{"baslik": "kopek", "text": "pusuda uyurken gelir uyandırırdı beni topraam canımızı emanet ederdik vay be ağlayacam şimdi oynarken kaşımı patlattı deli gibi boğuşurduk bende onu kurtarırken başka köpek beni ısırdı izleri hala durur mardinin dağlarına selam olsun savur dargeçit midyat bagoklar sana emanet aman verme şerrefsizlere mehmetçiğe sahip çık kangalım benim", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "şefkat görmeden büyümüş, sevgiye aç, ilgi görmek için her yolu deneyebilecek patolojik karakterlerin küçücük beyinleriyle insanların hayvan sevgisini tek bir tanım altına sokmak için kullandıkları, kullanan kişinin zeka, kültür ve dahi ahlak seviyesini doğrudan belli eden, son dönemlerde organize olarak oldukça popüler hale getirilen, cümle içinde kullananları doğrudan engellememe yarayan mal turnusolu kelime.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "aşağıdaki videoları izleyince saygımın fazlasıyla arttığı dostlar. insanın köpeği olsun hiç arkadaşı olmasın yeter bence.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "şehir de yaşayanları kırsalda yaşayanlarından ortalama 3 sene daha uzun yaşayan hayvan. hani doğal besin vardı, hani egzost dumanı yoktu, hani bol oksijen, stressiz hayat vardı. şehirli rex bizim çomara bildiğin 3 yıl takıvermiş işte.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "bu bir sorundur ve sorunun bence büyük kısmı \"ay ne şekeeer\" diye eve köpek alıp sonra bakamayacağını anlayınca sokağa salan \"hayvansever\"lerden kaynaklanıyor. zira senelerden beri sokakta enik görmüyorum ben - yani kısırlaştırma çalışıyor. ama niye azalmıyor ve hatta bilakis artıyor bu sorun bunu soran yok. yahu leventte sokak köpeği haline gelmiş sibirya kurdu gördüm ya. özellikle köpek sahiplendirmesinde bir kontrol gelmesi gerekiyor. canı sıkıldığı zaman hayvanını sokağa atamamalı müstakbel \"sahip\". musluğu kapatmadan hortumu düzeltmeye çalışıyoruz gibi geliyor bana. ama işin uzmanı değilim, bu konuda çalışan bir yerde çalışmıyorum. istatistikler ne diyordur bilmiyorum, sadece naçizane gözlemim bu benim. edit: bir de bu işin para kazanan taifesi de türedi. sorunun çözümü barınak mıdır bilmem ama sokak köpeklerine mama veriyoruz bakım yapıyoruz diye bağış toplayan ama toplanan paraların ne kadarının nereye gittiğini şeffaf biçimde açıklamayan muhtelif gruplar da var. bu konuda hassas olan tamamen iyi niyetli bir biçimde hareket eden gruplar, oluşumlar varsa onları tenzih ederim. bu konuda yapılacak herhangi bir çözüm önerisine en çok ses bu taraflardan gelecektir diye düşünüyorum. böyle bir olgu olmadan varlıklarının bir anlamı kalmıyor çünkü.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "zamanla köpeklerden huy kapıp diş gösterme, tehdit etme, saldırganlaşma eğilimi gösterirler. tecrübeyle sabit.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "insanların elinde heder olmuş bir diğer canlı. pek çok ırk yapay seçilim yoluyla pek çok sağlık sorununa sahip olmuştur. bugün a kalite , en iyi kan diye satılan çoğu köpek aslında genetik olarak en çok deformasyona maruz kalmış köpeklerdir. daha kıvrık kuyruk , daha buruşuk kulak , daha küçük kafa dedikçe hayvanların anatomisini mahvettik. aynı genetik deformasyona kediler , kuşlar ve balıklar da maruz kalmaktadır. insanoğlu acımasız.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "hayvansever: köpeklerin sokaklarda başıboş, sersefil dolaşmalarına üzülüp elinden geldiğince faydalı olmaya çalışan insan kişisi. köpektapar: köpekler küçük çocuğu parçalamış dediğinde \"bana bunlarla gelmeyin\" diyen banttan hatalı çıkmış arızalı model, çakma hayvansever, akıl fikir yoksunu gundi.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "eski türkçe göğsü pek, cesur anlamına gelen, savaşta kullanılan seçkin (köpekgillere) itlere verilen genel ad. övgü sözcüğü. bu adla anılan selçuklu veziri. (bkz: saadettin köpek) eski halk sözünün kesin biçimde yaptığı ayırımda betimlendiği gibi yaşamı ve yaptıklarıyla ait olduğu topluluğun ötesine, ilerisine geçen kendini farklı kılan hayvan. (bkz: her it köpek her köpek it değildir) tevrattaki insan ve adam arasındaki ayrımı anımsatan nadir canlılardan.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "köpek dostu arkadaşlar koşun, cimere, belediyeye, vekillere haber edin köpeği . büyümekte olan sorundur...", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "en son bir tanesi 6 tane doğurarak mahallemizde artan sorun. yavrular yavru olmaktan çıktı; eşek kadar oldular maşallah. ee yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. bir abla var. akşam vakti arabasıyla geliyor ve bunların mamalarını verip yine arabasıyla gidiyor. önceleri mahalleden birisi zannettim ama düzenli olarak arabasıyla gelince anladım ki komşularımızdan birisi değil. takdir ederim kendisini. gerçekten. kendi muhiti için yaptığı fedakarlık takdire şayan! ama farkında ama değil, aslında bize de bir şekilde hizmet ediyor bu abla. sayesinde köpekler o boş arsayı sahiplendiler ve mekan edindiler. o arsa yuvaları oldu artık. arsaya kimseyi yaklaştırmıyorlar ama kendileri de dışarı çıkmıyor. bir şekilde rahat ettik. ablayı ruhen destekliyorum! ayrıca mahallemizde bir de sağlık merkezi var. bu sağlık merkezinin civarında da yol kenarında orada burada yaprak sarma, zeytinyağlı dolma artıkları falan var. bunlar köpeklerin damak tadına hitap ediyor mu emin değilim ama etse iyi olur! bir de yemek artıklarının kokularıyla uğraşacağız!", "label": 3} {"baslik": "kopek", "text": "kediden sonra dünyanın en harika şeyi olabilir. kediyle kiyaslanamayacak kadar bakımı zor bir hayvan olduğu konusu tartışmaya kapalıdır sanıyorum. 7 yıldır bakıyorum, fakat aslında insanlar arasında zekasıyla ünlenen bir ırka mensup olmasına rağmen ne yazık ki ırkının zekasından pek nasiplenememis bir tanesine sahibim. bize geldiğinde 52 günlüktü. ne yazık ki gelecek planlaması yapılmadan annem tarafından alınmıştı. ben o dönem şehir dışında okuyordum ve annem \"köpek alırsam çocuğum her hafta eve onu görmeye gelir\" gibi bir tür koca bağlama büyüsü olarak almıştı hayvanı. ilk dört ay tamamen bok temizleyerek geçti. ajdjakdka çok fenaydı. tuvalet eğitimi için olan damlalar spreyler falan tamamen yalandı, kesinlikle ise yaramadı. 5. aydan sonra tuvalet eğitimini aldı ama inanılmaz zor bir süreçti. dışarı çıktığımızda kesinlikle birlikte yürümek, sahip duygusu, araba korkusu gibi şeyler yoktu. maalesef hala da yok sigirda. diğer köpeklerden -duyduğum kadarıyla tabii- farklı olarak 4-6 ay arasında ayakkabı falan yemedi. fakat onun dışında her şeyi yedi. gerçekten her şeyi. mesela masa. mesela kapı. saka degil, dişleri kaşındıkca gidip kapı kirisine ağzını dayayıp kemiriyordu. dünyanın parasını verip aldığımız diş kasiyicilar tabii ki kapının verdiği zevki veremedi. aslında kendi çapında ona 2 ay boyunca vermeye çalıştığım eğitimi (otur, kalk, yuvarlan, yat, tut, getir, ver falan) almış. ama haberim yok. 2 ay \"millan gelip bizimkine bakar mı, mal herhalde bu\" diye düşündükten sonra bir akşam ansızın elimdeki bademler sayesinde aslında hepsini bildiğini fakat ödül olmayınca sikinde bile olmadığını fark ettim. aşırı enerjik bir hayvandı ve git gide güçlendi. artık 1 yaşında falanken annemi 6 kere falan düşürüp sürükledi. annem bir süre sonra kapıcının çocuklarına, tanıdıklara haftalık belli bir ücret karşılığında köpeği dolaştırtmaya başladı. bu böyle 6 ay kadar sürdü ve kaçınılmaz son. sahiplendirmeye karar verdi. çünkü ben hala yoktum ve tabii ki kalp ve tansiyon hastası haliyle bakamıyordu. sahiplendirme süreci de bir 6 ay sürdü. çünkü annem resmen isteyenlerin şeceresine bakıp adlı sicil kaydı falan istiyordu. neyse sonuç olarak bizim eşek sıpası, hemen yan binamizdaki bir kadına sahiplendirildi. kadın, çocuğu ve annesiyle yaşıyordu, iyi bir kadındı ve sonuçta yakındı. sık sık gidip seviyorduk. 2012'nin kışında sömestir tatili için eve döndüğümde yolda bu kadını gördüm. köpeği sordum hemen, \"ha o kaçtı ya.\" dedi. son derece rahat, umursamaz. \"çok da arayamadik\" dedi. veterinere haber verdiniz mi, yok. ilan falan verdiniz mi, yok. annemin niye haberi yok, kızar. \"aa çok iyi kadın\" dediğimiz bu orospu köpeği kaçırmış elinden -ki bu konuda ciddi şüphelerim olmakla birlikte hala öyle umuyorum.- ve kesinlikle aramamış. beynimden vurulmuşa döndüm. 2012 yılının ocağından 2012 nisanına kadar aklınıza gelebilecek her yerde köpeğimi aradım. twitter'da hilal cebeci'den serra yilmaz'a kadar bir sürü ünlü retweet etti. ilanlar bastırdık, her yerde aradık. yok, yok, yok. bir yandan geri zekalı hayvanseverlerin salakça tepkilerine maruz kalıyorum (köpek nasıl kaybedilirmis ben 1974'ten beri köpek kaybetmedim, gibi), bir yandan babam \"ya kaybolduysa kayboldu sikicem köpeğinizi yeter\" kafasında, ben şehir dışındayım hala, annem kar kış demeden arıyor ama yok yok yok. 2012'nin nisan ayında aniden hastalanan teyzemi görmek ve köpeği aramak için vize dönemi falan demeden atladım gittim istanbul'a. iki gün sonra aniden teyzemi kaybettik. neye uğradığımızı anlayamamisken cenazeden çıkıyoruz \"köpek bulundu\" denilen yere gidiyoruz. mevlüt bitiyor, soluğu veterinerde alıyoruz. derken tam teyzemin yedisinin olduğu gün bir veterinerden telefon geldi iki tane golden bulundu gelip bakın diye. koşa kosa gittik. yan yana 3 kafes. bugün bile aklımdan çıkmayan bir görüntü. bir tanesine uzaktan bakıyorum daha, koyu renk zaten. umutsuzlukla diğerine bakıyorum, o kadar tuylenmis o kadar kirlenmiş ve o kadar kötü bir halde ki. çok benziyor ama emin olamıyorum. \"odi?\" diyorum ve birden hayvan, kafesi parçalamak ister gibi tellere vurmaya, ağlayarak havlamaya başlıyor. ağlayarak pisliğine falan aldirmaksizin sarılıyoruz. elimize kaburgaları geliyor. 35 kilo olması gereken köpeğimiz 20 kiloya düşmüş. her yeri kene, her yeri nasır, kar adamı yeti gibi tuylenmis ve mucizevi bir şekilde o karda kışta hayatta kalmış. bir daha da her ne sebeple olursa olsun bırakmayacağıma yemin ediyorum. tabii bu arada kendisini bulan bir öğretmen tarafından da 70 milyonuncu \"köpek nasıl kaybedilir, salak misiniz\" fırçasını yiyoruz. 2012'nin haziranında mezun olup döndüm. o günden sonra hiç bırakmadım. evlendim, yanıma aldım. annem de kurtulmuş oldu böylece. ama hala annemı görünce beni unutuyor göt. şimdi 7 buçuk yaşında. tam bir ayı. gerçek bir bebek. bakması acayip meşakkatli ve insanımız hala hayvanlara karşı cok tahammülsüz. ınsanlar alirken çocuğu istedi falan diye alıyorlar. birbirlerine sevgililer günü, doğum günü hediyesi olarak veriyorlar. sonra da sokaklar terk edilmiş köpeklerle doluyor. çocuğu köpeği elleyemeyen insanın sırf o istiyor diye hayvan alıp attığını gördü bu gözler. çok yakından tanıdığım iki kardeş bir heves gidip yanlış hatırlamıyorsam 4000 lira gibi bir paraya bir kedi bir köpek aldılar. sonra kediyi alan köpeği istemedi, attılar. allah belanızı versin diyorum artık ne diyeyim. evlendikten sonra bir klasik olarak çocuk soranlar vardır bilirsiniz. bizde sorular şöyle: \"ee çocuk olunca bu hayvan ne olacak?