text
stringlengths
148
186k
# Trump ve Küresel Düzen ## Özet Anadolu Ajansı yayınlarında çıkan “Trump ve Küresel Düzen” kitabı, Donald Trump’ın bölgesel ve küresel politikalarının müttefikleri ve tüm dünyayla ilişkilerinde meydana getirdiği belirsizliği gözler önüne seriyor. ## İçerik **Basım Tarihi: **2018 | **Boyut:** 15 x 21 cm | **Tür:** Aktüel | **ISBN: **978-605-9075-44-2 | **Dil:** Türkçe | **Etiket Fiyatı:** ₺ 15,00 | **Kitap Hakkında** Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 45. başkanı Donald Trump’la birlikte küresel siyaset ve ekonomide yeni bir döneme tanıklık ediyoruz. Trump; politikada kendine has ve diplomatik teamüllere uymayan tarzıyla, ABD’nin bugüne kadarki uluslararası rolünü ters yüz eden küreselleşme karşıtı söylem ve icraatlarıyla tüm dünyayı etkileyen kararlara imza atıyor. ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayan “denge unsuru” konumunu kaybetme endişesiyle Trump döneminde mevcut hegemonyasını sürdürme yolunda önlem olarak farklı stratejiler ortaya koyuyor ve bunu “Önce Amerika” sloganı eşliğinde korumacı bir tavırla sadece kendi menfaatlerini önceleyerek, özellikle Avrupalı müttefiklerini ortak çıkarlar noktasında görmezden gelerek yapıyor. Türkiye de ABD’yle ikili ilişkilerde belki de tarihin en zorlu dönemi içinde bulunuyor. ABD’nin özellikle FETÖ konusundaki yaklaşımı ve terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’ye yaptığı askerî yardımlarla sınırlarımızda bir Kürt koridoru oluşturma siyaseti iki müttefik ülke arasında güven bunalımına sebep oldu. Bunların yanında Rahip Brunson davasını iç siyasal zeminde bir kazanca dönüştürme çabasında olan Trump, bu vb. krizlerle tehdit dilini de kullanarak Türkiye’yi ekonomik olarak güç duruma düşürecek kararlar vermekten çekinmedi. Türkiye, tüm bunlara rağmen sorumlu tavrını koruyan bir süreç yürüttü. Son yıllarda siyasi, ekonomik, askerî alanlardaki konu ve sorunların küresel bağlamda ele alındığı stratejik metinlerin yayımlanmasına önem veren Anadolu Ajansı, elinizdeki bu kitapta Trump’ın bölgesel ve küresel politikalarının müttefikleri ve tüm dünyayla ilişkilerinde meydana getirdiği belirsizliği gözler önüne sermekte. *Anadolu Ajansının güncel yayınlarını ***D&R** *mağazaları ile *** kitapyurdu.com** ve ** idefix.com*** başta olmak üzere internet kitapçılarından satın alabilirsiniz.* Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Migren tedavisinde yurt dışında kullanılan aşılar Türkiye'de uygulanmaya başlandı ## Özet Beyin Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, "Türkiye'de de iki firma geçen hafta kullanım onayı aldı ve ürün eczanelere girdi. Şu an için ürünler geri ödeme kapsamında bulunmuyor." dedi. ## İçerik #### Beyin Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, "Türkiye'de de iki firma geçen hafta kullanım onayı aldı ve ürün eczanelere girdi. Şu an için ürünler geri ödeme kapsamında bulunmuyor." dedi. ###### Ankara Migren tedavisi için geliştirilen aşılar, Türkiye'de de onaylandı. Beyin Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sık görülen sağlık sorunları arasında yer alan migrenin, şiddetli ataklarla seyreden bir baş ağrısı tipi olarak tanımlandığını söyledi. Bu rahatsızlıkta genetik faktörlerin yüzde 70 etkili olduğunu ancak her genetik yatkınlığı bulunanda migren ağrısı yaşanmadığını dile getiren Uludüz, "Özellikle genetik yatkınlığa çevresel tetikleyiciler eklendiğinde ataklar ön plana çıkıyor." dedi. Migrende çok fazla tetikleyici sebep olduğuna işaret eden Uludüz, "Örneğin migreni bulunan kadınların yüzde 60'ında mensturasyon dönemi ağrıyı tetikler. En sık karşımıza çıkanlar stres, uykusuzluk ya da çok fazla uyumaktır." diye konuştu. Yemek düzeni değişikliği, yetersiz beslenme, açlık, yüksek karbonhidratlı beslenme, bazı kokular, aşırı kafeinli besinlerin tüketilmesi, vücuda doğru şekilde oksijen alınmamasının ağrı ataklarını tetikleyebildiğini dile getiren Uludüz, "Mayalı besinler, tatlandırıcılı içerikler, Çin yemeği, işlenmiş et, şarap, peynir, çikolata, sarımsak, soğan, kabuklu çerezler, turşu, sirke tetikleyici olabilir. Her hasta bu besinlerin ağrısını kötüleştirdiğini belirtmeyebilir. Hatta bu besinleri diyetten çıkardığınızda her zaman ağrılar geçmeyebilir. Çünkü migren çok faktörlü tetikleyicilere sahiptir." bilgisini verdi. Uludüz, günde 7-9 saat uykunun sağlığın korunması için önem taşıdığını belirterek, "Uyku