Dataset Viewer
audio
audio | text
string | video_source
string |
---|---|---|
İçimizdeki Şeytan Yazan Sabahattin Ali
|
video_001_start0.0s
|
|
Seslendiren Burak Aşkın
|
video_001_start0.0s
|
|
Kendimi tutmasam kahkahayı koparacaktım.
|
video_001_start0.0s
|
|
İşte iki gözüm. Ciltlerle kitabın, saatlerce tefekkürün yapamadığı işi iki kirli kağıt başarır.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kabak fidanları arasında ve dar bir yolda gidiyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sağ tarafında bir adım genişliğindeki bir arktan köpüklü sular akıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sol tarafında aşağı doğru uzanan hafif bir sırt,
|
video_001_start0.0s
|
|
ve bunun üzerinde etrafı böğürtlen ve yaban gülü çitleriyle sarılmış bağlar vardı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Çömelmiş insanlar gibi duran kütükleri ve üzerlerinde kırmızı meyveleriyle kiraz fidanlarını gayet iyi görüyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir müddet sonra yol kısa bir yokuşa geldi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Şimdi iki tarafındaki ağaçlar ve çalılar etrafı göstermeyecek kadar sıklaşmış ve yükselmişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yokuşun sonunda genişçe bir meydan vardı.
|
video_001_start0.0s
|
|
İri ceviz ve kara ağaçlar gökyüzünü tamamen kapatıyor ve yaprakların arasından sızan ışıklar meydanın bir kenarındaki küçük bir havuzu daima değişen bir mozaikte süslüyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Geldiği yolun kenarından akan su demek buradan çıkıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sen ruhumuzun bu kadar ucuz bir bedel mukabilinde takla atmasını haysiyetine yediremediğin için belki daha asil sebepler peşinde koşarsın.
|
video_001_start0.0s
|
|
O tarafa yürüdü. Havuz yosunlu ve sarmaşıklı kayaların altında kayboluyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Etrafta yaprakların hışırtısından ve havuzun dibinden kumlar arasından çıkan su habbeciklerinin tatlı şıpırtısından başka bir ses yoktu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir tramvay tekerleğinin acı feryadı onu sıçrattı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir anda müthiş bir merakla yanmaya başladı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu manzarayı, bu yeşil yolu ve kayaların içinden fırlayıp tabii bir havuz vücuda getiren suyu nerede görmüştü?
|
video_001_start0.0s
|
|
Bütün hafızasını topladı. Çocukluğundan beri gezdiği yerleri, kafasında yer eden güzel manzaraları gözünün önüne getirmeye uğraştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Burasını bir türlü hatırlayamıyordu. Neredeydi?
|
video_001_start0.0s
|
|
Dursun Bey ormanlarından, Kazdağ çamlıklarına ve pınarlarına kadar her şeyi araştırdı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Arabayla ve yayan gezdiği yerleri düşündü.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu ağaçlı yolda yalnız mıydı? Yanında başkaları da var mıydı?
|
video_001_start0.0s
|
|
Gökyüzünde birkaç yüz metre daha yükselen bir bulut, yahut ensene doğru esen serince bir rüzgar,
|
video_001_start0.0s
|
|
Bunu da hatırlayamıyordu. Kafasını çatlatırcasına işletti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Gözünün önünde bu kadar teferruatla canlanan yerler bir hayal değildi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Buraları muhakkak gördüğünü biliyordu. Ama ne zaman?
|
video_001_start0.0s
|
|
''Acaba rüyalarımdan birinde mi gördüm?'' dedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Hayır, bu rüya filan değildi. O yoldan geçmiş, kiraz ağaçlarını ve bağ kütüklerini gözleriyle görmüştü.
