audio
audioduration (s) 2
19
| text
stringlengths 44
309
|
---|---|
1908 yılında Harry Houdini'nin yani dünyanın kelepçe kralı ve hapisten kaçan adamının yeni bir numaraya ihtiyacı vardı. 34 yaşındaydı ve 15 yıldır gösteri dünyasında çalışıyordu. |
|
Amerika Birleşik Devletleri'nin dört bir yanında gezmiş, sirk gösterilerinde, vaudeville tiyatrolarında ve dolu salonlarda sahne almıştı. Başlangıçta eğitimli maymunlar ve az eğitimli amatör kadınlarla performanslar sergilemişti. |
|
Ama geçen yıllar ile smoky neyli numaralar yapıyordu. Avrupa'da 1903 yılında siyasi hükümdüleri hapse atmak için tekerlekli metal bir kasa olan Sibirya taşıma hücresinden kaçmak gibi numaralar yapmıştı. |
|
O dönemde Rusya'da yoğun bir Yahudi düşmanlığı vardı ve Houdini bir Yahudi olduğu için Rus polislerini ve onları destekleyenleri şaşırtmak istiyordu. Zaten her yerde bu tarz yetkililere meydan okuyan birisiydi. |
|
Berlin ve İskoçya'da görevli müfettişlerin kendini kelepçelemesini sağladıktan sonra onun bu kelepçelerden kurtuluşunu herkese göstermişti. Ancak şimdi önceki 5 yılını çoğunlukla Avrupa'da geçirdikten sonra Amerika'yı fethetmek zorundaydı. |
|
Büyük bir illüzyonisi sayılmazdı. Gizem ve atmosferden yoksundu. |
|
Sahne sanatı da sıradandı. Amerika'ya döndü. |
|
St. Louis'de Houdini ve yardımcıları o dönem süt satmak için marketlerde bulunanlardan daha büyük yaklaşık 230 litrelik metal süt kutusunu sahneye çektiler. Kutuyu suyla doldurdular. |
|
Houdini kutunun içine girerken fazla su kenarlardan taştı. Polisler ve müfettişler de bu konuda birbirine karşı bir ilişki bulmuşlardı. |
|
Herkes bu adama ve yapacaklarına gözlerini dikmişti. Kutunun üstü kilitliydi. |
|
Houdini su dolu ve kilitli olan daracık kutunun içinde kala kalmıştı. Perde çekildi ve 1 ya da 2 dakika sonra kalabalık huzursuzlanmaya başladı. |
|
Adam nefesini tutarak dışarı çıkmaya çalışıyordu. Eğer başaramasaydı, etkinliğini tanıtan afişlerde belirtildiği gibi başarısızlık ölüm demekti. |
|
Sihir neyin gerçek olduğuna dair algımıza meydan okur. Houdini ölümü defa almak için bir şey yapmazdı. |
|
Bu, hala hala bir şey yapmamıştı. Houdini, bu risk diye yazmıştı daha sonra. |
|
Bizi, yüksek binayı boyayan bir adama ya da aynı binanın duvarlarına tırmanan birine çeken şey. İkisinden birinin düşme ihtimalinin olmadığını bilseydik ya da düşseler dahi hiçbir şekilde yaralanmayacaklarından haberdar olsaydık, onları bebek arabası süren bir dadı kadar umursamazdık. |
|
Bu nedenle kendi kendime neden halka gerçek bir heyecan yaşatmıyorum ki dedi. Numaralarına güveniyordu. |
|
Ama bir aksaklık, yanlış bir hesap ya da beceriksiz bir asistan olasılığı yeterince tehlike barındırıyordu. Süt kutusu numarasından önce Houdini diğer sihirbazlardan daha elleri gitmişti bile. |
|
Kısa boylu ama yakışıklıydı. Geniş alnı, parlak koyu gözleri, karın kasları, kaslı kolları ve omuzları vardı. |
|
