question
stringlengths
108
2.06k
answer
stringclasses
5 values
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı sıfatla sağlanmamıştır? A) Hangi kitabı alacağına karar veremedin mi hâlâ? B) O büyük dağ tırmanışından ne gün gelmeyi düşünüyorsun? C) Bugünkü final yarışında kaçıncı sırada yarışacağım? D) Bu aşılmaz yolları aşmak için hangi yoldan gitmeliyim? E) Kitaplarını almak için annenden kaç lira isteyeceksin?
A
Varlıkları sayı ve miktar bakımından tam olarak belirtmeyen sözcüklere belgisiz sıfat denir. Bu açıklamaya göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisi belgisiz sıfat değildir? A) Birini bulmak için bu kadar uğraşılır mı? B) Melek birkaç gündür çok üzgün görünüyor. C) O şair, bazı şiirlerini henüz yayımlamamış. D) Şiirlerini birçok dergiye yollayacakmış. E) Madem istemiyorsun her dakika konuşma onunla.
A
Zamirler isimlerin yerini tutabilen, onların yerine kullanılabilen kelimelerdir. Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir görevinde kullanılan bir sözcüğe yer verilmemiştir? A) Kapısının önüne gelinceye dek ikimiz de gözümüzü kırpmadık. B) Öykümün neresinde kaldığımı artık hatırlayamıyordum bile. C) Şunu çok iyi biliyorum ki ona artık mektup yazmayacağım. D) Kitaplarımın çoğunu yeni açılan kütüphaneye bağışladım. E) Kendi gücünün farkına varmak uzun yıllarını alsa da yılmadı.
A
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için, Saçlarını, gözlerini, ellerini Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya, Her seferinde bir şey unutuyorsun, sıcak, Termometrede yükselen çizgi çizgi. Kim bilir nerelerde soğuyorsun... Bu dizelerde zamir türünde kaç sözcük vardır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
E
Eski arkadaşlarından ve eski hayat tarzından kendini azat ettiği, yeni arkadaş da edinmediği için okumaktan başka yapacak bir şeyi kalmamıştı onun; okumaya o kadar çok vakit ayırıyordu ki bunu yapan sıradan gözler olsaydı şimdiye kadar on kere bozulmuştu. Bu cümlede aşağıdakilerin hangisine yer verilmemiştir? A) İşaret zamiri B) Dönüşlülük zamiri C) İlgi zamiri D) Belgisiz zamir E) Kişi zamiri
C
(I) İlk insanlardan beri bir arada yaşamak, birbirine katlanabilmek ortak bir anlayıştır. (II) Farklı kişileri ve bununla birlikte farklı görüşleri ortak bir ülküye odaklamak ulusların, inançların oluşmasında ana etkendir. (III) Karşımızdaki kim olursa olsun onu bir insan olarak görmeliyiz. (IV) Bilgiye dayanan düşünce yapısı ile onlara yaklaşmalıyız. (V) İnsanların hiçbiriyle aynı düşüncelere sahip olmak zorunda olmadığımız gibi aynı şekilde yaşamak durumunda da değiliz. Bu parçadaki numaralanmış cümleler ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) I. cümlede belgisiz zamire yer verilmiştir. B) II. cümlede işaret zamiri kullanılmıştır. C) III. cümlede ilgi zamiri ve soru zamiri vardır. D) IV. cümlede kişi zamirine yer verilmiştir. E) V. cümlede belgisiz zamirden yararlanılmıştır.
C
Ne zaman seni düşünsem Bir ceylân su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm Aşağıdakilerin hangisi bu dizelerde zarf görevinde kullanılmıştır? A) düşünsem B) büyürken C) görürüm D) içmeye E) iner
B
Dünyada her şehir sosyal ve kültürel açıdan üç yüz senede bir değişir. Aşağıdakilerin hangisi bu dizelerde zaman zarfı görevinde kullanılmıştır? A) dünyada B) her şehir C) sosyal ve kültürel açıdan D) üç yüz senede bir E) değişir
D
Eli kalem tutanlar, bu milletin birçok konuda tarih boyunca hayli didinerek elde ettiği kazanımları niçin dile getirmez? Bu cümlede aşağıdaki zarf türlerinden hangisi yoktur? A) Miktar B) Yer - yön C) Zaman D) Durum E) Soru
B
Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde zarf yoktur? A) Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. B) Öfkeyle kalkan zararla oturur. C) Gülme komşuna gelir başına. D) Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir. E) Eğri oturup doğru konuşalım.
C
Tek başına anlamı olmayan, kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklere edat (ilgeç) denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edata yer verilmemiştir? A) Bir bulut gibi göklere uzanmak vardı şimdi. B) Senin için buralarda kaldım bunca yıl. C) Ne güzeldi seninle dolaşmak o sokaklarda. D) Sonbahar yaprakları hüznün rengindeydi şimdi. E) Farklı farklı tariflere göre yaptım bu kurabiyeyi.
D
Eş görevli sözcükleri, sözcük gruplarını ve cümleleri bağlamaya yarayan; bunlar arasında anlam bakımından bağ kuran sözcüklere bağlaç denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaca yer verilmemiştir? A) İnsan, ya deniz ya dağ gören bir şehirde yaşamalı. B) Resminde canlı renkler vardı fakat ruh yoktu. C) Demir gibi güçlü bilekleri, bir anda kaptı yükü. D) Film ilginç bir konuya sahipti yalnız senaryo zayıftı. E) Tatilde hem dinlenmek hem de yeni yerler keşfetmek istiyorum.
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünlem, parantez içinde verilen anlamıyla kullanılmamıştır? A) Eyvah, dilekçemi doğru yere vermemişim! (panik) B) Tüh, kitabımı yine orada unutmuşum! (pişmanlık) C) Of, yeter artık, bu geziden çok sıkıldım! (bıkma) D) Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! (seslenme) E) Ah, nerede kaldı benim eski mutlu günlerim! (sinirlenme)
E
I. Proje ödevim için birçok araştırma yapmalıyım. II. Uyuyakaldığım için derse geç kaldım. III. Kulaklığını iki gün için verdi. IV. Arkadaşı için neler feda etmedi ki? Numaralanmış cümlelerde kullanılan “için” edatının cümleye kattığı anlamlar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Zaman B) Hakkında C) Amaç D) Uğruna E) Sebep
B
Biyografi bir yönleriyle ün kazanmış şahsiyetlerin hayatlarına ayna tutan bir edebî türdür. Ancak nasıl ki aynalar insanın sadece görünen yönlerini gösterebilirse biyografi de aynı şekilde kişilerin dışarıya görünen yani bilinen yüzünü aydınlatır. Neredeyse tarih kadar eskilere dayandırılan bu türde yazılan eserler, başardığı işlerle veya eserleriyle temayüz eden insanları tanımamızı sağlar. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Ek-fiillere yer verilmiştir. B) İsimden türemiş çekimli fiil kullanılmıştır. C) Birleşik çekimli fiil vardır. D) Haber kipiyle çekimlenmiş fiiller vardır. E) Basit yapılı çekimli fiile yer verilmiştir.
E
Türk edebiyatında pek çok örneği verilen tezkire türü 16. yüzyıldan sonra kalıplaşarak bir gelenek hâlini alır. Osmanlı topraklarında yazıldığı tespit edilen ilk tezkire Edirneli Sehî Bey’in 1538 yılında yazdığı Heşt Behişt adlı eseridir. Bu eser, 8-10. yy. şairlerinin biyografilerini barındırır. Sehî Bey’in ardından pek çok tezkire kaleme alınır. Bu parçadaki çekimli fiillerin yapısı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Basit - türemiş - türemiş B) Türemiş - basit - türemiş C) Birleşik - türemiş - birleşik D) Birleşik - türemiş - türemiş E) Basit - birleşik - türemiş
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde oluş fiili kullanılmamıştır? A) Açık yerde tepecik kendini dağ sanır. B) Vakitsiz açılan gül çabuk solar. C) Ağustosta beynin kaynasın, kışın da tencere kaynasın. D) Bal bal demekle ağız tatlanmaz. E) Demir nemden, insan gamdan çürür
A
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilimsi kullanılmıştır? A) Beyaz önlüğünün yakasında elektronik bir yazıcıdan çıkmış kimlik kartı asılıydı. B) Tümünün sol köşelerine kabartma bir F harfi işlenmişti. C) İçeride beyaz önlüklü, gözlüklü, son derece steril bakışlı bir yerli kadın oturuyordu. D) Bahçe takımların hepsini değil de sadece kazmayı alalım. E) Sitenin yakacak sıkıntısını çözemezsek onca çabamız boşa gidecek.
