text
stringlengths 53
17.2k
|
---|
Doç. Dr. Cemile DEMİR GÖKYA YLA • A TICARI UYUŞMAZLIKLARDA . . . . TURK MAHKEMELERININ . MILLETLERARASI . . YETKISI V< vedat kitapçılık iSTANBUL 2021 Yayın No: 653 I. Baskı -Nisan 202 I -İstanbul 5846 sayılı Yasa uyarınca bu kitabın dijital iletim, CD'ye kayıt, elektronik kitap olarak yayımı ve mevcut veya ileride geliştirilebilecek her türlü araçla çoğaltılması ve yayılması hakları da dahil olmak üzere; 5846 sayılı Yasa anlamında çoğaltrna, yayma ve diğer tüm yayın hakları yalnızca ve münhasıran VEDAT KİTAPÇlLLK Basım Yayım Dağıtım İnş. San. Tic. Ltd. Şti. 'ne aittir. Kitabın tamamının veya bir kısmının mevcut veya ileride geliştirilebilecek herhangi bir araç veya teknikle çoğaltılması, yayılması ve herhangi bir şekil ve yöntemle ticaret alanına konu edilmesi kesinlikle yasaktır. Aksine hareketler VEDAT KİTAPÇILIK Basım Yayım Dağıtım İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'nin burada saklı tutmuş olduğu haklarının ihlali anlamını taşır. VEDAT KİTAPÇILIK Basım Yayım Dağıtım İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olabilecek tüm hak ihlallerine karşı tüm yasal haklarını kullanmaya, fikri hak ve emeği korumaya kararlı dır. ISBN Sayfa Düzeni Kapak Tasarımı Baskı VEDAT KİTAPÇILIK 978-605-70364-5-2 Gülgonca ÇARPIK Gülgonca ÇARPIK Enes Basın Yayın Matbaacılık Ltd. Şti. Maltepe Mah. Litros Yolu Fatih San. Sitesi No: 12/210 Topkapı 1 İSTANBUL Tel: +90 (2 I 2) 50 I 47 63 Serti i ka No: 45822 BASlM YAYlM DAGITIM LTD.ŞTİ. Şişli Mağaza Abide-i Hürriyet Cad. No: 207 Şişli 1 İSTANBUL Tel.: (0212) 240 12 54-240 12 58 Fax: (0212) 240 12 67 www. vedatkitapc ilik.com Ardarn 'a, Cemim 'e Hayalimden kanıma, Kanımdan canıma, Canımdan hayatıma ... ÖN SÖZ Türkiye'nin milletlerarası ticarette artan rolüne bağlı olarak Türk tarafların dahil oldukları milletlerarası ticari uyuşmazlıkların sayısı da artmaktadır. Bu uyuşmazl ıkların çözümünde, tahkim özel bir öneme sahiptir. Tahkimin artan ağırlığına rağmen milletlerarası ticari uyuş mazlıkların devlet mahkemeleri nin huzurunda da çözüme kavuşturul maktadır. Bu uyuşmaz lıkların Türk mahkemeleri huzurunda çözülmek istenmesi halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olup olmadıkları Türk hukukuna göre belirlenec ektir. Bu çalışmanın amacı, ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin mevzuat ve içtihatlardaki gelişmele ri dikkate alarak ele almaktadır. Bu önsöz vesilesiyle, bu çalışmada katkılarını esirgemeyen sevgili meslektaşım Dr. Candan Yasan Tepetaş'a, gemiler üzerindeki ihtiyati hacizler konusunda destek olan Dr. Cüneyt Süzel'e ve insan hakları huk:uk:uyla ilgili kısı mlarda fikirlerini benimle paylaşan Av. Tuğçe Duygu Köksal'a teşekkür ederim. Bu çalışmanın yazılmasında manevi desteklerini esirgemeyen sevgili babam Mehmet Demir'e veeşim Prof. Dr. Emre Gökyayla'ya teşekkür ederim. Kitabın basılmasındaki emeklerinden dolayı yayınevinin değerli çalışanlarına teşekkür ederim. Nisan 2021 İstanbul V İÇİNDEKİLER GİRİŞ ......................... ............................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM MiLLETLERARASI YETKi KURAL LARINA İLİŞKİN TEMEL ESASLAR I. Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisinin Tesisinde Uyuşmazlığın Ticari Olmasının Etkisi .................. ..................................... 5 ll. Yargı Yetkisi ve Milletlerarası Yetki ......................................... .................. 9 III. Devletlerin Milletlerarası Yetki Kurallarının Belirlenmesindeki Münhasır Yetkileri ...................................................................................... 10 IV. Türk Milletlerarası Yetki Kurallarının Ya bancı Mahkemeterin Yetkisini Te sis Etmemesi ........................................................................... 12 V. Yetkilendiren Mahkemeyle Uyuşmazlık Arasında İrtibat Bulunması Esası ......................... .................................... ............... 14 VI. Aşırı (Aşkın) Yetki Kuralları .................................................................... 16 VII. Münhasır Yetki Kuralları .................... ....... ............................................... 22 VIII. Milletlerarası Yetki Kurallarının Belirlenmesine İlişkin Sistemler ..... 23 A. Milli Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisinin Verilen Karariann Yabancı Ülkelerde Tanınması ve Tenfızi Dikkate Alınarak Belirlenmesi ........................................... ................ ................. 24 B. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kurallannın Uygulanması Suretiyle Milletlerarası Yetkinin Tesisi (Bağımlı Yetki Sistemi) .......... 27 C. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kurallarınd an Ayrı Milletlerarası Yetki Kurallarının Konulması (Bağımsız Yetki Sistemi) .......... ...... ...... 28 D. İç Hukukun Yetki Kurallan Yanında Milletlerarası Yetkiye İlişkin Tamamlayıcı Milletlerarası Yetki Kuralları Koyulma sı. ............ 30 VII İçindekiler IX. Türk Milletlerarası Yetki Sistemi ............................................................ 30 A. Milletlerarası Yetki Kurallarının Tarihçesi ................ ................ ............ 30 B. Genel Milletlerarası Yetki Kuralı ....................... ................................... 36 C. MÖHUK 'ta Yer Alan Özel Yetki Kurallarıyla İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kuralları Arasındaki ilişki ..................................... 40 1. Türklerin Kişi Hallerine İlişkin Davalar .................. ....................... .45 2. Yabancıların Kişi Hallerine İlişkin Bazı Davalar ........................... .45 3. Miras Davaları .............................. ....................... ..................... ....... 48 4. İş Sözleşmesi ve İş ilişkisi Davaları ................ ........ ....................... .48 5. Tüketici Sözleşmesine İl işkin Davalar .... ......... ............. .................. 54 6. Sigorta Sözleşmesine İlişkin Davalar .............................................. 55 X. Milletlerarası Yetki Kurallarının Vasıflandırılması ................................ 62 XI. Milletlerarası Yetki Kurallarının Yorumlanması ........ ............. ......... ..... . 63 A. Milletlerarası Ticari Uyuşmazlıklarda Yetki Kurallarının Yorumlanmasının Önemi ............ ........................................................... 63 B. Yer İtibariyle Yetki Kurallarının Yorumlanması ................................... 66 C. Adil Yargılanma Hakkının Milletlerarası Yetki Kurallarının Yorumlanmasına Etkisi ................................................. ....................... 68 I. Yetki Kurallanna İlişkin Temel İ lke ................. ............................... 68 2. Terminoloji ve Tanım ......................................... .............................. 69 3. Mahkemeye Erişim Hakianın Gerekleri ve Sınırları .............. ......... 70 4. Mahkemeye Erişim Hakianın Mille tlerarası Yetki Kurallarına Etkisi ..................... ............. .................. .......... ............... 72 a) Olumsuz Yetki Uyuşmazlığı Halinde Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ............................................ ..................... 74 b) Başka Devlet Mahkemelerinin Yetkili Olmaları Halinde Türk Mahkemelerinin Yetkisizlik Kararı Vermesi ...................... 74 (I) Yabancı Mahkemede Adil Yargılama Yapılmaması ihtimali ............................ .......................... .............. .... ......... 77 VIII içindekiler (2) Yetkili Başka Bir Devlet Mahkemesinde Dava Açılmasının Teorik Olarak Mümkün Olmakla Birlikte Davacı İçin Fiilen Etkisiz veya Ulaşılmaz Olması ............ 87 (3) Yabancı Mahkemede Yargılamanın Maliyetlerinin Türkiye'deki Taraflar İçin Çok Yüksek Olması Mahkemeye Erişim Hakkını Temin Etmek İçin Türk Mahkemelerinin İç Hukukun Yer itibariyle Yetki Kurallarını Geniş Yorumlamalannın Bir Gerekçesi Olabilir mi? .......................................................................... 89 c) Aşırı Yetki Kurallarının AİHS'iin 6'ncı Maddesi Çerçevesind e Değerlendirilmesi ................................................ 95 XII. Milletlerarası Yetkili Birden Çok Devlet Mahkemesi Arasında Seçim Yaparken Gözetilmesi Gereken Kriterler .................... 97 A. Davanın Başarı ihtimali ......................................................................... 98 B. Verilen Mahkeme Kararının İcrası .... .................................. ................ 101 C. Mahkemenin Adil Bir Yargılama Yapması. ............... .......................... 102 D. Yargılama Kalitesi .................... ............................................. ............. 102 E. Yargılama Giderleri ......... ............ ....................... .................. ............... 103 F. Yargılama Dili .............................................................................. ...... 104 G. Mahkemenin Hukuk Sistemine Aşina Olunması .............. .................. 105 H. Mahkemenin Yakın Bir Mesafede Olması ................. ..................... .... 105 I. Değerlendirme .... .............................. ........... ........................ ............... 105 XIII. Milletlerarası Yetkisizlik İtirazı ve Sonuçları .......................................... l 06 İKİNCİ BÖLÜM MiLLETLER ARASI TİCARİ UYUŞMA ZLIKLARDA BAŞVU RULARİLECEK YETKİ KURALLARI I. Giriş ........................................................................................................... lll IL Genel Yetki Kuralları ............................................................................... lll A. Davalının Yerleşim Yeri Mahkemesi ....................... ...... ...................... 112 IX İçindekiler 1. Gerçek Kişilerin Yerleşim Yeri Mahkemesi ............ ...................... 113 a) Türk Vatandaşlarının Yerleşim Yeri Adresi ...... ........................ 1 13 b) Türkiye 'de Oturan Yabancıların Kayıtlı Adresleri ...................
|
................ 101 C. Mahkemenin Adil Bir Yargılama Yapması. ............... .......................... 102 D. Yargılama Kalitesi .................... ............................................. ............. 102 E. Yargılama Giderleri ......... ............ ....................... .................. ............... 103 F. Yargılama Dili .............................................................................. ...... 104 G. Mahkemenin Hukuk Sistemine Aşina Olunması .............. .................. 105 H. Mahkemenin Yakın Bir Mesafede Olması ................. ..................... .... 105 I. Değerlendirme .... .............................. ........... ........................ ............... 105 XIII. Milletlerarası Yetkisizlik İtirazı ve Sonuçları .......................................... l 06 İKİNCİ BÖLÜM MiLLETLER ARASI TİCARİ UYUŞMA ZLIKLARDA BAŞVU RULARİLECEK YETKİ KURALLARI I. Giriş ........................................................................................................... lll IL Genel Yetki Kuralları ............................................................................... lll A. Davalının Yerleşim Yeri Mahkemesi ....................... ...... ...................... 112 IX İçindekiler 1. Gerçek Kişilerin Yerleşim Yeri Mahkemesi ............ ...................... 113 a) Türk Vatandaşlarının Yerleşim Yeri Adresi ...... ........................ 1 13 b) Türkiye 'de Oturan Yabancıların Kayıtlı Adresleri ................... 1 14 c) Gerçek Kişi Tacirin Yerleşim Yeri ...................................... ..... 1 19 2. Tüzel Kişilerin Yerleşim Yeri Mahkemesi ...... ............................... 119 3. Birden Fazla Davaimm Olması Halinde Genel Yetkili Mahkeme ....... ......... ......... ................................ ........................ ....... 1 22 B. Türkiye'de Yerleşim Yeri Olmayan Kişilere Karşı Açılacak Davalarda Genel Yetkili Mahkeme ................................... .................. 126 1. Terminoloji ....................... ................... ........ ............. ...................... 126 2. Davaimm Oturduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi ............................ 129 3. Davaimm Mutad Mesken Mahkemes inin Yetkisi ........................ 131 a) Gerçek Kişilerin Mutad Meskenleri Mahkemesinin Yetkisi ..... 131 b) Tüzel Kişiler için Mutad Mesken Mahkemesinin Yetkisi ......... 135 4. Davaimm Oturduğu Yer Mahkemesiyle Mutad Mesken Mahkemesi Arasındaki ilişki ...... ......... ............................... ........... 140 III. Özel Yetki Kuralları ......................... .................... .................................... 141 X A. Malvarlığına İlişkin Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme .................... 142 l. Davalının Geçici Olarak Bulunduğu Yer Mahkemesi ................... 142 2. Uyuşmazl ık Konusu Malvarlığının Bulunduğu Yer Mahkemesi .............................................................................. 144 a) Tüzel Kişilere Karşı Açılacak Davalarda Malvarlığının Bulunduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi ............................... ....... 145 b) Davanın Niteliği ................................. .............................. ....... . 147 c) Uyuşmazlık Konusu Malvarlığının Bulunduğu Yerde Dava Açıiabilmesi ve Değerlendirilmesi ........................ ................... 1 50 B. Sözleşmeden Doğan Uyuşmazlıklarda İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi ................ .......... .............. ................. ......................................... 155 1. İ fa Yeri Mahkemesinin Belirlenmesi ............................................. 155 a) iki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşmeler de lfa Yeri Tespit Edilirken Esas Alınacak Edim ............... ................................... 156 İçindekiler (1) Uyuşmazlık Konusu Edimin İfa Yeri Mahkemesi ............. ı57 (2) Sözleşmeye Tipini Veren Edimin İfa Yeri Mahkemesi ...... ı60 (3) Karakteri stik Edimin İfa Yeri Mahkemesi .......... ............... ı61 (4) Edimlerden Herhangi Birisinin İfa Yeri Mahkemesi ......... 164 (5) Bazı Sözleşme Tiplerine Göre İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi ........ ............................. .......... .................................. 166 (a) Satış Sözleşmeleri ..................... .................................... ı 66 (b) Taşıma Sözleşmeleri ........ ............................................. 176 (c) Kira Sözleşmeleri .......................................................... 182 (d) İş görme ve Saklama Sözleşmeleri ......... ......... .............. ı 85 (e) Eser Sözleşmeleri ................. ............ ............................. 192 (f) Dağıtım Sözleşmeleri ..... .............................................. 200 (g) Sigorta Sözleşmeleri ............................... .................. .... 204 b) Değerlendirme ....................................... ................................... 204 2. İfa Yerinin Tespiti ....................................... ............................. ...... 207 a) Sözleşmenin Dava Açılmadan Önce İfa Edilmiş Olması ......... 207 b) Tarafların İfa Yerini Belirlemeleri ........................................... 208 c) İfa Yerinin Tarajlarca Kararlaştırılmamış Olsa Bile Sözleşmenin Özellikleri Gereği Belirli Olması ............... ........ 210 d) İfa Yerinin Tarajlarca Belirlenmemiş Olması ......................... 21 ı e) Türk Hukuku Uyarınca İfa Yeri.. .................... .......................... 216 3. İ fa Yeri Mahkemesinin Yetkisine İlişkin Özel Durumlar .............. 218 a) HM!Cnın JO'uncu Maddesi Kapsamındaki Sözleşmeler ......... 218 b) HM!Cnın JO'uncu Maddesi Kapsamındaki Talepler ............... 2ı9 c) Sözleşme ilişkisinin Varlığının inkar Edilmesi Hdlinde İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi .................................... .............. 234 C. Taşınınazın Aynına İlişkin Uyuşmazlıklarda Taşınınazın Bulunduğu Yer Mahkemesi ................................................................ 237 D. Tüzel Kişilerin Ortakları veya Üyeleri Arasında Açılacak Davalarda Yetkili Mahkeıne ............................... ................... .............. 241 XI İçindekiler XII E. Ticari İşletmelerinin Şubesinin Bulunduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi ............................................. ............................... .... .......... ....... 246 F. Şirketlere İlişkin Davalarda Yetkili Mahkeme .................................... 253 1 . Bütün Şir ket Türleri Hakkındaki Yetki Kuralları .......................... 254 2. Anonim Şirketlere İlişkin Yetki Kuralları .................... ................. 255 3. Limited Şirketlere İlişkin Yetki Kuralları ....................... ............... 258 G. Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetkili Mahkeme ............................ 258 H. Türkiye'de Olmayan Kişiler Adına Türkiye'de Acentelik veya Aracılık Faaliyetinde Bulunanlara Karşı Açılacak Davalarda Yetki ... 263 I . Acentenin Davadaki Durumu ......................... ............................... 267 2. Davayı Takip Yetkisine Uygulanacak Hukuk ................................ 271 3. Uyuşmazlık Konusu İşleminAcente Tarafından Yapılması .......... 273 4. Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi ................................................. 274 a) Acentenin Yerleşim Yeri veya Mutad Mesken Mahkemesinin Yetkisi ............................................... ........... ..... 274 b) Müvekkil e Karşı Açılacak Davada Milletlerarası Yetkili Türk Mahkemesinin Varlığının Acentenin Davayı Takip Yetkisine Etkisi ........................... ............................... ......... ....... 278 c) Müvekkilin Taraf Olduğu Sözleşmede Yabancı Mahkeme Lehine Yapılan Yetki Sözleşmesinin Acentenin Davayı Takip Yetkisine Etkisi ............................................... ................. 278 I. İflas Davalarında Muamele Merkezi Mahkemelerinin Yetkisi .......... 290 J. Sigorta Uyuşmazlıklarında Yetkili Mahkeme ..................................... 30 ı I. MÖHUK'un 46'ncı Maddesi Kapsamındaki Uyuşmazlıklar ........ 302 2. Vasıflandırma Problemleri ............................................................. 3 ı 2 3. MÖHUK'un 46'ncı Maddesi Uyarınca Yetkili Mahkemeler ........ 313 a) Sigortacıya Karşı Açılacak Davalar ........................................ 313 b) Sigorta Ettiren, Sigorta/ı ve Lehtara Karşı Açılacak Davalarda Yetkili Mahkeme ................. ......... ........ .................. 314 4. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kuralları ..................................... 315 İçindekiler a) Malvarlığına İlişkin Sigortalarda Yetkili Mahkeme ................. 315 b) Can Sigortalarında Yetkili Mahkeme .......... .... .... ..................... 3 15 c) Deniz Sigortalarında Yetkili Mahkeme .............. ........... ..... ...... 3 16 d) Motorlu Araç Kazalarından Dolayı Hukukf Sorumluluk Davaları ........... .... ........... ..................................... ....... .... ......... 3 1 6 K. Fikri ve Sına! Haklardan Doğan Uyuşmazl ıklarda Yetkili Mahkeme ......................... ............ .... ........................ ............................ 3 16 L. Taşıma İşlerinde Yetkili Mahkeme .............................. ........ ...... ....... ... 325 1. Karayoluyla Uluslararası Taşımalardan Doğan Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme ........... ................... ................. 329 2. Havayoluyla Uluslararası Taşımalardan Doğan Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme ................. .............................. ......... .................... 342 M. Deniz Ticaret Hukukun a İlişkin Yetki Kurallan ...... ................. ......... 346 N. Tanıma ve Tenfiz Davalannda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ........................................................................... 348 1. Yabancı Mahkeme Kararlannın Tanınması ve Tenfizinde Yetkili Mahkeme .... .................. ....................................... .......... ..... 348 2. Yabancı Hakem Kararlannın Tanınması ve Tenfizinde Yetkili Mahkeme ................ ....... ....... ............. ....................... .......... 351 O. Milletlerarası Tahkim Yargılamasında Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi .................. .... ...... ........... ....... ....... ...................... 353 IV. Delil Tespiti ve Geçici Hukuki Koruma Kararlarında Türk Mahkemelerinin Mmetlerarası Yetkisi. ............... .................. ...... ........... 356 A. İhtiyati Tedbir Taleplerinde Yetkili Mahkeme ...................... .... .......... 356 B. İhtiyati Haciz Kararı Vermeye Yetkili
|
1. Karayoluyla Uluslararası Taşımalardan Doğan Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme ........... ................... ................. 329 2. Havayoluyla Uluslararası Taşımalardan Doğan Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme ................. .............................. ......... .................... 342 M. Deniz Ticaret Hukukun a İlişkin Yetki Kurallan ...... ................. ......... 346 N. Tanıma ve Tenfiz Davalannda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ........................................................................... 348 1. Yabancı Mahkeme Kararlannın Tanınması ve Tenfizinde Yetkili Mahkeme .... .................. ....................................... .......... ..... 348 2. Yabancı Hakem Kararlannın Tanınması ve Tenfizinde Yetkili Mahkeme ................ ....... ....... ............. ....................... .......... 351 O. Milletlerarası Tahkim Yargılamasında Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi .................. .... ...... ........... ....... ....... ...................... 353 IV. Delil Tespiti ve Geçici Hukuki Koruma Kararlarında Türk Mahkemelerinin Mmetlerarası Yetkisi. ............... .................. ...... ........... 356 A. İhtiyati Tedbir Taleplerinde Yetkili Mahkeme ...................... .... .......... 356 B. İhtiyati Haciz Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme ............ ......... ..... ...... 358 C. Yabancı Mahkeme Lehine Yapılan Yetki Sözleşmelerinin ve Uyuşmazlığın Esası Hakkında Yabancı Bir Mahkemede Dava Açılmasının Türk Mahkemelerinin Geçici Hukuki Koruma Kararı Verme Yetkilerine Etkisi ................. ........................ ..... ............ 359 D. Değerlendirme ....... ...... ......... ........ .............. ........................ ........ ....... . 370 XIII İçindekiler E. Milletlerarası Tahkim Yargılamasında Türk Mahkeme lerinin İhtiyati Tedbir veya İhtiyati Haciz Kararı Verme Yetkisi .................... 373 F. Gemi Alacakları Hakkında İhtiyati Haciz Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme ............................................. .............. .................. .... 376 1. Dava Açılmadan Önce İhtiyati Haciz Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme ....... .............. ........ ................................... ............ 376 a) Türk Bayrak/ı Gemiler Hakkında Yetkili Mahkeme ................. 3 77 b) Yabancı Bayrak/ı Gemiler Hakkında Yetkili Mahkeme ............ 377 c) Yetki Sözleşmesi veya Tahkim Anlaşması Bulunması ............... 378 2. Dava Açıldıktan Sonra İhtiyati Haciz Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme ..................... ........................ .............. ................. 379 3. İhtiyati Haciz Kararını İtiraz ve Değişiklik istemler İçin Yetkili Mahkeme ......... ................ ............................... .................... 380 4. Türk Mahkemelerinde İhtiyati Haciz Kararı Verilen Hallerde Uyuşmazlığın Esası Hakkında Yetkili Türk Mahkemesi ....... .................. .......... ......................... ......................... 381 5. İhtiyati Haciz Kararı Veren Mahkemenin Yabancı Hakem veya Mahkeme Kararı nı Tenfizi Davasında Yetkisi ......... 383 G. Delil Tespiti İçin Yetkili Mahkemeler .......................... ...................... 384 V. Tarafların Davranışları Nedeniyle Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkili Olması .................................................. ................. 387 A. Davaimm Karşı Dava Açması ............................................................. 387 B. Davaimm Yetki İlk İtirazında Bulunmamas ı. ....... ............................... 388 C. Asli Müdahale Hillinde Yetkili Mahkeme ........................................... 389 VI. Çekişmesiz Yargı İşlerinde Yetkili Mahkemeler ................................... 389 XIV A. Genel Yetki Kuralı .......... ............ ......................................................... 389 B. Çekişmesiz Yargı İşierine İlişkin TTK'da Yer Alan Yetki Kuralları ... 390 1. Ticaret Siciline Tescile İtiraz Davaları ............... ......... .................. 390 2. Taeİrİn Saklamakla Yükümlü Olduğu Belgelerin ve Defterlerin Zıyaa Uğrarlığına İlişkin Belge Vermeye Yetkili Mahkeme ................ ..................... .......................... ......................... 390 içindekiler 3. Hamiline Yazılı Hisse Senetierin İptaline Karar Vermeye Yetkili Mahkeme ................................... ......................................... 391 4. Makbuz Senedi veya Varantın Zayi Olması Halinde İkinci Bir Nüsha Vermeye Yetkili Mahkeme ...................... .................... 391 VII. Türk Mahkemelerinin Sözleşmeyle Yetkilendirilmesi .......................... 391 VIII. istisnai Olarak Türk Mahkemesinin Milletlerarası Yetkisini Tesis Eden Durumlar ............................................................................... 392 A. Kamu Düzeni Müdahalesiyle Yetki Tesisi ................ .................. ........ 392 B. Davacının Yabancı Bir Ülkede Mahkemesin de Açılmasının imkansız Olması ............... ................... ...................... ......................... 393 C. MÖHUK'un Milletlerarası Yetki Sistemi İçinde Kamu Düzeni veya imkansızlık Nedeniyle Yetki Tesisi ....... .................. ....... 393 D. Forum Necessitatis ............ ..... ....................................... ..................... 398 1. Genel Olarak .......... ................. .......................................... ........ ..... 398 2. Karşılaştırmalı Hukuk ...................... ...... ............... ................. ........ 402 3. Türk Mahkemelerinin Ticari Uyuşmazl ıklarda Milletlerarası Yetkisi ve Forum Necessitatis Prensibi ...... ............................ ...... .406 SONUÇ ............................................. ..................................................................... 415 KAYNAKÇA ................... ...................................... ................................................ 417 xv AİHM AİHS AYM Aşğ. BAM BATİDER Bkz. CMR CISG EŞHK f FSEK HMK HUMK İBO İMK KISALTMALAR CETVELİ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Anayasa Mahkemesi Aşağıda Bölge Adi iye Mahkemesi Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi Bakınız Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antiaşması Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Münkasem Şirketlerle Ecnebi Sigorta Şirketleri Hakkında Kanun-u Muvakkat Fıkra Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hukuk Muhakemeleri Usulü Hakkında Kanun İstanbul Barosu Dergisi İş Mahkemeleri Kanunu INCOTERMS : International Commercial Terms İsv. FUK İsv. MÖHK İsviçre Federal Usul Kanunu İsviçre Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu XVII Kısalımalar KTK MÖHUK MTK NHK RG. s. s. SMK T. TBK TBB TKHK TMK TTK TVK vd. Y. ZPO XVIII Karayolları Trafik Kanunu Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Milletlerarası Tahkim Kanunu Nüfus Hizmetleri Kanunu Resmi Gazete Sayfa Sayı Sınai Mülkiyet Kanunu Tarih Türk Borçlar Kanunu Türkiye Barolar Birliği Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Türk Medeni Kanunu Türk Ticaret Kanunu Türk Vatandaşlığı Kanunu ve devamı Yargıtay Zi vi 1 prozessordnung GİRİŞ Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi konusunda 2007 yılın dan itibaren 5718 sayılı MÖHUK'u n, 6100 sayılı HMK'nın, 6102 sayılı TTK'nın, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte önemli değişiklik ler gerçekleşmiştir . Yasal değişiklikle rle birlikte yargısal ve bilimsel içti hatlarda da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Yaklaşık son 15 yıldır yaşanan değişiklikleri tek bir çalışmada ele almanın okuyucuya faydalı olacağı kanaatindeyiz. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi oldukça geniş bir konu dur. Milletlerarası yetki sözleşmeleri, kişi hallerine ilişkin uyuşmazlıklara ilişkin yetki kuralları ve zayıf tarafı korumayı hedefleyen yetki kuralları bugüne kadar yayınlanan monografilerle kapsamlı bir şekilde incelenmiş tir. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisini monografi bazında inceleyen bir çalışma yapılmamı ştır. Bu çalışmanın amacı, özellikle milletlerarası ticari ilişki olarak niteleyeb ileceğimiz hukuki ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisi ni, milletlerarası yetki sözleşmeleri hariç olmak üzere, incelemektir . Çalışmamızda, "ticari" uyuşmazlık kavramı, HMK'nın 1-5'inci ve TTK'nın 4-5'inci maddelerinde mahkemelerin görevini düzenleyen hükümler çerçevesinde ele alınmamış tır. Uyuşmazlığın yabancı unsurlu olması mahkemelerin görevine ilişkin usul kuralları bakımından belir leyici değildir. Bu nedenle görev konusu bu çalışmanın dışındadır. Bu çalışmada kullanılan tica ri uyuşmazlık ifadesi de asliye ticaret mahkeme lerinin görev alanına giren uyuşmazlıklada sınırlı olarak anlaşılmamalıdır . Milletlerarası ticari uyuşmazlık bu çalışmada milletlerarası ticaretin men- Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi faatini ilgilendiren iş ve ilişkilerden doğan uyuşmazlıkları ifade edecek şekilde kullanılmaktadır. Bu kapsamda, sözleşmeden, haksız fıilden, hak sız rekabetten, fikri ve sınai hakların ihlalinden, sebepsiz zenginleşmeden, vekaletsiz iş görmeden doğan uyuşmazlıklar anlaşılmaktadır. Tüketici ve iş ilişkilerinden, mirastan doğan ve kişi hallerine ilişkin uyuşmaz lıklar bu çalışmanın kapsamı dışındadır. Milletlerarası yetki kuralları, uyuşmazlığı yerleşim yeri, işyeri gibi
|
1-5'inci ve TTK'nın 4-5'inci maddelerinde mahkemelerin görevini düzenleyen hükümler çerçevesinde ele alınmamış tır. Uyuşmazlığın yabancı unsurlu olması mahkemelerin görevine ilişkin usul kuralları bakımından belir leyici değildir. Bu nedenle görev konusu bu çalışmanın dışındadır. Bu çalışmada kullanılan tica ri uyuşmazlık ifadesi de asliye ticaret mahkeme lerinin görev alanına giren uyuşmazlıklada sınırlı olarak anlaşılmamalıdır . Milletlerarası ticari uyuşmazlık bu çalışmada milletlerarası ticaretin men- Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi faatini ilgilendiren iş ve ilişkilerden doğan uyuşmazlıkları ifade edecek şekilde kullanılmaktadır. Bu kapsamda, sözleşmeden, haksız fıilden, hak sız rekabetten, fikri ve sınai hakların ihlalinden, sebepsiz zenginleşmeden, vekaletsiz iş görmeden doğan uyuşmazlıklar anlaşılmaktadır. Tüketici ve iş ilişkilerinden, mirastan doğan ve kişi hallerine ilişkin uyuşmaz lıklar bu çalışmanın kapsamı dışındadır. Milletlerarası yetki kuralları, uyuşmazlığı yerleşim yeri, işyeri gibi bağlama noktaları vasıtasıyla bir devletin mahkemelerinin coğrafi yargı çevresine bağlar. Bir uyuşmazlıkta Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi olup olmadığına karar verirken bağlama noktasının Türk mahke melerinin yargı çevresinde olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir . Bu belirleme yapılırken de bağlama noktasının yorumlanması gerekebilir. Türk hukukunda milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemele rinin milletlerarası yetkisi büyük ölçüde iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlenmektedir. İç hukukun yer itibariyle yetki kural ları milletlerarası ticaretin Türk mahkemelerinin yetkisini tesis etmek ihtiyacına cevap vermeyeb ilir. Bu dururnda bağlama noktası, tarafların haklarına kolay, hızlı ve az masrafla ulaşmalarını sağlayacak şekilde yorumlanmalıdır. Aksi halde milletlerarası ticaretin gelişimi yavaşlar ve mal ve hizmetlere erişim güçleşir. Zira, milletlerarası ticari uyuşmazlık ların çok uzun sür ede ve pahalı bir şekilde çözülmesi ya da uyuşmazlık çözüm deneyimine sahip olunmadığı ya da maliyetine katlanılamadığı için hakkı aramaktan vazgeçilmek zorunda kalınması milletlerarası ticaretin risklerini artıracağı için maliy etini de artıracaktır. Bir uyuşmazlık çıkma sı halinde hakkına kolaylıkla kavuşamayaca ğını bilen taraflar akreditif, teminat mektubu, gözetim raporu alınması gibi uyuşmazlık riskini azaltan ama ticaretin maliyetini artıran yöntemlere başvuracak ya da riskini fiya tına ekleyecektir. Bu da milletlerarası mal ve sermaye geçişinin maliyetini artıracak, fıyat artışı ya da malın zor temini gibi tüm topluma yansıyacak problemlere neden olacaktır. Bu çalışmada bağlama noktaları değerlendi rirken bu bakış açısından hareket edilmiştir. 2 Giriş Hak sahibinin hakkına kavuşmasının kolaylaştırılmasında bir diğer parametre de davacıya hakkını arayabileceği adil yargılama yapacak bir mahkemeye etkin bir erişim hakkı sağlanmasıdır . Bu da adil yargılanma hakianın bir gereği olan mahkemeye erişim hakkının tesis edilmesid ir. Mahkemeye erişim hakkının temin edilmemesi, ihkakıhaktan imtina anla mına gelebilir ve adil yargılanma hakkını ihlal edebilir. Diğer taraftan, hakkı olduğunu iddia eden bir tarafın kendisi için en elverişli olan yerde davaimm kendini savunma imkanı olup olmadı ğı gözetilmeksizin hakkını arayabilmesi de davalının doğal hakimind en uzaklaşmasına ve adil yargılanma hakkının ihlaline neden olabilir. Bu nedenle, milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda alacaklının hakkına kavuş ması kolaylaştınlmak istendiği için davaimm adil yargılanma hakkı da göz ardı edilmemeli dir. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda, davacı, davasını açacağı devlet mahkemesine karar verirken birçok etkeni dikkate alarak lehine ve İcra edebileceği bir kararı verecek bir mahkemede dava açmayı tercih ede cektir. Esas itibariyle bu analiz, milletlerarası bir sözleşmenin müzakeresi sırasında uyuşmazlık çözüm yöntemi belirlenir ken yapılması gereken bir analizdir. Öncelikle uyuşmazlığın çözüm yöntemi konusunda tahkim ve devlet yargısı arasında bir seçim yapılmalıdır. Tahkim tercih edilmediği hallerde uyuşmazlığın hangi devlet mahkemesinde ya da mahkemelerinde çözümleneceğinin belirlenmesi son derece önemlidir . Yetkili mahkeme seçilirken, adil bir yargılama yapacak ve verilen kararın diğer tarafın malvarlığının bulunduğu yerde İcra edilebilecek olması temel kriterlerdir. Taraflar sözleşme müzakerelerinde bu analizi yapmamışiarsa uyuşmazlık çıktıktan sonra davalarını nerede açacaklarına karar verirken bu analizi yapacaktır . Taraflar gerçekten o mahkemede dava açmaya ihtiyaçla rı oldu ğu için dava açmaktadır. Bu hakikat, tarafların dava açacakları mahkemeyi tesadüfen seçmediklerini ve seçmeyecek lerini göstermektedir. Kanun koyucula r, yetki kurallarını tesis etmek için bağlama noktalarını belir lerken ve bir bağlama noktasının aşırı yetki tesis edip etmediğine karar verirken bu hususu gözetmelidir. Bu da bağlama noktaları yorumlanırken ve kanunun amacı araştırılırken dikkate alınması gereken bir husustur. 3 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Yukarıda belirlediğimiz sınırlar ve yetki kurallannın uygulanmasında dikkate alınması gereken hususlar ışığında, ilk bölümde milletlerarası yetki kurallarına ilişkin ilişkin temel esaslara değinıneye çalıştık. Milletlerarası yetkinin yargı yetkisinden farkı, devletlerin mahkeme lerinin milletlerarası yetkisini tesis ederken tercih edebilecekleri yöntemlere, münhasır ve aşırı yetki kuralı kavramına kısaca değindik. Türk milletlerarası yetki sistemi bu bölümde açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bölümde, iç hukukun yer itiba riyle yetki kuralları ile MÖHUK 'ta yer alan milletlerarası yetki kurallan arasında ilişkiyi ineeledik Milletlerarası yetki kurallarının ne şekilde yorumlanması gerektiğini açıklamaya çalıştık. Bu çerçevede özellikle, adil yargılanma hakkının milletlerarası yetki kurallarının yorumlanması ve uygulanmasına olan etkilerine değinıneye ve özellikle milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda yetki kurallarının uygulanmasına yönelik bir bakış açısı geliştirmeye çalıştık. Yine, birden çok yetkili mahkeme olan hallerde hangi devlet mahkemesinde dava açmaya karar vermeden önce analiz edilmesi gereken menfaat ve riskleri de açıklamaya çalıştık. İkinci bölümde, Türk hukukunda milletlerarası yetki tesis eden kural ları ineeledik Yetki kurallarını genel ve özel yetki kurallan olarak temel ayrıma uygun olarak ineeledik Bu çerçevede yabancı tüzel kişiler için genel yetkili bir mahkeme tesis etmenin mümkün ve doğru olup olmadı ğını tartışmaya açmaya çalıştık. Özel yetki kurallarını mümkün olduğunca uyuşmazlığın konusuna göre gruplandırmaya çalıştık. Özel yetki kurallarıyla ilgili olarak temel bilgileri ve milletlerarası ticari uyuşmazlık larda arz edebilecekleri özel liklere değinıneye çalıştık. 4 BİRİNCİ BÖLÜM MiLLETLERARASI YETKİ KURALLARINA İLİŞKİN TEMEL ESASLAR I. Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisinin Tesisinde Uyuşma zlığın Ticari Olmasının Etkisi Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariyle yetki kurallanna göre belirlenir (MÖHUK.m.40). Dolayısıyla, kural ola rak, uyuşmazlığın milletlerarası bir uyuşmazlık -yabancı unsurlu bir özel hukuk meselesi- olup olmaması, uygulanacak yetki kurallarını değiştir meyecektir. Bu kuralın istisnası, MÖHUK'u n 41-47'nci maddelerindeki milletlerarası yetki kurallan kapsamına giren uyuşmazlıklardır. MÖHUK'u n 47'nci maddesi, tarafların yabancı bir mahkemeyi yet kilendiren bir yetki sözleşmesi yapmaları ha.linde bu yetki sözleşmes inin Türk mahkemeleri nin yetkisini hertaraf edip etmeyeceğ ini düzenlemek tedir. Yabancı unsurlu bir borç ilişkisinden doğan uyuşmazlıklar hak kında yapılan yetki sözleşmesi milletlerarası yetkili Türk mahkemesinin yetkisini hertaraf edebilir (MÖHUK.m.47). Türk mahkemelerinde açılan bir davada yabancı mahkeme lehine yetki sözleşmesine istinaden yetki itirazında bulunulması halinde, yetki hakkında karar verebilmek için uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğup dağınadığı önemlidir. Madde, uyuş mazlığın ticari bir uyuşmazlık olmasını özel bir şart olarak aramamıştır. MÖHUK'u n 44,45 ve 46'ncı maddeleri, taraflardan bir tanesinin zayıf taraf olarak nitelendirildiği yabancı unsurlu
|
-yabancı unsurlu bir özel hukuk meselesi- olup olmaması, uygulanacak yetki kurallarını değiştir meyecektir. Bu kuralın istisnası, MÖHUK'u n 41-47'nci maddelerindeki milletlerarası yetki kurallan kapsamına giren uyuşmazlıklardır. MÖHUK'u n 47'nci maddesi, tarafların yabancı bir mahkemeyi yet kilendiren bir yetki sözleşmesi yapmaları ha.linde bu yetki sözleşmes inin Türk mahkemeleri nin yetkisini hertaraf edip etmeyeceğ ini düzenlemek tedir. Yabancı unsurlu bir borç ilişkisinden doğan uyuşmazlıklar hak kında yapılan yetki sözleşmesi milletlerarası yetkili Türk mahkemesinin yetkisini hertaraf edebilir (MÖHUK.m.47). Türk mahkemelerinde açılan bir davada yabancı mahkeme lehine yetki sözleşmesine istinaden yetki itirazında bulunulması halinde, yetki hakkında karar verebilmek için uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğup dağınadığı önemlidir. Madde, uyuş mazlığın ticari bir uyuşmazlık olmasını özel bir şart olarak aramamıştır. MÖHUK'u n 44,45 ve 46'ncı maddeleri, taraflardan bir tanesinin zayıf taraf olarak nitelendirildiği yabancı unsurlu iş, tüketici sigorta ilişkilerin den doğan uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini düzenlemektedir. Dolayısıyla bu maddeler bakımından uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık olup olmamasının herhangi bir rolü bulunmamaktadır. 5 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Yukarıda saydığımız MÖHUK maddeleri dışında, Türk mahkemeleri nin yetkili olup olmadığı belirlenirken uyuşmazlığın yabancı unsurlu olup olmaması, davanın açıldığı Türk mahkemesinin yetkisine itiraz ederken HMK'nın 19'uncu maddesi uyarınca yetkili mahkemenin belirtilmesi gerekip gerekıned iği noktasında önemlidir. Bilindiği gibi, yetki itirazında bulunurken davalının yetkili mahkemeyi göstermesi gerekir. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmamaktadır. Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkili olmadığı gerekçesiyle yetki itirazında bulunurken ise davalı, yetkili olduğunu düşündüğü yabancı mahkemeyi göstermek zorunda değildir.' Sonuç olarak, milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda Türk mahkemesi nin milletlerarası yetkisinin tesisi bakımından sözleşmenin milletlerarası bir sözleşme olup olmadığı noktasında, -mesele yabancı bir mahkemeyi yetkilendiren yetki sözleşmes ine ilişkin olmadıkça- belirleyici değildir. Bununla birlikte, uyuşmazlığın milletlerarası ticari bir uyuşmazlık olması yetki kurallarının yorumlanması gereken hallerde önemlidir. Usul hükümleri, bu çerçevede yer itibariyle yetki kuralları yorumlanır ken, Kanun hükümlerinin amacı ve kanun koyucunun o kuralı getirmek suretiy le varmak istediği hedef dikkate alınmalıdır.2 Kanun koyucu, milletlerarası ticari uyuşmaz lıklara özgü çok az sayıda yetki kuralı tesis etmiştir. 3 Esas itibariyle milli uyuşmazlıklarda hangi Türk mahkemesinin yetkili oldu ğunun belirlenmesi için getirilen yetki kuralları, milletlerarası yetkiyi de belirleyecek şekilde çifte işieve sahiptir. Bu nedenle, milletlerarası ticari uyuşmazlıklardan doğan davalarda iç hukukun yer itibariyle yetki kural lan yorumlanırken milletlerarası ticari uyuşmazlıkların gereklerine uygun 6 Bkz. aşğ. Bölüm I, XIII. Bkz. aşğ. Bölüm I, XI. BunlarTTK'daki deniz ticaret hukukuna ve gemiler üzerinde ihtiyati tedbir ve ha ciz kararı vermeye yetk ili mahkemelere ilişkin yetki kuralları, TTK'nın I 05 'inci maddesi uyarınca acenteler ve TTK'da sayılan temsilcilere karşı dava açılmasına ilişkin düzenleme ve MÖHUK 'un yabancı mahkemeleri yetkilendiren yetki söz leşmelerine ilişkin 47'nci maddesidir. Bu çalışmanın ilerleyen kısımlarında bu kurallara ayrıntılı olarak değinilecektir. Milletleraras t Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar bir yorum yapılması gerekir. İç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının yorumlanması ve uygulanması bakımından uyuşmazlığın milletlerarası bir ticari uyuşmazlık olup olmadığının tespiti önemlidir. Aşağıda çok kısaca milletlerarası ticari uyuşmazlı ktan ne anlaşılması gerektiğine değineceğiz. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklar, genellikle bir özel hukuk sözleş mesinden doğmaktadır.4 Milletlerarası ticari uyuşmazlıklar, nadiren bor cun sözleşme dışındaki kaynaklarından doğabilir. Dolayısıyla, cu/pa in contrahendo , haksız fiil, sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz iş görme den milletlerarası ticari bir uyuşmazlık çıkması mümkün olmakla beraber çok sık rastlanan durumlar olmayabil ir. Milletlerarası ticaret, dar anlamda, yerleşim yerleri, iş yerleri, mutad meskenleri farklı ülkelerde olan ya da farklı tabiiyerteki gerçek ve tüzel kişiler arasındaki mal ve hizmet mübadelesini ifade etmektedir. Bazı hallerde, taraflar aynı ülkede bulunabilir ve aynı tabiiyette olabilir ancak yapılan işlem milletlerarası ticaret olarak mütalaa edilebilir. Bu nedenle milletlerarası ticaret, en geniş anlamıyla, milletlerarası mal ve hizmet mübadelesini içermesi nedeniyle milletlerarası ticaretin yarar alanına giren tüm ekonomik ve ticari faaliyetleri ifade eder.5 Milletlerarası ticaret, genellikle, milletlerarası özel hukuk sözleşmele rinin yapılması suretiyle gerçekleştiği için uyuşmazlıklar da milletlerarası özel hukuk sözleşme lerinden doğmaktadır. Bu nedenle, hangi sözleşme lerin milletlerarası özel hukuk sözleşmele ri veya kısaca milletlerarası sözleşme sayıldığının belirlenmesi gerekmekted ir. Bu konu uzun zaman tartışılmıştır. Bir sözleşme coğrafi veya taraftarla ilgili sebeplerden birden çok hukuk sistemiyle bağlantılı olmasa bile sözleşmenin ekonomik karak teri ön planda tutulduğunda milletlerarası ticareti ilgilendiren ya da mil letlerarası ticaretin yarar alanına giren sözleşmeler milletlerarası sözleşme niteliğinde kabul edilmelidir.6 Şanlı, s. 9. Şanlı, s. 7. Şan h, s. 9-1 O. 7 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlı klarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 2675 sayılı mülga MÖHUK ve 5178 sayılı MÖHUK , Kanun 'un uygu lanması için özel hukuk ilişkinde yabancılık unsurunun varlığı bir ön şart olmasına rağmen yabancılık unsurunu tanımlamamı ştır. Yasal bir tanıma yer verilmemesinin kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu açıktır. MTK'nın ikinci maddesinde ise yabancılık unsurundan hareketle bir tah kimin milletlerarası nitelikte olup olmadığı tanımlanmı ştır. Kanun, hangi hallerde bir yabancılık unsurunun var olduğunu düzenlemiştir. Maddede, öncelikle coğrafi kriterlerden hareketle milletlerarası nitelik tespit edil miştir. Bunun dışında, coğrafi bir yabancılık unsuru olmasa da yabancı bir sermayenin veya kredinin/teminatın varlığı da tahkimin milletlerarası nitelikte kabul edilmesi için yeterli görülmüş tür. Dördüncü bent uyarınca, tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşme veya hukuki iliş kinin, bir ülkeden diğerine sermaye ya da mal geçişini gerçekleştirmesi halinde sözleşmeden doğan uyuşmazlık yabancı unsurlu kabul edilir ve tahkim milletlerarası nitelik kazanır. Görüldüğü gibi, Kanun'daki tanımda yukanda aktardığımız doktrindeki tanımla örtüşmektedir . MTK'nın usule ilişkin bir kanun olduğundan bahisle Türk mahke melerinin milletlerarası yetkisinin tesisi bakımından yabancı unsurlu uyuşmazlık veya milletlerarası ticari uyuşmazlığın tanımında da MTK'nın ikinci maddesinin esas alınmasının mümkün olup olmadığı sorusu akla gelebilir. Öncelikle, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, milletlerarası yetki iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belidendiği için ilk bakışta böyle bir tanıma gerek olmadığı düşünüle bilir. İkinci bölümde ayrıntılı ele alınacağı gibi, genel ve özel yetki kurallarının milletlerarası ticaretin gereklerine uygun yorumlanması gereken durumlar bulunmaktadır . Bu nedenle uyuşmazlığın milletlerarası ticari bir uyuşmazlık olarak nitelen meyeceği önemli olabilir. MTK'da bir hukuki ilişkinin milletlerarası bir uyuşmazlık olarak nitelenip nitelenemeyeceği konusunda oldukça geniş bir tanımdan hareket edilmiştir. Bu tanımın, mahkemeler huzurundaki bir uyuşmazlığın milletlerarası ticari bir uyuşmazl ık olup olmadığının tespiti gereken hallerde de esas alınması gerektiği kanaatindeyiz. 8 Milletleraras ı Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar II. Yargı Yetkisi ve Milletlerarası Yetki Öncelikle, mahkemelerin yargı yetkisi ve milletlerarası yetki bir devlet mahkeme sinin bir uyuşmazlık üzerinde yargılama yetkisine işa ret etmelerine ve "yetki" olarak isimlendirilmesine rağmen aynı anlama gelmemektedir. Yargı yetkisi, bir devletin kendi ülkesinde hakimiyet hak
|
ilk bakışta böyle bir tanıma gerek olmadığı düşünüle bilir. İkinci bölümde ayrıntılı ele alınacağı gibi, genel ve özel yetki kurallarının milletlerarası ticaretin gereklerine uygun yorumlanması gereken durumlar bulunmaktadır . Bu nedenle uyuşmazlığın milletlerarası ticari bir uyuşmazlık olarak nitelen meyeceği önemli olabilir. MTK'da bir hukuki ilişkinin milletlerarası bir uyuşmazlık olarak nitelenip nitelenemeyeceği konusunda oldukça geniş bir tanımdan hareket edilmiştir. Bu tanımın, mahkemeler huzurundaki bir uyuşmazlığın milletlerarası ticari bir uyuşmazl ık olup olmadığının tespiti gereken hallerde de esas alınması gerektiği kanaatindeyiz. 8 Milletleraras ı Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar II. Yargı Yetkisi ve Milletlerarası Yetki Öncelikle, mahkemelerin yargı yetkisi ve milletlerarası yetki bir devlet mahkeme sinin bir uyuşmazlık üzerinde yargılama yetkisine işa ret etmelerine ve "yetki" olarak isimlendirilmesine rağmen aynı anlama gelmemektedir. Yargı yetkisi, bir devletin kendi ülkesinde hakimiyet hak kının bir tezahürü olan yargılama hakkını ifade etmektedir. Bu anlamda yargı yetkisi, bir devletler genel hukuku meselesidir ve yetkinin kaynağı devletler hukukudu r. Yargı yetkisinin sınırlarını devletler hukuku belirler.7 Milletlerarası yetki ise, yargı yetkisinin yabancı unsurlu bir uyuşmaz lıkta kullanılmasını düzenleyen kuralları ifade eden bir milletlerarası özel hukuk kavramıdır.8 Devlet mahkeme lerinin milletlerarası yetkisinin kay nağı, örneğin CMR gibi taraf devlet mahkemele rinin sözleşmenin konusu uyuşmazlıklar üzerinde milletlerarası yetkisini düzenleyen bir milletle rarası sözleşme olmadığı sürece devletlerin milli hukuklarıdır . Yabancı unsurlu uyuşmaz lıklarda bir devletin mahkemelerinin hangi şartların ger çekleşmesi halinde kullanılabileceğini düzenlemek devletin iradesindedir. Uygulamada, yargı yetkisi ve milletlerarası yetki kavramlarını birbi rinden ayıran yargı kararları olduğu9 gibi yargı hakkı ifadesinin milletle rarası yetkiyle karıştınldığı kararlar da bulunmaktadır. 10 Nomer, Yetki, s. 398; Nomer, Usul,§ 136; Ekşi, s. 28; İskenderoğlu, s. 9-13. Nomer, Yetki, s. 405. Y. 10. HD., E. 2012/18234 K. 2014/16648 T. 08.07.2014 "Türk Anayasasında, bağımsız mahkemelerce kullanılacağı belirtilen yargı yetkisi ancak Devletler Hu kuku tarafından belirli alanlarda sınıriandırmıştır ve yargı yetkisi dava şartların dan kabul edilmektedir (Kuru, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, sayfa 882). Milletlerarası yetki denildiğinde, yargı yetkisinin mevcut olması koşulu ile bir da vaya hangi Devlet Mahkemesinin bakabileceği anlaşılır. Milletlerarası yetki dava şartlarından sayılmamaktadır . Her devlet Mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini bizzat tayin eder. (Nomer, C.; Devletler Hususi Hukuku 7. bası 1993 sayfa 398)." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 10 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/1088 K. 2020/942 T. 6.1 0.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/822 K. 20201711 T. 1.9.2020; İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/597 9 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi Milletlerarası yetki ve ülke içi yetki de aynı anlamda değildir. Milletlerarası yetki, yabancı unsurlu hukuki uyuşma zlıkların birden çok devletin yargı organlarına taksimini düzenlemektedir . Milletlerarası yetki belirlenir ken devletin mahkemeleri bütün olarak ele alınmaktadır. Milletlerarası yetkiye sahip devletin hangi mahkemesinin yetkili olduğu milletlerarası yetki kavramı içinde düşünülmemektedir. Bu itibarla, bir devletteki mahkemelerinin yargı çevrelerini belirleyen ülke içi yetki kural larından farklıdır. İç hukukta yetki, malıkernelerin sadece yer itibariyle yetkilerini değil görevlerini de (HMK.m. 1-4) kapsar. ı ı Bu çalışmada milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi incelenmektedir. Bu nedenle, milletlerarası ticari davalarda Türk mahkemelerinin yargı yetkisi ve görev ilişkisi ele alınmayacaktır. III. Devletlerin Milletlerarası Yetki Kurallarının Belirlenmesindeki Münhasır Yetkileri Aşırı yetki kurallarına ilişkin başlıkta daha ayrıntılı olarak açıklana cağı üzere, her devlet, kendi mahkemelerinin milletlerarası yetkisini belir lerken münhasır bir yetkiye sahiptir. Yargı yetkisine ilişkin milletlerarası sözleşmeler (örneğin, bağışıklıkla ilgili sözleşmele r) hariç bir devletin yetki kurallarını belirleme yetkisini sınırlayan bir milletlerarası hukuk teamül kuralının bulunup bulunmadığı akademik olarak uzun zamandır özellikle aşırı yetki kuralları bağlamında tartışılmaktadır. Genellikle ifade edilen görüş, milletlerarası yetkilerini tesis ederken devletlerin taraf oldu- ll 10 K. 20201722 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 12. HO., E. 20201129 K. 2020/425 T. 17.4.2020; İstanbul BAM, 12. HO., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020 karar larına konu olan ilk derece mahkeme kararlarında, mahkemeler yargı hakkı yok luğunedeniyle HMK.m. 1 14( 1 )(a) uyarınca davaları reddetmiştir. [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Nomer, Yetki, s. 409-410 vd.; Erdem, s. 6. Milletleraras ı Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar ğu milletlerarası sözleşmel erden başka bir milletlerarası hukuk kuralıyla bağlı olmadıkla rı yönündedir. 12 Devletler, milletlerarası yetki kurallarını farklı mülahazalarla tesis etmektedir. Dolayısıyla, devletler birbirlerinden çok farklı milletlerarası yetki kuralları koyabilirler. Bu durum aynı anda birden çok devlet mah kemesinin yetkili ya da hiçbir devletin mahkemesinin söz konusu uyuş mazlık bakımınd an yetkili olmamasına neden olabilir. Birden çok devlet mahkemesinin yetkili olması halinde davayı açan taraf bu mahkemeler arasında seçim yapma imkanına kavuşacaktır . Kaçınılmaz ve haklı olarak, davacı, kendi menfaatleri için en uygun olduğunu düşündüğü mahkemede davasını açacaktır . 13 Türk hukukunda, davacının yetkili mahkemeler ara sından kendisi için en elverişli mahkemeyi seçmesini engelleyen hukuki bir mekanizma olmadığı gibi buna gerek de yoktur. Zira Kıta Avrupası hukukuna mensup olan Türk hukukunda yetersiz irtibata, örneğin sadece bir usill işleminin gerçekleşmesine bağlı bir milletlerarası yetki kuralı bulunmamaktadır . Bu nedenle dava milletlerarası yetkili Türk mahkeme lerinde açılmışsa uyuşmazlık ile Türk mahkemeleri arasında makul bir bağlantı vardır. Bu noktada, İngilizce forum shopping ve forum non-convenience kavramiarına değinmek gerekir. Bu kavramlar Müşterek Hukuk14 siste mine aittir. Forum shopping, davacının birden çok devlet mahkemesinin farklı nedenlerle yetkili olması halinde kendisi için en elverişli olanı tercih etmesidir. Seçilen mahkemenin uyuşmazlıkla olan bağlantısı çok zayıfsa, mahkeme bu durumu tespit ettiğinde daha irtibatlı mahkemeler lehine kendi milletlerarası yetkisinden vazgeçip davayı yetkisizlik nedeniyle red dedebitir ki bu forum non-convenience olarak ifade edilmektedir . Forum non-convenience, Müşterek Hukukta yabancı mahkeme lehine yapılan 12 Bkz. aşğ. Bölüm I, VI. 13 Şanh, s. 129; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. 1271. 14 Müşterek Hukuk terminolojisi için bkz. Akıncı, Seçilen Mahkeme, s. 21 dn. 40. ll Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi derdestlik itirazının değerlendirilmesi aşamasında da başvurulan bir kav ramdır. 15 Anayasanın 36'ncı maddesi uyarınca, hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. Bu nedenle, yargılamanın daha iyi yapılacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi Türk huku kunda kabul edilmemi ştir. Yetkili olmasına rağmen başka bir mahkeme yerine yetkisizlik kararı verilebileceği yegane durum HMK'nın 7'nci maddesidir . Birden çok davalı olan hallerde dava davalılardan birisinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava davalılardan birisinin kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı anlaşılırsa mahkeme o davalı hakkında davayı ayırıp yetkisizlik kararı verebilir. Bu maddenin forum non convenience ile ilişkisi kurulmuştur ve isabetli olarak bunun
|
s. 1271. 14 Müşterek Hukuk terminolojisi için bkz. Akıncı, Seçilen Mahkeme, s. 21 dn. 40. ll Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi derdestlik itirazının değerlendirilmesi aşamasında da başvurulan bir kav ramdır. 15 Anayasanın 36'ncı maddesi uyarınca, hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. Bu nedenle, yargılamanın daha iyi yapılacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi Türk huku kunda kabul edilmemi ştir. Yetkili olmasına rağmen başka bir mahkeme yerine yetkisizlik kararı verilebileceği yegane durum HMK'nın 7'nci maddesidir . Birden çok davalı olan hallerde dava davalılardan birisinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava davalılardan birisinin kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı anlaşılırsa mahkeme o davalı hakkında davayı ayırıp yetkisizlik kararı verebilir. Bu maddenin forum non convenience ile ilişkisi kurulmuştur ve isabetli olarak bunun Kanun'un açık hükmünden kaynaklanan bir istisna olduğu belirtilmiştir. 16 IV. Türk Milletlerarası Yetki KuraUarının Yabancı Malıkernelerin Yetkisini Tesis Etmemesi Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, her devlet kendi ülkesinin milletlerarası yetkisini belirlemekte mutlak bir yetkiye sahiptir. Bunun diğer anlamı da bir devlet mahkemesinin yetkili olup olmadığını yabancı bir devlet huku kunun belirleyemeyecek olmasıdır. Böylece, bir devletin milletlerarası yetki kuralları, söz konusu uyuşma zlığın dünya üzerinden hangi devletin mahkemesinde görüleceğini tespit etmez. Sadece o devletin mahkeme sinin milletlerarası yetkili olup olmadığını belirler.17 Örneğin, HMK'nın 6'ncı maddesindeki davalının yerleşim yeri mahkeme si, davalı hangi ülkede yerleşim yerine sahipse o yer mahkemesinin yetkisini tesis etmez. Sadece davalının yerleşim yeri Türkiye'deyse Türk mahkemelerinin 6'ncı 15 Kavramlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ekşi, s. 60-65; Akıncı, Derdestlik, s. 27 vd.; Öztekin Gelgel, Tüketici, s. 129; Dardağan, s. 79-116; Bayraktaroğlu Özçelik, s. 71 vd.; Kiestra, s. 108 vd.; Canbeldek Akın, s. 124. 16 Akın cı, s. 115 dn. 187. 17 Nomer, Yetki, s. 41 7; Ekşi, s. 21; Şanh, s. 146; Güngör, s. 231. 12 Milletlerarasi Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar madde marifetiyle yetkili olup olmadığını belirler. Bu hususa Yargıtay kararlarında değinilm iştir. 18 Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetki kurallarının yabancı bir mahkemeyi yetkilendir emeyeceğine ilişkin bu temel prensip, hüküm ve sonuçları nı, yetki itirazı ve sonuçlarını düzenleyen HMK'nın 19'uncu ve 20'nci maddeleri çerçevesinde göstermektedir. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olmadığını iddia eden davalı, yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermek zorunda değildir ve yetkisiz olduğuna karar veren mahkeme de yetkili mahkeme yabancı mahkemeyi yetkisizlik kararında 18 Y. 11. HO., E. 2007/12254 K. 2009/1912 T. 20.02.2009 "Mahkemece, davacı şirket merkezinin Bulgaristan'da olması nedeniyle iç hukukun bu konudaki nor matİf düzenlemesine ilişkin HUMK 'nun I 7 .maddesinin emredici hükmü uyarın ca şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesini n yetkili ve görevli olduğu sonucuna varılmıştır. HUMK'nun 17.maddesince öngörülen kesin yetki kuralının merkezi Türkiye'de bulunan ve Türk yasalarına göre kurularak faaliyet gösteren tüzel kişilere ilişkin olduğu açıktır. Yabancı bir şirketin ortağı ile veya bu şirketin ortakları arasında ki uyuşmazl ıkların şirketin merkezinin bulunduğu yabancı ülke mahkemesince görülmesi gerektiği ve bu durumun Türk kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı olması hasebiyle süresinde ilk itiraz olarak ileri sürülmese bile re'sen gö zetilebileceği yolundaki yorum ve kabul yerinde değildir. Çünkü değinilen kesin yetki kuralı, yabancı uyruklu tüzel kişilerle ilgili davalarda işletilemez." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 8. HO., E. 2013/219 K. 2013110820 T. 10.07.2013 "Bundan ayrı, yabancılık unsuru taşıyan yetkisizlik itirazı üzerine yapılacak değerlendirme sonucu verile cek kararda sadece "mahkemenin yetkisizliği nedeniyle" dava dilekçesinin reddi ne karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken "İngiltere adli makamlar ının yetkili olduğunun tespitine" karar verilmesi Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun amir hükümlerine uygun düşmediği gibi, Türkiye'nin de ta raf olduğu ikili ve çok taraflı sözleşme hükümlerine de aykırı düşmektedir. Yerel mahkemelerin yabancı bir mahkemenin (adli makamları nın) herhangi bir konuda yetkili olduğuna karar veremez. Çünkü bu konuda yetki ve görevleri bulunma maktadır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 13 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi gösteremez ve dava dosyasının o ülke mahkemesine gönderilmesine karar veremez. Yargıtay kararlarında bu husus belirtilmi ştir. 19 V. Yetkilendir en Mahkemeyle Uyu şmazlık Arasında İrtibat Bulunması Esası Yukarıda, devletlerin yetki kurallarını tesis ederken onları bağlayan bir milletlerarası hukuk kuralı olmadığına dair görüşün genellikle kabul edildiğini ifade etmiştik. Aşırı yetki kurallarına ilişkin kısımda bu konuya tekrar değinilece ktir. Devletlerin kendi milletlerarası yetkisini tesis eder ken Milletlerarası Hukuktan kaynaklanan sınırlama olmamasına rağmen bir usUl hukuku prensibi olarak, bir mahkemenin yargı çevresine dahil olan uyuşmazlıklar belirlenir ken uyuşmazlık veya tarafları ile mahkeme nin yargı çevresi arasında bir irtibat bulunması gerekir. Aşağıda bu husus açıklanmaya çalışılacaktır. Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adiiye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5'inci maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde bulundurarak belirlediği ilçelerde hukuk mahke meleri kurar. Bir hukuk mahkeme sinin yargı çevresi, bulunduğu il mer kezi veya ilçe ile buna adli yönden bağlı olan ilçelerin idari sınırlarıdır. Böylece, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi belirlenmiş olmaktadır. 19 14 Bkz. aşğ. Bölüm I, XIII; Y. 2. HD., E. 1998/938 K. 1998/325 I T. I 8.03.1998 "Davaya bakacak yetkili bir Türk Mahkemesi mevcutsa, davanın Türkiye'de görülmesi gerekir. Diğer bir anlatımla yetkili bir Türk Mahkemes inin olmaması halinde yetki ilirazı yapılabilir. Türk Mahkemesi yetki ilirazı üzerine sadece ken disinin Milletlerarası yetkiye sahip olup olmadığını inceler. Milletlerarası yetkiye sahip olmadığının tesbiti halinde başka bir ülkenin yetkisini belirlemeden dava nın reddine karar vermesi icabeder. Çünkü, Türk Mahkemesi yabancı mahkeme ye yetki veremeyeceği gibi atıftandırma da bulunamaz. Yine yabancı unsuru ihti va eden bir davada Türkiye'de yer itibariyle yetkili mahkeme mevcutken yetkisiz bir mahkemede davanın açılması halinde yetki itirazının isabetli gösterilmemesi sebebiyle ret kararı verilip işin esasının incelenmesi icabeder (HUMK.m.23)". [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar Malıkernelerin yargı yetkisi, belli bir coğrafi bölgeyle sınırlıdır. Bu coğrafi bölgeye o mahkemenin yargı çevresi denir. Yetki kuralları da bir davaya coğrafya bakımınd an hangi yerdeki görevli hukuk mahkemesi tarafından bakılacağını belirleyen kurallardır.20 Yetki kurallarının iki önemli unsuru vardır. Bunlar, (milletlerara sı) yetki kuralının konusu (örneğin sözleşmeden doğan uyuşmazlık) ve mahkemenin yargı çevresiyle davanın tarafları veya uyuşmazlık arasında bağiantıyı kuran nokta -bağlama noktası-dır (örneğin sözleşmenin ifa yeri).21 Yer itibariyle yetki kurallan belirlenir ken uyuşmazlığın tarafları arasındaki usulü konulardaki dengenin sağlanması gerekir. Yer itibariyle yetki kuralları, tarafların haklarına erişimini kolaylaştır malıdır. Ancak, davalının doğal hakiminden uzaklaşmasına da engel olmalıdır. Davacının mahkemeye erişim hakkı ve davaimm adil yargılanma hakkının gereği olan doğal hakim
|
verilip işin esasının incelenmesi icabeder (HUMK.m.23)". [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar Malıkernelerin yargı yetkisi, belli bir coğrafi bölgeyle sınırlıdır. Bu coğrafi bölgeye o mahkemenin yargı çevresi denir. Yetki kuralları da bir davaya coğrafya bakımınd an hangi yerdeki görevli hukuk mahkemesi tarafından bakılacağını belirleyen kurallardır.20 Yetki kurallarının iki önemli unsuru vardır. Bunlar, (milletlerara sı) yetki kuralının konusu (örneğin sözleşmeden doğan uyuşmazlık) ve mahkemenin yargı çevresiyle davanın tarafları veya uyuşmazlık arasında bağiantıyı kuran nokta -bağlama noktası-dır (örneğin sözleşmenin ifa yeri).21 Yer itibariyle yetki kurallan belirlenir ken uyuşmazlığın tarafları arasındaki usulü konulardaki dengenin sağlanması gerekir. Yer itibariyle yetki kuralları, tarafların haklarına erişimini kolaylaştır malıdır. Ancak, davalının doğal hakiminden uzaklaşmasına da engel olmalıdır. Davacının mahkemeye erişim hakkı ve davaimm adil yargılanma hakkının gereği olan doğal hakim ilkesi arasında bir denge tesis edilmelidir. Bu dengenin sağlanabilmesi için, yetki kurallan tesis edilirken tercih edilen bağlama noktaları, adil ve makul olmalıdır . Bu nedenle, bir mahkemenin yer itiba riyle yetkili olması için uyuşmazlık ile mahkemenin coğrafi yargı çevresi arasında bir irtibatın olması gerekir. Bu irtibat, uyuşmazl ığın taraflarıyla -sübjektif-veya uyuşmazlığın konusuyla -dava sebebiyle- yargı çevresi arasındaki ilişki olabilir.22 Yetkinin tesisi için aranan irtibatın ne olduğu na kanun koyucu karar verir. Taraflardan birisinin yerleşim yerinin veya mutad meskenin mahkemenin yargı çevresinde olması bu anlamda sübjek tifbağlantıdır . İfa (HMK.m.l O) ya da ika yeri (HMK.m. l6) mahkeme sinin yetkili olması uyuşmazlığın konusu ile mahkemenin yargı çevresi arasın daki irtibata örnek gösterilebilir. Bir mahkemenin milletlerarası yetkisinin tesis edilebilmesi için hangi bağlantı noktalarının objektif bir irtibat sağladığının tespiti gerekir. Farklı 20 Postacıoğlu/Altay, § 225; Kuru, C.I, s. 380-381; Kuru/AslanNılmaz, s. 131- 132; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 267. 21 Ekşi, s. 22. 22 Ekşi, s. 41; Nomer, Ten:fiz, s. 570; Şan lı, s. 150. 15 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi bir ifadeyle, hangi yetki kurallarının adil ve makul olduğu belirlenmelidir ki bu oldukça tartışmalı bir husustur.23 Malıkernelerin yargı çevresiyle uyuşmazlık arasında bir irtibatın bulunması gerektiğine inanılınakla birlikte, milletlerarası yetki kuralları tesis edilirken tek kriter yargı çevresiyle olan irtibat değildir. Milletlerarası yetki kuralları oluşturulurken irtibat dışında dikkate alınan unsurlar da bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi taraf menfaatleridir. Örneğin, zayıf tarafa kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açılmasına izin verilmesi irtibat şartıyla örtüşmemektedir . MÖHUK 'un 44 ve 45'inci maddelerinde zayıf taraf işçi ve tüketicinin kendi açacakları davlarda yerleşim yeri veya mutad mesken mahkemeleri yet kilidir. Bazı hallerde milletlerarası yetki nin tesisi devlet menfaatinin gereği olabilir. Milletlerarası toplumun men faatieri ve usul hukukuna ilişkin menfaatler de yakınlık kriteriyle çelişen yetki kurallarına sebep olabilse de milletlerarası yetki tesisinde dikkate alınmaktadır. 24 VI. Aşın (Aşkın) Yetki Kuralları Milletlerarası yetkinin tesisi için uyuşmazlıkla mahkemenin yargı çevresi arasında uyuşmazlığın tarafları (sübjektif) ya da uyuşmazlığın konusu itibariyle (objektif) mahkemenin o davada yargılama yapması nı haklı kılan adil ve makul bir irtibatın olması gerekip gerekmediğidir doktrinde çok uzun bir süre tartışılmıştır. Mesele, Milletlerarası Hukukun devletlerin kendi mahkemelerinin özel hukuk uyuşmazlıklarında millet lerarası yetkisini belirleyen kuralları koyma yetkilerini sınıriayıp sınır lamadığı sorunu ele alınmıştır.25 Devletler taraf, oldukları milletlerarası sözleşmelerle yetki kuralı tesis etme yetkilerini kendi iradeleriyle sınır layabilir. 26 Milletlerarası sözleşmeler dışında, devletlerin milletlerarası 23 24 25 Huysal, s. 473. Dardağan, s.73-79. Dardağan, s. 24-44. 26 Örneğin, CMR'nin 31 'inci maddesinde yer alan yetki kuralı uluslararası taşıma 16 Millelleraras i Yelki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar yetkisinin sadece söz konusu devletle irtibatlı uyuşmazlıkları çözmek le sınırlı olduğuna dair bir milletlerarası hukuk kuralı olup olmadığı doktrinde uzun süre tartıştidıktan sonra bu yönde "bir teamül kuralının oluştuğunun" söylenemeyeceği sonucuna varılmıştır.27 Baskın görüşe, Milletlerarası Hukukta devletlerin milletlerarası yetki kurallarını düzen lerken onları sınırlayan bir mekanizma bulunmamaktadır. 28 Milletlerarası yetkinin tesisi adil yargılanma kuralları çerçevesinde ele alınmaktadır. Milletlerarası yetki kuralları öncelikle AİHS'nin 6'ncı maddesi çerçeve sinde mahkemeye erişim hakkının sağlanması bakımından önemlidir.29 Aşırı milletlerarası yetki kuralları da hukuki dinlenilme hakkı ve adil yargılanma hakkıyla ilgilidir. Adil yargılanma hakkı, davalının kendisini yeterince iyi savunamayacağı bir mahkeme önünde savunmak zorunda bıraktimamasını gerektirir . Aşırı yetki kuralları silahların eşitliği ilkesinin İhHiline de neden olabilir. Bununla birlikte, AİHS 'nin 6'ncı maddesinden hareketle AİHS 'nin devletlerin milletlerarası yetki kurallarını belirleme yetkisini sınıriadı ğı söylenememektedir. 30 Bununla birlikte milletlerarası yetki kuralları tesis edilirken uyuş mazlıkla mahkemenin yargı çevresi arasında bir irtibattan hareketle yetki kuralları tesis edilmektedir, davaimm yerleşim yeri, ifa yeri, ika yeri vs. Herhangi bir veya yeterli irtibat olmamasına (zayıf ya da meşru görülme- 27 28 29 30 sözleşmelerinden doğan uyuşmazl ıklarda CMR'ye taraf Devletlerin yargılama yetkilerini belirlemektedir. Davanın bir akit Devlet mahkemesinde açıldıktan sonra başka bir akit Devlet mahkemesinde tekrar açılırsa ikinci mahkeme birinci mahkemenin yargı yetkisi lehine kendi yargılama yetkisinden vazgeçmek ve der destlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davayı reddetmek zorundadır (CMR. m. 31 ve HMK. m. ı 1 4). CMR'deki yetki kuralları kesin yetki kuralları ve diğer Türk kanunlarında düzenlenen yetki kurallarına göre yetki tesis edilemez. Bkz. aşğ. Bölüm II, II, C, ı. Dardağan, s. 45. Nomer, Yetki, s. 400-401; Nomer, Usul,§ 137; Şanlı, s. ı29, 150; Doğan, s. 60; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. 1 308; D ard ağan, s. 56. Bkz. aşğ. Bölüm I, Xl, C, c. Nomer, Tenfiz, s. 570; Dardağan, s. 56-64; Süzen, Denetim, s.l26. 17 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yen irtibata dayanarak) rağmen malıkernelerin milletlerarası yetkisinin tesis edilmesi halinde ise karşımıza aşırı yetki kuralları çıkmaktadır .31 Aşırı yetki kurallarında davacının çıkarları korurımakta davalıyla yetkili mahkeme arasında bulunması gereken irtibat noktaları ihmal edilmektedir . Aşırı yetki kuralları, davaimm korurımasını ifade eden "actor sequitur forum rei'' kuralını ihlal etmektedir. Böylece davacının hakkını ispat edene kadar hakkını aramak için külfete katlanmas ının gereği olarak tezahür eden davaimm yerleşim yeri mahkemesinin genel yetkili mahkeme olarak kabul edilmesinin etkisi azalmaktadır . 32 Yukarıda ifade ettiğimiz gibi aşırı yetki kurallarının koyulmasını engelleyen bir milletlerarası hukuk kuralı bulunmadığı için aşırı yetki kuralları da milletlerarası hukuka aykırı değildir.33 Ancak aşırı yetki kural ları, bir kişinin kendisine çok uzak dava konusuyla bağlantısız mahke meler önünde yargılanmasına neden oldukları için doktrinde istenmeyen kurallar olarak nitelendiri lmiştir.34 Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi tesis edilmesi amacıyla yer itibariyle yetki kuralları uygulanır ken aşırı yetki tesis edildiği anlamına gelecek yorum ve uygulamala rdan kaçı nılması gerektiği ifade edilmektedir.35 Uygulamada, devlet mahkemeleri, doktrinde aşırı yetki kuralı olarak nitelenen yetki kurallarına istinaden yetki tesis etmekte
|
forum rei'' kuralını ihlal etmektedir. Böylece davacının hakkını ispat edene kadar hakkını aramak için külfete katlanmas ının gereği olarak tezahür eden davaimm yerleşim yeri mahkemesinin genel yetkili mahkeme olarak kabul edilmesinin etkisi azalmaktadır . 32 Yukarıda ifade ettiğimiz gibi aşırı yetki kurallarının koyulmasını engelleyen bir milletlerarası hukuk kuralı bulunmadığı için aşırı yetki kuralları da milletlerarası hukuka aykırı değildir.33 Ancak aşırı yetki kural ları, bir kişinin kendisine çok uzak dava konusuyla bağlantısız mahke meler önünde yargılanmasına neden oldukları için doktrinde istenmeyen kurallar olarak nitelendiri lmiştir.34 Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi tesis edilmesi amacıyla yer itibariyle yetki kuralları uygulanır ken aşırı yetki tesis edildiği anlamına gelecek yorum ve uygulamala rdan kaçı nılması gerektiği ifade edilmektedir.35 Uygulamada, devlet mahkemeleri, doktrinde aşırı yetki kuralı olarak nitelenen yetki kurallarına istinaden yetki tesis etmekte ve aşırı yetki tesisi sonucu verilen kararlar ortaya çıkabilmektedir. Zaman içinde aşırı yetki kurallarının yaptırımı, aşırı yetki kurallarına dayanarak kendisini yetkili kabul eden malıkernelerin verdikleri kararların başka bir ülkede tanınıp tenfiz edilmemesi olarak şekillenmiştir. Kararı veren yabancı mahkemenin karara konu dava ve taraflar üzerinde tenfiz devleti tarafından kabul edile- 31 32 33 Dardağan, s. 129. Nomer, Tenfiz, s. 570 vd.; Akıncı, Derdestlik, s. 34; Özel, Haksız Fiiller, s. 27; Süzen, Denetim, s. 123-124 Kiestra, s. 91; Sarı öz Büyükalp, s. 295. 34 Dardağan, s. 56. 35 Aynntılı bilgi için bkz. Sarıöz Büyükalp, s. 324 vd. 18 Milletleraras ı Yetki Kurallanna Ilişkin Temel Esaslar bilir bir yetkiye sahip olmaması çok sayıda milli hukukta ve milletlerarası sözleşmede bir tenfiz engeli olarak düzenlenmi ştir. Zira doğal hakim ilkesi vasıtasıyla adil yargılanma hakkı korunmak istenmektedir.36 MÖHUK'u n 54'üncü maddesinin (b) bendi de aşırı yetki kurallarına dayanan yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilmeyebileceğini açıkça düzenlenmiştir. Buna göre, davaimm itiraz etmesi koşuluyla iHimın, dava konusu veya taraftarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesinden verilmiş olması söz konusu kara rın tanınması ve tenfizini engelle r.37 2 Temmuz 2019 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınmasına ve Tenfizine İlişkin La Haye Anlaşması, taraf olmak isteyen devletlerin imzasına açılmış ancak henüz yürürlüğe girme miştir.38 Anlaşma uyarınca akit devlet mahkemelerinde verilen bir kararın, diğer bir akit devlette tanınıp tenfiz edilebilmesi için Sözleşmenin 5'inci maddesinde sayılan mahkemele rden birisi tarafından verilmiş bir karar olması gerekmektedir.39 Anlaşmanın 5'inci maddesindeki dolaylı yetki 36 37 38 39 Bkz. Huysal, s. 469; Güven, s. 126; Süzen, Denetim, s. 125; Arslan, İnsan Hak ları Sözleşmes i, s. 337. Bu denetimin nasıl yapılması gerektiği konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Huysal, s. 483 vd. https:/ /www.hcch.net/eniinstruments/ conventions/status-table/?cid= 13 7 (Erişim Tarihi 08.04.202 I). Sözleşmenin Türkçeye tercümesi için bkz. Dülger/Dülger, s. 1731-1746. Anlaşmanın 5'inci madde hükmü şu şekilde tercüme edilmiştir: "1. Bir karar, aşağıda belirtilen şartlardan birinin varlığı halinde tanınabilir ve tenfiz edilebilir: a. Aleyhine tanıma ya da tenfiz istenen kişinin menşe ülkedeki yargılamaya taraf olduğu tarihte mutad meskeni menşe ülkede ise, b. Aleyhine tanıma ya da tenfiz istenen gerçek kişinin menşe ülkedeki yargıla maya taraf olduğu tarihte işyeri merkezi menşe ülkede ise ve söz konusu kararın temelini oluşturan iddia bu işletmenin faaliyetlerinden kaynaklanıyor ise, c. Aleyhine tanıma veya tenfiz talebinde bulunulan kişi, kararın temelini oluştu ran ve, karşı iddialar dışındaki iddiaları ileri süren kişi ise, 19 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticart Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi 20 d. Davalı, menşe ülkedeki yargılamanın tarafı haline geldiği tarihte menşe ülkede ayrı bir tüzel kişiliği olmaksızın şube, acente veya diğer türden kuruluşları işleti yar ise ve kararın temelini oluşturan iddialar söz konusu şube, acente veya diğer türden kuruluşun faaliyetlerine ilişkin ise, e. Davalı, kararın verildiği yargılama esnasında menşe ülkedeki mahkemenin yet kisine açıkça rıza göstermiş ise, f. Davalı, yetki ve yetki kullanımına ilişkin İtirazın menşe ülke hukuku uyarınca kabul edilmeyeceğinin kesin olması durumu hariç olmak üzere, esasa ilişkin iddia ve savunmalarını yaparken menşe ülkedeki zaman aralığı içerisinde mahkemenin yetkisine itiraz etmemiş ise, g. Sözleşmesel yükümlülüğe ilişkin mahkeme kararı ve bu kararın, davalının iş leme ilişkin faaliyetlerinin o Devlet ile maksattı ve önemli bir bağlantı ihtiva etmemesi kaydıyla (i) taraftar arasındaki anlaşmaya veya (ii) taraftar arasında anlaşma olmaması halinde sözleşmeye uygulanacak hukuka uygun olmak üzere o yükümlülüğün ifasının yerine ge tirildiği ülke mahkemeleri tarafından verilmiş olması, h. Bir gayrimenkulün kiralanınasına ilişkin karar ve kararın gayrimenkulün bu lunduğu Devlet mahkemesi tarafından verilmesi, i. Sözleşmesel talep aynı davalıya karşı söz konusu ayni hak talebi ile birlikte yö ne! tilmiş ise menşe ülkede bulunan taşınmaz mal üzerindeki ayni hak ile güvence altına alınan sözleşmesel yükümlülüğe ilişkin bir karar, j. Ölüm, fiziksel yaralanma, maddi varlıklara yönelik zarar veya kayıptan kaynakla nan ve zararın nerede meydana geldiği önem arz etmeksizin menşe ülkede gerçek leşen zarara doğrudan neden olan davranış veya ihmale ilişkin· olan bir karar, k. Aşağıdaki benHerdeki şartların bulunması kaydıyla, gönüllü olarak oluşturulan ve yazılı olarak kanıtlanan bir tröst'ün geçerliliği, kurulması, etkileri, idaresi veya çeşitleri ile ilgili bir karar: i. davanın açıldığı tarih itibariyle menşe ülkedeki mahkemelerin bu meselelerle ilgili ihtilaftarı çözmekle yetkili mahkemeler olarak tröst senedinde belirlenmesi, ii. davanın açıldığı tarih itibariyle menşe ülkedeki mahkemelerin, zımni ya da açık şekilde, tröst'ün esas idaresinin yapılacağı yer olduğunun belirlenmiş olması, Bu paragrafyalnızca tröst ilişkisi içerisinde olan veya daha önce olmuş olan taraf lar arasındaki tröst'ün iç hususlarına ilişkin kararlar bakımından uygulama alanı bulacaktır. ı. i. asıl dava konusu işlem veya olaydan kaynaklanması kaydıyla karşı davacı lehi ne sonuçlanan veya Milletleraras ı Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar kuralları, bir yetki kuralının aşırı bir yetki kuralı olup olmadığına karar verirken, yol gösterici olabilir. Yetki tesis eden bağlantının zayıf olup olmadığı aslında sübjektif bir yargıya dayanmaktadır . Zira menşe devletinin hukukuna göre söz konusu bağlantı aşırı yetki tesis etmemektedir. Ancak tenfiz devletine göre aşırı bir yetki tesis söz konusudur. Sübjektif değer yargıları yerine objektif bir standart uyarınca hangi bağlantıların aşırı yetki tesis ettiğinin belirlenmesi gerektiği teklif edilmiştir. Bu görüşe göre bir grup yetki tesisinin davalı bakımından haksız olup olmadığı belirlenmelidir.40 Bizim de katıldığımız diğer bir görüşe göre, milletlerarası bir yetki kuralının aşırı yetki tesis edip etmediğine kategorik olarak karar vermek yerine her somut olayın özellikleri dikkate alınarak somut uyuşmazlıkta tesis edilen milletlerarası ii. ileri sürememe yasağının engellenmesi için menşe ülke hukuku uyarınca zo runlu tutroadıkça karşı davacı aleyhine sonuçlanan Karşı dava hakkındaki karar, m. münhasır mahkeme seçimi anlaşması hariç bir şekilde yapılan veya yazılı bir şekilde ya da herhangi
|
aslında sübjektif bir yargıya dayanmaktadır . Zira menşe devletinin hukukuna göre söz konusu bağlantı aşırı yetki tesis etmemektedir. Ancak tenfiz devletine göre aşırı bir yetki tesis söz konusudur. Sübjektif değer yargıları yerine objektif bir standart uyarınca hangi bağlantıların aşırı yetki tesis ettiğinin belirlenmesi gerektiği teklif edilmiştir. Bu görüşe göre bir grup yetki tesisinin davalı bakımından haksız olup olmadığı belirlenmelidir.40 Bizim de katıldığımız diğer bir görüşe göre, milletlerarası bir yetki kuralının aşırı yetki tesis edip etmediğine kategorik olarak karar vermek yerine her somut olayın özellikleri dikkate alınarak somut uyuşmazlıkta tesis edilen milletlerarası ii. ileri sürememe yasağının engellenmesi için menşe ülke hukuku uyarınca zo runlu tutroadıkça karşı davacı aleyhine sonuçlanan Karşı dava hakkındaki karar, m. münhasır mahkeme seçimi anlaşması hariç bir şekilde yapılan veya yazılı bir şekilde ya da herhangi bir iletişim yöntemi ile daha sonra erişilebilir hale getiren bir yöntemle oluşturulan anlaşma çerçevesinde yetkili kılınan mahkeme tarafın dan verilen bir karar, Bu paragrafta belirtilen münhasır mahkeme seçimi anlaşması; iki ya da daha fazla taraf arasında spesifik bir hukuld ilişkiden kaynaklanan ya da bu ilişkiden doğa bilecek uyuşmazlıkların bir Devlete ait mahkeme ya da bir ülkenin bir veya daha fazla mahkemesi tarafından çözülmesi için ve diğer tüm mahkemeterin yetkisinin kaldırılması amacıyla akdedilen anlaşmayı ifade etmektedir. 2. Tanıma veya tenfiz talebi, asıl olarak kişisel, aile veya evle ilgili (tüketici) amaçlarla hareket eden gerçek kişiye karşı tüketici sözleşmesine ilişkin konularda veya çalışana karşı çalışanın iş sözleşmesine ilişkin konularda istenir ise; a. birinci paragrafın (e) bendi yalnızca, sözlü ya da yazılı rıza mahkemeye iletil miş ise uygulanacaktır , b. Birinci paragrafın (f) , (g) ve (m) bentleri ise uygulanmayacaktır. 3. Birinci paragrafhükmü, taşınrnaz malların kiralanınasına ilişkin kararlar veya taşınrnaz malların tesciline ilişkin karara uygulanmayacaktır . Bu tür kararlar, yal nızca, ilgili kararın taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi taraf ından verilmiş ol ması halinde tanıma ve tenfiz için uygun olacaktır. (Dülger/Dülger, s. 1734-1736). 40 Özel, Haksız Fiiller, s. 27. 21 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yetkinin aşırı yetki tesis edip etmediğine bakılması gerekir.41 Örneğin, davacının kendi yerleşim yeri mahkemesine verilen yetki, aşırı yetki kuralı olarak değerlendirilmeye adaydır. Ancak, insan hakları ihlali nede niyle uğranılan zararın tazmini amacıyla dava açılması halinde davacının yerleşim yeri mahkemeleri aşırı yetkili mahkeme olarak değerlendirilme melidir. Yine zayıf tarafın kendi yerleşim yerindeki veya mutad mesken mahkemelerine yetki tanıyan yetki kuralları da davacı korunmaya muhtaç zayıf taraf olduğu için aşırı yetki kuralı olarak mütalaa edilmemektir .42 Nitekim, MÖHUK'u n 44'üncü ve 45'inci maddelerinde zayıf taraf olarak mütalaa edilen işçi ve tüketiciye, yerleşim yeri ve mutad mesken mahke melerinde dava açma imkanı getirilmiştir. VII. Münhasır Yetki Kuralları MÖHUK'un 51 'inci maddesinin (b) bendi uyarınca, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfiz edilebilmesi için Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda verilmemiş olması gerekir. Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda veri len yabancı mahkeme kararları Türkiye'de tanınmaz ve tenfiz edilemez. Aynı şekilde, Türk mahkemelerinin münhasır yetkili oldukları bir davada yabancı mahkeme lehine yapılan bir yetki sözleşmesine dayanarak yetki itirazında bulunulması halinde yetkisizlik itirazı reddeditir ve uyuşmazlı ğın esası hakkında karar verilir (MÖHUK.m.47). Münhasır yetki kuralının ne anlama geldiği konusunda doktrinde ve mahkeme kararlarında birlik bulunmaktadır.43 Bilindiği gibi iç huku- 41 Nomer, Yetki, s. 401; Ekşi, s. 50-51; İskenderoğlu, s. 20; Sarıöz Büyükalp, s. 328; Güven, s. 127. 42 Huysal, s. 487 vd.; Güven, s. 127; Çörtoğlu Koca, s. 187. işkence yapılması ne deniyle uğranılan zarann tazmini konusunda yetkili olabilecek mahkemeler için bkz. AİHM, Nan-Liman ve İsviçre Davası, 15 Mart 2018, (http://hudoc.echr.coe. int/eng?i=OO I-181789, Erişim Tarihi 7/12/2020). 43 22 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önceki dönemdeki tartışmalar için bkz. Esen, Münhasır Yetki, s. 184 vd. Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar kun yer itibariyle yetki kurallarının bazıları kesin yetki kuralıdır. Bunlar kamu düzenine ilişkindir ve davanın mutlaka kesin yetkili mahkemede açılması gerekir. Aksi takdirde, mahkeme davanın her aşamasında re'sen yetkisiz olduğuna karar verebilir. Münhasır yetki kuralları ise kesin yetki kuralları olmakla beraber diğer devlet mahkemelerin in yetkisi karşısında münhasır an Türk mahkemelerinin yetkili olduğu anlamına gelmektedir. İç hukukun her kesin yetki kuralı, MÖHUK'un 47'nci ve 54(b) madde leri anlamında münhasır yetki kuralı değildir. Bir yetki kuralının getiriliş amacından ve kaleme alınış tarzından hareketle münhasır yetki kuralı olup olmadığına karar verilmesi gerekir. Kesin yetki kuralının getiriliş amacı, yetki kuralına konu olan davanın mutlaka Türk mahkemelerinde görülme sini sağlamak olmalıdır.44 Taşınınazın aynına ilişkin davalarda taşınınazın bulunduğu yer mah kemesinin kesin yetkili olduğunu düzenleyen HMK'nın 12'nci maddesi münhasır yetki kur alıdır. Devletlerin başka bir ülkedeki taşınmaz üzerin deki ayni haklar hakkında yargı yetkileri kullanamayacakianna dair bir anlayış bulunsa da devletler bu konuda milletlerarası hukuk alanında bir kural koymak yerine kendi ülkelerindeki taşınınazın aynına ilişkin yaban cı mahkeme kararlarını tanınmamakla yetinmişle rdir.45 Türk hukukunda münhasır yetki kuralı olduğu düşünülen yetki kural ları ikinci bölümde o yetki kuralının ele alındığı başlıkta açıklanmaya çalışılmıştır. VIII. Milletlerarası Yetki Kurallarının Belirlenmesine İlişkin Sistemler Devletlerin milletlerarası yetki kurallarını belirlerken tercih edebi lecekleri değişik sistemler bulunmaktadır. Aşağıda kısaca bu sistemlere değinilecektir. 44 Nomer, Tenfiz, s. 566; Esen, Münhasır Yetki, s. 186-187; Süzen, Denetim, s. 5 vd.; Güngör, s. 234. 45 Nomer, Yetki, 402; Ekşi, s. 252; Kiestra, s. 92. 23 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi A. Milli Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisinin Verilen Kararların Yabancı Ülkelerde Tanınması ve Tenfizi Dikkate Alınarak Belirlen mesi Bu sistemlerden bir tanesi, yer itibar iyle milletlerarası yetki kuralları belirlenirken verilen kararın yabancı ülkede tanınması ve tenfiz edilmesini gözeterek tanıma tenfize engel olmayacak nitelikte yetki kurallarının belir lenınesini esas alır. Bu anlamda, milli uyuşmazlıklarda yer itibariyle yetki li mahkemenin milletlerarası yetkiyi de tesis edebilmesi, verilecek kararın yabancı bir ülkede, örneğin tarafların vatandaşı olduğu ülkede tanınması tenfizinin mümkün olmasına tabi olabilir. Zira bazı hukuk sistemlerinde yabancı bir mahkeme kararının tanınması ve tenfizi, menşe mahkemesinin tanıma tenfiz devletinin hukukuna göre milletlerarası (dolaylı) yetkiye sahip olmasına bağlı olabilir.46 Örneğin, İsviçre Milletlerarası Özel Hukuk Kanununun 25 ve 26'ncı maddeleri, kararı veren mahkemenin yetkili olmasına ilişkin koşullar içermektedir. 25'inci madde uyarınca, yabancı bir mahkeme kararının İsviçre 'de tanınması ve tenfizi için kararı veren yabancı makamın yetkili olması gerekmektedir. 26'ncı madde hangi hallerde yabancı makamın, 25'inci madde anlamında yetkili olduğunu düzenlemektedir. Buna göre, yabancı makam, İsv. MÖHK'ta yer alan bir milletlerarası yetki kuralı gereğince yetkiliyse (dolaylı yetkili); bu şekil de yetki tesis edilemiyorsa
|
alır. Bu anlamda, milli uyuşmazlıklarda yer itibariyle yetki li mahkemenin milletlerarası yetkiyi de tesis edebilmesi, verilecek kararın yabancı bir ülkede, örneğin tarafların vatandaşı olduğu ülkede tanınması tenfizinin mümkün olmasına tabi olabilir. Zira bazı hukuk sistemlerinde yabancı bir mahkeme kararının tanınması ve tenfizi, menşe mahkemesinin tanıma tenfiz devletinin hukukuna göre milletlerarası (dolaylı) yetkiye sahip olmasına bağlı olabilir.46 Örneğin, İsviçre Milletlerarası Özel Hukuk Kanununun 25 ve 26'ncı maddeleri, kararı veren mahkemenin yetkili olmasına ilişkin koşullar içermektedir. 25'inci madde uyarınca, yabancı bir mahkeme kararının İsviçre 'de tanınması ve tenfizi için kararı veren yabancı makamın yetkili olması gerekmektedir. 26'ncı madde hangi hallerde yabancı makamın, 25'inci madde anlamında yetkili olduğunu düzenlemektedir. Buna göre, yabancı makam, İsv. MÖHK'ta yer alan bir milletlerarası yetki kuralı gereğince yetkiliyse (dolaylı yetkili); bu şekil de yetki tesis edilemiyorsa ama davaimm yerleşim yeri kararın veri ldiği ülkedeyse yetkilidir. Yabancı makamın asıl dava hakkında yetkili olması ve asıl dava ile karşı dava arasında bir irtibat bulunması halinde karşı dava hakkında da yetkili olduğu kabul edilmiştir. İktisadi menfaatleri ilgilendi ren kararlar bakımınd an başka alternatifler de düzenlenmiştir . Buna göre, yabancı mahkeme, İsv. MÖHK uyarınca geçerli bir (yetki) anlaşma(sı) yla yetkilendirilmişse veya davalı yabancı mahkemede yetki itirazında bulunmadan uyuşmazlığın esası hakkında yargılamaya katılmışsa yabancı makam 25 'inci madde anlamında yetkilidir. 46 Ekşi, s. 37-39. 24 Milletler arasi Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar 2 Temmuz 2019 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınmasına ve Tenfizine İlişkin La Haye Anlaşması47 uya rınca akit devlet mahkemelerinde verilen bir kararın diğer bir akit devlette tanınıp tenfiz edilebilmesi için, Sözleşmenin 5'inci maddesinde sayılan mahkemel erden birisi tarafından verilmiş bir karar olması gerekmekte dir.48 Tanıma tenfiz kararı verecek olan mahkeme, menşe devlette kararı veren mahkemenin Anlaşmada sayılan dalaylı yetki kurallarına göre yet kili olup olmayacağını incelemek zorundadır . Anlaşmanın 5'inci madde sinde yer alan dalaylı yetki kuralları, menşe devletle uyuşmazlık arasında bir irtibatın bulunmasını gerektirmektedir. 5'inci maddede sayılan 13 dalaylı yetki kuralı, davalıyla bağlantılı yetki kuralları, anlaşmaya daya nan yetki kuralları ve iddia ve menşe devlet ile bağlantılı yetki kuralları olarak sınıflandırılabi lmektedir .49 Menşe mahkemesi 5'inci maddede sayılan dalaylı yetki kurallarından birisine göre yetkili değilse karar Anlaşmaya göre değil; ama akit devletin iç hukuk kuralları uyannca tanınıp tenfiz edilebilir. Bu husus, Anlaşmanın 15'inci maddesinde düzenlenmiştir . Bu maddeye göre "Madde 6 hükmüne aykırı olmamak üzere, bu Anlaşma mahkeme kararlarının iç hukuk uyarın ca tanıma veya tenfizlerinin yapılmasına engel teşkil etmez." Dolayısıyla Anlaşmaya rağmen akit bir devlet mahkemesi 5'inci maddede sayılan yetkili mahkemel erden verilmemiş kararı da tenfiz edebilir.50 Bunun tek istisnası Anlaşmanın 6'ncı maddesinde yer alan münhasır yetki kuralıdır. Bu kural uyarınca, taşınınazın aynı hakkında taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi dışında bir mahkemeden verilen kararlar, 5'inci madde uyarın ca yetkili bir mahkemeden verilmiş olsa veya iç hukuk uyarınca tanınabilir olsa da tanınmazY 47 Bkz. yuk. dn. 38 48 Anlaşmanın 5'inci maddesinin tercümesi için bkz. yuk. dn. 39. 49 Çalışkan/Çalışkan, s. 241; Süral Ef eçınar, s. 786. 50 Garcimartin-Saumier, s. 88; Çalışkan/Çalışkan, s. 240; Süral Efeçınar, s. 788 51 Nomer, 1974 yılında kaleme aldığı "Devletler Hususi Hukukunda Milletlera rası Yetki Methumu" adlı eserinde, devletler arasında taşınınazın aynına ilişkin 25 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Anlaşmanın, taraf devletlerin doğrudan yetki kurallarını düzenlemedi ği ve taraf devletlerin doğrudan yetki kurallarını belirlemek konusundaki yetkilerinin Anlaşmadan etkilenmeyeceği ifade edilmiştir. Tenfiz hakimi, menşe mahkemesinin kendi hukukuna göre yetkili olup olmadığını ince lemeyecektir. Ancak, 5'inci maddede yer alan yetki kurallarına uygun milletlerarası yetki kurallarına sahip olan devlet mahkemelerinden verilen kararlar Anlaşma uyarınca tenfiz imkanınd an daha çok yararlanab ilecek tir.52 Anlaşma, menşe devlet mahkemesinin Anlaşmanın 5'inci maddesi uyannca yetkili olmasını aramakla dalaylı olarak akit devlet mahke melerinin milletlerarası yetki kurallarını belirlerken benimseyecekleri stratejilerini etkileyebil ir. Maddede sayılan yetki kuralları karşılaştırmalı hukukta genel kabul gören mahkemeyle uyuşmazlık arasında olması gere ken irtibat anlayışını yansıtmaktadır. 53 Bu itibarla Anlaşmaya taraf olan devletler, mahkemelerinin yetkilerini 5'inci maddedeki irtibat noktalarını esas alarak belirlemek isteyebilir. Böylece, verdikleri kararların akit dev let mahkemelerinde tenfizini temin etmek isteyebilirler. Bu nedenle, artık devletlerin yetki tesis ederken kararın tenfizini de düşünmek zorunda oldukları söylenebilirse de kanımızca bu mutlak bir kural değildir. Zira Anlaşma, saydığı 13 yetki kuralı uyarınca yetkili olmayan bir mahkeme den verilen kararın en azından iç hukuka göre tenfizini, taşınınazın aynına ilişkin kararlar hariç olmak üzere engellememektedir. 52 53 26 uyuşmazlıklarda taşınınazın bulunduğu yer mahkemes inin münhasır yetkili kabul edilmesi yönünde bir şuur oluştuğunu ancak bunun devletlerin yabancı ülkede bulunan taşınınazın aynına ilişkin uyuşmazlıkları milletlerarası yetkilerinden vazgeçme lerini gerektiren bir milletlerarası hukuku kuralı oluşmadığını ifade et miştir. (Nomer, Yetki, s. 419). Bu çalışmadan 45 yıl sonra, 2019 yılında devlet lerin imzasına açılan Sözleşmenin uzun yıllardır oluşmakta olan bu ortak bilincin tezahürü olduğu söylenebilir. Zira, bir akit devlet mahkemesinde diğer bir akit devlette bulunan taşınınazın aynına ilişkin bir kararın tanınması yasaklanmıştır . Ancak yine akit devletlerin milletlerarası yetkilerini tesis etmelerini yasaklayan bir düzenleme yapılmamı ştu. Garcimartin-Saumier, s. 88. Sürat Efeçınar, s. 787. Milletleraras ı Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisi tesis edilirken, bu karann yabancı devletlerde tenfiz edilme kabiliyederi belirleyici temel unsur olmamalıdır . Zira öncelikle, başka bir devletin mahkemeleri münhasır yetkili olduğu için veya başka bir ülkenin milletlerarası yetki kurallarının dolaylı uygulanması halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olmadığı için objektif bir irtibatın varlığına rağmen Türk mahkemele rinin milletlerarası yetkisinden vazgeçmek için haklı bir sebep yoktur. Devletlerin yabancı unsurlu uyuşmazlıklar bakımından yargılama yetki leri birbirine eşittir. 54 Özellikle milletlerarası ticari uyuşmazlıklar bakımından Türk mahke melerinin milletlerarası yetkisinin kararın başka ülkelerde tenfizine bağla mak doğru olmayacaktır. Zira, milletlerarası ticaretle uğraşan kişiler, karann davanın açıldığı ülkede i cra kabiliyeti yoksa veya i cra edileceği ülkede tenfiz edilemeyecekse burada dava açmayacaklardır.55 Karann başka bir yerde tenfizinin gerekmeme sine rağmen Türk mahkemelerinin yetkisinin hertaraf edilmesi de kanun koyucu için bariz bir yanlış tercih olacaktır. Bu bağlam da, HUMK'nun 16'ncı maddesindeki davalının malvarlığının bulunduğu yerdeki Türk malıkernelerin yetkisinin kaldırılması ve yalnızca uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahke mesiyle sınırlandınlma sı; madde gerekçesinde de bu daralmanın tek gerekçesinin Türk mahkeme kara rlannın yabancı ülkelerde tenfiz edilmerne riski olarak gösterilmesi kanun koyucu nun hatalı bir tercihidir. Bu konuya aşağıda tekrar değinilecektir.56 B. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kurallarının Uygulan ması Suretiyle Milletlerarası Yetkinin Tesisi (Bağımlı Yetki Sistemi) Bu sistemde, yabancı unsurlu özel hukuk
|
başka ülkelerde tenfizine bağla mak doğru olmayacaktır. Zira, milletlerarası ticaretle uğraşan kişiler, karann davanın açıldığı ülkede i cra kabiliyeti yoksa veya i cra edileceği ülkede tenfiz edilemeyecekse burada dava açmayacaklardır.55 Karann başka bir yerde tenfizinin gerekmeme sine rağmen Türk mahkemelerinin yetkisinin hertaraf edilmesi de kanun koyucu için bariz bir yanlış tercih olacaktır. Bu bağlam da, HUMK'nun 16'ncı maddesindeki davalının malvarlığının bulunduğu yerdeki Türk malıkernelerin yetkisinin kaldırılması ve yalnızca uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahke mesiyle sınırlandınlma sı; madde gerekçesinde de bu daralmanın tek gerekçesinin Türk mahkeme kara rlannın yabancı ülkelerde tenfiz edilmerne riski olarak gösterilmesi kanun koyucu nun hatalı bir tercihidir. Bu konuya aşağıda tekrar değinilecektir.56 B. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kurallarının Uygulan ması Suretiyle Milletlerarası Yetkinin Tesisi (Bağımlı Yetki Sistemi) Bu sistemde, yabancı unsurlu özel hukuk uyuşmazl ıklarına özgü ayrı milletlerarası yetki kurallarının getirilmesine gerek duyulmamaktadır. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları, yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda da 54 Ekşi, s. 40-41. 55 Bkz. aşğ. Bölüm I, XII. 56 Bkz. aşğ. Bölüm II, II, A, 2, c. 27 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi malıkernelerin milletlerarası yetkisini tesis etmektedir.57 Türk milletlerara sı yetki sistemi, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlendi ği için bu konuya aşağıda Türk mahkemelerinin yetki sistemi açıklanırken değinilecektir. 58 C. İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kurallarından Ayrı Milletlerarası Yetki Kurallarının Konulması (Bağımsız Yetki Sistemi) Bu sistemde, milli malıkernelerin milletlerarası yetkisinin tespitinde iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarından hareket edilmesinin, millet lerarası yetki kuralları belirlenir ken gözetilmesi gereken tüm menfaatleri korumayacağı fıkrinden hareket edilmektedir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallan, taraftarla sübjektif bir bağ lantısı veya uyuşmazlığın konusuyla mahkeme arasında yakın ve gerçek bir irtibat kuran maddi veya hukuki olayların olduğu yer mahkemelerinin yetkisini tesis eder. İç hukukun yer itibariyle yetki kur alları, taraflar ara sındaki usulü konulardaki dengeyi ve uyuşmazlığın hızlı, az masrafla ve kolay çözülmesine sağınayı amaçlar.59 Oysa milletlerarası yetki tesis edi lirken iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının koruduğu menfaatlerden farklı menfaatler de vardır. Bunlardan birisi, karann yabancı ülkelerde tenfızinin gerekip gerekmeyeceğidir. Diğerleri, dış karar ahenginin tesi si, kararın konusu hukuki ilişkinin önemi olarak ifade edilmiştir. Diğer taraftan, uyuşmazlığın hangi devlet mahkemesinde gör ülmesinin gerek tiği uygulanacak hukuku da etkileyecektir. Bu nedenle, iç hukukun yer itibariyle yetkinin tesis edilmesi yerine milletlerarası yetkiyi düzenleyen bağımsız yetki kur allannın getirilmesinin daha doğru olduğunu kabul eden sistemler olmuştur.60 57 Ekşi, s. 42-44; İskenderoğlu, s. 25-26. 58 Bkz. aşğ. Bölüm I, IX, B. 59 Bkz. yuk. Bölüm I, V. 60 Ekşi, s.41-42; İskenderoğlu, s.24-25; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. 1304. 28 Mil/etleraras r Yetki Kuralla nna ilişkin Temel Esaslar Bu konuda İsviçre MÖHK örnek gösterilebilir. İsviçre MÖHK, yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda İsviçre mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini MÖHK'ta düzenlemiştir (İsv. MÖHK.m.2-10, m.l09, m.l12, m.ll4). AB'ye üye olan devletlerin mahkemelerinin milletlerarası yetki si de 1968 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Malıkernelerin Yetkisi ve Mahkeme Kararları nın Tenfizine İlişkin Brüksel Konvansiyonun yürür lüğe girmesinden itibaren ayrı milletlerarası yetki kurallarıyla yeknesak olarak iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarıyla değil bağımsız millet lerarası yetki kurallarıyla düzenlenmiştir .61 Brüksel Konvansiyonu Tüzük olarak yeniden düzenlemiş (AB Brüksel Tüzüğü I) ve Tüzük'te, 2012 yılında bazı değişiklikler yapılmıştır (AB Brüksel Tüzüğü II).62 Dolasıyla, AB Hukukunda da üye devletlerin milletlerarası yetkisi, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarından ayrı düzen lenmiştir. Bazı ülkelerde milletlerarası yetki kuralları iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarından bağımsız olarak düzenlenmesine rağmen milletlerarası yetki kurallarındaki bağlama noktalarıyla iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının bağlama noktaları genellikle aynıdır. Örneğin genel yetki li mahkeme, İsviçre MÖHK'u n ikinci maddesi, AB Brüksel Tüzüğü II'nin 4'üncü maddesi ve HMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca davaimm yerleşim yeri mahkemesidir . AB Brüksel Tüzüğü II'nin 7 (l)'inci maddesi uyarın ca, sözleşmeden doğan uyuşmazlık larda yetkili mahkemel erden birisi de ifa yeri mahkeme sidir. HMK'nın lO'uncu maddesi de ifa yeri mahkeme lerini yetkilendi rrnektedir. Haksız fıilden doğan davalarda haksız fiilin ika yeri mahkemesi hem Tüzük'ün 7(2) maddesi hem de HMK'nın 16'ncı mahkemesi uyarınca yetkili mahkemedir . Tüzük'te diğer bazı özel durum lar için özel yetki kuralları bulunmakla birlikte bağlama noktalarının iç hukukun yer itibariyle yetki kurallanndan farklı olduğunu iddia etmek güçtür. İsviçre MÖHK'ta yine yerleşim yeri, işyeri, mutad mesken, ifa 61 OJ L 299, 31. ı2.1972, p. 32-42. 62 Reguıation (EU) No 1215/20 ı 2 of the European Parliament and of the Council of ı 2 December 20 ı 2 on jurisdiction and the recognition and enforcement of judg ments in civiı and commerciaı matters (OJ L 351, 20.12.2012). 29 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yeri (İsviçre MÖHK.m. l09, m.ll2, m.ll4) gibi aynı bağlama noktalarını kullanmaktadır . D. İç Hukukun Yetki Kuralları Yanında Milletlerarası Yetkiye İlişkin Tamamlayıcı Milletlerarası Yetki Kuralları Koyulması İç hukukun yer itibariyle yetki kurallann ve milletlerarası yetki kural larının aynı bağlama noktalarından hareket ediyor olması kanımızca bütün milletlerarası yetki kurallarının ayrıca düzenlenmesi gereğini ortadan kal dırmaktadır. Bununla birlikte milletlerarası yetki kurallannın iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarından farklı dinamikle ri olabilir. Bu dinamik lerden kaynaklanan kaygılar bazı özel milletlerarası yetki kuralları geti rilmesiyle çözüme kavuşturula bilir. Bu yaklaşım, karma nitelikli millet lerarası yetki sistemi olarak anılmıştır.63 MÖHUK , Türk mahkemelerinin milletlerarası yetki sistemini karma yetki sistemi üzerine kurmuştur. IX. Türk Milletlerarası Yetki Sistemi A. Milletlerarası Yetki Kurallarının Tarihçesi Antik dönemden önce milletlerarası yetki kurallarına ilişkin düzenle meler yapılmasına gerek olmamıştır. Zamanla ticari amaçlı, savaş, keşif, hac ya da iltica amaçlı dolaşım artmıştır. Bizim konumuz bakımınd an özellikle önemli olan ticaret amaçlı dolaşımın artmış olmasıdır. Bir süre sonra, Roma ve Yunan şehir devletlerinde yabancı unsurlu uyuşmazlıkları çözümlernek üzere yetkili mahkemeler kurulmuş ve yabancı unsurlu uyuş mazlıklara uygulanacak bir hukuk sistemi gelişmeye başlamıştır. Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme, davaimm yerleşim yeri ve/veya bulunduğu yer mahkemesi olarak düzenlenmiş tir. Sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin yapıldığı yer mahkeme sinin yetkili kılınmıştır. Bir devletteki farklı milletten olan kişilerin aralanndaki uyuşmazlıkların 63 Ekşi, s. 44; İskenderoğlu, s. 26. 30 Milletleraras ı Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar çözülmesi için bu toplulukla ra özgü mahkemeler kurulmuştur.64 Osmanlı Devleti döneminde de davacı ve davaimm farklı yargı çevrelerinde otur maları halinde davaimm oturduğu yerdeki şer'i mahkemeler yetkiliydi.65 Türkiye tarihinde öncelikle Osmanlı dönemine değinilmesi gerekir. Osmanlı Devleti'nde mahkemelerinin yabancı unsurlu uyuşmaz lıklardaki yargı yetkisi kapitülasyonla r nedeniyle sınırlandınlmıştır.66 Osmanlı tabi iyetinde olmayan aynı
|
olmasıdır. Bir süre sonra, Roma ve Yunan şehir devletlerinde yabancı unsurlu uyuşmazlıkları çözümlernek üzere yetkili mahkemeler kurulmuş ve yabancı unsurlu uyuş mazlıklara uygulanacak bir hukuk sistemi gelişmeye başlamıştır. Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme, davaimm yerleşim yeri ve/veya bulunduğu yer mahkemesi olarak düzenlenmiş tir. Sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin yapıldığı yer mahkeme sinin yetkili kılınmıştır. Bir devletteki farklı milletten olan kişilerin aralanndaki uyuşmazlıkların 63 Ekşi, s. 44; İskenderoğlu, s. 26. 30 Milletleraras ı Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar çözülmesi için bu toplulukla ra özgü mahkemeler kurulmuştur.64 Osmanlı Devleti döneminde de davacı ve davaimm farklı yargı çevrelerinde otur maları halinde davaimm oturduğu yerdeki şer'i mahkemeler yetkiliydi.65 Türkiye tarihinde öncelikle Osmanlı dönemine değinilmesi gerekir. Osmanlı Devleti'nde mahkemelerinin yabancı unsurlu uyuşmaz lıklardaki yargı yetkisi kapitülasyonla r nedeniyle sınırlandınlmıştır.66 Osmanlı tabi iyetinde olmayan aynı devlet vatandaşı olan ya da farklı devlet vatandaşı olan yabancılar arasındaki uyuşmazlıklarda Osmanlı Devleti 'nin yargı yetkisi bulunmamaktaydı.67 Bu durum yer itibariyle yetki kurallarıyla ilgi li değildir. Burada devletin yabancılar üzerindeki yargı yetkisinin sınırlan ması söz konusudur. Bu sınırlama yer itibariyle yetki kurallarına duyulan ihtiyacı geciktirmiş olabil ir. Osmanlı tebaasıyla yabancılar arasındaki hukuki uyuşmazlıklarda Osmanlı mahkemeleri yar gılama yetkisine sahipti. İlk önce Osmanlı şer'i mahkemelerinde yargılama yapılmıştır. Daha sonra Osmanlı tebaaları ile yabancılar arasındaki davalar için görevli ticaret ve ceza mahkemeler kurulmuştur. Mahkeme heyetinde yabancılar da bulun maktaydı. 68 Osmanlı tebaasıyla yabancılar arasındaki ticari uyuşmazlıklara bu karma mahke meler bakardı.69 Kapitülasyonların tek taraflı olarak kaldırılmasını müteakip, yabancı lar için yeni bir düzenin kurulması gerekmişt ir. Bu amaçla 1914 yılında İmtiyazat-ı Ecnebiyenin İlgası Üzerine Ecanib Hakkında İcra Olunacak Muameleye Dair Talimatname hazırlanarak uygulamaya yön verilmek istenmiştir70• 1915 yılında da Memaliki Osmaniyede Bulunan Ecnebilerirı 64 Altuğ, s. 42; Erten, s. 26-29. 65 Erten, s.32-33. 66 Kapitülasyonlar döneminde yargı yetkisi için bkz. Altuğ, s. 4 I -42. 67 Ekşi, s. 3; Erten, s. 37; İskenderoğlu, s. 27. 68 Ekşi, s. 4. 69 Altuğ, s. 42; İskenderoğlu, s. 27. 70 Erten, s. 41. 31 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlı klarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi Hukuk ve Vezaifı Hakkında Kanunu Muvakkat çıkarılmı ştır. Gerçek anlamda Osmanlı mahkemelerinin milletlerarası yetkisi bu Kanunla düzenlenmiştir .71 Bu Kanun geçici bir kanun olarak adlandırı lmış olma sına rağmen 1982 yılında 2675 sayılı MÖHUK yürürlüğe girene kadar yürürlükte kalmıştır. Türk mahkemelerinin yargı yetkisine ilişkin kural, Muvakkat Kanunun 4'üncü maddesinde yer almıştır. Maddenin bu çalışmayla ilgili kısmının öz Türkçe kar şılığı Erten tarafından şu şekilde ifade edilmiştir:72 "Yabancı Devlet vatandaşlarına ve taşmmaz mallara ait bütün davalar ile hukuk ve ceza davaları ile ticari davalar Osmanlı vatandaşlarıyla ilgisi bulunmasa dahi Osmanlı Devleti 'nin mahkemel er inde, Osmanlı Devleti 'nin kanun ları, nizam/an ve usulüne göre görülür. ( ... )". Çalışmamızın konusu açı sından önemli olan ticari davalar açıkça maddede zikredilmiştir. Böylece yabancı unsurlu ticari davalarda Türk mahkemelerinin yargı yetkisi oldu ğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmiştir.73 Maddenin başında, Osmanlı Devleti'nin mahkemelerinin milletlerara sı hukuk anlamında yargı yetkisi düzenlenmiştir . Esas itibariyle Osmanlı Devleti egemen bir devlet olarak yargı yetkisine sahipti; ancak o dönem deki koşullar nedeniyle zaten var olan bir hakkı açıkça ifade etmek gereği duymuştur. Zira başka bazı devletler Osmanlı Devleti'nin yabancılar üzerinde yargılama yetkisinin olmadığını iddia etmekteydil er. Egemenlik haklarını ihlal eden Kapitülasyonlar rejimini kaldıran Devlet yargı yetki sinin bulunduğunu beyan etmek ihtiyacı hissetmiştir .74 71 İskenderoğlu, s. 27. 72 Erten, s. 42-43. 73 Bununla birlikte yabancıların kişi hallerine davalarda Türk mahkemelerinin yar gılama yetkisine birtakım istisnalar getirilmiştir. Bu mesele bu çalışmanın kap samında ele alınmayacağı için ayrıca değerlendirilmeyecektir . Ayrıntılı bilgi için bkz. Çelikel!Erdem, s. 560 dn. 3; Ekşi, s. 7 vd.; Erten, s. 43 vd. 74 Nomer, Yetki, s. 406; Nomer, Usul, § 190; Ekşi, s. 5. 32 Mille!lerarast Yelki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar Söz konusu hüküm, sadece yargı yetkisini değil aynı zamanda Türk mahkemelerinin yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda milletlerarası -yer iti bariyle-yetkisini de düzenlemiştir . "Osmanlı Devleti 'nin mahkeme/erin de, Osmanlı Devleti 'nin kanunları, nizam/arı ve usUlüne göre görülür" demek suretiyle iç hukuktaki yer itibariyle yetki kurallarının Türk mah kemelerinin milletlerarası yetkisini tayin edeceği esasını benimsemi ştir. 75 Kapitülasyonların kaldırılmasını müteakip Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Münkasim Şirketlerle Ecnebi Sigorta Şirketleri Hakkında Kanunu Muvakkat çıkarılmıştır.76 Bu Kanunun 10'uncu mad desi uyarınca anonim ya da sermayesi payiara bölünmüş bir şirkete karşı dava açılması gereken hallerde, bunların acenteleri nin ya da şubelerinin bulunduğu yer de yasal yerleşim yerleri sayılmış ve bu yer mahkemele rinde aleyhine dava açılabileceği belirtilmi ştir.77 EŞHK, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 41 'inci maddesiyle 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlükten kal dırılmıştır. 78 Ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin tarihçesiyle ilgili olarak değinilmesi gereken bir diğer yetki hükmü de mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 16'ncı maddesi dir. Mülga HUMK'nın 16'nın maddesi şu şekildeydi: "Türkiye dahilinde malum ikametgahı olmayanlar aleyhindeki mal davaları Türkiye 'de sakin oldukları mahal mahkemesin de ve Türkiye 'de malum meskeni yoksa emvalinin veya munazaalı şeyin veya teminatı varsa o teminatm bulundu- 75 Altuğ, s. 43; Nomer, Yetki, s. 407; Nomer, Usul,§ 190; Ekşi, s. 6; Erten, s. 43; İskenderoğlu, s. 28-29. 76 Kabul Tarihi : 30 Teşrinisan i 1330, Yayımlandığı Takvimi Vakayi: Tarih: 4 Kanu nuevvel 1330 Sayı: 2025 Yay ımlandığı Düstur :Tertip: 2 Cilt: 7 Sayfa : 142. 77 Madde 1 O -işbu kanuna tevfikan şube veya acentehane tesis olunan mahaller mensup oldukları her ecnebi anonim veya sermayesi eshama mürıkasim şirketler için ikametgahı kanuni olup mahalli mezküredeki mehakim şirketin ihtilafatının mercii rü'yetidir . 78 RG. 14/2/2011 S. 27846. Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ğu mahal mahkemesinde bakılır." Böylece yabancı gerçek ve tüzel kişilere karşı Türkiye'de mal varlıklarının bulunması halinde Türk mahkemele rinde dava açılması imkanı tanınmıştı. Bu hüküm kaldırılmı ştır. Bunun yerine uyuşmazlık konusu malın bulunduğu yer mahkemes inin yetkisiyle sınırlı bir yetki kuralı getirilmiştir. 79 Bu çerçevede geçici hukuki koruma kararlarında yetkili mahkeme ye ilişkin mülga 1086 sayılı 104'üncü maddesine değinebiliriz. Mülga HUMK'n ın 104'üncü maddesi uyarınca "dava ikamesinden evvel haczi ihtiyati kararı mahkeme tarafindan verilir. Haczi ihtiyatden maada talep olunan ihtiyati tedbirlerin en az masrafla ve en çabuk nerede ifası mümkün ise işbu tedbirlere o mahat mahkemesi tarafindan dahi karar verilebilir. Dava ikamesinden sonra bilümum ihtiyati tedbirlere tahkikata memur hakim tarafindan karar verilir. Şu kadar ki hakim ihtiyati tedbirin diğer
|
DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ğu mahal mahkemesinde bakılır." Böylece yabancı gerçek ve tüzel kişilere karşı Türkiye'de mal varlıklarının bulunması halinde Türk mahkemele rinde dava açılması imkanı tanınmıştı. Bu hüküm kaldırılmı ştır. Bunun yerine uyuşmazlık konusu malın bulunduğu yer mahkemes inin yetkisiyle sınırlı bir yetki kuralı getirilmiştir. 79 Bu çerçevede geçici hukuki koruma kararlarında yetkili mahkeme ye ilişkin mülga 1086 sayılı 104'üncü maddesine değinebiliriz. Mülga HUMK'n ın 104'üncü maddesi uyarınca "dava ikamesinden evvel haczi ihtiyati kararı mahkeme tarafindan verilir. Haczi ihtiyatden maada talep olunan ihtiyati tedbirlerin en az masrafla ve en çabuk nerede ifası mümkün ise işbu tedbirlere o mahat mahkemesi tarafindan dahi karar verilebilir. Dava ikamesinden sonra bilümum ihtiyati tedbirlere tahkikata memur hakim tarafindan karar verilir. Şu kadar ki hakim ihtiyati tedbirin diğer bir mahalde daha az masrafla ve daha çabuk lfasını kabil görürse bu hususta karar verilmek üzere o mahal hakimini naip tayin edebilir." Bu hüküm de 2011 yılında kaldırılarak uyuşmazlığın esası hakkında yetkili mahkemeden geçici hukuki koruma kararı alınmasıyla sınırlı bir yetki kuralı getirilmiştir (HMK.m. 390). Böylece, Türkiye'de uyuşmaz lığın esası hakkında yetkili bir mahkeme yoksa Türkiye'de icra edilmesi gerekınesine rağmen Türk mahkemelerinden geçici hukuki koruma kararı alınması imkanı ortadan kaldırılmıştır. 80 Türk milletlerarası yetki kurallarının tarihçesiyle ilgili değinilmesi gereken diğer bir kanun hükmü ise yabancıların Türkiye'deki acenteleri nin davalarda temsil etmelerine ilişkin düzenlemed ir. 1927 tarihli Ticaret Kanununun 95'inci ve 96'ncı maddesinde yabancı ülkelerdeki kişilerin nam ve hesabına işlernde bulunan kişilerin müvekkillerini davada temsil yetkileri düzenlenmişt ir. Aynı hüküm, 1957 tarihli mülga 6762 TTK'nın 119'uncu maddesinde yer almıştır. 1957 tarihli TTK'nın gerekçesinde "çünkü tecrübe göstermiştir ki, basılmış olan genel şartnarnelere daya- 79 Bkz. aşğ. Bölüm II, II, A, 2, c. 80 Bkz. aşğ. Bölüm II, III, A. 34 Milletlerarası Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar narak ecnebi müesseseler narnma muamele yapan umumi vekiller, bazen bir ecnebi mahkemenin selahiyetli olduğunu ileri sürer/er. Bu suiistimali önlemek maksadiyle Tasarının 119. maddesi -ki bu hüküm bu bakımdan Ticaret Kanunun 95. maddesine tekabül eder-teklif edilmiştir." deniterek maddenin asıl amacının ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yet kisini tesis etmek olduğu tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konul muştur.81 Aynı yetki kuralı, 6102 sayılı yürürlükteki TTK'nın 105'inci maddesinde de muhafaza edilmiştir. 82 Kapitülasyonların kaldırılması ve Muvakkat Kanun'un çıkarılma sından itibaren Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tarafından belirlenmiştir (2675 s. mülga MÖHUK.m.27 ve 5718 s. MÖHUK.m. 40). Bunun yanında, milletlerarası ticari uyuşmazlıkların özellikleri dikkate alınarak yabancılara karşı Türk mahkemelerinde dava açılmasını sağlayan yetki kuralları da tesis edil miştir. Bu yetki kurallarında Kapitülasyonların neden olduğu endişeterin etkisi açıktır. Ancak, bu çalışmada açıklanacağı gibi, 20 ll yılında HMK ve TTK'nın yürürlük kanununun yürürlüğe girmesiyle milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisi oldukça daraltılmıştır. Bu daraltmanın, mülga HUMK'nın 16'ncı maddesi bakımından bilinçli bir tercih olduğunu madde gerekçesinden anlamakla birlikte, HMK ve TTK'da yapılan tüm değişiklikler bir arada ele alındığından yetki kuralla rının bu ölçüde daraltı lmasının kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olup olmadığı tartışılmalıdır. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisinin daraltılmasına karşılık iş, tüketici ve sigorta ilişkilerinde zayıf tarafın korunması amacıyla Türk mahkemelerinin yetkisi MÖHUK'u n 44-46 maddeleriyle genişletilmi ştir. 81 Kalpsüz, s. 1; Ülgen/Helvacı /Kendigelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 783; Börü, s. 12. 82 Bkz. aşğ. Bölüm II, H, 4. 35 Cemile DEMiR GOKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi B. Genel Milletlerarası Yetki Kuralı MÖHUK'u n 40'ıncı maddesi uyarınca yabancı unsurlu uyuşmazlık larda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariy le yetki kuralları tayin eder. Böylece, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tarafından belirlenmesi esası getirilmiştir.83 Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olması için 83 Adana BAM, 3. HD., E. 2018/ K. 2019/124 T. 29.1.2019 "MÖHUK'un "40. mad desine göre; "(1) Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder". 36 Yine aynı Kanunun 46. Maddesinde; "Sigorta sözleşmesi nden doğan uyuşmaz lıklarda, sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentasının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ancak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onla rın Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesi dir" şeklindedir. Türk hukukunda milletlerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hu kukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkinin de doğum sebebi olarak nazara alınması tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetki kuralları olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itiba riyle yetkili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisinin doğumu için ye terlidir. Milletlerarası yetki konusuna ilişkin genel kural MÖHUK' un 40. maddesinde yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıktarla Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder. Bu MÖHUK' da düzenlenmiş bir genel yetki kuralıdır. Buna göre, yabancı unsurlu bir uyuşmazlıkta Türkiye'de yer itibariyle yetkili bir mahkeme mevcut ise, Türk mahkemelerinin o dava bakımdan milletlerarası yetkisi de mev cuttur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası] Y. ll. HO., E. 2014/2059 K. 2015/712 T. 20.1.2015 "Milletlerarası Medeni Usul Hukuku ise; yabancı unsurlu olay ve ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, diğer konular yanında, özellikle Türk mahkemelerinin davaya bakmaya yetkisi olup olmadığını belirleyen kaidelerin bütünüdü r. 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren, 27.1 1.2007 günlü 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun; Devletler Hususi Hukukumu zun ana kaynağını oluşturur. Bu kanun "Milletlerarası Özel Hukuk" ile "Milletle rarası Usul Hukuku" olarak iki bölümde düzenlenmiştir. Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar 1 • iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca yetkili olmaları gerekli ve yeterlidir.84 İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları, başta HMK'daki Milletlerarası bağlantıları bulunan (Yabancı Unsurlu) olay ve ilişkilerden kaynak lanan hukuki uyuşmazlıklarda, mahkemelerin milletlerarası yetkilerini düzenleyen kaideler Usul Hukukunu meydana getirir. 5718 sayılı Yasa, milletlerarası yetkiye ilişkin hükümleri ile (Md.40-49) Türk mahkemelerinin Devletler hukuku anlamın da haiz oldukları yargı yetkisini hangi ölçüler içinde kullanacaklarını belirler. 5718 sayılı yasanın milletlerarası yetki başlıklı 40 ncı maddesi "Türk mahke melerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmünü haiz olup, 6100 sayılı HMK.nun genel yetkili mahkeme başlıklı 6.madddesi, "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." şeklindeki düzenlemeyi içermek tedir. Yine aynı yasanın sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı lO'ncu mad desine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkeme sinde de açılabilir."