Korkunç yerel hapishanelere veya eyalet hapishanelerine gelir, kıyafetlerini çıkarır ve vücudunda bir şey saklamadığını kanıtlamak için polis çeyreğine kendini kontrol ettirirdi. Daha sonra halka şirketi görmezdi. |
|
Daha sonra zincirlerle bağlanır ve kendini bir hücreye kilitler, kısa bir süre sonra onları elinde tutarak hücreden çıkardı. Ancak bu basit kaçışlar yeterli değildi. |
|
Kendisini aşmak ve izleyicilerini şaşırtmak zorundaydı. Daha sonraki bir versiyon olan Çin Su İşkencesi numarasında baş aşağı büyük bir camın önünde bir kutuya daldırılırdı. |
|
Tabi kutu suyla dolu olurdu. Sanki bazen bilinçli, bazen bilinçsiz olarak Houdini seyircilerine pis hücrelere atılan ve yıllarca işkence gören insanların zulümlerine hapsettiriyordu. |
|
Kariyerinin zirvesinde Chaplin ve Valentino kadar ünlüydü. İkisi de Houdini gibi yeni bir ülkenin hayali için kendilerini yeniden yaratan göçmenlerdi. |
|
Tabi bu üç kişiden yalnızca Houdini iş başında kendini öldürme riskini aldı. Bu adam 24 Mart 1874'te Budapest'te doğdu. |
|
Aslında gerçek adı Erich Weiss'ti. İlginçtir, ünlendiği yıllarda ısrarla Amerika'da doğduğunu iddia ediyordu. |
|
Ama tarihçiler Budapest'te de doğduğuna dair gerçek adı Erich Weiss'ti. Erich Weiss'te de doğduğuna dair gerçek adı Erich Weiss'ti. |
|
4 yaşındayken annesi ve kardeşleriyle Amerika'ya göç etti. Ama ırkçılıktan ötürü sürekli yer değiştirmek zorunda kaldılar. |
|
En son Manhattan'da bir gece kondu da kendilerine yer bulabildiler. Erich New York'ta babasının umutsuzluğa ve sağlığının bozulmasına doğru gidişatı izlerken |
|
pek çok göçmen çocuk gibi asla fakir olmayacağına dair yemin etti. Daha da önemlisi çok sevdiği annesi Cecilia'yı hiçbir şeyden mahrum bırakmayacaktı. |
|
Ghetto'daki her fakir göçmen gibi giysi dikmek ve pro sermek gibi işlerden çıkış yolu olarak şov dünyasına girdi. |
|
Bu onun ilk kaçışıydı. Erich kendini baştan inşa etti. |
|
Koştu, boks yaptı, yüzdü, ağırlık kaldırdı. Hem güçlü hem de şaşırtıcı derecede esnek hale geldi. |
|
Çok fazla okula gitmedi, tuhaf işlerde çalıştı. Tabi bunlardan birisi ki bence en önemli olanı bir anahtar dükkanında çalışmaktı. |
|
Büyük ihtimal kilitlerin sırlarını burada öğrenmeye başladı. Çocukken çevresine hep hokkabazlıklar yapıyordu. |
|
Hayalinde hani şu sirklerde salıncak gösterileri yapan trapezciler var ya, işte onlardan biri olmak vardı. Ergenlik döneminde ise 19. yüzyılın büyük sihirbazı olan Fransız saat yapımcısı |
|
Jean-Eugène Robert Houdin'in analarının basıldığı kitabın kullanılmış bir kopyasını buldu. Harry Houdin'e o kadar hayran oldu ki, |
|
adını adamın adının sonuna bir i harfi ekleyerek kendi adını Harry Houdin olarak değiştirdi. 1880'de, |
|
1890'larda küçük kasabalar canlı eğlence açısından fazla bir şeye sahip değillerdi. Bu nedenle gezici bir sirkin, görülmemiş hayvanlarla, yaptıkları ilginç numaralarla ufak bir kasabaya gelmesi orada yaşayanlar için büyük bir olaydı yani. |
|