süresi kadar uykuya geçiş zamanı da ayrı öneme sahip. En ideal uyku zamanı 23.00 ile 07.00 arasındaki saatlerdir." diye konuştu. Yoğun çalışma temposu, açık havada zaman geçirilmemesi, kapalı ortamlarda sürekli masa başında çalışılmasının da tetikleyici olduğuna işaret eden Uludüz, uzun süre bilgisayar başında oturulmasının migrene zemin hazırladığını dile getirdi. Baş ağrısı sırasında bulantı ya da yakınma, ışığa hassasiyet ve günlük aktivitelerde zorlanma durumlarından ikisinin bulunmasının migren tanısı için yeterli olduğunu aktaran Uludüz, "Bu üç sorunun en az 2'sine yanıt 'evet' ise yüzde 93 migren söz konusudur." dedi. Uludüz, zonklayıcı karakterde olan ağrının ataklar şeklinde geldiğini ve ortalama 12-24 saat sürdüğünü belirtti. ### "Migren atağında belli noktalara masaj yüzde 70 olumlu etki yapıyor" Prof. Dr. Uludüz, migrenin tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını ancak ömür boyu kontrol altına alınabildiğini söyledi. Migren hastalarında tedavi seçeneklerinin atakların sıklığına göre değiştiğini anlatan Uludüz, şu bilgileri verdi: "Tedavi iki gruba ayrılır. Birinci olarak, ağrı atakları haftada birden daha az olanlarda sadece atak sırasında ağrıyı azaltmaya yönelik önlemler almak yeterlidir. Atak sırasında özellikle genişleyen damarları daraltarak beyin dokusuna basıyı ortadan kaldıran ağrı kesici ilaçlar etki sağlar. Ancak ağrı kesicilerin yara bandı gibi o anda ağrıyı kestiği unutulmamalıdır, yani tedavi etmez. Ağrı sırasında masaj yapılması önemlidir. Migren atağında belli noktalara yapılan masaj yüzde 70 olumlu etki yapmaktadır. Masaj yapılacak noktalar, her iki kaş ile burun kökü arası, iki kaşın arasında alnın tam ortası, ensede kafa kemiğinin keskinleştiği sağlı sollu bölgeler, her iki şakak bölgesidir. Bu noktalara yaklaşık 10 dakika masaj yapmak ağrıyı hafifletir. Daha etkili olması için masaj propolis kremiyle yapılabilir." Prof. Dr. Uludüz, bir ayda 4'ün üzerinde ağrı atağı yaşayanlarda koruyucu tedavilere ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Koruyucu tedaviler arasında birçok ilaç bulunduğunu anlatan Uludüz, "Sara, depresyon, kalp-ritim ilaçları gibi. Ancak bu ilaçların kendi içinde birtakım yan etkileri de bulunmaktadır. Bu nedenle mümkün olduğunca klasik ilaç verme yaklaşımından uzaklaşılmalı ve davranış değişikliğine gidilmeli." şeklinde konuştu. ### "Migren aşısı, doğru zamanda doğru hastaya uygulandığında son derece etkin" Uludüz, tedavide son teknolojinin ise "migren aşısı" olduğunu belirterek, "Migren aşısı denilen, aslında gerçek bir aşı değil, sadece aşı gibi koldan yapıldığı için pratik söylemde aşı olarak belirtiliyor. Aylık aralıklarla uygulanıyor." dedi. Dünyada 4 farklı ilaç firmasının migren aşısı geliştirdiğini dile getiren Uludüz, "ABD ve özellikle İngiltere'den bilim insanlarının önderliğinde Türkiye'nin de içinde olduğu birçok ülkede aşı çalışmaları 2011'den bu yana yoğun şekilde yürütüldü. Çalışmalar sonucunda, tedavinin sonuçları oldukça etkin bulundu ve yan etkileri düşük olarak saptandı." ifadelerini kullandı. İlk çalışmanın sonuçlarının, Kanada'da düzenlenen Dünya Baş Ağrısı Kongresi'nde paylaşıldığını belirten Uludüz, kısa süre sonra da ilgili kurumlarca onaylayarak kullanıma girdiğini söyledi. Migren aşısının cilt altına uygulandığını kaydeden Uludüz, sözlerine şöyle devam etti: "Migren aşısının, insülin uygulamasındaki gibi küçük bir iğnesi var. Aylık tek doz olarak uygulanıyor. İlk uygulama hekim tarafından yapılarak kişiye nasıl yapılacağı öğretiliyor. Enjeksiyon şeklinde koldan cilt altına yapılıyor. Uygulama sonrasında kişi yarım saat gözetimde tutularak alerjik bir reaksiyon olup olmayacağına bakılıyor. İlk dozun ardından hastalar, doktor reçetesiyle eczaneden aşıyı alıp kendileri uygulayabiliyor." Uludüz, bu teknolojinin migren tedavisi için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Çünkü ilk kez migrene spesifik bir ürün geliştirildi. Daha önce kullanılan tüm ilaçlar, başka hastalıklar için keşfedilmiş ancak migrene iyi geldiği görülen ürünlerdi. Ama CGRP antagonistleri spesifik olarak migren için geliştirildi. Migren aşısı, doğru zamanda doğru hastaya uygulandığında son derece etkinlik sağlıyor." diye konuştu. Migren aşısının kimlere yapılacağına ilişkin de bilgi veren Uludüz, "Bu tedavi, ayda 4 ataktan sık ağrıları olan migrenlilerde uygulanabiliyor. Ancak oldukça pahalı bir