|
İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları, başta HMK'daki Milletlerarası bağlantıları bulunan (Yabancı Unsurlu) olay ve ilişkilerden kaynak lanan hukuki uyuşmazlıklarda, mahkemelerin milletlerarası yetkilerini düzenleyen kaideler Usul Hukukunu meydana getirir. 5718 sayılı Yasa, milletlerarası yetkiye ilişkin hükümleri ile (Md.40-49) Türk mahkemelerinin Devletler hukuku anlamın da haiz oldukları yargı yetkisini hangi ölçüler içinde kullanacaklarını belirler. 5718 sayılı yasanın milletlerarası yetki başlıklı 40 ncı maddesi "Türk mahke melerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmünü haiz olup, 6100 sayılı HMK.nun genel yetkili mahkeme başlıklı 6.madddesi, "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." şeklindeki düzenlemeyi içermek tedir. Yine aynı yasanın sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı lO'ncu mad desine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkeme sinde de açılabilir." anılan yasanın haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı 16'ncı maddesine göre ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 10. HO., E. 2012/18234 K. 2014/16648 T. 08.07.2014 "Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 2657 Sayılı MÖHUK'u n 27. maddesi gereğince Türk Mahkeme lerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. Yani, bir dava hakkında Türk Hukukunda, hiçbir ülke içi yetki kuralı yoksa, Türk Mahkemeleri, o dava için uluslararası yetkiye sahip değildir. Buna göre, HUMK. nun genel ve özel yetkiyi içeren hükümlerinin olayda varlığı halinde Türk Mah kemelerinin (icra daireleri) uluslararası yetkisinin kabulü gerekir. (ProfDr. Baki Kuru Usul 2001-1 Ci lt sahife: 635 v.d.) Bu durum, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ile de devam ettirilmiştir. (5718 Sayılı Yasanın 40.maddesi hükmü)" [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 84 Akıncı, BATİDER, s. 98. Y. 21. HO., E. 2019/5309 K. 2019/7692 T. 11.12.2019 "Öncelikle çözülmesi ge reken husus hangi ülke mevzuatının uygulanacağıdır. Yargı yetkisi, devletin ege menlik hakkının bir görünümüdür . Devlet, kural olarak ülkesi üzerinde yaşayan yabancılar da dahil olmak üzere, ülkesinde bulunan herkes ve herşey hakkında yargı yetkisini kullanabilir. Hatta "Lotus" davasında ortaya konulduğu üzere dev let yargı yetkisini ülkesi dışında vuku bulmuş olayları da kapsayacak şekilde kul lanabilir. Örneğin, devlet ülkesi dışında gerçekleşmiş bir haksız fiile ilişkin olarak yargı yetkisini kullanabilir. Yabancı unsurlu olaylarda belirli bir devletin mahke melerinin yetkili olup olmadıkları "milletlerarası (uluslararası) yetki kavramı" ile ifade edilir. Milletlerarası yetki kavramının iki yönü bulunmaktadır . Bu kavram 37 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi yetki kuralları olmak üzere, TMK, TBK, TTK ve diğer kanunlardaki ve Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşme lerdeki (MÖHUK.m.l) yetki kurallarını içermektedir. Türk mahkemelerinde verilecek kararın yabancı bir ülkede tenfiz edilebilecek olup olmamasının milletlerarası yetkinin belirlenmesinde herhangi bir rolü bulunmamaktadır.85 Diğer bir ifadeyle, verilecek mah keme kararı, yabancı bir ülke de Türk mahkemesinin yetkisi nedeniyle 85 38 bir yönden yabancı unsurlu olaylarda devletin kendi mahkemelerinin faaliyette bulunabilme yetkisine sahip olup olmadıkları veya hangi şartlar altında bu yetki ye sahip olduklarını belirtir. Diğer yönden ise aynı kavram yabancı bir Devlete ait makamların yabancı unsurlu bir olayda gösterdikleri yargı faaliyetinin tamamen iç hukuk açısından ülke içerisinde belirli tesiriere sahip olup olamayacağı veya hangi şartlada böyle bir tesire sahip olabileceğini tayin eder. Yabancı unsuru taşıyan bir davada milletlerarası özel hukuk kuralları gereğince, öncelikle milletlerarası yetki kurallarının tartışılarak, yargılama yetkisine hangi devlet yargısının sahip olduğunun belirlenmesi, yargı yetkisi belirlendikten sonra da kanunlar ihtilafı kuralları gereğince hangi devletin hukuk kurallarının uygu lanacağının tartışılması gerekmektedir. Türk hukukunda, ülke için yer itibariyle yetki kuralları aynı zamanda milletlerarası yetki kuralları olarak uygulanmakta dır. (MÖHUK , madde 40.) Yer itibariyle yetkili bir Türk mahkemesinin bulun ması milletlerarası yetkinin varlığı için gerekli ve yeterlidir. Herhangi bir davada Türk Hukukunda yer itibariyle yetkili mahkeme mevcut değilse, Türk mahkeme lerinin o dava için milletlerarası yetkisi de yoktur. Milletlerarası yetkinin tayinin de yer itibariyle yetki kuralları kullanılırken, dava taraflarının Türk vatandaşı ya da yabancı olması rol oynamaz. (Engin Nomer-Devletler Hususi Hukuku, Sayfa 440)" [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Nomer, Usul,§ 192; Çelikel/Erdem, s. 572. Y. 21. HD., E. 2019/5309 K. 2019/7692 T. 11.12.2019 "Türk hukukunda millet lerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkininde doğum sebebi olarak nazara alınması tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları milletlerarası yetki kaidele ri olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisinin doğumu için yeterlidir. Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisinin doğumu, mahkeme nin vereceği kararın Türkiye'de veya yabancı bir ülkede fiilen tenfiz edilebilip edilememesine de şüphesiz bağlı değildir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras t Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar tenfiz edilemeyecek olsa bile Türk mahkemel erinin milletlerarası yetkisi bulunmaktadır. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi tesis edilirken tarafların vatandaşlıklarının rolü bulunmamaktadır . Türk mahkemelerinin millet lerarası yetkisi varsa yabancı gerçek ve tüzel kişiler dava açabilir veya onlara karşı dava açılabilir.86 Aynı şekilde, uyuşmazl ığın esasına uygulanacak hukukun Türk huku ku veya yabancı bir hukuk olmasının Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olup olmadığının belirlenmesinde herhangi bir etkisi yokt ur. Daha basit bir ifadeyle, uyuşmazlığın esasına yabancı bir hukukun uygulanması Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisizlik kararı vermesine neden olamazY Benzer şekilde, yer itibariyle yetki kuralları uyarınca Türk mah kemelerinin milletlerarası yetkili olmadığı davalarda da esasa Türk huku kunun uygulanması Türk mahkemeler inin milletlerarası yetkisini tesis etmez. Bununla birlikte şu hususa dikkat etmek gerekebilir: MÖHUK'u n 24 'üncü maddesi uyarınca taraflar uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukuku zımnen seçebilir. Özellikle belirli bir devletin mahkemelerinin seçilmiş olması, diğer başka emarelerle birlikte, o devletin hukukunun seçildiği anlamına gelebilir. Tarafların, uygulanacak hukukun zımni olarak seçilmesi ile mahkemenin yetkisinin irtibatland ırıldığı durumlar, milletle rarası yetkiye değil uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukla ilgilidir. Türk mahkemeleri yanında başka devlet mahkemelerinin de aynı uyuşmazlık hakkında milletlerarası yetkili olması, yargılamanın Türk mahkemelerinde yapılmasına engel değildir.88 86 Nomer, Usul, § 215; Doğan, s. 61; Y. HGK., E. 1998/287 K. 1998/325 T. 06.05.1998 "Bu bağlamda, hemen be lirtelim ki, yetkinin varlığında davanın yan lannın Türk vatandaşı veya yabancı olması kural olarak bir faktör olarak alın maz." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 87 Çelikel/Erdem, s. 561. 88 Şanh, s. 132; Şanlı!Esen/Ata man-Figanmeşe, s. 407; Erdem, s. 7; Akıncı, s. 115. 39 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkeme lerinin Milletlerarası Yetkisi İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları,
|
başka emarelerle birlikte, o devletin hukukunun seçildiği anlamına gelebilir. Tarafların, uygulanacak hukukun zımni olarak seçilmesi ile mahkemenin yetkisinin irtibatland ırıldığı durumlar, milletle rarası yetkiye değil uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukla ilgilidir. Türk mahkemeleri yanında başka devlet mahkemelerinin de aynı uyuşmazlık hakkında milletlerarası yetkili olması, yargılamanın Türk mahkemelerinde yapılmasına engel değildir.88 86 Nomer, Usul, § 215; Doğan, s. 61; Y. HGK., E. 1998/287 K. 1998/325 T. 06.05.1998 "Bu bağlamda, hemen be lirtelim ki, yetkinin varlığında davanın yan lannın Türk vatandaşı veya yabancı olması kural olarak bir faktör olarak alın maz." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 87 Çelikel/Erdem, s. 561. 88 Şanh, s. 132; Şanlı!Esen/Ata man-Figanmeşe, s. 407; Erdem, s. 7; Akıncı, s. 115. 39 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkeme lerinin Milletlerarası Yetkisi İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları, milletlerarası uyuşmazlıkla rın tüm gereklerini karşılayamaz. Bu nedenle, kanun koyucu 2675 sayılı mülga MÖHUK'ta iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına ek üç tane milletlerarası yetki kuralı koymuştu. Bunla r, Türklerin kişi hallerine ilişkin (mülga MÖH UK.m.28), yabancıların kişi hallerine ilişkin bazı uyuşmaz lıklar (mülga MÖHUK.m.29) ve mirasa ilişkin uyuşmazlık larda (mülga MÖHUK.m.30 ) Türk mahkemelerinin yetkisini düzenleyen kurallardı. Mer'i MÖHUK 'ta ise 41, 42 ve 43 'ün maddelerde bu yetki kuralları muha faza edilmiş ve bunlara ek olarak 44-46'ncı maddeleri arasında da tüketici, iş ve sigorta ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini düzenleyen özel yetki kuralları getirilmiştir. MÖHUK 'ta 40'ıncı maddenin iç hukukun yetki kurallarına atıf yap masının yanında özel milletlerarası yetki kurallarının getirilmesin den hareketle MÖHUK'ta milletlerarası yetki konusunda karma sistemin kabul edildiği ifade edilmiştir.89 C. MÖHUK'ta Yer Alan Özel Yetki Kurallarıyla İç Hukukun Yer İtibariyle Yetki Kuralları Arasmdak i ilişki Milletlerarası bir uyuşmazlık, MÖHUK 'ta yer alan bir yetki kura lının ve aynı konuda iç hukukun da yer itibariyle yetki kuralının da kapsamındaysa, davacı bu yetki kurallan arasında seçim hakkı mı var dır yoksa MÖHUK' ta yer alan özel yetki kuralları kesin yetki kuralı mı teşkil etmektedir? Doktrinde her iki yönde de görüşler savunulm aktadır. Bildiğimiz kadarıyla, Yargıtay kararlarında bu özel yetki kuralları kesin yetki kuralı olarak değerlendirilmemişt ir. Bu tartışma, milletlerarası ticari uyuşmaz lıklarda yalnızca sigorta ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklar için önem arz etmektedir. Zira MÖHUK 'ta yer alan diğer yetki kuralları millet lerarası ticari uyuşmazlıklada ilgili değildir. Bununla birlikte doktrindeki bu tartışmaya değinmeyi faydalı görüyoruz. 89 Çelikel/Erdem, s. 561; Ekşi, s. 44; İskenderoğlu, s. 32. 40 Milletlerarasi Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar Birinci görüşe göre, MÖHUK 'taki özel yetki kuralları, iç hukukun yetki kurallarının uygulanmasını hertaraf etmez, ancak MÖHUK' taki özel yetki kuralları münhasır yetki tesis etmekteyse artık iç hukukun yer itibariyle yetki kur alları bu münhasır yetki kur allarına aykırı değilse uygulana bilir.90 MÖHUK'un 44, 45 ve 46'ncı maddelerinin, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf etmesi bazı hallerde zayıf tarafın Türk mahkemelerinde dava açarnamasına neden olabilir ki bu da zayıf tarafı korumak amacıyla getirilmiş olan maddelerin amacına uygun değil dir. 91 Bu görüşe göre, davacı iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına ve MÖHUK 'taki özel yetki kurallarına göre yetkili mahkemeler arasında seçim hakkına sahiptir. Doktrindeki gittikçe taraftar kazanan diğer görüşe göre, milletlerarası yetkinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirleneceğini düzenleyen MÖHUK 'un 40'ıncı maddesi genel yetkili kuralı olarak anla şılmalıdır. MÖHUK'u n 41-46'ncı maddeleri arasındaki yetki kuralları özel yetki kurallarıdır. MÖHUK 'taki özel yetki kuralları uyarınca milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi varsa dava bu mahkemede görülebilir. Bu maddeler uyarınca milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi yoksa Türk mahkemeleri söz konusu uyuşmazlık bakımınd an milletlerarası yetkili değildir ve dava Türkiye'de açılamaz.92 Böyle bir ihtimalde iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca milletlerarası yetkili bir mahkeme olup olmadığı araştırılmaz.93 Bu görüşe göre, MÖHUK'un 41 ve 46'ncı 90 Nomer, s. 478. 91 Süzen, s. I I 8-121. 92 Altuğ, genel ve özel yetki ayrımını farklı bir şekilde ele almıştır. Bir devletin mahkemelerinin milletlerarası uyuşmazlıklarda yargı yetkisine sahip olmalarını genel yetki ve genel yetki tesis edildikten sonra o devletin hangi mahkemelerinin yetkili olduğunu gösteren yetki kuralları da özel yetki kuralı olarak ifade edilmiştir (Altuğ, s. 36). Yazarın ilk baskısını 1973 yılında yaptığı eserinin hazırlandığı sırada karşılaştırmalı hukukta aynı yaklaşım ifade edilmekteydi (Altuğ, s. 25 vd.). 93 Çelikel/Erdem, s. 561,629, 631, 634; Şanh, s. 147-148; Şanlı!Esen/Ataman Figanmeşe, s. 409 vd; Akıncı, s. I 18; Külüşlü, s. 59; Gölcüklü, İflas, s. 62; Özel, İş Sözleşmeleri, s. I 352; Çörtoğlu Koca, s. 195; Güngör, s. 232; Ekşi, 41 Cemile DEMiR G6KYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi maddeleri arasındaki yetki kurallan kesin yetki kuralı tesis etmektedir.94 MÖHUK'un 44, 45 ve 46'ncı maddelerinde yer alan özel yetki kuralları nedeniyle, iş, tüketici ve sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazl ıklarda örneğin HMK'nın I O'uncu maddesi uyarınca i fa yeri mahkemesinin yet kisi bulunmamaktadır . 95 Yüksek mahkeme kararlarında ise MÖHUK'u n 40'ıncı ve 41-46'ncı maddeleri arasında genel yetki-özel yetki aynınma ilişkin bir tartışmaya rastlanma mıştır.96 Ancak Yargıtay 21 'inci Hukuk Dairesi, verdiği kararla- 94 95 96 42 MÖHUK'un 41 ve 42'nci maddelerinde iç hukukun yer itibariyle yetki kuralla rına atıf yapıldığı için bu maddeler dışındaki MÖHUK .m.43-46 bakımından iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına başvurula mayacağını ifade etmektedir. (Ekşi, Tenfiz, s. 217). Şanlı/Esen/Ataman- Figanmeşe, s. 411. Şanlı, s. 163; ŞanWEs en/Ataman- Figanmeşe, s. 427. "Adana BAM, 3. HD., E. 2018/1571 K. 2019/124 T. 29.1.2019 MÖHUK'un" 40. maddesine göre; "(1) Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder". Yine aynı Kanunun 46. maddesinde; "Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmaz lıklarda, sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentasının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ancak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onla rın Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesidir" şeklindedir. Türk hukukunda milletlerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hu kukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkinin de doğum sebebi olarak nazara alınması tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kurallannın milletlerarası yetki kurallan olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mah kemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itibariyle yet kili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisinin doğumu için yeterlidir. Milletlerarası yetki konusuna ilişkin genel kural MÖHUK' un 40. maddesinde yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarla Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralla rı tayin eder. Bu
|
da acentasının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Ancak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onla rın Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesidir" şeklindedir. Türk hukukunda milletlerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hu kukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkinin de doğum sebebi olarak nazara alınması tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kurallannın milletlerarası yetki kurallan olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mah kemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itibariyle yet kili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisinin doğumu için yeterlidir. Milletlerarası yetki konusuna ilişkin genel kural MÖHUK' un 40. maddesinde yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarla Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralla rı tayin eder. Bu MÖHUK'd a düzenlenmiş bir genel yetki kuralıdır. Buna göre, yabancı unsurlu bir uyuşmazlıkta Türkiye'de yer itibariyle yetkili bir mahkeme mevcut ise, Türk mahkemelerinin o dava bakımdan milletlerarası yetkisi de mev cuttur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras ı Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar rında iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda milletlerarası yetkiyi düzen leyen MÖHUK'un 44'üncü maddesindeki yetki kurallarının iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf etmediği fikrinden hareket etmiş tir.97 97 Y. 21. HD., E. 20ı6/ı7700 K. 20ı6/ı4575 T. 24.ıl.20ı6 "Somut olayda, davalı şirket ... Türk Cumhuriyeti yasalanna göre kurulmuş bir şirket olup, şirketin yer leşim yeri ... İş kazası Lefkoşa'da bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait ... kışla sında bulunan işyerinde meydana gelmiştir. Ancak Davacı zarar görenin mutat yerleşim yeri ise ... Tüm bu açıklamala rdan sonra somut uyuşmazlıkta uygulanacak olan iç hukuk kuralları 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı HMK' nın ı6/son maddesidir . Bu bağlamda, .. .' un 40. ve 44. maddeleri doğrultu sunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmazlıkta önüne gelen davaya bakmaya yet kilidir. Meydana gelen iş kazasında zarar gören davacının HMK. madde ı 6/son 'a göre mutat yerleşim yeri Kayseri'dir. Bu durumda, HMK. madde 16/son maddesi gereğince dava yetkili mahkemede açılmıştır. Buna göre ilk derece mahkeme since işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçelerle davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlan kabul edilmeli ve hü küm bozulmalıdır ." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası] Y.2 I .HD., E. 2019/5309 K. 2019/7692 T. 11.12.2019 "Türk hukukunun getirdiği bu sistemde, milletlararası yetki ile yer itibariyle yetkinin birlikte sahip bulunduğu "yerleşme" dikkate alınmaktadu. (Ergin Nomer-Devletler Hususi Hukuku-19. Baskı-İstanbul-Sayfa 431. Vd.) Dairemizin 2016/17700 Esas, 2016/14575 Ka rar sayılı, 24/11/20 ı 6 günlü kararında da aynı ilkeler benimsen miştir. İş kazasının tespiti davasında usul hükümleri açısından öncelikle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun uygulanması gerektiği açıktır. 7036 İş Mahkemeleri Kanununun 6. maddesine göre; "(1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, da valı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesid ir. (2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili dir. (3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (4) İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hüküm ler saklıd ır. (5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir". 43 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 44 İş Mahkemeleri Kanununun 9. maddesine göre ise; "Bu Kanunda hüküm bulun mayan hallerde 6 I 00 sayılı Kanun hükümleri uygulanır." Bu bağlamda iş kazası nın tespiti davalarında, dava, davalının yerleşim yerinde açılabilecektir. İş Mah kemeleri Kanununun 6. maddesindeki yetki kuralı, işçi tarafından işverene karşı açılacak davalarda uygulanacak olup, bu yetki kuralı kamu düzenindendir. (HGK. 2010/9 -52 E., Karar 2010/ 89, HGK 2009/10-236 E., 345 K., HGK 2012110- 1832 E., 201311015 K.) Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 2. maddesine göre; "( 1) Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen uygular. Hakim, yetkili yabancı hukukun muhtevas ının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir. (2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmal ara rağmen tespit edilernemesi halinde, Türk hukuku uygulanır. (3) Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilafı kurallarının başka bir hukuku yetkili kı lması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaftarda dikkate alınır ve bu hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır. (4) Uygulanacak hukuku seçme imkanı verilen hallerde, taraftarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır. (5) Hukuku uygulanacak devlet iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimler de değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı o devletin hukukuna göre belirlenir. O devlet hukukunda belirleyici bir hükmün yokluğu halinde ihtilafta en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanır". Türk hukukunda milletlerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkininde doğum sebebi olarak nazara alınması tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları milletlerarası yetki kaideleri olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisinin doğumu için yeterlidir. Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisinin doğumu, mahkemenin vereceği kararın Türkiye'de veya yabancı bir ülkede fiilen tenfiz edilebilip edilememesine de şüphesiz bağlı değildir. Somut olayda, davalı şirket Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir şirket olup, şirketin yerleşim yeri ... Mh .... Sk ... ./ .. .'dur. Tüm bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlıkta uygulanacak olan iç hukuk kuralları 7036 sayılı İş Mahkemel eri Kanunu 6. Maddesi ile hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı HMK'dır. Bu bağlamda, MÖHUK' un 40. ve 44. maddeleri doğrultusunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmazlıkta önüne gelen davaya bakmaya yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Mil/eılerarasJ Yeıki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar Biz bu başlıkta, MÖHUK 'taki yetki kuralları ile iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını birlikte inceleyerek, MÖHUK' taki özel yetki kurallarının kesin yetki kuralı olup olmadığı konusunda bir sonuca var maya çalışacağız. Özel yetki kurallarının teker teker incelenmesine geçmeden önce, HMK'nın 5'inci maddesinin bu tartışmaya etkisini belirlemekte fayda vardır. Madde gerekçesine göre, "medeni yargılama alanında görev yapan mahkeme/erin yetkisi, Anayasanın 142 nci maddesine uygun olarak, bu Kanunla düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 1086 sayılı Kanun dışında, özel kanunlardaki yetkiye ilişkin kurallar, kesin yetki kuralı olarak öngörül mediği takdirde genel yetki kuralı ile beraber seçimlik bir yetki kuralı oluşturaca ktır. Bu sebeple özel kanunlardaki yetkiye ilişkin hükümler saklı tutulmuştur
|
44. maddeleri doğrultusunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmazlıkta önüne gelen davaya bakmaya yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Mil/eılerarasJ Yeıki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar Biz bu başlıkta, MÖHUK 'taki yetki kuralları ile iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını birlikte inceleyerek, MÖHUK' taki özel yetki kurallarının kesin yetki kuralı olup olmadığı konusunda bir sonuca var maya çalışacağız. Özel yetki kurallarının teker teker incelenmesine geçmeden önce, HMK'nın 5'inci maddesinin bu tartışmaya etkisini belirlemekte fayda vardır. Madde gerekçesine göre, "medeni yargılama alanında görev yapan mahkeme/erin yetkisi, Anayasanın 142 nci maddesine uygun olarak, bu Kanunla düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 1086 sayılı Kanun dışında, özel kanunlardaki yetkiye ilişkin kurallar, kesin yetki kuralı olarak öngörül mediği takdirde genel yetki kuralı ile beraber seçimlik bir yetki kuralı oluşturaca ktır. Bu sebeple özel kanunlardaki yetkiye ilişkin hükümler saklı tutulmuştur Maddedeki "diğer kanun/ar " terimi Anayasa ile ulus lararası antlaşmalan da kapsar şekilde, geniş anlamda kullanılmıştır." Gerekçeden anlaşıldığı gibi, HMK dışındaki kanunla rda yer alan yetki kurallarının tamamının kesin yetki kuralı tesis ettiğini söyleyemeyiz. Bu nedenle, MÖHUK'ta yer alan özel yetki kuralının kesin yetki kuralı olup olmadığını her bir yetki kuralı için ayrıca incelemek gerekir. 1. Türklerin Kişi Hallerine İlişkin Davalar Öncelikle, Türklerin kişi hallerine ilişkin davaları düzenleyen 41 'inci madde, açıkça iç hukukun yer itibariyle yetki kurallannın öncelikle uygu lanması gerektiğini ifade ettiği için bu madde bakımınd an herhangi bir tar tışma bul unmamaktadır. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca yetkili bir mahkeme yoksa 41 'inci maddedeki diğer bağlama noktalarında hareketle yetkili Türk mahkemesi tespit edilecektir. Dolayısıyla bu madde iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf eden kesin bir yetki kuralı değildir. 2. Yabaneliann Kişi Hallerine İlişkin Bazı Davalar Türkiye'de yerleşim yeri olmayan yabancılar hakkında açılacak vesayet, kayyımlık, kısıtlılık, gaiplik ve ölmüş sayılma davalarında Türk 45 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi malıkernelerin milletlerarası yetkisini düzenleyen 42 'nci madde ise kişinin sakini olduğu yer, sakin değilse malvarlığının bulunduğu yer mahkemesi nin yetkisini düzenlem ektedir. 41 'inci maddeden farklı olarak iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına herhangi bir atıf yapılmamı ştır. Bu nedenle 42 'nci maddenin iç hukukun yer itibariyle yetki kur allarını hertaraf edip etmediğinin incelenmesi gerekir. Vesayet, kısıtlılık (TMK.m.41 1) ve kayyımlık (TMK.m.4 30) işlerinde ilgilinin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Dolayısıyla 42 'nci maddeyle yetkisi hertaraf edilen ya da edilmesi gereken bir mahkeme söz konusu değildir. Gaiplik davaları için de TMK'nın 32'nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca "yetkili mahkeme, kişinin Türkiye 'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye 'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkeme sidir." 42'nci madde zaten Türkiye'de yerleşim yeri olmayan yabancılar (nüfusa kayıtlı olmayan) için konulmuş bir yetki kuralı olduğu için 42'nci maddeyle iç hukukun yer itibariyle yetki kur alları arasında iki tartışma olabilir. İlki, Türkiye'de hem ana babasının nüfusuna kayıtlı olduğu bir yer hem de malvarlığının bulunduğu yer mahkemesi varsa 42'nci madde ye rağmen ana babasının nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesinde dava açılmasımn mümkün olup olmadığı dır. Diğer tartışma ise Türkiye'de malvarlığı yoksa ana babasının nüfusa kayıtlı olduğu yerde davanın açılıp açılamayacağıd ır. Türkiye'de son yerleşim yeri olmayan ve Türkiye'de nüfusa kayıtlı da olmayan bir yabancı hakkında Türk mahkemelerinin gaiplik kararı vermesinin ihtiyaç olarak ortaya çıkması oldukça zor bir ihtimaldir. Buna rağmen örneğin kişi, Mavi Karttılar Kütüğüne ya da Yabancılar Kütüğüne kaydolmuş bir yabancıysa Türkiye'de nüfus siciline kayıtlı sayılması gerekip gerekıned iği tartışılabilir. Bu kişilerin Türkiye'de nüfus siciline kayıtlı kabul edilmeleri halinde bu kişiler Türkiye'de nüfus siciline kayıtlı başkalarıyla da aile hukuku ilişkisi kurmuşla rsa (evlenme, evlat edinme, tanıma akla gelebilir) bu kişiler hakkında gaiplik kararı verilmesi gerekebilir. 46 Milletlerarası Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar NHK'nın üçüncü maddesinin "n" bendin uyarınca Mavi Kartlılar Kütüğü, doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve bunların altsoylarının kayıtlarının elektronik ortamda tutulduğu kütüğü ifade etmektedir. Aynı maddenin "çç" bendi uyarınca Yabancılar Kütüğü ise kimlik numarası verilen yabancıların kayıtlarının elektronik ortamda tutulduğu kütüktür. Kütük, TDK Sözlüğünde "resmi kayıt defteri" olarak tanımlanmışt ır. Sicil ise "resmi belgelerin kaydedildiği kütük" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, Mavi Kartlı ve Yabancılar Kütüklerine kayıtlı yabancıların Tür kiye'de nüfus siciline kayıtlı oldukları sonucuna varılabilir. O zaman, malvarlığı olmasa bile sicilde kayıtlı olduğu yer mahkemesinde gaiplik davası dava açılabilir mi sorusuna cevap verilmesi gerekir. 42'nci maddedeki yetki kuralı, Türkiye'de yetkili bir milletlerarası mahkeme bulunmayan ama Türkiye'de mahkeme kararı verilmesi gereken hallerde Türk mahkeme lerinin yetkisini tesis edebilmek içindir. İç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf etmek ya da daraltmak gibi bir amacı olmadığı kana atindeyiz. Ülkemizde çok sayıda göçmen olduğu ve bu kişiler Türkiye'de kendileri için özel (nüfus) sicillerine kayıtlı olduğu için malvarlığı olmasa bile Türkiye'de dava açılabilir. Örneğin, Türk vatandaşıyla evli olup gaip olabilir ve evliliğin feshi davası açılması gerekebilir. Bu mülahazalarla MÖHUK'un 42 'nci maddesinin iç hukukun yer itibariyle yetkisini her taraf etmediği görüşüne katılıyoruz.9 8 Dolayısıyla Mavi Kartlılar için Türkiye'de nüfus siciline kayıtlı oldukları yerde gaiplik davası açılması mümkün olmalıdır. Dolayısıyla, kanımızca 42 'nci madde, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca yetkili mahkemelerin yetkisini hertaraf etmemelidir. Ölmüş sayılma ise bir mahkeme tarafından değil mülki idari amirinin tutacağı bir tutanak ile tespit edilmektedir ve nüfus siciline işlenrnek tedir (NHK.m.32). İlgili yerin mülki amirinin emriyle nüfus kütüğüne ölü kaydı düşürülen kişinin sağ olduğunun tespiti ise çekişmesiz yargı konusudur (HMK.m.3 82(2)(a)(3)). Çekişmesiz yargı işlerinde yetkili 98 Çelikel/Erdem, s. 591. 47 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi mahkeme ise kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir (HMK.m.38 4). Ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti için 384'üncü madde uyannca yetkili mahkemenin yetkisinin her taraf edilmesi gerekmez. Öncelikle, burada olsa olsa Mavi Karttılar ve Yabancılar Kütüğüne kayıtlı yabancılar için Türkiye'de ölmüş sayılma kararı alınması gerekebilir. Yukarıda gaiplik davalan için yaptığımız ana liz, bu problem için de geçerlidir . 42'nci maddenin 384'üncü maddedeki yetki kuralını hertaraf etmek için getirilmiş bir kural olmadığı ve gereken hallerde 384'üncü madde uyarınca yetkili mahkemelerde dava açılabile ceği görüşündey iz. 3. Miras Davalar ı MÖHUK'u n 43 'üncü maddesi uyarınca mirasa ilişkin davalar öle nin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye'de olmaması halinde terekeye dahil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür. HMK'nın ı 1 'inci maddesi uyarınca da mirasa ilişkin davalarda ölenin son
|
veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir (HMK.m.38 4). Ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti için 384'üncü madde uyannca yetkili mahkemenin yetkisinin her taraf edilmesi gerekmez. Öncelikle, burada olsa olsa Mavi Karttılar ve Yabancılar Kütüğüne kayıtlı yabancılar için Türkiye'de ölmüş sayılma kararı alınması gerekebilir. Yukarıda gaiplik davalan için yaptığımız ana liz, bu problem için de geçerlidir . 42'nci maddenin 384'üncü maddedeki yetki kuralını hertaraf etmek için getirilmiş bir kural olmadığı ve gereken hallerde 384'üncü madde uyarınca yetkili mahkemelerde dava açılabile ceği görüşündey iz. 3. Miras Davalar ı MÖHUK'u n 43 'üncü maddesi uyarınca mirasa ilişkin davalar öle nin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye'de olmaması halinde terekeye dahil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür. HMK'nın ı 1 'inci maddesi uyarınca da mirasa ilişkin davalarda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi yetkidir. Dolayısıyla 43'üncü maddenin ı ı 'inci maddeyi hertaraf edip etmemesinin pratik bir sonucu yoktur. Mirasçılık belgesi verilmesi ise HMK'nın 382'nci madde uyarınca çekişmesiz yargı işidir ve HMK'nın 384'üncü maddesindeki yetki kuralı yabancı unsurlu uyuşmazlıklar için de geçerlidir. 99 4. İş Sözleşmesi ve İş ilişkisi Davaları İş sözleşmesi ve iş ilişkisi davalarıyla ilgili iç hukukun yer itibariyle yetki kuralı 2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 6'ncı maddesinde yer almaktadır. Birinci fıkra uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesid ir. İkinci fıkra uyarınca, davalı 99 Çelikel!Erdem, s. 626. 48 Milletleraras r Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Üçüncü fıkra iş kazasından doğan tazminat davaları için özel bir yetki kuralı vazetmektedir . Buna göre, iş kazasından doğan tazminat davaların da, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir (f. 5). İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır (f. 6). MÖHUK 'un 44'üncü maddesi uyarınca bireysel iş sözleşmes inden veya iş ilişkisinden doğan uyuşmazl ıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi yet kilidir. işçinin, işve rene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri de yetkilidir. Hem MÖHUK'u n 44'üncü hem de iMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca işçi veya işverenin birbirlerine karşı açtığı davalarda yetkili mahkeme işin (mutaden) yapıldığı yer mahkemesid ir. Her iki Kanun da işin yapıldığı yeri bağlama noktası olarak kabul ettiği için işin yapıldığı yer mahkeme sinin yetkisi açısından MÖHUK'u n 44'üncü maddesinin iMK'nın 6'ncı madde sini hertaraf edip etmediği daha ziyade akademik bir tartışma konusudur. İki madde arasındaki ilişki açısından gerçek tartışma, yabancı unsurlu bir ilişkide işverenin iMK'nın 6'ncı maddesine istinaden işçinin Türkiye'deki yerleşim yerinde işçi aleyhine dava açmasının mümkün olup olmadığıdır . 44'üncü maddenin ikinci cümlesi uyarınca "işçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri de yetkilidir." Bu ifade karşısında işverenin işçiye karşı dava açabilmesi için 44'üncü maddenin birinci cümlesi uyarınca yetkili mahkeme sadece mutad işyeri mahkeme sidir. 44'üncü maddenin iMK'nın 6'ncı maddesini hertaraf ettiğinin kabul edilmesi halinde mutad işyeri Türkiye'de değilse işveren işçiye karşı işçinin Türkiye'deki yerleşim yerinde dava açamaz. Bertaraf etmediğinin kabul edilmesi hali nde ise Türkiye'de mutad işyeri olmasa da davacı işveren davalı işçiye kadar iMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca işçinin dava tarihindeki yerleşim yerinde dava açabilir. 49 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Doktrinde bir goruşe göre, mutad işyeri Türkiye'de değilse işçi ye karşı açılacak davala rda Türk mahkemelerinin yetkisinin olmadığı sonucuna varmak yerine bir özel hüküm olan 44'üncü maddede boşluk olduğu ve iç hukukun yer itibariyle yetki hükümlerine göre boşluğun doldurolması gerekir. İşçinin Türkiye'deki yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olmadığı sonucuna varılması halinde işveren işçi aleyhine yabancı mahkemel erde dava açacaktır ve bu daha işçi lehinde bir durum değildir.100 Güngör, işçinin mutad işyerinin Türkiye'de olmadığı hallerde işçiye karşı açılacak davaların iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca yetkili mahkemede açılabileceğini ifade etmiştir. Ancak, 44 'üncü madde kesin bir yetki kuralı tesis etmektedir. 101 Yukarıda ifade ettiğimiz MÖHUK 'taki yetki kurallarının kesin özel yetki kuralı olduğunu savunan yazariara göre ise iMK'nın 6'ncı madde sine istinaden işçinin Türkiye'deki yerleşim yeri mahkemelerinde dava açılamaz, böylece mutad işyeri Türkiye'de olmadığı sürece işçiye karşı Türkiye'de dava açılamaz ki maddenin zayıf tarafı koruma amacına daha uygun bir yorumdur. Kanun koyucunun tercihinin bu olduğu ifade edil mekle beraber doktrinde eleştirilmektedir. 102 İş kazasından doğan davalarda zarar Türkiye'de meydana gelmişse zararın meydana geldiği yer mahkemesinin yetkisine ilişkin iMK'nın 6'ncı maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükümle 44'üncü madde arasında ki ilişkinin incelenmesi gerekir. iMK uyannca iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. 44'üncü maddede ise iş kazasının ve zararın yer mahkemeleri yetkilendirilmem iştir. Doktrinde 44 'üncü maddenin zayıf tarafı koruma amacıyla vazedildiği tartışmasız kabul edilmektedir ve gerekç esinde de ifade edilmiştir. 6'ncı maddenin diğer kanunlardaki yetki kurallarını saklı 100 Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1362-1363, 1378. 101 Güngör, s. 250. 102 Uyanık, işçinin yerleşim yerinin Türkiye'de olmasına rağmen yerleşim yeri mah kemelerinin yetkili kılınmamasını eleştirmektedir (Uyanık, s. 974-976). 50 Milletleraras ı Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar tuttuğu ve 44'üncü maddenin mutlak koruma amacı dikkate alındığında iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer Türkiye'de ise Türk mahke melerinin milletlerarası yetkili olduğu sonucuna varabiliriz. Yargıtay, iMK'nın yürürlüğe girmesinden önce verdiği bir kararda, iş kazasıyla ilgili bir uyuşmazlıkta 44'üncü maddenin iç hukukun yer itiba riyle yetki kurallarını hertarafetmediğine karar vermiş ve HMK'nın16'ncı maddesi uyarınca kazanın gerçekleştiği yer mahkemelerinin yetkili oldu ğuna karar vermiştir.103 iMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra verdiği bir kararında da, Yargıtay, MÖHUK'u n 44'üncü maddesinin, iMK'nın 6'ncı maddesindeki ve HMK'da yer alan yetki kurallarını hertaraf etmediğine karar vermiştir.104 103 Y. 21. HD., E. 2016117700 K. 2016/14575 T. 24.11.2016 "Somut olayda, davalı şirket ... Türk Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir şirket olup, şirketin yer leşim yeri ... İş kazası Letkoşa'da bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait ... kışla sında bulunan işyerinde meydana gelmiştir. Ancak Davacı zarar görenin mutat yerleşim yeri ise ... Tüm bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlıkta uygulanacak olan iç hukuk kuralları 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı HMK' nın 16/son maddesidir. Bu bağlamda, ... ' un 40. ve 44. maddeleri doğrultu sunda Türk Mahkemeleri somut
|
kazanın gerçekleştiği yer mahkemelerinin yetkili oldu ğuna karar vermiştir.103 iMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra verdiği bir kararında da, Yargıtay, MÖHUK'u n 44'üncü maddesinin, iMK'nın 6'ncı maddesindeki ve HMK'da yer alan yetki kurallarını hertaraf etmediğine karar vermiştir.104 103 Y. 21. HD., E. 2016117700 K. 2016/14575 T. 24.11.2016 "Somut olayda, davalı şirket ... Türk Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir şirket olup, şirketin yer leşim yeri ... İş kazası Letkoşa'da bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait ... kışla sında bulunan işyerinde meydana gelmiştir. Ancak Davacı zarar görenin mutat yerleşim yeri ise ... Tüm bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlıkta uygulanacak olan iç hukuk kuralları 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı HMK' nın 16/son maddesidir. Bu bağlamda, ... ' un 40. ve 44. maddeleri doğrultu sunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmazlıkta önüne gelen davaya bakmaya yet kilidir. Meydana gelen iş kazasında zarar gören davacının HMK. madde I 6/son'a göre mu tat yerleşim yeri Kayseri' dir. Bu durumda, HMK. madde ı 6/son maddesi gereğince dava yetkili mahkemede açılmıştır. Buna göre ilk derece mahkeme since işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçelerle davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlan kabul edilmeli ve hü küm bozulmalıdır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası] 104 Y.2l.HD., E. 2019/5309 K. 20 ı 9/7692 T. lI. I 2.20 I 9 "Türk hukukunun getirdiği bu sistemde, milletlerarası yetki ile yer itibariyle yetkinin birlikte sahip bulunduğu "yerleşme" dikkate alınmaktadır. (Ergin Nomer-Devletler Hususi Hukuku-ı 9. Baskı-İstanbul-Sayfa 431 vd.) Dairemizin 20ı6/ı 7700 Esas, 20ı6114575 Karar sayılı, 24/11/2016 günlü kararında da aynı ilkeler benimsenmi ştir. İş kazasının tespiti davasında usul hükümler i açısından öncelikle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun uygulanması gerektiği açıktır. 7036 İş Mahkemel eri Kanununun 6. 51 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 52 maddesine göre; "(1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, da valı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir . (2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili dir. (3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. ( 4) İş mahkemele rinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hüküm ler saklıdır. (5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir". İş Mahkemeleri Kanununun 9. maddesine göre ise; "Bu Kanunda hüküm bulun mayan hallerde 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanır." Bu bağlamda iş kazası nın tespiti davalarında, dava, davalının yerleşim yerinde açılabilecektir. İş Mah kemeleri Kanununun 6. maddesindeki yetki kuralı, işçi tarafından işverene karşı açılacak davalarda uygulanacak olup, bu yetki kuralı kamu düzenindendir . (HGK. 2010/9 -52 E., Karar 2010/89, HGK 2009/10-236 E., 345 K., HGK 2012/10- 1832 E., 2013/1015 K.) Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 2. maddesine göre; "(l) Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen uygular. Hakim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir. (2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmal ara rağmen tespit edilernemesi halinde, Türk hukuku uygulanır. (3) Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilafı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınır ve bu hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır . (4) Uygulanacak hukuku seçme imkanı verilen hallerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır . (5) Hukuku uygulanacak devlet iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimler de değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı o devletin hukukuna göre belirlenir . O devlet hukukunda belirleyici bir hükmün yokluğu halinde ihtilafla en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanır". Türk huku kunda milletlerarası yetkiye ait özel kurallar konulması yerine, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası yetkininde doğum sebebi olarak nazara alınınası tercih edilmiştir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları milletlerarası Milletteraras t Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar MÖHUK'un 44'üncü maddesindeki yetki kuralının, iMK'nın 6'ncı maddesindeki ve HMK'daki diğer yetki kurallarını hertaraf eden kesin bir yetki kuralı olduğu sonucuna vanlırsa mutad işyeri Türkiye'de olmayan hallerde işçi aleyhine Türk mahkemelerinde dava açılamaz. Aksinin kabu lü halinde ise işveren yerleşim yeri Türkiye'de olan işçiye karşı yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. Burada sorulması gereken soru, kanun koyucunun yurt dışında çalışan işçi aleyhine Türk mahkemelerinde dava açılmasını engellemek isteyip istemediğidir. Yargıtay iş uyuşmazlıklarında MÖHUK'u n 44'üncü maddesini kesin bir yetki kuralı olarak yorumlama maktadır. Kanunun gerekçesi ise bu konuda suskundur. MÖHUK'un 44'üncü maddesindeki yetki kuralının, MÖHUK 'un 54(b) maddesi anlamında sınırlı münhasır yetki tesis edip etmediği de aynı şekilde doktrinde tartışmalıdır. Burada işçi lehine sınırlı bir münhasır yetki tesis ettiği ifade edilmiştir. 105 Diğer taraftan doktrinde bu maddenin sınırlı münhasır yetki tesis etmediği de oldukça güçlü gerekçelerle ifade edilmiştir. 106 Madde gerekçesinde herhangi bir açıklık bulunmamaktadır . yetki kaideleri olarak da görev gördüğüne göre, milletlerarası yetkinin varlığı yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunmasına bağlanmış olmaktadır. Diğer bir söyleyişle, yer itibariyle yetkili bir mahkemenin bulunması milletlerarası yetkisi nin doğumu için yeterlidir. Türk mahkemes inin milletlerarası yetkisinin doğumu, mahkemenin vereceği kararın Türkiye'de veya yabancı bir ülkede fiilen tenfiz edilebilip edilememesine de şüphesiz bağlı değildir. Somut olayda, davalı şirket Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir şirket olup, şirketin yerleşim yeri ... Mh .... Sk ... ./ .. .'dur. Tüm bu açıklamala rdan sonra somut uyuşmazlıkta uygulanacak olan iç hukuk kuralları 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 6. mad desi ile hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı HMK' dır. Bu bağlamda, MÖ HUK' un 40. ve 44. maddeleri doğrultusunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmaz lıkta önüne gelen davaya bakmaya yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 105 Şanh/Eseni Ataman-Figanmeşe, s. 410-41 1; münhasır yetki tesis ettiği yönünde bkz. Güngör, s. 250. 106 Sarıöz Büyükalp, s. 401-405; Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1373 vd. 53 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmaz lıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 5. Tüketici Sözleşmesine İlişkin Davalar 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 'un 68. madde sinin üçüncü fıkrası uyarınca tüketici işleminden doğan bir uyuşmazlıkta tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine başvuru yapılabilir. 70'inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca ise taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca
|
ve 44. maddeleri doğrultusunda Türk Mahkemeleri somut uyuşmaz lıkta önüne gelen davaya bakmaya yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 105 Şanh/Eseni Ataman-Figanmeşe, s. 410-41 1; münhasır yetki tesis ettiği yönünde bkz. Güngör, s. 250. 106 Sarıöz Büyükalp, s. 401-405; Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1373 vd. 53 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmaz lıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 5. Tüketici Sözleşmesine İlişkin Davalar 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 'un 68. madde sinin üçüncü fıkrası uyarınca tüketici işleminden doğan bir uyuşmazlıkta tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine başvuru yapılabilir. 70'inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca ise taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca tüketicinin başvurusuna bağlı olarak tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yer mahkemesinde her iki tarafça da açılabilir. MÖHUK'un 45'inci maddesi uyarınca ise tüketici sözleşme lerinden doğan uyuşmazlıklarda, tüketicinin seçimine göre, tüketicinin yerleşim yeri veya mutad meskeni ya da karşı tarafın işyeri, yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri yetkilidir. Bu fıkra uyarınca yapılan tüketici sözleşmeleri hakkında tüketiciye karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, tüketicinin Türkiye' deki mutad meskeni mah kemesidir. TKHK ile MÖHUK'u n tüketici sözleşmele rinden doğan uyuşmaz lıklarda yetki kurallları arasındaki fark MÖHUK 'ta tüketici işlemleri nin yapıldığı yer mahkemelerinin yetkilendirilmemesi dir. MÖHUK'un 44 'üncü maddesi kapsamına giren tüketici işlemleri tüketicinin mutad meskeninde yapılan veya tüketicinin oraya satıcı tarafından götürütmesi şartıyla yurt dışında yapılan tüketici işlemleridir (MÖHUK.m .26(2)). Bu nedenle milletlerarası tüketici işlemlerinde tüketici işleminin yapıldığı yer mahkemesinin yetkilendirilmesi çok anlamlı değildir. Zira burası zaten tüketicinin Türkiye'deki mutad meskeninin bulunduğu yerdedir. Tüketicinin açabileceği davalar bakımından tüketicinin yerleşim yeri ve tüketiciye karşı açılacak davalarda tüketicinin mutad mesken mahkemele ri de yetkitendirildiği için 45'inci maddenin iç hukukun yer itibariyle yetki hükmünü hertaraf edip etmediğin pratik bir önemi yoktur. 54 Milletlerarası Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar 6. Sigorta Sözleşmesine İlişkin Davalar HMK'nın 15'inci maddesi sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetkili mahkemeye ilişkin iç hukukun yer itibariyle yetki kuralını düzen lemiştir. Bu madde uyarınca "(1) zarar sigortaları ndan doğan davalar, sigor ta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir. (2) Can sigorta/arınd a, sigorta ettirenin, sigortaimm veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalar da onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. (3) Bu hüküm deniz sigortalarmd an doğan davalarda uygulanmaz." Madde, mal ve can sigortaları arasında bir ayrım yapmaktadır. Mal sigortalarında malın yeri değiştirilebilen bir mal olup olmadığına dayana rak bir ayrım yapmıştır . Mal sigortalanna ilişkin bu düzenleme hem sigor taemın hem de sigorta ettiren/sigortalı/lehtar tarafından açılacak davalar için geçerlidir. Can sigortalarında ise lehine ve aleyhine açılacak davalar da sigorta ettirenin, sigortaimm veya lehtarın yerleşim yer mahkemesini yetkili kılarak zayıf tarafı korumayı amaçlamış tır.107 MÖHUK'un 46'ncı maddesi uyarınca "sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmaz/ık /arda, sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentasınm Türkiye 'de bulunduğu yer mahkemesi yet kilidir. Ancak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onların Türkiye 'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemes idir". Burada sigortanın türüne göre (mal-can-deniz) bir ayrım yapılmamıştır. Bu maddede gerekçesinde açıkça belirtildiği gibi sigorta ilişkilerinin zayıf tarafı olduğu düşünülen sigorta ettiren/sigortalı/ lehtarı korumak amacıyla ihdas edilmiştir. Bu nedenle sigorta ilişkisinin taraflarından birisinin zayıf taraf olması halinde karşı açılacak davalarda 107 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 142-143. 55 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi milletlerarası yetki, MÖHUK'u n 46'ncı maddesine göre belirlenmeli dir. Buna karşılık, uyuşmazlığın taraflarından birisinin zayıf taraf olmadığı, çifte sigorta, reasürans, sigorta brokerliği sözleşme lerinden doğan dava larda yetkili mahkeme yine HMK'nın 15'inci maddesine göre belirlene cektir.108 Diğer taraftan, sigorta ilişkisinin tarafı zayıf durumdaki tüketici ve sigortalı değilse ve sözleşmenin tarafları da sigorta şirketleri değilse yine de 46'ncı madde uygulanmalı mıdır sorusu ortaya çıkabilir. Burada asıl önemli olan, uyuşmazlıktaki sigorta ettiren, sigortalı ve lehtarın başka bir tacir olmasıdır. Sigorta uyuşmazlığının sigartacı karşısınd aki tarafı bir taşıma şirketi ya da ithalat ihracat yapan bir üreticiyse yine de uyuşmazlık 46'ncı madde kapsamında kabul edilmeli midir? Yargıtay, taraflanndan birisi tüketici olmadığı anlaşılan deniz sigortasından doğan bir uyuşmaz lıkta 46'ncı maddeyi uygulamıştır . 109 Adana BAM da 2019 yılında verdiği 108 Çörtoğlu Koca, s. 240-242. Aksi yönde bkz. İstanbul BAM, 17. HD., E. 2019/3131 K. 2020/1131 T. 23.6.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 109 Y. Il. HD., E. 2015/11168 K. 2016/6547 T. 13.6.2016 "Mahkemece, iddia, sa vunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu konşimentoda atıf yapılan ... Parti 'nin Bağlama notunun bu tahkim şartı tarafları bağlayacağından ve ... parti' de gönderen ile taşıyan arasındaki ilişkilerden kaynaklanan uyuşmaz! ıkiara tarafların uyuşmazlığın ... Tahkim kurulunda, İngiliz Hukukuna göre çözümtene ceği davalının ... parti'de dayanan tahkim itirazı yerinde ve süresinde olduğu ge rekçesiyle, Mahkemenin görevsizliği ile dava dilekçesinin 1 ve 2 nolu davalı yö nünden tahkim anlaşması nedeniyle görev yönünden reddine, davacı ... şirketinin 56 davalı ...... 1 gemisi sigortalısı ... aleyhine açtığı dava yönünden ise, MÖHÜK 40 maddesi gereğince, "Türk Mahkemeleri nin milletler arası yetkisi iç hukukun yet ki kurallarına göre tayin edilir." şeklindeki düzenleme gereğince davaimm .. .'da kurulu sigorta şirketi olup, 6100 Sayılı HMK'n un 5 ve 6. maddesi gereğince iş davanın davalının ikametgah1 veya ticaret merkezinin bulunduğu yerde bulunan görevli mahkemede açılması zorunlu olduğu, işbu davada, davaimm ticaret mer kezi dikkate alındığında ... Mahkemelerinin yetkili olduğu, dava konusu Saç em tianın davalı gemide ..... .'sinden ... ve .. .'a taşınırken ... açıklarında battığı ve bu sebeple, davacı ... şirketinin sigortalısına ödediği tazminatı rücuen tazminatının talep edildiği iş bu davada, ... Mahkemelerini yetkili kılacak bir yetki kuralının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... şirketi yönünden Mahkemenin yetkisiz ol duğu gerekçesiyle, 3 nolu davalı yönünden ise dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Milletleraras ı Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar kararında benzer bir ticari uyuşmazlıkta 46'ncı maddeyi uygulamıştır .110 MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını bertaraf etmediği sonucuna varılması halinde 46'ncı maddenin taraflar dan birisinin tacir olduğu sözleşme lerde de uygulanmasında bir sakınca bulunmadığı kanaatindey iz. Bu konuya aşağıda sigorta ilişkisinden doğan davalarda Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini belirlenmesine ilişkin başlıkta etraflıca değinilecektir.111 Yukarıdaki analize
|
konusu Saç em tianın davalı gemide ..... .'sinden ... ve .. .'a taşınırken ... açıklarında battığı ve bu sebeple, davacı ... şirketinin sigortalısına ödediği tazminatı rücuen tazminatının talep edildiği iş bu davada, ... Mahkemelerini yetkili kılacak bir yetki kuralının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... şirketi yönünden Mahkemenin yetkisiz ol duğu gerekçesiyle, 3 nolu davalı yönünden ise dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Milletleraras ı Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar kararında benzer bir ticari uyuşmazlıkta 46'ncı maddeyi uygulamıştır .110 MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını bertaraf etmediği sonucuna varılması halinde 46'ncı maddenin taraflar dan birisinin tacir olduğu sözleşme lerde de uygulanmasında bir sakınca bulunmadığı kanaatindey iz. Bu konuya aşağıda sigorta ilişkisinden doğan davalarda Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini belirlenmesine ilişkin başlıkta etraflıca değinilecektir.111 Yukarıdaki analize göre, MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin sigorta lı, sigorta ettiren ve lehtarın zayıf taraf olarak nitelenebileceği hallerde HMK'nın 15'inci maddesini ve diğer iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını bertaraf edip etmediği tartışılabilir. Doktrinde her iki yönde de görüşler bulunmaktadır. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi MÖHUK 'ta yer alan milletlerarası yetki kurallarının tamamını iç hukukun yer itibariyle yetki Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1 -Dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelere, mahkeme kararında dayanı lan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulun mamasına göre davacı vekilinin, aşağıda (2) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarını reddine karar vermek gerekmiştir. 2-5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)'un 46.maddesi uyarınca bir davada ileri sürülen alacak talebi sigorta sözleşmesinden kaynaklanıyorsa davaya bakmaya yetkili olan mahkeme; sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin veya acentasının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesidir . An cak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mah keme, onların Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesidir . Somut olayda 3 numaralı davalı yönünden mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacı taraf (3) numaralı davalı ile (1) numaralı davalı donatan arasındaki sorumluluk sigortası sözleşmesine dayanmış olmakla, mahkemenin yetkisinin yukarıda bahsi geçen MÖHUK 46. maddesi uyarınca be lirlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirrniştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 110 Adana BAM, 3. HD., E. 2018/1571 K. 20191124 T. 29.1.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 111 Bkz. aşğ. Bölüm ır, II, J. 57 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemele rinin Milletlerarası Yetkisi kurallarını hertaraf eden kesin yetki olarak değerlendiren görüş yanında 46'ncı maddenin tamamlayıcı nitelikte olduğu da ifade edilmektedir. 112 Aşağıda, maddeler arasındaki ilişki analiz edilmeye çalışılacaktır. HMK uyarınca zarar sigortalarından doğan davalarda, sigorta, sabit bir yerde bulunan (taşınmaz) veya bulunması gereken (işletmeye alınmış bir petrol platformu) veya şart koşulan (devam etmekte olan bir gökdelen inşaatında kullanılan kule vinci) bir malvarlığına ilişkin ise malvarl ığının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bu bağlama noktasına MÖHUK'u n 46'ncı maddesinde yer verilmemi ştir. Öncelikle, malvarlığının bulunduğu yerde dava açılmasının zayıf taraf aleyhine olup olmadığına bakılma lıdır. Bu tür ihtimallerde Türk mahkemelerinde dava açılması gereken malvarlığı hemen hemen her zaman Türkiye'de bulunacağı için burası aynı zamanda zayıf tarafın yerleşim yeri veya mutad meskeni olacaktır (MÖHUK .m.46 c. 2). Zayıf tarafın yerleşim yeri veya mutad meskeni sabit malın bulunduğu yerde değilse bu mahkemede zayıf tarafa karşı dava açılıp açılamayacağını tartışmak uygun olabilir. Örneğin, Almanya'da yerleşim yeri olan Turkuaz Kart sahibi kişinin Türkiye'deki yazılığının sigortalamasıyla ilgili bir uyuşmazlık olduğunu düşünelim. Bu kişiye karşı Türk mahkemelerinde dava açılması 46'ncı maddenin koruma amacına aykırı mıdır? HMK'nın 15'inci maddesi uyarınca sigorta sabit bir yerde bulunması gerekmeyen bir malvarlığına ilişkinse rizikonun gerçekleştiği yer mah kemesi de yetkilidir. Türk mahkemelerinin yetkili olması için rizikonun Türkiye'de gerçekleşmesi gerekir. Yine bir üst paragraftaki Almanya'da yaşayan Alman Turkuaz Kart sahibinin Türkiye'de araba kullandığı sırada kaza113 yapması halinde Türk mahkemelerinin yetkisi tesis edilir. Ancak, 112 Süral, s. 188; Ekşi, MÖHUK 'un 46'ncı maddesi kapsamındaki uyuşmazlık larda HMK'nın I 5'inci maddesinin uygulanma yacağı görüşündedir (Ekşi, Tenfiz, s. 216). 113 Trafik kazalanndan doğan sigorta davalarında rizikonun gerçekleştiği yer mahke meleri de yetkilidir. Bkz. Y. 17 HD., 1396011 1 103, 22. I 0.2015 T. (Yılmaz, C. I, s. 434). 58 Milletteraras t Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar bu ihtimalde davacı sigartacı Türkiye'de yerleşik ise Türkiye'de dava açmak isteyecektir. Alman bir sigorta şirketi kazanın gerçekleştiği yer olan Türkiye'de zaten dava açmayacaktır . O zaman cevaplanması gereken soru, MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin amacı, Türkiye'de sigartacı ya da sigar tahnın birbirine Türkiye'de dava açmalarını engellemek midir sorusudur. 46'ncı maddenin 15'inci maddenin birinci fıkrasını hertaraf edip etmediği konusunda belirleyici olan MÖHUK'un 46'ncı maddesinin ama cıdır ki bunun için gerekçeye bakmamız gerekir. Maddenin gerekçesinde öncelikle, sigorta sözleşmelerindeki genel işlem şartları vasıtasıyla Türk mahkemelerinin yargılama yetkisinin hertaraf edildiğine atıf yapılmıştır. Maddenin önce likli amacı, yabancı mahkeme lehine yapılan yetki sözleş meleriyle Türk mahkemelerinin yetkisinin hertaraf edilmesini önlemektir. Nitekim, gerekçede de yetkili mahkemenin yetkisinin yetki sözleşmesiyle hertaraf edilerneyeceği açıkça belirtilmiştir. MÖHUK'u n 47'nci madde sinde de bu husus açıkça ifade edilmiştir. Maddenin amacı, ekonomik sosyal açıdan zayıf tarafı korumak için zayıf taraf için elverişli mahkeme leri n yetkisini tesis etmek olarak anlaşılınaya müsaittir. Zayıf tarafın dahil olduğu uyuşmazlıklarda HMK'nın 15'inci maddesinin hertaraf edilmesi nin, başta can sigortaları olma üzere zayıf taraf lehine olma yacağı kanaa tindeyiz. Kanımızca, yukarıda verilen her iki örnek bakımından Türk mah kemelerinde dava açılmasının engellenmesi, zayıf tarafın korunması için gerekmemektedir . Dolayısıyla, MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin amacının bu gibi davaları da hertaraf etmek sonucuna varmak için elimizde yeterli gerekçe bulunmamaktadır. Bu nedenle 46 'ncı maddenin 15'inci maddeyi hertaraf eden bir yetki kuralı olmadığı kanısındayız. Can sigortaları ise HMK'da mal sigortalarından ayrı mütalaa edilmiş tir. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortaimm veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davala rda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. MÖHUK'u n 46'ncı maddesiyle karşılaştırıldığın da HMK'nın 15' inci maddesi aslında daha zayıf taraf lehinedir. 15'inci madde uyarınca, can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigartahnın veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Böylece zayıf taraf diğer tarafa 59 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi karşı kendi yerleşim yeri mahkemesinde de dava açabilir. Oysa zayıftara fa aynı imkan 46'ncı maddede veri lmemiştir . Bu nedenle 46'ncı maddede ki milletlerarası yetki kuralının iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf etmesine gerek yoktur. HMK'nın 15'inci maddesinin gerekçesin de, söz
|
kanısındayız. Can sigortaları ise HMK'da mal sigortalarından ayrı mütalaa edilmiş tir. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortaimm veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davala rda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. MÖHUK'u n 46'ncı maddesiyle karşılaştırıldığın da HMK'nın 15' inci maddesi aslında daha zayıf taraf lehinedir. 15'inci madde uyarınca, can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigartahnın veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Böylece zayıf taraf diğer tarafa 59 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi karşı kendi yerleşim yeri mahkemesinde de dava açabilir. Oysa zayıftara fa aynı imkan 46'ncı maddede veri lmemiştir . Bu nedenle 46'ncı maddede ki milletlerarası yetki kuralının iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını hertaraf etmesine gerek yoktur. HMK'nın 15'inci maddesinin gerekçesin de, söz konusu kimselerin, özellikle sigorta şirketlerine karşı korunması amacıyla, yerleşim yerleri mahkemes inin kesin yetkili mahkeme olarak kabul edildiği ifade edilmiştir. 15 'inci maddenin ikinci fıkrasının ve 46'ncı maddelerin koruma amaçları aynı olduğuna ve l5'inci madde daha elverişli olduğuna göre 15'inci maddenin yabancı unsurlu can sigortalarını hertaraf ettiğini savunmaya gerek olmadığı kanaatind eyiz. Sigorta ettiren, sigortalı ve lehtara karşı açılacak davalarda Türk mah kemelerinin MÖHUK'u n 54(b) maddesi uyarınca münhasır yetkili sayıl ması gerekip gerekınediği ayrı bir değerlendirme konusundur. Doktrinde, 46'ncı maddenin sınırlı münhasır yetki tesis ettiğini114 ve etmediğini115 savunan yazarlar bulunmaktadır. Maddenin lafzından ve gerekçesinden burada zayıf tarafı korumak için münhasır yetki tesis edilmek istendiği anlamı çıkrnamaktadır. Ancak zayıf tarafı koruma amacı, hem 15'inci maddenin ikinci fıkrasında hem de 46'ncı maddede gerekçesinde çok açık ifade edilmiştir. Buradan hareketle, hem HMK'nın 15'inci ve hem de 46'ncı maddenin sınırlı münhasır yetki tesis ettiği sonucuna varılması yan lış olmaz. Kanımızca, bir yetki kuralının münhasır yetki kuralı sayılması için, HMK'nın 12'nci maddesinde olduğu gibi sadece tek bir mahkemeyi yetkili kılması gerekmez. HMK'nın 15'inci maddesinin mal sigortaların dan doğan uyuşmazlıklar için kesin olmayan özel bir yetki kuralı getirmesi de münhasır yetki kuralı olarak yorumlanmasına engel olmamalı dır. Zira kanun koyucunun amacı Türkiye' de yerleşik zayıf tarafın Türk mahkeme lerinde dava açabilmesini temin etmek, yabancı mahkemeyi yetkilendir en yetki sözleşmesine rağmen Türk mahkemelerinde dava açılmasını müm kün kılmaktır. Zayıf taraf aleyhine olan yabancı mahkeme kararlarının zayıf taraf aleyhine Türkiye' de tenfizini engellemek de koruma amacına 114 Çelikei!Erdem, s. 633; Şanlı/Esen/Ataman-Figanme şe, s. 446; Külüşlü, s. 61. 115 Örneğin Çörtoğlu Koca, s. 276. 60 Millellerarasi Yelki Kuralla nna ilişkin Temel Esaslar dahil kabul edilebilir. MÖHUK'un 46'ncı maddesinin HMK'nın 15'inci maddesini hertaraf etmediği ve tek bir mahkeme göstermedi ği için münha sır yetki tesis etmediği sonucuna varılması halinde de MÖHUK'un 54(b) maddesi uyarınca yabancı mahkemenin yetkisinin aşkın yetki tesis edip etmediği üzerinden bir inceleme yapılabilir. Son olarak deniz sigortaları konusu, HMK'nın 15'inci maddesinin kapsamına alınmamıştır . Deniz sigortaları, genellikle, yabancı unsurlu olur ve Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisine ilişkin özel bir hüküm ihdas edilmemiştir. Bu başlıkta 46'ncı madde ile 15'inci madde arasındaki ilişkinin deniz sigortaları açısından incelenmesine gerek duymamaktay ız. Yargıtay deniz sigortalarından doğan bir davada MÖHUK'u n 46'ncı mad desinden hareketle Türk mahkemelerinin yetkisini tesis etmiştir. 116 116 Y. ı 1. HO., E. 20ı5/ı ı ı68 K. 20ı6/6547 T. 13.6.2016 "Mahkemece, iddia, sa vunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu konşimentoda atıf yapılan ... Parti'nin Bağlama notunun bu tahkim şartı taraftarı bağlayacağından ve ... parti'de gönderen ile taşıyan arasındaki ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklara tarafların uyuşmazlığın ... Tahkim kurulunda, İngiliz Hukukuna göre çözümtene ceği davaimm ... parti'de dayanan tahkim itiraz1 yerinde ve süresinde olduğu ge rekçesiyle, Mahkemenin görevsizliği ile dava dilekçesinin 1 ve 2 nolu davalı yö nünden tahkim anlaşması nedeniyle görev yönünden reddine, davacı ... şirketinin dava lı ...... 1 gemisi sigortalıs1 ... aleyhine açtığı dava yönünden ise, MÖHUK 40 maddesi gereğince, "Türk Mahkemelerinin milletler arası yetkisi iç hukukun yet ki kurallarına göre tayin edilir." şeklindeki düzenleme gereğince davalının ... 'da kurulu sigorta şirketi olup, 6100 Sayılı HMK'nın 5 ve 6. maddesi gereğince iş davanın davaimm ikametgahı veya ticaret merkezinin bulunduğu yerde bulunan görevli mahkemede açılması zorunlu olduğu, işbu davada, davalının ticaret mer- kezi dikkate alındığında ... Mahkemelerinin yetkili olduğu, dava konusu Saç em- tianın davalı gemide ...... 'sinden ... ve ... 'a taşınırken ... açıklarında battığı ve bu sebeple, davacı ... şirketinin sigortalısına ödediği tazminatı rücuen tazminatının talep edildiği iş bu davada, ... Mahkemelerini yetkili kılacak bir yetki kuralının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... şirketi yönünden Mahkemenin yetkisiz ol duğu gerekçesiyle, 3 nolu davalı yönünden ise dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. ı -Dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelere, mahkeme kararında da yanı- 61 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi X. Milletlerarası Yetki Kurallarmm Vasıflandırılması Milletlerarası yetki kuralları, yabancı unsurlu özel hukuk uyuş mazlıklarında Türk mahkemeleri nin yetkili olup olmadığını ve hangi ilçedeki Türk mahkemesinin yetkisini bel irleyen kanun hükümleridir . Milletlerarası yetki kuralları da bağlama noktası ihtiva eder. Örneğin, genel yetkili mahkeme davaimm yerleşim yeri mahkemesidir . Burada bağlama noktasının, diğer bir ifadeyle, yerleşim yerinin nerede olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu faaliyet, bağlama noktasının vasıflandırılması olarak ifade edilir. Burada yabancı unsurlu bir uyuşmazlık olduğu için yer leşim yerinin hangi hukuka göre vasıflandırılması gerektiği sorusu günde me gelmiştir. HMK'nın 6'ncı maddesinde davalının Türk Medeni Kanunu uyarınca yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Ancak, örneğin haksızın fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yerin neresi olduğunun hangi hukuka göre tespit edilmesi gerektiği belirtilme miştir (HMK.m.ı6). Malvarlığının bulunduğu yer mahkemes inin yetkili olduğu hallerde malvarlığının (örneğin hisse senedi ihraç etmemiş bir şir ketin hisseleri, banka hesabındaki para, fikri ve sınai haklar) (HMK.m.9, ı ı) bulunduğu yerin veya mutad meskenin (HMK.m.9) bulunduğu yerin 62 lan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulun mamasına göre davacı vekilinin, aşağıda (2) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarını reddine karar vermek gerekmiştir. 2-5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK )'un 46.maddesi uyarınca bir davada ileri sürülen alacak talebi sigorta sözleşmesinden kaynaklanıyorsa davaya bakmaya yet kili olan mahkeme; sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin veya acent asının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesidir . An cak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mah keme, onların Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesidir. Somut olayda 3 numaralı davalı yönünden mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacı taraf (3) numaralı
|
ve sınai haklar) (HMK.m.9, ı ı) bulunduğu yerin veya mutad meskenin (HMK.m.9) bulunduğu yerin 62 lan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulun mamasına göre davacı vekilinin, aşağıda (2) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarını reddine karar vermek gerekmiştir. 2-5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK )'un 46.maddesi uyarınca bir davada ileri sürülen alacak talebi sigorta sözleşmesinden kaynaklanıyorsa davaya bakmaya yet kili olan mahkeme; sigortaemın esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin veya acent asının Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesidir . An cak sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılacak davalarda yetkili mah keme, onların Türkiye'deki yerleşim yeri veya mutad meskeni mahkemesidir. Somut olayda 3 numaralı davalı yönünden mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacı taraf (3) numaralı dava lı ile (1) numaralı davalı donatan arasındaki sorumluluk sigortası sözleşmesine dayanmış olmakla, mahkemenin yetkisinin yukarıda bahsi geçen MÖHUK 46. maddesi uyarınca be lirlenmesi gerekirken yamlgılı gerekçe ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar hangi hukuka göre belirleneceğine ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Tüzel kişinin merkezinin nerede bulunduğunun hangi hukuka göre belir lenmesi gerektiği sorusu akla gelebilir. Milletlerarası yetki kuralları, Türk mahkemele rinin milletlerarası yet kisini belirlediği için yetkiye ilişkin bağlama noktalarının Türk hukukuna göre belirlenmesi gerekir.117 HMK'nın lO'uncu maddesinin bu kurala bir istisna olup olmadığı tartışmalıdır. Bu konuya aşağıda lO'uncu maddeye ilişkin açıklamalanmızda değinilecektir. ı ı 8 XI. Milletlerarası Yetki Kurallarının Yorumlanması A. Milletlerarası Ticari Uyuşmazlıklarda Yetki Kurallarının Yorumlanma sının Önemi Yukarıda açıkladığımız gibi, Türk mahkemelerinin milletlerarası yet kisini iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları belirler (MÖHUK.m. 40). Böylece kanun koyucu, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına iki görev vermiştir. Birinci görev, milletlerarası nitelikte olmayan -milli uyuşmazhklarda mahkemelerin kaza çevrelerine göre hangi ya da han gilerinin yetkili olduğunu belirlemektir. İkinci görev, yabancı unsurlu bir özel hukuk ilişkisinden doğan milletlerarası bir uyuşmazlıkta tarafların haklarını Türk mahkemeleri huzurunda arayıp aramayacakl arılll -millet lerarası yetkiyi-belirlemektir. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisine ilişkin yetki kuralları tesis edilir ken milletlerarası ticart uyuşmazlıklarm öncelikleri, ihtiyaçları, özellikleri ve Türkiye'nin mille tlerarası ticaretteki menfaatleri dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla uyuşmazlığın Türk mahkemel eriyle yeterince irtibatlı olup olmadığı takdir edilirken bu özellikler dikkate alınmalıdır . Oysa iç huku kun yer itibariyle yetki kurallan belirlenir ken bu özellikler ve menfaatler -kuvvetle muhtemel- dikkate alınmamış olabilir. Özellikle milletlerarası 117 Ekşi, s. 33-36. 118 Bkz. aşğ. Bölüm II, II, B, 2, d. 63 Cemile DEMiR CÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisini düzenleyen kural ların tarİhçesine dikkat edildiğinde kanun koyucunun bu konuda bilinçli ve tutarlı bir politika izlemediği izlenimini edinmekteyiz. MÖHUK 'ta kişiler, aile, miras davalarda (MÖHUK.m.4 1, 42 ve 43), sözleşmenin zayıf tarafının diğer tarafa karşı açacağı davalarda (MÖHUK.m.44, 45 ve 46), yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanınması ve tenfızi davalarında (MÖHUK.m.51, 60(2)) Türk mahke melerinde dava açılmasını sağlayacak yetki kuralı bulunmaktadır. Buna karşılık milletlerarası ticari uyuşmazlıklar bakım ından benzer yaklaşım sergilenmemiştir. Bilakis, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini genişleten yetki kuralları (HUMK. m.l6, 104, EŞHK.m. l O) kaldırılmış tır. Aşağıda görüleceği gibi, milletlerarası sözleşmeden doğan davalarda, tüzel kişi davaimm yerleşim yeri, sözleşmenin ifa yeri veya uyuşma zlık konusu mal Türkiye'de değilse, işlem Türkiye'deki şube ya da acente tarafından da yapılmamışsa Türk mahkemelerinin yetkisi tesis edileme yebilir. Bu durum özellikle Türkiye'de malvarlığı ya da alacağı bulunun yabancı tüzel kişiler aleyhine Türkiye'de dava açılıp alacağın tahsil edil mesini engelleyebil ir. Böyle bir sonuca, kanun koyucunun milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda Türk mahkemelerinin yetkisini bel irleyecek iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını tanzim ederken milletlerarası ticari uyuşmazlıkların ihtiyaçlarını gözetmekte yetersiz kalmasıd ır. MÖHUK , 2007 yılında yürürlüğe girdiği ancak yetkiyi kısıtlayan iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları 20 ll ve 2012 'de yürürlüğe girdiği için, iç hukuk kurallarındaki bu ihmalin MÖHUK ile telafi edilebilme imkanı olmamış tır. MÖHUK 'ta milletlerarası yetki kuralları hakkında geniş kapsamlı bir düzenleme yapılıncaya kadar kanun koyucunun bilinçsiz olduğunu tahmin ettiğimiz bu ihmali, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallannın amaca uygun şekilde yorumlanmasıyla giderilebilir. Aksi halde, Türk mahkeme lerinden alacağının varlığına dair bir karar alıp yine Türkiye'de uygulama imkanına sahip olan kişiler, yabancı bir ülkede dava açmak ve sonra da kararı Türkiye'de tenfiz ettirmek zorunda kalabilir. İç hukukun yer itibariyle yetki kuralları, milletlerarası ticari uyuş mazlıklar için uygulanır ken dikkate alınması gereken özelliklerden ilki, 64 Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar milletlerarası ticari uyuşmazlıkların çözümünün mi111 uyuşmazhkl ara göre çok daha masraflı ve hukuken zor olmasıdır.119 Zira, taraflardan bir tanesi kendi ülkesinden başka bir ülkede dava açmak ya da kendisine karşılan açılan bir davada kendisini savunmak zorunda kalacaktır . Bu durumda yabancı bir ülkede avukat tutulması gerekecektir. Yine yabancı mahkeme de harçların veya başka yargılama giderlerine katlanılması kaçınılmazdır. Bunun mali yükü, özellikle kur farkı dikkate alındığında Türkiye'deki taraflar için davanın kazanılması halinde tahsil edilecek meblağa denk veya çok yakın olabilir. Bu da genellikle küçük meblağlı alacakların tah sili için Türkiye'deki alacaklıların dava açacak milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi bulunmaması hal inde, haklarını aramaktan vazgeçmele rine neden olabilmektedir. Taraflardan birisinin kendisi için yabancı bir ülkede yargılanmasının o taraf üzerindeki olumsuz bir psikolojik etkisi de olabilir.120 Söz konusu taraf, yabancı mahkemede tarafsız ya da önyargısız bir hakim tarafından yargılanıp yargılanmadığı konusunda endişe duyabilir. Özellikle, davanın diğer tarafı mali bakımdan daha üstünse, devlet kurumuysa, ülkelerin yar gılama sistemleri hakkındaki uluslararası raporlar o ülke mahkemelerinin adil yargılama yapmadıklarını bildiriyorsa, tarafın endişesi daha yoğun ve haklı olabilir. Taraflardan birisi, hatta her ikisi, için yabancı bir ülkede yargılama yapılması delillerin toplanması ve sunulması bakımından zorluk yaratabi lirY' Özellikle, Türkiye'de ticari defterlerin incelenmesi, keşif yapılması tanık dinJetilmesi gerekiyorsa Türkiye'deki tarafın haklı olduğunu yabancı bir mahkemede kanıtlamaya çalışması zor, maliyetli ve/veya milletlerarası istinabe usulleri nedeniyle zaman alıcı olacaktır. Davanın yabancı bir mahkemede görülmesi gerekınesine rağmen davaimm Türkiye'de malvarlığı olduğu için kararın Türkiye'de İcra 119 Şanh, s. 79. 120 Şanh, s. 79. 121 Şanh, s. 79. 65 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi edilebileceği durumlarda yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfizi gerekecektir. 122 Yukarıda sayılan sebeplerle, yargılamanın bu kadar uzaması da dava cının davaya olan ilgisinin kaybetmesine ve/veya davayı kaybedeceğini bilen davaimm karann İcrasını engellemek için malvarlığını tasfiye etme sine de neden olabilir. 123 Dolayısıyla, Türk mahkemelerinde, Türk mahkemelerinin milletlera rası
|
için yabancı bir ülkede yargılama yapılması delillerin toplanması ve sunulması bakımından zorluk yaratabi lirY' Özellikle, Türkiye'de ticari defterlerin incelenmesi, keşif yapılması tanık dinJetilmesi gerekiyorsa Türkiye'deki tarafın haklı olduğunu yabancı bir mahkemede kanıtlamaya çalışması zor, maliyetli ve/veya milletlerarası istinabe usulleri nedeniyle zaman alıcı olacaktır. Davanın yabancı bir mahkemede görülmesi gerekınesine rağmen davaimm Türkiye'de malvarlığı olduğu için kararın Türkiye'de İcra 119 Şanh, s. 79. 120 Şanh, s. 79. 121 Şanh, s. 79. 65 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi edilebileceği durumlarda yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfizi gerekecektir. 122 Yukarıda sayılan sebeplerle, yargılamanın bu kadar uzaması da dava cının davaya olan ilgisinin kaybetmesine ve/veya davayı kaybedeceğini bilen davaimm karann İcrasını engellemek için malvarlığını tasfiye etme sine de neden olabilir. 123 Dolayısıyla, Türk mahkemelerinde, Türk mahkemelerinin milletlera rası yetkili olup olmadığının yorum yoluyla belirlenmesi gereken hallerde kanun koyucunun amacı anlaşılınaya çalışırken milletlerarası ticari uyuş mazlıkların açıklamaya çalıştığımız zorluklarını dikkate almak gerekir. Zira kanun koyucu iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını belirlerken bu kurallann milletlerarası yetkiyi de belirlediğini dikkate almadan millet lerarası ticari uyuşmazlıkların güçlüklerini ve özelliklerini dikkate alma mış olabilir. Nomer, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlera rası uyuşmazlıkların tamamını dikkate ve kapsama alarak düzenlemesinin beklenemeyeceğini ifade etmiştir. 124 Yukarıda açıklamaya çalıştığımız zorluklar, iç hukukun yer itibariyle yetkisini düzenleyen maddeleri milletlerarası uyuşmazlıkların ihtiyaçlan nı dikkate alarak yorumlanmasıyla çözülebil ir. Malıkernelerin yorum faa liyetlerine ışık tutması amacıyla milletlerarası yetki kurallarının yorum lanması konusunda aşağıda daha ayrıntılı bilgi verilmeye çalışı lacaktır. B. Yer İtibariyle Yetki Kurallannın Yorumlanma sı Yer itibariyle yetki kuralları, usUl hukuku kuralı olduğu için medeni usUl hukuku kurallarının tabi olduğu yorum kurallarına tabidir. Usul kural ları eksik, kapalı veya çelişkili olabilir ve kanun koyucunun o kanunu yap maktaki amacı anlaşılamayabilir. Bu durumda kanun koyucunun amacının ortaya çıkarılabilmesi için, hakimierin kanun hükmünü yorumlaması, 122 Şanlı, s. 79. 123 Şan lı, s. 8 ı. 124 Nomer, Usul, § ı 96. 66 Milletleraras r Yetki Kurallarına İlişkin Temel Esaslar maddeleri düzeltmesi veya boşlukları doldurması gerekebilir. UsUl kural larının yorumlanması gereken hallerde özel hukuka özgü yorum kurallan uygulanmalıdır . Medeni usUl hukuku kurallarının ağırlıklı olarak kamu hukukuna tabi olması, özel hukukta kabul edilen yorum kurallarının uygu lanmasına engel değildir. Medeni usul hukuku kurallarının yorumlanması na özgü özel yorum kuralları bulunmamaktadır. Bu çerçevede, TMK'nın giriş ve başlangıç hükümleri, usul hukuku kuralları yorumlanırken uygu lanır. Bu kapsamda dürüstlük kuralının kanun hükmünün yorumda dikkate alınması gerekir.125 Medeni usul hukuku kuralları yorumlanırken lafzi yoruma başvuru lacaktır.126 Lafzi yorum, tek yorum kuralı değildir. Bazı hallerde kanunun kullandığı ifadelerden hareketle kanunun amacı aniaşılamayabilir ya da lafzi yorumla varılan sonuçla kanunun amacıyla bağdaşmaya bilir. Bu durumlarda lafz'i yorum yeterli değildir ve diğer yorum kurallarına başvu rulması gerekir127• Usul hükümleri yorumlanırken, Kanun hükümlerinin amacı ve kanun koyucunun o kuralı getirmek suretiyle varmak istediği hedef dikkate alınmalıdır. Bu amaç tespit edilirken, kanunun gerekçesinden veya komis yon görüşlerinden yararlanmak mümkün dür. Ancak, gerekçe bağlayıcı değildir. Diğer yorum yöntemleriyle gerekçe çelişiyorsa gerekçeye sadık kalmak zorunlu değildir.128 Usul hükümleri, temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek şekilde yorumlanmama lıdır. Amaçsal yorum yapılırken Anayasada yer alan yar gılanmaya ilişkin temel ilkelere uygun yorum yapılmalıdır. Yorum yoluyla varılan sonuç, adil yargılanma hakkının asgari gereklerine aykırı ola maz.129 Milletlerarası yetki kuralları, özellikle, mahkemel ere erişim hakkı 125 Pekcanı tez, Pekcanıtez Usul, s. 71-72. 126 Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 42. 127 Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 72. 128 Pekcanıt ez, Pekcanıtez Usul, s. 73-74; Atalı/Ermenek!Erdoğan, s. 43. 129 Pekcanıt ez, Pekcanıtez Usul, s. 74; Atalı/Ermenek!Erdoğan, s. 44. 67 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi bakımınd an önemlidir. Yetki kurallarının milletlerarası ticaretin gerekleri dikkate alınmadan yorumlanması, mahkemelere erişim hakkının ihlal edil mesine neden olabilir. Bu hususa aşağıda değinilmi ştir. 130 Medeni usUl hukuku kurallan yorumlanırken yargılamaya hakim olan ilkeler esas alınmalıdır (HMK.m.24-33).131 Medeni usul hukukunun şekli bir hukuk dalı olmasının maddelerin dar yorumlanması gerekip gerekınediği sorusunu akla getirmektedir . Pekcanztez, usul hükümlerinin geniş yorumlanması gerektiği görüşünde dir. Zira ancak geniş yorumla amaca uygun yorum yapılabilir.132 C. Adil Yargtlanma Hakkının Milletlerarasi Yetki Kurallarının Yorumlanınasma Etkisi 1. Yetki Kurallanna İlişkin Temel İlke Anayasanın 142'nci maddesi uyarınca "mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir." Anayasanın 37'nci maddesi uyarınca ise hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Dolayısıyla malıkernelerin yetkisi sadece kanunla düzenleneb ilir ve yetki kuralları davaimm doğal hakimi dışında bir mahkemede yargılanmasına neden olmamalıdır. Anayasanın bu düzenlemelerinin yetki kuralları üzerindeki etkilerinden bir tanesi de yetki kurallannın kıyasen uygul anamayacak olmasıdır .133 Bu temel ilkeler, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları uyarınca milletlerarası yetkili Türk mahkemes inin belirlenirken de göz önünde bulundurulmalı dır. 130 Bkz. aşğ. Bölüm I, XI, C, 4. 131 Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 24. 132 Pekcanıtez, Pekcanıtez Usul, s. 73; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 23. 133 Kuru, C.I, s. 381; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 132. Medeni usul hukuku şekli bir hukuk dalı olması ve bir işlevinin de keyfiliği önlemek olduğu için kıyas ve hakimin hukuk yaratması usfıl hukuku için uygun olmasa da mutlak bir yasaktan da söz edilememektedir. Bkz. Atalı/Ermen ek/Erdoğa n, s. 44. 68 Milletlerarast Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar 2. Terminoloji ve Tanım AİHS'nin 6'ncı, Anayasanın 36'ncı ve 49'ıncı maddesi adil yargıla ma hakkındaki temel düzenlemel erdir. Adil yargılanma hakkı, hak arama özgürlüğü, etkin hukuki korunma talebi, adalete (yargıya) erişim hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kavramlan birbiriyle ilgilidir. Bu kavramlar bazen birbirlerinin yerine geçecek şekilde kullanılmakta bazen de birbirlerini tamamlayarak adil yargılanma hakkının temin edilmiş kabul edilebilmesi için tanınması gereken hak ve imkanları ifade etmektedir134• Mahkemeye erişim hakkı, adil yargılanma hakkının zorunlu bir gereğidir135 ancak adil yargılanma, adalete erişim, etkili bir hukuki korunma talep hakkı, mahkemeye erişim hakkından ibaret değildir. Bu çalışmanın amacı, adil yargılanma hakkı ve bu hakla ilgili diğer hakların analizi ve doğru termi nolojinin kullanılmasının sağlanması değildir. Bu nedenle kavramsal analiz ve ilgilendirme yapılmayacakt ır. Anayasa Mahkemesi mahkemeye erişim hakkını tanımlamıştır136• Karara göre, "Anayasa 'mn 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün temel unsurlarınd an biri mahkeme ye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürütmesi hakkını da kapsar." Adalete erişim hakkı ve mahkemeye erişim hakkı aynı anlama gelme mektedir. Mahkemeye erişim hakkı, adalete erişim hakkından çok daha dar kapsamlıdır ve soyut bir ifade olan adalete erişim hakkının somut unsur lanndan birisidir. 137
|
yargılanma hakkının zorunlu bir gereğidir135 ancak adil yargılanma, adalete erişim, etkili bir hukuki korunma talep hakkı, mahkemeye erişim hakkından ibaret değildir. Bu çalışmanın amacı, adil yargılanma hakkı ve bu hakla ilgili diğer hakların analizi ve doğru termi nolojinin kullanılmasının sağlanması değildir. Bu nedenle kavramsal analiz ve ilgilendirme yapılmayacakt ır. Anayasa Mahkemesi mahkemeye erişim hakkını tanımlamıştır136• Karara göre, "Anayasa 'mn 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün temel unsurlarınd an biri mahkeme ye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürütmesi hakkını da kapsar." Adalete erişim hakkı ve mahkemeye erişim hakkı aynı anlama gelme mektedir. Mahkemeye erişim hakkı, adalete erişim hakkından çok daha dar kapsamlıdır ve soyut bir ifade olan adalete erişim hakkının somut unsur lanndan birisidir. 137 Sarzöz Büyükalp, mahkemeye erişim hakkını, devlet eliyle teşkilatlandır ılmış yargı merciierine veya uyuşmazlıkların çözümü 134 Genel bilgi için bkz. Pekcanıt ez, Pekcanıtez Usul, s. I 2-24; kavramların analizi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Sarıöz Büyükalp, s. 86 vd. 135 Sarıöz Büyükalp, s. 115. 136 AYM, 11.9.2014, 76/142 (RG, 04.03.2015, S. 29285). Anayasa Mahkemesi 'nin mahkemeye erişim hakkını değerlendirdİğİ başka kararları da bulunmaktadır. Ay rıntılı bilgi için bkz. Sarı öz Büyükalp, s. 115 özellikle dn. 316. 137 Krş. Sarıöz Büyükalp, s. 91, 92. 69 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi için yetkilendirilmiş kişi veya kuruluşlara başvuru hakkının tanıması olarak ifade etmiştir.138 Yazar, mahkemeye erişim hakkını, hukuki koruma talep eden tüzel ya da gerçek kişilerin aşılması güç bir engelle karşılaşmadan haklarını mahkeme huzurunda ileri sürebilmeleri şeklinde açıklamıştır. 139 Sadece devlet mahkemeleri değil, yargılama usulü güvencelerine sahip, belirli bir usUlü izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak devlet zoruyla icra edilebilen karar verme yetkisi olan diğer merciiler de AİHS'nin 6'ncı maddesi anlamında mahkeme kapsamındadır . 140 Bu çerçevede tahkim de 6'ncı madde kapsamında bir "mahkeme" olarak görülmektedir.141 Bu çalışmanın konusu, milli malıkernelerin milletlerarası yetkisiyle sınırlı olduğu için tahkim ve mahkemeye erişim hakkı arasındaki ilişkiye deği ni lmeyecektir . Mahkemeye erişim hakkı, bu çalışmada, yabancı unsurlu bir uyuş mazlıkta ilgiliye adil yargılanma hakkını temin etmeye muktedir yetkili bir devlet mahkemesinde dava açma hakkı anlamında kullanılma ktadır. 3. Mahkemeye Erişim Hakkının Gerekleri ve Sınırlan AİHS'nin 6'ncı maddesinde mahkemeye erişim hakkı temel bir insan hakkı olarak açıkça düzenlenmemesine rağmen AİHM kararlarında mah kemeye erişim hakkının da 6'ncı maddenin kapsamında olduğu sonucuna varılmıştır. 142 138 Sarı öz Büyü kalp, s. I 07. 139 Sarıöz Büyük alp, s. 112. 140 Sarıöz Büyü kalp, s. lll. Milletlerarası yetki sözleşmelerinin ve tahkim anlaşma sının mahkemeye erişim hakkını ihlal etmediği veya sınırlamadığı hakkında bilgi için bkz. Sarıöz Büyükalp, s.l37 vd. 141 AİHM Ali Rıza-Diğerleri ve Türkiye Davası, 28 Ocak 2020 p. ı 71-174 (https:// laweuro.com/?p= 1057 ı, Erişim Tarihi 71 12/2020). 142 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 'nin 6. Maddesine İlişkin Rehber, § 84; Kiestra, s. 96; Sarıöz Büyükalp, s. 1 ı6; Nwapi, s. 30; Mora, s.l55; Arslan, İnsan Hak ları Sözleşmesi, s. 242. 70 Milletleraras ı Yetki Kuralları na İlişkin Temel Esaslar Mahkemeye erışım hakkı hukuk devleti olmanın bir gereğidir . Mahkemeye erişim hakkı, devletlere bu hakkın gereğini yerine getir mek konusunda gereken önlemleri alma yükümlülüğü getirmektedir. Mahkemeye erişim hakkının temini için devlet, hakkın kullanılabilme sini sağlayan fiziksel ve kurumsal düzenlemeler yapmak zorundadır. Mahkemeye erişim hakkının etkin bir şekilde kullanılabiliyor olması gerekmektedir . Sadece teorik bir ihtimal olarak mahkemeye erişimin mümkün olması mahkemeye erişim hakkının temini için yeterli değildir. Herhangi bir mahkemeye erişimin sağlanmış olması tek başına yeterli değildir. İlgili adil yargılanma hakkını gerçekleştiren bir devlet mahkeme sine erişim imkanına sahip olmalıdır. Bu çerçevede, mahkemeye erişim, belirsizliğe neden olacak şekilde karmaşık kurallarla düzenlenmemeli dir. 143 Devletlerin milletlerarası yetki kuralları da bu çerçevede düşünül melidir. AİHM, mahkemeye erişim hakkı mutlak bir hak olarak görmemiştir. AİHM'nin içtihatlarına göre haklı sebepler varsa orantılılık ilkesine uygun olarak sınırlanabilir. Ancak, bu sınırlamalar hakkın özüne dokunmam alı dır. 144 Mahkemeye erişim hakkının sınırlanabilmesi için haklı sebepler, adaletin iyi yönetilmesi, yargı organlarının aşırı iş yüküne maruz bırakıl mamaları ve yargı bağışıklı ğı tanınması gereken olarak sıralanabilir. 145 Bu 143 Kiestra, s. 98; Sarıöz Büyükalp, s. 116-117; Arslan, İnsan Haklan Sözleşmesi, s. 243; ayrıca bkz. Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. ı 304. 144 Avrupa İnsan Haklan Sözleşmes i'nin 6. Maddesine İlişkin Rehber, § 87 (s. 22), § ı 04 vd. (s. 26 vd.). 145 AİHM Golder v. Birleşik Krallık Davası, 21 Şubat 1975 (https:/ihudoc. echr.coe. int/rus# {%22fulltext%22: [%22go lder%22], %22documen tcollecti onid2%22:[%22GRAN DCHAMB ER%22,%2 2CHAM BER%22],%22it em id%22: [%2200 1-57496%2 2]}, Erişim Tarihi 18/1 0/2020). AİHM Waite and Kennedy v. Almanya, 18 Şubat 1999 (https:/ ihudoc.echr.coe. int/eng# {%22itemid%22: [%2200 1-58912%22]}, Erişim Tarihi 18/1 0/2020). AİHM Arlewin ve İsveç Davası, 1 Mart 20 16 (kararın İngilizce özeti için b h. http:/ihudoc.echr.coe.in t/eng?i=OO 1-160998 (Erişim Tarihi 21/1 0/2020). AİHM Nart-Liman ve İsviçre Davası, 15 Mart 2018 (dn. 42). 71 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi açıdan, AİHS 'ne taraf olan devletler, mahkemeye erişim hakkının sınırlan ması konusunda AİHM'nin denetimine tabi bir takdir yetkisine sahiptir.146 4. Mahkemeye Erişim Hakkının Milletlerarası Yetki Kurallarına Etkisi Milletlerarası yetki kuralları, mahkemeye erişim hakkıyla doğrudan ilgilidir.147 AİHS 'ne taraf devlet mahkemeleri hukuki ve ticari milletlera rası yetki uyuşmaz lıklannda milletlerarası yetkili olup olmadıkianna karar verirken uyguladıkları milletlerarası yetki kurallarını ve milletlerarası yet kiyi tesis eden iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını AİHS'ne uygun olarak yorumlamalıdır. 148 Yargıtay 18' inci Hukuk Dairesi, 20 I 4 ve 20 I 6 tarihli iki kararında, kısıtlılık ve vasi atanmasına ilişkin yabancı mahke me kararının Türkiye'de tanınmasının Türk mahkemeler inin münhasır yetkili olduğu gerekçesi reddedilmesi ve aynı davayı tekrar Türkiye'de açmaya zorlanrnasınınAİHS'nin 6'ncı maddesindeki adil yargılanma hak kına aykırılık teşkil edeceği sonucuna ulaşmıştır .149 Yüksek Mahkemenin 146 Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 244 vd. 147 Dardağan, s. 61 vd. Mahkemeye erişim hakkı ile milletlerarası yetki kuralları arasında bir ilişkinin olması gerekip gerekınediği hakkındaki farklı görüşler ve tartışmalar hakkında bkz. Sarıöz Büyükalp, s. 273-285. 148 Sarıöz Büyükalp, s. 297. 149 Y. 18. HD., E. 2016/3763 K. 2016/6542 T. 25.4.2016 "Yabancı memleketlerde yaşayan Türk vatandaşlarını yabancı mahkemece verilen vesayet kararının tanın maması halinde davanın aynısını Türk mahkemelerinde açmaya zorlama 5718 sayılı Yasanın amacına aykırıdır. Türk Medeni Kanunu 'nun 404 ila 41 O. madde leri arasında düzenlenen küçüklük, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık,
|
me kararının Türkiye'de tanınmasının Türk mahkemeler inin münhasır yetkili olduğu gerekçesi reddedilmesi ve aynı davayı tekrar Türkiye'de açmaya zorlanrnasınınAİHS'nin 6'ncı maddesindeki adil yargılanma hak kına aykırılık teşkil edeceği sonucuna ulaşmıştır .149 Yüksek Mahkemenin 146 Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 244 vd. 147 Dardağan, s. 61 vd. Mahkemeye erişim hakkı ile milletlerarası yetki kuralları arasında bir ilişkinin olması gerekip gerekınediği hakkındaki farklı görüşler ve tartışmalar hakkında bkz. Sarıöz Büyükalp, s. 273-285. 148 Sarıöz Büyükalp, s. 297. 149 Y. 18. HD., E. 2016/3763 K. 2016/6542 T. 25.4.2016 "Yabancı memleketlerde yaşayan Türk vatandaşlarını yabancı mahkemece verilen vesayet kararının tanın maması halinde davanın aynısını Türk mahkemelerinde açmaya zorlama 5718 sayılı Yasanın amacına aykırıdır. Türk Medeni Kanunu 'nun 404 ila 41 O. madde leri arasında düzenlenen küçüklük, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, öz gürlüğü bağlayıcı ceza, yaşlılık, sakatlık, deneyimsizlik ile ağır hastalık hallerinin kısıtlama nedeni olup olmadığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden bu duruma düşen bir kişinin milli hukukunun uygulama alanı olan ülkesine geti rilmek zorunda bırakılması Avrupa İnsan Hakları Sözleşme si'nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilm e hakkını ciddi biçimde en gelleyecek bir uygulamadır. Ayrıca 5718 sayılı Yasada da vesayet ile ilgili özel ve ayrık bir hüküm zaten yer almamaktadır." Aynı yönde Y. 18. HD., E. 2013/16914 K. 2014/5145 T. 20.3.2014 [Lexpera içtihat Bilgi Banka sı]. 72 Milletle rarasi Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar bakış açısı, milletlerarası yetki kurallarını adil yargılanma hakkına uygun yorumlama eği liminde olduğuna işaret etmektedir. AİHM'nin yakın tarihli Nail-Liman ve İsviçre Davasındaki kararının 1 16. paragrafındaki açıklamalarına göre, temel ilke, milli hukuku yorumla manın ve uygulamanın üye devletlerin, özellikle mahkemeler inin, yetkisinde olmasıdır. Buradan hareketle, keyfi veya açıkça mantığa aykırı düşmedikçe AİHM yerel makamların kendi hukukiarına ilişkin yaptıkları iddia edilen hataları sorgulamaz. 150 AİHM'nin bu yaklaşımı dikkate alındığında millet lerarası yetki kurallannın mahkemeler tarafından dar bir anlayışla yorum lanması nedeniyle yetkisizlik kararı vermesinin, Devletin AİHS uyarınca sorumluluğunu doğurmas ının çok nadir hallerde mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Bu çalışmanın amacı, milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisizlik kararı vermeleri halinde Türk Devleti'nin tazminat sorumluluğunun doğup doğmayac ağının belirlenmesi değildir. Amacımız, ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetki kurallarının yorumlanmasında dikkat edilmesi gereken hususları ortaya koymaktır. Bu tartışmadaki hareket noktalarımızdan birisi de milletlerarası ticaretle iştigal eden taeirierin alacaklarını tahsil etmek için Türkiye'de tahsil kabiliyeti olmasına rağmen Türk mahkemelerinin yetkisizlik kararı vermesinin mahkemeye erişim hakkıyla bağdaşıp bağdaşmad ığıdır. Mahkemeye erişebilmek için öncelikle milletlerarası yetki kuralları uyarınca yetkili bir devlet mahkemesinin bulunması gerekir. Her devlet kendi milletlerarası yetki kurallarını kanunlarıyla ve taraf oldukları mil letlerarası sözleşmelerle belirlemektedir. Bu durum nedeniyle aynı anda birden çok devlet mahkemesi yetkili olabileceği gibi herhangi bir devlet mahkemesi yetkili olmayabilir de. Davacının davasını açmak için yetkili devlet mahkemesi bulamaması halinde olumsuz yetki uyuşmazlığı vardır. Aynı uyuşmazlık için birden çok yetkili mahkeme de olabilir. Bu durumda 150 AİHM Nan-Liman ve İsviçre Davası, 15 Mart 2018 (dn. 42). 73 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkem elerinin Milletlerarası Yetkisi da olumlu bir yetki uyuşmazlığından söz edilmektedirY 1 Aşağıda, yetkili başka bir mahkeme bulunmamasına veya yabancı başka bir mahkemenin yetkili olmasına rağmen malıkernelerin yetkisizlik kararı vermeleri mah kemeye erişim hakkı çerçevesinde ele alınacaktır. a) Olumsuz Yetki Uyuşmazlığı Halinde Türk Mahkemelerinin Milletleraras ı Yetkisi AİHS'in 6'ncı maddesi uyarınca mahkemeye erişim hakkı bir insan hakkı olduğu için söz konusu uyuşmazlık için başka bir devlet mahkeme sinin yetkili olmamasına rağmen AİHS 'ne taraf devlet mahkemelerinin yetkisizlik kararı vermesi ihkakıhaktan kaçınma olarak değerlendi rilebilir ve 6'ncı maddenin ihlali olarak kabul edilebilir. Bu durumda taraf devlet mahkemesi kendi milletlerarası yetki kurallarına göre yetkisizdir . Ancak, yetkisizlik kararı verip davayı esastan görmezse hak sahibi hakkına ulaşa mayacaktır. Bu da ihkakı haktan kaçınılması anlamına geleceği için mah kemeye erişim hakkının ihlali anlamına gelir ve kişiler adil yargılanma hakkından mahrum bırakılır. AİHS'e taraf olan bazı hukuk sistemlerinde örneğin İsviçre'de, başka bir mahkemede dava açılamayan hallerde yetkisizlik kararı verilmesini engellemek için zorunlu hallerde mahkemenin kendisini yetkili görüp uyuşmazlığın esası hakkında karar vermesini gerektirenf orum necessitatis prensibine dayalı bir yetki kuralı bulunmaktadır. 152 Bu konu ileride incelenecektir. 153 b) Başka Devlet Mahkemelerinin Yetkili Olmaları Halinde Türk Mahkemelerinin Yetkisizlik Kararı Vermesi Başka bir devlet mahkemesinin yetkili olması halinde, Türk milletle- ı5ı Kiestra, s. 104; Sarıöz Büyükalp, s. 280; Arslan, insan Hakları Sözleşmesi, s. 366-368. ı52 Kiestra, s. 104-105. ı53 Bkz. aşğ. Bölüm II, VII, D. 74 Milletlerarası Yetki Kuralları na İlişkin Temel Esaslar rarası yetki kuralları uyarınca kendisini yetkisiz saymasının (Türk) mahke melerine erişim hakkını kısıtlayıp kısıtlamadığı üzerinde durulması gere kir. Soruyu başka bir şekilde de ortaya koyabiliriz. Örneğin, Türkiye'de gerçek veya tüzel kişi, yabancı şirketin aleyhine Türkiye'de dava açmak istiyor. Zira yabancı şirketin Türkiye'de elde edilecek iliimı tahsil etmeye uygun malvarlığı var ama uyuşmazlık konusu değil (HMK.m.9) ve şirke tin Türkiye'de yerleşim yeri yok ama Türkiye'de şube (HMKm.l4) veya temsilcisi (TTK.m.l 03-1 05) olmasına rağmen uyuşmazlık konusu para alacağı şube veya te msilcinin işlerinden kaynaklanrnıyor. Bu durumda, davalı aslında Türkiye ile ilişkili işlemler yapıyor, şubesi var, temsilcisi var, başkalanna mal sattığı için para alacağı var, lehinde Türk banka larmda açılmış akreditif alacağı var ancak yetkili bir Türk mahkemesi olduğuna ilişkin açık bir hüküm yok. Bağlama noktalannın milletlerarası ticaretin özellikleri ve mahkemeye erişim hakkı gözetilerek yetki tesis amacıyla geniş yorumlanması mümkün müdür? Örneğin, doğrudan şube nin işlemlerinden doğmayan bir uyuşmaz lık hakkında şubenin bulundu ğu yerde, acentenin aracılık etmediği bir iş olmasına rağmen acentenin bulunduğu yerde veya malvarlığı uyuşmazlıkla ilgili olmamasına rağmen malvarlığının bulunduğu yerde dava açılabilir mi? Bir insan hakkı olan mahkemeye erişim hakkı, bu bağlama noktalarının milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda daha geniş bir şekilde ele alınmasına neden olabilir mi? Bu gibi hallerde yabancı bir mahkeme kendi yetki kurallarına göre yet kili olabilir. Örneğin, davalı tüzel kişinin merkezinin bulunduğu devlet mahkemeleri kendi yetki kuralları uyarınca yetkili olabilir. Ancak, davacı davasını Türk mahkemelerinde açmak istemektedir . Yetkili bir yabancı mahkeme varsa, Türk mahkemeleri yet kisiz olduk larına karar verdiğinde mahkemeye eri şim hakkının ihlal edilmeyeceği iddia edilebilir. Zira, teorik olarak davacının davasını açabileceği herhangi bir devlet mahkemesi vardır. Sadece teorik olarak erişilebilir bir mahke menin bulunması halinde davacının mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği söyleneb ilir mi?154 154 Kiestra, yabancı bir mahkeme yetkiliyse AİHS'nin 6'ncı maddesi anlamında mahkeme erişim hakkının ihlal edilmediği görüşündedir. (Kiestra, s.