A
(I) Ahmet Hikmet’e göre resimde ışığın renklere tesiri neyse edebiyatta da hissin fikirlere yakınlığı odur, şiirde hissetmek gereklidir. (II) Şair, asabi bir âşık olmalıdır ki eserleri daima herkesçe makbul olsun. (III) Şiir, insanları hissetmeye âdeta mecbur olduğu için hisleri terbiye eder. (IV) İnsan ızdırabın tasvirini yapan bir levhayı seyrederken nasıl duygulanırsa böyle bir şiiri okurken de aynı şekilde müteessir olmalıdır. (V) Bir şairin hüneri, bir ressamınkine benzer. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) I. cümlede ek-fiillere yer verilmiştir. B) II. cümlede dilek kipiyle çekimlenmiş fiiller kullanılmıştır. C) III. cümlede geniş zaman çekimli birleşik fiil vardır. D) IV. cümlede ek fiillere ve dilek kipiyle çekimlenmiş birleşik fiile yer verilmiştir. E) V. cümlede geniş zaman çekimli basit yapılı fiil kullanılmıştır.
E
I. Esti bahar yeli karlar eridi Kubarmış dağlarda kar çiçekleri Kavlettim yâr ile ahdim var idi Birlikte dermeye mor çiçekleri II. Baharda coşarsa bu ulu toprak Vücuda getirir her türlü yaprak Al yeşil giyinmiş dağlara bir bak Besleyip büyütür yer çiçekleri III. Yürümüş güzeller helke kolunda Sivrialan köyünde yayla yolunda Devşirmiş bağlanmış top top elinde Kokular koynuna kor çiçekleri IV. Ah senin elinden çektiğim çile Söyleyip ismini düşürmem dile Bülbül figan eyler kırmızı güle Sakın incitmesin har çiçekleri V. Veysel’in derdini yazmışlar baştan Beni yakıp sen kızınma ataşta Yanakta güllerin fiyatı kaçta Satmaya gelişmez yâr çiçekleri Numaralanmış dörtlüklerin hangisinde birleşik çekimli fiile yer verilmiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V
B
(I) Mektubun önce Farsçasını, yetmemişti sonra Türkçesini okumuştu. (II) Derkenarlarla, satır aralarıyla, yazılanlardan çok yazılmayanlarıyla uzayıp giden mektup benzerleri gibi dedem tarafından öpülüp zarfa konmuştu. (III) Dimdik, hâlâ çakı gibi bir adamdı benim dedem. (IV) Ama bütün bunlar çocuk gözlerimin önünde olup biterken, Allah'ım, ben ne kadar gafildim. (V) Böyle sürdü gitti, beklenen mektup gelmedi. Numaralanmış cümlelerin hangisinde adlaşmış bir sıfat-fiil kullanılmıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V
B
Aşağıdaki dizelerin hangisinde ek-eylem farklı görevde kullanılmıştır? A) görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür B) ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor C) geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum Sarayburnu’ndan geçiyorum D) sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım yağmurlu bir ağaç gibi ıslak hiç kimse misin bilmem ki nesin E) karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım bu gece dağ başları kadar yalnızım
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edilgen çatılı bir fiile yer verilmemiştir? A) Eski Yunan Dönemi’nde iletişim amaçlı mektupların yanı sıra düzmece ile düşsel mektuplar da yazılmıştır. B) Latin edebiyatında mektup hiciv türünden sonraki en gelişmiş tür olarak tanımlanmaktadır. C) Mektup romanın ilk örneği olarak 1699 yılında yazılan Portekiz Mektupları gösterilmektedir. D) Engin Altay, Rus edebiyatında mektup türünün Batı edebiyatına göre daha az gelişmiş olduğunu belirtmiştir. E) Türk edebiyatında önemli mektup örneklerine divan edebiyatı içerisinde de rastlanmaktadır.
D
Edilgen çatılı bazı cümlelerde işi yapan belirtilebilir. Bu cümlelerdeki özneye “örtülü özne” denir. Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde örtülü özneye yer verilmemiştir? A) Sorunlar, uzman danışmanlar tarafından analiz edildi. B) Şirket çalışanlarının istekleri müdür tarafından uzun uzun dinlendi. C) Toplantıda, şirketin hedefleri ve stratejileri uzun süre konuşuldu. D) Yeni ürün, uzman ekibimizce geliştirildi ve piyasaya sürüldü. E) Ödül, jüri tarafından en iyi tasarıma sahip proje için verildi.
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması kullanılmıştır? A) Annesi, okul saatine kadar saçlarını taradı durdu. B) Yılanın deliğine girse de sonunda yakayı ele verecekti. C) Ayak seslerini işitince içine bir korku düşmüştü. D) Odanın köşesine sinmiş, öylece kalakalmıştı. E) Kuşun kanadının altına saklansa da onu bulacaklar.
E
Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanı ile tamlananı yer değiştirmiş ad tamlaması yoktur? A) Oynar gördükçe dalgalarda beşer hayalimi, Bakar bakar imrenirim sükûtuna eşyanın. B) Ne başka bir sonbahara verdin bahçemizi Daha doymamıştık son yemişlerine yazın C) Sırları dökülüyor baktığı aynaların Söndürüp yürüyor bir bir aynaları kadın D) Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün. E) Gökyüzünün başka rengi de varmış Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
E
(I) Ses öyküsünde, yol işlerinde çalışan bir gencin geleceği için verilen uğraşı anlatılır. (II) Yazar ve arkadaşı, Beyşehir’den Konya’ya gelen bir otobüse binmişlerdir. (III) Barsak Deresi yakınlarında kamyon arızalanır ve bir süre orada kalırlar. (IV) Şoför ve muavin kamyonun tamiri ile uğraşırlarken yazar ve arkadaşı etrafı dolaşır. (V) Hava kararmasına rağmen kamyon tamir edilemez, az ilerideki çadırdan efkârlı bir müzik sesi duyulur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde ad tamlaması yoktur? A) I B) II C) III D) IV E) V
B
(I) Sakız ağacı; çalı formunda gelişen, 2-3 m’ye kadar boylanabilen sık dallı, yeşil bir bitkidir. (II) Sakız Adası'nda sakız reçinesi, ticari olarak üretilir ve bu ada ile özdeşleşmiştir. (III) Bugün adada yapılan arkeolojik çalışmalarda 6 bin yıllık yaprak fosilleri tespit edilmiştir. (IV) Geleneksel Yunan tıbbında sakız reçinesi, karın ağrısının tedavisinde kullanılmaktadır. (V) Sakız ağacı yetiştiriciliği, oldukça zahmetli bir uğraştır çünkü tohumdan yetiştirilince özelliği kaybolmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde zincirleme ad tamlaması vardır? A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve V E) IV ve V
E
(I) Baykuşlar, oldukça sessiz uçan hayvanlardır. (II) Geceleri sessiz bir ortamda avlanırken bu özellikleri onların çok işine yarar. (III) Uçarken benzer uçuş hızına sahip diğer kuşlardan yaklaşık 18 desibel daha az ses çıkarırlar. (IV) Bu sessizliğiyse kanatlarının ucundaki tüylerin yapısına borçlular. (V) İHA tasarımlarında mühendisler, baykuşların kanatlarının yapısından esinlenerek ses desibeli düşük hava araçları üretiyor. Bu cümlelerden hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V
E
(I) Göksu Çayı’ndan atladıktan sonra etrafı çalılık, taşlı bir çığırdan ana yola çıktık. (II) Az ileride kayanın göğsünden buz gibi bir su akıyordu. (III) O yöne doğru taşlı bir keçi yolundan yürümeye başladık. (IV) Su içmeyecektik ne amaçla gidiyorduk öyleyse? (V) Biraz yürüyünce gözün önüne vardık, suyun insanı dinlendiren muhteşem bir sesi vardı. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde ad tamlaması yoktur? A) I B) II C) III D) IV E) V
D
(I) Türk edebiyatında anı türünün ilk örneklerinden biri Babür İmparatoru Babür Şah’ın yazdığı Babürname adlı eseridir. (II) Tanzimat Dönemi’nde anı türünün diğer türlerle iç içe verilmesi söz konusudur, Servetifünun’da türün etkin örnekleri verilmiştir. (III) Halit Ziya Uşaklıgil’in Kırk Yıl adlı eseri bu dönemde verilen örneklerdendir. (IV) Bu dönemde yazılan anılarda; Servetifünun sanatçılarının bir araya gelişleri, amaçları, dönemin diğer aydınlarıyla olan tartışmaları işlenmiştir. (V) Dönemin sanatçılarından Cenap Şehabettin’in Edebî Hatıralar, Mehmet Rauf’un Siyah İnciler adlı eserler, anı türünde kaleme alınmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili hangisi söylenemez? A) I. cümlede belirtili isim tamlamasında tamlayan eki yerine kullanılmış bir durum (hâl) eki vardır. B) II. cümlede tamlananı sıfat almış bir belirtili isim tamlaması kullanılmıştır. C) III. cümlede tamlananı belirtisiz isim tamlaması olan zincirleme isim tamlaması yer almaktadır. D) IV. cümlede sıfat-fiille kurulmuş iki ve işaret sıfatı ile yapılmış bir sıfat tamlaması bulunmaktadır. E) V. cümlede belirtisiz isim tamlaması fiilin durumunu bildirerek zarf tümleci olmuştur.
