Dataset Viewer
text
stringlengths 17
34.5k
| label
class label 2
classes |
---|---|
Yengeç - 4 Şubat haftalık burç yorumları Astrolog Aygül Aydın, 4 Şubat haftasını yorumluyor. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Cate Huston
Firmalar, son yıllarda giderek yükselen bir trendle ofis ortamını tamamen terk ediyor. Peki bu çalışanlar için iyi bir haber mi?
Teknoloji şirketi çalışanı Cate Huston, "Yetenek eşit bir şekilde dağılıyor ama fırsatlar aynı şekilde çıkmıyor" diyor ve devam ediyor, "Ofissiz çalışma ortamları, yeteneğe ulaşabilmenize ve fırsat verebilmenize olanak sağlıyor"
Huston, 930 çalışanının tamamı uzaktan iş yapan Automattic isimli firmada çalışıyor. Ve bu şirketin tek bir ofis olarak adlandırılacak sabit adresi bulunmuyor.
BBC'ye konuşan Cate Huston, "Artık kimse ofis kelimesini telafuz dahi etmiyor. Bu kültürümüzün bir parçası halini aldı." diyor.
Toplantılar mı?
Haberin sonu
Huston, çok gerekli olan toplantılar için yolculuklar yaptıklarını ve bu maceranın da keyfini çıkardıklarını söylüyor.
Cate Huston'ın işvereni, merkezi bir ofisi olmayan az sayıda firma sahibinden biri.
Internetin her geçen gün hızlanması, video ve mesajlaşma gibi teknolojik uygulamaların gelişmesi ofissiz firmaların var olmasını kolaylaştırıyor.
Automattic firmasının çalışanları 70 ülkeye yayılmış durumda.
Firma merkezi bir ofis yerine, her yıl düzenli buluşmalar için çalışanlarına uçak biletleri almayı tercih ediyor.
Şirket aynı zamanda, çalışanlarına, gittikleri mekanlardaki kahve ve içecekleri için de harcırah sağlıyor. Tüm bunlara karşın, şirkete ofissiz olmak daha az maliyet çıkarıyor.
Cate Huston özellikle teknoloji şehirleri olarak bilinen Londra and San Francisco ve New York'taki astronomik kiraları da ofissiz olmalarının nedenleri arasında gösteriyor.
Kaynak,Getty Images
Ofisten uzak çalışanların sayısı birçok nedenle büyük bir artış halinde.
İngiltere'de 10 yıl önce 884 bin olan evden çalışan sayısı, 1.5 milyonu aşmış durumda.
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi İş İdaresi bölümünden Profesör İlke İnceoğlu, "Bu kesinlikle yükselen bir trend. Maliyetler bu sayede azalıyor ve bu durum girişimler için çekici hale geliyor." diyor.
İnceoğlu, çalışanlar tarafında ise, her gün işe gitmek zorunda olmamalarının avantaj olduğunu söylüyor.
Ancak İnceoğlu, ofissiz yaşantının artıları kadar eksileri olduğunu da ekliyor:
"Bazı insanlar ev yaşantısı ile iş hayatı arasında çizgi çekmek konusunda zorlanabilir. Her zaman evden çalışan biri, iş saati ile ev saati ayrımını yapamayabilir. Sınırları belirlemek için adım atmak önemli"
Ruh sağlığı üzerine çalışan Mind isimli vakıf, uzaktan çalışanların yalnızlık duygusunu daha yoğun bir şekilde tetikleyebileceği uyarısını yapıyor.
Buna karşın İnceoğlu, bu riskin, "herkesin aynı ortamda çalışması durumunda" azalabileceği görüşünü dile getiriyor. | 1LABEL_1
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı katıldı Erdoğan buradaki konuşmasında Ailenin korunmasından eğitim politikalarına konuyu alacaksınız Sizler inancımızın 14 asırlık sahih geleneğini yaşatmakla nesillere aktarmakla mükellefsiniz açıklamasında bulundu Erdoğan açıklamaları Materyalizmin insanlığı esir aldığı çağda hocalarımız erbabının sorumluluğu artmaktadır Batılı ülkeler uyuşturucu alkol kadına şiddet intiharın yaygın görüldüğü yerler arasında Batı kurumu anlamını yitirmekte toplum adeta marjinalin oyuncağına dönüşmektedir İnsanı varlıklardan ayıran değer varsa küresel odakların desteğiyle edilmeye çalışılıyor Gençlerimizin bilgilendirilmesi eğitilmesi konusundaİnsanlık ulaştığı imkana manevi irtifa kaybediyor harekete geçip vakitlice önlem almazsak beter sıkıntıları yaşamamız Vakitlice önlem almazsak sıkıntı yaşamamız kaçınılmazdır Başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken sapkın akımlar tehdit edilen müessesesini korumayı hedefliyoruz Müslüman toplumu birilerine yedirmeyeceğiz Diyanet teşkilatımızın çatısı altında farklı kademelerde görev yapan kardeşlerimizi hayra hizmet seçkin insanlar olarak görüyoruz Materyalizmin insanlığı esir aldığı modern çağda hocalarımız olmak hikmet erbabının sorumluluğu artmaktadır | 1LABEL_1
|
Hatay'da Hayatını Kaybedecek Bir Sonraki Eylemci Olan Nedim Sarıer(21)'in Adli Tıp Raporu Açıklandı: Ölüm nedeni güneş çarpması... Dün gece Hatay'ın Armutlu ilçesindeki gösterilerde hayatını kaybeden Ahmet Atakan(22)'ın ölüm nedeni adli raporlarına göre "yüksekten düşme" olarak açıklanırken, eylemler sırasında kazara ölmesi beklenen bir sonraki isim de belli oldu. Adli Tıp Kurumu'nun titiz incelemeleri sayesinde ölüm nedeni belirlenen ve raporları şimdiden kendisine teslim edilen üniversite öğrencisi Nedim Sarıer(21)'e acı haberi ileten Adli Tıp Profesörü Metin İhsanlı, "Ne yazık ki içimiz kan ağlıyor ancak büyük ihtimalle önümüzdeki haftaya kalmadan aramızdan ayrılacak olan bu arkadaşımıza dünya gözü ile raporunu teslim etmek bizim için de bir teselli oldu. Umarım Allah taksiratını affeder" diyerek, taziye dileklerini iletti. Ailesiyle yaşadığı evde haberi alan ve uzunca bir süre şoku üzerinden atlatamayan Nedim Sarıer, Prof. Dr. Metin İhsanlı ile birlikte basın mensuplarının karşısına çıktı. Böylesi bir haberi, henüz bu yaştaki bir gence vermenin çok ağır olduğunu ifade eden Profesör İhsanlı, "Şu an için Nedim'in durumunun stabil, henüz bir şeyi yok ancak tahminlerimize göre en fazla 1 hafta içerisinde Hatay sokaklarında güneş çarpmasına bağlı olarak beyin kanaması geçirecek" derken, olayı daha şimdiden emniyet güçlerinin üzerine atmak isteyen kişi ve kuruluşları da uyarmayı ihmal etmedi. Ölümünü güç de olsak kabullendiği gözlenen Nedim Sarıer ise yine de Eylül ayında güneş çarpması nedeniyle ölmesinin çok da aklına yatmadığını dile getirdi. "Ne bileyim, Hatay bile olsa bu mevsimde güneş çarpması olur şey gibi değil.. Eylül ayında güneş çarpması sonucu öldüğüme göre muhtemelen o esnada polise güneş enerjisi kazanı fırlatmaya çalışıyorumdur. Orda tabii soğurucusu, yansıtıcısı falan var, demek ki öyleymiş kaderim..." diyen acılı genç, her şeye karşın yine de çok feci bir son olmadığını kaydederek şöyle devam etti: "Sonuçta çok da üzülmemek lazım aslında. Mehmet Ayvalıtaş'a araba çarptı, Ali İsmail'i yanlış hatırlamıyorsam arkadaşları dövdü, işte dün gece Ahmet Atakan yüksekten düştü... Yani o sokağa çıkıp eylem yapıyosan bir şekilde illa ölüceksin. Güneş çarpmasa kalp krizi geçircen, olmadı çukura düşücen, hiç olmadı kafana saksı düşecek ama olacak bu. O yüzden yine güneş çarpması en iyisi, çok acı çekmem galiba. Ne olduğunu anlamadan giderim gibi geliyor... Bakalım, hepsini yaşayıp görücez. Gerçi ben ölünce görücem ama.. Neyse, hayırlısı artık..." Ölümünden sonra yaşanacak süreç hakkında da hatırlatmalarda bulunan talihsiz genç, şimdi şimdi kendisinin nasıl bir sona sürüklendiğini anladığını kaydetti. "Şimdi tabi ölüm nedenim güneş çarpması olarak kayda geçmiş ama benim de arkamda yasadışı sol örgütleri olsun, dış mihraklar olsun kesin bir şeyler var gibime geliyor. Böyle düşününce 'Nedim, sen büyük oyunu göremedin, resmen maşası oldun bazı şeylerin, ondan öldün' diyorum ama ne fayda... Çok da gençtim, resmen pisi pisine gittim..." derken göz yaşlarını tutamayan Nedim Sarıer'i ise ilk teselli eden yine Adli Tıp Profesörü oldu. Elini yüzünü yıkayıp sakinleşmesinin ardından basın mensuplarının önünde Adli Tıp Kurumu'na ve Profesör Metin İhsanlı'ya da teşekkür etmeyi ihmal etmeyen Nedim Sarıer, "Önceden haber verdikleri çok iyi oldu gerçekten. Şimdi en azından Facebook'umdan, Twitter'ımdan Suriye'de Esad, Mısır'da Sisi yanlısı, ateizm kokulu birçok paylaşım yapabilme fırsatım olacak. Bunların en azından ülkenin önemli bir kısmına ölümüme sevinme imkanı vereceğine inanıyorum. Neticede ölecek bi insanım, kimseyi öyle çok üzmek istemem" şeklindeki sözleriyle, hassasiyetini orta koydu. Son olarak hayatını kaybedeceği sokağa gitmek için basın mensuplarndan izin isteyen Nedim Sarer, "Şimdi oraya gidip, ölmeden önce taş maş atayım polise madem. Adamlara çok ayıp olur bi videoda falan öyle görünmezsem" derken, akşam saatlerinde de yasını tutmak için herkesi mumlarıyla beklediğini sözlerine ekledi. | 0LABEL_0
|
Belçika ’ başkenti Brüksel ’ araya gelen enerji bakanları doğalgaza megavatsaat 180 euro tavan fiyat uygulanması konusunda anlaştı Toplantı sonrası Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson Çekya Sanayi Ticaret Bakanı Jozef Sikela basın toplantısı düzenledi konusu anlaşmayı “ Görevimiz Tehlike ” adlı film serisine benzeten Sikela “ Görevimiz Tehlike tamamlandı film serisinde olduğu sonuncusu zoruydu Cumhurbaşkanlığının enerji bulmacasının parçasını çözmesinden gurur duyuyorum anlaşmaya varabileceğini kanıtladık ” dedi Doğalgaza tavan fiyat uygulanması konusunda anlaşmanın olduğunu yineleyen Sikela “ vatandaşları işletmeleri yaşanan gaz fiyatlarından koruyacak geçici etkili gerçekçi mekanizma anlaştık zamanda Avrupa pazarının gaz tedarikçileri rekabetçi çekici kalmasını sağlayacak önlemleri dahil ettik ” dedi anlaşmaya varılan mekanizmanın şekilde yürürlüğe gireceğini aktaran Sikela birincisinin TTF işlem gören vadeli gaz kontratının 3 180 euroyu aşması halinde ikincisinin TTF küresel piyasalarda doğalgazın megavatsaat fiyatının arasındaki farkın 35 eurodan olması durumunda yürürlüğe gireceğini aktardı Mekanizmanın yürürlüğe girdikten 20 aktif halde kalacağını Sikela mekanizmanın doğalgaz fiyatının fiyatın çıkmasını sağlayacağını belirtti konusu 180 euroluk tavan fiyatın sabit olmadığını aktaran Sikela bunun dinamik olduğunu Avrupa mali piyasalarının güvenliğini istikrarını tehlikeye atmamaya çalıştıklarını açıkladı Doğalgaz fiyatının 180 euronun altına düşmesi durumunda mekanizmanın olarak dışı kalacağını Sikela mekanizmanın komisyonun durum etmesi üye devletler arasındaki ticaretin 3 doğalgaz ithalatının azalması durumunda askıya alınacağını belirtti Sikela mekanizmanın 15 Şubat 2023 geçerli olacağını açıkladı Simson ’ konusu mekanizma anlaşmaya vararak enerji krizine yanıt olarak adım attığını belirterek mekanizmanın 22 Kasım ’ önerildiğini hatırlattı Simson üye devletler arasında sayıda müzakere sözlü görüşme gerçekleştirildiğini etti | 1LABEL_1
|
Sosyal medyada pek çok kullanıcı tarafından paylaşılan videonun gerçek bir denizkızını gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Son dakika... Ürdün Kralı II. Abdullah İbn El Hüseyin İstanbul'da Ürdün Kralı II. Abdullah İbn El Hüseyin saat 16.00 sıralarında İstanbul’a geldi. ’i Atatürk Havalimanı’nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı. II. Abdullah İbn El Hüseyin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
Ölü sayısının 6.820'ye ulaştığı İtalya'da koronavirüs salgınına karşı getirilen karantina kurallarını ihlal edenleri belirlemek için dronelar da kullanılmaya başladı.
Bazı kentlerde belediyelerin kontrol amacıyla drone'lardan faydalanmaya başlaması üzerine Ulusal Sivil Havacılık Kurumu konuyu gündemine aldı.
Kurum, 'koronavirüs salgınının kontrol altına alınmasını sağlamak amacıyla' drone kullanımına onay verdi.
Bu makalede X içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.
X paylaşımının sonu
İçerik bulunamadı
İtalya'da yaklaşık 2 haftadır uygulanan ve en az 3 Nisan'a kadar devam etmesi planlanan karantina tedbirleriyle sehayat kısıtlamaları getirilmiş ve halktan da sağlık, temel ihtiyaçlar ya da iş için gerekli olmadıkça evlerinden çıkmamaları istenmişti.
Bu kuralları ihlal edenlere verilecek ceza miktarı dün akşam artırılarak 400-3000 euro arasına çıkarıldı.
Haberin sonu
Koronavirüs taşıdığı halde tecritten çıkanlar da 5 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.
Bazı kentlerde ordunun da desteğiyle süren kontrollerde araçlar caddelerde durduruluyor ve insanlardan nereye ve neden gittiklerini yazılı olarak bir dilekçeyle bildirmeleri isteniyor. Karantina kurallarının öngördüğü kurallara aykırı olarak dışarıda "yakalananlara" cezai işlem yapılıyor.
Başkent Roma'da koronavirüs kurallarının uygulanmasına destek amacıyla polis helikopteri de kullanılıyor.
İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre salgın önlemleri kapsamında 11 Mart-23 Mart tarihleri arasında 2.2 milyon kişiye kontrol yapıldı ve 102 bin kişi hakkında kuralları ihlal ettikleri gerekçesiyle işlem yapıldı.
İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ise dün akşam, kuralları ihlal edenlere verilecek cezaların artırıldığını açıkladığı konuşmasında "Vatandaşların büyük çoğunluğu kurallara uyuyor. Bundan gurur duyuyoruz" dedi.
Conte, "Kurallara herkes uyarsa hem kendilerini ve sevdiklerini güvenceye almış olurlar hem de tüm toplumun bu acil durumdan olabildiğince erken çıkabilmesine olanak verirler" diye konuştu.
Başbakani İtalya'da karantina kurallarının 31 Temmuz'a kadar uzatılacağı söylentilerini ise yalanladı. Conte, Ocak ayı sonunda ilan edilen acil durumun Temmuz sonunda biteceğini ancak karantina kurallarının çok daha önce gevşetilmesini umduklarını söyledi.
Conte, "En kısa sürede bu tedbirleri aşmayı umuyoruz. Temmuz'dan önce normal bir yaşam şekline dönebileceğimizden eminiz. Öncekinden de daha güzel bir hayata döneceğiz. Bu dönem bize hayatlarımız üzerine normalde yapamadığımız bir şeyi yaparak düşünüp taşınma zamanı verdi. Doğru dersleri çıkaracağımıza eminim" dedi. | 1LABEL_1
|
Sosyal medyada Oğuzhan Uğur’un yardım merkezinden paylaştığı bir videoda Babala TV ekibinin yardım merkezinde film izlediğini gösterdiği iddia edildi. İddia çok sayıda hesaptan yayılarak viralleşti. | 0LABEL_0
|
Sosyal medyada paylaşılan ve Teyit’e ihbar olarak gönderilen videonun, Türkiye’de Suriyeli mülteciler tarafından düzenlenen ve Türk bayrağının da ezildiği bir eylemi gösterdiği iddia edildi. Buna göre videoda ellerinde birtakım bayraklar bulunan kalabalığın sloganlar eşliğinde Türk bayrağının üzerinde hareket ettiği görülebiliyor. | 0LABEL_0
|
Kılıçdaroğlu vizyon belgesini açıkladı ülkenin kaderini değiştirme günüdür Kaynak CHP3 2022Cumhuriyet Halk Partisi CHP “ İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması ” sloganıyla İstanbul ’ vizyon toplantısını gerçekleştirdi Toplantının açılış kapanış konuşmalarını yapan CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “ ülkenin kaderini değiştirme günüdür ” dedi Cumhuriyet ’ 100 yılına 2023 seçimlerine atıfta bulunulan “ İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması ” İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Sergi Sarayı ’ gerçekleştirildi Kılıçdaroğlu ’ “ 3 ’ bekleyin ” ifadeleriyle duyurduğu partisinin “ vizyon belgesini ” açıkladığı toplantıda ABD ekonomist yazar sosyal teorisyen Jeremy Rifkin CHP Sözcüsü Faik Öztrak CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo CHP Sekreteri Selin Sayek Böke Prof Hakan Prof Refet Gürkaynak Prof Ufuk Akçiğit Prof Daron Acemoğlu sunum yaptı Kılıçdaroğlu neler söyledi Açılış konuşmasına salondakilerin “ iktidar ” sloganlarıyla gelen Kılıçdaroğlu “ İnşallah olacak ülkede şey olacak ” diyerek yanıt verdi “ aramıyoruz ” Kılıçdaroğlu ülkenin kaderini değiştirmek yönetim anlayışının yaklaşımının kökten değiştirilmesi gerektiğini savundu Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmasında “ ” tanımladığı konularında uzman dünyadan Türkiye ’ 70 kişinin aldığı “ birliğinin ” kurulduğunu söyledi Gerçekleştirdiği ABD İngiltere ziyaretlerinde sonrasında konusu 70 kişiyle görüştüğünü belirten CHP lideri içerisinde Almanya ’ gideceğini belirtti etti “ derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan adım atmayacağım vazgeçmeyeceğim istediğimi yolun varacağını başlarken biliyordum Hepiniz inanın Kemal çıktığı yoldan adım atmaz ” 70 kişilik ekibin 7 24 çalışacağını Kılıçdaroğlu Almanya ’ devlet liderlerine başdanışmanlık yapan yazar Jeremy Rifkin ’ kendisinin endüstriyel dönüşüm başdanışmanı olduğunu açıkladı Kaynak CHP ülkeme bırakacağım büyük mirasım olacak Kılıçdaroğlu ’ kapanış konuşmasındaki mesajı liyakate bağlı sistemin edilmesi “ Çalışan sistem ” edeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu “ ülkede korku uyanmayacak ” dedi bunun iktidarlarında bırakacağı büyük miras olacağını savundu Kılıçdaroğlu iktidardaki 3 yıllarında 100 dolar yatırımın Türkiye ’ geleceğini dünyadaki çeşitli yatırım fonlarından 75 dolar yatırım alacaklarını sürdü Yaptığı konuşmada salondakilere “ muhalefet partisinin başkanı olarak seslenmediğini ” getiren Kılıçdaroğlu kendisinin “ birliğinin parçası olduğunu ” söyledi Türkiye ’ alanı olmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu “ Türkiye mülteci kampın olmayacak Türkiye çöp depolama alanın olmayacak rakip olacağım ” dedi Altılı Masa övgüAltılı Masa ’ önemine değinen Kılıçdaroğlu masada siyasi parti liderlerinden övgüyle bahsetti “ Anayasamız ekiplerimiz kadrolarımız program çalışıyorlar siyasi ahlaki vicdani birliğimiz birlikteliği edeyim ahlaki vicdani diyorum “ Meral ’ Meral Akşener partisini kurarken mücadele verdiğini biliyorum Meral merttir Karamollaoğlu Altılı Masayı kurarken sırtına yük yükleneceğini bilmiyor muydu Biliyordu bilgedir cesurdur “ Ahmet Ahmet Davutoğlu vatan konusu olduğunda araya gelmekten tereddüt etmedik deneyimi entelektüel birikimi bize türlü katkıyı sağlayacağız Gültekin ’ Gültekin Menderes Demirel ’ gençliğini onların ruhunu görüyorum Babacan ’ uygulama tecrübesini başarısını biliyorum “ Altını çiziyorum gerçeği biliyor Özetle zaferi yürekli insanlar kazanacak ” Kaynak CHPFotoğraf yazısı Jeremy Rifkin ‘ Türkiye Akdeniz havzasındaki ülkeleri harekete geçirebilir ’ Kılıçdaroğlu açılış konuşmasının sözü sunum yapacak kişiye bıraktı İlk sunumu yapan Jeremy Rifkin toplantıya video konferansla bağlandı Rifkin konuşmasında ülkedeki nüfusa vurgu yaparak “ Türkiye ’ kuşak büyük dönüşümü sanayi devrimine dönüşümüne başlayıp gerçekleştirebilirler ” dedi Türkiye ’ “ Akdeniz havzasındaki 22 ülkeyle yönetişim kurmak durumunda olduğunu ” savunan Rifkin sözlerine etti “ Türkiye lider harekete geçirici Akdeniz havzasındaki ülkeleri harekete geçirebilir İklim değişikliğini alarak bunu yapabilir Türkiye risk altında olan topraklardan birine sahip ” Rifkin ’ konuşmasında alternatif enerjiler iklim krizi başlıklar çıktı ‘ İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe sokacağız ’ Rifkin kürsüye CHP Sözcüsü Faik Öztrak geldi Öztrak partisinin iktidara gelmesi durumunda Cumhuriyet ’ yüzyılında Türkiye ’ 4 endüstri devriminin geliştiricilerinden yapacaklarını vadetti “ enerjiyle fonlarla toplumla tertemiz ülkeyi edeceğiz ” dedi Merkez Bankası ’ dünyanın saygı duyduğu birisini atayacaklarını söyleyen Öztrak CHP ’ vaatlerini sürdürdü “ Ekonomik ihtiyaç öncelikleri gözeterek 2023 bütçesini yapacağız Şatafata israfa vereceğiz Cumhurbaşkanlığı makamını olduğu yere Çankaya Köşkü taşıyacağız “ Ülkemizde yatağa girmeyecek Sendikalaşmanın örgütlü toplumun önünü açacağız Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe sokacağız Kaynak CHPFotoğraf yazısı CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer FoggoSosyal devlet projeleri neler CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo Öztrak ’ sahneye geldi Foggo CHP ’ sosyal devlet politikalarıyla ilgili projelerini açıkladı “ CHP iktidarının 6 ayında Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak sosyal yardımlar çatı altında toplanacak sosyal yardım almak kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak Devlet zorda olanın ayağına gidecek “ CHP iktidarında destekleri sigortası başlatacağız Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan herkesi devlet güvencesi altına model kuracağız “ Sigorta kapsamındaki ailelerin çocukları ücretsiz kreşlerden faydalanacak Yurtlar edilecek Barınma sorunu çözülecek “ destekleri sigortası kurumu kurulduğunda aileye hekimi haricinde sosyal hizmet uzmanı atayacağız 25 sosyal hizmet uzmanı istihdam edilecek devletin temsilci olarak ailelerle iletişim kuracak ” ‘ Kalkınmayı destekleyecek politika anlayışına ihtiyaç ’ Merkez Bankası Başekonomisti Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Hakan toplantıya bağlanan akademisyenler arasındaydı Yoksullukla mücadele sürdürülebilir büyümenin şart olduğunu savunan “ Önümüzdeki dönemde makro istikrar programının bileşenleri makro finansal taraftan bakılınca olmalı teknik görüşlerimi getireceğim ” dedi maliye politikalarının tasarımında detaylı kapsamlı kalkınmayı destekleyecek politika anlayışına ihtiyaç olduğunu söyledi ‘ Enflasyonu düşürmek bağımsız Merkez Bankası ’ ihtiyaç ’ Toplantıda sunum yapan akademisyenlerde Prof Refet Gürkaynak “ enflasyonu düşürmek bağımsız güvenilir Merkez Bankasına ihtiyaç duyulduğunu ” söyledi Gürkaynak Merkez Bankası bağımsızlığın önemini sözlerle değerlendirdi “ Merkez Bankası idaresinin güven vermesi lazım Merkez Bankacılığı güven işidir güveninin siyasetten bağımsızlıkla enflasyonu düşüreceğine kendimizi aldatmamamız lazım ” ‘ Önemli olan partiler bakanlıklar çalışabilmek ’ Chicago Üniversitesi ekonomi bölümünden Prof Ufuk Akçiğit salona grafiklerle hazırladığı sunum yaptı Video konferansla bağlandığı sunumda Akçiğit “ Teşhisi koymazsak sesi yüksek çıkanın sesini dinlersek olmaz Önemli olan partiler bakanlıklar çalışabilmek herkesin içine kapanıp şeyleri çözmesi ” dedi Akçiğit sunumunda beyin göçü Türkiye ’ özgün sanayi politikaları ticaret yatırımları ihtiyaca uzmanlaşmış kişi yetiştirilmesi konulara değindi Kaynak CHPFotoğraf yazısı CHP Sekreteri Selin Sayek Böke ‘ YÖK ’ kaldıracağız ’ Akçiğit ’ CHP Sekreteri Selin Sayek Böke kürsüde konuşma gerçekleştirdi Konuşmasında işsizlik eğitim kamu harcamaları gelir dağılımı konularına veren Böke CHP ’ projelerini sıraladı “ geldiğimizde kamuda ihale dönemi başlayacak ‘ Kaynağımız ’ dememiz Kamu kaynakları Kamu İşbirliği Projeleri altında yandaşa aktarılmayacak Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihaleler dağıtılmayacak Kamunun parası kamuda halkta kalacak “ Bilim yapmak isteyen bilim insanlarımız özgür üniversitelere kavuşacaklar YÖK kaldıracağız Boğaziçi üniversiteleri özgürleştireceğiz Barış İmzacısı Akademisyenleri öğrencileriyle üniversitelerle buluşturacağız ” Böke ’ konuşması salondan büyük alkış topladı ‘ Türkiye ’ problemi siyasetle siyasi politikalar siyasi ekonomi ’ Kılıçdaroğlu ’ kapanış konuşması öncesindeki konuşmayı ABD ’ deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ekonomi dersleri veren Prof Daron Acemoğlu yaptı Sözlerine “ Sağlıklı Türkiye ekonomisi kurma konusunda konuşmak istiyorum ” başlayan Acemoğlu grafiklerin aldığı sunum yaptı Verimlilik eğitim işsizlik eşitsizlik konularda konuşan Acemoğlu “ Türkiye ’ problemi herkesin ettiği siyasetle siyasi politikalar siyasi ekonomi ” dedi Hükümetin faiz politikalarını eleştiren Acemoğlu şunları söyledi “ İlk önemli şey faiz politikalarını düzelterek enflasyonu düşürmek Enflasyonun düzeyde olduğu ekonomide kaynakların olarak dağılması mümkün “ Enflasyonu düşürmek süreç mali politikaları kullanıp yoksulluğu tüketiciye olan baskıları azaltması lazım Türkiye işsizlik büyük problem bunun büyük problem haline gelmesine vermemek lazım | 1LABEL_1
|
Otel Odasında Uyuşturucu Komasından Ölü Bulunan Genç, Büyük İhtimalle Ünlü Bir Sanatçıydı Geçtiğimiz günlerde Antalya'da bir otel odasında aşırı dozda uyuşturucu nedeniyle ölü bulunarak sevenlerini yasa boğan ünlü sanatçı Hüseyin Herdem'in (27), ünlü olmadığı gibi sanatçı bile olmadığı iddiası gündemi sarsmaya devam ediyor. Zamansız ölümü medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde geniş yer bulan Herdem'in yaslı ailesi, evlatlarının sırf otel odasında uyuşturucudan ölmesi nedeniyle ünlü zannedildiğini iddia ederek "Kaç gündür söylemeye çalışıyoruz ama kopan gürültü yüzünden bizi kimse dinlemiyor. Hüseyin, o otelde çalışan normal bir insandı. Bavul falan taşırdı. Uyuşturucuyu nereden buldu bilmiyoruz" sözleriyle kamuoyunu tezcanlı olmakla suçladı. Ünlü sanatçı Hüseyin Herdem'in geçtiğimiz günlerde bir otel odasında uyuşturucu komasına girerek hayatını kaybetmesi kamuoyunda geniş yankı bulmuş, Herdem'in sevenleri ve sanatçı dostları genç yaşta kaybettiğimiz bu büyük yeteneğin ardından duygu dolu açıklamalar yapmışlardı. Ölüm haberinin duyulmasıyla birlikte Herdem Ailesinin Antalya'daki evlerinin önünde toplanan her yaştan yüzlerce hayranı ise, mumlar yakarak genç sanatçının sevilen şarkılarını hep bir ağızdan seslendirmek istemişler ancak sanatçının herhangi bir şarkısını hatırlayan çıkmadığı için "Dağlar dağlar"ı defalarca söylemekle yetinmişlerdi. Herdem'in ölümünün ardından bir basın toplantısı düzenleyen ünlü manken Seda Gülecin ise, merhumla geçmişte fırtınalı bir ilişki yaşadığını itiraf ederek, "Gözlerden uzak bir ilişkiydi bizimkisi. Şimdi bazılarının yaptığı gibi reklam aşkı değildi. Her şeye rağmen tertemiz başladı tertemiz bitti. Keşke ona söylemek istediğim her şeyi söyleyebilmiş olsaydım. Affet beni Hüseyin." sözleriyle yaşadığı pişmanlığı dile getirmişti. İddialara karşın, genç sanatçının vakitsiz ve trajik ölümünün sosyal medyadaki yankıları ise sürüyor. Sevenleri, Hüseyin Herdem'e ait olduğunu düşündükleri şarkıları, şiirleri ve rol aldığı sanılan filmlerden sahneleri paylaşarak ünlü sanatçıyı anarken, hayattayken Facebook'ta 87 arkadaşı bulunan Herdem için açılan hayran sayfasının üye sayısı da 2 gün içinde 120.000'i aştı. Söz konusu sayfada yer alan yorumlardan bazıları şöyle: Aslı Gülçin: "Sen şarkı söylemedin aslında... Bize yalnızlığını haykırmaya çalıştın ama duymak istemedik... En sevdiğim şarkılarından birinde de dediğin gibi "Tam 14 saat oldu, telefonum hiç çalmadı, içim yandı tutuştu, bir arayan olmadı...". Umarım gittiğin yerde mutlusundur Hüseyin..." Selçuk Özbey: "Her ölüm erken ölüm ama onunki gerçekten erken oldu. Özellikle "Issız adam", "Yalnız güneş şahitti" ve "İncir reçeli" filmlerindeki performanslarıyla beni çok etkilemişti. Çünkü rol yapmıyordu kendini oynuyordu... Seni çok özlüyoruz..." Ayşe Göynük: "Tanrı hep iyileri mi erken almak zorunda? Bu nasıl bir adalettir? İnanamıyorum, uyuyamıyorum, ağlayamıyorum... Canım acıyor Hüseyin, canım acıyor..." Nermin Candan: "Herkes onu Feriha'daki Osman'ın arkadaşı Nihat olarak tanıdı ama ben Hüseyin'i tiyatroda izleme şansına da erişmiştim. Gerçekten insanı insana insanca anlatan bir kardeşimizdi. Allah taksiratını affetsin..." Salih Gülçün: "İçim kan ağlayarak baktım duvarında son paylaştıklarına. En son Hadise'nin 'Aşk kaç beden giyer?' adlı şarkısını paylaşmış. Şarkıda soruyor ya 'Orada bana da var mı yer?' diye... Orada hepimize yer var Hüseyin. İşte hepimizin gideceği yer orası... Resmen hissetmiş sanki ölümün yaklaştığını..." Yaşanan gelişmelerin ardından bu sabah evlerinin önünde toplanan kalabalığa ve basın mensuplarına bir kez daha seslenen baba Cahit Herdem, "Arkadaşlar tekrar çok teşekkür ediyorum, acımızı paylaştınız, sevginizle teselli verdiniz ama bakın son kez söylüyorum Hüseyin gerçekten ünlü değildi. Kimle karıştırıyorsunuz bilmiyorum. Normal insanlar da otel odasında uyuşturucudan ölebilir, lütfen bunu kabul edin. Ayrıca hayır, cenazeyi Teşvikiye Camii'nden kaldırmamız da söz konusu değil..." sözleriyle iddiasını yineledi. Acılı babanın sözleri, kabalalık tarafından "Hüseyin de hayattayken şöhreti hiç kabul etmezdi, mütevaziydi" şeklinde yorumlanırken, "Dağlar dağlar"'ı son bir kez daha seslendiren sevenleri dağıtılan helvayı yedikten sonra olaysız bir şekilde dağıldı. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Reuters
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), bir kez daha İHA saldırısına hedef olan Rusya kontrolündeki Zaporijya Nükleer Santrali'yle ilgili 'nükleer kaza' uyarısı yaptı.
