falan42/Turkish-Bentropi-tts-dataset-part-11

audio audioduration (s) 0.04 30.6	text stringlengths 23 269
	Altyazı M.K. Bu kadarım.
	Yani kanalın hakkında kısmında yazdığı bu kadarım yazısı gibi. Sokakta, yanınızdan geçen herhangi birinden çok farklı değilim.
	Kendimi saklamak gibi bir niyetim olmamakla birlikte Fatih'in Bentropi'nin önüne geçmesini de istemiyorum açıkçası. O sebepten bence adımı bilmeniz benimle alakalı yeterli bir bilgi olacaktır.
	Keşke ben de her birinizi tanıma şerefine nail olabilseydim. Hepiniz benim için bir kitap karakteri gibisiniz.
	Romantiklik yapmıyorum ha. Her videomda ve gönderimde yorumlarını eksik etmeyen,
	profil fotoğrafında Atatürk olan o arkadaş, Kore sevdalısı olduğunu düşündüğüm,
	yine her içeriğimde burada olan Lu722, profil fotoğrafında bir kartaldan tanıdığım Ömer Faruk,
	sanırım 50 aboneden beri bu kanal çok büyüyecek bak söylüyorum diyen, beklentilerimin aksine kısa zamanda gerçekten iyi yere gelişimizi görünce aklıma gelen ve haklı olduğunu kanıtlayan Armin Eller,
	şimdilerde ortadan kaybolan ve eski videolarıma tek amacım fazladan yorum olmasını sağlayıp etkileşimi arttırmak yazan ve kullanacağı da,
	arada bir değişen Havana, Almanya'dan yazan ve sürekli Almanca teşekkür eden o hanımefendi,
	anlam veremediğim şekilde çok izlendiğimiz Can Azerbaycan'dan çok tatlı yorumlar yapanlar ve özür dileyerek şu an aklıma gelmeyen,
	her videomda beni destekleyen o güzel insanlar. Belki yaptıklarınız size basit bir yorum olarak geliyordur.
	Benim için gerçekten önemlisiniz. Hiçbirinizi tanımıyorum ama dediğim gibi hepiniz şu anda hayatımdaki birer kitap karakteri gibisiniz.
	Eksik olmayın. Belki diğerleri daha ilgi çekici olur ama
	şu an dinlediğiniz podcastın çok dinlenmeyeceğini farkındayım. Ama o 3-5 yorum atan insan bile bunları dinlese benim için yeterli olacaktır bu.
	Şimdi ben hitap konusunda gerçekten kötüyüm arkadaşlar. Yani arkadaşlar mı, dostlarım mı, suratımın ekşidiği tabirle bentrope ailesi mi
	size nasıl hitap edeyim bilmiyorum doğrusu. Ben detaycı bir adamım, yorumlarda bazen salak oluyorum açıkçası.
	Ya şimdi ne desem? Teşekkür mü etsem yoksa çok mu teşekkür etsem?
	Emoji mi koysam parantezli gülücük mü? Yanına gül mü koysam?
	Iğır zıvır çok şey düşünüyorum yani. Zaten birkaç yanıtıma bakarsanız genelde diğerini kırmamak ya da önemsiz hissettirmemek adına
	birine verdiğim cevaba çok yakın cevaplar veriyorum diğer kişilere de. Velhasıl ben arkadaşlar olarak hitap edeyim size.
	En temizi o olacak sanırım çünkü. Bu işe ve evet bu benim tam zamanlı işim
	hayatımın en çalkantılı ve zorlu döneminde başladım. Kanalın açılma tarihi farklı gözükse de ilk videodaki tarihten en fazla 2 hafta geriye gider yani başlangıçta.
	Bu başlangıç biraz zorunluluktan oldu aslında. Çünkü zorunlu sebeplerden ötürü herhangi bir şirkette çalışmam söz konusu değildi.
	Haftanın 2-3 günü yapmamın zorunlu olduğu işler oluyordu ve haliyle kimse de benim nazımı çekmezdi arkadaşlar. Yani yapmam gereken işler oluyordu derken biraz daha özel bazı durumlar vardı.