\" aticaz dememi mi bekliyorsun, bunu mu duymak istiyorsun, nedir derdin anlamadım ki. bizimle kalmaya devam edecek, dediğimde hemen suratlar ekşiyor, tasvip etmeyen miriltilar başlıyor. mesela şu an bir büfenin önünde oturuyorum ve karşımda kulağı markalı cins bir köpek yatıyor. hani şu kahverengi av kopeklerinden. işte bunlar bu insanların eseri. evde köpek var diye eve gelmeyenler var mesela. gelmesinler. hayvana tahammülü olmayan insanla isim yok benim. kopek en masrafli evcil hayvanlardan biri. alirken bu gercegi nedense hep gozardi ediyorlar. bize aylik maliyeti en az 120 lira mesela. bu da sadece mama parasi. ısin icine saglik giderleri girdiginde cok astronomik rakamlar konusulabiliyor. bir arkadasin kalca cikigi ameliyati icin aldigi fiyat 4000 lira mesela. bizim haspanin kulağında mantar çıktı, veteriner veteriner fakülte fakülte gezdik. avcılar'da zolax yazdılar. günde iki tane alacak, bu tedavi 1 ay devam edecek en az dediler. zolax'in içinde 7 tane kapsül var. kutusu 47 lira. doktordan yazmasını rica ettim, ağzıma sicti. ilaç kaçakçısı gibi bir muamele gördüm. ne arsızlığım kaldı ne sahtekarlığım. uc gunde bir biten ilac icin ne kadar para verildi dusunun. bi tirasi en az 80 lira. uc ic parazit hapi en az 30, genelde 90 lira. dis parazit sivisi 40 lira civari. asilari 40-60 lira arasinda değişiyor. bu asilar 3 ayda bir falan yapiliyor. ıc dis parazit ozellikle yaz aylarinda her ay. mesela geçen bunu kangal kitladi kuyruğundan, 5 dikiş atıldı. 100 liraya yakın para verdik. bu sene yer yer tüyleri döküldü, veteriner balıklı mama dedi, bir baktık ki 5 kilosu 200 lira falan. ulan gidip somon alıp versem o kadar tutmaz. neyse sonra purina'ninkini bulduk 120 liraya 12 kilo. iyi de geldi. her gün genelde bir kısa çiş, bir de uzun (işemeli sicmali) olmak üzere iki kere dışarı çıkıyor. kulakları malesezya türü mantar yüzünden ekşi kokulu kahve telvesi gibi bir akıntı yapıyor onu temizliyorum. dün kasaptan ona özel ilikli ve etli kemik alıp verdim, sokaktaki taşı alıp yiyen herif bir parça yedikten sonra oluk oluk kustu. zaten bu hayvanın bokunu kusmugunu temizle temizle bitiremedim. tabii ki olur olmadık yerlere siciyor onları da topluyoruz. kışın dumanı tüter böyle üstünde. bilir misiniz? ahaha velhasılı kelam, zor iş köpek bakmak. temizlemesi, uğraşması, harcamaları, hastalıkları, sorumluluğu... ama işte sen eve girince öh öh diye üstüne atlıyor ya, unutturuyor pezevenk. en azından kapıyı kapatıp da arkasındaki kusmugunu görene kadar yani. edit: 17 haziran 2018'de kaybettik. hala hazmedemedim. çok yaşlandı, çok hastalandı ama söz verdiğim gibi onu asla bırakmadım. elimden gelenin en iyisini yaptım onun için. güzel oğlum benim, umarım huzur içinde uyuyorsundur.", "label": 3} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpek seven ancak dana koyun keçi tavuk sevmeyen hayvanseverim diyen kişidir.", "label": 0} {"baslik": "kopek", "text": "hani böyle sıkılırsın, yanlız kalmak istersin, her şey üstüne üstüne gelir ya. işte o zaman sığındığın limandır köpeğin. seni karşılıksız sevendir. ne olursa olsun sadıktır. özledim köpeğimi. yıllar evvel, o zamanki kız arkadaşım ille de köpek alalım diyordu. ben de ankara başkent üniversitesinin yanında genişçe bir dairede kalıyordum. burda bakarız diyordu. onun evi de, yakın bi yerde müstakil bir ev. ben ikna ederim bizimkileri, burda bakarım sonra fikri daha da cesaretlendiriyordu sevdiceğimi. bense köpekleri karşıdan sevsem de, bakım işinin büyük sorumluluk olduğunu ve eninde sonunda benim başıma patlayacağını bildiğimden olayı hep sürüncemede bırakıyordum. sahibinden.com'da o zamanlar petshoplar falan parayla satış yapabiliyorlardı. her gün yavru golden bakıyoruz anasını satayım. öte yandan ben de hem öğrenciyim, hem de laboratuvar cihazları ithal eden bir firmada çalışıyorum. sürekli şehir dışı 2-3 günlük seyahatlerim oluyor. üniversitelerin ilgili bölümlerine cihaz falan satıyorum ya da gidip cihazın eğitimlerini veriyorum kullanacak olanlara. zaten her ay bana yeni cihazların sorumluluğunu veriyorlar. hadi köpeğin sorumluluğu bana kalsa eyvallah da, ben yokken ne olacak bu köpeğe. köpek ararken arada çıtlatıyorum da bu öngörülerimi ama işte, heves etmiş istiyor. ben sürekli oyalama taktikleri uygularken, patronumla sinop'tan dönüyorduk. patronum da tam bir hayvansever. evinde iki kedisi var. 80 yaşında annesi babası 3 kedi bakıyorlar. sokak hayvanlarını besliyorlardı falan. yolda yağmur vardı. sinop çıkışında çamurların içinde bi yavru kedi gördük. ulan napıyor bu burda diye söylenirken patron hiç üşenmeden ani bir u dönüşü ile hayvancağızın yanına döndü. gidip bi baktık, bu sevimli şey bi köpekmiş halbuki. yavru. 1 aylık yok. bu nası buraya gelmiş diyerek başladık annesini kardeşlerini aramaya. o yağmurda 1 saate yakın yuvasını aradık ama bulamadık. patron dedi ki, baridatan el mahkum bu senin olacak. hem kız arkadaşın da istiyordu, siz bakarsınız. çekincelerimi anlattım. hak verdi. o zaman başka bir yol bulduk. ankara'ya dönerken çorum tarafında hancı restoran var. orada küçük çaplı bir hayvanat bahçesi yapmışlar. oraya bırakırız onlar bakar. aldık köpeği bi cihaz kutusuna koyduk beraber dönüyoruz ankaraya. o zamanlar bbm var, blackberry'lerde mail alıp gönderme var. internetin iyi çektiği bi yerde kız arkadaşıma bu ufaklığın resmini gönderdim. aman allahım, nasıl sevindi. o bizim kısmetimiz, o bizim köpeğimiz, o bizim miniğimiz. diyorum biz bunu hancılar restorana bırakıcaz. artık açık açık söylüyorum, bakamayız, bakamazsın. yok ille de getireceksin. tamam dedim. zaten kerata da bi sevimli ki sormayın. hancılar'da durduk, bi güzel pirzolalarımızı yedik. sonra sütümüzü ve mamamızı alıp yolumuza devam ettik. artık bu minik bizim olacaktı. çok değişik duygular yaşatıyordu. şimdi yazarken bile sanki olay şimdiymiş gibi heyecanlandım. ıslanmış tüyleri kurumuş, sütünü içmiş, kucağımda uyudu ankara'ya varana kadar. yolda yeni bi heyecanımız daha çıktı ortaya. adını ne koyacaktık? gözlerinin etrafı kahverengi, burnu siyah, kulakları siyah, kafası beyaz, vücüdu beyaz ama büyük büyük siyah benekleri var. dalmaçyalı düşünün, onun büyük beneklisi işte. yol boyu isim düşündük. ilk köpek ararken aklımızda \"armani\" koymak vardı ama bu ufaklığa uyduramadık. en sonunda adını koyduk. brownie. geç saatte eve geldim, kız arkadaşım markete diye evden kaçtı yanıma geldi. bunu kutusuyla aldık izliyoruz. allahım pek sevimli. ertesi sabah kız arkadaşım gitmiş köpek şampuanları, tarakları, kokuları, tasmaları, ne bulduysa alıp gelmiş. bunu bi güzel yıkadık, akladık pakladık. salak sudan korkuyordu bi de. yahu ne sevimliydi. bu da ilk banyosundan sonraki resmi :) aşılarıydı karnesiydi diye veterinere götürdük. veteriner baktı. bunu nerden buldunuz, bu english setter, av köpeği. bizim ufaklık değerli bi köpek çıktı, iyi mi. büyüdükçe asilleşti. doğası gereği de müthiş koku uzmanı. oyuncu. tasmasını çıkarıp bıraktığında bi koşuşu var ki, sormayın. tüylerini rüzgarda savurmaktan zevk alıyor sıpa. gel zaman git zaman, benim seyahatlerim devam etti, kız arkadaşım yeterince ilgi gösteremedi, bazen aç kaldı, çoğu zaman da yalnız. ben gittiğimde küsüyordu. dedim bu böyle olmayacak. ona bir tane pet otel buldum. her seyahatimde artık oraya bırakıyordum. kerata yaramazdı, bütün oteli birbirine düşürüyormuş. ben gittiğimde de heyecandan öyle bir kuyruğunu sallıyordu ki, ucuna jeneratör bağlasan evin bir yıllık elektriğini karşılar. bir gün veteriner mide tarafında fıtık gördü. alınması lazım dedi. aynı anda kısırlaştırmasını da yapalım. yahu o daha masum, nası bıcak vurucaksınız lan yavrucağın karnına. kıyamadım. erteledim bi süre ama sonra köpeğe rahat vermemeye başlayınca el mahkum gittik. veterinerin o metal masasında, o yaramaz köpek, korkudan tir tir titreyen bi çocuğa dönüştü. narkozu yiyip bayılana kadar yanındaydım. o yumuk gözlerinin son gördüğü bendim. ameliyattan çıktığında ben izmir yollarındaydım. yurtdışından misafirlerimiz ile ege üniversitesinde yeni teknoloji bir ürünümüz için kongre düzenlemiştik. ankara'ya dönmem 1 hafta sürdü. yahu yavrucak ameliyattan çıkmış, o kadar tembih etmeme rağmen kız arkadaşım gitmemiş yanına. ankara'ya döndüğümde soluğu veterinerde aldım. kafasında yarasını yalamasın diye o garip nesneden vardı. bizim yaramaz, hoplayıp zıplamadan duran kız gitmiş, mahsun bi köpek gelmiş. önüne ne koysan kıtlıktan çıkmışçasına hacılayan tilki gitmiş, doğru düzgün yemek yemeyen bi köpek gelmiş. onun olduğu odaya bir girdim. yok böyle bişi. öyle bakış yok. sen nerelerdesin diyordu gözleri. kısık inlemelerle anlatıyordu derdini. sırtını yere verip bacaklarını açıp burnuyla işaret ediyordu. bak bana ne yaptılar sen nerdesin diyordu. sitem ediyordu ama, özlemiş, sarılmadan duramıyordu. kucaklaştık barıştık. evin yolunu tuttuk. yol boyu konuştu benle, sırnaştı. bense özür diledim yavrumdan. kız arkadaşımı aldım karşıma konuştum. neden ilgilenmediğini sordum. brownie onun isteğiyle hayatımıza girmişti ama hiç sorumluluk almıyordu. bana şöyle bir açıklama getirdi. brownie geldiğinden beri (bu konuşmayı yaptığımızda 1 yaşına yeni giriyordu) brownie yi hep ilişkimizin önünde tuttuğum için bana kızmış, o yüzden bakmak içinden gelmiyormuş. bu akıllara ziyan savunmanın arkasında durdu hep. ben de anlayış göstermeye çalıştım. ondan bu konuda hiçbir şey beklememeye karar verdim. öyle daha mutlu olduk zira. velhasıl, bu seyahatler gitgide sıklaşmaya başladı. bir yandan okul, bir yandan iş böyle gitmiyordu. zaten hakettiğimden de az kazandığımı düşünüyordum. ayrılmaya karar verdim. o sırada türkiye'de e-ticaret yeni yeni hayatlarımızın içine giriyordu. ben de bir fikrimi hayata geçirmeye karar verdim. ofis tutmam gerekiyordu. yaramaz kızımın daha mutlu olması için bahçeli bir yer buldum. brownie ye bahçede yer ayarladım. sıpa tasmasız bahçede daha özgürdü artık. bu da bahçesinden bir resim :) aradan bir buçuk sene daha geçti, işler büyüdü, ofisi şehir merkezine, anlık tedarik yapmak durumunda olduğum tedarikçilere daha yakın, personellerimin daha rahat gelip gidebilecekleri bir yere taşımam gerekti. şehir merkezinde bahçeli yer bulmak mümkün değil. o sebeple brownie'nin alıştığı düzene devam edebilmesi için, evimi bahçeli bir yere taşımaya karar verdim. o sırada bütçeme de uygun bir yer buldum işyeri için ve hemen taşınmamız gerekiyordu. brownie yi bırakacağım pet otel de kapanmıştı. bizim ofis eşyalarını taşıyan kişi, yanımda çalışanlardan birinin tanıdığıydı. o demiş ki, ben 10-15 gün bakarım brownie'ye, siz evi bahçeli bir yere taşırken hem taşımanızı yaparım hem de köpeği getiririm. çok mantıklı geldi. tamam dedik. brownie'yi de o arkadaşa bıraktık. ben kendime bahçeli bir ev bakarken kafama ve keseme göre bir yer bir türlü bulamadım. zaman da geçiyor. dedim gideyim, köpeğimi alayım. yanımda çalışan çocuğa dedim, brownie yi almaya gidicez, yerlerini öğren. dünya başıma yıkıldı. adam ortalarda yok. haftalarca aylarca adamı aradık sorduk ama bulamadık. av köpeği olduğundan belki bıraktığı yuvasını bulur diye, eski bahçeli ofisi tutan adamla kanka olduk, ama gelmedi. beni tek karşılıksız seven, derdimi tasamı usanmadan dinleyen dertleşen, biricik dostumu kaybettim. halen böyle sıkıldığım zamanlarda özlüyorum. insandaki köpek sevgisi birşey mi, asıl mesele köpekteki sahibinin sevgisi...", "label": 3} {"baslik": "kopek", "text": "adı, bundan 5 - 6 yüzyıl önce çocuklara isim olarak verilen hayvan. demek ki anlamsal bir değişim söz konusu. şimdi birine köpek desen kan dökülür hafazanallah.