Rusya, üç kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili Ukrayna'yı suçlarken, Kiev yönetimi suçlamayı reddetti.
Ukrayna sınırları içerisinde bulunan ve Rusya'nın ele geçirdiği santralde, altı reaktör bulunuyor. Santral, 2022'nin Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattında bulunan önemli noktalardan birisi.
IAEA, çatışmalar nedeniyle tehlike altında bulunan nükleer santralin risk teşkil ettiğine yönelik birden çok kez uyarı yayınladı.
Avrupa'nın en büyük nükleer santrali Zaporijya, Rusya’nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna’yı işgale başlamasından kısa süre sonra Rus kontrolüne geçmişti.
Haberin sonu
Hem Ukrayna hem de Rusya karşılıklı saldırılarla birbirlerini nükleer santralin güvenliğini tehlikeye atmakla suçluyor.
BM, Avrupa’nın en büyük nükleer santrali etrafındaki çatışmaların sona ermesi gerektiğini söylüyor.
Santralin vurulması durumunda atmosfere sınırsız miktarda radyoaktif madde karışmasından endişe ediliyor.
Kaynak,Getty Images
IAEA Başkanı Rafael Grossi, Pazar günü gerçekleşen drone saldırısının "nükleer güvenliğe ilişkin tehlikeyi ciddi şekilde artırdığını" dile getirdi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı uzmanlardan oluşan ve Zaporijya'da bulunan bir ekip, İHA saldırılarının fiziksel olarak verdiği zararı doğruladı. Reaktörlerden birisinin de saldırıdan zarar gördüğü bildirildi.
Santralin Rusya tarafından görevlendirilen yönetimi, radyasyon seviyelerinin normal olduğunu ve ciddi bir zarar görülmediğini açıkladı.
IAEA da saldırının nükleer güvenlik sorunu ortaya çıkarmadığını ancak bu tip saldırıların nükleer santralin güvenliğine potansiyel olarak risk teşkil ettiğini duyurdu.
IAEA Başkanı Grossi, "Kimse nükleer santrallere yönelik saldırılardan askeri veya siyasi bir yarar sağlayabileceğini düşünmesin" dedi.
Kiev, santrale saldırmakla suçlanması üzerine bir açıklama yaparak, "Ukrayna santralde herhangi bir askeri provokasyona karışmamıştır" dedi. Ukraynalı yetkililer ayrıca santralin yasa dışı biçimde Rusya tarafından işgal edildiğini de dile getirdi.
Geçen ay IAEA ekibi, bir hafta boyunca her gün santral çevresinde patlama sesleri duyduklarını bildirmişti. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump, Ukrayna'daki savaşı "bir günde" bitirmeyi taahhüt etmişti.
Peki cephede çatışmalar yoğunlaşırken ve Ukrayna'ya taktiksel füzeleri Rus topraklarında kullanması için Batılı ülkeler izin vermişken hızla bir barış anlaşması imzalanması ihtimali ne kadar yüksek?
Rusya'nın Ukrayna'nın Dnipro şehrine yeni bir tip balistik füzeyle saldırmasının ardından gerilim iyice tırmandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yeni tip füzenin sesten 10 kat hızlı hareket ettiğini ve gerekirse Ukrayna'ya silah veren Batılı ülkelerin topraklarındaki askeri tesisleri vurmak için de kullanılabileceğini söyledi.
Kiev, Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte Ukrayna ve Rusya arasında müzakere sürecini başlatmaya çalışmasını bekliyor.
Haberin sonu
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de savaşı 2025'te "diplomatik yollar aracılığıyla" bitirme niyeti olduğunu söyledi.
Ancak bu açıklamanın zamanlaması, müzakerelerden ne sonuç çıkabileceği ve 1.200 kilometrelik cephe hattındaki gelişmelerin neler getireceği merak konusu.
Rus güçleri Ukrayna'nın doğusundaki Donbass bölgesinde ilerlemeyi sürdürüyor.
Aynı zamanda kuzey doğudaki Harkov bölgesinde bulunan Kupyansk kentine ve güney doğudaki Zaporijya şehrine doğru da yaklaşıyorlar.
Rusya, Ekim'de 500 kilometrekarelik Ukrayna toprağını ele geçirerek Mart 2022'den bu yana sahadaki en büyük kazanımını elde etti.
Ukrayna lideri Zelenskiy, uluslararası olarak tanınan Ukrayna topraklarının yüzde 27'sinin Rusya işgali altında olduğunu söylüyor.
Buna Kırım yarımadası ve 2014'ten bu yana işgal altında olan Ukrayna toprakları da dahil.
Rusya'nın Ukrayna'nın kısmen işgal ettiği Kursk bölgesinde Kuzey Koreli askerlerin de yardımıyla büyük çaplı bir karşı taarruz hazırladığı söyleniyor.
Ukrayna, Ağustos'ta başlattığı harekatla buradaki bazı sınır yerleşim yerlerini olası bir barış müzakere sürecinde pazarlık payı olarak kullanmak için işgal etmişti.
BBC'ye konuşan uzmanlar ve askeri temsilciler, Kremlin'in Trump'ın 20 Ocak 2025'te göreve gelmesinden ve olası müzakerelerin başlamasından önce olabildiğince toprak ele geçirmeye çalıştığını söylüyor.
Görevi bırakmaya hazırlanan ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Ukrayna'ya ABD yapımı ATACMS füzelerini Rus topraklarında kullanma izni verdi.
ABD Ukrayna'ya bu füzeleri savaşın ilk dönemlerinde vermiş, ancak yalnızca Kırım ve işgal altındaki Ukrayna topraklarında kullanılması şartını koymuştu.
ATACMS'lerin Rus topraklarını vurmak için kullanılmasıyla savaşın dinamiklerine yeni bir unsur eklendi.
Rusya, Ukrayna'ya bu iznin verilmesini "ateşi körüklemek" diye niteleyerek eleştirdi.
Uzmanlara göre azami 300 kilometre menzile sahip bu füzeler Ukrayna'ya fayda sağlayacak, ancak cephedeki durumu büyük ölçüde etkilemeyecek.
Analistler Rusya'nın uzun süredir bu duruma karşı hazırlandığını ve füzelerin menzili içindeki tesislerini sınır bölgelerinden geriye taşımış olabileceğini söylüyor.
Ukrayna'nın bu füzeleri Rusya topraklarında kullandığı ilk saldırıda sınırdan 100 kilometre ötedeki bir silah deposunu vurduğu düşünülüyor.
ABD, füze izninin yanı sıra Ukrayna'ya kara mayını göndereceğini de duyurdu. Ancak bu mayınlar sadece Ukrayna topraklarında ve sivil yerleşim yerlerinden uzakta kullanılabilecek.
Rusya savaşın başından bu yana piyade karşıtı mayınları kullanıyor.
Rus mayınları etkisiz hale getirilene kadar risk teşkil ediyor.
ABD'nin Ukrayna'ya vereceği mayınlar ise birkaç hafta içinde devre dışı kalıyor.
Geçtiğimiz iki buçuk yılda 300'e yakın Ukraynalı sivilin mayınlardan dolayı hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Kızıl Haç dahil birçok uluslararası kuruluş mayınların kullanılmasına karşı kampanya yürütüyor.
ABD de şimdiye kadar Ukrayna'ya mayın verme konusunda çekimserdi, ancak Washington Kiev'e daha önce tanksavar mayınlar teslim etti.
ATACMS füzeleri gibi bu mayınların da Ukrayna güçlerinin savunma hatlarını tahkim etmeye katkıda bulunması bekleniyor.
Kaynak,Getty Images
Saldırı sırasında Dnipro'da olan BBC muhabiri Paul Adams, füze saldırısının yerel saatle sabah beşte başlayan ve yaklaşık üç saat süren bir hava saldırısının parçası olduğunu söylüyor.
BBC'ye konuşan askeri kaynaklar, neredeyse 10 bin kilometre menzili olan ve birden fazla savaş başlığı taşıyabilen füzenin Hazar Denizi yakınındaki Astrahan'dan fırlatıldığını söyledi.
Füzenin neyi hedef aldığı net değil, ancak saldırı sırasında şehir merkezi yakınındaki büyük bir sanayi tesisinde dört patlama duyuldu.
Zelenskiy, Rusya'nın Ukrayna'yı yeni bir füzeyle vurduğunu ve bu füzeninkıtalararası balistik füze (ICBM)özelliklerine sahip olabileceğini söyledi.
Rusya lideri Perşembe akşamı yaptığı açıklamada, Oreşnik adı verilen füzenin orta menzilli olduğunu ve test amaçlı fırlatıldığını söyledi.
Putin nükleer başlık taşımayan balistik füzenin Mach 10 hızında, yani ses hızının 10 katı olduğunu, saatte 12.250 km hızla ilerlediğini ve “modern hava savunma sistemlerinin durdurma kabiliyeti olmadığını” iddia etti.
Putin, saldırının İngiltere ve ABD füzelerinin Rusya topraklarında kullanım izninecevap olarak yapıldığını kaydetti.
Ukrayna için cephedeki durum zorluğunu korurken halk arasında yapılan anketlerdeki görüşler de değişmeye başladı.
Neredeyse üç yıldır aralıksız bombardıman, elektrik kesintileri ve uykusuz gecelere maruz kalan ve önümüzdeki kış için endişe duyan Ukraynalılar savaştan yorulmuş durumda.
Anketlere göre halk, her ne kadar toprak kaybı ve uzun vadede belirsizlik anlamına gelse de Rusya ile barış müzakereleri fikrine sıcak bakmaya başlıyor.
Razumkov Centre adlı düşünce kuruluşunun Ekim'de yayınladığı bir ankete göre her üç Ukraynalıdan biri müzakereleri destekliyor. Geçtiğimiz yıl bu oran beşte birdi.
Ekim'de yapılan başka bir ankete göreyse Ukraynalılar, ülkelerinin savaşı kazanabileceği konusunda eskiye kıyasla daha az emin.
Ancak çoğunluk hala Ukrayna'nın Rusya'yı yeneceğine inanıyor.
Kaynak,Getty Images
Donald Trump'ın ABD seçimlerini kazanmasıyla birlikte birçok uzman, barış planıyla ilgili detayları öğrenmeyi bekliyor.
Trump'ın seçimi kazandıktan sonra yaptığı açıklamalarsa "Rusya ve Ukrayna ile çok yoğun çalışacağız", "Bu durmalı", "Rusya ve Ukrayna durmalı" gibi spesifik olmayan söylemlerden ibaret.
ABD basını, Trump'ın Vladimir Putin ile telefonda görüştüğünü ve onu savaşı kızıştırmaması konusunda uyardığını yazdı, ancak Kremlin bu iddiaları reddetti.
Ukraynalı uzmanlar, Trump'ın planının henüz gelişme aşamasında olduğunu ve ekibinin fikirler üzerinde çalıştığını düşünüyor.
Ukrayna dış politikası üzerine çalışan New Europe adlı düşünce kuruluşundan Alyona Hetmanchuk, bu fikirlerin o ya da bu şekilde çatışmayı dondurmaya çıkacağını söylüyor.
Ukraynalı uzman, "savaştaki cephe dondurulacak, NATO üyeliği sorusu dondurulacak, finansal yardım dondurulacak, her şey dondurulacak" diyor.
Hetmanchuk, bu yaklaşımın Biden Yönetimi'nin yaklaşımını yansıttığını, ancak Trump ve Cumhuriyetçilerin aksine Demokratların müzakereleri ABD yerine Ukrayna'nın başlatmasını desteklediğini ve Kiev'e uzun vadeli maddi destek taahhüdü verdiğini hatırlatıyor.
Ukraynalı uzmana göre Trump'ın Demokratlardan bir farkı da Ukrayna'daki müzakere sürecini yönetmek için bir özel temsilci atama niyetini ortaya koyması.
Kiev, bunu olumlu bir adım olarak görüyor. Trump ilk döneminde tecrübeli diplomat Kurt Volker'i bu pozisyona getirmişti.
Alyona Hetmanchuk, "Sürekli Trump'a erişimi olan, nüfuz sahibi bir 'Bay Ukrayna' figürüne ihtiyacımız var" diyor.
Ukrayna ve Rusya, yeni ABD yönetiminin atacağı ilk adımları beklerken kesin olan şey, muhtemel barış müzakerelerinin karmaşık olacağı ve uzun süreceği.
Savaşın nasıl sonuçlanacağı, Ukrayna, Rusya ve iki ülkenin liderleri Zelenskiy ve Putin için belirleyici olacak.
İki ülkenin ve iki ismin de geleceğini görüşmelerin nasıl sonuçlanacağı belirleyecek. | 1LABEL_1
|
Fransız televizyon BFMTV haberine turistik cadde Şanzelize kutlamalara sahipliği yapacak Yetkililer caddenin final maçı trafiğe kapatılarak yayaların kullanımına açılmasını kararlaştırdı Pazar günkü karşılaşma güvenliği sağlamak 14 polis jandarma görevlendirildiği bildirildi yandan polisin 14 Fransa finali sonrası kutlamaların yapıldığı Şanzelize şiddet başlatmak isteyen 47 kişilik ultra sağcı grubu yakındaki barda yaptığı kontrol tespit ettiği gözaltına aldığı ortaya çıktı Gözaltına alınanlar arasındaki 15 kişinin istihbarat kaynaklarının listesinde olduğu belirtiliyor Fransa karşısında kazandığı final karşılaşması sonrası Paris olmak ülkenin kentinde sağcı grupların sokaklara inerek taşkınlık çıkarmıştı 14 çarşamba günkü final maçı sonrası kişinin hayatını kaybetmesine olan kentte yaşanan olaylarda polis 145 Paris 167 kişiyi gözaltına alınmıştı Anadolu Ajansı web sitesinde Akış Sistemi üzerinden abonelere sunulan haberler özetlenerek yayımlanmaktadır Abonelik iletişime geçiniz | 1LABEL_1
|
AK Parti tespit etti... KHK ile ihraç edilenler sandıklarda görevlendirilmiş AK Parti tarafından 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nde İstanbul'da görev alan kendisi ve 1. ve 2. derece yakını 2 bin 224 kişinin, kanun hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edildiği belirlendi. Ayrıca İstanbul'da yerel seçimlerde görev yapan 11 sandık başkanı, 7 memur üye olmak üzere 18 kişinin KHK ile görevlerinden ihraç edildiği belirlendi. Alınan bilgiye göre, Yüksek Kurulu'nun İstanbul seçimlerine yapılan olağanüstü itirazları değerlendirmesi devam ederken, her geçen gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor. tarafından yapılan araştırmalarda, İstanbul'da görev yapan 11 sandık başkanının ile görevlerinden ihraç edildiği belirlendi. Ayrıca aynı durumdaki 7 kişinin de çeşitli sandıklarda memur üye yapıldığı ortaya çıktı. Sandıkta görevli 415 kişinin eşlerinin de KHK ile görevlerinden uzaklaştırıldığı tespit edildi. Sandıklarda görevli 798 kişinin erkek kardeşi, 46 kişinin babası, 226 kişinin kız kardeşinin KHK ile ihraç edildiği belirlendi. Öte yandan sandık görevlisi, 1. ve 2. derece yakınlarıyla beraber KHK'den ihraç edilen 2 bin 224 kişinin seçimlerde görev aldığı bildirildi. AK Parti tarafından bu deliller de eklenerek, pazartesi günü YSK'ye beyan verilecek. | 1LABEL_1
|
AKP ’ milletvekilliğinden Ahmet Eşref Fakıbaba İYİ Parti ’ katılacak20 2022Ayşe Sayın | AnkaraKaynak Getty ImagesAdalet Kalkınma Partisi AKP Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba parti üyeliğinden milletvekilliğinden ettiğini açıkladı Sosyal medya hesabından kararını duyuran Fakıbaba “ siyasi ahlaki anlayışına uygun olmayan kişilerle bundan olmayacağı mutlu olduğunu ” söyledi Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin ’ konuşan Fakıbaba İYİ Parti ’ katılacağı iddalarıyla ilgili soruya “ Söylemiyordum konuşulmaya başlayınca söyleyeyim İYİ Parti ’ katılıyorum ” yanıtını verdi İYİ Parti İzmir Milletvekili Başkan Meral Akşener ’ danışmanı Aytun Çıray Fakıbaba ’ katılımını “ Partimize katılım iktidar yürüyüşünde adımdır ” ifadeleriyle duyurdu Fakıbaba ’ istifasının AKP ’ Meclis sandalye sayısı 286 ’ düştü RTÜK üyeliği kontenjanı İYİ Parti ’ geçti İzmir Milletvekili Mehmet Çelebi ’ katılımıyla AKP Erdoğan ’ Çelebi ’ rozet takmasından önemli ismini kaybetti Bağımsız aday olarak girdiği 2009 yerel seçimlerinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ’ kazanan AKP katılan Fakıbaba 2017 2018 yılları arasında Tarım Bakanlığı görevinde bulunmuştu Fakıbaba ’ süredir parti politikalarından rahatsız olduğu eleştirilerini getirdiği biliniyor İstifasına Meclis verecekAnayasa milletvekillerinin istifası taraflı beyanı şeklinde gerçekleşmiyor Anayasa ’ 84 Maddesine milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi istifanın geçerli olduğu TBMM Başkanlık Divanı ’ tespit edildikten Meclis Kurulu ’ yapılacak oylamayla karara bağlanacak İYİ Parti kaynakları istifalar gelebilirİYİ Parti kulislerinde önümüzdeki AKP ’ sürpriz istifalar olabileceği konuşuluyor İYİ Partili siyasetçi “ Önümüzdeki günleri bekleyin AKP ’ önemli istifalar olacak partimize katılacak ” iddiasında bulundu CHP RTÜK Başkanı Çelebi AKP geçince yazıyı Meclis ’ göndermişÖte yandan RTÜK Başkanı Ebubebir Şahin ’ Mehmet Çelebi ’ AKP ’ geçmesinin RTÜK üyeliğiyle ilgili seçim yazısını Meclis ’ gönderdiği ortaya çıktı CHP Grup Başkanvekili Özgür Şahin ’ yaklaşık 3 aydır bulunan üyelik İzmir Milletvekili Mehmet Çelebi ’ AKP ’ katılmasından seçim yapılması talebini Meclis ’ ilettiğini açıkladı Şahin ’ RTÜK üyeliğinin AKP ’ düşmesi yöntem izlediğini savunan TBMM Başkanı Mustafa Şentop ’ tepki gösterdi “ Meclis Başkanlığı geliyor Meclis Başkanlığı yazıyı elinde tutuyor Meclis Başkanlığı RTÜK seçiminin yapılacağı yazıyı yazmıyor hepimiz Sayın Fakıbaba istifasını öğrenene yazının yazıldığını gören bilen Sayın Fakıbaba Parti ayrılıyor üyelik İYİ Parti geçiyor Meclis Başkanı ‘ yarısından yazıyı Parti yazmıştım ’ diyor 28 Haziran yazılmayıp Çelebi yazılan ‘ dengeler beklenmedik şekilde değişti ’ yazılmış sayılıyor tenezzül meselesidir ” İYİ Partili Dervişoğlu RTÜK Parti muvazaanın içindedirTBMM Kurulu ’ İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu RTÜK Başkanı Şahin Meclis Başkanlığı ’ RTÜK üyeliği seçim prosedürüne tutumuna tepki gösterdi “ kamu kurumunun siyasi saiklerle TBMM vesayet kurmaya çalışmasını İYİ Parti olarak protesto ediyoruz Türk milletinin iradesinin tecelligahı olan Gazi Meclisin itibarının Parti ’ siyasi mühendislik hesaplarına feda edilmesine müsamaha göstermeyeceğimizi getiriyoruz yerde muvazaa vardır muvazaa herkesi kuşatmıştır Üzülerek söylüyorum RTÜK Başkanı muvazaanın içindedir Parti grubu muvazaanın içindedir ” AKP ’ RTÜK üyesi Taha Yücel yaklaşık 3 ASELSAN Müdür Yardımcısı olmuş üyelikten etmişti dönemde Meclis aritmetiğine RTÜK üyeliği AKP ’ düşüyordu süreçte İsmail Koncuk İYİ Parti ’ katılmış üyelik kontenjanı İYİ Parti geçmişti RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin üyelik seçimini süredir bekletiyordu Kurul kontenjanı Mehmet Çelebi ’ partiye katılması sonrası AKP ’ geçmişti | 1LABEL_1
|
31 Mart seçimlerine tam 2 ay var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’nin adayı(halihazırdaki İBB Başkanı) Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin adayı (önceki dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı) Murat Kurum, seçimin öne çıkan iki ismi. | 0LABEL_0
|
Brezilya’da devlet başkanlığı seçiminin ikinci turu gerçekleşmeden önce yapılan bazı araştırmalar çok sayıda sahte haberin WhatsApp üzerinden yayıldığını ortaya koydu. | 0LABEL_0
|
Koç - 4 Şubat haftalık burç yorumları Astrolog Aygül Aydın, 4 Şubat haftasını yorumluyor. | 1LABEL_1
|
Kaynak,TCCB
Ankara ile İsrail arasındaki artan gerilim açıklamalar üzerinden devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in “saldırı tehdidi” olarak yorumladığı sözleri sonrası yeni bir değerlendirme daha yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in bölgede sınırları belli olmayan tek ülke olduğunu söyledi ve “tüm insanlık için tehdit” olduğunu savundu.