	Aceliyet gerektiren ve ne zaman çıkacağını bilemediğim sağlıksal meseleler benimle alakalı olmayan. O sebepten herhangi bir şirkete girip çalışamadım yani.
	Ben de bir şey yapmalıyım diye düşünerek bu işe sıfır bilgi sıfır tecrübeyle tabiri caizse daldım. Yalnızca bir mikrofon satın aldım ve BentoPi bir şekilde ortaya çıkmış oldu.
	Bırakın arkadaşlarımı ailem dahi kimseye söylemedim böyle bir şey yaptığımı. O kadar sıfırdan başladım yani.
	İlk abonem yan hesabımdı. Ondan sonra gelen abonelerin hiçbirini tanımıyordum uzunca bir süre.
	Şu an bile 16.000 kişiye yaklaşan abone sayısında en fazla 10 kişi falan benim kim olduğumu biliyordur. Yani benim çevremdendir.
	Onun dışında kendi sosyal hayatımda bu işten pek bahsetmedim. Saklamak değil ama bu yani yanlış anlaşılmasın öyle bir gizlilik amacım yok.
	Ne bileyim işte insanlara bak benim kanalım var o da bu demek istemedim işte başlardı. Kendimle bir yarış yapmak istedim aslında sıfırdan olur mu diye.
	Oluyormuş ya da oluyor gibi gözüküyor anlamış olduk. Aslında sanırım ilk bir ay olması lazım kanalın adı farklıydı ama o isim çok isim değil hitap gibi olduğu için.
	Bu isme yani bentropiye dönüş yapma kararı aldım. Peki bentropiye dönüş yaptık da bentropi ne demek?
	Şimdi bentropinin anlamı entropiden geliyor arkadaşlar. Yani bu bentropi kavramı benim bulup uydurduğum bir kavram.
	Zaten kanalın ilk iki ayı aramalara bentropi yazınca kanal değil başkalarının yaptığı entropi nedir videoları falan çıkıyordu. Gerçi şimdi bentropi yazınca kanal çıkıyor çıkmasına ama yukarıda hala didyum in entropi yazıyor.
	Neyse ki bulunabiliyoruz bir şekilde. Evet size önce entropiyi sonra bentropiyi anlatayım.
	Entropi bir fizik terimi arkadaşlar sıkıcı bilimsel tanımıyla fizikteki bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek termal enerjisini temsil eden termodinamik terimidir. Kulaklarında ne anlatıyorsun sen kelimelerini duyuyorum şu an.
	Bu sıkıcı terimi geçiyorum. Ben size bunun mealini açıklayayım hemen isterseniz.
	En kısa haliyle entropi kaostur karmaşadır arkadaşlar. Yani entropi şu an sizin odanızın içinde.
	Dünyamızda evrende. Okulunuzda nerede olursanız olun atomun olduğu her yerdeki karmaşayı karmaşıklığı temsil eden bir olgu aslında.
	Anlaması ve anlatması zor ama dedim ya karışıklık karmaşa işte zaten entropinin olayı o fizikteki. Şimdi entropinin ne olduğunu umuyorum anladınız.
	Karışıklık karmaşa dedik yani buna aslında. Ben size bir de bentropiyi açıklayayım.
	Bentropinin beni bildiğimiz ben ve entropi kısmı da bildiğiniz karışıklık az önce açıkladım. Yani bentropi benim içimdeki kaos ve karışıklık manasını taşıyor.
	Dediğim gibi böyle bir kavram yok. Bu benim uydurduğum bir şey aslında ama hem benim için manası çok büyük hem de başlarda kanal için önemli bir yeri olacaktı.
	Ama olamadı. Tabi bu hala olamayacağı anlamına gelmiyor.
	Dükkan sonuçta bizim ama misafirler ne isterse ben ona sürüklendim diyebiliriz. Bentropinin yani benim içimdeki karmaşayı boş verelim.