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Safranbolu’nun tarihî evleri" söz grubu nesne görevinde kullanılmıştır? A) Safranbolu’nun tarihî evleri her görenin hayranlık duyduğu nesilden nesile geçen kültürel bir mirastır. B) Safranbolu’nun tarihî evlerini her gün yüzlerce turist hayranlıkla ziyaret ediyor. C) Safranbolu’nun tarihî evlerinde kullanılan harcın yumurta akından yapıldığı ve o yüzden yapıların sağlamlığını koruduğu biliniyor. D) Safranbolu’nun tarihî evleri UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. E) Safranbolu’nun tarihî evlerinin çoğu beyazdır ve bu evler birbirinin önünü kapatmazlar.
B
(I) Kitap seçimi ebeveynler için önemli konulardan biridir. (II) Elbette herkes iyi birer çocuk yetiştirmek ve onları geleceğe güvenle hazırlamak ister. (III) Gözden bile sakınılan çocukların eğitimleri çok büyük önem arz ediyor. (IV) Çocukları eğitmenin yolunun, kendimizi eğitmekten geçtiğinin altını çizerek, onların eğitimi için en önemli yardımcılarımız olan kitapların seçimine biraz da bu gözle bakmamız gerektiğini önemle vurgulamak gerekir. (V) Bu nedenledir ki kitap seçerken son derecede hassas olunmalıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi söz öbeğinden oluşmuştur? A) I - II B) I - III C) I - IV D) I - III - V E) II - IV - V
D
Biz kavramlarını inşa etmek için öteki ile bunlar arasına net bir sınır çizmek gerekir. Bu cümledeki ögelerin sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) Nesne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem B) Özne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem C) Zarf tümleci - özne - yüklem D) Dolaylı tümleç - özne - yüklem E) Zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem
C
1895’te Recâizâde Mahmut Ekrem, Fikret’i bir bilim dergisi olan Servet-i Fünun'un sahibi Ahmet İhsan’la tanıştırdı. Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı, aşağıdakilerden hangisidir? A) Zarf tümleci - özne - nesne - zarf tümleci - yüklem B) Dolaylı tümleç- özne - nesne - yüklem C) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - dolaylı tümleç - yüklem D) Dolaylı tümleç - nesne - özne - zarf tümleci - yüklem E) Özne - belirtili nesne - zarf tümleci - yüklem
A
Aşağıdaki cümlelerden hangisi dolaylı tümleç, nesne ve yüklemden oluşmuştur? A) Çocukluğundan beri bu evden ayrılmamıştı. B) Okuduğu kitaplardan nasıl biri olduğu anlaşılıyor. C) Okuldan ayrıldığında hava kararmıştı. D) Çocukluktan kalan düşlerinden kesinti yaptı. E) Anna Karenina’nın beğendiğim kısımlarını yazdım.
D
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir? A) Bütün sınıf kantinde, sohbetlerimizin merkezinde, toplanmıştık. B) Evdekileri uyandırmamak için koridoru sessizce, parmak uçlarında, geçti. C) Birkaç gün kaldığı Paris’i, ilk yurt dışı durağını, çok sevmişti. D) Öğrencilerimin son sınavı ailelerini, onlara inanan ebeveynlerini, umutlandırdı. E) Biz, kitap meraklıları, fuara gitmek için çok heyecanlıyız.
E
Fırtınayı andıran orkestra sesleri Bir ürperiş getirir senin sinirlerine, Istırap çekenlerin acıklı nefesleri Bizde geçer en yanık bir musiki yerine Bu dizelerde aşağıdaki ögelerden hangisi kullanılmamıştır? A) Özne B) Nesne C) Dolaylı tümleç D) Zarf tümleci E) Yüklem
D
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde birden çok özne tek yükleme bağlanmıştır? A) Edip Cansever, şiirlerinde genel olarak modern insanın yalnızlığını, karamsarlığını, umutsuzluğunu, kaotik yapısını, trajedisini, aşklarını vb. dile getirir. B) Onun şiirlerindeki yalnızlık, bunalım, yabancılaşma ve terk edilmişlik temaları şairin mekânlar ve sığınaklar aramasına vesile olur. C) Şiirlerindeki kötümser duygularının temelinde tüm dünyada ve Türkiye’de etkili olan “varoluşçuluk felsefesi” yatmaktadır. D) Modern hayatın makineleştirdiği insanın duygu katmanındaki yıkılmalar onu hissizliğe, iletişimsizliğe sürükler. E) Kent, şiirde yalnızlığın ve iletişimsizliğin; doğa ise huzurun, kaçışın ve sığınağın simgesidir.
E
I. Zekâ, kalıtım ile çevrenin etkileşimini ortaya çıkarır. II. Çevreden gelebilecek tüm değişimler, gelişimi etkiler. III. Sosyal beceriler ve duygu düzenleme becerileri yaşamın ilk yıllarından itibaren gelişmeye başlar. IV. Küçük çocuklar, içinde bulundukları gelişim özelliklerinden dolayı nedenselliği anlamakta güçlük çekebilirler. V. Akademik destek becerileri, çocukların akademik becerilerini desteklemeye yönelik becerileri kapsar. Numaralanmış cümlelerden hangilerinin öge dizilişi özne - nesne - yüklem şeklinde değildir? A) I ve II B) II ve IV C) II ve III D) II ve V E) III ve IV
E
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelere ayırmada yanlışlık yapılmıştır? A) Kallioğulları’ndan Hamdi adında elli yaşlarında bir adam, / karısı ve eli maşalı kaynanasıyla / aynı evde / yaşıyordu. B) Bazı dönemlerin izleri görülen romanda, / İhsan Oktay Anar, / değindiği meseleler hakkında / hem açıkça hem de ironi vasıtasıyla / çok sert eleştirilerde bulunur. C) İhsan Oktay Anar’ın Galîz Kahraman adlı romanında / bir anti-kahraman olan İdris Âmil'in hayatı etrafında oluşan olaylar / ironik açıdan /anlatılır. D) Ay’ın ve Güneş’in Koç burcunun yirmi yedinci derecesinde olduğu, ayrıca semada bir kuyruklu yıldızın akıp gittiği / rivayet edilegelmiştir. E) Yazar, / romanlarında / tarihi, masalsı bir atmosfer yaratmak için en önemli araç olarak / dili / kullanır.
