinli yetkililer arasında yapılan son görüşmenin ardından bu kararın alındığı kaydedildi.
Açıklamaya göre ABD, 300 milyar dolarlık Çin ürünlerine getirilen ilave yüzde 10'luk gümrük vergisinin uygulanmasını 1 Eylül'den 15 Aralık'a erteledi.
İlave gümrük vergisi 3,5 ay ertelenen ürünlerin başında cep telefonu, laptop ve video oyun konsolu gibi bilişim-teknoloji ürünlerinin geldiği bildirildi.
Açıklamada ayrıca, sağlık, güvenlik ve ulusal güvenlikle ilgili bazı ürünlerin ise ilave gümrük vergisi listesinden çıkarıldığı kaydedildi.
### "Çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik"
ABD Başkanı Donald Trump, New Jersey'de konuyla ilgili basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Çin'in ABD ile bir ticaret anlaşması yapmayı çok istediğini söyledi.
Çinli yetkililerle yaptıkları son görüşmeye atıf yapan Trump, "Çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Bizden tarım ürünleri alacaklarını söylediler ancak şu ana kadar bu konuda beni hayal kırıklığına uğrattılar. Söylediklerini yapmadılar ya da ertelediler diyelim." değerlendirmesinde bulundu.
### Trump'tan Hong Kong yorumu
Trump, Hong Kong'daki son duruma ilişkin soru üzerine, "Çin çok zor bir durumla karşı karşıya. Bir çözüm yolu bulunacağına inanıyorum. Umarım kimse zarar görmez, kimse ölmez." yorumunu yaptı.
ABD Başkanı Trump, geçen hafta sonu, ülkesinin Çin ile ticari müzakereleri sürdürdüğünü ancak bir anlaşma yapmak için henüz hazır olmadığını söylemişti. ABD Hazine Bakanlığı ise geçen haftaki açıklamasıyla Çin'i "döviz manipülatörü" olarak ilan etmişti.
Çin ve ABD'nin bir yılı aşkın süredir yürüttüğü müzakerelerin 11'incisi mayıs ayının başında ABD'de yapılmıştı. Çin'in başmüzakerecisi Başbakan Yardımcısı Liu Hı, ABD'deki müzakerelerden eli boş dönmüştü.
Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde suçluların Çin'e iadesi tasarısına karşı yürütülen protestolar, Hong Kong Uluslararası Havalimanı'nda beşinci gününe girerken yolcuların check-in işlemlerinin geçici durdurulduğu açıklanmıştı.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Trabzonlu balıkçılar 'fiyatların düşmesi için' deniz suyunun soğumasını bekliyor
## Özet
Denizlerde av yasağının sona erdiği 1 Eylül'den itibaren avlanmayı sürdüren Doğu Karadenizli balıkçılar, bol miktarda istavritin yanı sıra az da olsa ağlara takılan palamut ve hamsiyle kıyıya dönüyor.
## İçerik
#### Denizlerde av yasağının sona erdiği 1 Eylül'den itibaren avlanmayı sürdüren Doğu Karadenizli balıkçılar, bol miktarda istavritin yanı sıra az da olsa ağlara takılan palamut ve hamsiyle kıyıya dönüyor.
###### Trabzon
Yeni av sezonunu açan balıkçıların yüzünü istavrit güldürüyor. Ortahisar ilçesindeki Trabzon Balık Pazarı'nda istavritin kilogramı 10-15, hamsinin 35, barbunyanın 40, sarganın 30, palamudun ise tanesi 30-35 liradan satışa sunuluyor.
Balıkçı Gökmen Aydın, AA muhabirine, bol miktarda avlanan istavritin en fazla sattıkları balık olduğunu söyledi.
İnsanların istavrite gösterdiği ilgiyi deniz suyunun henüz istenilen soğukluğa ulaşmaması nedeniyle palamutta yaşayamadıklarını ifade eden Aydın, "Şu an şükürler olsun balık var ve havalar soğuyunca daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Cenab-ı Allah denizden ne verirse onu satacağız. Deniz suyu sıcak olduğu için balık soğuk sulara yöneliyor. Suyun soğumasıyla balık daha da bollaşacaktır. Palamut, istavrit, mezgit ve barbunyanın bol çıkmasını bekliyoruz." dedi.
Aydın, yapılan avlanmaya göre fiyatların da makul olduğuna işaret ederek, "Bunun yanında ayrıca, avlanan balıklar Türkiye'nin her şehrine gidiyor. Avlanan balık sadece burada satılsa tabii ki fiyatlar daha da ucuz olur. Şimdi hamsi yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Ekim ve kasım aylarında daha da bollaşacaktır." diye konuştu.
### "Aralıksız istavrit avı oluyor"
Mehmet Örseloğlu ise av yasağının bitmesinden bugüne kadar aralıksız olarak istavrit avlandığını belirtti.
Daha önceki yıllarda ilk olarak palamut avının yoğun olduğuna dikkati çeken Örseloğlu, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz yıllara baktığımızda sezon açıldığı zaman palamut ile başlardı. Ne hikmetse bu sene av yasağı sona ermesinden itibaren aralıksız istavrit avı oluyor. Büyük bir nimet olarak görüyoruz. İstavrit avı bu şekilde olmasaydı sezon vasat bir şekilde başlamış olacaktı. İnşallah umudumuz palamuttan yana. Havaların soğumasıyla palamut çok olacak diye bekliyoruz."
Örseloğlu, vatandaşların balığı daha çok tüketmelerini beklediklerini dile getirerek, istavritin kilogramının 10-15 lira olmasına rağmen ilginin fazla olmadığını söyledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Türkiye'de yerli baz istasyonu üretimine başlayan Nokia'nın hedefinde ihracat da var
## Özet
Nokia Türkiye Ülke Müdürü Özgür Erzincan, "Türkiye'de 5G olmadığı için 5G ürünleri üretimine başlamadık ancak başka müşteriler için, yurt dışında 5G olan operatörler için üretim yapılması imkanı var." dedi.
## İçerik
#### Nokia Türkiye Ülke Müdürü Özgür Erzincan, "Türkiye'de 5G olmadığı için 5G ürünleri üretimine başlamadık ancak başka müşteriler için, yurt dışında 5G olan operatörler için üretim yapılması imkanı var." dedi.
###### Ankara
Nokia Türkiye Ülke Müdürü Özgür Erzincan, Türkiye'de gerçekleştirdiği yerli baz istasyonu üretimi için ihracat potansiyeli de bulunduğunu belirterek "Gelecek dönemde buradan yurt dışına ihracat yapılması mümkün olacak. Bugün için Türkiye'de 5G olmadığı için 5G ürünleri üretimine başlamadık ancak başka müşteriler için, yurt dışında 5G olan operatörler için üretim yapılması imkanı var." dedi.
Erzincan, Nokia Türkiye'nin, Türk teknoloji şirketi Karel'le yerli baz istasyonu üretmesine ilişkin olarak AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Türkiye'deki 4.5G ihalesiyle getirilen yerlilik şartını anımsatan Erzincan, buradaki mevzuat gereği mobil teknolojideki ürünlerle ilgili yerli üretim yapılması gerektiğine işaret etti. Bu çerçevede Karel'le geçen yıl iş birliğine gitme kararı aldıklarını aktaran Erzincan, "4.5G ve 5G baz istasyonlarının Türkiye'de Karel tesislerinde üretimine başladık. Test üretimleri bir kısım ürünler için tamamlandı. Elektronik bileşenlerin kartların üzerine burada dizildiği ve bütün ürünün burada üretildiği bir üretimden bahsediyoruz." diye konuştu.
*Fotoğraf: Barış Oral/AA*
Erzincan, bu ürünlerle ilgili yerli ürün belgesi aldıklarını da bildirerek "Bu ürünler Türkiye'deki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılıyor olacak. Gerekli maliyet ve kalite ölçeğini yakaladığımız takdirde önümüzdeki günlerde bunun ihracatı için bir pencere açılabileceğini ümit ediyoruz." dedi.
Yerli baz istasyonu üretiminin sipariş geldikçe artacağını belirten Erzincan, aynı zamanda bu baz istasyonlarının yerlilik oranını da artırmak istediklerin söyledi. Erzincan, "Yerlilik oranını artırmak için de ürünün içinde olup dışardan temin ettiğimiz bazı bileşenleri de yerlileştirme imkanımız var. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu da olacak." ifadesini kullandı.
Erzincan, Türkiye'de 5G'nin devreye girmesiyle de ürün çeşitliliğinin artacağını, dolayısıyla üretim miktarını artıracaklarını söyledi.
Türkiye'deki operatörlerle 5G'ye hazırlık olması için saha testleri yaptıklarını anlatan Erzincan, test yaptıkları tüm operatörlerle gelecek dönemde çalışmayı arzu ettiklerini bildirdi. Erzincan, bu durumda Türkiye'deki üretim kapasitelerinin de artmış olacağını belirtti.
Erzincan, Nokia'nın dünyada üretimini kendi fabrikaları yerine iş ortaklarıyla yaptığına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karel tesisi de Nokia'nın iş ortakları arasına girdi. Aslında gelecek dönemde de kalite ve maliyet ölçeğinde rekabetçi olabildiğimiz takdirde buradan yurt dışına ihracat yapılması mümkün olacak. Bugün için Türkiye'de 5G olmadığı için 5G ürünleri üretimine başlamadık ancak başka müşteriler için, yurt dışında 5G olan operatörler için üretim yapılması imkanı var. Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla en kolay ihracat pazarları Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya bölgesi. 4 saatlik uçuşla hemen her yere gidebiliyorsunuz. İlk pazarlar buralarda olur. 5G için bazı test üretimleri yaptık. Türkiye'de müşterisi olmadığı için küçük ürünler için ihracat olacak. Biraz zamana da ihtiyacımız var. İlerleyen dönemde kalite ve maliyeti düşürerek buna girebiliriz. Daha fazla ürün ürettikçe maliyetlerimiz düşecektir."
### "Türkiye çok stratejik bir pazar"
Nokia için Türkiye pazarının önemine de işaret eden Erzincan, şunları kaydetti:
"Türkiye bizim için çok stratejik bir pazar. Nokia yerel iş birlikleriyle yereldeki ekosistemi destekleyerek, bu ekosistemin değer katan bir parçası olmayı hedefliyor. Dolayısıyla Türkiye'nin her geçen gün bizim için önemi artıyor. Çünkü hem mühendislik kapasitesi hem de ilerleme anlamında Türkiye bu bölgedeki birçok ülke için örnek teşkil ediyor. Türkiye ofisi Orta Asya'nın da içinde olduğu bölgenin merkez ofisi. Türkiye'nin potansiyeline Nokia olarak inanıyoruz. Daha fazla alanda yerli oyuncularla iş birliği yapmak istiyoruz ve bu bunun bir başlangıcı."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Okul tercihinde satranç etkisi
## Özet
Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, velilerin çocukları için okul seçerken, satranç sınıfı olup olmadığını sorduğunu söyledi.
## İçerik
**Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay,** satrancın okullarda ders olarak verilmesi, öğrencilerin satranç sayesinde elde ettikleri olanaklar ve 28 Ekim-6 Kasım tarihlerinde Çorum'da düzenlenecek Dünya 16 Yaş Altı Satranç Olimpiyatları'na ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Satrançta "Çocuk Olimpiyatı" olarak adlandırılan Dünya 16 Yaş Altı Satranç Olimpiyatları'nın, dünyanın en prestijli organizasyonları arasında yer aldığını belirten Tulay, oyunlarda 40 ülkeden 200'ün üzerinde sporcunun mücadele edeceği bilgisini verdi.
Satranç kültürünün çocuklara yerleşmesi ve satrancın daha da yaygınlaşması için uluslararası organizasyonların büyük önem taşıdığını vurgulayan Tulay, "Bir ağacın kökleri ne kadar güçlü olursa, gövdesi de o kadar kuvvetli olur. İşte bu nedenle satrançta altyapıyı çok önemsiyoruz." dedi.
### "Satranç sınıflarımızın sayısı 24 binin üzerine çıktı"
Federasyonun altyapı konusunda çok hassas davrandığını belirten Tulay, "Bunun için okullarımız her zaman önceliğimiz oldu. Anaokulundan başlayarak üniversite bitimine kadar çocuklarımızın satranç ile iç içe bir eğitim alması için mücadele ediyoruz." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı ile yürüttülen çalışmalar ve Satranç Sınıfları Projesi ile altyapıda önemli başarılara imza attıklarını dile getiren Tulay, "Devlet okullarında satranç sınıflarımızın sayısı 24 binin üzerine çıktı. Türkiye genelinde neredeyse her üç devlet okulunun ikisinde satranç sınıfı var." ifadelerini kullandı.
### "Sporcularımız tecrübe kazanacak"
Gülkız Tulay, satrançta dünyanın en önemli organizasyonlarından kabul edilen Dünya 16 Yaş Altı Satranç Olimpiyatları'nı bu yıl da Türkiye'de düzenleyeceklerini söyledi.
Milli takım havuzunda yer alan sporcuların olimpiyatlar sayesinde tecrübe kazanacağını aktaran Tulay, "Yaş kategorilerinde dünyanın en önemli ve güçlü sporcuları ile mücadele edecek, aynı havayı soluyacaklar. Çocuk Olimpiyatları, Türkiye'nin uluslararası anlamda tanınması için de büyük şans. Organizasyonu kusursuz şekilde gerçekleştirmeye çalışacağız. Bu tarz organizasyonlar, Türkiye'yi dünya kamuoyunda en iyi şekilde temsil edebilmek için birer fırsat." yorumunu yaptı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# İstanbul Havalimanı 'Avrupa'nın En İyi Havalimanı' seçildi
## Özet
İstanbul Havalimanı, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından düzenlenen "17th ACI Europe Awards" kapsamında "Avrupa'nın En İyi Havalimanı" ve "Erişilebilir Havalimanı" ödüllerine layık görüldü.
## İçerik
#### İstanbul Havalimanı, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından düzenlenen "17th ACI Europe Awards" kapsamında "Avrupa'nın En İyi Havalimanı" ve "Erişilebilir Havalimanı" ödüllerine layık görüldü.
###### Istanbul
İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA'dan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Havalimanı'nın koronavirüs salgını için sektöre ilham veren önlemleri, erişilebilirlik için attığı adımlar ve sürdürülebilirliğe katkı sunan çalışmaları takdirle karşılandı.
Saygın kurumlar tarafından üst üste ödüllere layık görülen havalimanı, tüm dünyanın Kovid-19 ile büyük bir sınavdan geçtiği dönemde aldığı önlemler, Avrupa'nın yolcu sayısında en büyük havalimanı olması ve yatırımlarını yavaşlatmadan devam ederek, kanıtladığı kurumsal dayanıklılığıyla sektörün en prestijli ödüllerinden ikisinin daha sahibi oldu.
ACI, "17th ACI Europe Awards" kapsamında İstanbul Havalimanı'nı 40 milyon yolcu üzerinde kategorisinde "Avrupa’nın En İyi Havalimanı" ve “Erişilebilir Havalimanı” ödüllerine layık gördü.
Dünyanın çok büyük bir sınav verdiği Kovid-19 salgınında havacılık sektörü negatif etkilerin en fazla hissedildiği sektörlerin başında gelirken, İstanbul Havalimanı kriz sürecini başarıyla yöneterek ulaşım ve ticaretin olabilecek optimum seviyede devam etmesini sağlamasıyla takdir kazandı.
### Erişilebilirlikte de başarı tescillendi
İstanbul Havalimanı, tasarım aşamasından itibaren oluşturduğu erişilebilirlik kültürü ve engelsiz havalimanı konseptiyle de ACI'nın "Erişilebilir Havalimanı" ödülünü aldı. Terminalde hem kara hem hava tarafında oluşturduğu özel yolcu hizmet noktaları, görüntülü çağrı merkezi, sesli adımlar ve yetişkin alt değiştirme odaları gibi farklı hizmetleriyle dikkat çekti.
Öncelikli geçiş noktaları, erişilebilir asansör ve araç park noktaları, erişilebilir rota, çok özel misafir kartı ve ayçiçeği yaka kartı projeleriyle de erişilebilirlik standartlarının tümünü karşılayan havalimanı, standartların ötesinde sunduğu özel hizmetlerle sektöründe örnek olması ve oluşturduğu farkındalıkla, "seyahat etmenin herkesin hakkı" prensibi anlayışını benimsemesiyle de takdir edildi.
Ödüller, İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleşen ACI Europe Yıllık Kongresi ve Genel Kurulu kapsamında 26 Ekim'de düzenlenen tören ile İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu'ya takdim edildi.
### "Öncü çalışmalara imza attık, güven inşa ettik"
Samsunlu, ödül töreninde yaptığı konuşmada, koronavirüs salgını başladığında, ilk yılında günde 200 bin yolcuya hizmet verme kapasitesine ulaşabilmiş ve yoluna hızla devam eden bir havalimanı olduklarını belirtti.
Pandemi döneminde aldıkları önlemlerden bahseden Samsunlu, şunları kaydetti:
"Uçuşların yapılamadığı, sadece kargo uçuşları ve tahliye operasyonlarının devam ettiği bir dönemde, 'Ne yapalım, şartlar bu' demedik, yerimizde durmadık. Yolcularımızı daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde karşılayabilmenin, çalışanlarımıza güvenli iş ortam sunabilmenin yollarını aradık. İnsanlara eski uçuş alışkanlıklarını geri kazandırmak için öncü çalışmalara imza attık, güven inşa ettik. Önümüzdeki süreçte, 'erişilebilir rota' hizmet kapsamımızı genişletmeyi, farklı engel gruplarıyla havalimanı deneyim çalışmalarımıza devam ederek hizmetlerimizde mükemmelleşmeyi ve daha erişilebilir bir dünya için hayata geçirdiğimiz uygulamaların yayılımına öncülük etmeyi hedefliyoruz."
Samsunlu, "Avrupa'nın En İyi Havalimanı" ve "Erişilebilir Havalimanı" ödüllerini almanın ve bu haklı gururu tüm ekipleriyle paylaşmanın onurunu yaşadıklarını ifade ederek, ödüllerin motivasyonlarını güçlendirdiğini ve sektöre ilham veren nice çalışmalar hayata geçirmelerine katkı sunacağını bildirdi.
ACI Europe Genel Direktörü Olivier Jankovec de İstanbul Havalimanı'nı başarılarından dolayı tebrik etti.
Sektörün içinde bulunduğu olağanüstü süreç boyunca İstanbul Havalimanı'nın yatırımlara ve altyapı çalışmalarına odaklanarak müthiş bir dayanıklılık gücü gösterdiğine dikkati çeken Jankovec, "Hem 'En İyi Havalimanı Ödülü' hem de 'Erişilebilir Havalimanı Ödülü' olmak üzere yalnızca bir değil, iki ayrı ödül kazanmış olmaları, yolcularına gösterdikleri üstün ilgiyi sürdürürken, işletmeleri ve toplumları için uzun vadedeki hedeflerinden şaşmadıklarının bir kanıtıdır. Çifte başarılarını kutlamalarına tanıklık edebilmekten ötürü büyük mutluluk duyuyorum. Bu yenilikçi ve heyecan verici havalimanının gelecekte neler yapacağını görmek için sabırsızlanıyorum.” ifadelerine yer verdi.
### Samsunlu, ACI Europe Yönetim Kuruluna seçildi
İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Samsunlu, ACI Europe Yıllık Genel Kurulu'nda, Avrupa'nın en büyük 10 havalimanına özel olarak ayrılan kontenjan kapsamında yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
Söz konusu havalimanları arasında Türkiye'den ilk ve tek yönetim kurulu üyesi olarak yer alan Samsunlu, salgın döneminde sürdürülebilirlik hedeflerinden sapmadan emin adımlarla ilerlediklerini belirtti.
Samsunlu, 2050 yılına kadar tüm operasyonlarda net sıfır emisyon planladıklarını kaydederek, görevi süresince ACI'nın Türk havacılık sektörü ile her düzeydeki ilişkisini güçlendirmenin ve seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu da ifade etti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Milli wushucular Rusya yolcusu
## Özet
Kazan kentinde yarın başlayacak Dünya Büyükler Wushu Şampiyonası'na Türkiye 11 sporcuyla katılacak.
## İçerik
**Dünya Büyükler Wushu Şampiyonası** yarın** Rusya** 'da başlayacak.
Kazan kentinde düzenlenecek ve 3 Ekim'de sona erecek şampiyonada, Türkiye 11 sporcuyla madalya mücadelesi verecek.
Şampiyonaya katılacak milli takım, bu akşam Kazan'a gidecek.