|
video_001_start0.0s
|
|
İçinde orayı tekrar görmek için müthiş bir arzu uyanıyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat neresi olduğunu hatırlayamayarak çaresizlik içinde kıvranıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu muvaffakiyetsizlik canını sıkmıştı. Gözlerini tekrar odaya çevirdi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu hal çok kere başına geliyordu. Bir kitap okurken oradaki birkaç satırı tanır gibi oluyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat nerede, nasıl öğrendiğini hatırlayamıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yahut o esnada aklına gelen zekice bir fikir,
|
video_001_start0.0s
|
|
Yahut birisine bir şey söylerken kafasının içindeki bir yer ona bu tartışmayı aynı şahıslar ve aynı kelimelerle bir başka zaman gene yapmış olduğunu fısıldıyor.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ve Ömer sözlerini unutarak bunu araştırmaya başlıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Birkaç kere bunları rüyalarında gördüğünü zannetmek istedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Belki garip bir kuvvet ona bazı hadiselerin daha evvelden rüyasını gösteriyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sonra bu düşünceyi gülünç buldu. Fakat bir takım hadiselerin, hayatında ilk defa yaptığı bazı işlerin ve söylediği veya duyduğu bazı sözlerin ona yabancı olmadığı da muhakkaktı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bunları tayin edemediği bir zamanda fakat herhalde yaptığını, gördüğünü veya duyduğunu biliyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Başını yorgun bir halde patiska örtülü ot yastığa dayadı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Evin içi sessizdi. Gözlerini kapayarak hayalinde bütün odaları dolaştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fatma herhalde aşağıdaki muşamba döşeli sofaya yatağını sermiş ve o hafif uykusuna dalmıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Topukları çatlamış ayaklarından biri yorganın kenarından dışarı çıkmıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sana bu değişmenin sebebi gibi görünmek ister.
|
video_001_start0.0s
|
|
İş görmekten büyüyen ellerini kimse dokunmadan küçülen ve pörsüyen memelerinin üstünde kavuşturmuştu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Siyah saçları kirli yemenisinden fırlayarak yastığa dağılıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Göğsü sükunetle inip kalkıyor ve düşünmeyi unutan kafası belki de 7 yaşından beri görmediği anasıyla babasına ait rüyalarla meşgul olarak
|
video_001_start0.0s
|
|
işleme kabiliyetini büsbütün kaybetmemeye çalışıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Alt katta, bahçe üstündeki odada uyuyan Emine teyze ile Galip amcanın yatışlarını tasavvur etmek pek hoş değildi.
|
video_001_start0.0s
|
|
İki kocaman yağ kütlesi halinde somyayı çökerten vücutlar birbirine arkasını dönmüştü.
|
video_001_start0.0s
|
|
Galip amcanın beyaz ve önü işlemeli entaresi beline toplanmış ve sedef düğmeli pazen donunun bir parçası dizine kadar sıyrılmıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Emine teyze, gerdanının kıvrımları arasında beliren hafif ter damlacıkları ve gözlerinin kenarından taşan sürme ve çapaklarla uyuyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Her ikisi de üzüntülü rüyalar görüyordu. Galip amcanın horultusu, karısının dudaklarından mı burnundan mı çıktığı belli olmayan bir ıslığa karışıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yukarıda yine bahçe üstünde bir odada şişman fakat genç vücuduyla Semiha yatıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat söz aramızda iş bunun tamamıyla aksinedir.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kumral ve düz saçlarını işlemeli yastığa sermiş,
|
video_001_start0.0s
|
|
Bir elini yanağının altına, ötekini göğsüne koymuştu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Beyaz ve tombul bacakları gerilmiş ve birbirinden ayrılmış olarak patiska çarşaflara sarılıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Endişesiz kafasından belki otomobilli kocalar, ipekli elbiseler, bir yerde saç kıvırtmak rüyaları geçiyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ömer'in yanı başındaki odada ise...
|
video_001_start0.0s
|
|
Ömer, evin bütün odalarını hayalen yaptığı bu gezintinin sırf buraya varmak için olduğunu kendisine itiraf etmek istememişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat şimdi anlıyordu ki meyhaneden kalkıp gece yarısı buraya gelişinin sebebi de buydu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Sabahleyin vapurda kızı ilk defa gördüğü zaman hissettiği şeyler kafasından bir kere daha geçti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Aptal Nihat, beni neredeyse olduğumdan başka türlü yapacak.