tedavi. Öncesinde ilaç tedavilerinin denenmiş olması ve bu tedavilere yanıtsız hastalarda kullanılması tavsiye ediliyor. Türkiye'de de iki firma geçen hafta kullanım onayı aldı ve ürün eczanelere girdi. Şu an için ürünler geri ödeme kapsamında bulunmuyor." dedi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Maarif Vakfı eğitimde fırsat eşitliğinin temininde de önemli rol oynuyor ## Özet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Maarif Vakfı, sadece FETÖ'cü alçakların sebep olduğu tahribatın giderilmesinde değil, aynı zamanda bulunduğu ülkelerde eğitimde fırsat eşitliğinin temininde de önemli rol oynuyor." dedi. ## İçerik #### Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Maarif Vakfı, sadece FETÖ'cü alçakların sebep olduğu tahribatın giderilmesinde değil, aynı zamanda bulunduğu ülkelerde eğitimde fırsat eşitliğinin temininde de önemli rol oynuyor." dedi. ###### Ankara **Cumhurbaşkanı Erdoğan** , İstanbul'da, **Türkiye Maarif Vakfı'**nca düzenlenen **İstanbul Eğitim Zirvesi** 'ne video mesaj gönderdi. "Eğitimde yeni eğilimler ve dönüşüm" temasıyla düzenlenen zirvenin, eğitime dair yaklaşımların ve uygulamaların tartışılacağı uluslararası bir platform haline geleceğine inandığını kaydeden Erdoğan, değerli fikirleriyle zirveye katkı sunacaklara ülkesi ve milleti adına teşekkür etti. Türkiye'yi, milletin değerlerini ve evrensel ilkeleri, sınırlar dışında başarıyla temsil eden kurumlardan birinin de Türkiye Maarif Vakfı olduğunun altını çizen Erdoğan, vakfın Anadolu'nun ilim ve irfan geleneğinden tevarüs ettiği birikimi, dünyanın dört bir tarafındaki gencecik dimağlara aktardığını, böylece insanlığın ortak geleceği, barışı ve huzuru için erdemli ve nitelikli nesillerin yetişmesine katkı sunduğunu dile getirdi. Vakfın kuruluşundan itibaren bu misyonu doğrultusunda yürüttüğü çalışmaları memnuniyetle takip ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün vakfımız, 6 farklı kıtanın 47 ülkesinde açtığı 414 eğitim kurumuyla yaklaşık 50 bin öğrenciye hizmet veriyor. Dünyanın en sıkıntılı, en zorlu coğrafyalarında Türkiye Maarif Vakfı mensupları, büyük bir özveriyle samimiyetle çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye Maarif Vakfı, sadece FETÖ'cü alçakların sebep olduğu tahribatın giderilmesinde değil, aynı zamanda bulunduğu ülkelerde eğitimde fırsat eşitliğinin temininde de önemli rol oynuyor. Maarif okullarımız, yerel müfredatın yanı sıra uluslararası eğitim sistemlerini de uygulayarak dünyanın dönüşüm ve kalkınmasında, dostluğun gelişmesinde pay sahibidir. Türkiye, bu çalışmalarıyla Birleşmiş Milletler'in 2030 Vizyon Belgesi'nde ilan edilen, sürdürülebilir kalkınma için kaliteli eğitim hedeflerine de katkı sunmaktadır." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı'na bağlı okulların eğitim öğretim hizmetlerini teknolojinin getirdiği imkanlardan faydalanarak, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) döneminde de kesintisiz bir şekilde devam ettirdiğini vurguladı. Kritik bir süreçte sergilediği, bu kararlı tutumuyla vakfın eğitim misyonundaki kalitesini de ortaya koyduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Vakıf okullarının eğitim kalitelerinin yanı sıra özverili kadrosuyla da bulundukları ülkelerde büyük takdir topladığını görüyoruz. Gerek ülkemizde ağırladığımız devlet ve hükümet başkanları gerekse yurt dışı ziyaretlerinde muhataplarımız, vakfımızın mevcudiyetinden duydukları memnuniyeti sık sık dile getiriyorlar. Biz de bu başarıyla gurur duyuyor, ülkemiz ve milletimiz adına iftihar ediyoruz. Sizlerden büyük bir devletin ve büyük bir milletin mensupları olduğunuzun bilinciyle temponuzu daha da artırmanızı bekliyoruz. Şüphesiz bunun yolu da çalışmaktan, eğitimdeki yenilikleri takip etmekten, yerelden kopmadan evrenseli kucaklamaktan geçiyor. Küresel alanda rekabet ederken, yerel ihtiyaçları ve yerel değerlere de saygı duyacak bir anlayışı yaygınlaştırmamız gerekiyor. Mazisinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir ülke olarak, insanı ve fıtratı merkezine alan eğitim tasavvurunun güçlendirilmesine, Türkiye Maarif Vakfı'nın öncülük edeceğine inanıyorum. İstanbul Eğitim Zirvesi'nin, vakfımızın yol haritasının belirlenmesi ve başarı grafiğinin artırılmasında bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum." Zirvenin başarılı geçmesini dileyen ve zirveye emek veren herkese teşekkür eden Erdoğan, dünyanın 46 ülkesinde samimiyetle fedakarlıkla aşkla hizmet eden tüm vakıf mensuplarına şükranlarını sundu. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# TRT Kurdi Koordinatörü Ekici: TRT Kurdi, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçti ## Özet TRT Kurdi Koordinatörü Mustafa Ekici, "TRT Kurdi, bu siyasi angajmanların tamamen dışında ve Kürtlerin çok ilgisini çeken, doğal ve insani bir yayıncılık yapıyor. TRT Kurdi, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçmiştir." dedi. ## İçerik #### TRT Kurdi Koordinatörü Mustafa Ekici, "TRT Kurdi, bu siyasi angajmanların tamamen dışında ve Kürtlerin çok ilgisini çeken, doğal ve insani bir yayıncılık yapıyor. TRT Kurdi, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçmiştir." dedi. ###### Ankara **TRT Kurdi Koordinatörü Mustafa Ekici** , Kürtlerin ilgisini çeken, doğal ve insani bir yayıncılık yaptıklarını belirterek, "TRT Kurdi, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçmiştir." dedi. Ekici, TRT Kurdi'nin yayın çalışmalarını, **Diyarbakır anneleri** ne ilişkin yaptıkları yayınları ve bunun etkilerini AA muhabirine değerlendirdi. TRT Kurdi'nin Irak, Suriye, İran'daki 100 tam zamanlı Kürtçe yayıncılık yapan kanallar arasında reyting sıralamasında birinci olduğunu ifade eden Ekici, şunları söyledi: "Türkiye'de reyting sıralamasında ilk 30'dayız. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da en çok izlenen ilk 5 kanal arasındayız. Suriye'de ve Irak'ta birtakım araştırma şirketlerinin yıllık araştırmalarında açık ara bir numarayız. Bunun basit bir nedeni var. Bizim dışımızdaki diğer Kürtçe kanallar birtakım siyasi angajmanlara sahipler. Birtakım siyasi odaklarla bağlantılıdırlar. PKK'nın yaklaşık 10 kanalı var. Burada müzik, çocuk yayıncılığı da yaparlar. Terör, şiddet, kan, ajitasyon akşama kadar yayınlanır. Tamamen örgüt marşları üzerinden bir müzik dayatılır. TRT Kurdi, bu siyasi angajmanların tamamen dışında ve Kürtlerin çok ilgisini çeken, doğal ve insani bir yayıncılık yapıyor. TRT Kurdi, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçmiştir. Kürtçenin İslam hafızasının ve Müslüman dillerin arasında kalmasının yoludur kanalımız." ### "Kanalımız tematik bir aile kanalı" Ekici, kanalda doğal, insani duyguların müziğinin yapıldığına ve bunun çok sevildiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin dışında Irak'ta ve kısmen İran'da kanalın gazetecilerinin 7 gün 24 saat sahada yayın gerçekleştirdiklerini söyledi. Ekici, alanın uzmanlarının iki yıldır gazetecilerin katıldığı tek Suriye gündemi programıyla ülkenin yıllardır süren sorunlarını masaya yatırdığını aktardığını ifade ederek, şunları belirtti: "Bizim kanalımız tematik bir aile kanalı. TRT Kurdi, Kürtlerin nefes borusudur. Hendeklerle örgüt çok ciddi kışkırttı halkı ve bizim yayınlarımızla terör örgütüne halk yüz vermedi. Geçen günlerde canlı yayın müzik programımızda ilk kez WhatsApp numaramızı yayınladık. 40 dakika içerisinde Türkiye'den, Suriye ve Irak'tan 800 mesaj geldi. Bu büyük bir başarıdır." Kanalda günde 5 haber bülteni, haftada 6 siyasi içerikli program ve 4 canlı müzik programı yayınladıkları, müzik programlarını yaz aylarında ilçelerde açık havada düzenlediklerini dile getiren Ekici, kandillerde küçük ilçelerde mevlit programları da yayınladıklarını anlattı. ### "Ben çocuğumu istiyorum, diyen annelerin eylemi bariyerleri parçalar" Diyarbakır HDP il binası önünde aylardır eylem yapan Diyarbakır anneleriyle ilgili yayınlara ve haberlere de devam edeceklerini belirten Ekici, bu konuya kanalın özel bir önem gösterdiğini ifade etti. Ekici, şunları kaydetti: "Diyarbakır annelerinin eylemi, terör örgütünün baskısıyla sokağa çıkmaya, ses çıkarmaya ve itiraz etmeye korkan Kürtlerin korku eşiğini kırdığını ifade eden büyük bir eylemdir. Sanırım 60'a yaklaştı katılımcı sayısı. Her gün artıyor. Örgüte müzahir partinin kapısına gidip, 'Ben çocuğumu istiyorum.' diye cesaretle gerçeği haykıran annelerin yüreği bariyerleri parçalar. PKK'dan kaçarak 'Ben kaçtım, geldim.' demek kolay bir şey değildir. Devletimizin, güvenlik güçlerinin almış olduğu tedbirlerle PKK'nın sopası, Kürtlerin sırtından kalktıkça rahatlama olacak. Anneler çocuklarını istiyor. O dağlara niye gittiğini, niye götürüldüğünü soruyorlar. 