Houdini de, kendinden iki yaş küçük kardeşi Deş ile beraber, Houdini kardeşler olarak bu sirklerden birine girerek numaralarını sergilemeye başladılar. Bu sirk turneler yapan basit sirklerden farklı değildi. |
|
Ucube diye nitelendirilen garip insanlar, egzotik hayvanlar ve dansözler vardı. Bu ikili de kart numaraları yapıyor, seyircilerin zihinlerini okumaya çalışıyorlardı. |
|
Aslında elimizdeki telefonları, teknolojinin gücünü düşününce o olaylar bize çok şaşırtıcı gelmese de döneminde gerçekten büyük heyecanlar içeriyordu. Houdini ve kardeşi gösterilerine devam ederken, o yıl Chicago'daki World's Columbian Exposition'da ilk kez metamorfoz olarak bilinen bir gösteri sergilediler. |
|
Harry bir çuvalın içine girdi ve çuvalın ağzı sıkıca bağlandı. Ardından kardeşi Deş tarafından bağlı bir halde bir sandığın içine kapatıldı. |
|
Sandığın önüne bir perde geldi ve perde tekrar açıldığında Harry dışarıda, kardeşi çuval ile beraber sandığın içinde kilitli haldeydi. İnsanlar şok içindeydi. |
|
Sene 1894'e geldiğinde, Houdini'nin kardeşi yerini 18 yaşındaki Beatrice Rehner'a bıraktı. Harry ve Beatrice tanıştıktan sadece 3 hafta sonra, |
|
annesinin itirazlarına rağmen evlenmişlerdi. İkili 30 yıl boyunca sahnede birlikte çalışacaklardı. |
|
Ancak romantik yaşamları tamamen bir sır olarak kalacaktı. Çocukları hiç olmadı ve gerçekte Houdini sanki annesine daha çok bağlı görünüyordu. |
|
Eşiyle geçirdiği yıllar boyunca kazandığı paranın yarısını daima annesine gönderdi ve ona tutkulu mektuplar yazdı. Geçen vaktin ardından annesini de yanına alarak eşiyle birlikte Amerika'daki Central Park'ın yanındaki bir daireye taşındılar. |
|
Sanki babasının annesinde yarattığı boşlukları kapatmaya çalışıyor gibiydi. İlginçtir ki Houdini'nin, Martin Eden, Beyaz Diş gibi kitapların ünlü yazarı Jack London'ın dul kalan eşiyle gizli bir ilişkisi vardı. |
|
Bu sorulduğunda reddetmiş, gizlemeyi başardığını sanmış olsa da bu gerçekti. Ve sanırım kızları haklı çıkarttığı nitelikte, bütün erkekler aynıdır sözünün ayaklı bir örneğiydi. |
|
Gerçi bu ilişkinin cinsel bir birliktelik mi yoksa duygusal bir deşarj noktası mı olduğu hiçbir zaman bilmiyordum. 1895 yılında eşiyle birlikte New England'da gerçekleştirdiği bir tur sırasında ilk kez polisin gözleri önünde kelepçeler takmış ve kaçış numarasını yapmıştı. |
|
Bu muzipliğini 30 yıl sürdürecekti. 1906 yılına gelindiğinde işleri iyice abarttı ve kendisini 8 metreden Detroit nehrine zincirlenmiş bir şekilde atarak numaralarını yapmaya devam etti. |
|
Gitgide ünleniyordu. Tabi bunu kendinin de söylediği gibi dikkat çekebilmek için ciddi riskler aldı. |
|
1915 ve sonrasında binlerce seyirci onu Kansas City'de ve birçok diğer şehrin sokaklarında asılı dururken ters çevrilmiş deli ceketi giymiş bir halde görüyordu. Kendini bir şekilde o zorlu durumlardan kurtarıyor ve izleyicileri hayran bırakmaya devam ediyordu. |
|