Türkiye Wushu Federasyonu İcra Kurulu Başkanı Abdurrahman Akyüz, Dünya Büyükler Wushu Şampiyonası'na iyi hazırlandıklarını belirterek, "Hedefimizi her zaman yüksek tutuyoruz. Dünya şampiyonluğu kazanmak istiyoruz." dedi.
Akyüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya'nın ev sahipliğindeki şampiyonada 11 sporcuyla yer alacaklarını belirterek, "Dünya şampiyonu olabilecek kalitede sporcularımız var. Sanda kategorisindeki 3 erkek sporcumuz, Çin Milli Takımı ile antrenman yaptı. Taolu kategorisinde ise Çin'in en iyi antrenörleriyle özel antrenmanlar yaptık. Eğer hakemler sıkıntı yaratmazsa başarılı olacağımızı düşünüyorum." diye konuştu.
Muhabir: Ö.Buğra Ersavaş |
# Dünya şampiyonu milli cimnastikçi Çolak: Yarışmayı çok özledim
## Özet
Dünya şampiyonu milli cimnastikçi Çolak, Kovid-19 salgını nedeniyle 2021 yılına ertelenen birçok önemli organizasyona katılacağı için mutlu olduğunu ve yarışmayı çok özlediğini söyledi.
## İçerik
#### Dünya şampiyonu milli cimnastikçi Çolak, Kovid-19 salgını nedeniyle 2021 yılına ertelenen birçok önemli organizasyona katılacağı için mutlu olduğunu ve yarışmayı çok özlediğini söyledi.
###### Ankara
**Artistik cimnastik halka aleti** nde 2019'da** dünya şampiyonluğu **elde ederek Türkiye adına bir ilki gerçekleştiren** İbrahim Çolak** , 2021 yılındaki hedef ve beklentilerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Antrenmanda geçirdiği sakatlık nedeniyle mart ayında sağ omuzundan ameliyat edilen İbrahim, **2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları** 'nın 2021 yılına ertelenmesinden memnun olduğunu belirterek, "Bu duruma çok sevindim. Geçmişte bir savaş nedeniyle de ertelenmiş, sanırım bu da tarihte ikinci yaşanan erteleme, şansıma ve yararıma oldu. İyileşebilirdim de belki ama yüzde yüz performans gösteremeyebilirdim. Bu da tabii ki sonuca yansıyacaktı, şimdi iyileşmem için gerekli süreyi kazandım ve geldiğim durum gerçekten iyi. Olimpiyatlar için durmadan çalışmaya devam ediyorum. 2019 Dünya Şampiyonası'ndaki performansımın daha da iyisini yapmaya çalışacağım. Hedefim, altın madalya kazanmak." ifadelerini kullandı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2021 yılına ertelenen birçok organizasyona katılmayı sabırsızlıkla beklediğini söyleyen milli sporcu, "2020'deki birçok yarışma 2021 yılına ertelendi. Normalde dünya şampiyonası ile olimpiyatlar aynı yıl yapılmıyordu ama önümüzdeki yıl ikisi de aynı yıl yapılacak. Akdeniz Oyunları, İslam Oyunları gibi birçok yarışma da yine 2021 yılına ertelendiği için çok yoğun bir yıl bizi bekliyor. Bu süreçte de yarışmayı özledik, kendimizi çok defa podyumda gösterme şansımız olacak." değerlendirmesinde bulundu.
### "Hiçbir başarı kolay elde edilmiyor"
Dünya şampiyonluğunu getiren başarının kolay elde edilmediğini anlatan İbrahim, şöyle konuştu:
"Hiçbir başarı kolay elde edilmiyor. Aslında dünya şampiyonluğuna erken yaşta ulaşmadım, 24 yaşındaydım. 2017 yılında katıldığım Dünya Şampiyonası'nda da madalya kazanabilirdim, ama şampiyon olmam çok zordu. Diğer sporlar gibi cimnastikte de çok fazla zorluk var ve büyükler kategorisinde ilk başta o zorlukları yaşadım, atlattım ve çalışarak 2019 yılında altın madalyayı aldım. Bu şampiyonluğun arkasındaki etmenler ise küçük yaşlardan itibaren bu sporu severek yapmak, zorluklar karşısında pes etmemek oldu. Yeri geldi ailem bana destek oldu, yeri geldi kendim çözmeye çalıştım, birçok fedakarlık yapmak zorunda kaldım, sabrettim, olmadığı zaman üzülüp bırakmadım. Daha çok üstüne gittim ve bu hırs ve çok çalışma beni bugünlerime getirdi."
Küçük sporculara, kişilik olarak da kendilerini geliştirmeleri tavsiyesinde bulunan milli cimnastikçi, "Madalya kazanıp başarılı olmak evet çok güzel ama ileride yavaş yavaş isminiz unutulmaya başlıyor. Ancak iyi bir kişiliğiniz varsa o sizi hep yukarılara taşır. Cimnastikle tanıştığım günden beri ismimi tarihe yazdırmak, önemli başarılar elde etmek istiyordum. Dünya şampiyonluğum nedeniyle, federasyonumuz tarafından bu sene 'Türkiye Cimnastik Haftası' kutlanmaya başlandı. Buna vesile olabildiğim için çok mutluyum, büyük gurur veriyor. İnanıyorum ki ileride daha ihtişamlı kutlanacak, elde ettiğimiz madalyalar, başarılar tekrar konuşulacak. Benim, takım arkadaşlarımın, başkanınım, antrenörlerimin isimleri tekrar anılacak, benim için bu da büyük onur." şeklinde görüş belirtti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# İş hayatında kadınların varlığı başarıda büyük rol oynuyor
## Özet
Schneider Electric Genel Müdür Yardımcısı Berna Galipoğlu, "Kapsayıcı bir kültüre sahip şirketler, finansal hedefler bakımından 2 kat, yaratıcı ve çevik olmada 6 kat, iş hedeflerini gerçekleştirmede ise 8 kat daha başarılı oluyor" dedi
## İçerik
Schneider Electric Türkiye'nin açıklamasına göre, Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından 8 Temmuz'da gerçekleştirilen Women I Future başlıklı webinarda konuşan Galipoğlu, iş hayatında kadınların ve çeşitliliğin oynadığı rolün önemini anlattı.
Yapılan araştırmaların çeşitliliğe önem veren şirketlerin diğerlerine göre çok daha başarılı olduklarını gösterdiğini kaydeden Galipoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
'Kapsayıcı bir kültüre sahip şirketler, finansal hedefler bakımından 2 kat, yaratıcı ve çevik olmada 6 kat, iş hedeflerini gerçekleştirmede ise 8 kat daha başarılı oluyor. Araştırmalar farklı yetenekleri, kimlikleri ve yaratıcı düşünceye sahip olan kişileri ve kadınları işe çeken ve tutan şirketlerin yüzde 67 avantaj elde ettiklerini gösteriyor. İş hayatında kadınların varlığı başarıda büyük rol oynuyor. Ben buna çeşitlilik ve kapsayıcılığın gücü, yani 1+1=3 diyorum. Eşitlik yalnızca daha adil bir hayat için değil, daha nitelikli, daha yaratıcı ve daha başarılı bir hayat için de gerekli.'
- 'Türkiye'de yönetim kadromuzun yüzde 50'si kadın'
Berna Galipoğlu, Schneider Electric olarak bu konularla ilgili ilk çalışmalara 2014'te başladıklarını belirterek, şirket genelinde toplumsal cinsiyete dayalı eşit maaş politikası uyguladıklarını bildirdi.
Genç kadınlara yönelik staj, mentörlük ve istihdam olanakları sağlayarak karşılaşılabilecek engellerin aşılmasında görev aldıklarını kaydeden Galipoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bugün dünya genelinde yönetim kadromuzun yüzde 30'u, Türkiye'de ise yüzde 50'si kadınlardan oluşuyor. Sorumluluk alanımızı sadece şirket içi ve enerji sektörüyle sınırlı da görmüyor, toplum genelinde bir dönüşüm için çalışıyoruz. En kapsayıcı şirketlerden biri olma hedefiyle çıktığımız yolda, kendimize 2021-2025 senesi için belirli hedefler koyduk. Schneider Sürdürebilirlik Endeksi cinsiyet dengesi ilkeleri kapsamında; tüm yeni işe alımların yüzde 50'sini, ön saflardaki yöneticilerin yüzde 40'ını ve üst düzey yöneticilerin yüzde 30'unu kadınların temsil ettiği bir şirket haline gelmeyi amaçlıyor ve bu hedeflerle de cinsiyet dengesine olan bağlılığımızı güçlendiriyoruz.' |
# 'Münbiç'ten sonra sıra diğer yerlere gelecek'
## Özet
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Münbiç Münbiçlilerindir. PKK'lıların, YPG'lilerin değildir. Münbiç'ten sonra sıra diğer yerlere gelecek. Yani PKK'nın kontrol ettiği yerler." dedi.
## İçerik
#### Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Münbiç Münbiçlilerindir. PKK'lıların, YPG'lilerin değildir. Münbiç'ten sonra sıra diğer yerlere gelecek. Yani PKK'nın kontrol ettiği yerler." dedi.
ANTALYA
**Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu** , "Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı ile DAEŞ'miş, PKK'ymış, YPG'ymiş, bataklıkları kuruttuk. Şimdi sırada diplomasi yoluyla masada **Münbiç** 'i kurutmak. Münbiç Münbiçlilerindir. PKK'lıların, YPG'lilerin değildir. Münbiç'ten sonra sıra diğer yerlere gelecek. Yani PKK'nın kontrol ettiği yerler." dedi.
Seçim çalışmalarına Antalya'nın Manavgat ilçesinde devam eden Çavuşoğlu, Manavgat Atatürk Kültür Merkezi'nde muhtarlar ve AK Parti mahalle başkanlarıyla bir araya geldi.
Türk askerinin Münbiç'e doğru girmeye başladığını belirten Çavuşoğlu, "Askerimiz bir yere girmeye başladı mı orada huzur olur, barış olur, adalet olur. Bunu bozmaya çalışanların başına Mehmetçiğimiz bela olur." dedi.
Münbiç yol haritasının 4 Haziran'da Washington'da onaylandığını hatırlatan Çavuşoğlu, şimdi o yol haritasının uygulanmaya başlandığını vurguladı. "Artık oyalama yok, birlikte adım var." diyen Çavuşoğlu, YPG'lilerin, PKK'lıların Münbiç'ten çekildiğinden emin olunacağını ve bu nedenle Türk askerinin orada bulunacağını söyledi.
YPG, PKK çekildikten sonra söz konusu bölgeyi kimin yöneteceğine, güvenlik güçleri yapısında kimin olacağına da birlikte karar verileceğini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Artık söz verdim, tutacağım, tutmayacağım yok. Beraber, birlikte, gözümüzün önünde. Bu nedir biliyor musunuz? Bunun iki izahı var. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti artık sahada da güçlüdür, masada da güçlüdür. İkincisi Türkiye Cumhuriyeti yeri geldiği zaman sert gücünü balyoz gibi gösterir. Yeri geldiği zaman diplomasiyi en iyi şekilde işletir, masada işi halleder. Bazen sahada halledersin, bazen oturur masada halledersin. Bundan sonra böyle. Yani Türkiye ile işbirliği yapmak isteyen herkes önce Türkiye'ye saygı duyacak. Türkiye'ye verdiği sözü tutacak. Bizim istediğimiz nedir? Yanı başımızda terör örgütleri olmasın, bataklık kurusun. Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı ile DAEŞ'miş, PKK'ymış, YPG'ymiş, bataklıkları kuruttuk. Şimdi sırada diplomasi yoluyla masada Münbiç'i kurutmak. Münbiç, Münbiçlilerindir. PKK'lıların, YPG'lilerin değildir. Münbiç'ten sonra sıra diğer yerlere gelecek. Yani PKK'nın kontrol ettiği yerler. Bizim Kürt kardeşlerimizle sıkıntımız yok. Suriye'de de Kürt kardeşlerimiz var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Esad'la ilişkilerin iyi olduğu dönemde 'Bu Kürt kardeşlerimizin kimliklerini niye vermiyorsun?' derdi. Biz Türkiye'de iktidara geldiğimiz günden bu yana Kürt kardeşlerimize ne hakkı varsa verdik. PKK ile hainlerle vatandaşlarımızı ayırt ettik. Çünkü biz 81 milyon beraber etle tırnağız, kardeşiz. Bizim derdimiz teröristler. İnşallah şimdi sıra geldi Kandil'e. Kandil'deki bataklığı da kurutacağız, oraları da o teröristlerin başına yıkacağız. Başka çaresi yok. Bataklığı kurutmamız lazım, inşallah kurutacağız, hiç endişeniz olmasın."
### "Şimdi düşünme zamanı"
16 yıldır ülkeyi kalkındırdıklarını, esnafın, turizmcinin, çiftçinin derdini dinlediklerini, çözmeye çalıştıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Seçime bir hafta kaldı. Şimdi düşünme zamanı. Kim bu milletin yanında, kim hakkınızı savunur, kimin projesi var, kim dik duruyor, kim Kudüs'ü, Filistin'i savunabilir. Hemşehrilerimiz düşünecek ve oy verecek." diye konuştu.
Antalya'ya ve Türkiye'ye yapılan ulaşım yatırımlarıyla ilgili bilgi veren Çavuşoğlu, 16 yılda ülke genelinde 400 kilometre tünel yapıldığını dile getirdi. Önümüzdeki dönemde Burdur-Antalya otobanına başlanacağını, kente Eskişehir ve Kayseri'den hızlı trenin getirileceğini, Batı Antalya Havalimanı yapılacağını belirten Çavuşoğlu, raylı sistemle Bakü ve Londra'ya kadar ulaşılabileceğini bildirdi.
2002 yılında ülke geneline 13 milyon yabancı turist geldiğini, bu yıl sadece Antalya'ya 14 milyon yabancı turist beklendiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Seçimden sonra iç turizm de hareketlenecek. Dünya kupasından sonra otellerde yer kalmayacak. Bu sene turist sayısında 14 milyonun üzerine çıkacağız, rekora gidiyoruz." dedi.
Hastane ve eğitim yatırımlarıyla ilgili de bilgi veren Çavuşoğlu, Manavgat ilçesine bir devlet üniversitesi, bir de özel üniversite planlandığını dile getirdi. Çavuşoğlu, "İnşallah Antalya'da üçüncü devlet üniversitesi Manavgat'ta kurulacak. Hayırlı uğurlu olsun. O zaman üniversitemize tıp fakültesi de açacağız." açıklamasında bulundu.
Manavgat'a doğal gaz getirilmesi konusunda Bakanlar Kurulu kararının çıktığını, ilçede elektrikle ilgili tüm eksikliklerin giderilmesi için de çalışıldığını anlatan Çavuşoğlu, yapılan diğer yatırımların da hızla devam ettiğini bildirdi.
Türkiye'de 1950 yılında Menderes'le birlikte çok partili hayata geçildiğini, o yıldan bu yana bir demokrasi mücadelesi verildiğini belirten Çavuşoğlu, bu süre boyunca darbelerin, darbe girişimlerinin olduğunu, ekonomik, siyasi krizlerle karşı karşıya kalındığını, bunların faturasının da hep millet tarafından ödendiğini söyledi.
AK Parti'yi kurduklarından bu yana da birçok zorlukla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Yaşadığımız zorlukları gözünüzün önüne bir getirin, kolay mı oldu. Bir taraftan devletin hantallığı, bürokrasinin hakimiyeti, elitlerin sistem üzerindeki baskısı, sistemin çarpıklığı. İlerledikçe karşımıza daha yüksek bentler kurmaya başladılar ama biz yolumuza devam ettik. İnandığımız yolda Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la beraber yolumuza devam ettik." diye konuştu.
### "Hantallıktan kurtulma zamanı"
Şimdi sistemi prangalardan kurtarmak, devleti, Meclis'i, yargıyı güçlendirmek, devletin tüm kurumlarını hantallıktan kurtarma zamanı olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dünyanın hızla değiştiğini, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin önemli olduğunu vurguladı.
24 Haziran seçimlerinde milletin önünde iki ittifak olduğunu belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biri Cumhur İttifakı, diğerinin tarifini siz yapın, size bırakıyorum. Kimin kontrolünde olduklarını da görün. Hangisi yerli, milli, hangisi devletin bekası için bir araya geldi? Hangisi terör örgütleri için bir araya geldi? Milletimiz kimin balon olduğunu, kimin yalan söylediğini, kimin dürüst olduğunu gördü. Kimin 'Yaptım, daha iyisini yaparım', kimin 'Yaptırmam, yapılanları yıkarım.' dediğini gördü."
Muhabir: Leyla Ataman Koyuncuoğlu
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Büyükçekmece'de 386 tarihi eser ele geçirildi
## Özet
İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde düzenlenen tarihi eser operasyonunda farklı dönemlere ait 386 eser ele geçirildi.
## İçerik
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, **Büyükçekmece** 'de 5 kişinin farklı dönemlere ait kaçak **tarihi eser** leri, 250 bin liraya satmak için müşteri aradığı ihbarını aldı.
Çalışma başlatan jandarma ekipleri, Hazarfen Havalimanı yolunda bir aracı durdurdu.
Araçta yapılan aramada, bezlere sarılı **Osmanlı** , **Selçuklu** , **Roma** ve ** Helenistik** döneme ait 386 tarihi eser ele geçirildi.
Olaylı ilgili A.D, B.Y, K.Ş, B.Y. ve M.B. gözaltına alındı.
Tarihi eserler ise **İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü** ne teslim edildi.
### "Müzelik değerde eserler"
Eserlerle ilgili gazetecilere bilgi veren İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan, operasyonda tarihi eser niteliği taşıyan 386 eser ele geçirildiğini söyledi.
Eserlerin çoğunun bronz olduğunu aktaran Kızıltan, "Bu eserler içerisinde olanların hemen hemen hepsi, 2863 sayılı yasa kapsamında tespit ve tescile tabi müzelik değerde eserler. Eserlerin 299'u sikke. Bu sikkelerin 65'i gümüş. Gümüş paralar Yunan, Roma Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait. Bunlar arasında 1700 yıllarda Beyazıt dönemine ve 1213 yıllardan Keykubad dönemine ait olan para ve 5 de kurşun mühür var." diye konuştu.
Kızıltan, diğer sikkelerin ise bronz ve bakırdan oluştuğunu dile getirerek, "Bunun yanında bakır ve bronzdan oluşan mutfak malzemeleri, kiliselere ait dini objeler, takı, tıp aletleri ve hayvan heykelleri bulunuyor." dedi.
Muhabir: Hikmet Faruk Beşer
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# 'Sınırda terör devleti kurulmasına asla izin verilmeyecek'
## Özet
MGK bildirisinde, Türkiye'nin, sınırları boyunca bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyeceği bildirildi.
## İçerik
#### MGK bildirisinde, Türkiye'nin, sınırları boyunca bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyeceği bildirildi.
ANKARA
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde **Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan **başkanlığında yapılan ** Milli Güvenlik Kurulu** (**MGK** ) toplantısının ardından yayımlanan bildiride, **15 Temmuz 2016'da **gerçekleştirilen ** hai̇n darbe girişiminin **bertaraf edilmesini̇n birinci yılında, yurt i̇çi̇nde ve dışında milyonlarca vatandaşın katılımıyla, çoşku i̇çi̇nde gerçekleştirilen faali̇yetler hakkında kurula bilgi arz edildiği vurgulandı.
Bildiride, "Demokrasi ve Mi̇lli Birlik Günü" vesilesiyle 15 Temmuz şehitleri̇nin rahmetle tüm gazi̇leri̇n şükran ve minnetle anıldığı, ülkenin ve devletin bekası i̇çi̇n bugüne kadar şehitlik mertebesine ulaşan kahraman askerlerin, güvenlik görevlilerinin ve vatandaşların asla unutulmayacağı belirtilerek, hatıralarının hürmet ve rahmetle yad edildiği ifade edildi.
FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütleri̇ başta olmak üzere, ülkenin mi̇lli güvenliğine yöneli̇k her türlü tehdide karşı hukuk çerçevesinde alınan tedbirler i̇le terörün sonlandırılması i̇çi̇n yurt i̇çi̇nde ve yurt dışında kararlılıkla sürdürülen mücadelenin, kapsamlı şekilde görüşüldüğüne yer verilen bildiride, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla yürütülen faali̇yetler esnasında ele geçi̇ri̇len, yasa dışı üreti̇mi̇ ve ticareti i̇nsanlık suçu olarak kabul edi̇len çeşitli uyuşturucu maddeler, bölücü terör örgütünün gerçek yüzünü bi̇r kez daha göstermiştir. Eli̇ kanlı terör örgütü ve uzantılarının, si̇yasi̇ parti̇ temsilcileri başta olmak üzere sivillere ve masum i̇nsanlara yöneli̇k suikastleri de, örgütün tek amacının kendisinden olmayan herkesi̇ yok etmek olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir."