|
açılabilir mi? Bir insan hakkı olan mahkemeye erişim hakkı, bu bağlama noktalarının milletlerarası ticari uyuşmazl ıklarda daha geniş bir şekilde ele alınmasına neden olabilir mi? Bu gibi hallerde yabancı bir mahkeme kendi yetki kurallarına göre yet kili olabilir. Örneğin, davalı tüzel kişinin merkezinin bulunduğu devlet mahkemeleri kendi yetki kuralları uyarınca yetkili olabilir. Ancak, davacı davasını Türk mahkemelerinde açmak istemektedir . Yetkili bir yabancı mahkeme varsa, Türk mahkemeleri yet kisiz olduk larına karar verdiğinde mahkemeye eri şim hakkının ihlal edilmeyeceği iddia edilebilir. Zira, teorik olarak davacının davasını açabileceği herhangi bir devlet mahkemesi vardır. Sadece teorik olarak erişilebilir bir mahke menin bulunması halinde davacının mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği söyleneb ilir mi?154 154 Kiestra, yabancı bir mahkeme yetkiliyse AİHS'nin 6'ncı maddesi anlamında mahkeme erişim hakkının ihlal edilmediği görüşündedir. (Kiestra, s. 110). 75 Cemile DEMİR CÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Yukarıda ifade edildiği gibi mahkemeye erişim hakkı mutlak bir hak değildir, haklı nedenlerin varlığı halinde orantılılık ölçüsü dikkate alına rak sınırlanabilir ama sınırlama hakkın özüne dokunma malıdır. Kiestra, yabancı mahkeme yetkili olduğu için yetkisizlik kararı verilmesine mah kemeye erişim hakkının sınırlanması perspektifinden yaklaşmıştır . 155 Bu çerçevede, yazara göre, önemli olan, davacının davasını yetkili yabancı mahkemede açmasının beklenmes inin makul olup olmadığıdır zira hakka getirilen sınırlamanın makul ve orantılı olması, hakkın özüne dokunma ması gerekmektedir. AİHM, 2016 yılında verdiği Arlewin ve isveç kararında milletlera rası yetkisizlik kararına mahkemeye erişimin haksız bir sınırlaması olup olmadığı perspektifinden yaklaşmı ştır. 156 Mahkeme, AİHS 'ne taraf dev letin mahkemeye erişim hakkını tesis edecek yetki kuralları koymaları gerektiğini ve başka bir devlet mahkemesinde dava açılmasının mümkün olmasının taraf Devletleri bu yükümlül üklerinden kur tarmayacağını ifade etmiştir. Karara konu olayda İngiliz mahkemeleri yetkilidir. Mahkeme, İsveç mahkemelerinin verdiği yetkisizlik kararının gerekçesinin İngiliz mahkemeleri nin yetkili olması değil; İsveç hukukunun yetkiyle ilgili düzenlemelerinin İsveç Yüksek Mahkemesi tarafından yorumlanması olduğunu tespit etmiştir. Mahkemeye göre, başka bir devlet mahkemesi nin yetkili olması taraf Devletleri, AİHS 'nin birinci maddesinde yer alan "kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşme 'nin birinci bölümünd e açıklanan hak ve özgürlükler den yarar/anmalarım sağlama" yükümlül üğünden kurtarmadığını ancak İsveç mahkemelerinde başvuru hakkının sınırlanması için haklı bir sebep olup olmadığını tartışmıştır AİHM, davalının yargı bağışıklığı olduğu için Alman mahkemelerin de dava açılamamasının mahkemeye erişim hakkını engelleyip engelleme diğine karar verdiği Waite and Kennedy ve Almanya kararında, davacının hakkını aramak için başvurması kendisinden makul olarak beklenebile cek 155 Kiestra, s. ll O-lll. 156 AİHM Arlewin ve İsveç Davası, l Mart 2016 (dn. 145). 76 Milletleraras i Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar başka bir yol olup olmadığını incelemiş ve söz konusu uluslararası örgütün işçilerle arasındaki uyuşma zlıkları çözmek için bağımsız kurulları olduğu için Alman mahkemelerinin yetkisizlik kararı vermesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal etmediğine karar vermiştir. Mahkeme kararın 73'üncü paragrafında, davacının Alman mahkemelerinde dava açarnamasının yar gıya erişim hakkının özüne dokunma dığını, AİHS'nin 6'ncı maddesinin amacı bakımından orantısız bir sınırlama olmadığını işaret etmiştir. 157 Aşağıda, davacıdan yetkili yabancı mahkemede dava açmasının makul olarak beklenemeyeceği durumlar üzerinde durulacaktır. (1) Yabancı Mahkemede Adil Yargılama Yapılmama sı ihtimali Yetkili yabancı mahkemede adil bir yargılama yapılmayacak olması halinde yabancı bir mahkeme yetkili olduğu için yetkisizlik kararı veril mesinin mahkemeye erişim hakkını engelleyip engellerneyeceği de tartı şılmaktadır. Kanımızca yabancı mahkemede adil bir yargılama yapılmaya cağı konusunda haklı şüphelerin varlığı halinde davacıdan o devlette dava açmasının beklenmesinin makul bir beklenti değildir ve yetkisiz mahke menin yet kisizlik kararı vermesi mahkemeye erişim hakkını ihlal eder. Yargılamanın yapılacağı ülkede yargılama yetkisinin keyfi kullanılması, davacılara davaya katılmak için ülkeye girmeleri için vize verilmemesi, yargılamanın yapıldığı ülkedeki avukatların davada vekil olmayı kabul etmemesi, davaimm bazı yargı bağışıklıkianna sahip olması, mahkemele rin çok uzun sürede karar vermesi, yargı organlarının rüşvetten etkilenme ihtimali, ideolojik etkiler yabancı mahkemede dava açılamamasım haklı kılan sebepler olarak doktrinde zikredilmiştir. 158 Bu halleri de adil yargı lanma hakkının ihlali başlığı altında değerlendiriyoruz. 157 Waite and Kennedy ve Almanya Davası, 18 Şubat 1999 (dn. 145). 158 Kiestra, s. 1 12 vd.; Roorda!Ryngaert, s. 796; Nwapi, s. 36-37, 39-40; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 371-372, Akıncı, s. 136; Sarıöz Büyükalp, (s. 281, s. 319 vd.) ve Arslan, (s. 377-383) mahkemenin yetkisinin tesisinin gerekçesini forum necessititas olarak açıklamaktadır. 77 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Eskinazi ve Chelouch ve Türkiye karannda, 159 başvurucu, İsrail dini 159 AİHM Ethel Teri Eskinazi ve Türkiye Davası, 6 Aralık 2005. Kararın AİHM'nin web sayfasında yayınlanan kısa Türkçe tercümesinin ilgili kısmı aşağıdaki gibi dir: 78 "AİHS'nin 6. Maddesine Dayandırılan Şikayet AİHM'nin Takdiri AİHM, bu davada ne Sarıyer Aile Mahkeme si'nin ne de Yargıtay'ın başvuranların kızları Caroline'nin kişisel statüsü ya da ebeveyn haklarının uygulanmasına ilişkin sorunlar hakkında karar verdiklerini hatırlatma ktadır. Sadece dosya unsurlarının tümünü göz önünde bulundurarak, çocuğun Türkiye'ye gittiği tarihte babanın or tak velayet hakkına sahip olduğunu ve söz konusu seyahatin Lahey Sözleşmesi uyarınca "yasadışı" olarak değerlendirilemeyeceğini tespit etmişlerdir. Bazı konuların bu şekilde değerlendirilmesi, AİHM'nin kabul ettiği Lahey Sözleşmesi 'nin hedeflediği, ebeveynlerin biri tarafından, diğerinin yasal haklarını önemsemek sizin benzeri sorunlara uygulanacak kanunun daha sonra değiştirme sini engelleme amacına uygun düşmektedir . Dava konusu hakların esası hakkın daki ihtilaf, uygun zamanda, başvuranların kızları Caroline'nin daimi ikametga hının bulunduğu Devlet'in yetkili adli makamları önüne taşınrnalı dır. AİHM, bu hakların ne olacağı konusunda karar vermek durumunda değildir. Zira İsrail Sözleşmeye taraf değildir, ayrıca başvuru Türkiye aleyhinde yapılmıştır. Kuskusuz AİHM, Sözleşmeye tarafbir Devlet'in mahkemeleri, Sözleşmeye taraf olmayan bir ülkenin mahkemeleri nin aldığı karara göre kararlarını vermeye çağ rıldığında, Sözleşmeye taraf Devlet'in mahkemeleri, Sözleşmeye taraf olmayan ülkenin mahkemelerindeki yargılamanın AİHS'nin 6. maddesindeki güvenceleri yerine getirip getirmediğini denetlernek zorunda olduğunu daha önce kabul et miştir. Davanın taraflar için büyük önem taşıdığı durumlarda benzeri bir denetim gereklidir (Pellegrini-İtalya, no: 30882/96). Mevcut davada, başvuranların çıkarlarına ilişkin hiçbir usul işlemi henüz İsrai l'de adli kararla sonuçlanmadığından, nesnel unsurlar çocuğun ve gerektiğinde anne nin "mahkemenin davaya aleni bakmaktan imtina etmesi" durumundan mağdur olabileceği hususunda şüphe uyandırması dışında, Türk makamları, sadece baş vuranların kızları Caroline İsrail'e döndüğünde katkıda bulunabileceklerdir (Bkz. mutatis mutandis, Mamatkulov ve Askarov-Türkiye, no: 46827/99 ve 46951/99, Einhom-Fransa, no: 71555/01, Drozd ve Janousek-Fr ansa ve İspanya, 26 Haziran 1992 tarihli karar ve Soering-Birleşik Krallık, 7 Temmuz 1989 tarihli karar). Sonuç itibariyle AİHS, sözleşmeci tarafları, kendi kurallarını başka Devlet ve top raklarına zorla kabul ettirmeye mecbur kılmamaktadır . Zira böylesi bir denetimi
|
AİHS'nin 6. maddesindeki güvenceleri yerine getirip getirmediğini denetlernek zorunda olduğunu daha önce kabul et miştir. Davanın taraflar için büyük önem taşıdığı durumlarda benzeri bir denetim gereklidir (Pellegrini-İtalya, no: 30882/96). Mevcut davada, başvuranların çıkarlarına ilişkin hiçbir usul işlemi henüz İsrai l'de adli kararla sonuçlanmadığından, nesnel unsurlar çocuğun ve gerektiğinde anne nin "mahkemenin davaya aleni bakmaktan imtina etmesi" durumundan mağdur olabileceği hususunda şüphe uyandırması dışında, Türk makamları, sadece baş vuranların kızları Caroline İsrail'e döndüğünde katkıda bulunabileceklerdir (Bkz. mutatis mutandis, Mamatkulov ve Askarov-Türkiye, no: 46827/99 ve 46951/99, Einhom-Fransa, no: 71555/01, Drozd ve Janousek-Fr ansa ve İspanya, 26 Haziran 1992 tarihli karar ve Soering-Birleşik Krallık, 7 Temmuz 1989 tarihli karar). Sonuç itibariyle AİHS, sözleşmeci tarafları, kendi kurallarını başka Devlet ve top raklarına zorla kabul ettirmeye mecbur kılmamaktadır . Zira böylesi bir denetimi Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar zorunlu tutmak, yargı alanındaki uluslararası yar dımlaşmanın güçlendirilmesi hu susunda var olan eğilimi engelleyecek (Drozd ve Janousek-Fransa ve İspanya, 26 Haziran 1992 tarihli karar) ve uluslararası belgelerin, koruduğu kişilerin zararına hükümsüz olma riskini taşıyacaktır. 7 Hal böyleyken "adaletsizlik" uluslararası hukukta yasaklanmıştır (Golder-Bir leşik Krallık, 2 I Şubat 1975). Türkiye uluslararası hak ve yükümlülükleri çerçe vesinde İsrail'le olan karşılıklı taahhütleri bakımından bu ilkeye saygı gösteri lip gösterilmediğini denetlernek zorundadır. Türkiye ve İsrail, Lahey ve Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşmeler gibi, imza ettikleri sözleşmelerle belirlenen aynı hukuki topluluğa aittirler. AİHM yukarıda sözü edilen ilkeleri göz önüne alarak, öncelikle, Türk makamlar ının bildiği ya da bilmesi gereken başvuranların kızları Caroline'nin dönüşünde kendilerinden istenmiş olan koşullara atıfta bulunarak, mevcut unsurların tümünü incelemiştir. AİHM öncelikle, İsrail'de Haham mah kemelerinin, bu ülkede yerleşik olan hukuki sisteminin bir parçasını oluşturmak ta ve İsrail'in tarafolmadığı AİHS'nin 6§1 maddesi uyannca "kanun tarafından oluşturulan mahkemelerini teşkil ettiğini tespit etmiştir. AİHM, bir mahkemenin, maddi anlamda, hukuki rolü ile nitelendirildiğini yinelemektedir. "Bu mahke me, hukuki kurallara dayanılarak ve düzenlenen usul işlemi neticesinde yetkisi alanına giren bütün sorunlara bakmaktadır . Buna ek olarak mahkeme, mahkeme üyelerinin bağımsızlığı ve görev sürelerinin yanı sıra yargılamanın sunduğu gü vencelerin var olması ve tarafsız olması gibi diğer şartları da yerine getirmelidir" (Coeme ve diğerleri-Belçika, no: 32492/96, 32547/96, 32548/96, 33209/96 ve 3321 0/96). Bu zorunluluklar açısından eleştiri yapılmadığından, başvuran ın Ha ham mahkeme lerinin "dini niteliği"ne dayandırdığı argümanı belirleyici değil dir. AİHM hiçbir zaman bu yönde karar vermemiştir (Bkz. mutatis mutandis Pelleg rini ve Leo Kolın-Almanya (karar), no: 47021/99). AİHM, öncelikle dini niteliği olan bir mahkemenin esası itibariyle AİHS 'ye, özellikle 6. maddesine uygun olup olmadığını değerlendi rmemektedir . AİHM sadece böyle bir mahkeme önünde ya pılan yargılamanın -diğer mahkemelerde olduğu gibi-6. maddenin öngördüğü zorunlulukları gözetip gözetmediğini somut olarak incelemelid ir. Oysa bu davada hiçbir unsur, Haham Mahkemelerinin bu zorunlulukları tanımadığı ya da tanıma yacağını desteklerneyi sağlamamaktadır . AİHM, başvuranın bazı belgelerde ve sunduğu içtihat örneklerinde dile getirdiği sorunlara kayıtsız kalamaz. Bu belge ler, bu mahkemeler önündeki yargılamanın niteliklerine bağlı, özellikle dini nite likli kavramlardan esinlenildiğin den kaygı verici sorunların ortaya çıkabileceğini tasdik etmektedir . Hal böyleyken AİHM, İsrail bakanlık kurumları tarafından verilen bilgileri göz önünde tutmakta vebu bilgilere itiraz edilmediği nden, konuya ilişkin uluslararası 79 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlı klarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 80 hukuk ilkelerine Halıarn mahkemelerinin verdiği usul güvencelerine uygunluğuna verilen önemi not etmektedir. AİHM, mevcut davanın amacı olan bu güvencenin İsrailli makamları nın Türkiye'ye karsı taahhütleri olarak değerlendirileceğinden, Halıarn mahkeme lerinin verdiği bazı kararlarda bunun onandığını görmektedir . Başvuran Eskinazi haklı olarak, İsrailli makamların verdiği bilgilerin bu davada ortaya çıkan bütün sorulara açıkça cevap vermediğini vurgulamaktadır . AİHM ise, kendisini, söylemek gerekirse, Eskinazi'nin Tel-Aviv'de dini nikah yapılma sına izin verdiği sırada yaptığı tercihine yakından bağlı olan ihtilafın tamamını çözümlemekle yükümlü görmemektedir. Bu tercihi nedeniyle Hal ıarn mahke melerinin yetkisi altına girmiştir. Bu dini nikahın yanı sıra, aynı şehirde Fransız Konsolosluğu'nda resminikah da yapılmıştır. Buna karsın başvuran Eskinazi'ye cevap vermek zorunda hisseden AİHM, görüş bildirmesi gerektiğine kanaat getir mektedir. 8 İlk olarak Türk Hükümeti'nin, bir hukuk devleti olmadığının söylenemeyeceği İsrail Devleti'nin uluslararası hukuka saygı gösterip göstermediği konusunda bu davadaki iyi niyeti tartışılamaz. Tarafların sunduğu argümanların karşılıklı ağır lıkları göz önüne alındığında, o dönemde, Türk makamlarının Eskinazi 'nin endişe duyduğu mahkemenin karar vermekten imtina etmesi durumunun açıkça ortada olduğunun "düşünülmesi için kesin ve ciddi gerekçelerin" var olduğu sonucunu çıkarmasını sağlayacak hiçbir unsur bulunmamaktadır . Oysa, Car oline'nin geri dönmesine izin vermeden evvel Türkiye'nin sözleşme yükümlülük lerinden doğan bu nitelikte hiçbir yükümlülüğü olmadığından, bu denli kapsamlı bir sorunu çöz mekle yükümlü değillerdi (Bkz. mutatis mutandis Einhom). İkinci olarak AİHM, duruşmada açık bir yargılama usulünden yana olduğunu bildiren Chelouche'un samimiyetinden şüphe duymak için hiçbir neden görmemektedir . Son olarak, Eskinazi'nin iddiaları incelenmeden, İsrail'de olası bir yargılamanın süratle alınacak bir kararla sonuçlanacağını düşündürecek hiçbir unsur bulunma maktadır. Kuskusuz bu inceleme ile kendisinin aleyhinde olacak bir karar alına bilir. Bu durumda başvuran Eskinazi, Yüksek Adalet Oivanı olarak, İsrail Yük sek Mahkemesi'ne başvurabilir. Bu davada bu Yüksek Mahkeme'nin, Hamam Mahkemeleri üzerinde, kanunun açıkça uygulanmaması durumunu engellemeye yönelik bir denetim uyguladığına itiraz edilmemektedir . Şüphesiz İsrail Yüksek Mahkemesi'nin sadece olaylara ilişkin unsurları yeniden değerlendin neyeceği ortadadır. Oysa böyle bir sınırlandırma AİHM'nin daha önce incelediği, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin hukuki sistemlerine yabancı değildir (Bkz. örneğin Ci vet-Fransa, no: 29340/95). AİHM, yukarıda belirtilenleri göz önüne alarak, Türk makamlarının, başvuran ların İsrail'de yargılamaya ilişkin ileri sürebilecekleri olası eksikliklerin "açıkça Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar mahkemelerinde boşanma ve vetayet davasının görülmesi halinde adil yargılanma hakkının ihliU edileceğini ve çocuğun iadesine karar veren Türk mahkemel erinin AİHS'nin 6'ncı maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir. Kararda, davacının davasını açmak için yetkili yabancı mahkemeye başvur ması halinde o mahkemede adil yargılanma yapılmaması ihtimalinin dikkate alınmadan yetkisizlik kararı verilmesinin 6'ncı maddenin ihlali anlamına geleceği açıkça ifade edilmiştir: "Kuskusuz AİHM, Sözleşmeye taraf bir Devlet 'in mahkeme/ eri, Sözleşmeye taraf olmayan bir ülkenin mahkeme lerinin aldığı karara göre kararlarını vermeye çağrıldığında, Sözleşmeye taraf Devlet 'in mahkeme/eri, Sözleşmeye taraf olmayan ülkenin mahkeme lerindeki yargılamanın AİHS'nin 6. maddesindeki güvenceleri yerine geti rip getirmedi ğini denetlernek zorunda olduğunu daha önce kabul etmiştir. Davanın taraflar için büyük önem taşıdığı durumlarda benzeri bir denetim gereklidir." Mahkeme, kararında Pellegrini ve İtalya kararına atıf yapmış tır. Bu kararda AİHM, yabancı bir mahkeme kararına kendi ülkesinde etki tanımadan önce (yabancı bir mahkeme kararı hakkında tanıma tenfiz kararı verirken), kararı veren mahkemede, AİHS 'ne taraf olmayan bir devlet
|
davasını açmak için yetkili yabancı mahkemeye başvur ması halinde o mahkemede adil yargılanma yapılmaması ihtimalinin dikkate alınmadan yetkisizlik kararı verilmesinin 6'ncı maddenin ihlali anlamına geleceği açıkça ifade edilmiştir: "Kuskusuz AİHM, Sözleşmeye taraf bir Devlet 'in mahkeme/ eri, Sözleşmeye taraf olmayan bir ülkenin mahkeme lerinin aldığı karara göre kararlarını vermeye çağrıldığında, Sözleşmeye taraf Devlet 'in mahkeme/eri, Sözleşmeye taraf olmayan ülkenin mahkeme lerindeki yargılamanın AİHS'nin 6. maddesindeki güvenceleri yerine geti rip getirmedi ğini denetlernek zorunda olduğunu daha önce kabul etmiştir. Davanın taraflar için büyük önem taşıdığı durumlarda benzeri bir denetim gereklidir." Mahkeme, kararında Pellegrini ve İtalya kararına atıf yapmış tır. Bu kararda AİHM, yabancı bir mahkeme kararına kendi ülkesinde etki tanımadan önce (yabancı bir mahkeme kararı hakkında tanıma tenfiz kararı verirken), kararı veren mahkemede, AİHS 'ne taraf olmayan bir devlet mah kemesi olsa bile, 6'ncı maddenin gereklerine uygun bir yargılama yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerektiğini ifade edilmiştir.ı60Görüldüğü gibi, taraf bir devletin AİHS'nin 6'ncı maddesine uygun davranab ilmesi için yabancı bir mahkemenin yargılamasına dayanarak hareket etmesi gereken hallerde, bu mahkemedeki yargılamada adil yargılanma hakkının temin ortada olan bir adaletsizliği" oluşturma riskini taşıdığını ortaya çıkaracak yeteri kadar unsura sahip olmadıkianna ikna olmamıştır . Ayrıca, bu yargılamanın sonu cu daha sorıra Avrupa Kurumları 'nın denetiminden geçmese de AİHM Eskinazi ve Chelouche'un uyruğu olduğu ülkelere karşı, yürürlükte olan İnsan Haklarının korunmasına ilişkin, özellikle Lahey Sözleşme si'nin kendisi, siyasi ve hukuki haklara ilişkin Uluslararası Pakt ve çocuk haklarına ilişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi diğer araçlar olarak, İsrail Devleti'nin yükümlülüklerin konu su ve kapsamı ile karşı karşıyadır." (https://hudoc.echr.coe.i nt/eng#{%22appno %22:[%2214600/05%22],%22itemid% 22:[%22001-77416%22]}, Erişim Tarihi 18/ ı 0/2020). 160 AİHM Pellegrini ve İtalya Davası, 20 Ekim 2001 (http://hudoc.echr.coe.int/ eng?i=00 1-59604, Erişim Tarihi 10112/2020). 81 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi edilip edilmediğini gözetmesi gerekmektedir. Bu nedenle, yetkili yabancı bir mahkeme olduğu için yetkisizlik kararı vermeden önce Türk mahkeme lerinin de yetkili yabancı mahkemede adil yargılama yapılmaması riskini gözetmesi gerekir. Bununla birlikte, AİHM 1989 yılında verdiği bir kararda, AİHS'ne taraf olmayan bir devlet mahkemesi yetki sözleşmesiyle yetkilendirilmiş se yetki sözleşmesine taraf olan davacının yetkilendirilen mahkemede adil yargılanmayaca ğını düşündüğü için yetki sözleşmesine etki tanın maması gerektiğine ilişkin iddialarını redde tmiştir. Söz konusu uyuşmaz lıkta Belçika vatandaşı bir pilotla Zaire Havayolları arasında bir hizmet sözleşmesi yapılmıştır. Sözleşme uyarınca uyuşmazlıkların çözümünde Zaire'nin Başkentindeki mahkemeler yetkilendirilmi ştir. Zaire AİHS'ne taraf değildir. Pilot Belçika mahkemelerinde dava açınca, sözleşmedeki yetki kaydına dayanarak davalı Zaire şirketi Belçika mahkemelerinin yet kisine itiraz etmiş ve Belçika mahkemeleri bu yetki itirazını kabul emiştir. Bunun üzerine Davacı, Belçika mahkemesi kararı hakkında AİHM'nde dava açmıştır. Davacı Pilotun argümanlarından birisi de Zaire mahkemele rinde adil yargılanma hakkına riayet edilmeyeceği için Belçika mahkeme lerinin kararlarının AİHS'nin 6'ncı maddesine aykırı olmasaydı. AİHM, Zaire mahkemelerinin yetkisinin taraflar arasındaki yetki sözleşmesinden doğması nedeniyle Belçika mahkemelerinin kararlarının 6'ncı maddeye aykırı olmadığına karar vermiştir .161 Kararda, Zaire mahkemelerinin yar gılama standartları incelenmemiş ve adil yargılanma hakkına riayet edilip edilmeyeceği tartışılmamıştır .162 Hollanda La Haye mahkemesi önündeki bir davada ise Kolombiya mahkemel eri lehine yapılan bir yetki sözleşmesine rağmen Hollanda mahkemelerinde açılan bir davada davacı Kazak mahkemelerinin rüşvet etkisine açık olması nedeniyle Hollanda mahkemelerinde dava açılabile- 161 Gauthier v. Belgium (dec.), Başvuru no. 12603/86, 6 March ı 989 (Kiestra, s. 1 OO'den naklen). 162 Kararın değerlendirilmesi için bkz. Kiestra, s. 1 O ı. 82 Milletlerarast Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar ceğini ileri sürmüştür. La Haye mahkemesi ise yetki sözleşmesi yapıldığı sırada davacının bu durumu bildiğine dikkat çekerek yetkisizlik kararı vermiştir. 163 Kanımızca, taraflarca kararlaştırılan mahkeme adi l bir yargılama yapıl(a)m ayacağı yaklaşık olarak ispat edilebilirse Türk mahkemeleri, yetki sözleşmesi nedeniyle MÖHUK'u n 47'nci maddesi uyarınca yetki sizlik kararı vermemelidir. 164 Bir üst paragrafta bahsedildiği gibi bir uyuşmazlıkta, davaimm yetkisizlik ilk itirazında bulunmasının dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle reddedilmesi alternatif olarak gündeme gelebilir. Dürüstlük kuralı, medeni usul hukukuna da hakimdir . Bu nedenle yetki ilk itiraz ları da dürüstlük kur alına uygun olmalıdır. Yargıtay'ın içtihatlarına göre, dürüstlük kuralına aykırı yetki itirazları reddedilmektedir ve bu anlayış milletlerarası yetki alanında da geçerlidir.165 163 Llanos Oil Exploration Ltd v Republiek Colombia and Eecpetrol SA, District Court The Hague, 30 May 2012, ECLI:NL:RBSGR:20 12:BX1740. (Nwapi, s. 40). 164 Bu konuda bkz. Demir Gökyayla Cemi le, "Seçilen Mahkemede Adil Yargılama Yapıl(a)mayacağı Şüphesi Yetki Anlaşmasının Geçerliliğini Etkiler mi?" DEÜHFD S. I 3(2) Y. 20 I 1, s. 51-70. Benzer şekilde Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 298; Akıncı, s. 36; aksi yönde, Nwapi, başka bir devlet mahkemesinin rüşvet vb. iddialarla adil yargılama yapılmayacağına ilişkin mahkeme kararlardan devletler arasındaki ilişkilere ve mahkemeler arasında iş birliğine zarar vereceği kaçınılması gerektiğini ifade etmektedir. Yazara göre böyle kararlar forum necessitatis doktrinine zarar verebilir (Nwapi, s. 40). Kanımızca, bu kaygı bir tarafın adil yargılanma hakkını elinden almak için yeterli bir sebep olamaz. 165 Esen, Dürüstlük Kuralı, s. 204 vd.; Yılmaz, C. I, s. 298; Y. 11. HD., E. 2017/5124 K. 2019/4814 T. 25.6.2019 "Davacı vekili; Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 26/10/2015 tarih 2015/4140 D. İş sayılı kararı gereğince, Koza İpek Holding ile söz konusu holding bünyesinde bulunan tüm şirketlere kayyım atandığını, mü vekkili Koza Altın İşletmeleri A.Ş. 'nin de bu holding bünyesinde olduğu gerek çesiyle bu şirkete kayyım atandığını, yönetim kurulu üyeleri tarafından serma yesinin tümü müvekkili şirkete ait olmak üzere İngiltere Ticaret Odası'na kayıtlı davalı ... Ltd. Şti.'ni kurarak Londra Ticaret Sicili'nde yayınlandığını, söz ko- 83 Cemile DEMİR GÖK YA YLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 84 nusu şirket İngiltere'de kurulduktan sonra bu iştirakin kurulmasına ilişkin kara nn 31/03/2014 tarihinde alındığını, alınan bu yönetim kurulu kararında yönetim kurulu üyesi Melek İpek adına atılan imzanın sahte olduğu hususunun Emniyet Müdürlüğü' nce tespit edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin 11/09/2015 tarihinde Londra'da davalı şirket yönetim kurulunu toplayarak alınan 5 numaralı kararda esas sözleşme değişikliği yoluyla her biri 1 GBP değerinde 60.000.000 GBP olan sermayenin 2 GBP arttırılarak 60.000.000 2 GBP olarak değiştirilmesine, arttırı lan 2 GBP'Iik hisseninA Grubu olarak sınıflandırılmasına karar verildiğini, ayrı ca aynı yönetim kurulunda sözleşme değişikliği ile Yönetim Kurulu'nun değişti rilmesinin söz konusu A Grubu hisselerden birinin onayına tabi kılınmasına karar verildiğini, alınan 7 no'lu karar ile bu değişikliğinonanarak ana sözleşmenin 26. maddesinde gerekli değişikliğin yapıldığını, davalı şirketin tüm sermayesinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, Lüksemb urg bankalarında 84.000.000 Avro'luk hesabının bulunduğunu, .. .'in hesabının kapatılarak söz konusu paranın İngiltere'de bir banka
|
bu yönetim kurulu kararında yönetim kurulu üyesi Melek İpek adına atılan imzanın sahte olduğu hususunun Emniyet Müdürlüğü' nce tespit edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin 11/09/2015 tarihinde Londra'da davalı şirket yönetim kurulunu toplayarak alınan 5 numaralı kararda esas sözleşme değişikliği yoluyla her biri 1 GBP değerinde 60.000.000 GBP olan sermayenin 2 GBP arttırılarak 60.000.000 2 GBP olarak değiştirilmesine, arttırı lan 2 GBP'Iik hisseninA Grubu olarak sınıflandırılmasına karar verildiğini, ayrı ca aynı yönetim kurulunda sözleşme değişikliği ile Yönetim Kurulu'nun değişti rilmesinin söz konusu A Grubu hisselerden birinin onayına tabi kılınmasına karar verildiğini, alınan 7 no'lu karar ile bu değişikliğinonanarak ana sözleşmenin 26. maddesinde gerekli değişikliğin yapıldığını, davalı şirketin tüm sermayesinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, Lüksemb urg bankalarında 84.000.000 Avro'luk hesabının bulunduğunu, .. .'in hesabının kapatılarak söz konusu paranın İngiltere'de bir banka hesabına aktarılmasını istediğini, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/50 D. İş sayılı dosyasında söz konusu hesaplara ilişkin ola rak tedbir kararı aldırdıklarını, alınan kararların müvekkili şirketin iştiraki üze rindeki hakimiyetinin sona ermesine ve zarara uğramasına sebep olduğunu ileri sürerek davalı bağlı şirket yönetim kurulunun 1 1109/2015 tarihinde almış olduğu 5 ve 7 no'lu kararların butlan nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitine, şirket ana sözleşmesinde değişikliğe gidilen 26. maddesinin iptal edilmesine, Ankara 7. As liye Ticaret Mahkemesi 'nin 2016/50 D. İş sayılı dosyası üzerinden vermiş olduğu Koza Ltd. Şti.'nin Garanti Bankası Lüksembu rg Şubesi'ndeki belirtilen numaralı hesaplar üzerindeki tedbirlerin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; kesin yetki itirazında bulunarak İngiliz mahkeme lerinin yetki li olduğunu, müvekkilinin İngiliz Yasalarına göre kurulmuş bir şirket olduğu nu savunmuş ve davacının iştiraki olarak kurulan şirket hakkında davacı şirket yönetim kurulunca gerekli kararların alınıp ilanların yapıldığını, 60.000.000 Pound'luk sermayenin transfer edilmesine ilişkin 31/03/2014 ve 2014/14 sayılı Yönetim Kurulu kararı alınıp ve bunu KAP'a bildirdiklerini, Koza Altın İşletme leri A.Ş. 'nin A Grubu hisse sahibi ve şirket kurucusunun İpek Ailesi olduğunun herkes tarafından bilindiğini, SPK'nın 21. maddesinde belirtilen örtülü kazançtan bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir . Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yetki itirazının reddi ile davanın kabulüne, davalı şirketin 1 1/09/2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 5. ve 7. no'lu kararları ile bu kararların uygulanması sonucu değiştirilen şirket ana sözleşmesinin 26. maddesinin mutlak butlan ile sa kat oldukları tespit edildiğinden yönetim kurulunca alınan 5 ve 7 no'lu kararlar Milletterarast Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar ile ana sözleşmenin değiştirilen 26. maddesinin iptaline, 05/02/20 I 6 tarihli tedbir kararlarının aynen devamına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş tur. Bölge Adiiye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin davacı hakim şirkete bağlı ve şirket merkezinin Ankara olması, şirketin A gurubunda ki ortakların Türkiye Cwnhuriyeti vatandaşı olması, davalı şirkete 60.000.000 GBT'nin davacı şirketten gönderilmesi gözetildiğinde yetki itirazı yoluna başvu rulması hakkın kötüye kullanılması (TMK 2. madde) niteliğinde bulunduğundan ilk derece mahkemesinin yetki itirazını reddine dair kararının yerinde olduğu, esas sözleşme hükümlerinin değiştirilmesinin genel kurulun devredilmez yetki lerinden olması gözetildiğinde Yönetim Kurulu'nun Genel Kurul kararına veya esas sözleşmeye dayanmayan anılan kararlarının yok hükmünde olduğu, öte yan danA grubu hisse yaratılması ve davacı şirketin tüm yetkilerinin A gurubu hisse sahibi Yönetim Kurulu'nun diğer üyelerine devredilmesinin de açıkça objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, alınan kararlarla davacı hakim şirketin anılan bağlı şirketteki tüm yetkilerini fiilen kullanılamaz hale getirilmesine ve tüm yetkiterin bu kararı alan gerçek kişilerin inisiyatifine geçirilmesine yönelik alınmış kararlar niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf baş vurusunun HMK'nın 353/( 1)-b. I maddesi gereğince esastan reddine karar veril miştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımınd an uygulanması ge reken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen karar da bir isabetsizlik olmadığının aniaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adiiye Mahkemesince esastan red dine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adiiye Mahkemesi kararının onanmasına karar verrnek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adiiye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/l. maddesi uyarın ca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adiiye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz i lam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarakoyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava, davacı anonim şirkete bağlı kurulan, sermayesinin tümü davacı şirkete ait olan davalı ... Ltd.'nin 11.09.2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 5. 85 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Sonuç olarak, yabancı mahkemede adil yargılanma yapılmayacağının yaklaşık olarak ispatlanabildiği durumlarda Türk mahkemeleri davacıdan yabancı mahkemeye başvurmasını ve hakkını orada aramasını bekle yemez. Bu, makul bir beklenti değildir. Bu nedenle, Türk mahkemeleri yetkiye ilişkin bağlama noktalarını gerektiği gibi hem insan haklarını 86 ve 7. nolu yönetim kurul kararları ile bu kararların uygulanması sonucu değiştiri len ana sözleşmenin 26. maddesinin mutlak butlan ile malül olduğunun tespiti ile ihtiyati tedbirin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece, davaimm yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek yapılan inceleme sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında davalı vekilince istinafkanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adiiye Mahkemesi de başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Dosya kapsamında bulunan tarafbeyanları ve belgeler incelendiğinde, dava! ı şir ketin 24.03.2014 tarihinde sermayesinin tamamı davacı ... Ş.'ye ait olmak üzere İngiltere Ticaret Odasına ka yıtlı olarak kurulduğu ve Londra Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, davalı şirketin tüm sermayesinin mü vekkili tarafından sağlandığı ve tüm ortakların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu gerekçesiyle işbu davayı Türkiye'de açtığını ifade etmiş, mahkemece de iptali istenen kararların davacı hakim ortağın hakimiyetinin ortadan kaldırılma sına yönelik olduğu ve hakim ortağın şirket merkezinde de bu davanın açılabi leceği, davaimm yetki itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davaimm yetki itirazı reddedilmiş ise de; uyuşmazlıkta yabancılık unsuru bulunduğu ve konuyla ilgili Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Huku ku Hakkında Kanun'un uygulanması gerekmektedir . MÖHUK 'un 40. maddesi, Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi başlığı altında "Türk Mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." şeklinde düzenlenmiş olup Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 14/2. maddesine uyarınca tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin işbu davada ke sin yetkili olduğu gibi yine HMK 6/1. maddesi gereğince de davanın davalı tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yerinde açılması gerektiği, davaimm yerleşim yerinin, bir başka söyleyişle, davalı şirket merkezinin İngiltere'de bulunduğu, iç hukukumuzda davanın Ankara mahkemesinde görülmes ini gerektirecek yet ki kuralının
|
olduğu ve hakim ortağın şirket merkezinde de bu davanın açılabi leceği, davaimm yetki itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davaimm yetki itirazı reddedilmiş ise de; uyuşmazlıkta yabancılık unsuru bulunduğu ve konuyla ilgili Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Huku ku Hakkında Kanun'un uygulanması gerekmektedir . MÖHUK 'un 40. maddesi, Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi başlığı altında "Türk Mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." şeklinde düzenlenmiş olup Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 14/2. maddesine uyarınca tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin işbu davada ke sin yetkili olduğu gibi yine HMK 6/1. maddesi gereğince de davanın davalı tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yerinde açılması gerektiği, davaimm yerleşim yerinin, bir başka söyleyişle, davalı şirket merkezinin İngiltere'de bulunduğu, iç hukukumuzda davanın Ankara mahkemesinde görülmes ini gerektirecek yet ki kuralının mevcut olmadığı, davaimm yetki itirazında bulunmasının yasadan kaynaklanan bir hakkın kullanımı niteliğinde olması hasebiyle kötü niyetli olarak kabulü mümkün olmayıp yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde işbu davada Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin mevcut olmaması nedeniy le davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatinde olduğumuzdan çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletlerarası Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar hem de milletlerarası ticaretin risklerini dikkate alarak değerlendirmeli ve davacıdan hakkını başka bir mahkemede aramasının beklenemeyeceği hallerde yetkisizlik kararı vermeme lidir. Aksi halde, etkin bir mahkemeye erişim hakkı sağlanamaz. Zira, mahkemeye erişim hakkının özüne zarar verilmektedir. Oysa, AİHS 'nin amacı, insan haklannın etkin bir şekilde sağlanmasıdır. İnsan hakları kağıt üzerinde kalmamalıd ır.166 (2) Yetkili Başka Bir Devlet Mahkemesinde Dava Açılmasının Teorik Olarak Mümkün Olmakla Birlikte Davacı İçin Fiilen Etkisiz veya Ulaşılmaz Olması AİHS'nin 6'ncı maddesi hakkında yukanda yaptığımız açıklamalar dan hareketle şunları söylemenin yanlış olmayacağı kanaatind eyiz: 1) AİHS'nin 6'ncı maddesinde mahkemesinde açıkça zikredilme mekle beraber mahkemeye erişim hakkı da adil yargılanma hak kının bir gereğidir. 2) Türk mahkemeleri milletlerarası yetkili olup olmadığı hakkında karar verirken AİHS'nin 6'ncı maddesinin gereklerini ve mahke meye erişim hakkının ihlal edilip edilmediğini gözetmelidir. 3) Sadece teorik olarak mahkemeye erişimin mümkün olması, başka bir ülke mahkemesinin kendi yetki kurallan uyannca yetkili olması, mahkemeye erişim hakkının temini için tek başına yeterli değildir. Fiilen bu mahkemede dava açılahilmesi mümkün olma lıdır. 4) AİHM kararlarında mahkemeye erişim hakkı sınırlanabilen bir insan hakkı olarak mütalaa edilmektedir. Ancak bu sınırlama amaca uygun makul, orantılı olmalı ve mahkemeye erişim hakkı nın özüne dokunma malıdır. 166 AİHM Airey ve İrlanda Davası, 9 Ekim 1979 (http://hudoc.echr.coe. int/ fre?i=OOI-57420, Erişim Tarihi 19/10/2020). 87 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 5) Mahkemeye erışım hakkı taraf devletlerin milletlerarası yetki kurallan vasıtasıyla sınırlanmaktadır. 6) Verilen yetkisizlik kararının mahkemeye erışım hakkını ihlal etmesi için ilgilinin yetkili bir devlet mahkemesinde dava açma sını beklemek makul bir beklenti olmamalıdır . AİHM, 2018 yılında verdiği Nan-Liman ve İsviçre Kararı nda, İsviçre mahkemelerinin bir tazminat davasıyla ilgili olarak yetkisizlik kararı vermesinin mahkemeye erişim hakkının ihlali sayılıp sayılrnarlığına karar verebilmek için erişim hakkının sınırianmasının sınırlarını incelenmiş tir. Bu sınırlamalardan ilki, sınırlamanın amacına uygun olmalıdır. Amaca uygun bir sınırlamadan söz edebilmek için mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin sınırianmasının nedeni, adaletin iyi yönetilmesi ve yerel yargı lamanın etkinliğini korumak olmalıdır . Bu çerçevede, AİHM, mahkeme nin deliliere ulaşabilmesi ve delilleri toplayabilmesi ve değerlendiri lebil mesi imkanını incelemi ştir. Yetkisizlik kararı veren mahkemenin delilleri toplaması ve değerlendir ebilmesinin mümkün olmaması halinde mahke menin yetkisizlik kararı vermesinin etkin bir mahkemeye erişim hakkını ihlal etmemesi ihtimali üzerinde durmuştur. Buna ek olarak bu mahkeme tarafından verilen bir kararın icrası da mümkün olmayacaksa yetkisizlik kararı 6'ncı maddeye aykırı olmayabil ir. Üçüncü olarak, devletlerinf orum shopping'i önleyerek yargılamaya ayrılan kısıtlı kaynaklarını dikkatli kul lanmak istemesinin de milletlerarası yetkisizlik kararı verilmesini haklı kılabiieceği belirtilmiştir. Dördüncü etken, tazminat davasının sebebi olan işkence vakıasının gerçekleştiği tarihte İsviçre ile hiçbir ilişkisi olmama sıydı. İsviçre Devleti, forum necesittatis yetki kuralına dayanarak yetki kararı verilseydi işkence yapan devletlere karşı İsviçre mahkemelerinde çok sayıda dava açılabileceğini ve mahkemelerinin üzerinde ola ğanüstü iş yükü yaratacağını iddia etmiştir (İsv. MÖHK.m .3). AİHM, bu gerekçeyi yetkisizlik kararı verilmesi için haklı bir sebep olarak değerlendirmiştir. Zira böyle bir iş yükü, milli mahkemelerinin etkin bir yargılama yapabil melerini olumsuz anlamda etkileyebil ir. Diğer taraftan, İsviçre mahkeme- 88 Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar lerinde taraf devletlere karşı işkence yaptıkları iddiasıyla tazminat dava açılmasının İsviçre'nin diğer devletlerle diplomatik ilişkilerini etkileye ceğine ilişkin kaygının, tali olmakla beraber haklı bir kaygı olduğu ifade edilmiştir. 167 Mahkemeye erişim hakkının sınırianmasının bir diğer sınırı da sınırlamanın orantılı olması gereğidir. Sınırlamanın hakkın özüne zarar vermemesi gerekmektedir. Bunun için davacıdan başka bir ülkede dava açmasının beklenmesinin makul bir beklenti olup olmadığı incelenmeli dir. Davacının söz konusu ülke mahkemesinde adil yargılanma hakkına riayet edilemeyecek olması yanında, beklentinin makul olmadığı durumların en klasik örneği mahkemeleri yetkili olan devletin savaş h�ilinde olmasıdır. Hollanda mahkemeleri Libya ve Irak krizleri devam ederken davacıdan davasını Libya ve Irak'ta açmasının beklenemeyeceği sonucuna varmıştır. Bunun dışında, yetkili mahkemenin bulunduğu yerde doğal afet yaşanma sı, kişinin mevcut bir hayati tehlike nedeniyle kendi ülkesine dönemernesi ve davacının mahkemelerinin yetkili olduğu ülkede dava açma imkanına ekonomik olarak sahip olmaması, yabancı mahkemenin yetkisizlik kararı vermiş veya verecek olması, yabancı mahkemeden verilen kararının tanın mayacak ve tenfiz edi lemeyecek olması gösterilmektedir. 168 (3) Yabancı Mahkemede Yargtlamanm Maliyetlerinin Türkiye' deki Taraflar İçin Çok Yüksek Olmasa Mahkemeye Erişim Hakkım Temin Etmek İçin Türk Mahkemelerinin İç Hukukun Yer itibariyle Yetki Kurallarım Geniş Yorumlamalarının Bir Gerekçesi Olabilir mi? Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Türk hukukunda ticari uyuşmazlıklar için Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi özel yetki kurallarıyla düzenlenınemiş ve iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarından hareketle yetkili mahkeme belirlenmektedir . Ancak, iç hukukun yer itibariyle yetki 167 Nan-Liman ve İsviçre Davası, 15 Mart2018, § 122-128. 168 Nwapi, s. 36-37; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 371-372. 89 Cemile DEMiR GOKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi kuralları, milletlerarası ticaretin gerekleri gözetilerek belirlenmemekte dir. Bu nedenle, davacının Türk mahkemelerinden elde edeceği kararı Türkiye'de en azından kısmen icra etme imkanı varken iç hukukun yer itibariyle yetki kurallanndaki bağlama noktalan çok dar yorumlandığı için yetkisizlik kararı verilmesi mahkemeye erişim hakkını ihlal eder mi? Bu durumda akla ilk gelen cevap, yetkili yabancı mahkemede dava açılıp kararın gerekirse Türkiye'de tenfizi mümkün olduğu için mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği olacaktır. Ancak, Türkiye'deki tarafların yabancı bir ülkede dava açmalannın maliyeti dikkate alındığında yetkisiz lik kararı
|
hukukun yer itibariyle yetki kurallarından hareketle yetkili mahkeme belirlenmektedir . Ancak, iç hukukun yer itibariyle yetki 167 Nan-Liman ve İsviçre Davası, 15 Mart2018, § 122-128. 168 Nwapi, s. 36-37; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 371-372. 89 Cemile DEMiR GOKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi kuralları, milletlerarası ticaretin gerekleri gözetilerek belirlenmemekte dir. Bu nedenle, davacının Türk mahkemelerinden elde edeceği kararı Türkiye'de en azından kısmen icra etme imkanı varken iç hukukun yer itibariyle yetki kurallanndaki bağlama noktalan çok dar yorumlandığı için yetkisizlik kararı verilmesi mahkemeye erişim hakkını ihlal eder mi? Bu durumda akla ilk gelen cevap, yetkili yabancı mahkemede dava açılıp kararın gerekirse Türkiye'de tenfizi mümkün olduğu için mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği olacaktır. Ancak, Türkiye'deki tarafların yabancı bir ülkede dava açmalannın maliyeti dikkate alındığında yetkisiz lik kararı verilmesi mahkemeye erişim hakkını ihlal eder mi? ihlal ettiği sonucuna varabiirnek için yetki kurallarıyla bu hakka getirilen sınırlama amaca uygun olmalıdır. Sınırlama orantılı ve makul değilse ve hakkın özüne dokunuyorsa sınırlama mahkemeye erişim hakkını ihlal edecektir . Sınırlamanın amacının uygun olması için bu amaç adaleti iyi yönet mek veya yerel yargının etkinliğini sağlamak olmalıdır. AİHM'nin Nalt Liman ve İsviçre kararından hareketle yetki kurallarının dar yorumlaması nın adaletin iyi yönetitmesine veya etkinliği artmasına hizmet etmeyeceği kanaatindeyiz. Zira, delillerin toplanmasında, başka bir ülkede yapılan işkence iddiaları hakkındaki delillerin toplanmasına ilişkin zorluklar yaşanmaz bilakis, milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda deliliere ulaşıla bilmesi uygulamada çoğu zaman herhangi bir zorluk arz etmemektedir . Kaldı ki Türkiye, Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanması Hakkında La Haye Sözleşmesine taraftır169 ve yabancı bir ülkedeki delillerin toplanması, zaman alsa bile, mümkündür. Kararın Türkiye'de icrası mümkün olduğu için zaten dava Türkiye'de açılmak istenmektedir . Bu açıdan da yetkisizlik kararı verilmesi savunulamaz. Yetkisizlik kararı verilmesinin diğer bir nedenimahkemelerin iş yükünün artırılınaması olabilir. Ülkemizde mahkemelerin iş yüklerinin özellikle İstanbul gibi milletlerarası ticari davalada sık karşıtaşıldığı mahkeme lerde ağır olduğu bir gerçektir. Ancak, alacağını Türkiye'de tahsil etme ı69 Türk mahkemelerinde görülmekte olan davalarda yurt dışında bulunan delillerin temini hakkında bilgi için bkz. Ataman Figanmeşe, s. 29 vd. 90 Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar imkanı olan kişilere, özellikle aşağıda ele alınacak mali gerekçeler dikkate alındığında, malıkernelerin iş yükü artırmamak için mahkemeye erişim lerinin engellenmesinin AİHS'nin 6'ncı maddesine uygun olmadığı da izahtan vareste olmalıdır. Diğer taraftan, milletlerarası ticari uyuşmazlık ların Türkiye'de çözülebilmesi mahkeme harçlarının ödenmesine ve bazı durumlarda teminat yatırılmasına neden olacaktır. Dolayısıyla, aşırı bir iş yükü en azından sırf milletlerarası ticari uyuşmazlıklar için oluşmayacak tır. Diplomatik kaygıların ise herhangi bir rolü olamaz. Söz konusu karara konu uyuşmazlıkta, 1992 yılında işkenceye maruz kalan bir Tunus vatan daşının İsviçre'ye iltica talebi kabul edildikten ve vatandaşlığa alındıktan sonra uluslararası işkence suçu mağduru olarak Tunus Devletine açtığı bir tazminat davasıdır. İsviçre Devleti, çok sayıda işkence mağdurunun İsv. MÖHK 'nın 3 'üncü maddesindeki forum necesittatis yetki kuralından istifade ederek dava açmasından çekindiğini ifade etmiştir. Milletlerarası ticari uyuşmaz lıklar açısından böyle bir risk ya da diplomatik sorun tehli kesi olmadığının açık olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla, yetki kuralla rının dar yorumlanması, adaletin yönetilmesine ve yargılamanın etkinliği nin artırılınasına bir fayda sağlamayacaktır . Sınırlamanın haklı olması için aranan ikinci kriter, Türkiye'deki tarafın yabancı bir ülkede dava açmasının makul bir beklenti olmasıdır. Türkiye'deki bir davacıdan yabancı mahkemede dava açmasının bera berinde getirdiği ekonomik zorluklar hatta imkansızlıklar nedeniyle beklenemeyeceği hallerde Türk mahkemes inin yetkisizlik kararı vermesi mahkemeye erişim hakkını haksız bir şekilde sınırlayabilir. 170 Aşağıda bu gibi durumları açıklamaya çalışacağız. Milletlerarası ticarı uyuşmazlıklarda uyuşmazlık konusu talebin miktarı her zaman çok büyük rakamlara ulaşmaz. Türkiye'den yapılan 170 Belçika mahkemeleri, yetkili mahkemede dava açılması için yapılması gereken masraftarla elde edilecek menfaat arasında oransızlık olmasını Belçika mahke menin kendisini yetkili sayması için yeterli bulmuştur. Hollanda mahkemeleri ise davacının ekonomik imkanlara sahip olmamasını yabancı mahkemede dava açıl masının beklenemeyeceği bir hal olarak değerlendirmemiştir . Bkz. Nwapi, s. 37. 91 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ihracatın bedeli düşük olabileceği gibi örneğinin alacağın bir kısmı öden diği için uyuşmazlık konusu miktar azalmış da olabilir. Uyuşmazlığın miktannın düşük olması önemlidir. Zira uyuşmazlığın tarafları yargı yoluna başvurmadan önce alacağına ulaşabilm ek için katlanması gereken yargılama giderleri gibi davanın kaybedilmesi halinde ödemek zorunda kalabileceği karşı tarafa ait yargılama giderlerini de hesap etmek zorun dadır. Dolayısıyla, yabancı bir mahkemede dava açılmadan önce elde edilecek sonucun katlanılacak yargılama giderlerinden yüksek olması ve davayı kazanma şansının riskle kararlaştırıldığında yüksek olması gerekir. Bu miktarın altındaki alacaklılar için Türkiye'deki davacılar tahsil ede medikleri alacaklarını sineye çekmek zorunda kalacaktır. Alacağın mik tarının yeterince yüksek olup olmadığı alacaklının ekonomik yetkinliğine bağlıdır. Anadolu'daki bir KOBİ için 5000 Amerikan Doları çok yüksek olabilir. Birkaç ödememe sonucu Türkiye'de faaliyet gösteren tacirler, milletlerarası ticareti terk etmek zorunda kalabilir. Yabancı mahkemede dava açılmasının gerçekten etkili bir hak arama yöntemi ve davacıdan yabancı mahkemede dava açmasının beklenmesinin makul olup olmadığını değerlendirmek için Türk lirasıyla yabancı paralar arasındaki kur farkını göz önünde bulundurmak gerekir. Bu çalışmanın okuyuculannın hepsi, uzun yıllardır Türk parasının Amerikan Doları ve AVRO karşısında değer kaybını bizzat tecrübe etmişlerdir. Bu kur farkı nedeniyle, uyuşmaz lık konusu yabancı para olarak mütevazı bir miktar olsa bile Türk lirası olarak büyük bir alacak kalemi olabilir. Kur farkı, yabancı bir mahkemede dava açılması halinde yargılama giderlerini aynı oranda artırmaktadır . TL üzerinden gelir elde eden Türkiye'deki her taci rin, yabancı para üzerinden yabancı ülkedeki yargılama giderlerine katlan masının beklenmes inin makul olmadığı kanaatindeyiz. Türkiye'de milletlerarası ticari ilişkilerin tarafları, sözleşmelerin hazulanması ve milletlerarası uyuşmazlıkların yönetilmesi konusunda her zaman çok deney imli olmayabilir. Bu durumdaki bir taraf için yabancı ülkedeki bir hukukçuya ulaşılması ve dava açılmasının temini çoğu zaman makul bir beklenti olmaz. 92 Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar Bu durumda Türkiye'deki bir KOBİ'nin Avrupa ya da ABD'de bir dava açarak kendisini yabancı avukatiarta temsil ettirmesinin ne kadar mümkün veya makul olarak beklenebilir olduğunu önüne gelen yetki itirazlarında Türk mahkemeleri takdir edebilecek durumdadır. Yabancı bir mahkemeyi yetkilendi ren bir yetki sözleşmesine rağmen Türkiye'de açılan davada Türkiye'deki davaimm yetki itira zının Türkiye'de hakkını daha iyi savunacağı gerekçesiyle hakkın kötüye kullanması teşkil ettiği ifade edilen Yargıtay kararlarında171 da-bu kararların akademik olarak isa betli olup olmadıkları burada tartışılmamaktadır -bu gözleme dayanıldığı anlaşılma ktadır. Ekonomik nedenlerle Türk mahkemelerinde dava açılmasına izin veril mesi halinde davalının kendisini Türkiye'de savunma imkanın göz önünde tutulması gerekebilir.172 Bu kur farkı, Türkiye'dekilerin yabancı ülkede haklarını aramalarını zorlaştırdığı
|
ulaşılması ve dava açılmasının temini çoğu zaman makul bir beklenti olmaz. 92 Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar Bu durumda Türkiye'deki bir KOBİ'nin Avrupa ya da ABD'de bir dava açarak kendisini yabancı avukatiarta temsil ettirmesinin ne kadar mümkün veya makul olarak beklenebilir olduğunu önüne gelen yetki itirazlarında Türk mahkemeleri takdir edebilecek durumdadır. Yabancı bir mahkemeyi yetkilendi ren bir yetki sözleşmesine rağmen Türkiye'de açılan davada Türkiye'deki davaimm yetki itira zının Türkiye'de hakkını daha iyi savunacağı gerekçesiyle hakkın kötüye kullanması teşkil ettiği ifade edilen Yargıtay kararlarında171 da-bu kararların akademik olarak isa betli olup olmadıkları burada tartışılmamaktadır -bu gözleme dayanıldığı anlaşılma ktadır. Ekonomik nedenlerle Türk mahkemelerinde dava açılmasına izin veril mesi halinde davalının kendisini Türkiye'de savunma imkanın göz önünde tutulması gerekebilir.172 Bu kur farkı, Türkiye'dekilerin yabancı ülkede haklarını aramalarını zorlaştırdığı ölçüde yabancı ülkede faaliyet gösteren ve yabancı para üzerinden geliri olan davalıların kendilerini Türkiye'de savunmalarını da ekonomik açıdan kolaylaştır maktadır. Türkiye'nin için de bulunduğu koşullarda, yabancılar Türkiye'de kendilerini temsil etmeye yetkin yabancı dil bilgisine sahip çok sayıda hukukçu bulabilir ve kendi ülkelerinden daha düşük maliyetle yargılamayı yürütebilir ki uygulama da bu şekildedir. Uyuşmazl ığın esasına yabancı bir hukukun uygulanması gerekınesi de Türk mahkemelerini elverişsiz hale getirmez, zira yabancı 171 Örneğin Y. 11. HD., E. 2015/5517 K. 2015/12591 T. 25.11.2015 "Somut olayda yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren konşimento şartına rağmen malın alı cısı konumunda bulunan taşıtanTusaş Motor San. A.Ş'nin sigortacısı olan davacı A. S ... A.Ş, Türk Kanuniarına göre kurulan ve ikameti Türkiye'de olan davalı ta şıyan aleyhine kendi ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakmaya Birleşik Devletler Güney Teksas Houston Mahkemeleri 'nin yetkili bulunduğu yolundaki yetki itirazı MK'nun 2.maddesi hükümleri ile bağdaşmaz. O halde, davalının yetki itirazının reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir."[Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 172 Nwapi, s. 37. 93 Cemile DEMİR G6KYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi unsurlu uyuşmazlıklarda Türk mahkemeleri yabancı hukuku uygulamak tan çekinınernekte ve yabancı tarafı temsil eden avukatların da yabancı bir uzman görüşü dahil Türkiye'de yabancı hukukun içeriğini mahkemeye sunmak için bütün imkanları vardır. Bu durumda, Türk mahkemelerinde yetki tesisi, özellikle Avrupa ve ABD veya Çin'deki bir davalıyı kendisini Türkiye'de daha zor savunacak bir duruma da düşürmemektedir. Hatta, daha elverişli bir konumda bulabilir kendisini. Bu durumda, bağlama noktaları geniş yorumlanarak davaimm Türk mahkemelerinin yetkisine itiraz etmesi, MK'nm ikinci maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle yetki itirazı reddedilebilir. Adli yardım da adalete erişim hakkının bir gereği olabilmektedir.173 Türkiye'deki tarafların yabancı ülkede adli yardımdan yararlanab ile cekleri için yabancı mahkemeye erişilebileceği düşünülebil ir. Ancak milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türkiye' deki taeirierin yabancı ülke mahkemelerinde adli yardım alabileceklerini düşünmüyoruz. Dolayısıyla, yukarıda açıklamaya çalıştığımız problemierin adli yardım mekanizma sıyla hertaraf edilmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Sonuç olarak, Türk mahkemelerden alınan bir kararın Türkiye'de tahsil kabiliyeti olmasına rağmen uygun milletlerarası yetki kuralları geti rilmediği ve var olan yetki kuralları milletlerarası ticaretin özellikleri ve mahkemeye erişim hakkı gözetilmeden dar yorumlandığı hallerde mahke meye erişim hakkı ihlal edilebilir. Bu durumda, mahkeme mevcut yetki kurallarını etkili bir mahkemeye erişim hakkı tesis edecek ve milletlerarası ticaretin risklerini mümkün olduğu ölçü azaltacak şekilde yorumlam alı- 173 AİHS'nin 6 §(c) maddesi adli yardım hakkına ilişkindir. Maddede bir suç itharn edilen herkesin adli şartiann oluşması halinde ücretsiz avukattan yararlanma hak kını düzenlemektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmes i'nin 6. Maddesine İlişkin Rehber'den açıkça görüldüğü üzere bu hak uygulamada ceza yargılamasında sa nıklar bakımınd an ele alınmaktadır (§289-295, s. 64-65). Milletlerarası özel hu kuk bakış açısıyla adil yargılanma hakkı ve adli yardım arasındaki ilişki için bkz. Sarıöz Büyükalp, s. 204. 94 Milletlerarası Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar dır.174 Tekrar ifade etmeliyiz ki, bu çalışmada milletlerarası ticari uyuşmaz lıklarda Türk mahkemelerinin yetkisizlik kararı vermeleri halinde AİHS tahtında Türkiye Cumhuriyeti 'nin tazminat sorumluluğu olup olmayacağı tartışılmamaktadır. Amacımız, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallan milletlerarası yetki kuralı olarak yorumlanırken hakimin mahkemeye erişim hakkını da gözetmesinin gerekip gerekmediğidir. Bizce, Türk mah kemelerinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarını milletlerarası yetki tesis etmek amacıyla yorumlarken milli uyuşmazlıklardan farklı bir yak laşımla ele almalan ve yetkisizlik kararının mahkemel ere erişim hakkıyla bağdaşıp bağdaşmaya cağını da incelemeler idir.175 c) Aşırı Yetki Kurallarının AİHS'iin 6'ncı Maddesi Çerçevesinde Değerlendirilmes i Aşırı yetki kuralları nedeniyle mahkemenin zayıf irtibat noktalarına dayanarak yetkisini tesis etmesi davalının kendisini layıkıyla savunama masına neden olabilir. Davalının uygulanacak yargılama ve ispat kural larına, esasa uygulanacak hukuka, yargılama diline vakıf olmaması ve o devlet mahkemesinde kendisini temsil ettirememesi nedeniyle hukuki dinlenilme hakkından istifade ederneme riski bulunmaktadır . Mahkemenin taraflı karar verme tehlikesi de inkar edilemez. Dolayısıyla uzak ve yete rince irtibatlı olmayan bir mahkemede yargılanacak olması nedeniyle 174 Sarıöz Büyükalp, de alacağı karşılamaya yetecek malvarlığmın bulunmasına rağmen Türk mahkemelerini yetkili saymamasının adalet dağıtmaktan kaçınılma sına ve mahkemeye erişim hakkının engellenmesine neden olacağını açıkça ifade etmiştir (Sarıöz Büyü kalp, s. 360); Arslan da AİHS 'nin 6'ncı maddesi uyarınca milletlerarası yetki kurallannın özellikle iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları nın bireylerin ülke mahkemelerine erişim haklarını özünden etkileyecek şekilde aşırı katı bir şekilde düzenlenmemesi ve/veya uygulanmaması gerektiğini ifade etmiştir (Arslan, İnsan Haklan Sözleşmesi, s. 360). 175 Arslan, milletlerarası yetkinin tesisi için aranan bağlama noktalarının veya bazı koşullannın yorumlanması ve uygulanması sırasında mahkemeye erişim hakkı nın dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir. (Arslan, İnsan Hakları Sözleş mesi, s. 353 vd.). 95 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi davaimm hukuki dinlenilme hakkından yararlanamayab ilecek olması, adil yargılanma hakkını ve milletlerarası yetki konusunu bağlantılı hale getirmektedir. Aşırı yetki kurallan vasıtasıyla yetki tesis edilmesi halinde adil yargılanma hakkının, özellikle silahların eşitliği ve hukuki dinlenil me hakkının ihlal edilmesi riski ortaya çıkabilir. 176 Aşırı yetki kuralları nın AİHS'nin 6'ncı maddesi anlamından adil yargılanma hakkını ihlali anlamına gelip gelmeyeceği de tartışılabilir.177 Aşırı bir yetki kuralına dayanarak zayıf irtibatlı bir mahkemede dava açmak, mahkemeye erişim hakkının İstisınan olarak değerlendirilebilir. 178 Somut olayda, aşırı yetki tesisi adil yargılanma hakkından yararlanılmasını engelliyor veya önemli ölçüde sınırlıyorsa adil yargılanma hakkı ihlal edilebilir. Somut olayda bir hak ihlali söz konusu değilse aşırı yetki kuralı olarak nitelenen bir yetki kuralına dayanarak mahkemenin yetkisini tesis etmesi AİHS'nin 6'ncı maddesinin ihlali olarak nitelendirilemez. 179 Yukarıda yetkili başka bir devlet mahkemesi olmadığı veya yabancı yetkili mahkemeye
|
adil yargılanma hakkını ve milletlerarası yetki konusunu bağlantılı hale getirmektedir. Aşırı yetki kurallan vasıtasıyla yetki tesis edilmesi halinde adil yargılanma hakkının, özellikle silahların eşitliği ve hukuki dinlenil me hakkının ihlal edilmesi riski ortaya çıkabilir. 176 Aşırı yetki kuralları nın AİHS'nin 6'ncı maddesi anlamından adil yargılanma hakkını ihlali anlamına gelip gelmeyeceği de tartışılabilir.177 Aşırı bir yetki kuralına dayanarak zayıf irtibatlı bir mahkemede dava açmak, mahkemeye erişim hakkının İstisınan olarak değerlendirilebilir. 178 Somut olayda, aşırı yetki tesisi adil yargılanma hakkından yararlanılmasını engelliyor veya önemli ölçüde sınırlıyorsa adil yargılanma hakkı ihlal edilebilir. Somut olayda bir hak ihlali söz konusu değilse aşırı yetki kuralı olarak nitelenen bir yetki kuralına dayanarak mahkemenin yetkisini tesis etmesi AİHS'nin 6'ncı maddesinin ihlali olarak nitelendirilemez. 179 Yukarıda yetkili başka bir devlet mahkemesi olmadığı veya yabancı yetkili mahkemeye başvurmasının davacıdan makul olarak beklenemediği hallerde Türk mahkemesinin yet kili olduğuna karar vermesi gerekebi leceği hususu tartışılmıştır. Diğer taraftan, mahkemenin AİHS'nin 6'ncı maddesindeki mahkemeye erişim hakkının tesisi amacıyla yetkili olduğu na karar verilmesi halinde ise davalı kendisine çok uzak bir mahkemede savunma yapmaya zorlanmış olabilir. Öncelikle şunu ifade edelim, özel likle milletlerarası ticari uyuşmazlıklar bakımın dan Türk mahkemesinin AİHS'nin 6'ncı madde uyarınca yetkisini tesis ettiği her durumda aşırı bir yetki kuralından bahsedemeyi z. AİHS'e taraf devletler, 6'ncı madde uyarınca, davacının mahke meye erişim hakkını teminat altına alan ancak davalı açısından da aşırı 176 Dardağan, s. 62, 254. 177 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Dardağan, s. 61 vd., 257; Sarıöz Büyükalp, s. 325 vd.; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 325 vd. 178 Şanh/Esen/Ata man-Figanmeşe, s. 408. 179 Dardağan, s. 256-258. 96 Millellerarast Yelki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar yetki anlamına gelmeyecek yetki kurallan getirmelidir. 6'ncı madde, bu dengenin sağlanamadığı hallerde dengeyi kurmak için bir araç olarak kullanılabil ir.180 Türk mahkemeleri, milletlerarası yetkili olup olmadığına karar verirken 6'ncı maddeyi göz önünde bulundur ulmalı, yetki kuralını, davacının mahkemeye erişim hakkını temin ederken davalının hukuki din lenilme hakkından yararlanmasını tamamen engelleyecek şekilde yorum lamaktan da kaçınmal ıdır. XII. Milletlerara sı Yetkili Birden Çok Devlet Mahkemesi Arasmda Seçim Yaparken Gözetilmesi Gereken Kriterler Yukanda ifade ettiğimiz gibi, birden çok devlet mahkemesi aynı uyuşmazlık hakkında milletlerarası yetkiye sahip olabilir. Davacı taraf, bu durumun farkındaysa ve yabancı bir mahkemede de dava açıp sürdürmek için yeterli ekonomik güce sahipse bu mahkemeler arasında seçim yapabi lir. Başka bir ifadeyle, ancak yabancı mahkemede dava sürecini yönetecek imkana sahip kişilerin gerçekten seçim şansı bulunmaktadır. Seçim şansı olan davacı, seçimini yaparken birçok hususu göz önünde bulundurma lıdır. Zira davanın hangi devlet mahkemesinde açılacağı sadece coğrafi olarak davanın nerede açılacağını değil aynı zamanda esasa uygulanacak hukuku, usul kurallarını, karara esas olabilecek delilleri de belirlemekte dir. 181 İngilizce forum shopping olarak ifade edilen davacının yetkili birden çok devlet mahkemesi arasında kendisi için en elverişli mahkemeyi seçme hakkının dürüstlük kurallarına uygun kullanması ve uyuşmazlıkla yete rince irtibatı olmayan mahkemel erde dava açılmasına izin verilmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Ancak, birden fazla devlet mahkemesi kendi perspektifinden uyuşmazl ıkla mahkemeleri arasında bir bağlantı olduğunu kabul etmektedir ve yetkisini bu nedenle tesis etmektedir. Dolayısıyla, bu yetki kuralına dayanarak mahkemede dava açan davacının hakkını 18° Kiestra, s. I 33; Sarıöz Büyü kalp, s. 281. 181 Akıncı, Derdestlik, s. 32. 97 Cemile DEMİR G0KYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi dürüstlük kuralına aykırı olarak kullandığı sonucuna vanlması çok zor dur. Milletlerarası özel hukuktaf orum shopping engellenmesi gerçekçi bir beklenti de değildir.182 Davacı, kendisi için en elverişli olan mahkemeyi seçmesi de kınanınası gereken bir davranış olarak da görülmemektedir .183 Bu husus, bir Yargıtay kararında açıkça ifade edilmiştir.184 Aşağıda davacının yetkili birden çok mahkeme arasında seçim yapar ken göz önünde bulundurulması gereken kriteriere değinilecektir. A. Davanın Başarı ihtimali Şüphesiz her dava kazanılmak amacıyla açılır. Bu nedenle mahkeme belirlenir ken o mahkemede dava kazanma ihtimalinin değerlendirilmesi gerekir. Bu görüşe karşı yönehilebilecek en büyük eleştiri, mahkemenin ne karar vereceğinin önceden bilinememesid ir. Bu eleştiri haklı olmakla beraber, uygulanacak hukukun davacı için daha avantajlı olup olmadığı araştırılmalıdır.185 Öncelikle, alternatif mahkemeterin uyuşmaz lığa hangi hukuku uygu layacağı araştırmalıdır. Taraflar uyuşmazlığa uygulanacak hukuku seçmiş se ve davacı bu hukukun uygulanmasını bekliyorsa tercih edilen mahke- 182 Akıncı, Derdestlik, s. 33; Kiestra, forum shopping, derdestlik ve Brüksel Tüzüğü ile AİHS'nin 6'ncı maddesi arasında ilgi kurmuştur (Kiestra, s. 136). 183 Ekşi, s. 265; Tekinalp, s. 398. 184 Y. ll. HD., E. 2008/10582 K. 2009/4282 T. 08.04.2009 "O halde, kredi ve ipotek sözleşmelerinde yer alan yetki kuralları uyarınca, dava lı banka bu sözleşmele rden doğabilecek uyuşmazlıklar için bir veya birden fazla devlet mahkemesinde dava açma ve takipte bulunma hakkına sahip olup, bankanın birden çok yetkili mahke me arasında kendi menfaatlerinin en uygun şekilde yerine getirilebileceği devlet mahkemesini seçmesi, haksız ve zarariandırıcı bir eylem olarak düşünülemez. Kaldı ki, ipotek sözleşme sinin I 7/b maddesinde yer alan yetki sözleşmesinin ge çersizliği ancak dava açılan yabancı mahkeme önünde itiraz olarak öne sürülebi lecek olup, ancak o mahkemenin değerlendirebileceği bir husustur." 185 Şanlı, s. 129. 98 Milletleraras ı Yetki Kurallarına ilişkin Temel Esaslar menin bu hukuk seçimini geçerli sayıp uyuşmazlığın esasına bu hukuku uygulayacağından emin olmak gerekir. Taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse, mahkemenin hangi hukuku uygulayaca ğının önceden tespitinin mümkün olup olmadığı üze rinde yoğunlaşmak gerekir. Örneğin, alternatifler AB üyesi devlet mahke mesiyse, AB Roma I Tüzüğü çerçevesinde uyuşmaz lığa hangi hukukun uygulanacağı tespit edilebilir. Bir başka örnekte, CISG'in uygulama alanı na giren bir uyuşmazl ık varsa mahkemenin CISG'i uygulayıp uygulama yacağı önceden belirlenebilir . Mahkemenin kanunlar ihtilafı kurallarından hareketle uygulanacak hukuk belirlenebil ir. Önemli olan husus, davacının karar vermeden önce uygulanacak hukuku araştırmasıdır . Uygulanacak hukuk tespit edildiğinde o hukuk çerçevesinde davanın başarı ihtimali değerlendiri lmelidir. Bu kapsamda akla ilk zamanaşıını gelir. Yetkili hukuka göre davacının alacağı zamanaşımına uğramışsa alternatif mahkemeler değerlendirilirken bu husus mutlaka göz önünde bulundur ulmalıdır . Sadece bu hususlada yetinilmemeli, yetkili hukuku bilen hukukçula r dan davanın başarısı şansı değerlendirmesi istenmelidir . Bu kapsamda seçilen malıkernelerin delil sistemi de dikkate alınmalı dır. 186 Türkiye dahil bazı ülkelerde kesin delil ve takdiri delil ayrımı vardır. Bilindiği gibi, kesin delil sistemi uygulanan yerlerde davacı talebini ancak kanunlarda belirtilen kesin del illerle ispatlamak zorundadır. Bu nedenle yetkili mahkeme belirlenirken kanunen belirlenen kesin delilin bulunup bulunmadığının gözetilmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay, yabancı unsurlu uyuşmazlık hakkında da HMK'nın 200'üncü vd. maddelerinde yer alan kesin delille -sentle-ispat kuralını uygulamıştır . 187 186 Şanh,s.129. 187
|
. Uygulanacak hukuk tespit edildiğinde o hukuk çerçevesinde davanın başarı ihtimali değerlendiri lmelidir. Bu kapsamda akla ilk zamanaşıını gelir. Yetkili hukuka göre davacının alacağı zamanaşımına uğramışsa alternatif mahkemeler değerlendirilirken bu husus mutlaka göz önünde bulundur ulmalıdır . Sadece bu hususlada yetinilmemeli, yetkili hukuku bilen hukukçula r dan davanın başarısı şansı değerlendirmesi istenmelidir . Bu kapsamda seçilen malıkernelerin delil sistemi de dikkate alınmalı dır. 186 Türkiye dahil bazı ülkelerde kesin delil ve takdiri delil ayrımı vardır. Bilindiği gibi, kesin delil sistemi uygulanan yerlerde davacı talebini ancak kanunlarda belirtilen kesin del illerle ispatlamak zorundadır. Bu nedenle yetkili mahkeme belirlenirken kanunen belirlenen kesin delilin bulunup bulunmadığının gözetilmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay, yabancı unsurlu uyuşmazlık hakkında da HMK'nın 200'üncü vd. maddelerinde yer alan kesin delille -sentle-ispat kuralını uygulamıştır . 187 186 Şanh,s.129. 187 Yargıtay'ın 1989 tarihli kararı ve kararın eleştirisi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Şanh, s. 200 vd. 99 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Delillerin toplanmasındaki kolaylık mahkeme belirlenir ken göz önün de tutulması gereken kriterlerden bir tanesidir.188 Dava delillerle kazanıla bileceğine göre sonuca etkili bütün delillerin mahkemeye sunulabilmesi gerekir. Örneğin tanıkların dinJetilmesi veya keşfin yapılabilmesi hatta tanıkların keşif sırasında dinJetilmesi gerekiyor olabilir. Delillerin başka bir ülkeden temini, mümkün değil veya yargılamayı kabul edilemez dere cede uzatacak ise seçilen mahkemenin delillerin sunulması için elverişli mahkeme olması gerekir. Yukarıda forum shopping ve forum non convenience doktrinlerinin ne olduğunu ve Müşterek Hukuk sistemine özgü olduğunu belirtmiştik.189 Müşterek Hukuk sistemine dahil ve forum non con venience doktrinini uygulayan bir devletin mahkemesinde dava açılmak istenmesi halinde, söz konusu mahkemenin forum non convenience nedeniyle yetkisizlik kararı vermesi riski de değerlendirilmelid ir.190 Dava açılan yabancı mahkemenin, forum non convenience doktrinine istinaden yetkisizlik kararı vereceğinin açık veya yüksel ihtimal olması halinde yine de o mahkemede dava açmak gereksiz zaman ve para kaybına neden olabilir. MÖHUK'u n 54'üncü maddesinin (b) bendi uyarınca tanınması ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı, dava konusu ve taraftarla ger çek bir ilgisinin olmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir mahkemede verilmişse davaimm itirazı üzerine kararın tanınması ve tenfizi reddedilir. Bu nedenle, Türkiye'de tanınması ve tenfizi gereken yabancı ilaını veren mahkemenin milletlerarası yetkisinin Türk hukuku uyarınca aşırı yetki tesisi teşkil edip etmediği de gözetilmelidir.191 Kısaca, en azından dava zamanaşımı, uygulanacak del il sistem vb. hususlar açısından mahkemenin esasa uygulayacağı hukuka göre davanın kolaylıkla kaybedilmeyeceğinden emin olmak gerekir. 188 Şanh, s. 129. 189 Bkz. yuk. Bölüm I, III. 190 Şanh, s. 131-132. 191 Şan h, s. 131-132. 100 Milletleraras i Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar B. Verilen Mahkeme Karanmn İcrası Davalı, aleyhine mahkeme kararım yerine getirmeyi reddederse dava cı davaimm malvarlığının bulunduğu veya dava konusu malvarlığının bulunduğu ülkede ilaını zorla İcra ettirrnek zorunda kalır. Bu nedenle, mil letlerarası ticari uyuşmazl ıklarda, hangi mahkemede dava açılacağı müta laa edilirken verilen kararın nerede İcra edilmesi gerekeceğinin bilinmesi gerekir. Mahkemeleri milletlerarası yetkili olduğu karann verildiği ülke de i erası mümkünse öneellikle bu ülkede dava açılması düşünülmelidir. 192 Davaimm malvarlığı bulunmadığı veya aynen ifanın yerine getiri lerneyeceği bir mahkemede dava açılırsa davanın kazanılması halinde kararın İcra edilebileceği ülkenin tespit edilmesi ve o ülkede tenfiz davası açılması gerekir. Bu durum davacının aleyhine sonuçlara neden olacaktır. Karar başka bir ülke de İcra edilebilse dahi tenfiz sürecinin zaman kaybına ve davacının masraflarının artmasına neden olacaktır. Davacı, aynı alacak için iki ayrı ülkede yargılama giderlerine (mahkeme harçları, vekalet ücre ti vs.) katlanmak zorunda kalacaktır . Bu kaçınılmaz olumsuzlukların yanı sıra, kararın tenfiz edi lernemesi riski vardır. Kararın icra edileceği ülkede, mahkeme kararı tenfiz edilmeyebilir. Bu durumda davacının alacağının tahsili için tüm çabaları sonuçsuz kalacaktır . Kararının İcra edilmesi gereken yerde dava açılamayabilir. Örneğin, o yer mahkemeleri nin milletlerarası yetkisi olmayabilir veya davanın o mahkemelerde görülmesinin başka sakıncaları olabilir. Özellikle, dava cının o mahkemede adil yargılama yapılamayacağına ilişkin kaygıları varsa kararın İcra edileceği yer mahkemesi dışında başka bir mahkemede dava açılması uygun olabilir. Bu durumda, seçilen mahkemenin kararının malvarlığının bulunduğu ülkede İcra edilmesinin mümkün olup olmadığı mutlaka gözeti lmelidir. 193 Kısaca, dava açmadan önce milletlerarası yetkili mahkemelerin oldu- 192 Şan lı, s. 129. 193 Şanlı,s.l29. 101 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ğu ülkelerde kararın icrası için davaimm malvarlığının olup olmadığının araştırılması gerekir. Malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılamayacaksa o zaman milletlerarası yetkiye sahip diğer devlet mahke melerinin kararlarının malvarlığının bulunduğu ülkede tenfizinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir. Şan/ı, mahkemenin yetkisine karar verirken en ön planda tutulması menfaatin kararın İcrasına ilişkin menfaat olduğu nu belirtmektedir. 194 C. Mahkemenin Adil Bir Yargılama Yapması Bazı hallerde, milletlerarası yetkili mahkemenin adil bir yargılama yap(a)mayacağını öngörmek mümkün olabilir.195 Bu nedenle, milletle rarası yetkili mahkemenin adil bir yargılama yapıp yapmayac ağının bu konuda karar vermeden önce gözetilmesi gerekir. Adil bir yargılanma yapılması şüpheliyse o yerde dava açmamak uygun olabilir.196 D. Yargılama Kalitesi Mahkemenin uzmanlığı ve süratinin de yetkili mahkeme belirlenirken dikkate alınması gerekir.197 Bu kriterler, yargılama kalitesi olarak ifade edilebilir. Milletlerarası yetkili malıkernelerin her birinin verdiği kararın icrası kabilseve adil yargılanma hakkına uygun bir yargılama yapılacaksa, üçüncü bir kriter olarak yapılacak yargılamanın kalitesi gözetilebilir. Bu anlamda malıkernelerin makul süre içinde karar verip vermedikleri düşü nülebilir. Yine, söz konusu malıkernelerin milletlerarası ticari sözleşmele rin çözümünde uzman olup olmadıkla rı başka bir ifadeyle hukuken doğru kararlar verip vermedikleri gözetilebilir. Uyuşmazlığın esasına mahke- 194 Şanlı, s. 129. 195 Bkz. yuk. Bölüm I, Xl, C, 4, b, I. 196 Şanlı, s. 129. 197 Şanlı, s. 129. 102 Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar menin kendi hukuku dışında yabancı bir hukuku uygulama ihtimali varsa mahkemenin yabancı hukuku uygulama konusundaki becerisi de yargıla ma kalitesi kapsamından mütalaa edilmesi gereken hususlardan birisidir. Yargılamanın yapıldığı ülkede uzman avukatların bulunması ve bun lardan hizmet alınabilmesinin mümkün olup olmadığı da yetkili mahkeme seçilirken yargılama kalitesi çerçevesinde gözetilmesi gereken kriter lerden birisidir.198 Aşağıda, yargılama dili başlığı altında yerel avukatın önemine değinilmi ştir. E. Yargılama Giderleri Öncelikle ifade etmek gerekir ki, bu kıstas, dava hangi ülke mahke mesinde açılırsa mali gücü yargılama masraflarını karşılamaya yetecek gücü olan davacı açısından önemli olabilir. Örneğin, yetkili bir Türk mah kemesi varsa ve davacının mali gücü sadece Türkiye'de açılacak bir dava nın masraflarını karşılamaya yetiyorsa bu davacının birden çok mahkeme arasında seçim hakkı olduğunu düşünmek zordur. Yukarıdaki kriterlerin hepsi alternatif malıkernelerin tümü açısından gerçekleşmişse, son kertede hangi ülkede dava açılacağına karar ver meden önce
|