B
Aşağıdaki cümleler ögelerinin dizilişi bakımından eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) Otogarların kentsel yapı içindeki konumları, alan büyüklükleri, çevresi ile ilişkileri ve erişilebilirlikleri belirli bir sistem içerisinde oluşturulmalıdır. B) Otogarlar gibi büyük ölçekli yatırımlar ekonomik değişimlere neden olmaktadır. C) Bir otogar kentsel kâr getirisi yarattığında bölge halkının geçimini doğrultur. D) Bu tesislerin yer seçimlerinin doğru ve etkin yapılması kentin gelecekteki formu ve bölge insanının sosyal ve ekonomik durumu açısından çok değerlidir. E) Otogarlar uygun bir biçimde tasarlandığında arazilerin zamanla kentsel kullanışlarla dolmasını sağlamaktadır.
B
(I) İnşaat sektöründe kullanılan bina yönetmelikleri insan dilinde yazılmış, insan tarafından yorumlanan, insan tarafından uygulanması zorunlu olan ve genellikle yerel yönetimler tarafından kontrolü yapılan yasal belgelerdir. (II) Söz konusu belgeler yönetmelik maddesinde yer alan ifadelerin belirsizliği, maddelerin uygulama esnekliği, maddelerdeki tanımların eksikliği vb. gibi özellikleri yüzünden net olmayan bir dile sahiptirler. (III) Bu karmaşıklığı önlemek için inşaat sektörünün uzman kişileri tarafından hesaplanabilir bina yönetmelik çalışmaları gerçekleştirilmektedir. (IV) İhtiyaç duyulan her türlü bilgi ve veri, akıl yürütme sayesinde seçip alınarak uygulanmaktadır. (V) Bu uygulamaların yürütüldüğü alanlar, ülkemizde bina yönetmelik kontrolü sistemlerinin geliştirilmesinde etkili olmuştur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinin öge dizilişi özne - yüklem şeklindedir? A) I B) II C) III D) IV E) V
A
(I) Güneş yorgun bedenini Keskin'in üzerinden sıyırıp dinlenmeye çekilirken gecenin diri soluğu Arnavut kaldırımı sokakların üzerine perde perde inmekteydi. (II) Gün boyu tarlalarda, bahçelerde ter dökmüş toprak işçileri, ırgatlar, ameleler bir an önce evlerine varmanın telaşı içindeydiler. (III) Ticaretle uğraşan tüccar ve esnaf kesimi ise bir iş gününü daha tamamlamış olmanın huzuruyla dükkânlarının kepenklerini indirdi. (IV) Aceleci adımlarla evlerinin yolunu tutuyorlardı. (V) Gündüzün cıvıltısı, gecenin sükûnetine devrediyordu nöbeti. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yüklemin türüne göre diğerlerinden farklıdır? A) I B) II C) III D) IV E)V
B
Fatiş Hatun akşam yemeği telaşındaydı. Mutfaktaki hazırlıklara nezaret ediyor, emirler yağdırıyordu çalışanlara. Her şey mükemmel olmalıydı. Öyle ki, sofraya oturan hiç kimse ağzına atacağı tek bir lokmada bile en ufacık bir kusur bulamamalıydı. Özel bir geceydi bu. Birazdan bütün aile; oğullar, kızlar, gelinler, damatlar ve torunlar bir araya gelecekti. Bu parçada kaç tane basit yapılı cümle kullanılmıştır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
D
(I) Aris'le Artin de boylu boslu, yakışıklı gençlerdi ama yaptıkları işler, giyimlerine Tacettin kadar özen göstermelerini gerektirmiyordu. (II) Aris'in ailesi çiftçilikle uğraşıyordu. (III) Hâlleri vakitleri yerindeydi. Tarlalar, bağlar bahçeler... (IV) Keskin'in içindeki evlerinden başka bir de çiftlik evleri vardı. (V) Artin'se genç yaşına rağmen tam bir ticaret erbabıydı. Numaralanmış cümlelerin hangisi yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır? A) I B) II C) III D) IV E) V
A
Aşağıdakilerden hangisi girişik birleşik bir isim cümlesidir? A) Kibar, iyi yürekli, mütevazı Muhlis Bey zaten istemezdi mezar taşı. B) Eşyalarımız birer sandıkta, sandıklar da birer odada dururdu. C) Elleriyle duvarlara tutunarak yürürken içinde hemen düşmek üzere olduğu bir uçurumdan kurtulmuş olanların sevinci vardı. D) Yalnız başıma bir köşeye ilişirdim, kımıldamazdım, susardım, beklerdim, korkudan büzülürdüm; rengimin uçtuğunu hissederdim. E) Mahalle kahvesinin önündeki setin üstü sanki ufak bir bahçecikti.
C
Korkular içindeki yolcular birbirleriyle hiç konuşmadan karlar altındaki fakir kasabacıkların sokaklarına, kırık dökük tek katlı evlerin soluk lambalarına, uzak köylerin şimdiden kapanmış yollarına ve lambaların belli belirsiz aydınlattığı uçurumlara baktılar. Bu cümlede kaç tane yan cümlecik vardır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
B
(I) Orta oyunu seyirciyle çevrili, üstü açık bir alanda oynanır çoğu zaman. (II) Genellikle daire ya da elips biçiminde olan bu alana "palanga" adı verilir. (III) Alanın hemen dışında, giysilerin bulunduğu "sandık odası", bu oda ile alan arasında da giriş-çıkış için kullanılan bir aralık bulunur. (IV) Alanda çalgıcılar için bir köşe ve dekor yerine kullanılan iki kafes paravana bulunur. (V) Bu kafes paravanalardan daha küçük ve çift kanatlı olan "dükkân", daha büyük ve iki kanatlı olan ise "yeni dünya" dır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi devrik cümledir? A) I B) II C) III D) IV E) V
A
Aşağıdaki cümlelerden hangisi kurallı, birleşik, eylem cümlesidir? A) Siyah gözlüklü, kısa saçlı genç biraz önce buradan ayrılmıştı. B) Kapısı boyasız o kerpiç evi geçince bizim konağı göreceksin. C) Yalıya çenesi düşük bir dadı almışlardı bu hafta. D) Bu bölge insanının ihtiyaçları henüz tamamlanmamıştır. E) Sohbeti tatlı insanlar ile uzun yolculukların tadı her zaman bambaşkadır.
B
Aşağıdaki cümlelerden hangisi basit yapılı bir cümledir? A) Medyanın, etik olarak tarafsız ve doğru yayın yapması gerekmektedir. B) Bu sayede toplumun medyaya güveni biraz daha artacaktır. C) Medyada yayımladığı bilgilerin güvenirliği herkes tarafından sorgulanmaya başladı. D) Medyanın insanları bilgilendirirken doğru konuları tercih etmesi, toplum üzerindeki etki açısından son derece önemlidir. E) Küresel ısınma nedeniyle insanların su tasarrufunda bulunmaya teşvik edilmesi, medyanın işlemesi gereken toplumsal konulardan biridir.
B
Aşağıdaki cümlelerden hangisi olumsuz, kurallı bir eylem cümlesidir? A) Açılan bu yeni marketimizde yok yok. B) Gereksiz yere uzatılan bu konuşma, oldukça anlamlıydı. C) Konuşmacıdan sonra sahne alan sanatçı, sesiyle herkesi büyüledi. D) Akşam olduğunda perişan bir hâldeydi Aylin. E) O ihtiyar, yeteneksiz çocuklara dayanamazdı.
E
Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde çatı uyumsuzluğundan kaynaklanan anlatım bozukluğu yapılmıştır? A) Büyük emekler vererek bu şirketi kurmuştu. B) Kısa zamanda hazırlayıp bir hafta içinde yayımlanan raporda birçok hata yapılmış. C) Saate dikkatli bakılınca orijinal olmadığı anlaşılıyor. D) Söyledikleri bize zarar mı veriyor, yarar mı anlayamadık. E) Arkadaşımla neredeyse tam bir hafta görüşmedik.
B
Ülkenizin güzelliklerini görmezseniz ne kadar yaşarsanız yaşayın benimseyemezsiniz. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Sözcüğün yanlış anlamda kullanımı B) Tamlama yanlışlığı E) Özne eksikliği D) Özne yüklem uyuşmazlığı E) Nesne eksikliği
E
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) Belgesini alan katılımcılar sırayla salona girdiler. B) Şirketinin bu yıl zarar etmesinde alınan kararlarında etkisi oldu. C) Sorunların çözümünde üstlendiğin rol dolayısıyla seni tebrik ediyorum. D) Denetmen kurumun en yetkin kişisiyle görüşmek istedi. E) Televizyondaki eğitim kanallarının sayısı her geçen gün artıyor.