13 yaşında gitmiş mesela çocuk, özürlü çocukları götürmüşler. Bu dehşet bir şey." Devletin aldığı önlemlerle bölgenin rahatladığını, yaşam normalleştikçe insanların itirazlarının da normalleştiğini belirten Ekici, terörün Kürtlere bir yararı olmadığını söyledi. Ekici, "PKK'nın karargahlarında Kürtçe konuşulmaz. Dertleri Kürt değil, Kürtçe değil. Kürt'e dayalı projeleri yok. 1970'lerde kalmış, sosyalist bir jargon içinde yaşıyorlar. Kandil'deki terör baronlarının çoğu 70 yaşını geçti. 70 yıldır dağdaki bu adamlar, 70 yıl öncesinin jargonları ile konuşuyorlar. PKK Stalinizmi'nin bugün hiçbir karşılığı yok. Onun için Diyarbakır annelerinin yaptığı eylem çok asil bir davranış. Bunun arkasında durmamız gerekir." diye konuştu. Diyarbakır anneleriyle ilgili yayınlarında uzun stüdyo ortamında anneleri ağırladıklarını söyleyerek, " Özgürce konuşabildikleri bir alan sağladık ve yine yapacağız. Etkili olduğumuz açık. Bir kızımız annesini bizim kanalımızda görüp kaçıp geldi. Annesi, 'Kızımı rüyamda gördüm. 'Anne, kuyudan çıkamıyorum diyordu.' diye anlattı. Bu çok içimi acıtmıştı ve ağrıma gitmişti. Biz de onu klip haline getirdik ve çevirdik." dedi. ### "Örgütün siyasal nemalanma sisteminin merkezini dağıtıyoruz" Terör örgütü PKK'nın TRT Kurdi'nin yayınları dolayısıyla karşıt programlar yaptığını belirten Ekici, bunların toplumda hiçbir karşılığının olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "FETÖ ve PKK terör örgütleri başta olmak üzere birçok illegal yapılanmanın hedefe koyduğu kanalımız, sosyal medya mecraları başta olmak üzere gerçek dışı algı operasyonlarına düzenli periyotlarla maruz kalıyor. Bu saldırıların tek merkezden yönetildiği rahatlıkla anlaşılıyor. Sadece sosyal medya değil, sahadaki çalışan arkadaşlarımız da tehditlerin dışında birçok defa fiziki müdahalelerle de karşılaştı. Bunlarla hukuk önünde mücadelemiz devam ediyor. Biz onların kurduğu siyasal jargonun, siyasal nemalanma sisteminin merkezini dağıtıyoruz. FETÖ 17-25 Aralık'tan beri kanalımızın ve çalışanların üzerine geliyor. Biz 6 yıl öncesinin dörtte bir bütçesi ile çalışıyoruz. O bütçenin büyük bir kısmı FETÖ'ye aktarılıyordu. Bunların tamamını kestiğimiz için bizi hedefe koydular. TRT Kurdi'nin dili vicdan dilidir, birlik dilidir. Biz bundan asla vazgeçmeyeceğiz." Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Suriyeli kozmonot Faris vatandaşlık aldığı Türkiye'de uzay çalışmalarına desteğe hazır ## Özet Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriye'nin ilk, Arap dünyasının ikinci kozmonotu, aynı zamanda eski bir savaş pilotu olan Muhammed Faris, Türkiye'deki uzay çalışmalarına katkı sunmak istediğini söyledi. ## İçerik #### Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriye'nin ilk, Arap dünyasının ikinci kozmonotu, aynı zamanda eski bir savaş pilotu olan Muhammed Faris, Türkiye'deki uzay çalışmalarına katkı sunmak istediğini söyledi. ###### İstanbul 8 yıldır Türkiye'de yaşayan ve İstanbul Valiliğinin de girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen** Muhammed Faris,** AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Faris, "Türkiye vatandaşlığı aldığım için çok mutluyum. Çünkü ben, Türkiye ve Suriye halkını bir sayıyorum. İkisinin de ortak tarihi mevcuttur." dedi. ### "Dünyanın geleceği uzay bilimlerinde" Suriye'de savaştan önce normal bir hayat yaşadığını anlatan Faris, orada uzay bilimlerine yeterince ilgi olmadığını, bu durumun kendisini üzdüğünü belirterek şöyle devam etti: "Ancak benim bir kozmonot olarak çok büyük hayallerim vardı. Özellikle uzay bilimleri ile ilgili uzaydan döndükten sonra, bu alanla ilgili bazı çalışmalar, değişimler öngörüyordum. Çünkü bu zamanda uzay bilimleri çok önemli yeryüzü artık uzaydan kontrol ediliyor. Dünyanın geleceği uzay bilimlerinde. O yüzden bu teknolojiye sahip olan gezegeni kontrol edecek, her şeyi gözetleyecek. Bu konuyla ilgili Suriye’de çaba sarf ettim fakat bunun karşılığını görmedim. Normal idari bir işle uğraştım hava kuvvetlerinde. Orada bu konuyla ilgili konferanslar düzenliyordum, dersler veriyordum. Özellikle gençlere ve çocuklara ulaşmaya çalışıyordum, onları bu konuda bilgi anlamında donatmaya çalışıyordum. Amacım yeni bir nesil yetiştirmekti." Faris, "Ben uzaydan döndükten sonra 1987’de doğan bir sürü erkek çocuğa Muhammed Faris ismi verildi. Sırf bundan dolayı bile rejim bana neredeyse dokuz yıl boyunca hapis hayatı yaşattı. Beni görünmez hale getirmeye çalıştı, engelledi. Hafız Esed de bunu yaptı Beşar Esed de. Ben sadece