Erdoğan, "Bugün gözünü Lübnan'a dikenlerin yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağının garantisi kim olabilir?" dedi.
Gazze'deki savaşın bölgeye yayılmak istendiğini savunan Erdoğan, söylemlerin ve eylemlerin "bu senaryoyu önlemek için" olduğunu söyledi.
Ankara'da AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı “Hukuk tanımaz İsrail devleti sadece Filistin, Lübnan için değil gelinen noktada artık tüm insanlık için, tüm dünya için tehdittir" dedi.
Haberin sonu
İsrail’in istilacı bir siyaset izlediğini savunan Erdoğan, “Bölgemizde güvenliğini, saldırganlıkta, katliam ve toprak gaspında arayan yegane ülke İsrail'dir” diye konuştu.
Erdoğan pazar günü Rize'de yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını eleştirerek "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok" demişti.
Kaynak,EPA
Erdoğan'ın sözleri öncesi ise İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz, NATO'ya, Türkiye'yi ittifaktan ihraç etme çağrısı yaptı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işgal tehditleri ve tehlikeli söylemi ışığında, Dışişleri Bakanı Israel Katz, [İsrailli] diplomatlara tüm NATO üyeleriyle acilen temasa geçmeleri talimatı verdi. Katz, Türkiye'nin kınanması çağrısı yapıyor. Ayrıca Türkiye'nin NATO'dan ihraç edilmesi talebinde bulunuyor."
Katz, aynı açıklamada "Türkiye, İsrail'e yönelik terör saldırılarından sorumlu olan Hamas'ın karargâhına ev sahipliği yapıyor. Türkiye ayrıca Hamas, Hizbullah ve Yemen'deki Husilerle birlikte İran'ın şer ekseninin bir üyesi oldu" ifadelerini kullandı.
Türkiye, 1952'den bu yana NATO üyesi. İsrail ise ittifaka üye değil ancak 1995'ten bu yana Akdeniz Diyaloğu mekanizması aracılığıyla NATO'nun aktif bir ortağı.
İsrail'in 2017'den bu yana Brüksel'deki NATO karargahında daimi ve resmi bir misyonu bulunuyor.
Kaynak,@tcbestepe
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan pazar günü Rize'de yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını eleştirerek "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok" dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz aynı gün Erdoğan'ın sözlerine Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyinbenzetmesiyle yanıt verdi.
Katz, X hesabından yaptığı açıklamada, "Erdoğan, Saddam Hüseyin'in yolundan gidiyor ve İsrail'e saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. (Erdoğan) orada (Irak'ta) ne olduğunu ve bunun nasıl bittiğini hatırlamalı" dedi.
İsrail dışişleri bakanı, X mesajında Erdoğan ve Saddam Hüseyin'in yan yana fotoğraflarını da paylaştı.
Saddam Hüseyin, ABD'nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesinin ardından 2006'da idam edilmişti.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Katz'ın açıklamasını X hesabından yaptığı bir açıklamayla eleştirdi.
Bakanlığın açıklamasında, "Soykırımcı Hitler’in sonu nasıl olduysa, soykırımcı Netanyahu’nun sonu da öyle olacak. Soykırımcı Naziler nasıl hesap verdiyse, Filistinlileri yok etmeye çalışanlar da öyle hesap verecek. İnsanlık, Filistinlilerin yanında duracak. Filistinlileri yok edemeyeceksiniz" ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da X hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "insanlık vicdanının sesi"olduğunu söyledi.
AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, İsrail Dışişleri Bakanı Katz için "Hadsiz bir açıklama yapmış. Tüm milleti yüreğinden hançerleyen, o siyonist, soykırımcı katil Netanyahu'nun Dışişleri Bakanına buradan şiddet ve nefretle lanetlerimi gönderiyorum" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Saddam Hüseyin benzetmesinin ardından İsrail Dışişleri Bakanı Katz'ı "siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle asla bağdaşmayan alçak sözleri nedeniyle nefretle lanetlediğini" söyledi.
Bahçeli,X'te paylaştığı açıklamadaşu ifadeleri kullandı:
"İsrail Başbakanı ile hükümetinin hangi kanlı ve karanlık izleri takip ettiğini esasen tüm dünya açıklıkla görmektedir. Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na panikle saldırması suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. Kırk bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir. Bu durum sadece sabır ve zaman meselesidir."
"Türk milleti kenetlenmiş ve soykırımcı İsrail’e karşı kilitlenmiştir. Elbette her türlü senaryo gündemde olmalı; siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıklar tahkim edilerek Türkiye’nin hafife alınacak bir ülke olmadığı isabetle teyit edilmelidir."
İsrail, Gazze operasyonlarını, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların ardından başlattı. İsrailli yetkililer, operasyonların savunma amaçlı olduğunu söylüyor.
Hamas'ın yönettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, İsrail'in askeri operasyonlarında Ekim 2023'ten bu yana 39 binden fazla Filistinli öldürüldü. | 1LABEL_1
|
Avustralya Müşteri Hizmetleri Bakanı Viktor Dominello , Çarşamba günkü COVID-19 basın konferansında açıklamalarda bulunurken izleyiciler “göz sarkmasını” fark ederek Bakan’ın covid-19 aşısı sonrası yüz felci geçirdiği iddiasında bulundu. Aynı iddia sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlarla ülke sınırlarını aşarak Türkiye’de de gündeme geldi. Aşı karşıtı sosyal medya kullanıcıları bu durumu aşı olmamak için delil gösterirken, aşı taraftarı kullanıcılar olayın sebeplerinin araştırılması yönünde yorumlarda bulunuyor. ”Koronavirüs aşıları yüz felcine sebep oluyor” gibi ciddi bir iddia elbette kaygı verici. Biz de şüpheci ve sorgulayan takipçilerimizin sorularına cevap bulmak adına tüm detayları araştırdık. | 0LABEL_0
|
TFF 2 Lig Grup mücadele İnegölspor forma giyen isimleri şike iddialarına karışan futbolcunun kulüple ilişiği kesilerek adli süreç başlatıldığı duyuruldu İnegölspor Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan yazılı açıklamada bordo beyazlı ekibin devrenin maçında Tarsus İdman Yurdu kaldığı hatırlatıldı Takımın sıralardan kurtulması yönetimin elinden gelen çabayı gösterdiğinin belirtildiği açıklamada ifadeler kullanıldı İnegölspor camiası yönetimi olarak gücümüzle mücadele etsek kontrolümüz dışında gelişen sarsıcı olayların önüne geçemiyoruz Futbol futbol olmaktan çıkmış illegal yapıların kişilerin haksız kazanç kapısı olmuştur Tarsus maçından ortaya atılan kulüp tarihimiz şahit olmadığımız durum üzmüştür Kulübümüz futbolcularından kaleciler Sercan Çobanoğlu Emre Selen şikeye karıştığı maçlarımızda İnegölspor aleyhine şike yaptıkları iddia edilmiş olup bilgi kulübümüze ulaşmıştır İddiası çirkin olan tasvip etmediğimiz yönetimimiz olarak alınan futbolcuyla kulübümüz menfaatleri doğrultusunda derhal yollarımız ayrılmıştır İddia edilen olaya olarak kulübümüz İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde duyurusunda bulunulmuş olup ilgili hukuksuzluğa karışanlar ettikleri yaptırımların uygulanması adli süreç başlatılmıştır İnegölspor camiasının şanlı taraftarımızın yöneticilerimizin emeklerine ihanet edenler gerekli mücadeleye vereceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız | 1LABEL_1
|
CHP'nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında açılan ve 11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istenen davanın ilk duruşmasında Ankara Adliyesi’nde ifade verdi.
Kılıçdaroğlu’nun, bu dava için günler öncesinden yaptığı “safları sıklaştıralım” çağrısının ardından, Ankara Adliyesi’nin önü adeta miting alanına döndü.
Geniş katılım nedeniyle, Adliye önünde yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Saatler öncesinde adliye önüne gelen partililer sık sık slogan attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik 2014 yılındaki sözleri nedeniyle talimatla ifadeye çağrılan Kılıçdaroğlu, “Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim” dedi.
Haberin sonu
Kılıçdaroğlu, hakkında dava açılmasına neden olan sözlerini mahkeme önünde tekrar dile getirdi.
Duruşma öncesinde, Kılıçdaroğlu’nun yapacağı savunma kadar "safları sıkılaştıralım" çağrısının nasıl karşılık bulacağı ve katılım düzeyinin ne olacağı da merak ediliyordu.
Bazı yorumcular, bu davaya kimlerin katılacağının "parti içindeki ayrışmayı" su yüzüne çıkaracağı tahminlerini dile getirmişti.
Duruşmaya Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl genel başkanlığı kaybettiği kurultayda karşı karşıya gelen farklı kanatlardan milletvekilleri, belediye başkanları ve partililer bir arada katıldı.
Adliyeye gelenler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, DEM Parti, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi’nden de bazı milletvekilleri ve Ayşe Ateş de vardı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Almanya’da olması nedeniyle duruşmaya katılamadı.
Kaynak,CHP
Duruşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İmamoğlu’nun dört ay önce yapılmış bir program nedeniyle Almanya’da bulunduğunu söyledi.
Günaydın, İmamoğlu'nun "Sadece Kemal Kılıçdaroğlu değil, hiçbir genel başkanımızı yalnız bırakmayacağımızı kamuoyu açıkça bilsin" mesajını aktardı.
Günaydın, Kılıçdaroğlu’na açılan davanın, milletvekilleri ve genel başkanlık yapan siyasilere gözdağı olduğunu söyledi.
Günaydın, “Tek vücut olarak genel başkanımızın yanındayız” dedi.
Kaynak,Getty Images
Kılıçdaroğlu, partililerin alkış ve destek sloganları ile duruşma salonuna gelirken izdiham yaşandı, oluşan kargaşa nedeniyle katılımcılar ezilme tehlikesi yaşadı.
Duruşma yaklaşık 50 kişiyi alabilecek 57. Asliye Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı.
Avukatların ve CHP’lilerin salonun darlığı nedeniyle duruşmanın daha geniş olan ağır ceza mahkemesi salonlarından birine alınması talebi yanıtsız kaldı.
Çok sayıda avukat, gazeteci, milletvekili, belediye başkanı salona giremedi.
Avukatlar, bu durumu protesto etti.
Kılıçdaroğlu, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılıyla ifade verdi.
Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Başçalan, hırsız, baş hırsız” sözleri nedeniyle mahkemeye çıkarıldığına işaret etti.
Kılıçdaroğlu, bu sözleri nedeniyle hiçbir pişmanlığı olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, 'Rüşvet suçundan' çıkmadım. Ne mutlu ki bana, 'Yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız' olarak karşınıza çıkmadım. Ve yine ne mutlu ki bana Sayın Yargıç, karşınıza 'Vatana ihanetten' de çıkmadım" dedi.
Kılıçdaroğlu ifadesinde, isim vermeden İYİ Parti'nin eski Genel Başkanı Meral Akşener’i de hedef aldı:
"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak 'Kılıçdaroğlu'nu aileme emanet ediyorum' diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim, Evet hatalıyım. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim…"
Meral Akşener, 2022 yılında yaptığı bir konuşmada 2018 yılında CHP'ninİYİ Parti'ye 15 milletvekili vermesineatıfta bulunarak şöyle demişti:
"Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir" demişti.
CHP'nin milletvekili hamlesi, İYİ Parti'nin TBMM'de grup kurabilmesini sağlamış ve 24 Haziran genel seçimlere katılmasının önünü açmıştı.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.
YouTube paylaşımının sonu
İçerik bulunamadı | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
İngiltere'de enflasyon üst üste ikinci ay da düştü ancak süt, peynir ve yumurta gibi temel gıda fiyatlarındaki artış son 40 yılın zirvesindeki yerini koruyor.
Fiyatlardaki artışı ölçen enflasyon, Aralık ayında yüzde 10,5'e düştü. Kasım ayında da bir önceki aya göre düşerek yüzde 10,7 olmuştu.
Petrol ve benzin fiyatları da enflasyonla birlikte düşüşe geçti ancak gıda fiyatları artmaya devam etti ve 1977'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Restoran ve otel fiyatları da havayolları ücretleri gibi Aralık ayında rekor seviyeye yükseldi.
İngiltere'de milyonlarca insan, Covid kısıtlamalarının kaldırılması ve Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı savaştan bu yana artan hayat pahalılığıyla mücadele ediyor.
Haberin sonu
Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre geçen yıl gıda fiyatları yüzde 16,8 oranında arttı.
Süt, peynir ve yumurta gibi temel gıdalarda en yüksek artış görülürken şeker, reçel, bal, çikolata ve alkolsüz içeceklerde de fiyatlar büyük oranda arttı.
Creed Foodservice firmasının yöneticisi gıda toptancısı Philip de Ternant, geçen yıl gıda fiyatlarındaki artış için "tsunami" ifadesini kullanıyor:
"Pişmiş baklagillerin fiyatı bir yıl içinde yüzde 50'nin üzerinde arttı. İspanya'dan gelen konserve domatesler de yüzde 50 oranında zamlandı.
"Birçok şefin yemeğinin temeli olan makarnanın fiyatı bile yüzde 24 oranında arttı."
ONS yüzlerce maddenin fiyatını karşılaştırarak enflasyon rakamlarına erişiyor.
Enflasyon düşmesi, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor; sadece fiyatların daha yavaş yükseldiği anlamına geliyor.
Bazı uzmanlar artık hayat pahalılığının yavaş yavaş düşmeye başlayabileceği görüşünde.
Ancak yüzde 10,5'lik enflasyon, hâlâ İngiltere Merkez Bankası'nın yüzde 2'lik hedefinin çok üzerinde.
ONS'nin baş ekonomisti Grant Fitzner, BBC'ye yaptığı açıklamada petrol fiyatlarının geçen ay litre başına 8 peni; dizel fiyatlarının da litre başına 16 peni düştüğünü söyledi:
"İki ay üst üste enflasyonda azalma görsek de, bu çok küçük bir düşüş ve birçok ürünün fiyatı bu kadar yükselmişken enflasyon hâlâ rekor seviyelerde."
Maliye Bakanı Jeremy Hunt da, enflasyondaki her türlü düşüşün memnuniyetle karşılandığını, "hükümetin bu oranı daha da düşürmek için zor kararlar almaya devam etmesinin hayati önemde olduğunu" söyledi.
Muhalefet partisinin gölge maliye bakanı Rachel Reeves ise "Her geçen gün halkın [iktidardaki] Muhafazakar Parti yönetimi altında daha da kötüye gittiğinin yeni kanıtları önümüze geliyor" diyerek hükümeti eleştirdi.
Başbakan Rishi Sunak, bu yıl enflasyonu yarıya düşürme sözü vermişti.
Hunt da, "Yüksek enflasyon aile bütçeleri için bir kabus, iş yatırımlarına zarar veriyor ve grevlere yol açıyor, bu sebeple enflasyonu düşürmek için uyguladığımız plana bağlı kalmalıyız" açıklaması yaptı. | 1LABEL_1
|
Videonun dev anakondanın beyaz bir aracı sardığını gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Sosyalmedyada ve AHaber, Sabah, Güneş, Takvim gibi haber sitelerinde paylaşılan farklı görsellerde 16 Haziran 2019 tarihinde İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde gerçekleşen İBB Başkan Adaylarının ortak canlı yayını sırasında adayların kullandıkları kelime sayılarına dair çeşitli istatistiklere yer verildi. | 0LABEL_0
|
Çin’de mutfakta çalışan bir robotun zor şartlar yüzünden ortalığı dağıtıp istifa ettiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Arjantin Fransa arasında unutulmaz finale sahne olan turnuva açıdan geçti Kupası oynanan 64 maçta toplam 172 gol atıldı Katar 2022 Kupası tarihinin gollü turnuvası Organizasyonda maç 2 7 gol yakalandı Fransa attığı 16 golle Kupası skorer takımı unvanını etti 2022 Kupası hakemler 4 kırmızı 227 sarı kartına başvurdu Arjantin Hollanda arasında oynanan final müsabakası 17 sarı 1 kırmızı kartla turnuvada kart çıkan mücadele olarak kayıtlara geçti Turnuvanın sürpriz takımı Fas2022 Kupası finale yükselerek bunu başaran Afrika takımı unvanını sergilediği performansla bıraktı Hırvatista Belçika Kanada aldığı grup aşamasını lider tamamlayan Atlas Aslanları 16 turunda İspanya finalde Portekiz takımları elemeyi başardı Afrika temsilcisi finalde Fransa karşısında mücadele ortaya koymasına sahadan 2 0 ayrıldı finalin kapısından döndü Oynadığı futbolla taraftarlarının verdiği destekle turnuvanın renkli takımı olan üçüncülük maçında Hırvatistan 2 1 yenilerek Kupası tamamladı Faslı futbolcuların gol sevinçlerini secdeye kutlamaları maç sonrası aileleriyle sevinmeleri turnuvada konuşulanlar arasında aldı Almanya Belçika kırıklığıFIFA sıralamasında 10 Almanya Belçika 2022 Kupası grup aşamasında ederek kırıklığı yaşattı Kupası tarihinde 4 şampiyonluğu bulunan Almanya grup aşamasını 4 puanla 3 sırada tamamladı Sergilediği performansla beklentilerin altından kalan Almanya futbolun milli takımlar düzeyindeki numaralı organizasyonuna grup aşamasında etti Soyunma odasında büyük bölünmenin yaşandığı iddia edilen Belçika gruptan çıkamayarak Almanya beklentilerin altında kalan ülke Belçika teknik direktör Roberto Martinez başarısızlığın görevinden etti Afrika Asya takımlarından büyük çıkış2022 FIFA Kupası mücadele Afrika Asya temsilcileri sergiledikleri performansla topladı Turnuvada Afrika Kamerun Gana Senegal Tunus galibiyet alarak tarihi gerçekleştirdi takımlardan finale yükselirken Senegal 16 oynama başarısı gösterdi Asya temsilcilerinden Japonya Güney Kore Avustralya adlarını 16 turuna yazdırdı Gruptan çıkamayan 2 Asya ekibinden Suudi Arabistan şampiyon Arjantin yenen olarak dikkati çekerken turnuvada galibiyet İran protestolarla teknik direktörü Carlos Queiroz açıklamalarıyla kupaya damga vurdu sahibi Katar 2022 Kupası galibiyet alamayan Asya temsilcisi Messi Mbappe final oynadı Neymar döndüKariyerlerini Fransa Paris Saint Germain takımında sürdüren 3 futbolcudan Lionel Messi Kylian Mbappe finalde karşıya gelirken Neymar turnuvaya finalde etti 2022 Kupası 2 finalde olmak 7 gole imza atan Lionel Messi Arjantin şampiyonluğa ulaşmasında başrol üstlendi Messi turnuvanın değerli oyuncusu unvanına görüldü Lionel Messi Katar 2022 rekoru kırmayı başardı turnuvada kariyerindeki 1000 maçına çıkan yıldız oyuncu Kupası gol atan Arjantinli futbolcu Kupası forma giyen oyuncu Kupası süren futbolcu unvanlarının sahibi olmayı başardı Attığı 8 golle turnuvanın skorer oyuncusu olan Mbappe İngiliz futbolcu Geoff Hurst İngiltere 1966 Kupası finalinde trick yapan isim Katar favori olarak gelen Brezilya yıldızı Neymar Kupası özlemine turnuvada veremedi Sambacılar finalde Hırvatistan penaltı atışları sonucunda elendi Anadolu Ajansı web sitesinde Akış Sistemi üzerinden abonelere sunulan haberler özetlenerek yayımlanmaktadır Abonelik iletişime geçiniz | 1LABEL_1
|
Bir Twitter hesabı tarafından 3 Temmuz 2023 tarihinde paylaşılan videonun Fransa’da yaşanmakta olan isyan sırasında Louis Vuitton mağazasının yağmalandığı anı gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Universal Studios/Amblin Entertainment
Jurassic World: Hakimiyet, 1993 yılında başlayan tarih öncesi konulu film serisinin son yapımı.
Tanıtım kampanyasının bir parçası olarak filmin, dinozorların dünyanın hakimi olduklarının görüldüğü ilk beş dakikası Ekim ayında YouTube üzerinden gösterime sunulmuştu. Tyrannosaurus (T-Rex) bir kral, kendisini tahttan indirmek isteyen dört metrelik ve altı tonluk Giganotosaurus'la savaşıyordu.
Hollywood dünyamızın 66 milyon yıl önce nasıl göründüğünü gösteren bir pencere açmış gibi görünüyor, değil mi?
Bilim insanlarına göre pek de öyle değil.
Yönetmen Steven Spielberg'e ilk iki filmde (Jurassic Park ve Kayıp Dünya) danışmanlık yapan ünlü Amerikalı paleontolog Jack Horner BBC'ye, "Jurassic Park filmlerinin belgesel olmadığını aklınızda tutmanız gerekiyor" diyor:
Haberin sonu
"Steven eğlenceli bir film yapmaya çalışıyordu. Hiçbirimiz belgesel tarzı bir film yapmak istemedik."
Fakat ne kadar gerçekçiydiler? Horner ve diğer bilim insanlarına Jurassic Park filmlerindeki dört büyük hatayı sorduk. İşte onlardan bazıları.
Kaynak,Universal Studios/Amblin Entertainment
Paleonlolog Riley Black'e göre, Jurassic World: Hakimiyet'te gördüğümüz Tyrannosaurus ve Giganotosaurus arasındaki savaş aslında hiçbir zaman gerçekleşmedi. Bunun iki sebebi var.
"Bu iki dinozor sadece birbirlerinden milyonlarca yıl farklı yıllarda yaşamakla kalmadı, aynı zamanda farklı kıtalarda yaşadılar" diyor filmin danışmanlarından Black.
Tyrannosaurus rex, Kretase döneminin sonlarında ve Kuzey Amerika'da yaşadı, bundan 68 milyon yıl kadar önce. Giganotosaurus ise dünya üzerinde 99 milyon yıl önce Güney Amerika'da var oldu.
Bu, Jurassic World: Hakimiyet'in kronolojik ve coğrafi olarak kullandığı sanatsal lisansın tek örneği değil.
Black, filmde bazı diğer hayvanların da yaşadıklarından farklı dönemlerde ve bölgelerde yaşıyor gibi görüldüğünü belirtiyor ve ekliyor:
"Ayrıca Hollywood'un birbiriyle savaşan canavarlar temasına da dönüş yapıyoruz."
Kaynak,Getty Images
Bilim insanlarına göre diğer bir hata da "korkunç" velociraptorların betimlemesiyle ilgili yapılmış.
Jack Horner, "Yırtıcı kuşların tüylü olduğunu biliyoruz" diyor:
"Steven Spielberg ve ben bunu tartıştık, ancak bu teknolojik olarak imkansızdı çünkü tüyleri canlandırmak çok zordu."
Black de, Velociraptor'un tasarımının daha çok, başka bir tarih öncesi hayvana benzediğini belirtiyor.
Filmlerdeki hali Michael Crichton tarafından yazılan bir romandan esinlenilmişti. Crichton, insan boyundaki dinozorlar olarak tarif etse de bilim insanları gerçek Velociraptorların bir hindiyi geçmeyecek büyüklükte ve tüylü olduklarını söylüyor.
Kaynak,Universal Studios/Amblin Entertainment
Horner bazen Jurassic Park için neden bilim danışmanı olarak işe alındığını anlamadığını, Steven Spielberg'ün genellikle kendi kafasına göre çalıştığını söylüyor.
"Beni ekibe almaları ilginçti çünkü benden tavsiye almadılar, ancak sanırım biraz güvenilirlik ve onları onaylayacak birini istediler."
Horner'ın onaylamadığı kararlardan biri hayvanların renkleriydi.
"Bence dinozorlar bizim onları yaptığımızdan daha renklilerdi. Onların soyunu devam ettiren kuşlar genellikle öyleler" diyor ve ekliyor:
"Ancak Steven bunu istemedi, 'teknikolor' dinozorların yeterince korkutucu olmadığını söyledi."
Kaynak,Getty Images
Jurassic Park'ın temelinde dinozorların klonlanması yatıyor. Ancak bilim insanları bunun henüz yapılamayacağını kararlı bir şekilde söylüyor.
Bunun sebebi de o kadar yıl önceki dinozor DNA'larına ulaşılamıyor olması.
Londra Doğal Tarih Müzesi'nden paleontolog Paul Barrett, "Bildiğimiz kadarıyla uzun süre dayanamıyor. Bildiğimiz en eski fosil DNA'sı 2 milyon yıllık ve bu DNA bakteri, toprak, mantar gibi şeylerden" diyor.
DNA'sına ulaşılabilen en yaşlı insan ise 50 bin yıl önce ölmüştü. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme... Bunlar yasın beş evresi olarak biliniyor. Yaşadığımız üzücü olaylarda çoğu insanın bu aşamalardan geçtiği varsayılıyor.
Öyle ki büyük şirketlerin bile yapacakları önemli değişikliklerde bu evreleri gözeterek adım attığı söyleniyor.
Peki herkes üzüntüyü, yası aynı şekilde mi yaşar?
İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross 1969'da yayımlanan "Ölüm ve Ölmek Üzerine" adlı kitabında, hastalara ölüm teşhisi konduğunda hangi duygusal aşamalardan geçtiklerine dair bir sınıflandırma yapmıştı.
Kübler-Ross bunları "savunma mekanizmaları, çok zor durumlarla başa çıkma yolları" şeklinde tarif etmişti.
Haberin sonu
Kübler-Ross bu başlıkların her birine kitabında bir bölüm ayırmış olsa da bu süreç sadece beş evreden ibaret değildi; şok, hazırlık, umut gibi başka 10-13 aşamadan da söz ediliyordu.
Oğlu Ken Ross annesinin, herkesin ille de bu evreleri ve bu sıralama ile yaşayacağı fikrinde olmadığını söylüyor.
Elisabeth Kübler-Ross da "Yas ve Yas Tutma Üzerine" adlı son kitabında, evreler teorisiyle "karmaşık duyguları düzenli paketlere tıkıştırmayı amaçlamadığını" ifade etmişti.