|
video_001_start0.0s
|
|
diye söylendi. O zamana kadar aklından ve kalbinden geçen her şeyi olduğu gibi ortaya dökmekten bir nevi gurur ve zevk duymaya kendini alıştırmıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Cebimize giren 2 lira sayesindedir ki havanın biraz açıldığını görmek, rüzgarın serinliğini hissetmek.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu ona nefsine olan itimadının bir ifadesi gibi geliyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu sefer de başka türlü hareket etmek için hiçbir sebep olmadığını düşündü.
|
video_001_start0.0s
|
|
İsmi neydi? Macide. Evet, Macide.
|
video_001_start0.0s
|
|
Pek de güzel bir isim değil. Herhalde babası bir memur çocuğunda duydu ve kızına da bu adı verdi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ne olursa olsun, ismine rağmen yarın onu görürsem kendisine deli gibi aşık olduğumu söylerim.
|
video_001_start0.0s
|
|
Macide'yi hayalinde canlandırmaya çalıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yüzünü bir türlü tamamıyla bulamıyordu. Yalnız tramvaya binmek için yanından ayrıldıkları zaman nasıl tatlı bir yürüyüşle ve bir kere bile arkasına bakmadan uzaklaştığını ve bir de siyah, kıvırcık saçlarıyla ince omuzlarının arasında ancak iki parmak kadar görünen harikulade güzel boynunu hatırladı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Gözleri ne renkteydi? Göze çarpan bir teni ve çenesi olduğu muhakkaktı. Fakat ağzının ve dişlerinin şekli nasıldı?
|
video_001_start0.0s
|
|
Nasıl olursa olsun, bir benzerini bütün hayatımda görmediğim bir mahluk.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yarın... Yarın...
|
video_001_start0.0s
|
|
Hatta akıllıca şeyler düşünmek mümkün olmuştur.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kendisi böyle hodbin tasavvurlarla uğraşırken, zavallı kızın kim bilir ne halde olduğu aklına gelince utandı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Belki soyunmuş ve yatağına uzanmıştı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Belki de elbiseleriyle odanın bir köşesine büzülmüş oturuyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat herhalde uyanıktı. Belki şu anda gözleri gökyüzünde koşan aynı buluta dikilmişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Genç kız göğsünün içinde kalbi kim bilir nasıl burkulara katıyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ruhları insana yabancılardan daha uzak olan böyle akrabaların evinde, 18 yaşında bir kızın gece yarısı karanlık bir odada yapayalnız uyanık durması ve 2 saat evvel öğrendiği acıklı hakikatle mücadeleye çalışması hazin bir şeydi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ömer böyle zamanlarda insanın nasıl aptallaşarak etrafında dert dökecek birini aradığını biliyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Yarın onu teselli etmeye çalışırım, dedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat bu anda ne kadar bayağılaştığını görünce yüzünü buruşturdu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Ona nasıl içini açacağına, onun nasıl tatlı ve muvaffık cevaplar vereceğine dair hayaller kurmak isteyen kafasıyla mücadele etmeye başladı.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kalk iki gözüm, iskeleye geldik.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bu ana kadar olan tecrübeleri, hayalinde yaşattığı hadiselerin asla vaki olmadığını ona öğretmişti.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bunun sebebini emellerinin genişliğinde ve imkansızlığında değil,
|
video_001_start0.0s
|
|
Talihin düşmanca oyununda buluyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Onun için bu sefer hiçbir şey düşünmemek istedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Kızın kendisine nasıl müsait davranacağını tasavvur ederse, yarın muhakkak aksiyle karşılaşacağına emindi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Halbuki bu sefer her zamankinin zıttını olarak hayallerine değil, hakikate, kızın yarın sahiden alacağı vaziyete ehemmiyet veriyordu.
|
video_001_start0.0s
|
|
Bunun müsbet olmasını temin için şimdi menfi şeyler düşünmek gibi bir hileye sapmak istedi.
|
video_001_start0.0s
|
|
Fakat saatlerden beri dört tarafa koşmaktan yorulan ve rakının tesirini henüz muhafaza eden dimağa yavaş yavaş sislendi.
|
video_001_start0.0s
|
End of preview. Expand
in Data Studio
No dataset card yet
- Downloads last month
- 8