Dataset Viewer
text
stringclasses 1
value |
---|
Bu ikinci maddesi. Azametli, bahtsız bir kıta'nın, şanlı, talihsiz bir devletin, değerli, sahipsiz bir kavminin reçetesi İddia'da İslam'dır. Azametli, bahtsız bir kıta, İslam coğrafyası değil mi? Alem-i İslam, Asya. İslam coğrafyası değil mi? Alem-i İslam, Asya. Şanlı, talihsiz bir devlet. Bu devlet-i Aliye-i Osmaniye. Şanlı, maalesef son tarafı Resul-i Ekrem Aleyhisselatü Vesselam'ın dediği gibi Ümmetim istikamet üzere gitse ona bir gün ver. O istikametini kaybederse yarım gün ver buyurdu. Bin yıl ile tabir ettiler o bir günü muhaddisler. Şayet o istikameti tam koruyabilmiş olsaydık bin yıl hükmedecekti. Ama yarım gün bakınız 500 yıl. Ama yarım gün bakınız 500 yıl. Biz de Yavuz Sultan Selim'le birlikte başlayan o hilafet döneminde 500 yıl şu coğrafyaya halifelik yaptık, hilafet ettik. Tabii sonu böyle bitmese çok daha iyi olurdu. Ama tabii kaderin bir hükmü var. Her kemalin bir zevali var. O bir sünnetullah'tır. Keşkeler tarih sayfasında çok dinlenmez. Hani deriz ya ibret alınsaydı hiç tekerrür eden miydi? Tarih tekerrürden ibarettir derler. Ama tabii yine de zaman müstakim bir çizgi üzere gitmiyor. Bakıyorsunuz. Giderek uzaklaşmıyor yani. Bir açıklıktan tekrar geri dönüyor. Her zevalin bir kemali. Her kemalin bir zevali. Bir nevi o kar zarar dever anında kainat çalkalanıyor. Şanlı talihsiz bir devlet. Burada Osmanlı İmparatorluğu devleti Aliyeyi Osmaniye değerli sahipsiz bir kavmin bu kavim yine önceki derste de geçtiği gibi Osmanlı Türkler dolayısıyla bakıldığında onu belirsiz isim tanıması olarak isim olarak alırsak Kürtler de buna dahil, Araplar da buna dahil. Bütün unsurlar bu işin içine dahil. Tabii neden değerli sahipsiz bir kavimdir? Bir taraftan Osmanlı'nın son döneminde birçok isyanlar başladı. Bağımsızlık ilanları yapıldı. Yani bir taraftan bakıyorsunuz Balkanlar'da, bir taraftan aşağıda Mısır'da, farklı coğrafyalarda Şerif Hüseyin'in başını çektiği hareketler gibi, kavalalı gibi. Şerif Hüseyin'in başını çektiği hareketler gibi, Kavalalı gibi. Osmanlı'nın birçok yerinde maalesef Fransız ihtilalinin de etkisiyle bir yerde İslamiyet namına, İslam'ın asırlarca bayraktarlarını yapmış bir millet sahipsiz kalmış oldu. Bir de Kaht-ı Rical dediğimiz adam yokluğu. Elinizi attığınız adam elinizde kalıyor. Bir güven, bir itimat besleyerek kendisine sorumluluk tercih edilen insanların nasıl ihanetlerle karşımıza çıktığına tarih şahit oldu. Jön Türkler gibi değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi İttihadı İslam'dır. Bunun da çözüm yolu nedir? İslam coğrafyasının tekrar bir araya gelerek kendi aralarındaki o ittihadı, ittifakı sağlamaktır. Değil ise karşımızdaki milletler maalesef İslam düşmanlığı üzerine ittifak etmiş olan o güç odakları, İslam coğrafyasını parçalamak suretiyle kendi isteklerini bu coğrafyada maalesef yerine getirmiş oldular. Yani bakın skapitülasyonlarla başlayan bir dönemin giderek nasıl sömürge düzenine çevrildiğini koskoca Hindistan'ın ki