### "Gereği yapılmaya devam edilecek"
Bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"Bazı müttefik ülkeleri̇n PYD-YPG terör örgütüne verdiği si̇lah ve mühimmatın PKK terör örgütünde ele geçi̇ri̇li̇yor olması, Türki̇ye'ni̇n, bunların farklı i̇si̇mler altında gözükse de aslında aynı örgüt olduğu konusunda ısrarla ortaya koyduğu i̇kaz ve itirazındaki haklılığını bi̇r kez daha teyit etmiştir. Terör örgütleri̇ne karşı sergilenen çifte standart terk edilmeden, bölgeni̇n huzur ve güvene kavuşmasının mümkün olamayacağının altı çizilmiş, uluslararası topluma, terörle mücadelede ortak bi̇r anlayış birliğine varılması i̇çi̇n veri̇len taahhütlere uyulması konusundaki çağrımız tekrarlanmıştır."
Ülkenin güney sınırlarına yöneli̇k Suri̇ye ve Irak'tan kaynaklanan bi̇r tehdidin tespiti i̇le taci̇z ve saldırının vuku bulması hali̇nde uluslararası hukuk çerçevesinde gereğinin yapılmaya devam edileceğine işaret edilen bildiride, Türki̇ye'ni̇n sınırları boyunca bi̇r terör devleti̇ kurulmasına asla i̇zi̇n vermeyeceği, PKK/PYD-YPG terör örgütleri̇ni̇n, diğer bi̇r terör örgütü DEAŞ i̇le mücadelesi i̇leri̇ sürülerek meşrulaştırılamayacağı bi̇r kez daha vurgulandı.
### "Irak'taki Türkmen varlığı yakından taki̇p ediliyor"
Bildiride, Irak Kuzeyi̇ Bölgesel Yöneti̇mi̇'ni̇n aldığı referandum kararının, hukuken ve fi̇i̇len uygulanamayacağı, bu teşebbüsün vahi̇m bi̇r hata olduğu ve istenmeyen sonuçlar doğuracağı ifade edildi.
Irak'ın toprak bütünlüğünün ve si̇yasi̇ birliğinin muhafaza edilmesinin bölgede kalıcı istikrar, barış, güvenlik ve refah tesis edilebilmesine bağlı olduğu değerlendirilen bildiriye şöyle devam edildi:
"Musul'un DEAŞ'tan kurtarılması memnuni̇yetle karşılanmış, şehri̇n yeni̇den i̇marı i̇çi̇n, Türki̇ye'ni̇n uluslararası toplumla birlikte her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğu i̇fade edilmiştir. Ayrıca, Irak'taki Türkmen varlığının ve haklarının korunmasının yakından taki̇p edi̇lmekte olduğu belirtilmiştir."
### "KKTC i̇le Türki̇ye'ni̇n hak ve menfaatleri̇ korunacak"
Toplantıda İsviçre'deki Kıbrıs Konferansı ve sonuçlarının da değerlendirildiğe dikkati çekilerek, "Doğu Akdeni̇z'de, doğal kaynaklar üzerindeki asli̇ haklarımız çerçevesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti i̇le Türki̇ye'ni̇n hak ve menfaatleri̇ni̇n korunması konusundaki kararlılığımız vurgulanmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele kapsamında yurt bütününde uygulanan olağanüstü halin değerlendirildiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Demokrasimi̇zin, hukuk devleti̇ ilkesinin ve vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri̇ni̇n korunmasına yöneli̇k tedbirlerin devamlılığını sağlamak üzere, olağanüstü hali̇n uzatılması tavsiyesinde bulunulması kararlaştırılmıştır."
Muhabir: İlkay Güder
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Milli Eğitim Bakanı Özer: Bugün itibarıyla yüz yüze eğitime ara veren hiçbir okulumuz bulunmamaktadır
## Özet
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Bugün itibarıyla Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleriyle belirlemiş olduğumuz herhangi bir vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara veren hiçbir okulumuz bulunmamaktadır." dedi.
## İçerik
#### Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Bugün itibarıyla Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleriyle belirlemiş olduğumuz herhangi bir vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara veren hiçbir okulumuz bulunmamaktadır." dedi.
###### Diyarbakır
**Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer** , Diyarbakır Valiliğini ziyaretinde, "Bugün itibarıyla Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleriyle belirlemiş olduğumuz herhangi bir vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara veren hiçbir okulumuz bulunmamaktadır. Bunu özellikle tekrar etmek isterim. 71 bin 320 okulumuzdan hiçbir okulumuzun tüm sınıfları yüz yüze eğitime ara vermemiştir." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen Bakan Özer, Valiliği ziyaret etti.
Şeref Defteri'ni imzalayan Özer, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bugün itibarıyla Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleriyle belirlemiş olduğumuz herhangi bir vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara veren hiçbir okulumuz bulunmamaktadır. Bunu özellikle tekrar etmek isterim. 71 bin 320 okulumuzdan hiçbir okulumuzun tüm sınıfları yüz yüze eğitime ara vermemiştir." ifadelerini kullandı.
Yüz yüze eğitime ara veren sınıflar olduğunu bunun da Sağlık Bakanlığı ile belirledikleri kriterler çerçevesinde ilerlediğini belirten Özer, Diyarbakır'da yaklaşık 19 bin sınıfın, dersliğin bulunduğunu, sadece 21 sınıfta bir vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verildiğini aktardı.
### "14 gün yüz yüze eğitime ara veren tüm sınıflarımızda ilk kez canlı sınıf uygulaması gerçekleşmekte"
Özer, "Yani 19 bin sayısı ile 21'i karşılaştırdığınız zaman oldukça kontrol edilebilir düzeyde süreç devam etmektedir. Bu sene okullarımızı yüz yüze eğitime devam ettirme iradesinden dolayı Kovid-19 vakası nedeniyle 14 gün yüz yüze eğitime ara veren tüm sınıflarımızda ilk kez canlı sınıf uygulaması gerçekleşmektedir. Ve bu sınıflarımızda ihtiyaç duyan öğrencilerimize de valiliklerimiz kanalıyla ücretsiz bir şekilde tabletler ulaştırılmaktadır. Sonuç olarak kurallara riayet ettiğimiz zaman inşallah tüm vatandaşlarımızla çıkmış olduğumuz bu yolda başarılı bir şekilde süreci nihayetlendireceğimize inanıyorum." diye konuştu.
Sadece okullarda değil okul dışı ortamlarda da Sağlık Bakanlığının belirlediği kriterlere uyulmasının çok büyük, hatta kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Özer, bir kez daha vatandaşlara okul dışı ortamlarda sağlık kurallarına uymaları çağrısında bulunduğunu bildirdi.
Özer, Diyarbakır'daki ziyaretinde, Kovid-19 salgını önlemleri sürecinde eğitimin nasıl yürüdüğünü, alınması gereken önlemleri değerlendireceklerini dile getirdi.
Diyarbakır'ın Milli Eğitim Bakanlığı olarak en fazla yatırım yaptıkları illerden biri olduğunu vurgulayan Özer, değerlendirme toplantısında Vali, milletvekilleri, İl ve İlçe Milli Eğitim müdürleri ile Diyarbakır'da eğitimin kalitesinin ve yatırımların çeşitliliğinin nasıl artırılabileceğini ve ilave yatırımları görüşeceklerini kaydetti.
### "4 BİLSEM daha kurup kapasiteyi yüzde 100 artırıyoruz"
Bakan Özer, daha sonra Valilikte düzenlenen "Diyarbakır Eğitim Değerlendirme Toplantısı"na katıldı.
Toplantı sonrasında gazetecilere açıklama yapan Özer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın özel yetenekli öğrencilerin bilim ve sanat merkezlerinde (BİLSEM) yeteneklerini geliştirmek için ilave eğitim programları düzenlediğini, Diyarbakır'da 4 BİLSEM olduğunu kaydederek, "4 BİLSEM daha kurup kapasiteyi yüzde 100 artırıyoruz. Bunlar Yenişehir, Çınar, Silvan ve Sur ilçemizde olacak." diye konuştu.
Özer, hem Motorlu Taşıtlar Sürücü Kursları için hem de Milli Eğitim Bakanlığının ölçme değerlendirme için kullandığı elektronik sınav merkezleri olduğuna işaret ederek, Diyarbakır'da 2 elektronik sınav merkezi bulunduğunu bildirdi.
Bu tip sınav merkezlerinde temel önceliklerinin bu hizmetin erişilebilirliğini artırmak olduğuna dikkati çeken Özer, şöyle konuştu:
"Mümkün olduğu kadar vatandaşlarımızın bulunduğu lokasyonlarda merkezlere taşınmadan rahat bir şekilde bu sınav merkezlerine erişmesi birinci önceliğimizi oluşturmakta. Bu toplantımızda da 8 yeni elektronik sınav merkezi yapma, ildeki sayıyı 10 elektronik sınav merkezine çıkartma kararı aldık. İnşallah bunu da en kısa zamanda tamamlamış olacağız. Dolayısıyla Diyarbakır ziyaretimiz çok bereketli geçti. Mevcut yatırımlara ilave yeni yatırımlarla Diyarbakır'ımızdaki eğitimin kalitesini, eğitime erişilebilirliği, eğitim hizmetlerinin çeşitliliğini artırmak için Bakanlık olarak elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz"
### Mesleki eğitimle ilgili Diyarbakır'a özel bir proje
Mesleki eğitimle ilgili Diyarbakır'a özel bir proje uygulayacaklarını kaydeden Özer, özellikle mesleki teknik eğitimde üretim kapasitesini artırma, öğrencilerin eğitim alırken asgari ücret kadar ücret alabilmelerini sağlamakla ilgili Diyarbakır'a her türlü desteği sunacaklarını belirtti.
Özer, birinci önceliklerinin Diyarbakır'da mesleki eğitim merkezlerinin çok güçlü hale gelmesi ve oradaki sektörle eşleşmenin çok güçlü bir şekilde gerçekleşip, kapasitenin artması olduğuna işaret ederek, "Bununla ilgili de önümüzdeki günlerde Bakanlıktaki genel müdür arkadaşlarımız Diyarbakır'a gelecekler, sahada yerel çalışmalar yapacaklar, hazırladıkları raporlara göre de yeni bir proje olarak Diyarbakır'da bunu uygulama imkanımız olacak." şeklinde konuştu.
### "20 yeni okul, 83 milyon liralık yatırım yaptık"
Bu yatırımlar içerisinde 2-3 hafta önce yaptıkları ilave yatırımlardan hiç bahsetmediklerine işaret eden Özer, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aslında 20 yeni okul, 83 milyon liralık yatırım yaptık. Okulların doğal gaz ihtiyaçlarının tamamını karşıladık ve yaklaşık 20 milyon liralık da mevcut okulların küçük ve büyük onarımlarıyla ilgili ödenekleri gönderdik. Yani Bakanlık, hükümet ve devlet olarak tüm imkanlarımızla Diyarbakır'ımızın yanındayız. Eksiklikleri hızlı bir şekilde giderme, kaliteyi artırma, daha iyi noktalara taşıma ile ilgili her türlü desteği vereceğiz. Yeni yatırımların hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Tecno’nun amiral gemisi Phantom X Türkiye’de
## Özet
Tecno Phantom X, sınırlı sayıda Tecno Buds 1 kablosuz kulaklık hediyesi ile birlikte Türkiye'de satışa sunuldu
## İçerik
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Tecno, yeni amiral gemisi akıllı telefonu Phantom X'i Türkiye’de piyasaya sürüyor. Kullanıcılarına sunduğu ekstra güçlü özelliklerle dikkati çeken Phantom X, zarif 3D çerçevesiz ekran tasarımına ve endüstrinin ilk ipeksi cam arka kapağına sahip bulunuyor.
50 MP gece kamerası ve sektörün önde gelen 1/1,3 inç süper büyük sensörü, 105 derece geniş açılı 48 MP selfie kamerası, yapay zeka destekli gece modu ve 50 mm portre kombinasyonu, cihazın kamera performansını üst seviyeye taşıyor. 4700 mAh pil, 256GB+8GB geniş bellek ve güncellenmiş HiOS 7.6 sistemiyle güçlendirilen Phantom X, hayatın ve işin her anını desteklemek ve güçlendirmek için tasarlandı.
Tasarım, teknoloji ve kullanıcı deneyiminde kullanıcılara eksiksiz, cesur ve olağanüstü yenilikler getirmeyi taahhüt eden Phantom X, tüketicilerin yaşamlarındaki tüm özel anları en iyi şekilde hissetmelerini sağlamaya odaklanıyor. Van Gogh'un “Yıldızlı Geceler” tablosunu yansıtan sanatsal renk seçeneğiyle kullanıcıların beğenisine sunulacak Phantom X’e, hepsiburada.com ile Teknosa ve Vatan mağazalarından ulaşılabiliyor. Sınırlı sayıda Tecno Buds 1 kablosuz kulaklık hediyesi ile KDV dahil 6 bin 999 TL’den hepsiburada.com’da satışa sunulan Phantom X, Teknosa ve Vatan mağazalarından ise 1 yıl ekstra garanti ve yine sınırlı sayıda Tecno Buds 1 kablosuz kulaklık hediyesi ile KDV dahil 7 bin 499 TL’den temin edilebilecek.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Tecno Mobile Türkiye Genel Müdürü Hank Li, 'Türkiye’deki teknoloji severlere Phantom X'i sunmaktan gurur duyuyoruz. Tecno'nun güçlü vizyonunu yansıtan amiral gemimiz ile daha fazlasını isteyen kullanıcılara #eXtrasıvar diyerek sesleniyoruz. Phantom X sadece yenilikçi bir üst düzey akıllı telefon değil. Aynı zamanda modern, sıra dışı, bireylerin yaşam tarzlarını, sıradanlığı reddetmelerini ve cesur olmalarını, her zaman başarı için çaba göstermelerini ve yeni zirvelere ulaşma hırsını güçlendirmelerini ateşleyen bir ilham kaynağı. Türkiye’deki akıllı telefon kullanıcılarının telefonlarıyla olan bağını ve fotoğraf konusundaki tutkusunu yakından biliyoruz. Phantom X bu bağı ve tutkuyu ekstra artıracak bir telefon olarak tüm kullanıcılarını mutlu edecek.' ifadelerini kullandı. |
# "Türkiye'de hizmetlerimizi geliştirmek için çok fırsat var"
## Özet
Amazon Türkiye Ülke Müdürü Richard Marriott, "Yeni lojistik merkezimizin açılışı bizim için büyük bir adım olsa da biz hala Türkiye'de ilk günümüz olduğuna ve hizmetlerimizi geliştirmek için daha pek çok fırsat bulunduğuna inanıyoruz." dedi.
## İçerik
Marriott, AA muhabirine Amazon Türkiye'nin faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Amazon.com.tr olarak Türkiye’deki faaliyetlerine yaklaşık 4 yıl önce başladıklarını ve bu süre zarfındaki büyüme ivmelerinden ve müşterilerin artan ilgisinden memnun olduklarını belirten Marriott, Türkiye'deki bu başarılarının kendilerine buraya daha da fazla yatırım yapmak için güven verdiğini söyledi.
Marriott, İstanbul'da açılacak lojistik merkezi ile ilgili olarak, 'Bunun bir parçası olarak geçtiğimiz günlerde artan müşteri talebimizi karşılamaya yardımcı olacak ilk lojistik merkezimizi bu yıl içinde İstanbul'da açacağımızı duyurduk. Yeni lojistik merkezimizin açılışı bizim için büyük bir adım olsa da biz hala Türkiye'de ilk günümüz olduğuna ve hizmetlerimizi geliştirmek için daha pek çok fırsat bulunduğuna inanıyoruz.
Diğer tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye için de uzun vadeli bir stratejimiz bulunuyor. Planlarımız her zaman müşterilerimize daha iyi hizmet vermeye, ürün seçeneklerimizi artırmaya, hızlı ve güvenilir teslimat seçenekleri sunmaya odaklanıyor. Önümüzdeki yıllarda müşteri deneyimini daha da iyileştirecek ve satış ortaklarımızın Türkiye'deki işlerini büyütmelerine yardımcı olacak projelerimizi de hayata geçireceğiz.' diye konuştu.
E-ticaret müşterilerinin beklentilerini nasıl karşıladıklarına dair bilgiler veren Marriott, 'Aslına bakarsanız herkesin iyi bir alışveriş deneyiminden beklentisinin ne olduğu sorusunun cevabının bir sır olmadığına inanıyorum; içinden özgürce seçim yapmaya imkan veren geniş bir ürün yelpazesi, fiyat, ve alışveriş yaparken yaşadığınız deneyimin kolaylığı.
Hepimiz, geniş bir yelpaze içerisinden seçebileceğimiz kaliteli ürünlere uygun fiyatlarla sahip olmak istiyoruz. Beğendiğimiz ürünleri bulduğumuzda, bunların bize hızlı, ve mümkünse- ücretsiz olarak, teslim edilmesini bekliyoruz. Son olarak, herhangi bir şekilde yaptığımız satın alma işleminden memnun kalmazsak, anında cevap alabildiğimiz, duyarlı bir müşteri hizmetleri ve kolay iade politikaları ile sorunsuz bir satın alma sonrası deneyimi yaşamak istiyoruz.' şeklinde konuştu.
- 'Müşteri odaklılık yaptığımız faaliyetlerin merkezinde '
Marriott, bütün bahsedilen özelliklerin Amazon'da mevcut olduğunun altını çizerek, halihazırda müşterilerine 23 kategoride milyonlarca ürün sunduklarını belirtti. Prime üyelerinin minimum sepet tutarı olmadan hızlı, sınırsız ve ücretsiz teslimat imkanından yararlanabildiğine vurgu yapan Marriott, 'Ve elbette ki müşterilerimizin bizimle kusursuz bir alışveriş deneyimi yaşamasına yardımcı olan harika bir müşteri hizmetleri ekibimiz var. Öyle ki ekibimiz bu yılki Stevie Satış ve Müşteri Hizmetleri Ödülleri’nde 'Perakendede Yılın Müşteri Hizmetleri Departmanı' kategorisinde altın ödülün sahibi oldu.
Çok yakın zamanda, ECHO Awards 2022'de de halk oylamasıyla 'En İyi Teslimat ve Satış Sonrası Hizmetleri' sağlayan şirket olarak ödüllendirildik. Müşteri odaklılık yaptığımız tüm faaliyetlerin merkezinde yer alıyor. Her güne müşterilerimize odaklanarak başlıyor, onların beklentilerini karşılamak ve onlara en iyi deneyimini sunmak için sürekli çalışıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
- Prime, tüm dünyada 200 milyonu aşkın üyesine alışveriş ve eğlencenin en iyisini sunuyor'
Prime'ın kendi müşterilerine Amazon'da alışveriş ve eğlence deneyiminin en iyisini, “Dünya Varmış!” dedirten avantajlarla sunan üyelik programları olduğunun altını çizen Marriott, “Sınırsız hızlı, ücretsiz ve esnek teslimat” temelleri üzerinde şekillenen Prime'ın tüm dünyada 200 milyonu aşkın üyesine alışveriş ve eğlencenin en iyisini sunduğunu anlattı.
Marriott, Türkiye’de bu hizmetler arasında herhangi bir sepet tutarı gözetmeksizin aynı gün, ertesi gün ve iki günde gönderim seçenekleriyle hızlı ve bedava teslimat bulunduğuna değinerek, 'Aynı zamanda her gün popüler markalardaki özel fırsatlara erişim, Prime Day’de müthiş indirim ve fırsatlardan faydalanma, Prime Video ile ödüllü film ve dizilere, Prime Gaming ile ise ücretsiz oyunlara ve oyun içi içeriklere sınırsız erişime herkes ayda sadece 7.90 TL karşılığında sahip olabiliyor.
Prime üyeliğimizi 2020 yılının Eylül ayında Türkiye’deki müşterilerimizle buluşturduk ve müşterilerimizin Prime’a olan ilgilerinin her gün daha da arttığını görmekten son derece memnunuz.' ifadelerini kullandı.
Prime’ı eşsiz yapan şeyin uygun bir fiyata sunduğu benzersiz avantajlar olduğuna dikkati çeken Marriott, müşterilerin anında izleyebilecekleri binlerce film ve diziye, ödüllü yapımlara, geniş bir ürün yelpazesinde indirimlere ve hızlı-ücretsiz teslimata aynı anda sahip olabileceği başka hiçbir yerin olmadığına vurgu yaptı.