Ancak kitap yayımlandıktan kısa süre sonra en çok satanlar listesine girdi ve "beş evre" teorisi hızla yayılmaya başladı.
Doktor ve terapist eğitimlerinde kullanıldı, hastalara ve ailelerine bu teori temel alınarak bilgi verildi.
Öyle ki Uzay Yolu (Star Trek) ve Susam Sokağı gibi televizyon dizilerinde bile bu evrelere atıf yapıldı.
Yüzlerce müzisyen ve sanatçı bu teoriden esinlendi, karikatürlerde mizah konusu dahi oldu.
Bu aşamaları birçok farklı duygusal deneyime uygulayan binlerce akademik araştırma yapıldı.
Boeing'den IBM'e birçok büyük şirket, büyük değişime gittikleri dönemlerde çalışanlarını idare etmede Kübler-Ross Değişim Eğrisi adını verdikleri bir yöntem kullanmaya başladı.
Kübler-Ross ile birlikte "Yas ve Yas Tutmak" adlı kitabı yazan David Kessler'e göre teori milyonlarca insanın koronavirüs salgınına gösterdiği tepkilerde de kendini gösterdi.
Columbia Üniversitesi Kayıp, Travma ve Duygu Laboratuvarı'nın başkanı olan klinik psikoloji profesörü George Bonanno, bu modelin "bir yol haritası" olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.
"İnsanlar acı çekerken 'Ne kadar sürecek? Bana ne olacak?' bilmek isterler. Tutunacakları bir şey ararlar. Evreler modeli de onlara bunu sağlıyor."
Sosyal psikoloji uzmanı Charles A. Corr ise evreler modeli için "Size bu durumlarda olan insanları kategorize etmek için kolay bir yol sunuyor" diyor.
Ancak Bonanno, bu sınıflandırmanın bazen zararlı olabileceğine de dikkat çekiyor:
"Bu aşamalardan geçmeyen insanlar, ki çoğu insanın öyle olduğunu söyleyebilirim, üzüntüyü ve yası yanlış tecrübe ettiklerini düşünebilir... Bundan dolayı terapiste gitmeleri gerektiği sonucunu çıkarabilirler."
Aslında üzüntünün ve yasın beş aşamalı olduğuna dair somut bir veri yok.
2007'de yayımlanan ve kısa süre önce bir yakınını kaybetmiş insanlarla mülakatlara dayanan bir araştırmada, Kübler-Ross'un sıraladığı aşamalar farklı kombinasyonlar halinde tespit edildi.
İnkar (ya da inanmama) düşük seviyede gözlemlendi, en baskın ikinci duygunun ise bu aşamalarda adı geçmeyen "özlem" duygusu olduğu sonucuna varıldı.
Tüm aşamalarda hakim olan duygu kabullenmeydi.
Ancak bu araştırma seçici örnekleme ve bulgularını aşırı abartma suçlamalarıyla daha sonra eleştirilmişti.
Kaynak,Getty Images
David Kessler ise akademide tartışmalar devam etse de işi gereği karşılaştığı yas ve üzüntü yaşayan insanların bu teoriyi hala anlamlı gördüklerini söylüyor.
Charles Corr'a göre Kübler-Ross, sınıflandırmayı yaparken "evre" veya "aşama" sözcüklerini kullanmamış olsaydı belki bugün daha çok kabul görecekti.
Corr, tıbbi semptomlar gibi beş sabit aşamadan söz edilmesinin Kübler-Ross'un çalışmasından çıkarılması gereken asıl dersleri gölgelediği kanısında.
Kübler-Ross, ölüm hakkında daha rahat konuşulması gerektiğini düşünüyordu. Amacı ölümcül hastaların ve yakınlarının bununla başa çıkabilmesine destek olmaktı.
Ayrıca insanların yaşamın sınırsız olmadığını ve mümkün olduğunca iyi yaşamak gerektiğini anlamalarını istiyordu.
1983'te BBC'yle yaptığı mülakatta, "Ölüm döşeğindeki insanlar bize sadece ölümü değil yaşamı da öğretebilir" demişti.
David Kessler'e göre yas ve üzüntünün anahtarı anlamlandırmada yatıyor.
Kessler bunu Ross'un ailesinin izniyle onun evreler listesine altıncı evre olarak eklemiş.
"Anlam bulmanın milyonlarca farklı yolu var," diyor.
Kessler buna "Sevdiğim kişinin ölümü beni daha iyi bir insan haline getirdi" veya "Onun ölümü olmaması gereken bir şekilde oldu, bu yüzden dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmem lazım ki başkaları aynı şekilde ölmesin" gibi anlamlandırma çabalarını örnek gösteriyor.
Farklı araştırmalar ise yas sürecinin iki aşamalı olabileceğine işaret ediyor.
Kaynak,Getty Images
Charles Corr, Hollandalı araştırmacılar Margaret Stroebe ve Henk Schut'un geliştirdiği "ikili süreç modeli"ne işaret ediyor.
Buna göre, yas sürecindeki insanlar, kayıplarını hazmetme ile hayattaki yeni zorluklara hazırlanma arasında gidip gelirler.
Bonanno ise yas için dört farklı yön tespit ettiğini söylüyor:
Çoğu insan dayanıklılık gösterip depresyona girmezken, bazıları kronik yasa bürünüp yıllarca ondan kurtulamaz, bazıları daha önce yaşadıkları depresyonun depreştiğini, bazıları ise sevdiklerini kaybettikten sonra ruh hallerinde bir iyileşme olduğunu hissedebilir.
Bonanno, çoğunluğun sonunda bu durumdan çıkıp normale döneceğini belirtiyor, ancak bu sınıflandırmanın yasın evreleri teorisi kadar net olmadığını da kabul ediyor.
Yas, kontrol etmesi zor ve rahatsız edici bir süreç. Uzmanlar, yanılsama bile olsa, bundan çıkış yolu ile ilgili bir yol haritasının olması fikrinin insanları rahatlattığını söylüyor.
Ancak süreç herkes için farklı ve herkesin kendi çıkış yolunu bulması gerekiyor.
Time dergisi 1999 yılında Elisabeth Kübler-Ross'u 20. yüzyılın en önemli 100 düşünürü arasında sıralamıştı.
Yasın beş evresi teorisiyle tüm dünyada tanınan Kübler-Ross, daha sonra çalışmalarının merkezine "Ölümden sonra neler oluyor?" sorusunu aldı.
Ölümden dönen insanlar ve ruhlarla bağlantı kuran medyumları araştırmaya başladığında mesleki itibarını da yitirmeye başladı.
1979'da bağlantılı olduğu Jay Barham adlı bir medyumun adı kadınların taciziyle ilgili bir skandala karıştı.
1980'lerde ABD'nin Virgina bölgesinde bölge sakinlerinin itirazlarına rağmen ölmek üzere olan AIDS hastaları için bir huzurevi kurdu.
Çiftlik evi 1995'te yıkıldı ve Ross felç geçirdi. Arizona'daki oğlu Ken'in yanına taşınıp son yıllarını orada geçirdi.
Amerikan televizyonunun ünlü ismi Oprah Winfrey ile yaptığı son mülakatında kendi ölümü ile ilgili duygularını "sadece öfke, öfke, öfke" şeklinde ifade etmişti.
Ken "Ne yazık ki kamuoyu onun kendi aşamalarını yaşamasını istemedi. Ölümün büyük doktorunun melek gibi davranıp durumu hemen kabullenmesini istedi, ama hepimiz yas ile farklı şekillerde başa çıkmaya çalışıyoruz" diyor.
* Bu haber BBC Türkçe'de ilk kez 5 Temmuz 2020'de yayımlanmıştı. | 1LABEL_1
|
İsrail Ordusu, Ekim ayının başında Gazze’nin kuzeyindeki Cebeliye bölgesine yeni bir kara harekatı başlattı. Bölge sakinlerinin söylemine göre harekatta sırasında İsrail tankları da aktif bir şekilde görev aldı. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Getty Images
Neredeyse her gün birileri Cenevre Sözleşmeleri'ni ihlal etmekle suçlanıyor ancak bu ihlaller için kimsenin hesap verdiğini görmüyoruz. Ne dava açılıyor, ne de birileri tutuklanıyor.
Devletler hastaneleri bombalayıp sivilleri öldürebiliyor, sivillere tecavüz ya da işkence edebiliyor, hem de hiçbir yaptırım uygulanmadan.
Peki bu gibi sözleşmeleri yeniden değerlendirmenin vakti gelmedi mi? BBC Rusça Servisi’nden Olga Prosvirova yazdı.
Modern uluslararası insan hakları hukukunun temelleri üç temel belgenin öne çıktığı 19’uncu yüzyıla dayanıyor.
Bu sonuncu anlaşma uluslararası topluma ilk kez, “Etkinliği kesin olan ve cephede ciddi bir avantaj sağlayan belli silahların insani nedenlerle bırakılmasına değer mi?” sorusunu yöneltti.
Haberin sonu
Süregelen savaşlar sonrasında Lahey Sözleşmeleri ortaya çıktı ve ilk kez savaşanlar ve savaşmayanlar arasındaki farklılık - asker sivil ayrımı- vurgulandı.
Kaynak,Getty Images
2020 yılında Tel Aviv Üniversitesi’nden Doreen Lusting ile Cambridge Üniversitesi’nden Eyal Benvenisti, savaşın kanunları ve kurallarını belirleyen ilk sözleşmeleri inceledi.
İki akademisyen, ülkelerin insanlık ilkelerinden bahsederken aslında insansever ya da insancıl gerekçelerden yola çıkmadığını savunuyorlar. Avrupa ülkelerinin asıl amacının sivilleri korumaktan çok, ordularını korumak olduğunu belirtiyorlar.
Uluslararası hukuk alanında çalışan Kopenhag Üniversitesi’nden Gleb Bogush, “Uluslararası hukuku devletler yarattı ve devletler her zaman ordularının ihtiyaçlarını gözettiler. İnsani kaygılar daha çok yaralılar ve hasta kategorisindekiler içindi. 19’uncu yüzyılda siviller de savaşa pek dahil olmuyordu, savaş ordular arasındaydı” diye açıklıyor.
Kaynak,Getty Images
Savaş sonrası 20’inci yüzyılın ilk yarısında ülkeler var olan sözleşmeleri hayata geçirmeye çalıştılar.
Ancak İkinci Dünya Savaşı başladığında 1940 yılında İsviçre’de düzenlenmesi planlanan bir konferans iptal oldu.
Savaş birçok ülkeyi çatışmalar devam ederken uluslararası kurallar belirlemeye yöneltti.
Nazi Almanyası’nın yenilgiye uğratılması ile devletler daha tam ve net kurallar oluşturmak istediler.
Böylece Cenevre Sözleşmeleri doğdu. Metinde şu başlıklara yer veriliyordu:
Kaynak,Getty Images
Aslında özünde modern bir sistem doğmuş oldu. Bugün Cenevre Sözleşmeleri uluslararası insan hakları hukukunun temeli olarak niteleniyor.
Sözleşmenin 1950’de imzaya açılması sonrası on yıllar boyunca pek çok devlet imzacı oldu. Şu an imzacı olan ülke sayısı 194.
Ancak bazı devletler sözleşmelerin bir kısmını, bazıları tamamını onaylıyor.
İlk insani hukuk metinlerinin ortaya çıktığı 19’uncu yüzyıldan farklı olarak, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çatışmalar farklı bir hâl aldı.
Artık eskisi kadar çatışma yok. Aynı zamanda savaş ilan etme kavramı da giderek kayboluyor.
Çoğu savaş, uluslararası statüde değil.
Üstelik uluslararası sayılabilecek savaşlar da değişti, örneğin düşman devlet kavramı ortadan kayboldu.
Son 20 yılın en kanlı savaşını, IŞİD yani Irak Şam İslam Devleti ile savaşı ele alalım. IŞİD kendini devlet olarak nitelese de uluslararası hukuk bunu tanımıyor. Dolayısıyla uluslararası sözleşmeler bu koşullara tam uygunluk göstermiyor.
11 Eylül saldırıları sonrası ilan edilen ve 20 yıl süren “Teröre Karşı Savaş” sonucu yüz binlerce kişi öldü. Yasal anlamıyla bu küresel çatışma bir savaş değildi ve buradaki “savaş” kavramı daha çok siyasi bir metafordu (yoksullukla savaş ya da pandemiyle savaş gibi).
Bu süreç bazı soruların ortaya atılmasına zemin oluşturdu:
Cenevre Sözleşmeleri modern dünyanın gerçekleri ile uyumlu mu? IŞİD ya da El Kaide gibi örgütlerle mücadele eden ordular, bu örgütlerin yazılı sözleşmeleri umursamadığı düşünülürse, ne yapacaklar?
Kaynak,Getty Images
Öte yandan, uluslararası hukukta “terörizm” kavramının herkes tarafından kabul edilen ortak bir tanımı olmadığı görülüyor.
“Kuruluşları terörist ilan etmek ve liderlerine ya da üyelerine yaptırım uygulamak yaygın ancak tanımın kendisine dair ortak anlayış geliştirilemedi” diyen Bogush, devletlerin bu kavramı siyasi nedenlerle ve siyasi rakiplerini zor duruma düşürmek için “istismar ettiği” görüşünde:
“'Teröre Karşı Savaş' kavramı en temel kuralları unutmamıza neden oldu. Suçluları ‘terörist’ diye niteleyip insanlıktan çıkardığımızda hukukun üstünlüğü etkisizleşir ve bu bir tehlike yaratır. Şiddet sarmalı sonsuz olur.”
Cenevre Üniversitesi’nde hukuk profesörü Marco Sassoli’ye göre bu gibi tartışmalar 1949’da değil de bugün gündemde olsaydı, ülkeler asla Cenevre Sözleşmeleri'ni onaylamazlardı. Sassoli, bu sözleşmeleri modernize etme çabalarının ters etki yarattığını savunuyor.
Uluslararası sivil haklar kuruluşlarının oluşturduğu bir ağ olan INCLO’dan Kirill Koroteev’e göre asıl sorun devletlerin hiçbir konuda pratikte anlaşamaması.
Koroteev, “Sadece Rusya ve Hamas değil, İsrail, ABD ve Ukrayna da ihlallerle suçlanıyor. Bu her suçlamanın doğru olduğunu göstermiyor ama sonuçta bu suçlamalar ortada” diyor.
Moskova merkezli Memorial İnsan Hakları Merkezi’nde hukuk birimini yöneten Natalya SekreterevaYa göre, "Rusya’nın eylemleri, (ABD tarafından) Guantanamo’daki mahkumların alıkonması, rehin almalar - bunların hepsi birer suç. Kanun bunu söylüyor ve kurbanlar da, suçlular da, gözlemciler de bunu gayet iyi biliyor”.
Kaynak,PETTY OFFICER 1ST CLASS SHANE T. MCCOY/U.S. NAVY V
Uzmanlar, uluslararası hukuk ihlallerinin, cezalandırılsın ya da cezalandırılmasın, birer ihlal olduğunu vurguluyor.
Gerçek şu ki, çoğu zaman ihlaller cezasız kalıyor.
Michigan Üniversitesi’nden hukuk profesörü Stephen Ratner’a göre, konu uluslararası savaşlar ve iç savaşlara gelince, uluslararası sözleşmeler her şeye rağmen önemini koruyor.
Burada zayıf halka, uluslararası hukukun hayata geçirilmesinde yaşanan sorunlar.
Cenevre Sözleşmesi’nin ihlaline yönelik yaptırımlar imzacı devletlerin hukuk sistemlerinde yer alıyor. Dolayısıyla bu tarz davaların ya da suçlamaların o ülkenin askeri mahkemeleri ya da sivil mahkemelerince ele alınması beklenir. Teoride devletlerin uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal edenler hakkında dava açma yükümlülüğü var.
Ülkeler arası anlaşmazlıkları çözmek için Lahey’de 1946’de Uluslararası Adalet Divanı kuruldu.
Kağıt üstünde her şey iyi. Mahkemenin verdiği kararların bağlayıcılığı var ve herhangi bir temyiz mekanizması yok.
Ancak sorun şu ki bu mahkemenin devletlere kararlarına uymaları yönünde baskı yapan herhangi bir mekanizması bulunmuyor. Örneğin Ukrayna Rusya’nın işgalinin ikinci gününde mahkemeye gittiğinde Lahey Rusya’ya düşmanlıkları sona erdirmesini söyledi ancak savaş buna rağmen iki yıldan fazladır sürüyor.
Savaş suçlarını ise Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturuyor. Ancak suçlu Lahey’de mahkeme önüne çıkmadığı sürece ceza almaktan kaçabiliyor çünkü gıyabında ceza verilemiyor.
Bu mahkeme kurulduğundan bu yana, Sudan’ın eski lideri Ömer El Beşir’in de aralarında olduğu 40 kişiye suçlamalar yöneltildi. Beşir hakkında tutuklama kararı, Sudan’da soykırım suçlamalarından 10 yıl sonra, ancak 2020’de darbeyle devrildikten sonra çıkarıldı.
Kaynak,EBRAHIM HAMID/AFP
20’den fazla ülke, Rusya’nın Ukrayna ile savaşı sürerken kendi yasal araçlarını kullanarak olası savaş suçlarını soruşturuyor.
Siviller ve sivil binalara yönelik saldırıları Mart 2022’den beri soruşturan Almanya’nın yanında, İspanya, Fransa ve Litvanya gibi savaşa doğrudan dahil olmayan başka ülkeler de benzer soruşturmalar yürütüyor.
Sekretareva, “Putin ya da Netanyahu’ya gidip parmağını sallayarak onları uluslararası hukuk ihlallerini sonlandırmaya zorlayacak bir ‘uluslararası polis’ yok” diye açıklıyor. “Uluslararası Adalet Divanı bazı geçici önlemler almalarını talep etse de hem Rusya hem İsrail bunları duymazdan geliyor” diye de ekliyor.
Ukrayna’daki savaş bir soruyu daha ortaya attı:
Uluslararası hukuku ihlal eden ülkeler BM Güvenlik Konseyi’nde buluşmaya devam ederse, bu kurum nasıl çalışacak?
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uzun süredir veto hakkının yalnızca BM Güvenlik Konseyi’ndeki 5 daimi üyede olmasını eleştirerek, “Dünya 5'ten büyüktür” ifadesini kullandı ve diğer üye devletlerin de bu gibi haklara sahip olması gerektiğini savundu. Pek çok kişi artık ona katılıyor.
Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın bakış açısına göre ise, daimi üyelerin Güvenlik Konseyi’nden atılamayacağı düşünülürse bu gerçekçi değil.
Teoride bir ülke BM’den tamamen çıkarılabilir ancak bu sadece Güvenlik Konseyi’nin önerisi ile olur. Yine burada da daimi üyelerin veto hakkı meselesi devreye giriyor.
Peki bu durumda nasıl doğru çalışan bir mekanizma yaratabiliriz?
Bogush, bunun “devletlerin iyi niyetini temel alan bir mekanizma” olması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor:
“Yalnızca kötü haller cezalandırılmamalı, iyi haller de ödüllendirilmeli. Devletlerin belli bir olumlu gündemi de olmalı.
“Eğer devletlerin iyi niyetini de görürsek, ihlalleri olduğu durumda, bunlar düzeltilmesi gereken noksanlıklar olarak algılanacaktır. Eğer kötü niyet söz konusuysa, bir devlet ahlaka aykırı davranıyorsa, elbette burada daha büyük sorunlar doğacaktır. Ancak bir kuralı ihlal etmek yeni bir kural yaratmaz; yalnız hem o kuralın sorunlu olduğu kısımları hem de o kurala uyması gerekenlerin hatalarını gösterir.” | 1LABEL_1
|
Aziz Yıldırım önemli davada tanık olarak dinlendi Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Ankara'da görülen 52 sanıklı FETÖ'nün yargı yapılanması davası kapsamında "tanık" olarak ifade verdi. Yıldırım ifadesinde, "Şike davasıyla alakalı da davanın çözümüyle alakalı bize gelen bir talep de olmadı" dedi. , Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talimatıyla "tanık" olarak bugün İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıktı. Duruşmaya, Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan sanık Ali Fuat Babatan ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Tanık olarak ifade veren Aziz Yıldırım, "Ben, bana ismini sormuş olduğunuz sanık Ali Fuat Babatan'ı tanımıyorum. Bir dönem Fenerbahçe Kulübü'nün Başkanlığı'nı yaptım. Başkanlık yaptığım dönemde bu yapı mensubu kişiler tarafından hakkımda davalar açıldı. Hatta bu davaları sulandırmak için basında bu dava için benden 2 milyon dolar para istendiğine yönelik çeşitli çıktı. Bu süreçte basında gerekli açıklamaları yapmıştım. Hatta çıkan haberler üzerine Cumhuriyet Savcılığı'na gerekli bilgileri de vermiştim" dedi. Duruşmada sanık Babatan'ın avukatı tarafından Aziz Yıldırım'a bazı sorular soruldu. Yıldırım, duruşmada okunan basın açıklamasının avukatı Abdullah Kaya tarafından yapılan basın açıklaması olmadığını söyleyerek, "Şike Davası'nın çözümü ile ilgili bize kimsenin gelmediği ve bu yönde bir talep olmadığını basın açıklamasında belirtmiştik. Ben sanığı tanımıyorum. Şike davasıyla alakalı da davanın çözümüyle alakalı bize gelen bir talep de olmadı. Davanın çözümü ile ilgili gelen de olmadı. Kendi davamızla alakalı çıkan dedikodularla ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na gerekli şikayetleri yapmıştık. Bu konu ile alakalı kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini biliyorum" dedi. Tanık ifadesine karşı diyeceği sorulan sanık Alif Fuat Babatan ise "Bir diyeceğim yoktur. Benim de tanıkla herhangi bir sosyal ilişkim yoktur. Sadece medyadan tanıdığım kadar biliyorum" dedi. Mahkeme, Aziz Yıldırım'ın alınan ifadesinin Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi. | 1LABEL_1
|
7 Ekim 2023 günü sabah saatlerinde Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı saldırıların ardından sosyal medyada pek çok görüntü yayıldı. Bu görüntülerden biri Hamas’ın İsrail ordusuna ait iki helikopteri vurduğu iddiasıyla paylaşıldı. | 0LABEL_0
|
Covid-19 tedavisinde kullanılacak ilaç ve diğer tedavi yöntemleri geliştirilmeye devam ederken birçok bitki ve esans yağın koronavirüse iyi geldiği, bağışıklığımızı güçlendirdiği ve virüsten koruduğu iddia ediliyor. Bu bitkilerden biri olan kekiğin koronavirüsten koruduğu ve hastalık sırasında da tedavi edici etkisi olduğu birçok haber sitesi tarafından konu edildi. | 0LABEL_0
|
Dışişleri'ne Çağrılan Büyükelçilerin Sıra Tartışması Yumruklaşmaya Dönüştü. Yaralılar Var... Türkiye'nin sorun yaşadığı ülkelerin Ankara Büyükelçileri'nin Dışişleri Bakanlığı'na ziyaretleri yoğun bir şekilde sürerken, izdiham nedeniyle zaman zaman tatsız olaylar da yaşanıyor. Bu sabah sıra tartışması yüzünden tartışan İsviçre ve Norveç temsilcilerinin karşılıklı ağız dalaşı yumruklaşmaya dönüştü... Üzücü olay sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlığı önündeki uzun Büyükelçi kuyruğunda yaşadı. Görgü tanıklarının ifadesine göre işlerini bir an önce halledebilmek için sabahın erken saatlerinden itibaren Bakanlık binası önünde kuyruğa giren Büyükelçiler, mesai saatinin başlamasını beklemeye başladılar. Saat 09 sularında kınama ve nota verme işlemleri için geliş sırasına göre Büyükelçiler'in Bakanlığa alımı başlarken, ilk olarak Bulgaristan Büyükelçisi Nadejda Neynski'nin adı okundu. Bir kaç kez anons edilmesine rağmen ortada görünmeyen Neynski'nin, Bulgaristan Hükümeti tarafından Türkiye'yi protesto etmek için bir süre önce Sofya'ya çağırıldığının anlaşılmasıyla birlikte sıradaki diğer isim olan İsviçre Büyükelçisi'ne geçildi. İsviçre Büyükelçisi Walter Haffner kapıya doğru hareketlendiği sırada araya giren Norveç Büyükelçisi Vegard Ellefsen "Yalnız ayıp olmuyor mu? Ben bu İsviçreli arkadaştan daha önce gelmiştim, sıradakiler şahit" diyerek duruma itiraz etti. Ellefsen'e Almanya, Danimarka ve Yunanistan Büyükelçileri de destek verirken, Haffner "Ne alakası var ya? Ben sabah 5'ten beri buradayım arkadaşım. Bi ara simit almak için ayrıldım yerimden, siz ona denk geldiniz heralde. Hatta tam o sırada Hollanda Büyükelçisi geldi, ona da simit aldım gelirken. Aha sorun isterseniz" diyerek topu Hollandalı Daan Feddo Huisinga'ya attı. Huisinga, kendisinin Büyükelçi değil Maslahatgüzar olduğunu, Türkiye ile Hollanda'nın son krizden sonra Büyükelçileri karşılıklı geri çektiğini belirterek Haffner'i düzeltirken, "Ama diğer kısmnı doğru söylüyor, ben geldiğimde buradaydı bu arkadaş. Yerime 5 dakka bakar mısın diye rica etti" sözleriyle İsviçre temsilcisinin ifadesini doğruladı. Norveçli Ellefsen'in Huisinga'ya "ya bırak, bozacının şahidi şıracı" şeklinde yanıt vermesiyle birlikte ise ortamda sinirler iyice gerildi. İki ülke temsilcisinin "Sen kime yalancı diyon?", "Sana diyom var mı?" şeklindeki karşılıklı atışması sırasında araya giren İsviçre Büyükelçisi Haffner, "Yaa bırak hocam bu vikingle muhatap olma" diyerek Hollanda Maslahatgüzarı'nı kenara çekmeye çalışırken Norveçli Ellefsen, "Sen hiç viking dayağı yememişsin belli ki" diyerek bu kez Haffner'in üzerine yürüdü. İki büyükelçi bir anda birbirine girerken, araya giren Danimarka, İran, Yunanistan, Almanya, San Marino ve Belçika Büyükelçileri kavgayı Dışişleri güvenlik personelinin de yardımıyla güçlükle ayırdılar. Yaşanan tatsızlığın ardından her iki taraf birbirinden şikayetçi olurken, Dışişleri Bakanlığı'ndaki kınama, izahat isteme ve nota verme işlemleri de yaklaşık yarım saatlik bir aksamanın ardından tekrar başladı. Olayla ilgili olarak basına değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Müsteşarı Orhan Alabayır ise "Arada bir sıra tartışmaları oluyordu ama hiç bu kadar büyümemişti. Üzüldük tabii biz de. Gönül isterdi hiç yaşanmasın" ifadelerine yer verdi. Dışişleri'ndeki kınama kuyruklarının bir süre daha devam edeceğini belirten Alabayır, karışıklıkların önüne geçilmesi için bankalardaki sıramatik tarzı numaralı bir sisteme geçiş için çalışmaların yapıldığını da sözlerine ekledi. | 0LABEL_0
|
Bir Instagram hesabının 28 Nisan 2023’te paylaştığı videonun, Avrupa Parlamentosunda Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu ile alay ettiğini gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Bir X hesabı tarafından paylaşılan gönderide Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla vizesiz seyahat edilemeyen ülke sayısının 52’ye yükseldiği, 2014’te bu sayının 38 olduğu iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Kansere çare bulduğu iddia edilen Dr. Leo Ferreira’nın Brezilya’da düşen uçağın yolcuları arasında olduğu iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Getty Images
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sırrı Süreyya Önder'in 4 Mayıs'ta cenaze töreninin yapıldığı İstanbul Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nden (AKM) çıkarken bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı. Saldırgan Selçuk Tengioğlu, 6 Mayıs Salı günü nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
İhlas Haber Ajansı, Tengioğlu'nun 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' suçundan tutuklandığını bildirdi.