D
Ben gidersem sazım sen kal dünyada Gizli sırlarımı aşikâr etme Lal olsun dillerin söyleme yada Garip bülbül gibi ahuzar etme Bu dörtlükteki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdakilerden hangisinde yoktur? A) Konsere katılımın kalabalık olması organizatörlerin yüzünü güldürdü. B) Çocuk sessizce bir şekilde annesinin işinin bitmesini bekliyordu. C) Verdiğim işi çabucak yapıvermesi beni çok etkiledi. D) Onunla ilk tanışmamız dün gibi aklımda. E) Ebeveynlerin temel görevi çocuklarının gerekli ihtiyaçlarını karşılamaktır.
A
Çocukluğunda dinlediği masallar yüzünden hayal gücü genişleyen yazar,hikâye yazılarıyla okuru şaşırtmaya devam ediyor. Bu cümlenin anlatımıyla ilgili I. Gereksiz sözcük kullanılmıştır. II. Anlamı yanlış kullanılmış bir sözcük vardır. III. Tutarlılık yoktur. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
D
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır? A) Olaylar karşında genellikle asabi ve sinirli davranışlarda bulunuyordu. B) Yeşil konağın çevresinde köyün ileri gelenleri bekliyordu. C) İnsanların yeterli ve güvenilir gıdaya ulaşmaları gerekiyordu. D) Su kaynaklarının kirlenmesi bazı önlemlerin alınmasını zorunlu kılıyordu. E) Kentsel tarım, doğru planlama ile şehir sakinlerinin yaşamını iyileştirebiliyordu.
A
Arkadaşlarının ısrarlarına dayanamayan Ahmet sonunda itiraf edip gerçeği söyledi. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlamca çelişen kelimelerin kullanılması B) Kelimenin yanlış yerde kullanılması C) Gereksiz sözcük kullanılması D) Yüklem eksikliği E) Mantık ve sıralama hatası
C
Ben eve gelinceye kadar kardeşine iyi davranmanı ve oynamanı istiyorum. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır? A) “kardeşine” kelimesi yerine “kardeşinle” kelimesi getirilmeli. B) “kadar” kelimesi cümleden çıkarılmalı. C) “davranmanı” kelimesi yerine “geçinmeni” kelimesi getirilmeli. D) “oynamanı” kelimesinden önce “onunla” kelimesi getirilmeli. E) “iyi” kelimesi yerine “güzel” kelimesi getirilmeli.
D
“Alkollü araç kullananların ehliyetine el konacaktır.” Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesne eksikliği B) Özne - yüklem uyumsuzluğu C) Tamlama yanlışı D) Özne eksikliği E) Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
E
“Abbas Efendi, kurumumuzun üye ve fahri yöneticisidir.” Bu cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki cümlelerden hangisinde vardır? A) Akşam onu yürüyüş yaparken çok yorgun gördüm. B) Dershanenin önünde her zaman duran simitçi yoktu. C) Öğrencilerin daha hızlı soru çözebilmesi için kitap okumak gerekir. D) Sınav sonuçlarının ilanı genelde bu kadar gecikmezdi. E) Sanayi bölgesinde çıkan yangında birçok itfaiye zarar görmüş.
C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Sana çok üzgün bir haberim var. B) Pazardaki fiyatlar oldukça pahalıydı. C) Günün sonucunda herkes çok duygusaldı. D) Aldığınız bu ürünler ücretsiz adresinize teslim edilir. E) Bu konuda görüş ayrıcalığı yaşamamıza şaşırdım.
D
Edebiyat hiçbir maddi malzemeye, alete, mekâna bağlı olmayan, tamamıyla zihnî bir sanattır. Duygu, düşünce ve hayalleri diğer sanatların yoruma bağlı sembollerle ifade etmesine karşılık edebiyat maddi dünya izlenimlerinden şuur, şuuraltı, mistik ve metafizik boyutlara kadar insani olan her şeyi apaçık veya alegorik-sembolik şekilde ifadeye muktedirdir. Bu parçaya göre edebiyatın malzemesi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kalem B) Kâğıt C) Dil D) Kitap E) Alfabe
C
• Kurtuluş Savaşı yıllarında halkın fedakârlığını anlatmaktadır. • Anadolu gezilerindeki gözlemlere dayanılarak yazılmıştır. • Ana kahramanın zaman içinde geçirdiği ruhsal evrimi anlatmaktadır. • Geleneklere dayalı toplumsal yaşamın yansımasını ele almaktadır. Aşağıdaki bilim dallarından hangisi verilen roman konularından biriyle ilişkilendirilemez? A) Psikoloji B) Tarih C) Sosyoloji D) Teknoloji E) Coğrafya
D
ağıdakilerden hangisi öğretici metinlerin amaçlarından biri değildir? A) Tanıtmak B) Uyarmak C) Kanıları değiştirmek D) Hissettirmek E) Yönlendirmek
D
Aşağıdaki eşleştirmelerin hangisinde yanlışlık yapılmıştır? A) Edebiyat - Dramatik sanatlar B) Resim - Görsel sanatlar C) Tiyatro - Ritmik sanatlar D) Opera - Dramatik sanatlar E) Mimari - Görsel sanatlar
A
Bir roman yazarı eserini oluştururken aşağıdaki bilimlerden hangisinden diğerlerine göre daha az yararlanır? A) Sosyoloji B) Psikoloji C) Teoloji D) Biyoloji E) Antropoloji
D
Aşağıdakilerden hangisi edebiyat tarihi için söylenemez? A) Bir toplumun edebiyatındaki ilerlemeleri, bu ilerlemelerin ne yönde olduğunu ve yaşadığı dönemleri edebiyat tarihi ortaya koyar. B) Önceki devirlerde yaşayan sanatçıların duygu, düşünce ve sanat anlayışları hakkında bilgi verir. C) Bir milletin başlangıcından günümüze kadarki edebî eserlerini incelerken o dönemin kültür ve sanat anlayışını da yansıtır. D) Edebî türlerin doğuşunu, gelişimini, gelişiminde nasıl bir yol izlediğini, dil ve teknik özelliklerini de ortaya koyar. E) Geçmiş dönemdeki olayları, savaşları, uygarlıkları belgelere dayanarak inceleyen bilim dalıdır.
E
ağıdakilerden hangisi İslamiyet etkisindeki Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında etkili olmamıştır? A) Yerleşik hayat B) İran ve Arap kültürü C) Bozkır kültürü D) İslamiyet E) Yabancı dillerin etkisi
C
Aşağıdaki eserlerden hangisi Kıpçak Türkçesi Dönemi’ne aittir? A) Gülistan Tercümesi B) Muhâkemetü’l Lûgateyn C) Atabetü’l Hakâyık D) Irk Bitig E) Şecere-i Türkî
A
Türkçenin farklı tarihî dönemlerinde verilen edebî eserlerle ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Karahanlı Türkçesi eserleri İslamiyet’in etkisiyle verilmiş Geçiş Dönemi eserleridir. B) Uygur Dönemi eserlerinde Maniheizm ve Budizm etkisi hâkimdir. C) Göktürk Kitabeleri; Bilge Kağan, Tonyukuk, Kültigin tarafından yazılmıştır. D) Gülşehri'nin Mantıku’t Tayr, Eski Anadolu Türkçesinin kullanıldığı dönemde yazılan önemli eserlerdendir. E) Çağatay Türkçesi Dönemi eserlerinde bazı dillerin kıyaslaması yapılmıştır.
C
Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir deyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiçbir sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Göktürklerin tarihine ışık tutar. B) Didaktik ögelere yer verilmiştir. C) Yabancı kelimelere yer verilmemiştir. D) Devrik cümle yapısı hâkimdir. E) Emir cümlelerinden faydalanılmıştır.
D
Aşağıdakilerden hangisi Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabelerden biri değildir? A) Kiril B) Arap C) Gürcü D) Uygur E) Göktürk
C
Otuz içip kıkralım Yoklar kopup sekrelim Aslanlayu kökrelim Ketçi sakınç sevenelim Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bu şiirin Sözlü Edebiyat Dönemi’ne ait olduğunu ispatlar nitelikte değildir? A) Dil, duru ve sadedir. B) Sığır töreninde söylenmiştir. C) Konusunu doğadan almıştır. D) Yarım kafiye kullanılmıştır. E) 11. yüzyılda yazılmıştır.