Marriott, hızlı ve ücretsiz teslimat ve üyelere özel indirimlerin dışından Prime'ın diğer avantajlarından da söz ederek, Prime Video ve Prime Gaming ile müşterilerine benzersiz eğlence avantajları sunduklarını söyledi.
Marriott, 'Prime Video ile üyelerimiz, Amazon’a özel yapımların da dahil olduğu geniş bir popüler film, dizi ve belgesel seçkisine sınırsız erişim imkanına sahip oluyor. Prime Gaming ile ise tüm Prime üyeleri dünyanın önde gelen oyunlarında oyun içi ayrıcalıklar, her ay yenilenen ücretsiz oyunlar ve Twitch.tv’de sevdikleri bir yayıncıya aylık abonelik hakkıyla bütünsel bir oyun deneyiminin keyfini çıkarabiliyor. Tabii tüm bunların en iyi yanı, müşterilerimizin hiçbiri için ek bir ücret ödemek zorunda olmaması. Tüm bu avantajlar aylık 7,90 TL’nin içerisine dahil.' şeklinde konuştu.
- Prime Gaming üyeleri arasında en popüler oyunlar: League of Legends, GTA ve FIFA
En çok ilgi duyulan oyun ve filmlere dair detaylar veren Marriott, Prime Video'da özellikle Amazon Orijinal yapımlarının çok popüler olduğunu belirtti.
2018'den bu yana dünya genelinde Amazon Orijinal içeriklerinin sayısını 3 kat artırdıklarının altını çizen Marriott, The Boys, The Wheel of Time (Zaman Çarkı), Tom Clancy's Jack Ryan, The Underground Railroad, Sound of Metal, Coming 2 America, The Tomorrow War ve Being the Ricardos gibi yeni yapımları izleyicilerle buluşturduklarını anlattı.
Marriott, şunları söyledi:
'Bunlardan Zaman Çarkı prömiyer yaptığı ilk hafta, ilk üç bölümü boyunca 1 milyar dakikadan fazla izlenme süresi ile Nielsen'in yayın platformları dizileri sıralamasında 1 numara oldu. Bu yılın eylül ayında merakla beklenen ve kapsam ve ölçek olarak TV tarihinin en büyük prodüksiyonu olan The Lord of the Rings: The Rings of Power dizisi de Prime Video’da yayına girecek.
Benzer bir biçimde Prime Gaming’e de özellikle Türkiye’deki oyunseverler tarafından inanılmaz bir ilgi var. Hatta Türkiye, Prime Gaming’e üyelik açısından dünya çapında Amazon'da en hızlı büyüyen pazarlardan biri haline gelmiş durumda. Türkiye'deki Prime Gaming üyeleri arasında en popüler oyunlarda ise League of Legends, GTA ve FIFA öne çıkıyor.' |
# Türkiye’de konutlar ortalama 37 günde el değiştiriyor
## Özet
Türkiye genelinde ağustosta ortalama konut satış süresi geçen yıla göre 30 gün, geçen aya göre de 1 gün azalarak 37 güne indi
## İçerik
Sahibinden.com'dan yapılan açıklamaya göre, konut satış süreleri üç büyükşehirden İstanbul ve İzmir’de ciddi oranda kısalırken, satılık konutların fiyatları da yükseliş trendini koruyor.
Ağustos ayında Türkiye genelinde ortalama konut satış süresi geçen yıla göre 30 gün, geçen aya göre de 1 gün azalarak 37 güne indi. Diğer taraftan ülke genelinde Eylül 2019’dan bu yana yükseliş trendinde olan ortalama konut satış fiyatları, ağustos ayında da bu trendi korudu. Ağustos ayında ortalama konut satış fiyatı geçtiğimiz aya göre yüzde 3,8, geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 28 artış gösterdi.
Ağustos ayı emlak endeksi verilerine göre, Türkiye genelinde satılık konut fiyatları bazında en çok değer kazanan ilk 5 ilçe sırasıyla yüzde 150 artışla Muğla Ula, yüzde 80 ile Antalya Döşemealtı, yüzde 66 ile Mardin Artuklu, yüzde 65 ile Muğla Fethiye, yüzde 64 ile Muğla Ortaca olarak kaydedildi.
Muğla başta olmak üzere sahil ilçelerinde kaydedilen değer artışında gelişen altyapı kadar, pandemi koşullarının devam etmesi nedeniyle nüfusun yoğun şehirleşmeden uzaklaşıp, sakin yaşam alanlarını tercih etmesi etkili oldu.
-İstanbul halen değerli
İstanbul’da ağustos ayında ortalama satılık konut fiyatları bir önceki aya göre yüzde 3,3 arttı. İstanbul’da satılık konutların ortalama satış süresi ise 37 gün olarak belirlendi. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin ikamet ettiği İstanbul’da, yıllık bazda yüzde 48 artışla en çok değer kazanan Başakşehir’i, yüzde 45 ile Adalar, yüzde 42 ile Beylikdüzü ve Kadıköy, yüzde 37 ile Sarıyer ilçeleri izledi.
Başkent Ankara’da da satılık konut fiyatları ağustos ayında bir önceki aya oranla yüzde 2,3 yükseldi. Satılık konutların ortalama satış süresi ise 35 gün seviyesinde gerçekleşti. Ankara’nın doğayla iç içe ilçelerinden Gölbaşı satılık konut fiyatlarında son 1 yılda yüzde 54’lük artışla en çok değer kazanan ilçe oldu. Ankara’nın ilçeleri arasında yer alan Kahramankazan yüzde 42, Akyurt yüzde 37, Şereflikoçhisar ve Yenimahalle de yüzde 33 değer kazanan ilçeler olarak sıralandı.
-İzmir'de Güzelbahçe yükselişte
Türkiye’nin en büyük projelerinden İstanbul-İzmir otoyolunun tamamlanmasıyla birlikte, şehirler arası ulaşımın daha da kolaylaştığı İzmir’de, ağustos ayında satılık konut fiyatları temmuz ayına göre yüzde 3,2 arttı. Satılık konutların ortalama satış süresi ise 38 gün oldu. Geçen ayın da en çok değer kazanan ilçesi Güzelbahçe, ağustosta da satılık konut fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 60’lık artışla listede yine en çok değer kazanan ilçe olarak yerini aldı. Güzelbahçe’yi takiben Çeşme yüzde 51, Urla yüzde 49, Menderes yüzde 48, Foça yüzde 47 değer kazandı.
- Konut satışlarındaki artış platforma da yansıdı
Koronavirüs salgınıyla birlikte oldukça yavaşlayan, ancak normalleşme sürecinde, başta devlet bankalarının kredi teşvikleriyle haziran ayından itibaren hızla toparlanan konut satışları dinamizmini korudu. Hâlihazırda temmuz ayı istatistikleri açıklanan TÜİK verilerine göre, Türkiye’de temmuz ayında toplam konut satışları, haziran ayına göre yaklaşık yüzde 21 artarak 229 bin 357 adet olarak gerçekleşti. Konut satışlarının en yüksek olduğu 3 ilden İstanbul’da 39 bin 432, Ankara’da26 bin 885 ve İzmir’de 15 bin 614 adetlik satış rakamlarına ulaşıldı.
Konut satışlarında devam eden bu artış, sahibinden.com’un aylık ilan verilerine de yansıdı. Buna göre ağustos ayında Türkiye’nin en çok yeni “Satılık Konut” ilanı girilen ilçeleri sırasıyla İstanbul Esenyurt, Ankara Keçiören, İstanbul Kadıköy, Antalya Kepez ve İstanbul Beylikdüzü oldu.
-İzmir'de kiralar düşüyor
Ağustos ayı Emlak Endeksine göre, bir konutu ortalama kiraya verme süresi, Türkiye geneli, İstanbul ve Ankara’da temmuz ayı ile aynı değerde kalırken, İzmir’de düşüş gerçekleşti. Ortalama konut kira bedellerinde ise İstanbul temmuz ayı ile aynı değerde kalırken, Türkiye geneli ve İzmir’de düşüş, Ankara’da ise artış kaydedildi. |
# BAE ve ABD'nin savunma iş birliği anlaşması yürürlüğe girdi
## Özet
Birleşik Arap Emirlikleri ile ABD, iki ülke arasında yılbaşında imzalanan savunma iş birliği anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.
## İçerik
#### Birleşik Arap Emirlikleri ile ABD, iki ülke arasında yılbaşında imzalanan savunma iş birliği anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.
###### Abu Dhabi
**Birleşik Arap Emirlikleri ** (BAE) ile **ABD** , iki ülke arasında yılbaşında imzalanan **savunma iş birliği** anlaşmasının **yürürlüğe ****girdi** ğini duyurdu.
BAE haber ajansı WAM'a göre iki ülke tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, yürürlüğe giren anlaşmanın, içinde bulunulan kritik dönemde iki ülke arasındaki ekonomik, siyasi ve askeri ortaklık ilişkisinin ilerlemesine katkı sağlayacağı belirtildi.
Açıklamada, söz konusu anlaşmanın, savunma ve güvenlik alanlarındaki meselelerde iş birliğinin artırılması ve iki ülkenin Körfez güvenliğini korumak için harcadığı çabanın desteklenmesini sağlayacağı kaydedildi.
ABD ile BAE arasındaki anlaşma, **Körfez'de İran ile ABD arasında gerilim**in tırmandığı bir dönemde yürürlüğe girdi.
### ABD-İran gerilimi
ABD'de Donald Trump yönetimi, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018'de çekildiğini açıklamıştı.
Sonrasında Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koyan ABD, nisan ayında İran Devrim Muhafızları Ordusunu "yabancı terör örgütleri" listesine almıştı.
ABD, mayıs başlarında İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçaklarından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü Basra Körfezi'ne sevk etmişti.
BAE'nin doğu sahilinde yer alan Fuceyra Limanı yakınlarında Suudi Arabistan, BAE ve Norveç'e ait 4 ticari kargo gemisi, 12 Mayıs'ta sabotaja uğramıştı.
Bunun üzerine ABD de bölgede İran'a gözdağı vermek üzere F-15 ve F-35 uçakları ile uçuşlar gerçekleştirmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# 'Varlık Barışı'nda yeni dönem uygulaması başladı
## Özet
TBMM'de kabul edilen yeni "Varlık Barışı" düzenlemesiyle yurt dışı ve yurt içi varlıkların kayda alınması imkanı getirilirken uygulamadan yararlanmak için 31 Mart 2023'e kadar başvuru yapılması gerekiyor.
## İçerik
#### TBMM'de kabul edilen yeni "Varlık Barışı" düzenlemesiyle yurt dışı ve yurt içi varlıkların kayda alınması imkanı getirilirken uygulamadan yararlanmak için 31 Mart 2023'e kadar başvuru yapılması gerekiyor.
###### Ankara
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, yeni "Varlık Barışı" düzenlemesine ilişkin detaylar yer aldı.
Buna göre, yeni Varlık Barışı düzenlemesi TBMM'de kabul edilirken yurt dışı ve yurt içi varlıkların bildirim ve beyanla kayda alınması imkanı getirildi. Düzenlemeden yararlanmak için son gün 31 Mart 2023 olarak belirlendi.
Yurt dışında sahip olunan para, döviz, altın, hisse senedi, tahvil ve diğer menkul kıymetler banka ve aracı kurumlara bildirilerek 3 ay içinde Türkiye'ye getirilecek. Bildirilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 3 vergi ödenecek.
### Erken bildirime vergi teşviki
Yeni Varlık Barışı uygulamasında erken bildirimler teşvik edilecek. 30 Eylül 2022'ye kadar yapılan bildirimlerde varlıkların değeri üzerinden yüzde 1, Ekim 2022 ila Aralık 2022 arasındaki bildirimlerde yüzde 2, Ocak ila 31 Mart 2023 arasındaki bildirimlerde yüzde 3 vergi ödenecek.
Yurt dışından getirilen varlıkların banka ve aracı kurumlarda açılacak hesaplarda en az bir yıl tutulması halinde, bildirim esnasında alınan vergi iade edilecek.
Yurt dışındaki söz konusu varlıkların Türkiye'ye getirilebilmesi için vergi mükellefi veya Türk vatandaşı olma zorunluluğu bulunmuyor. Uygulamadan herkes yararlanabilecek.
### Vergi incelemesi yapılmayacak
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, kayıtlarında yer almayan söz konusu varlıkları ve taşınmazlarını vergi dairesine beyan ederek, değerleri üzerinden yüzde 3 vergi ödeyecek ve kayıtlarına alacak.
Mükellef olmayanlar ise varlıklarını banka veya aracı kurumlara yatırmak suretiyle tevsik edecek ve varlıkların değeri üzerinden yüzde 3 vergi ödeyecek.
Varlık Barışı bildirim ve beyanlarından hareketle vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Türkiye ve Yunanistan heyetleri yeniden bir araya gelecek
## Özet
Milli Savunma Bakanlığından, Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıkları heyetleri arasındaki görüşmelerin ikincisinin 17-21 Haziran’da Ankara’da yapılacağı açıklandı.
## İçerik
#### Milli Savunma Bakanlığından, Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıkları heyetleri arasındaki görüşmelerin ikincisinin 17-21 Haziran’da Ankara’da yapılacağı açıklandı.
###### Ankara
Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıkları heyetleri, **Ege Denizi’nde iş birliği**ni geliştirmek amacıyla gerçekleştirilen görüşmelerin ikincisini 17-21 Haziran'da Ankara’da yapacak.
**Milli Savunma Bakanlığı** ndan yapılan açıklamada, "
**Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıkları heyetleri** arasında, Güven Arttırıcı Önlemler başta olmak üzere Ege Denizi’nde iş birliğini geliştirmek maksadıyla icra edilen görüşmelerin ikincisi 17-21 Haziran 2019’da Ankara’da gerçekleştirilecektir." denildi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, İzmir'de hayata geçirecekleri 35 projeyi açıkladı
## Özet
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir'de hayata geçirecekleri 35 projenin kent ekonomisine bu seneki katkısının 200 milyon lira olacağını bildirdi.
## İçerik
#### Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir'de hayata geçirecekleri 35 projenin kent ekonomisine bu seneki katkısının 200 milyon lira olacağını bildirdi.
###### İzmir
Bakan Pakdemirli, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğündeki "İzmir Tarım Sektörünün 2021 Yılı Proje Lansmanı" töreninde, İzmir'in birçok ürünün üretiminde Türkiye'de ilk sıralarda yer aldığını, süt üretiminde ikinci, büyükbaş varlığında üçüncü sırada olduğunu söyledi.
Geçen yıl tarımsal ihracatın yaklaşık yüzde 14'ünün İzmir’den yapıldığını bildiren Pakdemirli, "Böylece yaklaşık 3 milyar dolara ulaşan tarım ve gıda ürünleri ihracatı ile İzmir, Türkiye’de 2. sırada yer almakta. Bakanlık olarak biz de İzmir’in bu potansiyelini biliyor, kaliteli üretimini destekliyor ve yeni hedeflerle İzmir tarımına güç katmaya devam ediyoruz." dedi.
Bakan Pakdemirli, İzmir’e tarım ve orman alanında son 19 yılda reel rakamlarla 17 milyar 200 milyon liralık tarımsal destek verdiklerini ve yatırım yaptıklarını belirterek, "İzmir'in ve Ege'nin önemli ürünleri olan kuru üzüm ve incirini de müdahale alımı kapsamına aldık. Etkin piyasa regülasyonu yanında arz fazlası ürünleri de alarak üreticimizin mağduriyetini önlüyor ve bu ürünleri ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz." dedi.
Ramazan ayı öncesinde patates, soğan ve çeltik yetiştiricilerinin depolarında bulunan arz fazlası ürünleri Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla almaya başladıklarını hatırlatan Bakan Pakdemirli, İzmir'de ihtiyaç sahibi ailelere 387 ton patates dağıtımının gerçekleştiğini söyledi.
### "İzmir'de coğrafi işaret tescilli 25 ürünümüz var"
Pakdemirli, İzmir'in tarımsal ürünlerinin markalaşması için coğrafi işaretlere önem verdiklerini anlatarak, "Şu an İzmir'de coğrafi işaret tescilli 25 ürünümüz var. İzmir, coğrafi tescilli ürünler sıralamasında ise ülkemizde 3. sırada yer almaktadır. Başvuru aşamasındaki 20 ürünün daha coğrafi tescil almasıyla birlikte İzmir'in tarımını markalaştırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Bakanlık olarak İzmir'deki tarımsal kooperatiflere 34 milyon liralık hibe ve kredi desteği sağladıklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, Dikili ilçesinde 3 milyon 29 bin metrekarelik alanda hayata geçirecekleri dünyanın en büyük jeotermal kaynaklı tarıma dayalı ihtisas sera organize sanayi bölgesinde 3 bin 500 vatandaşın iş sahibi olacağını kaydetti.
### İzmir'deki sulama yatırımları
Pakdemirli, son 19 yılda İzmir'de 3 içme suyu tesisi, 30 baraj, 8 gölet, 1 yer altı depolaması, 40 sulama tesisi, 1 arazi toplulaştırması ve 98 taşkın koruma tesisini hizmete aldıklarını belirterek, "Yaptığımız bu yatırımlarla yıllık 59 milyon metreküp içme ve kullanma suyu temin ederek 1 milyon kişiye içme ve kullanma suyu sağladık. Toplam 550 bin dekar araziyi sulamaya açtık ve bu sayede yıllık 800 milyon lira tarımsal gelir artışı sağladık. 92 yerleşim yeri ve 115 bin dekar araziyi taşkınlardan koruduk." dedi.
İzmir'de 132 milyona yakın fidanı toprakla buluşturduklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, oluşturdukları 21 bal ormanıyla bal üretiminde yüzde 20'lik artış sağladıklarını kaydetti.
### İzmir için 35 proje
Pakdemirli, İzmir için 35 projenin daha startını vererek kentin değerine değer katmaya devam edeceklerini dile getirerek, "Toplam bütçesi 20 milyon lira olan bu projeler, bitkisel üretimden hayvancılığa, su ürünlerinden istihdamın artırılmasına, dijitalleşmeden yeni çeşitlerin İzmir’e kazandırılmasına kadar çok sayıda alanı kapsıyor." diye konuştu.
Pakdemirli, "Üreticiye Kazanç, Tüketiciye Sağlık, Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Projesi", "Bergama İlçesi Jeotermal Enerji İle Sebze, Meyve, Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler Kurutma Tesisi Projesi", "Yerli ve Milli Çeşitleri İzmirli Kadınlarla, Kentte, Taraçada, Balkonda, Kırsalda, Bahçede, Tarlada Toprakla Buluşturuyoruz Projesi", "Tire Dijital Toprak Analiz Cihazı Projesi" gibi toplam 35 projeyle İzmirli üreticileri teknoloji ve dijital uygulamalara daha çok yönlendirmek istediklerini vurguladı.
Bu projelerle kuraklık, afet ve hastalık zararlılarıyla mücadelede etkinliği artırmak istediklerini dile getiren Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu:
"İstihdam potansiyelini güçlendirmek, atıl ve boş arazileri doğru değerlendirmek, kentsel tarıma katkı sunmak, kısıtlı su kullanımını teşvik edecek uygulamaları yaygınlaştırmak, yeni bitki deseniyle üreticiyi tanıştırmak da temel hedeflerimiz arasında. Yine, salgının zorlayıcı etkisine rağmen üretimin devamlılığını sağlamak, gençleri tarımsal üretime çekerek tarım nüfusunun yaş ortalamasını düşürmek şeklindeki amaçlarımızla da İzmir’in rehber bir şehir olma özelliğini devam ettirmek istiyoruz. İnşallah bu projelerimizin sadece bu yıl için İzmir ekonomisine katkısı 200 milyon lira olacaktır."
Pakdemirli, İzmirli çiftçilere fide ve tohum dağıtımı gerçekleştireceklerini de vurgulayarak 1 milyon 200 bin domates, biber, patlıcan fidesi, 440 kilogram bamya ve kavun tohumu, 200 kilogram anason, rezene, kimyon, adaçayı, kekik, stevia, ekinezya ve salep soğanı tohumu ile 164 bin 800 fideyi üreticilere teslim edeceklerini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Akdeniz Sahil Yolu Antalya ve Mersin'i birlikte daha da geliştirecek
## Özet
Türkiye'nin turizm merkezleri Mersin ile Antalya'yı, keskin virajlı yollardan kurtaracak Akdeniz Sahil Yolu Projesi, iki kentin turizm, ticaret ve tarımdaki iş birliğini arttıracak.