İçişleri Bakanlığı, X hesabından yaptığı paylaşımda saldırganın 66 yaşında olduğunu, müebbet hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 2020'de şartlı tahliye ile serbest bırakıldığını açıklamıştı.
Bakanlık şüphelinin 2004 yılında iki çocuğunu öldürüp ikisini de yaraladığını, hırsızlık ve tehdit suçlarından da kaydı olduğunu duyurmuştu.
Saldırının "Sokaktan çekil" mesajı vermek için "planlı" yapıldığını söyleyen Özgür Özel, "Bir santim eğilmeyiz, bir adım geri atmayız" demişti.
Haberin sonu
Özgür Özel, Salı günü partisinin meclisteki grup toplantısında yaptığı konuşmada, saldırgan Selçuk Tengioğlu'nun dört ay önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) giderek ''Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi. İmamoğlu'na suikast yapılacak'' dediğini aktardı.
''Bu yılın Ocak ayında, dünkü evlat katili saldırgan İBB'ye gelir... 'Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi, İmamoğlu'na suikast yapılacak, ihbar etmeye geldim' demiş" sözlerini aktaran Özel, savcılara şöyle seslendi:
''O koğuş arkadaşları nerede? Bizim konumuz, 'İmamoğlu'na suikast yapılacak' diyen adam, dün herkesin gözünün önünde ana muhalefet liderine saldırıyor. Bu adamı birileri böyle kullanıyor.''
Özel'in konuşması ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü bu iddiaya ilişkin bir açıklama yaptı.
Söz konusu iddialarla ilgili geçmişe yönelik inceleme başlatıldığı belirtildi ve "ihbarın 2024 yılı Aralık ayında yapıldığı, ihbarın değerlendirilme ve işlem süreçleri için Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro ekiplerinin görevlendirildiği tespit edilmiştir" denildi.
Vaktinde Güvenlik Büro Amirliğince yapılan çalışmada, ihbarcının kimliğinin Selçuk Tengioğlu olduğunun tespit edildiği belirtilen açıklama şöyle devam etti:
"... yapılan görüşmede; adı geçen belediye başkanını sevdiğini, belediyeden yardımlar aldığını, başkanın DEM parti ile iç içe olmasından dolayı rahatsızlık duyan milliyetçi kesimler tarafından kendisine zarar verebileceklerini düşündüğünü, cezaevinde kaldığı sürede bu gibi konuların koğuşta konuşulduğunu, tamamen kendi hislerinden dolayı bu şekilde bir ihbarda bulunduğunu, herhangi bir bilgiye dayalı olmadığını ve yazılı olarak ifade vermek istemediğini beyan etmiştir."
Belediye yetkililerinin herhangi bir yasal müracaatlarının olmayacağının bildirildiği ifade edilerek, "ihbar usulüne uygun şekilde değerlendirilmiş, ihbarın somut delilere dayanmadığı, yalnızca kişisel kanaatlere dayalı bir bildirim olduğu, bahse konu durumun 5 yıl önceki hapiste kaldığı dönemle ilgili olduğu anlaşılmış, ilgili süreç tamamen yasal mevzuat çerçevesinde ihbarın içeriğiyle sınırlı kalmak kaydıyla sonuçlandırılmıştır" denildi.
Tengioğlu emniyette verdiği ifadede, "Olay kendi başıma yaptığım bir olaydır. Ne kimseden para aldım ne de talimat aldım" dedi.
Saldırıyı önceden planlamadığını ve olayın ani geliştiğini öne süren zanlı, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in Sayın Cumhurbaşkanımıza 'sana dünyayı dar ederim' demesinden rahatsız olmuştum, gençleri birbirine düşürmesinden rahatsız olmuştum. Savcılarımızı, polislerimizi tehdit etmesinden rahatsız olduğum için kendisini bir anda görünce bu eylemi gerçekleştirdim" diye konuştu.
Tengioğlu, "Olayı anlık duygusal bir durum içerisinde olmam sebebiyle gerçekleştirdim. Planlı bir eylem değildir. Ani gelişen bir olaydır" dedi.
Saldırı sonrasında 6 Mayıs'ta partisinin grup toplantısında konuşan Özgür Özel, "Birileri bize şunu söylüyor" dedi ve şöyle devam etti:
"'Durun, oturun, Ankara'ya dönün ve partinizde oturun' Bunu da çok net bir şekilde mektubu kalın kalın yazarak yollamışlar. Kimi yolluyor? Bir evlat katilini. Diyor ki: 'Evladını öldürmüş, sana mı kıymayacak? Evladını öldürmüş birinin eli sana değdi. Bugün eli boştu, yarın başka bir şey olabilir' diyor...
"Bu mektubu yazdılar mı? Yazdılar. Yolladılar mı? Yolladılar. Okuduk mu? Vallahi okuduk. Bir cevabımız olacak mı? Olacak. Yarın akşam Beyazıt Meydanı'ndayız Cumartesi Van'dayız, 19 Mayıs'ta İzmir'deyiz! Cevabımız budur."
Özel, "Gazi partisi o mektubu böyle okur kardeşim. Hadi şimdi o evlat katilini çıplak yollayana söylüyorum. Cesaretin varsa elini doldur da yolla" diye konuştu.
Kaynak,CHP
Saldırı günü olan 4 Mayıs'ta CHP Gençlik Kolları, Özel'i Ankara'daki genel merkez binasında karşılama çağrısı yapmıştı.
Özgür Özel parti otobüsü üzerinden toplanan kalabalık önünde yaptığı konuşmada saldırıyı bir provokasyon olarak nitelendirdi.
Özel, "Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz, bir gider bin Ekrem geliriz, bizi vurmak kurtuluş mu? Bir santim eğilmeyiz, bir adım geri atmayız. Biz bir santim eğilirsek bunlar bu millete diz çöktürürler, asla sinmeyeceğiz, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak" dedi.
Özel'in ardından konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, "Bu zehirli ve kirli dil, insanları birbirine düşman etmeye çalışıyor. CHP'nin her bir ferdi dimdik ayaktadır, Genel Başkanının da arkasındadır" dedi.
"Bu tür saldırılarla, hiçbirimiz yılgınlığa, bıkkınlığa gelemeyiz. Dimdik ayaktayız ve ayakta olmaya devam edeceğiz" diye ekledi.
Saldırıdan hemen sonra basına konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu saldırganla ilgili, "Bir utanmaz, bir alçak, bir provokatör. Kendisine Osmanlı çocuğuyum diyen bir provokatör" dedi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik saldırı sonrası X hesabından, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıyı lanetliyoruz. Sn Özel'e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Siyaset kurumuna yapılan hiçbir saldırı kabul edilemez. Saldırgan hukuk önünde hesap verecektir" mesajını paylaştı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da paylaştığı mesajda saldırıyı kınayarak Özel'e geçmiş olsun dileklerini iletti. Yerlikaya şu bilgileri verdi: "Sayın Özel'e saldıranın S.T. adlı şahıs olduğu tespit edilmiş ve şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Toplumuzun huzurunu bozmaya yönelik her türlü saldırı, şiddet girişimi hukuk önünde hak ettiği cezayı alacaktır."
DEM Parti'den yapılan açıklamada da "Alçakça saldırıyı en sert biçimde kınıyoruz" dendi: "Bu saldırı esas itibariyle Sırrı Süreyya Önder şahsında barış ve demokratik toplum arayışına yönelik bir provokasyondur; cenaze erkanına, partimizin barış ve kardeşlik politikalarına yöneliktir. İlgilileri bu provokasyonu derhal açığa çıkarmaya davet ediyoruz."
CHP lideri Özel, Önder'in cenaze töreninde, "İçtenlikle savunduğu barışı hep birlikte savunmak durumundayız. Yıllarca birlikte görev yaptık Meclis'te. Hiçbir kötü anı biriktirmemişiz" demişti.
CHP lideri Özgür Özel saldırıdan bir süre sonra basına yaptığı açıklamada, bir süredir tehditler aldıklarını, ancak saldırıların kendilerini yıldırmayacağını söyledi.
Özel, "Bugün barışın konuşulması lazım. Sırrı Süreyya'nın, bir barış güvercininin aramızdan uçup gidişinin gündeminin önüne bu saldırganın yaptığının geçmemesi lazım" dedi.
"Bir süredir hem tehditler alıyoruz, hem istihbari değerlendirmeler yapılıyor" diyen Özel, "Bu vakitten sonra saldırılar bizi yıldırılacak olsa biz ölümü göze alıp cumhuriyeti kuran partinin genel başkanlığına talip olmazdık" diye konuştu.
Sırrı Süreyya Önder'in kendisine açıkladığı bir sırrından bahseden Özel, şunları söyledi:
"Bana geldi bir gün, 'Şu son filmi izledin mi? Bir Cumhuriyet Şarkısı, hatırım için izle' dedi. Ekrem Başkanla o günlerde yeni tutuklanmış Ahmet Özer'in ailesiyle bir sinema salonu dolusu yerde o filmi izledik. Dedi ki 'Ben ölene kadar bu sır sana emanettir, sonra söyleyebilirsiniz, o filmin senaryosunu ben yazdım' dedi.
"Böyle duygular içerisinde olduğum bir günde o yumruk bize değmez, canımızı da yakmaz."
Silivri cezaevinde bulunan Ekrem İmamoğlu'nun X hesabından paylaşılan mesajda ise şunlar söylendi:
"Genel Başkanımız Sn.Özgür Özel'e yapılan menfur saldırıyı kınıyorum. Saldırganın ve tüm bağlantılarının ivedi bir biçimde ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Ülkeyi idare edenlerin şuursuz bir biçimde "telef etmeyi" konuştuğu yerde, böyle kendini bilmez alçaklara, provokatörlere gün doğar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Nisan Çarşamba günü partisinin grup toplantısında, "Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP'li siyaset girdabında telef olup gidecek" ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP lideri Özel'i arayarak 'geçmiş olsun' temennisini ilettiğini aktardı.
Altun, "(Cumhurbaşkanı Erdoğan) olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılması için süreci yakından takip ettiğini belirtmişlerdir. Saldırıya dair tahkikat derhal başlatılmış, saldırıyı gerçekleştiren şahıs gözaltına alınmıştır. Sayın Özel'e yönelik bu saldırıyı kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" dedi. | 1LABEL_1
|
“Cumhuriyet tarihinin en soğuk ve en karlı günleri geliyor, kutupların kapısı açılıyor, kuvvetli fırtına gelecek, uçabilecek eşyalara dikkat…” | 0LABEL_0
|
23 Nisan Mağdurlarından Örnek Dayanışma Her 23 Nisan'da bir günlüğüne temsili olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, valilik, belediye başkanlığı, kaymakamlık gibi makamlara getirilen ancak hayatlarının ilerleyen bölümlerinde bir baltaya sap olamayan çocuklar bir dernek çatısı altında toplanıyorlar. | 0LABEL_0
|
yıla yağış İzmir kasım sağanakları içme suyunun sağlandığı barajlardaki doluluğun düşmesine engel olamadı Meteoroloji Müdürlüğü internet sitesinde Alansal Yağış Raporu eylülde 18 yılın düşük yağışını Ege Bölgesi ekimde mevsim normallerinin yüzde 77 gerisinde kalındı Kasıma kuraklıkla başlayan bölge yarısından yağmura kavuştu kasım yağışları ortalamasının yüzde 21 yılın yüzde 11 altında kaldı Yaklaşık 79 yağmur hasretini 19 Kasım gideren İzmir metrekareye 192 kilogram yağış düştü metrekareye 93 kilogram olan kasım ayını 81 kilogram tamamlayan 146 kilogram olan ayının yarısında 101 kilogram yağış aldı sağanak şeklinde etkili olan kasım yağışlarına içme suyunun sağlandığı barajlardaki doluluk oranları geriledi İzmir Kanalizasyon İdaresinin İZSU 20 tarihli verilerine kentteki 5 barajın doluluk oranı senenin ayına azaldı Kentin önemli sağlayıcılarından Tahtalı Barajı yılın dönemine doluluk yüzde 53 yüzde 40 Balçova yüzde 37 yüzde 26 Güzelhisar yüzde 66 yüzde 62 Alaçatı Kutlu Aktaş yüzde 48 yüzde 45 Ürkmez yüzde 61 yüzde 40 düştü İzmir ihtiyacının yaklaşık yüzde 40 karşılayan Tahtalı Barajı yapımı sürecinde altında kalan Buruncuk köyündeki cami kalıntıları kuraklıkla yüzüne çıktı Kentte kuraklığın işareti sayılan altındaki minarenin caminin ortaya çıktığı kalıntılarının üzerinin midyeyle kaplandığı gözlendi İZSU Arıtma Dairesi Başkanlığı Güney Arıtma Şube Müdürü Serhat Ural olumsuzluklara korkulacak durum olmadığını söyledi Tahtalı Barajı doluluğunun yıla azaldığını belirten Ural senaryo Tahtalı Barajı önümüzdeki yağış dönemine yağış almasak 365 suyumuz bulunmakta küresel ısınmanın getirmiş olduğu problemler yağışlarda azalma görülüyor Korkulacak senaryomuz vatandaşlarımızı uyarmak durumundayız suyumuzu gelecek nesillere aktarabilmek tasarruflu kullanmalıyız konuştu | 1LABEL_1
|
Şehircilik İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum dizi ziyaret gerçekleştirmek geldiği Giresun ’ gençlerle araya geldi Bulancak Millet Bahçesi ’ gençlere hitap Bakan Kurum Parti hükümeti olarak 20 yıldır yenilikler yapmaya gayret gösterdiklerini etti hizmet siyasetine günkü aşkla ettiklerini belirten Bakan Kurum “ Dertliyiz dertli olduğumuz hizmetleri büyük şevkle yapmaya gayret gösteriyoruz İlim nerdeyse ilmin peşinden koşuyoruz 81 ilimizde millet bahçeleri yapıyoruz Millet bahçeleriyle şehirlerimizi yeşil yaşanabilir yapmak projeler yürütüyoruz ” konuştu “ Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde afetle şekilde mücadele veren vatandaşın taleplerini şekilde karşılayan Türkiye ” Bakan Murat Kurum Türkiye ’ yıllarda iklim değişikliğinin etkilerinin artığına çekerek “ evimiz dünyamız ısınıyor ısınmayla iklim değişikliğinin etkilerini sellerle yangınlarla hortum fırtına olaylarıyla yaşıyoruz Bundan 2 Giresun ’ umuzda felaketi yaşandı olur olmaz ekibimizle Dereli ’ Doğankent ’ imizdeydik yağmayacak yağış içerisinde düştü katlara katlara yağmurla gelen çakıl kum evlerin içine dolmuştu geldik Dereli ’ Doğankent ’ müjdeledik Dedik gençlerimize milletimize yuvalar kuralım Milletimiz güzelini ediyor Evlerimizi içerisinde tamamladık vatandaşlarımıza ettik İstiyorum kardeşimiz kalmasın onların acılarına göz yaşlarına şahit onlarla acıları paylaştık mutluluklarını dualarını paylaşıyoruz İşte devlet şey Geçmişe baktığınızda yaşanan afetlerin altında kalan Türkiye vardı Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde afetle şekilde mücadele veren vatandaşın ihtiyaçlarını taleplerini şekilde karşılayan Türkiye ” ifadelerini kullandı “ ‘ Atık ’ projemiz itibariyle 105 ülkenin desteği BM Kurulu ’ kabul edildi ” İklim değişikliğini indirmek projeler yürüttüklerini söyleyen Bakan Kurum “ İklim değişikliğinin etkilerini indirecek sanayi alanında yenilenebilir enerji alanında tarımda turizmde alanlarda 2053 ’ hedef ortaya koyduk hedef doğrultusunda çalışıyoruz dünyaya erişebilmek yeşil alanlarımızı yutak alanlarımızın sayısını miktarını artırıyoruz Millet bahçelerimiz anlamda üretilen emisyonları yutacak alanlar yüzden önemli bugüne 81 ilimizde 72 metrekare yeşil kazandırdık Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi ’ himayelerinde yürüttüğümüz ‘ Atık ’ projemiz itibariyle 105 ülkenin desteği Birleşmiş Milletler Kurulu ’ kabul edildi kapsamda ‘ 30 Mart Atık ’ olarak edildi önemli başarı sizlerin gençlerimizin başarısı… ” konuştu “ Türkiye Yüzyılı ekonominin şefkatin gençliğin yüzyılı olacak ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ açıkladığı “ Türkiye Yüzyılı ” vizyonu konuşan Bakan Kurum sözlerini sürdürdü “ yüzyıla giriyoruz sevgili gençler ‘ Türkiye Yüzyılı ’ olacak İnşallah sürdürülebilirliğin yüzyılı ekonominin şefkatin gençliğin yüzyılı olacak gençlerimiz projelerimizi hayallerimizi onlarla gerçekleştireceğiz sizlerle yapacağımız önemli işlerimiz Şunu gururla söylemek gerekir sizler doğduğunuz değerini yitirmeyecek hazineye sahipsiniz Sizler canını düşünmeden feda Mehmetçiğimizin emaneti cennet vatanımızdır Yavuz Selim ’ ’ emekle teriyle azimle yüzlerce mücadele ederek zaferle ettiği kadim medeniyetimizdir Ecdadımızın bize bıraktığı değerlerdir İşte sizin önemli hazineniz gücünüz medeniyetimizdir tarihimizdir geçmişimizdir İnşallah koşullar olursa mücadele etmekten durmayın kutlu neslin evlatlarısınız torunlarısınız olun sizin damarlarınızda akan ecdadımızın bize miras bıraktığı değerlerdir kültürdür hazinedir hazinemizi gücümüzü bileceğiz sizler şiddette akarsa aksın emaneti umudu kıyıya çıkaracaksınız Bizler ağabeyiniz kardeşiniz olarak sizlere hizmet edeceğiz sizlerle yürüyeceğiz sizlerle güzelini iyisini yapmaya edeceğiz ” “ Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2023 2053 2071 yılına büyük Türkiye idealiyle yürüyeceğiz ” Türk milletinin fikir medeniyetine sahip olduğunu söyleyen Bakan Kurum “ Yunus düşüneceğiz Sinan üretecek hizmet edeceğiz eserlerimizi hizmetlerimizi tarihte olduğu yollarımızla parklarımızla konutlarımızla limanlarımızla hastanelerimizle iyisini güzelini yapacağız geleceğimize çocuklarımıza edeceğiz Türkiye Yüzyılında eserleri yapmaya edeceğiz İnşallah Türkiye Yüzyılının neferi olacağız Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2023 2053 2071 yılına büyük Türkiye idealiyle yürüyeceğiz milletimizle yürüyeceğiz yolda vatandaşımızın talepleri ihtiyaçları karşısında duyarsız kalmadık onlarla yürüdük ” ifadelerini kullandı Konuşmasının gençlerin sorularını yanıtlayan Bakan Kurum mesleki birikimlerini aktardı Yoğun çalışma temposunda milletin desteği motive olduklarını Bakan Kurum “ Gençlerimizin coşkusuyla mutlu oluyoruz Onlara gelecek sunduğumuzu düşündüğümüz mutlu oluyoruz İnşallah görevleri sizlere edeceğiz mutluluğu bizler yaşayacaksınız Motivasyonumuzdaki önemli değer ” konuştu “ 2023 ’ deki hedefimiz 50 gencimize istihdam oluşturmak ” Gençlere istihdam oluşturmak projeler geliştirdiklerini belirten Bakan Kurum “ 2023 ’ deki hedefimiz 50 gencimize istihdam oluşturmak Bunun yaklaşık 3 binini Bakanlığımızda personel olmak çeşitli birimlerimizde gerçekleştireceğiz ” dedi “ İlk Evim İlk İş Yerim ” projesi kapsamında dolaylı olarak 200 istihdam getireceğini söyleyerek “ gençlerimiz çalışacak Şartnamelere zorunluluklar getiriyoruz mühendis mimar çalıştırma zorunluluğu önümüzdeki süreçte istihdam gençlerimizin umudu geleceği projeleri yapmaya edeceğiz ” dedi Bakan Kurum gençlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşme talebine karşılık Giresun ’ gerçekleştirilecek olan programda tanıştırabileceği sözünü verdi “ Cumhurbaşkanımız ülke kendini feda lider ” Bakan Kurum kendisine yöneltilen “ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çalışmanın olduğu ” sorusunu yanıtladı “ Cumhurbaşkanımız ülke kendini feda lider baktığımızda liderlerin sayısı manada şanslıyız Türkiye Cumhuriyeti olarak lidere sahip olduğumuz kıymetini bilmemiz lâzım Onunla çalışma konusuna gelindiğinde Cumhurbaşkanımız türlü detaya girer türlü detayı takip Sorar soruşturur neticesini alana takibi bırakmaz Size inanıyor güveniyorsa sonuna arkanızda durur razı kendisinden… onunla çalışmanın onurunu gururunu yıllardır yaşıyoruz Müdürlükte Bakanız makamda yaşıyoruz İleride olursa onunla davanın lideri olarak onur gurur duyacağız mücadeleden uzaklaşmayacağız mücadeleyi vereceğiz ” “ Bakan Kurum Giresun ’ dizi incelemede bulundu ” Şehircilik İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Giresun ’ içerisinde ziyaretlerde bulundu partililer vatandaşlarla araya geldi önceki annesi vefat Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk Görele ilçesindeki evinde taziye ziyaretinde bulundu “ ÇAYKUR Fabrikası ’ dönüşümü ilgili kurumlarımız çalışmalara başladı ” Bakan Kurum Tirebolu ilçesindeki ÇAYKUR Fabrikası ziyaret etti Bakan Kurum buradaki ziyaretinde Yapı Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Müdürlüğü ÇAYKUR Müdürlüğü ÇAYKUR Fabrikası ’ dönüşümü ilgili kurumların çalışmalara başlandığını belirtti “ Giresun ’ sosyal tesis kazandırıyoruz ” Bakan Murat Kurum şuan kullanılmayan Necatibey İlkokulunu restore edileceğini belirterek “ Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer Beyle telefonda görüşerek kendilerinin desteklerini aldık Valiliğimiz Belediyemiz işbirliğiyle Giresunumuza sosyal tesis olarak kazandırıyor vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz zamanda Giresun merkezinde kentsel yenileme projesini başlatıyoruz Zeytinlik Mahallesinde tarihi binaları yeniliyoruz tescilli olmayan yapıları yıkıyoruz ” dedi Bakan Murat Kurum Giresun Belediyesince çöp alanında yürütülen Park Galericiler Sitesi projesini tarihi Giresun evlerinin aldığı Zeytinlik Mahallesinde incelemelerde bulundu Parti Giresun İl Başkanlığı ilçe belediye başkanları Parti ilçe başkanları görüşen Bakan Kurum Bulancak Millet Bahçesi ziyaret edip vatandaşlara ekmek ikram etti | 1LABEL_1
|
Milli mücadelenin önde gelen isimlerinden halk kahramanı Sütçü İmam’ı duymuşsunuzdur. Kendisi, millî mücadelenin Maraş kolunda ismi geçen en önemli figürlerden biri. | 0LABEL_0
|
“Cumhuriyet tarihinin en soğuk ve en karlı günleri geliyor, kutupların kapısı açılıyor, kuvvetli fırtına gelecek, uçabilecek eşyalara dikkat…” | 0LABEL_0
|
Bir Instagram hesabı tarafından 2 Ekim 2024’te yapılan paylaşımda Çanakkale Savaşı’nda medreselerde okuyanlar ve çalışanlar, imamlar, müezzinler, tekke şeyhleri ve türbe görevlerinin yanında Müslüman oldukları halde Boşnaklar, Arnavutlar ve Arapların da askerlikten muaf olduğu iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Bir Twitter (X) hesabı tarafından 6 Ağustos 2023 tarihinde paylaşılan videonun Nijer’in başkenti Niamey’e iniş yapan bir Rus askeri nakliye uçağını gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Sosyal medyada son günlerde yayılımda olan paylaşımda, yurt dışına giden 7000 doktordan 6250’sinin Türkiye’ye geri döndüğü iddia edildi. Paylaşım tweetinde herhangi kaynak belirtilmediği görülüyor. | 0LABEL_0
|
Bir Twitter hesabı tarafından 28 Şubat 2022 tarihinde paylaşılan videodaki kız çocuğunun, askere "ülkenize dönün" sözleriyle seslenme nedeninin 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna çatışmaları olduğu iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Türkiye’nin birçok bölgesinde orman yangınları devam ederken, güncel yangından olduğu iddiasıyla şüpheli görüntüler paylaşılmaya devam ediliyor. Sosyal medyada paylaşılan çeşitli gönderilerdeki bir videonun, Antalya'daki güncel orman yangını esnasında gerçekleşen patlamayı gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Twitter'da yaygınlaşan bir iddiada Kahramanmaraş/Pazarcık’ta ABD’li bir şirkete ait petrol kuyusu bulunduğu ve depremin sebebinin bu kuyuyla ilgili olduğu iddia ediliyor. | 0LABEL_0
|
Dışişleri Müsteşarı Hüseyin Kandıra'nın İsviçre Ziyaretinde Espriler Yerlerde Süründü Birtakım resmi temaslarda bulunmak üzere İsviçre'yi ziyaret eden Dışişleri Müsteşarı Hüseyin Kandıra, İsviçre Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesine yaptığı esprilerle damgasını vurdu. Daha Bakanlık kapısından girer girmez esprilerini art arda sıralamaya başlayan Müsteşar Kandıra, bir türlü kimseyi güldüremeyince, hırs yapıp başından geçen komik anılardan, internette izlediği videolara kadar şansını zorlarken, son olarak anlattığı fıkraya da olumlu bir tepki alamaması üzerine apar topar Türkiye'ye dönmek zorunda kaldı. | 0LABEL_0
|
Sosyal medyada, İngiliz Milletler Topluluğu’nun ve kraliyet ailesinin yöneticisi olan 95 yaşındaki Kraliçe II. Elizabeth’in öldüğüne dair bir iddia öne sürüldü. Çoğunlukla uydurduğu aşı karşıtı komplo teorileriyle bilinen ve büyük resmi gördüğünü iddia eden manipülasyon hesapları, 1952 yılından beri yönetimde olan kraliçenin öldüğünü ve medyadan gizlendiğini, bunun da Londra Köprüsü Yıkıldı koduyla gizli servislere bildirildiğini ifade etmektedirler. | 0LABEL_0
|
Hazine yılki finansman programı çerçevesinde dolar cinsi Ocak 2028 vadeli tahvilin ihracında 2 dolar borçlandı Hazine ihraç tutarının 8 ’ hesaplara gireceğini açıkladı Açıklamada tahvilin artırımına 150 ’ yatırımcının artırım tutarının 2 5 katından talep gösterdiği belirtilerek “ Tahvilin yüzde 55 ’ Ortadoğu yüzde 22 ’ Birleşik Krallık yüzde 13 ’ ABD yüzde 6 ’ ülkeler yüzde 4 ’ Türkiye ’ deki yatırımcılara satılmıştır ” dendi Kupon oranı yüzde 9 875 getirisi yüzde 9 olan ihraçla Ocak 2028 vadeli tahvilin toplam tutarı 3 5 dolar Hazine ihraçla uluslararası piyasalarından toplam 11 dolar olarak öngördüğü borçlanmayı tamamlamış | 1LABEL_1
|
Bir Twitter hesabı tarafından paylaşılan videonun, çığdan çocuklarını bırakıp kaçan bir babayı gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
2022 FIFA Kupası Arjantin 36 yıllık özlemine verip kupayı 3 kazanırken Lionel Messi kariyerindeki eksiği giderdi 7 gol 3 asistle Katar 2022 skora katkı veren oyuncu olan Messi turnuvanın değerlisi seçildi 35 yaşındaki yıldız sosyal medya paylaşımıyla rekor imza attı Lionel Messi Kupası paylaştığı Instagram gönderisi 43 milyondan beğeniye ulaştı resmi olarak sporcu tarihin beğenilen sosyal medya paylaşımı olarak kayıtlara geçti | 1LABEL_1
|
Bir X hesabı tarafından 21 Ekim 2024’te yapılan bir paylaşımda görseldeki gönderi diyalogunun eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile 2011 senesinde vefat eden sanatçı Defne Joy Foster arasında gerçekleştiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Getty Images
Hollanda'da son yıllarda gençler arasında cinsel yolla bulaşan hastalıkların önemli ölçüde artması nedeniyle, bu kesime ücretsiz prezervatif dağıtılması kararlaştırıldı.