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "izmir'in bolçova ilçesindeki kent ormanında sokak köpeklerinin saldırısında yaralanan avukat selman eke, izmir büyükşehir belediyesi'ne maddi ve manevi tazminat davası . mahkeme, eke'yi haklı bulup 15 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. haber içeriği izmir'de başıboş sokak köpeklerinin saldırdığı avukat selman eke, izmir büyükşehir belediyesi'ne hem maddi hem manevi tazminat davası açtı. belediyelerin görevinin, sokak köpeklerinin gerekli bakım ve kontrollerini yaptıktan sonra alındıkları ortama bırakılmaları ile sona ermeyeceği belirten mahkeme; eke'ye 15 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. kolundan ve bacağından yaralandı 11 mart 2021 yılında balçova kent ormanı'nda spor yapan avukat selman eke, 5-6 sokak köpeğinin saldırısına uğradı. eke, kolundan ve bacağından yaralanırken; montu, telefonu ve pantolonu da zarar gördü. köpeklerin saldırısından izmir büyükşehir belediyesi'ni sorumlu tutan eke, şikayetçi oldu ayrıca ihtarname çekti. mahkemeye koştu ihtarnamesine cevap alamayan eke, ardından izmir idare mahkemesi'ne gidip, izmir büyükşehir belediyesi'nden şikayetçi oldu. eke, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğunu savunup, 10 bin lira maddi 15 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu. izmir 5'inci idare mahkemesi'nde açılan davada savunma yapan izmir büyükşehir belediyesi'nin avukatı, idarenin kusurunun olmadığını, davacının fahiş taleplerde bulunduğunu söyledi. \"bakım ve kontrollerden sonra belediyenin görevi bitmiyor\" dosyayı inceleyen izmir 5'inci idare mahkemesi, mevzuat hükümlerinde sahipsiz hayvanların gerekli bakım ve kontrolleri yapıldıktan sonra alındıkları ortama bırakılmaları ve kendi doğal ortamlarında yaşamalarının sağlanmasının öngörüldüğü, bunun dışında belediyelerin bu hayvanları ayrılmış bir ortamda toplayacaklarına ve başıboş dolaşmalarını engellemeleri gerektiğine dair mutlak bağlayıcı bir düzenleme bulunmadığına vurgu yaptı. ancak yerleşim merkezlerinde veya bu merkezlerin yakınında toplu haldeki sokak köpeklerinin yaşadıkları alanın doğal bir ortam sayılamayacağı, evsel atıkla beslendikleri ve her zaman yiyecek bulamama ihtimallerinin bulunduğu hususlarını dikkate alan mahkeme, kamu hizmetinin sürekliliği esası gereğince belediyelerin görevinin, sokak köpeklerinin gerekli bakım ve kontrollerini yaptıktan sonra alındıkları ortama bırakılmaları ile sona ermeyeceği sonucuna ulaşıldığını belirtti. maddi tazminat talebi reddedildi mahkeme, söz konusu olayın idarenin sorumluluğunda olduğuna, davacının köpek saldırısı sonucunda yaralandığı hususunun açık olduğuna kanaat getirdi. idarenin kamu hizmetinin örgütlenmesinde, denetlenmesinde ve gerekli önlemlerin alınmasında yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediği ve kişilerin kamusal alanda güven içinde yaşamasını sağlayan önlemleri yeterince almadığının altı çizildi. idarenin insan ve çevre sağlığı açısından artık tehdit mahiyetinde bulunan saldırgan sokak hayvanlarını toplayıp rehabilite etme konusundaki görevlerini gereği gibi yapmadığı ve hizmet kusurunun olduğu sonuç ve kanaatine varıldı. eke'nin maddi tazminat istemini değerlendiren mahkeme, idarenin hizmet kusuru bulunması nedeniyle davacının maddi zararlarından sorumlu olduğu ancak davacının telefonunu tamir ettirdikten sonra mahkemeye fatura sunmadığı belirtildi. bu sebepten ötürü mahkeme, maddi tazminat isteminin reddine karar verdi. \"başkasının başına daha kötüsü gelmesin diye dava açtım\" mahkeme, idarenin mevzuat hükümleri uyarınca beldedeki insan ve çevre sağlığı açısından artık tehdit mahiyetindeki saldırgan sokak hayvanlarını toplayıp rehabilite etme konusundaki görevlerini gereği gibi yapmadığını, eke'nin birden fazla başıboş köpeğin saldırması sonucunda korku ve panik yaşadığına vurgu yaptı ve davacının manevi zarara uğradığının kabulü gerektiğine karar verdi. bu değerlendirmeler ışığında mahkeme, izmir büyükşehir belediyesi'nin eke'ye 15 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. kararı değerlendiren selman eke, \"o gün orada bir çocuk olsaydı; sonucu çok daha kötü olabilirdi. bu davayı yarın başkasının başına daha kötüsü gelmesin ve idare hareket geçsin diye açtım\" dedi. haber içeriği", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "\"insan\", kendisini sürekli diğer tüm canlılarla karşılaştırıyor ve \"daha kıymetli olduğunu\" iddia ediyor. ben de köpekleri insanlarla karşılaştırayım (ve neden illa kıymet verilecekse onların daha kıymetli olduklarını anlatayım). insanlar, köpeklere göre daha çok düşünüyor olabilir; ama köpekler, insanlara göre daha çok seviyor ve daha az nefret ediyor. yetmez mi? (bkz: daha ne istiyosun ne bekliyosun)", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "devamlı yemek peşinde olanının bir gün yemek yememeye başlaması üzerine ciddi bir hastalığı olduğunu öğrendiğinizde sizi inanılmaz derecede üzebilecek etkiler yaratan hayvan çeşidi.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "başlık doğrudur, sokak köpeği yoktur. sokaklar köpeklerin yaşam alanı değildir. başı boş yani sahipsiz köpek sorunu vardır. sayıları bu kadar artmış başıboş köpekleri barınaklarda beslemek, ya da kısırlaştırıp tehdit olarak geri sokağa bırakmak sürdürebilir değildir. çözüm batı ülkelerindeki gibi tüm başı boş köpeklerin veteriner eşliğinde uyutulmasıdır. köpek sahiplendirme işleminin ise katı kurallara bağlanılması, her hayvana çip takılması ve sahibi tarafından sokaklara terkedilen köpeklerin, bu çip sayesinde tespit edilerek, sahiplerine çok ciddi cezalar verilmesi gerekiyor. vicdan ve akla sahip her insan, sokaklarda kötü yaşam koşullarında, sahipsiz, sevgisiz yaşayan köpekler için, acısız bir uyutma işleminin köpek içinde daha doğru olduğunu bilir.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "eğer küçük bir köpeğiniz varsa sokakta gezdirirken mutlaka büyük köpeklerden sakınmanız gerekir, yoksa çok pis dalaşıyorlar.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "onlara gore, kopek efendiler saldirsa dahi kendinizi savunursaniz serefsiz olur, polise verilirsiniz... tanim: hayvan degil, insan degil, sadece kopek seven tipler... e: hayvan, hayvanligini yapar, bu bir gercek, onlarin bir sucu yok... suc, onlari insandan ustun tutan ve milyonlarcasinin sokaklarda dolanmasini, insan yavrularini yemesine ragmen savunan kopektaparlarda... e2: insanlik bu basliktaki bir onceki entrym: (bkz: )", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "bu sürekli sokağa bırakanlar deniliyor da ben hiç sokakta başıboş golden ya da küçük cins bir köpek görmüyorum ama sokak başı 3 4 tane karabaş var. insanlar cidden karabaşları alıp iki ay bakıp salıyor mu?", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "havladığı zaman beni ürküten canlı. niye havlıyosun ki ne gerek vardı?", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpektapar diye konusan herkesin köpekler tarafından parçalanmasını diliyorum byyy", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "bu dunyaya gonderilmis meleklere turkcede verilen isim. ingilizce isimlerinin anagraminin tanri olmasi ise tamamen tesaduf.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "insanların torpil yaptığı hayvanların başında gelir. her biri de öyle değildir de köpeğine çocuğu gibi bakan insan vardır. tavuklar ise anca kızartılıp sofraya getirilir.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "adamın biri, müslüman mezarlığına ölü bir köpeği defnetti. görenler onu, zamanın kadısına şikayet ettiler. kadı adamı çağırdı ve işin doğrusunu sordu. adam: -doğrudur, öyle yaptım; çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim, dedi. kadı: -sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun?.. diye çıkıştı. adam: -hayır efendim, aynı zamanda bana, kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti. bunu duyan kadı: -rahmetli köpeğin ölümü bizi fazlasıyla üzdü, dedi. insanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ettiler. kadı onlara dedi ki: -bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, ashab-ı kehf köpeğinin soyundan geldiğini keşfettim.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpeklerden daha tehlikeli olan başı boş silahla, bıçakla dolaşan çocuğa kadına tecavüz eden öldüren adamlar için keşke bu kadar laf etseniz. köpek birine saldırmış öldürmüş neden acaba bir araştır o hayvanları o duruma getiren sebebe bak. insanı adam edemiyorsun laf anlayan bir varlığı eğitemiyorsun köpeğe gelince insanın yapamadığı davranışı bekliyorsun. zihniyetiniz batsın bir köpek kadar bile değilsiniz!", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "gerçekten merak ediyorum. ne zaman insanlar \"ulan her gün köpek gürültüsü var. rahatsız oluyorum\" veya \"yerlerde köpek kakaları var. bu hiç estetik ve hijyenik değil\" diye sorgulayacak.bunu gerçekten merak ediyorum. kimse mi rahatsız olmuyor? kimse mi garipsemiyor? insanlar hiç bir şeyi mi sorgulamıyor? her ay en az 1-2 kişi ya ölüyor ya ısırılıyor parçalanıyor. ulan bir kişi de çıkıp da \"bu normal değil\" diyemiyor mu? insanlar düşünüyor mu yoksa belli pattern içinde yaşayıp sonra ölüp gidiyorlar mı?", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "ağladığınızda sizden çok üzülen, gözyaşlarınızı yalayarak, burnunu boynunuza gömerek teselli etmeye çalışan canlı.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "savulun, işin uzmanı konuşuyor. yazı biraz uzun olacak baştan uyarayım. öncelikle söylemem gerekir ki 15 yıllık veteriner hekimim. bu 15 yılın 5 yılını merkezi yönetime(tarım bakanlığı) bağlı resmi veteriner hekim; 5 yılını belediyeye bağlı aktif barınak hekimi ve barınak sorumlusu; kalan kısmını da kimi zaman istanbul ve kimi zaman da periferde bir ilçede serbest klinisyen veteriner hekim olarak geçirdim. son iki yıldır da büyük bir ilçede tamamen kendi kliniğini yapan bir hekimim. anlayacağınız durumu hem resmi pencereden, hem belediye penceresinden hem de hayvan sahibi penceresinden yorumlayabilirim. her şey bir tarafa hayvanları ve mesleğini oldukça seven bir hekim olarak bir çoğu bomboş kafalı beyinsiz hayvanseverler gibi olmayan bir hayvanseverim, yani hayvansever bir bakış açısıyla da yorumlayabilirim. öğrenciyken bir köpek çetesi saldırısına uğrayıp ısırılmış birisi olarak o pencereden de yorumlayabilirim. daha ne olsun amk? bu arada barınak hekimliği yaptığım dönemde bulunduğum ilin belediye veteriner hekimleri derneği temsilcisi olarak çok çaba sarf ettim ve tüm türkiyedeki duruma da bu alanda çalışan meslektaşlarımla iletişimim ve dernek çalışmalarım sayesinde hakim sayılırım. çok da mütevazi olmaya gerek yok. ama nedense asıl konuşması gereken bizlerin istediğimiz kadar bağıralım sesi hiç duyulmaz, ancak boş tenekelerin veya çok bilmişlerin gürültüsü duyulur. tam konuya dalmadan köpekler ve davranışları üzerine de bir iki cümle yazmam lazım. öncelikle şu biz köpeklerin alanını işgal ettik lakırdısını kesin artık! köpekler evcildir ve insanın olduğu yerde yaşar. biz yayıldıkça onlar da bizimle gelir. yani biz gidip dağın başında onlar mutlu mesut takılırken gelip yerleşmeyiz. elbette dağa bayıra atılmış ve kısmen yabanileşmiş gruplar vardır ama onlar da zaten insanlar yaklaştıkça grup olarak uzaklaşır. köpekler insan ile ilişkisi olmadığı veya zayıf olduğu zaman topluluk oluşturur(çeteleşme diyelim) ve o zaman içindeki canavar ortaya çıkar. şahsi tecrübelerime dayalı teorimdir: on numara tatlış, insan canlısı bir golden köpeğinizin bir çete içerisinde size onlarla beraber saldırmayacağının garantisi yoktur. yani çeteleşme büyük sorundur. zaten dikkat edin sayko bir