## İçerik
#### Türkiye'nin turizm merkezleri Mersin ile Antalya'yı, keskin virajlı yollardan kurtaracak Akdeniz Sahil Yolu Projesi, iki kentin turizm, ticaret ve tarımdaki iş birliğini arttıracak.
###### Mersin
AA muhabirinin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Karayolları Genel Müdürlüğünden derlediği bilgiye göre, Mersin ile Antalya arasında planlanan 440 kilometrelik yolun 394 kilometresi tamamlanarak bölünmüş yol olarak trafiğe açıldı. Kalan 46 kilometrelik kesimde hummalı çalışmalarını sürdüren ekipler, tünel, köprü ve viyadük inşaatlarında da önemli aşama kaydetti.
Yerli ve yabancı çok sayıda turisti ağırlayan 2 kenti bağlamak için planlanan 34 tünelden 19'u, 83 olarak planlanan köprü ve viyadükten 61'i tamamlandı.
Proje kapsamında yapılacak kara yolu, tünel, viyadük ve köprülerde çalışmalar sürüyor.
### Seyahat süresi 140 dakika azalacak
Akdeniz Sahil Yolu Projesi'nin tamamlanmasıyla, sürücülerin keskin virajları nedeniyle "çileli yol" olarak adlandırdığı Mersin-Antalya kara yolunun 483 kilometrelik güzergahı 43 kilometre kısalacak.
Keskin virajlardan kurtulma ve yol uzunluğunun da kısalmasıyla, iki kent arasındaki seyahat süresi yaklaşık 140 dakika azalacak.
Hem ulaşım süresinin daha da aşağıya çekilmesi hem de sürüş konforunun arttırılması için Çeşmeli-Kızkalesi kesiminin ihalesi yapılan Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi de uygulamaya konulacak.
### "İki şehir arasında ticareti geliştirecek, yatırımcıları birbirine çekecektir"
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, AA muhabirine, Mersin ve Antalya'nın turizmin yanı sıra, tarım, sanayi ve lojistik sektörlerinde de öne çıktığını söyledi.
Çalışmaların, bölge ekonomisine birçok katkısının olacağını vurgulayan Kızıltan, şöyle konuştu:
"Tarım ürünlerinin Mersin Uluslararası Limanı'na ulaşımı çok daha kısa sürede ve zahmetsiz olacak. Tarımda, ulaşım maliyetlerini düşecek. İkinci olarak da turizmin gelişmesine çok büyük katkı sağlayacaktır. Bu yolda birçok turistik tesis ve yazlık siteler var. Yaz döneminde, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa'dan, Adana'dan çok fazla araç geliyor. Onların gidiş ve gelişleri rahatlayacaktır. Yolun rahat olduğunu düşünen yatırımcılar, turizm yatırımlarına başlayacaktır. Atıl durumdaki turistik tesisler, oteller yeniden çalışmaya başlayacaktır. İnsanların yolda çok daha rahat gidip gelmesi oradaki esnafın da işlerini arttıracaktır."
Kızıltan, iki önemli turizm kentinin artık daha da yakınlaşacağını ifade ederek, "Antalya ile Mersin'in irtibatı, bağlantısı artık çok rahat olacaktır. İki şehir arasında turist geçişleri olabilecektir. Antalya'ya gelenler artık Mersin'in batı kesimlerini rahatlıkla gezebilecek, hatta merkeze kadar gelebileceklerdir. Mersin'den de insanlar Antalya'ya çok rahat gideceklerdir. Proje, iki şehir arasında ticareti de geliştirecek, yatırımcıları birbirine çekecektir. Dolayısıyla turizm, ticaret ve tarımda birçok olumlu etki yaratacaktır." dedi.
Kentte yapımı devam eden Çukurova Bölgesel Havalimanının da Akdeniz Sahil Yolu Projesi ile beraber değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kızıltan, şunları kaydetti:
"Çukurova Bölgesel Havalimanı, Mersin Limanına eşdeğer bir etki yapacaktır. Çukurova Bölgesel Havalimanı Türkiye'nin en büyük havalimanlarından biri olacak. Burada kargo taşımacılığı da olacak. Akdeniz Sahil Yolu'nun yapılması, tarım ürünlerinin çok kısa bir sürede havalimanına taşınmasını sağlayacaktır. Anamur'da yetiştirilen çilek çok kısa sürede havalimanına getirilecek, oradan da uçakla Avrupa'nın kalbine ulaştırılacaktır. Bu, hem çiftçimizin hem de ihracatçımızın daha fazla kazanmasını sağlayacak, üretimi arttıracaktır."
Kızıltan, bir sonraki ulaşım hedefinin, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi'ni Antalya'ya kadar uzatmak olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Yunan medyası, Keçi Adası'ndaki askeri varlığı belgeleyen AA'yı hedef aldı
## Özet
Yunanistan'ın hukuk dışı askeri varlığını görüntüleyerek haber yapan AA'nın gazetecilik faaliyetlerinin "casusluk" olduğu ileri sürüldü.
## İçerik
#### Yunanistan'ın hukuk dışı askeri varlığını görüntüleyerek haber yapan AA'nın gazetecilik faaliyetlerinin "casusluk" olduğu ileri sürüldü.
###### Atina
Yunan basını, Yunanistan'ın Keçi Adası'ndaki hukuka aykırı askeri varlığını görüntüleyen Anadolu Ajansı'nı (AA) hedef alarak, söz konusu gazetecilik faaliyetini "casusluk" olarak nitelendirdi.
"Kathimerini" gazetesi, "Türk basını, Keçi Adası'nı gözetliyor" başlığıyla verdiği haberinde, "Keçi Adası Türk basınının hedefine girdi. Anadolu Ajansı ve TRT Haber Yunan adasından ve bu adada bulunan yerleşkelerden görüntü yayınladı." ifadelerini kullandı.
"Logos" gazetesi, "Türk basını yine abarttı" başlığını kullanırken, "Anadolu Ajansı, Keçi Adası'nı gözetleyerek tahrik sınırlarını aştı." ifadesini haberine taşıdı.
Yunan internet medyasında da "Türkiye'den yeni tahrik: Anadolu Ajansı Keçi Adasını gözetliyor" başlıklarıyla AA'nın gazetecilik faaliyetleri, "casusluk" olarak nitelendirildi.x
Yunan sosyal medya kullanıcılarının ise AA Genel Müdürü Serdar Karagöz'ün haberi yapan AA muhabirleri Ayşe Yıldız ve Ali Ballı'yı tebrik ettiği Twitter paylaşımı üzerinden provokatif ve hedef gösterici yorumlar yaptığı görüldü.
### Sosyal medyada AA Genel Müdürü Karagöz ve gazeteciler hedef alındı
Karagöz’ün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a daha önce yaptığı nezaket ziyareti sırasında çekilen fotoğraf bir Yunan sosyal medya hesabı tarafından paylaşılarak, AA'nın Türk Silahlı Kuvvetleri ile koordineli olduğu iması yapıldı.
AA Genel Müdürü tarafından yapılan tebrik paylaşımında kullanılan "Anadolu Ajansı ekipleri Bodrum Yarımadası'nın 8 kilometre açığında yer alan Keçi Adası'nın Yunanistan tarafından uluslararası hukuka aykırı olarak silahlandırıldığını ve asker bulundurulduğunu görüntüledi." ifadeleri, söz konusu sosyal medya kullanıcısı tarafından "Burada, devlet haber ajansı Anadolu'nun genel müdürü, Ali Ballı ve Ayşe Yıldız isimli personellerini, Keçi Adası Gözlemevinin, Türk karasularından hukuka aykırı şekilde fotoğraflanması için tebrik ediyor. Karagöz tarafından Pulitzer adaylığı için öneriliyorlar." şeklinde çarpıtıldı.
Yunan unsurlarının Keçi Adası'ndaki yapılaşma çabası, adaya yerleştirilen askerler ve ağır silahlar AA tarafından görüntülenmişti.
Keçi Adası'nda, yakınından geçen tekne, yat ve gemilerden de rahatlıkla görülebilen alanın deniz tarafından girişinde helikopter pisti, devamında yolu kesen beton bariyer, birbirine benzer prefabrik 4 yapı, nöbet ve gözetleme kuleleri, vericiler, su depoları ve güneş enerjisi sistemleri yer alıyor.
Ege Denizi'nde Onikiadalar olarak bilinen Batnoz, Lipsi, İleriye, Kelemez, İstanköy, İncirli, İstanbulya, İleki, Herke, Kerpe, Çoban, Sömbeki, Rodos ve Meis'in de olduğu bölgede statüsü belirsiz bazı kayalık alanlar, ada ve adacıklar da bulunuyor. Keçi Adası, İstanköy ile Kelemez arasında bulunuyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Maden işçilerini taşıyan servis aracı ile tır çarpıştı
## Özet
Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde, maden işçilerinin bulunduğu servis aracının tırın dorsesine çarpması sonucu 2 kişi öldü, 22 kişi yaralandı.
## İçerik
**Balıkesir** 'in **Dursunbey** ilçesinde,** maden işçileri**nin bulunduğu **servis aracı**nın **tır** ın dorsesine çarpması sonucu 2 kişi öldü, 22 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, maden işçilerini taşıyan Ramazan Kekik'in kulandığı 16 KC 130 plakalı servis aracı, Piribeyler mevkisinde Asım Köklü yönetimindeki 78 YD 054 plakalı kereste yüklü tırın dorsesine çarptı.
**Kaza** da, Sadullah Duman ve Musa Çetin olay yerinde yaşamını yitirdi, 7'si ağır 22 kişi yaralandı.
Yaralılardan biri Bursa'nın Harmancık ilçe devlet hastanesine, diğerleri ise ambulanslarla ve çevredeki araç sahiplerince Dursunbey Devlet Hastanesine kaldırıldı. |
# Üsküdar Üniversitesi'nden bağımlılıkta kriz yönetimi değerlendirmesi:
## Özet
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor." ifadelerini kullandı
## İçerik
Üsküdar Üniversitesi açıklamasında görüşlerine yer verilen Tarhan, bağımlılığın İngilizce'deki karşılığının addiction olduğunu aktararak, 'Addiction'ın Türkçe'deki karşılığı bağımlılık değil, 'tutsaklık'. Maddenin esiri oluyorsunuz. Kendi öz iradenizle değil, madde sizin hayatınızda ön plana geçiyor. Madde sizi yönetiyor. Bu durum da bağımlı ve tutsak oldunuz demek oluyor. Tutsaklık, en şiddetli olanı. Daha sonra 'dependence' var yani 'bağlılık'. Bu biraz daha zayıf bağımlılıktır. Fizyolojik bağımlılık, psikolojik bağımlılık tarzındadır.' değerlendirmesinde bulundu.
Bağımlılığın genellikle düzelebilen bir beyin hastalığı olduğunu belirten Tarhan, şunları kaydetti:
'Tam iyileşmiyor ama düzeliyor. Kişi, hastalığı geçirdikten sonra, eğer yaşam şartlarını uygun hale getirirse bir daha hiç nüksetmeyebilir. Ama her zaman nüks potansiyeli olan bir hastalık. Atak düzeliyor, kişi bağımlılıktan kurtuluyor. Mesela kişi, bir kere bağımlılıktan kurtuluyor. Anne ve babası ayrılıyor, üzülüyor. Babasının yanında kalıyor. Babası onunla suçluluk duygusunu uyandırıcı, yargılayıcı konuşmalar ve duygu sömürüsü yapıyor.
Çocuk, buna üzülüyor. Yolda giderken babası aklına geliyor. Bıraktığı maddeyi, hemen orada tekrar alıveriyor. Neden? Çünkü beynimiz stres altında seratonin maddesi üretiyor. Seratonin azalıyor, azalınca self medikasyon dediğimiz, kendi kendini rahatlatma, kendi kendini tedavi etme davranışıyla seratonini artıran bir arayış içine geliyor.'
Tarhan, beynin öğrendiği en kolay yolun, elinin altında olan bir maddeyi almak ve ona yönelmek olduğunu belirterek, 'Kişi, tedavi sonrasında stres yönetimini öğrenirse, böyle durumlarda herhangi bir şekilde madde isteği geldiği zaman ne yapacağını biliyor. O nedenle bağımlılık tedavisinde psiko eğitimi almış olması lazım. Kişinin kriz anını yönetebiliyor olması gerekiyor ki hastane de bunu yapıyoruz.
Kişi krizi yönetemediği için tekrar maddeye başlıyor. Onun için madde bağımlılığı, kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Kişi, şeker hastası oluyor. Şeker hastası olduğunu öğrendikten sonra, yediğine, içtiğine, kalktığına dikkat ediyor. Şeker, artık onun için hayatında sorun olmuyor. Akıllı kişiler, yaşamını ona göre ayarlıyor. Maddeyi bırakanlar da hastanelerde tedavi oluyor.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Tedavi sonrası takip önemli'
Madde bırakma tedavisinin çeşitli yöntemlerle kolay bir şekilde olduğunu kaydeden Tarhan, 'Tedavi sonrası takip önemli. Günümüzde dijital takip sistemleri var. Hasta kontrole gelmediği zaman, telefonuna mesaj gidiyor. Hasta da hazır oluyor. Bir nevi müdahale ediliyor. Hemen uzman yardımı alınıyor. Biz hastane yönetim sistemi patentini aldık. Bunu uygulayacağız. Şu an akıllı telefonlar üzerinde uygulama olmadan bu takibi gerçekleştiriyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'Kişinin yaşam amacının olması önemli'
Madde kullanımında çocukluk çağı travmalarından sonra kronik depresyonu olanların yatkın olduğunu belirten Tarhan, 'Orta şiddette depresyon ve mutlu olmayı başaramayan mutsuz, karamsar, pesimistik kişilerdir. Bu kişiler devamlı stres halinde olduğu için maddeyi bir sığınak ya da sığınacak liman gibi görüyorlar. Maddeyle kendilerini kandırırlar. Sahte bir rahatlatıcıdır. Beyine sahte bir rüşvet veriyor ve o anlık rahatlıyor. Maddenin tesiri daha kötü oluyor tabi.' ifadelerini kullandı.
Tarhan, bağımlılığın gelişmesinde yanlış anlam arayışının da etkili olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
'Kişinin yaşam amacının olması önemli. Bağımlı hastaların bir kısmında anlam arayışı eksikliği olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Yaşamak için nedeni olmamak demek hayatta yaşamak için anlamının olmaması demek. Gelecek ile ilgili hedefinin planlı olmaması demek. Anomi yani normsuzlık bu çağın hastalığı. Sonuçta bağımlılıkta kişinin yaşam felsefesi önemli.
Bağımlılık, karaciğer, kalp, mide ve bağırsak olmak üzere pek çok organa zarar veriyor. En çok da beyinde hasar oluyor. Beyinde hafıza bozuklukları oluyor. Beyindeki bozulan alanlara göre uzun süredir madde kullanan kişilerde erken bunama olur çünkü beyin küçülüyor. Alkol, bağımlılığa yol açan toksik maddelerin tümü hücre zehridir. Bunlar beyin hücrelerini zehirliyorlar. Beyinde gerekli olan tüm kimyasalları kana pompalıyorlar, geçici bir doping gibi rahatlıyor. Kişi madde kullandıktan sonraki üç hafta kötü oluyor. Elini kaldıracak hali kalmıyor.
Bağımlılığın en büyük belirtisi kontrol kaybı. Kişide kontrol kaybı varsa tanı koyuluyor. Kişi hayatı üzerinde ve maddeyle ilgili kontrolü kaybediyorsa bağımlılık başlamıştır. Kişinin bir maddeyi planladığından uzun süre kullanması, ailesini ihmal etmesi ve hayatının kontrolden çıkması dikkate alınmalıdır. '
- 'Bağımlılıkta iç kontrol bozuluyor'
Bağımlılıkta kişinin iç kontrolünün bozulduğunu kaydeden Tarhan, 'Kişide iki türlü kontrol vardır: İç ve dış kontrol. İç kontrol kişinin kendi gemisinde kaptan olabilmesidir. Bir kimse kendinin kaptanı olamıyorsa ona yardımcı kaptan verilir. Bağımlılık tedavisinde de bu yaklaşım vardır. Dümen birdenbire elinden alınmaz önce yardımcı kaptan verilir. Hastaya terapi ve tedaviler uygulanır. Hasta arınır. Tedavinin ardından kendini kontrol edecek hale gelir. Hastaya bu süreçte yeniden maddeye başlaması halinde yaşayacağı olası sonuçlar anlatılır. Kişide farkındalık oluşturulur.' ifadelerini kullandı.
Tarhan, bağımlılık tedavisinde aile desteğinin de önemli olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
'Burada ailelerin yaklaşımı ve sosyal destek çok önemlidir. Kliniklerde sosyal çalışmacılar vardır. Sosyal çalışmacı tedaviden sonra takibi yapar. Hastayı arar. Bu yapılmadığında bağımlılık yeniden nüksedebilir. Bağımlılık gelişiminde anne ve babanın ebeveynlik stili de önemli. Özellikle anne ve baba tutum hataları var. Sevgi çok, gevşek disiplin var ya da tutarsız disiplin var. Çocuk kurallı hayatı öğrenememiş, sorumluluk duygusunu öğrenememiş. Özgürlüğü öğrenmiş, sorumluluğu öğrenememiş. Sorumsuz yaşayınca da nerede duracağını bilmiyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviye bağımlılıkta risk grubu oluşturur.
Bağımlılığın önlenmesinde alınacak koruma çalışmaları önemli. Birincil koruma için çalışma yapmak, ikincil koruma riskleri ortadan kaldıracak önlemleri almak, üçüncül koruma da nüksetmesini önlemektir. Üçüncül koruma maalesef Türkiye'de zayıftır. Bunları yapmadıkça bağımlılık grafik olarak hızla artıyor. Türkiye'de de artıyor, dünyada da artıyor ama Türkiye'deki dünyanın ortalamasından daha fazla artıyor.' |
# Castrol Ford Team Türkiye'den 2019 Türkiye ralli şampiyonasında başarı
## Özet
Castrol Ford Team Türkiye, 2019 Türkiye Ralli Şampiyonası'nda sezonun son yarışı Yeşil Bursa Rallisi'nde "2 çeker" kategorisinde "Pilotlar" ve "Co-Pilotlar" şampiyonluğunu kazanırken genel klasmanda ilk 5 içerisinde 3 ekip ile yer aldı
## İçerik
Ford Otosan açıklamasına göre, 2019 Türkiye Ralli Şampiyonası, sezonunun 7’nci ve son yarışı olan, Bursa Otomobil Sporları Kulübü (BOSSEK) tarafından bu yıl 44'üncüsü düzenlenen Yeşil Bursa Rallisi ile birlikte sona erdi. Yeşil Bursa Rallisi’nde ekipler, Orhaneli-Keles bölgesindeki 114,10 kilometresi özel etap, toplam uzunluğu 453,38 kilometre olan asfalt zeminli parkurda kıyasıya bir mücadele sergiledi.
Yeşil Bursa Rallisi’nden önce sezonun 6’ıncı yarışı olan 37’nci Ford Otosan Kocaeli Rallisi’nde "Markalar", "Pilotlar" ve "Co-Pilotlar" şampiyonluğunu ilan eden Castrol Ford Team Türkiye, sezonun son yarışı olan Yeşil Bursa Rallisi'nde '2 çeker' kategorisinde "Pilotlar" ve "Co-Pilotlar" şampiyonluğunu kazanırken genel klasmanda ilk 5 içerisinde 3 ekip ile yer aldı.
- 2 çeker kategorisinde Ümitcan Özdemir-Batuhan Memişyazıcı ikilisi şampiyon
'2 çeker' kategorisinde Fiesta R2T araçları ile sezon başından bu yana başarılı bir şekilde mücadele eden Ümitcan Özdemir-Batuhan Memişyazıcı ikilisi sezonun son 2 yarışında gösterdikleri başarıyı Yeşil Bursa Rallisi’nde de tekrarlayarak 2019 Türkiye Ralli Şampiyonası’nda 2'nci kez üst üste "İki Çeker Pilotlar" ve "Co-Pilotlar" şampiyonluğuna ulaştı.
Geçen iki yılın Türkiye Ralli Genç Pilotlar Şampiyonu, Castrol Ford Team Türkiye çatısında yetişen And Sunman ise Yeşil Bursa Rallisi’nde son etabın son kilometrelerine kadar şampiyonluk için götürdüğü rallide yoldan çıkarak zaman kaybetti ve sezonu Genç Pilotlar ikincisi olarak tamamladı.