	Kanal olan bentropinin içindeki olamayan karmaşaya odaklanabilir. Benim amacım başlarda bu kanalda okumayı izlemeyi dinlemeyi çok sevdiğim bilim sanat tarih teknoloji dörtlüsü altında içerik üretmekti.
	Yani bir video Tesla'nın icatları hakkında olacakken diğer video Dali'nin eserleri üzerine olacaktı. Ya da bir gün Apple'ın yeni tasarımından bahsettikten sonra bir sonraki videoda Osmanlı tarihi hakkında bir şeyler anlatacaktım.
	Yani bentropi olacaktı işte benim içimdeki kanalın içindeki karışıklık olacaktı ama sonuç olarak hepsi bir genel kültür altında toplanacaktı. Lakin olmadı.
	Kanalın içindeki kaos karmaşıyla sizlere bir şeyler öğretecek hem de kendim öğrenecektim. Fakat gördüğünüz üzere bentropinin karmaşası beni çok farklı bir düzene götürdü ve insan hikayeleri ilginç olaylar anlatmaya başlar oldum.
	Sonra da baktım bu isteniyor ben de böyle ilerledim. Tabi ürettiğim şeyler hala genel kültür başlığında toplanıyor ama asıl hedefim daha farklıydı dediğim gibi.
	Tabi gelecek ne gösterecek onu göreceğiz bakalım. Gelecek demişken bu podcast olayı nedir?
	Ne olacak biraz da ondan bahsedeyim. Kanalı açtığımdan beri haftada hep iki videoya gözümü dikmiştim aslında.
	Kanal kurulduğundan beri bu da yaklaşık beş aya tekabül ediyor. Haftada iki uzun videonun formülünü arıyorum.
	Arıyorum da bulamıyorum. Yok arkadaşlar yetişmiyor.
	Ben tek başıma çalışıyorum. Sabah 9'da bilgisayarımın başına oturup akşam 12'de ancak kalkabiliyorum bentropinin başından.
	Size birazcık bahsedeyim mesela. Öncelikle araştırmaya başlıyorum.
	Konu bulmak en sancılı adımlardan biridir. İlgi çekici olmalı.
	Konu hakkında yeterli güvenilir kaynak olmalı. Konu YouTube politikalarına uygun olmalı.
	Bu konu daha önce yapılmamış olmalı. Ya da yapıldıysa benim o konuyu daha iyi işleyeceğime inanmam gerekli gibi bir faktör furyası var.
	Şimdi bunların hepsini geçtik varsayıyorum. Neyse efendim konuyu bulduk.
	Oturduk bir güzel okuduk, irdeledik. Bu konudan videoya bir metin yazma aşaması var.
	Konu hakkında yeteri kadar veri varsa bu kısımda bir şekilde aşılıyor. Ve metni ortaya koyuyoruz.
	Ortalama bir gün içinde bitiriyorum bir videoda. Sonrasında işin ses kısmı var.
	Başlıyorum seslendirmeye şu an yaptığım gibi. Bakmayın öyle yorumlar daha eksik olmayın.
	Çok güzel diksiyonum var, ses tonun çok güzel yazıyorsunuz ama sizin duyduğunuzun yanında benim kırıttığım nice saçma hatalarım var aslında.
	Tabi bu izlediğiniz tüm kanallar ve içerikler için böyle. Ama neyse ben başlıyorum kayıt almaya.
	Ortalama 10 dakikalık bir videonun minimum yarım saatlik bir ham kaydı oluyor. Hatalar, öksürmeler, arkadan gelen sesler, nefesler, suyu,
	içmeler derken kayıt bitiyor bir şekilde. Başlıyorum düzenlemeye.
	Aradaki nefesler azaltılıyor, yapılan hatalar kesiliyor. Eğer kurtaramayacağım bir hataysa o kısmı tekrar kayıt alıyorum.
	Ve benim oh dediğim kısım geliyor ve kayıt bitiyor. Oh diyorum çünkü bu sürece kadar 2 gün harcadık bile neredeyse.