alfanın gazına gelip çeteleşen gruplardır genelde olay çıkaranlar. bunu bir kenara koyduk. aslında çok daha beteri başıboş köpeklerin yol açtığı gizli tehlike zoonoz (kuduz, uyuz, pire, kene, bağırsak parazitleri, kan parazitleri, leptospira, kist hidatik, mantar vs. vs.) dediğimiz hayvanlardan bulaşan hastalıklardır. çok ama çok konuşulması gereken konu aslında budur. belediye istediği kadar kısırlaştırsın bir defalık da kuduz aşısı yapsın bu hastalıkların önüne geçemez. bu hastalıkların bireysel önlemeyle veya tedaviyle değil sosyal düzenleme ile önüne geçilebilir. ucundan kıyısından durum tespitini yaptık; gelelim bu iş nasıl çözülür kısmına. başıboş köpek sorunu ülkemiz açısından teoride çözmesi oldukça kolay ancak pratikte oldukça zor bir sorundur. çünkü çoğu hayvansever(!) lobisinin kıt aklı oldukça dominant şekilde çözüme engel yaygaralarla siyaseti ve yerel yönetimleri engellemektedir. tırnak içinde benim çıkar grupları diyeceğim hayvanseverleri tamamen uzak tutarak gerçekten çözüm odaklı yaklaşacak stklar, yerel yönetimler ve merkezi yönetim işbirliği içinde çok rahat bu sorun çözülebilir. peki nasıl? aslında çok basit üç temel unsur vardır. merkezi yönetim kanunu yapar uygulamayı denetler, yerel yönetim tedavi ve kısırlaştırmadan sorumludur, hayvansever ve stk ise bakımdan. (burada parantez içinde yaygaracı hayvaseverlere söylüyorum: madem barınaklar rezalet buyrun siz kurun işletin değil mi? medeni ülkelerde aynen böyle yürüyor işler. bu zamana kadar kendinizce denetleyip meslektaşlarımı ve dahi beni kasaplar diye damgalarken biraz da yer değiştirelim bakalım. önünde maması olan köpeğe elinde bir parça etle gelip köpek onu yiyince \"aç bunlar aç! aç olmasa bunu yer mi?\" diye suni yaygaralar koparırken bakalım sizler nasıl yapacaksınız? veya kısıtlı imkanlarla dışarıdan hayvan yağarken onlarca köpeği bir arada tutmaya çalışın bakalım. nasıl başaracaksınız görelim. hele klavye cengaverlerini hiç hesaba katmıyorum. onlar her daim denetleyici zaten.) velhasıl sokakta köpek olmaz, olmamalı. hem hastalıkların yayılımının önlenmesi, hem insanların zarar görmemesi ve hem de hayvanların zarar görmemesi için bu gerekli. istediğiniz kadar bağırın çağırın. onlarca sokakta işkence ile zarar görmüş hayvana tanık oldum ben. inşaatta sokak köpeklerine dildo ile tecavüz etmeye kalkışan meczuplar gördü bu gözler. saçma, kurşun, havalı tüfek yaralarını, trafik kazalarını, köpek sayısı artınca doğal habitatın bozulmasını falan saymıyorum. yazıktır günahtır. bunu kabul edin artık. hani olmaz ya bunu kabul ettiğinizi var sayıyorum. çözüm şöyle olmalı: sokakta köpek tespit edilir, yerel ekipler alır, sağlık kontrolleri yapılır ve stk barınağına sevk edilir. burada sahiplenene kadar (gerekirse ömür boyu) misafir edilir. buralar kısmen devlet, kısmen de bağışlar ile finanse edilir. merkezi yönetim tarafından da denetlenir. bu kadar basit. peki buna çoğu hayvansever stklar ne der? elbette karşı çıkar. çünkü ciddi hesap sorulacaktır kendilerinden. çünkü bu işler adam gibi yapılırsa buradan rant devşirmek imkansız olacaktır. çünkü çok ama çok iyi bilirler ki asla hayallerindeki gibi bir barınak olmayacaktır. belediyelere(daha çok hekimlere) cayır cayır söverken hep pembe hayallerini baz alırlar. bu arada söylemeden geçemeyeceğim çoğu belediye de gerçekten rezalettir. ama en iyisi böylesidir. çünkü ne zaman ki belediye elini taşın altına koymaya kalkar hayvansever ve işini yapmayan belediyelerin okları kendine çevrilir. afedersiniz o dakkadan sonra başı bitten götü sikten kurtulmaz. çamura saplanır kalır. çevre belediyeler toplar toplar çalışan bölgeye sallar hayvanları. hayvanseverler üçe beşe, çabaya, imkana bakmaz hayallerindeki pembe panjurlu barınak olup olmadığını görmek için barınağı basar. ölüm kampı yaftasını anında yapıştırır. ok yaydan çıkaar gider. daha da iflah olmaz. ben çevremdekilerle beraber 5 ilçenin hayvanına bakıyordum. kafayı yedim. belediyeye sosyalist hümanist olarak girdim iflah olmaz bir faşist olarak çıktım. gerisini varın siz düşünün. çevredeki belediyeler rezaleti görür ve hiç yapmamak en iyisidir der çıkar işin içinden. hiç yapmayana merkezi yönetim tarafından yaptırım sıfırdır zaten. bu arada yasaklı ırklara değinmeden de olmaz. bu durum başlı başına bir garabettir. bu durumun ilk sorumlusu kanunu çıkarıp gereğini yapmayan merkezi yönetimdir. ikinci sorumlusu yasak olduğunu bile bile sahiplenen, dövüştüren, üreten ipsiz sapsız tiplerdir. çözüm nedir? bir kere çözüm kesinlikle parası olmayanın köpeğini belediyenin yardım edip kısırlaştırması değildir. bunu yapan şovenist belediyeler var çünkü. güya hayvan barınağa veya sokağa gitmesin diye adamın köpeğini bedava kısırlaştırıp çipini takıp geri veriyor. e be dangalak daha hayvanına bunları yapamayan dingil sonrasında nasıl baksın? e be dangalak sen ne hakla benim vergilerimle yasak olduğunu bile bile bu hayvanı almış, ayranı yok içmeye tahterevalli ile gider sıçmaya düsturuyla yaşayan bu dangoza yardım edersin? bu nasıl bir aymazlıktır? o kadar düşünüyorsun madem iletişime geç aklı başında hayvanseverle al barınağa kısırlaştır yap üstüne gitsin. o daha iyi bakar. en azından sonradan başka uygun sahip bulmanın da yolu açık olur. ama işte belediyeler budur. iş değil şov yapacak illaki! neyse belediyelere çok girmeyeyim ellerim titriyor sinirden. istifam öncesinde sayın eski avukat belediye başkanımın benden evindeki erkek pitbullu ile (kendi sözleriyle cinsellik olsunmuş) çiftleştirmek için kısırlaştırmadan yasa dışı olarak dişi pitbull almak istediğini gördü bu gözler. alırsın babayı dedim kısırlaştırdım tabiki. sonrası üst düzey mobing, ben nasıl sakin olayım. belediye değil çiftlik mübarek. bu arada serbest, devletten beş kuruş yardım almayan bir klinisyen gözünden de duruma bakmak gerekir. evinde el bebek gül bebek büyüttüğü, her aşısını, kısırlaştırmasını, hastalandığında tedavisini yapan, köpeğini evladı gibi seven hasta sahibimin sokak köpekleri yüzünden dışarı çıkaramadığı için sahiplendirmek istediğini gördü bu gözler. bunun gibi evinde hakkıyla hayvan besleyen onlarca hasta sahibim var yazık değil mi bu insanlara? veya ayda onlarca sokak köpeğinin saldırdığı sokak kedisi geliyor. yazık değil mi onlara? bir sürü insan belediyeye güvenmediğini söyleyip bizde bedava sokak hayvanı tedavisi yaptırmak istiyor. yazık değil mi bize? bir allahın kulunun kiranı, stopajını, senetlerini, elemanların maaşlarını nasıl ödüyorsun diye sorduğunu görmedim. sokak hayvanına bakmak vatandaşın vergileriyle finanse olan belediyenin göreviyken ona tek kelime etmeyip bana getirip bir de neden para alıyorsun diye bize saydırıyor. bu konuda da söyleyecek çok şey var ama sadece bu tip insanlara vicdanınızı bizim emeklerimizin üzerinden rahatlatmaya çalışmanız sizin adiliğinizdir deyip susmak istiyorum. her neyse. özet olarak çözümde her unsur (hayvansever, stk, merkezi yönetim, yerel yönetim) elini taşın altına koyacak. her unsur üzerine düşeni yapacak. bakın görün nasıl çözülüyor sorun. edit: sonradan fark ettim ısırılma mevzusu eksik kalmış. onda da bakırköy incirli metrosu arkasında bakırköy belediyesine ait bir barınak vardı, halen var mı bilmiyorum. 23-24 yaşlarında hayvanlarla haşır neşir, mezun olmak üzere bir hekim adayı olarak bir hekim arkadaşımı ziyarete gitmiştim. daha önceleri defalarca gitmiş olmama rağmen, en ufak bir negatif etkim olmamasına rağmen ve hayvanlardan hiçbir korkum olmamasına rağmen barınağın önündeki çete tarafından 3 bacaklı alfa bir köpeğin gaza getirmesi sonucu saldırıya uğradım. pantolonum boydan boya yırtıldı ve derin iki ısırık aldılar. yaralar bereler elbette çok problem değildi ama tam 1 hafta hayatımda ilk ve son defa derin bir depresyon yaşadım. ben sapasağlam bir psikoloji ile böylesi bir depresyon yaşamışken her ısırık olayında mağdurların yaşadıklarını düşünmek bile istemem. gerçekten de ciddi bir travma olması kaçınılmaz. hele de çocukları hiç düşünemiyorum. ama tabi ki bazı empati yoksunu beyinsizler gene de çocuklara veya diğer mağdurlara suç bulabiliyor. kimse bunları hak etmiyor.", "label": 3} {"baslik": "kopek", "text": "insanlarla başı büyük belada olan canli. \"dün akşamüstü çolakibrahim bey mahallesinde köpeği boğazından iple asan vicdansıza duyarlı vatandaşlar müdahale etti. konunun sosyal medyaya taşınmasıyla büyük tepki oluşurken akşam saatlerinde işkence yapan kişi gözaltına alındı. ifadesinde çocuklarına saldırdığı için bu eylemi gerçekleştirdiğini belirten cani, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.\"", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "mevcut hükümetin bilerek isteyerek çözmediği sorun nitekim vatandaşların özgürce dilediği saatte sokaklarda olduğu bir ülkeyi en başta bu hükümet istemez. (bkz: 5199 sayılı kanun)", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "sokak köpeklerinin tamamı saldırganmış gibi gösterilerek ısrarla hatalı genelleme şeklinde kullanılan sorun. saldırgan köpekler var mı ? var. barınaklara götürülüp bakılsınlar, rehabilite edilsinler. ama bütün sokak köpekleri saldırgan değil ki ! saldırgan olmayan sokak köpeklerini hedef göstermek saçma olmaz mı ? dolayısıyla başıboş saldırgan köpek sorunudur. zaten saldırgan olmayan sokak köpekleri toplatılmaya çalışılırsa bayağı gürültü çıkar, emin olun bundan.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "köpekleri seven biri olarak beni de uzun zamandır rahatsız eden sorun. köpekler, vahşi yaşam canlıları değil, insan tarafından uzun yıllardır evcilleştirilmiş olan canlılar. bu yüzden yerleri sokaklar ya da doğal yaşam ortamı değil, insan yanı olmalı. sürü halinde gezen köpekler (hele de açsa) vahşi dürtülerini hatırlayıp insanlar için çok büyük tehlike oluşturabiliyor, ki ülkemizde çok sayıda örnek mevcut. gelişmiş ülkelerin hiç birinde sokak köpeğine rastlayamazsınız, sahipli ise binlercesini görebilirsiniz. bizde de durum böyle olmalı. bu sorunun çözümünde naçizane düşüncelerim şunlar:, - istisnasız bütün sokak köpekleri toplatılıp, önce kısırlaştırılmalı, ardından barınaklara verilmeli. sokak köpeği tabiri bütünüyle lugatımızdan çıkmalı. - belediyeler bu konuda uzman personel istihdam edip, barınak koşullarını iyileştirmeli. maalesef bu konuda duyduğum, hem birçok belediyede bu konuda yetersiz kapasite ve sayıda personelin istihdam edildiği, hem de özel barınakların da yeterli koşulları sağlayamadığı. hayvanlar için bu kadar para harcanır mı demeyin, söz konusu toplum sağlığı ve güvenliği ise evet harcanır. - sahipli bütün köpeklerin kayıt altına alınması için devletin seferber olması lazım, hala çok sayıda kayıt altında olmayan köpek var. bu veri tabanı sağlandıktan sonra, köpeklerini sokağa atan sahiplerine çok ağır para cezaları getirilmeli. - lisanslı köpek üreticileri dışında, kimsenin kısırlaştırılmamış köpek sahibi olmasına izin verilmemeli. bana göre en önemli meselelerden birisi bu. insanların sokağa atma ihtimaline karşılık, sokakların köpek istilasına uğramaması için, profesyonel yetiştiriciler haricinde herkesin kısırlaştırılmış köpeğe sahip olması gerekir. keza, mevcut köpek sahiplerinin de köpeklerini acilen kısırlaştırması lazım. - son olarak (bence bu da çok çok önemli), köpek sahiplerinin ve köpeklerinin düzenli olarak davranışsal testlere tabi tutulması gerekir. hayvan sahibinin, bu sorumluluğu kaldıracak düzeyde olup olmadığı, ayrıca köpeğin de stabil bir mental algıya sahip olup olmadığı hususları toplum sağlığı açısından önemli. bu testleri geçemeyen kişilerin köpekleri ellerinden alınmalı. bu sorunun çok geç olmadan çözülmesi lazım, hem insanların hem de hayvanların sağlığı açısından. edit: imla", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "insanın en büyük dostu ve korumasıdır. evin önünde 4 tane gayet sıradan sokak köpeği var. onları aç bırakmamaya çalışırım. geçen gün evin civarına 6 tane devasa köpek geldi. ikisi has kangal. bunları bizim ikisi dişi olan dört sokak köpeği kovaladı ve binaya yaklaştırmadı. yeminle bu hayvanlardaki yürek biz insanlarda yok. bu hayvanlara sarılırken duyduğum huzuru insanlara sarılırken bazen hissedemiyorum. o derece.