Tabi Houdini zeki bir adamdı ve sadece bir sihirbaz ya da kaçış ustası sayılmazdı. Ayrıca zeki bir adam olarak kendini pazarlamayı çok iyi biliyor ve bahsettiğim bu sokak gösterilerinin hepsini |
|
orada bulunan gazete binalarına yakın bir yerde yaparak bir şekilde haber olmayı başarıyordu. Haliyle ünü gitgide artıyordu. |
|
Belki de Jack London'ın eşiyle olan birlikteliği de sansasyon yaratarak kendini tanıtma amacıyla yaptığı bir çalışmadan ibaretti. Ama derdi paradan ziyade övülmek, tanınmak ve saygı duyulmaktı. |
|
Az sonra duyacağınız üzere yazarlarla olan ilişkisi bir garipti ve çok ünlü bir yazarla daha tanışacaktı. Kendisini eğitmeye devam etti. |
|
Kendisini eğitmeye devam etti. Kendisini eğitmeye devam etti. |
|
Ve özellikle ikna yeteneğini çok geliştirdi. Kendisi hakkında anonim hikayeler yazıyor, el ilanları, broşürler basıyor ve bunları sanki başkası yapmış gibi tanıtarak büyüklüğünü ilan ediyordu. |
|
Bu sıralarda birkaç sessiz filmde de yer aldı. Bu tanıtımlarda kendini güzel tanıtmaya başardı ve insanların onu eleştirmesinden büyük ölçüde kurtuldu. |
|
1920 yılında, sıkı takipçilerimizin tanıdığı ve Benin Baker Sokağı soygununda da bahsettiğim Sherlock Holmes'un yazarı Sir Arthur Doyle ile arkadaşım. |
|
Bu arkadaşlık, onun için farklı bir şeye dönüşecekti. Doyle, spritüalizme, yani ruhaniliğe oldukça bağlı bir adamdı. |
|
Hatta savaşta yaralanan ve 1918'deki İspanyol gribi salgınında ölen oğlu Kingsley ile ruhani seanslarda iletişim kurduğunu iddia ediyordu. Öyle ki bu konularla ilgili kitaplar bile yazmaya başlamıştı. |
|
Ve bizim Houdini'nin doğaüstü güçlere sahip olduğunu inanıyordu. Houdini gerçekçi bir adam olsa da bir şekilde arkadaş oldular. |
|
Ve bu arkadaşlıkları devam ederken, tanışmalarından 2 yıl sonra 1922 yılında, yazar olan Doyle ve medyum olan eşi Lady Doyle, Houdini'yi Atlantic City'deki bir otelin suitine davet ettiler. |
|
İşte bu davet, arkadaşlıklarının sonunu getirecekti. Lady Doyle odadaki herkesi topladı ve bir masanın etrafına oturttu. |
|
Houdini'nin çok sevdiği ve turne sırasında ölüm haberini aldığında bayıldığı annesi 9 yıl önce hayatını kaybetmişti. Ama Lady Doyle ona sormadan, |
|
masaya 3 kez vurdu ve onun ölen annesiyle iletişim kurmaya başladı. Yani öyle iddia etti. |
|
Adamın annesinin dediklerini kağıda aktaran Lady, tabi adamın annesinin İngilizce bilmediğinden habersizdi, |
|
sözde Houdini'nin annesinin 15 sayfalık bir mesajını kağıda aktardı. Bunlar olurken, Houdini orada sessizce oturdu. |
|
Seans bitince, ev sahiplerine teşekkür etti ve ayrıldı. Houdini bu olayın ardından inanılmaz öfkelendi. |
|
Bunun gerçek olmadığını, insanların duygularını sömürmekten başka bir işe yaramadığını biliyordu. |
|
Bu olayın ardından, kendini bir nevi bu sahte medyumlarla mücadele etmeye adadı. Kongre önünde, spritüelist tehlikesi hakkında ifade verdi. |
|
Ülkenin dört bir yanında dolaşarak, hatta bazen kılık değiştirerek, seansları engellemeye ve basmaya başladı. |
|