- Türkiye Ralli Şampiyonası’nın şampiyonu Murat Bostancı-Onur Vatansever ikilisi
Uluslararası yılın motoru ödüllü EcoBoost motora sahip 4 çeker Fiesta R5 ile genel klasmanda mücadele eden Castrol Ford Team Türkiye’nin Avrupa kupası sahibi pilotu Murat Bostancı deneyimli co-pilotu Onur Vatansever’ın de desteği ile 3'üncü kez Türkiye Ralli Şampiyonası ‘Pilotlar Şampiyonluğu’nu kazandı.
- "Castrol Ford Team Türkiye olarak, 2019 ralli sezonunu domine ettik"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Castrol Ford Team Türkiye Takım Direktörü Serdar Bostancı, 2019 Türkiye Ralli Şampiyonası’nda bu yıl kıyasıya bir mücadele yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Castrol Ford Team Türkiye olarak, bizim için oldukça çekişmeli bir sezonu geride bıraktık. Castrol Ford Team Türkiye olarak, 2019 ralli sezonunu domine ettik. Sezonun 6. yarışı olan 37. Ford Otosan Kocaeli Rallisi’nde ilk hedefimiz olan 'pilotlar', 'co-pilotlar', 'markalar' şampiyonluklarını elde etmiştik, sezonun son yarışı olan Yeşil Bursa Rallisi’nde de '2 çeker' kategorisinde yarışı birinci sırada tamamlayarak Türkiye Ralli Şampiyonası’nın en önemli 6 kategorisinden 5’inde şampiyonluğu aldık. Genç pilotlar kategorisinde bu yarışa kadar önde götürdüğümüz mücadelede son ana kadar mücadele ettik ve sezonu 2'nci sırada tamamladık. Oldukça zorlu geçen sezonu hedeflediğimiz kulvarların tamamında başarılı şekilde şampiyonluklar alarak tamamlamak bizleri çok mutlu etti. Tüm pilot, Co-Pilot ve teknik ekiplerimizi göstermiş oldukları bu üstün başarıdan dolayı kutluyor, bize sezon boyunca destek veren sponsorlarımıza da bu vesile ile teşekkürlerimi sunuyorum." |
# Yükselen Afrika
## Özet
Afrika ülkeleri yıllarca haber bültenlerine açlık, kuraklık, iç savaşlar, kabile çatışmaları ve askeri müdahaleler gibi olumsuz gelişmelerle konu edildi.
## İçerik
Basım Tarihi: 2018 | Boyut: 28 x 23 cm |
Tür: Albüm | ISBN: 978-605-9075-41-1 |
Dil: Türkçe | Etiket Fiyatı: ₺ 45,00 |
**Kitap Hakkında**
Gözlerinizi yükselen Afrika’ya çevirin.
Afrika ülkeleri yıllarca haber bültenlerine açlık, kuraklık, iç savaşlar, kabile çatışmaları ve askeri müdahaleler gibi olumsuz gelişmelerle konu edildi.
Anadolu Ajansının hazırladığı “Yükselen Afrika” kitabı okuyucuya son yıllarda her alanda gösterdiği gelişmelerle dünyanın ilgi odağı olan kıtaya farklı bir pencereden bakma imkanı sunuyor.
Yıllarca sömürge devletlerinin kontrolü altında siyasi istikrarsızlıklar ve iç savaşlarla mücadele eden kıta ülkelerinin siyasal ve ekonomik özgürlüklerini kazanma yolundaki çabaları, toplumsal değişimleri, kültürel ve doğal zenginlikleri ile dünya ekonomisinde yükselen önemine dair geniş bilgiler etkili görseller ve derinlemesine analizlerle kitapta okuyucuya sunuluyor.
Kıta ülkelerinden Nijerya, Kenya, Güney Afrika, Gine, Mozambik, Ruanda, Namibya, Senegal ve Tanzanya hakkında gözlemlerin ve derin analizlerin yer aldığı kitapta, kıta ülkeleriyle Osmanlı dönemine kadar uzanan derin tarihi ve kültürel bağları bulunan Türkiye'nin son 15 yılda başarıyla sürdürdüğü kamu diplomasisiyle kültürel, ekonomik ve insani yardımlarını içeren Afrika açılım politikalarına da yer veriliyor.
Afrika ülkelerinden devlet adamlarının, siyasetçilerin ve iş dünyasının görüşlerinin de yer aldığı kitap, Afrika'ya ilgi duyan tüm araştırmacı, akademisyen, gazeteciler ve özellikle iş adamları ve yatırımcılar için önemli bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Oyuncu Osman Wöber toprağa verildi
## Özet
Sanatçı için Mecidiyeköy Büyük Sahne'de düzenlenen törenin ardından, Teşvikiye Camii'nde cenaze namazı kılındı.
## İçerik
Kalp krizi nedeniyle 62 yaşında yaşamını yitiren oyuncu ve yönetmen Osman Wöber, son yolculuğuna uğurlandı.
Sanatçı için Mecidiyeköy Büyük Sahne'de düzenlenen anma törenine katılan İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kubilay Karslıoğlu, Wöber'i bir tiyatro adamı olarak gördüğünü belirterek, "Dostluğu, arkadaşlığı ve Türk tiyatrosuna yaptıkları için kendisine teşekkür ediyorum. Ailesine ve tüm dostlarına sabır diliyorum." diye konuştu.
Oyuncu Zafer Algöz, sosyal medyada 'Türk ve Avusturyalı oyuncu Osman Wöber' şeklinde bir ifade gördüğüne değinerek, "Halbuki Osman Wöber Avusturyalı değil, Türk oğlu Türk'tür. Babası Avusturyalıydı. Rahmetli babası mimardı. Yıllar önce Mustafa Kemal Paşa'nın yaptığı atılıma hayranlık duyarak Türkiye'ye gelmiş ve burada kalmıştır. İki vatandaşlıktan birisini seçmesi gerektiğinde Türklüğü seçmiş ve vatandaşlık almıştır." ifadelerini kullandı.
İstanbul Devlet Tiyatroları Müdürlüğü döneminde Hidayet Erdinç ile Wöber'e yardımcı olmak için görev aldığını aktaran Algöz, şunları kaydetti:
"Devlet Tiyatrolarının toparlanmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek bizi davet etmişti. Biz de ona müdür yardımcılığı yaptık. O dönemde çok büyük atılımlarda bulundu. Kriz anlarında son derece soğukkanlı çözümler üreten, son derece nitelikli ve kaliteli bir idareciydi."
### "Tanıdığım en zeki insanlardan birisiydi"
Oyuncu Hidayet Erdinç de kendi hayatını anlatırken, Wöber öncesi ve sonrası şeklinde ikiye ayırabileceğini aktararak, "Ayrılmaz bir ikili gibiydik. Kendisine çok teşekkür etmek zorundayım. Bana büyük kapılar açtı. Tanıdığım en zeki insanlardan birisiydi." değerlendirmesinde bulundu.
Oyuncu Deniz Tansel Öngel ise Wöber ile böyle bir zamanı yaşayacağını hiç düşünmediğinden dile getirerek, "Ondan çok şey öğrendim. Birlikte çalıştığı insanların hayatını dokunduğu anda değiştiren bir adamdı. Çok özleyeceğiz." dedi.
Wöber'in yakın arkadaşı, oyuncu Kemal Topal, "Sen nereye gideceksen, ben de oraya gideceğim diyerek Adana Devlet Tiyatrosuna gelmişti. Hayatının çizgisini bana teslim edecek kadar engin bir meslek aşkıyla yanıyordu. Müge ile ben tanıştırdım onları, ben evlendirdim. Osman'ın ilk düğün tıraşını, gelenektir diye ben yaptım." diyerek 40 yıl süren dostluklarını anlattı.
### "Osman, erdemli bir adamdı"
Sanatçının eşi Müge Wöber, birlikte geçirdikleri 35 yıla işaret ederek, şöyle konuştu:
"Hayatımızda bir gün dahi küs kalmadık. Bunca yıllık ilişkimizde bir kere dahi birbirimize küfür etmedik. Osman dürüsttü, adildi, cesurdu ve ölçülüydü yani erdemli bir adamdı. Güzel bir hayat yaşadı. Ben Osman'ı çok sevdim. Osman beni çok sevdi. Hayatıma girdiği için sonsuz teşekkürler ediyorum." ifadelerini kullandı.
Törenin ardından Teşvikiye Camii'ne getirilen Wöber için öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı.
Müge Wöber ile kızı Irmak Wöber'in taziyeleri kabul ettiği törene, Hatice Aslan, Yurdaer Okur ve Erkan Taşdöğen'in de aralarında bulunduğu pek çok ünlü ismin yanı sıra sevenleri ve ailesi katıldı.
Sanatçı, cenaze namazının ardından Kilyos Mezarlığı'na defnedildi.
Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı "Tuncay Kantarcı" rolüyle hafızalarda yer edinen Osman Wöber, 27 Şubat 1960'ta Ankara'da dünyaya geldi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nde eğitim gören oyuncu, Devlet Tiyatroları'nda oyunculuğa başladı. Öğrencilik döneminde Şan Tiyatrosu, Kenter Tiyatrosu ve Yeditepe Oyuncuları'nın sahneye koyduğu eserlerde çeşitli roller aldı.
Tiyatro oyunlarının yanı sıra birçok dizide de rol alan Osman Wöber, "Öteki Taraf", "Organize İşler", "Cumhuriyet" ve "Sekizinci Saat" adlı filmlerde de oynadı.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Uzman akademisyenler "orman yangınlarıyla mücadele" için buluştu
## Özet
Uzmanlar, büyük hasarlara yol açan orman yangınlarıyla mücadele için Yeditepe Üniversitesi'nin düzenlediği webinarda bir araya geldi
## İçerik
Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen 'Orman Yangınları Sonrasındaki Afet Riskleri ve Ekolojik Etkileri' başlıklı webinar, orman mühendisliği, inşaat mühendisliği ve jeodezi mühendisliği gibi alanlardan çok sayıda uzmanı bir araya getirdi.
Açılış konuşmasını Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl'ün yaptığı webinarda, yangın sonrası olası ikincil afet riskleri ile gelecekte yaşanabilecek orman yangınlarının kontrol edilebilmesi için alınması gereken önlemler ele alındı. Üniversitenin hazırladığı '2021 Orman Yangınları ve İlişkili Afet Riskleri için Öneriler' başlıklı teknik ön rapor katılımcılarla paylaşıldı.
Etkinlikte konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Bilgili, bu yıl yaşanan mega yangınların en önemli sebebinin 'olağan dışı hava koşulları nedeniyle kuruyan orman zeminindeki yanıcı maddeler ve yüksek hızlı rüzgar' olduğunu bildirdi.
Yanıcı madde neminin yüzde 7'nin altında ve rüzgar hızının saatte 20-25 kilometrenin üzerinde olduğu durumlarda yangınlara müdahalenin mümkün olamayacağını işaret eden Bingöl, şunları kaydetti:
'Hava halleri uygun hale gelinceye kadar, sadece can ve mal kayıplarını engellemeye yönelik çalışmalarla, yangının kenarlara doğru ilerlemesini engellemeye yönelik kenardan yakma uygulamaları olmalı. Küresel iklim değişimi nedeniyle 2021'de yaşadığımız yangınları daha sık ve farklı bölgelerde görmeye başlayacağız. Yangın Eylem Planlarının hazırlanması ve uygulanması son derece önemli.'
- 'Gezici su depolarına ihtiyaç var'
Kastamonu Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Küçük de iklim senaryolarına yönelik planların oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu belirterek, yangın amirinin elinde yangın yönetim planının bulunmasının ve yangın sezonu sonunda eksiklerin tespit edilerek giderilmesinin öneminin altını çizdi.
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Selçuk İz ise yaz aylarında yaşanan yangında karşılaşılan sıkıntılardan bahsederek, 'Köylerde hidrant sistemine, yangın havuzlarına ve depolara; yangın göletlerinden suyun daha hızlı alınmasını sağlayacak su alma ağızlarına ve araçların arkasına kolayca takılabilen gezici su depolarına ihtiyaç vardır.' açıklamasında bulundu.
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Özhan da yangın sonrasında toprakta nemin azalması ve ağaç köklerinin yok olması nedeniyle heyelan riskinin arttığını belirterek, şu uyarılarda bulundu:
'Yangınlarda yamaçlarda yoğunlaşan kül ve bitki artıkları zemin gözeneklerini tıkayabilir ve yağmur sularının yüzeyde birikmesiyle heyelan oluşumu tetiklenir. Heyelan riski eğimli arazilerin civarındaki yerleşim yerleri, yollar, tüneller ve benzeri yapılar için risk yaratabilir. Bu bölgelerde heyelanlara karşı geoteknik mühendisliği çözümleri üretilebilir.'
Kastamonu Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Miraç Aydın ise orman yangınları sonrasında oluşan külün yağış suyunun toprak tarafından emilimini azaltması sebebiyle barajların da kirlendiğini bildirdi.
- Küçük İşletmeler için 33 Milyon TL Yatırım Önerisi
Karabük Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ufuk Coşgun da Manavgat'ta hayvancılıkla geçinen küçük işletmeler için yılda 33 milyon TL yatırımla yarı kapalı otlatma tesisleri kurulabileceğini bildirdi.
Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) İstanbul İl Müdürü Gökhan Yılmaz ise AFAD'ın afetlere hazırlık ve müdahale bakımından tek otorite olduğunu belirterek, yerel düzeyde organizasyon ve koordinasyon için detaylı iş akışlarının oluşturulması çalışmalarının devam ettiği bilgisini verdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebiye Musaoğlu da uydu verileriyle orman üzerindeki risklerin tespit edilebileceğini paylaştı.
- 'Vahşi yangınlar yapay zekayla önlenebilir'
ABD'de Georgia Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümünde kontrollü orman yangınlarının hava kalitesine etkileri konusunda 14 yıldır araştırmalarını sürdüren Dr. Talat Odman da kontrollü yangınlar oluşturularak orman zeminindeki yanıcı maddelerin yapay zeka modeliyle planlanarak temizlendiğini aktardı. Odman, böylece yanıcı maddelerin uzun süre birikip vahşi yangın haline dönüşmesinin de önlenebileceğini vurguladı.
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Özgür Sümer Köylüoğlu da yanan orman sahalarının orman sınırları dışına çıkarılamayacağına dair kesin hüküm bulunduğunun altını çizdi. |
# ABD, Fas'ın egemenliğini tanıdığı Batı Sahra'da konsolosluk açıyor
## Özet
ABD Dışişleri Bakan Pompeo, ABD'nin Batı Sahra'da konsolosluk açma sürecini başlattığını duyurdu.
## İçerik
**ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo** , Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "**Batı Sahra** 'da** ABD konsolosluğu** açma sürecini başlatıldığını ve orada bir sanal misyon faaliyetinin başlatılmasını duyurmaktan mutluluk duyarım." ifadelerini kullandı.
Daha sonra yaptığı yazılı açıklamada ise Pompeo, "Başkan Trump'ın Batı Sahra üzerinde Fas Krallığı'nın egemenliğini tanıma ilanı gereğince, Dışişleri Bakanlığı, bölgede bir ABD konsolosluğu açma sürecini başlattı." bilgisini paylaştı.
### Konsolosluk ABD'nin Rabat Büyükelçiliğine bağlı olacak
Pompeo, konsolosluk hizmetleri vermek üzere sanal diplomatik misyon faaliyetlerinin de başlatıldığını yinelerken, faaliyete başlayan sanal misyon ve daha sonra kurulacak konsolosluğun ABD'nin Rabat Büyükelçiliğine bağlı olacağına dikkati çekti.
Pompeo aynı zamanda, Washington yönetiminin Fas yönetimi ile Polisario Cephesi arasındaki müzakerelere de destek vereceğini belirti.
Geçen hafta Demokratik Kongo Cumhuriyeti de Batı Sahra'da Konsolosluk açtığını duyurmuştu.
ABD'nin bugünkü kararıyla birlikte Batı Sahra'da konsolosluk açan ya da açacağını duyuran ülkelerin sayısı 20'ye yükseldi.
ABD Başkanı Donald Trump, Fas ve İsrail'in tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardığını ve Batı Sahra'da Fas'ın hakimiyetini tanıdıklarına dair bir bildirge imzaladığını duyurmuştu.
### Batı Sahra sorunu
Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Fas yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor.
Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken Polisario Cephesi, Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor.
Polisario Cephesi, 1991'de Birleşmiş Milletlerin (BM) ara buluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Sürat Kargo'dan köy okulları yardım gönderilerine destek
## Özet
Sürat Kargo Başkanı İlhami Öztürk, "Sürat kargo olarak sosyal sorumluluk projelerini çok önemsiyoruz. 2019 yılında bu kapsamda geliştireceğimiz projelerden bir tanesi köy okulları ile ortak çalışmamızdır, desteklerimizi sürdüreceğiz" dedi
## İçerik
Sürat Kargo'dan yapılan açıklamaya göre, şirket, Ateş Böceği Derneği tarafından düzenlenen "Umut Şemsiyesi" kampanyası kapsamında Pamukkale Üniversitesi Amfi Tiyatrosu'nda ve kampüs dışında kurulan umut şemsiyesi alanlarında, içeriği kırtasiye, giyim, oyuncak gibi hediyeleri ihtiyacı olan çocuklara ulaştırılması için "kolileme", "alım", "taşıma" ve "teslimat" süreçlerini üstlenerek, yapılan organizasyona tam destek oldu.
- Eşyalar kargoya verildi
Pamukkale Üniversitesi Ateş Böceği Derneği öğrencileri tarafından eğitim gören kardeşleri için başlatılan yardım kampanyası Ağrı, Batman, Urfa, Muş, Bitlis ve Denizli köy okullarında başladı.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Ağrı’dan Diyadin Batıbeyli Köyü İlkokulu, Batman’dan Kozluk Mareşal Fevzi Çakmak İlkokulu, Urfa’dan Keserdede İlkokulu, Muş'tan Merkez Arpayazı İlkokulu, Bitlis'ten Güroymak Fatih İlkokulu ve Denizli’den Merkezefendi Sevil Kaynak Ortaokulu öğrencileri için alınan hediyeler, Sürat Kargo tarafından ücretsiz getirilen kolilere özenle paketlendi.
Kolinenen yardım malzemeleri Sürat Kargo’ya teslim edilerek gönderilere başlandı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Sürat Kargo Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Öztürk, Sürat Kargo olarak sosyal sorumluluk projelerini çok önemsediklerini belirterek, "2019 yılında bu kapsamda geliştireceğimiz projelerden bir tanesi köy okulları ile ortak çalışmamızdır, desteklerimizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. |
# Peugeot, Roland Garros 2018'de yeni iletişim kampanyasını başlattı
## Özet
Peugeot, 27 Mayıs'ta başlayan ve 10 Haziran'a kadar sürecek Roland Garros tenis turnuvasına bu yıl da destek verirken, 11 uluslararası elçiyi kapsayan yeni iletişim kampanyasını hayata geçirdi
## İçerik
Peugeot tarafından yapılan açıklamaya göre, marka, 27 Mayıs'ta başlayan ve 10 Haziran'a kadar sürecek turnuvaya bu yıl da destek verirken, 11 uluslararası elçiyi kapsayan yeni iletişim kampanyasını hayata geçirdi.
Kampanya kapsamında Peugeot, ağırlıklı olarak 3008 ve 5008 modellerinden oluşan yaklaşık 225 araçlık bir filoyla Roland Garros'un merkezinde oyuncuların, VIP misafirlerin, gazetecilerin ve seyircilerin ulaşımlarını sağlıyor.
Uluslararası tenis stratejisini geliştirmek üzere 11 oyuncudan oluşturulan ekipte, Fransa'dan Lucas Pouille, Gilles Simon ve Jeremy Chardy, Almanya'dan Alexander Zverev, İspanya'dan Pablo Carreno, David Ferrer ve Fernando Verdasco, İngiltere'den Jamie Murray, Arjantin'den Juan Martin Del Potro, Leonardo Mayer ve Diego Schwartzman bulunuyor.
Peugeot aynı zamanda Roland Garros ile ortaklaşa yürüttüğü 'Road to Roland Garros' deneyimini de tekrar ediyor. Oyuncular ve marka elçileri, 2 hafta boyunca dönüş yolunda Peugeot 5008 içerisinde spor gazetecisi Sandy Heribert tarafından yöneltilen soruları yanıtlayacak.
Öte yandan, Roland-Garros'a gelen tüm ziyaretçiler, eylül ayı itibarıyla satışa sunulmaya başlanacak Yeni Peugeot 508'i keşfetme imkanı bulacak. |
# Hollywood yıldızlarının vizesi için Çavuşoğlu devreye girdi
## Özet
54. Uluslararası Antalya Film Festivali'ne katılacak Amerikalı sanatçıların vize sorununun çözümü için Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun devreye girdiği, sanatçıların sorun yaşamaması için önlem alındığı ve kendilerine yardımcı olunacağı bildirildi.