	Asıl kısım gelecek daha. O da videonun montaj kısmı.
	Ben bunların hepsini hala öğreniyorum arkadaşlar. Kanalı açtığımda ne montaj biliyordum ne de ses kaydı.
	Sadece geçmişten gelen yazma tecrübesine sahip oldum. Sadece geçmişten gelen yazma tecrübesine sahip oldum.
	Onun dışında her şeyi sizinle öğrendim. Hala da öğreniyorum.
	Gidin ilk videomu açın bakın. Sesime, hatalara ve son videomu açın farkı göreceksiniz.
	Sesime, hatalara ve son videomu açın farkı göreceksiniz. Ve biliyorum ki şu an çok beğendiğim son videom
	2 yıl sonra ben ne yapmışım dedirtecek bana. 2 yıl sonra ben ne yapmışım dedirtecek bana.
	Ama durum böyle işte. Kervan yolda düzülür hesabı.
	Ben de elimden geldiğince kaliteli bir şeyler çıkartmaya çalışıyorum. Ben de elimden geldiğince kaliteli bir şeyler çıkartmaya çalışıyorum.
	Ama en çok dikkat ettiğim şey utanç duymamak. Yani 2 yıl sonra ya evet ben ne yapmışım hatalara bak diyebilirim.
	Yani 2 yıl sonra ya evet ben ne yapmışım hatalara bak diyebilirim. Ama utanç duymak farklı bir durum.
	Şu ana dek çok şükür öyle utanç duyacağım bir hata Şu ana dek çok şükür öyle utanç duyacağım bir hata
	sizin ilginizi çeksin diye yalan yanlış bilgiler ya da aldatmacam olmadı. sizin ilginizi çeksin diye yalan yanlış bilgiler ya da aldatmacam olmadı.
	Umuyorum da olmayacak. Neyse mesela şu an ezan okunuyor ama ben bunu kesmeyi düşünmüyorum.
	Neyse mesela şu an ezan okunuyor ama ben bunu kesmeyi düşünmüyorum. En azından bu podcast doğal bir podcast olsun.
	Geçen 2 günün ardından videoyu editleme işine geçiyorum. Geçen 2 günün ardından videoyu editleme işine geçiyorum.
	Teknik detaylar içeri yolu. O sebepten sizi çok sıkmak istemiyorum.
	Edit kısmı stok görsellerin, Video'ların, efektlerin, ıvırın, zıvırın yapılması da
	Video'ların, efeklerin, ıvırın, zıvırın yapılması da 3 gün sürüyor.
	Minimum. Şimdi bu adam bu videoyu 5 günde çıkartırken
	Şimdi bu adam bu videoyu 5 günde çıkartırken ikinci video nasıl çıksın ortaya?
	Yani belki ben yavaşımdır. Henüz çok işin içinde olmadığım için
	henüz çok işin içinde olmadığım için vaziyetin farkında değilim.
	Ama şunu biliyorum ki tek başına çalışan bir youtuber benimki kadar uğraşlı bir video yapıyorsa
	Yanlış anlaşılmasın. Benim kadar uğraşlı bir video yapıyorsa bunu tek başına çıkartabileceğini ben aklım almıyor, düşünemiyorum.
	Ben çünkü dediğim gibi bu anlattığım hikaye benim sabah 9 akşam 12'den bahsediyorum yani. Yani tek başıma olmasam edit kısmını ya da araştırma kısmını başkası yapsa ben sadece sesi kullansam evet her türlü yetişir iki video.
	Ama bu skalada bir video yapmak için taş çatlasın 4 günüm kesin gidiyor. İşte o sebepten ben de edit kısmını ortadan kaldırarak haftada iki video atmamı sağlayacak bu formülü buldum.
	Yani sanki yeni bir şey bulmuş mucit gibi konuştum tabii de bu podcast olayı videonun montaj kısmını ortadan kaldıracağı için haftada iki video çıkartmamı olanak sağlayacak. Bir de bu podcastleri tek bir kaynaktan işi çok karıştırmadan, alengirleştirmeden halledeceğim.