yabancı hukuku uygulama konusundaki becerisi de yargıla ma kalitesi kapsamından mütalaa edilmesi gereken hususlardan birisidir. Yargılamanın yapıldığı ülkede uzman avukatların bulunması ve bun lardan hizmet alınabilmesinin mümkün olup olmadığı da yetkili mahkeme seçilirken yargılama kalitesi çerçevesinde gözetilmesi gereken kriter lerden birisidir.198 Aşağıda, yargılama dili başlığı altında yerel avukatın önemine değinilmi ştir. E. Yargılama Giderleri Öncelikle ifade etmek gerekir ki, bu kıstas, dava hangi ülke mahke mesinde açılırsa mali gücü yargılama masraflarını karşılamaya yetecek gücü olan davacı açısından önemli olabilir. Örneğin, yetkili bir Türk mah kemesi varsa ve davacının mali gücü sadece Türkiye'de açılacak bir dava nın masraflarını karşılamaya yetiyorsa bu davacının birden çok mahkeme arasında seçim hakkı olduğunu düşünmek zordur. Yukarıdaki kriterlerin hepsi alternatif malıkernelerin tümü açısından gerçekleşmişse, son kertede hangi ülkede dava açılacağına karar ver meden önce yargılama giderlerinin daha az olacağı devletin mahkemesi belirlenebilir. Adli yardım imkanlarının bir kriter olarak dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.199 Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda adli yardımdan yararlanma imkanları sınırlı olabilir. Diğer yandan, yargılama giderlerini karşılayabilmek için finans sağlayan kurumlardan yararlanmak imkan dahilinde olabilir. Böyle bir fınansman sağlama ihtimali varsa davanın açılacağı devletin hukukun bu finansman modellerine yaklaşımı da dik kate alınmalıd ır. 198 Şanh,s. 129. 199 Şanh, s. 129. 103 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi F. Yargılama Dili Yargılama dili de mahkemenin seçimine ilişkin kararı etkileyebilir.200 Yukarıdaki kriterlerin tamamını karşılayan birden çok mahkeme varsa bu mahkemele rden yargılama diline hakim olunan mahkeme tercih edilebilir. Akla ilk gelen tercüme masrafları olabilir. Örneğin delillerin tama mı Türkçe ise İngiliz mahkemelerinde dava açıldığında veya tam tersi ihtimalde delillerin tamamının mahkemenin diline tercüme edilmesi gerekebilir. Tercüme masraf ve zorlukları ndan kaçınmak için tercüme gerektirmeyen mahkeme seçimi düşünülebil ir. Milletlerarası ticari uyuş mazlıkların boyutları düşünüldüğünde delillerin tercümesi yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımı z zorluklar yanında önemsiz bir kalem olabilir. Kanımızca burada önemli olan, yargılama dilinden ziyade yabancı bir ülkede dava açılması halinde orada davacıyı temsil eden avukattarla dava cının ilgilileri arasında farklı diller nedeniyle bir iletişim sorunu yaşanma masıdır. Uygulamada Türk mahkemelerinde dava açan yaba ncıların kendi ülkelerinde süreci takip eden yetkilileri bulunmaktadır . Bazen yabancı bir hukuk bürosu veya davacının kurum avukatları Türkiye'deki avukatları görevlendirmekte ve kendilerine düzenli rapor verilmesi, tüm dilekçelerin mahkemeye sunulmadan önce kendilerinin incelemesine ve onaylamasına sunulmasını istemekted ir. Bazen bizzat Türkiye' deki duruşmal arda hazır bulunmak da isteyebilirler. Türk davacıların yabancı mahkemede dava açmaları halinde de aynı durum söz konusud ur. Davacılar süreci ge nellikle Türkiye' deki bir hukuk bürosu vasıtasıyla yakından takip etmek istemektedir . Bu gibi durumlarda önemli olan mahkemenin dilinden ziyade mahke me huzurunda davacıyı temsil edecek kişilerle davacı veya Türkiye'deki temsilcileri arasında sağlıklı bir iletişimin kurulmasıd ır. Örneğin İsviçre'de Almanca konuşulan bir kantonda Türk davacıyı temsil eden avukat dava cıyı İngilizce bilgilendirebiliyorsa yargılama dilinden kaynakla nan güç lükler aşılabilir. 200 Şan lı, s. 129. 104 Millerleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar G. Mahkemenin Hukuk SistemineAşina Olunma sı Yukarıda saydığımız tüm kriterleri sağlayan birden çok yetkili mah keme varsa o zaman davacı olarak yargılama sistemine aşina olduğu mahkemede dava açmayı seçebilir.201 Yukanda ifade ettiğimiz gibi mil letlerarası ticari bir uyuşmazlı ktan doğan davaların Türk ya da yabancı mahkemel erde profesyonel bir yardım alınmaksızın yürütülmesi beklene mez. Bu nedenle, o mahkemenin yargılama sistemine aşina olmak birden çok mahkemenin yetkili olduğu hallerde seçim yapmak için ön planda tutulması gereken kriterlerden birisi olmamalıd ır. Bununla birlikte, henüz uyuşmazlık doğmadan yapılan yetki sözleşmelerinde, hiç aşina olunma yan bir devlet mahkemesinden kaçınılmasında fayda olabilir. H. Mahkemenin Yakın Bir Mesafede Olması Yetkili mahkeme tercih edilirken mahkemenin mesafe olarak yakın olmasının da gözetilmesi gereken kriterlerden birisi olduğu ifade edil miştir.202 Günümüzdeki ulaşım imkanları dikkate alındığında mesafenin uzak olması sağlıklı bir yargılamaya engel olmayacaktır. Mahkemenin yakın bir ülkede olması, özellikle tarafın duruşmaya katılması gereken veya o ülkedeki yerel avukatlada sık sık bir araya gelinmesinin gerekınesi halinde önemli olabilir. Uzak bir yer olması yargılama maliyetlerini artırır ancak elde edilecek sonuç bu yargılama giderlerine katlanmaya değecek nitelikteyse mahkemenin yakın bir mesafede olup olmaması belirleyici olmamalıdır. Bununla birlikte, henüz uyuşmaz lık çıkmadan milletlerarası yetki anlaşması yapılıyorsa özel bir avantajı olmayacaksa uzak mesafedeki bir mahkemenin seçilmesinden kaçınılabilir. I. Değerlendirme Birden çok devlet mahkemesinin milletlerarası yetkili olduğu uyuş mazlıklarda davayı açan taraf, bu mahkemeler arasında seçim yapmak 201 Şanlı, s. 129. 202 Şan h, s. 129. 105 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi zorundadır. Nerede dava açılacağına karar vermek davanın sonucunu ve elde edilen kararın İcrasını belirleyecektir . Bu nedenle doğru mahkemeyi seçmek yukarıda açıkladığımız gibi birçok hususun dikkatle incelenme sini, araştırılınasını ve genellikle alternatif yetkili malıkernelerin hukuku konusunda uzman kişilerin görüşlerinin alınmasını gerektirir. Aslında, bu karar verme süreci bile önemli bir maliyet kaynağıdır. Uzun, masraflı ve meşakkatli bir yargılamanın sonucunda davanın kazanılması ve kararın İcrasını temin için bu değerlendirmelerin yapılması zorunludur. Aksi halde, daha fazla zaman ve para kaybına uğranması riski bulunmaktadır . Bu kriterleri öncelik sıralamasına göre incelemeye gayret ettik. Bununla birlikte bu kriterlerin hepsi her uyuşmazlık için varit olmayabilir veya öncelik sıralamasının her uyuşmazlığın özelliklerine göre yapılması gerekir. Bu çalışmanın konusuna girmemekle beraber, belirli bir devlet mah kemesi lehine yetki sözleşmesi müzakere edilirken bu kriterlerin dikkate alınması uygun olur. XIII. Milletlerarasi Yetkisizlik İtirazı ve Sonuçlar ı Yabancı unsurlu bir uyuşmazlık Türk mahkemelerinde açıldığında, mahkemenin milletlerarası yetkili olması bir dava şartı olarak düzenlen memiştir. Mahkeme sadece Türk mahkemelerinin yargı hakkı ve yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olup olmadığını dava şartı olarak incelemek zorundadır (HMK.m. 114 (l)(a) ve (ç)). Türk mahkeme lerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına tabi olduğuna göre sadece yetkinin kesin olduğu hallerde milletlerarası yetkili olup olmadığını re'sen dikkate alacaktır. Kesin yetki halleri dışında ancak davaimm süresi içinde ve usulüne uygun bir yetki itirazında bulunması halinde yetkisini inceleyebil ir.203 Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariy le yetki kurallarına göre belirlenmesi nedeniyle Türk mahkemelerinde 203 Krş. Ekşi, s. 175. 106 Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar açılmış bir davada yetki itirazı HMK'nın yetki itirazına ilişkin 19'uncu maddesine tabidir.204 Bu itibarla bu başlıkta sadece milletlerarası yetki itirazının özelliklerine değinmekle yetinilecektir. HMK'nın 19'uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyannca yetkisizlik kararı veren mahkemenin kararında yetkili mahkemeyi göstermesi gerekir. Bu nedenle, HMK'nın I 9'uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca geçerli bir yetki ilk itirazında bulunabilmek için yetkiye itiraz eden davalının iti raz ederken yetkili mahkemeyi göstermesi
|
kurallarına tabi olduğuna göre sadece yetkinin kesin olduğu hallerde milletlerarası yetkili olup olmadığını re'sen dikkate alacaktır. Kesin yetki halleri dışında ancak davaimm süresi içinde ve usulüne uygun bir yetki itirazında bulunması halinde yetkisini inceleyebil ir.203 Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi iç hukukun yer itibariy le yetki kurallarına göre belirlenmesi nedeniyle Türk mahkemelerinde 203 Krş. Ekşi, s. 175. 106 Milletleraras i Yetki Kurallanna İlişkin Temel Esaslar açılmış bir davada yetki itirazı HMK'nın yetki itirazına ilişkin 19'uncu maddesine tabidir.204 Bu itibarla bu başlıkta sadece milletlerarası yetki itirazının özelliklerine değinmekle yetinilecektir. HMK'nın 19'uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyannca yetkisizlik kararı veren mahkemenin kararında yetkili mahkemeyi göstermesi gerekir. Bu nedenle, HMK'nın I 9'uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca geçerli bir yetki ilk itirazında bulunabilmek için yetkiye itiraz eden davalının iti raz ederken yetkili mahkemeyi göstermesi gerekir. Birden çok mahkeme yetkiliyse bunl ardan hangisini seçtiğini yetki ilk itirazında belirtilmesi gerekir. HMK'nın 20'nci maddesi uyarınca yetkisizlik kararı kesinleştik ten sonra tarafların müracaatı üzere mahkemenin dava dosyasını yetkili mahkemeye gönderir. Mahkemenin yer itibariyle yetkisine itiraz ederken, yetki itirazının hukuki sonuçlarının doğabilmesi ve usul işlemlerinin tamamlanab ilmesi için mutlaka yetkili Türk mahkeme sinin gösterilmesi gerekir. 205 Milletlerarası yetkisizlik itirazında bulunan taraf ise bu davada mil letlerarası yetkili bir Türk mahkemesi olmadığını iddia etmektedir. Bu durumda, yetki itirazını kabul eden mahkemenin kararında yer itibariyle yetkili yabancı mahkemeyi göstermesi gerekmez. 206 Yetkili mahkemenin kararda gösterilmesi doğru da değildir. Zira, her devleti, kendi mah kemelerinin milletlerarası yetkili olup olmadığını münhasıran kendisi belirler. Faklı bir ifadeyle, bir devletin mahkemesi başka bir devletin mahkemesinin yetkili olup olmadığına kendi hukukunu veya o devletin hukukunu uygulayarak karar veremez. 207 Örneğin, davalının yerleşim yeri 204 Nomer, Usul,§ 267; ÇelikeVErdem, s. 608; Ekşi, HMK'nın yetki itirazına ilişkin hükümleri nin milletlerarası yetki itirazlannda kıyasen uygulanma sının nedeninin MÖHUK'un 40'ıncı maddesinde iç hukukun yer itibariyle yetki kuralların atıf olmadığını belirtmiştir . Yazara göre, yetki itirazına ilişkin hükümlerin uygulan masının nedenini, yargılama usulüne lexfori' nin uygulanmasıdır (Ekşi, s. I 70). 205 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 320-329. 206 Nomer, Usul, § 268; ÇelikeVErdem, s. 608; Ekşi, s. I 76. 207 Bkz. yuk. Bölüm r, IV. 107 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi mahkemeleri sıfatıyla İstanbul mahkemelerinde dava açılmış, davaimm da yerleşim yerinin İstanbul'da değil Frankfurt'ta olduğu gerekçesiyle yetki ilk itirazında bulunduğu ihtimalde, davaimm yerleşim yerinin İstanbul'da olmadığına karar veren mahkeme yetki itirazını kabul edip davayı usul den reddetmekle yetinmek zorundadır. Bunun ötesinde geçerek, Frankfurt mahkemelerinin yetkili olduğuna karar veremez. Hatta, daha da ileri giderek, dosyanın yetkili olduğuna karar verdiği mahkemeye gönderil mesine de kararı veremez. 208 Yargıtay 2' inci Hukuk Dairesi 1998 tarihli bir kararında bu hususu açıklamıştır ve yerel mahkemeleri nin Alman mahkemeleri yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı vermesinin isabetli olmadığı sonucuna varmıştır.209 Yargıtay 1 I 'inci Hukuk Dairesinin 2009 yılmda verdiği bir karara konu olan yerel mahkeme kararında Türk mahkemelerin yetkisiz olduğu sonucuna vanldıktan sonra dosyanın mülga 208 Nomer, Usul,§ 268; Çelikel/Erdem, s. 608; Ekşi, s. 176-177, 191; Yılmaz, C. T, s. 268; Akıncı, s. 116. 209 Y. 2. HD., E. 1998/938 K. 1998/3251 T. 18.03.1998 "Davaya bakacak yetki li bir Türk Mahkemesi mevcutsa, davanın Türkiyede görülmesi gerekir. Diğer bir anlatımla yetkili bir Türk Mahkemes inin olmaması halinde yetki itirazı ya pılabilir. Türk Mahkemesi yetki itirazı üzerine sadece kendisinin Milletlerarası yetkiye sahip olup olmadığını inceler. Milletlerarası yetkiye sahip olmadığının tesbiti halinde başka bir ülkenin yetkisini belirlemeden davanın reddine karar vermesi icabeder. Çünkü, Türk Mahkemesi yabancı mahkemeye yetki veremeye ceği gibi atıftandırma da bulunamaz. Yine yabancı unsuru ihtiva eden bir davada Türkiye'de yer itibariyle yetkili mahkeme mevcutken yetkisiz bir mahkemede da vanın açılması halinde yetki itirazının isabetli gösterilmemesi sebebiyle ret kararı verilip işin esasının incelenmesi icabeder (HUMK.m.23). 108 Taraflar, Türk Vatandaşı olup Ovacık nüfusuna kayıtlıdırlar. ikametgahları Ovacık'tır . Boşanma davalarına bakacak bir Türk Mahkemesi vardır. Yetki iti razında bulunulurken, isabetli ola rak davanın Ovacık'ta bakılması gerekeceği de belirtilmi ştir. O halde mahkemece, yetkili mahkemenin Ovacık olduğu belirlenip dilekçenin bu yönden reddine karar verilmesi gerekirken yasanın yorurnunda, de lillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek Alman Mahkemelerinin yetkili olduğundan söz edilerek yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir. S o n uç: Tem yiz edilen hükrnün gösterilen sebeple (BOZULMASlNA), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, I 8.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi". [Lexpe ra içtihat Bilgi Bankası]. Milletlerarasi Yetki Kurallanna ilişkin Temel Esaslar HUMK'u n l7'nci maddesi uyannca yetkili olan şirket merkezinin bulun duğu Bulgaristan'ın Ponerie-Burgaz mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir. Yargıtay karan bozmuştur.210 Davalının Türk mahkemelerinin yetkili olmadığına ilişkin iddiasını desteklemek için yabancı bir mahkemenin yetkili olduğuna ilişkin açıkla malar yapmasına herhangi bir engel bul unmamaktadır. 211 Ancak, bu mah kemeterin davalının iddia ettiği gibi yetkili oldukları anlamına gelmez. Yabancı mahkeme yetkili olup olmadığına kendi hukukuna göre kendisi karar verecektir . Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisine itiraz ederken yetkili mahkemenin gösterilmesi gerekmez ancak yabancı unsurlu bir uyuşmaz lıkla davanın açıldığı mahkemeden başka bir Türk mahkemesinin yetkili olduğu iddia ediliyorsa bu durumda yapılan itiraz bir milletlerarası yetki itirazı değildir. HMK'nın l9'uncu madd esinin ikinci fıkrasına uygun ola rak yetkili olduğu iddia edilen mahkemen in yetki itirazında gösterilmesi gerekir. 212 210 Y. ı 1. HO., E. 2007/ı2254 K. 2009/ı9ı2 T. 20.02.2009 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 211 Nomer, Usul,§ 268. 212 Ekşi, s. ı 78. 109 İKİNCİ BÖLÜM MiLLETLERARASI TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA BAŞVUR ULABiLECEK YETKİ KURALLARI I. Giriş HMK uyarınca, yetki kurallan bütün davalar ve bazı davalar için olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel yetki kuralı, bütün davalar için uygulanan yetki kuralıdır. Bazı davalar için genel yetkili mahkeme yanın da başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bunlar özel yetki kuralı olarak ifade edilmektedir. Özel yetki kurallarının bazıları genel yetkili mahkemenin yetkisini hertaraf eder ve dava sadece bu yer mahkemelerin de açılabilir. Bunlara da kesin yetki kuralı denilmektedir.213 Bu başlık altında yetki kurallarını inceleme kolaylığı açısından iç hukukta verilen anlama uygun olarak genel ve özel yetki kuralları olarak ayrıma tabi tuttuk. Aşağında, milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda genel yetkili mahkemeler ve daha sonra da özel yetkili mahkemeler incelene cektir. Il. Genel Yetki Kuralları HMK'da iki tane genel yetki kuralı bulunmaktadır. Bunlar, davalı nın yerleşim yeri mahkemesi (HMK.m.6) ve Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanalar aleyhine açılacak davalarda davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir (HMK.m.9). 213 Postacıoğlu/Altay, § 227; Kuru/Arslan/ Yılmaz, s. 132. ll ı Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi A. Davaimm Yerleşim Yeri Mahkemesi HMK'nın
|
yetki kuralı olarak ifade edilmektedir. Özel yetki kurallarının bazıları genel yetkili mahkemenin yetkisini hertaraf eder ve dava sadece bu yer mahkemelerin de açılabilir. Bunlara da kesin yetki kuralı denilmektedir.213 Bu başlık altında yetki kurallarını inceleme kolaylığı açısından iç hukukta verilen anlama uygun olarak genel ve özel yetki kuralları olarak ayrıma tabi tuttuk. Aşağında, milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda genel yetkili mahkemeler ve daha sonra da özel yetkili mahkemeler incelene cektir. Il. Genel Yetki Kuralları HMK'da iki tane genel yetki kuralı bulunmaktadır. Bunlar, davalı nın yerleşim yeri mahkemesi (HMK.m.6) ve Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanalar aleyhine açılacak davalarda davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir (HMK.m.9). 213 Postacıoğlu/Altay, § 227; Kuru/Arslan/ Yılmaz, s. 132. ll ı Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi A. Davaimm Yerleşim Yeri Mahkemesi HMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca "genel yetkili mahkeme, dava/ı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahke mesidir". Genel yetkili mahkemenin davaimm yerleşim yeri olması, adeta usul hukukunun doğal hukukunu oluşturduğunu kabul etmemizi gerektirecek karar eskiye dayanan yaygın hatta evrensel bir yetki kuralıdır.214 Türk hukuku dışında, örneğin AB Brüksel II Tüzüğünde (md. 3), Alman (ZPO 13) ve İsviçre (İsv. FUK.m.10)2'5 hukuklarında genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir . Genel yetkili mahkemenin davaimm yerleşim yeri olmasının arka sında yatan fikir, herkesin hukuka uygun davrandığının varsayılmasıdır. Davacı, davaimm hukuka aykırı davrandığını iddia etmekle bu varsayı mın aksini iddia etmektedir. Kısaca, davacı haklı olduğunu ispat edene kadar haksız olarak mütalaa edilmektedir . Dolayısıyla, ispat yükü dava cıda olduğu gibi davaimm "ayağına giderek" hakkını araması gereken ve bunun masraftarına katlanması gereken de davacıdır.216 Milletlerarası usill hukuku bakımınd an ise davaimm yerleşim yeri mahkemesinin genel yetki li mahkeme olarak kabul edilmesinin nedeni, davaimm yerleşim yerindeki muhtemelen kendi dilinde ve aşina olduğu bir usulde yargılanması halinde 214 Postacıoğlu/Altay, § 229; Tekinalp, s. 398; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 290. 215 Alman hukukunda genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeridir. İsviçre hu kukunda da genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir ve bu husus İsviçre Anayasası ile teminat altına alınmıştır (Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 268 dn. 280). 216 Postacıoğlu/Aitay, § 229; Kazmaz, s. 1938; Sürat, s. 170; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 270; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 71; Karsh, s. 264; Atalı/Erm enek/ Erdoğan, s. 195; Yılmaz, C. I, s. 302; Budak/Karaaslan, s. 49; Dardağan, s. 73; Sarıöz Büyükalp, davalının yerleşim yeri mahkemes inin milletlerarası özel hukuk uyuşmazlıkları nda davacının yükünü ağırlaştırdığı ve adil yargılanma ilke sine ne derece uygun olduğunun etraflıca incelenmesi gerektiğini de ifade etmiştir (Sarıöz Büyükalp, s. 353-355). 112 Mille!leraras 1 Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan savunma haklarını daha iyi kullanabileceği için adil yargılanma hakkının gereklerine daha uygun olmasıdır. Diğer bir neden ise, tarafların menfa atleri arasında bir denge sağlanabilmesidir. Zira davaimm mahkemesinde hakkını aramak zorunda kalan ve maliyetine katıanan davacı, davasını kazanması halinde lehine elde ettiği kararı bu ülkede prensip olarak daha kolay icra edeceği ve tenfiz ertirmek zorunda kalmayacağı için taraflar arasındaki menf aat dengesi de sağlanab ilir. 217 Yabancı unsurlu uyuşmazlıklar bakımınd an "yerleşim yeri" kavramı nın vasıflandırılması problemi akla gelebilir. Ancak, maddenin ikinci fık rası "yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir " demek suretiyle vasıf landırmayla ilgili olası soru işaretlerini hertaraf etmiş ve maddenin yabancı unsurlu uyuşmazlık larda uygulanmas ını kolaylaştırmıştır . Maddede "davanın açıldığı tarihteki" yerleşim yeri mahkemesi deni lerek, yerleşim yerinin dava açıldıktan sonra değişmesi hıllinde mahke menin yetkisinin bundan etkilenmeyeceği açıkça belirtilmiş ve davayı görmekte olan mahkemenin milletlerarası yetkisini ortadan kalkıp kalk marlığına ilişkin tartışmaların önüne geçilmiştir.218 Ancak, tebligatların yeni adrese yapılması gerekir.219 1. Gerçek Kişilerin Yerleşim Yeri Mahkemesi a) Türk Vatandaşlarının Yerleşim Yeri Adresi 5490 sayılı NHK'nın 7'nci maddesinin 9'uncu fıkrası uyarınca, kişilerin yerleşim yerleri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması gerekmekte dir. Bu nedenle kişilerin yerleşim yerleri adresi nüfus aile kütüklerine yer alan adresleridir. NHK'nın 50'nci maddesi uyarınca kişi- 217 Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 290. 218 Postacıoğlu/Altay, § 229; Kuru, C.J, s. 384; Kuru/ArslanNılmaz, s. 133; Şan lı, s. 1 52; Sürat, s. 169; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 196. 219 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 271; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 72. 113 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi lerin adresleri kendi beyanianna dayanmaktadır (Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği.m. 13). Nüfus aile kütükleri TMK'nın ?'nci maddesi uyannca resmi sicildir ve aksinin ispatı mümkün olmakla beraber aksi ispatlanana kadar buradaki adresler karine olarak yerleşim yeri olarak kabul edile cektir. Yerleşim yerinin bu adres olmadığının ispatlanması mümkündü r.220 Yargıtay uygulaması da bu yöndedir .221 İkinci olarak, uzun zamandır yabancı ülkede yaşayan Türk vatan daşlarının Türkiye'de yerleşim yeri bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. Zira bu kişilerin uzun zamandır yabancı bir ülkede yaşamalan na rağmen yerleşim yerlerinin Türkiye'de olduğu sonucuna varılabilir. Geçmiş yıllarda, Yargıtay, çalışmak için yabancı bir ülkede bulunan Türk vatandaşlarının Türkiye'de nüfusa kayıtlı oldukları yerin karine olarak yerleşim yeri olduğuna karar vermiştir .222 Yargıtay'ın bu uygulaması doktrinde eleştirilmiştir. Çünkü, bir Türk vatandaşı da yerleşme niyetiyle 220 Postacıoğlu/Aitay, § 230; Kuru/ArslanNılmaz, s. 133; Pekcanıt ez/Atalay/ Özekes, s. 772; Karsh, s. 265; Atah/Ermenek/Erdoğan, s. 1 96; Yılmaz, C. 1, s. 303; Budak/Karaaslan, s. 49. 221 Kararlar için bkz. Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 270-271; Yılmaz, C. l, s. 305. Örneğin, Y. 2. HD., E. 2014/11388 K. 2014/12930 T. 11.06.2014 "Yabancı mah keme tarafından verilen kararların tanıma ve tenfizi kendisine karşı tenfız iste nen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İs tanbul veya İzmir mahkemelerinin birinden istenebilir (5718 sayılı Kanun madde 51/2). Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir (TMK. md. 19/1). Bir kimsenin adres kayıt sisteminde gösterilen adresi yerleşim yerine karine olup; aksi sabit oluncaya kadar kişinin yerleşim yeri olarak kabul edilmesi gerekir (Adres Kayıt Sistemi Yönetme liği m. 13/1). Davalı kadının adres kayıt sistemindeki adresi Şişli/İstanbul'dur. Bu karinenin akside davacı tarafından ka nıtlanmamıştır . O halde, davalının süresi içersindeki yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazının reddi ile işin esa sının incelenmesi doğru görülmemiştir." (Lale, s. 320). 222 Y. 2. HD, 7706/8259 21.9.1992 (Kuru, C.I, s. 405-406); Y. 2. HD., E.8261 K.9437 T.I8.10.1993; Y. 2. HD., E.l998/938 K. 1998/3251 T. 18.03.1998 (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 133). 114 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan yabancı bir ülkede yaşıyor olabilir. Bu durumdaki kişiler aleyhine
|
bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir (TMK. md. 19/1). Bir kimsenin adres kayıt sisteminde gösterilen adresi yerleşim yerine karine olup; aksi sabit oluncaya kadar kişinin yerleşim yeri olarak kabul edilmesi gerekir (Adres Kayıt Sistemi Yönetme liği m. 13/1). Davalı kadının adres kayıt sistemindeki adresi Şişli/İstanbul'dur. Bu karinenin akside davacı tarafından ka nıtlanmamıştır . O halde, davalının süresi içersindeki yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazının reddi ile işin esa sının incelenmesi doğru görülmemiştir." (Lale, s. 320). 222 Y. 2. HD, 7706/8259 21.9.1992 (Kuru, C.I, s. 405-406); Y. 2. HD., E.8261 K.9437 T.I8.10.1993; Y. 2. HD., E.l998/938 K. 1998/3251 T. 18.03.1998 (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 133). 114 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan yabancı bir ülkede yaşıyor olabilir. Bu durumdaki kişiler aleyhine Türk mahkemeleri nin yerleşim yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili sayılmasının doğru olmayacağı ifade edilmekteydi.223 Günümüzde uygulamadan adrese kayıt sistemindeki adresten hareket edilmektedir. Yurt dışında yaşayan ve adrese kayıt sisteminde Türkiye'de bir adresi olmayan kişiler aleyhine açı lacak davalarda Türkiye'de yerleşim yeri bulunduğu sonucuna vanlamaz. Ancak, yerleşme niyetiyle yabancı ülkede yaşayan Türk vatandaşlannın adrese kayıt sisteminde bir adresi varsa aleyhine yerleşim yeri mahkemesi sıfatıyla Türkiye'de dava açılabilir. Yukanda yer alan Yargıtay kararın da, adrese kayıt sistemindeki bilgilerin aksinin ispa t edilebileceği ifade edildiği dikkate alınırsa sistemde kayıtlı adresin yerleşim yeri olmadığı ispatlanabi l ir. Gerçek kişilerin yasal yerleşim yerlerinde de yerleşim yeri mahke mesi sıfatıyla dava açılabilir. TMK'nın 21 'inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı olduklan vesayet makamının bulunduğu yerdir. Böylece, Türkiye'de vesayet altında bulu nan kişilere karşı açılacak davalarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi tesis edilebilir. b) Türkiye 'de Oturan Yabancıların Kayıtlı Adresleri NHK'nın 8'inci maddesi ve Türkiye'de Oturan Yabancıların Nüfus Kayıtlarının Tutulması Hakkında 2006/1057 sayılı Yönetmelik uyarınca Türkiye'de herhangi bir amaçla en az altı ay süreli yabancılara mahsus ikamet tezkeresi alan yabancıların kimlik bi lgilerinin ve beyan edecekleri nüfus olaylarının kaydının yabancılar kütüğünde tutulması gerekmektedir. Yönetmeliğin 6'ncı maddesinin kenar başlığı yerleşim yeridir. Madde uyarınca, yabancıların nüfus olayiarına ilişkin işlemler, yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğünde yürütülür. 9'uncu madde uyarınca nüfus kayıtları tutulan yabancılar yerleşim yeri adreslerini ve bunlardaki değişik likleri nüfus müdürlüğüne bildirmekle yükümlüd ür. Yabancılar kütüğünde 223 Çelikel/Erdem, s. 567; Ekşi, s. 95. 115 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yabancıların adreslerinin bulunması gerekmektedir (Yönetme lik. m.! 1 ). Yabancılar, yerleşim yeri adreslerine ilişkin değişiklikleri yirmi iş günü için de nüfus müdürlüğüne bildirirler (Yönetmelik.m.22). Adli merciler yaban cılar kütüğünde kayıt örneği ve bilgi isteyebilir (Yönetmelik.m.24(l)(ç)). TMK'nın 19'uncu maddesi uyarınca, yabancı bir kişinin Türkiye'de yerleşim yeri olduğunun kabul edilebilmesi için Türkiye'de oturma izni alarak hukuka uygun bir şekilde bulunması gerekir ve yerleşme niyetinin olması gerekir. İkarnet izni alınmış olması tek başına yerleşme niyetine işaret etmez. Örneğin, yabancının eğitim amacıyla veya çalışmak için Türkiye'de olması Türkiye'de yerleşim yeri olduğu sonucuna varmak için yeterli değildir. Uzun dönemli ikamet izinlerinin ise yerleşme niyeti bakı mından ayrıca değerlendirilmesi gerekir.224 Doğan ise uzun dönem, aile ve öğrenci İkarnet izini olan yabancıların HMK'nın 6'ncı maddesi anla mında Türkiye'de yerleşim yerleri, kısa dönem ve insani ikamet izniyle Türkiye'de yaşayanların, Türkiye'de mutad meskenlerinin bulunduğunu ifade etmektedir .225 Mahkeme uygulamasında ise yabancıların Yabancılar Kütüğünde beyan edilen adresleri yerleşim yeri olarak mütalaa edilmiş, yabancının Türkiye'de yerleşme niyeti olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapıl mamıştır. Yargıtay bir kararında, yabancı bir kişinin Türkiye'de yerleşim yeri olup olmadığının Yabancılar Kütüğünden sorularak tespit edilmesi gerektiğine hükmetmiştir . Bu durumda Türkiye'de Yabancılar Kütüğünde kaydı olan bir yabancının Türkiye'de bir adres kaydı varsa bu adres yerle şim yeri olarak mütalaa edilmiştir.226 Yargıtay bu kararında yabancının yer- 224 Kuru, C.I, s. 404; Çelikel/Erdem, s. 566; Ekşi, s. 93; Bektaş, s. 250; Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1363. 225 Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. 13 I 2; Doğan, s. 63. 226 Y. 2. HD., E. 2010/4537 K. 2011/8105 T. 10.05.2011 "Davanın tarafları yaban cıdır. Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Türk mahkemeleri nin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s. MÖHUK. md.40) İç hukuk, bir davada yer itibarıyla hangi mahkemeyi (veya mahkemeleri) yetkili göstermiş ise, bu mahkeme, o davada milletlerarası yetkiye de sahiptir. 116 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan leşme niyetinin var olup olmadığını tartışmamıştır. Türkiye'de ikamet izni almak için ya da Yabancılar Kütüğüne kaydolmak için yabancıdayerleşme niyetinin bulunması gerekmez. Oysa, TMK'nın 19'uncu maddesi uyarınca bir yabancının Türkiye'de yerleşim yeri olduğunun kabul edilebilmesi için yerleşme niyetinin var olması gerekir. Yabancının yerleşme niyetine bakıl maksızın Yabancılar Kütüğündeki adresinin yerleşim yeri adresi sayılması TMK'nın 19'uncu maddesine ve HMK'nın 6'ncı maddesine aykırıdır. Mahkemenin yerleşim yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna karar veri lebilmesi için yerleşme niyetinin var olup olmadığını incelemesi gerekir. Esas itibariyle, Yabancılar Kütüğüne kayıtlı olan yabancıların kütük teki adresleri yerleşim yeri yerine mutad meskenlerinin bulunduğu (HMK.m.9) veya Türkiye'de oturduğu yer (TMK.m.20, MÖHUK.m.41) olarak mütalaa edilebilir. Bu nedenle pratik kaygılarla yerleşme niyeti 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 168. maddesine göre; boşanma veya ayrılık davaları, eşierden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılır. Bu yerlerden birini seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kendi yerleşim yerinin İstanbul olduğunu ileri sürdüğüne göre, istanbul'un dava tarihi itibarıyla davacının yerleşim yeri olup olmadığı be lirlenmelidir. Dava 13.5.2009 tarihinde açılmıştır. Dosyaya sunulan belgelerden, davacının 6. I 1.2008 ile 6. I I .201 O tarihleri arasında iki yıl süreli yabancılara mah sus İkarnet tezkeresiyle Türkiye'de bulunduğu anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre, Türkiye'de her hangi bir amaçla en az altı ay süreli i karnet tezkeresi almış olan yabancıların Genel Müdürlükçe "Yabancılar Kütüğü ne" kaydedilmeleri (md.8/I) ve yerleşim yeri adreslerinin bu kütüğe işlenmesi, bu Kanuna dayanılarak çıkarılan 15.8.2007 tarihinde yürürlüğe konulan "Adres Ka yıt Sistemi Yönetmeliğine" göre de, bu durumda olan yabancıların yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerinin elektronik ortamda tutulması zorunludur . (Yönetmelik md. I O/I) O halde, Nüfus ve Vatandaşlık İşle ri Genel Müdürlüğünden, davacının "yabancılar kütüğünde" kaydının olup olmadığı ve aynı kütükte dava tarihi itiba rıyla Türkiye'deki yerleşim yeri adresiyle ilgili bir bilginin bulunup bulunmadığı sorulup tespit edilmeli, kişilerin adres beyan formundaki bildirimlerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli (Yönetmelik md.l3/l) olacağı da dikkate alınmalı, bu ve tarafların gösterdikleri tüm deliller birlikte değerlendiril erek sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan yönler araştırılınadan eksik inceleme ile hüküm kurulma sı doğru bulunmamıştır." [Lexpera içtihat
|
tezkeresi almış olan yabancıların Genel Müdürlükçe "Yabancılar Kütüğü ne" kaydedilmeleri (md.8/I) ve yerleşim yeri adreslerinin bu kütüğe işlenmesi, bu Kanuna dayanılarak çıkarılan 15.8.2007 tarihinde yürürlüğe konulan "Adres Ka yıt Sistemi Yönetmeliğine" göre de, bu durumda olan yabancıların yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerinin elektronik ortamda tutulması zorunludur . (Yönetmelik md. I O/I) O halde, Nüfus ve Vatandaşlık İşle ri Genel Müdürlüğünden, davacının "yabancılar kütüğünde" kaydının olup olmadığı ve aynı kütükte dava tarihi itiba rıyla Türkiye'deki yerleşim yeri adresiyle ilgili bir bilginin bulunup bulunmadığı sorulup tespit edilmeli, kişilerin adres beyan formundaki bildirimlerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli (Yönetmelik md.l3/l) olacağı da dikkate alınmalı, bu ve tarafların gösterdikleri tüm deliller birlikte değerlendiril erek sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan yönler araştırılınadan eksik inceleme ile hüküm kurulma sı doğru bulunmamıştır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 117 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi olmayan yabac ıların Türkiye'de yerleşim yeri olduğuna ilişkin fiili bir karine yaratmaya gerek yoktur. Mavi kartlılara ilişkin uygulamaya da burada değinmekte fayda vardır. NHK'nın 8/A maddesi uyarınca doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve bunların Türk Vatandaşlığı Kanununun 28'inci maddesinde belirtilen altsoyları, Mavi Kartl ılar Kütüğüne kaydedilir. Mavi Kartlılar Kütüğü ve Beyan Edilen Nüfus Olaylarının Tutulması Hakkında Yönergenin227 22'nci mad desi uyarınca Mavi Kart sahiplerinin yerleşim yeri adreslerine ilişkin deği şiklikleri nüfus müdürlüklerine ya da dış temsilciliğe bildirmeleri halinde adres bilgileri güncellenir. Mavi Kar tlılar Kütüğüne kaydedilmesi gereken zorunlu bilgiler arasında adres bulunmamaktadır. Yerleşim yerine ilişkin bildirimin ihtiyar} olduğu görülmektedir . Kütükte bir adres varsa bunun TMK'nın 19'uncu maddesi uyarınca yerleşme niyetiyle oturolan yer olup olmadığına ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır . Ancak yerleşim yerinin kanunda tanımlanan teknik bir anlamı olduğu dikkate alındığında burada TMK'nın 19'uncu maddesi uyannca yerleşme niyetiyle oturduğu yer ola rak mütalaa edilebilir. Söz konusu adresin yerleşim yeri olmadığını iddia eden tarafTMK'nın 7'nci maddesi uyarınca aksini ispatlayabilir. Diğer bir husus, Türkiye'de oturan bir yabancının yerleşme niye tinin olup olmadığın ın nasıl belirleneceğidir . Öncelikle, bir yabancının Türkiye'de yerleşme niyetinin bulunduğunun kabul edilebilmesi için Türk vatandaşlığını kazanmak için başvuru yapmış olması gerekmez. Zira bir yabancı Türk vatandaşlığını kazanmak istemese bile Türkiye'de yerleşim yeri tesis edebilir.228 Bununla birlikte, TVK'nun 1 O'uncu maddesi uyarınca yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığını kazanmak için başvuran kişi ler, vatandaşlığa alınabilmek için Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini 227 https://www.nvi.gov.tr/kurumlar/nvi.gov.tr/mevzuat /nufusmevzu at/yonerge/ MaviKartlilarKutuguveN ufusOlaylarininTutulmasiY onergesi.pdf (Erişim Tarihi 12/09/2020). 228 1977 tarihli bir Yargıtay kararında aksi sonuca varılmıştır (Y. 2. HO., 1 36/J 490, 21.2.19771, Kuru, C .I, s. 404 ). Ayrıntılı bilgi için bkz. Ekşi, s. 94. 118 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvumlabilecek Yetki Kurallan davranışlarıyla teyit etmek zorundad ır (TVK.m.ll(l)(c)). Dolayısıyla, başvuru kişinin yerleşim yerinin Türkiye'de olduğunu gösterebilir. Zira yerleşme niyeti olmayan yabancılar lO'uncu madde uyarınca vatandaşlığa alınamaz. c) Gerçek Kişi Tacirin Yerleşim Yeri Gerçek kişi tacirin yerleşim yerinin yukarıda ifade ettiğimiz Adres Kayıt Sistemine kayıtlı olduğu yerdeki adresi mi yoksa ticaret siciline kayıtlı olduğu yerdeki adresin mi esas alınması gerektiği İstanbul14'üncü BAM'ın 2018 tarihli bir kararında tartışılmıştır. Davada, BAM gerçek kişi tacirin ticaret siciline kayıtlı faturadaki adresinin yerleşim yeri adresi olduğuna karar vermiştir .229 2. Tüzel Kişilerin Yerleşim Yeri Mahkemesi Yerleşim yeri Türkiye'de bulunan tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme tüzel kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahke mesidir. HMK'nın 6'ncı maddenin ikinci fıkrasında açık ifade karşısında bir 229 İstanbul BAM, 14. HO., E. 2018/571 K. 2018/1344 T. 15.11.2018 "İlk derece mahkemesince ön inceleme duruşması sonunda, da valının icra takibine yetki yö nünden itiraz ileri sürdüğü, takibin yetkisiz İcra müdürlüğünde yapıldığı, usule uygun yetkili i cra müdürlüğünde takip yapılmadığından, davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacının gerçek kişi tacir olduğu, takibe dayanak faturalardaki adres ile dairemizce UYAP sisteminden yapılan denetim sonucu gerçek kişi tacir davacının ticaret sicil adresinin Eminönü ilçesi olup, takibin yapıldığı İstanbul İcra Mü dürlüğünün HMK'nın 10, iİK'nın 50 ve TSK'nın 89. maddeleri uyarınca yetkili olmakla, ilk derece mahkemesince yanılgılı gerekçe ve hakimin davayı aydın latma yükümlülüğü yerine getirilmeksizin, davanın yukarıdaki gerekçe ile dava şartı yanlış değerlendirilerek davanın usulden reddi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/l.a.4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir" [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 119 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıkl arda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi tüzel kişinin Türkiye'de yerleşim yerinin bulunup bulunmaması TMK'nın 51 'inci maddesi uyarınca belirlenecektir. Maddeye göre, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin fiilen yürütüldüğü yerdir. Demekler Kanunu'nun 4(a) maddesi uyannca demek tüzüğünde derneğin merkezinin belirtilmesi gerekir. Vakıf senedin de vakıfyerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur. Ticaret şirketlerinin ana sözleşmelerinde şirketin merkezinin belirtilmesi zorunludur (TTK.m.213, m.305, m.339 , m.567).23° Kooperatifierin de ana sözleşmel erinde merkezle- 230 Y. ll. HD., E. 2014/3472 K. 2014/5716 T. 24.3.2014 "Mahkemece HVMK 9/1. maddesine göre dava dışı ve davalıların ortağı olduğu şirketin ikametgahının yurtdışında bulunduğu, bu nedenle davada Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle yetki yönünden davanın reddine karar ve rilmiştir. Ancak, karar gerekçesinde belirtilen HUMK 9/l. maddesi davalıların ikametgahına bağlı bir yetki kuralı getirdiğinden davalıların ortağı olduğu dava dışı şirketin ikametgahı itibariyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, davanın taraflarının Türk uyruklu ve davalıların Türkiye'de kurulu ve muamele merkezleri Türkiye'de olan şirketler olduğu gözetildiğinde Türk Mahkemelerinin MÖHÜK 40. maddesi uyarınca yetkili olduğu göze tilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesi de yerinde görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabu lüyle hükmün bozulması gerekmiştir." (La le, s. 18 l-1 82). 120 Y. 19. HD., e. 2009/1673 k. 2009/4164 T. 7.5.2009 "Mahkemece davalı şirketin ikametgahının Kayseri'de olduğu, sicil adresi Niğde'de bulunsa bile ticari iş ve işlemlerini Kayseri'de yürüttüğü, davalının yetki itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, ( ... ) 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 'un 51. maddesine göre, yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde yetkili mahkeme kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara İstanbul ve İzmir mahkemelerinden biridir aleyhine tenfiz istenen kişi, anonim şirkettir: TTK'nın 279. maddesine göre, anonim şirket esas mukavelesinde, şirketin merkezinin bulunacağı yer bulunmalıdır . Aynı kanunun 300. maddesinde, tasdik edilen şirketin ticaret unvanı ve merkezinin ticaret sici line tescil olunacağı da ilan edileceği hükme bağlanmıştır . TTK'nın 279 ve 300. maddeleri hükümleri gözetildiğinde anonim şirketin yerleşim yerinin muamele merkezinin
|
ikametgahının Kayseri'de olduğu, sicil adresi Niğde'de bulunsa bile ticari iş ve işlemlerini Kayseri'de yürüttüğü, davalının yetki itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, ( ... ) 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 'un 51. maddesine göre, yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde yetkili mahkeme kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara İstanbul ve İzmir mahkemelerinden biridir aleyhine tenfiz istenen kişi, anonim şirkettir: TTK'nın 279. maddesine göre, anonim şirket esas mukavelesinde, şirketin merkezinin bulunacağı yer bulunmalıdır . Aynı kanunun 300. maddesinde, tasdik edilen şirketin ticaret unvanı ve merkezinin ticaret sici line tescil olunacağı da ilan edileceği hükme bağlanmıştır . TTK'nın 279 ve 300. maddeleri hükümleri gözetildiğinde anonim şirketin yerleşim yerinin muamele merkezinin bulunduğu yer olduğu anlaşılmaktadır. Ticaret sicilinde, muamele merkezinin Niğde de bulunduğu belirtildiği nden anonim şirketin yerleşim yeri nin muamele merkezinin bulunduğu yer olduğu anlaşılmaktadır. Ticaret sicilin de, muamele merkezinin Niğde de bulunduğu belirtildiğinden ve davalı şirketin Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan rinin belirtilmesi zorunludur (Kooperatifler Kanunu.m.4). Böylece merkezi Türkiye'de bulunan tüzel kişilerin yerleşim yerleri ana sözleşmelerine, tüzük veya vakıf senedine bakılması suretiyle tespit edilebilmektedir. Bir tüzel kişinin Türkiye'de merkezi yoksa yerleşim yeri de yok demektir. Mülga EŞHK'nın lO'uncu maddesi uyarınca yabancı anonim şirket lerin Türkiye'de şube ve acenteleri Türkiye'deki yerleşim yerleri sayılı yordu. Ancak, bu Kanun yürürlükten kaldırılmıştır .231 Merkezi Türkiye'de bulunmayan tüzel kişilerin Türkiye'de yerleşim yerleri olmadığı için genel yetkili mahkemeterin bulunmama sı, uyuşmazlığının taraflannın genellikle şirketlerin oluşturduğu milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türkiye'de davalı hakkında genel yetkili mahkeme olmadığı anlamına gelir. Ancak özel yetki kurallan uyarınca Türk mahkemeleri yetkili olabilir. Bu nedenle özel yetki kurallarındaki bağlama noktalarının ne şekilde yorumlanması gerektiği daha önemli olmaktadır. Bağlama noktaları çok dar yorumla myorsa yetkili Türk mahkemesi bul unmayacaktır. Bu da iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının milletlerarası ticaretin ihtiyaçları dikkate alı narak yorumlanmasının önemini artırmaktadır. 232 Doktrinde, merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin Türkiye'deki bağlı şirketine karşı perdeyi kaldırma teorisi çerçevesinde dava açılma sının ve yetki tesis edilmesinin mümkün olması gerektiği, maddi hukuk alanında kabul edilen perdeyi kaldırma teorisinin usfıl hukukunda yetki tesisi amacıyla kabul edilebileceği ifade edilmiştir.233 süresinde yetki itirazı bulunduğundan mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasi ile ilgili hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir ve da valı şirketin süresinde yetki itirazı bulunduğundan mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası ile ilgili hüküm kurulmasında isabet görülmemiş tir."( Ekşi, Tenfiz, s. 53). 231 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Ka nunun 41 'inci maddesiyle I Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldı rılmıştır. 232 Bkz. yuk. Bölüm I, Xl, A. 233 Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. 1315-1316. 121 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 3. Birden Fazla Dava/ının Olması Halinde Genel Yetkili Mahkeme HMK'nın 7'nci maddesi uyarınca, birden çok davalı (zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşı)234 varsa bu davalılardan herhangi birisinin yerleşim yeri mahkemesinde tüm davalılara karşı dava açılabilir. Öncelikle, birçok yabancı şirket Türkiye' deki ticari faaliyetle rini Türkiye'de kurduğu bağlı şirketleri vasıtasıyla sürdürmektedir . Türkiye'deki bağlı şirket söz konusu uyuşmazlıkla ilgili taraf sıfatına sahipse ana şirkete karşı bağlı şirketin Türkiye'deki yerleşim yeri -merke zinin bulunduğu yer-mahkemesinde dava açılabilir. Adi ortaklıklara (ortak girişim, konsorsiyum) karşı açılacak davalarda davalılar mal varlığına ilişkin davalarda zorunlu dava arkadaşı oldukları veya para alacaklarına ilişkin davalarda ihtiyari dava arkadaşı olarak gösterilmişlerse ortaklardan birisinin yerleşim yerinin Türkiye' de olması halinde dava burada açılabilir.235 HMK'nın 7'nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, davalı lardan birisinin yerleşim yerinde dava açılmasını engelleyen bir düzen leme getirmişt ir. Buna göre dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkili bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Bu düzenlemenin en güzel örneklerinden birisi HMK'nın 16'ncı maddesi uyarınca haksız fıilin işlendiği, zararın meydana geldiği, gelme ihtimalinin bulunduğu veya davacı zarar görenin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisidir. Diğer taraftan, davadaki davaltiardan birisi veya bir kısmı haksız fıil dışında başka bir nedenle sorumluysa, örneğin taşıyıcı taşıma sözleşmesi nedeniyle sorumluysa, haksız fıil nedeniyle yetkili olan mahkeme diğer davalılar hakkında yetkili olmadıklan için davaltiardan bir tanesinin yerleşim yerinde dava açılabi lir.236 Sözleşmenin ifa yeri mahkeme sinin de birden çok davalı hakkında 234 Yılmaz, C. I, s. 316. 235 Kuru, C. I, s. 415; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 217. 236 Kuru, C I, s. 420 vd.; Postacıoğlu/Aitay, § 279; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 137, 144; Korkmaz, makale, s. 1775-1776. 122 Millellerarasi Ticari Uyuşmazilkl arda Başvuruiabi/ecek Yelki Kurallan ortak yetkili mahkeme olarak mütalaa edilmesi mümkünd ür. Ancak ifa yeri Türkiye'de değilse davalılardan birisinin yerleşim yerinde dava açı labilir.237 Birden fazla davalı için ortak mahkeme bulunması halinde bu mah kemenin kesin yetkili mahkeme olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır.238 Madde gerekçesinde "Ayrıca, " ... davaya, ancak o yer mahkemesinde bakı/ir" denilerek, ortak yetkili mahkemenin yetkisi, kesin yetki hdline getirilmiştir." denilmektedir. Kesin yetkili mahkeme olduğu için davalı lardan birisinin yerleşim yerinde açılan davada mahkeme re'sen yetkisiz olduğuna karar vermelidir.239 Yetki sözleşmesiyle yetkilendiren Türk mahkemesinin, yetki sözleş mesine taraf olmayan diğer davalılar için ortak yetkili mahkeme teşkil edip etmediği de tartışmalıdır. Kuru, kesin yetki teşkil etmediği kanaatin dedir, Konuralp ise kesin yetkili olduğunu ifade etmiştir.240 Uyuşmazlık hakkında kesin yetki kuralı bulunan hallerde HMK'nın ?'nci maddesi uyarınca davalılardan bir tanesinin yerleşim yerinde bütün davalılara karşı dava açılamaz. Zira artık, davalıların yerleşim yeri mah kemeleri yetkili değildir. iİK'nın 154 maddesi uyarınca iflas davalarında tacirin muamele merkezi veya HMK'nın 12'nci maddesi uyarınca taşm mazın bulunduğu yer mahkemeleri kesin yetkili olduğu için davalılardan birisinin yerleşim yerinde dava açılamaz.241 237 Süral, s. ı 7 ı; karş. Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. ı 97; Kuru, sözleşmenin i fa yeri mahkemesinin sözleşmeye taraf olmayan diğer davalılar bakımınd an ortak bir yetki tesis etmediği görüşündedir (Kuru, C I, s. 417). 238 Akkan, Pekcanıtez Usı11, s. 274-278; Konuralp, s. 215 vd.; Atah/Erme nek!Er doğan, s. I 98. 239 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/561 K. 2020/717 T. 2.7.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 72; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 1 98; Yılmaz, C. I, s. 321; Konuralp, s. 224; Karsh, HMK'nın ı 6'ncı maddesinin ortak yetki olmadığı kanaatindedir (Karsh, s. 267). 24° Kuru, C I, s. 420; Konuralp, s. 224. 241 Kuru, C I, s. 431. 123 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda, Türk mahkemelerinden elde edilen bir kararın Türkiye'de icrası mümkün ve
|
ı; karş. Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. ı 97; Kuru, sözleşmenin i fa yeri mahkemesinin sözleşmeye taraf olmayan diğer davalılar bakımınd an ortak bir yetki tesis etmediği görüşündedir (Kuru, C I, s. 417). 238 Akkan, Pekcanıtez Usı11, s. 274-278; Konuralp, s. 215 vd.; Atah/Erme nek!Er doğan, s. I 98. 239 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/561 K. 2020/717 T. 2.7.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 72; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 1 98; Yılmaz, C. I, s. 321; Konuralp, s. 224; Karsh, HMK'nın ı 6'ncı maddesinin ortak yetki olmadığı kanaatindedir (Karsh, s. 267). 24° Kuru, C I, s. 420; Konuralp, s. 224. 241 Kuru, C I, s. 431. 123 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda, Türk mahkemelerinden elde edilen bir kararın Türkiye'de icrası mümkün ve haklı çıkan alacaklının hakkını yabancı bir ülkede aramasına gerek kalmadan Türkiye'de elde edebilecek olmasına rağmen yetkili Türk mahkemesi bulunmayabil ir. Özellikle, alacak davalarının davalının malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabitmesine izin veren mülga HUMK'u n 16'ncı maddesi ve EŞHK'nın lO'uncu maddesi kaldınldıktan sonra bu ihtiyaç daha bariz bir şekilde kendini gösterrniştir .242 Bu güçlüğü aşabilmek ve davanın Türk mahkemelerinde açılabitmesi için yerleşim yeri Türkiye'de olan bir tüzel kişiliğin de davalı olarak gösterilmesi suretiyle o tüzel kişi nin yerleşim yerinde dava açıldığına rastlanmaktadır. Örneğin, Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesinin 2015 yılında verdiği karara konu olan uyuşmaz lıkta, yerel mahkeme taraf sıfatı olmadığı için Türkiye'deki bağlı şirkete karşı açılan davayı reddetmiş, yabancı ülkedeki şirket hakkında yerleşim yeri mahkemesi sıfatıyla yetkisi olmadığı için davanın reddine karar ver miştir. Yargıtay, HMK'nın 1 O'uncu maddesi uyarınca (karardaki ifadeyle karakteri stik edimin) ifa yeri Türkiye'de olduğu için yabancı tüzel kişilik hakkında verilen yetkisizlik kararını bozmuştu r. Türkiye'deki bağlı şirket hakkında verilen kararı ise sözleşmeye taraf olmadığı için taraf sıfatı olmadığına ilişkin kararı da yeterli inceleme yapılmadığı için bozmuştur. 243 242 Bu madde uyarınca yabancı anonim şirketlerin ve sermayesi payiara bölünmüş şirketlerin Türkiye'de şube veya acenteleri bu kişilerin Türkiye'deki yerleşim yerleri sayılıyordu ve maddede bu kişilere bu yer mahkemelerinde dava açılabi leceği açıkça yazılmıştı. Doktrinde, bu kuralın münhasır yetki kuralı olduğu ifade edilmiştir. Bkz. Altuğ, s. 61. 243 Y. ll. HD., E. 2014/2059 K. 2015/712 T. 20.1.2015 "Mahkemece, dosya kapsa mına göre, davac ının davalı ... ile bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davacının asıl davalıya yönelik davanın Türk mahkemelerinde görülmesini sağlamak için bu şirketi de davalı gösterdiği, bu şirket aleyhine açılan davanın husumet yok! uğu nedeniyle reddine karar verildiği, diğer davalı şirketin ise ... Kanuniarına göre ku rulmuş ve merkezi .... 'da olan bir şirket olduğu, taraflar arasındaki ilişkide yaban cılık unsuru bulunduğu, yabancılık unsuru içeren davalarda Türk mahkemelerinin yetkisinin ... ve .... hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, davalı yabancı uyruk lu şirketin ikametgahının ... olduğu, HMK'nun 1 O.maddesindeki şartların Türk 124 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Birden çok davalı hakkında bunlardan birisinin yerleşim yeri mah kemesinde açılan davada davalılardan bir ya da birkaçı mahkemenin yet kisine itiraz ederse ve mahkeme İtirazın haklı olduğu sonucuna ulaşırsa sadece o davalılar hakkında yetkisizlik kararı verir ve dosyayı yetkili mah kemeye gönderir. Davalılardan birisinin yerleşim yerinde dava açılmasına itiraz etmeyen davalılar hakkında mahkeme HMK'nın 19'uncu maddesi uyarınca yetkili hale gelir.244 Yerleşim yeri mahkemesinde dava açılan davalının taraf sıfatı bulun madığı için hakkındaki dava reddedilse, o davalı sulh olsa feragat etse veya davacı onun hakkındaki davayı geri alsa da diğer davalılar hakkında dava bu mahkemede görülmeye devam eder. Mahkeme, diğer daval ılar hakkında da yetkisizlik kararı veremez. Bunun nedeni, mahkemenin yet kisinin davanın açıldığı andaki duruma göre belirlenmesid ir. Bununla bir likte, davanın bu davalı hakkında da açılmış olmasının nedeni diğer dava lıları bu mahkemeye getirmekse diğer davalılar hakkında da yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.245 Bir sonraki paragrafta bu konuya değinilecektir . 7'nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca "birden fazla dava/ının bulun duğu hallerde, davanın, dava/ılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mah kemesinden başka bir mahkeme ye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili dava/ının ilirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararz verir." Maddede açıkça belirtildiği gibi, dava sırf davalılardan birisini doğal hakiminden ayırıp başka bir mahkemede dava açabilmek için birden çok davalıya karşı birisinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmışsa kendi doğal hakiminden ayrılmak istenen davalının itiraz etmesi halinde mahkeme o davalı hakkın da yetkisizlik kararı vermelidir. Davalı itiraz etmezse mahkeme HMK'nın Mahkemelerinin yetkisi yönünden mevcut olmadığı gerekçesiyle 1 nolu davalı hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, 2 nolu davalı hakkında açı lan davanın ise dava dilekçesinin 5718 sayılı MÖHUK 'un 40. maddesi uyarınca yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 244 Kuru, C I, s. 417; Yılmaz, C. l, s. 318. 245 Kuru, C. I, s. 4 ı 5-4 ı 6. 125 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkeme lerinin Milletlerarası Yetkisi 19'uncu maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca yetkili mahkeme haline gelir.246 Davacının, aslında başka bir mahkemenin yetkili olduğunu bilme sine rağmen o kişiyi kendi mahkemesinden ayırmak için başkalarını da davalı göstererek dava açması dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olarak mütalaa edilmekte ve yargılamada dürüstlük kuralına aykın davranışla ra izin verilmemek tedir. Mahkemenin bu durumu re'sen dikkate alması gerekip gerekınediği konusunda doktrinde her iki yönde de görüş beyan edilmiştir.247 Bununla birlikte ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemeleri nin yetkisinin tesis edilmesini sağlayan kişilerin davalı olarak gösterilmesi her zaman dürüstlük kuralına aykırı olarak mütalaa edilmemeli dir. Somut olayın koşulları dikkate alınmalıdır. B. Türkiye'de Yerleşim Yeri Olmayan Kişilere Karşı Açılacak Davalar da Genel Yetkili Mahkeme Öncelikle, kesin yetki kuralı bulunmayan hallerde Türkiye'de yerle şim yeri bulunmayan kişilere karşı HMK ve diğer kanunlarda yer alan özel yetki kuralları uyarınca yetkili Türk mahkemelerinde dava açılabilir.248 Bu başlık altında, Türkiye'de yerleşim yeri olmayan kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme incelenmektedir. 1. Terminoloji Türkiye'de yerleşim yeri olmayan gerçek kişilere karşı açılacak dava larda Türk mahkemelerinin yetkisini düzenleyen farklı kanun hükümlerin de, bağlama noktası olarak değişik ifadeler kullanılmıştır. Bunlar, mutad mesken, olağan oturma yeri, oturduğu yer, sakini olduğu yer, bulunduğu yerdir. 246 Kuru, C I, s. 428 vd.; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 137-138; Karsh, s. 268. 247 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 273; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 72; Korkmaz, makale, s. 1776-1777; Yılmaz res'endikkate alınamayacağı kanaatindedir (Yıl maz, C. I, s. 329); aynı yönde Budak/Karaaslan, s. 51. 248 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 134. 126 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Mutad mesken bağlama noktası, 1982'de yürürlüğe giren
|
diğer kanunlarda yer alan özel yetki kuralları uyarınca yetkili Türk mahkemelerinde dava açılabilir.248 Bu başlık altında, Türkiye'de yerleşim yeri olmayan kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme incelenmektedir. 1. Terminoloji Türkiye'de yerleşim yeri olmayan gerçek kişilere karşı açılacak dava larda Türk mahkemelerinin yetkisini düzenleyen farklı kanun hükümlerin de, bağlama noktası olarak değişik ifadeler kullanılmıştır. Bunlar, mutad mesken, olağan oturma yeri, oturduğu yer, sakini olduğu yer, bulunduğu yerdir. 246 Kuru, C I, s. 428 vd.; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 137-138; Karsh, s. 268. 247 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 273; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 72; Korkmaz, makale, s. 1776-1777; Yılmaz res'endikkate alınamayacağı kanaatindedir (Yıl maz, C. I, s. 329); aynı yönde Budak/Karaaslan, s. 51. 248 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 134. 126 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Mutad mesken bağlama noktası, 1982'de yürürlüğe giren mülga MÖHUK 'ta ve Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşme lerde yet kili hukukun tespiti amacıyla bağlama noktası olarak kullanılmaktaydı. Kısaca Türk hukukunda mutad mesken uzun zamandır kanunlar ihtilafı kurallannda bir bağlama noktası olarak kullanılmaktadır.249 2001 yılında yürürlüğe giren MTK'nın 3'üncü maddesinde tahkimle ilgili konularda Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisi düzenlenmekte dir. Maddede davaimm olağan oturma yeri mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmi ştir. Başka bir yasal düzenleme yetki kurallarının bağlama nok tası olarak olağan oturma yeri ifadesine rastlamamaktay ız. Burada olağan oturma yeri mutad mesken anlamındadır. Ancak Yargıtay, bir kararında, buradaki olağan oturma yerini mutad mesken olarak değil oturma yeri olarak değerlendirmiştir .25° Kanunun gerekçesinde ve UNCITRAL Model Kanunda oturma yerinden ne anlaşılması gerektiği konusunda herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Mutad mesken ifadesi ise ilk defa 2007 yılında yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'u n 44-46 maddelerinde Türk mahkemelerinin milletlera rası yetkisini tesis eden bir bağlama noktası olarak kullanılmıştır. 20 ll 'de yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 9'uncu maddesinde de Türkiye'de yerleşim yeri olmayan davalının mutad mesken mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak düzenlenmiştir. Türklerin ve yabancıların kişi hallerine ilişkin davalarda Türk mah kemelerinin milletlerarası yetkisini düzenleyen MÖHUK'un 41 ve 42 'nci 249 Mutad meskenin bağlama noktası olarak kullanıldığı Türk mevzuatı hakkında bkz. Arslan, s. 35-40. Mutad mesken kavramının ortaya çıkışı için bkz. Özkan, s. 29. 250 Y. I 1. HO., E. 2012/2110 K. 2012/3915 T. 15.03.2012 "olağan oturma yeri kav ramı ise TMK. 'nun 1. Kitabı 'nda gerçek kişiler için tanımlanmış (20.m.), tüzel kişiler başlığını taşıyan 2. Kısmı'nda (47-1 1 7.m.) oturma yeri kavramına yer ve rilmemiştir. O halde oturma yeri kavramı sadece gerçek kişilere özgü bir kavram olup, bir tüzel kişinin olağan oturma yerinden söz edilemez. [Lexpera içtihat Bil gi Bankası]. 127 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi maddelerinde ve tanıma tenfiz davalannda Türk mahkemeler inin millet lerarası yetkisini düzenleyen 51 ve 60'ıncı maddelerinde davalının sakini olduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu ifade edilmiştir. Esas itibariyle bu maddeler 2675 sayılı mülga MÖHUK 'ta kullanılan ifadelerdir, o zaman yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'n da kullan terminolojiyle uyumludur. 5718 sayılı MÖHUK yürürlüğe girdiğinde de I 086 sayılı HUMK yürür lükteydi ve terminolo ji uyumluydu. 2011 yılında HMK' yürürlüğe girince iki Kanun arasında terminolojik uyumsuzluk meydana gelmiştir. HMK'da davalının sakini olduğu yer bir bağlama noktası olarak kul lanılmamıştır. Sadece 8'inci madde davaimm geçici olarak oturduğu yer mahkemesinden bahsedilme ktedir ki bu da özel yetki kuralıdır.251 Mutad mesken kavramı, 20'nci yüzyılın başlarında La Haye Devletler Özel Hukuku Konferansı tarafından hazırlanan sözleşmel erde kullanıl maya başlanmı ştır. Mutad mesken gibi bir kavrama ihtiyaç duyulmasının nedeni ikametgahi yerleşim yerinin hukuki bir kavram olması nedeniyle yerleşim yerinin neresi olduğu sorusuna farklı hukuklarda değişik cevap lar verilmesid ir. Kişide yerleşme niyetinin varlığının tespiti gerekmeksi zin, sosyal ve ekonomik ilişkilerin toplanmasını sağlayacak kadar makul bir süre oturması halinde bu yer mutad meskenin bulunduğu yerdir. Mutad mesken kavramı, bulunma veya oturma kavramlarından farklı olarak uzunca bir süre orada bulunmayı gerektirir ve oturma yerinden daha güçlü bir bağlantı unsurudur. Bir kişinin, belirli bir coğrafi alanla bağlantısının kurulması için hayat ilişkilerinin o coğrafi alanda yoğunlaşmış olmasını gerektirir. 252 Türk mahkemelerinin HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca milletlerarası yetkisi belirlenir ken, mutad mesken, milletlerarası özel hukukta anlaşıldığı gibi anlaşılmalıdı r. Zira mutad mesken Türk mahke melerinin milletlerarası yetkisini tesis etmek amacıyla tespit edilmekte dir.253 Ayrıca, Türk hukukunda mutad meskene La Haye milletlerarası özel hukuk sözleşmelerinde verilenden daha farklı bir anlam verilmemektedir. 251 Bkz. aşğ. Bölüm II, III, A, 1. 252 Korkmaz, makale, s. 1778; Sürat, s. 173. 253 Sürat, s. 173. 128 Millellerarası Ticari Uyuşmazilk larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Kişinin sakin olduğu yer, dava açıldığı sırada kişinin oturduğu yerdir. Bir kişi, mutad mesken tesis ettiği anlamına gelmeyecek şekilde bir yerde oturuyarsa o yer, kişinin sakini olduğu yerdir.254 Böylece kişinin oturduğu yer ve sakini olduğu yer aynı yer olarak anlaşılabilir.255 Mutad meskenin belli bir süre bir yerde yaşamayı gerektirmesine rağmen sakin olduğu yerin herhangi bir süre şartı gerektirmemedir. 256 2. Davalımn Oturduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi TMK'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, önceki yerle şim yeri belli olmayan veya yabancı bir ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı halde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin halen oturduğu yer, yerleşim yeridir. HMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi tespit edilirken 20'nci maddenin üçüncü fıkrasının uygulanması zorun ludur. Çünkü, HMK, 6'ncı maddesinin ikinci fıkrasında açıkça davaimm yerleşim yeri mahkemes inin TMK hükümlerine göre belirleneceğini ifade etmiştir.257 TMK'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrası, davalı ister yabancı ister Türk vatandaşı olsun tüm gerçek kişiler için uygulanmalıd ır. Böylece davacı ister Türk ister yabancı olsun yabancı bir ülkedeki yerleşim yeri ni terk etmiş ancak Tür kiye'de yerleşim yeri tesis etmeksizin oturmakta ise davalıya karşı oturduğu yer mahkemesinde yerleşim yeri mahkemesi sıfatıyla dava açılabilir. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklar için de davalı gerçek kişiyse bu yetki kuralından yararlanılabilir. Ancak davalının gerçek 254 Ekşi, s. 91-92. 255 Ekşi, s.88; Kuru, C.I, s. 406; farklı Kuru/Arslan/Yılmaz, sakini olduğu yer ve mutad meskenin aynı anlamda kullanmaktadır. (Kuru/ Arslan/Yılmaz, s. 1 35). 256 İskenderoğlu, s. 53-54; Bektaş, s. 250. 257 Aynı hükmü ihtiva eden mülga HUMK.m.9/2 çerçevesinde tartışmalar için bkz. Ekşi, s. 86-87; Bektaş, s. 249; MÖHUK'un 44'üncü maddesi uyarınca davalı işverenin yerleşim yeri de aynı esasa göre tesis edilebilir (Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1364). 129 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıkla rda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi kişi olmadığı halde bu maddeden hareketle Türk mahkemelerinin yetkisi tesis edilemeyecektir . TMK'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre yerleşim yeri olma yan davaimm oturduğu yerde dava açabileceği görüşüne karşı, yerleşim yeri
|
açılabilir. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklar için de davalı gerçek kişiyse bu yetki kuralından yararlanılabilir. Ancak davalının gerçek 254 Ekşi, s. 91-92. 255 Ekşi, s.88; Kuru, C.I, s. 406; farklı Kuru/Arslan/Yılmaz, sakini olduğu yer ve mutad meskenin aynı anlamda kullanmaktadır. (Kuru/ Arslan/Yılmaz, s. 1 35). 256 İskenderoğlu, s. 53-54; Bektaş, s. 250. 257 Aynı hükmü ihtiva eden mülga HUMK.m.9/2 çerçevesinde tartışmalar için bkz. Ekşi, s. 86-87; Bektaş, s. 249; MÖHUK'un 44'üncü maddesi uyarınca davalı işverenin yerleşim yeri de aynı esasa göre tesis edilebilir (Özel, İş Sözleşmeleri, s. 1364). 129 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıkla rda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi kişi olmadığı halde bu maddeden hareketle Türk mahkemelerinin yetkisi tesis edilemeyecektir . TMK'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre yerleşim yeri olma yan davaimm oturduğu yerde dava açabileceği görüşüne karşı, yerleşim yeri kişi hallerine ilişkin bir mesele olduğu için yerleşim yerine ilişkin yasal bir varsayımın davaimm milll hukukuna tabi olması gerektiği ileri sürülebilir. Ancak, burada usfıl hukukuna ilişkin bir kavram olarak "yerle şim yeri" vasıflandırılmaktadır ve usfıl hukukunda /ex for i vasıflandırma ilkesinden258 ayrılmayı gerektirecek bir sebep görünmemektedir. Üstelik MÖHUK 'ta kişi hallerine ilişkin bütün meselelerin ilgilinin milli hukukuna tabi tutulması gerektiğine ilişkin bir hüküm yoktur. Hak ve fiil ehliyetine ilişkin meseleler, önemli istisnalarla birlikte, ilgilinin milll hukukuna tabi tutulmuştur (MÖHUK.m.9, m.lO ve m. ll). Davaimm oturduğu yer mahkemesinde dava açılmasının "aşırı yetki" tesis ettiği iddia edilebilir. Başka bir ülkede yerleşim yeri olmayan ancak Türkiye'de oturan kişiyle Türk mahkeme sinin arasında yeterli bir irtibatın olmadığı ileri sürülebilir. Zira, bir kişinin Türkiye'de oturduğu sonucuna varılması için oturmanın belirli bir süre arz etmesine veya Türkiye'nin hayatının merkezi haline gelmiş olmasına gerek yoktur. Kanımızca, bu durum somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Yukanda ifade ettiğimiz gibi, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının uygulanır ken milletlerarası ticaretin ihtiyaçları dikkate alınarak yorumlanması gerekir. Davacı, sadece Türkiye'de oturan bir gerçek kişiye karşı milletlerarası ticari uyuşmazlıklardan doğan bir dava açmaya karar vermeden önce Türk mahkemelerinde davanın başarı şansının olup olmadığını ve kararı Türkiye'de icra edip edemeyeceğini değerlendirmiş ve bu davayı açmış tır.259 Davalının davacının alacağının tamamını ya da önemli bir kısmını karşılayacak kadar Türkiye'de uyuşmazl ık konusu olamayan malvarlığı vardır ya da edinme ihtimali vardır. Somut olayın özelliklerinden hareket- 258 Çelikel!Erdem, s. 564. 259 Bkz. yuk. Bölüm I, XII. 130 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazli klarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan le mahkeme, mahkemenin yargı çevresiyle dava tarafları arasında makul bir irtibat buluyorsa davalının oturduğu yer mahkemesinde dava açılma sına izin verilmelidir. Bu durumda, HMK'nın 6'ncı ve TMK'nın 20'nci maddeleri uyarınca Türk mahkemelerinin yetkili olması için davalının yabancı bir ülkede yer leşim yeri olmadığının kanıtlanması gerekir. Bu durumda, yabancı ülkede yerleşim yeri olduğunu iddia eden taraf, ki bu genellikle Türkiye'de aley hine dava açılmasını istemeyen taraf olacaktır, bu vakıayı her türlü delille ispat edebilir.260 3. Davaimm Mutad Mesken Mahkemesinin Yetkisi a) Gerçek Kişilerin Mutad Meskenleri Mahkemesinin Yetkisi HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca "Türkiye 'de yerleşim yeri bulun mayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, dava/ının Türkiye 'deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemes idir. "Kesin yetki kuralı bulunan hal ler hariç tüm davalar mutad mesken mahkemesinde açılabilir ve maddede bunun bir genel yetki kuralı olduğu açıkça ifade edilmiştir.261 260 Ekşi, s. 87. 261 Korkmaz, makale, s. I 779. İstanbul BAM, 12. HD., E. 202011088 K. 2020/942 T. 6.10.2020 "GEREKÇE: ( ... )düzenlenmiş, 56 I. maddesinde de sorumlular aleyhine şirket merkezinin bu lunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiş tir. Anılan yetki dü zenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında ek bir yetkili mahkeme düzenlenmektedir . HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davaimm davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir . Yine 9. madde de Türkiye'de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzen lenmiş olup, maddeye göre Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir . Davaya konu takibe davalı tarafça yapılan itirazda verilen vekaletnameye göre davaimm adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiş tir. Buna göre Türkiye' de yerle şim yeri bulunmayan davaimm mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. mad desine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilme si doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinafbaşvurusunun kabulü 131 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi Mutad mesken, herhangi bir kanunda ya da Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmeler de bilinçli bir tercih olarak tanımlanmamıştır . HMK'nın Türkiye'de mutad meskeni olmayan kişilerin teminat yatırma yükümlülüğüne ilişkin 84 'üncü maddesinin gerekçesinde mutad mesken kavramı "kişinin tüm hayat ilişkilerinin belirli bir coğrafi alanda yoğun laşması" olarak açıklanmı ştır. Mutad mesken genellikle kişinin hayat iliş kilerinin merkezini teşkil eden yer olarak anlaşılmaktadır. Kişinin mutad meskeninden söz edebilmek için bu yerle sosyal olarak bütünleşmesi gerekir. Kişi, kayda değer bir süre devamlılık arz eden bir şekilde orada oturmalıdır. Oturma niyetinin varlığının gerekip gerekınediği ise tartışma lıdır. 262 Tarafların vatandaşlığının mutad mesken mahkemesinin yetkisinin doğumuna herhangi bir etkisi bulunmamaktadır .263 Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan Türk vatandaşlarına veya yabancılara karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme mutad mesken mahkemesidir . Yine, davacının vatandaşlığının da yetki tesisine bir etkisi bulunmamaktadır . Davacı Türk vatandaşı olsun ya da olmasın davalının mutad mesken mah kemeleri Türkiye'de ise Türk mahkemelerinde dava açabilir. TMK'nın 20'nci maddesind en hareketle yabancı bir ülkede yerle şim yeri olmayan dav alının oturduğu yer mahkemesinin yetkisinin tesis edilmesinden farklı olarak, davalının yabancı bir ülkede yerleşim yerinin ile yetkisizlik kararının kaldırılmasına, tarafların delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın 6545 sayılı yasanın 45.maddesi ile de ğişik 5235 sayılı kanunun 5.maddesi gereği heyetçe bakılmak üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/822 K. 2020/711 T. 1.9.2020; İs tanbul BAM, 13. HD., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/597 K. 2020/722 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 262 Arslan, s. 47 vd. 263 Şanh, s. 164. 132 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları olması Türkiye'deki mutad mesken mahkemesinde dava açılmasına engel değildir.264 Farklı bir ifadeyle, davaimm başka bir ülkede yerleşim yeri olsa bile mutad meskeni Türkiye'deyse Türk mahkemeleri HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca mutad mesken mahkemesi olarak yetkilidir. Davalının başka bir ülkede yerleşim yeri olup olmadığı Türk hukukuna göre tespit edilmeyecektir . Davalı, Türkiye'de yerleşim yeri olmadığı için mahkeme
|
yönde İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/822 K. 2020/711 T. 1.9.2020; İs tanbul BAM, 13. HD., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/597 K. 2020/722 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 262 Arslan, s. 47 vd. 263 Şanh, s. 164. 132 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları olması Türkiye'deki mutad mesken mahkemesinde dava açılmasına engel değildir.264 Farklı bir ifadeyle, davaimm başka bir ülkede yerleşim yeri olsa bile mutad meskeni Türkiye'deyse Türk mahkemeleri HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca mutad mesken mahkemesi olarak yetkilidir. Davalının başka bir ülkede yerleşim yeri olup olmadığı Türk hukukuna göre tespit edilmeyecektir . Davalı, Türkiye'de yerleşim yeri olmadığı için mahkeme nin yetkisine itiraz etse bile davacı davaimm Türkiye'de mutad meskeni olduğunu ispat ederse Türk mahkemeleri mutad mesken mahkemesi sıfa tıyla yetkilidir. Mülga HUMK uyarınca Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan kişile re karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının Türkiye'de son defa oturduğu yer mahkemesiydi (HUMK.m.9). HMK'nın 9'uncu maddesinde son defa oturduğu veya oturduğu yer mahkemesi yerine mutad mesken mahkemesi yetkili kılınmıştır . Böylece, Türkiye'de yerleşim yeri bulun mayan kişilere karşı genel yetkili mahkeme tesis edilirken Türkiye'de oturma, sakin olma veya bulunma hallerden daha yoğun bir irtibatın bulunması tercih edilmiştir.265 Bununla birlikte, bazı mahkeme kararların da davaimm avukata verdiği vekaletnamede yazan adresinin Türkiye'de bir yer olması sebebiyle mahkemeler mutad mesken mahkemesi sıfatıyla kendini yetkili saymıştır. Mahkemel er, Türkiye'deki adresinin mutad mes ken olarak kabul edilmesi için gereken şartların varlığını incelememi ştir.266 264 Ekşi, s. 139. 265 Korkmaz, makale, s. 1 778. 266 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/1088 K. 2020/942 T. 6.10.2020 "GEREK ÇE: ( ... ) HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının dava nın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir . Yine 9. maddede Türkiye'de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme dava lının Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir . Davaya konu takibe davalı tarafçayapılan itirazda verilen vekaletnameye göre davalının adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiştir. Buna göre Türkiye' de yerleşim yeri bulunma yan davalının mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. ( ... )."[Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 133 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 134 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/822 K. 2020/711 T. 1.9.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/1088 K. 2020/942 T. 6.10.2020 "GEREKÇE: ( ... ) HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yine 9. maddede Türkiye'de yerleşim yerinin bu lunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir . Davaya konu takibe davalı tarafça ya pılan itirazda verilen vekaletnameye göre davaimm adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmi ştir. Buna göre Türkiye' de yerleşim yeri bulunmayan davaimm mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.( ... )"; aynı şekil de İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2020/129 K. 2020/425 T. 17.4.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Başka bir BAM kararında ise davaimm vekaletnamede bildirdiği adresin yanı sıra Türkiye'de ortağı olduğu şirketlerle ilgili olarak Ticaret Siciline bildirdiği adresi de dikkate alınmıştır. Bkz. İstanbul BAM, 13. HD., E. 2020/750 K. 2020/870 T. 17.9.2020 "MÖHUK 40. Maddesinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yet kisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceği düzenlenmişt ir. HMK'nın 6. Maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek kişi veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 9. Maddesin de de Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme nin davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesi olduğu belirtilmiştir . Somut olayda davaimm Türkiye'de yerleşim yerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davalının Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Buna göre davalının mutad meskeninin bulunduğu yerin tespiti önem taşımakta dır. Görevsizlik kararı veren İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup, Ticaret Sicil Müdürlüğün den gelen cevabi yazıya göre davalı ... , sicil kayıtlarında ... Ltd. Şti. Ortağı ve ... A.Ş. Ortağı ve yetkilisi olup ticaret sicil müdürlüğüne bildirdiği adresleri ... Cad. No; ... Şişli/İstanbul'dur. Dosya içine sunulan vekaletnamede de davalı adres olarak burayı bildirilmiştir. Buna göre davalının mutad meskeninin Şişli/İstanbul olduğunun kabulü gerekir. MÖHUK 40 ve HMK'nın 9. Maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile dava! ının Türkiye'de mutad meskeni bulunmakta olup, buna göre ilk derece mahkemesi yetkili olduğundan mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılmasına, tarafların delillerinin toplana rak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur." (Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları b) Tüzel Kişiler İçin Mutad Mesken Mahkemesinin Yetkisi Yukarıda açıkladığımız üzere, HMK'nın 9'uncu maddesi uyannca Türkiye'de yerleşim yeri bulunmaya kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme dava imm Türkiye'deki mutad mesken mahkeme sidir. Doktrinde, tüzel kişilerin mutad meskenlerinin olamayacağı için sadece gerçek kişilere karşı HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca mutad meskenlerinde dava açılabileceği ifade edilmiştir.267 Gerçekten, milletle rarası özel hukukta benimsenen mutad mesken anlayışı itibariyle mutad mesken gerçek kişilere yöneliktir. Zira kişinin mutad meskeninden söz edilebilmesi için belirli bir süredir bir yerde oturması, bu oturmanın bir süreklilik arz etmesi, kişinin bu yerde oturma iradesi olması, o yere uyum sağlamış ve sosyal olarak benimsemiş olması gerekir ki bu özellikler daha ziyade gerçek kişiler içindir. Hatta, tüzel kişilerinin mutad meskenlerinin olamayacağı ifade edilmektedir .268 HMK'nın Türkiye'de mutad meskeni olmayanların teminat gösterme yükümlülü ğülle ilişkin 84 'üncü maddesi nin gerekçesinde de sadece gerçek kişilerin mutad meskenin olabileceği ifade edilmiştir. Tüzel kişinin bir mutad meskeni olamayacağına ilişkin yaygın anla yışa rağmen hem HMK'da hem de MÖHUK' ta yabancı unsurlu özel hukuk uyuşmazl ıklanndan doğan davaların davaimm mutad meskeninde açılabileceğine dair yetki kuralları ihdas edilmiştir. Bunlardan en geniş uygulama alanı olanı HMK'nın 9'uncu maddesindeki genel yetki kuralı dır. Zayıf tarafın korunması amacıyla MÖHUK 'ta yer alan iş, tüketici ve sigorta uyuşmazlıkianna ilişkin özel yetki kurallarında da tarafların mutad mesken mahkemeleri yetkili mahkeme olarak sayılmıştır (MÖHUK. m.44, m.45, m.46).