sabrettim." dedi. ### "Suriyelilerle yardım etmek için Türkiye’ye geldim" Mart 2011'de Suriye’de ayaklanma başladığında buna çok sevindiğini belirten Faris, şöyle konuştu: "Çünkü çok şiddetli bir baskı vardı rejim tarafından. Tüm dünya da gördü, her alanda Suriyeliler üzerinde büyük bir baskı vardı. Ben, burada Suriyelilerle yardım etmek için Türkiye’ye geldim. Bu benim için insani ve ahlaki bir tavırdı. Muhalifleri bir araya getirmek için Reyhanlı‘da bir süre yaşadım. Ancak oradaki şartlar biraz değişti maalesef amacımı gerçekleştiremedim. Sonra İstanbul’a geldim uzayla ilgili konferanslar, dersler vermeye başladım. Üniversitelerde, liselerde ders anlatmaya başladım. Derse gelen herkes çok mutluydu ben de çok mutluydum. Beni babaları gibi görüyorlardı. Uzay bilimine çocuklara erken yaşta eğitimle aşılamalıyız en son Bursa’da bilim merkezinde çok büyük bir yerde eğitim verdim. Derslerimde genelde uzaya çıkışı, uzay tarihi, astronot gibi konuları anlatıyorum." Faris, Suriye'de kendi alanıyla ilgili çalışma ve ders verme konusunda kısıtlamalar yaşadığını, Türkiye’de bu konuda çok özgür ve mutlu olduğunu söyledi. ### "Ben kendimi Türkiye’de hiçbir zaman yabancı olarak görmedim" Bazı ülkelerden bilimsel çalışmalar için teklifler aldığını ancak Türkiye'de kalıp tecrübelerini buraya aktarmak istediğini, bu çalışmaları da vatandaşlık almak için yapmadığını, içinden geldiği için yaptığını söyleyen Faris, şöyle konuştu: "Vatandaşlık konusunda da diğer Suriyeliler gibi normal süreçten geçtim. Çok mutluyum çünkü artık bundan sonra hem Türkiye’de hem de yurtdışına istediğim yere rahatça gidebileceğim. Çünkü Suriye rejimi bana pasaport vermiyordu. Artık yurtdışında bilim konferanslarına katılabilirim. Türkiye ve Suriye halkı aynı millet. Bazıları her iki tarafı karşı karşıya getirmek için çalışıyor ama Suriye halkı Türkiye’yi seviyor. Ben kendimi Türkiye’de hiçbir zaman yabancı olarak görmedim." Kozmonot Faris, uzay ve havacılıkla ilgili deneyimlerini Türkiye'deki bilimsel çalışmalarda kullanmak istediğini belirterek, "Ankara’da Türksat'ı ziyaret ettim. Orada Türk mühendislerin çalışmalarını gördüm. Çalışmalarını çok beğendim, bazı konularda fikir de verdim. Çünkü bu alanda başarılı olundukça hem uzay alanında hem de askeri savunma alanında olumlu sonuçlar olur." değerlendirmesini yaptı. Türkiye Uzay Ajansı ve Türkiye’nin uzay çalışmaları hakkında da konuşan Faris, sözlerini, "Her türlü destek için hazırım. Türk vatandaşlığı almadan önce de bu konuda Türkiye’de zaten eğitimler veriyordum. Şimdi de hazırım ve bu eğitimler, destek sadece vatandaşlıkla alakalı değil, bu her zaman vardı. Çünkü kendimi Türkiye’de ailem içerisinde hissediyorum. Hepimiz Müslümanız. Bu konuda çalışmam benim için insani, ahlaki ve İslami bir konu." diye tamamladı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Adana'da FETÖ/PDY operasyonunda 45 gözaltı ## Özet Adana'da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 45 zanlı gözaltına alındı. ## İçerik **Adana** Cumhuriyet Başsavcılığınca ** FETÖ/PDY**'ye yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde, örgütün şifreli haberleşme **ByLock** 'u kullandığı öne sürülen bazı zanlılar hakkında gözaltı kararı verildi. Bunun üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, kent merkezinde 65 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, meslekten ihraç edilen ve açığa alınan bazı memurların da aralarında bulunduğu 45 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında 20 zanlı daha aranıyor. Muhabir: Eren Bozkurt,Abdullah Özkul Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# 'Türkiye terör örgütlerine pabuç bırakır mı?' ## Özet Başbakan Yıldırım, "Türkiye terör örgütlerine pabuç bırakır mı? Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz." dedi. ## İçerik ANKARA **AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan ****Yıldırım** , Site Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin 6. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 170 yıldır maden bölgesi olan Zonguldak'ta ocaklarda çalışırken hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. ### "Sınırımızda yeni yeni oyunlar sahneleniyor" Bugüne kadar verdikleri amansız mücadeleyi milletin huzuru ve kardeşliği için yaptıklarını, bu çalışmaların aynı kararlılıkla süreceğini vurgulayan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Gerek sınırlarımızın içinde, gerekse sınırlarımızın dışında memleketimizin, milletimizin huzurunu bozan, kardeşliğine zarar veren hiçbir terör oluşumuna müsaade etmeyeceğiz. Bugünlerde güney sınırımızda yeni yeni oyunlar sahneleniyor. Bir yandan, güya müttefikimiz olan ülkeler bize söz üstüne söz veriyor, diğer yandan da bölgeye PKK, YPG, PYD, DEAŞ terör örgütlerini yerleştiriyorlar. Türkiye buna göz yumar mı gençler? Türkiye terör örgütlerine pabuç bırakır mı? Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gereğini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bunu niye yapıyoruz, oradaki PKK, YPG, DEAŞ teröristlerinin yarın daha büyük belaları başımıza sarmaması için yapıyoruz." ### "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır" Bölgede, Afrin'de yaşanan acıların, terör örgütünün Kürtlere, Araplara, sivil halka yaptığı zulüm ve baskısının sona ermesi için operasyon yaptıklarını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "Bu terör örgütleri 'Kürtlere yönelik Türkiye operasyon yapıyor' diyor. Külliyen yalan. Bakın Afrin'de PKK, PYD, YPG, DEAŞ örgütlerinin baskısından, zulmünden bu toprakları terk eden 350 bin Kürt kardeşimiz Türkiye'ye sığındı, Türkiye'ye gelerek canını kurtardı. İşte bu operasyonun amacı bu alçakların bölgede yaptığı zulmü ortadan kaldırmak, ayrıca Fırat Kalkanı bölgesinden ve Afrin'den ülkemize yönelik terör saldırılarını da tamamen sonlandırmaktır. Suriyeli kardeşlerimizin işgal edilen o topraklarına tekrar dönmesini sağlamaktır. En önemlisi de ülkemizin güney illerindeki can ve mal güvenliğini teminat altına almaktır. Hiç kimse bu durumu hafife almasın. Bizim için söz konusu vatansa gerisi teferruattır." ### "Bedelini Zonguldak ödüyor" "Zonguldak'ın yılan hikayesine dönen hastane işi var. Bu hastane niye bu hale geldi? Bu hastanenin ihalesini alan kimdi?" diye soran Yıldırım, salondaki vatandaşlardan "CHP" karşılığını alması üzerine, "İşte bu CHP'lilerin siyasi hayatında iş yapmak yok. Bunların memleket için bir eser yaptığı yok. İşte ihale almış, onu da yüzüne gözüne bulaştırmış. Bunun bedelini Zonguldak ödüyor. Hem oy veriyor hem de oyuyla rezil oluyor. Böyle şey olur mu? Ama bu işi de ortada bırakacak değiliz? AK Parti verdiği her sözü yerine getiren partinin adıdır. Söz veririz, yaparız. Yapamayacağımız işin sözünü de vermeyiz. Şimdi 425 yataklı hastanenin ihalesini mart ayında tekrar yapıyoruz. Kısa sürede tamamlayacağız." ifadelerini kullandı. Çaycuma'da tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi kurulacağını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: "110 milyon liralık yatırım, 52 hektar üzerine kurulacak. Bu bölgede 30 sera işletmesi faaliyet gösterecek. Burada okuyan üniversite öğrencileri için 500 yataklı yeni yurt yapıyoruz. Milli istihdam seferberliği başlatmıştık. Bu adımla Zonguldak'ta kayıtlı sigortalı çalışan sayısı yüzde 12 arttı. Yani Zonguldak, milli istihdam seferberliğinden hak ettiği payı aldı. Maden işçilerimizden, 2017-2018 için yapılan sözleşmeye göre hiçbir işçimiz 3 bin liranın altında maaş almayacak. En az 3 bin lira. 3 bin lira üzerinde maaş alanlar da ayrıca artıştan yararlanacak. Türkiye Taş Kömürü İşletmelerinde istihdam artırmak için yeni bir program başlatıyoruz. Bu, daha çok çalışan demektir. Bu ocaklarda daha çok çalışan olacak. Taş Kömürü İşletmelerinin kendi işletmediği alanlara yatırım yapılacak." Soma'daki maden faciasında yaşamını yitirenleri şehit olarak kabul eden düzenleme yaparak, bazı haklar verdiklerini hatırlatan Yıldırım, "Bu haklardan Zonguldak yararlanmamıştı. Şimdi bunu da düzeltiyoruz, Zonguldak Kömür İşletmesinde vefat eden kardeşlerimize de şehitlik mertebesi veriyoruz ve onların birer yakınını da kamuda işe alıyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun." dedi. ### "KİT'lerle ilgili yalan yanlış bir sürü laflar söyleniyor" Salonda "Kadro hayalimiz gerçek oldu" yazılı pankartı işaret eden Yıldırım, "Taşeronlarla ilgili problemi de biz çözdük. 