Bazen kendine o kadar hakim olamıyordu ki, bastığı seanslarda masaları devirdi, |
|
ışıkları açın diye bağırıp izleyicilere bunun gerçek olmadığını, duygularını sömürdüklerini açıklamaya çalıştı. |
|
Tabi bunları yapmasının tek sebebi, o gece annesiyle ilgili yaşanan olay değildi. |
|
Hem o, hem de spritüelistler gösteri işiyle uğraşıyorlardı. Ancak spritüelistler, Houdini'ye göre yas tutan insanların duygusal durumunu sömürüyordu |
|
ve kendi izleyicilerini etkiliyorlardı. İşte bu sebeplerle o seansları basmaya başlamıştı. |
|
Size sadece Houdini'nin gösterilerini nasıl yaptığını anlatsaydım, bu onu anlamaya ya da anlamaya yaklaşmaya yeterli olmazdı diye düşündüm. |
|
O sebepten araştırmamız sıçradı. Sadece bu adamın esrarengiz kaçışlarından ya da el becerilerinden ziyade, |
|
hayatının içine yönelik hazırladım. O sebepten ilginç gösterileri, havacılığı olan merakı, |
|
kendi film stüdyosuna sahip oluşu, insanlarla girdiği ilginç kaçış iddiaları ve numaralardan ziyade, |
|
bu yoldan ilerlemek istedim. Öyle ki 1920'lerin başlarını gösterileri ve medyumları açtığı savaş ile geçiren Houdini'nin sonu yaklaşıyordu. |
|
Tabi böyle ilginç bir adamın sonu da yine ilginç olmalıydı. Gerçi... |
|
Salakça olarak da düşünülebilir ama bilemedim. Neyse. |
|
Bizim Houdini, başta bahsettiğim gibi kaslı ve atletik bir adamdı. Tarihler 11 Ekim 1926'yı gösterirken, |
|
New York'taki bir performans sırasında, Çin su işkencesi hücresinde zincirlenmişken, |
|
sihirbazın bacağı bir ekipmana sıkıştı. Gösterinin geri kalanı boyunca aksasa da bir şekilde dayandı ama, |
|
gösterinin sonunda sol ayak bileğinin kırıldığını fark etti. Doktorun emirlerine karşı çıkarak, |
|
Houdini turunla devam etti. Ve McGill Üniversitesi'nde konferans verdiği Kanada'ya, |
|
Montserrat'e gitti. Gösteri yaptığı salonun soyunma odasına, |
|
birkaç McGill öğrencisine onu ziyaret etmeleri için davet etti. Sihirbazın ağrıyan ayak bileği onu hala rahatsız ediyordu. |
|
Bu nedenle grup sohbet ederken bir koltuğa oturdu. Bir ara, Gordon Whitehead adında aynı zamanda boksörlük yapan bir öğrenci geldi ve, |
|
Houdini'ye gerçekten karnına atılan sert bir yumruğa dayanabildiğinin doğru olup olmadığını sordu ki, bu, sihirbazın topluluk önünde sürekli bahsettiği bir iddiaydı. |
|
Zaten az önce bahsettiğim, salaklık da olabilir kısmı buradan geliyordu. Görgü tanığı Sam'e göre, |
|
Houdini, söylenenlerin doğru olduğunu belirttiğinde, Whitehead aniden beş veya altı tane korkunç derecede sert yumruğu adamın karnına attı. |
|
Houdini hala koltukta uzanıyordu ve yumruklara kendini hazırlamak için hiç zamanı olmamıştı. Ki bu da, onu hatırı sayılır bir acı içinde bıraktı. |
|
Houdini o esnada olayı atlattı. Fakat aynı akşam mide kramplarından ve rahatsızlıklarından şikayet etmeye başladı. |
|
Durumu hemen ertesi gün, Detroit'teki yeni bir gösteri için, 1700 kilometre gideceği gece trenine binerken daha da kötüleşti. |
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.