Altyazı M.K. Bu kadarım.

Yani kanalın hakkında kısmında yazdığı bu kadarım yazısı gibi. Sokakta, yanınızdan geçen herhangi birinden çok farklı değilim.

Kendimi saklamak gibi bir niyetim olmamakla birlikte Fatih'in Bentropi'nin önüne geçmesini de istemiyorum açıkçası. O sebepten bence adımı bilmeniz benimle alakalı yeterli bir bilgi olacaktır.

Keşke ben de her birinizi tanıma şerefine nail olabilseydim. Hepiniz benim için bir kitap karakteri gibisiniz.

Romantiklik yapmıyorum ha. Her videomda ve gönderimde yorumlarını eksik etmeyen,

profil fotoğrafında Atatürk olan o arkadaş, Kore sevdalısı olduğunu düşündüğüm,

yine her içeriğimde burada olan Lu722, profil fotoğrafında bir kartaldan tanıdığım Ömer Faruk,

sanırım 50 aboneden beri bu kanal çok büyüyecek bak söylüyorum diyen, beklentilerimin aksine kısa zamanda gerçekten iyi yere gelişimizi görünce aklıma gelen ve haklı olduğunu kanıtlayan Armin Eller,

şimdilerde ortadan kaybolan ve eski videolarıma tek amacım fazladan yorum olmasını sağlayıp etkileşimi arttırmak yazan ve kullanacağı da,

arada bir değişen Havana, Almanya'dan yazan ve sürekli Almanca teşekkür eden o hanımefendi,

anlam veremediğim şekilde çok izlendiğimiz Can Azerbaycan'dan çok tatlı yorumlar yapanlar ve özür dileyerek şu an aklıma gelmeyen,

her videomda beni destekleyen o güzel insanlar. Belki yaptıklarınız size basit bir yorum olarak geliyordur.

Benim için gerçekten önemlisiniz. Hiçbirinizi tanımıyorum ama dediğim gibi hepiniz şu anda hayatımdaki birer kitap karakteri gibisiniz.

Eksik olmayın. Belki diğerleri daha ilgi çekici olur ama

şu an dinlediğiniz podcastın çok dinlenmeyeceğini farkındayım. Ama o 3-5 yorum atan insan bile bunları dinlese benim için yeterli olacaktır bu.

Şimdi ben hitap konusunda gerçekten kötüyüm arkadaşlar. Yani arkadaşlar mı, dostlarım mı, suratımın ekşidiği tabirle bentrope ailesi mi

size nasıl hitap edeyim bilmiyorum doğrusu. Ben detaycı bir adamım, yorumlarda bazen salak oluyorum açıkçası.

Ya şimdi ne desem? Teşekkür mü etsem yoksa çok mu teşekkür etsem?

Emoji mi koysam parantezli gülücük mü? Yanına gül mü koysam?

Iğır zıvır çok şey düşünüyorum yani. Zaten birkaç yanıtıma bakarsanız genelde diğerini kırmamak ya da önemsiz hissettirmemek adına

birine verdiğim cevaba çok yakın cevaplar veriyorum diğer kişilere de. Velhasıl ben arkadaşlar olarak hitap edeyim size.

En temizi o olacak sanırım çünkü. Bu işe ve evet bu benim tam zamanlı işim

hayatımın en çalkantılı ve zorlu döneminde başladım. Kanalın açılma tarihi farklı gözükse de ilk videodaki tarihten en fazla 2 hafta geriye gider yani başlangıçta.

Bu başlangıç biraz zorunluluktan oldu aslında. Çünkü zorunlu sebeplerden ötürü herhangi bir şirkette çalışmam söz konusu değildi.