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "en sevimli hâlleri sizi dinlerken başlarını eğmeleridir. aslında sesleri daha iyi duyabilmek için başlarını yana yatırırlar. sevimli olmak değil gayeleri. çünkü başlarını yana eğdiklerinde kulak yolu açılır. böylece sese ve sesin geldiği yöne odaklanmış olurlar. köpeklerin her bir kulak zarında on beşe yakın kas vardır. kaslar sayesinde uzak mesafedeki sesleri duyar ve sesin geldiği yönü tespit edebilirler.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "pek tabi, aslında türkiye'ye özgü bir durum değildir ki bu durum. dünyanın her yerinde, sahiplerinin çobanıdır, köpek. o yüzden, saldır dersen saldırır, ama kontrolden de çıkar. zira aklıyla değil, içgüdüsüyle hareket eder. bunlarda süperego pek gelişmemiştir, id önplandadır. lâkin en kötüsü, hiçbir durumun yokken, hiçbir şey yapmamış ya da hiçbir şekilde onunla temasa geçmemiş bile olsan, saldırabilir. yapısı öyledir çünkü. işte, sokakta başıboş bir köpek görürsen, tırsar ve açıktan açıktan geçersin. bunu yapmazsan işin yaştır. sakın unutmayın, yine de köpek bizim dostumuzdur, kardeşimizdir. ki zaten insanın da en iyi dostu köpektir, derler. akrostiş ne güzel şey.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "genelde erkekler tarafından daha çok sevilir ve edinilir. kadınların tercihi değildir, onlar genelde kediyi tercih ederler.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "insanların her türlü eziyeti reva gördüğü dünyanın en sevilesi, en güzel yaratığı. insan dediğimiz şeyden daha insaniyetli. ben sokağa çıkınca insandan korkuyorum ama daha hayatımda hiçbir sokak köpeğinden korkmadım, hiçbiri de bana kocaman masum gözler ve pat pat sallanan bir kuyruktan fazlasıyla yaklaşmadı. beni hayatında ilk kez gördüğü halde hava kararınca korumak için eşlik edenini gördüm, hiç böyle bir insan görmedim ama. anneliği de şöyledir ayrıca:", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "islamiyet tarafından pek sevilmeyen hayvan; \"av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar eksilir.\" (buhari, zebaih, 6; müslim, müsakat, 46,50,56-58) içinde köpek bulunan eve meleklerin girmemelerinin sebebi onların pis kokmaları, pislik yemeleridir. bundan dolayı gereksiz yere köpek edinen kimse evine melek girmekten mahrum bırakılmak suretiyle cezalandırılmıştır. (nevevî, şerhu'l-müslim, kahire 1347-49/1929-30, xiv, 84; aynî, umdetü'l-kârî, kahire 1348, xv, 139) köpek besleyip de künaha giren, evi meleklerden mahrum kalan müslüman kardeşlerime duyurulur. bu iyiliği de kimse yapmaz bak.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "hatırlar mısınız bilmem ama eskiden çook eskilerden (90lardan bahsediyorum, belki evveliatı da vardır) belediyeler köpekleri zehirliyordu. genelde pazar günleri sahipsiz gördükleri köpeklerin önlerine zehirli etler, tavuklar her neyse koyup kustura kustura öldürüyorlardı. köpeğimin tasması sıkıyordu, çıkarmıştım; pazar günü kapalı olduğu için alamamıştım. o pazar sabahlarından birinde işte anneannemin hüngür hüngür ağlayışıyla uyandık. derya ölmüştü, kusa kusa, can çekişe çekişe ölmüştü; koskoca yaşlı kadın bakakalmış, hiçbir şey yapamamıştı, karşıma geçmiş anlattıkça ağlıyordu :/ o kadar güzel bir kızdı ki derya, beni okula bırakıp okuldan almaya gelirdi :( fazla uzatmıcam, ülkenin ne kadar cani, gaddar, soysuz olduğu o yıllardan belliymiş diyorum aklım erdikçe, şahit oldukça. şimdi zehirle uğraşmadan direkt presliyorlar, allah hepsinin bin türlü belasını vermiştir diye içimi rahatlatmak istiyorum, ve umarım ki vermeye de devam eder. huzur içinde uyuyasın derya...", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "2 büyük dedem de savaşmış biri yemen'de esir düşmüş. bırak ekonomiyi suriyeliyi ne ben ne de iki küçük kızım rahatca gezebiliyor sokakta parkta oynayabiliyor. ülkemin geldiği nokta da vatandaşı olan şahsımın köpek kadar özgürlüğü ya da değeri yok devlet gözünde ha varsa bu işe bir düzenleme getirirdi. seneler geçti. yılda en az 2 milyon kişiye köpek saldırıyor. yıllık kuduz aşısı miktarı ortada onuda 2 3 ile çarp hep ısırmıyor ama bolca saldırıyor taciz ediyor. en kötüsü de ukala köpek sahipleri. evrak peşindeyim türkiye den tek gidiş amacımız bu köpeksiz bir ortamda çocuk büyütmek. herkesin sahipli ve kuralları olur olur. avrupa da yaşadım. can güvenliğim sokakta yok şahsım adına. özellik ege'nin sahil beldeleri.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "hala iyi kötü işleyen yasalar karşısında cezasını çeken suçluyla insan parçaladığı halde barınaklardan ittaparlar tarafından kaçırılmaya çalışılan saldırgan sokak itlerini bir tutan zeka yoksunlarının olduğunu gösteren başlık. sokaklar doğal alan değildir. köpekler insanlar tarafından kurttan evrimleştirilip işleri bittiğinde bir kenara atılmış,sokağa sıçtıkları bokla ve çeteleşip yaptıkları saldırılarla insan sağlığına ve can güvenliğine zarar verir hale gelmişlerdir. başıboş itlerin sokaklarda olmasını savunanlardaki beyni kuşa taksan ters uçar.it çetelerinin toplaşıp parçalayarak öldürdükleri çocukları,işe giden insanları saymıyorum bile. allah belanızı versin itçiler.", "label": 0} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "artık hayatımızdan çıkması gereken sorun. sokakta köpek istemiyoruz kardeşim. markete gidiyorsun köpek, cafeye oturuyorsun köpek, sahile gidiyorsun köpek. şehirde mi yaşıyoruz, hayvan barınağında mı belli değil! özellikle istanbul için taksiciler sorunundan dahi önce gelmektedir. belki de güvenli sokaklar sayesinde araç kullanmak yerine yürümeyi tercih edebilecek onlarca insan sayesinde trafik bile azalacak. basit bir örnekle, araca ihtiyacım olmadığı gün yürüyüp metrobüs kullanabilecekken; gerek işyerinin çevresinde gerekse eve dönüş güzergahımda olan onlarca köpek nedeniyle arabasız markete dahi gitmiyorum.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "bir japon kadın yönetmen \"başıboş\" diye istanbul'daki sokaka köpeklerini anlatan bir belgesel film çekti.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "gotuyle basiyla fazla oynanmamasi gereken hayvan.", "label": 0} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "iran'da çekilen dehşet verici kuduz videosunu izledikten sonra daha da ürkütücü hissettiren sorun", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "olsa keşke bi tane. hatta bikaç tane. bigün o bahçeli ev benim olacak. işte o zaman köpekli kedili ve çok mutlu olacağım.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "itperest, itçi anlamlarına gelen ve hayvan sevgisi adı altında mantıktan uzak söylemleriyle sjwlik peşinde koşturan akıl yoksunu, tartışma bilmez insanlara verilen aşağılayıcı ad.", "label": 0} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "bütün saldırgan köpekler saldırı anında gebertilmelidir.", "label": 0} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpektapar problemi bu ülkenin en büyük problemlerinden biridir ve bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. azalarak bitsinler artık.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "sadece 2 giriş çıkışı olan bir yerleşimde yaşıyorum. yükselti bir yer olduğu için alan bir miktar kapalı. önceden az kullanılan izbe çıkışa köpek kulübeleri kuruluydu. pek kullanmıyorduk zaten diye kimse bir şey demedi. teyzeler sağolsun ana girişe de köpek kulübeleri inşaa etmiş. artık uçarak giriş yapacağız akşamları falan. lan mahalleye giriş çıkışı tamamen kestiler inanılır gibi değil.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "biriyle başım dertte. evde yemek yeniyorsa mutlaka gelip uğraşmaya başlıyor benimle. ille \"gel beraber yiyelim hadi\" der gibi bulaşıyor bana. uyuyorsam uyandırıyor falan. \"kızım yemeyeceğim ben\" diyorum dinlemiyor. resmen zulüm ya :))", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "benim bu burda yazanların çoğuna da tercih ediyorum bütün servetimi de onlar için bir vakıfa bırakacam büyük ihtimalle sizden iyi yaşayacaklar. insanlardan neden nefret ettiğimi hatırlatan bir başlık olmuş", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "köpek severler de o köpekleri sevmeyenler de o kadar itici ki çözüm sunmak yerine birbirilerine hakaret ediyorlar öncelikle o kadar hayvanı öldüremezsiniz kimsenin vicdanı el vermez 2.olarak onları toplamaları lazım gerçekten saldırgan olanlar var 3. olarak köpekleri toplarken suriyeli mültecileri de toplayın bir zahmet", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "bunlar köpek ve kedi içinde ınstagram hesabı açıyor. ilginç insanlar..", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "1 sene önce hayranıyken ve kedilerden hoşlanmıyorken 1 sene sonra kedilere aşık olduğum ve sevdiğim ikisini öldürerek sevmemi giderek zor hale getirmiş amın oğlu hayvan türü. sana mı kızmak lazım, belediyelere mi yoksa doğanın kendisine mi tabii orası muamma. sevdiğiniz bir şeyi sizden alanı sevmeniz sebebi ne olursa olsun çok zor oluyor. 30 gramlık kediyle karnın mı doyuyor anlamıyorum ki anasını sikeyim.", "label": 0} {"baslik": "kopektapar", "text": "insan ölümlerine sessiz kalabilecek kadar şerefsizlerdir.", "label": 0} {"baslik": "kopektapar", "text": "kimin, neyi, ne kadar seveceğine karar veren tayfanın türettiği lakap.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "yıllardır dile getirilmesine, onlarca yüzlerce kişinin, hayvanın ölmesine veya yaralanmasına rağmen bu konunun çözülememiş olmasını anlamıyorum, anlayamayacağım. geçtik başıboş olanları, sahipli olanlar bile tehlike arzetmekteyken hala havaya konuşuyor gibiyiz. neredyse bütün parklar sahipli sahipsiz köpeklerle dolu. yahu ben mecbur muyum çoluğumu çocuğumu bu hayvanlardan sakınmaya! çok seviyorsanız (ki nefret ettiğimi söylemiyorum) alın bu köpekleri evinizde besleyin ve mümkünse milletin içinde ağızlıksız dolaştırmayın.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "her sene rutin yapılması gereken aşıları olan, hayvanların şahı. bu konuda farklı düşünenler, bazı aşıları gereksiz bulanlar olabilir ama ben bugün görüştüğüm veterinerin söyledikleri ışığında yazacağım. ama konu zaten hangi aşıyı yaptıracağınız değil nerede yaptıracağınız. (çoğunlukla kadıköy ilçesinde oturanların işine yarayabilecek bilgiler vereceğim, oturmayanlar bu noktada entry'den kopabilirler.) şimdi efendim erenköy'de, bağdat caddesi üzerinde tarım il müdürlüğü var. (ethem efendi caddesi ile bağdat caddesinin kesişiminin 100 metre kadar aşağısında.) buranın bir veteriner kliniği var ve rutin aşılardan kısırlaştırmaya kadar her türlü hizmeti sunabiliyor. ben bugün bizim kızın 5li karma aşısının sene-i devriyesi vesilesiyle gittim. gitmeden önce de bir sürü veteriner aradım. (çünkü kendi veterinerimiz uzakta, ve aşı gibi her yerde niteliği aynı uygulamalar için pek hesaplı olmuyor). telefon açtığım veterinerlerden en ucuzu 60 lira fiyat verirken bazı yerlerde 80'e kadar çıktı. özel veterinerler oldukları için söylenecek bir şey yok ama iş buradan sonra garipleşiyor: 1) kadıköy belediyesinin veteriner hizmetlerini aradım, burası aşı ücreti olarak 61 tl fiyat verdi! belediye burası, bi çeşit amme hizmeti yapıyor olması gereken yer. özel veterinerle aynı parayı istiyor. 