## İçerik
Antalya'da bu yıl 54'üncüsü gerçekleştirilecek "**Uluslararası Antalya Film Festivali** "ne katılacak Amerikalı yıldızların, iki ülke arasındaki vize sorunundan etkilenmemesi amacıyla **Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu** 'nun ABD'li yetkililerle görüştüğü kaydedildi.
**Dışişleri Bakanlığı** kaynaklarından edinilen bilgiye göre, 54. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin açılış törenine katılacak Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu Christopher Walken, aktris Juliette Lewis ile kapanış galasında yer alacak oyuncu Matt Dillon ve Lindsay Lohan'ın vize sorunu yaşamaması için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'li yetkililerle görüştü.
Çavuşoğlu'nun görüşmesinin ardından sanatçıların Türkiye'ye girişi konusunda kendilerine yardımcı olunacağı, herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için önlem alındığı bildirildi.
Festivalin açılış törenine Amerikalı ünlü oyuncu, Akademi Ödülü, SAG ve BAFTA ödülü sahibi, "Altın Küre", "Tony" ve "Emmy" ödülleri adayı Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu Christopher Walken, Amerikalı aktris Juliette Lewis'in, kapanış galasına katılmak üzere ise Amerikalı oyuncu Matt Dillon, Amerikalı oyuncu, model, pop şarkıcısı ve söz yazarı Lindsay Lohan'ın Antalya'ya geleceği açıklanmıştı.
Muhabir: Süleyman Elçin |
# Mastercard Paha Biçilmez Deneyimler Maximum Mobil’de
## Özet
İş Bankası, Mastercard Paha Biçilemez İstanbul Deneyimleri işbirliği ile günlük hayattaki farklı alışveriş deneyimlerini tek bir uygulamada topladığı mobil ödeme platformu Maximum Mobil kullanıcılarını, ilgi çekici online deneyimler ile buluşturuyor
## İçerik
İş Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye İş Bankası, Mastercard ile Maximum Mobil uygulaması içerisinde özel bir iş birliğine gitti.
İş Bankası, bu iş birliği ile günlük hayattaki farklı alışveriş deneyimlerini tek bir uygulama içerisinde topladığı mobil ödeme platformu Maximum Mobil kullanıcılarını, eğlenceli ve ilgi çekici online deneyimler ile buluşturmuş oluyor.
Mastercard'ın Paha Biçilemez İstanbul platformunun, API teknolojisi ile Maximum Mobil ekosistemine entegre edildiği iş birliği sayesinde, Türkiye'nin dört bir yanındaki Mastercard ve Maestro logolu İş Bankası kart sahipleri, Maximum Mobil uygulaması üzerinden kendilerine özel hazırlanan deneyimlere ayrıcalıklı olarak ulaşıp, bu deneyimleri online olarak yaşayabilecekler.
İş Bankası, Mastercard iş birliği ile hem koronavirüs (Kovid-19) pandemisi ile birlikte önemli hale gelen online deneyimleri Maximum Mobil platformu üzerinden müşterilerine ayrıcalıklı olarak sunuyor; hem de Türkiye'de bir ilk olarak hayata geçirilen uygulama kapsamında, Maximum Mobil ekosistemi içerisindeki dijital iş birlikleri sayesinde markalarla bireylerin uçtan uca deneyimler aracılığı ile buluşmasına imkan sağlıyor.
28 Haziran'da Edis'in online konseri ile başlayacak olan deneyim serisi; kitap okumaları, tiyatro, rehberli turlar, atölye çalışmaları gibi kültür&sanat, müzik, eğlence, spor ve sağlıklı yaşam gibi farklı alanlardaki çeşitli online etkinlikler ile devam edecek.
İş Bankası Mastercard ve Maestro logolu kart sahiplerine özel olarak hazırlanan Paha Biçilemez İstanbul deneyimlerine, Maximum Mobil uygulaması üzerinden ulaşmak mümkün.
Kullanıcıların, Maximum Mobil-Fırsatlar sekmesinde yer alan Paha Biçilemez Deneyimler menüsüne girip, yararlanmak istediklerini seçebilecekleri deneyimlerden bazıları şu şekilde:
"Edis'in 28 Haziran akşamı Instagram hesabı üzerinden vereceği online konser; Sayısız çizgi filme ve animasyon karakterine sesi ile hayat veren Yekta Kopan'ın, 7 -11 yaş arasındaki çocuklara özel olarak İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan bir masal kitabı okuması; Tarihin Sıfır Noktası diye adlandırılan Göbeklitepe'nin 3D sanal müzesini sanat tarihi uzmanı Atilla Turan ile gezme fırsatı; kukla sanatçısı ve kukla tiyatrosu eğitmeni Suat Ünverdi ile evdeki kullanılmayan eşyaları değerlendirerek canlı yayında kukla yapımı; Aroma terapist Rana Babaç Çelebi'den dezenfektan yapımı, fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığın korunmasında kullanılan aroma terapik yağlar hakkında merak edilen her şey."
- "Online deneyimler bundan sonra dijitalleşmeye yön verecek alanlardan biri"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, Kovid-19 pandemisi ile birlikte evde kalmak durumunda oldukları dönemde ve halen devam eden sosyal mesafe kuralları çerçevesinde, pek çok deneyimi online olarak yaşama davranışını sergilediklerini belirtti.
Sezen, şunları kaydetti:
"Bu olağanüstü süreçte, dipten gelen pek çok trend gibi online deneyimlerin de bundan sonra dijitalleşmeye yön verecek alanlardan biri olduğunu düşünüyoruz. Bireylerin beklentilerini ve ideal müşteri deneyimini odağımıza aldığımız çalışmalar kapsamında hayata geçirdiğimiz yeniliklerden biri de bu yönde oldu. Maximum Mobil ekosistemi içerisindeki iş ortaklarımız ile birlikte sunduğumuz, hızlı, kolay ve güvenli alışveriş imkanı sağlayan deneyimlere, Mastercard'ın Paha Biçilemez Deneyimleri’ni de ekledik. Mastercard'ın Paha Biçilemez İstanbul platformu ile gerçekleştirdiğimiz özel API entegrasyonu sayesinde İş Bankası Mastercard ve Maestro logolu kredi kartı ve Bankamatik Kartı’na sahip Maximum Mobil kullanıcıları, uygulamaya eklenen Paha Biçilemez Deneyimler menüsü altından kendilerine özel hazırlanan kültür & sanat, müzik, eğlence, spor ve sağlıklı yaşam gibi farklı alanlardaki deneyimleri online olarak yaşayabilecekler. Önümüzdeki dönemde bireylerin artan hız ve kolaylık beklentisi ile daha fazla önemli hale gelecek olan uçtan uca ve sürtünmesiz dijital iş modellerinin, dijital işbirliklerini artıracağına inanıyoruz. Müşterilerimizin günlük hayatına değer katacak yeni dijital işbirlikleri kurma yönünde çalışmalarımız devam ediyor."
Mastercard Türkiye Genel Müdürü Yiğit Çağlayan da, "Paha Biçilemez İstanbul platformumuzda sunduğumuz eşsiz deneyimleri, Türkiye’de ilk defa kendi platformumuz dışında erişime açıyoruz. İş Bankası'na API'lerimizin entegre edilmesiyle, Maximum Mobil ile de bu paha biçilemez deneyimlere yepyeni bir kanaldan erişim sağlayarak dünyadaki sayılı örneklerden birini gerçekleştirmiş bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Uygulama kapsamında, sadece Maximum Mobil kullanıcılarına özel deneyimleri de bu iş birliği için geliştirmiş olmaktan mutluluk duyduklarını belirten Çağlayan, Türk bankaları ve kart sahipleri teknolojiye adaptasyonları ile tüm dünyada öne çıkmaya devam ettiğini kaydetti. |
# Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan Pirinkayalar Tüneli hizmete açıldı
## Özet
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Doğu Karadeniz'e bağlayacak Pirinkayalar Tüneli'nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yöntemiyle katıldığı törenle gerçekleştirildi.
## İçerik
#### Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Doğu Karadeniz'e bağlayacak Pirinkayalar Tüneli'nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yöntemiyle katıldığı törenle gerçekleştirildi.
###### Ankara
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından yapılan açıklamaya göre tünel, zorlu kış şartlarında ulaşımın güvenli, hızlı ve kesintisiz olması amacıyla inşa edildi.
Bakan Adil Karaismailoğlu'nun katıldığı törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da video konferans yöntemiyle teşrif etti.
Erzurum ile Artvin'i birbirine bağlayacak Pirinkayalar Tüneli ile turizm ve ticaret merkezlerine ulaşım açısından kolaylık sağlanacak. 2 bin 272 metre uzunluğunda, tek tüpten oluşan tünel projesinin toplam uzunluğu 1070 metrelik bağlantı yoluyla 3,34 kilometreye ulaşıyor.
Proje ile Erzurum ve Artvin'e ait havalimanları Artvin Limanı ile bütünleştirilerek, ulusal ve uluslararası bağlantıların parçası olacak. Aynı zamanda iç ve dış turizm sirkülasyonunun sağlanmasıyla bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sunulacak.
Mevcut yolun 680 metre kısalacağı projeyle, yıllık toplam 17,6 milyon lira tasarruf edilecek ve karbon salımı 230 ton azalacak.
Pirinkayalar Tüneli'nin inşasında, yörenin sahip olduğu yüksek turizm potansiyeli ve tünel güzergahının 1. derecede doğal sit alanı içerisinde kalması nedeniyle yüksek hassasiyet gösterilirken, projede özel imalatlara yer verildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Akkök Holding'in "29 Ekim kutlamaları" başlıyor
## Özet
Ressam Cemal Akyıldız'ın eserlerinden oluşan "Atatürk'ü Anarken" sergisi Cumhuriyet'in kuruluşunun 96'ncı yıl dönümünde Akbatı'da ziyarete açılacak
## İçerik
Akkök Holding'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ressam Cemal Akyıldız'ın gravür tekniğiyle çizdiği resimlerinden oluşan "Atatürk'ü Anarken" sergisi, 29 Ekim-10 Kasım tarihleri arasında Akbatı'da ziyarete açık olacak.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı itibarıyla ziyarete açılacak sergi, tarihe not düşen Atatürk portreleri özel koleksiyonuyla, Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım tarihine kadar, 13 gün boyunca Akbatı sergi salonunda gezilebilecek.
Akbatı misafirlerinin ziyaretine açık olacak sergi, Bahçeşehir-Beykoz Rotary Kulübü katkılarıyla ile hayata geçirilecek.
Çocukların eğlenerek öğrendiği ve 100'den fazla mesleği deneyimlediği KidZania ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda dolu bir programla çocukları ağırlayacak.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96'ncı yılı kapsamında Çocuklar Ülkesi KidZania, 26 Ekim'den 29 Ekim tarihine kadar bayrama özel aktiviteleri, katılımcıların beğenisine sunacak.
Cumhuriyet Bayramı'na özel olarak 28-29 Ekim de dahil olmak üzere dört gün boyunca her sabah saat 10.00 itibarıyla kapılarını açacak olan KidZania'da, kutlamalar saat 20.00'a kadar devam edecek. |
# Üniversiteden 51 yaşında dereceyle mezun oldu
## Özet
Yalova Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Sanatları Bölümü'nü 4 yılda bitirip fakültesinde ilk 10'a girerek mezun olan 3 çocuk annesi Suna Selma Koçal, gençlik hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
## İçerik
#### Yalova Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Sanatları Bölümü'nü 4 yılda bitirip fakültesinde ilk 10'a girerek mezun olan 3 çocuk annesi Suna Selma Koçal, gençlik hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
###### Yalova
Kültür ve Turizm Bakanlığı minyatür ve ebru sanatçısı 51 yaşındaki **Suna Selma Koçal** , Yalova Üniversitesinden fakültesinde dereceye girerek **mezun** oldu.
Eski Yalova Belediyesi başkanlarından Yakup Koçal'ın eşi, 3 kız annesi Koçal, dönemin Yalova Üniversitesi rektörünün de teşvikiyle 2015 yılında sınava girerek **Sanat ve Tasarım Fakültesi ** İletişim Sanatları Bölümünü kazandı.
Okula kaydını yaptıran Koçal, çocukları yaşındaki öğrencilerle aynı sıralarda öğrenim görerek 4 yıl sonra mezun olmanın mutluluğunu yaşadı.
Kızlarının yaşları 17, 26 ve 31 olan Suna Selma Koçal, Sanat ve Tasarım Fakültesinde en başarılı 10 öğrenci arasında yer aldığını söyledi.
Yükseköğrenim sürecinde ailesinin her zaman kendisini desteklediğini belirten Koçal, "Benim gibi büyük heyecan duydular. Üniversite sınavına girişteki beraberlikler ve o heyecanları, sonra 4 sene boyunca sınavların telaşlarını benimle beraber yaşadılar, paylaştılar." dedi.
Koçal, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak 10 yıldır eğitmenlik yaptığını dile getirerek, üniversite hayatının çok farklı olduğunu ve genç sınıf arkadaşlarının kendisine önemli katkılarda bulunduğunu vurguladı.
Yeni nesilden çok şey öğrendiğini anlatan Koçal, "Onların da benden faydalandığı çok şeyler oldu. Benim için gerçekten de ikinci hayat gibi. Bambaşka bir bakış açısı, başka bir ufuk açtı bana çünkü gerçekten de globalleşen, küçülen, bu kadar farklılaşan bir dünyada böyle gençlerin bana öğrettiği şeyler çok büyük oldu." ifadelerini kullandı.
### Kızlarından biri de liseyi bitirdi
Koçal, üniversite okumanın, evlenmeden önce de hayali olduğunu ancak önceliği ailesine verdiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Çocuklarımı büyütüp okuttum. İşte benim küçük çocuğum, şu anda lise mezuniyeti olacak. İki gün arayla kep törenimiz var. Lise mezuniyetini yaşıyor şimdi. Ortanca çocuğum diş hekimi. O da ortodonti doktorasını yapıyor. En büyük kızım İngilizce mütercim tercüman. Onların, zamanında yaşadığı heyecanı şimdi benim yaşamam, o bakımdan bir güzellik."
Almanya'da doğup büyüdüğünü ve annesinin Alman olduğunu ifade eden Koçal, Türkçeyi Türkiye'ye geldikten sonra öğrendiğini belirtti.
Koçal, şimdiki hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunu aktararak, bunun için Yalova Üniversitesi ya da Mimar Sinan Üniversitesini düşündüğünü sözlerine ekledi.
Sanat Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Serkan Öztürk ise Koçal'ın, fakültenin en üretken öğrencilerinden biri olduğunu, özellikle sosyal sorumluluk çalışmalarıyla okulda iz bıraktığını anlattı.
Koçal'ı başarılı bir öğrenci olarak nitelendiren aynı fakültede görevli Dr. Öğr. Üyesi Sibel Akova, "Arkadaşlarıyla organize çalışabilen, onun dışında diğer grupları da bir araya getiren, takım çalışmasına özendiren bir arkadaşımız. Suna Hanım'ı tanıdığım için hakikaten çok mutluyum." değerlendirmesinde bulundu.
### "Bize ablalık yaptı"
Fakülteyi birincilikle bitiren Dilara Doyan da, sınıf arkadaşı Suna Selma Koçal'ın üniversitedeki eğitim hayatı boyunca kendilerine ablalık yaparak yardımcı olduğunu kaydetti.
Sanat Tasarım Fakültesini ikincilikle tamamlayan Mustafa Bayındır da şöyle konuştu:
"İyi ki böyle birini tanımışız. Hem ebru sanatında çok önemli bir isim hem de insan olarak gerçekten insanları sevip sayan, değer veren birisi. O yüzden onu tanıdığımız için çok mutluyuz ve yaşından dolayı da tecrübelerini rahatça bize aktarabiliyor. Derse aktif olarak katılımı, paylaşmayı sevmesi, derslerin akabinde onları takip etmesi, ödevlerini yerinde yapması, sınavlara, vizelere bizden çok çalışması beni çok şaşırttı. 4 sene boyunca azmine ve hırsına hayranım."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# 'Türkiye ile Güney Afrika ilişkileri eskiye dayanıyor'
## Özet
Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Ülgen, "Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını" belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BRICS zirvesine özel olarak davet edildiğini açıkladı.
## İçerik
#### Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Ülgen, "Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını" belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BRICS zirvesine özel olarak davet edildiğini açıkladı.
JOHANNESBURG - Gökhan Kavak
**Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen**, "**Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ilişkiler** in çok eskiye dayandığını" belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BRICS zirvesine özel olarak davet edildiğini açıkladı.
Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Ülgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Güney Afrika ziyareti ve iki ülke arasındaki ilişkilerle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel davetli olarak BRICS zirvesine katıldığını dile getiren Ülgen, "Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa göreve geldikten kısa bir süre sonra Sayın Cumhurbaşkanımızı şahsında ve İslam İşbirliği Teşkilatı zirve dönem başkanı olması sıfatıyla BRICS zirvesine davet etti." dedi.
Büyükelçi Ülgen, Güney Afrika'nın son yıllarda aktif bir dış politika izlediğini vurgulayarak bu süreçte de BRICS zirvesine ev sahipliği yaptığına dikkati çekti.
Türkiye'nin bu zirveye özel davetli olmasına ve zirvenin önemine değinen Ülgen, "Bu zirvede üye ülkeler, BRICS çıkarlarına uygun ve üye ülkelerle birlikte dünyada bir vizyon oluşturabilecek ülkeleri de BRICS+ grubu çerçevesinde davet ettiler ve onlardan birisi de Türkiye oldu. Cumhurbaşkanımız, zirveye katılarak diğer liderlere görüşlerimizi aktaracak ve BRICS üyesi ülke liderleri ile ikili görüşmeler yapma imkanı olacak." diye konuştu.
### "Güney Afrika'dan çok daha fazla pay almamız gerekiyor"
Ülgen, iki ülke arasındaki ilişkilerin 90'lı yıllardan itibaren güçlendiğini, her iki ülke başkentlerinde karşılıklı olarak 1993 ve 1994 yıllarında büyükelçilikler açıldığını hatırlattı.
Türkiye'nin dış politikası ve Afrika açılımında, Güney Afrika ile Türkiye ilişkilerinin beklentinin çok altında olduğunu söyleyen Ülgen, "Ticaret hacmimiz 2.5 milyar dolar ve bunun büyük çoğunluğu Güney Afrika lehinedir çünkü, Türkiye buradan madenler satın almaktadır. Ancak, iş potansiyeline baktığımızda ilişkilerimiz beklentilerin altında kaldı ve Güney Afrika'dan çok daha fazla pay almamız gerekmekte." ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Ülgen, Güney Afrika'nın iç dinamiklerinin iyi bilinmesi gerektiğine işaret ederek, bu ülkede ticaret yaparken sabırlı ve dikkatli olmak gerektiğini kaydetti.
Ülkede iki büyük Türk yatırımı olduğunu belirten Ülgen, "Bunlardan biri Güney Afrika markası olmasına rağmen yüzde yüz Türk firması olan Arçelik'in Defy beyaz eşya markası ve Cape Town'daki Cisco çelik fabrikasıdır." dedi.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Güney Afrika'daki FETÖ kaynaklı sıkıntıların daha belirgin bir şekilde su üstüne çıktığını hatırlatan Ülgen, "Türkiye'nin kendini Güney Afrika'da daha iyi gösterebilmesi için büyükelçiliğimizin yanı sıra TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı gibi kurumlarımız da açılmaya başlanmıştır." şeklinde konuştu.
### Ebubekir Efendi ilişkilerde dönüm noktası oldu
Türkiye ile Güney Afrika ilişkilerinin Osmanlı Devleti dönemine dayandığını aktaran Ülgen, bu süreçte dönüm noktasının Ebubekir Efendi'nin bu ülkeye gelmesi olduğunun altını çizdi.
Büyükelçi Ülgen, "Ümit Burnu'nun keşfinin hemen ardından Osmanlı tacirleri bu bölgeye kadar gelmişlerdir. Bu ticari hareketliliği gören Osmanlılar, 1800'lerin başında bölgeye fahri konsoloslar atamıştır." dedi.
Ebubekir Efendi'nin önemine değinen Ülgen, "İlişkilerin miladı sayılabilecek dönüm noktası, İngiliz kraliçesinin talebiyle Ebubekir Efendi'nin 1863 yılında Osmanlı Sultanı Abdulaziz tarafından Ümit Burnu'ndaki Müslüman cemaate din konularında eğitmek üzere görevlendirmesiyle başlar." ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Borsa günü düşüşle tamamladı
## Özet
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,54 değer kaybıyla 2.490,24 puandan tamamladı.