Ücretsiz prezervatif uygulaması, önümüzdeki haftalarda festivaller ve gençlere yönelik tanıtım etkinliklerinde başlayacak.
Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü’ne (RIVM) göre, aktif bir sosyal yaşama sahip olan gençler arasında, cinsel yolla bulaşan hastalık sayısındaki artış, geçen yıl endişe verici boyutlara ulaştı.
RIVM uzmanlarından Dr. Rosa Joosten, Hollanda medyasına yaptığı açıklamada, özellikle heteroseksüel gençler arasında bel soğukluğu vakalarının önemli ölçüde arttığını söyledi.
Bel soğukluğu vakaları ne kadar artarsa, antibiyotiklerin koruyuculuğunda da o kadar azaldığına işaret eden Hollandalı uzman, İngiltere'de antibiyotiklerin işe yaramadığı birkaç vaka saptandığını belirtti.
Haberin sonu
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların özellikle gençler tarafından hafife alındığını vurgulayan Joosten, "Bir hap aldım ve bitti demek her zaman mümkün olmuyor. Çok uzun süre ilaç alırsanız, örneğin hamile kalmanız daha zorlaşır. Bu tür enfeksiyonların geleceğiniz üzerinde büyük bir etkisi olabilir” dedi.
Hollandalı yetkiliye göre, cinsel yollarla bulaşan hastalıkların önlenmesi için en önemli etken, korunmak. Bu da büyük ölçüde, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmakla mümkün.
Ancak Dr. Rosa Joosten, sosyal açıdan oldukça aktif olan gençler arasında prezervatif kullanımının yıllardır düşük düzeyde olduğunun altını çiziyor.
Araştırmalara göre her 10 gençten dördü tek gecelik ilişki sırasında asla prezervatif kullanmıyor.
Bu nedenle RIVM ile Belediye Toplum Sağlığı Merkezleri (GGD), önümüzdeki günlerde gençlere ücretsiz prezervatif dağıtacak.
Uygulama için öncelikle festivaller ve gençlere yönelik etkinlikler hedeflenecek.
Gençlere korunmanın önemi anlatılacak ve bu durumun çiftler arasında pazarlık edilebilir hale getirmesi sağlanacak.
Gençler arasında prezervatif kullanımının tabu olmaktan çıkarılması ve sınırlarını belirtmeleri teşvik edilecek.
Önümüzdeki haftalarda başlayacak kampanya çerçevesinde, ilk aşamada gençlere, yaklaşık 50 bin ücretsiz prezervatif dağıtılacak.
Ücretsiz dağıtımın, prezervatif kullanımı önündeki ekonomik engeli de ortadan kaldıracağı düşünülüyor.
Hollanda’da 10’lu bir kutu prezervatifin satış fiyatı en düşük 10 eurodan başlıyor.
Eğlence yerlerinin tuvaletlerindeki otomatlarda tekli satılan ürünlerin birim fiyatının ise, daha fazla olduğu belirtiliyor. | 1LABEL_1
|
Merkel, AB'nin yeni başkanı mı oluyor? Angela Merkel, 2021 yılında bitecek yasama dönemi sonrasında politik hiçbir görev üstlenmeyeceğini söyledi hep. Ama Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, “Angela Merkel’in gözlerden kaybolup gideceğini kesinlikle tahayyül bile edemiyorum. O sadece saygı duyulan bir şahsiyet değil, aynı zamanda sevgi dolu bütün bir sanat eseridir. Bu makama uygun çok nitelikli bir şahsiyettir” sözleri kafaları karıştırdı. ALMANYA Başbakanı , 24 Eylül 2017 tarihinde yapılan genel seçimlere “Son kez” diyerek muhafazakar kanat Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partilerinin (CDU/CSU) başbakan adayı olarak katıldı. CDU/CSU toplam oyların yüzde 32.9’unu alarak seçimlerden ‘en güçlü kanat’ olarak çıktı. Merkel, önce Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon pazarlığı yaptı. Ama olmadı. Planlanan ‘Jamaika Koalisyonu’ FDP’nin yan çizmesi yüzünden yattı. Cumhurbaşkanı Frank Walter-Steinmeier’in ağırlığını koyması üzerine Merkel başbakanlığında ‘büyük koalisyona devam’ (CDU/CSU ve SPD) denildi. Merkel, seçim öncesi olduğu gibi seçimden sonra da bu yasama döneminin kendisi için son olacağını birkaç kez yineledi. Ancak başbakanlığa paralel olarak 2000 yılında üstlendiği CDU Genel Başkanlığı görevini sürdüreceğini de. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Geçen yıl ekim ayında yapılan Hessen Eyalet Parlamentosu seçimlerinde CDU’nun yüzde 13.3 oranında oy kayıbına uğrayıp yüzde 27’ye düşmesi üzerine, genel başkanlık görevini bırakacağını ilan etti. Nitekim geçen yıl aralık ayında düzenlenen kurultayda Saarland’ın eski Eyalet Başbakanı Annegret Kramp Karrenbauer CDU Genel Başkanı seçildi. Merkel’in geçen yılın başlarında CDU Genel Sekreteri ‘seçtirdiği’ ‘AKK’ kısa adıyla tanınan Annegret Kramp-Karrenbauer, yeni görevine başlarken, “Merkel bu yasama döneminin sonuna kadar başbakanımız” diye açıklamalarda bulundu. Başbakan Merkel de, “Bu yasama döneminin sonuna kadar görevdeyim” dedi. Ama son günlerde muhafazakar kanatta, “Merkel başbakanlık görevini AKK’ya ne zaman devredecek?” tartışmaları gündeme geldi. Hatta CDU’lu bazı çevreler, 2021 yılındaki genel seçimlere AKK’nın güçlü bir pozisyonda katılabilmesi için Merkel’e görevi devretme baskısını artırdı. Almanya’da yeni bir lider tartışması başlarken, CDU lideri AKK, haziran ayının ilk haftasında yönetim kurulunun ‘değerlendirme toplantısı’ yapacağını ilan etti. Yani Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin hemen ardından. İşte bu açıklama üzerine CDU’nun AP seçimlerinde oy kaybına uğraması halinde Merkel’in görevi bırakıp Annegret Kramp-Karrenbauer’in başbakan olacağı yönündeki spekülasyonları artırdı. Acaba? *** Merkel görevi bıraksa bile, AKK’nın başbakan olabilme garantisi yoktur. Çünkü AKK’nın başbakan seçilebilmesi için şu andaki ortak SPD’nin tam desteğine ihtiyaç vardır. Bu da hiç öyle ‘çantada keklik’ gibi görünmemektedir. Zira SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil, bu yasama döneminde CDU lideri AKK’yı Başbakan seçmek istemediklerini şimdiden ilan etmiştir. Klingbeil, “Biz bu yasama dönemi için Angela Merkel’i başbakan seçtik. Bununla her şey söylenmiştir” diyerek noktayı koydu. Büyük koalisyonun bozulması halinde CDU/CSU’nun yeniden Yeşiller ve FDP ile ‘Jamaika Koalisyonu’ için masaya oturması teorik olarak mümkündür. Ancak kamuoyu yoklamalarına göre oy oranı her geçen gün artan Yeşiller’in erken genel seçimleri tercih edeceği olasılığı daha ağır basmaktadır. Liberaller olarak bilinen FDP de öyle düşünmektedir. İşte o yüzden Merkel görevi bıraksa bile AKK’nın başbakan olma şansı o kadar da yüksek değildir. *** Angela Merkel, daha önceki dönemlerde 2021 yılında bitecek bu yasama dönemi sonuna kadar görevde kalacağını ve daha sonra politik hiçbir görev üstlenmeyeceğini söyledi hep. Ama Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, “Angela Merkel’in gözlerden kaybolup gideceğini kesinlikle tahayyül bile edemiyorum. O sadece saygı duyulan bir şahsiyet değil, aynı zamanda sevgi dolu bütün bir sanat eseridir. Bu makama uygun çok nitelikli bir şahsiyettir” sözleri kafaları karıştırdı. Juncker’in görev süresi 31 Ekim’de sona eriyor. Kimbilir, belki de Merkel, AB’yi birleştirmek, bütünleştirmek için böyle bir göreve “Evet” der. Yani politikada ‘Asla, asla dememeli’ ilkesi dün olduğu gibi bugün de geçerlidir. | 1LABEL_1
|
Haramzedeler-Başçalan-Fuat Avni Derken Bir Mesai Gününü Daha Dolduran Dinçer Baynaz(32), Ülkenin Gidişatından Son Derece Memnun 17 Aralık Operasyonu'nun ardından bir süredir her gün bir yenisi internette yayınlanan ses kayıtları büyük yankı uyandırırken, tape'ler sayesinde bir mesai gününü daha eğlenerek tamamlayan Pharmosen İlaç A.Ş'de yüzler gülüyor. Şirkette satın alma uzmanı olarak çalışan Dinçer Baynaz (32), konuyla ilgili olarak bugün düzenlediği basın toplantısında "Her tape düştüğünde şirkette adeta bir bayram havası esiyor. Dinlemesiydi, yorumlarıydı, yeni tweet beklemesiydi derken nasıl akşam oldu anlamıyoruz. Keşke hep böyle devam etse..." sözleriyle, onbinlerce çalışanın sesi oldu. Çalışma hayatında 9., Pharmosen İlaç Satın Alma departmanında 6. senesini dolduran Dinçer Baynaz, bugün öğleden sonra internete düşen "Erdoğan-Kalkavan Milli Gemi görüşmesi"nin ses kaydını dinledikten sonra ofisinde basın mensuplarını ağırladı. 17 Aralık'tan beri iş hayatının en eğlenceli ve rahat günlerini yaşadığını belirten Baynaz'ın mutluluğu gözlerinden okunurken, yaşadığı coşkuyu "Vay arkadaş, ne olaylar dönmüş. Bak bu tape var ya baya ses getirir, buraya yazıyorum" sözleriyle dile getirdi. Tecrübeli satınalma uzmanı, daha sonra bir yandan Twitter ve Facebook hesaplarından Tape'yle ilgili rutin paylaşımlarını yaparken, bu işlemin günlük mesaisinin önemli bir bölümüne tekabül ettiğini ve aylardır doğru dürüst iş falan yapmadığını da açık yüreklilikle ifade etti. Sadece kendisinin değil nerdeyse tanıdığı herkesin aynı durumda olduğunu belirten Baynaz, ülkedeki ekonomik durgunluğun da temel olarak tüm çalışanların mesai saatleri içerisinde internete kitlenmesinden kaynaklandığını iddia etti. Baynaz, çarpıcı açıklamalarına şöyle devam etti: "Valla özellikle tape düştüğü saatlerde iş yükünde çok belirgin bir hafifleme oluyor. O yüzden de biraz istiyoruz açıkçası. Diğer şirketlerden olsun, müşterilerden olsun gelen mail'ler telefonlar falan direkt kesiliyor o ara. 17 aralık öncesi günde 100 yazışma yapıyorken, bugünlerde bu rakam 50-60 civarında. Zaten tape geldi, onu izle, paylaş, üzerine yorum yap, yorumları oku derken 3 dakikalık bir kayıt en aşşa 1 saatlik mesaiyi götürüyor. Normalde o 1 saati doldurmak için ne taklalar atıyordum ben, büyük kolaylık valla. Biliyoruz, her güzel şey gibi bir gün bu da bitecek ama gönül istiyor keşke hep böyle sürse..." Baynaz, bugüne dek en sevdiği tape'ler top 5 listesini açıkladığı sırada odaya giren şirketin operasyon sorumlusu Kadir Gülçenli ise bir sonraki tapede hangi isimlerin olacağına dair herkesten tek tek tahmin istedi. "Bu da bizim kendi aramızda icat ettiğimiz bir oyun. Her gün tahmin yapıp, bahis oynuyoruz. Kaybedenler bütün şirkete tatlı ısmarlıyor..." sözleriyle durumu açıklayan deneyimli satın almacı, bir sonraki tape için kendisinin oyunun Bekir Bozdağ'a olduğunu belirtti. Bu şekilde mesailerin hiç olmadığı kadar eğlenceli geçtiğine değinen Baynaz, "Haramzedeler de, Başçalan da çok önemli işler yapıyor ancak sayfayı her refresh ettiğimde yeni bir yorumu düşen Fuat Avni'nin yeri bende ayrıdır. İsabetli yorumları sayesinde az tatlısını yemedim bu arkadaşların eheh" sözleriyle çalışma arkadaşlarına takılmayı da ihmal etmedi. Açıklamalarına devam ettiği sırada koridordan gelen "yeni tape!" sesleri nedeniyle konuşmasını yarıda kesen Baynaz, peşine taktığı basın ordusuyla birlikte toplantı odasına doğru hızlı adımlarla harekete geçti. Baynaz'ın odaya girmesiyle birlikte duvardaki projeksiyon perdesinde oynamaya başlayan "rakip ilaç firması müdürü Ercan Gökovanlı - firmamız çalışanı Dinçer Baynaz tapesi" ise tüm ofis çalışanları tarafından ilgiyle dinlendi. Sıkı bir maaş+prim+ticket pazarlığının döndüğü, verilecek terfi karşılığında müşteri ve fiyat listelerinin rakip firmaya transfer edileceğinin anlaşıldığı kaydın ardından, Dinçer Baynaz iş arkadaşlarının yuhalamaları ve Barış Manço'dan "Halil İbrahim Sofrası" parçası eşliğinde ofisten uğurlandı. | 0LABEL_0
|
Ege Denizi’nin Seferihisar açıklarında meydana gelen 30 Ekim 2020 İzmir depreminin büyüklüğü ile ilgili ulusal ve uluslararası kurumlar farklı değerler açıkladı. Bu durum depremin büyüklüğü ile ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Özellikle Türkiye’de depremler konusunda kamuoyunu bilgilendiren iki kurumun (AFAD ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi) farklı veriler sunması ‘Depremin büyüklüğü gizleniyor mu?’, ‘Hangi kurum daha güvenilir?’ gibi sorulara neden oldu. | 0LABEL_0
|
Annabelle Liang
Kaynak,Getty Images
Milyarder iş insanı Bill Gates, inek geğirmesinden kaynaklanan metan gazı emisyonlarını azaltmayı hedefleyen Avustralyalı bir iklim teknolojisi girişimine yatırım yaptı.
Microsoft'un kurucu ortağı, et üretiminin çevreye etkisi hakkında bir süredir muhalif açıklamalar yapıyor.
İnek, keçi ve geyik gibi çiftlik hayvanları, mideleri sindirim için çim gibi sert lifleri parçaladığında metan gazı üretiyor.
Midedeki fermentasyon süreciyle üretilen metan gazı geğirme yoluyla hayvanın vücudundan çıkıyor.
Haberin sonu
Metan gazı, karbondioksitten (CO2) sonra atmosfere en çok salınan sera gazı.
Akademik çalışmalar, inekleri deniz yosunu ile beslemenin metan gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltabileceğine işaret ediyor.
Avustralya'nın Perth kentinde Rumin8 adlı şirket, metan gazı oluşumunu durduran, kırmızı deniz yosunundan sentetik olarak çoğaltılan bir besin takviyesi üzerinde çalışıyor.
Şirket dün yaptığıaçıklamada, Bill Gates'in kurucusu olduğu Çığır Açan Enerji Girişimleri (Breakthrough Energy Ventures) tarafından yönetilen bir fondan 12 milyon dolarlık gelir elde ettiğini belirtti.
2015'te kurulan Çığır Açan Enerji Girişimleri, küresel sera gazı emisyonlarını azaltmak için sürdürülebilir enerji ve diğer teknolojilerde inovasyonu hızlandırmayı amaçlayan çeşitli kuruluşları bir araya getiren bir yatırım firması.
Firma Bill Gates'in yanı sıra Amazon'un kurucusu Jeff Bezos ve Çinli girişimci ve Alibaba'nın kurucu ortağı Jack Ma tarafından destekleniyor.
Açıklamada Rumin8 Genel Müdürü David Messina, "Dünyanın dört bir yanındaki iklim etki fonlarından aldığımız ilgiden dolayı çok memnunuz" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Çiftlik hayvanlarının bağırsakları yoluyla oluşan metan gazı salımlarına karşı üretilen çözümlere fon sağlamak için gerçekten ilgi var. Rumin8'in geliştirdiği teknolojinin de faydaları anlaşılıyor."
Geçtiğimiz Ekim ayında Yeni Zelanda, iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla çiftlik hayvanlarının geğirme ve idrar yoluyla ürettiği sera gazlarını vergilendirmeyi önermişti.
Dünyada bir ilk olan bu vergilendirme programıyla çiftçilerin 2025 yılına kadar tarımsal emisyonları için ödeme yapması zorunlu olacak.
Yeni Zelanda'nın toplam sera gazı emisyonlarının neredeyse yarısı, başta metan olmak üzere tarımsal faaliyetlerden geliyor.
2019 yılında atmosferdeki metan gazı rekor seviyeye, sanayi devrimi öncesinin yaklaşık 2,5 katına yükseldi.
Bilim insanları, metan gazının gezegeni ısıtmada ciddi güce sahip olmasından endişeleniyor.
Metan molekülleri, atmosfer üzerindeki karbondioksit moleküllerinden daha güçlü bir ısınma etkisine sahip.
100 yıllık bir sürede metan gazının ısıtma potansiyeli, karbonsioksitten 28 ila 34 kat fazla. | 1LABEL_1
|
İstihbarat Faaliyetleri Kapsamında En Fazla Rize ve Civarını Dinleyebilen Gürcistan İsyan Bayrağı Açtı: ''Yeter da!'' Almanya, ABD ve İngiltere'nin uzun zamandır Türkiye'nin gizli görüşmelerini dinlemesinin şoku henüz atlatılamamışken, bir itiraf da dost ve komşu ülke Gürcistan'dan geldi. Devlet Başkanı Giorgi Margvelaşvili, "bizim neyimiz eksik" diyerek ellerindeki kısıtlı imkanlara rağmen Türkiye'yi dinlemeye çalıştıklarını belirtirken, “Şu ana kadar Trabzon, Rize ve Artvin’den başka bir yeri dinlemeyi başaramadık ama şöyle söliyim, istihbarat birimlerimiz Karadeniz şivesi duymaktan kusacak hale geldi. Artık devam edemeyeceğiz" ifadeleriyle operasyona son verildiğini bildirdi. Türkiye’yi sarsan dinleme skandalının son halkası Gürcistan’da ortaya çıktı. Bugün sabah saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, Batum’da bulunan dinleme üssü aracılığıyla istihbarat faaliyetleri yürüttüklerini itiraf eden Gürcistan Devlet Başkanı Giorgi Margvelaşvili, elde edilen sonuçları şu sözlerle paylaştı: “Şu an bizim için Türkiye'den gelebilecek en büyük tehdit, ülkemize kereste fabrikası açmaya gelen eşi burada başka bir kadınla aşk yaşadığı için sinirli olan Rize'li bir ev hanımı. Dinlemeye 'o ülkeyi başına yıkacağım o kaltağın' minvalinde konuşmalar takılsa da, henüz fiili bir saldırı planına rastalamadık. Onun dışında aylardır Şafak Sezer’in başrol oynadığı şiveli Türk komedi dizisi izliyor gibiyiz. En son geçen haftaki Milli Güvenlik Kurulu toplantısında İstihbarat şeflerimizin birbirine 'Uuyy daaa' şeklinde espriler yapmaya başlaması bizim için bardağı taşıran damla oldu. Operasyonu bitiriyoruz...” Bugüne kadar bölgede yapılan dinlemelerin titizlikle deşifre edildiğini, konuşmalar içerisinde önemli olabileceği düşünülen bölümlerin didik didik edildiğini de ekleyen Devlet Başkanı, şöyle devam etti: “Dinleme faaliyeti yürüttüğümüz dönemde tek gecelik otel fiyatları dışında Gürcistanımızın iç işlerini ilgilendirecek hemen hemen hiçbir şey konuşmayan Karadeniz halkına da hem teesüflerimizi hem de teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizi bırakın, Türkiye'nin iç işlerini ilgilendirecek bir şey bile konuşmadılar. En son 3 gün önce Trabzon'a yabancılar gelicek diye alarm durumuna geçtik. Bütün şehir bunu konuşuyordu. Gele gele 2 stoper 1 forvet geldi. Allah kahretmesin günlerce koca il bunu konuşur mu ya?” Şu anki teçhizat ve teknolojik donanımlarının en fazla Doğu Karadeniz ölçeğinde bir alanı dinlemeye yetmesinin acısını çektiklerini kaydeden Başkan Margvelaşvili, Almanya ve Amerika gibi ülkelere de seslenerek “Ya en azından son 5 senenin çıkmış gizli konuşmalarını fotokopi çektirsek, oradan çalışır bakardık” ifadelerini kullandı. Başkan, asistanının “Aslında Samsun'a kadar vardık son aletlerle, biraz cızırtılı ama Samsun da çekiyo" uyarısı üzerine “Aman aman Samsun'u da eksik kalsın döndürün azcık Ermenistan'ı falan dinleyelim valla içim bunaldı" diyerek konuşmasına son verdi. | 0LABEL_0
|
Bekçilik sınavı ne zaman yapılacak? Sınav tarihi açıklandı mı? İçişleri Bakanlığı bünyesinde Türkiye'nin birçok mahalle ve semtinde görevlendirilmek üzere gerçekleştirilecek olan bekçilik alımında heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Ön başvuru ve sağlık aşamalarını tamamlayan adayların gözü, bekçilik yazılı sınavının gerçekleşeceği tarihe çevrildi. Adaylar bekçilik sınav tarihlerini internetten araştırıp merak etmeye başladı. Peki, Bekçilik sınavı ne zaman yapılacak? Bekçilik alımında sınav tarihi açıklandı mı? İşte, bekçilik alımı ile ilgili detaylar. Bekçi olmak için başvurularını tamamlayan adaylar, girecekleri yazılı sınavda kendilerine yöneltilen İlköğretim ve Ortaöğretim düzeyindeki Milli Eğitim Bakanlığı müfredatından sorulacak olan 100 soruya yanıt arayacak. Peki, tam 120 dakika sürecek olan hangi tarihte yapılacak? İşte, o konu ile ilgili merak edilenler. Bekçi alımı sınavı, geçtiğimiz dönem alınan başvurularda, müracaatların son gününden yaklaşık üç ay sonra gerçekleştirilmişti. Bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, bu dönem gerçekleştirilecek olan sınavın haziran ayının son günleri ya da temmuz ayının ilk günlerinde yapılması öngörülebilir. Konuyla ilgili Polis Akademisi Başkanlığından herhangi bir bilgi gelmesi halinde detaylar haberimize eklenecektir. 100 tam puan üzerinden değerlendirilecek olan bekçi adayları, toplamda 100 soruya cevap verecek. İlköğretim ve Ortaöğretim düzeyindeki Milli Eğitim Bakanlığı müfredatından sorulacak olan sorular, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi, Hayat Bilgisi, Matematik ve Genel Kültür konularından olacak. Sınavda yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecek. Her soru katsayı olmadan eşit puana sahip olacak. Sınav toplam 120 dakika sürecek. Yazılı sınavda (100) puan üzerinden en az (50) puan alanlar başarılı sayılacaktır. Polis Akademisi Başkanlığı bekçi alımı parkuruna dair henüz bir bilgi yayımlamazken, geçtiğimiz sınav dönemine ait parkur bilgileri şu şekildeydi: Toplam 72 metre uzunluğundaki parkurda; 1-)Jimnastik tahtası üzerinde çift ayakla 5 kez sıçrayış, 2-)Lastik içerisinden geçme, 3-)15'er kilogramlık ağırlıklarını iki hedef arasında bir tur taşıma, 4-)İki sağlık topu arasında bir tur (ilk topa bir, ikinci topa iki kez dokunulması gerekiyor), 5-)2 metrelik zeminde bir kez takla, 6-)Arası 2 buçuk metre olan 6 duba arasından slalom koşu, 7-)Engel altından geçiş ve üstünden atlayış aşamaları tamamlanacak. Bu aşamaları; 40 saniyede tamamlayanlar 100 puan, 41 saniyede tamamlayanlar 95, 42 saniyede tamamlayanlar 90, 43 saniyede tamamlayanlar 85, 44 saniyede tamamlayanlar 80, 45 saniyede tamamlayanlar 75, 46 saniyede tamamlayanlar 70, 47-48 saniyede tamamlayanlar 65, 49-50 saniyede tamamlayanlar 60 puan aldı. | 1LABEL_1
|
Kaynak,CHP
CHP meclis grubu, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun oybirliğiyle cumhurbaşkanlığına aday gösterme kararı aldı.
Meclis'teki 134 milletvekilinden 132'sinin katıldığı gizli oylamadan fire çıkmadı.
İki milletvekili ise mazeretleri nedeniyle oylamaya katılmadı.
Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası ve CHP tüzüğü hükümlerine uygun aday belirleme prosedürü uygulanan toplantıda, İmamoğlu'nun adaylığı, gizli oylamayla belirlendi.
İmamoğlu'nun adaylık kararını açıklayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, siyasi partiler dahil, Türkiye'deki tüm kesimleri 29 Mart Cumartesi günü "İmamoğlu'na özgürlük" talebiyle yapılacak Maltepe Mitingi'ne davet etti.
İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve tutuklanması sürecinde İstanbul'da bulunan Özel, Ankara'ya dönerek önce parti meclisini, ardından da meclis grubunu topladı.
Sabah saatlerinde toplanan parti meclisinde 6 Nisan'da yapılacak olan Olağanüstü Kurultay ve İmamoğlu'nun adaylık süreci görüşüldü.
Parti meclisinde zorunlu olmamasına karşın, destek amacıyla İmamoğlu'nun adaylığı oylandı ve oybirliğiyle kabul edildi.
Ayrıca Özgür Özel'in olağanüstü kurultay kararı da yine zorunlu olmamasına karşın parti meclisinin onayına sunuldu ve kabul edildi.
Edinilen bilgiye göre toplantıda, tutuklama sonrasında başlatılan mitinglerin farklı zeminlerde devam ettirilmesi de karara bağlandı.
Adaylığının ardından İmamoğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla önseçime katılan parti üyeleri, dayanışma oyu kullanan vatandaşlar, parti meclisi ve meclis grubuna kendisini aday gösterme kararından dolayı teşekkür etti.
İmamoğlu, "Bundan böyle uzun, zorlu, engellerle dolu bir yolculukta olacağız. Bu yolculuğun sonunda demokrasi var, hukuk var, adalet var, refah var. Hepsinden önemlisi aydınlık bir Türkiye var" mesajını paylaştı.
Toplantı sonrası açıklama yapan Özel, İmamoğlu'nun tutukluluk sürecini bir "darbe girişimi" olarak yorumladı.
Özel, yurttaşların önseçim süreciyle bu girişimi püskürttüğünü söyledi.
Özel, 29 Mart Cumartesi günü Maltepe'de düzenleyecekleri mitinge tüm toplum kesimlerini davet etti.
Kaynak,CHP
Özel "Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı Türkiye'de sadece iktidarı değiştirmeyecek, bugüne kadar bu iktidarın zulmettiği herkese bir rahat nefes aldıracak.
"O yüzden bayram arifesinde demokrasi bayramının arifesini aday göstermemizi ve bir büyük başlangıcı tüm vatandaşlarımızın, tüm siyasi partilerin, tüm sendikaların, tüm meslek kuruluşlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin şereflendirmesini bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "turpun büyüğü heybede" sözlerine de tepki gösteren Özel bu sözlerin söylendiği gün gizli tanığın ifade verdiğini ifade etti.
Özel, "Turp ne biliyor musunuz? Tayyip'in uydurduğu rezil palavralar. Bu kelimelerin baş harfleri turp" görüşünü savundu.
Özel cumartesi günü yapılacak Maltepe Mitingi'nin ardından 30 Mart Pazar günü de İmamoğlu'nun memleketi Trabzon'a giderek burada miting düzenleyecek. | 1LABEL_1
|
Yerel Seçimlere Doğru: 56 Yıldır Çaycuma Belediye Başkanlığını Sürdüren Rıza Sarıkaya(92): ''Koltuklar kimsenin babasının malı değil…'' 56 yıl önce gerçekleşen yerel seçimlerde rekor oyla Zonguldak, Çaycuma Belediyesi başkanı seçilen ve halen bu görevini ağar aksak da olsa sürdürmeyi başaran CHP’li Rıza Sarıkaya, halk uygun görür, Allah nasip ederse Mart 2019’da gerçekleşecek yerel seçimlerde aday olup, son kez başkanlık yapmak istediğini açıkladı. Bir süredir Alzheimer tedavisi gördüğü Zonguldak Devlet Hastanesi'ndeki rutin kontrolünün çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sarıkaya, ''Sayın genel başkanımız İsmet Paşa tekrar takdir eder, halkımızın da sevgisine mazhar olabilirsem Allah’ın izniyle önümüzdeki yerel seçimlerde partimden son kez, tabiri caizse jübilemi yaparak ayrılmak istiyorum. Artık Emel Hanım(eşi)’la ve torunumla ilgileneceğim. Onlara zaman ayıracağım. Gençlerin önünü açma vakti geldi'' diye konuştu. Yarım asrı geçkin süredir sürdürdüğü Başkanlık görevinde halkın yanı sıra parti yönetimini de kendisine çok büyük destek verdiğini belirten Sarıkaya, ''Yaşım 92. Bir bu kadar daha yaşar mıyım yaşamaz mıyım orası Allah'ın takdiri fakat her iki durumda da koltuğu bırakacağım. Sonuçta koltuklar kimsenin babasının malı değil'' şeklinde konuştu. Hastahane çıkışı oldukça bitkin olduğu gözlemlenen Sarıkaya,daha sonra kamuoyunun merak ettiği bütün sorulara yazılı olarak detaylı bir şekilde cevap vereceğini açıkladı. Sarıkaya'nın ardından gazetecilere kısa bir açıklama yapan Başkan vekili Ali Rıza Kamışlı, Sarıkaya'nın adaylığına genel merkezinde yeşil ışık yaktığını,en kısa zamanda seçim çalışmalarına başlayacaklarını açıkladı. | 0LABEL_0
|
Romantizme davet Adnan Saygun yorumlarıyla tanınan iki deneyimli piyanist bu kez romantik repertuvarla dinleyicilerinin karşısında. Gülsin Onay, yeni albümünde Grieg ve Rahmaninov’un konçertolarını, Hande Dalkılıç ise Chopin, Liszt ve Gottschalk’ın solo eserlerini seslendiriyor. Ulvi Cemal Erkin’in tüm eserleri, Cemal Reşit Rey ve Adnan Saygun’un konçertoları, Muammer Sun, Çetin Işıközlü ve Adnan Saygun’un solo piyano eserleri... Hande Dalkılıç, 2000 yılından bu yana yayımlanan altı albümünde bestecilerimizin az bilinen, az seslendirilen eserlerini gündeme getirmiş, bazılarını ilk kez kaydetmişti. Ayrıca Bilkent’te başlayıp Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nde profesörlüğe uzanan akademik çalışmalarında da Türk bestecilere odaklanmıştı. Hedefe odaklı bunca albümden sonra geçen ay piyasaya çıkan ‘My Favorite Romantics’, piyanisti albümlerinden takip eden müzikseverler açısından şaşırtıcı bir repertuvar seçkisi: Chopin’in iki polonez, üç mazurka ve bir noktürnü, Liszt’in Funerailles’si, Gottschalk’ın konser kaprisi ve etüdü... Üç bestecinin eserlerini yıllardır konserlerinde seslendirdiğini söyleyen Dalkılıç, “Sergi açmak için resim yapmak yerine, resimlerim vardı, sergi açtım” diyor. Bu albüm dinleyicilerinden gelen “Türk besteciler dışında kayıt yapmıyor musunuz” mesajlarına da cevap niteliği taşıyor. Dalkılıç, Türk bestecilere odaklandığı süreci öğretici bir deneyim olarak değerlendiriyor. Özellikle ‘derin ve kontrpuan açısından zengin’ bulduğu Saygun müziğini resim sanatındaki gibi bir perspektife yerleştirerek sunmanın, polifoniyi orkestra şefi gibi planlamanın yorumculuğuna katkısını vurguluyor. Yeni albümünde yer verdiği eserlere yaklaşımını da bu deneyimin ışığında yıllar içinde şekillendirmiş. Fakat nihai bir sonuca ulaşmadığını, her icrada yeni bir bakışla ele almayı sürdüreceğini söylüyor. Sanatçı, Romantik Dönem bestecilerinin eserini gündeme getirse de ütopyaların silinip distopyaların öne çıktığı günümüz dünyasında romantizme yer kalmadığını savunuyor. Dalkılıç’a göre, çağımızda bireyler romantiklerin doğaya saygı, aşka, kardeşliğe inanç, felsefeye ve edebiyata sevgi gibi değerlerinden uzaklaştıkça sığlaşıyor, temel vasıflarından sıyrıldıkça insanlığını yitiriyor. Romantik Dönem eserleri de gelişmelerden payını alıyor. Hızlandırılıp, haykıran üslupla icra edildikleri için zarafetlerini yitiriyor. Adnan Saygun’un ikinci piyano konçertosunu ithaf ettiği Gülsin Onay,17’nci albümünü Rahmaninov’un iki numaralı do minör, Grieg’in la minör konçertolarına ayırdı. Her iki eserde piyaniste Emil Tabakov yönetimindeki Bilkent Senfoni eşlik ediyor. İlki 2003, ikincisi 2008’de kaydedilmiş. Ve albüm projelerindeki değişiklikler nedeniyle bir araya gelmek için bugünü beklemiş. Onay, 1988’de Norveç Trondheim Senfoni Orkestrası’ndan gelen teklifle Grieg’in konçertosunun repertuvarına girdiğini, yıllar içinde esere yaklaşımında önemli değişiklik olmadığını söylüyor. Yine 1988’de ilk kez Almanya’nın Amsberg kentinde icra ettiği Rahmaninov konçertosunu ise sonraki yıllarda pek çok ülkede seslendirmiş, Berlin Senfoni Orkestrası’yla çıktığı turnenin repertuvarında yer vermiş. “Sanırım ilkinin aksine bu eserde tempo ve yorum değişiklikleri hâlâ devam ediyor” diyor. CD’deki yorumu dört sözcükle tanımlıyor: “Temposu süratli, enerjik ve akıcı.” İki eseri yeni CD’de buluşturan özellikleri, bestecilerinin hayatında dönüm noktası teşkil etmeleri, minör tonda olmaları, piyano repertuvarının en sevilen eserleri arasında yer almaları. Romantizm konusunda Hande Dalkılıç’tan daha iyimser Gülsin Onay. İfade biçimi değişse de romantizmin sanatta üslup olarak varlığını ve gücünü hep koruyacağına inanıyor: “İnsan, insanlığını kaybetmedikçe aşk var olacak. Aşkı ve etrafındaki onlarca duyguyu romantizmsiz anlatamazsınız...” Konser temposuna bakılırsa Gülsin Onay, romantizmin geçerli olduğu çağın hızını çoktan beşe-ona katlamış. 40 bin civarındaki sosyal medya takipçisinin verdiği enerjiyle şehirler, ülkeler arasında koşturup duruyor. 19 Mayıs haftasında ‘İlk Adımın 100. Yılı’ turnesi kapsamında Minneapolis, Toronto, Washington, Chicago’da çalacak. 25 Mayıs’ta İzmir Festivali’ni açacak. Temmuzda Gümüşlük’te sürdürdüğü festivalin 16’ncı yılını kutlarken, KKTC’de ilk kez adına düzenlenen piyano festivalinde konser ve ders verecek. Bu arada Onay’ın kendisinden yeni Chopin albümü bekleyenlere müjdesi var. Kayıtlara başlamış bile. Ayrıca Beethoven’in 250’nci doğum yılında besteciye yeni kayıtlarla saygılarını sunacak. | 1LABEL_1
|
Survivor Yusuf Karakaya kimdir? Survivor 2019 Türkiye takımı yarışmacısı Survivor 2019'da Türk takımı adına yarışan Yusuf Karakaya, Survivor'ın iddialı isimlerden biri olarak gösteriliyor. Türkiye-Yunanistan formatıyla izleyici karşısına çıkan Survivor 2019'da yer alan yarışmacılardan Yusuf Karakaya'nın kim olduğu ve özel yaşamına dair detaylar merak konusu oldu. Peki, Survivor 2019 yarışmacısı Yusuf Karakaya kimdir? 1994 yılında Elazığ'da dünyaya geldi. Kickboks ile profesyonel olarak ilgileniyor. Sporla olan ilişkisi, 14 yaşındayken tesadüfen başladı. O zamandan beri spora dahil oldu. Çiftçi olan ailesin onun sporcu olmasına karşı çıkmıştır. Bunun üzerine başka bir şehirdeki kickboks okulunda yazılmış ve başarılı bir kickboks sporcusu olmuştur. Uluslararası ve Türkiye geneli amatör başarıları olan Yusuf Karakaya'nın Survivor sloganıysa ise şu: Yaptığım en iyi işi yapmaya, savaşmaya gidiyorum. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
Antarktika'nın uzak ve gizemli okyanus akıntısı, iklim, gıda ve çeşitli ekosistemler üzerinde büyük bir etkiye sahip. Peki 2050 yılına kadar bu akıntının yavaşlamasını durdurmak mümkün mü?
Antarktika etrafında saat yönünde giden Antarktik Kutup Akıntısı, dünyadaki en güçlü akıntı. Gulf Stream Akıntısı'ndan beş kat, Amazon Nehri'nden de 100 kat daha güçlü.
Büyük Okyanus, Atlantik Okyanusu ve Hint Okyanusunu birleştiren küresel okyanus "taşıma bandının" bir kısmını oluşturuyor.
Sistem Dünya'nın iklimini düzenliyor, küresel çapta su, sıcaklık ve besleyici maddeler pompalıyor.
Fakat Antarktika'da buzların erimesiyle ortaya çıkan tatlı, soğuk su okyanus suyunun tuz oranını düşürüyor ve bu durum yaşamsal önemdeki bu okyanus akıntısını tehdit ediyor.
Yeni bir araştırma Antarktik Kutup Akıntısı'nın dünyanın ısınması sonucu 2050 itibarıyla % 20 zayıflayacağına işaret ediyor.
Bunun Dünya'daki yaşama büyük etkileri olabilir.
Kaynak,Getty Images
Antarktik Kutup Akıntısı, buz kaplı kıta etrafındaki bir hendek gibi.
Sıcak suyun dışarıda kalmasını sağlıyor ve tehdit altındaki buzulları koruyor.
Aynı zamanda, istilacı boğa yosunları ve bu yosun tabakalarının üzerinde otostop yapan hayvanlara karşı bir bariyer görevi görüyor.
Akıntı, Antarktika'ya yaklaşan yosun tabakalarının parçalanmasını sağlıyor. Dünya ikliminin düzenlenmesinde de büyük bir rol oynuyor.
ABD'nin doğu kıyısındaki Gulf Stream, Japonya yakınlarındaki Kuroşio Akıntısı, Güney Afrika kıyılarındaki Agulhas Akıntısı gibi daha iyi bilinen akıntıların tersine, Antarktik Kutup Akıntısı iyi anlaşılmış değil.
Bunun ana nedeni doğrudan ölçüm almayı zorlaştıran uzak konumu.
Okyanus akıntıları sıcaklıklardaki değişikliklere, tuz düzeyine, rüzgar yönlerine ve deniz buzulunun genişliğine tepki veriyor.
Şimdi bu akıntılar birçok açıdan iklim değişikliğinin tehdidi altında.
Daha önceki araştırmalar, bu taşıma bandının yaşamsal önemdeki parçalarından birinin, feci bir çöküşe doğru gittiğini gösteriyordu.
Teorik olarak, Antarktika etrafındaki ısınan suyun akıntıyı hızlandırması gerekiyor.
Antarktika etrafındaki yoğunluk değişiklikleri ve rüzgarlar, akıntının gücünde belirleyici rol oynuyor.
Sıcak su daha az yoğun ve normal şartlarda bunun akıntıyı hızlandırmaya yetmesi gerekiyor.
Kaynak,Getty Images
Ancak bugüne kadarki gözlemler, son yıllarda akıntının gücünün göreceli olarak sabit kaldığı yönünde.
Etraftaki buzun erimesine karşın, bu istikrarın devam etmesi şu ana dek bilimsel tartışmalarda tam anlamıyla ele alınmış bir durum değil.
Okyanus modellemesindeki ilerlemeler, gelecekteki potansiyel değişiklikler hakkında daha kapsamlı bir fikir veriyor.
Antarktik Kutup Akıntısını incelemek için Canberra'da bulunan Avustralya'nın en hızlı bilgisayarını ve iklim simülatörü kullanıldı.
Access-OM2-01 adlı model Avustralya Okyanus-Deniz Buzu Modellemesi Konsorsiyumu'nun bir parçası olarak, çeşitli üniversitelerden Avustralyalı araştırmacılar tarafından geliştirildi.
Model, diğerlerinin sıklıkla kaçırdığı girdaplar gibi durumları da hesaba katıyor. Dolayısıyla, dünya ısındıkça akıntının gücünün ve davranışını değerlendirmek adına çok daha isabetli bir yöntem. Buz erimesi ve okyanus sirkülasyonu gibi karmaşık etkileşimleri de yakalıyor.
Bu gelecek projeksiyonunda, Antarktika'daki buzların erimesinden gelen soğuk, tatlı su kuzeye göç ediyor ve gittikçe okyanus derinliklerini de dolduruyor.
Bu durum da okyanusun yoğunluk yapısında büyük değişikliklere yol açıyor.
Projeksiyona göre akıntının 2050 itibarıyla % 20 kadar yavaşlaması bekleniyor.
Antarktik Kutup Akıntısı'nda zayıflamanın sonuçları büyük ve uzun erimli.
Besleyici düzeyi yüksek suları Antarktika etrafında çeviren ana akıntı olduğu için, Antarktik ekosisteminde önemli bir rol oynuyor.
Akıntının zayıflaması biyoçeşitliliği ve birçok kıyı toplumunun bağımlı olduğu balıkçılıkta üretkenliği azaltabilir.
Ayrıca, boğa yosunu gibi istilacı türlerin girişine yardımcı olup, yerel ekosistemlere ve yiyecek ağlarına zarar veribilr.
Kaynak,Getty Images
Daha zayıf bir akıntı aynı zamanda daha çok sıcak suyun güneye doğru gitmesine ve Antarktik buz kütlelerindeki erimenin hızlanmasına yol açabilir ve küresel deniz seviyesindeki yükselmeyi artırabilir.
Buzların daha da erimesi daha sonra akıntının daha da zayıflamasını beraberinde getirip bir kısırdöngüye yol açabilir.
Bu bozulma, küresel iklim kalıplarına da uzanabilir, okyanusun atmosferdeki fazla ısı ve karbonu emerek, iklim değişikliğini düzenleme kabiliyetini azaltabilir.
Bulgular Antarktik Buzul Akıntısı'nın geleceği anlamında karamsar bir tablo sunarken neler olacağı hâlâ net değil.
Karbon salımlarını azaltmak adına ortak bir uğraş hala Antarktika etrafındaki erimeyi kısıtlayabilir.
Güney Okyanusu'nda yapılacak uzun vadeli araştırmalar, bu değişikliklerin isabetli bir şekilde izlenmesi için hayati önemde.
Proaktif ve koordineli ulusulararası adımlarla, iklim değişikliğinin okyanuslar üzerindeki etkisi üzerine eğilme ve potansiyel olarak bunlardan kaçınma şansımız var.
Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.
YouTube paylaşımının sonu
İçerik bulunamadı | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
Birçok Ukraynalı hayatlarında ilk kez Noel’i 25 Aralık tarihinde kutlayacak.
Ülkedeki Ortodokslar, tıpkı Rusya’da olduğu gibi Noel’i Jülyen takvimine göre 7 Ocak’ta kutluyor.
Ancak Rusya ile savaş sonrası Kiev, kültürel olarak da Moskova’yla mesafeyi açmaya çalışıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Temmuz’da yasa değişikliği ile “Rus mirası Ocak’ta Noel” kutlama geleneğinden uzaklaşılacağını duyurmuştu.
Pazar günü Noel arefesinde verdiği mesajda Zelenskiy, Ukraynalıların Noel’i hep beraber kutladığını duyurdu.
Haberin sonu
2018 yılında kurulan Ukrayna Ortodoks Kilisesi de resmi Noel günü olarak 25 Aralık’ı belirledi.
Kaynak,Reuters
Ukrayna Ortodoks Kilisesi, 5 Ocak 2019'da Fener Rum Patriği Bartholemeos tarafından imzalanan "tomos" adlı kararname ile bağımsızlığını kazandı.
Kilise yüz yıllardır Moskova Patrikhanesi'ne bağlıydı.
Pazar günü gece saatlerinde yapılan ayine ülke genelinde katılım yoğun oldu.
Savaşın yıkımından daha az etkilenen batıdaki kent Lviv’de gelenekse kıyafetleri içinde çocuklar, sokakta Noel şarkıları söyledi.
Ancak halen birçok Ortodoks Ukraynalı 7 Ocak’ta kutlama yapmayı sürdürecek. | 1LABEL_1
|
Kaynak,Getty Images
Bağırsaklarımız 100 milyondan fazla sinir hücresine sahip ve mutluluk hormonu olarak da bilinen serotoninin yüzde 95'inin üretiminden sorumlu.
Son zamanlarda, yeni kanıtlar bağırsak mikrobiyotasının - trilyonlarca bakteri, virüs, mantar ve diğer mikroskobik canlılar topluluğu - vücut ve zihin sağlığı için önemini vurguluyor.
Bu, bağırsaklarımız ve beynimizin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu ve birbirini nasıl etkilediğini gösteriyor. Önemli bir toplantıdan önce mide bulantısı veya kabızlık halinde sinirlilik durumu birçok kişinin başına gelmiş "bağırsak kaynaklı hisler"dir.
Peki bu bağlantı nasıl kuruluyor? Ve daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam için bu ilişkiyi geliştirmek mümkün mü?
Sindirim sistemi uzmanı (gastroenterolog) ve Bowel Research UK adlı İngiliz bağırsak araştırmaları kuruluşunda görevli Dr. Saliha Mahmood Ahmed, bu iki organın üç farklı yolla birbirine bağlı olduğunu açıklıyor.
Bunlardan ilki, vagus siniri. Beyin ile kalp ve bağırsaklar gibi çeşitli organları doğrudan birbirine bağlayan bu sinir, sinir sisteminin çok önemli bir bileşenidir.
İkinci olarak, beyin ve bağırsak hormonlar yardımıyla iletişim kurar. Ghrelin ve GLP-1 gibi bu maddeler salgı bezleri tarafından üretilir ve tüm vücuda sinyaller gönderir.
Üçüncüsü ise bağışıklık sistemidir.
Dr. Ahmed, "Pek çok kişi bağışıklık hücrelerinin sadece kanda ya da lenf düğümlerinde olduğunu düşünür, ama aslında büyük bir kısmı bağırsaklardadır ve beyin ile tüm organizma arasında bir arabulucu görevi görür" diyor.
Kaynak,Getty Images
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mayo Clinic'ten gastroenteroloji uzmanı Dr. Pankaj J Pasricha'ya göre, bu özel bağlantı, beynin çalışmak için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyması ve bağırsağın enerji merkezi olmasından kaynaklanıyor.
Vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturan beynimiz vücut enerjisinin %20'sini tüketiyor. Bağırsakların görevi de yiyecekleri basit moleküllere ayırmak ve tüm organizma için "yakıt" sağlamak üzere bunları absorbe etmek.
Ancak bu iki yönlü bir ilişkidir. Yani beyin bağırsakları etkilediği gibi, bağırsaklar da beyni etkiler.
Günlük hayatımızda bunun birkaç örneğini düşünebiliriz.
Tehlikeli ya da tehditkar bir durumla, hatta iş yerindeki bir toplantı gibi önemli bir olay anında, ilk fizyolojik tepkilerden biri bağırsaklarda meydana gelir. Mide bulantısı hissedebilir, mide krampları geçirebilir ve hatta ishal olabiliriz.
Aşık olduğumuzda midemizde "kelebekler" ya da çok sevdiğimiz birinin yanında olmanın verdiği heyecanı hissederiz.
Öte yandan, kabızsak ve birkaç gün boyunca tuvalete gitmediysek, bu durum rahatsızlığa ve strese neden olabilir.
Bağırsaklarımız bakteri, virüs, mantar, protozoa (tek hücreliler) ve diğer mikroskobik etkenlerden oluşan 10 ila 100 trilyon mikrobiyal hücre barındırır.
Bu sayı, bir insanın sahip olduğu insan hücresinden fazladır.
Uzmanlar bu topluluğun bizimle simbiyotik bir ilişki, yani karşılıklı faydalanma içinde olduğunu açıklıyor.
Onlar yediğimiz gıdalardan besin alırken bizim de besinleri sindirimimize yardımcı olurlar ve kendi başımıza yapamadığımız bazı bileşenleri parçalamamıza da yardımcı olurlar.
Son yirmi yılda, mikrobiyota ve sağlığımız üzerindeki etkisi hakkındaki bilgiler önemli ölçüde arttı.
Dr. Ahmed, bilim insanları tarafından geliştirilen yeni araç ve testlerin bağırsaklarda yaşayan mikroorganizmaların ölçülmesine ve bunların bazı hastalıkların gelişimini nasıl etkilediğinin anlaşılmasına yardımcı olduğunu belirtiyor.
Dr. Pasricha, "Disbiyoz dediğimiz mikrobiyota dengesindeki değişiklikler artık insanoğlunun bildiği neredeyse her hastalıkla ilişkilendiriliyor" diye ekliyor.
2011 yılında Dr. Pasricha, sıçanlarla yapılan ve yaşamın ilk günlerindeki mide tahrişinin "depresyon ve anksiyete benzeri davranışlarda uzun süreli bir artışa neden olabileceğini" gösteren bir çalışmaya öncülük etti.
Diğer araştırmalar, disbiyozun - dengesiz bağırsak mikrobiyotasının - obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve hatta kanserle ilişkili olduğunu gösteriyor.
Ancak Dr. Pasricha, net bir neden-sonuç ilişkisi kurmak ya da bağırsak mikrobiyotasında bulunan sorunların çeşitli hastalıkların kaynağı olup olmadığını belirlemek için yeterli kanıt olmadığına dikkat çekiyor.
"Hem hayvan çalışmalarında hem de insanlarla yapılan bazı araştırmalarda, bağırsakta başlayan bazı sorunların daha sonra anksiyete veya depresyona neden olabileceğine dair bazı veriler var. Ancak bu hastalıklar bağırsak yüzünden mi ortaya çıkıyor, henüz bilmiyoruz" diyor.
Kaynak,Getty Images
Mikrobiyota ve bağırsak-beyin bağlantısı hakkındaki son keşifler göz önüne alındığında, karnımızda yaşayan mikroskobik canlılar arasında mükemmel bir denge sağlamak mümkün mü?
Dr. Ahmed bunun zor olduğunu, çünkü her insanda farklı bakteri, virüs ve diğer etkenlerden oluşan bir bileşim olduğunu belirtiyor.
"Herkesin mikrobiyomu çok farklı. Kimse başka herhangi bir insanla aynı başlangıç noktasında değil" diyor.
Ancak uzmanlar, bağırsak sağlığımız için iyi olduğu düşünülen bazı genel müdahaleler olduğunu söylüyor. Örneğin, çeşitli ve dengeli bir diyete sahip olmak iyi bir başlangıç sağlıyor.