E
Edebiyat; bir etkinlik olarak insan varoluşunu aydınlatabilecek önemli ipuçları vererek bir bakıma insanları birbirine daha yakından tanıtma görevi üstlenir. Bu sebeple edebî ürünler bireylerin birbirlerinin varoluşuna tanıklık etme ve varoluşsal deneyimlerini paylaşabilme imkânı buldukları ürünlerdir. Sevgi, nefret, umut, umutsuzluk, aşk, ızdırap gibi insan varoluşunun farklı yönleri edebiyat yoluyla daha anlaşılır ve tanıdık hâle gelir. İnsan edebî eser yoluyla duygulanırken ya da düşünürken kendi kendisiyle ve insanla yüzleşerek varoluşa katılabilmekte; dünyadaki ve evrendeki yerini, varoluşunun sebeplerini tayin etmek konusunda daha fazla imkân bulabilmektedir. Bu parçadan hareketle edebiyatın aşağıdaki alanlardan hangisiyle ilişkisi olduğu söylenebilir? A) Tarih B) Ekonomi C) Sosyoloji D) Coğrafya E) Felsefe
E
İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, Bu nice okumaktır. Yunus Emre’nin dizelerinde "kendini bilmek” olarak geçen kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgi B) Bilinç C) Düşünme D) Görüş E) Öz bilinç
E
Platon’a göre felsefe doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çabadır. Ayrıca dünya tarihindeki büyük ve iz bırakan olaylar insanın düşünme özelliğinin bir ürünüdür. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Düşünme, felsefe için doğruya ulaşma adımının bir yöntemidir. B) Felsefe, insanın düşünme yeteneğinin sonucunda ortaya çıkmıştır. C) Düşünme yetisi insanlık tarihinin şekillenmesinde belirleyici bir unsurdur. D) İnsanın düşünme özelliğinin yansıması sadece felsefi alanda görülmektedir. E) Felsefi düşünce, dünya tarihindeki önemli olayların yaşanmasına neden olmuştur.
D
I. Hakikate ulaşmak için doğru bilinen yargıların sorgulanması II. Düşünce basamaklarının birbiriyle zıt düşünceler içermemesi III. Düşüncenin kendine veya başka bir düşünceye yönelmesi IV. Sorunların bulunduğu çağı aşması ve herkes için geçerli olması Verilen tanımlar ile eşleştirildiğinde aşağıdaki özelliklerden hangisi açıkta kalır? A) Tutarlı olma B) Eleştirel olma C) Evrensel olma D) Refleksif olma E) Yığılımlı olma
E
Çin, Hint, Mısır ve Mezopotamya’daki bilimsel ve felsefi düşüncenin, pratik bir yönelimi olduğu yerde, Yunanlı doğaya çıkar gözetmeksizin, bilmek amacıyla bilmek için yönelmiş, tek tek örnek ve olgularda kalmayıp, genel olana ve ‘theoria’ ya yükselmiştir. Başka bir deyişle gerek Mısırlıların gerekse Babillilerin pratik yaşamlarının önemli ölçüde dini düşünceler tarafından belirlendiği görülür. Bunun yanında Yunanlılar “neden”ya da “niçin” sorusuna yönelmişler ve nedene dönük ilgi de genelleme ihtiyacına yol açmıştır. Felsefe Antik Yunan’da bu yönelimin sonucu olarak ön plana çıkmıştır. Bu parçada felsefi düşüncenin ortaya çıkması neye bağlanmaktadır? A) Sorgulayıcı ve eleştirel tutuma B) Kültürel etkileşimin yoğun oluşuna C) Demokratik yönetim biçimine D) Yüksek refah seviyesi ve yaşam kalitesine E) Boş zamanın çok oluşuna
A
Felsefe nedir? diye sorsanız muhtemelen herkes birbirinden farklı bir cevap verecektir. Bu durum hem felsefe yapan için hem de okuyan için geçerlidir. Felsefenin tanımının bu kadar yoruma açık olmasının en önemli iki sebebi “her şey”le ilgili olması ve “kişiye göre” bir yanı olmasıdır. Felsefenin kelime anlamı ise tanımının aksine nettir: “Bilgelik sevgisi”. Terim olarak felsefenin ilgili olduğu kavramlar için de bir uzlaşıdan bahsedilebilir. Örneğin bilgelik, hikmet, sevgi, arayış, düşünme, akıl gibi kavramlar felsefe ile ilişkilidir. Terim anlamının ortaya çıkışı da zaten bu kavramlar üzerinden yapılan bir yoruma dayanır. Bütün bir bilgiye sahip olduğu iddiasında olmayan ama bilgiyi arayan, ona yönelen, bunu düşünme yani akıl yoluyla yapan kişidir filozof. Buna göre felsefe için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Konu alanının genişliği nedeniyle ortak bir tanımı yapılamaz. B) Felsefeyle ilgilenen herkes kâinatın hakikatine ulaşabilir. C) Filozoflar bilgiyi arayan ama bulamayan kimselerdir. D) Felsefe, anlamının belirsizliği nedeniyle yararsızdır. E) Felsefeyi birey değil tarihsel süreç şekillendirir.
A
Felsefe zamansızdır. Rotasını belli bir yöne; sadece düne, bugüne ya da geleceğe çevirmez. Bizleri her çağa ve her probleme taşıyabilen felsefe hem ötelere açılmak hem anda kalmak hem de herkesle kucaklaşmaktır. Parçadan yola çıkarak felsefi düşüncenin özelliklerinden hangisine ulaşılabilir? A) Ele aldığı tüm problemleri sorgulaması B) Dünyaya yeni ve farklı bir gözle bakması C) Bilgi birikimine sürekli yenilerini eklemesi D) Sorunlarının tüm insanlık için geçerli olması E) Düşüncelerin birbiriyle tutarlılık göstermesi
D
İlk Çağ kavramı, bir süreç olarak Hint, Mısır, Mezopotamya, Çin ve Antik Yunan kültürlerini içinde barındırır. Buna rağmen İlk Çağ felsefesi denildiği zaman akla ilk olarak Antik Yunan felsefesi gelir. Öncesinde inanç, bilgelik, erdem, toplumsal yaşama ilişkin görüşler ve öğütler mevcut olsa bile bugünkü anlamıyla felsefe ilk olarak Antik Yunan’da başlamıştır. Bu durumun bazı gerekçeleri olduğu açıktır. Sistemli felsefe öncesinde ortaya konulan bilgiler daha çok pratik alan için faydalı olma ereği taşırdı. Temellendirmeleri mitoslara, inançlara dayalıydı, bu nedenle eleştiriye çok açık olduğu söylenemezdi. Antik Yunan’da ise bilgiye dair tutum bu noktada değişim geçirmiş, mitolojik açıklamalar entelektüel bir ihtiyaca cevap veremez olmuş, geleneksel kabuller tartışmaya açılmış, cevaplar rasyonel bir temele oturtulmaya çalışılmıştır. Buna göre felsefenin Antik Yunan’da başlamasında aşağıdakilerden hangisinin etkisi olduğu söylenemez? A) Bilmek için bilmek ihtiyacı ile ortaya çıkmıştır. B) Daha önce sorulmamış sorular gündeme gelmiştir. C) Başka kültürlerce yapılan açıklamalar eleştirilmiştir. D) Eldeki bilgiler tatmin edici olmaktan uzak bulunmuştur. E) Evrene dair sorulara akılcı bir yaklaşımla cevap aranmıştır
B
Felsefe bir hakikat arayışıdır. Bu, insanı yeni arayışların peşinde koşturan, zihni harekete geçiren bir bilme isteğidir. Felsefe insanın yeni sorulara açılan penceresidir. Filozof bu pencerelerden dünyaya farklı bir perspektifle bakar, yaşamı kendi bakış açısından irdeler ve düşünce sistemleri inşa eder. Bu bağlamda felsefi düşünce yaşamın birçok alanında bilgi üretmiş ve birbirlerinden etkilenen düşünürler bilgi havuzunu durmaksızın doldurmuştur. Bu parçada felsefi düşüncenin; I. Yığılımlı ilerleme II. Sorgulayıcı olma III. Merak etme IV. Refleksif olma özelliklerinden hangilerinden söz edilmiştir? A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I, II, ve III E) I, II, III ve IV
D
Bir öğretmen felsefe dersinde yedi öğrencisini, yedi farklı filozofun varlık felsefesi görüşlerini sınıfta anlatmaları için görevlendirir. Bu yedi filozofun her birinin varlık hakkındaki görüşleri birbirlerinden farklıdır. Araştırma yapan öğrenciler, bir sonraki ders filozofların görüşleri ile ilgili edindikleri bilgileri sınıfta arkadaşlarına anlatırlar. Öğretmenin farklı görüşlere sahip filozofları ödev vermesi, öğrencilerinin felsefenin işlevlerinden daha çok hangisini kazanmalarına yardımcı olabilir? A) Öğrencilerinin araştırma becerilerini geliştirir. B) Öğrencilerinin olaylara farklı açılardan bakmalarına katkı sağlar. C) Öğrencilere toplum içinde fikirlerini ifade etme becerisi kazandırır. D) Öğrencilerinin sahip oldukları görüşlerinde kararlı olmalarını sağlar. E) Öğrenciler, farklı filozofların görüşlerini öğrenerek bilgi seviyelerini arttırır.