2) eczacı bir yakınım vasıtasıyla aynı aşının ecza deposundaki fiyatını sordurttum. bu fiyat 10 tl. ve ben, düşünüyorum düşünüyorum, kadıköy belediyesinin 10 liralık aşıyı 60 liraya yapmasının sebebini anlayamıyorum. neyse, konumuz kadıköy belediyesi de değil. (onlara bunun sebebini ayrıca soracağım.) ben bu araştırmalar sonucunda köpek sahibi bir başka kişinin tavsiyesiyle erenköy tarım il müdürlüğüne gittim. oradaki şartlar: 1) geniş, ağaçlı, çimli bir bahçesi var. 3-4 farklı binada farklı farklı hizmetler veriliyor. veteriner kliniğinin kendi tek katlı bir binası var. 2) kliniğin içi oldukça geniş, ferah. 3) hiç sıra yoktu, son derece sakin. 4) hiç bir ön formalite gerekmiyor. muayene odası boşsa içeri giriyorsunuz, tedaviniz başlıyor. 5) yüksel bey adında, oldukça kibar ve ehil bir veteriner hekim vardı. prosedürleri detaylı açıkladı, bilgi verdi. 6) aşının yapılması karneye işlenmesi falan 5 dakika sürdü. 7) ücret: 35 tl 8) kuduz aşısı: ücretsiz olumsuz kısmı ise şu: para işleri bu veteriner kliniğinden ayrı bir binada halloluyor. hemen yandaki binaya gidiyorsunuz, fakat içeri köpek giremediği için köpeğinizi binanın kapısına bağlıyorsunuz. içeride para yatırıp makbuzu aldıktan sonra o makbuzu tekrar veterinere götürüyorsunuz. bu dev bir salaklık gerçekten ama maalesef durum bu. klasik devlet bürokrasileri. veteriner hekim yüksel bey, her sene -kuduz başta olmak üzere- 5li karma, bronşin ve corona aşılarının tekrar edilmesi gerektiğini söyledi bugün. takdir sizin. her aşıda en 25 lira kardasınız dışarıya göre bu da 4 aşıda 100 lira yapar. az para değil. illa harcamak isterseniz köpeğinize çeşit çeşit oyuncak alın o artan 100 lirayla. ayrıca, 30 lira gibi bir ücretle mikroçip takıyorlarmış. sonra bu mikroçipin kadıköy belediyesine kaydını yaptırıyorsunuz. (her belediye yapıyor mu bilmiyorum.) çipin içinde köpeğinizin ve sizin bilgileriniz yer alıyor. karnesinin kaybolması veya köpeğinizin kaybolması gibi durumlarda bu çipten köpeğin tüm bilgilerine ulaşılabiliyormuş. (tabii sorumluluk sahibi birisi bulursa. çipte gps falan yok.) güzel bir sözle entryme son vereyim: \"dogs are not our whole lives but they make our lives whole.\"", "label": 3} {"baslik": "kopek", "text": "evde yoldas olani kardesten de ote yaratik. gun icinde ebevynim bana söylememis, ufak capli bi operasyon gecirmis patisinden. boyle yuruyemiyor, sekiyor, bandaji var falan. ya ne agliycam a.q gozume bisi kacti.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "zincirlenmemesi gereken. yani sunu yazarken bile sacma geliyor bir hayvani zincire vurma olgusu ama maalesef yapanlar var. bahcesine disaridan mudahale edilmesini engellemek yerine, kolaya kacip bahceye koydugu kopegi bir koseye zincirleyen insan zalimdir, sevgisizdir.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "homo sapiens tarafından evcilleştirilen ilk hayvan olma özelliğine sahiptir. 5 bin yıllık köpek fosillerine rastlandığında çoğunun eğitimli olduğu, sahiplerinin yanına gömülmesiyle anlaşıldı. köpekler ilk olarak savaş aracı olarak kullanıldı. sonra avcılık ve toplayıcılıkta kullanıldı ve en son davetsiz misafirlere karşı alarm olarak kullanıldı. o yıllardan bu yana homo sapiense en yakın tür olarak evrimleştiler. bu yüzdendir ki köpekler insanlarla, insanlar da köpeklerle çok kısa bir süre içerisinde dost olabiliyor.", "label": 3} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "araçtan mama mı atsınlar.ne yapsınlar. 4 ölü insan ölüsü!", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "işyerimizin bahçesinde takılan, besleyip barındırdığımız bir pekinez köpeğimiz var; sanırım 10 ya da 11 yaşında falan. zillinin önde gideni, boyuna ondan ayrı sevdiğimiz tüm kedi/köpeklere saldırı geliştiren, hatta bu uğurda girdiği bir kavgada başka bir köpek tarafından gözü çıkarılan, yine de zilliğinden ödün vermeyen bir köpekçik. gözünü ameliyat ettirdik. şimdi gayet iyi; ama o ilk zaman hepimizi üzmüş ve korkutmuştu eşek sıpası. her neyse, şimdi bu ginger zillisi kendisini sevdirir de, öyle herkesi sevmez. hemen hepimizin paçasına saldırmışlığı vardır. ama içimizde biri var ki, ona bayılır. yatar, karnını sevdirir, onun sesine tepki verir, o istedi diye bizim de onu sevmemize izin verir vs vs. fatma ablamıza daha bir düşkündür anlayacağınız. lakin fatma abla, geçen hafta cuma günü emekliye ayrıldı, gitti. ve bu sabahtan beridir bu ginger zillisi, onun odasından çıkmıyor. resmen üzgün üzgün gelip duruyor, odaya bakıyor, bir şeyleri kokluyor, bir huzursuzluk var hayvanda. güvenlikçilerin söylediğine göre hafta sonu fatma ablanın odasına doğru ağlar gibi havlamış falan. normalde dışarda özgür özgür takılan hanımefendi, hafta sonu binanın içine girmiş bulduğu her aralıkta. çıkarmışlar, yine girmiş. en son bırakmışlar içerde. geceyi binada geçirmiş. şimdi, fatma ablamız da her çalışan gibi senelik izin/rapor/mazeret izni kullanan bir çalışandı. e ama peki bu ginger hanım, cumadan pazartesiye nasıl anladı onun gittiğini ve gelmeyeceğini? biri söylese abartıyor derim, kendim görüyorum hayvandaki üzüntüyü. sahibi değil, bir şey değil, nasıl bu kadar bağlanmış ve nasıl anlıyor bir daha gelmeyeceğini inanın aklım almıyor. bir de hayvanlar için bilinçsiz derler. gayet de bilincinde her şeyin ve şu an bildiğiniz yas tutuyor. fatma ablanın gidişine hepimiz ağladık, ama ginger içlendi resmen...", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "insandan daha sadık ve kıymet bilen canlı.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "ıslak ekmekten hallice beyinlerin yaratıcılıktan fersah fersah uzak söylemi. her meseleyi tapmak/tapınmak üzerinden ele alan ve öyle adlandıran kitleyi biliyorsunuz zaten. onlar bunlar işte, aynı kitle. habis ur.", "label": 0} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "başıboş köpek olmaz, olmamalı... köpekleri besleyenler, köpeklerin davranışlarından sorumlu tutulmalı...", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "ciddi bir sorundur her sabah 7.30'da köpekler nedeniyle korka korka servis bekliyorum. bisiklet ve scooter kullananlara defalarca saldırdılar.olmuyor işte sokaklar onlara göre değil içgüdüsel hareket ediyorlar,beraber yaşayamıyoruz .", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "ülkedeki durum aynen bu!! çocukları parçalamaları serbest! hastane serbest! yollarda rahatça dolaşmaları serbest! okullar serbest! kamu binaları serbest! sokaklar serbest! mezarlıklar serbest! hayvanlara da yazık diyoruz, o halde yaşamasınlar diyoruz, biz hayvan düşmanı oluyoruz, sokaklarda kalsın diyenler \"hayvansever\". tek amaç var, rant!!! ve itperestlik!!!", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpektaparlar için dilediğim tek şey, ya kendisinin başına, ya evcil hayvanının başına, ya da çevresinde değer verdiği insanın başına sokakta başıboş köpekler tarafından saldırıya uğramaları. yoksa bu güruhun hiçbir laftan anlamayacağını ne kadar dil dökersek dökelim biliyoruz. bu köpektaparlardan inanın daha çok köpek seviyorumdur ama hiçbir şey doğru neyse onun yapılmayacağı anlamına gelmez. sokakta, dağda, bayırda köpek olamaz. köpekler insana muhtaç hayvanlardır. ülkenin yetkili kurumları bu hayvanlar için en üst düzey barınaklar yapıp buraya yerleştirmeleri ve hayvan satışı yapan bütün petshoplara en ağır cezaları vermeleri gerekiyor. köpekler seni, beni sevebilir ama bir anda o çeteleşen grup bir çok insanın canını, senin evcil hayvanının canını bile bir saldırıda alabilir. o yüzden köpektaparlarla muhattap olurken, yüzüne karşı şu cümleyi kurun: inşallah, senin, senin sevdiğin insanların, sahip olduğun evcil hayvanının başına, sokakta başı boş gezen köpek çetelerinin saldırısına uğrarsınızda, o zaman köpeklerin yerinin sokaklar olmadığını, barınaklar olduğunu anlarsınız. ek olarak; evet bu ülkede ne düzgünki barınaklar düzgün olsun. barınaklar acilen en iyi duruma gelecek şekilde yenilenmeli ve bu can dostlarımız orada hayatlarını geçirmeli. ve bu barınaklar insanlara satın alma, sahiplen diye en iyi pr çalışmalarını yapıp, insanların köpek almaktan ziyade sahiplendirmeye yönelik çalışmalarını yapmalı. tabiki devletin, yerel yöneticilerin, bakanlığın bu konuda hassasiyetli bir şekilde çalışma yürütmesi gerekiyor. peki şu anki devleti yöneten hükümetten bu çalışmaların içten ve samimi bir şekilde çözüleceğini düşünüyor muyuz? tabikide hayır. o yüzden bu kısır döngü insanlar arasında çatışmaya devam edecektir. not: köpekleri çok ama çok seviyorum. köpektaparlardan daha çok seviyorum. edit; imla", "label": 0} {"baslik": "kopektapar", "text": "birkaç ay önce, sosyal medyada birisiyle sokakta köpek olup olmaması hususunda tartışmıştım. tartışma derken kavga değil, fikir çarpıştırma şeklinde. benim savunduğum fikir, \"sokakta başıboş köpekler olmamalı,\" onunkisi de tam tersiydi. ben insanları umursamayacağını bildiğim için direkt köpeklerin açısından savundum fikrimi. köpekler sokakta kimsesiz olduğu zaman hastalanıyor, araba çarpıyor, sapıklar, işkenceciler tarafından zarar görüyor . vs. ikna edici bir karşı argüman sunamadı ama fikrinden de dönmedi. köpeklerin sokakların tadı, neşesi olduğunu; köpeksiz sokaklarda yaşamak istemediğini, kendisini güvende ve huzurlu hissetmeyeceğini söyledi. köpektapar ağır bir kelime ama köpeklere bir hayvandan daha fazla anlam yükleyen, onları bir tür koruyucu melek olarak gören insanlar var. fakat bu gerçekçi değil.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "lisede bisiklet üstündeyken kovalandım. köpeğin dişleriyle kıçım arasında bir karış falan vardı muhtemelen, çok işlek bir caddeye 90 derece duramayacak şekilde daldım. herhangi bir araca denk gelmemiş olmam tamamen şans. askerliğimi yaptığım dönem bir akşam lojmana dönerken (tugay'ın içindeyken), biraz ilerideki ağaç gölgesinde bir hareketlenme farkettim. gölge zifiri karanlık olduğu için ne olduğunu göremiyordum, nöbetçi /kıdemli askerlerden bazıları oturmuş muhabbet falan ediyordur diye düşündüm. daha sonra bana doğru havlamadan hızla koşan pati seslerini duyunca geri dönüp dakikalarca nasıl koştuğumu ben bilirim. muhtemelen bir 30 saniye falan kovalayıp bıraktılar ama bana dakikalarca gibi gelmişti. askerlik bitene kadar da hava karardıktan sonra o güzergahı kullanmadım bir daha. istanbul'da sahilde bisiklet sürerken yine havlamadan direkt bacağıma hamle yapan köpek tecrübem var. hayatında hiç sebepsiz yere köpekler tarafından ısırılmak üzere kovalanmamış insanların bunun ne kadar ciddi bir problem olduğunu anlayabileceğini sanmıyorum.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "sevmedigim ot misali dibimde biten canli turu. durup dururken bir tanesi yaklasiyor, ardindan 3-4 taneye kadar cikiyorlar. anlamadigim neden, bunlari ceken bir kokum mu var, baska bir sey mi bilmiyorum. hafiften urperiyorum ama belli de etmemeye calisiyorum, her an saldiracakmis gibiler ama hadi hayirlisi. kitabin sayfasini cevirmeye korkuyorum. ulan hayir saldirip parcalasalar ziyan olup gidecem, bir allah'in kulu da yok gelip gecen, dag basi sanki.