## İçerik
BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 39,02 puan azalırken, toplam işlem hacmi 36,1 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bankacılık endeksi yüzde 2,25 ve holding endeksi yüzde 0,86 değer kaybetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 0,43 ile ticaret, en çok kaybettiren ise yüzde 3,50 ile madencilik oldu.
Analistler, küresel pay piyasalarında resesyon ve enflasyon endişeleri arasında karışık bir seyir izlendiğini ifade ederek, yarından itibaren yoğunlaşacak makroekonomik verilerdeki işaretlerin piyasaların yönü üzerinde etkili olmasının beklendiğini söyledi.
Yarın Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) düzenlediği Merkez Bankacılığı Forumu'nda ECB Başkanı Christine Lagarde, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey'in açıklamalarının piyasaların odağında bulunacağını belirten analistler, veri gündeminde ise yurt içinde ekonomik güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de büyüme, Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi ve Almanya'da enflasyonun öne çıkacağını aktardı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.480 puanın destek, 2.560 seviyesinin direnç konumunda bulunduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Kartal'da bina çökmesi sonucu ölenlerin sayısı 21'e yükseldi
## Özet
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kartal'da çöken binada 21 vatandaşın hayatını kaybettiğini bildirdi.
## İçerik
**İçişleri Bakanı Süleyman Soylu** , Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile kriz merkezinde yaptığı açıklamada, olayın gerçekleştiği andan itibaren zamana karşı yarışıldığını anlattı.
"Sayın Valimizin ilk açıklaması binada adrese dayalı kayıt sisteminde 43 kişinin yaşadığına yönelikti. Ama bilgilerimiz bir taraftan misafirlerin olduğu bir taraftan orada adrese dayalı kayıt sisteminde bulunup da başka yerde yaşadığı teyit edilen sonuçlar oldu." diyen Soylu, özellikle rakam vermekten kaçındıklarını ama ilk dakikadan itibaren rakamı bildiklerini, 1 veya 2 kişiyle ilgili tereddütler olduğunu kaydetti.
Enkazda 34 kişi olduğunu düşündüklerini, 1 kişi dışında 34 rakamını tespit ettiklerini dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"Volkan Balta, camcı olan kardeşimizin tam o anda orada olduğunu öğrendik. Aynı zamanda aşağıdaki dükkanda da 1 veya 2 kişinin olabileceği konusunda bir değerlendirme vardı. Nihayetinde bugün itibariyle de bu 34 kişinin dışında 1 kişiye daha ulaştık. O da Orta Asya kökenli, kimliği tarafımızca bilinen ama henüz teyit edemediğimiz için sizinle paylaşamayacağımız ülkemizde yaşayan bir misafir. O açıdan 14 kişiyi yaralı olarak arkadaşlarımız çıkardılar. 21 kişiyi maalesef canlı çıkarmak nasip olmadı, bütün gayretlere, bütün çalışmalara rağmen onları kaybettik."
Hayatını yitirenlere rahmet, ailelerine, millete sabır dileyen Soylu, "En son çıkardığımız kişiler de Kanbur ailesinden. Şeyma Kanbur, Zehra Kanbur ve Ali Bilal Kanbur. Göçük altında olduğunu tahmin ettiğimiz 35 kişi vardı ve bu 35 kişiye de böylece ulaşmış olduk. Ancak arama kurtarma çalışmalarımız aynı anlayışla devam edecek. Zemine kadar ineceğiz. Her türlü ihtimale karşı çalışmaların devam etmesi konusunda arkadaşlarımızla görüş birliğine vardık." diye konuştu.
"En alt noktaya inene kadar bir daha bir kişiyle karşılaşmayız umudu içerisindeyiz." ifadelerini kullanan Soylu, tüm arama kayıtlarına ve kayıp ihbarlarına baktıklarını, herhangi bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.
Soylu, "Gelen arayan da yok ama bizim buradaki tedbirimiz ve arama kurtarma çalışmamız sonuna kadar devam edecektir. Allah, milletimizin başına bir daha böyle bir felaket vermesin. Ama bizim de sorumluluklarımız var. Her birimiz bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Kimse buradaki bireysel gücünü, ne olursa olsun eksik hissetmesin. Bir söz bir yanlışı ortadan kaldırabilir. Buna hepimizin ihtiyacı var, hepimiz de muhtacız. Bu dönüşümleri yapmak zorundayız. Bugünün Türkiyesine yakışan bu dönüşümleri gerçekleştirmektir. Bu bizim zorunluluğumuzdur. İnsanlarımızı hakkettiği standarda ulaştırmak temel hedefimiz olmalıdır." değerlendirmesini yaptı.
Olayla ilgili soruşturmanın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından devam ettirildiğini aktaran Soylu, "Burada kim hatalıysa, A'sına B'sine, C'sine bakılmadan gereği yapılacaktır. Hukuki ve idari süreçler olgunlaşınca kamuoyuyla paylaşılacaktır." dedi.
Soylu, şöyle devam etti:
"Bu büyük bir acıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız bu meseleye bakışımızı çok net bir şekilde ifade ettiler. Hakikaten buradan başlanarak atılacak adımlar var. Dünyanın en güzel şehri İstanbul'da ve ülkemizin her tarafında bir daha bunu yaşamak istemiyoruz. Hepimiz acıyı hissettik ama ateş düştüğü yeri yaktığı için ailelere çok daha farklı bir noktaya gittiler. Bunun ötesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız özellikle bu bölgede başka bir uygulama başlattığını ve pazartesinden itibaren de burada oluşturacağı bir ofisle birlikte hem Yeşilyurt hem Yunus Apartmanı gibi apartmanlara benzer apartmanların sağlıklı olup, olmadığının ölçümünü gerçekleştirecek. Vatandaşlarımızın da bu konuda çok önemli talepleri var. Bu apartmandan daha kötü apartmanı olduğun iddia eden vatandaşlarımız var. Onların hiçbirisini yalnız bırakamayız. Kentsel dönüşüm sürecinin gerçekleşmesi adına burada çok ciddi bir irade ortaya koyuyor hem bakan hem de çalışma arkadaşlarımız."
Soylu, aileleri bilgilendirmek için büyük çaba sarf edildiğini vurgulayarak, "Bizim bıraktığımız andan itibaren kirli bilgi alanı dolduruyor." dedi.
Çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür eden Süleyman Soylu, ailelere büyük minnet duyduğunu, süreci büyük bir vakarla götürdüklerini de sözlerine ekledi.
Bakan Soylu, açıklamanın ardından enkaz alanında çalışanların yanına giderek arama kurtarma ekiplerine teşekkür etti. Ardından Alemdar ailesinin taziye çadırına giden soylu, aileye başsağlığı dileklerinde bulundu.
### Yakınından haber almak için bekleyen bir vatandaş kalp krizi geçirdi
Öte yandan kriz merkezinde yakınlarından haber almak için bekleyenler arasında bulunan Zeki Kavak, fenalaşarak yere yığıldı.
Bekleme salonundaki yakınlarının bilgi vermesi üzerine Kavak'a, ilk müdahaleyi merkezde hazır bekleyen 112 Acil Servis ekipleri yaptı.
Kavak, ambulansla Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
Sağlık durumunun iyi olduğu belirtilen Zeki Kavak'ın, çöken binada akrabaları olduğu ve bu nedenle kriz merkezinde beklediği öğrenildi.
Çöken binanın enkazında arama ve beton yığınlarını kaldırma çalışmaları devam ediyor.
Muhabir: Ammar Nas,Mücahit Türetken,Selami Küçükoğlu
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Petlas, TransAnatolia Rally Raid yarışında iki ekibe destek verdi
## Özet
Petlas desteği ile yarışan Türk ekipler, yarışı kendi sınıflarında birinci ve ikinci sırada tamamlama başarısı gösterdi
## İçerik
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Petlas Motorsport departmanı ve yarış lastiği geliştirme programıyla AR-GE gücünü sportif rekabete yansıtan ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) ile farklı iş birliği çalışmalarına imza atan Petlas, Türkiye'nin yanı sıra farklı ülkelerden takım ve sporcuların katılımıyla düzenlenen TransAnatolia Rally Raid 2021 yarışında iki Türk ekibe destek sundu.
Petlas 2021 Türkiye Offroad Şampiyonası'nın isim sponsoru olan Petlas'ın sezon boyunca lastik sponsoru olarak desteklediği parkurların başarılı takımı Bantboru Off-Road Team, 416 Kapı numaralı Mitsubishi L200 araçlarıyla zorlu yarışta TH 2.1 sınıf birincisi olarak zirvede tamamladı. Bantboru Off-Road Team ayrıca, 'Otomobil' kategorisini genel klasmanında da üçüncülük elde ederek podyumda yer alma başarısı gösterdi.
Yarışta Petlas'ın desteklediği bir diğer Türk ekipte Murat Karahan pilot, Mehmet Furkan Saylam da co-pilot olarak yer aldı. İkili, yarış sırasında geçirdikleri kazaya rağmen 505 kapı numaralı Mercedes Unimog araçlarıyla 'Kamyon' kategorisinde (TH5 sınıfında) ikincilik elde etti. Karahan-Saylam ikilisi, yarış boyunca çok zorlu koşullara rağmen hiç lastik sorunu yaşamadıklarını belirtti.
- 'Petlas, spora ve toplumsal gelişime destek olmayı görev biliyor'
Açıklamada görüşlerine yer verilen AKO Grup Pazarlama Müdürü Erkal Özürün, Türk sanayinin yerli gücü AKO Grup bünyesinde faaliyet gösteren, Türkiye lastik sektörünün yüzde 100 yerli sermayeli lider kuruluşu Petlas'ın, sektöre damga vuran yatırımlarının yanı sıra sorumlu marka kimliğiyle spora ve toplumsal gelişime destek olmayı görev bildiğini belirtti.
Özürün, 'Dünyanın en zorlu yarışları arasında gösterilen ve ülkemizde düzenlenen TransAnatolia yarışında büyük bir heyecanla desteklediğimiz Türk ekipler, zirve hedefiyle yola çıktılar ve yarışı zirvede tamamladılar. Elde ettikleri başarılarından gurur duyuyoruz, kendilerini tebrik ediyoruz.' ifadelerini kullandı.
Türkiye'de lideri oldukları AR-GE çalışmalarının ilham kaynağının Türkiye'nin zorlu arazi, yol ve doğa koşulları olduğunu belirten Özürün, 'AR-GE gücümüzü sportif rekabete aktardığımız Petlas Motorsport departmanımız ve yarış lastiği geliştirme programımız kapsamında, TOSFED ile farklı iş birliği çalışmaları yapıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Verilen bilgiye göre, 80 farklı desen ve 2 bin 500 farklı ebatta üstün nitelikli lastikleri yerli sermaye, yerli teknoloji, yerli AR-GE ve mühendislik, yerli iş gücü ile geliştirip üreten Petlas, 2021 Türkiye Offroad Şampiyonası'na da isim sponsoru olarak destek veriyor. Pist, ralli ve off-road gibi farklı disiplinlere yönelik lastik geliştirme çalışmaları yapan Petlas'ın motor sporlarına desteği, 'TOSFED Yıldızını Arıyor ve Şampiyonlar Şampiyonası' gibi farklı etkinlikleri de kapsıyor.
- Yerli askeri lastik teknolojisi off-road pistlerine taşındı
Petlas Lastik sponsorluğunda yarışan Bantboru Off-Road Team'in kullandığı Petlas EXPLERO PT451 ve Murat Karahan-Furkan Saylam ikilisinin kullandığı Petlas RM910 lastikler, askeri araçlarda da aktif olarak kullanılıyor.
Petlas'ın savunma sanayine yönelik üretimi; F-5, F-16 savaş jetlerinin ve İHA'ların lastiklerinin yanı sıra TOMA'lar ve Kirpi model zırhlı araçlar için geliştirilip üretilen, çatışma koşullarında mermi isabeti alsa da yola devam edebilen özel lastikleri de kapsıyor.
Silah Taşıyıcı Araç (STA) projesi kapsamında Savunma Sanayi Başkanlığının Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine alınmak üzere yürüttüğü proje ile geliştirilen Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç (TTZA) Pars 4x4 STA'da Petlas'ın yerli sermaye, yerli mühendislik ve yerli iş gücü ile ürettiği lastikler kullanılıyor. |
# Sodexo’dan firmalara Kurban Bayramı’na özel Gift Pass Çek fırsatı
## Özet
Sodexo, çalışanlarına Kurban Bayramı yardımını Sodexo Gift Pass çekleri ile yapan firmalara, her bin liralık siparişleri için anında 60 lira değerinde Gift Pass Çek kazanma fırsatı sunuyor
## İçerik
Sodexo açıklamasına göre, Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri, kullanıcılarına ve müşterilerine avantajlar sunmaya devam ediyor. Kurban Bayramı’nda çalışanlarına Sodexo Gift Pass çek vermeyi tercih eden firmalar, yüzde 39’a varan vergi avantajı kazanıyor.
Ayrıca çalışanlarına Kurban Bayramı yardımını Sodexo Gift Pass çekleri ile yapan firmalar, her bin liralık siparişleri için anında 60 lira değerinde Gift Pass Çek kazanma şansını yakalıyor.
Çalışanlar ise Sodexo’nun Türkiye geneline yayılmış üye iş yerlerinde, geniş bir ürün yelpazesinde alışveriş yapma özgürlüğü elde ediyor ve ihtiyacına uygun ürünleri tercih ediyor. |
# Yeni Malatyaspor, Mounir Chouiar'i transfer etti
## Özet
Süper Lig takımlarından Öznur Kablo Yeni Malatyaspor, 22 yaşındaki sağ kanat oyuncusu Mounir Chouiar ile anlaştı.
## İçerik
Kulübün sosyal medya hesabından **Mounir Chouiar** 'in sarı-siyahlı formayı giydiği ve sözleşme imzaladığı fotoğraflar paylaşılarak, "Kulübümüz, son olarak Dijon FCO forması giyen 22 yaşındaki sağ kanat oyuncusu Mounir Chouiar'nı kiralık olarak satın alma opsiyonlu transferi konusunda Dijon Kulübü ile anlaşmıştır. Hoş geldin Mounir." ifadelerine yer verildi.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Yapay iklimlendirmeyle ayda 90 ton kültür mantarı üretiyorlar
## Özet
Kayseri'de 9 milyon lira yatırımla kurulan tesiste, modern iklimlendirme sistemleri sayesinde ayda 90 ton kültür mantarı yetiştirilerek Türkiye'nin dört bir yanında satışa sunuluyor
## İçerik
Gros Mantar Genel Müdürü Aykut Çaylak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Himmetdede Mahallesi'nde 2015 yılında kurulan tesislerinde yılın 365 günü aralıksız kültür mantarı yetiştirdiklerini belirtti. Yaklaşık 7 bin metrekare alan üzerine kurulan tesiste 22 üretim odası olduğunu dile getiren Çaylak, mantarın en lezzetli halinin doğada olduğunu, bu lezzeti yakalamak için yapay iklimlendirme sistemi kullandıklarını söyledi. Çaylak, üretim odalarının her birinin yapay iklimlendirmeye sahip olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Tesisimiz 600 ton kompost kapasiteli. Bu kapasite bize aylık 90 ton mantar olarak geri dönüyor. Buradaki en büyük özelliğimiz her gün taze kültür mantarı hasat ediyoruz. Ürettiğimiz mantarları stok yapmadan ulusal ve yerel marketlere aynı gün içerisinde gönderip ertesi gün tedarikçinin eline ulaştırıyoruz. En lezzetli mantar doğada yetişir. Doğadaki yağmur, güneş, nem mantar için önemli. Biz bunu yapay iklimlendirmeyle, doğadakinin en yakınını burada uygulamaya çalışıyoruz. Bunun için sürekli karbondioksit, nem, ısı oranları ölçülüyor. Bu sistemle mantarlar 24 saat kontrol altında. Günde 3 ton mantar üretiyoruz."
- Kompostlar çiftçilere gübre oluyor
Çaylak, Avrupa'da mantar tüketiminin yılda 1-1,5 kilogram olduğunu, Türkiye'de ise 200-300 gram seviyelerinde bulunduğunu dile getirdi. Son yıllarda Türkiye'de de mantar tüketiminin arttığını anlatan Çaylak, üretimde zirai ve kimyasal ilaç kullanmadıklarını aktardı.
Çaylak, bu yıl Türkiye Marka Ödülleri'nde "Yılın Tarım Markası" ödülünü aldıklarını ve Mantar Üreticileri Derneği tarafından 2019 yılının örnek işletmesi seçildiklerini ifade etti.
Çevre dostu bir firma olduklarını aktaran Çaylak, hasadı biten kompostların, çevreye zarar vermemek için plastik poşetlerden ayrıldıktan sonra çiftçilere gübre olarak ücretsiz verildiğini kaydetti. |
# GİB'in uzman yardımcılığı sınavı Kovid-19 tedbirleri nedeniyle ertelendi
## Özet
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 12 Aralık'ta yapılması planlanan gelir uzman yardımcılığı giriş sınavının yazılı bölümü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri nedeniyle ertelendi.
## İçerik
#### Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 12 Aralık'ta yapılması planlanan gelir uzman yardımcılığı giriş sınavının yazılı bölümü, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri nedeniyle ertelendi.
###### Ankara
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının (**GİB** ) konuya ilişkin ilanı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, daha önce 12 Aralık'ta Ankara'da yapılacağı açıklanan gelir uzman yardımcılığı sınavının yazılı bölümü ertelendi. Erteleme kararı, **Kovid-19** salgını nedeniyle alındı.
Sınavla, farklı illerde açık bulunan kadrolara atanmak üzere 1000 gelir uzman yardımcısı alımı planlanıyordu.
Sınavın yapılacağı tarih, GİB'in internet sitesinde (http://www.gib.gov.tr) daha sonra duyurulacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Çağlar Söyüncü: Premier Lig'de ülkemi temsil etmekten çok mutluyum
## Özet
İngiltere'nin Leicester City takımında forma giyen Çağlar Söyüncü, Premier Lig'de Türkiye'yi temsil ettiği için çok mutlu olduğunu belirtti.
## İçerik
İngiltere'nin Leicester City takımında forma giyen Çağlar Söyüncü, kulübün internet sitesine açıklamalarda bulundu.
Milli oyuncu, "Premier Lig'de ülkemi temsil ediyorum. Bu beni çok ama çok mutlu ediyor. Leicester City'yi destekleyen birçok Türk taraftar var ve kulübün bunu hak ettiğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Everton'a karşı yarın oynayacakları lig maçını yorumlayan 24 yaşındaki defans oyuncusu, "Premier Lig'de kolay maç yok. Tecrübeli, genç ve yetenekli futbolculardan oluşan iyi bir takımız ve iyi bir maç çıkarabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Çağlar, taraftarın kendisine ve takım arkadaşlarına gösterdiği sevgiden dolayı mutluluk duyduğunu dile getirirken maçların seyircisiz oynanmasının da tuhaf geldiğini aktardı.
Teknik direktör Brendan Rodgers'la ilgili de konuşan Çağlar, "Geldiği ilk günden beri kulübe çok pozitif etkisi oldu. Özellikle genç oyunculara çok katkısı oldu. Sürekli konuşuyoruz ve bana kişisel olarak çok yardım ediyor. Harika bir kariyeri var, sorabileceğim her şeyi soruyorum." şeklinde düşüncelerini paylaştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.
**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |
# Askeri birliklerin şehir dışına taşınması sürüyor
## Özet
General Nurettin Baransel Kışlası'ndan sevk edilen zırhlı araçların bulunduğu beşinci kafile, İslahiye ilçesindeki Alpay Başaran Kışlası'na getirildi.
## İçerik
#### General Nurettin Baransel Kışlası'ndan sevk edilen zırhlı araçların bulunduğu beşinci kafile, İslahiye ilçesindeki Alpay Başaran Kışlası'na getirildi.
GAZİANTEP
İstanbul'un Maltepe ilçesindeki** General Nurettin Baransel Kışlası** 'ndan sevk edilen zırhlı araçların bulunduğu beşinci kafile, **Gaziantep** 'e ulaştı.
2'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı General Nurettin Baransel Kışlası'ndan hareket eden **askeri araç**lardan oluşan beşinci kafile** , İslahiye **Tren İstasyonu'na geldi.
15 tankın bulunduğu konvoyun ilçeye ulaşmasıyla Alpay Başaran Kışlası'na gelen tank sayısı 75 oldu.
Kafileyle getirilen 2 tank kurtarıcının ise Suriye sınırındaki Meydan Akbez mevkisine götürüldüğü belirtildi.
Muhabir:Zekeriye Şimşek
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.** |