Haftanın 2-3 günü yapmamın zorunlu olduğu işler oluyordu ve haliyle kimse de benim nazımı çekmezdi arkadaşlar. Yani yapmam gereken işler oluyordu derken biraz daha özel bazı durumlar vardı.

Aceliyet gerektiren ve ne zaman çıkacağını bilemediğim sağlıksal meseleler benimle alakalı olmayan. O sebepten herhangi bir şirkete girip çalışamadım yani.

Ben de bir şey yapmalıyım diye düşünerek bu işe sıfır bilgi sıfır tecrübeyle tabiri caizse daldım. Yalnızca bir mikrofon satın aldım ve BentoPi bir şekilde ortaya çıkmış oldu.

Bırakın arkadaşlarımı ailem dahi kimseye söylemedim böyle bir şey yaptığımı. O kadar sıfırdan başladım yani.

İlk abonem yan hesabımdı. Ondan sonra gelen abonelerin hiçbirini tanımıyordum uzunca bir süre.

Şu an bile 16.000 kişiye yaklaşan abone sayısında en fazla 10 kişi falan benim kim olduğumu biliyordur. Yani benim çevremdendir.

Onun dışında kendi sosyal hayatımda bu işten pek bahsetmedim. Saklamak değil ama bu yani yanlış anlaşılmasın öyle bir gizlilik amacım yok.

Ne bileyim işte insanlara bak benim kanalım var o da bu demek istemedim işte başlardı. Kendimle bir yarış yapmak istedim aslında sıfırdan olur mu diye.

Oluyormuş ya da oluyor gibi gözüküyor anlamış olduk. Aslında sanırım ilk bir ay olması lazım kanalın adı farklıydı ama o isim çok isim değil hitap gibi olduğu için.

Bu isme yani bentropiye dönüş yapma kararı aldım. Peki bentropiye dönüş yaptık da bentropi ne demek?

Şimdi bentropinin anlamı entropiden geliyor arkadaşlar. Yani bu bentropi kavramı benim bulup uydurduğum bir kavram.

Zaten kanalın ilk iki ayı aramalara bentropi yazınca kanal değil başkalarının yaptığı entropi nedir videoları falan çıkıyordu. Gerçi şimdi bentropi yazınca kanal çıkıyor çıkmasına ama yukarıda hala didyum in entropi yazıyor.

Neyse ki bulunabiliyoruz bir şekilde. Evet size önce entropiyi sonra bentropiyi anlatayım.

Entropi bir fizik terimi arkadaşlar sıkıcı bilimsel tanımıyla fizikteki bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek termal enerjisini temsil eden termodinamik terimidir. Kulaklarında ne anlatıyorsun sen kelimelerini duyuyorum şu an.

Bu sıkıcı terimi geçiyorum. Ben size bunun mealini açıklayayım hemen isterseniz.

En kısa haliyle entropi kaostur karmaşadır arkadaşlar. Yani entropi şu an sizin odanızın içinde.

Dünyamızda evrende. Okulunuzda nerede olursanız olun atomun olduğu her yerdeki karmaşayı karmaşıklığı temsil eden bir olgu aslında.

Anlaması ve anlatması zor ama dedim ya karışıklık karmaşa işte zaten entropinin olayı o fizikteki. Şimdi entropinin ne olduğunu umuyorum anladınız.

Karışıklık karmaşa dedik yani buna aslında. Ben size bir de bentropiyi açıklayayım.

Bentropinin beni bildiğimiz ben ve entropi kısmı da bildiğiniz karışıklık az önce açıkladım. Yani bentropi benim içimdeki kaos ve karışıklık manasını taşıyor.

Dediğim gibi böyle bir kavram yok. Bu benim uydurduğum bir şey aslında ama hem benim için manası çok büyük hem de başlarda kanal için önemli bir yeri olacaktı.

Ama olamadı. Tabi bu hala olamayacağı anlamına gelmiyor.

Dükkan sonuçta bizim ama misafirler ne isterse ben ona sürüklendim diyebiliriz. Bentropinin yani benim içimdeki karmaşayı boş verelim.