|
o yere uyum sağlamış ve sosyal olarak benimsemiş olması gerekir ki bu özellikler daha ziyade gerçek kişiler içindir. Hatta, tüzel kişilerinin mutad meskenlerinin olamayacağı ifade edilmektedir .268 HMK'nın Türkiye'de mutad meskeni olmayanların teminat gösterme yükümlülü ğülle ilişkin 84 'üncü maddesi nin gerekçesinde de sadece gerçek kişilerin mutad meskenin olabileceği ifade edilmiştir. Tüzel kişinin bir mutad meskeni olamayacağına ilişkin yaygın anla yışa rağmen hem HMK'da hem de MÖHUK' ta yabancı unsurlu özel hukuk uyuşmazl ıklanndan doğan davaların davaimm mutad meskeninde açılabileceğine dair yetki kuralları ihdas edilmiştir. Bunlardan en geniş uygulama alanı olanı HMK'nın 9'uncu maddesindeki genel yetki kuralı dır. Zayıf tarafın korunması amacıyla MÖHUK 'ta yer alan iş, tüketici ve sigorta uyuşmazlıkianna ilişkin özel yetki kurallarında da tarafların mutad mesken mahkemeleri yetkili mahkeme olarak sayılmıştır (MÖHUK. m.44, m.45, m.46). MTK'nın üçüncü maddesi uyarınca davaimm olağan oturma yeri mahkemeleri de yetkilidir. Bu yetki kurallarının uygulandığı hallerde, davalı bir tüzel kişi olabilir. Bu durumda Türkiye'de yerleşim yeri olma yan yabancı tüzel kişiliğe karşı Tür kiye'de mutad meskeni olduğundan 267 Süral, s. 172. 268 Nomer, s. 230; Arslan, s. 166. 135 Cemile DEMiR GÖK YA YLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi bahisle bu yer mahkemesi yetkili mahkeme olarak mütalaa edilebilir mi sorusu akla gelebilir. Diğer bir ifadeyle, bu yetki kurallan sadece gerçek kişi davalılar için mi geçerlidir sorusu da sorulabilir. Öncelikle, her üç Kanunun da amacının tüzel kişilerin Türkiye'de yer leşim yeri yoksa dava açılmasını engellemek olup olmadığı üzerinde dur mamız gerekir. Diğer bir ifadeyle, mutad mesken mahkemelerini yetkili kılan kanun maddelerinin amaçlarının anlaşılması gerekmekted ir. Kanun hükümlerinin amaçlarının tespit edilmesi için gerekçelerine bakılması doğru olabilir. Bu kapsamda, Tür kiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının teminat yatırma yükümlülüklerini düzenleyen HMK'nın 84'üncü maddesinin gerekçesinde tüzel kişi lerin Türkiye'de mutad mes kenlerinin olamayacağının ifade edilmiş olmasının etkisinin tartışılması gerekir. Kanımızca, 84'üncü maddenin gerekçesindeki bu ifade, HMK'nın 9'uncu maddesi anlamında tüzel kişilerin Türkiye'de mutad mesken leri olamayacağı sonucuna vanlmasına neden olmamalıdır . HMK'nın 84'üncü maddesinin gerekçesinde de ifade edildiği üzere teminat yatırma yükümlülüğü bakımından tüzel kişiler için ayrı bir düzenleme yapılması gerekmez zira bu konu merkezi Türkiye'de olmayan tüzel kişinin teminat yatırma mükellefiyeti MÖHUK'un 48'inci maddesinde düzenlenmi ştir. Bu itibarla, 84 'üncü maddenin gerekçesinde mutad meskeni sadece gerçek kişilere özgü olarak tanımlanmas ının 84'üncü maddenin düzenlemesi ne pratik olarak bir etkisi olmamıştır. Dolayısıyla, tüzel kişilerin mutad meskeni olarak değerlendirilebi lecek bağlantıla rdan hareketle yetki tesis edilmesinin bu kanunların amacına aykırı olduğunu söyleyemeyiz. Buna karşılık, Türkiye'de merkezi olmayan tüzel kişilere karşı Türkiye'deki başka irtibatlarından hareketle mutad meskenleri olduğunun kabul edilmesi HMK'nın 9'uncu ve MÖHUK'u n 44, 45, 46'ncı maddeleri uyarınca Türkiye' de dava aç ılabilmesinin önünün açılması mahkemeye erişim hakkını temin etmeye yarayacaktır . HMK'nın 84'üncü maddesinin gerekçesinden hareketle aynın Kanunun 9'uncu maddesinin tüzel kişilere uygulanmayacağının kabul edilmesi halinde, ifa yeri Türk iye'de değilse, şube temsilcilikten hareketle de yetki tesis edilemiyorsa (HMK.m. l O, HMK.m.14 ve TTK.m.105), yabancı tüzel kişilere karşı Tür kiye'de 136 Milletlerarast Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan icra kabiliyeti olmasına rağmen Türkiye'de dava açılamayabilir. Diğer taraftan, 9'uncu maddenin tüzel kişileri de kapsayacak şekilde yorum lanması, davaimm adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde doğal hakiminden uzaklaştınlması anlamına da gelmez. Davalı tüzel kişinin Türkiye'de mutad meskenlerinin bulunduğunun kabul edilebilmesi için, aşağıdaki açıklanacağı gibi makul irtibat vardır. Dolayısıyla, HMK'nın 84'ün maddesinin gerekçesinden hareketle malıkernelerin yetkisinin tesisi bakımından tüzel kişilere mutad mesken izafe edilerneyeceği sonucuna varılmamalıdır. MÖHUK'un Türk mahkemelerinin yetkisinin tesis etmek üzere mutad mesken bağlama noktasını kullandığı 44-46'ncı maddelerin gerekçesinde de mutad meskenin sadece gerçek kişilere özgü olabileceği ifade edilmemi ştir. Sonuç olarak, mutad mesken mahkemelerini yetkili kılan kanun maddeleri özellikle tüzel kişileri kapsam dışında tutmak ama cıyla vazedilmemiştir . Bu maddeler uyarınca tüzel kişi davaimm mutad meskeni olarak mütalaa edi lebilecek yer mahkemelerinde tüzel kişilere karşı dava açılması maddelerin amacına aykırı değildir. İkinci olarak AB hukukundaki duruma bakılması uygun olur. Malıkernelerin yetkisine ilişkin AB Brüksel II Tüzüğü'nde, mutad mesken, üye devlet mahkemelerinin yetkisini tesis etmek için bir bağlama noktası olarak kullanılmamıştır. İsv. MÖHK'n da da mutad mesken mahkemeleri nin yetkisini tesis eden bir bağlama noktası olarak kullanmamıştır . Her iki hukukta da mutad mesken, kanunlar ihtilafı kurallarında bağlama noktası olarak kullanılmıştır. Sözleşmele rden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukuku düzenleyen AB Roma I Tüzüğünde mutad mesken, uygulanacak hukuku tespit etmek için bağlama noktası kullanılmış ve 19'uncu madde de Tüzükte kullanılan mutad mesken ifadesinin şirketler ve tüzel kişiliği olsun ya da olmasın diğer toplulukların idare merkezinin bulunduğu yer olduğu açıklanmıştır. Sözleşme Dışı Sorumluluğa Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma II Tüzüğü de mutad meskeni kanunlar ihtilafı kurallarında bağlama noktası olarak kullanmış ve 23 'üncü maddesinde gerçek kişi ler dışındaki şirket ve toplulukların tüzel kişiliği olsun ya da olmasın 137 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi mutad meskenlerinin idare merkezleri olduğu ifade edilmiştir.269 Hem İsviçre hukukunda hem AB Brüksel II Tüzüğünde genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir (AB Brüksel II Tüzüğü.m.4, İsv. MÖHK.m.2 ). Davaimm yerleşim yeri olmaması halinde mutad mesken mahkemesinin yetkisi tesis edilmemi ştir. MÖHUK'u n mehazı diyebile ceğimiz bu iki sistemde de mutad meskenin mahkemesinin yetkisini tesis etmemesinin bilinçli bir seçim olduğunu düşünüyoruz. Belki, kişiler ve aile hukukuyla ilgili yetki meselelerinde mutad mesken mahkemesinin yetkisinde sorun olmayabil ir. Ancak, milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda mutad mesken mahkemesinin yetkisi beklenen faydayı sağlamaya bilir. İşveren, sigartacı ve tüketiciye satış yapan satıcının mutad mesken mah kemeleri de aynı şekilde güçlükle yorumlanab ilir. Yerleşim yeri yabancı bir ülkede olan bir tüzel kişiliğinin Türkiye'de mutad mesken sahibi olup olmadığı bir vasıflandırma meselesidir. Usule ilişkin bir bağlama noktasının vasıflandırılması gerektiği için konunun Türk hukukuna göre vasıflandırılması gerekmektedir. TMK'nın 51 'inci maddesi uyarınca tüzel kişinin yerleşim yeri, kuru luş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetiirliği yerdir. Kuruluş belgesinde bir hüküm yoksa fiili idare merkezi, yerleşim yeridir. Fiili idare merkezi ise tüzel kişinin dış ilişkilerine, teşkilatma amacına göre daimi merkezi olarak görülen yerdir.270 TMK'nın 19'uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarında ger çek kişilerin birden çok yerleşim yeri olamaz ancak bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz. TMK, ticari ve sınai kuruluşların birden çok idare merkezi olabileceğinden söz etmiştir. Ancak doktrinde baskın görüşe göre ticari ve sınai kuruluşlar hakkında da yerleşim yerinin tekliği 269 Arslan, AB Tüzüklerinde mutad meskenin idare merkezinin bulunduğu yer ola rak tanımlanmış olmasının isabetli olmadığını ifade etmiştir. Zira yerleşim
|
bir bağlama noktasının vasıflandırılması gerektiği için konunun Türk hukukuna göre vasıflandırılması gerekmektedir. TMK'nın 51 'inci maddesi uyarınca tüzel kişinin yerleşim yeri, kuru luş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetiirliği yerdir. Kuruluş belgesinde bir hüküm yoksa fiili idare merkezi, yerleşim yeridir. Fiili idare merkezi ise tüzel kişinin dış ilişkilerine, teşkilatma amacına göre daimi merkezi olarak görülen yerdir.270 TMK'nın 19'uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarında ger çek kişilerin birden çok yerleşim yeri olamaz ancak bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz. TMK, ticari ve sınai kuruluşların birden çok idare merkezi olabileceğinden söz etmiştir. Ancak doktrinde baskın görüşe göre ticari ve sınai kuruluşlar hakkında da yerleşim yerinin tekliği 269 Arslan, AB Tüzüklerinde mutad meskenin idare merkezinin bulunduğu yer ola rak tanımlanmış olmasının isabetli olmadığını ifade etmiştir. Zira yerleşim yeri ve idare merkezi aynı yerde olacaktır. (Arslan, s. 167). 270 Ercan, s. 143. 138 Milletleraras i Ticari Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan ilkesi geçerlidir.271 Doktrindeki baskın görüşün yaklaşımını dikkate alarak kanun koyucunun bir tüzel kişinin kuruluş belgesinde yazan idare merke zinden farklı bir yerden fiilen yöneti ldiğini öngördüğünü ve bu durumda fiili idare merkezinin yerleşim yeri sayılabileceğini söyleyebiliriz. MÖHUK 'un 9'uncu maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca ise tüzel kişi lerle, tüzel kişiliği olmayan kişi ve mal topluluklarının hak ve fiil ehliyeti statülerindeki idare merkezi hukukuna tabidir. Ancak fiill idare merkezinin Türkiye'de olması halinde Türk hukuku uygulanır . TMK gibi MÖHUK da tüzel kişilerin statülerinde/kuruluş belgelerinde yazan idare merkezinden başka bir yerden idare edilmesi ihtimalini düzenlemek istemiştir . Tüzel kişilerin fiill idare merkezi yaşamını ağırlıklı olarak sürdürdüğü yerdir. Yönetim organlarının kararları burada teşekkül eder. Esas işlemler bura da gerçek leştirilir. MÖHUK anlamında esas idare merkezi ve fiili idare merkezi aynı yeri işaret eder. Esas/fiili idare merkezinin Türkiye'de olup olmadığı re 'sen dikkate alınmaz ama iddia eden taraf, fiili idare merkezi nin Türkiye'de olduğunu ispatlarsa tüzel kişinin hak ve fiil ehliyetine Türk hukukunun uygulanması konusunda mahkemenin takdir yetkisi vardır.272 Aygül haklı olarak statüsündeki idare merkezi başka bir ülkede bulunan tüzel kişilerin idare merkezleri nin Türkiye'de olup olmadığının şirketin türü, yapısı, organlannın ve somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.273 Buradan hareketle, statüsünde/k uruluş belgesinde merkezi ve yerle şim yeri yabancı bir ülke olarak görünen ancak fiilen Türkiye'den idare 271 Ticari ve sınai kuruluşlarına yerleşim yerinin tekliği ilkesinin uygulanıp uygu lanmayacağı doktrinde tartışmalıdır. Bir görüşe göre, 19'uncu maddenin amacı, şubeterin açıiabilmesi ve şubeterin işlemlerinden dolayı şubeterin bulunduğu yer de dava açılabilmesidir . HMK'nın 14'üncü maddesi uyarınca, şubeterin işlem lerinden doğan uyuşmazlıklar şubenin bulunduğu yerde dava açılabilir. Böylece I 9'uncu maddede birden fazla yerleşim yerine izin verilmesiyle maddenin amacı gerçekleşmiş olur. Oğuzma n/Seliçi/Oktay-Öz demir, s. 260; Durai/Öğüz, s. 266. 272 Nomer, s. 232; Şanh/Esen/A taman-Figanmeşe, s. 122; Aygül, s. 204 vd. 273 Aygül, s. 205. 139 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi edilen ticari ve sınai kuruluşla ra karşı, Türkiye'deki fiili idare merkezinin bulunduğu yer, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tesis etmek için mutad meskenleri sayılabilir. Zira burada fiili idare merkezi gerçek kişiler için mutad mesken tanırnma yaklaşmaktadır. Ticari işlem ve iliş kilerinin yoğunlaştığı yer Türkiye'dir. Türkiye'deki muhataplar nezdinde idare merkezi ve yerleşim yerinin Türkiye olduğu konusunda muhtemel haklı bir güven de oluşturulmuş olabilir.274 Bu görüşün kabulü halinde, Türkiye'de yerleşim yeri olmamakla beraber Türkiye'deki fiili idare yeri mahkemesi HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olduğu sonucunca varılabilir. Bu görüşün kabul edilmesi, vergi vb. avanta jları nedeniyle yabancı bir ülkede kurulan ve statüterindeki idare merkezleri nin ve yerleşim yer lerinin bu yer olduğu belirtilen ama aslında fiilen Türkiye'den idare edilen şirketlere (posta kutusu şirketler), Türkiye'de Türk mahkemelerinde dava açılabilmesini sağlayabilir. 4. Davalının Oturduğu Yer Mahkemesiyle Mutad Mesken Mahkemesi Arasındaki ilişki HMK'nın 9'uncu maddesinde ifade edilen mutad mesken mahkeme sinin yetkisine ilişkin yetki kuralı ile TMK'nın 20'nci maddesinin 3 'üncü fıkrasında varsayılan yerleşim yeri mahkemes inin HMK'nun 6'ncı mad desi yarınca milletlerarası yetkisine ilişkin yetki kuralı arasındaki ilişkinin belirlenmesi gerekir. Zira, her iki kural da yerleşme niyetiyle Türkiye'de yaşamayan kişilere karşı Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini düzenlemiştir. 274 Arslan, tüzel kişilerin mutad meskenleri olmayacağını ifade etmekle birlikte Tür kiye'deki fiili idare merkezinin mutad mesken sayılabileceğini ve ilgili kanunlar ihtilafı kurallarında bağlama noktası olan mutad mesken hukukunun fiili idare merkezi hukuku olduğunu ifade etmiştir (Arslan, s. ı 67-169, özellikle dn. 2 ı 2); aynı yönde Ercan, s. 145. 140 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabitecek Yetki Kurallan TMK'nın 20'nci maddesindeki varsayımın devreye girebitmesi için öncelikle davalının başka bir ülkede yerleşim yeri olmaması (ya taraf bu yerleşim yerini terk etmiştir ya da davaimm yerleşim yerinin nerede olduğu belli değildir) ve henüz Türkiye'yi de yerleşim yeri tesis etmemiş olması gerekir. Davalının Türkiye'de oturup oturmadığının tespiti/ispatı mutad meskenin Türkiye'de olduğunun tespitinden -ispatından- çok daha kolay olacaktır. HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca Türkiye'de mutad meskeni olan kişi aleyhine dava açılahilmesi için başka bir ülkede yerleşim yerinin olmaması şartı aranmamaktadır. Başka bir ülkede yerleşim yeri olan kişinin Türkiye'de mutad meskeni varsa Türk mahkemeleri milletlerarası yetkilidir. Diğer taraftan, davalının Türkiye'de mutad meskeni olduğunun kabul edilebilmesi için kişinin hayatının ağırlık noktasının Türkiye'de top lanması gerekir. Bu nedenle mutad meskenin Türkiye'de olduğunu kabul edebilmek için aranan koşullar davalının Türkiye'de oturup oturmadığının tespitinden daha zordur. Bu durumda, Türkiye'de yerleşmek niyetiyle oturmayan kişiler hak kında Türk mahkemel erinin milletlerarası yet kisi konusunda ikili bir ayrı ma gidilmiştir. Davalının Türkiye dışında herhangi başka bir ülkede yer leşim yeri yoksa, kişi aleyhine genel yetkili mahkeme kişinin Türkiye'de oturduğu yer mahkemes idir. Dava! ının yurt dışında bir yerleşim yeri varsa Türkiye'de genel yetkili bir mahkeme olabilmesi için kişinin mutad mes kenin Türkiye'de olması gerekir.275 III. Özel Yetki Kuralları Genel yetkili mahkemeler yanında kanunlarda özel yetkili mahke meler de belirlemiştir. Özel yetkili mahkemeyle uyuşmazlık arasında bir irtibat vardır. Örneğin, taşınmaz o mahkemenin yargı çevresinde bulu nuyordur (HMK.m. 12) veya haksız fiil o mahkemenin yargı çevresinde 275 Aynı yönde bkz. Şan h, s. 152; Şan h/Esen/ Ataman-Figanmeşe, s. 41 8. 141 Cemile DEMİR GOKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi işlenmiştir. Kesin yetki tesis etmeyen özel yetki kuralları genel yetkili malıkernelerin yetkisini hertaraf etmez. Davacı, genel yetkili veya özel yetkili mahkemelerden birisinde dava açmak konusunda seçim hakkına sahiptir. Genel yetki kuralları hukuki ilişkiden bağımsız ol arak düzenlenir, özel yetki kurallan bakımından mahkeme ile hukuki ilişki arasında bir irtibat vardır. Bu irtibat
|
bir mahkeme olabilmesi için kişinin mutad mes kenin Türkiye'de olması gerekir.275 III. Özel Yetki Kuralları Genel yetkili mahkemeler yanında kanunlarda özel yetkili mahke meler de belirlemiştir. Özel yetkili mahkemeyle uyuşmazlık arasında bir irtibat vardır. Örneğin, taşınmaz o mahkemenin yargı çevresinde bulu nuyordur (HMK.m. 12) veya haksız fiil o mahkemenin yargı çevresinde 275 Aynı yönde bkz. Şan h, s. 152; Şan h/Esen/ Ataman-Figanmeşe, s. 41 8. 141 Cemile DEMİR GOKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi işlenmiştir. Kesin yetki tesis etmeyen özel yetki kuralları genel yetkili malıkernelerin yetkisini hertaraf etmez. Davacı, genel yetkili veya özel yetkili mahkemelerden birisinde dava açmak konusunda seçim hakkına sahiptir. Genel yetki kuralları hukuki ilişkiden bağımsız ol arak düzenlenir, özel yetki kurallan bakımından mahkeme ile hukuki ilişki arasında bir irtibat vardır. Bu irtibat daha yakın ve gerçek olabilir.276 A. Malvarlığma İlişkin Uyuşma zlıklarda Yetkili Mahkeme HMK, 8'inci ve 9'uncu maddelerde malvarlığına ilişkin davalarda yet kili olabilecek iki özel yetkili mahkeme tesis etmiştir. Bunlardan ilki, 8'inci maddede yer alan geçici olarak bir yerde bulunan kişiler aleyhine açılacak malvarlığı davalannda oturulan yer mahkemesinin yetkisini tesis etmekte dir. Diğeri ise 9'uncu madde uyarınca Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan kişilere karşı açılacak malvarlığı davalarında uyuşmaz lık konusu malvarlı ğının bulunduğu yer mahkemesinin yetkisini tesis etmektedir . Esas itibariyle, malvarlığına ilişkin davalar genel yetkili mahkeme lerde açılabilir. Bu çalışmada incelemeye çalıştığımız birçok özel yetki kuralı da genellikle alacak ya da malvarlığına ilişkindir. Örneğin, sözleş meden ya da haksız fiilden doğan talepler malvarlığına ilişkin davalardır . HMK'nın 8'inci ve 9'uncu maddelerinin özelliği, kesin yetki kuralı bulun mayan hallerde, malvarlığına ilişkin davaların açılabileceği genel yetkili mahkemeler yanında özel yetkili ek mahkemeler tesis etmesidir. 1. Davaimm Geçici Olarak Bulunduğu Yer Mahkemesi HMK'nın 8'inci maddesi uyarınca "memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunma ları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir" . Bu madde kesin olmayan bir özel yetki kuralıdır. 277 276 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 139; Öztekin Gelgel, Tüketici, s. 128. 277 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 144; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 279. 142 Milletleraras i Ticari Uyuşmazli klarda Başvuruiabitecek Yetki Kurallan Yabancılar veya Türkiye'de yerleşim yeri olmayan Türk vatandaşları çalışmak veya eğitim görrnek amacıyla Türkiye'ye gelebilirler. Bu kişile rin Türkiye'de mutad meskenleri varsa mutad mesken mahkemeleri genel yetki kuralı olarak her tür davada Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tesis edecektir . Türkiye'de bir mutad meskenlerinin olmadığı sonucuna varılırsa ancak maddede ifade edildiği üzere uzunca bir süre oturacaklarsa alacak ve taşınır davaları bakımından 8'inci maddenin uygu lanması gündeme gelebilir. 8'inci madde uyarınca kendilerine karşı dava açılacak kişilerin bir yerde geçici ola rak oturması gerekmektedir . Bu yerde bulunma sebep leri nedeniyle uzunca bir süre oturmaya devam edebilecek olmalılardır. Uzunca bir süreden anlaşılması gereken, davanın o mahkemede hükme bağlanmasına kadar geçecek sürede kişinin orada oturmaya devam ede cek olmasıdır. Kişinin uzun zamandır orada oturması şart değildir önemli olan dava sonuçlanana kadar bu yerde oturmaya devam edecek olma sıdır.278 Kişinin bu yerde oturma süresi ve davranışları muhatapta orada yaşamakta olduğu izlenimini yaratmalıdır.279 Maddede memur, işçi, asker, öğrenci ömekleyici olarak sayılmıştır.280 Sırf iş takibi veya turistik amaçla bir yerde bulunanlara karşı 8'inci maddeye istinaden dava açılamaz.281 Bu sayede, Türkiye'ye henüz gelmiş ve uzunca bir süre Türkiye'de kalacak kişiye, örneğin Türkiye'de yapılan ve uzunca bir süre devam edecek bir inşaat işinde proje müdürü olarak atanan kişiye, Türkiye'de bir mutad meskeni olmasa ise malvarlığı davaları açılabilir. Bu madde kapsamında düşünülmesi gereken bir diğer ihtimal de zorunluluk nedeniyle Türkiye'de bulunan kişilere karşı açılacak dava lardır. Mutad mesken tesisi, ilgilinin Türkiye'de bulunma iradesine de bağlıdır. Kendi iradesi dışında zorla Türkiye'de bulunan kişiler, özellikle 278 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 279-280. 279 Yılmaz, C. I, s. 332. 280 Yılmaz, C. 1, s. 331; Bektaş, s. 255. 281 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 143. 143 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi cezaevindeki hükümlüler veya Türkiye'de uzunca bir süredir tedavi gören kişilere HMK'nın 8'inci maddesine istinaden alacak ve taşınır mal davala rı açılabilir.282 Geçici hukuki koruma statüsüne sahip kişilere de bu madde kapsamında dava açılabilir.283 Alacak ve taşınır mal davalan kapsamına, sözleşmeden, sebepsiz zen ginleşmeden, haksız fiilden doğan taleplere ilişkin davalar girmektedir .284 Vekaletsiz iş görmeden doğan davalar da alacak davası olarak bu madde kapsamına girmektedir. Dava konusu alacak davalı o yerde geçici oturma ya başlamadan önce doğmuş olsa da geçici oturulan yer mahkemesinde dava açabilir.285 8'inci maddedeki yetki kuralı, alacak veya taşınır mal davalan için yetkili mahkemeyi göstermektedir. Bu itibarta milletlerarası ticari uyuş mazlıklan ilgilendirebilir. Davalının, Türkiye'de yerleşim yeri yoksa (HMK.m.6), yabancı bir ülkede yerleşim yeri olduğu için Türkiye'de oturduğu yer yerleşim yeri sayılamıyorsa (TMK.m .20), Türkiye'de mutad meskeni de yoksa (HMK.m.9) uzunca bir süre ama geçici olarak belirli bir amaçla bulunduğu yer mahkemesinde dava açılması gündeme gelebilir. Davalının Türkiye'de geçici olarak oturması sona erdikten sonra bu yer mahkemesinden dava açılamaz. Davalı geçici olarak o yerde otururken açılan dava henüz sonuçlanmadan davalı o yerden ayrılsa bile mahkemeye yargılamaya devam eder. 286 2. Uyuşma zlık Konusu Malvarlığının Bulunduğu Yer Mahkemesi HMK'nın 9'uncu maddesinde "Türkiye 'de yerleşim yeri bulunma yanlar hakkında genel yetkili mahkeme, dava/ının Türkiye 'deki mutad 282 Ytlmaz, C. I, s. 33 I. 283 Güngör, s. 233. 284 Kuru/ArslanNılmaz, s. 143. 285 Yılmaz, C. I, s. 333. 286 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 279; Yılmaz, C. I, s. 333. 144 Milletleraras i Ticari Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan meskeninin bulunduğu yer mahkemes idir. Ancak, diğer özel yetki halleri saklı kalmak üzere, malvar!tğı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvar!tğı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir " denilmek suretiyle Türkiye'de yerleşim yeri olmayan kişilere karşı malvarlığı haklarına iliş kin davalar için özel bir yetki kuralı getirilmiştir. Maddede "diğer özel yetki kuralları sak!t kalmak üzere" denilmesi suretiyle özel bir yetki kuralı vazedilmiş ve madde gerekçesinde bu husus açıklanmıştır.287 Davaimm Türkiye'de mutad meskeni bulunsa bile uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.288 Çünkü mutad mes ken Türkiye'de olsa bile uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer ile uyuşmazlık arasında yetki tesisini haklı gösteren bir irtibat vardır. Bu nedenle mutad meskenin Türkiye'de bulunması malvarlığı unsurunun bulun duğu yer mahkemesinin yetkisini hertaraf etmemelidir. Bununla birlikte, malvarlığı unsurunun bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin doğması için davaimm mutad meskeninin Türkiye'de bulunmasına gerek yoktur. Davaimm veya davacının tabiiyetinin maddenin uygulanmasına herhangi bir etkisi yoktur. Türk tabiiyetindekilere veya yabancılara karşı Türkiye'de malvarlığının
|
yerde de açılabilir " denilmek suretiyle Türkiye'de yerleşim yeri olmayan kişilere karşı malvarlığı haklarına iliş kin davalar için özel bir yetki kuralı getirilmiştir. Maddede "diğer özel yetki kuralları sak!t kalmak üzere" denilmesi suretiyle özel bir yetki kuralı vazedilmiş ve madde gerekçesinde bu husus açıklanmıştır.287 Davaimm Türkiye'de mutad meskeni bulunsa bile uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.288 Çünkü mutad mes ken Türkiye'de olsa bile uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer ile uyuşmazlık arasında yetki tesisini haklı gösteren bir irtibat vardır. Bu nedenle mutad meskenin Türkiye'de bulunması malvarlığı unsurunun bulun duğu yer mahkemesinin yetkisini hertaraf etmemelidir. Bununla birlikte, malvarlığı unsurunun bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin doğması için davaimm mutad meskeninin Türkiye'de bulunmasına gerek yoktur. Davaimm veya davacının tabiiyetinin maddenin uygulanmasına herhangi bir etkisi yoktur. Türk tabiiyetindekilere veya yabancılara karşı Türkiye'de malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir.289 Aşağıda malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinin yetkisine ilişkin ayrıntılar incelenecektir . a) Tüzel Kişilere Karşı Açılacak Davalarda Malvarlığının Bulunduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi HMK'nın 9'uncu maddesi tek bir fıkradan oluşmaktadır. Buna göre "Türkiye 'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mah- 287 Madde 14-( ... )Ancak, diğer özel yetki kurallarına göre yetkili olabilen mahkeme varsa, onların yetkisi devam etmek kaydıyla, belirli bir malvarlığına ilişkin dava, o malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilecektir.(. .. ); aynı yönde Pek canıtez/Atalay/Özekes, s. 72; Yılmaz, C. I, s. 336; Çelikei/Erdem, s. 571. 288 Çelikei/Erdem, s. 571. 289 Şanlı/Esen/Ataman- Figanmeşe, s. 427. 145 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi keme, dava/ının Türkiye 'deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahke mesidir. Ancak, diğer özel yetki halleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulun duğu yerde de açılabilir." Cümleleri bağlayan "ancak" bağiacı nedeniyle malvarlığı haklarına ilişkin davaların da sadece Türkiye'de yerleşim yeri olmayan gerçek kişilere karşı malvarlığı unsurunun bulunduğu yer mah kemesinde açılabileceği anlamı çıkabilir. Bu durumda sadece bir "mutad meskeni" olabilecek gerçek kişiler madde kapsamında mütalaa edildiği sonucuna varılabilir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, mutad mesken tanımı ve özellikleri itibariyle gerçek kişilere özgüdür ve tüzel kişilerin mutad meskenlerinin olmadığı ifade edilmektedir . Bu durumda, 9'uncu madde uyarınca Türkiye'de yerleşim yeri olmayan gerçek kişilere karşı uyuş mazlık konusu malvarlığının bulunduğu yerde dava açılabilir sonucuna varmak gerekir. Ancak bu sonucun isabetli olmadığı kanaatindeyiz. Yukarıda milletlerarası yetki kurallarının yorumlanması ilişkin baş lıkta belirtildiği üzere,290 mahkemeye erişim hakkı dikkate alındığında milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda Türk malıkernelerin yetkisini düzen leyen kurallar, davalının adil yargılanma hakkının ihlali sonucu doğurma mak koşuluyla, geniş yorumlanrnalıdır . Aşağıda mülga HUMK'u n 16'ncı yürürlükten kaldırılarak 9'uncu maddenin düzenlemiş olmasına yöneltilen eleştirilere ilişkin başlıkta açıklandığı üzere,291 9'uncu madde ticari uyuş mazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini düzeniernekte yetersiz olduğu konusunda doktrinde ağır bir şekilde eleştirilmektedir. Bu gözlem dikkate alındığında 9'uncu madde kapsamında malvarlığı haklarına ilişkin davaların tüzel kişilere karşı da dava açılmasına izin verecek şekilde yorumlanmasında büyük fayda vardır. Bu şekilde yorum, Türkiye'de merkezi bulunmayan tüzel kişilere karşı açılacak davalarda uyuşmazlık konusu malvarlığı Türkiye'de ise Türk mahkemelerinin yetki li olmasını sağlayacaktır. 290 Bkz. yuk. Bölüm I, XI, 4, b, 3. 291 Bkz. yuk. Bölüm II, III, A, 2. c. 146 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan 9'uncu madde tek bir fıkra olarak kaleme alınmasına rağmen, "ancak" ile bağlanan ikinci cümlenin "diğer özel yetki hiilleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsu runun bulunduğu yerde de açılabilir " şeklinde ilk cümleden bağımsız anlaşılması mümkündü r. Kanun'un 84'üncü maddenin gerekçesine göre kanun koyucu, tüzel kişilerin mutad meskeni olmayacağı fikrinden hare ket ettiği iddia edilebilirse doğru bir yorum olmayabilir.292 Diğer taraftan Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayan tüzel kişilere karşı uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılması kanun koyucunun çekindiği bir aşırı yetki hali değildir; aksi halde gerçek kişiler için de böyle bir yetki tesis etmezdi. Madde gerekçesinde de tüzel kişilere karşı uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yerde dava açılmasının önlenmek istendiğine ilişkin bir ifade bulunmamaktadır. Bu durumda, kanunun koyucunun "ancak" bağlacına rağmen bu iki cümlenin birbi rinden bağımsız anlaşılması gerektiği fikrinden hareket ettiği sonucuna varabiliriz. Böylece, hem gerçek hem tüzel kişilere karşı, Türkiye'de yerleşim yerleri yoksa uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinde malvarlığı haklarına ilişkin davaların açılabileceği sonu cuna varabiliriz. b) Davanın Niteliği HMK'nın 9'uncu maddesi uyannca sadece malvarlığı haklarına iliş kin davalar uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkeme sinde açılabilir. Malvarlığı haklarından ne anlaşılması gerektiği öncelikle açıklanmalı dır. Madde gerekçesinde, malvarlığı haklarına ilişkin dava ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin özel ve ayrıntılı bir açıklama yapılmamış, "belirli bir malvarlığına ilişkin dava, o malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde" açılabilir demekle yetinilmiştir. 292 Kanun koyucunun 84 'üncü madde gerekçesinde mutad meskenin gerçek kişilere özgü olduğu ifadesine yer vermesi HMK'nın 9'uncu maddesindeki mutad mes ken yetki kuralını da sadece gerçek kişiler hakkında yetki tesis amacıyla getirdiği anlamına gelmeyeceğini yukanda belirtmiştik. Bkz. yuk. Bölüm II, II, B, 3. b. 147 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkjsi Malvarlığının ne şekilde anlaşılması gerektiği konusunda mülga HUMK'u n 16'ncı293 maddesi hakkında doktrindeki görüşlerden ve Yargıtay kararlarından yararlanı labilir. Yargıtay, mülga 16'ncı maddede yer alan mal davalarını oldukça geniş kapsamlı olarak yorumlamıştır . Malvarlığı haklarına ilişkin her türlü mal ve alacak davası 16'ncı madde kapsamında kabul edilmiştir.294 Taşınmaz üzerindeki şahsi hak davaları HMK'nın 9'uncu madde sı kapsamındadır .295 Taşınınazın aynına ilişkin davalar bakımından ise 293 Mülga HUMK'n ın 16'nın maddesi şu şekildeydi: "Türkiye dahilinde malum ika metgahı olmayanlar aleyhindeki mal davaları Türkiye 'de sakin oldukları mahat mahkemesind e ve Türkiye 'de malum meskeni yoksa em valinin veya munazaalı şeyin veya teminatı varsa o teminatın bulunduğu mahat mahkemes inde bakılır. " 294 Kuru, C.I, s. 407. Örneğin, Y. ll. HD., E. 2000/8775 K. 2001/727 T. 02.02.200 1 "Bilindiği gibi HUMK'u n 16. maddesine göre Türkiye'de ikametgahı bulunma yan yabancı veya Türk vatandaşlarına karşı bunların Türkiye'de sakin olduğu yerde, Türkiye'de sakin değillerse Türkiye'deki mal veya alacaklarının bulundu ğu yerde; ya da uyuşmazl ık konusu şeyin veya teminatın bulunduğu yerde ma melek hukukund an doğan her türlü mal ve alacak davaları açılabilir. ( ... ) madde metninde mallardan söz edildiğine göre davalı ya ait mallar kavramına menkul ve gayrimenkul mallar, fikri ve sınai hakl ar, kıymetli evrak ve alacakları olabilir. Yine maddeye göre teminatın bulunduğu mahat mahkemesinde dava açabilmek için, teminatın dava konusu uyuşmazlıkla doğrudan ilgisi olması dahi şart değil dir." (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 127). 295 Kuru/Arslan/Yılma z, s.
|
" 294 Kuru, C.I, s. 407. Örneğin, Y. ll. HD., E. 2000/8775 K. 2001/727 T. 02.02.200 1 "Bilindiği gibi HUMK'u n 16. maddesine göre Türkiye'de ikametgahı bulunma yan yabancı veya Türk vatandaşlarına karşı bunların Türkiye'de sakin olduğu yerde, Türkiye'de sakin değillerse Türkiye'deki mal veya alacaklarının bulundu ğu yerde; ya da uyuşmazl ık konusu şeyin veya teminatın bulunduğu yerde ma melek hukukund an doğan her türlü mal ve alacak davaları açılabilir. ( ... ) madde metninde mallardan söz edildiğine göre davalı ya ait mallar kavramına menkul ve gayrimenkul mallar, fikri ve sınai hakl ar, kıymetli evrak ve alacakları olabilir. Yine maddeye göre teminatın bulunduğu mahat mahkemesinde dava açabilmek için, teminatın dava konusu uyuşmazlıkla doğrudan ilgisi olması dahi şart değil dir." (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 127). 295 Kuru/Arslan/Yılma z, s. 135. 148 Yargıtay'ın mülga HUMK'u n ı 6'ncı maddesi hakkında verdiği bir kararına konu uyuşmazlıkta davacının taleplerinden bir tanesi bankadan çekilen kredi taksit lerinin ödenmesi suretiyle edinilen Ankara'daki bir taşınınaza yapılan katkıdan doğan katkı payı alacağıdır. Davalı Türkiye'de yerleşim yeri sahibi olmadığı gibi, Türkiye'de oturmadığını, malvarlığı ve teminat sahibi olmadığını iddia ederek yetki itirazında bulunmuştur. Yargıtay, mahkemenin yetkisine ilişkin değerlen dirilmesinde ı6'ncı maddede yer alan "mal davalarından" ifadesinin kapsamının geniş olduğunu ifade etmiştir. Yargıtay "gerek uygulamada ve gerekse doktrinde, mal varlığı hukukundan doğan her türlü mal ve alacak davalarının bu madde kap samına girdiği kabul edilmektedir. Öyle ise taşınmazia ilgili davanın Türkiye'de görülmesinde ( ... ) bir isabetsizlik görülmemektedir." demiştir. Y. 8. HD., E. 2010/2292 K. 2011/381 T. 26.01.201 ı [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletlerarasi Ticari Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan HMK'nın 12 'nci maddesi kesin yetki kuralı teşkil ettiği için taşınınazın aynına ilişkin davalarda 9'uncu madde uygulanmaz. 296 Hisse senetleri, kıymetli evrak, fikri ve sınai haklar da malvarlığı kapsamındadır. Dolayısıyla bu mal varlığın haklarından doğan davalar da 9'uncu madde uyarınca uyuşmazl ık konusu malvarlığının bulunduğu yerde açılabilir.297 9'uncu maddenin, belirli bir malvarlığına ilişkin olmayan örneğin sözleşmenin ihlalinden doğan tazminat davalarını kapsayıp kapsamadığı sorusu akla gelebilir. Örneğin, satılan malın bedelinin tahsiline ilişkin davanın maddenin kapsamına girdiği tereddüt konusu olmamalı dır. Ancak, aynı malın geç tesliminden doğan zararın tahsili amacıyla açılan davanın madde kapsamına girmeyebileceği düşünülebil ir. Aynı şekilde konu mal değil de hizmet olan sözleşmel erden doğan davaların da madde kapsamına girip girmediği konusunda tereddüt oluşabilir. HMK'nın 9'uncu maddesi mülga 16'ncı maddesinden farklı olarak, mal davaları yerine "belirli bir malvarlığına ilişkin dava" ifadesini kullanmıştır. Yukarıda Yargıtay kara rından malvarlığı davalarının geniş anlaşılması gerektiği anlaşılmaktadır. Madde gerekçesinde mal davaları yerine malvarlığı haklarına ilişkin dava ifadesinin kullanılmasının, maddenin kapsamına giren davaları kısıtlamak için kullanıldığına ilişkin bir emare bulunmamaktadır. Bilakis, malvarlı ğına ilişkin dava, mal davalarından daha geniş yorumlanmaya müsaittir. Konusu para olan veya para ile ölçülebilen diğer haklardan doğan davalar da 9'uncu madde kapmasındad ır.298 Bu durumda, alacak davaları da madde kapsamında değerlendirilmelidir. 296 Kuru, C. I, s. 408; Şanh/Esen/Ataman- Figanmeşe, s. 428. 297 Kuru, C. I, s. 408; Nomer, Usul, § 225 Ekşi, s. 140; Erdem, s. I 3; Şanlı!Esen/ Ataman- Figanmeşe, s. 428; Kırh Aydemir, s. 323; Süzen, Denetim, s. 169; Yılmaz, C. I, s. 336. 298 Nomer, Usul, § 225. 149 Cemile DEMİR GÖK YA YLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi c) Uyuşmazlık Konusu Malvarlığının Bulunduğu Yerde Dava Açıiabilmesi ve Değerlendirilm esi Davanın açılacağı mahkeme, Kanun' da "uyuşmazlık konusu malvarlı ğı unsurunun " bulunduğu yer mahkemesi olarak gösterilmiştir. Bu durum da, davaimm Türkiye'de uyuşmazlık konusu olmayan bir mal, alacak ve teminatları bulunması Türk mahkemelerinin yetkisini tesis etmeyecektir . Nitekim, bu husus madde gerekçesinde açıkça ifade edilmiştir.299 Böylece maddenin milletlerarası ticaretin gereklerine uygun bir bakış açısıyla yorumlanmasının önü kapatılmak istenmiştir . 9'uncu madde gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir: "Madde 14-1086 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkra sının son cümlesi ve 16 ncı madde hükümleri birlikte değerlendi rilmiştir. (. . .) belirli bir malvarlığına ilişkin dava, o malvarlığı unsurunun bulun duğu yerde de açılabilecektir. Bu maddede, dava/ının Türkiye 'de son oturduğu yer ve Türkiye 'de herhangi bir malı veya teminatı bulunuyorsa, dava konusu olmayan o malın veya teminatın bulunduğu yerin de yetkili olması kabul edilmemiştir. Böylelikle, Türk mahkemelerinin vermiş olduk ları kararlar ın, yabancı ülkelerde tanınması veya lenfizi gerektiğinde, "aşkın yetki" gerekçesiyle tanıma veya tenfiz talebinin reddi engelfenrnek istenmişti r".300 Mülga HUMK'nın 16'ncı maddesiyle kıyaslandığından, yeni 9'uncu maddenin Türk mahkemelerinin yetkisini son derece kısıtladığı görülmek tedir. Bu tercihin sebebi, gerekçede açıkça ifade edildiği gibi maddenin aşkın yetki kuralı tesis etmesinin engellenmek istenmesidir . Zira dava 299 Nomer, Usul, § 225; Şanlı, s. 164; Şanlı/Esen/Ataman- Figanmeşe, s. 428; Kuru/ArslanNdmaz, s. 1 35; Çelikel/Erdem, s. 572; Sürat, s. 1 75; Akıncı, s. 122; Kırlı Aydemir, s. 323; Atalı!Ermene k/Erdoğan, bu düzenlemenin isabetli olduğunu savunmaktadır zira böylece Türk mahkeme kararlarının tenfizinin reddi engellenebilir (Atalı!Ermenek!Erdoğan, s. 199). 300 Mülga HUMK'un 1 6'ncı maddesinin aşırı yetki kuralı tesis edip etmediğine iliş kin ayrıntılı açıklamalar ve tartışmalar için bkz. Dardağan, s. 175-195. 150 Millelleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yelki Kurallan konusunun yetki tesisine neden olan malla ilişkili olması halinde aşkından söz edilmemektedir. 301 Yukanda açıklandığı gibi, milletlerarası yetki kurallannın belirlen mesinde üç farklı yöntem önerilmiştir.302 Önerilen sistemlerinden birisi de devletlerin kendi milletlerarası yetki kurallarını belirlerken kararın yabancı ülkelerde tanınması ve tenfizi ihtimalini dikkate almalan ve karann yabancı bir ülkede tanınmas ını ve tenfizini engelleyecek şekilde yetki kurallarından kaçınılmasıd ır. Zira, milletlerarası yetki kuralları tespit edilirken dikkate alınması gereken husus, uyuşmazlık ile mahkeme arasın da davanın o mahkemede görülmesini sağlayacak irtibatın bulunmasıdır. Böyle bir irtibat varsa Türk mahkemelerinin yargılama yetkisinde başka devlet mahkemeleri lehine vazgeçilmesini gerektirecek bir durum yoktur. Önemli olan doğal hakim ilkesinden ayrılmamaktır .303 Dolayısıyla, dava lının malvarlığının bulunduğu yer mahkemesiyle uyuşmaz lık arasında irtibatın olup olmadığına ve doğal hakim ilkesin ihlal edilip edilmediğine ilişkin ikna edici tartışmalar ve açıklamalar yapılmadan madde metninin değiştirilmesi isabetli olmaktan uzaktır. Milletlerarası ticaretin ihtiyaçlan dikkate alınmadan yapılmış bir düzenleme olduğu kanısındayız. Yukarıda, davacıdan başka bir mahkemede davasını açmasının makul bir şekilde beklenemeyeceği hallerde Türk mahkemelerinin yetkisinin dar yorum lanmasının mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmasına neden olabilece ğini açıklamaya çalıştık. İşte 9'uncu madde getiriliş amacı, bakış açısı ve okunduğu gibi yorumlanması halinde neden olabileceği sonuçlarıyla bir arada ele alındığında mahkemeye erişim hakkını hakkının özüne dokunur ve makul hiçbir amaç olmaksızın sınırlayan bir madde olduğu ortada dır.304 Maddenin bu şekilde düzenlenmesi, adaletin iyi yönetilmesi gibi bir
|
lehine vazgeçilmesini gerektirecek bir durum yoktur. Önemli olan doğal hakim ilkesinden ayrılmamaktır .303 Dolayısıyla, dava lının malvarlığının bulunduğu yer mahkemesiyle uyuşmaz lık arasında irtibatın olup olmadığına ve doğal hakim ilkesin ihlal edilip edilmediğine ilişkin ikna edici tartışmalar ve açıklamalar yapılmadan madde metninin değiştirilmesi isabetli olmaktan uzaktır. Milletlerarası ticaretin ihtiyaçlan dikkate alınmadan yapılmış bir düzenleme olduğu kanısındayız. Yukarıda, davacıdan başka bir mahkemede davasını açmasının makul bir şekilde beklenemeyeceği hallerde Türk mahkemelerinin yetkisinin dar yorum lanmasının mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmasına neden olabilece ğini açıklamaya çalıştık. İşte 9'uncu madde getiriliş amacı, bakış açısı ve okunduğu gibi yorumlanması halinde neden olabileceği sonuçlarıyla bir arada ele alındığında mahkemeye erişim hakkını hakkının özüne dokunur ve makul hiçbir amaç olmaksızın sınırlayan bir madde olduğu ortada dır.304 Maddenin bu şekilde düzenlenmesi, adaletin iyi yönetilmesi gibi bir amaca da hizmet etmemektedir. 301 Dardağan, s. 176. 3oı Bkz. yuk. Bölüm I, VIII. 303 Ekşi, s. 40-41. 304 Aynı yönde Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 362. 151 Cemile DEMİR GÖK YA YLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi HUMK'nın 16'ncı maddesi, aşırı yetki kuralı tesis edip etmediği HUMK henüz yürürlükteyken de tartışılmıştır. Haklı olarak, bu yetki kura lının kararın İcra edilmesini sağlayacak malvarlığının bulunduğu yerde dava açılmasını sağlamak amacıyla konulduğu ve ancak kararın icrası açısında anlamsız bir malvarlığının bulunduğu yerde dava açılmasına izin verilmesi halinde aşırı bir yetki kuralının varlığından söz edilebileceği ifade edilmiştir.305 Esasında mal varlığının bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi doktrinde aşırı yetki kurallarına verilen en tipik örneklerden biri sidir. Ancak, birçok devlet hukukunda da kabul edilmiştir.306 Maddenin yürürlükten kaldırılmasından önce HUMK'n ın 16'ncı maddesinden hare ketle, davalının diş fırçasının, ayakkabı ya da terliklerinin Türkiye'de bulunması nedeniyle Türk mahkemelerinde davalar açıldığına ilişkin somut bir araştırına verisi bulunmamaktad ır. Diğer taraftan, Türk mahke me kararının yabancı bir ülkede tenfiz edilmemesi riski nedeniyle yetki kuralının kaldırılması, bir devletin kendi ülkesindeki malıkernelerin yetki sini tesis etmekteki münhasır egemenlik hakkına da aykırıdır.3 07 HMK'nın 9'uncu maddesini kaleme alanların bu tercihi doktrinde haklı olarak eleştirilmektedir. Örneğin, Nomer,308 "anlaşıldığı kadarıyla, davacının uyuşmazlık için Türkiye 'de yetkili bir mahkeme bulabi/mesini bu derece kısıtlayan bir hükmün kabulünde, mal varlığına ilişkin davalar da ileri sürülen "aşkın (Exorbitant) yetki" eleştirisinden kaçınmak endi- 305 Ekşi, s. 57-58; Dardağan, s. 182 vd. Örneğin, Avusturya mahkemelerinde Avus turya Medeni usul Kanununun davalıya ait malvarlığının bulunduğu ülkede dava açılmasına izin veren maddesine istinaden, Avusturya'da oteldekayak kıyafetle rini unutan Fransız kayakçı Jean Claud Ki/Iy aleyhine Avusturya mahkemelerin de açılan davada kararı veren mahkemenin yetkisi aşırı yetki kuralı olarak müta laa edilmiştir. Bkz. Huysal, s. 488; Süzen, Denetim, s 169. Alman mahkemeleri 20. yüzyılın başında davalıya ait meyve sepetlerinin ve ticari defterlerini n; 1973 yılında da Amerikan şirketinin irtibat görevlisinin yanında bulunan dergi nüsha larının varlığından hareketle yetki tesis etmiştir. Bkz. Dardağan, s.l8 1. 306 Dardağan, s. 176, l 77. 307 Çelikei/Erdem, s. 572-573. 308 Nomer, Usul, § 225. 152 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan şesi rol oynamıştır. Gerçekten de, tarafların vatandaşlığını ve yabancı ülkede bulunan davaimm yerleşim yeri ve mutad bulunma yerini dikkate almaksızın, doğrudan doğruya mal varlığına bağlı olarak tesis edilen mil letleraras ı yetki milletlerarası hukuk alanında "aşırıya kaçan" bir yetki tesisi olarak görenler mevcuttur. Ancak Türk hukukuna getirilen hüküm ile, bu seferde bu konuda aşırılığa kaçılarak, davacıya, sadece yabancı bir ülkeden bir mahkeme i/arnı alabilme imkanı tanznmakta, bir ilam alı nabilirse dahi, bu ilanın belki de sadece Türkiye 'de malvarlığı bulunan dava/ı ya karşı tenfizinde, hukuki güçlük ve hatta imkansızlıkla karşı kar şıya kalmabil eceği ihtimali gözden kaçırılmaktadır. Halbuki, bu hükmün sadece yabancıl ar için düzenlenmemi ş olduğu, hem Türk hem de yabancı devlet vatandaşlarına karşı kullanılabileceği ve özellikle bir ülkede mal varlığı edinen kişilerin, o ülkenin milletlerarası yargı yetkisi ile de ilişki içine girmiş olduğu dikkatten kaçırılmama lıydı. Aslında bu aşkın olsa da, her davacı ya zahmetli ve sonucu belli olmayan tenfiz dava/arına gerek bırakmaksızın davasını yargıya götürebi/me imkanını veren bir yetki kura lıdır. Üstelik, nispeten -az veya çok-zayıf ülke ilişkisind en hareketle yetki tesis edilmiş olsa dahi, bunu yasaklayan bir devlet hukuku kuralı yoktur. Aksine, hükümleri zaten ülkeyle sınırlı olan yargılama hakkına müdahale etmek, devletler hukukunca devletlere tanımış yargılama hakkı ile bağdaş maz. Burada önemli olan mal varlığının değer yönünden kanun hükmü nün herhangi bir sınır çizmemiş olmasıdır. Hedefi, mal varlığı değerinin, üzerinde duru/mayacak kadar "az" olmasının, mil letleraras ı yetkinin doğumuna sebep olmasını engellemek olmalıydı." Çelikel/Erdem.J09 davaimm Türkiye'de malvarlığının bulunduğu yer mahkeme sinin kaldınlmasını eleştirrniştir: "yürürlükten kalkan eski 16. madde hükmü özellikle, davalı aleyhine Türkiye 'de dava açılabilecek hiçbir yetkili mahkemenin bulunmadığı ve sadece Türkiye 'de bulunan bir gayrimenkulü ya da bankada nakit para veya teminatından dolayı 16. madde hükmü ile doğan yetki ile ancak dava açılabildiği haller bakımzn dan önemli bir yetki hükmü niteli ğindeydi. Türkiye 'de yerleşik olmayan, 309 Çelikel!Erdem, s. 573. 153 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi mutad meskeni bulunmayan ve HMK ya da diğer kanunlarda başka bir yetki hükmüne dayanarak, borçlu aleyhine Türkiye 'de dava açılamayan haller bakımından alacak/ıyı koruyan eski 16. maddenin kaldmiması ve yeni HMK m.9 hükmünün, ancak ve ancak Türkiye 'de bulunan mal varlığı ile ilgili davalarda "dava konusu mal varlığı "nın bulunduğu mahkemesi ile sınırland ırılması, uygulama bakımından ilerde problem yaratacak ve yukarıda izah edilen durumda bulunan borçlunun Türkiye 'de dava edile bilmesinin önüne geçecek bir yetki düzenlemesi olmuştur." Akıncı310, HUMK'nın 16'ncı maddesinde davaimm malvarlığının bulunduğu yer mahkemes inin yetkisini kaldırılmasının Türk firmaları nın ve Türkiye'deki alacaklıların lehine olmadığını açıkça ifade etmiştir. Yazar'a göre, "uygulamada bu hüküm yurtdışındaki firmalardan ala caklı olan firmalarımız için Türkiye 'de dava açma imkanı veren önemli bir hükümdü. Ayrıca, zaten Türkiye 'deki mal varlığı bulunduğu için Türkiye 'de dava açıldığı için yurtdışında tenfiz i dahi gerek olmadan alacağını Türkiye 'de tahsi/i mümkün olu yordu. Bu sebeple söz konusu değişikliğin Türkfirmaların ve Türkiye 'deki alacaklıların lehine olduğunu söylemek mümkün değildir. " Yılmaz, Türk mahkemelerinin yetkisini daraltan değişikliği yerinde görmediğini açıkça ifade etmiştir.3 11 Süral, malvarlığı mahkemelerine HMK'da yer verilmemesini eleş tirmektedir. Yazar, Türkiye'de bulunan malvarlığının değerinin davacıyı tatmin edecek şekilde dava konusunun değeriyle bağlantılı olması ara narak maddenin aşkın bir yetki kuralı oluşturmasının önlenmesi müm künken kaldırılmasının doğru olmadığını ifade etmiştir.3 12 Benzer şekilde Büyükalp Sarıöz ve Ercan da maddeyi eleştirmiştir .313 310 Akıncı, s. 122 dn. 199. 311 Yılmaz, C.
|
yurtdışındaki firmalardan ala caklı olan firmalarımız için Türkiye 'de dava açma imkanı veren önemli bir hükümdü. Ayrıca, zaten Türkiye 'deki mal varlığı bulunduğu için Türkiye 'de dava açıldığı için yurtdışında tenfiz i dahi gerek olmadan alacağını Türkiye 'de tahsi/i mümkün olu yordu. Bu sebeple söz konusu değişikliğin Türkfirmaların ve Türkiye 'deki alacaklıların lehine olduğunu söylemek mümkün değildir. " Yılmaz, Türk mahkemelerinin yetkisini daraltan değişikliği yerinde görmediğini açıkça ifade etmiştir.3 11 Süral, malvarlığı mahkemelerine HMK'da yer verilmemesini eleş tirmektedir. Yazar, Türkiye'de bulunan malvarlığının değerinin davacıyı tatmin edecek şekilde dava konusunun değeriyle bağlantılı olması ara narak maddenin aşkın bir yetki kuralı oluşturmasının önlenmesi müm künken kaldırılmasının doğru olmadığını ifade etmiştir.3 12 Benzer şekilde Büyükalp Sarıöz ve Ercan da maddeyi eleştirmiştir .313 310 Akıncı, s. 122 dn. 199. 311 Yılmaz, C. I, s. 336. 312 Süral, s. 175-176. 313 Sarıöz Büyükalp, s. 359 vd; Ercan, s. 146-147. 154 Millet/erara.H Ticari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Süzen, konuya MÖHUK'u n 54(b) maddesi uyarınca yabancı mah keme kararlarının Türkiye'de tenfizini engelleyecek bir aşırı yetki kuralı tesis edilip edilmediği noktasından yaklaşmışt ır. Yabancı ülkede davalının malvarlığının bulunduğu yer mahkeme sinin yetki tesis edilirken esas alınan malvarlığının değeri ile dava konusunun değeri arasında açık bir oransızlık olmadıkça aşırı yetki kuralından hareketle yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddedilmemesi gerektiği, somut olayın öz ellikleri dikkate alınarak tenfıze karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.3 14 Sonuç olarak, HMK'nın 9'uncu maddesi hem tüzel kişilerin aleyhine açılacak davaları kapsayıp kapsamad ığının açık olmaması hem de davalı nın alacağı kısmen de olsa karşılamaya yetecek malvarlığının Türkiye'de olması halinde bile Türk mahkemelerinde dava açılmasına izin verme mesi yönlerinden eleştirilmelidir. Maddenin neden olduğu problemler, MÖHUK'ta malvarlığının bulunduğu yer mahkemesinin yetkisini düzen leyen bir yetki kuralına yer verilmesi suretiyle giderilmelidir. B. Sözleşmeden Doğan Uyuşmazlıklar da İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi HMK'nın 1 O'uncu maddesi uyarınca "sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin lfa edileceği yer mahkeme sinde de açılabilir". Maddenin lafzından açıkça anlaşıldığı gibi bu kesin olmayan bir özel yetki kuralıdır. Milletlerarası ticari uyuşmazlıklarda önemli bir rol oynayan yetki kurallanndan bir tanesi de sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda sözleşme nin ifa edileceği yer mahkemes inin yetkisidir. Ancak, milletlerarası ticari sözleşmel erden doğan uyuşmazlıklarda bu maddenin uygulanması bazı belirsizlikler içermektedir. Aşağıda bu hususlar tartışılacaktır. 1. İ fa Yeri Mahkemesinin Belirlen mesi Yabancı unsurlu olmayan uyuşmazlıklarda ifa yeri mahkemesinin belirlenmesi özel bir zorluk teşkil etmez. Zira, hangi edimin ifa yeri esas 314 Süzen, Denetim, s. 162-172. 155 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi alınsın edimin ifa yeri Türkiye'dedir ve Türk mahkemesi davayı görecek tir. Yabancı unsurlu bir uyuşmazlıkta ise ifa yerinin Türkiye'de olması halinde Türk mahkemelerinin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla milletlerarası yetkisi doğacaktır. Davanın Türk mahkemelerinden görülmesi ise uyuş mazlığın esasını etkileyebilir. Zira, esasa uygulanan hukuk yabancı bir mahkemenin uygulayacağı hukuktan farklı bir hukuk olabilir. Delilerin ikamesine ve hakim tarafından takdirine Türk hukuku uygulanacaktır . Dolayısıyla HMK'nun 1 O'uncu maddesinin milletlerarası ticari uyuş mazlıklarda ne şekilde yorumlanacağı ve uygulanacağı kararın sonucunu doğrudan etkileyebil ir. Milletlerarası ticaretten doğan uyuşmazlıklarda ifa yerinin belirlen mesi iki bakımdan zordur. İlki, sözleşme her iki tarafa da edim borcu yüklüyorsa -örneğin malın teslimi edilmesi, bedelin ödenmesi- ve bunlar farklı yerlerde ifa ediliyorsa, yetkili mahkemenin tespiti için bu edimler den hangisinin ifa yerinin dikkate alınması gerektiği konusunda tam bir görüş birliği sağlanamam ıştır. İkinci olarak, hangi edimin esas alınacağı belirlendikten sonra bu edimin nerede ifa edilmesi gerektiğinin hangi hukuka göre belirlenmesi gerektiği konusunda farklı yaklaşımlar vardır. Bu iki soruyu cevaplamadan yetkili mahkeme tespit edilemeyecektir. Diğer bir zorluk ise bu bilgilerin daha uyuşmazlığın başında tespit edilme si gerekmesidir. Zira mahkeme, yetkisine itiraz edilmişse, ilk önce yetkili olup olmadığı hakkında karar verecek daha sonra uyuşmazl ığı esastan görmeye başlayacaktır. Oysa yetki hakkında karar vermek için çözülmesi gereken sorunlar esastan da inceleme yapılmasını gerektirebil ir. a) İki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşmelerde İfa Yeri Tespit Edilirken Esas Alınacak Edim Uyuşmazlık konusu olan sözleşme her iki tarafa da borç yüklüyorsa ve tarafların edimlerinin farklı yerlerde ifa edilmesi gerekiyorsa ifa yeri mahkeme sinin yetkisi tespit edilirken tarafların ediınierinden hangi edi min dikkate alınması gerektiği belirlenmel idir. Birden fazla farklı yerlerde ifa edilecek edim olması halinde hangi edimin ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğu konusunda uyuşmazlık konusu (ifası talep edilen) edimin 156 Milletleraras i Ticari Uyuşmazilk larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan ifa yer mahkeme sinin yetkili olduğuna ilişkin yüksek mahkeme kararlan bulunmaktadır. Bazı kararlarda ise sözleşme konusu herhangi edirnden birisinin ifa yeri mahkemes inin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bazı kararlarda para ediminin karşısındaki edimin ifa yeri mahkeme sinin yet kili olduğu ifade edilmiştir. Yargıtay ve BAM Daireleri arasında farklı uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin, 6 Aralık 2016 günü Yargıtay 20'nci Hukuk Dairesi uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermişken,315 I 3 'üncü Hukuk Dairesi uyuşmazlık konusu olmayan edimin ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.316 Aşağıda genel olarak bu yaklaşımlar ele alınacak ve sözleşme tipleri ayrı başlıklar altında incelenecektir. (1) Uyuşma zlık Konusu Edimin İfa Yeri Mahkemesi Bir görüşe göre sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri mahkemesi, davalının borcunu yerine getireceği yere göre belirlenir . Diğer bir ifadeyle ifa yeri belirlenirken ifası istenen edimin, farklı bir ifadeyle davalının ifa etmesi istenen edimin ifa yeri esas alınır.317 315 Y. 20. HD., E. 2016/12618 K. 2016/11798 T. 6.12.2016 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 316 Y. 13. HD., E. 2016/15821 K. 2016/22854 T. 6.12.2016 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 317 Kuru, C I, s. 436; Postacıoğlu/Altay, § 262; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 74; Yılmaz, C. I, s. 360; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 282; Ekşi, s. I I 7; Karsh, s. 269; Erkan, HMK Değişiklikleri, s. 234; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 204; Yünlü, s. 1085; Özdemir Kocasakal, Elektronik, s. 181; Özel, İfa Yeri, s. 421; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. I 3 1 8; Doğan, s. 65; Süzen, s. 1 1 30; Süral, s. 181. Akduman, uyuşmazlığın konusunun edimin ifası dışında cezai şartın tenkisi, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, kötü ifa ya da ifa etmeme nedeniyle tazminat talebi olduğu hal lerde herhangi bir edimin i fa yeri mahkemesi nde dava açılabile ceği görüşündedir (Akduman, s. 279-280); Budak/Karaaslan, davaimm yerine getirmesi gereken birden fazla edim talep ediliyorsa sözleşmeye niteliğini veren asıl edimin ifa yeri mahkemesinde dava açılabileceğini ifade etmiştir (Budak! Karaaslan, s. 53); Kazmaz, HMK.m. IO'daki sözleşmenin ifası ifadesinin doğru 157 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Yargıtay bir kararında
|
269; Erkan, HMK Değişiklikleri, s. 234; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 204; Yünlü, s. 1085; Özdemir Kocasakal, Elektronik, s. 181; Özel, İfa Yeri, s. 421; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. I 3 1 8; Doğan, s. 65; Süzen, s. 1 1 30; Süral, s. 181. Akduman, uyuşmazlığın konusunun edimin ifası dışında cezai şartın tenkisi, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, kötü ifa ya da ifa etmeme nedeniyle tazminat talebi olduğu hal lerde herhangi bir edimin i fa yeri mahkemesi nde dava açılabile ceği görüşündedir (Akduman, s. 279-280); Budak/Karaaslan, davaimm yerine getirmesi gereken birden fazla edim talep ediliyorsa sözleşmeye niteliğini veren asıl edimin ifa yeri mahkemesinde dava açılabileceğini ifade etmiştir (Budak! Karaaslan, s. 53); Kazmaz, HMK.m. IO'daki sözleşmenin ifası ifadesinin doğru 157 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Yargıtay bir kararında uyuşmaz lık konusu edimin ifa yeri mahke mesinden ne anlaşılması gerektiğini açıklamıştır: "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 'nun 1 O. maddesine göre ise, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesind e de açılabilir. Sözleşmenin yerine getiri/eceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer-borcun ödene ceği yer) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesind e, borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesind e açı labilir. Ancak sözleşmeden, açık ve zımni olarak sözle şmenin yerine geti rifeceği yerin aniaşılam adığı hallerde yetkili yer, 6098 sa yılı Türk Borçlar Kanununun 89. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşme den doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Ancak bu gibi hallerde Türk Borçlar Kanunu 'nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir ... 318 Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesinin 2014 yılında verdiği bir karann da ifa yeri mahkemesi aynı yönde açıklanmıştır:3 19 "HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, dava/ının ikametgahının bulunduğu yer mahkemes idir. Aynı kanunun 1 O. maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemes inde de açılabi leceği hüküm altına alınarak özel yetki kuralı düzenlenmiştir. Sözleşmenin ifa yeri, davacının sözleşmeye dayanarak talep ettiği şeye göre belirlenir. Sözleşmede her iki taraf da ifada bulunacak ise davacının lfasını istedi ği şeye göre yetkili mahkeme tespit edilir. Taraflar ifa yerini aralarında olmadığı, birden çok edim olabileceği için maddenin uyuşmazlık konusu yüküm lülüğü i fa edileceğin yer olarak anlaşılması gerektiğini ifade etmiştir. Uyuşmaz lık konusu edimin i fa yeri örnekleri için bkz. (Kazmaz, s. 1 944). 318 Y. 12. HD., E. 2015/2562 K. 2015/13391 T. 12.5.2015; Y 12. HD., E. 2014/20865 K. 2014/23769 T. 14.10.2014 [Lexpera İçtihat Bilgi Bankası]. 319 Y. 3. HD., E. 2013/18266 K. 2014/2694 T. 24.2.2014; Y. 12. HO., E. 2013/18073 K. 2013/27784 T. 10.9.2013 [Lexpera İçtihat Bilgi Bankası]. 158 Milletlerarasi Ticarf Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan kararlaştırmış iseler davanın kararlaş tırılan lfa yerinde de açılması müm kündür." İfa yeri mahkeme sinin uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemesi olarak belirlenmesi halinde sözleşme lerden doğan para alacaklarının tah sili için açılacak davalarda ifa yeri mahkemesi sıfatıyla davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılacaktır (TBK.m. 89). Yargıtay'ın yabancılık unsuru taşımayan para alacağına ilişkin davalarda hangi edimin esas alınması gerektiğine ilişkin özel bir inceleme yapmadan TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca alacaklı davacının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin çok sayıda kararı bulunmaktadır . Aynı yönde çok sayıda BAM kararı da bulunmaktadır. 320 320 Y. 20. HD., E. 2016/12618 K. 2016/11798 T. 6. I 2.2016; Y. 19. HD., E. 2015117160 K. 2016/52 I 7 T. 23.3.201 6; Y. ll. HD., E. 201611899 K. 2016/2909 T. 16.3.2016; Y. I 9. HD., E. 2015117714 K. 2016/3676 T. 2.3.201 6; Y. 19. HD., E. 2015111358 K. 2016/2461 T. I 7.2.201 6; Y. I 9. HD., E. 2015/13928 K. 2016/542 T. 22.1.2016; Y. 12. HD., E. 2015/23087 K. 2016/625 T. 13.1.2016; Y. 19. HD., E. 2015/7205 K. 2015116914 T. 15. 12.2015; 12. HD., E. 2015/5169 K. 2015115502 T. 04.06.2015; Y. 12. HD., E. 2015/4113 K. 2015/14321 T. 26.5.2015; Y. 19. HD., E. 2015/3872 K. 2015/7394 T. 18.05.2015; Y. 19. HD., E. 2014119252 K. 2015/7000 T. 12.05.2015; 19. HD., E. 2014/18262 K. 2015/5150 T. 09.04.2015; Y. 19. HD., E. 2014/174 I I K. 2015/4936 T. 07.04.201 5; Y. 13. HD., E. 2015/4565 K. 2015/7007 T. 9.3.2015; Y. 19. HD., E. 2014/15360 K. 2015/3031 T. 4.3.2015; Y. ll. HD., E. 2014/16741 K. 2015/1659 T. I 1.2.2015; Y. 23. HD., E. 2014/7730 K. 2015/713 T. 10.02.2015; Y. 19. HD., E. 2014/464 K. 2014/16089 T. 12.11.2014; Y. ll. HD., E. 2014/15478 K. 2014/17256 T. 10.11.2014; Y. 19. HD., E. 2014/7541 K. 2014112148 T. 02.07.2014; Y. 19. HD., E. 2014/6866 K. 2014/9819 T. 26.5.2014; Y. 19. HD., E. 2014/4969 K. 2014/8928 T. 08.05.2014; Y. 19. HD., E. 2014/5168 K. 2014/8105 T. 29.4.2014; Y. 23. HD., E. 2013/8646 K. 2014/2431 T. 31.3.2014 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. İstanbul BAM, I 7. HD., E. 2019/2 I 93 K. 2020/580 T. 27.2.2020; BAM, 14. HD., E. 2018/2167 K. 2019/897 T. 27.6.2019; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2019/1142 K. 2019/811 T. 12.6.2019; İstanbul BAM, 3. HD., E. 2019/862 K. 2019/791 T. 10.5.2019; İstanbul BAM, 3. HD., E. 2018/1364 K. 2019/318 T. 6.3.2019; İs tanbul BAM, 12. HD., E. 2019/9 K. 2019/82 T. 24.1.2019; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1738 K. 2018/1687 T. 25.12.2018; İstanbul BAM, 14. HD., E. 2018/775 K. 201811559 T. 20.12.2018; İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/3794 159 Cemile DEMiR G6KYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi (2) Sözleşmeye Tipini Veren Edimin İfa Yeri Mahkemesi Çok sayıdaki davada davacının talebi sözleşmeden doğan bir miktar para alacağının ödenmesidir. Sözleşmede ödeme ediminin ifa yeri taraf larca kararlaştırı lmamışsa davacı alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ifa yeridir (TBK.m.89). Para alacağının ifa edileceği -ödeneceği- yer olan alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerde dava açılmasının kabul edilmesi genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olmasına ilişkin temel kurala (HMK.m.6) önemli bir istisna teşkil etmek tedir. Bu nedenle önemli sayıda Yargıtay kararında, uyuşmazlık konusu edimin değil sözleşmeye tipini veren edimin ifa yeri mahkemes inin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Bu görüş özellikle Yargıtay 15 'inci Hukuk Dairesi tarafından eser sözleşmeleri için benimsenmiştir.3 2ı Daire, sadece ödünç sözleşmele rinde borçlunun edimini ifa yeri olan alacaklının yer leşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu ifade etmiştir. Farklı Hukuk Daireleri, diğer sözleşme türleri,
|
İfa Yeri Mahkemesi Çok sayıdaki davada davacının talebi sözleşmeden doğan bir miktar para alacağının ödenmesidir. Sözleşmede ödeme ediminin ifa yeri taraf larca kararlaştırı lmamışsa davacı alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ifa yeridir (TBK.m.89). Para alacağının ifa edileceği -ödeneceği- yer olan alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerde dava açılmasının kabul edilmesi genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olmasına ilişkin temel kurala (HMK.m.6) önemli bir istisna teşkil etmek tedir. Bu nedenle önemli sayıda Yargıtay kararında, uyuşmazlık konusu edimin değil sözleşmeye tipini veren edimin ifa yeri mahkemes inin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Bu görüş özellikle Yargıtay 15 'inci Hukuk Dairesi tarafından eser sözleşmeleri için benimsenmiştir.3 2ı Daire, sadece ödünç sözleşmele rinde borçlunun edimini ifa yeri olan alacaklının yer leşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu ifade etmiştir. Farklı Hukuk Daireleri, diğer sözleşme türleri, özellikle satış sözleşmeleri bakımından da benzer bir yaklaşım benimsemişt ir. Böylece, uyuşmazlık konusu edim bir miktar paranın ödenmesi olsa da alacaklının yerleşim yeri mahkeme lerinde dava açılamayacağı sonucuna varılmıştır. Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi az sayıdaki kararında uyuşmazlık konusu edimin değil karakteris tik edimin ifa yeri mahkeme sinin yetkili olması gerektiğini ifade etmiş tir.322 Esas itibariyle YHGK, 2014 yılında verdiği bir kararın da, para ala cağının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği yer mahkemesinin (alacaklının yerleşim yeri) mahkeme sinin özellikle 15'inci Daire karar- K. 2018/2633 T. 7.12.2018; İstanbul BAM, 14. HD., E. 2018/571 K. 2018/1344 T. 15.11.2018; İstanbul BAM, 18. HD., E. 2017/2140 K. 2018/9 T. 17.1.2018; Antalya BAM, 3. HD., E. 2017/356 K. 2017/320 T. 24.4.2017; İstanbul BAM, 17. HD., E. 2019/3388 K. 2020/1156 T. 25.6.2020; İstanbul BAM, 17. HD., E. 2019/3431 K. 2020/973 T. 4.6.2020; İstanbul BAM, ı3. HD., E. 201811887 K. 2020/618 T. 11.6.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 32ı Bkz. aşğ. Bölüm II, Ili, B, ı, a, (5), (e). 322 Bkz. aşğ. Bölüm II, lll, B, ı, a, (3). 160 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan lannda ifade edildiği gibi ödünç sözleşmeleriyle sınırlı olup olmadığını tartışmış ve sınırlı olmadığına karar vermiştir.323 Buna rağmen aşağıda eser sözleşmelerini incelediğimiz başlıkta görüleceği gibi eser sözleşmelerin de sadece eserin imal edildiği (bulunduğu) yer mahkemelerinin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna karar verilmektedir .324 Doktrinde, para alacağının ödeneceği yer mahkemelerinin yetkisinin sadece ödünç sözleşmeleriyle sınırlı turulmaması gerektiği ifade edilmiştir. Kira, satış sözleşmesi gibi diğer sözleşme tiplerinde de para alacağının ifa yerinde dava açıiabilmesi gerekir.325 (3) Karakteristik Edimin İfa Yeri Mahkemesi Karakteristik edim kavramı, sözleşme lerden doğan uyuşmazlıklara uygulanacak hukuku tespiti amacıyla kullanılmaktadır. Ticari faaliyetler den doğan sözleşmel erde taraflar sözleşmeye uygulanacak hukuku seçme mişlerse, sözleşmeye karakteristik edim borçlusunun işyerinin bulunduğu yer hukuku uygulanır (MÖHUK.m .24(4)). Karakteri stik edimin ifa yeri MÖHUK veya HMK'da Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tesis etmek amacıyla kullanılma mıştır. Buna rağmen, Yargıtay 11 'inci Hukuk Dairesi birkaç kararında karakteri stik edimin ifa yeri Türkiye'de olduğu için karakteristik edimin ifa edileceği yer mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Daire, bu kararlarında karakteri stik edimin ifa yerinden tam olarak ne anlaşılması gerektiğini açıklamamıştır. Doktrinde Atalı/Ermenek/Erdoğan, dava sözleşmeden kaynaklanan belli bir edimin if asına yönelik olmayan örneğin sözleşmenin geçersizliği ne, yorumlanmasına ilişkin uyuşmazl ıklarda karakteristik edimin ifa yeri mahkemesinde dava açılması gerektiğini ifade etmektedir.326 323 Y. HGK., E. 2013111-630 K. 2014/332 T. 19.3.2014 kararın metni için bkz. aşğ. dn. 441. 324 Bkz. aşğ. Bölüm II, Ili, B, 1, a, (5), (e). 325 Yılmaz, C.J, s. 351. 326 Atah/Ermenek/Erdoğan, s. 204. 161 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Karakteristik edimin ifa yer mahkemesinin yetkili olması yabancı doktrinde önerilmiştir.327 ATAD, Brüksel Konvansiyonun 5'in maddesinde düzenlenen ifa yeri mahkeme sinin davacının davasını dayandırdığı edimin ifa yeri mahkemesi olduğuna karar vermiştir.3 28 ATAD'nın 26.5.1982 tarih li lvenel/Schwab kararında da ifa yerinin karakteri stik edimin ifa yerine göre belirlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.329 ATAD daha sonra verdiği bir kararında ise karakteristik edimin ifa yeri mahkemesine yönelik içtiha dını sürdürmemiş ve davanın davacının iddiasını dayandırdığı edimin ifa yerinde açılması gerektiği, herhangi bir edimin ifa yerinde açılamayacağı sonucuna varmıştır.33 0 AB Brüksel II Tüzüğünün 7'nci maddesinin birinci fıkrasında, sözleş meden doğan uyuşmazlıklarda ifa yeri mahkemes inin yetkisini düzenlen miştir ancak karakteri stik edimin ifa yeri mahkemes inin yetkili olacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır . Sözleşmeyle ilgili uyuşmazlıklarda, uyuşmaz lık konusu edimin i fa yeri mahkemesi (the place of performance of the obligation in question) yetkilidir. Taraflarca aksine bir anlaşma yapılmamışsa, bu madde anlammda "uyuşmazlık konusu" edimin ifa yeri, satış sözleşmele rinde sözleşme uyarınca satılanın teslim edildiği veya edilmesi gereken yer; hizmet (iş görme) sözleşmelerinde ise sözleşme uyarınca hizmetin verilmesi gereken yerdir. Bir satış ya da hizmet söz leşmesi söz konusu olmayan hallerde ise uyuşmazlık konusu ediminin ifa yeri mahkemesi yetkilidir.J31 327 Bu konuda bkz. Demir Gökyayla, Cemi le, Milletlerarası Özel Hukukta Tek Satı cılık Sözleşmeleri, I. Bası, Ankara 2005, s. 530. 328 ATAD 6 Ekim 1976 tarihli De Bloos vs Bouyer (https://eur-lex.europa.eu/legal content/EN/ ALLI?uri=C ELEX%3A6 ı 976CJOO 14, Erişim Tarihi 08/09/2020). 329 ATAD 26 mayıs 1982 tarihli Roger lvene/ v Helmut Schwab (https://eur-lex.eu ropa.eu/legal- contentlen!TXT /?uri=CELEX%3A6 ı 98 ı CJO ı 33, Erişim Tarihi 31107 /2020). 330 ATAD ı 5 Ocak 1987 tarihli Shenavai v. Kreischer (https://eur-lex.europa.eu/ resource.html ?uri=cel lar:f2a9c822-ac57 -449 5-aea 7 -ed b l445ba5bf.0002.06/ DOC _ 2&format=PDF, Erişim Tarihi 31107 /2020) 331 https://eur-lex.europa.eu/legaı-cont ent!EN/TXT /HTMLI?uri=C ELEX:32012R I 2 ı5&from=EN#d 1e737-ı-ı (Erişim Tarihi 31/07/2020) 162 Milletleraras i Ticari Uyuşmazilkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan AB Brüksel II Tüzüğü uyannca herhangi bir edimin ifa yeri mah kemesi değil uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemesi yetkilidir. Bununla birlikte satım ve hizmet sözleşmesi bakımından uyuşmaz lık konusu edimin ifa yerinin malın teslim edildiği ve hizmetin verildiği yer olduğuna dair bir karine getirilmiştir. Aslında, Sözleşmele rden Doğan Borç İlişkilerine Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma I Tüzüğü'nün 4'üncü maddesi uyarınca, satış sözleşmel erinde ve hizmet sözleşmelerinde uygu lanacak hukuk, teslim ve iş görme edimlerini yerine getirecek tarafların mutad meskenlerinin bulunduğu yer hukukudur. AB Roma II Tüzüğünün 4'üncü maddesinde, bu edimler açıkça karakteristik edim olarak tanımlan mamıştır. Ancak, 4 'üncü maddede açıkça sayılmayan sözleşme tiplerine uygulanacak hukuk karakteristik edim borçlusunun mutad meskeninin bulunduğu yer hukukudur. Bu açıdan bakıldığında en azından satım ve hizmet sözleşmeleri bakımından dolaylı da olsa karakteri stik edimin ifa yeri mahkemesinin yetkili kılındığı söyleneb ilir. Ancak, AB Brüksel II Tüzüğünde sözleşmenin ifa yeri mahkemesi açıkça karakteristik edimin ifa yerine bağlanmamış biHikis uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri
|
edimin ifa yerinin malın teslim edildiği ve hizmetin verildiği yer olduğuna dair bir karine getirilmiştir. Aslında, Sözleşmele rden Doğan Borç İlişkilerine Uygulanacak Hukuka İlişkin Roma I Tüzüğü'nün 4'üncü maddesi uyarınca, satış sözleşmel erinde ve hizmet sözleşmelerinde uygu lanacak hukuk, teslim ve iş görme edimlerini yerine getirecek tarafların mutad meskenlerinin bulunduğu yer hukukudur. AB Roma II Tüzüğünün 4'üncü maddesinde, bu edimler açıkça karakteristik edim olarak tanımlan mamıştır. Ancak, 4 'üncü maddede açıkça sayılmayan sözleşme tiplerine uygulanacak hukuk karakteristik edim borçlusunun mutad meskeninin bulunduğu yer hukukudur. Bu açıdan bakıldığında en azından satım ve hizmet sözleşmeleri bakımından dolaylı da olsa karakteri stik edimin ifa yeri mahkemesinin yetkili kılındığı söyleneb ilir. Ancak, AB Brüksel II Tüzüğünde sözleşmenin ifa yeri mahkemesi açıkça karakteristik edimin ifa yerine bağlanmamış biHikis uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahke mesinin yetkisi tesis edilmiştir. İsviçre Federal Usul Kanunu'nun 31 'inci maddesi uyarınca ise karak teristik edimin ifa yeri mahkemesi yetkilidir. İsv. MÖHK'n ın 113'üncü maddesi yabancı unsurlu sözleşme lerden doğan uyuşmazlıklarda, ifa yeri mahkemesinin yetkisini düzenlemektedir. Borcun İsviçre'de ifası gereki yorsa ve davalının İsviçre'de yerleşim yeri, mutad meskeni ya da işyeri bulunmuyarsa sözleşme İsviçre'deki ifa yeri mahkemelerinde açılabilir. Görüldüğü gibi İsv. MÖHK karakteristik edimin ya da uyuşmaz lık konusu (davanın dayanağı olan edimin) ifa yerine bağlanmarnıştır . İsviçre'de ifa edilmesi gereken bir edim varsa ve davaimm yerleşim yeri, mutad meske ni veya iş yeri yoksa İsviçre mahkemeleri yetkilidir. Görüldüğü gibi ne AB Brüksel Tüzüğü ne de İsv. MÖHK malıkernelerin yetkisini karakteristik edimin ifasıyla sınırlandırmamıştır . HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmazlık larda karakteristik edimin ifa yeri mahkemelerinde dava açılabileceğine karar vermek için Türk hukukunda herhangi bir yasal dayanak bulunma- 163 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi maktadır. Karakteri stik edim borçlusunun işyeri, MÖHUK'u n 24'üncü maddesi uyarınca sözleşmelere uygulanacak hukuku gösteren objektif bağlama noktasıdır. Yetkili hukukun tespiti amacıyla kullanılan bir bağ lama noktasının milletlerarası yetkinin tesisinde de kullanılması için her hangi bir haklı sebep bulunmamaktadır. Diğer taraftan, ancak karakteristik edimin ifa yeri Türkiye'deyse Türk mahkemelerinin ifa yeri mahkemesi olarak yetkili olduğunu kabul etmek lO'uncu maddenin çok dar yorum lanması anlamına gelir. Oysa ifa yeri ile yetkilendirilen mahkeme arasında yakın ve gerçek bir bağlantı vardır.332 Bu bağlantının karakteristik edimin ifa yeri mahkeme siyle sınırianmasına gerek yoktur. (4) Edimlerden Herhangi Birisinin İfa Yeri Mahkemesi Buna karşılık bazı yüksek mahkeme kararlarında, uyuşmazlık konusu veya sözleşmeye tipini veren edim olup olmadığına bakılmaksızın edim lerden herhangi birisinin ifa yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu sonucuna varılmıştır. Örneğin, Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi de 2016 yılında verdiği bir kararında taraflardan herhangi birinin edimini ifa ede ceği yer mahkemes inin yetkili sayılabileceği sonucuna varrnıştır.333 332 Ekşi, s. 120. 333 Y. 4. HD., E. 2016/5374 K. 2016/8020 T. 16.6.2016 "Davacı, davalının su kulla nım hizmet bedelini ödememesinden dolayı bu alacaktan dolayı davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 201311837 esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalınm yetkiye ve borca kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek İtirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 164 Davalı, alacak konusunun su kullanım hizmet bedeli olup para borcunu içermekte olduğunu, bu nedenle İcra takibinin iİK'nın 50. ve HMK'nın 9. maddeleri gereği yetkili icra dairesinin kendi ikametgahı olan Finike İcra Dairesi olduğunu icra dairesinjn yetkisizliğine karar verilmesini, ayrıca borcunun olmadığını belirterek davanın esastan reddini istemiştir . Mahkemece, icra takibinin yetkisizicra dairesinde başlatıldığı, dolayısıyla geçerli bir İcra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, icra takibi, ... İcra Müdürlüğünde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Gerçekten, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar herhangi bir edimin ifasına ilişkin olmayabilir. Örneğin, cezai şartın ödenmesi, tenkisi, söz leşmenin ihlali nedeniyle tazminat davası açılan hallerde hangi edimin ifa yerinin esas alınacağı sorusuna cevap vermek kolay olmayabil ir. Bu gibi davaların edimlerden herhangi birisinin ifa yerinde açılabileceği doktrinde de ifade edilmiştir. 334 Aşağıda değişik sözleşme tipleri açısından yukarıdaki farklı yakla şımlar incele necektir. davacı taraf ından İtirazın iptali davası aç ılmıştır. Takip tarihinde yürürlükte olan ve iİK'nın 50/1. maddesi atfı ile uygulama yeri olan HMK'nın 10. maddesi uya rınca, sözleşmel erden doğan uyuşmazlıklarda, dava veya İcra takibi sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (i fa edileceği) yer İcra dairesinde ya da mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer takip tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı inkar edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu, götürülecek borçlar dan olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. YHGK'n ın 16/02/2005 tarih ve 19-63 esas, 61 karar sayılı ilaını ile Dairemizin 20/02/20 ı 4 tarih ve 20 ı 3/81 ı 9 esas, 20 ı 4/1368 karar sayılı ilaını bu yöndedir. Ayrıca dava, davalının su kullanım bedelini ödememesinden kaynaklanma ktadır. Davalının sulama yaptığı taşınmaz ... ilçesinde yer almaktadır. Dolayısıyla ... icra daireleri de yetkilidir. Bu durumda davacı, davalının yerleşim yerinde veya taşın ınazın bulunduğu yer olan ... İcra dairelerinde İcra takibi başlatabilir. Somut olayda, davalı-bor çlunun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığına itirazı bulunmadığına, bu durumda davalının para borcu edimi yönünden bor cun ifa edileceği yer, ayrıca taşınınazın bulunduğu yer ... olduğuna ve icra takibi de ... 'ta yapıldığına göre, ... İcra daireleri de yetkili olup, i tirazın iptali davasının görülmesi koşulları oluştuğundan, esasa girilmesi ve sonucuna göre bir karar ve rilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olma mış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı yara rına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine ı6/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 334 Ekşi, s. ı ı 8. 165 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi (5) Bazı Sözleşme Tiplerine Göre İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi (a) Satış Sözleşmeleri Satış sözleşmele rinden doğan alacak davalarında ifa yeri mahkemesi olarak esas alınması gereken mahkemenin hangi edimin ifa yerindeki mahkeme olması gerektiği konusunda farklı yönlerde yüksek mahkeme kararları bulunmaktadır. Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi, 2015 yılında verilen bir kararda, et satım sözleşmesinden doğan alacak davasında dava konusu alacağın ödeneceği yer mahkemesinin yetkili
|
bir karar ve rilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olma mış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı yara rına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine ı6/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 334 Ekşi, s. ı ı 8. 165 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi (5) Bazı Sözleşme Tiplerine Göre İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi (a) Satış Sözleşmeleri Satış sözleşmele rinden doğan alacak davalarında ifa yeri mahkemesi olarak esas alınması gereken mahkemenin hangi edimin ifa yerindeki mahkeme olması gerektiği konusunda farklı yönlerde yüksek mahkeme kararları bulunmaktadır. Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi, 2015 yılında verilen bir kararda, et satım sözleşmesinden doğan alacak davasında dava konusu alacağın ödeneceği yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.33 5 Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği bir kararında daha satış sözleşmelerinde para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiği için davacının yerleşim yeri mahkemes inin yetkili olduğuna karar vermiştir.33 6 Karara konu olan uyuşmazlık Türkiye'deki satıcı ile 335 Y. 19. HD., E. 2015/6183 K. 2015/l 1635 T. 30.9.2015 "İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili ile karşı taraf arasında et satımına ilişkin sözleşme bulundu ğunu, sözleşme konusu etin borçlunun iş yerinde teslim edildiğini, bu durumda HMK'nın 10. maddesi hükmü uyarınca ifa yerinin de yetkili olduğunu, borçlunun .. Kamp Komutanlığı .. adresindeki işi bittikten sonra müvekkilinin kendisine ulaşmasının çok güç ve imkansız olacağını, borçlunun dosyaya sunduğu dilekçe deki adresi ile vekaletnamesindeki adreslerinin farklı olduğunu ileri sürerek, karşı tarafın itirazının reddini istemiştir . Mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 10. madde sine göre sözleşmeden doğan davaların ifa edileceği yer mahkemesinde açılabi leceği, TEK'nın 89/1. maddesine göre para borçlarının alacaklının ödeme zama nındaki yerleşim yerinde ödeneceği, bu durumda talep eden alacaklının yerleşim yeri .. mahkemeleri nin yetkili olduğu, dayanak faturada borçlunun kaşe ve imzası bulunduğundan alacağın varlığı konusunda yeterli kanaat oluşturduğu gerekçe siyle İtirazın reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati hacze itiraz eden vekili nin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar veril di." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 336 Y. 19. HD., E. 2015/4625 K. 2016/963 T. 27.1.2016 "Mahkemece yapılan yar- 166 Milletlerarası Ticarf Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan İsviçre'deki alıcı arasında satılan malların bedelinin ödenmemesinden doğmuştur. Türkiye'de davacı, İsviçre'deki davalıya karşı satış bedelinin ödenmesi istemiyle kendi yerleşim yeri mahkemesinde alacak davası açmıştır. Davalı, mallar Türkiye'de teslim edilmediği için Türk mahkeme lerinin yetkisine itiraz etmiştir. Yerel mahkemenin, "sözlü satım akdinin bulunması sebebiyle yetkili mahkemenin HM!Cnm yetkiye ilişkin hüküm leri çerçeves inde para alacağına ilişkin bu davada davacı alacakimm ika metgahının bulunduğu ... mahkemeleri olduğundan dava/ı vekilinin yetki gıtarnada toplanan deliliere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; MÖHUK'un 24. md. gözetildiğinde taraflar arasındaki ticari satım akdinde karakteristik edim borçlusunun satıcı konumundaki Türk tabiyetinde bulunan davacı olduğu dik kate alındığında somut olayda Türk Hukukunun uygulanması gerektiği taraflar arasında sözlü satım akdinin bulunması sebebiyle yetkili mahkemenin HMK'nın yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde para alacağına ilişkin bu davada davacı alacaklının ikametgahının bulunduğu ... mahkemeleri olduğundan davalı vekili nin yetki ilk itirazının reddi gerektiği, taraflar arasında ticari satım akdi uyarınca, İsviçre'de faaliyet gösteren dava lı firmaya davacı tarafça toplam değeri 62.917,99 İsviçre Frangı olan mobilya ve kumaş malzemeleri satıldığı ve satılan malzeme nin davalıya teslim edildiği, söz konusu satım bedelinin alıcı davalı firma tara fından ödenmediği, her ne kadar davalı taraf ayıplı mal teslim edildiğini iddia etmiş ise de, ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği, dolayısıyla sözleşme konusu malları bu haliyle kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile 62.9 ı 7,99 İsviçre Frangı 'nın dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarının İsviçre Frangı için 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden yürütülecek faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsil i ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirİcİ sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görül meyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hük mün ONANMASfNA , vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı ya rarına takdir edilen 1.350,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.20 ı 6 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde Y. 19. HD., E. 2012/14449 K. 2013/ı609 T. 29.01.2013 (Ruhi, s. ı55). 167 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ilk itirazının reddi gerektiğine" ilişkin kararı onaylanmı ştır. Bu kararda açıkça belirtilmemiş olsa da uyuşmazl ık konusu alacağın ödeme yeri olan davacı alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğundan hareket edilmiştir. Yargıtay'ın bu yöndeki içtihadını uygulamaya devam eden bölge adli ye mahkemeleri bulunmaktadır. İzmir BAM 17'nci Hukuk Dairesi337 ve Antalya BAM ll 'inci Hukuk Dairesi338 ise satış sözleşmele rinden doğan alacak davalarının davacının yerleşim yeri mahkemelerinde açılabilece ğine karar vermiştir. Örneğin, model uçak satış sözleşmesinin feshinden doğan avansın iadesine ilişkin bir uyuşmazlıkta, İstanbul Bölge Adiiye Mahkemesi, uyuşmazlık konusu para borcunun ödeme yeri mahkemeleri nin yetkili olduğuna karar vermiştir. Karara konu uyuşmazlıkta, davalının yerleşim yeri Türkiye'de değildir ve uçakların teslim yeri de Türkiye'de değildir. Yerel mahkeme bu nedenle yetkisizlik kararı vermiştir . İstanbul BAM 13'üncü Hukuk Dairesi ise avansın iadesi borcunun TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca davacı alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiği için İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir.339 337 İzmir BAM, 17. HD., E. 2017/2233 K. 2018/52 T. 11.1.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 338 Antalya BAM, ll. HD., E. 2017/1820 K. 2018/597 T. 19.4.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 339 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/1745 K. 2019/1347 T. 9.10.2019 "MÖHUK 40. maddesinde "Türk mahkemelerinin mill etlerarası yetkisini, iç hukukun yer itiba riyle yetki kuralları tayin eder. "hükmü düzenlenmiştir. HMK'nın 1 O. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir, TBK'nın 89. maddesine göre aksine anlaşma yok ise para borç ları, ala caklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde i fa edilir. Buna göre taraflar arasında 28/08/2008 tarihli ... model uçak satışına ilişkin ... sayılı sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında alınacak uçaklar için davalıya toplam 3.502.000 USD avans ödemesi yapıldığı, sözleşmenin 14/07/2011 tarihli fesih anlaşması ile sona erdi ği, verilen avansın bir kısmının fesih sözleşmesi
|
11.1.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 338 Antalya BAM, ll. HD., E. 2017/1820 K. 2018/597 T. 19.4.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 339 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/1745 K. 2019/1347 T. 9.10.2019 "MÖHUK 40. maddesinde "Türk mahkemelerinin mill etlerarası yetkisini, iç hukukun yer itiba riyle yetki kuralları tayin eder. "hükmü düzenlenmiştir. HMK'nın 1 O. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir, TBK'nın 89. maddesine göre aksine anlaşma yok ise para borç ları, ala caklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde i fa edilir. Buna göre taraflar arasında 28/08/2008 tarihli ... model uçak satışına ilişkin ... sayılı sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında alınacak uçaklar için davalıya toplam 3.502.000 USD avans ödemesi yapıldığı, sözleşmenin 14/07/2011 tarihli fesih anlaşması ile sona erdi ği, verilen avansın bir kısmının fesih sözleşmesi ile iade edildiği, 900.000 USD avansın iade edilmediği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında imzalanan 28/08/2008 tarihli ... model uçak satışına ilişkin 3380 sayılı sözleşmenin 12.3 maddesinde uygulanacak hukukun belidendiği ancak yetkili mahkemeye ilişkin 168 Milletleraras i Ticari Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan İstanbul BAM 12'nci Hukuk Dairesi, ticart satım sözleşmesinden kaynakla nan davada, uyuşmazlık konusu edimin ifa yerinin yetkili oldu ğuna karar vermiş ve malların teslim edildiği yer mahkemelerinin yetkisiz olduğunu açıkça belirtmiştir.340 İstanbul BAM 16'ncı Daire de teslim ve olarak yetki sözleşmesi bulunmadığı, 1 0/2. maddesinde sözleşmenin fesh i halin de avans iadesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının yerleşim yeri ve sözleşmenin i fa yeri dikkate alındığında Türk Mahkemelerinin yargı hakkı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmiş ise de ihtilaf sözleşmenin fesh i nedeniyle avans ödemesinden kaynaklanmaktadır. Buna göre de talep bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK'nın 89. maddesi hükmüne göre para alacakları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Davacının yerleşim yeri mahkemenin yetki alanı içinde kaldığından MÖHUK 40, HMK 1 O ve TBK'nın 89. maddesine göre Türk mahkemelerinin yargı hakkı bulunup mahkeme yetkili olduğundan verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinafbaşvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme sinin kararının HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuş tur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 340 İstanbul BAM, I 2. HO., E. 2018/2151 K. 2019/28 T. 10.1.2019 "Genel yetki ku ralını düzenleyen HMK'nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir . Öte yandan aynı yasanın I O.maddesi uyarınca sözleş meden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.mad desine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtü lü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olaya gelince; taraflar arasında düzenlenen 02/06/2017 "Sipariş Forınu" başlıklı belgede siparişe konu ürünler ve fiyatları liste halinde belirlendikten sonra "Mersin depo teslim ve KDV hariç fiyatlardır .... Malzemeler Saf Çelik tarafından Tuzla Depomuzda kontrol edilecek ve 120 gün vadeli çekiniz tarafımızdan teslim alınacaktır .... " ifadesi kullanılmı ştır. Dolayısıyla sözleşmede satıcının malı teslim borcunun ifa yeri olarak Mersin ilinin kararlaştırıldığı kabul edilse bile, alıcının para borcunun ifa yeri olarak Tuzla ilçesinin kararlaştı rılmış olduğu açıktır. Bu durumda HMK 10. ve TBK 89.maddeleri uyarınca davacı alacaklının ikametga hı mahkemesi olan İstanbul Anadolu Mahkemeleri de yetkili olup, (Yargıtay'ın 19/09/2018 tarihli 2016/19177 E., 2018/4314 K. sayılı kararı) ilk derece mahkeme sinin aksi yöndeki kararı yerinde görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 169 Cemile DEMİR G6KYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ödeme edimlerinin birbirinden farklı olması halinde uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir.34 1Aynı daire, tica ri satım sözleşmesinden doğan cayma tazminatı ödemesi için açılan alacak davasının, cayma tazminatı para borcu olduğu için alacak lının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu kabul ederek uyuş mazlık konusu ( edimin) para alacağının ödeneceği yer mahkemesinin yetili olduğuna karar vermiştir .342 2014 yılında verilen bir başka kararda elektrik kullanım bedelinin ödenmemesinden doğan bir uyuşmazlıkta, davaimm ödemesi gereken kullanım bedelinin davacı alacaklının yerleşim yerinde ödeneceği gerekçesiyle davacının yerleşim yeri mahkemesinin 341 İstanbul BAM, 16. HD., E. 20ı 7/3794 K. 2018/2633 T. 7.12.20ı8; Antalya BAM, 3. HD., E. 20 ı 7/235 K. 20 ı 7/239 T. 31.3.20 ı 7; İzmir BAM da iki tarafa borç yük leyen sözleşmele rde uyuşmazl ık konusu edimin ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Bkz. İzmir BAM, 12. HD., E. 2017/492 K. 2017/665 T. 24.3.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 342 İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/3818 K. 2018/1987 T. 28.9.2018 "İstanbul 12. 170 Asliye Ticaret Mahkemes inin 29/03/2017 tarihli 2016/1041 esas, 2017/224 karar sayılı kararında sözleşmenin gerçekleşmediği ve hiç yürürlüğe girmediği gerek çesiyle HMK 6.madde uygulanarak görevsizlik kararı verilmişse de; davacının talebinin taraflar arasında imzalanan 17/02/2016 tarihli "iş yeri devir vaadi söz leşmesinden" kaynaklanan 50.000 TL cayma bedelinin ödenmesine yönelik İti razın iptali davası olduğu, davalı tarafça da sözleşmenin inkar edilmediği ancak kendisinin cayma iradesi bulunmadığını, davacı tarafın üzerine düşen ediınİ ye rine getirmediğini savunduğu, HMK lO.maddede "sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi nde de açılabileceğinin" düzenlendiği, TBK 89/1-1 maddesinde para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerle şim yerinde ifa edileceğinin düzenlendiği, cayma bede linin de taraflar arasındaki 17/02/20 16 tarihli iş yeri devir vaadi sözleşmesinde düzenlendiği, para borcu ol duğu, davacı alacaklının ikametgahı mahkemesinde İtirazın iptali davası açabi leceği kanaatiyi e, istinaf talebinin kabulüne, istanbul 12. Asliye Ticaret Mahke mesinin 29/03/20 17 tarihli 2016/1041 esas, 2017/224 karar sayılı yetkisizlik ka rarının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuş tur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/892 K. 20ı8/1893 T. 20.9.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletterar ast Tıcari Uyuşmazitk tarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan yetkili olduğuna karar vermiştir. 343 Antalya BAM 3 'üncü Hukuk Dairesi de su aboneliği kapsamında ödenmeyen su kullanım bedellerinden doğan alacak davalarında davacının yerleşim yeri mahkeme sinin yetkili olduğu na karar vermiştir. 344 Satış sözleşmesinden doğan alacak davalarının uyuşmazlık konusu para edimi olduğu için alacaklının yerleşim yerinde açılabileceğine dair çok sayıda Yargıtay ve BAM kararı bulunmaktadır. 345 343 Y. 3. HD., E. 2014/5796 K. 2014/10958 T. 03.07.2014 "6100 sayılı HMK.nun "Sözleşmeden doğan davalarda yetki" başlıklı IO.maddesi hükmünde; sözleşme den doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilece ği açıklanmış tır. Somut olayda, davacı davalının elektrik abonesi olduğundan, HMK lO.maddesi ne
|
içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/892 K. 20ı8/1893 T. 20.9.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletterar ast Tıcari Uyuşmazitk tarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan yetkili olduğuna karar vermiştir. 343 Antalya BAM 3 'üncü Hukuk Dairesi de su aboneliği kapsamında ödenmeyen su kullanım bedellerinden doğan alacak davalarında davacının yerleşim yeri mahkeme sinin yetkili olduğu na karar vermiştir. 344 Satış sözleşmesinden doğan alacak davalarının uyuşmazlık konusu para edimi olduğu için alacaklının yerleşim yerinde açılabileceğine dair çok sayıda Yargıtay ve BAM kararı bulunmaktadır. 345 343 Y. 3. HD., E. 2014/5796 K. 2014/10958 T. 03.07.2014 "6100 sayılı HMK.nun "Sözleşmeden doğan davalarda yetki" başlıklı IO.maddesi hükmünde; sözleşme den doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilece ği açıklanmış tır. Somut olayda, davacı davalının elektrik abonesi olduğundan, HMK lO.maddesi ne göre, sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, davacı şirketin merkezinin bulun duğu yer olan Akşehir'dir. Bu durumda, mahkemenin yetkili olduğu kuşkusuzu dur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde Y. 3. HD., E. 2014/3375 K. 2014/6919 T. 6.5.2014; İstanbul BAM, 3. HD., E. 2017/1582 K. 2018/1454 T. 26.10.2018 "HMK'nın genel yetki koşulları na göre de; HMK 10. maddesi uyarınca; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde ve mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda; taraflar arasında abonelik sözleşmesi olduğu ve sözleşmeye konu iş yerinin İstan bul adresindeki dükkana ilişkin olduğu, başka bir deyişle sözleşmenin ifa yerinin Esenler/İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. O halde; sözleşmenin ifa yeri olan Ba kırköy Mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilerek, davaimm yetki itirazına itibar edilmeyerek, mahkemece işin esastan incelemesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığın dan dava lı ... ' ın bu yöndeki istinaf baş vurusunun reddine karar ver mek gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 344 Antalya BAM, 3. HD., E. 2017/335 K. 2017/317 T. 24.4.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 345 İstanbul BAM, 14. HD., E. 2019/122 K. 2020/574 T. 16.6.2020; Kayseri BAM, 6. HD., E. 2020/402 K. 2020/532 T. 6.7.2020; İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/941 K. 2019/1405 T. 7.11.2019 ; İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/1319 K. 2019/1015 T. 10.7.2019; İstanbul BAM, 16. HD., E. 2018/12 K. 2019/1132 T. 16.5.2019; Adana BAM, 9. HD., E. 2019/121 K. 2019/549 T. 13.5.2019; İstan bul BAM, 12. HD., E. 2018/2617 K. 2019/139 T. 7.2.2019; İstanbul BAM, 12. HD., E. 20 I 8/1415 K. 2019/140 T. 7.2.2019; Antalya BAM, ll. HD., E. 2017/110 171 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Azımsanmayacak sayıda kararda ise uyuşmazlık konusu bir miktarın paranın ödenmesi talebi olmasına rağmen Yargıtay, satış sözleşmelerin den doğan uyuşmazlıklarda satılanın teslim edildiği yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.346 Satış sözleşmesi niteliğindeki elektrik kullanım sözleşmesinin ihlali ve kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan bir alacak davasında, uyuşmazlığın konusu bir miktar paranın ödenme si olmasına rağmen elektriğin kullanıldığı yer mahkeme sinin de yetkili olduğuna karar verilmiştir.347 Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği bir kararda kaldıraçlı alım satım işlemleriyle ilgili imzalanan bir sözleşmede karakteristik edimin ifa yer mahkemesinin yetkili olduğuna K. 2017/360 T. 25.4.2017; Ankara BAM, 22. HD., E. 2017/227 K. 2017/407 T. 30.3.20 17; İstanbul BAM, I 3. HD., E. 20 I 9/2414 K. 2020/656 T. 18.6.2020 [Lex pera içtihat Bilgi Bankası). 346 Y. 19. HD., E. 2015/1458 K. 2015/12761 T. 14.10.2015 "Mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda; taraflar arasındaki kömür alım-satım sözleş mesi ... 'de yapıldığın dan ve faturalar içeriği kömürün ... 'de teslim edildiğinden iİK'nın 50. mad. Yollamasıyla HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca ... mahkemeleri nin yetkili olduğu, talep edenin 5 adet fatura sebebiyle toplam 30.799,89 Tl va desi geçmiş ve ödenmemiş alacaklarının bulunduğu, malın teslim edildiği her bir faturanın altına şirket görevlisince teslim alındığına dair imza atıldığı gerekçesiy le İtirazın reddine karar verilmiş, hüküm itiraz eden vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirİcİ sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati hacze itiraz eden vekili nin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden den alınmasına, 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). 347 Y. 3. HD., E. 2014/18367 K. 2015/15442 T. 8.10.2015 "6100 sayılı HMK'nun "Sözleşmeden doğan davalarda yetki" başlıklı 1 O.maddesi hükmünde; sözleşme den doğan davaların, sözleşmen in ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilece ği açıklanmıştır . 172 Somut olayda; davacı, dava! ının elektrik abonesi olduğundan, HMK 1 O. maddesi ne göre, sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, davacının aboneliğinin bulundu- ğu yer olan .......... 'dir. Bu durumda, mahkemenin yetkili olduğu kuşkusuz udur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Milletlerarast Ticari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan karar vermiştir. Yargıtay kararında hangi edimin karakteristik edim oldu ğunu tartışmamıştır . Kararın yabancı unsurlu bir uyuşmazlığa ilişkin olup olmadığı da anlaşıl amamaktad ır.348 Araç satımından doğan bir uyuşmazlıkta davacı, aracın ayıplı olması nedeniyle ödediği tamir bedelinin tahsil i için bir dava açmıştır. Uyuşmazlık konusu edim bir miktar para alacağına ilişkin olmasına rağmen arabanın teslim edildiği yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.349 Fotokopi makinesi satışından doğan uyuşmazlıkta, davacı alıcı malın bedelini veya değiştirilmesini talep etmiştir. Yargıtay, fotokopisinin teslim 348 Y. ll. HD., E. 2016/1393 K. 2016/1769 T. 22.2.2016 "Dava, taraftar arasında yapılan 05/07/2012 tarihli kaldıraçlı alım satım işlemleri sözleşmesinden kaynak lanmakta olup, davacı sözleşmenin ... 'te yapıldığını ileri sürmüş, davalı ise bunun aksini savunmamıştır. Ayrıca yapılan sözleşmede belirtilen karekteristik edimin i fa yerinin de ... olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar taraftar arasında imza lanan sözleşmenin 60. ve 61. maddelerinde ... Mahkemeleri yetkili kıl ınmış ise de HMK'nın 17. maddesi gereğince davacı tacir olmadığından bu yetki sözleşmesi davacıyı bağlamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yeri mahkemesi olan ... Mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek davalının yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, isabetli görülmeyen gerekçeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görül memiş, kararın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 349 Y. 19. HD., E. 2015/16193 K. 2016/1396 T. 3.2.2016 "Mahkemece, davalı şir ketin merkezi İzmir'de olup HMK'nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahke me ... mahkemeleri bulunduğu gibi, yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle HMK'nın 10. maddesi çerçevesinde akdin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olacak ise de, satıma konu aracın davacıya Ankara'da teslim edildiği, edimin ye rine getirildiği yer bakımından da ... mahkeme lerinin yetkili olmadığı, böylece
|
ınmış ise de HMK'nın 17. maddesi gereğince davacı tacir olmadığından bu yetki sözleşmesi davacıyı bağlamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yeri mahkemesi olan ... Mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek davalının yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, isabetli görülmeyen gerekçeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görül memiş, kararın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 349 Y. 19. HD., E. 2015/16193 K. 2016/1396 T. 3.2.2016 "Mahkemece, davalı şir ketin merkezi İzmir'de olup HMK'nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahke me ... mahkemeleri bulunduğu gibi, yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle HMK'nın 10. maddesi çerçevesinde akdin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olacak ise de, satıma konu aracın davacıya Ankara'da teslim edildiği, edimin ye rine getirildiği yer bakımından da ... mahkeme lerinin yetkili olmadığı, böylece yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemel eri olduğu gerekçesiyle dava di lekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirİcİ sebeplere, göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlannın reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 03.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi."; aynı yönde bkz. Ankara BAM, 22. HD., E. 2018/1008 K. 2018/662 T. 3.5.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 173 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi ve kurulum yerinin de ifa yeri olduğu ve bu yer mahkemelerinin yetkisine karar vermiştir. 350 Satış sözleşmelerinden doğan davalarda ifa yeri mahkemesi olarak teslim yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna dair Yargıtay içtihadını takip eden Bölge Adiiye Mahkemesi kararları bulunmaktadır . Örneğin, Antalya BAM ll 'inci Hukuk Dairesi, davanın uyuşmazlık konusu para borcunun ödenmesi gereken davacının yerleşim yeri mahkemesinde değil sadece malların teslim yeri mahkemesinde açılabileceğine karar vermiştir. 351 350 19. HD., E. 2015/440 K. 2015/11621 T. 30.09.2015 "Dava, davacının kırtasiye dükkanında kullanmak üzere davalı F2 .. AŞ nin ithalatçısı, davalı F !..ltd. Şti.nin satıcısı olduğu fotokopi makinesinin satın alındıktan sonra arızalanması sebebiyle ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi istemine ilişkin dir. Davalı satıcı F ! .. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde, davacıdan gelen talep üzerine 18.07.2013 tarihinde bir adet fotokopi makinesinin satılarak teslim edildiğini, fotokopi makinesinin kurulumunun Iğdır Bölge Bayisi tarafından yapıldığını, ile ri sürmüştür. O halde davalı şirket vekilinin bu beyanı gözetildiğinde, 6100 sy. HMK'nın 10. maddesinde düzenlenen ifa yerinin de yetkili olduğuna dair hükmü tartıştidıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 351 Antalya BAM, ll. HD., E. 2017/2159 K. 2018/935 T. 4.6.2018 "Davaya konu uyuşmazlı kta, sözleşmenin ifa yerinin neresi olduğu hususu çekişme konusu dur. HMK'nın lO.maddesi uyarınca, sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hususu düzenlenmiş olup, aynı yasanın 6. maddesind e yer alan düzenlem eye bir ilave niteliği taşımaktadır. Bu kapsamda, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesi amacıyla TBK'nın 89. maddesi uyuşmazlığın çözümünde ışık tutucu niteliktedir. Anılan madde kapsamında, ifa yeri kavramı işlenmiş olup, borcun ifa yerinin tarafların açık veya örtülü iradele rine göre belirleneceği, aksine bir anlaşma yoksa para borçları yönünden alacak lının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin ifa yeri olduğu hususu düzenlenmiştir . Maddede bahsi geçen "açık veya örtülü irade" kavramı önem arzetmekt edir. So mut olayda, davacı taraf, davaya konu emtiayı davalıya gönderdiğini ve davaimm ikametgahı olan Antalya ilinin Korkuteli ilçesinde davalıya teslim edildiğini, te lefonla da destek hizmeti sunulduğunu bildirmektedir. Nitekim dosya içerisinde mevcut fatura ve sevk irsaliyelerinden de bu durum açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözleşmenin ifa yerinin taraflarca örtülü olarak Korkuteli olarak karar- 174 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Ankara BAM 22'nci Hukuk Dairesinde ticari bir satış sözleşmesinden doğam uyuşmazlıkta ifa yerinin malın teslim edildiği yer olduğunu belirt miş ve sözleşmenin ifa yeri mahkemelerinin bu yer mahkemeleri olduğuna karar vermiştir.3 52 Erzurum BAM çeşitli daireleri yakın tarihli kararlarında ticari satım sözleşmesi nden doğan ayıp nedeniyle malın bedelin iadesine ilişkin davanın malların teslim yerinde açılabileceğine karar vermiştir.3 53 Samsun BAM 3 'üncü Hukuk Dairesi de malların teslim edildiği yerin ifa yeri olduğuna karar vermiştir.3 54 İstanbul BAM 13'üncü Hukuk Dairesi de 2019 yılında verdiği bir kararında satıcının teslim edimini ifa ettiği laştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından Korkuteli ilçesinde kurulum sağ lanmak üzere gönderilen ve satılan cihaziarın davalıya Korkuteli il çesinde te slim edildiği ve burada kurulumunun sağlandığı, bu durumda sözleşmenin ifa yerinin aynı zamanda davaimm ikametgahı olan Korkuteli ilçesi olduğu anlaşılmı ştır. Bu durumda yetki hususunda TTK' nın 89.maddesindeki alacaklının yerleşim yeri ile HMK' nın IO.maddesindeki sözleşmenin para borcuna ilişkin kısmının ifasına ilişkin yetki kurallannın uygulana bilirliği yoktur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 352 Ankara BAM, 22. HD., E. 2018/1008 K. 2018/662 T. 3.5.2018 "Sözleşmeden kay naklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düze nine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK'nın I O. maddesinde ise; "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Belirtilen yasal düzenlemelere göre, somut olayda yetkili mahkemeye ilişkin de ğerlendirmede; sözleşmenin varlığı tarafların kabulündedir . Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği itibarıyla, davacının edimi satıma ilişkindir. Mal tesliminden sonra belirtilen hususlar, sözleşmen in temel niteliğinin satım akdi olması sonucu nu değiştirmeyecektir. Satım akdinden kaynaklanan ihtilaf sebebiyle davacı dava sını, HMK'nın 6. Maddesindeki genel yetki kuralı gereğince, davaimm yerleşim yeri mahkemesi olan Germenc ik'de açabileceği gibi, sözleşmede Germencik'te akdedildiği, taraflarca dava konusu aracın davalıya teslim yeri olarak kararlaş tırılan, yani sözleşmenin ifa edileceği yer olan Germenc ik'de de HMK.'nın 10. Maddesi gereğince dava açabilecektir ." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 353 Erzurum BAM, 1. HO., E. 2017/1195 K. 2018/154 T. 9.2.2018; Erzurum BAM, 3. HO., E. 2017/405 K. 2017/371 T. 9.5.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 354 Samsun BAM, 3. HD., E. 2017/204 K. 2017/202 T. 21.3.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 175 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yer mahke mesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.355 Bezane ile SGK İl Müdürlüğü yapılan ilaç temin sözleşmesi nden doğan uyuşmazlıkta ise eczanenin faaliyette bulunduğu yer mahkemes inin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna ilişkin Yargıtay uygulaması, Samsun BAM 5 'inci Hukuk Dairesi tarafından takip edilmiştir.356 Yukarıda örnek olan gösterilen Yargıtay ve BAM kararlarından anla şılacağı üzerine, satış sözleşmesinden doğan alacak davalarında, ifa yeri mahkemesinin, uyuşmaz lık konusu para alacağının ifa yeri olan davacının yerleşim yeri mahkemesi mi yoksa sözleşmeye tipini veren teslim ediminin ifa edilmesi gereken yer
|
T. 9.2.2018; Erzurum BAM, 3. HO., E. 2017/405 K. 2017/371 T. 9.5.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 354 Samsun BAM, 3. HD., E. 2017/204 K. 2017/202 T. 21.3.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 175 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yer mahke mesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.355 Bezane ile SGK İl Müdürlüğü yapılan ilaç temin sözleşmesi nden doğan uyuşmazlıkta ise eczanenin faaliyette bulunduğu yer mahkemes inin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna ilişkin Yargıtay uygulaması, Samsun BAM 5 'inci Hukuk Dairesi tarafından takip edilmiştir.356 Yukarıda örnek olan gösterilen Yargıtay ve BAM kararlarından anla şılacağı üzerine, satış sözleşmesinden doğan alacak davalarında, ifa yeri mahkemesinin, uyuşmaz lık konusu para alacağının ifa yeri olan davacının yerleşim yeri mahkemesi mi yoksa sözleşmeye tipini veren teslim ediminin ifa edilmesi gereken yer mahkemesi mi olduğu konusunda istikrar bulun mamaktadır . Her iki yönde de yüksek mahkeme kararı bulunmaktadır. (b) Taşıma Sözleşmeleri Taşımanın Türkiye'den başka bir ülkeye veya başka bir ülkeden Türkiye'ye yapıldığı hallerde karayoluyla taşıma sözleşmelerinden doğan sözleşmelerde yetkili mahkeme CMR'ye göre belirlenecektir. 357 Hava 355 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/257 K. 2019/798 T. 22.5.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 356 Samsun BAM, 5. HO., E. 2017/414 K. 2017/357 T. 1.6.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 357 Bkz. aşğ. Bölüm II, III, L, 1. 176 İstanbul BAM, 14. HD., E. 2019/1399 K. 2020/470 T. 2.6.2020 "iLERi SÜRÜ LEN İS TİN AF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından sigortalısı ... A.Ş. 'ye ait emtianın, taşıma sırasında oluşabilecek rizi kolara karşı ... no'lu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına ait incir, üzüm ve armut emtiasının, 26 palet ve 6.180 kap olacak şekilde Antakya/Hatay'dan Hollanda'ya ... -... plakalı tır ile davalı şir ket sorumluluğunda taşındığını, taşıma sonrasında yapılan kontrollerde, emtianın arzu edilen ısı derecesinde taşınmaması sebebi ile büyük bir kısmının çürüdüğü ve yumuşadığını, bahsi geçen hasar sebebi ile müvekkili tarafından sigortalısına 59.517,79 TL ödeme yapılarak, zararının karşılandığını, ödenen bedelin rücusu amacıyla müvekk ili tarafından İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü 'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının iti- Mil/etleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan razı üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1349 Esas sayılı dosyası nezdinde İtirazın iptali davası açıldığını, davanın, mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle tamamen haksız ve kanuna aykırı şekilde reddedildiğini, CMR Konvansiyonunun 31. maddesi "Davanın Açılacağı Ülke" yönünden önem arz ettiğini, dava konusu borcun TBK md. 89 uyarınca para bor cu olup, hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkili olduğunu, bu hususta çok sayıda yargıtay kararı ve emsal mahkeme kararı mevcut olduğunu, müvekkili si gortalısının tüm haklarına halef olduğundan mahkeme kararının aksine TBK md. 89'un uygulanabilmesi için müvekkili ile davalı arasında akdi bir ilişki olmasına gerek olmadığını, müvekkilinin, sigortalısının haklarına halef olduğundan, TBK md. 89 uyarınca kendi yerleşim yerinde icra takibi başlatılabilmesi /dava açabil mesinin mümkün olduğunu, bu sebeple hem icra dairesi hem de mahkemenin yetkili olduğunu, mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1349 Esas 2018/889 Karar sayılı ve 20/1 1/2018 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılarak, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkili olduğu ve işin esasına girilmesi gerektiği yönünde, temyiz incelemesi sonuna kadar kararın İcrasının geri bıra kılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalı şirketin Hollanda'ya ihraç ettiği emtianın davalı şirket tarafından taşınması sırasında hasara uğraması nede niyle davacı ... tarafından sigortalısına ödenen zarar bed elinin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki İtirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davaimm icra dairesinin yetkisine vaki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, ka rara karşı davacı vekilince istinafbaşvurusunda bulunulm uştur. İstinafincelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinafbaşvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta CMR Konvansiyon hü kümleri uygulanacaktır. Yargıtay 1 1 HD 2016/ 12984 E 2018/ 6486 K 18.10.2018 tarihli emsal karar içeriğinde de işaret edildiği üzere Yetkili Mahkemenin tesbiti CMR 3 1 maddesine tabidir. Buna göre CMR ye tabi taşımalarda yetkili mahke meler a) davaimm ikametgahı, taşıma mukavelesinin akdedildiği esas işyeri veya şubesi veya şubesinin bulunduğu yerlerde, b) taşımacının yükü aldığı veya teslim yeri olarak gösterilen yerde açılabilecektir. Somut olayda; davalı taşıyıcının ika metgahı Hatay, yükün teslim alındığı yer Antakya! Hatay, teslim yeri ise Hollanda olup; İstanbul Anadolu İcra dairelerinin CMR 31. madde de sayılan yetkili yerle rin hiçbirine girmediği, CMR 3 l maddesi ve dava! ının yetki itirazında gösterdiği Hatay İcra Dairesinin yetkili bulunduğu, İtirazın iptali davaları nda, icra dairesinin 177 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yoluyla taşıma sözleşmele rinden doğan uyuşmazlıklar ise Varşova veya Montreal Sözleşmelerine göre belirlenecektir . 358 Bu durumda deniz taşıma sözleşmelerinden, CMR, Varşova veya Montreal Sözleşmeleri kapsa mında olmayan taşıma sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda ifa yeri mahkeme sinin yetkisi HMK'nın lO'uncu maddesine göre belirlenebil ir.359 yetkisine itirazda öncelikle İcra dairesinin yetkisine İtirazın halligerektiği ,yetkili yerde takip başlatılması İtirazın iptali davası bakımından özel bir dava şartı oldu ğu, İtirazın iptali davasının görülebilmesi için , öncelikle İcra dairesinin yetkili yerde yapıldığının tesbiti gerektiği bu sebeple, davalımn İcra dairesine yönelttiği yetki itirazı uyarınca mahkemece verilen kararın isabetli olup, somut olayda ta raflar arasında akdi ilişki bulunmadığı da gözetildiğinde, davacı ve kilinini istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK 353/1-bl maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir."; Y. ll HD, E. 2004/10588 K. 200517103, T. 04.07.2005 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 358 Bkz. aşğ. Bölüm II, III, L, 2. 359 Y. ll. HD., E. 2015/15452 K. 2016/369 T. 18.1.2016 "Dava, karayoluyla CMR hükümlerine tabi taşımadan kaynaklı navlun bedelinin tahsili için başlatılan İcra takibine yapılan İtirazın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar dava konusu ala cağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hükümlerine tabi ise de CMR Konvansiyonu'nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişkin ihtilaftarda iç hukuk kuralları uygulanmalıd ır. Böylece davalı tarafın dan her ne kadar taraftar arasında taşıma sözleşmesi bulunmarlığına dair savunma yapılmış ise de dosya kapsamında yer alan 20. 10.201 O tarihli CMR uluslararası hamulesenedi ve 30.09.2010 tarihli faturadan taraflar arasında CMR hükümlerine tabi taşıma ilişkisinin bulunduğu sabit olmakla davalı vekilinin bu yöndeki savun maları yerinde görülmemiştir. Taraftar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğün den bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun alacağının tahsili
|
2. 359 Y. ll. HD., E. 2015/15452 K. 2016/369 T. 18.1.2016 "Dava, karayoluyla CMR hükümlerine tabi taşımadan kaynaklı navlun bedelinin tahsili için başlatılan İcra takibine yapılan İtirazın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar dava konusu ala cağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hükümlerine tabi ise de CMR Konvansiyonu'nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişkin ihtilaftarda iç hukuk kuralları uygulanmalıd ır. Böylece davalı tarafın dan her ne kadar taraftar arasında taşıma sözleşmesi bulunmarlığına dair savunma yapılmış ise de dosya kapsamında yer alan 20. 10.201 O tarihli CMR uluslararası hamulesenedi ve 30.09.2010 tarihli faturadan taraflar arasında CMR hükümlerine tabi taşıma ilişkisinin bulunduğu sabit olmakla davalı vekilinin bu yöndeki savun maları yerinde görülmemiştir. Taraftar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğün den bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun alacağının tahsili hususunda hangi yer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirlenecektir. Dava navlun alacağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 818 sayılı BK'nın 73. maddesi ge reğince alacaklının ifa zamanında mukim bulunduğu yerde ödenmelidir. HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin i fa yerinde de dava ve takip yapılabileceği gözetildiğinde davacının merkezinin bulunduğu ... İcra Müdürlüğü'nde icra takibi yapılmasına ve İtirazın iptali davasının ... Mahke melerinde görülmesine engel bir durum bulunmamaktadır . O halde mahkemece, bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle yetk isizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 178 Milletleraras i Ticari Uyuşmazilkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Yargıtay, İstanbul-Dubai arasında yapılan deniz taşıma sözleşme sinden doğan bir alacak davasında uyuşmazlık konusu navlun bedelinin ödeme yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.360 Adana BAM 9'uncu361 ve İstanbul BAM 13 'üncü362 Hukuk Dair eleri taşıma sözleşme- Başka bir kararda ise hem HMK.m. IO'a hem de CMR'nin 31. maddesindeki tes lim yeri mahkemesinin yetkisine atıf yapılmıştır: Y. 1 1. HD., E. 2009/11409 K. 2011/3836 T. 04.04.2011 "Mahkemece, akdi ilişkinin kabul edilmediği nden ve borçlunun adresinin Arıkara olduğundan bahisle yetkiye ilişkin İtirazın kabulüne ve yetkili i cra dairesince yapılan takip bulunmadığı ndan davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içerisindeki 23/01/2008 tarihli taşıma senedinde davaimm gönderilen, davacının taşıyıcı sıfatında olduğu, davacının bu hukuki ilişkiden kaynaklandığını iddia ettiği navlun alacağının tahsili için takip başlattığı, taşımanın İspanya-İzmir arasında yapılmasına göre uygulanması gereken CMR Konvansiyonunun 31 Ib mad desinde "Taşımac ının yükü aldığı veya teslim yeri olarak gösterilen yerlerde dava açılabileceğinin" düzenlendiği, aynı şekilde HUMK'n un 10. maddesindeki davanın mukavelenin İcra olunacağı yerde de açılabileceği şeklindeki hükme göre, teslim yeri olan İzmir mahkemelerinde dava açılabileceği ve icra takibi yapılabileceği gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir."; aynı yönde İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1813 K. 2018/1289 T. 25.10.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 360 Y. 1 1. HD., E. 2015/15452 K. 2016/369 T. 18.1.2016 "Taraflar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğünden bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun alacağının tahsil i hususunda hangi yer mahkeme ve İcra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirlenecektir. Dava navlun ala cağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 818 sayılı BK'nın 73. maddesi gereğince alacaklının ifa zamanında mukim bu lunduğu yerde ödenmelidir. HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yerinde de dava ve takip yapılabileceği gözetildiğinde davacının merkezinin bulunduğu .... İcra Müdürlüğü'nde İcra takibi yapılmasına ve İtirazın iptali davasının .... Mahkemelerinde görülmesine engel bir durum bu lunmamaktadır. O halde mahkemece, bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir."; aynı yönde İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1813 K. 2018/1289 T. 25.10.2018 [Lexpera İç tihat Bilgi Bankası]. 361 Adana BAM, 9. HD., E. 2018/219 K. 2018/213 T. 15.3.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 362 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/2010 K. 2020/603 T. 11.6.2020 "HMK'nın 355. 179 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi lerinden doğan alacak davalarının taşıma bedelinin ödenmesi gereken yer mahkemesinde açılabileceğine karar vermiştir. Davalının yerleşim yerinin Türkiye'de olmadığı taşıma sözleşmesin den doğan bir alacak davasında, uyuşmazlık konusu para borcunun TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca davacının yerleşim yerinde ifa edileceğinden hareketle Türk mahkeme- 180 maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilrnek sure tiyle yapılmıştır. Dava, karayoluyla CMR hükümlerine tabi taşımadan kaynaklı bakiye navlun bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan İtirazın ipta li istemine ilişkindir. Mahkemece, Usulüne uygun takip yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine," karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmu ştur. Somut olayda, i cra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir. Uyuşmazlık; davanın temelini oluştu ran İcra takibinin para alacağına ilişkin olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı vekilinin İcra müdürlüğünün yetkili olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Her ne kadar dava konusu alacağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hüküm lerine tabi ise de CMR Konvansiyon u'nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ndan bu yöne ilişkin ihtilaftarda iç hukuk kuralları uygulanmal ıdır. Taraftar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğünden bu taşıma ilişkisinden kay naklı navlun (bekleme ücreti) alacağının tahsili hususunda hangi yer mahkeme ve İcra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirlenecektir. Dava navlun (bekleme ücreti) alacağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 6098 sayılı TSK'nın 89 maddesi gereğince alacaklının ifa zamanında mukim bulunduğu yerde ödenme lidir. HMK'nın I O. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yerinde de dava ve takip yapılabilecektir. (Yargıtay 1 1 Hukuk Dairesi' nin 2015/15452 Esas, 2016/369 Karar sayılı içtihadı benzer mahiyettedir.) Somut olayda, davacı alacaklının muamele merkezi Sultanbeyli/İstanbul olup Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları gözetildiğinde 6098 sayılı TSK'nın 89. madde hükmü uya rınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Mahkemeleri 'nin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinafsebebi yerinde gö rülmüştür." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan lerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar verilmiştir. 363 Bu kararlarda görüldüğü üzere taşıma sözleşmelerinden doğan alacak davalarında uyuş mazlık konusu para alacağının ödeme yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar veri lmiştir. Aksi yönde mahkeme
|
1 1 Hukuk Dairesi' nin 2015/15452 Esas, 2016/369 Karar sayılı içtihadı benzer mahiyettedir.) Somut olayda, davacı alacaklının muamele merkezi Sultanbeyli/İstanbul olup Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları gözetildiğinde 6098 sayılı TSK'nın 89. madde hükmü uya rınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Mahkemeleri 'nin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinafsebebi yerinde gö rülmüştür." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan lerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar verilmiştir. 363 Bu kararlarda görüldüğü üzere taşıma sözleşmelerinden doğan alacak davalarında uyuş mazlık konusu para alacağının ödeme yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar veri lmiştir. Aksi yönde mahkeme kararları da bulunmaktadır. Örneğin, İstanbul BAM 13 'üncü Hukuk Dairesinin 2019 tarihli kararına konu uyuşmazlıkta yabancı unsurlu bir taşıma sözleşmesinde mallar Meksika' dan Ambarlı Lİmanına taşınmıştır. Demuraj alacağına ilişkin olarak açılan alacak davasında, taşıma sözleşmesinin ifa yerinin malların teslim limanı olan Ambarlı Limanı olduğu için yabancı bir şirketin Türkiye'deki davalıya karşı bu yer mahkemesinden dava açabileceğine ifade etmiştir.364 Bu karar da, BAM, görüldüğü uyuşmazlık konusu edimin ifa yerinde değil sözleş meye tipini veren taşıma ediınİnin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varmıştır. Aynı Daire 2020 yılında verdiği bir kararında daha taşıma sözleşmelerinden doğan davaların para borcunun ifa yeri olan alacaklının yerleşim yerinde dava açılamayaca ğını ifade etmiştir.365 363 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1178 K. 2019/733 T. 23.5.2019 "Dava, cari he saba dayalı alacağın tahsil i amacıyla başlatılan icra takibinde takip masrafları, icra vekalet ücreti ve tahsil harcına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, kendisinin İngiltere'de yerleşik bir firma olması nedeniyle Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının bu davaya sebep olacak bir alacağının bulunmadığını, zira taraflar arasında kabul edilen mutabakat uyannca ödemelerin yapıldığını, hatta bir kısım ödemenin icra takibinden önce yapıldığını savunrnuştur. Davalı ... yetki itirazında bulunmuş olmakla birlikte yetkili mahkemeyi açıkça göstermemiştir. Ayrıca salt davalının yurtdışında mukim bir firma olması Türk Mahkemelerinin yetkisini ortadan kaldırmayacağı gibi; HMK 10. ve TBK 89.maddeleri uyarınca davacı alacaklının ikametgahı Küçükçekmece olduğundan Bakırköy Mahkeme lerinin yetkili olduğu da açıktır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 364 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2018/851 K. 2019/791 T. 22.5.2019 "İİK'nın 50.mad desinin yollamasıyla uygulanması gereken HMK'nın yetki kuralları karşısın da icra takibi sözleşmenin ifa yeri olan Ambarlı limanının bulunduğu yer icra dairesinde yapılmadığından ve davalı borçlunun adresi de Ankara olduğundan ilk derece mahkeme sinin de belirlediği gibi HMK 6.maddesi uyarınca takibin Ankara'da yapılması gerekmektedir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 365 İstanbul BAM, 13. HO., E. 2020/561 K. 20201717 T. 2.7.2020 "Somut olayda, 181 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkem elerinin Milletlerarası Yetkisi Ankara BAM 22'nci Hukuk Dairesi de patlayıcı maddelerin yol inşaatına taşınması ilişkin taşıma sözleşmesinde ifa yerinin malların teslim edildiği yer olduğuna karar vermiştir. 366 (c) Kira Sözleşmeleri Kira sözleşmelerinden doğan davalar taşınır veya taşınmaz kiraların dan doğabilir. Bu uyuşmazlıklarda HMK'nın 6'ncı ve 9'uncu maddeleri uyarınca genel mahkemeler yetkilidir. Taşınmaz kiralarından doğan uyuş mazlıklar, taşınınazın aynına ilişkin davalarda kesin yetkili mahkeme ola rak taşınınazın bulunduğu yerdeki mahkemenin kesin (münhasır) yetkisi kapsamından değildir. Davalının Türkiye'de yerleşim yeri ve mutad mes keni yoksa uyuşmazlık konusu malvarlığının bulunduğu yer mahkemesi sıfatıyla kira sözleşmesine konu olan malvarlığının bulunduğu yer mah kemesinde de dava açılabilir (HMK.m.9 c. 2). HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca ifa yeri mahkemeleri de yetkilidir.367 davadışı sigortalıya ait emtianın davacının sigortalısı firmada 1 no'lu davalı fir ma çalışanı olan 2 no'lu davalı operatör ... sorumluluğunda, ı no' lu davalıya ait ... plakalı vinç ile tahliye edildiği sırada emtialardan ı adet çift tristörlü motor panosu, pano üzerindeki iki napanın kırılması sonucu vinçten düşürüldüğü ve ha sarlandığı, hasarın, nakliye aşaması sona erdikten sonra, emtianın tahliye edildiği aşamada meydana geldiğinin iddia edildiği, Halefiyet ilkesi gereği sigortalı hangi yetkili İcra müdürlüğünde takip yapacak ise, sigorta şirketi de aynı yetkili icra dairesinde takip yapabileceğinden emtianın tahliyesinin yapıldığı akdin ifa yeri nin ve aynı zamanda sigortaimm yerleşim yerinin Tekkeköy /Samsun adresinde olduğundan ve davalıların sözleşmesel edim borcunun para ödemek olmayıp so mut olayda TBK.nın 89. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından, davalı .. .'ün ikamet adresinin Ünye/Ordu adresi olup, Davalı ... SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ.nin yerleşim yerinin Tekkeköy/Samsun adresinde olduğundan HMK. 6 maddesi gereği, Ünye ve Tekkeköy (bağlı olduğu Samsun) İcra dairelerinin yet kili icra müdürlüğü olduğu, buna göre İstanbul Anadolu İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı görülmüştür [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 366 Ankara BAM, 22. HD., E. 20ı7/416 K. 2017/328 T. 10.3.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 367 Ömeroğlu, s. 381; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 77; Yılmaz, C.I, s. 358; bkz. aşğ. Bölüm II, III, C. 182 Milletleraras t Tıcari Uyuşmazitk/ar da Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Yargıtay, kira sözleşmesinden doğan kira alacağı davalarının götürü lecek borç olması nedeniyle kiralayanın yerleşim yeri mahkemesinde açı labileceğine karar vermiştir. Yakın tarihli BAM kararları da bu yöndedir.3 68 Kiralayanın kiracıya karşı açtığı tahliye davasında ise tahliye ediminin yerine getirileceği yer (taşınmazın bulunduğu yer) mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.3 69 Finansal kiralama sözleşmesine3 70 kefil olan kişiler aleyhine açılan bir alacak davasında, alacaklı davacının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.371 Bu kararlarda, uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemes inin yetkisi kabul edilmiştir. 368 Y. 20. HG., E. 2015/10516 K. 2015/10267 T. 3.1 1.2015; Y. 6. HD., E. 2015/5181 K. 2015/6591 T. 29.06.2015; Y. 6. HD., E. 2014/11192 K. 2015/5348 T. 02.06.2015; Y. 6. HD., E. 2014/8208 K. 2015/4701 T. 11.05.2015; 6. HD., E. 2014/8033 K. 2015/3918 T. 20.04.2015; Antalya BAM, 6. HD., E. 2018/792 K. 2019/239 T. 1.3.2019; Bursa BAM, 4. HD., E. 2018/1379 K. 2019/304 T. 11.2.2019; İzmir BAM, 6. HD., E. 2018/553 K. 2019/243 T. 11.2.2019; İzmir BAM, 12. HD., E. 2020/17 K. 2020/J 578 T. 5. I 0.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 369 Y.6. HD., E. 2014/10921 K. 2014/12572 T. 18.11.2014 "İİK.nun 50. maddesi hük mü uyarınca ilamsız tahliye takibi için yetkili İcra dairesi 6100 Sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerine (HMK'nun 5-18) göre belirlenir . Borçlunun takip ta rihindeki yerleşim yerinin bulunduğu yer İcra dairesi genel yetkili İcra dairesidir . Bir başka yetki kuralını düzenleyen HMK'nun lO.maddesi hükmü uyarınca söz leşmeden doğan uyuşmazl ıklarda sözleşmenin i fa edileceği yer İcra dairesi de yet kilidir. Kira sözleşmesine dayalı olarak verilen tahliye taahhütname lerinde; kiracı taahhütte belirtilen sürede kiralananı boşaltma borcu altına girer.