B
Felsefe, insan zihninin en temel ve karmaşık düşüncelerini ele alır ve bir düşünce disiplini olarak, insanların dünya hakkındaki kavrayışlarını derinleştirmelerine yardımcı olur. Felsefi düşüncenin özünde, insanın doğayı ve gerçeği anlama, açıklama ve yorumlama arzusu vardır. İnsanın dünya ve kendisi hakkında sorgulamalar yaparak, insanların kendi hayatlarına uygulayabilecekleri fikirlere de temel oluşturur. Felsefi düşünceler, insanların daha iyi bir hayat için neler yapabileceklerine dair bir rehberdir. İnsanların dünya hakkında daha geniş bir perspektif edinmelerine ve kendi hayatlarına anlamlı bir şekilde odaklanmalarına yardımcı olur. Bu parça; I. Felsefe doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çalışmadır. II. Felsefe, yalnızca varlıkların bilinmesine yönelik bir faaliyettir. III. Felsefe hem kuramsal hem de pratik olarak yetkinleşmedir. tanımlarından hangilerine dair bir açıklama içermektedir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
D
Düşünmek zihnin dinamik bir biçimde etkinlik içinde bulunmasıdır. İnsan düşünme yoluyla bilgiyi anlamlandırır, açıklar, karşılaştırır, analiz eder ve sentezler. Düşünmek, insana mutlak bir gerçekliğe varabilme noktasında tam bir güvence vermeyebilir. Fakat yaşamın içinde insanın öznel bir kimlik kazanmasında yardımcı olabilir. İnsanın yaşama ve kendisine karşı farkındalık oluşturmasını kolaylaştırabilir. Bireye kendisini ve neyi bilip bilmediğini irdelemesi konusunda disiplin kazandırabilir. Bu parçada düşünme ile ilgili vurgulanmak istenen yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Akıl ilkelerine uygun bilgiler ortaya çıkarılmasını sağlar. B) İnsanın sosyalleşmesinin en önemli aracıdır. C) İnsanı hakikate ulaştıran kılavuz niteliğine sahiptir. D) Öz bilinç durumunun geliştirilmesine olanak tanır. E) İnsanın duygularını denetlemesine yardım eder.
D
Felsefeyi, herkesin kabul edeceği şekilde tanımlamanın, felsefenin ne olduğunu tam anlamıyla ortaya koymanın hiç de kolay bir şey olmadığı pek çok kişi tarafından onaylanır. Felsefeyi, herkesi tatmin edecek şekilde tanımlamanın yarattığı güçlüğü daha da arttıran başka bir büyük zorluk ise felsefeyle yeni tanışanların, ya felsefeyi tamamen esrarengiz bir hâle getirecek şekilde ona çok önemli, hatta abartılı roller biçmeleri ya da felsefeyi boş konuşmak, kıymetsiz, hatta tehlikeli bir uğraş alanı olarak görmeleridir. Sadece felsefeye yeni başlayanların değil, onunla uzun yıllardan beri uğraşanların felsefeyi kavrama biçimleri de farklılık gösterebilir. Bazıları bilimsel veriye dayanan olgulardan destek alan, kuramsal boyutu çok daha güçlü bir felsefeye değer verirken, bazıları etik, estetik ve siyaset felsefesi gibi pratik yönü daha güçlü bir felsefe arayışı içindedir. Buna göre felsefe ile ilgili en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
C
I. Thales, Demokritos ve Empedokles doğa filozoflarıdır. Bu durumda Antik Yunan filozoflarının tamamı doğa filozofudur. II. Sokrates gibi bilginin doğuştan geldiğine inanan Platon rasyonalist bir filozoftur. III. Bilginin deney yoluyla edinildiğini savunan tüm filozoflar empiristtir. John Locke bu nedenle empirist bir filozoftur. Örneklendirilen akıl yürütme biçimlerinin doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir? A) Analoji - Tümdengelim - Tümevarım B) Tümdengelim - Tümevarım - Analoji C) Tümevarım - Analoji - Tümdengelim D) Analoji - Tümevarım - Tümdengelim E) Tümevarım - Tümdengelim - Analoji
C
Kesin yargı bildiren, doğru ya da yanlış değer alabilen cümlelere önerme denir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir önermedir? A) Bugün yağmur yağarsa geziye gidemeyebiliriz. B) Bir an önce sana verdiğim görevleri yerine getir. C) Kırmızı en dikkat çeken renktir. D) Yılbaşında kar yağmış mıydı? E) Keşke sınavlara daha fazla çalışsaydım.
C
Aristoteles’e göre haber kipi taşıyan yani hüküm veren, bir şeyin var olduğunu ya da var olmadığını bildiren yargılar veya önermeler bir doğruluk değerine sahiptir. Yargıların veya önermelerin var olmasıyla ortaya çıkan doğruluk, gerçekliğin bir fonksiyonudur ve gerçeklikle bir ya da ayrı olanı ifade etmek zorundadır. Örneğin “Bütün gezegenler yuvarlaktır.” önermesi gerçekten gezegen ve yuvarlak birbirinden ayrılmaz olduğu için doğru değeri taşımaktadır. Kısacası bir yargı ya da önerme ona karşılık gelen olay, olgu veya özelliğin fiilen var olması koşuluyla doğrudur. Buna göre doğru bir önermede olması gereken özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Özlü sözlerden oluşması B) Felsefi tartışma üretmesi C) Nesneyle örtüşüyor olması D) Akla ve mantığa uygun olması E) Çoğunluk tarafından kabul edilmesi
C
Çevirisi yapılan bir metni, yazarın düşünce dünyasına sadık kalarak hakkıyla anlayabilir miyiz? Ya da, kendi dilimizde yazılan bir eseri okuduğumuzda onu yazarın vermek istediği mesaja uygun mu yorumluyoruz? Bu sorular farklı bir soru daha doğurur: Bir yazınsal eser yazarın ya da çevirmenin bakış açısına uygun anlaşılmak zorunda mıdır? Bu okuyucu açısından şart değildir. Bu durum hayal gücümüzü sınırlar. Ancak çevirenin sorumluluğu okuyucudan farklıdır. O kullanılan kavramları doğru karşılıkları ile bize verebilmeli, metnin mesajını tarafsız okumalıdır. Düşüncenin anlaşılması için dil tek dayanağımızdır ve çeviride dilin ögeleri olan kavramları doğru anlamamış ya da aktarmamış olmak esere yapılan büyük bir saygısızlık ve haksızlık olarak değerlendirilmelidir. Ancak okuyucunun metni kendi bakış açısıyla kendi dünyasına uygun şekilde anlamlandırması, yazarın görüşlerine katılması ya da karşı çıkması bir sakınca doğurmaz. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) İyi ifade edilmiş düşünceler karşı argümanlar üretmez. B) Felsefi bir eser, yazarın çağdaşları tarafından anlaşılabilir. C) Düşüncenin aktarılmasında dilin doğru kullanımı önemlidir. D) Bir görüş doğru iletilirse, herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilir. E) Kendine özgü kavramlar barındırmayan bir eserin çevirisi yapılamaz.