Kanal olan bentropinin içindeki olamayan karmaşaya odaklanabilir. Benim amacım başlarda bu kanalda okumayı izlemeyi dinlemeyi çok sevdiğim bilim sanat tarih teknoloji dörtlüsü altında içerik üretmekti.

Yani bir video Tesla'nın icatları hakkında olacakken diğer video Dali'nin eserleri üzerine olacaktı. Ya da bir gün Apple'ın yeni tasarımından bahsettikten sonra bir sonraki videoda Osmanlı tarihi hakkında bir şeyler anlatacaktım.

Yani bentropi olacaktı işte benim içimdeki kanalın içindeki karışıklık olacaktı ama sonuç olarak hepsi bir genel kültür altında toplanacaktı. Lakin olmadı.

Kanalın içindeki kaos karmaşıyla sizlere bir şeyler öğretecek hem de kendim öğrenecektim. Fakat gördüğünüz üzere bentropinin karmaşası beni çok farklı bir düzene götürdü ve insan hikayeleri ilginç olaylar anlatmaya başlar oldum.

Sonra da baktım bu isteniyor ben de böyle ilerledim. Tabi ürettiğim şeyler hala genel kültür başlığında toplanıyor ama asıl hedefim daha farklıydı dediğim gibi.

Tabi gelecek ne gösterecek onu göreceğiz bakalım. Gelecek demişken bu podcast olayı nedir?

Ne olacak biraz da ondan bahsedeyim. Kanalı açtığımdan beri haftada hep iki videoya gözümü dikmiştim aslında.

Kanal kurulduğundan beri bu da yaklaşık beş aya tekabül ediyor. Haftada iki uzun videonun formülünü arıyorum.

Arıyorum da bulamıyorum. Yok arkadaşlar yetişmiyor.

Ben tek başıma çalışıyorum. Sabah 9'da bilgisayarımın başına oturup akşam 12'de ancak kalkabiliyorum bentropinin başından.

Size birazcık bahsedeyim mesela. Öncelikle araştırmaya başlıyorum.

Konu bulmak en sancılı adımlardan biridir. İlgi çekici olmalı.

Konu hakkında yeterli güvenilir kaynak olmalı. Konu YouTube politikalarına uygun olmalı.

Bu konu daha önce yapılmamış olmalı. Ya da yapıldıysa benim o konuyu daha iyi işleyeceğime inanmam gerekli gibi bir faktör furyası var.

Şimdi bunların hepsini geçtik varsayıyorum. Neyse efendim konuyu bulduk.

Oturduk bir güzel okuduk, irdeledik. Bu konudan videoya bir metin yazma aşaması var.

Konu hakkında yeteri kadar veri varsa bu kısımda bir şekilde aşılıyor. Ve metni ortaya koyuyoruz.

Ortalama bir gün içinde bitiriyorum bir videoda. Sonrasında işin ses kısmı var.

Başlıyorum seslendirmeye şu an yaptığım gibi. Bakmayın öyle yorumlar daha eksik olmayın.

Çok güzel diksiyonum var, ses tonun çok güzel yazıyorsunuz ama sizin duyduğunuzun yanında benim kırıttığım nice saçma hatalarım var aslında.

Tabi bu izlediğiniz tüm kanallar ve içerikler için böyle. Ama neyse ben başlıyorum kayıt almaya.

Ortalama 10 dakikalık bir videonun minimum yarım saatlik bir ham kaydı oluyor. Hatalar, öksürmeler, arkadan gelen sesler, nefesler, suyu,

içmeler derken kayıt bitiyor bir şekilde. Başlıyorum düzenlemeye.

Aradaki nefesler azaltılıyor, yapılan hatalar kesiliyor. Eğer kurtaramayacağım bir hataysa o kısmı tekrar kayıt alıyorum.

Ve benim oh dediğim kısım geliyor ve kayıt bitiyor. Oh diyorum çünkü bu sürece kadar 2 gün harcadık bile neredeyse.