Probiyotikler, yani doğal yoğurt, kefir ve kombuça (fermente edilmiş çay) gibi sindirim sistemi için iyi olan belirli bakteri türlerini içeren gıdalar; ve prebiyotikler, yani meyve ve sebzeler gibi lif bakımından zengin ve mikrobiyotayı besleyen bileşenler de oldukça yararlı.
Dr. Ahmed, "Diyette çeşitlilik, özellikle de yediğiniz bitki bazlı gıdaların sayısı çok önemli" diyor.
Herkesin her öğünde ne kadar meyve, sebze, tam tahıl, bakliyat, yemiş, tohum ve baharat bulunduğunu düşünmesini tavsiye ediyor.
Diyetlerimizin bitki merkezli olması gerektiğine inandığını belirten Dr. Ahmed, haftada ortalama 30 farklı bitki yiyen insanlarda sağlıklı bir mikrobiyom olduğunu gösteren çalışmalara dikkat çekiyor.
Kaynak,Getty Images
Peki beslenme düzenindeki bir değişiklik duyguları etkileyebilir ve hatta depresyon gibi hastalıklarla mücadeleye yardımcı olabilir mi?
İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma bu soruya yanıt arıyor.
Uzmanlar depresyon yaşayan 71 gönüllüyü bir araya getirdi ve onları iki gruba ayırdı. İlk gruba 4 hafta boyunca probiyotik verilirken, ikinci gruba plasebo verildi.
Bilim insanları ve katılımcılar kimin ne aldığını bilmiyordu.
Deney sırasında uzmanlar ruh hali, anksiyete, uyku ve tükürük kortizolü (stresle ilgili bir madde) gibi faktörleri ölçmek için çeşitli testler yaptı.
Klinik psikolog ve çalışmanın lideri Rita Baião, depresyondaki kişilerin nötr ya da pozitif uyaranlara kıyasla negatif duygulara ve yüz ifadelerine daha fazla dikkat etme eğiliminde olduklarını belirtiyor.
Portekiz Lizbon Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yardımcı doçent olan Baião, "Probiyotik kullanımının beyindeki duygusal bilgilerin işlenmesine müdahale edip edemeyeceğini anlamak istedik" diyor.
"Probiyotik grubunda, yüz ifadesi ve diğer duygusal bilgilerin değerlendirilmesine ilişkin olumsuz uyaranlara odaklanma eğiliminin daha düşük olduğunu gözlemledik."
Uzman, probiyotiklerin bazı depresif semptomları hafifletmeye yardımcı olabileceğine inanıyor. Ancak bu konuda da daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Dr. Pasricha, bir mikrobiyomun bileşimini değiştirmenin on yıllar alabileceğini söylüyor.
"Ve çoğu insan için bazı davranışları sürdürmenin çok zor olduğunu biliyoruz. Aksi takdirde obezite salgınımız olmazdı. Ama bu bulmacayı tamamlamak için gerekli parçaları bir araya getiriyoruz." | 1LABEL_1
|
Yalova ve Bursa'da FETÖ operasyonu Yalova ve Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik operasyonda bir emniyet mensubu ve polislikten ihraç edilmiş 8 şüpheli gözaltına alındı. Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturmalar kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince operasyon başlatıldı. Polis, Yalova ve 'da eş zamanlı operasyonda biri komiser yardımcısı 9 zanlıyı yakaladı. Diğer 8 şüphelinin ise meslekten ihraç edilmiş iki eski komiser yardımcısı ve 6 eski polis memuru olduğu öğrenildi. Gözaltına alınan 9 zanlının Yalova Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri sürüyor. | 1LABEL_1
|
Süper Lig lider durumda bulunan Fenerbahçe deevre transferinde oyuncu satışı yapmama kararı aldı Sarı lacivertli yönetim 11 seviyesinde olan önemli futbolcuları takımda tutacak Bunun yapılacak nokta takviyelerle şampiyonluk yarışında teknik direktör Jorge Jesus güçlendirilecek Teklifleri sezon değerlendirmeye alacak olan Fenerbahçe yönetimi ocak ayında Miha Zajc kapıyı tutacak Haziranda sözleşmesi sona erecek olan Slovak oyuncu uygun rakam gelmesi durumunda transferine verilecek | 1LABEL_1
|
Türkiye ’ alışveriş merkezlerinden olan Profilo Alışveriş Merkezi değiştirdi AVM Artaş Grubu satın aldı Artaş 65 dolar aldığı Profilo Alışveriş Merkezi ’ parselden oluşan 18 dönüm büyüklüğe sahip arazisine konut projesi yapmayı düşünüyor Ekonomi Necla Dalan haberine başında sıkıştı detaylar görüşüm sağlanıyor Profilo Alışveriş Merkezi Artaş Grubu ’ aldığı büyük alışveriş merkezi Artaş geçtiğimiz mart ayında Forum Trabzon Alışveriş Merkezi ’ 53 euroya satın almıştı Süleyman Çetinsaya ’ 1977 senesinde kurduğu Artaş Grubu 45 senesinde güne gayrimenkul perakende turizm sektörlerinde faaliyet gösteriyor Grup Çelik Halat ’ bünyesine katarak sanayi sektörüne adım attı Borçları zamanlar geçiren Profilo AVM 2014 senesinden 150 dolar bedel satışa çıkarıldı alıcı çıkmadı AVM İş Bankası ’ geçti Banka 2019 senesinde alışveriş merkezini 425 lira başlangıç bedeliyle satışa çıkardı satış gerçekleşmediİş Bankası Profilo AVM ’ geçtiğimiz Kasım ayında 989 bedel üzerinden İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ’ sattı 11 Kasım 2021 ’ İş Gayrimenkul gerçekleştirilen duyuruda Yönetim Kurulumuzun 09 11 2022 tarihinde yapılan toplantısında İstanbul İli Şişli İlçesi Mecidiyeköy Mahallesi bulunan Profilo Alışveriş Merkezi yanındaki taşınmaz İş Bankası 989 bedel üzerinden satın alınmasına verilmiştir denildi Profilo Alışveriş Merkezi 1998 yılında kapılarını açtı Merkezi duayen sanayici Jak Kamhi ’ şirketi Profilo Sanayi işletti arkaya bölgede açılan alışveriş merkezleriyle rekabette zorlandı Profilo Holding ’ sıkıntılı dönemlerden geçmesi alışveriş merkezindeki krizin derinleşmesine Kamhi Ailesi 2003 yılında büyük satış yapmıştı BSH yollarını ayıran Kamhiler BSH Profilo ’ hisselerini ortağı Deutsche ’ sattı Kamhi ’ şirketteki yaklaşık yüzde 25 ’ hissesini 159 2 dolara satışıyla 8 yıllık ortaklık sona erdi Jak Kamhi 2012 yılında Hayati Kamhi ’ intiharı sarsıldı Kamhi oğlunun ölümünden verdiği röportajda “ Kuruluşlarımızın önemli yöneticisi olan oğlum Hayati ’ hayatına vermesinde BSH ’ Profilo Grubu ’ hissedarlarımıza verdiği zarardan duyduğu üzüntünün önemli payı olduğunu düşünüyorum ” şeklinde ilginç değerlendirme yapmıştı Jak Kamhi 7 2020 tarihinde 95 yaşında hayatını kaybetti | 1LABEL_1
|
Bir Instagram hesabı tarafından 23 Temmuz 2024 tarihinde yapılan bir paylaşımda, videonun Çin’deki bir AVM’de süre bitince kapısı açılan tuvaletleri gösterdiği iddia edildi. | 0LABEL_0
|
Kaynak,Getty Images
Yılın canlı ve renkli bahar ayları geldi. Havalar ısınıyor, çiçekler açıyor ancak bu aynı zamanda havada daha fazla polen olduğu anlamına geliyor. Polenle birlikte artan, bahar alerjisi olarak adlandırılan saman nezlesi ise, birçok kişi için burun akıntısı ve gözlerde kaşıntı demek.
BBC hava durumu sunucusu Abbie Dewhurst, ağaç poleninin yılın bu döneminde orta veya yüksek seviyede olduğunu, rüzgarlı havanın onları etrafa saçarak durumu daha da kötüleştirebildiğini söylüyor.
Birçok farklı bitki ve ağaçtan salınan polenler, alerjisi olanlarda burun, göz ve boğazın şişmesine veya tahriş olmasına neden olan proteinler içeriyor. Gözlerdeki kaşıntı ve burun akıntısının sebebi, vücudun polenlerden kurtularak kendini korumaya çalışması.
Saman nezlesi, genellikle gençken başlasa da, her yaşta baş gösterebilir.
Aile üyelerinde bahar alerjisi olan kişilerde veya astımı olanlarda daha sık görülür.
Haberin sonu
Başka alerjileri olan kişilerde olma olasılığı da daha yüksektir.
İnsanlar, farklı polen türlerinden etkilenebilir.
Örneğin, ilkbaharda ağaç poleni, yazın çimen poleni ve sonbaharda yabani ot poleni etkili olabilir.
Bahar alerjisinin tedavisi olmasa da, semptomlarıyla birçok farklı yolla başa çıkılabilir. Bunlar arasında en etkili olanlar:
Alerjinin etkisini önlemek ve şişliği azaltmak için antihistaminik veya farklı formlarda steroidler de kullanılıyor. | 1LABEL_1
|
Kaynak,EPA
Türkiye'de milyonlarca kullanıcısı bulunan Instagram, 2 Ağustos'tan bu yana erişime kapalı. Türk yetkililer ve Meta temsilcileri, krizi aşmak için görüşüyor. Engel ülkeyi nasıl etkiledi? Uzmanlar ve içerik üreticileri BBC Türkçe'ye değerlendirdi.
Popüler sosyal medya platformu Instagram'a getirilen erişim engeli, Türkiye'de toplumsal, ekonomik ve hukuki sarsıntı yarattı.
Keyif için kullananlardan, geçimini platform üzerinden sağlayanlara kadar milyonlar, Instagram engeline takıldı.
BBC Türkçe'ye konuşan İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, engelin ekonomik boyutuna dikkat çekti.
Gökce, Ticaret Bakanlığı'nın e-ticaret ve kargo hacmi verilerinden yola çıkarak Instagram engelinin Türkiye'de günlük azami 1.9 milyar lira zarara yol açabileceğini söyledi ve şöyle dedi:
Haberin sonu
“[Günlük 1.9 milyar lira kayıp] azami, ama bunun içinde görünmeyen, ardıl sektörlerle ilgili bir çarpan etkisi de var. Bu yalnızca e-ticaret değil, turizm kısmı da var. Instagram sayfaları kapalı kaldığında turizm bölgelerinde rezervasyonların boş kaldığı yerler var. Günlük kayıp her zaman bu kadar yüksek olmayabilir, ama ekonomiye olumsuz yansıyacağı açık.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 5 Ağustos'ta Anadolu Ajansı'na yaptığı bir açıklamada, Instagram ve diğer sosyal medya platformlarından yapılan tanıtımlar üzerinden gerçekleşen satışların, e-ticaret kabul edilmediğini vurguladı ve bunların vergi gelirinin azalmasına sebep olduğunu söyledi.
Gökce ayrıca engele dair kamuoyuna yapılan açıklamaların da yetersiz olduğunu vurguladı.
“Kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapılmadı. Ne olduğunu tam olarak anlamış değiliz. Türkiye, Instagram’dan ne talep etti? Yine Meta’nın sahibi olduğu Facebook neden kısıtlamalara dahil edilmedi? Bunu sadece teknik değil, siyasi bir hamle olarak da düşünmek gerek” dedi ve ekledi:
“Her geçen gün kayıp. Hem demokratik, hem ekonomik, hem de ülke itibarı anlamında bir kayıp. Tabii ki ülkemizin hassasiyetleri varsa kamuoyuyla paylaşılmalı. Öyleyse biz de bilelim, biz de savunalım. Ama bu hususlar şeffaf olarak paylaşılmıyor.”
Kaynak,Zeynep Sürmeli
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, BBC Türkçe'ye verdiği demeçte Instagram engelinin hukuki bir temele dayanmadığını söyledi.
Akdeniz, “[Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu] BTK ya da yargı organlarının sosyal medya platformlarını engellemesini meşru kılacak hukuki bir sorun yok. Sabah üçte Instagram’ı kapatacak bir durum söz konusu değil. Yasalarla ilgisi olmayan siyasi nitelikli bir talep söz konusu” dedi.
Akdeniz ayrıca, engelin arkasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Instagram'a yönelik eleştirileri olabileceğini söyledi.
Altun, Instagram'ın 31 Temmuz'da öldürülen İsmail Haniye'ye taziye mesajlarını kaldırdığını söylemiş, platformun politikasını "açık ve net bir sansür girişimi" olarak niteleyerek kınamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Filistinli şehitlerin fotoğraflarına bile tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizmle karşı karşıyayız" diyerek Instagram ve diğer platformları eleştirdi.
Yaman Akdeniz, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Meta’nın şikayet edilen içerikleri kaldırmaması söz konusu değil. Katalog suçlar dediler. 10’dan fazla suç söz konusu, hangisine uymamış? Türkiye ne talep etti? Meta, şeffaflık raporlarını yayınladı. Ne kadar içerik kaldırdıklarını da açıkça beyan ediyorlar. Bununla ilgili mi bir sorun var?”
Akdeniz, Altun ve Haniye paylaşımlarının kaldırılmasından şikayetçi olan diğer kullanıcıların konuyu Meta'nın bağımsız denetim kuruluna taşıyabileceğini de ifade etti.
“Devlet ve sosyal medya platformu arasındaki çekişmeden en çok Türkiye’deki milyonlarca kullanıcı etkileniyor. Aslında Instagram’ı engellemekten ziyade, Fahrettin Altun ve diğer etkilenen kişiler başvurularını Meta’nın bağımsız Gözetim Kurulu’na götürebilirdi. Ama bunun cezasını herkes çekti" dedi.
Hukuk profesörü, "Demokratik toplumlarda asla yeri olmayacak toptan sansür uygulamasını hiç çekinmeden, bir gece ansızın uygulayabiliyor. Bu, uluslararası alanda da Türkiye’nin itibarına ciddi anlamda zarar verecek" diye ekledi.
BBC Türkçe'ye konuşan sosyal medya içerik üreticisi Gizem Kaya, Instagram engelinin içerik üreticileri için endişe verici olduğunu söyledi.
"Bir anda kapatılabilir olduğu gerçeği sadece Instagram kullanıcıları için değil tüm sosyal medya içerik üreticileri için çok kaygı verici bir durum" dedi.
Kaya, “Tamamen hazırlıksız, altyapısız bir şekilde, bir sabah uyandığınızda işsiz kaldığınızı düşünün. Mesela markalarla hazırladığım işbirlikleri var, ancak bunları şu anda yayınlayamıyorum. Bu belirsizlik beni güvensiz hissettiriyor" dedi ve şöyle konuştu:
“Engelden bu yana erişimimin üçte birine düştüğünü varsayıyorum. Normalde düzenli içerik üretmeniz gerekiyor. Instagram’da aktif olmalısınız ki etkileşiminiz yüksek olsun. Etkileşimlerin düşüşü tabii ki işlerimizi etkileyecektir.”
Kaya, engelin daha uzun sürmesi durumunda içerik üreticilerinin gelirlerinin kalıcı olarak tehlikeye girebileceğini ifade etti.
“Engelin iki hafta sürmesi durumunda bile uzun süredir üzerine çalıştığım iş modelimi sıfırdan kurmak durumunda kalabilirdim. ‘Sosyal medya içerik üreticisi vergisini her ay ödeyen biriyim. Vergisini eksiksiz ödediğim bir sistemin mağduru oldum. Yapmam gereken her şeyi yapıyor olmama rağmen mağduriyet yaşadım” dedi.
Kaya ayrıca, engel sonrası sosyal medya içerik üreticileri arasında bir belirsizlik yaşandığını da söyledi.
Kaynak,Gizem Kaya
İçerik üreticisi Zeynep Sürmeli ise, Instagram engeli ile birlikte gelirlerinin riske girmesine karşın, bazı kullanıcılarının kendileriyle alay ettiklerini ve bunu üzüntüyle karşıladıklarını söylüyor.
Sürmeli, “İnsanlar hala içerik üreticiliğinin gerçek bir iş olduğunun, belirli insanların hayatını böyle idame ettirdiğinin farkında değil” dedi ve şunları kaydetti:
“Yaptığımız işi teslim edemediğimiz, ne zaman açılacağı hakkında net bir bilgi sahibi olmadığımız bir duruma düştük. Engel yüzünden içerik paylaşımı durdu, kısıtlamanın devam etmesi halinde, sürekli etkileşim içerisinde olmanız gereken bir platform olduğu için haliyle sadece para kazanma oranını değil, sürdürülebilirliği de oldukça etkileyeceğini düşünüyorum.”
Sürmeli, platformun günlük hayattaki önemine de dikkat çekti.
“Günlük yaşantıda ise sosyal hayatımızdaki dengeleri olumlu ya da olumsuz tamamen tersine çevirebilirdi. Birbirimizin adını duyduğumuzda ilk Instagram’da aratıyoruz. Bu platform hayatlarımız hakkında bir portfolyo, ön izlenim gibi. Çoğu insanın birbirine bir şey gösterebilmek ve anlatabilmek için heyecanla paylaşım yaptığı bir yer. Gidişi, toplumsal ve günlük yaşantıyı düşünüldüğünden çok daha fazla etkiledi” şeklinde konuştu. | 1LABEL_1
|
Yorum ve Paylaşımlarıyla Kitleleri Peşinden Sürükleyen Facebook Kullanıcısının Tatil Boyunca Yerini Dolduracak Yeni İsim Arayışları Sürüyor Yemin Krizi, Şike Skandalı, Terör Saldırıları derken art arda oldukça gergin günler yaşayan Türkiye, Facebook kullanıcısı Serden Güçlübey'in bir süre kafa izni kullanacağı haberiyle bir kez daha sarsıldı. Gündeme dair yorum ve paylaşımlarıyla başta arkadaş listesindeki 216 kişi olmak üzere kitleleri derinden etkileyen ve hemen her konudaki görüşleri büyük bir merak ve ilgiyle takip edilen Güçlübey'in yaklaşık 10 gün kadar internetten uzak kalacağı haberi vatandaşlar tarafından korku ve endişe ile karşılanırken, bu süre içinde yerini dolduracak alternatif isim arayışları da şimdiden başlamış durumda. Dün akşam saatlerinde Facebook duvarına yazdığı bir iletiyle sevenlerine seslenen Güçlübey, seçim sürecinden itibaren devam eden yoğun çalışma temposu nedeniyle çok yıprandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi: Haber başta Serden Güçlübey'in arkadaş listesi olmak üzere sosyal medyada soğuk duş etkisi yaratırken, ilk şoku atlatan birçok kullanıcı bu sabahtan itibaren kendileri için gündemi yorumlayacak yeni bir isim arayışına başladılar bile. Güçlübey'in yokluğunda doğan otorite boşluğunu doldurmaya en yakın görünen adaylar ise şöyle sıralanıyor: 41 yaşındaki Çokay, Türk İnternetinin en kıdemli yorumcularından. Dahi anlamındaki de ve da'ları % 70 başarı oranıyla ayrı olarak yazabilmesinin yanında, aynı zamanda yorumculuğa perjoratif spekülasyon metodunu getiren isim olarak da öne çıkıyor. Özellikle spor haberlerine yaptığı yorumlarla kitleleri birleştirici bir kimlik edinen Çokay'ın adaylığına şike soruşturması nedeniyle sıcak bakılırken, terör konusundaki yorumlarında bugüne kadar "bu vatan hepimizin, neyi paylaşamıyoruz!?!!"dan öteye gidememiş olması da hanesine pozitif puan olarak yazılıyor. "Facebook'un sakin gücü" olarak bilinen Çalışar, profilinde siyah kurdele kullanma konusunda tam bir duayen. Kurdelenin tam olarak ne zaman profil resmi olarak kullanılacağı ve ne kadar bir süre sonra tekrar normal profil resmine dönüleceği konusunda otorite sayılan Berrin Çalışar, özellikle "yorumsuz" başlığıyla yaptığı paylaşımlarıyla tanınıyor. Mehmet Erbakır'ın "11 Küskünler" hareketiyle milliyet.com.tr'yi terk etmesinin ardından sitenin yorum kısmının öne çıkan isimlerinden olan Kaymaksız, 2008'den 2010'a kadar milliyet.com.tr yorum işleri liderliğini büyük bir başarıyla yürüttü. Kendisinin döneminde günlük yorum oranı tarihte ilk defa 188.2'nin üzerine çıkarken, birbirini tekrar etmeyen, anlamlı yorumların sayısı da rekor bir artışla günlük 4.2 ortalamasına ulaştı. Türkiye onun adını ilk olarak 2007 senesindeki genel seçimlerde duydu. Seçim dönemindeki paylaşımları ve yorumlarıyla desteklediği partinin oylarını %0,0002 oranında yukarı çekerek büyük bir sükse yaptı. O dönemden beri Facebook, Twitter ve Friendfeed'de düzenli olarak güncel konuları işleyen başarılı internet kullanıcısını öne çıkaran bir diğer husus ise tartışmalarda yazılan her bir cümleye en az 3'er paragraf cevap verebilecek kadar boş vaktinin ve sabrının olması. | 0LABEL_0
|
Bilimsel akademik dergi olan General Certificate Secondary Education GCSE renkli gözlü insanlar detaylı araştırma yaptı Yapılan çalışma neticesinde mavi gözlü insanların soyu 6 10 yaşamış kişiye dayanıyor Göz renkleri araştırma yapan bilim kişileri insan gözündeki kahverengi pigment seviyesini belirleyen OCA2 genini aldı Araştırmacılar kişilerin kahverengi gözlere sahip olduğunu ortaya çıkardı gözler genetik mutasyona uğrayana Mavi gözlerin oluşmasına olan genetik mutasyon HERC2 adlı genden kaynaklanıyor Bilim insanları kahverengi göz pigmentini oluşturan OCA2 geninin mutasyona uğrayarak HERC2 genine evrildiğini sürdü Mavi göze sahip kişinin 10 Avrupa ’ yaşadığına mavi gözlü kişilerin mutasyona uğradığına inanılıyor mutasyonunda göz renkleri değişirken cilt tonunu belirleyen pigmenler sabit kalıyor mutasyon vücutta gerçekleşseydi albinizmin yaşanacağı belirtiliyor Kopenhag Üniversitesi ’ Profesör Eiberg ilgili olarak “ Mavi gözlü kişilerın DNA ’ değişim yaşandı ” şekilde konuşuyor Kahverengi gözün baskın olduğu kahverengi gözlere sahip çiftin mavi gözlü çocuğu olamayacağına inanılsa bunun aksini kanıtlayan örnek bulunuyor mavi gözlüyseniz düşündüğünüzden büyük ailenin parçası olabilirsiniz Göz rengi yaşla değişebilir Kafkas nüfusunun 10 15 göz rengine sahiptirler gerçekleşir Mesela zamanlar kahverengi olan gözlerin olması gözlerin yaşlandıkça koyulaşması | 1LABEL_1
|
Kaynak,@Akparti
Dün yapılan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısının atama kararları Resmi Gazete'deyayımlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesinde herhangi bir değişiklik yapılmazken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararnameyle, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu'nun görev süresi 1 yıl uzatıldı.
30 Ağustos 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 23 general ve amiral bir üst rütbeye, 77 albay ise general ve amiralliğe yükseltildi.
34 general ve amiralin görev süreleri 1 yıl, 455 albayın görev süreleri 2 yıl uzatıldı.
31 general ve amiral emekliye sevk edildi.
Halen 281 olan general ve amiral sayısı, 30 Ağustos 2024 tarihi itibarıyla 327 olacak.
Haberin sonu
YAŞ kararlarıyla;
Erdoğan'ın, YAŞ kararlarını imzalaması sırasında, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak da hazır bulunmuştu.
Orgeneralliğe getirilen Metin Tokel, eski başbakan Binali Yıldırım'a yönelik övgü dolu sözleriyle gündem olmuştu.
Tokel, Hakkari'de Yıldırım’ı, “Zatıalinizin buraya gelişiyle başta tümen komutanı ben olmak üzere onur duyduk. Bu onuru ruhumuzda ve tüylerimizde şu anda yaşıyoruz, arkadaşlarımız da siz gelmeden sanki sizin geleceğinizi hissetmiş gibi sizin gözlerinizden öptüklerini arkadaşlarımız ifade etti. Tümen komutanı olarak onur duyduk. Allah sizden razı olsun” sözleriyle karşılamıştı.
Orgeneralliğe getirilen bir diğer isim olan Levent Ergün ise Balyoz davasında yargılanmış ve 13 yıl hapse mahkum edilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararının ardından dava yeniden görülmüş, beraat eden Ergün; 2015’te tuğgeneralliğe terfi etmiş, 2016’da Mardin’in Nusaybin ilçesindeki hendek operasyonlarını yönetmiş, 2018’de tümgeneralliğe, 2021’de de korgeneralliğe terfi etmişti.
1996'da Kardak adasına çıkan SAT Komando Komutanı Tuğamiral Ercan Kireçtepe ise kadrosuzluk nedeniyle emekliliğe sevk edildi. | 1LABEL_1
|
Zoe Kleinman| Teknoloji Muhabiri
Kaynak,IRIDIUM
Uydu telefonu şirketi Iridium ve çip üreticisi Qualcomm’un işbirliğiyle, bu yılın sonuna doğru üst model Android telefonlara uydu bağlantısı özelliği gelecek.
Böylece telefon sinyalinin çekmediği yerlerden de acil durumlarda mesaj göndermek ve almak mümkün olacak.
Android telefonların büyük bir kısmı Qualcomm’un ürettiği çiplerle çalışıyor.
Apple, iPhone telefonlara bu özelliği Eylül 2022’de getirmişti.
Haberin sonu
Bu özelliği telefonlarına ekleyip eklememe kararı, Android telefon üreticilerine ait olacak.
Iridium şirketi ilk uydusunu 1997’de uzaya göndererek ilk uydu telefonunu hizmete sokmuştu. Şirket 2019’da 75 yeni uyduyla altyapısını güncellemişti.
780 kilometre yükseklikteki bu uydular aracılığıyla Android kullanıcıları dünyanın her noktasından mesaj alıp gönderebilecek.
Bu özelliğin ilerleyen yıllarda tabletler, laptoplar ve otomobillere de eklenmesi bekleniyor.
Bir noktadan sonra bu özelliğin sadece acil durum mesajlarıyla sınırlandırılmayacağı fakat ücretli bir hizmete dönüştürüleceği tahmin ediliyor.
Elon Musk’ın Starlink şirketi de benzer bir şekilde uyduları aracılığıyla internet bağlantısı hizmeti sunuyor.
Uydu üzerinden internete bağlanmak hızlı ve güvenilir bir yöntem olsa da fiber kablolarla bağlanmaya kıyasla daha pahalı.
Android telefonlardaki bu özellik bazı ülkeler tarafından kısıtlanabilir.
Zira Çin ve Hindistan gibi ülkelerde uydu telefonlarının kullanımı yasak. | 1LABEL_1
|
End of preview. Expand
in Data Studio
README.md exists but content is empty.
- Downloads last month
- 19