C
Felsefi sorular hem olgulara hem de metafizik alana ait, olguların düzenliliğini değil onların arkasındaki ilk nedenleri sorgulayan sorulardır. Aynı zamanda ilk nedenlere gitmeyi amaçlayan ve durum tespitinin ötesinde var olan düzenin amaç ve yönelimini ortaya koyan sorulardır. İyi nedir? Güzellik nedir? Bilginin kaynağı nedir? İnsan niçin erdemli yaşamalıdır? Varlığın özü nedir? gibi. Felsefe, bu sorulara yanıt bulmak için akla dayalı temellendirmeleri kullanır. Bu parçadan felsefi sorulara ilişkin aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Öze ilişkindir. B) Nelik sorularıdır. C) Yanıtları gerekçelendirilir. D) Rasyonel bir zeminde yanıtlanır. E) Yanıtları olgusal verilere dayanır.
E
Herkes yaşam içinde soru sorar. O hâlde filozofun sorduğu soruların farkı nedir? İnsanın pratik yaşamın içinde eyleminden kaynaklanan soruları felsefi bir soru niteliğine sahip değildir. Bu sorular genellikle insanın yaşamını devam ettirebilmesini sağlayan gereksinimleri ile ilgilidir. Filozof ise bilmek istediği şeyi öncelikle kendisine sorar ve bu soruların anlamına yönelik derinlemesine sorgulamalar yapar. Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefi bir soru değildir? A) Var olmayan bir şeyi düşünmek mümkün müdür? B) Mutlu bir yaşam sürmek isteyen insan nasıl yaşamalıdır? C) Bir sanat eserinin güzelliğini belirleyen ölçüt nedir? D) Eşitlik ideal düzeni sağlamak için yeterli koşul mudur? E) İnsan neden yalnızken toplum içinde olduğundan farklı davranır?
E
Leonardo DiCaprio’nun başrolünde yer aldığı Başlangıç filminde rüyalar konusunda uzman bir grup hırsız, varlıklı kişilerin rüyalarına girerek onların en derin sırlarını öğrenir. Çeşitli yöntemlerle rüyalarına girdikleri bu insanlar rüyada olup olmadıklarını anlamazlar. Leonardo’nun canlandırdığı karakter ise yaşadığı olayın rüya mı gerçek mi olduğunu anlamak için bir yöntem geliştirmiştir. Küçük bir topacı vardır ve topacı çevirdiğinde topaç hiç durmadan dönüyorsa rüyada olduğunu anlamaktadır. Film mutlu sonla bitmek üzeredir ancak son karede çevrilen topacın hâlâ döndüğünü görürüz. Metinde geçen olaylar hangi felsefe sorusuyla ilişkilendirilebilir? A) Ortak estetik değerler var mıdır? B) Evrensel ahlak ilkelerinden bahsetmek mümkün müdür? C) Varlık var mıdır? D) Doğru bilgi göreceli midir? E) Evrende amaçlılık var mıdır?
C
Ailesi Emre’ye sınavı kazanması durumunda ödül olarak en iyi cep telefonunu alacaklarına söz verirler. Emre sınavı kazanınca sevinçle ailesine istediği cep telefonunu gösterir.En son çıkan bir modeldir ve Emre heyecanla telefonun alınmasını bekler. Ama ailesi başka bir modelin daha iyi olduğunu ve onu almalarının daha doğru olacağını söyler.Emre ise “Hayır, bu en son çıkan ve en pahalı olan model. Üstelik bütün arkadaşlarım bu modele bayılıyor. Hem ünlü kişiler de bu modeli tavsiye ediyor. Üstelik sınırlı sayıda üretildi. O yüzden en iyisi bu” der. Bu açıklama doğrultusunda seçeneklerden hangisinde Emre’nin yaptığı argüman hatalarından biri ifade edilmemiştir? A) Popülariteye başvurma hatası B) En yeni olana başvurma hatası C) Az olanın değerli olması hatası D) Acele genelleme hatası E) Pahalı olanın değerli olması hatası
D
Septisizm, şüphecilik anlamına gelen felsefi bir görüştür. “Doğru bilgi olanaklı mıdır?” sorusuna olamayacağı ve her zaman bilgiden şüphe duyulacağı yönünde cevap verir. Septik düşünürlere göre herkes için geçerli olan kesin ve doğru bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Bilgi duyulara dayalı olarak elde edilir ve duyular insanı yanıltır. Farklı koşullardan her insan farklı şekillerde etkilenir. Ancak dogmatik filozoflar septiklerin bu görüşüne karşı çıkarak doğru bilginin olanaklı olduğunu savunur. Dogmatik filozoflar, doğru bilginin olanaklı olduğu konusunda ortak bir karar alsalar da bilginin kaynağı konusunda uzlaşmaya varamamışlardır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi şüpheci görüşü destekleyen bir ifadedir? A) Ankara Türkiye’nin başkentidir. B) Matematik doğru bilgiye götürür. C) Atom maddenin en küçük yapı birimidir. D) İspanya’da doğru olan Fransa’da yanlıştır. E) Maddenin katı, sıvı ve gaz olarak üç hâli vardır
D
Bir kursta görevli öğretmen 20 kişilik bir sınıfta öğrencilerine dağıtmak üzere test kitapçığı satın alacaktır. Ancak o gün farklı bir sınıftan iki kişinin daha bu sınıfta derslere katılacağını duymuştur. O gün sınıfında kaç öğrenci olduğunu tespit etmek için sınıftan birkaç öğrenciye danışır ve danıştığı bütün öğrencilerden sınıfta 20 kişi olduğu cevabını alır. Bu cevaba güvenemeyen öğretmen sınıfın dersine giren diğer öğretmenlere de aynı soruyu sorar ve yine 20 cevabını alır. Ancak işini riske atmak istemez ve kitapçıkları dersinin 2. saatinde dağıtmaya karar vererek derse girdiği ilk saat sınıftaki öğrencileri sayar. Dersinde o gün 22 kişinin sınıfta olduğunu görür ve ders arasında 22 adet kitapçık alarak ikinci ders saatinde bunları dağıtır. Buna göre öğretmenin güvenmeyi reddettiği ve güvenmeyi seçtiği iki doğruluk ölçütü hangi seçenekte doğru sırayla verilmiştir? A) Yarar - Apaçıklık B) Tümel uzlaşım- Uygunluk C) Tutarlılık - Apaçıklık D) Tümel uzlaşım- Tutarlılık E) Uygunluk - Yarar
B
- Doğuştan bilgi yoktur. Bilgimizin kaynağı akıl olamaz. - Duyumlarımız ve algılarımız bize doğruluğu kesin olan bilgiler veremezler. - Ne sadece aklımızla ne de sadece deneyimlerimizle doğru bilgiye ulaşmamız mümkün değildir. Bilginin kaynağına yönelik yargılar sırasıyla hangi felsefi akımlara aittir? A) Rasyonalizm- Empirizm - Entüisyonizm B) Empirizm - Rasyonalizm - Entüisyonizm C) Kritisizm - Empirizm - Rasyonalizm D) Empirizm - Rasyonalizm - Kritisizm E) Empirizm - Kritisizm - Entüisyonizm
D
Felsefe tarihinde bazı filozoflar, insanda duyular ve akıldan farklı, onlardan üstün, insanın bilmek istediği bir şeyi doğrudan, aracısız bir kavrayışla, üzerinde herhangi bir akıl yürütme yapmaksızın veya kanıt gerektirmeksizin bilmesini mümkün kılan bir yeti olduğuna inanırlar. Bu yeti ile bilinen şey apaçık bir biçimde, kendisinden şüphe edilmesi mümkün olmayan en üstün bir bilme tarzıyla kesin ve konusuna uygun bir bilgidir. Bu parçada açıklanan bilgi görüşü aşağıdakilerden hangisidir? A) Empirizm B) Entüisyonizm C) Pozitivizm D) Rasyonalizm E) Septisizm
B