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "bugün birisi çıkıp 1 tane sokak köpeğine zarar verse, kendini korumak için bile olsa, linç ediliyor, cani deniyor. birileri köpek saldırısına uğrayıp yaralandığında köpeklere yaşama hakkı diye kimse elleşmiyor. ulan itin yaşama hakkı var da bizim yok mu? bu ülkede hayvanseverlerin neredeyse tamamı sadece hayvansever görünmek için, reklam yapmak için sokak hayvanlarını besliyorlar. bu insanların çok az bir kısmı gerçekten bu hayvanlara karşı bir sevgi besliyor. çözüm bulunmazsa insanlar kendileri çözüm bulacaklar.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "neden halen sorunu çözmek için devlet el atmıyor anlamıyorum. ortada bir sorun var belli. sorunu çözmek için neden devlet, stk, belediyeler ortak akılla hareket etmiyor. aklı başında herkes sorunu görüyor ama tık yok.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "bir resim/fotoğraf binlerce kelimenin anlatamadığını anlatır derler ya, al sana kitaplara geçecek bir örnek;", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "sokağa, ormana, arsaya, otoyola terkedilen evcil hayvanlar ile çevrede yaşayan, çevreden geçmekte olan sakinlerin, sistematik bir çözüm getirmekten aciz olan idareci ve yerel yönetimlerce karşı karşıya getirilmesi durumu. haksız taraf yoktur, yönetilemeyen, çözülemeyen bir kriz vardır ve her açıdan giderek derinleşmektedir.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "super, cok tatli, sahane vs ancak bir yere giderken birakma olayi yok mu bu yuzden bir daha kopekle yasamayacagim diyorum her seferinde. 9 senedir biraktigim anlarda yasadigim stres ve gerginligi topla buradan uzaya yol olur. inanin oyle uyduruktan kapris yaparcasina bir uzulme degil bu. birakamiyorsun abi, boru mu? biraksan da bakani bulmak kolay mi? pansiyon desen en cok guvendigimde ihmal sonucu bir kopek oldu, neyse giderayak kendimi gaza getirip iyice gerilmeyeyim. kopeklerim daha 20 yil yasayacak zaten, sonra da en fazla kertenkele bakarim. oyle demekten vazgectim, bilseler uzulurler saftirik beyinler. gitmeler olmasaymis o zaman megerse.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "...kömür... öncelikle hangi başlığa yazacağımı bilemedim benim için çok şey ifade ediyodu çünkü, ama nihayetinde bir köpekti ve ait olduğu canlının başlığında yazmaya karar verdim. anası cooker babası rus seteri...ilginç bir karışım tabi görüntü olarak enfesti imkanınız varsa siz de bir deneyin derim. rengi siyahtı adından da anlaşılacağı üzere...kulakları cooker kulakları düşünün, tüyleri o kadar uzun değil ama tüylü...tüyleri parlak güneşten de bazı kısımları yer yer kızıla çalıyo...kapkara gözler...çenesinin altında beyazlık var...yakışıklı olmasının yanısıra acayipte sempatikti yavrum benim. zaten çok geçmeden değil mahallenin ilçenin en popüler köpeği olmuştu. hatta bigün kapı çaldı dişi cooker'ı olan bi kadın \"kızımın sağlığı için bu dönemlerde çiftleşmesi gerekiyo, sizinkini de çok beğendik, yavruları güzel olur, deneyelim mi?\" dedi. hehe kapıyı da ben açmıştım ne diyceğimi bilemedim kuzenler atladı hemen \"olur olur\" dedi, sonra baya takıldılar kömürcüğüme\"şanslı velet şans ayağına geldi\" diye...o'da hissediyo muydu neydi utanıyodu lan.. gözlerini kaçırıyodu hisli köpekti bizimki. beceremedi zaten ne biliyim bi gece yalnız kaldılar ama olmadı yavru mavru..nazar dedik üzerinde fazla durmadık. hisli dedim de hakikaten hisliydi. mesela bazen kızdırırdı bizi babam bağırırdı çok üzülürdü resmen küserdi..sonra akşama kadar sev de gönlünü al anasını satayım...bi de babam yıkardı o'nu. bahçede köpüklü köpüklü..masaj yapa yapa valla babam benden çok o'nu seviyodu bence eve gelir gelmez kömür nerde diye sorardı...bana derdi ki \"kızım git kardeşine ciğer al\" ben de derdim içimden bizim kaan et yemez..sonra alıştım tabi kömür artık kardeşim gibiydi... market alışverişlerine hep birlikte çıkardık...yolda giderken konuşurdum onunla..facebookta hayran sayfası felan bile açmıştım o'nun için. anlatıyodum o'na şu kadar hayranın var diye gülüyodu canım benim...inanır mısınız marketin kapısında beni bekliyodu gözleriyle beni takip ediyodu böyle önüme biri geçsin o'da kafasını büküp yine beni görmeye çalışıyodu... tek kötü huyu acayip ilgi arsızıydı bi sevmeye kalkma hemen sırt üstü yatar sonra sev hep...valla eve hırsız girse yol gösterir cinstendi o derece...diğer köpeklerden biraz küçük olduğu için gittim ona dikenli tasmalar oluyo ya onlardan aldım gerizekalı çocuklara çaldırttı tasmalarını...kaç kere aldım bi sahip çıkamadı o derece... bi de büyüdükçe ne bileyim değişti...sona yaklaşıyoduk sinyalleri veriyodu...bi tane sokak köpeğine taktı kafayı ama köpeğin maalesef kömürcüğümden daha büyük olan başka bi köpek sevgilisi vardı :((( kömürün herkes bizim köpeğimiz olduğunu bildiği için biz salardık o'nu gezer kendi gelirdi.. ama birgün eve geldiğinde dudaklarından kan akıyodu...dövmüş işte o köpek...babam aldı veterinere götürdü..\"bi daha sakın gitme oğlum\" dedi...ama pek fayda etmedi... velhasılı kelam kömürcüğüm gitti birgün ve bir daha geri gelmedi. sonra çok rivayet çıktı...işte şurda gördük burda gördük diye..babam kaç kere arabayla nerelere gitti belki doğrudur söylenenler diye ama nafile...ama inanın o'na benzeyen her köpeğe acaba o mu diye bakıyorum...abim işe giderken o sanıp bi köpeğin peşinden gitmiş, ama o değilmiş işe geç kalmış anca...hisar'da o'na benzeyen bir köpeğe denk geliyorum hep...içim cız ediyo..ama artık ümidi kestim öldü bence..çünkü ölmese gelirdi eve bi şekilde... neyse 25.05.2011 kayboluş tarihi...sonra da hiç köpek almadık zaten..halbuse ben dedim alalım acısını dindirir diye babam ben bi daha bi köpeğe bağlanmak istemiyorum çok üzülüyoruz sonra dedi...haklıydı bişey diyemedim..bugün kayboluş yıl dönümü yazmak istedim..", "label": 3} {"baslik": "kopek", "text": "verdiği sevgiyi başka hicbir insanda veya canlıda göremeyecğiniz garanti. özellikle sokak köpeklerini sevelim, unutmayalım onları.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "karakter sahibi degildir. dost hic degildir. dostlariniz size kopeklik yapmaz. sonsuz, sinirsiz bir korlukle, sanki siz onun sahibiymissiniz gibi baglanmaz size. ilgi delisi degildir, maddi ve manevi acligini karsilamaksizin sifir beklenti ile yaninizda olur. en acikli evcillestirme/kulture alma bu ture ait olani herhalde. 16 milyon yil once ramapithecus agactaki rekabette yenilince agaci terk etmek zorunda kaliyor. duze, savanaya iniyor. alete ihtiyac duyuyor onun gibi hominidler. kopek de bozkirdaki rekabeti kaybedip insana ihtiyac duyuyor. alet-madde insani, insan da kopegi ve kopek gibilerini yonetiyor. kopek ayni isimle nam salan itaat seklini modern kapitalist zamanlara turlu cinslerle tasiyor her biri hilkat garibesi olan cins kopekler. tunguz toplumlari da kopegin dostluguna inanmaz mesela. karakter sahibi olmadigini bildikleri icin kopegin onlardaki anlami kentlerde yasayan batililarin vicdani ve insani ihtiyaclarini karsiladiklari ''dost'' kopeginkinden cok farkli. onlarin dostu orta asya semalarini bilmem kac yerden bolen atmacalardir. onla avlanirlar. iki taraf da birbirine esit oranda muhtactir. atmaca kole degildir. kopek ise bilmem kac bin yillik insan uygarliginin tiksinti ve uzuntu ile bakilabilecek resmidir. not: simdi hatirlayamadim. gecenlerde bir baslikta ilk evcillestirme orneklerinin goruldugu neolitik yerlesmeyi karistirip ali khos demisim. ozur. ilk ornekleri palegawra'da goruluyor.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "uzun zamandır bu konuda genel bir politika olmadığı için katlanarak büyüyen sorunlardan. konya'da hayvan barınağında yaşanan . konya'da barınak köpeklerinin yamyam olması başlığında ise . son olarak köpeklerin parçaladığı çocuğun entübe edilmesi içler acısı. büyük devletlerin kayıt sistemi ve itlaf birleşimi bir tasarladım. bu arada ittapan ya da ne derseniz deyin bir kitle var ve bu sorunu çözmemizi ciddi anlamda kötü etkiliyor politik doğrucu siyasetçilerle birleştiğinde. . bölgesel olarak var ama gizli saklı olduğu için durumu fecileştiriyor maalesef. üstü kapanan her şey daha feci gelir işte.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "müslümanlara göre şu şekilde yaratılmıştır: adem çamurdan yaratıldığı zaman şeytan onu kendisine rakip görür ve çamura tükürür. bunu gören cebrail de gelip ademin çamurundaki tükürüğü parmağıyla sıyırıp alır. aldığı bu çamurdan işte köpek yaratılmıştır. köpeğin dost, şefkatli ve vefakar olması çamurunda ademin çamurunun olması, saldırgan vs olması ise çamurunda şeytanın tükürüğünün olması sebebiyledir. ek bilgi: müslümanlar ayrıca insandaki göbek deliğinin de, cebrailin eliyle sıyırıp aldığı çamurdan doğan boşluk olduğuna inanırlar. (bkz: müslüman kafası)", "label": 3} {"baslik": "kopektapar", "text": "bugün yeşilköy sahilinde yürüyordum. bakırköy belediyesi’ne ait bir araç geldi ve görevliler sahildeki aşısız bir köpeği alıp araca koymak istedi. bir anda bir kalabalık toplandı. aracın önünü kestiler. yemin ederim bir kadın ölümü göze alarak kendini aracın önüne attı. ben böyle bir şey görmedim. küfür kıyamet! ulan adam kaçırsalardı bu kadar tepki göstermezlerdi. daha görevlilerin ne yaptıklarını dahi anlamadan bir sürü insan bağırmaya başladı. belediye de tepki geleceğini hesap etmiş olacak ki tek bir köpeği almak için bir sürü güvenlik görevlisiyle gelmişti. tabi ki kavgada köpektaparlar kazandı ve o bağrış çağrışta birileri aracın kapısını açtı ve köpek araçtan kaçıp uzaklaştı. belediye aracını tekmeleyerek ve görevlilere hakaretler yağdırarak gönderdiler. kaldı ki bakırköy belediyesi sokak hayvanları konusunda en hassas belediyelerden biri. mesela birkaç hafta önce rte köpeklerle ilgili açıklama yaptığında tepki için ilçenin dört bir yanına köpektaparları orgazma erdirecek afişler asan bir belediyeden bahsediyorum. olayın videosunu da çektim ama şimdilik bırakıp gideyim. yarın o köpek birilerine saldırırsa sorumlusu orada görevlilerin kamu hizmetini yerine getirmesine engel olanlardır. benim küçük çocuğum var ve ben o yolda güvenle yürümek istiyorum. bu, benim vatandaş olarak hakkım. köpek isteyen evinde beslesin. sokak, köpeklerin yaşam alanı değildir.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "gerçek dürüstlüğün ne olduğunu görmek istersen köpekten ötesine bakma. köpek iyi görünmeyi hiç takmaz. ama kraliçe'nin annesinin bacağına sarılacaktır şayet canı isterse. köpek senin ne halt düşündüğünü umursamaz. papa'nın huzurunda taşaklarını yalar eğer canı böyle yapmak istiyorsa. köpek hiçbir gücün, zenginliğin, şöhretin karşısında ayağa kalkmaz. imparator'un kıçını ısırır eğer yemeğine el uzatırsa köpek bacağını kaldırır, başbakan'ın limuzininin akyanaklı lastiğine ya da sıçıverir dalai lama'nın seccadesine çünkü o bir köpektir ve köpekler böyle yapar ve özdeki bozulmamış gizli bir parçada köpeklerin bu dürüstlüğüne hayran oluruz, çünkü kendimizde bulunmadığını görürüz ve biliriz, böyle bir dürüstlüğün bu dünyada korkunç bir bedelle geldiğini. (wreckage with a beating heart)", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "esen ışık'ın aşırı aşırı gerçekçi filmi. oyuncular diyaloglardan, duruşlara kadar efsane iş çıkarmışlar. yemin ederim bitirene kadar sinirden kırk takla attım. hele en sonunda yeri o su ile yıkaması, üstümden aktı geçti sular yine pisliklerini kafamın içinden temizleyemediler. bu ülkede şansın varsa rahmet dileyen taraf oluyorsun. görürüz görmeyiz bilmem ama çevirdikleri çark illaki bir gün duracak.