|
T. 1.3.2019; Bursa BAM, 4. HD., E. 2018/1379 K. 2019/304 T. 11.2.2019; İzmir BAM, 6. HD., E. 2018/553 K. 2019/243 T. 11.2.2019; İzmir BAM, 12. HD., E. 2020/17 K. 2020/J 578 T. 5. I 0.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 369 Y.6. HD., E. 2014/10921 K. 2014/12572 T. 18.11.2014 "İİK.nun 50. maddesi hük mü uyarınca ilamsız tahliye takibi için yetkili İcra dairesi 6100 Sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerine (HMK'nun 5-18) göre belirlenir . Borçlunun takip ta rihindeki yerleşim yerinin bulunduğu yer İcra dairesi genel yetkili İcra dairesidir . Bir başka yetki kuralını düzenleyen HMK'nun lO.maddesi hükmü uyarınca söz leşmeden doğan uyuşmazl ıklarda sözleşmenin i fa edileceği yer İcra dairesi de yet kilidir. Kira sözleşmesine dayalı olarak verilen tahliye taahhütname lerinde; kiracı taahhütte belirtilen sürede kiralananı boşaltma borcu altına girer. Kiracının tah liye taahhütna mesindeki borcunu ifa yeri o taşınınazın bulunduğu yerdir. Somut olayda davalının yerleşim yerinin Karşıyaka /İzmir adresinde olduğu kiralananın ise Çeşme İlçesi mülki sınırları içinde olduğu uyuşmazl ık konusu değildir. İcra takibi kira alacağına ilişkin olmayıp kiralananın ilamsız İcra yoluyla tahliyesine yöneliktir. Mahkemece yetkili İcra dairesinin İİK.nun 50.maddesinin yollama sı ile 6100 Sayılı HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerine (HMK'nun 5-18) göre belirlenmesi gerekirken ilamsız tahliyeye yönelik İcra takiplerinin Türkiye'nin her yerinde başlatılabileceğinden bahisle davaimm yetki itirazının reddine karar verilmesi doğru değildir." [Lexpera içtihat Bilgi Banka sı]. 37° Finansal kiralama sözleşmelerinde milletlerarası yetki için bkz. Yünlü, s. 1071 vd. 371 İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/3906 K. 2019/759 T. 5.4.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 183 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletl erarası Yetkisi Buna karşılık taşınmaz kira sözleşmele rinden doğan davalarda uyuş mazlık konusu edirne bakılmaksızın kira sözleşmesine tipini veren kira lananı kullandırma borcunun yerine getirildiği taşınınazın bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu doktrinde ifade edilmiştir372• Bu yönde Yargıtay kararları da bulunmaktadır. Örneğin, Yargıtay 6'ncı Hukuk Dairesi 2015 yılında verdiği kiralanan taşınınaziara ilişkin fazla tahsil edelin aidat paralarının istirdadına ilişkin bir alacak davasında kira sözleş mesinin kiralananın bulunduğu yer mahkemelerinde ifa edildiğine ve kira lanın bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir.373 Aynı Daire, 2016 yılında verdiği bir kararında, kira sözleşmesin den doğan fazla ödenmiş bedellerinin iadesine ilişkin alacak davasında kiralananın bulunduğu yer mahkemesinin ifa yeri mahkemesi olarak yetkili olduğuna karar vermiştir. 374 372 Ömeroğlu, s. 382. 373 Y. 6. HO., E. 2015/2477 K. 2015/5586T. 08.06.2015 "Bir başkayetki kuralını dü zenleyen HMK'nun IO.maddesi hükmü uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmaz lıklarda sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Kira sözleşmesine dayalı olarak açılan aidat bedelinin istirdadı ve müdahalenin önlenmesi davasında borcun ifa yeri o taşınınazın bulunduğu yerdir. Somut olayda davaimm yerleşim yerinin Çankaya/Ankara adresinde olduğu kiralananın ise Kemer İlçesi mülki sı nırları içinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle davacının Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 374 Y. 6. HO., E. 2015/7913 K. 20ı6/2516 T. 30.3.20ı6 "Davacılar vekili dava di lekçesinde, müvekkilinin, ı 5/04/20 ı 4 tarihine kadar kira bedelini ödediği kira lananın, 24/03/2014 tarihinde satıldığını, fazla ödenen kira bedelinin tahsili için başlatılan takibe davaimm itiraz ettiğini, davaimm yetki itirazının haksız oldu ğunu, kira sözleşmesine konu taşınmaz Antalya'da olduğu gibi müvekkilinin ... Ticaret Siciline kayıtlı olduğunu belirterek İtirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davaimm yer leşim yeri ... olduğu gibi, dava konusunun kiracı tarafından açılmış, peşin ödenen kira bedellerinin iadesi istemine yönelik olduğu, ... İcra Dairesi'nde yapılmış olan icra takibinin, yetkisiz İcra dairesi olması itibarıyla ortada geçerli bir icra takibi bulunduğundan söz edilemeyeceği, geçerli ve yetkili yer dairesinde yapılmış bir 184 Millet/erarasr Ticari Uyuşmazirkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları (d) İşgörme ve Saklama Sözleşmeleri İşgörme sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemeleri nin yetkili olduğuna dair kararlar olduğu gibi sözleşmeye tipini veren edimin ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğu sonucuna varan kararlar da bulunmaktadır . Yargıtay 23 'üncü Hukuk Dairesi, 20 l 4 yılında375 verdiği bir kararında, icra takibi mevcut bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar ve rilmiştir. ilamsız takipte yetkiyi düzenleyen İcra İflas Kanunu 50.maddesine göre para ve teminat borcu için takip hususunda HMK'nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağı ve takibe esas olanakdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğu belirtilmiştir. HMK'nın 6.maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahke mesi olmakla birlikte HMK'nın 1 O.maddesine göre ise, sözleşmeden kaynak lanan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de görülebileceği belirtilmiştir . Davacı tarafından başlatılan icra takibi sözleşmenin icra olunacağı yerde yani kira sözleşmesine konu kiralananın bulunduğu yer olan ... icra daire sinde başlatılmış olduğuna göre İİK.nun 50.maddesi ve HMK.nın IO.maddesine göre takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığının kabulü gerekir. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozul ması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden e iadesine, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 375 Y. 23. HD., E. 2013/8546 K. 2014/7 I 5 T. 04.02.20 I 4 "Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamasına rağmen, davalıya ait tesislerin davacı yanca kul lanılması, davacıya ait uçaklara, konma, konaklama, emniyet tedbiri ve benzeri yer hizmetleri ile trafik güvenliği hizmeti verilmesi karşısında taraflar arasında sözleşme bulunduğu kabul edilmelid ir. 6100 sayılı HMK'nın 10. maddesi hük müne göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahke mesinde de açılabilir. Dava konusu faturanın, davacının, İstanbul Atatürk Hava Limanındaki slot uygulamasına aykırı davranışları nedeniyle keşide edildiği dos ya kapsamından anlaşıldığ ından, sözleşmenin ifa edildiği yerin İstanbul olduğu 185 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi hizmet sözleşmesinden doğan bir alacak davasında hizmet edimini n yerine getirildiği yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında376 yabancı unsurlu hiz- anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ya zılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 376 Y. I I. HD., E. 2015/7486 K. 2016/1775 T. 22.2.2016 "Davacı vekili; müvekkili 186 ile davalı şirket yetkilisi ... 'un ... isimli
|
müne göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahke mesinde de açılabilir. Dava konusu faturanın, davacının, İstanbul Atatürk Hava Limanındaki slot uygulamasına aykırı davranışları nedeniyle keşide edildiği dos ya kapsamından anlaşıldığ ından, sözleşmenin ifa edildiği yerin İstanbul olduğu 185 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi hizmet sözleşmesinden doğan bir alacak davasında hizmet edimini n yerine getirildiği yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında376 yabancı unsurlu hiz- anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ya zılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 376 Y. I I. HD., E. 2015/7486 K. 2016/1775 T. 22.2.2016 "Davacı vekili; müvekkili 186 ile davalı şirket yetkilisi ... 'un ... isimli sitesini kurdukları nı, bu internet sitesinin işleyişinde kullanılmak üzere ... 1 adına ... 'de ... isimli davalı şirketin kurulduğu- nu, müvekkilinin bu şirket ile adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu, hatta şirketin Türkiye'deki yazışma adresinin müvekkilinin adresi olduğunu, davalı şirket yet kilisinin şirketin işleyişinde son derece önem arz eden web şifrelerini değiştirdi ğini ve yaklaşık 150.000,00 USD'ye haksız el koyduğunu ileri sürerek müvekkili ile davalı .... şirketi arasında bulunan adi ortaklığın tespitini, müvekkilinin şirket faaliyetlerinden doğan alacağından şimdilik 50.000,00 USD'sinin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, ... isimli internet sitesinin %50'lik bölümünün mü vekkiline aidiyetinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davada yabancılık unsurunun mevcut olduğunu, müvekkili şir ketin ... hukukuna göre kurulmuş bir Amerikan tüzel kişisi olduğunu ve şirket merkezinin ... 'da bulunduğunu, mahkemenin davada milletlerarası yetkisinin bu lunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir . ( ... ) Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tespit ve alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, MÖHUK'nın 40. ve 47. maddeleri uyarınca davaya bakrnakta yet kili olunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 57 I 8 sayı lı MÖHUK'nın milletlerarası yetki başlıklı 40. maddesi "Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hük münü haiz olup, 6 I 00 sayılı HMK'nın genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi, "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı ta rihteki yerleşim yeri mahkemesidir." şeklindeki düzenlemeyi içermektedir. Yine 6100 sayılı HMK'nın sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı 1 O. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilecektir. Davalı ... adlı yabancı uyruklu şirketin merkezi ... 'da olduğun dan uyuşmazlığın yabancı unsur içerdiği kuşkusuz olup, daval ının yetki itirazının yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle davacı istemleri de gözetilerek fesh edilmiş sözleşmeye dayalı olarak dahi olsa HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca sözleşmen in i fa yeri mahkemesinde de dava açılabileceği ve esasen sözleşmedeki karakteristik edimin ifa yerinin de İs- Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan met sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkta karakteri stik edimin ifa yerinin İstanbul' da olması nedeniyle, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Davalı yabancı şirket, yerleşim yeri Türkiye'de olmadığı için mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Yerel mahkeme davaimm yetki itirazını kabul etmiştir. Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, uyuşmazlığı, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tespit ve alacak davası olarak nite lendirmiş ve karakteristik edimin ifa yerinin İstanbul olduğundan hare ketle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Yargıtay karannda, karakteristik edimin hangi edim olduğuna dair bir açıklama bulunmamaktadır. Karann metninden davacının ediminin ne olduğu bile anlaşılamamaktadır . Dolayısıyla, karar, Yargıtay'ın karakteristik edimi nasıl değerlendiri ldiği noktasında açıklayıcı değildir. Hizmet sözleşmesinden doğan para alacağına ilişkin bir uyuşmazlıkta 2016 yılında verdiği başka bir kararında ll 'inci Daire, sözleşmenin büyük ölçüde ifa edileceği yer mahkemesini ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetki olduğuna karar vermiştir. Uyuşmazlık tren yolu hattının bakım sözleşme sinden doğan alacağın ödenmesine ilişkin olmasına rağmen bakımı yapı lan demiryolu hattının büyük bir kısmının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna vanlmıştır.377 tanbul olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında yabancı uyruklu davalının yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, isabetli görülmeyen gerekçeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmem iş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiş tir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 377 Y. 11. HO., E. 2015/9956 K. 2016/1737 T. 18.2.2016 "Mahkemece, iddia, sa vunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava lı şirketin merkezi ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetki alanı içerisinde kalan .. .İlçesi'nde olmakla birlikte, 6100 sayılı HMK'nın 1 O. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinden ve bakım/kullanım ücreti talep edilen hat büyük oranda ... Mahkemeler inin yetki çevresinde kalıp, sözleşmen in büyük ölçüde mahkemenin yetki alanı içerisindeki bölgede ifa edileceği gözetile rek yetki itirazının yerinde görülmediği, dava konusu protokol uyannca kurulan davalı şirketin ilk etapta ... hattında yapılacak banliyö işletmeciliği yönünden 49 yıl süre ile hak sahibi olduğu, protokolün 4.3. maddesinde davacı ... işletmesine 187 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 2019 yılında verilen bir BAM kararın da, hizmet sözleşmesinde hiz metin görüldüğü yer mahkeme sinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. BAM, uyuşmazlık konusu edim para alacağı olmasına rağmen uyuşmazlık konusu olmayan edimin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğuna karar vermiştir .378 Mecburi hizmet sözleşmesin den doğan bir alacak davasında, Erzurum BAM, mecburi hizmetin ifa edilmesi gereken yer mahkemeleri nin yetkili olduğuna karar vermiştir. Mecburi hizmet yerine getiri lmeden istifa edildiği gerekçesiyle açılan alacak davasında, para alacağının ifa yeri yerine mecburi hizmetin yerine getirileceği Erzurum mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir .379 ödenecek hat bakımikullanım ücretinin ne kadar olacağının belirlendiği, davalı şirketin yıllık 550 bin yolcu taşınacağı öngörülerek protokolde rakamların belir lendiği, öngörülen sayıda yolcu kapasitesine ulaşılamadığı, talep edilen miktar ların yerinde olmadığı yönündeki savurunasına protokolün 4.3. maddesinin açık hükmü karşısında itibar edilemeyeceği, dava konusu fatura bede llerinin davalı tarafça açık biritiraza uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 16.716.666,74 USD ve 16.716.666,74 Euro'nun temerrüt tarihlerind en itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulurunamas ına ve somut uyuşmalığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nın 30112 fıkrası uyarınca dava konusu protokol hükümlerinin dava lı şirket tarafın dan kabul edilip protokolün uygulanmasına başlanmış olmasına göre davalı veki linin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASTNA, ( ... ) oybirli ğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 378 Antalya BAM,
|
maddesinin açık hükmü karşısında itibar edilemeyeceği, dava konusu fatura bede llerinin davalı tarafça açık biritiraza uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 16.716.666,74 USD ve 16.716.666,74 Euro'nun temerrüt tarihlerind en itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulurunamas ına ve somut uyuşmalığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nın 30112 fıkrası uyarınca dava konusu protokol hükümlerinin dava lı şirket tarafın dan kabul edilip protokolün uygulanmasına başlanmış olmasına göre davalı veki linin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASTNA, ( ... ) oybirli ğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 378 Antalya BAM, ll. HD., E. 2018/2224 K. 2019/1436 T. 4.7.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 379 Erzurum BAM, 3. HD., E. 2017/1332 K. 2018/1505 T. 8.10.2018 "Ancak HMK'nın 1 O. maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin i fa edilece ği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Dava konusu alacak mec buru hizmet yükümlülüğüne ilişkin sözleşmeden kaynaklarunakta olup sözleşme uyarınca mecburi hizmet yükümlül üğünün i fa yeri Erzurum' dur. Bu durum karşı sında HMK'nın 10. maddesi hükmü ve sözleşmenin ifa yeri uyarınca mahkeme- 188 Milletlerara.S I Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan 2020 yılında verilen iki kararda ise hizmet sözleşmesinden doğan alacak davasının davacının yerleşim yerinde açılabileceğine karar veril miştir.380 Yargıtay 13 'üncü Hukuk Dairesi, avukatla müvekkil arasında vekalet sözleşmesinin haksız feshinden doğan bir alacak davasında avukatın müvekkili temsil ettiği yer mahkemelerinin yetkili olduğuna karar ver miş. Burada davacı avukat bir miktar paranın ödenmesine ilişkin alacak davası açmıştır ancak Yargıtay iş görme borcunun ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.38' 13 'üncü HD, 2013 yılında verdiği bir nin davaya bakma hususunda yetkili ve görevli olduğu gözetilerek taraf delilleri toplanı hp sonucu uyarınca işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken ya zılı gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 380 İstanbul BAM, 17. HO., E. 2019/1960 K. 2020/471 T. 20.2.2020; Antalya BAM, 12. HO., E. 2017/401 K. 2017/485 T. 6.4.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 381 Y. 13. HO., E. 2016/15821 K. 2016/22854 T. 6.12.2016 "Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı asıl dava ve birleşen davada, avukat olduğunu, davalının diğer işleri hariç olmak üzere oo.3.Asliye Hukuk Mahkeme si'nin 2013/199 Esas, 2013/287 Esas, 000 Sulh Hukuk Mahkeme si'nin 2011/383 Esas ve 2008/617 Esas sayılı, oo.l. As liye Hukuk Mahkemesi 'nin 2010/524 Esas ve 2009/228 Esas sayılı davalarında vekilliğini yaptığını, anılan dava duruşmalarına 000 'dan gelip gittiğini, davalının 14/10/2013 tarihinde kendi sini haksız yere aziettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılmış olan masraflar ve vekalet ücretinin kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, yetkili mahkemenin 000 mahkemeleri olduğunu savunarak davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davaya bakmakta yetkisizliğine, karar kesinl eştiğinde ve talep ha linde dosyanın yetkili ve görevli oo· Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemes i'ne gönde rilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava vekalete dayalı alacak talebine ilişkindir. Kural olarak HMK 6. maddesi gereği her dava açıldığı tarihteki davalının ikametgahı mahkemesinde açılmalıdır. Ancak HMK 1 O. maddesince sözleşmeden doğan davalarda akdi n i fa edileceği 189 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi kararda avukatm vekalet ücretinin ödeneceği yer olan yerleşim yerinde de dava açabileceği sonucuna varmıştır. Doktrinde de avukatm vekalet ücreti alacağı için yerleşim yeri mahkemesinde dava açıiabilmesi gerektiği ifade edilmektedir. 382 Avukatm hesap verme borcunun ifa yeri ise müvekkilin yerleşim yeri olarak kabul edilmekte ve bu yer mahkemesinin yetkili olduğu düşünülmektedir. 383 Komisyonculuk sözleşmesinden doğan bir uyuşmazlıkta, komisyonu ödenmeyen emlak komisyoncusu komisyon alacağının tahsili için söz leşmeye konu taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde dava açmıştır. Yargıtay, komisyonculuk ediınİ burada i fa edileceği için taşınınazın bulun duğu yer mahkeme sinin yetkili olduğuna karara vermiştir.3 84 yer mahkemesi de yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı ile aralarında kurulan vekalet sözleşmesi kapsamında davalının vekili sıfatıyla ... Mahkemesin de çeşitli davalar açtığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, eldeki davanın ... As liye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı, anılan mahkemenin yetkili olduğu bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonu cuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı veril mesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASlNA, HUMK'n un 440/III-2 maddesi uyarınca karar dü zeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 382 Y. 13. HD., 17262/22036 T. 19.09.2013 bkz. Yılmaz, C.l, s. 362; Y. 13. HD., 3083/9547 T. 07.07.2008 (Yılmaz, C.I, s. 364). 383 Y. 13. HD., 16956/1130 T. 03.02.2006 (Yılmaz, C.I, s. 364). 384 Y. 13. HD., E. 2016/2657 K. 2016/8870 T. 29.3.2016 "HMK'nun 6. maddesi ge reğince bir davada genel yetkili mahkeme, dav alının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 1 O. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemes inin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir . Dolayısıyla dava, davacının se çimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Dava ko nusu olayda sözleşme davacıya vekaleten imzalanmış olup, davalının da imzası bulunduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır. O halde sözleşmenin yapıldığı ve ifa edileceği yer icra dairesi olan Ankara İcra Daireleri, az yukarıda açıklanan HMK'nun 10. maddesinde değinilen özel yetki gereğince yetkili olup, işin esasının incelenmesi gerekirken, yetkisiz icra daire- 190 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabitecek Yetki Kurallan Yurtdışındaki bir fuara katılımın sağlanmasına ilişkin bir sözleşmeden doğan alacak davasında ise turun hareket noktasının İstanbul olması nede niyle İstanbul mahkemelerinin sözleşmenin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna karar verilmiştir.385 sinde takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 385 Y. 23. HD., E. 2014/2884 K. 2014/3528 T. 7.5.2014 "Taraflar ar asındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahke menin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar veki lince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacılar vekili, müvekkili şirket çalışanlarınd an M .. Ö .. 'ın 2 I -25.10.2012 ta
|
özel yetki gereğince yetkili olup, işin esasının incelenmesi gerekirken, yetkisiz icra daire- 190 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabitecek Yetki Kurallan Yurtdışındaki bir fuara katılımın sağlanmasına ilişkin bir sözleşmeden doğan alacak davasında ise turun hareket noktasının İstanbul olması nede niyle İstanbul mahkemelerinin sözleşmenin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna karar verilmiştir.385 sinde takip yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 385 Y. 23. HD., E. 2014/2884 K. 2014/3528 T. 7.5.2014 "Taraflar ar asındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahke menin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar veki lince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacılar vekili, müvekkili şirket çalışanlarınd an M .. Ö .. 'ın 2 I -25.10.2012 ta rihleri arasında Paris-Fransa'da Sial Uluslararası gıda fuarına katılımı için davalı şirket ile mail yoluyla yazışmalar ve telefonla görüşmeler neticesinde vize iş lemleri ve konaklama dahil olmak üzere anlaşma sağlandığını, yapılan anlaşma gereğince müvekkili şirketin davalı şirkete ödeme yaptığını, ancak davalının ku suru nedeniyle vize talebinin reddedildiğini ileri sürerek, 360,00 TL vize ücreti ve 3.376,00 TL konaklama ücretinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davatıctan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak dosyanın İstanbul Çağlayan Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; her iki tarafın ticari şirket olmaları nedeniyle davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesine, ancak HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalı şirketin yerleşim yerinin İstanbul olması, yine HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca ilgili turun İstanbul çıkışlı ve sözleşmenin i fa yerinin de istanbul olması nedeniyle davalının yetki itirazının kabulü ile mah kemenin yetkisizliğine, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve gö revli İstanbul Çağlayan Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davac ılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirİcİ sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itiraz ları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazla rının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığı ndan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar veril di." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 191 Cemile DEMiR GÖKYA YLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Saklama sözleşmesin den doğan bir alacak davasında davacı alacaklı nın yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.386 (e) Eser Sözleşmeleri Eser sözleşmeleri de işgörme sözleşmesidir . Ancak, konunun önemi ve çok sayıda karar olması nedeniyle ayrı bir başlıkta incelerneyi uygun gördille Yargıtay l5'inci Hukuk Dairesi, eski tarihli kararlarında eser sözleş melerinden doğan davaların uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahke mesinde ve bu itibarla alacaklı davacının yerleşim yeri mahkemelerinde açılabilec eği yönünde karar vermiştir.3 87 Yargıtay l5'inci Hukuk Dairesi daha yakın tarihli kararlarında konuya 386 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/1676 K. 2019/1491 T. 28.11.2019; aynı yönde İstanbul BAM, 12. HD., E. 2019/873 K. 2019/837 T. 20.6.2019 "Dava, sakla ma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Genel yetki kuralını düzenleyen HMK'nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme dava lının ikametgahı mahkemesidir . Öte yandan aynı yasanın 1 O.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin if a edileceği yer mahkemesinde de açı labilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir . Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Somut olaya gelin ce; dava karşılıklı edimler içeren saklama sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacının saklama edimine yönelik değil, davalının ödeme edimine yönelik bir alacak talebi yani para alacağı talebi söz konusu olduğundan ve aksine anlaşma da söz konusu olmadığınd an, iş bu davada HMK 1 O. ve TBK 89.maddeleri uya rınca davacı alacaklının ikametgahı mahkemesi olan istanbul Mahkemeleri de yetkili olup, ilk derece mahkeme sinin aksi yöndeki kararı yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353(l)a-3 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeni den görülmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş tir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 387 Y. 15. HD. 5844/4617 T. 27.1.1978 ve aynı yöndeki başka kararlar için bkz. (Kuru, C I, s. 438, 444). 192 Milletleraras i Ticari Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan farklı bir açıdan yaklaşmıştır . Uyuşmazlık konusu olayda, davacı alacaklı para alacağının ödeneceği yer mahkemesinde dava açmıştır (TBK.m.89). Yerel mahkeme de HMK'n ın lO'uncu maddesi uyarınca yetkili olduğuna karar vermiştir. Ancak, Daire, para alacağının ödeneceği yer mahkemesi nin sadece ödünç sözleşmelerinde yetkili olduğuna karar vermiştir. Aksinin kabulü halinde, para borçlarına ilişkin tüm davalarda alacaklı davacının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu sonucu ortaya çıkacağı için yetki kurallarına bir istisna getirilmesine neden olacağını ifade etmiştir. Eser sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu için edimin ifa yerini düzenleyen TBK'nın 89'uncu maddesinin uygulanama yacağı gerekçesiyle ödeme yeri mahkemelerinin yetkili olmadığına karar vermiştir. 15'inci Hukuk Dairesi kararları bu yönde gelişmiştir.388 Örneğin, 388 Y. 15. HD., E. 2014/720 K. 2014/6239 T. 3.11.2014 "Eser sözleşmesinden kay naklanan bir ihtilafta yetkili mahkemenin HMK'nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi ne, 6. maddesi uyarınca davaimm ikametgahı mahkemesine yada I O. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yerine göre belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında yazılı olarak yapılmış bir sözleşme yoktur. Bu durumda yet kili mahkemenin davalının ikametgahı yada sözleşmenin ifa yeri mahkemesine göre belirlenmesi gerekir. Davaimm ikametgahı ve sözleşmenin ifa yeri ise Zeytinbur nu olup, açılan bu davanın da yargı yeri bakımından Zeytinburnu Belediyesi'nin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemeleri 'nde görülmesi gerekmektedir. Her ne kadar mahkemece; para alacakları alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davaimm yetkiye yönelik itirazının reddine karar verilmiş ise de; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. (818 Sayılı Borçlar Kanunu 'nun 73.) maddesinde yer alan bu hükmün sadecekarz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Zira, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda bu maddeye göre yetkili mahkemenin tayini halinde; para borçlarıyla ilgili tüm ihtilafların davacının ikametgahında davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu da; HMK yer alan yetki ile ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde dü zenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibarıyla iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı ediınieri içerir. Bu nedenle eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetk ili mahkemenin tayininde Türk
|
'nde görülmesi gerekmektedir. Her ne kadar mahkemece; para alacakları alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davaimm yetkiye yönelik itirazının reddine karar verilmiş ise de; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. (818 Sayılı Borçlar Kanunu 'nun 73.) maddesinde yer alan bu hükmün sadecekarz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Zira, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda bu maddeye göre yetkili mahkemenin tayini halinde; para borçlarıyla ilgili tüm ihtilafların davacının ikametgahında davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu da; HMK yer alan yetki ile ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde dü zenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibarıyla iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı ediınieri içerir. Bu nedenle eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetk ili mahkemenin tayininde Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesi hükmü dikkate alınamaz. Bu sebeple, İstanbul Mahkemeleri 'nin eldeki davaya bakrnakta yetkili olduğundan söz edilemeyeceğinden, borçlu yüklenici şirketin yetki yönünden yapmış olduğu İtirazın kabul edilerek dava dilekçesinin yetki yö- 193 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazi Lklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 194 nünden reddi ile talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkeme si'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yetki itirazının reddi ile esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan gerekçelerle kara rın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Benzer şekilde, başka bir kararda eser sözleşmelerinden doğan alacak davalan için TBK'nun 89'uncu maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri mahkemesin de dava açılmayacağı ifade edilmiştir Yanlar arasında ya zılı olarak düzenlenmiş bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı akdi ilişkiyi inkar etmiş, fatura konusu kepçe çalışması hizmetinin verilmediğini savunmuş tur. Davacı, akdin ifa yeri nin Söğüt ilçesi olduğunu iddia etmişse de bu yöndeki iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Bu nedenle HMK'nın 1 O. maddesine dayanılarak Söğüt İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu kabul edilemez. Eser sözleşmesinden doğduğu id dia olunan alacak, münhasır an alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken para borcuna ilişkin olmadığından TBK'nın 89/1. maddesinin somut olayda uygula ma yeri de bulunmamaktadır. Mahkemenin bu hükümlere dayanarak Söğüt İcra Müdürlüğü'nün ve mahkemenin yetkili olduğunu kabul edip davalının yetki itira zını reddetmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Dosya kapsamına göre yetkili icra müdürlüğü, iİK'nın 50. maddesinjn yollamasıyla uygulanması gereken HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri olan Sakarya İcra Müdürlüğü' dür. O halde mahkemece, Söğüt İcra Müdürlüğü 'nün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir ken, ortada geçerli bir takip varmışçasına işin esasmın incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Y.15. HD., E. 20151133 K. 2015/427 T. 27.1.2015 "Somut olayda icra takibi ... 'da yapılmış, İtirazın iptali davası da ... 'da açılmıştır . Ancak, davalının yerleşim yeri ... , sözleşmenin ifa mahalli ... , ... , ... , ... , ve sözleşmeyle yetkili kılınan mahke me de ... olup, ... mahkemelerinin yetkisi bulunmamaktadır . Eser sözleşmesin den doğan borçlar münhasır para borcuna ilişkin olmadığından 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 73/1 maddesinin ise olayda uygulama yeri bulunmamaktadır." [Lex pera içtihat Bilgi Bankası). Y. 15. HD., E. 2013/6057 K. 2014/65 T. 7.1.2014 "Eser sözleşmelerinden kaynak lanan bir İlıtilafta yetkili mahkemenin tayininde davacının seçimlik hakkı olup, davacı davasını akdin ifa yerinde (HMK m. lO) yada genel yetkili olan davalının ikametgahı mahkemesinde (HMK m.6) açabilir. Şayet, akdi n i fa yerinde tereddüt varsa kural olarak, eseri imal ederek iş sahibine teslim etme görevi yükleniciye ait olacağınd an ifa yeri iş sahibinin ikametgahı mahkemesi olarak kabul edilir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Milletlerarast Tıcari Uy uşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan hakedişterin tahsili için açılan alacak davalarında uyuşmazlık konusu para alacağı olsa da ifa yeri mahkemesi sıfatıyla inşaatın yapıldığı yer mahke mesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.389 Y. 15. HD., E. 2013/6057 K. 2014/65 T. 7.1 .2014 "Eser sözleşmelerinden kaynak lanan bir ihtilafta yetkili mahkemenin tayininde davacının seçimlik hakkı olup, davacı davasını akdi n i fa yerinde (HMK m.l O) yada genel yetkili olan dava! ının ikametgahı mahkemesinde (HMK m.6) açabilir. Şayet, akdin ifa yerinde tereddüt varsa kural olarak, eseri imal ederek iş sahibine teslim etme görevi yükleniciye ait olacağından ifa yeri iş sahibinin ikametgahı mahkemesi olarak kabul edilir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 15. HD., E. 2015/438 K. 2015/4590 T. 29.9.2015 "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89 /1. maddesindeki yetki kuralının uygulanabilmesi için sözleşme nin konusunun karzakdinde olduğu gibi münhasır an para alacağına ilişkin olması gerekir. Eser sözleşmele ri para borçları dışında eserin imal ve teslimi borçlarını da içerdiğinden ve sözleşmenin ifa yeri eserin imal ve teslim borcuna göre belir lendiğinden TBK'nın 89/1. maddesindeki yetki kuralının eser sözleşmelerinde uygulanma yeri bulunmamaktadır. Aksine uygulama yapılması para borçlarıyla ilgili tüm ihtilafların davacının yerleşim yerinde davaya konu olması sonucu nu dağuracağından ve HMK'nın yetki ile ilgili kurallarını adeta istisna haline getireceğinden kabul edilemez (Emsal Dairemizin 2013/3454 E,2014/1693 K 11.03.2014 T ilamı)." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 23. HD., E. 2014/6142 K. 2015/6737 T. 22.10.2015 "Bu sözleşme gereğince inşaatların yapılacağı yer Bursa ili, Yıldırım ilçesi sınırları içindedir. Bu durumda HMUK'un 1 O. maddesi gereğince akdin i fa yeri Bursa ili olup, davacının Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açmasında herhangi bir yasal engel bulun mamaktadır . Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya yet kilidir. Yerel mahkemece işin esasının incelenerek sonucu dairesinde bir karar vermek gerekir ken, yazılı şekilde Bursa Asliye Hukuk Mahkeme si'nin yetkisizliği ile dosyanın Ankara Asliye Hukuk Mahkemes i'ne gönderilmesine karar verilmesi isabetli ol mamış, kararın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Aynı yönde Y. 15. HD., E. 2013/2554 K. 2014/2041 T. 24.3.2014; Y. 15. HD., E. 2013/3454 K. 2014/1693 T. 11.3.2014; Y. 15. HD., E. 2013/6520 K. 2014/5568 T. 1.10.2014; 15. HD., E. 2014/366 K. 2014/1329 T. 26.2.2014 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 389 Y 15. HD., E. 2013/1784 K. 2013/2280 T. 02.04.2013 "Talebe konu somut olayda taraflar arasında 30.04.20 1 1 tarihli yazı lı eser sözleşmesi düzenlenmiş, sözleş mede yetkili mahkeme ile icra daireleri, İzmir mahkeme ve icra daireleri olarak 195 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Başka bir inşaat uyuşmazlığında ise davacı ayıplı ifa nedeniyle taz minat olarak bir miktar paranın ödenmesini talep etmiştir. Daire, inşaatın yapıldığı yer mahkemesinin ifa yeri mahkemesi olarak HMK'un lO'uncu maddesi uyarınca yetkili olduğuna karar vermiştir.3 90 Davacının işyerine belirlenm iştir. Ancak sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmeye konu işin Gaziantep Havalimanı içinde yer alan havalimanı gümrük müdürlüğü
|
2014/1693 T. 11.3.2014; Y. 15. HD., E. 2013/6520 K. 2014/5568 T. 1.10.2014; 15. HD., E. 2014/366 K. 2014/1329 T. 26.2.2014 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 389 Y 15. HD., E. 2013/1784 K. 2013/2280 T. 02.04.2013 "Talebe konu somut olayda taraflar arasında 30.04.20 1 1 tarihli yazı lı eser sözleşmesi düzenlenmiş, sözleş mede yetkili mahkeme ile icra daireleri, İzmir mahkeme ve icra daireleri olarak 195 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Başka bir inşaat uyuşmazlığında ise davacı ayıplı ifa nedeniyle taz minat olarak bir miktar paranın ödenmesini talep etmiştir. Daire, inşaatın yapıldığı yer mahkemesinin ifa yeri mahkemesi olarak HMK'un lO'uncu maddesi uyarınca yetkili olduğuna karar vermiştir.3 90 Davacının işyerine belirlenm iştir. Ancak sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmeye konu işin Gaziantep Havalimanı içinde yer alan havalimanı gümrük müdürlüğü ve gümrüklü depolama ambarlarının inşaat işi olduğu hükme bağlanmışt ır. Davacı vekilinin beyanına göre, taraftar arasında sözlü olarak yapıldığı belirtilen 14.02.2012 tarihli sözleşme ile de yine Gaziantep'te yapılan bu binanın çevre düzenlemesi işinin alacaklı tarafından yapılacağı kabul edilmiştir. Bu durumda sözleşmenin ifa yeri Gaziantep ili dahilin de olmaktadır. Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi 'nden i htiyati h aciz talep edil mesinde yasal engel bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin yetkili olmaması gerekçesi ile ihtiyati hacze İtirazın kabulüne ilişkin kararı doğru olmadığı gibi, somut olayda davacının ihtiyati hacze itirazının tümüyle reddine karar verilmesi gerektiğinden verilen karar bozulmalıdır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 390 Y 15. HD., E. 2014/366 K. 2014/1329 T. 26.2.2014 "Taraflar arasında yazılı söz leşme bulunmamaktadır. Ancak dava dışı yüklenici H .. A . .ile dava dışı iş sahibi İ.. B..arasında Güllük beldesinde kanalizasyon şebekesi yapımı konulu 27.12.1999 tarihli sözleşme imzalandı ğı, O 1.03.2006 tarihinde imzalanan devir sözleşmesi ile işin yüklenicisinin davalı G .. Ltd. Şti. olduğu tespit edilmiştir. Davalı yükle nicinin ikametgahı Ankara' dır. Ancak, kanalizasyon şebekesi Güllük'de yapıldı ğından akdin ifa yeri Milas ilçesine bağlı bu beldedir. Bu nedenle açılmış olan bu davaya bakınakla yetkili mahkemel erden birisi de Milas mahkemeleri olup, davacı seçimlik hakkını doğru kullanarak yetkili mahkemede bu davayı açmıştır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 196 Y 15. HD., E. 2015/4291 K. 2016/3357 T. 13.6.2016 "Taraflar arasındaki ihtilaf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kay naklanan İcra takiplerinin kural olarak iİK'nın 50. maddesi uyarınca HMK'nın hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri (HMK'nın m.6), sözleşmenin ifa edileceği yer (HMK'nın m.10) veya yetki sözleşmesinde belirlenen (HMK'nın m. 1 7) yer i cra dairelerinin birinde açılması gerekmektedir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından İcra takibinin davalının ika metgahı veya işin ifa edildiği yericra dairesinde yapılması gerekmektedir . Dosya kapsamından, davaimm ikametgah ının ve sözleşmenin ifa yerinin Havsa/Edime olduğu anlaşılma ktadır. Bu nedenle icra takibini adli teşkilatının kapatılması ne deniyle bağlı olduğu Edirne İcra Müdürlüğünde yapılması gerekeceğinden, mah kemece; yetkili İcra dairesinde yapılmış geçerli bir İcra takibi bulunmadığınd an davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kısmen Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları kamera sistemlerinin kurulmasına ilişkin bir uyuşmazlıkta, davacı bir miktar paranın ödenmes ini talep etse de Yargıtay sözleşmenin ifa yeri olan davacının işyeri mahkemelerinin de yetkili olduğunu ifade etmiştir.391 kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bo zulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 391 Y. 15. HD., E. 2016/3228 K. 2016/4372 T. 24.10.2016 "Davacı iş sahibi, davalı ile yaptığı alarm ve kamera sistemi kurulmasına dair sözleşmeler uyannca iş ye rine alarm ve kamera sistemi kurdurduğunu ancak 07.08.2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeni ile zarara uğradığım ve yapılan işin ayıplı olduğunu belirtilerek uğradığı zararın tahsili ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, da valı ise alarm sözleşmesinin 9. maddesi ve kamera sözleşmes inin 12. maddesi uyarınca ... mahkemeleri yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesi ni, sözleşme kapsamında edimini de yerine getir diğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki 23.05.201 I tarihli sözleşme, davalıya ait bürodaalarm sistemi kurulması ve hizmetine ilişkin olup, 03.11.2011 tarihli sözleşme ise kamera sis temi kurulması ve hizmetine ilişkindir. 23.05.2011 tarihli sözleşmenin 9. madde sinde uyuşmazlık halinde iş sahibi ve yüklenicinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı karar laştırılmış tır. 03.11.2011 tarihli sözleşmenin 12. maddesinde ki yetki şartı ise sözleşmenin her iki tarafı da tacir olmadığından geçersizdir. Bu nedenle sözleşmeye dayanılarak .... mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edile mez. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun I O. maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer mahke mesinde de açılabilir. Taraflar arasındaki sözleşmel ere konu alarm ve kamera sisteminin kurulması işi, davacının .... 'daki bürosunda·yapılmıştır. Somut olayda 23.05.2011 tarihli söz leşmenin 9. maddesi uyarınca maddesi uyarınca davacı iş sahibinin yerleşim yeri veya HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Bu durumda sözleşmenin ifa yeri ve davacının yerleşim yeri olan .... mahkemeleri davaya bakmaya yetkili olup, mahkemece davanın sözleşmeyle yetkili kılınan ... mahkemesinde açılması gerektiğinden bahisle yetki sizlik kararı verilmesi yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukanda açıklanan nedenlerle davacı iş sahibi vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASlNA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 197 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Bölge Adiiye Mahkemeleri, eser sözleşmele rinden doğan uyuşmaz lıkların ifa yerinin eserin (inşaatın) yapıldığı yer olduğuna ilişkin Yargıtay 15'inci Hukuk Dairesinin içtihadını takip etmiş tir. Özellikle İstanbul BAM 15'inci Hukuk Dairesi Yargıtay'ın yukarıdaki içtihatları nın yerleşik içtihat olduğunu ifade etmiştir. 2018 yı I ında verdiği bir kararın da, para borcunun ifa yerinin sadece para alacaklarına ilişkin davalarda uygula nabileceğine eser bedeline ilişkin alacak davaların davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılamayacağına karar vermiştir. 392 Aynı Daire, 2018 yılında verdiği bir kararında daha eser sözleşmelerinden doğan alacak davalarının TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde aç ılamayacağına karar vermiştir. 393 İstanbul 15 'inci BAM 392 İstanbul BAM, 15. HD., E. 2017/989 K. 2018/810 T. 19.6.2018 "818 sayılı BK'nın 73. (6098 sayılı TEK'nın 89.) maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmen in kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışmdaki bütün borçlar, doğumlan sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair BK'nın 73. (TBK'nın 89.) maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay'ın yerleşik kararlarıyla da kabul
|
davaların davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılamayacağına karar vermiştir. 392 Aynı Daire, 2018 yılında verdiği bir kararında daha eser sözleşmelerinden doğan alacak davalarının TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde aç ılamayacağına karar vermiştir. 393 İstanbul 15 'inci BAM 392 İstanbul BAM, 15. HD., E. 2017/989 K. 2018/810 T. 19.6.2018 "818 sayılı BK'nın 73. (6098 sayılı TEK'nın 89.) maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmen in kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışmdaki bütün borçlar, doğumlan sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair BK'nın 73. (TBK'nın 89.) maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay'ın yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay' ın 02/ I 0/201 5 tarih ve 2015/3 705 esas, 2015/474 7 karar; 24/03/20 I 5 tarih ve 2014/3179 esas, 20 I 5/1457 karar; 23/02/20 15 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları)"; aynı yönde İstanbul BAM, 15. HD., E. 2018/222 K. 20181191 T. 14.2.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 393 İstanbul BAM, 15. HD., E. 2018/842 K. 2018/571 T. 22.5.2018 "Mahkeme lerin yetkisi 6100 sayılı HMK'nın 5 ila 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir . Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK'nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunroadıkça işlerinin yönetiidi ği yerdir. HMK'nın I O. Madde sine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesin de de açılabilir. 198 818 sayılı BK'nın 73. (6098 sayılı TEK'nın 89.) maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borç ları, alacaklının ödeme za- Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Hukuk Dairesi 20 1 9 yılında da aynı yönde karar vermiştir. 394 Ankara BAM 16 'ncı Hukuk Dairesi de kat karşılığın inşaat sözleşmesinin "geriye etkili feshinden" doğan imalat bedelinden doğan alacak davasında, sözleşmenin ifa yerinin eserin meydana getirildiği yer olduğuna ve davacının yerleşim manındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sı rasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yer leşim yerinde ifa edileceğine dair BK'nın 73. (TBK'nın 89.) maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay'ın yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay'ın 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 20 ı 4/3 ı 79 esas, 20 ı 5/1457 karar; 23/02/20 I 5 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları) Somut olayda, taraflar arasında baz istasyonu kurulumuna ilişkin eser sözleşmesi düzenlenmi ştir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK'nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davatın ın ikametgahı mahkemesi veya Kanun 'un 1 O. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin i fa edileceği yer mahkemesidir . Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazl ıklarda davasını bu iki yer mahkeme sinden birinde açabilir. Alacağa dayanak yapılan faturalarda işin yapıldığı yerin birden fazla olduğu ve davacı tarafça yetkili yerlerden birinde dava açılmadığı anlaşıldığın dan, yetkili mahkemeyi belirleme konusundaki seçim hakkının dava lıya geçtiğinin kabulü gerekir. Davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuş ve davalı şirketin ikametgahı olan Diyarbakır mahkemeleri nin yetkili olduğunu bildirmiştir. Bu durumda HMK'nın 6. maddesi gereğince davalı şirketin ikamet gahı olan Diyarbakır mahkemeleri yetkili olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Diyarbakır Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemes i'ne gön derilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğ ru olmamıştır"; İzmir BAM, 14. HD., E. 2017/1070 K. 2018/349 T. 23.3.2018 "Yukarıda da açıklandığı üzere, TSK'nın 89. maddesinin eser sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda uygulanma imkanı bulunmadığından, takibin, taraflar ca yetki sözleşmesi ile münhasır yetkili mahkeme ve icra dairesi belirlenınediği takdirde, genel yetkiye istinaden davalı-borçlunun bulunduğu yer i cra dairesinde, ya da HMK'nın 1 O. maddesinde belirtilen sözleşmenin i fa edildiği yer i cra daire sinde, yapılması gerekir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 394 istanbul BAM, 15. HD., E. 2019/329 K. 2019/252 T. 28.2.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 199 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi yeri mahkemelerinin yetkili olmadığına karar vermiştir. 395 İzmir BAM 14'üncü Hukuk Dairesi de aynı yönde karar vermiştir .396 (/) Dağıtım Sözleşmeleri Yine bir işgörme sözleşmesi olmakla beraber ayrı bir başlıkta ele almayı uygun bulduğumuz dağıtım sözleşmel erinden doğan uyuşmaz lıklarda edimin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla hangi edimin ifa yerindeki malıkernelerin yetkili olduğu konusunda farklı yönde yüksek mahkeme kararları bulunmaktadır. Yargıtay 11 'inci Hukuk Dairesi, milletlerarası tek satıcılık sözleş mesinden doğan iki uyuşmazlıkta HMK'nın 1 O'uncu maddesi uyarınca Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olup olmadığına ilişkin olarak verdiği iki kararında "karakteristik edimin ifa yerinin" Türkiye'de olması halinde bu yer mahkemelerinin yetkili olduğu sonucuna varmıştır. Daireni n, 2015 yılında verdiği karara konu olan uyuşmazlık, yabancı 395 Adana BAM, 6. HO., E. 2018/126 K. 2018/124 T. 26.4.2018 "Davacı yüklenici davalılar adına kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapmış olduğu imalat bedelini talep etmektedir. imalat bedeli mahkemece yapıla cak keşif sonucunda belirlenebile cektir. Yapılan imalatın kalem kalem tespit edil mesi, hangi imalatın davalı arsa sahiplerinin yaranna olduğu, arsa sahiplerinin yararına olduğu tespit edilmesi imalatiann bedellerinin belirlenmesi sonucunda davacının talep edebileceği alacağı olup olmadığı belli olacaktır. Davaltiann tümümün ikametgahı Diyarbakır'dır. Kat Karşılığı inşaat sözleşmesi nin konusu olan taşınma z Diyarbakır'dır. Başka bir değişle sözleşmenin ifa yeri Diyarbakır' dır. Dava konusu edilen imalat bedelinin götürülecek borç kabul edilmesi müm kün değildir. Alacak miktan yapılacak yargılama sonucunda belli olacağından HMK'nın 10. Maddesi uyarınca ifa yeri olarak TBK'nın 89.hükmü nedeniyle alacaklının ik�matgah yeri mahkemesinin yetkili hale gelmesi mümkün değil dir."; aynı yönde İstanbul BAM, 15. HO., E. 2017/1538 K. 2018/883 T. 27.6.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 396 İzmir BAM, 14. HO., E. 2017/1461 K. 2018/2 T. 3.1.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 200 Milleılerarası Ticari Uyuşmazlı klarda Başvuruiab i/ecek Yetki Kuralları bir sağlayıcı ile Türkiye'deki dağıtıcısı arasındaki tek satıcılık sözleşme sinin sağlayıcı tarafından olağan fesbinden doğmuştu r. Yabancı ülkedeki sağlayıcı olan davalı, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisine itiraz etmiştir. Daire, karakteristik edimin ifa yerinin Türkiye'de olması nedeniy le bu yer mahkeme lerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar vermiştir.397 ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği
|
imalat bedelinin götürülecek borç kabul edilmesi müm kün değildir. Alacak miktan yapılacak yargılama sonucunda belli olacağından HMK'nın 10. Maddesi uyarınca ifa yeri olarak TBK'nın 89.hükmü nedeniyle alacaklının ik�matgah yeri mahkemesinin yetkili hale gelmesi mümkün değil dir."; aynı yönde İstanbul BAM, 15. HO., E. 2017/1538 K. 2018/883 T. 27.6.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 396 İzmir BAM, 14. HO., E. 2017/1461 K. 2018/2 T. 3.1.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 200 Milleılerarası Ticari Uyuşmazlı klarda Başvuruiab i/ecek Yetki Kuralları bir sağlayıcı ile Türkiye'deki dağıtıcısı arasındaki tek satıcılık sözleşme sinin sağlayıcı tarafından olağan fesbinden doğmuştu r. Yabancı ülkedeki sağlayıcı olan davalı, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisine itiraz etmiştir. Daire, karakteristik edimin ifa yerinin Türkiye'de olması nedeniy le bu yer mahkeme lerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar vermiştir.397 ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği kararına konu uyuşmaz lıkta, yerleşim yeri İstanbul'da bulunan dağıtıcı, sözleşmeyi haklı sebeple feshetmesi nedeniyle uğradığı zararının tazminini ve denkleştirme istemi talep etmiştir. Davalı sağlayıcı, yerleşim yeri Türkiye'de olmadığı gerek- 397 Y ll. HO., E. 2014/2059 K. 20151712 T. 20.1.2015 "5718 sayılı yasanın millet lerarası yetki başlıklı 40 ncı maddesi "Türk mahkemelerinin milletlerarası yet kisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmünü haiz olup, 6100 sayılı HMK.nun genel yetkili mahkeme başlıklı 6.madddesi, "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." şeklindeki düzenlemeyi içermektedir . Yine aynı yasanın sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı 1 O'ncu maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir." anı lan yasanın haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı 1 6'ncı maddesine göre ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olayda gelince, davalılardan ... adlı yabancı uyruklu şirketin merkezi ... ' da olan ... şirketi olduğu taraflar arasında çekişmesiz ve dosya kapsaını ile sabittir. Bu bağlaında uyuşmazlığın yabancı unsur içermesi karşısında bu davalının yetki itirazının yukarıda an ılan yasal düzenleme ler çerçevesinde ele alınması gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle davacı istemleri de gözetilerek fesh edilmiş sözleşmeye dayalı olarak dahi HMK.nın lO.maddesi uyarınca dava açılabileceği gibi, esasen sözleşmedeki karakteristik edimin ifa ye rinin de ... İli olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki davacının dava dilekçesindeki istemleri de gözetilerek esasen haksız fiilin bir türü olan haksız rekabet olgusunun gerçekleştiği ve zararın meydana geldiği yer de .... İli olduğu açıktır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklama lar çerçevesinde yabancı uyruklu anılan davalının yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmek gerekirken yanlış ilkeden hareketle yanılgılı değerlendirmeye ve isabetli görülmeyen gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 201 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi çesiyle yetki ilk itirazında bulunmuşt ur. Daire, karakteri stik edimin ifa yerinin İstanbul'da olmasından bahisle İstanbul mahkemeler inin milletle rarası yetkili olduğuna karar vermiştir.398 Yargıtay 1 1 'inci Hukuk Dairesinin karakteri stik edimin i fa yennın yetkili olduğuna ilişkin içtihadı BAM tarafından benimsenmiş gibi görün memektedir. Örneğin, İstanbul BAM 16'ncı Hukuk Dairesi, tek satıcılık sözleşmesinin fesbinden doğan bir tazminat davasında, talep edilen taz minatın para alacağı olması nedeniyle TBK'nın 89'un maddesi uyannca davacının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir. Davada, davaimm yerleşim yeri İtalya'da olduğu için ilk derece mahke mesi yetkisizlik kararı vermiştir . İstanbul BAM 16'ncı Hukuk Dairesi, 398 Y ll. HD., E. 2016/804 K. 2016/1803 T. 22.2.2016 "Mahkemece de belirlendi ği üzere MÖHUK'un 40. maddesi uyarınca Türk Mahkemelerinin milletlerara sı yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin edecektir. 6100 sayılı HMK'nın sözleşmeden doğan davalarda yetki ba şlıklı lO'ncu maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açı labilir. Aynı yasanın haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı 16'ncı madde sine göre ise "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar gören in yer leşim yeri mahkemesi de yetkilidir. 202 Davalılardan Fl B.Y. unvanlı yabancı uyruklu şirketin adresi Hollanda'da olan Hollanda şirketi olduğu taraflar arasında çekişmesiz ve dosya kapsamı ile sabittir. Bu bağlamda uyuşmazlığın yabancı unsur içermesi karşısında bu davalının yetki itirazının yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ele alınması gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle davacı istemleri de gözetilerek fesh edilmiş sözleşmeye dayalı olarak dahi HMK.nın 1 O. maddesi uyarınca dava açılabileceği gibi, esasen sözleşmedeki karakteristik edimin ifa yerinin de İstanbul İli olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının dava dilekçesindeki istemleri de gözetilerek esasen haksız fiilin bir türü olan haksız rekabet iddiasının gerçekleştiği ve zararın mey dana geldiği yerin de İstanbul İli olduğu iddia edilmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklama lar çerçevesinde davalıların yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmek gere kirken yanılgılı değerlendir meye ve isabetli görülmeyen gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir."[Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Millet/erarast Ticari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan tazminat alacağının davacının yerleşim yerinde ödenmesi gereken bir borç olması nedeniyle (TBK.m.89) davacının yerleşim yeri mahkemelerinin milletlerarası yetkiye sahip olduğuna karar vermiştir.399 Acentelik sözleşmeleri bakımınd an sınırlı bir kapsamla özel bir yetki kuralı bulunmaktadır TTK'nın 115'inci maddesi uyarınca acentelik söz leşmesinde acentenin ücreti belirlenmemişse ücretin miktarı, acentenin bulunduğu yerdeki ticari teamüle, teamül de mevcut değilse halin gereğine göre o yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirlenir. Ücretin miktarına ilişkin uyuşmazlıklar bakımından genel yetkili malıkernelerin yetkisi her taraf edilmiştir. Zira ücretin acentenin bulunduğu yerdeki ticari teamüle göre belirlenmesi gerekmektedir. 399 İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/892 K. 2018/1893 T. 20.9.2018 "Davalı şirke tin İtalyan menşeli olduğu göz önüne alınarak uyuşmazlığın çözümünde Türk Mahkemeleri 'nin milletler arası yetkisinin bulunup bulunmadığının tespitinde MÖHUK 40.madde gereğince iç hukukun yer itibanyla yetki kurallarının ince lenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin taraflar arasında 2000 yılından 2015 yılı Ekim ayı ortalarına ka dar devam eden distribütörlük/ tek satıcılık anlaşması bulunduğunu, anlaşmanın haklı nedenle feshi nedeniyle müşteri (portföy) tazminatı ve elinde kalan malların değerini talep ettiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin ise taraflar arasında her hangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, distribütörlük/ tek satıcılık anlaşması da bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmışsa da davalı vekilinin cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi kabul ettiği, davacının müvekkilinden satın aldığı ürünleri Türkiye pazarında satabiirnek pazariayab ilmek için müvekkilinin markasını da kullanarak pazarlama fa aliyetinde bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay Genel Kurulu 'nun 13/03/2014 tarihli 2013/1
|
şirke tin İtalyan menşeli olduğu göz önüne alınarak uyuşmazlığın çözümünde Türk Mahkemeleri 'nin milletler arası yetkisinin bulunup bulunmadığının tespitinde MÖHUK 40.madde gereğince iç hukukun yer itibanyla yetki kurallarının ince lenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin taraflar arasında 2000 yılından 2015 yılı Ekim ayı ortalarına ka dar devam eden distribütörlük/ tek satıcılık anlaşması bulunduğunu, anlaşmanın haklı nedenle feshi nedeniyle müşteri (portföy) tazminatı ve elinde kalan malların değerini talep ettiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin ise taraflar arasında her hangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, distribütörlük/ tek satıcılık anlaşması da bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmışsa da davalı vekilinin cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi kabul ettiği, davacının müvekkilinden satın aldığı ürünleri Türkiye pazarında satabiirnek pazariayab ilmek için müvekkilinin markasını da kullanarak pazarlama fa aliyetinde bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay Genel Kurulu 'nun 13/03/2014 tarihli 2013/1 I -630 esas 2014/332 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat alaca ğının para borcunun ifasına yönelik olduğu, TBK 89.madde gereğince alacaklının ödeme zamanında i karnet ettiği yerde ödenmesi gerektiği, HMK 1 O.madde gere ğince davacının kendi İkarnet adresinde dava açmasında usulsüzlük bulunmadığı görüşü Dairemizce de benimsenerek davaimm taraflar aras ındaki ticari ilişki bu lunduğuna dair beyanı da göz önüne alınmak suretiyle, MÖHUK 40.maddenin atfı gereğince, TBK 89 ve HMK 1 O.madde hükümleri göz önüne alınarak davacı tazminat alacaklısının ikamet adresinde dava açabileceği kanaatine varılarak isti naf talebinin kabul üne, ilk derece mahkemes inin dava dilekçesinin yetki yönün den reddi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuş tur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 203 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemele rinin Milletlerarası Yetkisi (g) Sigorta Sözleşmeleri Yukarıda, MÖHUK'u n 46'ncı maddesinin sigorta sözleşmeleriyle ilgili HMK'nın 15'inci maddesindeki yetki kuralını hertaraf edip etmedi ğini tartışmıştık ve mahkeme uygulamasının hertaraf etmediği yönünde olduğunu tespit etmiştik.4 00 HMK'nın 15'inci maddesi, mal sigortaları bakımından kesin olmayan bir özel yetki kuralı tesis etmiştir. Dolayısıyla, mal sigortalarından alacak davalarında genel yetkili ve diğer özel yetkili mahkemeler yetkilidir. Yargıtay, 2013 yılında verdiği bir kararında, sigorta sözleşmele rinden doğan uyuşmazl ıklarda da HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna hükmetm iştir.401 Davacı sigortalı davalı ise sigorta şirketidir . Uyuşmazlık konusu poliçeye istina den tazminat talebidir. Yargıtay, para borçlarının alacaklının ifa yerinde ödenmesi gerektiği için davacının kendi yerleşim yerinde ifa yeri mah kemesi sıfatıyla dava açılabileceğine karar vermiştir.402 Görüldüğü gibi, mal sigortası sözleşme lerinden doğan davalarda da HMK'nın 1 O'uncu maddesi uygulanabi lmektedir . Can sigortaları açısından kesin yetki kuralı bulunduğundan i fa yeri mahkemel eri yetkili değildir (HMK.m. 1 5(2)). b) Değerlendirm e Sözleşme uyarınca ifa edilmesi gereken birden çok edim olması hiilinde, uyuşmazlık konusu edimin veya karakteristik (sözleşmeye tipini veren) edimin ifa yeri mahkemesinin HMK'nın lO'uncu maddesi uyannca yetkili olabileceğine ilişkin görüşlerin Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin tesisi bakımından doğru olmadığı doktrinde haklı olarak ifade edilmektedir.403 400 Bkz. Bölüm I, IX, C. 6. 401 Bkz. Bölüm, III, B, 1, a, (5). 402 Y. 11. HD., 11829/16404 T. 24.09.2013 (Yılmaz, C. 1, s. 338). 403 ŞanWEs en/Ataman-Figanmeşe, s. 424 vd; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 356 vd. 204 Mi/letlerar a!u Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Uyuşmaz lık konusu edimin ifa yeri mahkemesinin yet kili olduğunun kabul edilmesi halinde, uyuşmazlığın sebebi belli bir edimin ifasına iliş kin değilse ifa yeri mahkeme sinin nasıl belirlenmesi gerektiği sorusunun tereddütsüz bir cevabı bulunmamaktadır . Örneğin, uyuşmazlık sözleşme nin feshinden kaynaklanan zararın tazmini, sözleşmenin feshinin tespiti, cezai şartın tenkisi davaları ya da sözleşmenin geçersizliğinin tespiti için açılan davalarda hangi ediminin ifa yerinin dikkate alınması gerektiği bilinemeyeb ilir.404 Diğer bir ihtimal de dava konusu edimin ifa yeri Türkiye'de olmama sına rağmen karşı edimin ifa yerinin Türkiye olmasıdır. Örneğin, davacı nın teslim edilen malın bedelinin tahsili için açtığı davada, satış bedelinin ödeme yeri Türkiye'de olmayabilir. Davaimm malın ayıplı olduğunu ve ayıph ifa nedeniyle bedeli ödemediğini iddia etmesi halinde malın teslim edimi de ihtilaflı hale gelecektir . Bu durumda, davacının talep ettiği para alacağının ifa yerinin Türkiye'de olmaması gerekçesiyle Türk mahke mesinin yetkili olmadığına mı karar verilmesi gerektiği sorusu gündeme gelecektir . 405 Edimlerden sadece birisinin Türkiye'de olması ancak diğerinin ifa yerinin başka bir ülkede olması halinde karşılaşılan bu zorluklar karşı sında, yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda taraflardan birisinin ediınİnin ifa yerinin Türkiye'de olması halinde HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca bu yer mahkemesinin milletlerarası yetkiye sahip olduğu sonucuna varıl malıdır. lO'uncu maddenin lafzı, edimlerden herhangi birisinin Türkiye'de ifa edilmesinin milletlerarası yetkinin tesisi için yeterli sayılmasını des teklemektedir . Zira maddede sadece edimin ifa edilmesind en söz edilmiş, edimlerden herhangi birisinin tercih edilmesine neden olacak bir ifade kullanılmamı ştır.406 Maddenin gerekçesinde de uyuşmazlık konusu ya 404 Şanlı, s. ı60-ı6ı; Şanlı/Esen/Ataman-Figanme şe, s. 424; Akıncı, s.l27. 405 Şan lı, s. ı 60. 406 Şanlı, s. 160-16 ı; Akıncı, s. 127; Ercan, Makale, s. 1633; Ercan, s. 149; Arslan, İnsan Hakları Sözleşmesi, s. 356. 205 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Mi lletlerarası Yetkisi da karakteri stik edimin ifa yerinin tercih edilmesini gerektiren bir ifade bulunmamaktadır . Madde gerekçesinde "1 086 sayılı Kanunun 1 O uncu maddesine paralel bir biçimde, sözleşmenin ifa yeri mahkemesi özel yet kili mahkeme olarak muhafaza edilmiştir" demekle yetinilmi ştir. Diğer taraftan, sözleşmedeki edimlerden birisinin Türkiye'de ifası gerekınesine rağmen uyuşmazlık konusu ya da karakteristik edimin ifa yeri mahkemes inin tercih edilmesi nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi halinde, Türkiye'de yetkili bir Türk mahkemes inin bulunmasına rağmen yetkisizlik kararı verilmesi anlamına gelir. Türk mahkemeleri haklı bir sebep olmamasına yabancı mahkemel eri lehine kendi milletlerarası yet kisinden vazgeçme sini gerektirecek bir kanun hükmü de bulunmamakta dır.4o7 Uyuşmazlık konusu edimin ifa yeriyle ilgili önemli sayıda mahkeme kararı milletlerarası ticari sözleşmele rden doğmuştur. Hepsinde para borç lusu davalı, yerleşim yeri Türkiye'de olmadığı için yetkiye itiraz etmiş ve ilk derece mahkemeleri bu itirazı kabul edip yetkisizlik kararı vermiş tir. Yukarıda özellikle mahkemeye erişim hakkına ve HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca malvarlığı davalarına ilişkin yaptığımız açıklamala rda davalının merkezi yurt dışında bir tüzel kişi olması ve Türkiye'de uyuş mazlık konusu bir malvarlığı bulunmaması halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi sadece HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca tesis edilebilir.408 Özellikle davacının para alacağının tahsili için açtığı bir dava da Türk mahkemeleri alacaklının yerleşim yeri mahkemeleri olduğu için yetkili olacaktır. Yukarıdan beri ifade ettiğimiz gibi tacirler Türkiye'de tahsil kabiliyeti olmayan alacakların ödenmesi için alacak davası açıp sonra bunu başka bir ülkede tenfiz ettirmek yerine Türkiye'de tahsil kabi liyeti varsa Türk
|
önemli sayıda mahkeme kararı milletlerarası ticari sözleşmele rden doğmuştur. Hepsinde para borç lusu davalı, yerleşim yeri Türkiye'de olmadığı için yetkiye itiraz etmiş ve ilk derece mahkemeleri bu itirazı kabul edip yetkisizlik kararı vermiş tir. Yukarıda özellikle mahkemeye erişim hakkına ve HMK'nın 9'uncu maddesi uyarınca malvarlığı davalarına ilişkin yaptığımız açıklamala rda davalının merkezi yurt dışında bir tüzel kişi olması ve Türkiye'de uyuş mazlık konusu bir malvarlığı bulunmaması halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi sadece HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca tesis edilebilir.408 Özellikle davacının para alacağının tahsili için açtığı bir dava da Türk mahkemeleri alacaklının yerleşim yeri mahkemeleri olduğu için yetkili olacaktır. Yukarıdan beri ifade ettiğimiz gibi tacirler Türkiye'de tahsil kabiliyeti olmayan alacakların ödenmesi için alacak davası açıp sonra bunu başka bir ülkede tenfiz ettirmek yerine Türkiye'de tahsil kabi liyeti varsa Türk mahkemelerinde dava açmaktadır. Davalının herhangi bir malvarlığının bulunduğu yer mahkemeleri artık yetkili olmadığı için 407 Şanh, s. 161; Şanlı!Esen/Ata man-Figanme şe, s. 427; Arslan, İnsan Haklan Sözleşmesi, s. 356-357. 4os Bkz. yuk. Bölüm I, XI, A. 206 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları elimizdeki neredeyse tek yetki kuralı ifa yeri mahkeme sinin yetkisine ilişkin HMK'nın lO'uncu maddesidir. Bu ifa yerinin de sözleşmeye tipini veren edimin ifa yeri mahkemesi veya uyuşmazlık konusu edimin ifa yeri mahkemesiyle sınırlanması milletlerarası ticart uyuşmazlıklar Türk mah kemelerinde dava açılmasının daha da zorlaşmas ıyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, sözleşme uyarınca herhangi bir edim Türkiye'de ifa edilmiş veya ifa edilmesi gerekiyorduysa Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili ifa yeri mahkemesi olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 2. İfa Yerinin Tespiti Yukarıda ifade ettiğimiz gibi yetkinin tespitinde dikkate alınacak edim belirlendikten sonra bu edimin ifa yerinin belirlenmesi gerekir. Edimin ifa yeri konusunda değişik ihtimaller olabilir. Örneğin, edim ifa edilmiş olabilir, taraflar ifa yerini kararlaştırmış olabilir, ifa yeri sözleş meden anlaşılıyor olabilir. Bu şekilde ifa yerinin bilinemernesi halinde, hakimin hukuken edimin ifa edilmesi gereken yeri tespit etmesi gerekir. Aşağıda bu ihtimaller teker teker değerlendirecektir. a) Sözleşmenin Dava Açılmadan Önce İfa Edilmiş Olması Davanın açılmasınd an önce, taraflar sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmiş olabilirler. Örneğin, sözleşme süresinin dolması nedeniyle söz leşmenin sona ermesi ve akabinde dava açılması halinde durumu böyledir. Sözleşmenin feshinden doğan uyuşmazlıklarda da edim ifa edilmiş ola bilir. Edim ifa edilmişse, edimin fiilen ifa edildiği yerin esas alınmasının uygun olacağı kanaatindey iz. Zira fiilen ifa edilmekle ifa yeri ile ifa yeri mahkemesi arasında aranan objektif bağlantı kurulmuş olmaktadır. Yargıtay bir uyuşmazlıkta sözleşmenin İstanbul'da ifa edildiği anlaşıl dığından İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir.409 Buna 409 Y. 23. HD., E. 2013/8546 K. 20141715 T. 04.02.2014 "Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamasına rağmen, davalıya ait tesislerin davacı yanca kul lanılması, davacıya ait uçaklara, konma, konaklama, emniyet tedbiri ve benzeri 207 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi karşılık, İstanbul BAM 12'nci Hukuk Dairesi konuya farklı yaklaşmış tır. Uyuşmazlık, Bakırköy notediğinde ya pılan bir taşıt satım sözleşmesi nden doğmuştur. Davacı, arabanın Bakırköy'de teslim edildiğini ve ödemenin yine burada yapıldığına istinaden HMK'nın 1 O'uncu maddesi anlamında sözleşmenin ifa yeri sıfatıyla Bakırköy mahkemeleri nin yetkili olduğunu iddia ederek Bakırköy mahkemelerinde davasını açmıştır. Davacı, satılan aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle bedelin iadesini talep etmiştir. Yerel mahkeme, uyuşmazlık konusu para edimin Davacı alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği ve burası Bakırköy olmadığı için yetkisizlik kararı vermiştir. BAM, kararı onaylamıştır . Yerel mahkeme ve BAM burada sözleşmeden doğan edimlerin fiilen nerede ifa ediidiyse o yer mahkemele rinin yetkili olmayacağına bilakis dava konusu TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca ödemenin nerede yapılması gerekiyorsa o yer mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir .41° Kanımızca, sözleşmede ifa yerinin kararlaştırılmış olması eğer edim gerçekte burada ifa edilmediğiyse fiili ifa yeri mahkemesinin yetkisini hertaraf etmemelidir. b) Tarafların İfa Yerini Belirlemeleri Milletlerarası ticari bir sözleşmenin tarafları ifa yerini, birden çok edi min ifa edilmesi gerekiyorsa farklı edirolerin ifa yerlerini kararlaştırma lıdır. Tarafların kararlaştırdıkla rı ifa yeri mahkemes i, HMK'nın lO'uncu yer hizmetleri ile trafik güvenliği hizmeti verilmesi karşısında taraflar arasında sözleşme bulunduğu kabul edilmelidir. 6 I 00 sayılı HMK'nın I O. maddesi hük müne göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahke mesinde de açılabilir. Dava konusu faturanın, davacının, istanbul Atatürk Hava Limanınd aki s lot uygulamasına aykırı davranışları nedeniyle keşide edildiği dos ya kapsamından anlaşıldığınd an, sözleşmenin ifa edildiği yerin İstanbul olduğu anlaşılmaktadır . Bu nedenle mahkemece, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ya zılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 410 İstanbul BAM, 12. HD., E. 2018/2617 K. 2019/139 T. 7.2.20 I 9 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 208 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan maddesi uyannca yetkili mahkemedir.4 11 Bu yer Türkiye 'de ise buradaki mahkeme HMK'nın lO'uncu maddesi uyannca yetkili mahkemedir . Uygulamada, tarafların sözleşmelerin ne şekilde ifa edileceğine ilişkin INCOTERMS kullanmaktadır. En son versiyonu 2020 tarihli INCOTERMS Milletlerarası Ticaret Odası tarafından hazırlanan, başka birçok şey yanında, satıcının teslim edimini nerede ifa etmesi gerek tiğini veya etmiş sayılacağını düzenleyen kurallardır. INCOTERM S ancak taraflann kararlaştırı lması halinde uygulanmaktadır. 412 Taraflarm INCOTER MS'e atıf yaptığı hallerde satıcının edimini ifa yeri Yargıtay kararlarında INCOTERMS 'ten yararlanılarak belirlenmektedir. 413 İfa yerinin taraflarca yabancı bir ülkede bir yer olarak belirlenmesi, MÖHUK'u n 47'nci maddesi kapsamında ifa yeri mahkemeleri lehine yapılmış yabancı bir mahkemeyi yetkilendiren bir yetki sözleşmesi değil dir ve yetki sözleşmelerinin hüküm ve sonuç doğurmak için koşulların gerçekleşmesi gerekmez. 414 HMK'nın l O'uncu maddesi, ancak ifa yerinin Türkiye'de olması halinde milletlerarası yetki tesis eder. Tarafların belirle diği ya da edimi ifa ettiği yer Türkiye'de değilse zaten Türk mahkemeleri bu madde uyarınca yetkili olmayacaktır. Tarafların ifa yerini başka bir ülkede belirlemeleri, sadece Türk mahkemelerinin ifa yeri mahkeme si sıfatıyla milletlerarası yetkisini hertaraf etmeleri sonucunu doğurur. İfa yerinin yabancı bir ülkede olması tarafların MÖHUK'u n 47'nci maddesi anlamında o yer mahkemelerini seçtiği anlamına gelmez zira böyle bir iradenin var olup olmadığı bilinmemektedir. Sonuç olarak, ifa yerinin yabancı ülkedeki bir yer olarak kararlaştırılmış olması, davalıya 411 Kuru/ArslanNılmaz, s. 140; Akkan, Pekcanıtez Usı11, s. 283; Yılmaz, C. I, s. 353. 412 Bkz. https://iccwbo.org/resources-f or-business/incoterms-rules/incoterms-2020/ (Erişim Tarihi 30/07/2020). 413 Y 19. HD., E. 2004/8081 K. 2005/4848 T. 29.06.2012 (bkz. Şanlı, s. 158-159); Şanlı/Esen/Ataman-Figan meşe, s. 423; Çelikel!Erdem, s. 574; Akıncı, s.126; Doğan, s. 64. 414 Nomer, Usul, §228. 209 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi MÖHUK'un 47'nci maddesine dayanarak yetki itirazında bulunma
|
Tarafların ifa yerini başka bir ülkede belirlemeleri, sadece Türk mahkemelerinin ifa yeri mahkeme si sıfatıyla milletlerarası yetkisini hertaraf etmeleri sonucunu doğurur. İfa yerinin yabancı bir ülkede olması tarafların MÖHUK'u n 47'nci maddesi anlamında o yer mahkemelerini seçtiği anlamına gelmez zira böyle bir iradenin var olup olmadığı bilinmemektedir. Sonuç olarak, ifa yerinin yabancı ülkedeki bir yer olarak kararlaştırılmış olması, davalıya 411 Kuru/ArslanNılmaz, s. 140; Akkan, Pekcanıtez Usı11, s. 283; Yılmaz, C. I, s. 353. 412 Bkz. https://iccwbo.org/resources-f or-business/incoterms-rules/incoterms-2020/ (Erişim Tarihi 30/07/2020). 413 Y 19. HD., E. 2004/8081 K. 2005/4848 T. 29.06.2012 (bkz. Şanlı, s. 158-159); Şanlı/Esen/Ataman-Figan meşe, s. 423; Çelikel!Erdem, s. 574; Akıncı, s.126; Doğan, s. 64. 414 Nomer, Usul, §228. 209 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi MÖHUK'un 47'nci maddesine dayanarak yetki itirazında bulunma hakkı vermemektedir. İfa yerinin Türkiye 'de bir yer olarak belirlenmiş olması da aynı gerekçelerle HMK'nın ı ?'nci ve ı 8'inci maddeleri anlamında Türk mah kemelerini yetkilendiren bir sözleşme yaptıkları anlamına gelmeyecektir. Bu nedenle, söz konusu maddelerde bir mahkeme lehine yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olması için aranan şartlar, örneğin tarafların tacir olması, taraflarca belirlenen ifa yerindeki Türk mahkemesinin milletlera rası yetkisinin tesisi için aranmamalıdır. Burada taraflar bir mahkemeyi yetkilendirmek iradesiyle hareket etmemekte ve ifa yerinin taraflarca seçilmiş olması farklı sebeplerle milletlerarası yetkili olan başka Türk mahkemelerinin yetkisini hertaraf etmemektedir . Zira, yukarıda ifade etti ğimiz gibi ıO'uncu madde, kesin olmayan özel bir yetki kuralıdır. Sonuç olarak, tarafların sözleşmelerinde ifa yerinin belirlemeleri Türk mahkemeleri lehine ya da aleyhine yetki sözleşmesi değildir. c) İfa Yerinin Tarajlarca Kararlaş tırtlmamış Olsa Bile Sözleşmenin Özellikleri Gereği Belirli Olması Bazı sözleşmel erde, taraflar ifa yerini belirlemese bile sözleşmenin nerede ifa edileceği bilinebilir. Bu durumda, yetkili hukuka göre ifa yeri mahkeme sinin yetkisinin araştırılması gerekmeyecektir. 415 Bu duruma örnek olarak, hastane kabul sözleşmeleri gösterilmiştir.416 Hasta hastanede tedavi göreceği için hastanenin bulunduğu yer mahkemesi ifa yeri mahke mesi sıfatıyla milletlerarası yetkili mahkeme olacaktır. Otel sözleşmeleri de bu duruma örnek gösterilebilir. Otel, edimini otelin bulu nduğu yerde i fa edecektir. Zira edimin konusu o yerde konaklama hizmeti sağlanmasıdır . 415 Yılmaz, C. l, s. 353. 416 Nomer, bu durumda tarafların ifa yerini hastanenin bulunduğu yer olarak karar laştırıldığı anlamına geldiğini ifade etmiştir (Nomer, Usul, § 228). Ancak burada işin başka bir yerde ifası ihtimali olmadığı sürece edimin hastanede ifa edilmesi zorunludur. 210 Milletlerarası Ticari Uy uşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Taşıma sözleşmelerinde kararlaştırılan kalkış ve varış noktalarında niteliği gereğİn taşıma sözleşmesinin ifa yeridir.417 Bu gibi durumlarda mahkemenin ifa yerini tespit etmek için uygulanacak hukuku bulmasına gerek kalmayabilir. Nitekim taşıma sözleşmelerinden doğan uyuşmaz lıklarda varma yeri mahkemeler inin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olduğuna karar verilmiştir.418 d) lfa Yerinin Tarajlarca Belirlenmemiş Olması İfa yerinin kararlaştırılmadığı ya da işin niteliği gereği açıkça ania şılamadığı ve edimin de henüz ifa edilmemiş olduğu hallerde, hakimin edimin hukuken nerede ifa edilmesi gerektiğini araştırması gerekecektir . Edimin ifa yerinin hangi hukuka göre tespit edilmesi gerektiği konusunda doktrinde fikir birliği bulunmamaktadır. Ancak, mahkeme kararlarında uygulanacak hukuk meselesi tartışılmadan Türk hukukuna göre ifa yeri tespit edilmektedir. Milletlerarası usul hukukunda kavramlar, bazı istisnaları da bulun makla birlikte, kural olarak lexfori'ye göre vasıflandırıl ır.419 Türk mahke melerinde, usül kurallarına ait kavramlar Türk hukukuna göre vasıflandı rılmalıdır . Bu genel kabule karşılık HMK'nın IO'uncu maddesinin uygu lanması için sözleşmenin ifa yerinin hangi hukuka göre vasıflandırılması gerektiği hakkında doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, ifa yerinin sözleşmenin esasına uygulanacak hukuka (lex for i veya lex contractus) göre tespit edilmesi gerektir. Hakim, i fa yeri 417 Krş. Nomer, Usul, § 229. 418 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2018/851 K. 2019/791 T. 22.5.2019 "İİK'nın 50.mad desinin yollamasıyla uygulanması gereken HMK'nın yetki kuralları karşısında icra takibi sözleşmenin i fa yeri olan Ambarlı limanının bulunduğu yericra daire sinde yapılmadığından ve dava lı borçlunun adresi de Ankara olduğundan ilk dere ce mahkemesinin de belirlediği gibi HMK 6. maddesi uyarınca takibin Ankara'da yapılması gerekmektedir."; aynı yönde Ankara BAM, 22. HD., E. 2017/416 K. 2017/328 T. 10.3.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 419 Nomer, Usul,§ 1 02; Güngör, s. 219. 211 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi mahkemesi olup olmadığına karar verebilmek için öncelikle uyuşmaz lığın doğduğu sözleşmenin esasına uygulanacak hukuku belirlemeli dir. Bu nedenle, henüz yetkisi hakkından karar vermeden önce MÖHUK'u n 24 'üncü maddesini uygulamalı ve sözleşmenin esasına uygulanacak huku ku bulmalıdır. Bu hukuka göre o sözleşmeden doğan edimin ifa yerini tespit etmelidir. Bu görüşün haklı gerekçeleri bulunmaktadır. Öncelikle, ifa yerinin belirlenmesi usul hukukuna değil maddi hukuka ilişkin bir sorundur. İfa yerinin nasıl belirleneceğine ilişkin kanun hükmü TBK'nın 89'uncu maddesinde yer almaktadır, HMK'da değildir. Ayrıca, sözleş menin esasına uygulanan yabancı hukuka göre ifa yeri TBK'nın 89'uncu maddesinde öngörülen ifa yerinden farklı bir yerde olabilir ki bu da başka bir problemdir. 420 İfa yerinin lex causae 'ya belirlenmesine ilişkin kaygı aslında uyuşmazlıkla mahkeme arasındaki irtibat noktasında toplanmak tadır. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, bir mahkemenin yetkili olabilmesi için uyuşmazlıkla mahkemenin yargı çevresi arasında o mahkemenin yetkili olmasını haklı kılan bir bağlantının olması gerekir. Milll uyuşmazlıklar açısından sözleşme bu yerde ifa edildiği veya edilmesi gerektiği için söz leşmenin ifa yeriyle o yer mahkemesi arasında objektifbir bağlantı olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla, ancak sözleşmenin gerçekten ifa edilme si gereken yer mahkemesiyle uyuşmazlık arasında objektif bir bağlantı olabilir. İfa yerinin, lex fori'ye belirlenmesi halinde ise bu objektif irtibat bulunmayabilir zira bu yer fiilen edimin ifa edilmesi gereken yer değildir. Uyuşmazlıkla hiçbir ilgisi olmayan hatta tesadüfi bir yer olabilir. Kısaca, sözleşmenin esasına Türk hukuku uygulanmamasına rağmen ifa yerinin Türk hukukuna göre belirlenmesi halinde aslında sözleşmenin hukuken ve fiilen ifa edilmesi gerekmeyen yer mahkemeleri yetkili olabilir. Bu da mahkeme ile uyuşmazlık arasında objektif bir irtibat bulunması ilkesine aykırıdır. 420 Nomer, Usul, § 227; Ekşi, s. 36-37; Akıncı, İnşaat, s. ı 34; Akıncı, BATIDER, s. 1 00; Özel, İ fa Yeri, s. 421; Akduman, s. 279; Yünlü, s. ı 078-ı 079; Bektaş, s. 252; Süral, s. 18 ı; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. l 31 8; Doğan, s. 65; Kazmaz, isabetli bir şekilde, ifa yerinin tespitinin usul meselesi değil maddi hukuk meselesi olduğunu ifade etmiştir (Kazın az, s. ı 94 ı). 212 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Doktrindeki diğer bir görüşe göre ise, ifa yerinin sözleşmenin esasına uygulanacak hukuka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilecek olursa
|
yerinin Türk hukukuna göre belirlenmesi halinde aslında sözleşmenin hukuken ve fiilen ifa edilmesi gerekmeyen yer mahkemeleri yetkili olabilir. Bu da mahkeme ile uyuşmazlık arasında objektif bir irtibat bulunması ilkesine aykırıdır. 420 Nomer, Usul, § 227; Ekşi, s. 36-37; Akıncı, İnşaat, s. ı 34; Akıncı, BATIDER, s. 1 00; Özel, İ fa Yeri, s. 421; Akduman, s. 279; Yünlü, s. ı 078-ı 079; Bektaş, s. 252; Süral, s. 18 ı; Doğan, Milletlerarası Ticaret Hukuku, s. l 31 8; Doğan, s. 65; Kazmaz, isabetli bir şekilde, ifa yerinin tespitinin usul meselesi değil maddi hukuk meselesi olduğunu ifade etmiştir (Kazın az, s. ı 94 ı). 212 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Doktrindeki diğer bir görüşe göre ise, ifa yerinin sözleşmenin esasına uygulanacak hukuka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilecek olursa sözleşmesinin esasına uygulanacak hukuk tespit edildikten sonra mah kemenin yetkisi hakkında karar vermesi gerekir ki, bu durum yabancı unsurlu davaların niteliğine ve dava ekonomisine uygun değildir.421 Bu görüşe göre kanunlar ihtilafı kurallarında bağlama noktası olarak yerleşim yeri, ifa yeri, ika yeri, mutad mesken gibi kavramlar lexfori'ye göre vasıf landırıldığına göre Türk malıkernelerin yet kisini tespit etmek için yapılan vasıflandım1anın da lex fori'ye göre yapılması uygun olur. Bu görüşün ilk görüşe getirdiği eleştiri, pratik ihtiyaçlar ve usUl ekonomisi noktasında toplanmaktadır. Lex causae vasıflandırma yapılması halinde, hakim ilk önce uyuşmazl ığın (sözleşmenin) esasına uygulanacak hukuku bulmak zorundadır . Bu yabancı bir hukuksal içeriğine vakıf olarak bu hukuka (MÖHUK.m.2) sözleşmenin nerede ifa edilmesini araştıracak ve ancak bundan sonra yetkili olup olmadığına karar verecektir . Milletlerarası yetki itirazı, ilk itiraz olarak en geç cevap dilekçesinde yapılmalıdır. Ancak, mil letlerarası ticari bir uyuşmazlıkta cevap dilekçesinin hazırlandığı aşamada yetkili hukuk bilenemeyeceği için davaimm bu hukuka göre ifa yerini tes pit edip ifa yeri mahkemes inin yetkisine itiraz etmesinin davalıdan bekle nemeyeceği ifade edilmiştir. Türk usul hukuku sistemi de dikkate alınarak i fa yerinin lex fo ri' ye göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.422 Doktrinde, pratik gerekçelere değinmeden, malıkernelerin yetkisini tespiti açısından ifa yeri kavramının usul hukukuna ilişkin bir kavram ola rak ele alınması ve lex for i Türk hukukuna göre vasıflandırılması gerektiği de ifade edilmektedir .423 421 Çelikel!Erdem, s. 575-576; Şanlı, s. 157; Şanlı/Esen/Ataman-Figanmeşe, s. 22; Ercan, s. 150. 422 Şanlı, s. 157-158; Ercan, s. 150. 423 Süzen, vasıftandırma usul hukuku alanına ilişkinse lexfori vasıftandınlması gerek tiğini ifade etmiştir. Yazara göre, sözleşmenin ifa yerinin lexfori ve /ex causae'ya göre vasıftandır ma yapılması halinde farklı ifa yerlerinin ortaya çıkacak olma sının herhangi bir sakıncası yoktur. Zira ifa yeri, mahkemen in yetkisinin tesisi 213 Cemile DEMiR CÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlı klarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Yüksek mahkeme kararlarında bu vasıflandırma konusu tartışılma maktadır. İstanbul BAM 13 'üncü Hukuk Dairesi 2019 yılında verdiği bir kararına konu bir uyuşmazlıkta, taraflar sözleşmeye ABD Washington Eyaletinin hukukunun uygulanacağını kararlaştırmışladır. BAM, sözleş menin feshi nedeniyle avansın iadesine ilişkin alacak davasında uyuş mazlık konusu olan para borcunun TBK'nın 89'uncu maddesi uyannca alacaklı davacının yerleşim yerine ödeneceğinden hareketle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiştir.4 24 BAM, uyuşmazlığın amacıyla Türk hukukuna göre vasıflandırılmıştır. (Süzen, s. 1132 vd.). Güngör de burada bir yetki kuralı olması nedeniyle Türk hukukuna göre vasıflandır manın doğru olacağı kanaatindedir (Güngör, s. 235). 424 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/1745 K. 2019/1347T. 9.10.2019 "MÖHUK 40. maddesinde "Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itiba riyle yetki kuralları tayin eder." hükmü düzenlenmiştir . HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir, TSK'nın 89. maddesine göre aksine anlaşma yok ise para borçları, ala caklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde i fa edilir. Buna göre taraflar arasında 28/08/2008 tarihli ... model uçak satışına ilişkin ... sayılı sözleşmenin imzalandı ğı, sözleşme kapsamında alınacak uçaklar için davalıya toplam 3.502.000 USD avans ödemesi yapıldığı, sözleşmenin 14/07/2011 tarihli fesih anlaşması ile sona erdi ği, verilen avansın bir kısmının fesih sözleşmesi ile iade edildiği, 900.000 USD avansın iade edilmediği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında imzalanan 28/08/2008 tarihli ... model uçak satışına ilişkin 3380 sayılı sözleşmenin 12.3 maddesinde uygulanacak hukukun belirlendİğİ ancak yetkili mahkemeye ilişkin olarak yetki sözleşmesi bulunmadığı, 10/2. maddesinde sözleşmenin fesh i halin de avans iadesinin düzenlendiği anlaşılma ktadır. Mahkemece, davaimm yerleşim yeri ve sözleşmenin i fa yeri dikkate alındığında Türk Mahkemelerinin yargı hakkı bulunmadığından dava şartı yokluğunedeniyle usulden red kararı verilmiş ise de ihtilaf sözleşmenin fesh i nedeniyle avans ödemesinden kaynaklanmaktadır . Buna göre de talep bir miktar para alacağına ilişkindir. TSK'nın 89. maddesi hükmüne göre para alacakları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Davacının yerleşim yeri mahkemenin yetki alanı içinde kaldığından MÖHUK 40, HMK 10 ve TSK'nın 89. maddesine göre Türk mahkeme lerinin yargı hakkı bulunup mahkeme yetkili olduğundan verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinafbaşvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme sinin kararının HMK 35311-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuş tur." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 214 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuru/abilecek Yetki Kurallan esasına uygulanacak hukuk, yetki hakkında karar verildiği anda biliniyor olmasına rağmen uyuşmazlık konusu avansın iadesi borcunun ifa yerini Türk hukukuna göre belirlemiştir. İstanbul BAM 12'nci Hukuk Dairesi, davaimm yerleşim yeri İngiltere'de olduğu için yabancı unsurlu bir taşıma sözleşmesinden doğan bir alacak davasında uyuşmazlık konusu para borcunun TBK'nın 89'uncu maddesi uyarınca davacının yerleşim yerinde ifa edileceğinden hareket le Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar vermiştir . BAM, kararında sözleşmenin, yabancı unsurlu olup olmadığı ve uygu lanacak hukuku hiç tartışmamıştır. BAM, uyuşmazlık konu alacağın ifa yerini Türk hukukuna göre belirlemi ştir.425 İstanbul BAM 16'ncı Hukuk Dairesi de, ifa yeri mahkemesinin hangi hukuka göre belirlenmesi gerektiğine ilişkin bir tartışma yapmadan, taraf larca İngiliz hukukuna tabi olacağının kararlaştırıldığı bir sözleşmeden doğan tazminat talebinin ifa yerini TBK'nın 89'un maddesi uyarınca ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğunun ve davacının yerleşim yerin deki Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar vermiş tir. 426 425 İstanbul BAM, 12. HD., E. 201811178 K. 2019/733 T. 23.5.2019 "Dava, cari he saba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan i cra takibinde takip masrafları, icra vekalet ücreti ve tahsil harcına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, kendisinin İngiltere'de yerleşik bir firma olması nedeniyle Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının bu davaya sebep olacak bir alacağının bulunmadığını, zira taraflar arasında kabul edilen mutabakat uyarınca ödemelerin yapıldığını, hatta bir kısım ödemenin icra takibinden önce yapıldığını
|