Asıl kısım gelecek daha. O da videonun montaj kısmı.

Ben bunların hepsini hala öğreniyorum arkadaşlar. Kanalı açtığımda ne montaj biliyordum ne de ses kaydı.

Sadece geçmişten gelen yazma tecrübesine sahip oldum. Sadece geçmişten gelen yazma tecrübesine sahip oldum.

Onun dışında her şeyi sizinle öğrendim. Hala da öğreniyorum.

Gidin ilk videomu açın bakın. Sesime, hatalara ve son videomu açın farkı göreceksiniz.

Sesime, hatalara ve son videomu açın farkı göreceksiniz. Ve biliyorum ki şu an çok beğendiğim son videom

2 yıl sonra ben ne yapmışım dedirtecek bana. 2 yıl sonra ben ne yapmışım dedirtecek bana.

Ama durum böyle işte. Kervan yolda düzülür hesabı.

Ben de elimden geldiğince kaliteli bir şeyler çıkartmaya çalışıyorum. Ben de elimden geldiğince kaliteli bir şeyler çıkartmaya çalışıyorum.

Ama en çok dikkat ettiğim şey utanç duymamak. Yani 2 yıl sonra ya evet ben ne yapmışım hatalara bak diyebilirim.

Yani 2 yıl sonra ya evet ben ne yapmışım hatalara bak diyebilirim. Ama utanç duymak farklı bir durum.

Şu ana dek çok şükür öyle utanç duyacağım bir hata Şu ana dek çok şükür öyle utanç duyacağım bir hata

sizin ilginizi çeksin diye yalan yanlış bilgiler ya da aldatmacam olmadı. sizin ilginizi çeksin diye yalan yanlış bilgiler ya da aldatmacam olmadı.

Umuyorum da olmayacak. Neyse mesela şu an ezan okunuyor ama ben bunu kesmeyi düşünmüyorum.

Neyse mesela şu an ezan okunuyor ama ben bunu kesmeyi düşünmüyorum. En azından bu podcast doğal bir podcast olsun.

Geçen 2 günün ardından videoyu editleme işine geçiyorum. Geçen 2 günün ardından videoyu editleme işine geçiyorum.

Teknik detaylar içeri yolu. O sebepten sizi çok sıkmak istemiyorum.

Edit kısmı stok görsellerin, Video'ların, efektlerin, ıvırın, zıvırın yapılması da

Video'ların, efeklerin, ıvırın, zıvırın yapılması da 3 gün sürüyor.

Minimum. Şimdi bu adam bu videoyu 5 günde çıkartırken

Şimdi bu adam bu videoyu 5 günde çıkartırken ikinci video nasıl çıksın ortaya?

Yani belki ben yavaşımdır. Henüz çok işin içinde olmadığım için

henüz çok işin içinde olmadığım için vaziyetin farkında değilim.

Ama şunu biliyorum ki tek başına çalışan bir youtuber benimki kadar uğraşlı bir video yapıyorsa

Yanlış anlaşılmasın. Benim kadar uğraşlı bir video yapıyorsa bunu tek başına çıkartabileceğini ben aklım almıyor, düşünemiyorum.

Ben çünkü dediğim gibi bu anlattığım hikaye benim sabah 9 akşam 12'den bahsediyorum yani. Yani tek başıma olmasam edit kısmını ya da araştırma kısmını başkası yapsa ben sadece sesi kullansam evet her türlü yetişir iki video.

Ama bu skalada bir video yapmak için taş çatlasın 4 günüm kesin gidiyor. İşte o sebepten ben de edit kısmını ortadan kaldırarak haftada iki video atmamı sağlayacak bu formülü buldum.

Yani sanki yeni bir şey bulmuş mucit gibi konuştum tabii de bu podcast olayı videonun montaj kısmını ortadan kaldıracağı için haftada iki video çıkartmamı olanak sağlayacak. Bir de bu podcastleri tek bir kaynaktan işi çok karıştırmadan, alengirleştirmeden halledeceğim.