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "içlerinde gizli bir güç olduğunu düşünüyorum. akşamları o güç devreye girip çete oluyorlar. ama yine de en tatlı hayvalar. tabi kediden sonra.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "yine mi gruplardan sözleşip gelmiş işi gücü bırakıp zayıf gariban sokak hayvanlarına musallat olan kendinden güçsüz sahipsizleri ezmekten zevk alan güruh. nefretle motive olan insan bana gereksiz ve boş geliyor. hobi bulun lan kendinize hayatınız olsun. hayvanseverlere isim takıp böyle ucûbe gibi garip tavırlar sergileyip geziyorsunuz gidin tedavi olun hastaysanız yahu bu nasıl bir işsizlik. hiç normal gelmiyor bu tavırlar bana.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "belli bir aya kadar (yalan olmasın ama 2-3 aya kadar filan) basbayağı içine kızarmış ekmek doğranmış et suyuna (bulyon) şehriye çorbası kokan şahane mahluk. bilhassa suratını ve gıdısını koklamanızı tavsiye ederim o gevrek farelerin. burnu kaptırmadan tabii, aman diyim.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "25 45 yaş arası anne babalar özellikle. koca izmir'de tek başıma mücadele verdim. aloo ben artık türkiye de bile yokum anneme çektiren o komşu için herşey. yaşlı ve sakat anneme. 2 kızıma parkta musallat olmuş köpekler başka çocuklara musallat olmasın diye herşey.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "başıboş müslümanlar sokakta o iğrenç kadın düşmanı yobaz cahil fikirleriyle gezebiliyorsa bizim yapay seçilim ile yaratıp hiçbi yaşama ortamı bırakmadığımız köpekler de gezebilir bence. en azından köpeklere çareler var", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "hakkında binlerce iğrenç entry atılan hayvan. artık başlıklara bile bakmıyorum. herkes şöyle öldürülmeli böyle katledilmeli kafasında ama biliyorum ki bırak öldürmeyi, köpeği 50 metreden gördüğünde yolunu değiştiren insanlar bunlar. şüphesiz ki ellerine bir şey verip hadi öldürün desek köpeğe zarar vermeyi geçtim, yanına yaklaşamayacak insanlar. bu sokak hayvanları sorunu olmaktan çıktı ekşide, düpedüz adamlar bir hayvana nefret besliyor insanı karşılık beslemeden seven, en sadık dostu.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "güzel isim bulunmuş, sevdim. \"hayvansever\" olarak adlandırmanın yanlış olduğu, mide bulandırıcı oldukları böyle daha çok belli olan grup. aslında sadece köpektapar değil, hayvantapar olarak da değiştirebiliriz bunu. çünkü şahsen ben; normalde hayvan seven biri idim, aslında bi bakıma hala öyleyim. fakat bu köpektaparlar, keditaparlar öyle toksik insanlar ki, beni hayvanlardan soğuttular. hayvan düşmanı olmama da ramak kaldı bunlar yüzünden. malum partinin dinimde yarattığı etkiyi kediköpektaparlar hayvanlar üzerinde yaratıyor diyebiliriz kısaca.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "hayvanseverler niye hala sokakta kalsın ya da kısırlaştırma olmasın diye inat ediyor anlam veremiyorum. çok mu güzel sokaklar barinaklardan? geçen ay komşu şehre gidip geldim. 160 km yolda 6 tane parçalanmış hayvan saydım. bu mu yani bu canlara gördüğünüz reva. belediyeler barinaklara almak yerine gidiyor şehrin dışında ormanlara bırakıyor. cok hayvan sevdiğini sanıp bi hayvan sahiplenip sonra sıkılan oclar da gidip ormanlık yerlere bırakıyor. sonra bu hayvanlar orada açlıktan birbirini yiyor ya da yola atlayıp şehirler arası yolda 120yle giden arabaların altında eziliyorlar. hayvancagiza yazık. bi de üstüne trafik kazası olduğu için insanlar da ölebiliyor. herkes için berbat bi hale geldi bu iş. sayıları inanılmaz arttı. artık ne tutup besleyecek ne kisirlastiracak, ne barinaklara alacak imkan kalmadı gibi duruyor.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "kış ayları yaklaşırken aç kalan onca köpek nedeniyle çok kötü olayların yaşanmasına sebebiyet verebilecek sorun. geçen sene gözümün önünde bir köpek sürüsü, tek gezen ve dağıtılan mamayı yiyen bir köpeği parçaladı sokak ortasında. yaşlı ve çocuklara saldırılar da cabası.", "label": 2} {"baslik": "evde-kopek-beslemek", "text": "koşulsuz sevgiyi bazıları kaldıramıyorlar , sonra o kişilerle böyle başlıklar altında buluşuyoruz .", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpektapar, itperest, karabaşperver ne derseniz deyin, şu anda fiyat/performans açısından berbat bir yerde yaşamamızın yanında son derece önemsiz. şahsen köpekler bu ülkede sorun edeceğim en son şey. her ay gelirimden binnnlerce lira kesilmesinin sebebi köpekler değil. enflasyonist ortam köpeklerin sürekli üremesinden kaynaklanmıyor. 10 km’lik yolu 2 saatte gitmemin nedeni köpekler değil. köpekler yavrularını veterinerden alırken suv’lerini yolun ortasında bırakmıyor. köpeklerin yavruları canıma veya malıma kast eder mi diye endişelenmiyorum. köpekler sırada beklerken önüme geçmiyor. köpekler hakkımı gasp etmeye çalışmıyor, mobbing yapmıyor. daha ne olsun?? norveç’teki bir herifin 10 katı kadar vergi veriyoruz ve karşılığında elimize geçen sıfır (0). esas sorun bu. ülkede kontrolsüz nüfus artışı ve artan cehalet nedeniyle her şey çökerken, köpeklere kafa yormak için cidden paralel evrende yaşıyor olmak lazım. konu köpeklere gelince \"avrupalı\" kesiliyor hemen, kurallara uymaya gelince \"orta doğulu\". yok öyle yağma, ya hep ya hiç.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "evde uzun süre kapalı kalınca bunalan hayvan.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "büyük türk düşünürü, dava adamı, raconların efendisi tatar ramazan'ın kendisi üzerinden, adam satan, sırttan bıçaklayan, kahpelik yapan, şerefsizlik yapan, kadir kıymet bilmeyen, götü başı ayrı oynayan, insanı yarı yolda bırakan, değişiklere ayar verdiği hayvan. söz konusu ayar şu şekilde bir şeydir. \".... ben köpeği bile aşağılamam, allah yaratmış ama insanların köpekleşmesi beni çıldırtıyor..\"", "label": 2} {"baslik": "evde-kopek-beslemek", "text": "bunu savunan net empati yoksunudur. ust katimda var bir tane, gece gunduz saat farketmiyor surekli havliyor, tik tik evde yuruyor. ulan mecbur muyum sesine katlanmaya?", "label": 0} {"baslik": "kopek", "text": "dün akşam günbatımında bostancı sahilde idim. bi köpek geldi yanıma. sahipsiz... 1-2 metre uzağıma, arka patilerinin üstüne oturdu. ve günbatımını izlemeye başladı. kulaklarını da yatırdı aşağıya bi güzel. uzun uzun daldı uzaklara ve günbatımını izledi resmen. ben de onu izledim. ya uzundur böyle huzurlu bi görüntüye rastlamamıştım. kulaklarını yatırmış oturan bi sokak köpeği. nasıl güzeldi. neler geçiyordu ki aklından acaba? eskiden sahibi mi vardı mesela? onu mu özledi? ya da yavruları vardı belki de, şimdi neredeler kim bilir diye onlar mı geçti aklından? çok güzeldi be... şu hayattan göçüp gitmeden önce bi köpek sahiplenmeyi çok istiyorum. imkan, mekan meselesi biraz. tam olarak hazır olmama gerek yok, yüzde elli dahi hazır olduğum an yapacağım bunu. sonra beraber denize karşı günbatımlarını izleyeceğiz.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "senede 3-5 insan muz kabuğuna da basarak ölüyor, bu sebeple milyon köpek öldürmeyelim dediğinde edindiğin sıfat.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "deprem sonrası enkaz altında insanları bulduğu için köpekleri savunmak mı? gerçekten mi? biz arama kurtarma köpeklerine bir çare bulunsun mu diyoruz? sokakta başıboş gezen, insanlara saldıran hayvanlara çözüm bulunsun istiyor vatandaş. fareler deneylerde kullanılıyor, tüm fareler faydalıdır. düz mantığın ebesi bile bu kadarını kaldıramaz.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "gerek yasa ile toplanıp uyutarak, gerek halk tarafından toplu halde zehirleyerek öyle ya da böyle çözüme acil şekilde çözüme kavuşturulması gereken sorundur. belediyeler için bulunmaz fırsat, bu konunun üzerine gidip çözüm üreten yönetimler ciddi şekilde avantajlı konuma geçerler.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "beraber yaşadığı ailenin bebeği olabilen, sevgi yumağı canlıdır.", "label": 2} {"baslik": "basibos-kopek-sorunu", "text": "spora acik alanda(tek basima) gidemedigim icin spor salonuna yazildim. spor salonunun onunde bile en az 5-6 kopek var. cocugumu krese gonderiyorum, kresin 100 metre dibinde sozde hayvanseverlerin kurdugu derme catma barinak, kontrolsuz ureyen onlarca kopek var. bazen arabanin sesine tetiklenip havliyolar, bazen neye tetiklendiklerini bile anlayamadigim bi nedenle havliyolar. aksam arkadasima yuruyerek gidemiyorum cunku issiz bi yolda onlarca kopegin etrafimi cevirmesini kaldirabilecek psikolojim artik kalmadi. defalarca belediyeye bakin burda kisirlastirma duzgun yapilmamis, bu hayvanlar hala uruyor dememe ragmen alinan onlem sifir. evet geldik topladik diyolar, topladiklari kopek sayisi 3. evet yanlis duymadiniz 3! ulan ben en az toplam 30 kopekten bahsediyorum adamlar 3 kopek toplanmistir diye geri bildirimde bulunuyo. bildirimde bulundugum bolgede de artik yavru falan kalmadi, essek kadar oldular ve bilin bakalim kisirlastirildilar mi? hayir. yani cok yakinda yeni yavrular da yolda. yani kopek 30 taneyken gelip baş edemiyosunuz seneye 50 tane olunca naapmayi planliyosunuz ya? kopek disi gecmeyen kiyafetler falan mi alip giyelim napalim amk yerinde? delirecem ya. delirecem. cozulmesi icin gittikce umudumu kaybettigim sorundur.", "label": 0} {"baslik": "kopektapar", "text": "tabu sayılabilecek bir kelime oluşturarak insanları korkutmak üzerine oluşturulmuş kavramlardan biridir. benzeri bir kavram covid döneminde \"kapanak şövalyeleri\" olarak sözlükte kendine yer bulmuştur. bu ve benzeri bütün kavramlar sosyal medyada yüceltilen ve realistlik adı altında sürülen apatiyi desteklemektedir. sosyal medyanın yardımıyla ve belirli stereotipteki birkaç insanı kullanarak kitleleri etiketlemek ne yazık ki artık çok kolaydır.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "köpekler sokakta yaşamasın hem onlar rahat etsin hem de insanlar güvenle sokakta yürüyebilsin diyince köpekleri zehirlemeyi düşündüğümüzü öne süren tuhaf insanlar topluluğu.", "label": 0} {"baslik": "kopek", "text": "yeditepe'de okuyanlar, okumuş olanlar bilirler tam bir köpek cennetidir kampüs. onlarca köpek vardır. bir çoğu sevdirmiyor, korkup kaçıyor ama sevidirenleri sevmeden geçemiyorum. sevimli şeyler.", "label": 2} {"baslik": "kopek", "text": "eğer korkuluyorsa kesinlikle göz göze gelinmemesi gereken hayvan.o bakışmalardan sonra kesinlikle bir aşk doğmaz,en fazla kaçar ve kovalanırsın.", "label": 2} {"baslik": "kopektapar", "text": "sokakta köpeklerden korkuyorum arkadaş, şehiriçinde ekip halinde dolaşan köpekler toplatılmalı. yıllarca trt'ye zorla para verdik, onun yerine hayvanlar için verelim düzgün barınakları olsun. kontrollü üresinler. bu arada şu köpektapar lafını kullananların eğitim seviyesi leş olduğuna eminim. köpek boku kadar değerleri yok.", "label": 0} {"baslik": "kopek", "text": "beslememe nedenim on, yirmi yıl gibi süreyi aşmayan ömürleri (bildiğim kadarıyla öyle) ben bu hayvana alışacağım alışacağım sonra hop ölecek ya ben yakınımı kaybetmiş kadar üzülürüm. yani muhtemelen benden önce ölecek bir yakınım olacak ondan dolayı bu tatlı sevimli hayvanları hayatıma sokamıyorum.sevgili sözlük eğer biliyorsanız elli altmış yıl yaşayan cinslerini bir mesaj kadar uzağım.", "label": 2}