BAM 16'ncı Hukuk Dairesi de, ifa yeri mahkemesinin hangi hukuka göre belirlenmesi gerektiğine ilişkin bir tartışma yapmadan, taraf larca İngiliz hukukuna tabi olacağının kararlaştırıldığı bir sözleşmeden doğan tazminat talebinin ifa yerini TBK'nın 89'un maddesi uyarınca ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğunun ve davacının yerleşim yerin deki Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkili olduğuna karar vermiş tir. 426 425 İstanbul BAM, 12. HD., E. 201811178 K. 2019/733 T. 23.5.2019 "Dava, cari he saba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan i cra takibinde takip masrafları, icra vekalet ücreti ve tahsil harcına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, kendisinin İngiltere'de yerleşik bir firma olması nedeniyle Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının bu davaya sebep olacak bir alacağının bulunmadığını, zira taraflar arasında kabul edilen mutabakat uyarınca ödemelerin yapıldığını, hatta bir kısım ödemenin icra takibinden önce yapıldığını savunmuştur. Davalı ... yetki itirazında bulunmuş olmakla birlikte yetkili mahkemeyi açıkça göstermem iştir. Ayrıca salt davalının yurtdışında mukim bir firma olması Türk Mahkemeleri nin yetkisini ortadan kaldırmayacağı gibi; HMK 10. ve TBK 89.maddeleri uyarınca davacı alacaklının ikametgahı Küçükçekmece olduğundan Bakırköy Mahkeme lerinin yetkili olduğu da açıktır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 426 İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/2238 K. 2018/1997 T. 28.9.2018 "Her ne kadar ilk derece mahkemesi, taraflar asındaki 03.05.2015 tarihli mutabakat mektubunun ll.maddesinde yer alan, "bu mutabakat mektubu ile ilgili talepler, İngiltere Ka nunlarına tabi olacaktır" hükmüne dayanarak, yetkisizlik kararı vermiş ise de söz- 215 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi İlk derece mahkemelerinin uygulamada ifa yerini hangi hukuka göre belirledikle rini tespit etmek için HMK'nın lO'uncu maddesi hakkında yayınlanan 2015-2020 arası tarihli ilk derece mahkeme kararlarını taramış olmamıza rağmen ifa yerinin lex fo ri mi yoksa lex causae mı vasıflandı rılması gerektiği hakkında bir tartışmaya veya i fa yerinin lex for i ya göre belirlenmesi gerektiğine ilişkin bir karara henüz rastlanılmamı ştır.427 İfa yeri mahkemesiyle uyuşmazlık arasında objektif bir irtibatının bulunması gerektiği için vasıflandırmanın lex causae'ya göre yapılması akademik olarak daha isabetli olabilir. Bununla birlikte, bu görüşün uygu lamaya yansımadığı ve malıkernelerin işleyiş koşullarıyla bağdaşmadığı da aşikardır. Ancak, tarafların ifa yeri mahkemesinin Türkiye'de olup olmadığına ilişkin bir uyuşmazlıkta, vasıflandırmanın lex causae'ya göre yapılması gerektiğini iddia etmelerine ve mahkemenin de bu yönde karar vermesine bir engel yoktur. MÖHUK'un ikinci maddesi uyarınca taraflar da hakimin yabancı hukukun ulaşmasına yardım edebilir. Bu konuda araştırma görevi hakimlerimiz kadar milletlerarası ticari uyuşmaz lıklarda deneyimli taraf vekilierine de düşmektedir. e) Türk Hukuku Uyarınca İfa Yeri Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda edimin ifa yerinin Türk hukuku na göre tespit edilmesi gereken hallerde edimin ifa yeri TBK'nın 89'uncu maddesine göre tespit edilecektir. 89'uncu madde uyarınca borcun ifa yeri, leşmedeki bu hükmün milletlerarası münhasır yetki ile ilgili bir hüküm olmayıp, 5718 sayılı MÖHUK'u n 24.maddesi çerçevesinde, bu mutabakat mektubun dan doğacak uyuşmazlıklarda İngiliz Hukuku'nun uygulanacağına dair bir hüküm ol duğu, buna karşılık aynı kanunun 40.maddesi gereğince Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iş hukukunun yer itibariyle yetki kurallarına göre belir leneceği, sözleşmenin ifa edileceği yer Türkiye'de ve davacının yerleşik bulun duğu yer olduğundan, İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılma kla, istinaf isteminin kabulüyle aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 427 LexPera içtihat Bilgi Bankası (bkz. https://www.lexpera.com.t r/adli-yargi-ilk derece-mahkemeleri-baglanti/hukuk-muhakemeleri-kanunu-6 1 00/madde-1 0). 216 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan taraflarm açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir . Aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alaca klının ödeme zamanındaki -vade tarihindeki-428 yerleşim yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.429 Alacaklının yerleşim yerinin TMK'nın 19'uncu maddesinde tanım landığı anlamında yerleşim yeri olarak anlaşılınaması gerekir. Zira burada murad edilen esas itibariyle alacaklının oturduğu yerdir ki bu maddenin amacına da daha uygundur. Aksi halde, örneğin geçici olarak başka bir yerde oturan kişilere paranın yerleşim yerinde ödenmesi gerekirdi. Bu durumda para borçlarının götürülecek borç olarak mütalaa edilmesini anlamsız kılardı.430 Alacak bir kambiyo senedinden doğuyorsa TBK'nın 89'uncu mad desi uygulanmaz. Alacağın ifa yeri kambiyo senedine ilişkin kurallara göre belirlenecektir. Kambiyo senedinde ödeme yeri kararlaştırılmalıdır (TTK.m.67 l(l)(d), m.776(1)(d), m.780(l)(d). Kambiyo senedi üzerinde ki ödeme yerindeki mahkeme, ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkilidir.431 428 Yılmaz, C. I, s. 353. 429 Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yer de, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim ye rinde, ifa edilir. 430 Yılmaz, C.I, s. 353. 431 İstanbul BAM, 13. HO., E. 2020/671 K. 2020/765 T. 9.7.2020 "Dava, iİK'nın 72.maddesi gereği, ticari satış sözleşmesi kapsamında satış bedeli karşılığı veri len ve satışa konu malların sözleşmede belirtilen kalitede olmaması üzerine dava cının mal alımını durdurduğu ve çekierin bedelsiz kaldığı iddiasına bağlı çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının 217 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Bunun dışında, kambiyo senetlerinde doğan alacaklar borçlunun yerleşim yerinde ödenir. Dolayısıyla kambiyo senedinden doğan alacak davaları HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinde açıla maz.432 Yargıtay ve BAM uygulaması da bu yöndedir. 433 iradesi dışında paliçe elinden çıkan kişi muhatabın poliçeyi ödeme sinden menedilmesini isteyebilir. Bu durumda yetkili mahkeme ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki mahkemedir (TTK.m.757). 3. İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisine İlişkin Özel Durumlar a) HMK'nın 1 O 'uncu Maddesi Kapsamındaki Sö zleşmeler Sadece borçlar hukuku sözleşmelerinden doğan uyuşmaz lıklar hak kında ifa yeri mahkemeleri yetkilidir. Aile hukuku ve miras hukukuyla yetki itirazını kabulüne, Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde dosyanın yetkili inegöl Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinafkanun yoluna başvurulm uştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadı ğı noktasındadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinafsebeple ri incelendiğinde, Dava, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tes pit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulamr . iİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tes pit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Dava, 3 adet çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava tarihinden önce girişiimiş bir icra takibine rastlanılmamıştır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme, genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu çeklerde ödeme
|
inegöl Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinafkanun yoluna başvurulm uştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadı ğı noktasındadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinafsebeple ri incelendiğinde, Dava, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tes pit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulamr . iİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tes pit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Dava, 3 adet çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava tarihinden önce girişiimiş bir icra takibine rastlanılmamıştır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme, genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu çeklerde ödeme yeri AClBADEM /İSTANBUL olduğuna göre, HMK.nun lO. maddesi hükmüne göre akdi n i fa yeri olan İSTANBUL ANADOLU Mahke meleri de yetkilidir." 432 Kuru, C I, s. 445 vd.; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 141; Yılmaz, C. I, s. 354 kambiyo senetlerind en doğan uyuşmazlıklarda milletlerarası yetki karşılaştırmalı hukuk çalışması için bkz. Aygün, s. 45-63. 433 Örnek kararlar için bkz. Yılmaz, C.l, s. 354 vd. 218 Milletterarast 7icarf Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan ilgili sözleşme ler, HMK'nın 1 O'uncu maddesi kapsamında değildir.434 Uyuşmazlık konusu ilişkinin sözleşmesel bir ilişki olup olmadığı ve hangi sözleşmelerin bu madde kapsamında olduğu lex fo ri Türk hukukuna göre belirlenmelidir. Zira burada yetki kuralındaki bir bağlama konusu (sözleş me) vasıflandırı lmaktadır . 435 b) HM!Cnın 10 'uncu Maddesi Kapsamındaki Talepler Sözleşmeden doğan aynen ifa (alacağın ödenmesi, malın teslimi), sözleşmenin ihlalinden doğan tazminat, sözleşmenin geçerliliğine ilişkin tespit davaları ve inşa! davalar, ceza! şartın ödenmesine ilişkin davalar, sözleşmeden doğan iade davaları,436 sözleşmenin varlığının tespitine iliş kin davalar, sözleşmenin yorumlanmasından doğan davalar, sözleşmenin iptali için açılan davalar ifa yeri mahkemesinde görülebil ir.437 Kanımızca 434 Kuru, C I, s. 433; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 140; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 74; Erdem, s. 13; Yılmaz, C. I, s. 337; Akkan, Pekcanıtez UsGI, s. 280; AtaW Ermenek!Erdoğan, s. 204; Süzen, s. 1 1 16-ı 1 17; Kazmaz, s. 1938. 435 Ekşi, s. ı 17. 436 Kuru, C I, s. 435; Y. 3. HD., E. 2013/5644 K. 2013/10200 T. 17.06.2013 "Davalı tarafından, 24.04.20 09 tarihli sözleşme hükümleri gereğince; davacıya ait proje nin yürütümü için kamu kurum ve kuruluşlarında yapılması gereken tüm işlemle rin alınacak izin belgelerinin azami hızda yürütülebilmesi için danışman lık ve ge rekli takip hizmeti verileceği üstlenilmiştir. Bu iş için davacı tarafından davalıya 59 000,00 TL ödenmiş olup ödenen bedel karşılığı hizmetin yerine getirilmediği ileri sürülmektedir. Her ne kadar Takip talebinde alacağın nedeni sebepsiz zen ginleşme olarak gösterilmiş olsa da sözleşmeden kaynaklanan iade davalarında taraflar arasındaki ilişki akti ilişki olup, sebepsiz zenginleşmeye dayalı değildir. HMK.. 'nun 1 O. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin i fa edi leceği yer mahkemesinde de açılabileceği hükme bağlanmış olup, BK.nın 73/1 (TBK'nun 89/1.) maddesinde ise; para borçlarının alacaklının ödeme zamanın daki yerleşim yerinde ifa olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Taraflar arasında ki ilişki sözleşmeden kaynaklanan para borcunun iadesine ilişkin olduğu için az yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davacının ikametgahı mahkemesi de davaya bakmaya yetkilidir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 437 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 140; aksi yönde Kuru, C I, s. 448; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 280; Süzen, s. 1 1 24; Kazmaz, s. 1945. 219 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi burada açılacak davaların çeşitleri bakımından sınırlayıcı bir sayım yapıl mamalıdır. Sözleşmenin özelliğine göre talepler farklı olabilir ve burada söz edilmeyen davalar gündeme gelebilir. Üstelik maddenin sözleşmeden doğan davaları sınırtayarak dar yorumlanmasına gerek yoktur. İfa yeri mahkemesi ile sözleşme arasında objektif bir irtibatın bulunduğu kabul edilmektedir . Dolayısıyla, makul bir irtibatın kurulması için sözleşmeden doğan uyuşmazlıklan sınırlamanın gerekli olmadığı kanısındayız. Sözleşmenin fesbinden doğan davaların sözleşmenin ifa yeri mahke mesinde açılamayacağı zira fesihten doğan taleplerin sözleşmeden değil sebepsiz zenginleşm eden doğduğu ifade edilmektedir.438 Aynı şekilde, geçersiz sözleşme lerden doğan alacak davalarının da, davacının talebinin dayanağı sebepsiz zenginleşme olduğu için HMK'nın IO'uncu maddesi kapsamında olmadığı savunulmaktadır.4 39 Buna karşılık, sözleşmenin feshinden doğan talepler sebepsiz zenginleşmeye dayansa da taraflar ara sında bir sözleşme olduğu için ifa yeri mahkemelerinde açılabilir.440 Her iki yönde de yakın tarihli farklı Yargıtay ve BAM Daire kararları bulun maktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2014 yılında verdiği bir kararında sözleşmenin fesbinden doğan tazminat alacağının TEK'nın 89'uncu mad desi kapsamında bir para alacağı olup olmadığını tartışmış, para alacağı olduğu ve davanın da alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabile ceği sonucuna varmıştır . Karşı oy yazısında ise, para borçları için ifa yeri 438 Kuru, C I, s. 447; Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 75. Bu yöndeki Yargıtay ka rarlan için bkz. Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 28; Karsh, s. 270; Samsun BAM, 4. HD., E. 2017/587 K. 2017/560 T. 3.4.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]; Süzen, s. 1128. 439 Kuru, C I, s. 448; örneğin Y. 12. HD., 13277/17565 T. 20.09.20 05 (Yılmaz, C. I, s. 343). Süzen, sürekli borç ilişkilerinin feshinden doğan feshin geçersizliğine veya tazminat taleplerine ilişkin davaların sebepsiz zenginleşme kaynaklı olma ması nedeniyle HMK'nun IO'uncu maddesi kapsamında açılabileceğini ifade et miştir (Süzen, s. 1128); Ercan, s. 148. 44° Kuru/ArslanNılmaz, s. 140. 220 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan mahkemesinin sadece ödünç akitlerinde para borcun ödenmesi davaları için yetkili olduğu ifade edilmiştir. Karşı oyun gerekçesinde, tazminat da dahil her türlü para borcunun davacının yerleşim yerinde açılması halinde TEK'nın 89'uncu maddesindeki istisnai para borçlarında alacaklının ifa yeri kuralının genel kural haline dönüşeceği ve aynı maddenin üçüncü bendinde yer alan "bunlar dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir" şeklindeki genel kuralın istisnaya dönüşeceğini ifade edilmiştir.441 441 Y. HGK E. 2013/11-630 K. 2014/332 T. 19.3.2014 "DAVA: Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 2. Asliye Tica ret Mahkeme si'nce dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine dair verilen 12.9.2011 gün ve 138/334 E., K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tara fından İstenitmesi üzerine, Yargıtay ll. Hukuk Dairesi'nin 17.7.2012 gün ve 2012/6610 E., 2012/12410 K. sayılı ilaını ile; ( ... Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyle müvekkilinin, davalı nın Dalaman Hava Limanı'na gelen yolcularını Fethiye ve çevresine taşıma işini üstlendiğini, davalının haksız ve hiçbir sebep göstermeden sözleşmeyi fesih etti ğini ileri sürerek, kazanç kaybı, masraf ve manevi tazminat olmak üzere toplam l 00.000 TL' nin avans faiziyle tahsilini talep ve dava
|
doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir" şeklindeki genel kuralın istisnaya dönüşeceğini ifade edilmiştir.441 441 Y. HGK E. 2013/11-630 K. 2014/332 T. 19.3.2014 "DAVA: Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 2. Asliye Tica ret Mahkeme si'nce dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine dair verilen 12.9.2011 gün ve 138/334 E., K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tara fından İstenitmesi üzerine, Yargıtay ll. Hukuk Dairesi'nin 17.7.2012 gün ve 2012/6610 E., 2012/12410 K. sayılı ilaını ile; ( ... Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyle müvekkilinin, davalı nın Dalaman Hava Limanı'na gelen yolcularını Fethiye ve çevresine taşıma işini üstlendiğini, davalının haksız ve hiçbir sebep göstermeden sözleşmeyi fesih etti ğini ileri sürerek, kazanç kaybı, masraf ve manevi tazminat olmak üzere toplam l 00.000 TL' nin avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin şirket merkezinin Bodrurn/Muğla adresinde bulundu ğunu, Bodrum Asliye Ticaret Mahkeme si'nin yetkili mahkeme olduğunu, yetki itirazının kabulüne karar verilmesini istemiştir . Mahkemece, davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin ifa yerinin Dalaman Hava Limanı ve çevresi olduğu, davalı şirket merkezinin Bodrum'da bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği sebebiyle dava di lekçesinin reddine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dosyanın Bodrum Asli ye (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan tazminat istemine iliş kindir. Sözleşmenin varlığı ve davacı şirketin merke zinin İzmir'de olduğu konu sunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Dava konusu, her ne kadar taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle taz minata hasrediimiş olduğundan artık para borcuna dönüşm üştür. B.K.nun 73/l. madde uyarınca sözleşmede aksi kararlaştı rılmış olmadıkça, bu para borcu ala caklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir hükmü öngörülmü ştür. Yani, bu para borcunun yerine getirileceği yer alacaklının ikametgahıdır. Bu durumda 221 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 222 alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahı mahkemesinde de dava açabileceğinden mahkemece yetki itirazının reddiyle işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın yetki yönünden reddi doğru olmamış, hükrnün bozulması gerekmiştir ... ), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. H.G.K. 'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaş ı ldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı ve kili, müvekkili şirketle davalı şirket arasında imzalanan 27.7.2010 ta rihli sözleşmeyle davalı şirketin 28.7.20 l 0-30.4.20 I I tarihleri arasında gerçek leşecek Dalaman Havaalanı çıkışlı Fethiye ve çevresine gidecek shuttle ve özel araç tüm transfer işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılmasının hüküm altına alındığını, yüklenilen işin yerine getirilebilmesi için müvekkili tarafından yeni araç, ekipman ve personel alımı yapıldığını ve günlük transfer listeleri doğrul tusunda transfer işlemleri yapılmaya başlandığını, ancak davalı şirket taraf ından 25.8.201 O tarihinde haksız ve hiçbir sebep gösterilmeden sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin kazanç kaybından kaynaklanan zaranna kar şılık 75.000,00 TL, sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masraf tutarı olan I 5.000,00 TL ile I 0.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin şirket merkezinin Bodrum/Muğla adresinde olduğu nu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, dava tarihi itibariyle davalı şirket merkezinin Bodrum'da bulundu ğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, talep ve kesinleşme halinde dosyanın Bodrum Asliye (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarda başlık bölümünde gösterilen sebeplerle bozulmuştur. Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getir miştir. H.G.K. önüne gelen uyuşmazlık; yetkili mahkemenin belirlenmesine dair olup, davanın para alacağı olarak nitelendirilmesiyle davacı şirketin merkezinin bulun duğu İzmir mahkemelerinde dava açılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanma ktadır. Bilindiği üzere mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemel eri Kanunu 'nun Millelleraras ı Tıcari Uyuşmazlı klarda Başvurutabilecek Yeıki Kuralları yetkiye dair hükümleri "selahiyet" ba şlıklı 2. kısmında düzenlenmiş olup (6100 Sayılı H.M.K.m.5-I 9 ), çok genel bir açıklamayla bunlar; davaimm İkarnet mah kemesi, sözleşmenin i fa olunacağı yer mahkemesi, gayrimenkul ün bulunduğu yer mahkemesi ve diğer yetki belirlemeleridir . Anılan Kanunun 9. maddesinin ilk fıkrası aynen; "Her dava, kanunda aksine hü küm bulunmadıkça açıldığı tarihte davaimm Türk Kanunu Medenisi gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür" şeklindedir. Davaimm ikametgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Öğretide ve uygulamada özel yetki kuralları olarak adlandırılan ve bazı dava çeşitleri için kabul edilen bu istisnai nitelikteki yetki kuralları, ilke ola rak kamu düzenine dair değildir. Böylece, kamu düzenine dair olmayan özel yetki kuralları, genel mahkemenin (m.9) yetkisini kaldırmadığından, eş söyleyişle onunla birlikte uygulandığından, davacı davasını genel veya özel yetkili mahkemede açmak hususunda bir seçim hakkına sahiptir. Zira özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz, onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava veya İcra takibi, davacının/alacaklının seçi mine göre, hem genel ve hem de özel yetkili İcra dairesinde veya mahkemede açılabilir. Bu noktada, somut uyuşmazlığın çözümü için alacaklının kendi İkarnet yerinde dava açma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelid ir. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeriyle ilgili düzenlemeyi içe ren ve kamu düzenine dair olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 1086 Sayılı H.U.M.K.nın 10. maddesinde; "Dava, mukavelenin İcra olunacağı veyahut müddeialeyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartİyle akdin vuku bulduğu mahat mahkemesinde de bakılabilir" düzenlemesi bulunmaktadır. Sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise, sözleşmenin ifa edileceği yer mülga 818 Sayılı B. K. nın 73 maddesine (6098 Sayılı T.B.K. m. 89) göre belirlenecektir. 818 Sayılı Borçlar Kanunu 'nun 73. maddesi "Borcun i fa edilmesi lazım gelen yer, iki tarafın sarih veya zımni arzusuna göre tayin edilir. Hilafına bir şart mevcut olmadığı surette aşağıdaki hükümler tatbik olunur: I) Borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur. 2) Borç muayyen bir şeye taalluk ediyorsa bu şey akdin inikadı zamanında bulun duğu yerde teslim olunur. 3) Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir. Alacaklının ikametgahında tediye edilmesi lazım gelen bir 223 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 224 borcun ifası borcun doğumundan sonra alacaklının ikametgahını değiştİnnesi sebebiyle ehemmiyetli bir surette güçleşmiş ise borç alacaklının evvelki ika metgahında ifa olunabilir." şeklinde düzenleme içermektedir. 6098 Sayılı T.B.K.nun 89. maddesinde de aynı yönde düzenleme bulunmakta olup, aksi kararlaştırılmadıkça, para borcunun,
|
i fa edilmesi lazım gelen yer, iki tarafın sarih veya zımni arzusuna göre tayin edilir. Hilafına bir şart mevcut olmadığı surette aşağıdaki hükümler tatbik olunur: I) Borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur. 2) Borç muayyen bir şeye taalluk ediyorsa bu şey akdin inikadı zamanında bulun duğu yerde teslim olunur. 3) Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir. Alacaklının ikametgahında tediye edilmesi lazım gelen bir 223 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 224 borcun ifası borcun doğumundan sonra alacaklının ikametgahını değiştİnnesi sebebiyle ehemmiyetli bir surette güçleşmiş ise borç alacaklının evvelki ika metgahında ifa olunabilir." şeklinde düzenleme içermektedir. 6098 Sayılı T.B.K.nun 89. maddesinde de aynı yönde düzenleme bulunmakta olup, aksi kararlaştırılmadıkça, para borcunun, alacaklının ödeme zamanında İka rnet ettiği yerde ödenmesi gerekir. Bu durumda, 818 Sayılı B.K.nun 73. maddesi (T.B.K. m. 89) ve 1086 Sayılı H.U.M.K.nın 1 O. maddesi (H.M.K. m. 1 O) uyarınca bir para borcunun alacaklısı nın, kendi ikamet adresinde dava açmasında (veya İ.İ.K.nun 50. maddesi belirle mesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket merkezi nin davanın açıldığı İzmir ili mülki sınırlarında olduğu ve davalı şirket merkezi nin de dava tarihi itibariyle Muğla ili, Bodrum ilçesinde bulunduğu konusuyla taraflar arasında fesihten önce akdi ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde davacı tarafın talebi, sözleşmenin feshi sebebiyle uğranılan kazanç kaybı ve sözleşmen in yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masraf tu tanyla manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL' nin tahsiline karar verilmesi istemini içermek olup, davanın konusunun para alacağı olduğu anlaşıl maktadır. Bu durumda, B.K.nun 73. maddesiyle H.U.M.K.nın 10. maddesi birlikte değer lendirildiğinde, alacak! ının, şirket merkezinin bulunduğu yer olan izmir ili mülki sınırlarındaki mahkemeler nezdinde dava açmasında usulsüzlük bulunmamakta olup, davalının yetki itirazının reddi gereklidir. H.G.K. 'ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, somut olayda B.K.nun 73. maddesi anlamında bir para borcunun bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuş mazlığın taşıma sözleşmes inin feshinden kaynaklanan tazminat istemlerine dair olduğu, bu sebeple de davanın genel yetki belirlemesi uyarınca davalının ikamet mahkemesinde görülmesinin gerektiği, aksi yönde yorum yapılması halinde, ne ticesinde parayla belirleme yapılan tüm tazminat istemlerinin para borcu olarak nitelendirilmesinin gerekeceği, tüm borç kaynaklarına göre değerlendirme yapıl dığında aynı sonuca ulaşılabileceği, bu durumda da, yetkiye dair genel hüküm olan H.U.M.K .nın 9. maddesi yerine özel hüküm olan 10. maddesinin genel hü küm halini alacağını belirtilmişler ise de, çoğunluk tarafından bu görüş yukarda açıklanan gerekçelerle kabul edilmemiş tir. Bu itibarla, davanın para alacağından kaynaklanması sebebiyle alacaklı şirketin merkezinin bulunduğu yerde dava açma hakkı bul unduğundan H.G.K.'nca da be- Milletlerarası Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvurui abi/ecek Yetki Kuralları nimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnil mesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmal ıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen nedenl erden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesiyle 6 I 00 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan ı 086 Sayılı Hukuk Usulü Muhake meleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASıNA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, aynı kanunun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, I 9.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY: Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan tazminat talebine iliş kindir. Uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesine dair olup, davanın para alacağı olarak nitelendirilmesiyle davacı şirketin merkezinin bulunduğu İzmir mahkeme lerinde dava açılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmak tadır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketle davalı şirket arasın da imzalanan 27.7.2010 tarihli sözleşmeyle davalı şirketin 28.7.2010-30.4.20ı I tarihleri arasında gerçekleşecek Dalaman Havaalanı çıkışlı Fethiye ve çevresin de gidecek shuttle ve özel araç tüm transfer işlerini sözleşmede belirlenen üc ret karşılığında müvekkili davacı şirket tarafından yapılmasının hüküm altına alındığını, yüklenilen işin yerine getirilebilmesi için müvekkili tarafından yeni araç, ekipman ve personel alımı yapılarak davalı şirket tarafından e-mail yoluyla gönderilen günlük transfer listeleri doğrultusunda transfer işlemleri yapılmaya başlandığın ı, ancak davalı şirketçe 23.8.20 I O tarihinde haksız ve hiçbir sebep gösterilmeden durdurulduğunu, 25.8.2010 tarihinde keşide edilen ihtamame ile de sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin müvekkili şirkete tebliğ edildi ğini, dava lı şirketin işi tek taraflı ve haksız olarak durdurduğu 23.8.20 I O tarihinin ertesi günü 24.8.20 I O tarihinde havaalanı transferlerini bu minibüslerle yapmaya başladığını, davalı şirketin daha önceden hazırlık yaptığı ve bu durumu planla dığını, dolayısıyla davalı şirketin bilinçli olarak kendi araç ve ekibini kuroneaya kadar müvekkili şirketi kullandığım ileri sürerek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin kazanç kaybından kaynakla nan zararına karşılık 75.000,00 TL, sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesiyle yapılan masraftutarı olan ı5.000,00 TL ile ı 0.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL' nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 225 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi 226 Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 17.9.2010 tari hinde şirket merkez adresini "Kocataş Mah., ... Sk., No: ... Bodrum/Muğla" adre sine taşıdığını, bu sebeple davaya bakmaya yetkili mahkemenin Bodrum Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın, davalının ikametgah ında açılmasının zorunlu olduğunu, esas yönünden de davanın kötüniyetle açıldığını, reddinin gerektiğini savunarak yetki itirazlannın kabulüyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bodrum Asliye 3. Hukuk Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla baktığı bu da vada 15.9.2011 tarih, 20111169 Esas, 20111461 Karar sayılı kararıyla dava dilek çesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep edildi ğinde dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, dosya İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve bu mahkemece İzmir 2. Asliye Ticaret mahkemes inin 2011/138 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmiş ve bu mahkemenin 12.9.2011 tarih 138/334 Esas sayılı kararı ile H.U.M.K.nun 10. maddesine göre davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, hizmet sözleş mesinin yerine getirileceği yerin İzmir ili dışında Dalaman Hava Limanınd an alınacak yolcuların çevre İlçeye taşınmasıyla ilgili davanın açıldığı, dava tarihi itibariyle dava! ının adresinin Bodrum Muğla adresi olduğu gerekçesiyle yetkisiz lik kararı verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek ll. HD. 17.7.2012 gün ve 6610/12410 E.sayılı kararı ile" ... Davacı vekili, taraflar arasında imzala nan sözleşmeyle müvekkilinin, davalının Dalaman Hava Limanı'na gelen yol cularını Fethiye ve çevresine taşıma işini üstlendiğini, davalının haksız ve hiçbir sebep göstermeden sözleşmeyi fesh ettiğini ileri sürerek, kazanç kaybı, masraf ve manevi tazminat olmak üzere
|
8. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve bu mahkemece İzmir 2. Asliye Ticaret mahkemes inin 2011/138 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmiş ve bu mahkemenin 12.9.2011 tarih 138/334 Esas sayılı kararı ile H.U.M.K.nun 10. maddesine göre davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, hizmet sözleş mesinin yerine getirileceği yerin İzmir ili dışında Dalaman Hava Limanınd an alınacak yolcuların çevre İlçeye taşınmasıyla ilgili davanın açıldığı, dava tarihi itibariyle dava! ının adresinin Bodrum Muğla adresi olduğu gerekçesiyle yetkisiz lik kararı verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek ll. HD. 17.7.2012 gün ve 6610/12410 E.sayılı kararı ile" ... Davacı vekili, taraflar arasında imzala nan sözleşmeyle müvekkilinin, davalının Dalaman Hava Limanı'na gelen yol cularını Fethiye ve çevresine taşıma işini üstlendiğini, davalının haksız ve hiçbir sebep göstermeden sözleşmeyi fesh ettiğini ileri sürerek, kazanç kaybı, masraf ve manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000 TL'nın avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin şirket merkezinin Bodrum/Muğla adresinde bulundu ğunu, Bodrum Asliye Ticaret Mahkemes i'nin yetkili mahkeme olduğunu, yetki itirazının kabulüne karar verilmesini istemiştir . Mahkemece, davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin ifa yerinin Dalaman Hava Limanı ve çevresi olduğu, davalı şirket merkezinin Bodrum'da bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği sebebiyle dava di lekçesinin reddine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dosyanın Bodrum Asli ye (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmes inin haksız feshinden kaynaklanan tazminat istemine iliş kindir. Sözleşmenin varlığı ve davacı şirketin merkezinin İzmir'de olduğu konu sunda taraflar arasında bir uyuşmazl ık yoktur. Dava konusu, her ne kadar taşı ma sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle tazminata hasrediimiş olduğundan artık para borcuna dönüşmüştür. 818 Sayılı Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları B.K.nun 73/1. madde uyarınca sözleşmede aksi kararlaştı rılmış olmadıkça, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir hükmü öngö rülmüştür. Yani, bu para borcunun yerine getirileceği yer alacaklının ikametga hıdır. Bu durumda alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahı mahkemesinde de dava açabileceğinden mahkemece yetki itirazının reddiyle işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın yetki yönünden reddi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle temyiz olunan kararın oybirliğiyle bozulmasına karar verilmiştir. İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi yeni kurulmakla bu mahkemeye dosyanın tev zi edilmesi sonrası 28.1.2013 gün ve 2012/720 E., 2013/31 Karar sayılı kararı ile; " ... Dosya kapsamı itibarıyla, davanın sözleşmen in haksız fesih edildiği iddia sıyla açılan tazminat davası olup istenen tazminat Borçlar Kanunu 73. madde sinde öngörülen, salt belli bir para miktarının borç alınıp verilmesi gibi bir para alacağı talebi olmadığından tazminatın haklılığının ve miktarının tespiti için ön şart olarak sözleşmenin haksız olarak feshedilip edilmediği hususun tespitinin gerektiği, bunun tespitinden sonra tazminat alacağının olup olmadığının tespitiyle para alacağı hesabının yapılması gerektiğinden ve Borçlar Kanunu'nda öngörü len götürülecek borçlardan da olmadığından, davalının ikametgahı mahkemesin de davanın görülmesi gerektiği ayrıca; sözleşme sebebiyle yapılacak hizmetin de, Dalaman Havaalanı ve çevresi olduğu da düşünüldüğünde davanın davalının ikametgahı Bodrum Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi'nde açılması gerekti ğinden, Yargıtay ll. Hukuk Dairesinin 17.7.2012 tarih 2012/661 O E-20 12/1241 O K sayılı 17.7.2012 tarihli bozma ilaını yerinde görülmediğinden direnilmesine, mahkememizin yetkisizliğine, yetkisizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir." gerekçesiyle Yargıtay ll. Hukuk Dairesinin 17.7.2012 tarih, 2012/6610 esas, 2012/12410 karar sayılı Bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiş, Yüksek H.G.K.nun sayın çoğunluğunun görüşleri doğrultusunda direnme kararı bozul muştur. Aşağıdaki sebeplerle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyo ruz. Herşeyden önce yetkisizlik kararının verildiği tarihte 6100 Sayılı H.M.K.henüz yürürlüğe girmediğinden 1086 Sayılı H.U.M.K. yürürlükte olup, bu mülga yasa ya göre uyuşmazlığının çözülmesi gerekmektedir. Yasal mevzuatı hatırlamamız gerekirse; 1086 Sayılı H.U.M.K .nun 9. maddesinde "Her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının Türk Kanunu Medenisi gereğince ika metgahı sayılan yer mahkemesinde görülür. Davalının ikametgahı belli değilse, 227 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 228 davaya Türkiye'de son defa oturduğu yer mahkemesinde bakılır. Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belli edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın, sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek ama cıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgahı veya eşierin davadan evvel son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmü, Yine aynı Kanunun 1 O maddesinde "Dava, mukavelenin i cra olunacağı veyahut müddeaaleyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şar tıyle akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de bakılabilir." hükümler i bulunmaktadır . Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanununun 73. maddesinde ise "Borcun ifa edilmesi lazım gelen yer, iki tarafın sari h veya zımni arzusuna göre tayin edilir. Hilafına bir şart mevcut olmadığı surette aşağıdaki hükümler tatbik olunur: 1) Borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur. 2) Borç muayyen bir şeye taalluk ediyorsa bu şey akdin inikadı zamanında bulun duğu yerde teslim olunur. 3) Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bul unduğu yerde ifa edilir. Alacaklının ikametgah ında tediye edilmesi lazım gelen bir borcun ifası borcun doğumundan sonra alacaklının ikametgah ını değiştirmesi sebebiyle ehemmiyetli bir surette güçleşmiş ise borç alacaklının evvelki ika metgahında ifa olunabilir." hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; yerel mahkemece davalının adresinin Bodrum/Muğla olması se bebiyle yetkisizlik kararı verildiği, Yüksek Daire tarafından para borcunun ala caklının ödeme zamanında ki ikametgah ında ödeneceğinden bahisle kararın bo zulduğu, yerel mahkemece direnme kararında davalının ikametgahı mahkemesi yanında aktin ifa edileceği yer mahkemesinin de İzmir olmadığı gerekçelerine dayandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklan dığı, davacı şirket merkezinin İzmir, davalı şirket merkezinin Bodrum olduğu konusunda ta raflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, esasen Yüksek Özel Daire ve yerel mahkemenin kabulleri de bu doğrultudadır . Bilindiği üzere borçlar, sözleşmeden, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşme den doğar. Bu 3 borcun kaynağına göre yetk ili mahkeme ayrı ayrı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme ise H.U.M.K.nun 9. (6100 Sayılı H.M.K.nın 6.) Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi ise 2015 yılında verdiği bir kararında maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir . Yetkiye dair diğer düzen lemeler, bu düzenlemenin yanında özel düzenlemeler olup, genel düzenlemeyi ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Borçlar Kanununun 73. maddesinde yer alan düzenleme, para borçlarının ifa yerine göre
|
İzmir olmadığı gerekçelerine dayandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklan dığı, davacı şirket merkezinin İzmir, davalı şirket merkezinin Bodrum olduğu konusunda ta raflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, esasen Yüksek Özel Daire ve yerel mahkemenin kabulleri de bu doğrultudadır . Bilindiği üzere borçlar, sözleşmeden, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşme den doğar. Bu 3 borcun kaynağına göre yetk ili mahkeme ayrı ayrı düzenlenmiş olup, genel yetkili mahkeme ise H.U.M.K.nun 9. (6100 Sayılı H.M.K.nın 6.) Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlıkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi ise 2015 yılında verdiği bir kararında maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir . Yetkiye dair diğer düzen lemeler, bu düzenlemenin yanında özel düzenlemeler olup, genel düzenlemeyi ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Borçlar Kanununun 73. maddesinde yer alan düzenleme, para borçlarının ifa yerine göre yetkili mahkemeyi belirleme esasını getirmiştir. Yerel mahkemenin direnme kararında belirtiği ve Yüksek Özel Dairenin bozma kararında kabul et tiği üzere dava taşıma sözleş mesinin feshinden kaynaklanmakta olup, tazminat talebinin kabulü ya da reddi yönündeki karar feshin haksız olup olmadığına göre belirlenecektir. Bir başka ifadeyle davanın konusu münhasır an para borcuna dair değildir. Feshin haksız olup olmadığı tartışıldıktan sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğur maz. Aslında tüm borç kaynaklarına göre değerlendirme yapıldığın da dahi, neti cede bir para ödeme kararına hükmedildiği için, tüm borçların para borcu olduğu gibi bir sonuca ulaşılır. Haksız fiilden kaynaklanan bir borçta sonuçta haksız fiilin varlığının tespiti halinde para borcuna dönüşeceği gibi, sebepsiz zenginleş me ye dayalı bir borçta, sebepsiz zenginleşme koşulların varlığı kabul edildiğinde bir tazmin hükmüne vanldığı için neticede bir para borcuna dönüşecektir. Tüm bu borç ilişkilerinden doğan borçların para borcu olduğu kabul edildiğinde. H.U.M.K.nun yetkiye dair genel hükmü olan 9. madde hükmü yerine özel hüküm olan 1 O. madde genel hüküm halini alacaktır. Bilimsel içtihatlarda bu görüş kabul edildiği gibi Dairemiz uygulamalarında da bu görüşe uygun kararlar verilmektedir. Prof. Dr. A. M. Kllıçoğlu Borçlar Hukuku Genel Hükümler adlı (Ankara, 2006, 7. Bası) eserinin 391 sayfasında aynen "kanımca B.K. md.73 b.l 'deki para borç larında ifa yeriyle ilgili kuralı, kaynağı ne olursa olsun bütün para borçları için getirilmiş bir kural olarak yorumlamak mümkün değildir. Böyle bir yorum tarzı, borç ilişkilerinin tamamına yakın kısmında ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olması sonucunu doğuracaktır. Zira sözleşmelerin büyük bir kısmında borcun ko nusu para olduğu gibi (kiracının kira borcu, alıcının bedel borcu, işverenin ücret borcu, vekil edenin ücret borcu gibi), haksız fiillerde ve sebepsiz zenginleş mede defailin ve zenginleşen kişinin borcu olayların büyük çoğunluğunda paradır. Bu durumda B.K. md.73 b.3'de yer alan "Bunlardan başka her borç doğumu zama nında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir" şeklindeki ana kural istisna, B.K. md.73 b.l 'deki istisna ise kural haline getirilmiş olacaktır. Öte yandan bu yorum tarzı Türk Hukuku için oldukça sakıncalı sonuçlar doğuracaktır. Yukarıda açıklamış olduğumuz gibi, ifa yeri özellikle yetkili mahkemeyi ve icra dairesini tayin bakımından önem taşımaktadır. H.U.M.K .muza göre kural olarak her dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir (H.U.M.K.md.9). 229 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle ifa yeri mahkemelerinin yetkili olmadığına karar vermiştir.442 B.K. md.73 b.l 'deki ifa yeriyle ilgili hükmün "kaynağı ne olursa olsun bütün para borçlarıyla" ilgili olduğu yorumu yapılacak olursa, borç ilişkilerinin tamamına yakın kısmında ifa yeri verme zamanında alacaklının yerleşim yeri olacak, borç ilişkisinden doğan bütün davaları alacaklı kendi yerleşim yeri mahkemelerinde dava edebilecektir. Bu durum H.U.M.K.muzda davalarda yetkiyle ilgili ana kuralı adeta istisna haline getirmiş olacaktır. Bundan başka H.U.M.K .muz sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin yapıldığı ya da i fa edileceği yer mahkeme lerinin de yetkili olduğuna dair bir kural getirmiştir (H.U.M.K. md.l 0). B.K. md.73 b.l 'de para borçlarında i fa yeriyle ilgili kuralı, kaynağı ne olursa olsun bütün para borçla rı için geçerli bir kural olarak yorumlayacak olursak, sözleşmeden doğan borçlar la ilgili H.U.M.K.muzun getirmiş olduğu sözleşmenin yapıldığı yer mahkemele rinin de yetkili olduğuna dair hükmün uygulanma alanı oldukça daraltılmış adeta bir istisna hükmü haline getirilmiş olacaktır. Bütün bu açıklamal ardan sonra, B. K. madde 73 b. 1 ile getirilen, para borçlarında i fa yerine dair kuralı n, konusu ala caklının borçluya vermiş olduğu bir miktar paranın borçlu tarafından alacaklıya iadesi borcu ile, yani karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğunu kabul etmek gerekir. " demek suretiyle sözleşmeden doğan borçlarda tüm sözleşmelerin para borcu gibi değerlendirilip, buna göre yetkili mahkemenin belirlenmesinin, genel yetki hükmü olan 9. maddeyi istisna, özel yetki hükmü olan 1 O. madde yi ise kural haline getireceğ ini haklı olarak ileri sürmüştür. Nitekim Dairemizin yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. Dairemizin 11.10.2012 tarih 2011/6415 E.-2012/6394 K., 24.1.2013 tarih 2012/973 E.-2013/345 K., 20.11.2013 tarih 2013/2895 E.-2013/6110 K., 11.3.2014 tarih 2013/3454 E.-2014/1693 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsener ek para borçlarında ifa yerine dair kuralın, konusu alacaklının, borçluya verdiği bir miktar paranın iadesi talebini içeren karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğu kabuL edi lmiştir. Somut olaydaki uyuşmazlık karz aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, taşıma sözleşme sinin feshinden kaynaklanan tazminata dair bulunduğundan davaimm ikametga hı olduğu çekişmesiz olan Bodrum Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) mahkemesinde görülmesi yönündeki yerel mahkeme kararı isabetlidir. Tüm bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının onanınası gerektiğinden, sayın ço ğunluğun yerel mahkeme kararının bozulması yönündeki görüşlerine katılmıyo ruz." [Kazancı içtihat Bilgi Bankası]. 442 Y. 19. HD., E. 2015/1196 K. 2015/16541 T. 9.12.2015 "Mahkemece, yapılan yar gılamada toplanan deliliere göre; davacımn, davalı hesabına gönderdiği paranın iadesini talep etmesinin dayandığı sözleşmenin feshi anlamına geldiği, bu fesih nedeni ile davaya konu sözleşmenin ortadan kalktığı, davacı feshe müteakip dava 230 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği iki kararda ise sözleşmesinin fesbinden doğan davaların HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca yetkili ifa yeri mahkemesinde görülebileceğini ifade etmiştir.443 Adana BAM 9'uncu Hukuk Dairesi, ticari satım sözleşmesinin fe sbinden doğan bir alacak davasında, sözleşmesinin feshedilmiş olması üzerinde durmadan HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca yetkili mahkemeyi belir lemiştir.444 İstanbul I 6'ncı BAM, 2018 yılında verdiği bir kararında tek satıcılık sözleşmesinin fesbinden doğan bir davada HMK'nın lO'uncu maddesinden hareketle mahkemenin yer itibariyle yetkisini tesis etmiş tir.445 Adana BAM 6'ncı Hukuk Dairesi, sözleşmeden dönme (karardaki ifadeyle geriye etkili fesih) nedeniyle açılan bir davada HMK'nın IO'uncu maddesi uyarınca ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiş tir. 446 dilekçesinde belir ttiği şekilde sebepsiz zenginleşmeye
|
davacı feshe müteakip dava 230 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Yargıtay ll 'inci Hukuk Dairesi, 2016 yılında verdiği iki kararda ise sözleşmesinin fesbinden doğan davaların HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca yetkili ifa yeri mahkemesinde görülebileceğini ifade etmiştir.443 Adana BAM 9'uncu Hukuk Dairesi, ticari satım sözleşmesinin fe sbinden doğan bir alacak davasında, sözleşmesinin feshedilmiş olması üzerinde durmadan HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca yetkili mahkemeyi belir lemiştir.444 İstanbul I 6'ncı BAM, 2018 yılında verdiği bir kararında tek satıcılık sözleşmesinin fesbinden doğan bir davada HMK'nın lO'uncu maddesinden hareketle mahkemenin yer itibariyle yetkisini tesis etmiş tir.445 Adana BAM 6'ncı Hukuk Dairesi, sözleşmeden dönme (karardaki ifadeyle geriye etkili fesih) nedeniyle açılan bir davada HMK'nın IO'uncu maddesi uyarınca ifa yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermiş tir. 446 dilekçesinde belir ttiği şekilde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak ödenen be delin iadesini istediğinden, bu alacağıntahsiliiçin girişilecek takipte sadece borç lunun yerleşim yerinin bulunduğu yer İcra dairesinin yetkili olduğu, bu durumda usulüne uygun ve yetkili yerde İcra takibi yapılmadığı gerekçesiyle, davanın red dine karar verilmiş, hüküm tarafvekilierince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirİcİ sebeplere göre, taraf vekilierinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve ka nuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 09.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 443 Y ll. HD., E. 2016/804 K. 2016/1803 T. 22.2.20 16; Y lı. HD., E. 2015/7486 K. 20 ı 6/ı 775 T. 22.2.20 ı 6 Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Sözleşmenin fesh i nden doğan davaların i fa yeri mahkemesinde açılamayacağına ilişkin görüşler için bkz. Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 285 ve dn. 329 ve 330 atıfyapılan yazarlar. 444 Adana BAM, 9. HD., E. 2019/121 K. 2019/549 T. 13.5.2019 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 445 İstanbul BAM, 16. HD., E. 20ı7/892 K. 2018/1893 T. 20.9.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 446 Adana BAM, 6. HD., E. 2018/126 K. 2018/124 T. 26.4.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 231 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Kanımızca, sözleşm eden dönmeye447 ya da sözleşmenin feshine ilişkin uyuşmazlıkların ya da sözleşmenin geçersiz olmasından doğan taleplerin ifa yeri mahkemesinde açılmaması için bir sebep yoktur. Zira uyuşmazlık yine var olan bir sözleşme ilişkisinden doğmaktadır. Sözleşmenin geçer siz, sözleşmenin feshedilmiş ya da sözleşmeden dönülmüş olması ifa yeri mahkemesiyle sözleşme arasındaki irtibatı ortadan kaldırmamaktadır.44 8 Burada önemli olaran davanın sebebinin söz konusu sözleşme ilişkisi olmasıdır. Sözleşme yapıldığı için bu uyuşmazlıklar doğmuştur. Bunun ötesine geçerek sözleşme ilişkilerinden doğan taleplerinin hukuki daya nağına göre mahkemenin yetkisinin tesisi yoluna gidilmesi, mahkemenin yetki kararını ilk aşamada vereceği düşünüldüğünde yargı lamanın daha hızlı yürütülmesine faydası olmayan bir yaklaşım olacaktır. Örneğin, inşaat sözleşmesinde müteahhidin yaptığı ek işlerin bedeli alternatif ola rak sözleşmenin bedeli olarak veya vekiiletsiz işgörme hükümlerine göre açılabilir. Hatta sebepsiz zenginleşmeye de dayanılabilir. Dolayısıyla bedel olarak talep edilirse ifa yeri mahkemesi diğer hukuki dayanakl ara istinaden açılan davalarda davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açmak zorunda olmanın yaratacağı tartışmalar uyuşmazlığın çözümünün uzamasından başka bir amaca hizmet etmez. Sözleşme ilişkisi dışındaki sebepsiz zenginleşme veya vekiiletsiz iş görme davaları sözleşmenin ifa yeri mahkemesinde görülemez.449 Ancak, 447 Süzen, sözleşme nedeniyle açılan davalar arasında ikili bir ayrım yapmıştır. Dön me sebebiyle verilenierin iadesine ilişkin iade talebi sebepsiz zenginleşmeye da yanıyorsa davanın ifa yeri mahkemesinde açı lamayacağı görüşündedir. (Süzen, s. 1128-1129). 448 Ercan, acentelik ve tek satıcılık sözleşmelerinin sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerdir ve fesih geriye etkili sonuç doğurmayacağı için bu sözleşmelerin feshinden doğan davaların ifa yeri mahkemesinde açılabileceğini ifade etmiştir. (Ercan, s. 148). 449 Kuru, C I, s. 435; Postacıoğlu/Altay, § 264; Ku ru/Arslan/Yılmaz, s. 140; Ak kan, Pekcanıtez Usul, s. 285; Kazmaz, s. I 938. 232 Samsun BAM, 1. HD., E. 2016/12 K. 2016112 T. 8. I 1.2016 "HMK'nun 10. mad desine göre sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin i fa edileceği yer mahke- Milletlerarası Ticari Uyuşmazlı klarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, 2015 tarihli bir kararında sebepsiz zen ginleşmeden doğan bir alacak davasının TBK'nın 89'uncu maddesi uya nnca ifa yeri mahkemesinde açılabileceğine karar vermiştir.4 50 Kanımızca burada bir ayrım yapılmalıdır. Taraflar arasında her hangi bir sözleşme ilişkisi yoksa talep tamamen sözleşme dışı bir borç mesi yetkili olup bu özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir . Aksine anlaşma yoksa Borç lar Kanunu 89. maddesinin uygulanması gerekir. Buna göre ifa yeri belirlenir ken de taraftar arasında sözleşme olacak, mutabık kalacaklar ve bu sözleşmenin kanıtlanmış olması gerekmektedir. Eğer dava haksız fiil, sebepsiz zenginleşme, kıymetli evrak-kambiyo hukukundan kaynaklanıyorsa; Borçlar Kanununun 89. maddesi uygulanmaz. Davamızda da yetki hususunda 89. maddenin uygulanma şartları oluşmamıştır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 450 Y. 4. HD., E. 2015/11893 K. 2015/11683 T. 19.10.2015 "Dava, sebepsiz zen ginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davalının adresinin Ankara olmadığı, HMK'nın 6 ve 8. maddelerine göre davalının ikametgahı sayılan yerde davanın görülmesi gerektiği, davalının yerleşim yeri Tire olduğundan Tire Mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesiyle yet kisizlik kararı verilmiştir. TSK'nın 89. maddesinde; "Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1-Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2-Para borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3-Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim ye- rinde ifa edilir."; HMK'nın 1 O. maddesinde de; "Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edi leceği yer mahkemesinde de açılabilir." denilmiştir. Dava; davalıya davacı kurumda avukatlık yapması ve yapacağı düşüncesiyle öde nen vekalet ücretinin davalının kurumdan ayrılması nedeniyle sebepsiz zengin leşmesine yol açtığı iddiasıyla iadesinin istemine ilişkin olup, HMK'nın 10. ve TBK'nın 89/2. maddelerine göre sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesinde de dava açılabileceğinden, taraftar arasındaki sözleşmenin ifa yeri de Ankara oldu ğundan mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 233 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi ilişkisinden doğuyorsa HMK'nın lO'uncu maddesi uygulanamaz. Buna karşılık talep taraflar arasındaki sözleşmesel bir ilişkiden (geçersiz söz leşmeler) doğuyorsa veya bu sözleşmeyle ilişkiliyse davacının talebinin hukuki dayanağının sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz işgörme olma sı HMK'nın lO'uncu maddesinin uygulanmasını engellememeli dir. Bu nedenle örneğin sözleşmenin feshinde doğan verilenleri iadesi talebinin dayanağının sebepsiz zenginleşmeye ilişkin kanun hükümleri olsa da mahkeme yetkili sayılmalıdır. Aynı şekilde culpa in contrahendo nedeniy le sözleşmenin
|
ilişkin olup, HMK'nın 10. ve TBK'nın 89/2. maddelerine göre sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesinde de dava açılabileceğinden, taraftar arasındaki sözleşmenin ifa yeri de Ankara oldu ğundan mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 233 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi ilişkisinden doğuyorsa HMK'nın lO'uncu maddesi uygulanamaz. Buna karşılık talep taraflar arasındaki sözleşmesel bir ilişkiden (geçersiz söz leşmeler) doğuyorsa veya bu sözleşmeyle ilişkiliyse davacının talebinin hukuki dayanağının sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz işgörme olma sı HMK'nın lO'uncu maddesinin uygulanmasını engellememeli dir. Bu nedenle örneğin sözleşmenin feshinde doğan verilenleri iadesi talebinin dayanağının sebepsiz zenginleşmeye ilişkin kanun hükümleri olsa da mahkeme yetkili sayılmalıdır. Aynı şekilde culpa in contrahendo nedeniy le sözleşmenin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi talebi de esas itibariyle sözleşme ilişkisinden doğmaktadır ve HMK'nın lO'uncu maddesinin kapsamında sayılmalıdır. Bu örnekler çoğaltılabilir. c) Sözleşme ilişkisinin Varlığının İnkar Edilmesi Halinde İfa Yeri Mahkemesinin Yetkisi Uygulamada ifa yeri mahkemesiyle ilgili en sık karşılaşılan sorunlar dan bir tanesi de, davaimm sözleşmenin varlığını inkar etmesi halinde ilk derece mahkemes inin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkisi konusunda nasıl bir karar vermesi gerektiğidir. Sözleşmenin varlığı taraflar arasında çekişıneli değilse mahkeme, sözleşmenin var olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapmadan HMK'nın lO'uncu maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetki olup olmadığını incelemeye geçebilir.451 Davalı sözleşmenin varlığını 451 Y. 12. HD., E. 2014/27209 K. 2015/1594 T. 22.1.2015 "Bu kurallar ışığında so mut olayın incelenmesinde; takip konusu para alacağı olup, gerek borca itirazında ve gerekse cevap dilekçesinde akdi ilişki borçlu tarafından reddedilmediğinden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 'nun 89/ ı. ve HMK. 'nun ı O. maddesi gereğince, alacaklı, anılan para borcu için kendi ikametgahında takip başlatabilir."; aynı yön de Y. 23. HD., E. 2014/7730 K. 2015/713 T. ı0.02.20ı5; İstanbul BAM 16'ınıc Hukuk Dairesi, taraftar arasındaki ticari ilişkinin varlığının ispatlanama dığından hareketle HMK'nun ı O'uncu maddesi uyarınca yetki tesis ediıemeyeceğine karar vermiştir (İstanbul BAM, 16. HD., E. 2017/3782 K. 20ı8/2630 T. 6.12.20ı8); aynı yönde İstanbul BAM, ı6. HD., E. 20ı7/1236 K. 20ı8/2044 T. 4.10.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 234 Milletleraras i Tıcari Uyuşmazilkl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan inkar ederse bir kısım Yargıtay kararlarına göre mahkeme öncelikle bir sözleşmenin var olup olmadığını ineelemeli ve sözleşmenin var olduğu sonucuna varılırsa ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olup olmadığına karar verrnelid ir.452 Buna karşılık, bazı Yargıtay ve BAM kararlarına göre, davalı sözleşmenin varlığını inkar ediyorsa yetkinin HMK'nın 6'ncı maddesindeki genel veya diğer özel yetki kurallarına göre belirlenmesi İstanbul BAM, 16. HD., E. 2018/2763 K. 2019/1493 T. 8.7.2019 kararındadavacı ile davalı arasında sözleşmenin varlığı kanıtianmadığı için HMK'nun ıO'uncu maddesini uygulamamıştır [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 452 Y. ı3. HO., E. 20 l4/ı46 1 ı K. 20 ı4/39889 T. ı5. ı2.20ı4 "Dava karz akdi ne daya lı İtirazın iptali talebine ilişkindir. Kural olarak HMK 6. maddesi gereği her dava açıldığı tarihteki dav alının ikametgahı mahkemesinde açılmalıdı r. Ancak HMK 1 O.maddesince sözleşmeden doğan davalarda akdi n i fa edileceği yer mahkemesi de açılacak davada yetkilidir. Bu bağlamda TBK 89.maddesine göre para ala cağı aksi kararlaştırılmamış ise alacaklının ikametgahında ödenmesi gerekir. Bu yetki kuralının ancak niza konusu olmayan sözleşmeden doğan alacak davaların da uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin varlığı kanıtlandığı takdirde HMK ıo ve TBK 89. maddesine göre alacaklının ikametgahındaki icra dairesinde de takip yapılabilir ve dava açılabilir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece işin esası incelene rek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulma sı usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 6. HD., E. 201 4/ı092 1 K. 20 14/ı2572 T. ı 8. ı 1.2014 "Davacı, taraflar arasın daki akdi ilişkinin kanıtı olarak faturalar, malların hale giriş çıkışını gösterir hal kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda mahkemece yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi gerektiğinden davacının sunduğu deliller değerlendiril erek taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığının tespiti ile akdi ilişkinin bu lunduğunun saptanması halinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TSK'nın 89/ı ve 6ıOO sayılı HMK'nın 10. maddesi uyannca davanın para ala cağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri i cra dairesi olan Alanya İcra Dairesi 'nin de yetkili olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurul ması doğru olmadığı gibi kabul şekli itibariyle de HMK'nın 33 ı/2. maddesine ay kırı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir."; aynı yönde İstanbul BAM, ı4. HD., E. 201 8/2 1 67 K. 20 ı 9/897 T. 27.6.20 19 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Bkz. Kuru, C I, s. 435; Yılmaz, C. I, s. 344. 235 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi gerekir. 453 453 Örneğin Y. 23. HD., E. 2014/2668 K. 2014/7734 T. 01.12.2014 "Somut olay da icra takibi, Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nde başlatılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-bor çlu, sözleşmenin varlığını inkar etmemiş, sadece borcun miktarına kısmi itiraz etmiş, icra takibinin yetkisi kesinleşmiştir. Dava sırasında mahkemenin yetkisine süresinde itiraz edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca, sözleşmele rden doğan uyuşmazlıklarda, dava sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer mahkemesinde de açı labilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer dava tarihinde yürürlükte olan TSK'nın Borçlar Kanunu'nun 89. maddesi uyarın ca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı inkar edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmedeaksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu, gö türülecek borçlardan olduğundan alaca klının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgah ının bulunduğu yer .. ./ ... mahkemesinde dava açabilir. Şayet, taraflar arasında sözleşmenin varlığı tartışmalı ise HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalı borçlunun ikametgahının bu lunduğu yer mahkemesi yetkilidir. YHGK'n ın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E., 61 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/8119 E., 2014/1368 K.; 18.06.2014 tarih ve 1158 E., 4658 K. sayılı ilamları bu yöndedir. 236 Bu durumda; taraflar arasında sözleşme ilişkisi inkar edilmediğinden, sözleş menin ifa edileceği yerin TSK'nın 89 ve HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca dava cı-alacaklının ikametgahının bulunduğu Karşıyaka olması sebebiyle doğru yer mahkemesinde dava açıldığı gözetilerek, mahkemece yetki itirazının reddi ile uyuşmazlığın esasına giri lerek, taraf delilleri toplanıp sonucuna
|
bu para borcu, gö türülecek borçlardan olduğundan alaca klının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgah ının bulunduğu yer .. ./ ... mahkemesinde dava açabilir. Şayet, taraflar arasında sözleşmenin varlığı tartışmalı ise HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalı borçlunun ikametgahının bu lunduğu yer mahkemesi yetkilidir. YHGK'n ın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E., 61 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/8119 E., 2014/1368 K.; 18.06.2014 tarih ve 1158 E., 4658 K. sayılı ilamları bu yöndedir. 236 Bu durumda; taraflar arasında sözleşme ilişkisi inkar edilmediğinden, sözleş menin ifa edileceği yerin TSK'nın 89 ve HMK'nın 1 O. maddesi uyarınca dava cı-alacaklının ikametgahının bulunduğu Karşıyaka olması sebebiyle doğru yer mahkemesinde dava açıldığı gözetilerek, mahkemece yetki itirazının reddi ile uyuşmazlığın esasına giri lerek, taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm ku rulması doğru olmamıştır ." [Lexpera içtihat Bilgi Banka sı]. Y. 23. HD., E. 2014/2231 K. 2014/7416 T. 20.11.2014 "Somut olayda, takip ta rihinde yürürlükte olan ve iİK'nın 5011. maddesi atfı ile uygulama yeri bulunan HMK'nın 10. maddesi uyarınca, sözleşmel erden doğan uyuşmazlıklarda, dava veya icra takibi sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer mah kemesinde ya da icra dairesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, söz leşmenin yerine getirileceği yer takip tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 73. maddesi uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı in kar edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi karar laştırılmamış ise, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. YHGK'nın 16.02.2005 tarih ve 19-63 E., 61 K. sayılı ilamı bu Milletteraras t Tıcari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Sözleşmenin yazılı olarak yapılmamış olması ise ifa yeri mahkeme lerinde dava açılmasını engellemez. Taraflar arasındaki yazılı olmayan sözleşme ilişkisi mevcutsa ifa yeri mahkemesinde dava açılabilir.454 C. Taşmmazm Aynma İlişkin Uyuşma zliklarda Taşmmazm Bulunduğu Yer Mahkemesi Milletlerarası ticarı bir uyuşmazlık Türkiye'de bulunan bir taşınınazın aynıyla ilgili olabilir. Türkiye'deki taşınınaziann aynına ilişkin uyuşmaz lıklarda yer itibariyle yetki, HMK'nın 12'nci maddesinden düzenlenınek tedir. Maddeye göre "taşmma z üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşmmazm zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşmmazm bulunduğu yer mah kemesi kesin yetkilid ir." Taşınınazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu Kanun'da açıkça ifade edilmiştir. Taşınınazın aynına ilişkin davalarda, HMK'nın 8'inci veya 9'uncu madde leri uyarınca davaimm meşguliyeti nedeniyle uzunca bir süre bulunduğu yer mahkemesinde, davaimm mutad mesken mahkemelerinde ya da i fa yerinde dava açılamaz.455 Taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin kabul edilmektedir. Çünkü, bu davalara en çabuk, en az giderle ve en kolay taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde görülebil ir. Bunun nedeni, tapu kayıtlarının o ilçede olması, keşfin orada yapılacak ve yöndedir. Ne var ki, somut olayda, taraftar arasında sözleşmenin olup olmadığı tartışmalı olup, iİK'nın 50/1. maddesi atfı ile HMK'nın 6. maddesi uyarınca da valı borçlunun ikametgah ının bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemesi yetkili dir." Aynı yönde Y. 23. HO., E. 2014/1158 K. 2014/4658 T. 18.06.2014; Antalya BAM, ll. HO., E. 2016/94 K. 2017/15 T. 12.1.2017; İstanbul BAM, 14. HO., E. 2018/629 K. 2019/90 T. 24.1.2019; İstanbul BAM, 17. HO., E. 2019/2088 K. 2020/1052 T. 17.6.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 454 Y. 15 HO., 1036/1 817 T. 28.03.2006 (Yılmaz, C. I, s. 342). 455 Kuru/ Arslan/Yılmaz, s. 135, 1 43; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 206; Yılmaz, C.l, s. 358. 237 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeler inin Milletlerarası Yetkisi tanıkiann da keşif esnasında dinlenmesinin mümkün olabilmesidir . Böylece hakim istinabe yöntemine başvurmadan taşınmaz hakkında doğrudan bilgi sahibi olabilir.456 Yukarıda ifade edilen bu gerekçeler yanında, Türk hukukunda yaban cıların taşınmaz üzerinde ayni haklara sahip olmasına ilişkin yasal sınırla malar da dikkate alınarak 12'nci madde, Milletlerarası Özel Hukuk alanın da münhasır bir yetki kuralı olarak mütalaa edi lmektedir.457 Dolayısıyla, taşınınazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda yabancı bir mahkemeyi yet kilendiren bir yetki sözleşmesi, Türk mahkemeler inin yetkisini bertaraf etmez (MÖHUK .m.47). Türkiye'de bulunan taşınınazın aynına ilişkin yabancı mahkeme kararları da Türkiye'de tanınmaz ve tenfiz edilemez (MÖHUK.m.54(1)(b)). HMK'nın 12'nci maddesi uyarınca yer itibariyle yetki tesis edilirken uyuşmazlığın konusu olan malvarlığının taşınmaz olup olmadığı veya açılan davanın taşınınazın aynına ilişkin olup olmadığı konularında tered dütler ortaya çıkarsa Türk hukuku uygulanarak karar verilmelidir.458 Zira malvarlığı Türkiye'de ise Türk mahkemeleri yetkili olacağı için Türk mah kemelerinin milletlerarası yetkisi konusunda karar verilmektedir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, kural olarak, yetki kurallarında yer alan bağlama noktaları Türk hukukuna göre vasıflandırılmaktadır .459 Ayrıca, bir eşya- 456 Postacıoğlu/Altay, § 234; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 149; Yılmaz, C. 1, s. 377; Erkan, s. 20; taşınınaziara ilişkin uyuşmazlıklarda münhasır yetkinin kabulünün gerekçeleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Süzen, Denetim, s. 25-32. Taşınınazın aynına ilişkin uyuşmazlık larda taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi nin yetkisi Roma hukukundan beri kabul edilen bir prensiptir . Taşınınazın aynına ilişkin uyuşmazlık larda taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinin münhasır yetki hukuk sistemlerin çoğu tarafından kabul edilmektedir . Bkz. Erkan/Asat, s. 27. 457 Nomer, Yetki, s. 417; Nomer, Usul,§ 200; Şanh, s. 164; Çelikel/Erdem, s. 603; Esen, Münhasır Yetki, s. 188; Akıncı, s. 1 23; Erkan, s. 1; Süzen, Denetim, s. 35. 458 HMK'nın 12'nci maddesinin kapsamına giren davalar için bkz. Erkan, s. 18. 459 Bkz. yuk. Bölüm, I, X. 238 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan nın taşınmaz olup olmadığı lex situs'a göre belirlenir (MÖHUK.m.2 1). Türkiye'deki bir taşınınazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık hem lex situs hem de lex fori Türk hukuku olacaktır.460 Bu durum burada gerçek bir vasıflandırma problemi olmadığını da göstermektedir. Türkiye'de taşınmazlarla ilgili olmasına rağmen taşınınazın üzerinde ki bir ayni hakkı etkilemeyen şahsi hak davaları 12'nci madde kapsamında değildir. Zira, maddede açıkça ayın tabirini kullanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye'de bulunan bir taşmmaz üzerindeki kira alacağının ödenmesi için açılan davalar, kira bedelinin tespiti davaları, tahliye davaları, kira sözleş mesinin fesh i ve kiralanan taşınınazın teslimi, işgal tazminatı ( ecrimisil) taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorunda değildir.46ı HMK'nın 6'ncı ve 9'uncu maddeleri uyarınca genel yetkili mahkemede açılabilir.462 Bununla birlikte, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi, diğer genel ve özel yetki kulları uyarınca yet kili olabilir. Yukarıda ifade edildiği gibi, örneğin, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi, kira sözleşmesi nden doğan davalarda
|
aynına ilişkin bir uyuşmazlık hem lex situs hem de lex fori Türk hukuku olacaktır.460 Bu durum burada gerçek bir vasıflandırma problemi olmadığını da göstermektedir. Türkiye'de taşınmazlarla ilgili olmasına rağmen taşınınazın üzerinde ki bir ayni hakkı etkilemeyen şahsi hak davaları 12'nci madde kapsamında değildir. Zira, maddede açıkça ayın tabirini kullanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye'de bulunan bir taşmmaz üzerindeki kira alacağının ödenmesi için açılan davalar, kira bedelinin tespiti davaları, tahliye davaları, kira sözleş mesinin fesh i ve kiralanan taşınınazın teslimi, işgal tazminatı ( ecrimisil) taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorunda değildir.46ı HMK'nın 6'ncı ve 9'uncu maddeleri uyarınca genel yetkili mahkemede açılabilir.462 Bununla birlikte, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi, diğer genel ve özel yetki kulları uyarınca yet kili olabilir. Yukarıda ifade edildiği gibi, örneğin, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi, kira sözleşmesi nden doğan davalarda edimin ifa yeri mahkemesi sıfatıyla yetkili olabilir.463 460 iskenderoğlu, s. 63. 461 Yabancı bir mahkemede verilen kira alacağının ödenmesine ilişkin karar tenfiz edilmiştir. Y.3. HO., E. 2017/5483/ K. 2018/5796 24.05.2018 T. [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 462 Yılmaz, C. I, s. 394; Ömeroğlu, s. 381. Taşınmaz üzerindeki şahsi haklara ve özellikle kira sözleşmelerinden doğan uyuşmazlık larda Türk mahkemelerinin münhasır yetkili olmadıkla rı yönünde ayrıntılı tartışmalar için bkz. Süzen, Dene tim, s. 40-46. 463 Postacıoğlu/Aitay, § 234; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 147; Çelikei!Erdem, s. 604; Akıncı, s.l23; Erkan, s.l8; Karsh, s. 283. Aksi yönde bkz. Ekşi, taşınmazlar üzerindeki şahsi haklara ilişkin davalar bakımından da taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinin münhasır yetkili olduğu görüşündedir. Yazar, kira bedelinin tespiti ve tahliye davalarında da HMK'nın 12'nci maddesinin münhasır yetki tesis ettiği ni ifade etmiştir. Taşınmaz satış bedeli ve kira alacağı davalarında yetkinin alacak davalanna ilişkin yetki kurallanna göre tesis edilmesi gerektiği görüşündedir. s. 98-100. Yargıtay kararları için bkz. yuk. Bölüm II, lll, B, 1, a, (5), (c). 239 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Taşınınazın satış bedelinin ödenmesine, satış vaadi sözleşmesinin feshine, taşınmazlar üzerinden sözleşme lerden doğan ceza! şartın tah siline ilişkin davalar da taşınınazın aynına ilişkin olmadığı taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorunda değildir. Genel veya özel yetki kurallannca yetkili mahkemel erde açılabilir.464 1993 tarihli bir kararında, Yargıtay, taşınmazın satış bedelinin tahsiline ilişkin davaların mülga HUMK'u n 13 maddesi (HMK.m.l2) kapsamında olmadığına karar vermiştir. Uyuşmazlık konusu olayda, Almanya'da bulunan bir taşınınazın satış bedelinin tahsili için Türk mahkemelerinde dava açılmıştır. Taraflar aralarında Türk mahkemelerini yetkilendiren bir yetki sözleşmesi yap mışlardır. Yargıtay, yetki sözleşmesiyle Türk mahkemelerinin yetkisinin tesis edildiğinden bahisle davalının yetki itirazının reddine karar vermiştir. Karar, belirli bir yargı çevresi belirtıneden genel olarak Türk mahkemele rini yetkilendir en bir yetkisi sözleşmesinin Türk mahkemelerinin yetkisini tesis ettiği sonucuna varılmış olması bakımından da önemlidir .465 464 Kuru/ArslanNılmaz, s. 148; Nomer, Usul, § 200; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 294; Yılmaz, C. I, s. 392. 465 Y. 13. HD., E. 1993/408 K. 1993/560 T. 29.01.1993: "Mahkemece; davaya konu taşınınazın Almanya'da bulunduğu ve tarafların Almanya'da İkarnet ettiği, uyuş mazlığın taşınınaziarın aynından kaynaklandığı, o nedenle taşınınazın bulunduğu yer mahkemes inin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu kabul edilmiş ve aynen, "mahkememizin görevsiz ve yetkisiz olması nedeni ile davanın reddine" deniterek dava reddolunmuştur. 240 Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Hemen belirtelim ki, mahkeme Usul Yasasının görev ve yetkiye ilişkin mü esseselerini birbirine karıştırmıştır. Görev, bir yerdeki aynı kaza çeşidine dahil genel mahkemel erden birinin belirli bir davayı görmeye izinli olması demektir. Yetki ise, bir davaya hangi yerdeki görevli genel hüküm mahkemesi tarafından bakılacağını belirtir. Taşınınazın aynına ilişkin davaların, taşınınazın bulunduğu yer mahkemesinde açılacağı hakkında Usul Yasasının 13. maddesindeki kural, di ğer yetki kurallarınd an ayrı olarak kamu düzenine ilişkindir ve duruşma bitineeye kadar mahkemece re'sen nazara alınabilir. Ne varki bu madde, bir kesin yetki ku ralı olup yine de görevle ilgisi yoktur. HUMK.nun 13. maddesine göre taşınmaz mal üzerinde bir ayni hakka ilişkin uyuşmazlıklarda taşınınazın bulunduğu yerde davanın açılması gerekir. Taşınınazın üzerinde şahsi hakka ilişkin davalar m. 13 Milletleraras i Ticari Uy uşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan İpotekle temin edilmiş para alacağının ödenmesine, TMK'nın 723 'üncü maddesi uyarınca taşınmaz sahibinin malzeme sahibine olan tazminat borcuna ilişkin davalar da HMK'nın 12'nci maddesi uyarınca taşınınazın bulunduğu yer mahkemesi münhasır yetkili değildir. Bu uyuş mazlıklarda genel ve özel yetki kurall arı uyarınca yetkili mahkemel erde dava açılabilir.466 D. Tüzel Kişilerin Ortaklan veya Üyeleri Arasmda Açılacak Davalarda YetkiJi Mahkeme HMK'nın 14'üncü maddesinin ikinci fıkrasında, şirket ve diğer özel hukuk tüzel kişilerinin ortak ve üyelerine ve üyelerle ortakların birbirle- hükmüne dahil değildir. Olayımızdaki devir sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin ödenmesi davası da taşınınazın aynına ilişkin değildir. Şahsi bir alacak davasıdır. O nedenle 13. maddenin uygulanma olanağı yoktur. O nedenle olayımızda kamu düzeni ile ilgili kesin yetki söz konusu değildir. Burada uluslararası yetki itirazı sözkonusudur. Taraflar arasında düzenlenen ve dava dilekçesine ekli olarak sunulan (K ira anlaşması ve devir senedi) ba şlıklı bel genin 8. maddesinde, uyuşmazlık çıkarsa Almanya ve Türkiye mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmi ştir. Bu sözleşme Almanya'da bulunan taşınınazın satışı ile ilgilidir ve davacı satış bedelini talep etmektedir. Taraflar Türk vatandaşı olup Almanya'da oturdukları ve sözleşıneyi Almanya'da yaptıkları anlaşılmaktadır. Türk Mahkemelerinin de yetkili olduğuna dair anlaşma geçerlidir. Bu sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olduğu anlaşılırsa, Türk Mahkemesinin uluslararası yetkisine itiraz edemez. Şayet sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılırsa, o taktirde Türk Mahkemes inin uluslararası yetkisi 2675 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğin ce iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirlenir . Bu durumda HUMK. nun yetki ile ilgili hükümlerine göre davanın açıldığı Çorum Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davaya bakmaya yetkili olup olmadığı araştırılarak, yetki itirazı hakkında sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsiz lik ve yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. S o n u ç : Teınyiz olunan kararın açıklanan nedenle (BOZULMASINA), pe şin harcın istek halinde iadesine, 29.1. 1993 gününde oybirliğiyle karar verildi." (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 1 22). 466 Kuru/ArslanNılmaz, s. 149. 241 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi rine karşı açacakları davalarda yetkili mahkeme düzenlenmiştir . Bu yetki kuralı maddede açıkça belirtildiği üzere ortaklık ve üyelik ilişkileriyle ilgi li davalarda uygulanacaktır .467 Bu davalarda ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.468 Yargıtay kararlarında tüzel kişilerin merkezinin yetkisine ilişkin bu kuralın sadece merkezi Tür kiye' de bulunan tüzel kişiler için uygulanacağı ve bu maddeden hareketle merkezi yabancı bir ülkede bulunan bir tüzel kişi hakkında yabancı ülkedeki o
|
lik ve yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. S o n u ç : Teınyiz olunan kararın açıklanan nedenle (BOZULMASINA), pe şin harcın istek halinde iadesine, 29.1. 1993 gününde oybirliğiyle karar verildi." (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 1 22). 466 Kuru/ArslanNılmaz, s. 149. 241 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi rine karşı açacakları davalarda yetkili mahkeme düzenlenmiştir . Bu yetki kuralı maddede açıkça belirtildiği üzere ortaklık ve üyelik ilişkileriyle ilgi li davalarda uygulanacaktır .467 Bu davalarda ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.468 Yargıtay kararlarında tüzel kişilerin merkezinin yetkisine ilişkin bu kuralın sadece merkezi Tür kiye' de bulunan tüzel kişiler için uygulanacağı ve bu maddeden hareketle merkezi yabancı bir ülkede bulunan bir tüzel kişi hakkında yabancı ülkedeki o yer mahkemeler inin yetkili olduğuna karar verilerneyeceği açıkça belirtilmiştir. Daha önemlisi, merkezi yaban cı bir ülkede olan şirketle ortakları arasındaki ilişkide de HMK'nın 6'ncı maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olarak Türkiye'de davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabileceği sonucuna varılmıştır.469 467 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2018/508 K. 2019/260 T. 20.2.2019 "HMK'nın 14/2 maddesinde öngörülen kesin yetki kuralı, madde gerekçesinde de açıklandığı üze re kendi iç ilişkilerine yönelik olmak üzere özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olarak ortağına veya üyesine karşı veya ortak yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacağı davalar için getirilmiş yetki kuralı olup olayımızda şirket ortağı olan davacı şirket yönetim kurulu üyeleri olan davalılar hakkında TTK 555. maddesi gereğince sorumluluk davası açmış olup HMK'nın 14/2 maddesinin olayımızda uygulanmas ına olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay 1 l. HD'nin 2016/6973 E., 2016/7321 K. sayılı kararları da bu yöndedir.)" [Lex pera içtihat Bilgi Bankası]. 468 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 153; Çelikel/Erdem, s. 602, 605; Karsh, s. 284; Ak kan, Pekcanıtez Usul, s. 297; Süzen, Denetim, s. 98. 469 Y. 1 I. HD., E. 2007/12254 K. 2009/1912 T. 20.02.2009 "Mahkemece, davacı şirket merkezinin Bulgaristan'da olması nedeniyle iç hukukun bu konudaki nor matİf düzenlemesine il işkin HUMK'n un 17.maddesinin emredici hükmü uyarın ca şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemes inin yetkili ve görevli olduğu sonucuna varılmıştır. 242 HUMK'n un 17. maddesince öngörülen kesin yetki kural ının merkezi Türkiye'de bulunan ve Türk yasalarına göre kurularak faaliyet gösteren tüzel kişilere ilişkin olduğu açıktır. Yabancı bir şirketin ortağı ile veya bu şirketin ortakları arasındaki uyuşmazlıkların şirketin mer kezinin bulunduğu yabancı ülke mahkemesince gö rülmesi gerektiği ve bu durumun Türk kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı olması hasebiyle süresinde ilk itiraz olarak ileri sürülmese bile re'sen gözetilebi- Milletleraras i Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Bu yetki kuralının iç hukukta kesin yetki kuralı teşkil ettiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamakla birlikte yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizini engelleyecek şekilde münhasır yetki kuralı tesis edip etmediği tartışılabilir. Bu maddedeki kesin yetki kural ının amacı, davanın delillerin toplanılması için en elverişli yerde açılmasını temin etmekle sınır lı olduğu için münhasır yetki kuralı olmadığı savunulabil ir.470 Ankara Bölge Adiiye Mahkemesi 2018 yılında verdiği kararlarında, merkezi Türkiye'de bulunan bir şirkete karşı ortağı tarafından Almanya'da açılan ortaklık payı nın faiziyle birlikte iadesine ilişkin Alman mahkeme kararının Türkiye'de tenfiz edileceğine karar vermiştir. Davalı, HMK'nın 14'üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi ne yetkili olduğuna ilişkin yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğunu ve yabancı mahkeme kararının tenfizi halinde kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı ihlal edileceği için kararın tenfizinin kamu düzenine aykırı olduğunu iddia etmiştir. Davacı ise uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin münhasır yetkili olmadığını savunmu ştur. Yargıtay, davaimm HMK'nın 14'üncü maddesinin ikinci fıkrasının münhasır yetki kuralı olmadığını tartışmamış ancak kararın tenfizini kabul etmiştir.47 1 !eceği yolundaki yorum ve kabul yerinde değildir. Çünkü değinilen kesin yetki kuralı, yabancı uyruklu tüzel kişilerle ilgili davalarda işletilemez. Mahiyeti açıklanan böyle bir davanın Türkuyruklu gerçek ve tüzel kişi davaltia rın tamamının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesind e ikame edilmesinin HUMK'n un 9/l.maddesince tanımlanan genel yetki kuralına uygun ve mahke menin milletlerarası yetkisinin bulunduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, iç hukuk kurallarınd an yola çıkılarak yabancı bir mahkeme nin yetkili kılınamayacağı gözden kaçınlmak suretiyle süresi içerisinde ilk itiraz olarak dahi ileri sürülmeyen ve yerleşim yeri mahkemesinde kendilerini daha iyi savunabilecekleri muhakkak olan davalılarca MK'nun 2. maddesinde öngörü len iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan yetki itirazı konusunda yazılı olduğu gibi hüküm kurulması ve bu yapılırken milletlerarası hukukun usul ilkelerine aykın olarak dosyanın Ponerie/Bur gaz mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 470 Çelikei/Erdem, s. 606; Süzen, Denetim, s. 99. 471 Ankara BAM, 21. HO., E. 2018/630 K. 2018/1296 T. 28.11.2018 "Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinden tahsil ettiği parayı iade etme- 243 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 244 mesi üzerine davalı aleyhine Offenbach Am Main Yerel (Sulh Hukuk) Mahke mesinde dava açıldığını, açılan dava sonunda davalının 2.045,00 Euro ana parayı 10/08/2004 tarihinden itibaren temel faiz oranına ek olarak işieyecek %5 faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine hükmedildiğini be lirterek Offenbach Am Main Yerel (Sulh Hukuk) Mahkeme si'nin 31 C 258/05 numaralı dosyasından verilen 27/01/2006 tarihli kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MÖHUK 54. maddede aranan bir kısım tenfiz koşullarının oluşmadığını, ilaının Türk Mahkemeterin münhasır yetkisi dahilinde olan bir konuyu içerdiğini, HMK'daki kesin yetki kuralları karşısında kararın kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Hukuk kurallarına göre çözümlenmesi gerektiğini, davacının Türkiye'de dava açması halinde davayı kazanma ihtimali olmadığını bildiğinden lehine karar almak amacıyla davasını Almanya'da açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESi KARARI Mahkemece; tenfizi talep olunan yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olmadığı, dava dilekçesi ve kararın usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiği, kararın usulüne uygun olarak kesinleştiği, tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesin hüküm itirazının kabulü ile davanın reddinin gerektiğini, yabancı mahkemede açılan davanın anonim şirkette ortak olan davacının ortaklık payının iadesi davası olduğunu, TTK405/2. maddesinin emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğunu, davacının lehine karar elde etmek için Almanya'da dava açtığını, HMK 6.maddesi uyarınca ilamakonu davanın da va] ının ikametgahı olan Yozgat Mahkemesinde görülmesi gere ktiğini, yine HMK 14.madde uyarınca ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla ortağın tüzel kişiye karşı açacağı davanın tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahke mesinin kesin yetkili olacağını, yabancı mahkeme hükmünün tenfizi halinde kamu düzenine ilişkin olan bu yetki
|
kararının kamu düzenine aykırı olmadığı, dava dilekçesi ve kararın usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiği, kararın usulüne uygun olarak kesinleştiği, tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesin hüküm itirazının kabulü ile davanın reddinin gerektiğini, yabancı mahkemede açılan davanın anonim şirkette ortak olan davacının ortaklık payının iadesi davası olduğunu, TTK405/2. maddesinin emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğunu, davacının lehine karar elde etmek için Almanya'da dava açtığını, HMK 6.maddesi uyarınca ilamakonu davanın da va] ının ikametgahı olan Yozgat Mahkemesinde görülmesi gere ktiğini, yine HMK 14.madde uyarınca ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla ortağın tüzel kişiye karşı açacağı davanın tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahke mesinin kesin yetkili olacağını, yabancı mahkeme hükmünün tenfizi halinde kamu düzenine ilişkin olan bu yetki kuralının çiğneneceğini, gıyapta verilen kararın usul yasasının kamu düzenine ilişkin kurallarını hertarafedeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKi NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEGERLE NDİRİLMESİ Dava; yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkindir. Yabancı mahkeme ilaınının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebil mesi için 5718 sayılı MÖHUK'u n 58. maddesi gereğince yabancı ilaının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu, tanımada aynı yasanın Milletleraras i Ticari Uyuşmazilk larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan 54. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin uygulanmayacağı, yine aynı yasanın 50. maddesinin 1. fıkrasında; yabancı mahkemeler den hukuk davalarına iliş kin olarak verilmiş ve o devlet kanuniarına göre kesinleşmiş bulunan ilaıniarın Türkiye'de İcra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı ve rilmesine bağlı olacağı, yine aynı yasanın 54. maddesinin (a) bendinde; Türkiye Cumhuriyeti ile ilaının verildiği devlet arasında kar şılıklılık esasına dayanan bir anlaşma ya da o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilaının tenfizini müm kün kılan bir kanun hükmü veya fiili uygulamanın bulunmasını, (b) bendinde; ilaının Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olmasını, (c) bendinde; hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasını ve (ç) bendinde; o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hük mü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğun da hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiği belirtmiştir . Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; davacı tarafça dava dilekçesi ile birlikte Federal Almanya Cumhuriyeti Offenbach Am Main Yerel (Sulh Hukuk) Mahkemesi 'nin 27/01/2006 tarih ve 31 C 258/05 numaralı dosya sında verilen kararın apostille aslını ve onaylı tercümesi sunulmuştur. Yabancı mahkeme ilaınının incelenınesinde; davacının KI davalının Fl Yozgat İhtiyaç Maddeleri Pazarlama ve Ticaret A.Ş. olup, açılan alacak davasının münhasır an Türk mahkeme lerinin yetkisine giren bir konuya ilişkin olmadığı, yabancı mah kemece kendi maddi ve usul hukuk kuralları uygulanarak davan ın çözüme ka vuşturulduğu, kurulan hükümde kamu düzenine açıkça aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davalı vekiline dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaimm davacıya 2.045,00 Euronun faiziyle birlikte ödemesine karar verildiği, kararın davalı vekili ile davacı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekiline yapılan tebligatın diplomatik yolla yapıldığı, kararın kesinleşti ği, verilen hükmün MÖHUK'u n 54. maddesinde belirtilen tenfiz şartlarını taşıdığından yabancı mah keme kararının tenfizine yönelik verilen ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğind en davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları ye rinde görülmemiştir . Öte yandan davalı vekili kesin hüküm itirazında bulunmuştur. Davacının kesin hüküm itirazında bulunduğu Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkeme si'nin 2010/406 Esas 2010/533 Karar sayılı dosyasında davacı K 1 tarafından davalı F 1 Holding A.Ş aleyhine Federal Almanya Cumhuriyeti Frankfurt Am Main Yüksek Eya let (İstinaf Mahkemesi 'nin 28/01/2008 tarih ve 12 U 16/07 numaralı kararı ve kararın eki mahiyetinde masraftar tespit kararının tenfizi talebi ile dava açıldığı görülmüş tür. Yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek yargılama harç ve masraftarı düzeltilmek 245 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi E. Ticari İşletmeler inin Şubesinin Bulunduğu Yer Mahkemesinin Yetkisi TTK'nın 40'ıncı maddesinin 4'üncü fıkrası uyarınca Türkiye'de bulunmayan ticari işletmeler Türkiye'de şube kurabilir. Bu madde uya nnca "merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye 'deki şube/eri, kendi ülkelerin in kanunlarının ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartı yla, yerli ticari işletmeler gibi tescil olunur. Bu şube ler için yerleşim yeri Türkiye 'de bulunan tam yetkili bir ticari mü mess il atanır. Ticari işletmenin bir den çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur." Maddede görüldüğü üzere, şube, yabancı ülkedeki merkezin yerle şim yeri olarak mütalaa edilmemi ştir. Sadece atanacak ticari mümessilin yerleşim yerinin Türkiye'de olması gerekmektedir . Mülga EŞHK'nun lO'uncu maddesi uyarınca yabancı şirketlerin Türkiye'deki şubeleri onla rın yerleşim yeri sayılıyordu ve bu yer mahkemelerinde genel yetki kuralı uyannca dava açılabiliyordu. Ancak EŞHK yürürlükten kaldırılmı ştır.412 Bu nedenle, mevcut yasal düzenlemeler karşısında, Türkiye'de bulunan şube, yabancı ülkede merkezin yerleşim yeri olarak mütalaa edilemeye cektir. Bu nedenle merkezle yapılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarda şubenin bulunduğu yer mahkemes i, merkezin yerleşim yeri mahkemesi suretiyle kesinleşmi ştir. işbu davanın ise davalısı kesin hüküm itirazına konu dos yadaki davalıdan farklı olduğu gibi tenfize konu yabancı ilamlar da aynı değildir. Bu nedenle ortada maddi anlamda kesinlik sağlayacak nitelikte bir mahkeme ka rarı bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiş tir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Ankara Bölge Adiiye Mahkemesi 2 I. Hukuk Dairesi, aynı tarihte ve aynı konu da yukarıda alıntı yaptığımız kararla ilgili 3 karar daha vermiştir. Ankara BAM, 21. HD., E. 2018/632 K. 2018/1295 T. 28.11.2018; Ankara BAM, 21. HO., E. 20 ı 8/631 K. 20 I 8/1294 T. 28.11.2018; Ankara BAM, 21. HO., E. 2018/2087 K. 20ı8/ı237 T. 15.11.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 472 Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun, RG. 14/2/20 ı I S. 27846. 246 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan sıfatıyla yetkili değildir. Ancak özel yetki kuralları uyarınca yetkili bir Türk mahkemesi varsa Türkiye'de dava açılabilir. Türkiye'deki şubenin ti caret unvanında, merkezin ve şubenin bulundu ğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi gerekmektedir (TTK.m.48(3)). Böylece merkezi Tür kiye'de olmayan bir ticari işletme ile işlem yapanlar yabancı bir ticari işletmenin şubesiyle muhatap olduklarını bilebilirler. Şube, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin473 118'inci maddesinde tanımlan mıştır. Buna göre "bir ticarf işletmeye bağlı olup ister merkezinin bulun duğu sicil çevresi içerisinde isterse başka bir sicil çevresi içinde olsun, bağımsız sermayesi veya
|
20 I 8/1294 T. 28.11.2018; Ankara BAM, 21. HO., E. 2018/2087 K. 20ı8/ı237 T. 15.11.2018 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 472 Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun, RG. 14/2/20 ı I S. 27846. 246 Milletleraras t Ticari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan sıfatıyla yetkili değildir. Ancak özel yetki kuralları uyarınca yetkili bir Türk mahkemesi varsa Türkiye'de dava açılabilir. Türkiye'deki şubenin ti caret unvanında, merkezin ve şubenin bulundu ğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi gerekmektedir (TTK.m.48(3)). Böylece merkezi Tür kiye'de olmayan bir ticari işletme ile işlem yapanlar yabancı bir ticari işletmenin şubesiyle muhatap olduklarını bilebilirler. Şube, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin473 118'inci maddesinde tanımlan mıştır. Buna göre "bir ticarf işletmeye bağlı olup ister merkezinin bulun duğu sicil çevresi içerisinde isterse başka bir sicil çevresi içinde olsun, bağımsız sermayesi veya muhasebesi bulunup bulunma dığına bakılmak sızın kendi başına sınaf veya ticarz faaliyetin yürütüldüğü yerler ve satış mağazaları şubedir." Banka şubesi, 4389 sayılı Bankacılık Kanununun üçüncü maddesinden tanımlanmı ştır. Buna göre, banka şubesi "elektronik işlem cihaziarından ibaret birimler hariç olmak üzere, bankaların bağımlı bir parçasını oluşturan ve bu kuruluşların faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan, sabit ya da seyyar bürolar gibi her türlü işyerini" ifade etmektedir. 474 Şirket, demek, vakıf, bankalar için şube, ilgili 473 RG. 27/112013 S. 28541. 474 Yargıtay, banka şubelerinin yaptıklan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle bankaya karşı şubenin bul unduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceğini ka bul etmektedir. Y. 13. HD., E. 2015/27705 K. 2015/28589T. 6.10.2015 "HMK'nun 14/1. madde sinde, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mah kemesinin de yetkili olduğu düzenlenmiştir . Aynı Yasa'nın 52. maddesine göre tüzel kişiler yetkili organları tarafından temsil edilirler. 541 1 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun tanımlar başlıklı 3. maddesinde şube, elektronik işlem cihaziarından ibaret birimler hariç olmak üzere, bankaların bağımlı bir parçasını oluşturan ve bu kuruluşların faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan, sabit ya da seyyar bürolar gibi her türlü işyerleri olarak tanımlanm ıştır. Banka şubeleri, banka adına kuruluş faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan birimler olup, şubenin yapmış olduğu işlemlerden doğan davalarda şubenin bulunduğu yer mahkemeleri de yetkilidir. Bankayı tüm faali yetlerinde temsile yetkili olan şubelerin davada taraf ehliyetine sahip olmadığını 247 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi mevzuata istinaden tespit edilmelidir.475 İstanbul BAM 13 'üncü Hukuk Dairesi, Danimarka'daki yabancı bir şirketin Türkiye'de dar vergi mükel lefi olduğu için vergi dairesine bildirdiği adresin TTK'nın 40'ıncı maddesi anlamında şube olmadığına karar vermiştir .476 HMK'nın 14'üncü maddesi uyarınca "bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." Şubenin işlemlerinden doğan hak ve borçlar şubenin bağlı olduğu gerçek veya tüzel kişiye (merkeze) aittir. Bu nedenle şubenin yaptığı işlemlerden dolayı merkeze karşı dava açılabilir. Bu davalar merkez hakkında genel (HMK.m.6) veya özel yetkili mahkemel erde açılabilir. Şubenin bulundu ğu yerde açılacak olan dava da yine merkeze karşı olacaktır, şubeye karşı değil. Davanın sadece şubeye karşı açılması doğru değildir.477 kabul etmek, yukarıda belirtilen kanun maddelerinin amacına aykırı düşmektedir. Dosya kapsamından davaya konu konut kredisinin davalı banka şubesince veril diği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı banka şubesinin kendi işlemlerinden dolayı açılan davada bankayı temsile yetkili olduğunun kabulü ile işin esası ince lenerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davanın usul den reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."; aynı yönde Y. 13. HD., E. 2015/32284 K. 2015/32367 T. 9.1 1.201 5; Y. 19. HD., E. 2015/13128 K. 2016/3764 T. 3.3.2016 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 475 Yılmaz, C. I, s. 410. 476 istanbul BAM, 13. HD., E. 2018/851 K. 2019/791 T. 22.5.2019 "Vergi hukuku anlamında mükellefiyet için kaydolunan yerin de şirketin faaliyet adresi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Vergi hukukunun bir gereği olarak gösterilen adres ancak vergisel ilişkilerde geçerli olabi lir. Davacı şirketin vergi hukuku an lamında dar mükellefiyeti için belirttiği adresi Türkiye'deki bir şubesi hükmünde sayılamaz. Zira 6102 sayılı TTK'nın 40/4.maddesine göre merkezleri Türkiye dı şında bulunan ticari işletmelerin Türkiye'deki şubeleri, kendi ülkelerinin kanun larının ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartıyla yerli ticari işlet meler gibi tescil olunur ve bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye'de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanır. Davacı tarafın dar vergi mükellefiyeti açısı ndan bildirdiği adresin TTK'nın 40/4. maddesindeki gerekleri taşımadığı anlaşılmak tadır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 477 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 289-290; Örneğin, Y. 21. HD., E. 2014/12677 K. 2014/18212 T. 22.09.2014; Y. 15. HD., E. 2018/5395 K. 2019/48 T. 7.1.2019 "İtirazın ipiiili davaları yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibine bağlı 248 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Milletlerarası ticari uyuşmazlıklar yabancı ülkedeki bir ticari işlet meye milletlerarası yetkili Türk mahkemesi bulmanın zor olduğu veya Türkiye'deki bir davacının yabancı ülkedeki bir işletmeden olan hakkını alabilmek için yabancı ülkede dava açmak zorunda kalabileceği düşünül düğü, şubenin bulunduğu yer mahkemes inin yetkisi milletlerarası ticari uyuşmazlıklar bakımından daha önemlidir. Bu yetki kuralıyla yabancı şirketlerin Türkiye'deki şubeleriyle işlem yapan kişilere Türkiye'de dava açmak hakkı bakımınd an kolaylık getirilmiştir.478 Şubenin bul unduğu yer mahkemeleri kesin yetkili mahkeme değildir. Merkeze karşı açılacak davalarda yet kili diğer mahkemelerin yetkisini kaldırmaz. 479 olarak açılması zorunlu davalardan olup, HMK 1411 maddesine göre; şubenin işlemlerinden dolayı, davada taraf olarak şubenin bağlı olduğu tüzel kişi (mer kez) davalı gösteritmekle birlikte, tüzel kişinin merkezinin bağlı bulunduğu yer yerine, şubenin bulunduğu yerde de dava açılabilir. Şubenin bulunduğu yerde dava açı Iabilmesinin istisnaları da yine aynı maddede ikinci fıkrada belirtilmiştir. Şubenin bulunduğu yerde dava açılması davanın da şubeye karşı açılacağı anla mına gelmez. Zira 14. madde sadece bir yetki kuralı koymuştur, taraf ehliyetinde değişiklik yoktur (Bkz. Pekcanıtez Medenj Usul Hukuku 1. Cilt shf. 289). Hal böyle olunca, bir kısım edimin ifa mahalli olarak, ... ilinde yapılan işle ilgili fatura yönünden icra takibinin yapıldığı yer İcra dairesi ve mahkemesi yetkili sayılmalı dır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 478 Çelikei/Erdem, s. 578; Kuru/ArslanNılmaz, s. 141; Yılmaz, C. I, s. 407; Akın cı, s. 121. Y.3. HD., E. 2016/2719 K. 2017/13450 T. 5.10.2017 "Şubenin işlemlerinden do layı, şubenin bulunduğu yer mahkemes inin yetkisi, dava açacak olan kişiler bakı mından bir kolaylıktır. Eğer böyle bir hüküm bulunmasa idi, şubenin bulunduğu yerde değil, tüzel kişiliğin yerleşim yerinde dava açılmak zorunda kalınacaktı. Menfaatler dengesini sağlamak üzere, kanun koyucu hukuken şubenin tüzel kişi liği bulunmamasına rağmen, şubenin tüzel kişiliği temsilen orada faaliyette bu lunmasını