düşünün o günkü yapı itibariyle Hindistan dediğiniz zaman sadece Hindistan yok o yapıda Pakistan'da var, Bangladeş'te var. Şu anda bile yaklaşık 2,5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyayı bugünkü rakamlarla söylüyoruz tabii. Bir İngiliz valisinin idaresiyle sömürüldüğü dönemlere şahit oldu bu tarih. sömürüldüğü dönemlere şahit oldu bu tarih. Tabii bunun parçalanmışlıktan aldıkları kuvvet de bu. Şayet İslam coğrafyası kendi içindeki birlik beraberliğini temin etmiş olsa bugün bu kadar zengin kaynaklara sahip olan bu coğrafya şu perişan vaziyette olur muydu? Tasavvur edelim. İkinci maddeyi bir daha okuyalım. Azametli bahtsız bir kıtanın, yani İslam coğrafyası Asya'nın, şanlı talihsiz bir devletin, gerçekten tarihimizde şeref levhaları var değil mi? Nice kahramanlıkların ortaya kunduğu, kendilerine gurur duyduğumuz, onur duyduğumuz, büyüklerimiz, ecdadımızın bize bırakmış olduğu bir tarih, bir devlet. Ama bir taraftan da tarihsizlik var ki o yükselme devrinin ardından bir duraklama devri, bir gerileme devri, Abdülhamit Han'ın olanca gayretine rağmen bir türlü engellenememiş bir çöküş dönemi bu millet, bu kavim, bu devlet yaşamış oldu. Değerli sahipsiz bir kavmin, bilhassa Türkler, tabi bunun içinde dediğimiz gibi Kürtler de var, Araplar da var. Hepimizin ilacı bu. Sadece Türklerin ilacı değil, iddia ediyorsan. ilacı bu. Sadece Türklerin ilacı değil, iddia da İslam. Kendini mümin bilen, Müslüman bilen ne kadar kavimler varsa bunların her biri bizim için değerlidir. Her biri tesbihin, kopmuş bir tesbihin, armen dağınık olmuş taneleri gibidir. O değerli olan, o devletlerin çözüm yolu tek o ipin etrafında dizilmekledir ki, kıyafet dediğimiz o ruh da onları bir arada tutan, bir araya getiren, dünyanın neresinde bir müminin ayağına diken battıysa, o acıyı bütün vücudun hissetmesi gibi İslam coğrafyasını alakadar ettiği o coğrafyanın tekrar geri dönüşünü intizar ediyoruz. Rahmet-i İlahiyeden. Çözüm İttihad-ı İslam'dır. Bakın bir önceki vecizede de ne demişti üstadımız? Mariz bir hasrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi. Hep bunlar bakın hasta, hastalıklı, sekat. Çözümü nedir? Kur'an'a tabi olmaktır. İtibarı Kur'an'dır. Peki burada daha sosyal bir boyutta, daha geniş bir perspektifte. Bu sefer ne diyor? Azametli, bahtsız bir kıtanın, şanlı, talihsiz bir devletin, değerli, sahipsiz bir kavmin reçetesi bu sefer nedir? İttihadı İslam'dır. Dünya İslam birliğidir. Rabbim bize pahalıya satmasın inşallah. E tabi bir taraftan Emevilerle, Abbasilerle, Endülüslerle, arkasından Selçuklularla, Fatımilerle bakıldığında bir sürü kurulmuş İslam devletleri var. Bunların her birinin çözüm yolu İddiadı İslam'dır. Bugün memleketimiz itibariyle bakıldığında Osmanlı İntiharlandı üstünde 50 küsur devletin yaşadığını görüyoruz. Rabbim bize tekrar o İddiadı İslam'ı nasip etsin inşallah. |
YAML Metadata
Warning:
empty or missing yaml metadata in repo card
(https://huggingface.co/docs/hub/datasets-cards)
- Downloads last month
- 8