1 milyon kardeşimize iş, aş, kadro sağladık. KİT'lerle ilgili ileri geri, yalan yanlış bir sürü laflar söyleniyor. Buradan söylüyorum, KİT'lerde çalışan arkadaşlarımız var. Bunların sorununu da hallediyoruz. Nasıl hallediyoruz? Mesela Kömür İşletmesine veya Devlet Demir Yollarına, başka işletmelere, bunlara kadro tahsis edeceğiz. O kadrolara öncelikli olarak yıllardan beri taşeron, alt yüklenici bünyesinde çalışan arkadaşlarımız geçiş yapacaklar. Bu kadar basit. Hayırlı uğurlu olsun." ifadelerini kullandı. Başbakan Yıldırım, Zonguldak 6. Olağan İl Kongresi'nin hayırlara vesile olmasını diledi. Muhabir: Sinan Uslu,Mümin Altaş Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# TEB Tedarikçi Buluşması'nın 12'ncisi gerçekleştirildi ## Özet Küresel çapta yaşanan ekonomik ve sosyal hayattaki değişimin konuşulduğu etkinlikte TEB, başarılı iş birliklerine imza attığı 11 tedarikçisine 'Tedarikçi Ödülü' ve 'Jüri Özel Ödülü' olmak üzere iki ayrı kategoride ödül verdi ## İçerik Bankadan yapılan açıklamaya göre, küresel çapta yaşanan ekonomik ve sosyal hayattaki değişimin 'Yeni Dünya Yeni Rotalar' temasıyla konuşulduğu etkinlikte TEB, başarılı iş birliklerine imza attığı 11 tedarikçisine 'Tedarikçi Ödülü' ve 'Jüri Özel Ödülü' olmak üzere iki ayrı kategoride ödül verdi. Bankacılık hizmetlerinden seyahat hizmetlerine, profesyonel hizmetlerden genel hizmetlere, inşaat emlak, teknoloji, sigorta gibi ana başlıklarda tedarik hizmeti veren TEB Tedarik Yönetimi Bölümü, her yıl olduğu gibi bu yıl da çözüm ortağı olarak gördüğü tedarikçileri için TEB Tedarik Buluşması'yla bir araya getirdi. Bu yıl 12'ncisi gerçekleştirilen TEB Tedarikçi Buluşması’nda hem bireysel hem de kurumsal ölçekte, tüm dünyayı ilgilendiren sorunlara dair farkındalık yaratıldı, yapılması gerekenler ve bazı konular ön plana çıkarıldı. - 'Riskleri beraber yönetiyoruz' Açıklamada, programda yaptığı konuşmaya yer verilen TEB Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı M. Aşkın Dolaştır, şunları kaydetti: 'Dünya genelinde artan nüfus ve yaşanan hızlı değişimlerle birlikte ekonomik, çevresel ve sosyal koşullar da değişiyor. TEB olarak bu değişimin aktif bir oyuncusu olduk ve olacağız. Sorumluluk bilinciyle hareket eden ve dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıma hedefiyle çalışan bir bankayız. Bankacılık faaliyetlerimizle sürdürülebilir ekonomik büyümeyi desteklerken aynı zamanda ekonomi, çevre ve toplum için pozitif etki yaratan ve fayda sağlayan uygulamaları destekliyoruz. Kadınların iş gücüne katılımının teşvik edilmesinden girişimcilerin desteklenmesine, toplum genelinde finansal okuryazarlık bilincinin yükseltilmesinden sosyal girişimciliğin yaygınlaşmasına kadar topluma pozitif etkide bulunan, fayda sağlayan projeler geliştiriyoruz. Bu doğrultuda her alanda hayata geçirdiğimiz iş birliklerimizi hız kesmeden devam ettirerek, gelecekte daha da başarılı çalışmalara yine hep beraber imza atacağımıza inanıyorum.' TEB Tedarik Direktörü Arda Polat ise 'Tedarik Zinciri temel odaklarını dikkate aldığımızda, en uygun teklifle en iyi ürün ve hizmet alımı yapılması hedefinden, ürün tedarikinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına doğru evrimleşen bir süreci yaşadığımız günlerdeyiz. Ekonomik değişkenlikler stratejilerimizin yeniden şekillenmesine neden oluyor. Öte yandan Türkiye olarak riskleri fırsata çevirecek potansiyele ve güce sahibiz. Aynı potansiyeli tedarikçilerimizin de yetkinlikleri ile süreçlerimize yansıtıyoruz. Riskleri de beraber yönetiyoruz.' yorumunu yaptı. Sürdürülebilir karlılığı artırmanın yanında iş ilişkisi içinde bulundukları paydaşların gelişimini de gözettiklerini belirten Polat, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 'Ekonomiye doğrudan ve dolaylı katkılarımızı artırmayı hedefliyoruz. Tüm bunları yaparken, dijital dönüşümü TEB bünyesinde Tedarik süreçlerinde de gerçekleştiriyoruz. Süreçlerimizin içine Portal, Chatbot ve hatta Robotik uygulamaları entegre ettik. Robotik uygulamaları Risk kontrollerinde kullanmaya başladık. Sipariş ve günlük raporlamalarımız da bu sene Robotik uygulamaları kullanmayı planladık. 2021 yılında imzaladığımız sözleşmelerin yüzde 45’inde e-imza yöntemini kullandık.' 12'nci TEB Tedarikçi Buluşması'nda ödül almaya hak kazanan tedarikçiler ise şu şekilde: 'Tedarikçi Ödülü Kategorisi:Cogris Bilişim LTD. ŞTİ. Marsh Sigorta ve Reasürans Brokerliği Anonim Şirketi, Mert Group Endüstriyel Reklam ve Modüler Yapı Sistemleri SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Tempo Medya Hizmetleri A.Ş. Jüri Özel Ödülü Kategorisi: EFT Gayrimenkul yatırım Danış. ve Paz. A.Ş. FCS Finansal İletişim Hizmetleri LTD. ŞTİ. K2C Danışmanlık Limited Şirketi, Mustafa Şen Arzum Dekorasyon, Noten Turizm ve Org.TİC.LTD.ŞTİ. Özata Tur ve TİC. LTD. ŞTİ. Vertiv Güç Sistemleri LTD. ŞTİ.'