|
yetki kuralı koymuştur, taraf ehliyetinde değişiklik yoktur (Bkz. Pekcanıtez Medenj Usul Hukuku 1. Cilt shf. 289). Hal böyle olunca, bir kısım edimin ifa mahalli olarak, ... ilinde yapılan işle ilgili fatura yönünden icra takibinin yapıldığı yer İcra dairesi ve mahkemesi yetkili sayılmalı dır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 478 Çelikei/Erdem, s. 578; Kuru/ArslanNılmaz, s. 141; Yılmaz, C. I, s. 407; Akın cı, s. 121. Y.3. HD., E. 2016/2719 K. 2017/13450 T. 5.10.2017 "Şubenin işlemlerinden do layı, şubenin bulunduğu yer mahkemes inin yetkisi, dava açacak olan kişiler bakı mından bir kolaylıktır. Eğer böyle bir hüküm bulunmasa idi, şubenin bulunduğu yerde değil, tüzel kişiliğin yerleşim yerinde dava açılmak zorunda kalınacaktı. Menfaatler dengesini sağlamak üzere, kanun koyucu hukuken şubenin tüzel kişi liği bulunmamasına rağmen, şubenin tüzel kişiliği temsilen orada faaliyette bu lunmasını dikkate alarak şubenin işlemlerinden dolayı, tüzel kişinin yerleşim ye rinin yanı sıra şubenin bulunduğu yerde de dava açılabitmesine olanak tanımıştır. (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, ... , 2013, s. 161) [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 479 Çelikel/Erdem, s. 578. Y. 3. HD., E. 2016/2719 K. 2017/13450 T. 5.10.2017; Y. 13. HD., E. 2015/2784 249 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 250 K. 2015/19354 T. 1 1 .6.20 15 "Davacı, eski malikinin dava lı ya devredilen bankaya olan kredi borcu için haczen satılan taşınınazı satın aldığını ancak eski malikin açtığı dava ile satışın iptal edilmesi nedeniyle oluşan zararının tahsili için elde ki davayı açmıştır. Dayanak kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye konu borç için alacağa mahsuben satın alınmasına ilişkin şube işleminin yapılması Tirede ger çekleşmiştir . Eski malik tarafından açılan davada Tire Asliye Hukuk Mahkemesi şubenin satışa ilişkin işlemlerini usulsüz bularak ihalenin iptaline karar vermiş tir. HMK'nun 6.maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim mahkemesi ise de HMK'nun 1 4.maddesinde bir şubenin iş lemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Yine, davacının davalı ile yaptığı (Davalının tüm hak ve alacaklarını temlik alan durumunda olması nedeniyle) iptal edilen satış sözleşmesi nedeniyle ifa yeri de Tire'dir. Dava öncelikle para alacağının ödetilmesi isteğine ilişkindir. B K. nun 73. ve HMUK'n un 10. maddesi hükmü uyarınca, bu nevi davalara alacaklının ika metgahı mahkemesinde de bakılabilir. Davacının ikametgahı Tire olduğuna göre Tire Mahkemeleri de davaya bakmaya yetkilidir. Bu durumda mahkemece, yetki itirazının reddi ile işin esası incelenmeli ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya ay kırı olup bozmayı gerektirir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 4. HD., E. 2015/9464 K. 2015/11231 T. 12.10.2015 "İİK'nın 8917. maddesin de; "Haciz ihbamamesi, borçlunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bir tüzel kişinin veya müessesenin şubesine veya tüm şubelerini kapsayacak şekilde mer kezine tebliğ edilir. Haciz ihbarnames inin tebliğ edildiği merkez, tüm şubeleri veya birimlerini kapsayacak şekilde beyanda bulunmakla yükümlüdür" denilmiş; HMK'nın 14/1. maddesinde; "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şu benin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir"; 16/1. maddesinde de; "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiili n işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir" denilmiştir. Somut olayda, dava konusu borçlunun muhtemel alacak larına haciz konulmasına ilişkin müzekkere davalı kurumun Gaziantep şubesine yazılmış olup müzekkereye ilişkin işlem ve yazışmalar bu şube tarafından ger çekleştiri lmiştir. Ayrıca dava haksız fiile dayalı olarak açılmış olduğundan anılan kanun maddeleri gereğince yetki itirazı yerinde olmayıp, uyuşmazlığın esası in celenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşme yen gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. ll. HD., E. 2014/18607 K. 2015/10745 T. 20.10.2015 "Ancak, yukarıda ay rıntısı ifade edildiği üzere dava sorumluluk sigortasından kaynaklanmaktadır. Bu davalarda davacı, davayı HMK'nın 15. maddesinde bulunan ve kesin yetki niteliğinde olmayan özel yetki kuralı gereğince, tehlikenin doğduğu yer mah- Milletleraras i Ticarf Uyuşmazliklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Şubenin bulunduğu yer mahkemesinde şubenin işlemlerinden doğan davalar açılabilir.480 Böylece yabancı bir şirketin, Türkiye'deki şubesinin bulunduğu yerde sadece o şubenin işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle dava açılabilir.481 Ancak, merkez, şubenin yaptığı işlemlerden dolayı şubenin bulunduğu yerde dava açamaz.482 kemesinde açabilir. Somut olayda zarar, yani tehlike İstanbul'da meydana gel miştir. Bunun yanında davacı, bu kesin yetki niteliğinde olmadığından davasını HMK'nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açabilir. Somut olayda davalı şirketin yerleşim yeri de İstanbul'dur. Bunların yanında HMK'nın 14. maddesinde de şubenin yaptığı iş lemlerden dolayı merkezin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi, şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bul unduğu yerde de dava açılabileceğine dair düzenleme bulunmakta ise de, somut olayda şube tarafından yapılan bir iş lem mevcut olmadığından şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkili değildir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 480 Yılmaz, C. 1, s. 408; Nomer, Usul, § 219. 481 Şanh, s. 153; Y. 19. HD., E. 2014/11390 K. 2014/13339 T. 11.9.2014 "6 100 sayılı HMK'nun 6. maddesine göre; "genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Aynı Kanunun 10. maddesine göre; "sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin i fa edileceği yer mah kemesinde de açılabilir." 6098 sayılı TBK'nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır . 6100 sayılı HMK'nun 14/1 maddesinde ise; "Bir şubenin iş lemlerind en doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." hükmü getirilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler karşısında somut olayın değerlendirilmesine ge lince; davalının yerleşim yeri Tokat olup, davacının muamele merkezinin de Tokat'ta olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davanın Kayseri'de açıiabilmesi için faturalarda davacının şube adresi olarak gösterilen Kayseri'deki şubesi ile davalı arasında yapılan alım satım işlemlerinden doğduğunun saptanması gerekmekte dir. Uyuşmazlık şubenin işlemlerinden değil de, davacının muamele merkezinin işlemlerinden kaynaklanıyor ise o takdirde yetkili mahkemenin Tokat olduğunun ve yetki itirazının kabulü gerekir. Aksine işlemlerin şubenin işlemi olduğunun saptanması halinde ise yetki itirazının reddi gerekecektir Yetki itirazının hadise şeklinde ineeleneceği ve yukarıdaki ilkeler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir ." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 482 Kuru/ArslanNılmaz, s. 141 dn. 66; Y. 19. HD., 11390/13389 (Yılmaz, C. I, s. 41 1). 251 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Maddedek i, "şubenin işlemleri" ifadesinden sadece hukuki işlemlerin anlaşılınaması gerekir. Şubenin haksız fiilinden,483 bu kapsamda haksız 483 Y. 4. HD., E. 2013/18592 K. 2013/20588 T. 25.12.2013 "Davacı, ... 'nın ... ilçe
|
Kayseri'deki şubesi ile davalı arasında yapılan alım satım işlemlerinden doğduğunun saptanması gerekmekte dir. Uyuşmazlık şubenin işlemlerinden değil de, davacının muamele merkezinin işlemlerinden kaynaklanıyor ise o takdirde yetkili mahkemenin Tokat olduğunun ve yetki itirazının kabulü gerekir. Aksine işlemlerin şubenin işlemi olduğunun saptanması halinde ise yetki itirazının reddi gerekecektir Yetki itirazının hadise şeklinde ineeleneceği ve yukarıdaki ilkeler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir ." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 482 Kuru/ArslanNılmaz, s. 141 dn. 66; Y. 19. HD., 11390/13389 (Yılmaz, C. I, s. 41 1). 251 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Maddedek i, "şubenin işlemleri" ifadesinden sadece hukuki işlemlerin anlaşılınaması gerekir. Şubenin haksız fiilinden,483 bu kapsamda haksız 483 Y. 4. HD., E. 2013/18592 K. 2013/20588 T. 25.12.2013 "Davacı, ... 'nın ... ilçe sinde bulunan telefon direği ve kabloianna davalı tarafından zarar verildiğini id dia ederek, zararın tahsili amacıyla icra takibi başlattıklar ını, davalının borca ve yetkiye itiraz ederek, olayın ... ilçesinde meydana geldiği, ... 2. İcra Dairesi'nin yetkisiz olmasına rağmen, takibin bu İcra dairesinden yapıldığını, takibin borç lunun ikametgahı olan ... İcra dairelerinde yapılması gerektiğinden bahisle yetki itirazında bulunduğunu belirterek itiraz üzerine duran takibin devamı amacıyla eldeki İtirazın iptali davasını açmıştır. 252 2004 sayılı iİK'nun 50. maddesiyle icra takiplerinde Hukuk Usulü Muhakemele ri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 16. maddesiyle haksız fiilden doğan davalarda yetki düzenlenmiş; bu davalarda haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yerlerin yanı sıra zarar görenin yerleşim yerinin de yetkili olduğu be lirtilmiştir. Yine HMK'nun 14/1. maddesinde şubenin işlemlerinden doğan dava larda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olacağı belirtilmi ştir. Şu durumda, davacıya ait, zarara uğra tıldığı iddia edilen telefon direği ve kablo ... ilçesinde olmasına karşın Türk Telekominik asyon A.Ş .... İl Müdürlüğü 'nün so rumluluk sahasında olduğu ve hasarın da ilgili müdürlükçe giderildiği, yine ... İl Müdürlüğü 'nün davacının şubesi konumunda olduğu ve yukarıdaki ilkeler doğ rultusunda takibin şubenin bulunduğu yerde de yapılabileceği anlaşıldığı ndan, İcra dairesinin yetkisizliğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. 17. HD., E. 2016/11365 K. 2017/4972 T. 3.5.2017 "6100 Sayılı HMK 14. mad desine göre, "Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir." Buna göre somut olayda, davanın ... Mahkemesinde açılması ve davanın ... Mah kemesinde görülmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktad ır. Davacı şirketin ... da şubesinin bulunması, dava konusu olayın ... Şubesine ait aracın hasadanmasından dolayı talep edilen tazminat davası olması ve davacı şirketin şubesinin bulunduğu yer mahkemesi olan ... Mahkemesinde dava açılmasının mümkün olmasına ayrıca ihtiyari dava arkadaşı olan dava lı ... tarafından mahkemenin yetkisiz olduğuna dair bir itirazı olmadığı halde, bu davalı yönü ile de yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır . 6 I 00 Sayılı HMK 16. maddesine göre, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihti- Mil/e!lerarast Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yel ki Kurallan rekabetten ve sebepsiz zenginleş meden doğan davalar da şubenin bulun duğu yer mahkemesinde açılabilir.484 Vekaletsiz iş görmeden doğan dava lar da şubenin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilmel idir. Şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olması, şubenin yaptığı işlemler bakımından merkezin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisini ortadan kaldırmaz. 485 Dolayısıyla hem şube hem de merkez Türkiye'de ise, her ikisinin de bulunduğu yer mahkemelerinin milletlerarası yetkisi bulunmaktadır. Davacı seçim hakkına sahiptir.486 İflas davaları (İİK.m.l54) ve HMK'nın 14'üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu üyeler, ortaklar ve şirket arasındaki uyuşmazl ıklar da şube nin bulunduğu yerde dava açılamaz.487 F. Şirketlere İlişkin Davalarda Yetkili Mahkeme HMK'nın 14'üncü maddesi dışında TTK'da da şirketlerle ilgili belirli davalar hakkında özel yetki kurallan bulunmaktadır. Bu yetki kurallarının bir kısmı her tür şirket için geçerli olacak şekilde düzenlenmi ştir. Anonim ve limitet şirketler için ayrı yetki kuralları da bulunmaktadır. Yabancı sermayeli şirketler bakımından şirket uyuşmazlıkları milletlerarası ticari uyuşmazlık kapsamında değerlendiri lebilir. Bu itibarla bu yetki kuralları na kısaca değinilecektir. malinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemes inin de yetkili olduğunun düzenlenmes inin bulunması, yetki itirazı olmayan davalı ... yönü ile de yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. ll. HD., E. 2014/8728 K. 2014/l 1983 T. 24.6.2014; Y. 17. HD., E. 2016/11365 K. 2017/4972 T. 3.5.2017 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 484 Nomer, Usul, § 219. 485 Nomer, Usul,§ 219; Y. ll HD., 3632/5273 07.07.1998 T. (Yılmaz, C. I, s. 418). 486 Yılmaz, C. I, s. 419. 487 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 142; Yılmaz, C. I, s. 420. 253 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 1. Bütün Şirket Türleri Hakkındaki Yetki Kurallan Şirketlerin, birleşme, bölünme ve tür değiştirmeleri halinde, ortaklık paylannın ve ortaklık haklarının gereğince korunmam ış veya ayrılma karşılığının uygun belirlenmemiş olduğuna ilişkin davalar, söz konusu işlemlere katılan şirketlerden birinin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır (TTK.m.l91 ). Şirketler topluluğu ile ilgili olarak da bir yetki kuralı bulunm aktadır. Hakim şirket, hakimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullan ması sonucu uğranılan zararın tazmini için alacaklılarm açacağı davalarda yetkili mahkeme hakim şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkeme sidir. Hakim şirketin merkezi Tür kiye'de değilse tazminat davası bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır (TTK.m.202( l )(e)). Grup şirketlere ilişkin bir diğer yetki kuralı da TTK'nın 207'nci maddesinde bulunmaktadır. Bu hükme göre, denetçi, özel denetçi, riskin erken saptanması ve yönetimi komitesi; bağlı şirketin, hakim şirketle veya diğer bağlı bir şirketle ilişkilerinde hilenin veya dotanın varlığını belirtir şekilde görüş bildirmişse, bağlı şirketin her pay sahibi, bu konunun açık lığa kavuşturulması amacıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir. Bir ortağın kendisinden kaynaklanan sebeplerden dolayı şirketin feshinin istenebileceği durumlarda, diğer ortakların tümü o ortağın şir ketten çıkanlmasına ve şirketin devamına karar verebilir. Ortaklarca çıkarma kararı alınamadığı takdirde, her ortak, şirket merkezinin bulun duğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden söz konusu ortağın şirketten çıkarılmasını ve ayrılma payının belirlenınesini isteyebilir (TTK.m.255). Ortaklarca bir çıkarma kararı alınmışsa çıkanlan ortak, bu karann noter aracılığıyla tebliğind en itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde şirkete karşı çıkarılmanın iptali davasını açabilir. Bu dava için özel bir yetki kuralı belirtilmemekle birlikte bu davanın da şirketin merkezinde açılabileceği kanaatindeyiz. 254 Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları 2. Anonim Şirketlere İlişkin Yetki Kuralları TTK' da,
|
her pay sahibi, bu konunun açık lığa kavuşturulması amacıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir. Bir ortağın kendisinden kaynaklanan sebeplerden dolayı şirketin feshinin istenebileceği durumlarda, diğer ortakların tümü o ortağın şir ketten çıkanlmasına ve şirketin devamına karar verebilir. Ortaklarca çıkarma kararı alınamadığı takdirde, her ortak, şirket merkezinin bulun duğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden söz konusu ortağın şirketten çıkarılmasını ve ayrılma payının belirlenınesini isteyebilir (TTK.m.255). Ortaklarca bir çıkarma kararı alınmışsa çıkanlan ortak, bu karann noter aracılığıyla tebliğind en itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde şirkete karşı çıkarılmanın iptali davasını açabilir. Bu dava için özel bir yetki kuralı belirtilmemekle birlikte bu davanın da şirketin merkezinde açılabileceği kanaatindeyiz. 254 Milletleraras ı Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları 2. Anonim Şirketlere İlişkin Yetki Kuralları TTK' da, anonim şirketlerin kuruluş aşamasındaki mahkemeler tara fından yapılan işlem lere ilişkin yetki kuralları bulunmaktadır. 343'üncü madde uyannca anonim şirkete konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralmacak işletmeler ve ayınlara mahkemece atanan bilirkişiler değer biçecektir. Değer biçrnek için bilirkişi atamaya ve bilirkişi raporuna i tiraza ilişkin davalar bakmaya yetkili mahkeme şirketin mer kezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesidir (TTK.m.343). Şirketin kuruluşundan sonraki aşamada, Kanunda veya şirket sözleşmesinde esas sermaye payı nın bedeli olarak gerçek değerin öngörüldüğü durumlarda, taraflar anlaşa mamışlarsa bu değer, taraflardan birinin istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirlenir (TTK.m.597). Anonim şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edil mek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olursa, fesih davası şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesin de açılır (TTK.m.353). Anonim şirketin ticaret siciline tescilinden itibaren iki yıl içinde şirket sermayesinin onda birini aşan bir bedel karşılığında bir işletme veya aynının devralınması veya kiralanınasına ilişkin sözleşme lerin genel kurulca onaylanması ve ticaret siciline tescili gerekmektedir . Genel kurul kararı nı vermeden önce, yönetim kurulunun istemi üzerine şirketin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişi, şirket tarafından devralmacak ya da kiralanacak işletme ve ayınlara değer biçer. Kanunda belirtildiği gibi yetkili mahkeme yine şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir (TTK.m.356). Sermayenin kaybı ve şirketin borca batık olması ihtimali nedeniyle hazırlanan bilançodan aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmemesi nedeniyle şirketin iflasına karar vermeye yetkili mahkeme şirketin mer kezinin bulunduğu yer mahkemesidir (TTK.m.376). Farklı sebeple fesih kararı verilmesi gereken hallerde de şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir (TTK.m.542). 255 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlıkl arda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi Yönetim kurulu üyelerinin ve yönetim kurulu başkanının şirket hakkında bilgi alma hakkının ihlalinden doğan uyuşmazlıklarda şirke tin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi yet kilidir (TTK.m.392). Pay sahiplerinin bilgi alma veya şirket belgelerini incele me haklarının ihl§.linden doğan uyuşmazlıklarda da şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir (TTK.m.437). Şirketin seçilmiş denetçisinin şahsına ilişkin sebeplerden özellikle de taraflı davrandığı için değiştirilmesi gereken hallerde yetkili mahke me şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesidir (TTK.m.399 (4), (6)). Denetçi ve şirket arasında Kanunda sayılan konularda görüş ayrılığı çıkması halinde de bu görüş ayrılıkları şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde giderilir (TTK.m.405, ayrıca m. 406). Pay sahiplerinin özel denetçi atanması istemi genel kurulda kabul edilirse denetçi şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi tarafından atanır (TTK.m.438). Bu istemin reddedilmesi halinde denetçi atamaya yetkili mahkeme yine şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkeme sidir (TTK.m.439). Genel kurulun toplantıya çağrılmasıyla ilgili meselelerde yer itiba riyle yetkili mahkeme şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir (TTK.m.4 12). Anonim şirketlerin genel kurul kararlarına karşı iptal veya butlan davası şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahke mesinde açılır (TTK.m.445). Genel kurul kararlarının iptali dışında ano nim şirketlerin sermaye artırımıyla ilgili yönetim kurulu kararları aleyhine açılacak davalar da şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılır (TTK.m.460). Anonim şirketlerin uğradığı zararlardan sorumlular aleyhine açılacak davalar da şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asli ye ticaret mahkemesinde açılır (TTK.m.561, m.644). BAM kararlarında 561 'inci maddede yer alan yetki kuralı kesin yetki kuralı olmadığı sonu cuna varılmıştır. 488 488 İstanbul BAM, 13. HD., E. 2018/508 K. 2019/260 T. 20.2.2019 "Dava TTK 553 ve 555 maddesi gereğince anonim şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında açılmış 256 Milletlerar asi Ticari Uyuşmazli klarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan İmtiyazlı pay sahipleri kurulunun toplantıya çağrılması gereken durumlarda ve kurulun kararlarına itiraz edilmesi halinde yetkili mahkeme yine şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir (TTK.m.454 (2) (7)). sorumluluk davasıdır. TTK'nın 56111 maddesinde "Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir." hükmü düzenlenmiştir. TTK 'nın 561/1 maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere bu maddede ön görülen yetki kesin yetki olmayıp seçimlik yetkidir. Diğer bir ifade ile yetkili mahkemeler yanına yeni bir mahkeme daha eklemektedir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. ' İstanbul BAM, I 2. HO., E. 2020/1088 K. 2020/942 T. 6. I 0.2020 "GEREKÇE: Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı olarak alacaklının yaptığı takibe vaki i tirazın iptaline ilişkindir. MÖHUK 40. maddede "Türk mahkeme lerinin mil letlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmü düzenlenmiştir. Türk mahkeme lerini yetkili kılan bir iç yetki kuralı varsa, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi de mevcuttur. TTK'nın 553. maddesinde kurucuları nın, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu düzenlenmiş, 561. mad desinde de sorum lular aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir . Anılan yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında ek bir yetkili mahkeme düzenlenmektedir . HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davai mm davanın açıldığı ta rihteki yerleşim yeri mahkemesidir . Yine 9. maddede Türkiye'de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davaimm Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkeme sidir. Davaya konu takibe davalı tarafça ya pılan itirazda veri len vekaletnameye göre davalının adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiş tir. Buna göre Türkiye' de yerleşim yeri bulunmayan davaimm mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yetkisizlik kararının kaldırılma sına, tarafların delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın 6545 sayılı yasanın 45.maddesi ile değişik 5235 sayılı kanunun 5.mad desi gereği heyetçe bakılmak üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine ka rar verilmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Aynı yönde İstanbul BAM, 12. HO., E. 2020/822 K. 2020/7 I 1 T. 1.9.2020; İs tanbul BAM, 13. HO., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 13. HO., E. 2020/597 K. 2020/722 T. 2.7.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 257 Cemile
|
ya pılan itirazda veri len vekaletnameye göre davalının adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiş tir. Buna göre Türkiye' de yerleşim yeri bulunmayan davaimm mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yetkisizlik kararının kaldırılma sına, tarafların delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın 6545 sayılı yasanın 45.maddesi ile değişik 5235 sayılı kanunun 5.mad desi gereği heyetçe bakılmak üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine ka rar verilmiştir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Aynı yönde İstanbul BAM, 12. HO., E. 2020/822 K. 2020/7 I 1 T. 1.9.2020; İs tanbul BAM, 13. HO., E. 2020/240 K. 2020/721 T. 2.7.2020; İstanbul BAM, 13. HO., E. 2020/597 K. 2020/722 T. 2.7.2020 [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 257 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Şirketin sermayesinin azaltılmasına il işkin kararlara karşı iptal dava sı da şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır (TTK.m.4 7 5). Oyda imtiyazlı paylara Kanunda verilen oy hakkı sınınnın üzerinde oy hakkı verilmek istenmesi halinde mahkemeden izin alınması gerek mektedir. Yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi dir (TTK.m.479). Anonim şirketlerin pay senetleri ilgili uyuşmazlık ve taleplerle ilgili olarak yetki kuralı bulunmaktadır (TTK.m.493(5)). Anonim şirketlerin, feshi taleplerine bakmaya yetkili mahkeme de şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir (TTK.m.530, m.531). Şirketin ek tasfiyesi de şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkeme sinden istenıne tidir (TTK.m.547). 3. Limited Şirketlere İlişkin Yetki Kuralları Limitet şirketlerin uğradığı zararlardan sorumlular aleyhine açılacak davalar şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesin de açılır (TTK.m.561, m.644). Kanunda sayılan hallerinde varlığı biilinde limitet şirketin feshine karar vermek yetkili mahkeme şirketin merkezinin bulunduğu yer mahke mesidir (TT K.m.636 (2)). G. Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetkili Mahkeme HMK'nın 16'ncı maddesi, haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda yer itibariyle yetki sahibi mahkemeleri göstermektedir . Maddede üç tane alternatif mahkeme düzenlemiştir. Bunlarda ilki, haksız fiilin işlendiği yer mahkemesid ir. Zarar haksız fiilin işlendiği yerden başka bir yerde meydana gelmişse zararın meydana geldiği mahkemesi de yetkilidir. Zarar henüz meydana gelmemişse meydana gelme ihtimalinin bulun- 258 Millellerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Ye/ki Kurallan duğu yer mahkemesi de yetkili kılınmıştır. Diğer bir seçenek ise zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir . Davacı bu üç mahkemeden birisini seçebilir. HMK'nın 16'ncı maddesi, kesin yetki kuralı değildir ve genel yetkili mahkeme olan davaimm yerleşim yeri (HMK.m.6) veya mutad mesken (HMK.m.9) mahkemelerinde de dava açılabilir.489 Haksız fiilden doğan davalara ilişkin yetki kuralı özellikle yabancı unsurlu haksız fiil davalannın Türk mahkemelerinde açıiabilmesi için oldukça elverişli bir düzenlemedir.49 0 İlk olarak, henüz zarar meydana gelmeden zararı önlemek için açıla cak davalar için zararın meydana gelme ihtimal inin bulunduğu yer mahke mesinin yetkilendirilmesi özellikle yabancılık unsuru içeren haksız fiiller bakımından önemli olabilir. Haksız fiil henüz işlenıneden ve zarar henüz Türkiye'de gerçekleşmeden Türk mahkemelerinde dava açılabilir.491 Diğer taraftan, HMK'nın 390'ıncı maddesi uyarınca yalnızca uyuşmazlığın esası hakkında yetkili mahkemeler ihtiyati tedbir karar verebilecekleri için özellikle zarar henüz doğmadan önlenmesi için tedbir kararı alınabilecek olması bakımınd an da isabetli bir düzenlemedir .492 Muhtemel zarar yeri mahkeme sinin yetkisinin tesisi için muhtemel zararın bu mahkemenin yargı çevresinde gerçekleşeceğinin öngörülebilmesi gerekir. Davacı, bu yerde zararın gerçekleşebileceğini ispatlayabilmelidir. Buradan hareketle, etkisi zaman içinde devam eden ve farklı yerlerde zarara yol açan haksız 489 Özel, Haksız Fiiller, s. 9; İzmir BAM, 4. HD., E. 2018/1884 K. 2020/791 T. 25.6.2020 "6 100 Sayılı HMK'nun 16. maddesi gereğince 6. maddesinde göste rilen genel yetkili mahkeme dışında haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim mahkemesi de yetkilidir. Anılan düzenlemeye göre bu durumda yetki kesin değildir. 19/2. fıkraya göre yetkinin kesin olmadığı dava larda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürütmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi göstermek zorundadır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 49° Karsh, s. 271. 491 Korkmaz, makale, s. 1 790; Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 288. 492 Sürat, s. 1 84; Sarıöz, Haksız Filler, s. I 74. 259 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi fıiller bakımınd an muhtemel zarar yerinde dava açılabileceği ifade edil miştir.493 İkinci olarak, zarar gören in Türkiye'de bulunması halinde yerle şim yeri mahkemeleri olarak Türk mahkemelerinden dava açma imkanı tesis edilmesidir . Karşılaştırmalı hukukta da zarar görenin yerleşim yeri mahkemes inin yetkisi kabul edilmektedir. Haksız fıilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer Türkiye'de olmayabil ir. Bu durumda haksız fıil mağdurunun hakkını yabancı bir ülkede araması gerekir ki bu meşakkatlidir. HMK'nın 16'ncı maddesi uyarınca zarar gören yerleşim yeri mahkemesi, zarar gören için en elverişli mahkeme olabilir.494 Haksız fii lin işlendiği yer ve zararın meydana geldiği yer kavramları usUl hukuku kavramları olduğu için Türk hukukuna göre vasıflandırılma ları gerektir.495Haksız fiilin işlendiği yer, haksız fiilin işlenıneye başlandığı veya tamamlandığı yeri kapsayacak şekilde yorumlanmaktadır . Fiil ihmal ise ihmal edilen eylemin gerçekleştirilmesi gereken yerdir. Haksız fiilin işlendiği yer, örneğin taşıma sırasında işlenen haksız fiiller, belirlenemi- 493 Sarı öz, Haksız Filler, s. 17 I. 494 Korkmaz, makale, s. 1791; Maddenin haksız fiil veya zarar ile hiçbir ilgisi bulun madığı halde davanın davacının yerleşim yerinde dava açılmasına izin veren kıs mının kararın yabancı ülkelerde tenfizi gereken hallerde aşırı yetki kuralı olarak mütalaa edilebileceği ve tenfiz edilmeyebileceği ifade edilmiştir (Özel, Haksız Fiiller, s. 34; Sarıöz, Haksız Filler, s. I 78-I 79; Güven, s. 129. Süzen de zarar görenin yerleşim yeri mahkeme lerinin aşırı yetki kuralı tesis ettiğini ve zarar gö renin yerleşim yerinde verilen yabancı mahkeme kararının MÖHUK 'un. 54(b) maddesi uyarınca aşırı yetki tenfiz edilmemesi gerektiğini ifade etmiştir (Dene tim, s. 185). Kanımızca, zarar gören kararın icrası için başka bir ülkede tenfiz davası açmak zorunda kalacağını öngörüyorsa, o ülkedeki (varsa) yetkili yabancı mahkemede davasını açabilir. Yabancı bir ülkede tenfiz edilmeyeceği bilinen ve Türkiye'de icra edilmeyecek bir uyuşmazl ıktaTürk mahkemelerinde dava açıl masının stratejik olarak doğru olup olmadığı davacının takdirindedir. Bu konuda bkz. yuk. Bölüm I, XII. 495 Akduman, s. 278; Sarıöz, Haksız Filler, s. 166. 260 MilletleraraS I Ticari Uyuşmazilkl arda Başvunil abilecek Yetki Kurallan yorsa 1 6'ncı maddedeki diğer yetkili mahkemel erde dava açılabilir.496 Zararın meydana geldiği yer ise zarar gören in maddi veya manevi men faatierinin etkili bir şekilde ihHil edildiği yerdir. Zarar birden çok ülkede meydana gelmişse Türk mahkemelerinde diğer ülkeler dahil gerçekleşen zararın tamamı için dava açmanın mümkün
|
edilmemesi gerektiğini ifade etmiştir (Dene tim, s. 185). Kanımızca, zarar gören kararın icrası için başka bir ülkede tenfiz davası açmak zorunda kalacağını öngörüyorsa, o ülkedeki (varsa) yetkili yabancı mahkemede davasını açabilir. Yabancı bir ülkede tenfiz edilmeyeceği bilinen ve Türkiye'de icra edilmeyecek bir uyuşmazl ıktaTürk mahkemelerinde dava açıl masının stratejik olarak doğru olup olmadığı davacının takdirindedir. Bu konuda bkz. yuk. Bölüm I, XII. 495 Akduman, s. 278; Sarıöz, Haksız Filler, s. 166. 260 MilletleraraS I Ticari Uyuşmazilkl arda Başvunil abilecek Yetki Kurallan yorsa 1 6'ncı maddedeki diğer yetkili mahkemel erde dava açılabilir.496 Zararın meydana geldiği yer ise zarar gören in maddi veya manevi men faatierinin etkili bir şekilde ihHil edildiği yerdir. Zarar birden çok ülkede meydana gelmişse Türk mahkemelerinde diğer ülkeler dahil gerçekleşen zararın tamamı için dava açmanın mümkün olup olmadığı tartışılmaktadır. Kitle iletişim araçlarıyla işlenen haksız tillerde zarar birden çok ülkede meydana gelmiş dava açılan ülkedeki zararın miktarı için dava açabile ceği AAD'nın Shevifl kararında ifade edilmiştir.497 Ancak doktrinde farklı görüşler bulunmak tadır. Bu nedenle, Türk mahkemelerinde zararın tamamı hakkında mı yoksa sadece Türkiye'de gerçekleşen zararla sınırlı olarak mı dava açılabileceği tartışmalıdır. Zararın tamamı hakkında dava açıiabilmesi gerektiği ifade edilmektedir.498 Haksız rekabet, haksız fiilin bir türüdür (TBK.m.57). Haksız reka betten doğan milletlerarası ticari uyuşmazlıklar olabilir. HMK'nın 16'ncı maddesindeki yetki kuralı haksız rekabetten doğan davalarda da yetkili mahkemeyi belirler.499 Buna göre, haksız rekabetin işlendiği yer, zararın doğduğu yer ya da zararın doğma ihtimali bulunan yer ve zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri milletlerarası yetkiye sahip olabilir. Yukarıda belirttiğimiz haksız fiilin işlendiği yer ve zararın meydana geldiği yer kavraml arı usul hukuku kavramları olduğu için Türk hukukuna göre vasıflandır ılmalıdır. Lexfori vasıflandırma prensibine rağmen haksız rekabetin nerde gerçekleştiği tespit edi lirken mahkemenin hukukunun mu yoksa haksız rekabetin esasına uygulanacak hukukun mu uygulanması gerektiği sorusu gündeme gelebilir. Burada usul hukuku kurallannda yer alan bir kavramın (haksız rekabetin işlendiği yer) vasıflandırılması proble mi vardır ve mahkemenin hukukuna göre vasıflandırma yapılması gerektiği 496 Sarıöz, Haksız Filler, s. 16 I. 497 Özel, Basın Yoluyla Kişilik Haklarının ihlali, s. 276 vd.; Sarıöz, Haksız Filler, s. 166. 498 Sarıöz, Haksız Filler, s. I 67 vd. 499 Gelgel, s. 27; Nomer, Usul,§ 238; Yılmaz, C. I, s. 450. 261 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi düşünülebilir. Kavramların hangi hukuka göre vasıflandınlması gerektiği bazı durumlarda önemli bir problem olabilir. Çünkü, haksız rekabet teşkil eden fiiller hukuk sistemlerinde birbirinden çok farklı düzenlemiş olabilir. Mahkemenin hukukuna göre haksız rekabetin işlendiği yerin belirlenmesi -diğer bir ifadeyle haksız rekabetin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belir lenmesi- davalı açısından sürpriz teşkil eden haksız rekabet sorumlulukları dağınasına neden olabilir. Almanya'da gerçekleşen bir fiilin haksız rekabet teşkil edip etmediğine Türk hukuku uygulanırsa fiilin gerçekleştiği yere göre haksız rekabet teşkil etmeyen bir fiil mahkemenin hukukuna göre haksız rekabet teşkil edebilir ve mahkeme yetki tesis edebilir.500 Kitle iletişim araçlarıyla haksız rekabet fiili işlenmişse haksız fiilin türüne göre zarar yeri belirlenir. Haksız rekabet bir ürünü hedef alıyorsa o ürünün pazarland ığı yerlerde haksız rekabet nedeniyle zarar gerçekleşmiş kabul edilir. Haksız rekabet belirli bir işletmenin şahsını hedef almışsa işletmenin ticari menfaatlerinin zarar gördüğü yer zararın gerçekleştiği yerdir. Çoğu ihtimalde zararın gerçekleştiği yer şahsı hedef alınan işlet menin merkezinin bulunduğu yer olacaktır. 501 HMK'nm 7'nci ve 16'ncı maddeleri arasındaki irtibata değinilmesi gerekir. 7'nci maddenin ikinci cümlesi uyannca "dava sebebine göre kanunda, davaların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilm işse, davaya o yer mahkemes inde bakılır." Haksız fiil davaların da, HMK'nın 16 maddesindeki yetki kuralı davalıların tamamı hakkında ortak yetki kuralı olarak mütalaa edilmektedir. Diğer taraftan 1 6'ncı maddede sayılan yerlerden hiçbirisi Türkiye'de değil ama davalılardan en az birisinin yerleşim yerlerinin Türkiye'de olması halinde dava davaimm yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.502 500 Nomer, Usul, § 231-232, 238; Ekşi, s. 102. 501 Sarıöz, Haksız Filler, s. 166-171. 502 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 288; Yılmaz, C. I, s. 460; Akıncı, s.l25; Sürat, s. 184-185; Sarıöz, Haksız Filler, s. 180. 262 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlikl arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan HMK'nın 16'ncı maddesinde yer alan yetki kuralı sadece haksız fiili işleyene karşı açılacak davalarda değil; failin yardımcılarına, mirasçıla nna, haksız fiilden kusursuz olarak sorumlu olan ve bunlar arasındaki rücu davalarında yetkili mahkemeyi belirler. Buradaki sayım sınırlayıcı değildir.503 Haksız fiil başlığında değinilmesi gerek bir başka yetki kuralı, TMK'nın 25'inci maddesinde yer alan kişilik haklarının ihlalinden doğan davalarda yetki kuralıdır. Bu madde uyannca davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davaimm yerleşim yeri mahke mesinde dava açabilir. Bu madde, HMK'nın 16'ncı maddesinde yer alan yetki kuralı ile aynı bağlama noktalarını ihtiva etmektedir . Kişilik hakla rının ihlalinden doğan davalar HMK'nın 16'ncı maddesi uyarınca yetkili olan mahkemelerde de açılabilir.504 H. Türkiye'de Olmayan Kişiler Adma Türkiye'de Acentelik veya Aracılik Faaliyetinde Bulunanlara Karşı Açılacak Davalarda Yetki TTK'nın 103'üncü maddesi uyarınca, TTK'daki acenteliğe ilişkin hükümler, özel kanunlardaki hükümler saklı olmak üzere, sözleşme leri yerli veya yabancı bir tacir hesabına ve kendi adına yapmaya sürekli ola rak yetkili bulunanlara da uygulanır . Aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanla ra da acenteliğe ilişkin hükümler uygula nır. Sonuncu gruptakilerin sürekli bir şekilde işlernde bulunmalanna gerek yoktur. Bir kerelik bir işlem yapılsa bile bu madde kapsamına girmekte- 503 Akkan, Pekcanıtez Usul, s. 288-289; Sarıöz, Haksız Filler, s. ı 80. 504 Pekcanıt ez/Atalay/Özekes, s. 75; Karsh, s. 27 ı; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 214. 263 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi dir.505 Yabancı şirketlerin Türkiye'de kurdukları irtibat bürolan da yabancı şirketlerin ad ve hesabına Türkiye'de temsilcilik yapan kişiler olarak değerlendiril mektedir. 506 Yapılan aracılık faaliyetinde TTK'nın acentelikle ilgili hükümleri kapsamında 105'inci maddesi de 103'üncü maddesinde sayılanlar hakkında uygulanaca ktır. Dolayısıyla, aşağıda yetkinin tesisine ilişkin açıklamalarımız sadece yabancıların Türkiye'deki acentelerine değil 103 'üncü maddede tarif edilen temsilcilerine de uygulanacaktır .507 505 Ekşi, s. ıo9; Ülgen/Helvacı/Ken digelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 782; Bahtiyar, s. ı88; Güner, Makale, s. 523. 506 Güner, Makale, s. 524. Yargıtay 20 I 5 yılında verdiği bir kararında irtibat bürosunun işyeri olmadığına karar vermiştir. Y. ı 1. HD., E. 20ı4/16217 K. 2015/2385 T. 23.2.2015 "Olay ta rihinde yürürlükte bulunan 30 Teşrinisani 1330 tarihli Muvakkat Kanun'un 1. maddesi uyarınca, yabancı anonim şirketlerin Türkiye'de faaliyette (icrayı mu ameıede) bulunabilmeleri için şube veya acente açmaları gereklidir. 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nun 2/a maddesinde, Türkiye'de doğrudan yatırım
|
kişiler olarak değerlendiril mektedir. 506 Yapılan aracılık faaliyetinde TTK'nın acentelikle ilgili hükümleri kapsamında 105'inci maddesi de 103'üncü maddesinde sayılanlar hakkında uygulanaca ktır. Dolayısıyla, aşağıda yetkinin tesisine ilişkin açıklamalarımız sadece yabancıların Türkiye'deki acentelerine değil 103 'üncü maddede tarif edilen temsilcilerine de uygulanacaktır .507 505 Ekşi, s. ıo9; Ülgen/Helvacı/Ken digelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 782; Bahtiyar, s. ı88; Güner, Makale, s. 523. 506 Güner, Makale, s. 524. Yargıtay 20 I 5 yılında verdiği bir kararında irtibat bürosunun işyeri olmadığına karar vermiştir. Y. ı 1. HD., E. 20ı4/16217 K. 2015/2385 T. 23.2.2015 "Olay ta rihinde yürürlükte bulunan 30 Teşrinisani 1330 tarihli Muvakkat Kanun'un 1. maddesi uyarınca, yabancı anonim şirketlerin Türkiye'de faaliyette (icrayı mu ameıede) bulunabilmeleri için şube veya acente açmaları gereklidir. 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nun 2/a maddesinde, Türkiye'de doğrudan yatırım yapan ve yabancı ülkelerin kanuniarına göre kurulmuş tüzel kişiler, ya bancı yatırımcı olarak, aynı Kanun'un 2/b maddesinde ise, yabancı yatırımcı ta rafından yeni şirket kurmak veya şube açmak, menkul kıyınet borsaları dışında hisse edinmek veya menkul kıyınet borsalarından en az %1 O hisse oranı ya da aynı oranda oy hakkı sağlayan edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olmak, doğrudan yabancı yatırım olarak tanımlanmı ştır. Anılan Yasa'nın 3/h maddesinde ise, Hazine Müsteşarl ığı'nın yabancı ülke kanuniarına göre kurulmuş şirketlere, "Türkiye'de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla" irtibat bürosu açma izni ver meye yetkili olduğu belirtilmi ştir. Bu hükümterin birlikte yorumtanmasından ortaya çıkan sonuç, yabancı anonim şirketlerin Türkiye'de kendi nam ve hesabına ticari faaliyette bulunabilme leri için şube veya acente açıp ticaret siciline tescil ettirmelerinin zorunlu olduğu, Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilen işyeri kavramından da, yabancı şirketin Türkiye'deki şubesi veya acentesinin anlaşılması gerektiği, Türkiye'de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla açabilecekleri irtibat büroları nın ise işyeri olarak nitelendiri lemeyeceğ idir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 507 Ülgen/Helvacı/Kendigelen/ Kaya/ Nomer Ertan, s. 783; Kalpsüz, ise acente dı şındaki bu aracıların davayı takip yetkilerinin olmaması gerektiği görüşündedir (Kalpsüz, s. 6-8). Buna karşılık Yargıtay ı 1 'inci HD 1983 yılında verdiği bir kararında acente olmayanlar aleyhine dava açılabileceği sonucuna varmıştır. Y. 264 Milletlerarast Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan TTK'nın 105'inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca "bu sözleşmeler den doğacak uyuşmazlık/ ardan dolayı acente, müvekki/i adına dava açabi leceği gibi, kendisine karşı da aynısıfat/adava açılabilir. " Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca ise "yabancı taeir/er adına acente/ik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizd ir." Maddenin lafzından da anlaşılabileceği gibi, bu hüküm, müvekkile izafeten acenteye karşı dava açılması imkanını düzenlemektedir . Acente davacı ya da davalı tarafta olabilir.508 Ancak, acente uyuşmazlıkta taraf 1 1. HD., E. 1982/5392 K. 1983/103, T. 20.01.1983: "ülkemiz içinde merkez ya da şubesi olmayan yabancı ticari işletmeler nam ve hesabına ülke içinde arazi de olsa işlernde bulunanlar hakkında dahi, vekil edeni adına dava açabilmesi olanak:lıdır . Bu nedenlerle, dava ehliyeti açısından sözü edilen acentelerin arazi olarak işlem yapması olgusu sonuca etkili değildir. Sözü edilen yasal düzenlemedeki amaç; ülkemiz içinde merkezi ya da şubesi olmayan yabancı ticari işletmelerin takip ve dava edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmak ve hak sahibinin yabancı tica ri işletmenin nam ve hesabına Türkiye'de geçici de olsa işlem yapan acenteden hakkını elde etmesine olanak tanımaktır . Tersinin kabulü, TTK'nın 119. maddesi hükmünün uygulama olanağının ortadan kalkmasına yol açacaktır . Tüm bu ne denlerle bir uyuşmazlık konusu işin, niteliği yukarda belirlenen acente tarafından bağıtlanan taşıma sözleşmesinden kaynaklanmasına göre; vekil edeni adına dava açıp davacı acentenin husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü ile işin esasının çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve davacı ve kilinin temiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu yönden bozulması ge rekmiştir." (Ekşi, Mahkeme Kararları, s. 1 1 5). 508 Y. ll. HD., E. 2015/13640 K. 2017/1662 T. 20.3.2017 "Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taşımaya konu ... nolu konişmento gereğince sigortalı emtianın ... 'ten İngiltere'deki alıcısına taşınarak teslim edildiği, konişment o içeriğine göre emtianın taşınması işini ... Ltd. Şti. isimli şirket yüklenmiş olup davalı şirketin acente sıfatıyla konişmentoyu müvekkili adına imzaladığı, davalı acenta tarafın dan navlun faturasının taşıyan müvekkili adına düzenlenmiş olduğu, taşıma söz leşmesinden doğan hak ve borçların taşıyan müvekkiline ait olduğu aniaşılmakla 6762 sayılı TTK'nın 119/2, 6102 sayılı TTK'nın 105/2 madde hükümlerine göre davanın acenteye karşı taşıma işini üstlenen taşıyan şirkete izafeten açılmadığı, doğrudan davalı acenteye karşı dava açılmasının ve i cra takibi yapılmasının müm kün olmadığı, bu nedenle davalı acentanın pasifhusumet ehliyetinin bulunmadığı ayrıca i tirazın iptali davası olabilmesi için geçerli bir İcra takibi olması gerektiği, 265 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi sıfatına (bazı Yargıtay kararlarında kullanılan ifadesiyle husumet ehliyeti ne) sahip değildir. Acente aleyhine hükmedilen karar, acenteye karşı i cra 266 dava lı acenta hakkında doğrudan İcra takibi yapılamayacağından HMK 1 I 4/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3, 70 TL temyiz i lam harcının temyiz eden davacıdan alın masına, 20/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. Y. ll. HD., E. 2015/13640 K. 2017/1662 T. 20.3.2017 "Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taşımaya konu ... nolu konişmento gereğince sigortalı emtianın .. .'ten İngiltere'deki alıcısına taşınarak teslim edildiği, konişmento içeriğine göre emtianın taşınması işini ... Ltd. Şti. isimli şirket yüklenmiş olup davalı şirketin acente sıfatıyla konişmentoyu müvekkili adına imzaladığı, davalı acenta tarafın dan navlun faturasının taşıyan müvekkili adına düzenlenmiş olduğu, taşıma söz leşmesinden doğan hak ve borçların taşıyan müvekkiline ait olduğu anlaşılınakla 6762 sayılı TTK'nın 119/2,6102 sayılı TTK'nın 105/2 madde hükümlerine göre davanın acenteye karşı taşıma işini üstlenen taşıyan şirkete izafeten açılmadığı, doğrudan davalı acenteye karşı dava açılmasının ve icra takibi yapılmasının müm kün olmadığı, bu nedenle davalı acentanın pasifhusumet ehliyetinin bulunmadığı ayrıca İtirazın iptali davası olabilmesi için geçerli biricra takibi olması gerektiği, davalı acenta hakkında doğrudan İcra takibi yapıl amayacağından HMK I 14/2 ve 1 ı 5/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm
|
acenta tarafın dan navlun faturasının taşıyan müvekkili adına düzenlenmiş olduğu, taşıma söz leşmesinden doğan hak ve borçların taşıyan müvekkiline ait olduğu anlaşılınakla 6762 sayılı TTK'nın 119/2,6102 sayılı TTK'nın 105/2 madde hükümlerine göre davanın acenteye karşı taşıma işini üstlenen taşıyan şirkete izafeten açılmadığı, doğrudan davalı acenteye karşı dava açılmasının ve icra takibi yapılmasının müm kün olmadığı, bu nedenle davalı acentanın pasifhusumet ehliyetinin bulunmadığı ayrıca İtirazın iptali davası olabilmesi için geçerli biricra takibi olması gerektiği, davalı acenta hakkında doğrudan İcra takibi yapıl amayacağından HMK I 14/2 ve 1 ı 5/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz iti razlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşa ğıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz i lam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/03/20 ı 7 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası). Millelleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabitecek Yelki Kurallan edilemez. 509 Taraf sıfatı olmamasına rağmen acenteye verilen bu yetkiyle, yabancı ülkedeki müvekkil lere karşı Türk mahkemelerinde dava açabilme imkanı getirilmiştir.510 1. Acentenin Davadaki Durumu Doktrinde, 105'inci maddenin Türkiye'de bir vekil, temsilci, acente veya aracı marif etiyle faaliyette bulunan yabancı kişilere karşı Türkiye'de dava açma imkanı tanımak için kanunen kabul edilmiş bir taraf ehliyeti meselesi olduğu ifade edilmiştir. Bu görüşe göre, TTK'nın 103'üncü ve 105 'inci maddeleri, taraf ehliyetinin tüzel kişilerin hak ve taraf ehliyetleri ni idare merkezi hukukuna tabi olduğunu düzenleyen MÖHUK'u n 9'uncu maddesinin istisnasıdır .511 Diğer bir görüşe göre, bu bir dava ehliyeti mese lesidir.512 Maddenin hem dava hem taraf ehliyetine ilişkin olduğu görüşü de ifade edilmiştir.513 Diğer bir görüşe göre ise burada sınırlı bir kanuni temsil yetkisi vardu.514 Avukatlık Kanununun 35'inci maddesindeki tekel yetkisine getirilen bir istisna olan avukat gibi temsil etme yetkisi ve vekalet ehliyetine ilişkin hükümlere tabi olduğu da ifade edilen görüşler arasındadır .515 Taraf ehliyeti, usuli hukuki ilişkisinin süjesi olabilme ehliyeti olarak tanımlanmıştır .516 TMK hükümleri uyarınca medeni haklardan yararlan ma ehliyetine sahip olan gerçek ve tüzel kişiler taraf ehliyetine sahiptir (HMK.m.50). Dava ehliyeti ise, tarafın bir davayı bizzat veya yetkilen- 509 Kalpsüz, s. 8 vd.; Arkan, s. 205; Kayıhan, s. 216 vd. 510 Akıncı, s. 121-122. 511 Şanlı, s. 134. 512 Ekşi,s.109. 513 Sargın,s. 163. 514 Ülgen/Helvacı/Kendi gelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 785. 515 Kalpsüz, 2; Kayıhan, s. 210; Bozkurt, s. 141; PoroyN asaman, s. 246; Erişir, s. 87; Börü, s. 121; Demirci Çelik, s. 38-39; Güner, Makale, s. 529. 516 Pekcanı tez-Taş Korkmaz, Pekcanıtez UsUl, s. 559. 267 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi dirdiği vekili ile yürütebilme ve geçerli bir şekilde taraf usul işlemlerini yapabilme ehliyeti olarak tarif edilmiştir.517 Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK.m.51 ). Yargıtay tarafından da ifade edildiği üzere, acentenin davadaki durumu hak veya dava ebiiyetiyle ilgili değildir. 518 HMK'nun 53 'üncü maddesi davayı takip yetkisini düzenleme ktedir. Madde uyarınca davayı takip yetkisi, "talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışın da, maddf hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir." Davayı takip yetkisinin doktrinde geniş kabul gören tanımı ise "davayı kendi adtna yürütebi/me ve kendi adına esas hakkında hüküm alabilme yetkisidir" .519 HMK'nın 53 'üncü maddesi uyarınca, davayı takip yetkisi, esas itibariyle hak üzerinde tasarruf yetkisi olan kişiye aittir. Ancak, kanunlarla hak üze rinde tasarrufyetkisi olmayan kişilere de bazı hallerde davayı takip yetkisi verilmiştir. Bu kişiler, dava konusu hakkın sahibi ve uyuşmazlık konusu olan maddi hukuki ilişkinin tarafı olmasalar da kanun gereğince davayı 517 Pekcanıt ez-Taş Korkmaz, Pekcanıtez Usul, s. 585. 518 Külüşlü, s. 17-19. Y. 23. HD., E. 2015/2211 K. 2015/2085 T. 30.03.2015 "Aynı Kanun'un 114/1-e maddesindeki dava takip yetkisi, davada taraf olan kişinin o davayı kendi adına yürütebilme ve talep sonucu hakkında kendi adına hüküm alabilme Yetkisidir. (HMK 53). Sözü edilen kurum, şekli taraf kuramının kabulünün sonucu olarak ortaya çıkmış ve sözü edilen kuramı tamamlamak amacıyla geliştirilmiştir. Da vayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukundaki karşılı ğını oluşturur. Ayrıca, bu kavram, davada taraf olmadığı halde kanun gereği taraf gibi davranınakla görevli kılınmış olanların hukuki konumlarının açıklanmasında başvurulan bir kavram konumundadır . Kural olarak taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin taraf dava takip yetkisi vardır. Ancak bazı istisnai durumlarda davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti olmasına rağmen dava takip yetkisi olmayabilir. Örneğin hakkında iflas kararı verilen kişinin taraf oldu ğu hukuki davalarda da istisnai durumlar dışında davayı takip yetkisi iflas idare sine aittir." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 519 Bu tanım doktrinde genel kabul gören tanım olarak ifade edilmiştir. Doktrinde farklı tanımla r ve HMK'nın 53 'üncü maddesine yönelik eleştirirler bulunmakta dır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Dişel, s. 14 vd. 268 Milletleraras i Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan takip yetkisine sahiptirler . Bir kanun hükmüne dayanan başkasının hakkı na ait davayı takip yetkisine "kanuni dava takip yetkisi" denilmektedir. 520 Doktrinde, kanuni dava takip yetkisi, dava yetkisinin özel bir türü olarak dava konusu üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmayan "bir kişinin baş kasının hakkı (veya yükümlü lüğü) için, kendi ad ına davayı takip etmek ve esas hakkında hüküm elde edebilmek konusund a yetkili kılınması" olarak tanımlanmıştır." 521 Yargıtay, 2015 tarihli bir karannda, "(. . .) bu kavram, davada tarafolmadığı halde kanun gereği taraf gibi davranmakla görevli kılınmış olanların hukuki konumlarının açıklanma sında başvurulan bir kavram konumundadır." denilmiştir.522 Bir kişinin bir başkasının hakkını dava takip yetkisinin varlığından söz edebilmek için kişi davayı kendi adına yürütüyor olmalıdır, bu davayı başkasının hakkı veya yükümlülüğü için yürütüyor olmalıdır ve son olarak davayı yürütmeye hukuken yetkili kılınmış olmalıdır. Bu şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. 523 Davayı takip yetkisi verilen kişi arasında genellikle dava açılmasından önce kurulmuş bir iç ilişki olması gerekir. Davayı takip yetkisi de bu maddi hukuk ilişkisi sonucunda doğmaktadır. Bu kişiye davayı takip yetkisi veren bir kanun hükmü bulunmalıd ır.524 Kanuni davayı takip yetkisine sahip olan kişi, hak sahibi ve yükümlü olan kimsenin yerine fakat kendi adına taraf olarak yargılamayı yürütmek tedir. Ancak, davada verilen hüküm, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin tarafı için bağlayıcı olmaktadır. Kanuni davayı takip yetkisi olan hallerde davayı takip yetkisi, taraf
|
kavram konumundadır." denilmiştir.522 Bir kişinin bir başkasının hakkını dava takip yetkisinin varlığından söz edebilmek için kişi davayı kendi adına yürütüyor olmalıdır, bu davayı başkasının hakkı veya yükümlülüğü için yürütüyor olmalıdır ve son olarak davayı yürütmeye hukuken yetkili kılınmış olmalıdır. Bu şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. 523 Davayı takip yetkisi verilen kişi arasında genellikle dava açılmasından önce kurulmuş bir iç ilişki olması gerekir. Davayı takip yetkisi de bu maddi hukuk ilişkisi sonucunda doğmaktadır. Bu kişiye davayı takip yetkisi veren bir kanun hükmü bulunmalıd ır.524 Kanuni davayı takip yetkisine sahip olan kişi, hak sahibi ve yükümlü olan kimsenin yerine fakat kendi adına taraf olarak yargılamayı yürütmek tedir. Ancak, davada verilen hüküm, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin tarafı için bağlayıcı olmaktadır. Kanuni davayı takip yetkisi olan hallerde davayı takip yetkisi, taraf sıfatından da farklıdır.525 Davayı takip yetkisi- 520 Dişel, s. 1 2. 521 Dişe I, s. 1 6. 522 Y. 23. HO., E. 2015/22ı 1 K. 2015/2085 T. 30.03.2015 [Lexpera içtihat Bilgi Ban- kası]. 523 Dişel, s. 1 2-1 3. 524 Dişel, s. 67-68. 525 Pekcanıte z-Taş Korkmaz, Pekcanıtez Usul, s. 596; Dişel, s. ı 1 ı vd.; Külüşlü, s. 20. 269 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi ne kısaca değindikten sonra acentenin davayı takip yetkisine sahip olup olmadığını incelemeye geçebiliriz. TTK'nın lOS'in maddesi uyarınca, acente, aracılıktabulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir. Aynı şekilde aracılıktabulunduğu sözleşmele rden doğacak uyuşmazlıklar dan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Acentelerin ad ve hesabına hareket ettikleri kişilere karşı Türkiye'de açılacak olan davalar sonucunda alınan kararlar acenteler e uygulanamaz. Bu maddede acenteye kanuni davayı takip yetki si verildiği kanaatind eyiz.526 Doktrinde, acentenin müvekkili temsil yetkisinin usUl hukuku bakı mından sui generis nitelikler barındırdığı ifade edilmiştir. Bu görüşe göre, acentenin durumu kanundan kaynaklanan bir davayı takip yetkisine ben zemekle beraber acentenin yetkisinin davayı takip yetkisi değildir. Zira, hak sahibi olmayan kişilerin davayı takip yetkisine sahip olabilmesi için kişisel yararının bulunması gerekir. Acentenin ise bu davayı takip etmekte kişisel menfaati olmadığı için davayı takip yetkisi olamaz. Bundan başka, müvekkil, acentenin davayı takip etmesi yerine bir başkasına atayarak davayı bizzat da takip edebilir. Bu durumda acentenin davayı takip yet kisine mutlak bir şekilde sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Diğer taraftan acente ile müvekkil arasındaki ilişki iradi temsil ilişkisine ben zemektedir ancak müvekkile tebligat yapılmaksızın acenteye karşı dava açıiabilmesi deacentenin yetkisini iradi temsil yetkisinden ayırmaktadır. 527 Yukarıda ifade ettiğimiz gibi biz acentenin davayı takip yetkisine sahip olduğu kanaatindeyiz. Doktrinde Dişe! tarafından ifade edildiği üzere, kanuni davayı takip yetkisinin varlığı için kanun hükmünde bu yetkinin verilmesi, taraflar arasında kanuni davayı temsil yetkisinin dayanağı olan hukuki ilişkinin mevcut olması ve açılmış bir davanın bulunması gerekir. 526 Tartışmalar için bkz. Külüşlü, s. 21 vd. 527 Külüşlü, s. 21-24; Güner, Makale, s. 528. 270 Milletlerarası Ticari Uyuşmazlık larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan Yine kişi davayı kendi adına ve başkasının hakkı veya yükümlülü ğü için yürütüyor olmalıdır.528 Kanuni davayı takip yetkisine sahip olan kişinin söz konusu hak üzerinde tasarr ufyetkisine sahip olmasına gerek yoktur.529 Acenteler bakımından bu şartların tamamı gerçekleşmiştir. Acentenin kanuni davayı temsil yetkisine sahip kabul edilebilmesi için davayı takip etmekte kişisel yararının bulunmasına ve müvekkilin başka bir temsilciy le davayı doğrudan takip etme yetkisinin olmaması kanuni davayı takip yetkisinin koşulları arasında sayılmamış tır. Acentenin müvekkil hesabına dava açması için müvekkilin iradesi gerekebileceği düşünüise de müvek kile izafeten acenteye dava açılması için müvekkilin onayı ya da kabulü gerekrnemektedir. Bilakis, TTK uyarınca bu yetkinin olmadığı kararlaştı rılmaz. Dolayısıyla bu madde en azından aleyhe açılacak davalar açısın dan kanuni davayı takip yetkisidir. TTK'nın 105'inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca "yabancı taeir/er adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmeler de yer alan, bu hükme aykın şartlar geçersizdir olduğuna göre burada iradi bir temsil ilişkisinden söz edilemez. 2. Davayı Ta kip Yetkisine Uygulana cak Hukuk Bir üst başlıkta, Türk hukukuna göre acente ve diğer aracıların dava daki durumları ele alınmıştır. Milletlerarası ticarı uyuşmazl ıklarda yaban cıların Türkiye'deki acente veya aracıianna karşı kanuni dava yetkilisi sıfatıyla Türk mahkemelerinde dava açılmasının hukuken mümkün olup olmadığı tartışılırken müvekkil ile acente veya diğer bir aracı arasında davayı takip yetkisinin olup olmadığının hangi hukuka tabi olduğu sorusu da gündeme gelecektir . Bu bir vasıflandırma sorunudur. Mahkeme Türk hukukuna göre vasıflandırma yapıp bunun kanuni davayı takip yetkisine ilişkin bir mesele olduğuna kanaat getirdikten sonra davayı takip yetki sinin var olup olmadığının hangi hukuka göre tespit edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşılabilir. 528 Dişel, s. 12-13,67-68. 529 Dişel, s. 72. 271 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazl ıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Öncelikle, kanuni davayı takip yetkisinin usule mi esasa mı ilişkin bir mesele olduğunun belirlenmesi gerekir. Türk hukukunda kanuni davayı takip yetkisinin dağınasına neden olan çok sayıda hukuki ilişki vardır. Biz bu çalışmada öz ellikle davayı takip yetkisine ilişkin genel ve her ihtimali kapsayan bir vasıflandırma yapmaktan kaçınıyoruz. Meseleyi sadece acen tenin davayı takip yetkisiyle sınırlı olarak ele alıyoruz. Acentenin davayı takip yetkisinin tamamen usule ait bir mesele olarak kabul edilmesi halinde acentenin ve diğer aracıların TTK'nın l05'inci maddesi uyarınca davayı takip yetkisine sahip olup olmadıkla rı lexfori Türk hukukuna tabidir. Esasa ilişkin bir mesele olarak kabul edilmesi halinde ise temsile ilişkin kanunlar ihtilafı kuralının (MÖHUK.m.30) mı yoksa taraflar arasındaki iç ilişkiye uygulanacak hukukun tespitine yarayan kanunlar ihtil afı kuralının mı uygulanması gerekeceği sorusunun da ayrıca cevaplanması gerekebilir.530 Kanaatimizce acentenin kanuni davayı takip yetkisi usule ilişkin bir meseledir.531 Dava, müvekkile izafeten acenteye karşı açılmaktadır . Hakkın sahibi ve yükümlüsü kararın sonuçlarından sorumlu olacaktır. Verilen karar acenteye karşı icra edilemez. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Türk hukukunda şekli taraf kavramı kabul edilmiştir. Bu durumda acente sadece şekten davaya taraftır. Kanuni davayı takip yetkisinin usule ilişkin bir mesele kabul edilerek Türk hukukuna tabi olduğu sonucuna varıyoruz. 530 Acentelik ilişkisine uygulanacak hukuk acentenin müvekkil adına temsil yetki sine sahip olup olmadığına göre ikiye ayrılabilir. Temsil yetkisi varsa acente ile üçüncü kişi arasındaki ilişki, dış temsil ilişkisine uygulanacak hukuka tabi tu tulmaktadır. Acente ile müvekkil arasındaki iç ilişki ise acentelik sözleşmesine uygulanacak hukuka tabidir. Temsil problemleri vasıflandır ılmalı ve iç ilişkiyi ilgilendiren meseleler akit statüsüne sadece dış temsili ilgilendiren temsilcinin temsil edileni bağlayacak hukuki işlemler yapabilmesi için gereken koşullar da dış temsil yetkisine uygulanacak
|
acenteye karşı açılmaktadır . Hakkın sahibi ve yükümlüsü kararın sonuçlarından sorumlu olacaktır. Verilen karar acenteye karşı icra edilemez. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Türk hukukunda şekli taraf kavramı kabul edilmiştir. Bu durumda acente sadece şekten davaya taraftır. Kanuni davayı takip yetkisinin usule ilişkin bir mesele kabul edilerek Türk hukukuna tabi olduğu sonucuna varıyoruz. 530 Acentelik ilişkisine uygulanacak hukuk acentenin müvekkil adına temsil yetki sine sahip olup olmadığına göre ikiye ayrılabilir. Temsil yetkisi varsa acente ile üçüncü kişi arasındaki ilişki, dış temsil ilişkisine uygulanacak hukuka tabi tu tulmaktadır. Acente ile müvekkil arasındaki iç ilişki ise acentelik sözleşmesine uygulanacak hukuka tabidir. Temsil problemleri vasıflandır ılmalı ve iç ilişkiyi ilgilendiren meseleler akit statüsüne sadece dış temsili ilgilendiren temsilcinin temsil edileni bağlayacak hukuki işlemler yapabilmesi için gereken koşullar da dış temsil yetkisine uygulanacak hukuka tabi olmalıdır. bkz. Güner, 320-321. Acentenin müvekkilini davada temsil yetkisine uygulanacak hukuk için bkz. Gü ner, Makale, s. 529 vd. Güner, TTK'nın 105/2 maddesini maddi milletlerarası özel hukuk kuralı olduğunu, doğrudan uygulanan bir kural olmadığı görüşünü ifade etmiştir (s. 535). 531 Bkz. Alman hukukuna atfen Dişel, s. 230. Doktrinde acentenin temsil yetkisinin davaya vekiilet ehliyeti olarak kabul edilmesi halinde de usule ilişkin bir ınesele olarak ele alınmakta ve usul hukukuna tabi tutulmaktadır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Güner, Makale, s. 530. Aksi görüşte bkz. Güngör, s. 219. 272 Milletterarast Ticari Uyuşmazitk tarda Başvurui abi/ecek Yetki Kurallart Özellikle TTK'nın I 05'inci maddesinde yabancıların Tür kiye'deki acen te ve aracılarının dava yetkisi olmadığı kararlaştırılamayacağına ilişkin hüküm karşısında müessesenin usulü bir mesele ola rak ele alınması ve Türk hukukuna tabi tutulması maddenin özüne ve sözüne de uygundur. 3. Uyuşmazlık Konusu İşlemin Acente Tarafmdan Yapılması Acenteye karşı dava açıiabilmesi için uyuşmazlık konusu işlemin acente tarafından yapılması gerekir. Zira 1 05'inci maddede açıkça "bu sözleşmeler den doğacak uyuşmazlık/ ardan dolayı" acenteye karşı dava açılmasına izin verilmiştir. Acentenin aracılık etmediği işlemler nedeniy le acenteye karşı dava açıiabilmesi için uyuşmazlığın acente vasıtasıyla yapılan sözleşmele rden doğmuş olması gerekir.532 Yargıtay da hükmü bu şekilde uygulamaktadır. 533 İstanbul BAM L3'üncü Hukuk Dairesi de 2019 yılında aynı yönde karar vermiştir. 534 532 Kalpsüz, Acenta, s. 3 vd.; Şanlı, s. 154-155; Ekşi, s. lll; Akıncı, s. 121; Kü lüşlü, s. 59; Ülgen/Helvacı /Kendigelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 786; Poroy/ Yasaman, s. 247; Arkan, s. 204; Aslan/Şenyüz /Ergün, s. 96; Bozkurt, s. 141; Kayıhan, s. 213; Güner, Makale, s. 526. 533 Örneğin, Y. 11. HD., E. 2015/5330 K. 2015/13046 T. 7.12.2015 "1-Dava, nak liyat sigorta poliçesiyle sigortalanan emtiada meydana gelen hasar nedeniyle alt taşıyıcıdan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, R ... E ... Transport SRL'ye iza feten acentesi olduğu iddiası ile K ... Trans. N ak. Turz. ve Tic Ltd. Şti. aleyhine ikame edilmiştir. Husumet yöneltilen K ... T.. .. Nak. Turz. ve Tic. Ltd. Şti. her aşamadaki savunmalarında dava konusu taşımaya ilişkin olarak unvanı belirtilen yabancı şirketin acentesi sıfatıyla hareket etmediğini ileri sürmüştür . 6762 Sayılı TTK'nın "Acentenin Selahiyetleri" başlıklı 119. maddesinde, acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili naınına yapmaya ve bunları kabule selahiyetli olduğu, bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acentenin müvekkili narnma dava açabileceği gibi acenteye karşı da aynı sıfatla dava açı labileceği, bu hükümler e aykırı olan şartların muteber olmayacağı düzenlenmiştir (6 102 Sayılı TTK'nın 105. maddesi). Buna göre, acenteye müvekkili narnma husumet yöneltil mesi ancak aracılık ettiği işlerle sınırlı olup, somut olayda dava! ının dava konusu taşıma işindeacente sıfatıyla aracılık yapmadığına yönelik savunmas ının üzerinde durulmadan sonuca varılması doğru olmamıştır." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 534 İstanbul BAM, ı 3. HD., E. 2018/851 K. 20 ı 9/791 T. 22.5.2019 "Bununla beraber 273 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Davanın acente ya da acenteye karşı açılabilmesinin davanın sebebi acentenin aracılık ettiği sözleşme olmalıdır. Sözleşmeden doğmayan, hak sız fiile veya sebepsiz zenginleş erneye ilişkin talepler nedeniyle müvekkil yerine acenteye karşı dava açılamaz.535 4. Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi a) Acentenin Yerleşim Yeri veya Mutad Mesken Mahkemesinin Yetkisi Türk mahkemel erinin milletlerarası yetkisini tesis eden başka bir yetki kuralı varsa (örneğin, MÖHUK.m.4 6, HMK.m.l O, m.l2, m. 14, m.15, m.l6) veya milletlerarası sözleşmele rdeki (örneğin CMR.m.3 1) yer itibariyle yetki kurallanna göre Türkiye'de milletlerarası yetkili bir mahkeme varsa müvekkil e izafeten bu mahkemelerde acenteye karşı dava açılabilir. Aynı şekilde, acente dava açıyorsa davayı davaimm genel yet kili mahkemelerinde (HMK.m.6 ve m.9) veya özel yetkili mahkemele rde açabilir. Bu ihtimallerde Türk mahkemel erinin milletlerarası yetkisinin tesisi bakımından, acentenin davayı takip yetkisinin herhangi bir rolü yoktur. Zira mahkemenin yetkisi davayı takip yetkilisine göre değil dava nın konusuna veya uyuşmazlığın diğer tarafına göre belirlenmektedir .536 Müvekkile karşı açılacak davada milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi yoksa müvekkile izafeten acenteye karşı açılacak davalarda acenteye iliş kin genel yetki kuralından hareketle acentenin yerleşim yeri veya mutad mesken mahkemesinde dava açılıp açılmayacağı açıklanmaya muhtaçtır (HMK.m.6 veya m.9). Zira TTK'nın 105'inci maddesi, acenteye karşı açı lacak davalarda acentenim yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğuna dava acentenin açtığı dava olmayıp davacı yabancı firmanın açtığı bir davadır. Acentenin alacağın dayandınldığı sözleşmenin kurulmasında etkisinin olmadığı anlaşıldığına göre acentenin adresi yetkili icra dairesi ve mahkemenin belirlen mesinde esas olamaz." [Lexpera içtihat Bilgi Bankası]. 535 Kalpsüz, s. 3; Ülgen/H elvacı!Kendigelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 786; Arkan, s. 205; Bozkurt, s. ı 4 ı; Kayıhan, s. 2 ı O d n. 7 ı 9'daki mahkeme kararları. 536 Dişel, s. 164. 274 Milletleraras t 7icari Uyuşmazitk/ arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan ilişkin bir yetki hükmü barındırmamaktad ır. Bu durum, TTK'nın 105'inci maddesinde hareketle Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin tesis edilip edilmeyeceğini doktrinde yakın zamanda tartışmalı hale getirmiştir . Doktrinde bir görüşe göre, 105 'inci madde acenteye davayı takip yetkisi vermemektedir; milletlerarası yetki kuralı olmadığı için müvekkile izafeten acenteye karşı açılacak davalarda Türk mahkemelerinin millet lerarası yetkisi müvekkil esas alınarak belirlenemez ve müvekkile karşı, milletlerarası yetkili Türk mahkemesi yoksa acenteye karşı Türk mahke melerinde dava açılamaz. Acentelerin aracılık ettiği işlerle ilgili acentenin bulunduğu yer mahkemesinde müvekkile karşı dava açıiabilmesi isteni yorsa bu konuda bir milletlerarası yetki kuralı ihdas edilmelidir.537 TTK'nın lOS'in maddesi, Türkiye'de müvekkil ve diğer aracılarıyla faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilere karşı Türk mahkemelerinin yetkisini tesis ettiği kanaatindey iz. Şöyle ki, Türk hukukunda kabul edilen şekli taraf teorisine göre, mahkemeden kendi adına hukuki koruma talep eden (davacı) ve kendisine karşı
|
hareketle Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin tesis edilip edilmeyeceğini doktrinde yakın zamanda tartışmalı hale getirmiştir . Doktrinde bir görüşe göre, 105 'inci madde acenteye davayı takip yetkisi vermemektedir; milletlerarası yetki kuralı olmadığı için müvekkile izafeten acenteye karşı açılacak davalarda Türk mahkemelerinin millet lerarası yetkisi müvekkil esas alınarak belirlenemez ve müvekkile karşı, milletlerarası yetkili Türk mahkemesi yoksa acenteye karşı Türk mahke melerinde dava açılamaz. Acentelerin aracılık ettiği işlerle ilgili acentenin bulunduğu yer mahkemesinde müvekkile karşı dava açıiabilmesi isteni yorsa bu konuda bir milletlerarası yetki kuralı ihdas edilmelidir.537 TTK'nın lOS'in maddesi, Türkiye'de müvekkil ve diğer aracılarıyla faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilere karşı Türk mahkemelerinin yetkisini tesis ettiği kanaatindey iz. Şöyle ki, Türk hukukunda kabul edilen şekli taraf teorisine göre, mahkemeden kendi adına hukuki koruma talep eden (davacı) ve kendisine karşı koruma talep edilen (davalı) davanın tarafıdır. Taraf kavramı, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu hukuki ilişkiden bağımız olarak belirlenmiştir . Dolayısıyla, şekli taraf kavramı nın belirlenmesi bakımınd an davacının uyuşmazlık konusu maddi hukuk ilişkisinde hak sahibi ve davaimm da yükümlü olup olmaması di kkate alınmamaktadır. Başkasına ait bir hak veya hukuki ilişki hakkındaki dava yı takip yetkisine sahip olanlar davada taraftır Davalı tarafta dava takip yetkilisinin olması halinde hak sahibi ya da borçlusunun değil; davayı takip yetkilisinin yerleşim yerinde yoksa mutad mesken mahkemesinde dava açılır (HMK.m.6, m.9). Türk mahkemelerinde dava açıiabilmesi için maddi hukuk ilişkisinin asıl yükümlüsü müvekkilin Türkiye'de yerleşim yeri veya mutad meskeni bulunması gerekrnez. 538 TTK'nın 105'inci maddesinde acente ve diğer aracılara davayı takip yetkisinin verilmesinin gerekçesi ve maddenin tarihçesi de görüşümüzü 537 Külüşlü, s. 58-70; karş. Güner, Makale, s. 533. 538 Pekcanı tez-Taş Korkmaz, Pekcanıtez Usul, s. 549-550; Diş el, s. 164. 275 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi desteklemektedir . Mülga 6762 sayılı TTK'dan önce I 927 tarihli Ticaret Kanununun 95'inci ve 96'ncı maddesinde yabancı ülkelerdeki kişilerin nam ve hesabına işlernde bulunan kişilere ve bunlara karşı dava açılması düzenlenmişti. 1927 tarihli Kanunun yerine yürürlüğe giren 1957 tarihli 6762 sayılı kanunun mehazı olan Alman ve İsviçre hukuklarında böyle bir yetki bulunmamasına karşılık Türk kanun koyucu 1927 tarihli Kanuna sadık kalmış ve 1957 tarihli Kanunda da bu yetkiden vazgeçmemiştir. 1957 tarihli TTK'nın gerekçesinde, bu maddenin muhafaza edilmesinin nedeni açıklanmıştır. Tasarı gerekçesinde "çünkü tecrübe göstermiştir ki, bastlmış olan genel şartname/ ere dayanarak ecnebi müesseseler namına muamel e yapan umumi vekiller, bazen bir ecnebi mahkemenin selahiyetli olduğunu ileri sürer/er. Bu suiistimali önlemek maksadiyle Tasarının 119. maddesi -ki bu hüküm bu bakımdan Ticaret Kanunun 95. maddesine tekabül eder-teklif edilmiştir." denilerek maddenin asıl ama cının ticari uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin yetkisini tesis etmek olduğu tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulmuştur.539 Aynı yetki, Cumhuriyet'in ilk Ticaret Kanunundan 84 yıl sonra yürürlüğe giren 6103 sayılı yeni TTK'da da muhafaza edilmiştir. TTK'nın 105'inci maddesinin gerekçesi de kanun koyucunun 55 yıl önceki kaygısının hala haklı bir kaygı olduğunu gözler önüne sermiştir. Gerekçede şu şekildedir: "6762 sayılı Kanunun 119 uncu maddesi, 105 inci maddede bir değişiklik dışında Tasanda korunmuş tur. Maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "Bu hükümlere aykırı olan şartlar muteber değildir" hükmü "yabancı taeir/er adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmeler de yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir " şekline dönüştürülüp ikinci fıkraya eklenmiştir. Çünkü, maddenin ilk iki fıkrasınd aki hükümlere aykırı şartları hükümsüz saymak yerli taeirierin acenteleri yönünden hiçbir anlam taşımamaktadır. Yerli taeirierin yerleşme ve iş yerleri Türkiye 'de bulunduğu için yetkili bir veya birkaç mahkeme bulmak ve onları mahkeme ye getirmek güç değildir. Maddenin öngörülme amacı yabancı taeiriere Türkiye 'de dava 539 Kalpsüz, s. 1; Ülgen/Hel vacı/Kendi gelen/Kaya/ Nomer Ertan, s. 783; Börü, s. 121. 276 Millet/erarast Ticari Uyuşmazitk /arda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan açılması olanağım yaratmaktadır. Ancak bu olanak sebebiyle ortaya çıkan bir sorunun giderilmesi için, maddeye yeni bir (üçüncü) fıkra eklenmesi gerekmiştir. Yurtdışında yerleşik olan asi/e izafeten Türkiye 'de acenteye dava açılması hakkı, uygulamad a bir süre, alınan i/amın acenteye karşı uygulanabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Bu uygulama sebebiyle acente ler, temsil ettikleri kişilerin borçlarını ödemek zorunda bırakılmış tır. Oysa, Türkiye 'de bir tebligat adresi tesis eden hükmün bu doğrultuda yorum lanmas ı, maddenin amacına aykırıdır. Acente, temsilci sıfatıyla hareket ederken, asilin borcunu üstlenmez veya bu borca kefil olmaz. Bu konuda yaşanan tereddütleri gidermek için üçüncü fıkra kaleme alınmış ve asi/e izafeten acente aleyhine açılan davada alınan i/amın acentenin malvarlığı aleyhine uygulanama yacağı açıklığa kavuşturulm uştur." Kalpsüz, 1983 yılında, acenteye davayı takip yetkisi verilmesindeki amacın yabancılar adına Türkiye'de işlem yapan vekillerin yabancı bir mahkemenin yetkili olduğunu iddia etmelerinin engellene bilmesi; acen telerin dahil olduğu ihtilaflarda Türk mahkemelerinin yetkili olmasını ve Türkiye'de acente ile muhatap olan ve işlem yapan kişilerin Türk mah kemelerinde dava açabilmesini sağlamak olarak açıklamıştır. Kalpsüz, maddenin amacının, yabancı ülkedeki taraf aleyhine elde edilen hükmün acenteye karşı İcrasını sağlamak olmadığını da belirtmiş ve aksine bir durumun Türkiye'de yabacılar için acentelik yapan kişilerin aleyhine sonuç doğuracağını ve dış ticaretimizin gelişmesine engel olacağını ifade etmiştir ve bu görüş doktrinde paylaşılma ktadır.540 Kanımızca, madde, Türkiye'de acente ve diğer aracıları vasıtasıyla faaliyette bulunan yabancı şirketlerle hukuki işlem yapan tarafların yaban- 540 Kalpsüz, s. 2, 1 1; Y. 1 1 HO. E.82/5727 K.82/5528 20.12.1982 T. (Bu karar ve benzer kararlar için bkz. Kalpsüz, s. 11 dn. 21); Sargın, s. 163; Şanlı, s. 154; Akıncı, s. 121-1 22; Arkan, s. 206; Ayhan/Özdamar/Çağlar, s. 382; Aslan/Şen yüz/Ergün, s. 96; Bozkurt, s. 142; Erişir, s. 87; Bahtiyar, bu hükmün büyük öneme sahip olduğunu ve müşteri çevresinin çıkarlarını korumak için getirildiğini ifade etmiştir (s. 1 96); Güner, Makale, s. 523. 277 Cemile DEMiR GÖKYAYLA Ticari Uyuşmazlık larda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi cı bir ülkede dava açmak zorunda kalmamalarını temin etmektedir. Bu hüküm sayesinde sözleşmenin tarafı yabancı bir ülkede olsa ve müvekkil aleyhine açılacak davalarda milletlerarası yetkili Türk mahkemesi bulu nacak ve Türkiye'de dava açılabilecektir. Bu itibarla, TTK'nın 105'inci maddesinden hareketle acentenin kanuni davayı takip yetkisine sahip olduğunun kabul edilmesi ve acentenin Türkiye'deki yerleşim yerinde dava açıiabilmesi maddenin amacına uygundur. b) Müvekkile Karşı Açılacak Davada Milletleraras ı Yetkili Türk Mahkemesinin Varlığının Acentenin Davayı Takip Yetkisine Etkisi TTK'nın 105'inci maddesiyle ilgili bir diğer tartışma da müvekkile karşı açılacak davada milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi bulunma sına rağmen müvekkile izafeten acenteye karşı dava açılmasının mümkün olup olmadığıdır . Doktrinde her iki yönde de görüşler bulunmaktadır . Bir görüşe göre müvekkile karşı Türkiye'de dava açmak mümkünse artık acenteye karşı dava açılamaz.
|
Milletlerarası Yetkisi cı bir ülkede dava açmak zorunda kalmamalarını temin etmektedir. Bu hüküm sayesinde sözleşmenin tarafı yabancı bir ülkede olsa ve müvekkil aleyhine açılacak davalarda milletlerarası yetkili Türk mahkemesi bulu nacak ve Türkiye'de dava açılabilecektir. Bu itibarla, TTK'nın 105'inci maddesinden hareketle acentenin kanuni davayı takip yetkisine sahip olduğunun kabul edilmesi ve acentenin Türkiye'deki yerleşim yerinde dava açıiabilmesi maddenin amacına uygundur. b) Müvekkile Karşı Açılacak Davada Milletleraras ı Yetkili Türk Mahkemesinin Varlığının Acentenin Davayı Takip Yetkisine Etkisi TTK'nın 105'inci maddesiyle ilgili bir diğer tartışma da müvekkile karşı açılacak davada milletlerarası yetkili bir Türk mahkemesi bulunma sına rağmen müvekkile izafeten acenteye karşı dava açılmasının mümkün olup olmadığıdır . Doktrinde her iki yönde de görüşler bulunmaktadır . Bir görüşe göre müvekkile karşı Türkiye'de dava açmak mümkünse artık acenteye karşı dava açılamaz. Diğer bir görüşe göre ise yine de acenteye karşı dava açılabilir.541 c) Müvekkilin Tarqf Olduğu Sözleşmede Yabancı Mahkeme Lehine Yapılan Yetki Sözleşmesinin Acentenin Davayı Takip Yetkisine Etkisi Acentenin kanuni davayı takip yetkilisi olması nedeniyle aracılık etti ği müvekkille diğer tarafın akdettikleri milletlerarası yetki sözleşmesiyle bağlı olup olmadığı da önemlidir. Doktrinde, kanuni davayı takip yetkisi sahibinin de asıl hak sahibi ile diğer taraf arasındaki yetki sözleşmesiyle bağlı sayılması gerektiği, aksi halde yetki sözleşmesini dolanmak ama cıyla davanın asıl hak sahibi yerine davayı takip yetkilisine açılabileceği ifade edilmiştir. 542 541 Ayrıntılı bilgi için bkz. Külüşlü, s. 62. 542 Dişel, s. 165. 278 Milletlerarasi Ticari Uyuşmazlik larda Başvuruiabi/ecek Yetki Kuralları Kanımızca TTK 'nın 105'inci maddesi uyarınca müvekkille diğer taraf arasındaki yetki sözleşmesi acente üzerinde bağlayıcı sayılmamalı dır. TTK'nın 105'inci maddesi uyarınca "yabancı taeir/er adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizd ir." Yabancı tacirin ve Türkiye'deki muhatabın taraf olduğu acentenin aracılık ettiği asıl sözleşmede yabancı bir mahkeme yetkilen dirilmişse Türkiye'deki acentenin de bu yetki sözleşmesiyle bağlı sayıl ması halinde Türk mahkemelerinde acenteye karşı dava açılamayacaktır. Zira acente yetki itirazında bulunacak ve mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerekmektedir (MÖHUK.m .47).543 Bu ise acentelik ilişkisinin 543 İstanbul BAM 14'üncü Hukuk Dairesi, 17 Eylül 2020 tarihli kararında acenteye karşı izafeten açılan davada acentenin müvekkilin taraf olduğu sözleşmede yer alan yabancı mahkeme lehine bir yetki sözleşmesine dayanarak yetki ilk itirazın da bulunmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığına karar vermiş ve davayı yet ki yönünden reddetmiştir: İstanbul BAM, 14. HD., E. 2019/221 K. 2020/909 T. I 7.9.2020 "TARAFLARıN İDDİA VE SAVUNMAL ARJNIN ÖZETi Davacı ve kili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı ... Ltd. Şti. 'ne ait emtiaların Türkiye'den Amerika'ya nakledilmek üzere davalılar tarafından temin edilen konteynerlere sağlam olarak yüklendiğini, konteynerin tahliyesi sırasında içinde bulunan emtianın kırmızı ren ge boyanmak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini, hasarın konteynerin tava nında bulunan boyanın emtia üzerine akması sonucu meydana geldiğini, hasarlı emtiaların alıcı firma tarafından imha edildiğini, hasarın davalılarca temin edilen konteynerin taşımaya elverişsiz olmasından kaynaklanması nedeniyle davalıların hasardan sorumlu olduklarını, yapılan tespitiere göre belirlenen 3.328, 21 USD hasar bedelinin sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğunu, hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dos yasında başlatılan takibe yönelik İtirazın haksız olduğunu ileri sürerek, İtirazın iptali ile takibinin devamına, alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Da valılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil lerinden ... Acenteliğinin deniz taşıması işi ile iştikal eden diğer dava! ı ... şirketinin Türkiye acenteliğini yaptığını, TTK'nın 105. maddesine göre acentenin aracılık ettiği sözleşmele rden doğan ihti laflar nedeniyle ancak taşıyıcı firmaya izafeten acenteye karşı dava açılabileceğini, dolayısıyla acente aleyhine açılan davanın pasif husumet yok! uğu nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan taşıyan tarafından düzenlenen taşıma sözleşmesi şartları nın yer aldığı konişmentonun I O. maddesinde uyuşmazlıkların çözümü için başvu rulacak yetkili mahkemen in Londra Mahkemeleri olduğu, uygulanacak hukukun 279 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemeleri nin Milletlerarası Yetkisi 280 da İngiliz hukuku olarak belirlendiğini, söz konusu yetki şartı nedeniyle davanın Londra Mahkemelerinde açılması gerektiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu, iddia edilen hasarta ilgili olarak süresinde hasar ihbarında bulunulmadığını, hasa rın ne şekilde ol uştuğu ve taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin anlaşı lamadığını savunarak, davanın yetkisizi ik, pasifhusumet yokluğu ve esastan reddi ile takibin kötü niyetli yapılmış olmasından dolayı %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESi KARARJNIN ÖZETi ilk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; " ... Dosyaya sunulan belge ve bilgilerden sigor- talı emtianın konteyner içerisinde ... isimli gemi ile ... nolu konişmento tahtında İzmir'den Amerika'ya taşındığı, taşıyıcı firmanın ... olduğu, taşıma şartlarının yer aldığı konişmentonun 10. maddesindeki yetki klozu ile taşıma sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara İngiliz Hukukunun uygulanacağı, yetkili mahkemenin ise Londra Mahkemeleri olduğunun kararlaşt ırıldığı anlaşıl maktadır. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşma zlıkların çözümünde uygulanacak kanunun tayininden önce çözümü gereken sorun, açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğundan (Ay sel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, Sayfa 19) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanması gerekmektedir. MÖHUK 47. maddesinde yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraftar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartı taraftar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleş meye ayrı bir madde olarak konulabile ceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da dü zenlenebil ecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmaz lığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenınemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir. Eldeki dosyada somut uyuşma zlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerin in yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklanmış olması nedeniyle konişmentoda yer alan yetki şartına göre uyuş mazlığın yetkili kılınan Londra Mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, davalı ... vekilinin milletlerarası yetki itirazının yerinde olduğu de ğerlendiri lmiştir. Diğer dava lı ... AŞ 'nin taşıyıcı firmanın Türkiye acentesi olduğu dosya kapsamına göre belirli olup TTK'nun 1 05.maddesinde 'Acente aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmeler ile ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanlan müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkili dir. Bu sözleşmel erden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir' hükmü dü zenlenmiştir . Anılan yasa maddesine göre acentenin aracılık ettiği sözleşmele rden Mil/eıleraras/ Ticari Uyuşmazilk larda Başvunilabilecek Yeıki Kurallan kaynaklanan ihtilaflar nedeniyle acenteye
|
düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklanmış olması nedeniyle konişmentoda yer alan yetki şartına göre uyuş mazlığın yetkili kılınan Londra Mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından, davalı ... vekilinin milletlerarası yetki itirazının yerinde olduğu de ğerlendiri lmiştir. Diğer dava lı ... AŞ 'nin taşıyıcı firmanın Türkiye acentesi olduğu dosya kapsamına göre belirli olup TTK'nun 1 05.maddesinde 'Acente aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmeler ile ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanlan müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkili dir. Bu sözleşmel erden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir' hükmü dü zenlenmiştir . Anılan yasa maddesine göre acentenin aracılık ettiği sözleşmele rden Mil/eıleraras/ Ticari Uyuşmazilk larda Başvunilabilecek Yeıki Kurallan kaynaklanan ihtilaflar nedeniyle acenteye karşı doğrudan husumet yönelti lemeye ceğinden davalı ... AŞ hakkında açılan davanın pasifhusumet yokluğunedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki davanın ise yetkisizlik nedeniyle reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçesiyle, L nolu davalı hak kında açılan dava yönünden davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, 2 nolu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinafbaşvurusunda bulunulm uştur. İLERi SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı ve kili, istinafbaşvuru dilekçe sinde özetle; dava konusu hasarın konşim entoya davayı olmadığını, davalılarca te min edilen konteynerleri n yüke elverişsiz olması nedeniyle konşimento şartlarının uygulanma imkanı bulunmadığından yetki itirazının kabulünün hatalı olduğunu, kaldı ki sunulan konşimentonun yüke ait olup olmadığının belli olmadığını, si gortalının kaşe ve imzasının konşimentoda bulunmadığını, her hangi bir taşımaya ilişkin olabilecek belgenin yetkisizlik kararına dayanak yapılmasının yerinde ol madığını, yetki şartı bulunsadahi davacı ve acentenin faaliyet adresinin Türkiye'de olması nedeniyle Türk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, konşimentodaki yetki şartının Türk Mahkemelerinin yetkisini ortadan kaldıramayacağını, matbu olan bu tür sözleşmel erdeki yetki şartı nın kabul edilemeyeceğini, acente yönünden husumetten ret kararının hatalı olduğunu, zira konteynerlerin acente tarafından temin edildiğini, hasarın da temin edilen konteynerlerin yük ve taşımaya elverişsiz olmasından kaynaklandığını, her bir ret yönünden ayrı vekalet ücretine ücretinin hatalı olduğunu, tek vekalet ücreti takdir edilerek bu vekalet ücretinin davalılar arasında paylaştırılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak esas hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir . İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacı sigortacı tarafından nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin rucuan tahsili amacıyla taşıyan ve acentesi aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin dir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 1 nolu davalı hakkın daki davanın, mahkemenin uluslararası yetkisi bulunmadığından usulden reddine, davalı acente aleyhindeki davanın ise pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. istinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan poliçenin incelenmesinde, davacı tarafından dava dışı sigorta lı ... A.Ş.' nin taşıyacağı emtiaların 22.01.2017 başlan gıç tarihli, bir yıl vadeli nakliyat emtea blok sigorta poliçesiyle sigorta örtüsü altı na alındığı anlaşılm ıştır. Hasar üzerine yapılan inceleme sonucu ödenen 3.328,21 USD'nin tahsili amacıyla takip başlatılmış, süresinde itiraz üzerine takip durmuş tur. Dosyada bulunan deniz konşimentosunun incelenmesinde, nakliye acentesi 281 Cemile DEMİR GÖKYAYLA Ticari Uyuşma zlıklarda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi 282 olan sigortalı tarafından yükletilen konteyner içindeki yükün davalı taşıyıcılarca deniz yoluyla taşındığı, taşıma konşimentosunda, taşıma ile ilgili ortaya çıkabile cek tüm uyuşmazlıkların Londra Mahkemelerinde çözüleceği ve İngiliz Hukuku nun uygulanacağı kararlaştınlmıştır. 5718 sayılı MÖHUK 'un "Yetki anlaşması ve sınırları" başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemeleri nin yer itibariyle yetki kurallannın münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, tarafların, ara lanndaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmaları nın Türk Hu kuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir . Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisin den doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıd ır. İkinci olarak söz konusu uyuşmaz lık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması "uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda" olmalıdır. Diğer yandan, yetki anlaşmasıyla yetkitendirilen yabancı devlet mahkemes inin HMK'nın 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak "belirli" olması şartı MÖHUK'un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme is men zikredilmiş olmalıdır. Somut uyuşmazlıkta açıkça, uyuşmazlığın çözümünde Londra'daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkeme si'nin yetkili olduğu kararlaştırıl mıştır. Bu sebeple yetki şartı "belirli olma" kriterini taşımaktadır. Taşıyan ile gön derilen (konişmentonun meşru hamili) arasındaki ilişkide konişmento esas alınır ( TTK.m.l237/l). Dolayısıyla konişmento hamili gönderilen eşyayı teslim alma hakkının kapsam ve koşulları, navlun sözleşmesinden bağımsız olarak konişmen toya göre belirlenir. TTK.m. 1237/2 hükmünde 'taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişki ise navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı kalacağı' öngörülmüş olmakla birlikte navlun sözleşmesi hakkında ayrı bir belgenin düzenlenınediği hallerde, taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkide de konişmento esas alınır; zira konişmento bir navlun sözleşmesi yapıldığını ve şartlarını tespit eder (TTK. m. 1228/1) (Kender/ÇetingiV Yazıcıoğlu, s. 1 93).Davaya konu konşimentonun ön yüzünün tercümesinde sigor talı ve gönderileneo adının yazılı olduğu ve tarafların taşıma senedinde yazılı olan şartlar çerçevesinde taşımayı yapacakları açıktır. Konişmentonun özel şartları nın düzenlendiği 1 O. maddede yargı yetkisi ve uygulanacak hukuk düzenlenmiş olup, uyuşmazlığa İngiliz Hukukunun Uygulanacağı ve Londra Mahkemelerinin yetkili olacağı benimsenmiştir . TBK'nın 14. maddesi gereğince kanunda aksi ön görülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telg raf, teyit edilmiş olmalan kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçlan ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler de yazılı şekil yeri ne geçer. Aynı yasanın 20 nci maddesinde ise genel işlem koşullarının sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şeklinin nitelendir mede Milletleraras i Tıcari Uyuşmazilklarda Başvuruiabi/ecek Yetki Kurallan önem taşımayacağı belirlenmiştir . Bu durumda, yüke ilişkin konşimentoda taşı maya taraf olanların isimleri arasında sigartatının adının da yazılması karşısında, sözleşmenin parçası olan eklerdeki yetki sözleşmes inin sigartah ve sigartatının halefi olan davacı açısından da bağlayıcı olduğunun kabulü gerekmektedir. Ta raflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiden doğan uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşması mümkündür. Davada münhasır yetki veya kamu düzeni söz konusu değildir. Konişmentoda nakliyeci, davacının sigartatısı olup, konişmen tonun koşull arı ile yükleten ve onun halefi davacı ...
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.